Çocuklarda görülen akademik başarısızlığın nedeni çoğunlukla yetersiz çalışma, okula ve derslere karşı ilgisizlik olarak değerlendirilmektedir. Akran zorbalığı, kaygı, özgüven eksikliği, dikkat dağınıklığı gibi nedenlerle de akademik başarı olumsuz etkilenebilmektedir. Ancak sıklıkla gözden kaçırılsa da düşük akademik başarının nedeni öğrenme güçlüğü olabilmektedir.

Kişinin öğrenme güçlüğüne sahip olup olmadığı bazı durumlarda fark edilmeyebilir ve kişi bununla hayatını sürdürebilir. Yazımızın devamında öğrenme güçlüğünün belirtilerini, akademik başarıyı nasıl etkilediğini ve ailelerin neler yapabileceğini sizlerle paylaşacağız.

Öğrenme Güçlüğü Nedir?

Öğrenme güçlüğü; dinleme, konuşma, okuma, yazma, mantık yürütme, problem çözme ya da matematik alanındaki yeteneklerin kullanımında zorluk yaşanmasıdır. Aynı zamanda, kişinin bilgiyi depolaması, işlemesi ve üretmesi konusunda da zorlanmasına neden olmaktadır. Birden çok alanda zorluk yaşayabilen bu çocuklar için kendini idare etme ve sosyal beceri sergileme zorlaşmaktadır.

Okul Öncesi Dönem Öğrenme Güçlüğü Belirtileri

Öğrenme güçlüğünün okul öncesi dönemde fark edilmesi kolay değildir. İlgili bir öğretmen ya da farklılıklara yönelik bilgisi olan bir ebeveyn daha erken fark edebilir. Okul öncesi tanı için bilgi verecek bazı belirtileri bulunmaktadır. Öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin büyük çoğunluğunda konuşmaya başlangıç yaşında gecikme olmaktadır.

Kelimeleri doğru telaffuz etmede ve yeni kelimeleri öğrenmekte zorluk yaşanmaktadır. İnce motor becerilerin gelişmesinde yavaşlık görülür. Kalem tutma, boyama becerileri, ayakkabı bağlama, düğme ilikleme ve benzeri akranlarından geç olur, sakarlığa eğilimlidirler. Topu yakalama, denge gerektiren aktiviteler yapma onları oldukça zorlayabilir.

İlk Okul Yıllarında Öğrenme Güçlüğü Belirtileri

Okul öncesi dönemde çocuğun öğrenme güçlüğü olasılığı gözden kaçırıldıysa ilk öğretim döneminde daha rahat fark edilebilir. Çünkü bu dönem çocuğun bilişsel, fiziksel ve duygusal olarak daha fazla performans sergilemesi gereken dönemdir. Çocuklar en önce okuma yazmayı öğrenmede güçlük çekerler.

Okurken yanlış telaffuzlar yapabilir, birbirine benzeyen harfleri karıştırabilirler. Sağını, solunu sık sık karıştırıp, yönleri öğrenmekte güçlük çekebilirler. Sayıları öğrenmekte de çoğunlukla zorluk yaşarlar. Yine birbirine benzeyen rakamları karıştırabilir bu nedenle sıklıkla işlem hatası yapabilirler.

Sıklıkla karıştırdıkları harfler, rakamlar, kelimeler, işaretler vardır. Örneğin; b ile d, 6 ile 9, X ile +, ve yerine ev gibi. Hata yaptıkça okumaya ve yazmaya yönelik ilgilerini kaybederler. Sınıf içerisinde yüksek sesle okumayı istemezler. Yazı yazmaktan kaçınırlar. Saati öğrenmekte zorluk yaşarlar.

Tam saatleri öğrenseler bile, geçe – kala ifadelerini doğru kullanmaları güçtür. Yine benzer rakamların karıştırılması da saati yanlış söylemelerine neden olur. Unutkanlık çok sık görülür. Görevlerini, sorumluluklarını sıklıkla ihmal ederler, çünkü unuturlar. Ödevlerini yapmayı unuturlar. Okuldan yollanan yazıları ya da anne babaya iletilmesi gereken bilgileri unuturlar. Eşyalarını okulda ya da evde unutabilirler.

Arkadaşlık kurmak onlar için kolay değildir. Girişken değildirler. Çekinik davranışlar gösterir, utangaçlık yapabilirler. Sözsüz iletişim mesajlarını anlamakta zorluk çekerler. Beden dilini kullanmakta zorlanırlar. Mecazları, espirileri anlamakta güçlük yaşarlar. Öğrenme güçlüğü çeken her çocuk farklıdır ve birbiriyle aynı özellikleri taşımaz. Bu nedenle, özelliklerin belirlenmesi ve tanı alması için ayrıntılı bir değerlendirmeye ihtiyaç duyulur.

Öğrenme Güçlüğü Neden Olur ve Tanı Nasıl Koyulur?

