Sınav kaygısı öğrencilerin başarılarını önemli ölçüde etkileyebiliyor. Kaygının ortaya çıkış nedeni değişiklik gösterse de kaygı düzeyi kontrol edilemediğinde olumsuz sonuçlarla karşılaşılıyor. Kaygı, psikolojik belirtilerle kendini gösterebileceği gibi fizyolojik belirtiler gözlemlenmesi de söz konusu olabiliyor. Bu noktada; ailelerin tutum ve davranışları da öğrencilerin kaygı seviyesinin artmasına sebep olabiliyor. Bu bilimsel araştırmalar sonucu ulaşılan bir veri olarak biliniyor. Aynı zamanda okul ortamı, arkadaşlık ilişkileri gibi farklı faktörler kaygının ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Çünkü öğrenciyi bulunduğu ekosistem içerisinde bütünsel anlamda değerlendirmek gerekiyor. Bu bütünün içindeki parçalardan her biri öğrenci üzerinde önemli bir rol oynuyor.
Sınav kaygısı, sınava hazırlık dönemlerinde, sınavın hemen öncesinde ya da sınav sırasında ortaya çıkabiliyor. Özellikle; sınav sırasında kaygı seviyesinin yükselmesi odaklanma problemlerini beraberinde getirebiliyor. Bu durum; öğrencinin sınav sonucunu doğrudan, negatif yönde etkiliyor.
Sınav stresinin psikolojik belirtileri genellikle; odaklanma problemleri, unutkanlık, telaş, gerginlik ve öfke olarak gözleniyor. Aynı zamanda stres seviyesinin yükselmesi fizyolojik belirtilerin ortaya çıkmasına da neden olabiliyor. Bu noktada; sinirim problemleri ya da yeme bozuklukları ile karşılaşılabiliyor. Ağız kuruluğu, çarpıntı, soluk alıp vermenin hızlanması görülebilen diğer belirtiler arasında yer alıyor. Baş ağrısı, yorgunluk, uyku düzeninin bozulması kaygı sonucu oluşan fizyolojik etkiler arasında gözleniyor. Aynı zamanda normalden fazla terleme ya da üşüme gibi durumlarla karşılaşılabiliyor.
Sınav Kaygısı Neden Ortaya Çıkıyor?
Öncelikle sınav kaygısının belirli bir düzeyde olması ve kontrol edilebilmesi zaman zaman olumlu etki yaratabiliyor. Kontrol edilebilen kaygı öğrencinin sınav motivasyonu üzerinde olumlu etki yapabiliyor. Böylelikle öğrenci sınava daha rahat odaklanabiliyor. Doğal olarak başarısı yükseliyor. Ancak belirli bir düzeyde tutulamayan kaygı hissi, olumsuz birçok soruna neden oluyor. Peki; sınav stresi hangi durumlarda ortaya çıkıyor? Kaygıyı tetikleyen faktörler neler olabiliyor?
Az önce de sözünü ettiğiniz gibi ailelerin tutum ve davranışları öğrencilerin sınav stresi üzerinde etkili olabiliyor. Bu noktada ailelerin baskıcı bir tutumdan kaçınmaları tavsiye ediliyor. Öğrencinin her koşulda desteklendiğini hissetmesi sınav kaygısı ile mücadelenin en önemli adımlarından biri oluyor. Bununla birlikte; öğrenciler zaman zaman arkadaş çevrelerinde kaygıya neden olacak faktörlerle karşı karşıya kalabiliyor. Aynı şekilde okul ortamında kaygıyı tetikleyecek tutumlara ya da zorbalığa maruz kalabiliyorlar. Bu noktada ailelerin devreye girerek öğrencinin yaşadığı negatif durumları minimize edecek çözümler üretebilmesi gerekiyor.
Mükemmeliyetçi yaklaşım kaygı seviyesini yükselten nedenlerden bir diğeri olarak görülüyor. Öğrenci adayının gireceği sınavı son şans olarak gördüğü durumlarda başarısız olma ihtimali kaygı nedeniyle artıyor. Öğrencilerin sınava yeterince hazır olmadıklarını ve eksikleri olduğunu hissettikleri durumlarda da kaygı seviyesinin arttığı gözlemleniyor. Tüm bunlar kaygıyı etkileyen farklı unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.
Sınav Kaygısı ile Mücadele Etmek İçin Neler Yapılabilir?
Daha önce de bahsettiğimiz gibi öğrencilerin akademik olarak kendilerini yetersiz hissetmesi kaygı seviyesini artırıyor. Bu anlamda; sınava hazırlık döneminde belirli bir çalışma planı oturtmak gerekiyor. Stratejik bir çalışma programıyla düzenli şekilde sınava hazırlanan öğrenciler kendilerini çoğu zaman daha rahat hissediyorlar. Bu durum kaygı seviyesini kontrol altında tutmaya yardımcı oluyor. Çalışmaya yeterince erken başlamak eksikleri giderebilmek için yeterince zamanın sahip olmak öğrencileri rahatlatıyor.