Öğrenme güçlüğü nedeni kesin olarak bilinmemektir. Ancak yapılan araştırmalar beyin yapısındaki işlevsel farklılar ile ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Bu farklılıklar doğuştan gelir ve kalıtımsaldır.  Ebeveynlerde benzer bir öykü varsa ya da kardeşlerden bir tanesinde görüldüyse diğer çocukta da görülebilir. Doğum öncesi ya da sonrasında yaşanan sorunlarla da ortaya çıkabilir. Doğum sırasında oksijensiz kalma, prematüre doğum öğrenme güçlüğüne neden olabilir. Ayrıca annenin gebelikte ya da emzirme sürecinde uyuşturucu, alkol kullanması da görülme sıklığını artırmaktadır. Ancak ailenin ekonomik durumunun yetersiz olması, çevresel ya da kültürel etkenler öğrenme güçlüğünde etkili değildir. Bu faktörlerin sonucunda oluşan düşük akademik başarının nedeni öğrenme güçlüğü olarak değerlendirilmemelidir.

Öğrenme Güçlüğü; okuma bozukluğu ile giden (disleksi), matematik bozukluğu ile giden (diskalkuli) ve yazılı anlatım bozukluğu ile giden (disgrafi) olarak üç alt tipe ayrılır. Alt tipler birlikte ya da ayrı ayrı görülebilir. Tedaviye başlarken ilk adım psikoeğitim verilmesidir. Psiko-eğitim aileye, öğretmenlere ve çocuğa verilebilir.

Psikoeğitim, öğrenme güçlüğünün anlaşılması, çocuğa nasıl bir yaklaşım ve eğitim uygulanacağının öğrenilmesi için değerlidir. Psikoeğitim sonrası çocuğa evde ve okulda eş zamanlı devam edecek bir özel eğitim programı hazırlanmalıdır.

Düşük Akademik Başarının Nedeni Olarak Öğrenme Güçlüğü Karşısında Aileler Neler Yapabilir?

Koşulsuz Sevgi ve Kabul En Büyük İhtiyaçları

Aileler her şeyden önce çocuklarının biricik olduğunu ve onların bir parçası olduğunu unutmaması gerekir. Pek çok anlamda akranlarından farklılıkları olabilir ancak bu farklılıklar çocuğun değerinden hiçbir şey eksiltmemektedir. Onun bir çocuk olduğu ve diğer çocuklar gibi sevgiye, ilgiye ve koşulsuz kabule ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır. Ayırt edilmeksiniz tüm çocukların sevgi, destek ve cesaretlendirilmeye ihtiyacı vardır. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar ise tüm bunlara daha fazla gereksinim duyarlar. Ebeveynlerin rolü çocukların hayat içerisinde karşılaşacağı zorluklar karşısında sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak olmalıdır.

Yapıcı Ebeveyn Tutumları Öğrenme Güçlüğü Olan Çocuğun Özgüvenini Destekler

Çocuğun sosyal yaşamda ve özellikle eğitim hayatında özgüveni kırılabilmektedir. Çocuğun ev içindeki olumlu davranışlarına odaklanmak onun kendine güveninin gelişmesine yardımcı olur. Böylece çocuk zorlu durumlarla nasıl baş edebileceğini öğrenir, özgüveni artar, kendini daha rahat ifade edebilir. Aileler hoşgörülü-demokratik ve destekleyici ebeveyn tutumu sergilemelidir.

Çocukla iletişim sevgi ve saygı içerisinde olmalıdır. Yanlışları cezalandırılmamalı, disiplin methodu olarak sevgi kısıtlanmamalıdır. Aksine sevgi fiziksel temas ve sözlerle sıklıkla vurgulanmalıdır. Öğrenme güçlüğü olan çocuğun özellikle sosyal hayat içerisindeki zorluklarla mücadelesinde özgüven önemli bir araçtır.

Hatalarından Ders Çıkarmasını ve Önlem Almasını Öğretin

Çocuklar görerek ve model alarak öğrenir. Ebeveynlerin olumlu tutumları ve mizah anlayışı, çocuğun bakış açısını değiştirerek ona tedavi sürecinde yardımcı olacaktır. Hata yaptığında içe kapanmasına neden olacak büyük tepkiler vermek yerine ders ve önlem alması sağlanmalıdır.

Öğretirken eğlenmesini desteklemek hata yapmaktan korkmasını engelleyecektir. Aklında tutabileceği basit oyun ve egzersizlerle öğrenmesini kolaylaştırabilirsiniz. Çocuğunuzu desteklemek için olumlu yanlarına odaklanabilirsiniz. Başarılarından ziyade çabasını taktir edebilirsiniz.

İlgi Alanlarını Destekleyebilirsiniz

Başarı sağlayabileceği ve keyif alabileceği alanları keşfederek o alanlara yönelmesi için cesaretlendirebilirsiniz. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuğunuzla ilgili ebeveynleri olarak gerçekçi beklentiler edinmelisiniz. Beklentilerinizin gerçekle uyumlu olması hem sizin mutluluğunuz hem onun kendini baskı altında hissetmemesi için önemlidir. Çocukla iletişim kurarken olabildiğince yalın, anlaşılır, dolaysız ifadelerde bulunmaya özen gösterin. Uzun cümleler, anlamını bilmediği kelimeler ya da mecazlar anlamasını zorlaştıracaktır.