Sınava hazırlık sürecinde ve sınav öncesinde yemek ve uyku düzenine de dikkat etmek gerekiyor. Sınav süreçleri boyunca öğrencilerin yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermeleri önem taşıyor. Uyku düzeninin de sınav kaygısı üzerinde aynı oranda rol oynadığı biliniyor. Çünkü sınav süreçlerinde bedenin ve zihnin yeteri kadar dinlenebilmesi gerekiyor. Böylelikle odaklanma problemi gibi başarıyı olumsuz etkileyen problemlerin önüne geçilebiliyor. Sınava hazırlık süreçlerinde Düzenli egzersiz yapmak da vücudu dinç tutmak konusunda öğrencilere yardımcı oluyor.
Bu noktada ailelere de önemli bir görev düşüyor. Daha önce de sözünü ettiğimiz gibi ailelerin tutum ve davranışları öğrencilerin stres seviyesini olumsuz etkileyebiliyor. Bu noktada; öğrencinin ailesinin desteğini hissetmesi büyük bir önem taşıyor.
Sınavın hemen öncesinde kaygı duyulması durumunda motivasyon tekniklerinden yararlanılması tavsiye ediliyor. Sınav motivasyonu öğrencilerin başarı oranını olumlu yönde etkiliyor. Bu durum bilimsel çalışmalar tarafından da kanıtlandığı biliniyor. Nefes egzersizleri ya da meditasyon tekniklerinden faydalanmak sınav motivasyonu üzerinde olumlu etki yaratıyor. Doğru orantılı olarak kaygı seviyesini azaltmaya yardımcı oluyor.
Sınav dönemi ve sınava hazırlık süreçleri öğrenciler için son derece yorucu ve stresli dönemler oluyor. Sınav stresi ile mücadele etmenin her öğrenci için kolay olmadığı biliniyor. Bu noktada; ailelere büyük bir iş düşüyor. Sınava hazırlanan bir öğrencinin ailesinin de tüm sürece dahil olması ve tüm parametrelere hazır olması gerekiyor. Birçok bilimsel araştırma ailelerin çocukların sınav kaygısı üzerinde olumsuz etki yaratabileceğini gösteriyor. Ailelerin çocuğa yönelik tutum ve davranışları sınav stresini tetikliyor. Bu nedenle öğrencilerin başarılarının düşmesi söz konusu olabiliyor. Bu anlamda; ailelerin öğrenci üzerindeki sınav baskısını arttıracak tutum ve davranışlardan kaçınması gerekiyor.
aba Psikoloji bu noktadan yola çıkara; sınav dönemi ve hazırlık süreçlerinde yalnızca öğrencilere destek vermiyor. Kariyer planlama, süreci boyunca aileleri de çeşitli konularda destekliyor. Öğretmenlerin ve danışmanların da süreç içerisinde son derece önemli bir role ve etkiye sahip olduğu biliniyor. Bu nedenle; öğretmenlerin de bazı konularda desteklenmesi gerekebiliyor. aba Eğitim ve aba Academy’nin uzman kadrosu öğrenme metotları ile ilgili çalışmalar yürütüyor. Öğrenme biçimleri ve öğrenme süreçlerini iyileştirebilecek metodolojilere bağlı kalarak süreci yönlendiriyor. Ancak her öğretmenin süreç içerisinde benzer biçimde hareket etmediği biliniyor.
Nöropsikoloji ile ilgili çalışmaların son dönemlerde hız kazandığı ve bu konuda önemli araştırmalara imza atıldığı biliniyor. Bu alanda önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeler öğrenme süreçleriyle de yakından ilişkilendiriliyor. Sınav dönemi ve sınava hazırlık süreçlerinde bu gelişmelerden de yararlanmak gerekiyor. Öğrenme yöntemlerini bu doğrultuda yapılandırabilmek önem taşıyor. Beyin Temelli Öğrenme ile yaklaşımları yakından izlemek ve öğrenim süreçlerini bu doğrultuda şekillendirmek de avantaj sağlıyor.
Her öğrencinin farklı bir yöntem ve hızda öğrendiği biliniyor. Beyin Temelli Öğrenme ile ilgili yaklaşımlardan ve stratejik yetenek yönetimi uygulamalarından yararlanarak bu konuya odaklanmak gerekiyor. Öğrencinin hangi ortamda, nasıl öğrenebildiğine odaklanarak kariyer planlama sürecini yürütmek gerekiyor. Öğrencinin hangi araçlarla çalışacağı, dijital platformlardaki hangi içeriklerden yararlanacağı da bu şekilde tespit edilebiliyor. Bu sayede konuya dair ince detaylara ulaşmak ve doğru yönlendirmeleri yapmak mümkün hale geliyor.