Öğrenme Güçlüğü Yaşadığı Alanlarda Çözüm Odaklı Öneriler Üretebilirsiniz

Hayatını kolaylaştırmak için günlük yaşamda onu zorlayan her türlü etkinliğe çözüm odaklı yaklaşın. Unutkanlığının önüne geçmek için ona bir defter verebilirsiniz. Yapması gerekenleri bu deftere not eder ve unutmamak için gün içerisinde defterine yazdıklarını kontrol eder. Defterine bakmayı unutmamak için “not defterine bak” hatırlatması ile alarm kurabilir ya da siz hatırlatabilirsiniz.

Yakalayamadığı için top oynamak istemeyen, topun kendisine çarpmasından korkan çocuklar için yumuşak toplarla pratik yapabilirsiniz. Arkadaşlarıyla oynamadan önce ya da sınıf içerisinde performans göstermeden önce birlikte çalışabilirsiniz. Sizin yanınızda alıştırma yapması ön hazırlık olacak ve başkalarının yanında kendini daha rahat ifade edebilecektir.

Taare Zameen Par (Yerdeki Yıldızlar) filmini farkındalık geliştirilmesi için önermekteyiz. Film öğrenme güçlüğü yaşayan bir çocuk ve onun hayatında fark yaratan öğretmenini anlatıyor. Düşük akademik başarının asıl nedeni öğrenilene kadar çocuğun yaşadığı zorluklar bir bir işleniyor. Ailenin, arkadaşlarının çocuğa yaklaşımı yapılan yanlış müdahaleler gerçek hayatta da yaşanan örneklere benzer şekilde gösteriliyor.

Çocuğunuzun öğrenme güçlüğü yaşıyor olabileceğini düşünüyorsanız destek almak için geç kalmayın. Psikolojik destek ve tanı için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More

Öğrenme güçlüğü normal ya da normalin üzerinde zekâya sahip; herhangi bir fiziksel sorunu olmayan bireylerde görülebilen; dinleme, konuşma, okuma ve yazma, problem çözme, matematiksel becerilerin kazanılmasında ve kullanılmasında zorluk yaşamaya sebep olan bir bozukluktur.

Disleksi ve diskalkuli öğrenme bozukluğu çeşitlerindendir. Disleksi, kelimeleri ve hatta harfleri tanımada ve okumada güçlük yaratır. Bu sebeple çocukların okumaya geç başlaması söz konusu olabilir. Diskalkuli ise, sayılarla ilgili konuları kavramada, matematiksel ilişkileri anlama, sayısal sembolleri tanımada eksiklik olarak açıklanabilir. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarda yalnızca akademik başarısızlık değil sosyal ve duygusal problemlerle de karşılaşılabilir.

Öğrenme Güçlüğü Neden Ortaya Çıkar?

Peki; öğrenme güçlüğü neden ortaya çıkar? Öğrenme güçlüğünde genetik faktörlerin etkisinin büyük olduğu bilinmektedir. Erken doğum ya da doğum sonrası komplikasyonlar çocuklarda öğrenme güçlüğüne sebep olabilir. Doğum öncesi ya da sonrası geçirilen kazalar neticesinde de bu problem görülebilir.

Öğrenme Güçlüğünün Belirtileri Nelerdir?

Öğrenme güçlüğünün erken dönem belirtileri; okuma, yazma, matematiksel anlama, kavrama becerilerinde sorunlar olarak sıralanabilir. Bunlara ek olarak; hiperaktivite, dikkatsizlik, dürtüsellik görülmesi de söz konusu olabilir. Belirtiler genellikle 4-5 yaş civarında belirgin hale gelmeye başlar. Okul dönemi ile birlikte dikkat eksikliğine bağlı öğrenme sorunları görülür. Ergenlik döneminde ise akademik başarısızlığın yanı sıra davranış sorunları ve aile karşı gelişen tutumlar gözlenir.

Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar okul öncesi dönemde kelimeleri telaffuz etmekte zorlanırlar. Konuşmaya geç başlarlar ya da kelime dağarcığında yaşa göre eksiklikler görülür. Rutin işleri yapmakta zorluk çekme, sakarlık, sabırsızlık, iletişim kuramama gibi problemler ve makasla kesme ya da ayakkabı bağcığı bağlamada yetersizlikler görülebilir. İlkokul döneminde okumayı geç öğrenme ya da isteksizlik gibi sorunlar yaşarlar. Yazarken harf atlar ya da harf eklerler. Yönergeleri takip etmekte güçlük çekerler. Organize olmayla ilgili sorunlar yaşarlar. Tüm bunlar; çocukların psikososyal hayatlarında da sorunlara sebep olur. Lise ve sonrası dönemde ise soyut konuları öğrenmede, açıklamaları anlama ve kavramada zorluk yaşarlar.

Öğrenme Güçlüğü Yaşayan Çocuklara Nasıl Yaklaşmak Gerekir?

Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklara, yaşadığı tüm bu zorlukların zekâsı ile ilgili bir problemden kaynaklanmadığını yalnızca öğrenmek için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini anlatmak gerekir. Öğrenme sorunları yaşayan çocuklarla çalışırken sabırlı ve hoşgörülü olmak, onları cesaretlendirmek son derece önemlidir. Çocuğun kendine özgü stratejiler geliştirerek bağımsız çalışabilmesi desteklenmelidir.

Öğrenme ile ilgili sorunlar yaşayan çocuklar düzenli ortamlara ihtiyaç duyarlar. Hatırlamaya, yönlendirilmeye ihtiyaç duyarlar. İpuçları, kodlar, gruplandırmalar öğrenmelerine yardımcı olur. Basit cümleleri kavramak onlar için daha kolay olacaktır. Büyük bir işi, küçük parçalara bölerek yapmak çocukların işlerini kolaylaştırır. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların başarılarının ödüllendirilmesi onları motive eder ve cesaretlendirir.

Eğer çocuğunuzda öğrenme güçlüğü olduğunu düşünüyorsanız ya da öğrenme güçlüğüne dair belirtiler görüyorsanız; semptomların ilerlememesi, doğru adımların atılması ve çözüm yolları bulunabilmesi için bir uzmandan yardım almanız son derece önemlidir. Öğrenme güçlüğüne dair sorularınız varsa bizimle iletişime geçebilir, konu hakkında daha fazla bilgi almak için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilir ya da YouTube kanalına abone olabilirsiniz.

Read More

Disleksi, çocuklarda okuma, yazma becerileri edinirken yaşıtlarına göre daha farklı şekilde öğrenebilmesi hatta nörolojik kökenli bir farklılıktır. Zeka kaynaklı bir farklılık değildir. Disleksik çocuklarda okuma, yazma, hızlı okuma, okurken öğrenmek veya anlamak, okuduğunu aktarabilme becerisinin yaşıtlarına ve zekasına kıyasla beklenenin altında kalan okuma ve anlama bozukluğunun çok genel bir ismidir.

Disleksik Çocuklarda Eğitim

Bir diğer dille öğrenme güçlüğü olarak adlandırılan disleksi, yaşıtlarının performansının veya zeka seviyesinin altında kalan bireylerin okuma, yazma, öğrenme ve okuduğunu anlama gibi akademik alanlardaki performans düşüklüğüdür. Disleksik çocuklar yaşıtlarına göre yeni bir şeyi öğrenme, algılama ve konu takibi konusunda geride kalabilir ve tamamlamakta zorlanabilir. Bu nedenle standart öğretim disleksik çocuklara uygun değildir ve öğretim stillerinin farklı olması gerekmektedir. Öğrenme güçlüğü yani disleksi problemi olan bireylerin özel eğitim alması veya devlet okullarında özel bir eğitim alması gerekmektedir. Eğer özel eğitime veya devlet okullarında özel eğitim alamıyorsa ve akranlarından geride kalıyor, konu takibi yapamıyor ve geride kalıyorsa standart okul eğitiminin yanında ek olarak özel eğitim alabilir. Bu özel eğitimler disleksik çocuklara özel olarak hazırlanmış, onların anlayabileceği sade bir dil kullanarak anlatılan ve farklı tekniklerle ilerlemesi sağlayan eğitimlerdir.

Öğrenim güçlüğü yaşayan yani disleksik çocuklar, akranlarının rahatça öğrendiği günlük hayatını devam ettirebilmek için öğrendiği temel bilgileri öğrenmekte ve bu bilgileri doğru yerde kullanmakta zorluk yaşayabilirler. Bu bireyler genellikle;

-Haftanın Güleri

-Yılların Ayları

-Sağ-sol (yön bilgisi)

-Çarpım Tablosu

-Gece, gündüz ve zaman kavramıdır.

Öğrenme güçlüğü olan çocuklar en çok okuma ve yazmada akabinde okuduklarını anlamada ciddi sıkıntılar çekmekte olduğu için okumaya olan ilgileri azalır. Bu çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak diğer çocuklara göre daha zordur. Bu  konuda anne babalara ve öğretmenlere ciddi görevler düşmektedir. Zor olduğu bilindiği için vazgeçmek yerine üzerine düşmek ve çocuklarınız için zaman ayırmalısınız. Bu sorunun üstesinden gelinmesi için büyüklerin yardımına ihtiyaç duyan çocukları yalnız bırakmamak gerekmektedir.  Okuma alışkanlığı kazanmak, çok kitap okumaktan geçtiği için ne kadar zor zaman ve emek harcanırsa çocuğa okuma alışkanlığı o kadar çabuk aşılanır. Çocuklar okuduğunu anlamının zorluğunun üstesinden gelecek eğitimler vererek okuduğunu anlamaya başlayacak olup, okuma alışkanlığını zamanla edinecektir. Bu konuda cesaretlenen ve motive olan çocukların ebeveyn ve öğretmenleri tarafından takdir edilmesi gerekmektedir.  Bu süreçte örnek olacak davranışlar sergilemesi gereken anne baba ve öğretmenlerin de çocuklarıyla beraber kitap okuma saatleri ayarlamalarını öneririz. Okumayı teşvik etmek için ona hak tanımanız önemlidir. Okuma saati sonunda ödüller, istediği kitapları almak gibi teşvik edici anlaşmalar yapabilirsiniz.

Anne ve babaların öncelikle çocuklarının disleksik bir çocuk olduğunu kabul etmeleri ve konu hakkında nasıl yaklaşması gerektiğine dair profesyonel destek almaları önerilir. Özel öğrenme güçlü aile desteği, öğretmen desteği veya özel bir eğitim alıyorsa özel eğitim hocalarının desteği ile süreci yürütmeleri gerekmektedir.

Öğretmenler ise, öğrenme güçlüğü olan öğrencilere denk gelebilme ihtimaline karşı yeterli bilgiye sahip olmalı ve disleksik çocuklara denk geldiğinde ailesi ile görüşmeli ve özel eğitim almalarının daha doğru olacağını anlatmalılardır. Bu öğrencilerin diğer öğrencilere göre desteğe ihtiyacının olduğunu bilmeli ve ek dersler almaları için psikolojik destek vererek yönlendirmeleri gerekmektedir. Bu öğrencilerin daha fazla desteğe ihtiyacının olduğunun bilincinde olarak öz güvenini zedelenemeden daha hassas yaklaşmalılardır. Disleksik çocuk eğitimleri ile ilgili uzmanlardan destek alabilir ve uzmanların yönlendirmelerine göre öğrencilere eğitim verme konusunda istekli olmalılardır.

Read More

Dikkat eksikliği bozukluğu (ADD), eğitime katılma zorluğu, okul çalışmalarına odaklanma, ödevlere devam etme, talimatları takip etme, görevleri tamamlama ve sosyal etkileşim gibi çeşitli davranış sorunlarına neden olan nörolojik bir hastalıktır. ADD ayrıca davranış problemleriyle birlikte hiperaktivite içerebilir. ADD’li öğrencilerin öğrenme güçlüğü olabilir bu durum okulda fark edilip anlayışla karşılanmadığı taktirde çocuk için başka sosyal sorunlara da sebebiyet verebilir. Ne yazık ki yetişkinler ve akranlar, bu tür öğrencilerin verilen yönergelere dikkat etmemeleri ve ödevlerini yerine getirmemelerinin sebeplerini tembel oldukları için yapmadıklarını düşünürler. ADD son derece yaygın olsa da, hastalıkla ilgili yanlış algılar kabul görüp yerleştiği için tanı koyması ve fark edilmesi zor olabiliyor.

Hiperaktivite içermeyen dikkat eksikliği

Hiperaktivite bileşeni olmayan ADD’li çocuklar sınıf etkinliklerinde sıkılmış veya ilgisiz görünebilir. Hayal etmeye ya da unutkanlığa yatkın olabilir, yavaş tempoda çalışabilir veya işlerini eksik bir şekilde tamamlayabilirler. Yaptıkları ödevleri de tıpkı masaları ve kullandıkları diğer alanlar gibi düzensiz görünebilir. Okulda, evde veya okul çalışmalarında materyal ya da kişisel eşyalarını kaybedebilir ve ödevlerde başarısız olabilirler. Bu, öğretmenleri, ebeveynleri sinirlendirebilir ve çocuğun sınıfta kötü not almasına neden olabilir.

Teşhis aşaması

Eğer çocuğunuzun hiperaktivite içeren ya da içermeyen bir ADD olduğundan şüpheleniyorsanız, uygun tedavi için çocuğunuzun okul danışmanı, öğretmeni veya hekimi ile en kısa zamanda konuşmalısınız. Herhangi bir endişeniz varsa, en iyisi bunu en kısa sürede masaya yatırmaktır.

Tedavi

ADD bazen Ritalin gibi uyarıcı ilaçlarla tedavi edilir. Bazı durumlarda, uyarıcı ilaçlar ADD’li öğrencilerin görev başında kalmasına ve odaklanmasına yardımcı olabilir. Bununla birlikte, bazı uyarıcı ilaçlar ciddi yan etkilerle ilişkilendirilmiştir. Sonuç olarak, birçok ebeveyn, ADD’yi tedavi etmek için Ritalin, Adderall veya diğer ilaçları kullanmaktan çekinmektedir. Çoğu doktor ve çocuk psikoloğu ilaç kullanmayı tercih etsin ya da etmesin ebeveynlere çocuklara adaptif davranış becerilerini öğretmeyi ve istenmeyen davranışları azaltmak için bir davranış müdahale planı geliştirmelerini tavsiye eder. Peki bu durumu önlemek mümkün mü? Tıp bilimi henüz ADD’i önlemenin bir yolunu bulamadı. ADD genetik olarak ebeveynden çocuğa bulaşan ve tüm çocukların% 10-15’inde mevcut olan insan ırkının en sık görülen kalıtsal hastalıklarından biridir. ADD’li çocuklar ve yetişkinler de dahil olmak üzere birçok kişi, rahatsızlıklarının ciddiyetine bağlı olarak, dikkatsizliklerini ve düzensizliklerini bir dereceye kadar kontrol edebilmektedir.

References

  • https://www.psychologytoday.com/intl/blog/suffer-the-children/201502/30-ways-prevent-adhd
  • https://www.helpguide.org/articles/add-adhd/attention-deficit-disorder-adhd-in-children.htm/
Read More

Öğrenme güçlüğü, konuşma ve dili kullanma, okuma, yazma, matematiği kullanma, iletişim kurma ve sosyal becerileri geliştirme gibi alanlarda ortaya çıkan gelişimsel bir bozukluktur. Öğrenme güçlüğünün zeka gelişimiyle ile ilgisi yoktur, nörolojik kökenlidir. Yani, öğrenme güçlüğünün zeka ile doğrudan bağlantısı bulunmuyor.

Çocuklarınızdaki öğrenme güçlüğünü fark edebilmeniz için beş belirti:

Konuşmada zorluk

Öğrenme güçlüğünün en belirgin olarak görüldüğü alanlardan biri konuşmadır. Eğer çocuğunuz belli bir yaşı geçmesine rağmen heceleri karıştırıyor (mavi-vami) gibi, sözcükleri hatırlamakta zorlanıyorsa bu durum bir soruna işaret ediyor olabilir.

Öğrenme güçlüğüne sahip çocukların dil kullanımı, sözcük dağarcığı kısıtlı olabilir. Çocuğunuzun dile hakimiyetini yakından takip etmenizde fayda var.

Okulda geç öğrenme

Öğrenme güçlüğü, aileler tarafından genelde ilkokula başlayan çocuğun okuma yazmayı öğrenememesiyle fark edilir. Okumayı öğrenme süreci bu konuda büyük bir ipucudur. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların harf-ses uyumu gelişemeyebilir. Yazıları okunaksızdır.

Bu çocuklar, zekaları seyrinde olmasına rağmen matematikte de yaşıtlarına kıyasla sorun yaşayabilirler. Çarpım tablosunu öğrenmekte, geometrik şekilleri çizmekte zorlanıyor olabilirler.

ögrenme güçlüğü

Sosyal ilişkilerde sorunlar

Öğrenme güçlüğü, sosyal hayatı yakından etkiler. Çocuğunuz, okul kurallarına uymakta zorlanıyor ve arkadaşlarıyla ilişkilerinde aksaklık yaşıyorsa bu davranışsal bir bozukluktan ziyade öğrenme güçlüğüne işaret ediyor olabilir. Plan yapmakta zorlanma, etkinlikleri sıkılıp yarım bırakma, şarkı ve şiir ezberleyememe gibi durumlar da diğer sosyal belirtilerdir.

Farklı motor beceriler

Denge ve koordinasyon sorunları da belirtilerden arasındadır. Bisiklet kullanmak, ip atlamak, topu takip etmek gibi koordinasyon gerektiren etkinliklerde zorluk yaşayan çocuklarda öğrenme güçlüğü olma ihtimali yüksektir.

Tersten yazma, hangi eli kullanacağını tercih etmede gecikme gibi sorunlar da motor becerilerin edinilememesinden kaynaklanır. Ayrıca öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar aşırı dikkatsiz ve sakar olabilir.

Özgüven eksikliği ve anksiyete

Bu durum, öğrenme güçlüğünün bir sonucu gibidir. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuk, bunun sıkıntısını psikolojik anlamda da yaşayabilir. Kendini yaşıtlarıyla karşılaştırdığı için özgüvensiz hissedebilir. Anksiyete belirtileri gösterebilir. Ancak aileler iyi gözlem yapıp yeterli özeni gösterirse öğrenme güçlüğünün bir uzmandan alınacak özel eğitimle tedavi edilmesi zor değildir.

Read More

Çocuklarımızın ne kadar bilgiyi aldığını ve muhafaza ettiğini bilmek, ilerideki başarılarına dair öngörüde bulunmak ve onları en doğru şekilde yönlendirmek için büyük önem taşır. Psikolojik değerlendirmeler dünyasında Wechsler Intelligence Scale for Children, Fifth Edition ya da kısaca (WISC-V) bu bilgiyi edinmemiz için güvenilir yöntemlerden biridir. WISC-V, nörogelişimsel ve nörokognitif araştırma, psikoloji, teknoloji ve nüfustaki değişimlerde görülen gelişmeleri yansıtan 70 yılı aşkın araştırmaya dayanır ve bunlara uygun olarak sürekli revize edilir.

6 yaş ve üzeri çocuklar ve gençler için tasarlanmış olan WISC-V, bilişsel beceri ölçekleri arasında en güçlü alternatif olarak kabul ediliyor. WISC-V, daha esnek ve daha tatmin edici bir değerlendirme olarak çocuğunuzun becerilerine dair kapsamlı bir harita ortaya koyar.

WISC-V-öğrenme becerisi

Çocuğunuzun becerileriyle tanışın

Bu değerlendirmeyle çocuğunuzun genel entelektüel becerilerini ölçmenin yanı sıra derslerindeki ve genel anlamdaki performansını etkileyen özel bilişsel alanlara dair bilgi edinirsiniz. Görsel uzamsal yetenek, akıl yürütme ve görsel belleğe dair veriler bunlar arasında önde gelen alanlardandır. Sözel kavrama (VCI), görsel uzamsal beceri (VSI), akıcı akıl yürütme (FRI), işler bellek (WMI), işlemleme hızı (PSI) olmak üzere beş temel değerlendirme gerçekleştirir.

Sözel kavrama (VCI): Sözel akıl yürütme, anlama, kavram oluşturma gibi becerilerin yanı sıra kristalleşmiş zekayı ölçer. Kristalleşmiş zeka, çocuğun hayatı boyunca deneyim ve öğrenme yoluyla edindiği bilgi anlamına gelir. Bu değerlendirmede düşük performans gösteren çocuklarda öğrenme güçlüğü gözlemlenebilir. Bu çocuklar okumayı öğrenmede ya da sözel akademik alanlarda zorluk yaşayabilir.

Görsel uzamsal beceri (VSI): Çocuğun sözel olmayan akıl yürütme ve konsept oluşturma, görsel algılama ve organizasyon, görsel motor koordinasyon ve soyut bilgileri analiz etme ve sentezleme gibi becerilerini ölçer. Bu değerlendirmede düşük performans gösteren çocuklar; matematiğe dayalı konularda, bir yönlendirmeye göre model oluşturmada ya da görsel uyaranları ayırt etmede zorluk yaşayabilir.

Akıcı akıl yürütme (FRI): Çocuğu; niceliksel akıl yürütme, sınıflandırma ve uzamsal becerileri ve bütünün parçalarıyla ilişkilendirme konusunda değerlendirir. Bunun yanı sora çocuğun geçmiş bilgilerinden bağımsız olarak yeni sorunları çözme becerisi anlamına gelen akıcı akıl yürütme yeteneğini ölçer. Bu değerlendirmede düşük performans gösteren çocuklar kavramlar arası ilişki kurmada zorluk yaşayabilir.

İşler bellek (WMI): Çocuğun işitme dikkatini sürdürme, odaklanma ve zihinsel kontrol uygulama becerilerini değerlendirir. Bu değerlendirmede düşük performans gösteren çocukların yeni bilgi öğrenirken daha sık tekrarlamaları gerekir. Çünkü kısa süreli bellekte bilgi toplamada ve tepki vermede güçlük çekerler.

İşlemleme hızı (PSI): Çocuğun bilgiyi ne kadar hızlı ve doğru bir şekilde işleyebildiğini değerlendirir. Hızla ilgili zorluk çeken çocuklar, bilgiyi işleme ve çalışmalarını tamamlama için daha fazla zamana ve buna başlı olarak özel bir çalışma stratejisine ihtiyaç duyar.

Çocuğunuzun öğrenme becerilerine dair detaylı bilgi edinmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Çocukların ders çalışmaya olan ilgisi zaman zaman artıp azalabilir. Bu iniş çıkışlar belli bir ölçüde doğaldır. Bununla birlikte, ciddi bir ilgisizlikle karşı karşıya kaldığınız zaman önlem alarak çocuğunuza uzun vadede yardımcı olabilirsiniz. Bu yazımızda çocukların ders çalışmayı neden sevmediğine ve ders çalışmaya olan ilgisini arttırmak için neler yapabileceğimize göz atacağız.

Çocuğunuzun ders çalışmayı neden sevmediğini öğrenmek için çocuğunuzu izlemek çok önemlidir ve bunun en önemli yollarından biri çocuğunuzla iyi bir ilişki kurmaktır. Sorunları hızlı ve etkili bir şekilde çözmek, ciddi sonuçlar yaşamadan atlatmanıza yardımcı olabilir. Çocukların ders çalışmayı sevmemesinin birçok nedeni olabilir. Bun nedenler; düşük akademik performans, motivasyon eksikliği ya da ilgisini kaybetme olarak ortaya çıkabilir.

1. Dinleme, konsantrasyon veya uzun süre oturmada zorlanma

Çocuğunuz dinleme, konsantre olma ya da uzun süre oturmaya devam etme konusunda zorluklarla karşılaştığında, ders çalışmaya olan ilgisi bundan ciddi şekilde etkilenebilir. Çocuğunuzun arkadaş edinmede zorluk çekmesi, arkadaşlarını çabucak kaybetmesi, konuşmalarla mücadele etmesi, durumlara aşırı tepki vermesi, iş yüküne ayak uyduramaması ve güvenilir olmaması size bu konuda ipucu verebilir.

Sosyal olarak kabul edilebilir ve edilemez şeyler hakkında çocuğunuzla konuşabilirsiniz. Bu konuşma sırasında onu gerçekten dinlediğinizden emin olun. Ayrıca, insanların ekip olarak nasıl hareket edebileceğini görmesi için bir grup sporu veya etkinliğe başlamasını sağlayabilirsiniz. Buralarda arkadaşlıklar edinip iletişim kurmayı öğreneceklerdir.

ders çalışmayı sevmek

2. Bulundukları yerde rahat hissetmeme

Siz elinizden gelenin en iyisini yapmış olsanız da, çocuğunuz herhangi bir nedenden dolayı rahatsız hissedebilir. Bu rahatsızlık çalışmalarını etkilemeye başlar. Gürültülü ve uyarıcı etkenin bulunduğu yerler genellikle ders çalışmak için elverişli değildir. Çalışma ortamını gözden geçirerek onları rahat hissettirecek ögelerin var olduğundan emin olun.

Yapılması gereken diğer bir şey, bol ışık bulunduğundan ve ders çalışmak için yeterli alana sahip olduklarından emin olmaktır. Odadaki dikkat dağıtıcı unsurları en aza indirin ve tutarlı bir çalışma rutin programlayın. Ders çalışırken ihtiyaç duyacağı her türlü materyali kolayca erişebileceği yerlerde bulundurun. Yapılan araştırmalar, insanların kişiselleştirebildikleri ortamlarda daha rahat hissettiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle çocuğunuzu kendi çalışma alanlarına kendi dokunuşlarını ekleyerek rahat bir çalışma alanı oluşturmaya teşvik edin. Rahat bir çalışma alanı yaratmak, ders çalışmayı eğlenceli hale getirmeye yardımcı olur.

3. Ders konularından hoşlanmama

Kabul edelim, kimse tüm ders konularından hoşlanmıyor. Hoşlanmadığımız konularda başarısız olma olasılığımız yükselir. Bu nedenle hoşlanmadığımız konuları çalışmak motivasyonumuzu arttırmanın bir yolunu bulmak önemlidir. Çünkü ne yazık ki, okul müfredatı ve daha başarılı olmak için öğrenilmesi gereken bilgiler bellidir.

Örneğin, matematik çocuğunuzun ilgisini çekmiyorsa, yalnızca kitaplarla çalışmak yerine daha ilginç hale getirmek için çeşitli oyunlar oynamayı deneyebilirsiniz. Yapabileceğiniz bir diğer şey de, bu konuların hayatlarını nasıl kolaylaştıracağı ve bu bilgilerin hayatta nasıl kullanıldığı hakkında onları bilgilendirmek olacak. Çocuklar genellikle gerçek dünyada hiçbir zaman bu bilgileri kullanmayacaklarını düşünüyorlar.

4. Konuyu çok basit ve sıradan bulma

Çoğu zaman çocuklar, yaptıkları işlerde yeterince meydan okuma olmadığını hissederler ve bu da düşük motivasyona neden olur. Durum buysa, ders çalışma yöntemini gözden geçirmekte fayda var. Örneğin, yapılması gereken ödevlerin hemen ardından zorlayıcı bazı konulara çalışmasını sağlayabilirsiniz.

Başka bir fikir ise çok net bir zaman çizelgesi belirlemek olabilir. Böylece yapılan iş basit olsa da belli bir süre içinde bitirmeye çalışmak işin içine biraz heyecan katarak motive edebilir.

ders çalışmak

5. Çalışarak performansını geliştiremeyeceğine inanma

Öğrenciler çabalarının performansını artırma ihtimali olduğuna inanmazlarsa, çok çalışmaya motive olmayacaklardır. Eğer bir görevi tamamlayamayacaklarını ve bu çalışmanın onları ilerletmeyeceğini düşünüyorlarsa ders çalışmak istemeyebilirler. Ayrıca, öğrencilerin bilgi ve öğrenme konusunda motivasyonlarını etkileyebilecek inançları vardır. Eğer öğrenmenin genellikle hızlı ve kolay olduğuna (ya da yavaş ve zor) inanırsa, zorluklarla karşılaştıklarında motivasyonlarını kaybedebilirler. Benzer şekilde, zekanın doğuştan gelen bir şey olduğuna inanıyorlarsa, ne yaparlarsa yapsınlar daha zeki olmayacaklarını düşünebilirler. Bu da çaba göstermemeleriyle sonuçlanır.

Durum böyle ise, onları motive ettiğiniz bazı öğrenme stratejileri belirlemelisiniz. Ayrıca, pratik yapmaları için onlara bol fırsatlar yaratın ve daha sonra onlara geri bildirim verin. Böylece çabalarının onlara neler kattığını görebilirler ve kendilerine olan güven artabilir.

6. Öğrenme güçlüğü

Entelektüel, bilişsel, davranışsal, gelişimsel veya zihinsel sağlık sorunlarına sahip çocuklar uyku bozuklukları, karın ağrısı, baş ağrısı, diyare, ajitasyon ve agresif davranışlar, geri çekilme, güven ve benlik saygısı kaybı, kaygı ve depresyon gibi birçok problem yaşayabilir. Bu, ders çalışırken yorulma ve ilgisini kaybetme, yeteneklerine güvenmeme ve kendileri hakkında olumsuz duygular gibi sorunlara sebep olur.

Yardımcı olmak için çocuğunuzun bu sorunlardan herhangi birine sahip olup olmadığını tespit edebilmek önemlidir. Öğrenme güçlüğü hakkında detaylı bilgi olmak için ilgili sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. En etkili çözüm ise, profesyonel bir yardım alarak çocuğunuzun öğrenme sorunlarını aşmasını desteklemektir. Bu, çocuğunuzun engellerini aşmasına ve ders çalışırken odaklanabilmesine yardımcı olarak onlara ihtiyaç duydukları bir avantaj sağlar.

Read More