Sınav Dönemi ve Hazırlık Süreçlerinde Öğretmenler Nasıl Bir Rol Oynuyor?
aba Psikoloji’nin sınav dönemleri boyunca yalnızca öğrenci ve aileleri değil; öğretmenleri de desteklediği biliniyor. Çünkü sürecin en önemli öğelerinden biri de öğretmenler oluyor. Öğrencilerin ilgi alanlarına ve öğrenme yöntemlerine dair tüm verilen öğretmenlere de aktarılması sürece katkı sağlıyor. Aynı zamanda aba Eğitim ve aba Academy’nin uzman kadrosu da süreç içerisinde etkin bir rol oynuyor. Kadroda yer alan eğitimciler de bu detayları dikkate alarak öğrencilere belirli bir hazırlık programı oluşturuyorlar. Eğitimciler yalnızca öğrencinin akademik başarısını yükseltmeye değil odaklanmıyor. Kendilerine en uygun alanda konumlanabilmeleri için çaba gösteriyorlar.
Doç. Dr. Gamze Sart’ın sınav dönemi ve hazırlık sürecinde olan öğrencilerin SAT derslerini yürüttüğü biliniyor. SAT sınavı, öğrencilerin akademik yeterliliklerini geliştirmekle kalmıyor. Bunun yanında; öğrencinin, öğrencinin hızlı okuma, hızlı kavrama gibi önemli becerilerini geliştirmede yardımcı oluyor. Yani öğrencinin derslerinin yanı sıra; yatkınlıkları hakkında da ipuçları barındırıyor. Öğrenciyi daha iyi tanımak ve konumlandırabilmek adına bu dersler Doç. Dr. Gamze Sart tarafından yürütülüyor.
Kısacası, aba Psikoloji’de genel yapı itibariyle danışanlar yalnızca öğrencilere odaklanmıyor. Bununla birlikte; anne – babaları ve öğretmenleri de devreye alıyor. Çünkü aslında anne – baba ve öğretmenler çocuğun içinde bulunduğu ekosistemin önemli parçalarını oluşturuyorlar. Bu ekosistem aile ve öğretmenlerle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanlarda öğrencilerin eğitim aldığı okullardaki psikolojik danışmanlık ve rehberlik servisleriyle de iş birliği yapılıyor. Böylelikle; öğrencinin doğru alanlara yönlendirebilmesi noktasında, gerekli verileri aktarabilmek, okulu sürecin içerisinde tutabilmek mümkün oluyor. Aynı zamanda öğrencinin yaşadığı sınav stresi ile ilgili ortak bir çalışma yürütmek mümkün hale geliyor.
Sınav Dönemi ve Hazırlık Süreçlerinde Arkadaşlık İlişkileri Nasıl Bir Etkiye Sahip?
Öğrencinin içinde bulunduğu ekosistemde ait olduğu gruplar ve arkadaşlar da önemli bir noktada bulunuyor. Zaman zaman stratejik yetenek yönetimi uygulamaları sırasında bu konuyu da değerlendirmek gerekiyor. Çünkü öğrenciler bu konu ile ilgili kaygı yaşıyor olabiliyor. Arkadaş kaygısının yaşandığı durumlarda aynı sınıftan üç öğrenciye aynı anda danışmanlık vermek söz konusu olabiliyor. Böylece; onlar arasındaki kolabrasyonu ve kooperasyon gözlemlenebiliyor ve birlikte çalışma fırsatları yaratılabiliyor.
Bazı durumlarda ise yaratılan bu çalışma ortamının ya da arkadaşlık ilişkilerinin öğrenciyi olumsuz etkilediği görülüyor. Bu noktada; anne ve babayı uyararak negatif etkinin minimize edilmesi konusunda çeşitli önlemler alınabiliyor. Öğrencinin zorbalığa maruz kalması söz konusu ise daha farklı bir çalışma ortamı yaratılması sağlanabiliyor.
Sonuç olarak; sınav dönemlerinde bütünsel bir yaklaşıma bağlı kalmak gerekiyor. Süreci yakından takip ederek; öğrencinin gelişimini bütünsel olarak takip etmek önem taşıyor. Öğrenciler öğrenme süreçlerinde her 21 günde bir yeni bir yapılanma içerisine giriyor. Bu 21 günlük çalışmalar ile öğrencinin gelişim süreçlerini izlemek ve katkı sunmak mümkün olabiliyor
Sınava hazırlık döneminde öğrencilerimiz için neler yapıyoruz? Öğrencilerimize nasıl destek veriyoruz? Eğitim ve kariyer noktasında nasıl bir yönlendirme sağlıyoruz? Yaşadığımız yüzyılda eğitim ve kariyer seçimi yapmak birçok öğrenci için zorlayıcı olabiliyor. Çünkü oyunun kuralları sürekli değişiyor. Bu durum üzerinde teknolojik gelişmelerin büyük bir etkisi olduğu biliniyor. Elbette öğrencilerin önünde çok fazla farklı seçenek bulunması da kafa karışıklığına neden olabiliyor. Süreç planlı bir şekilde yürütülmediği zaman olumsuz durumlarla karşılaşmak söz konusu olabiliyor. Çünkü kariyer planlama sürecinin birçok farklı dinamiği bulunuyor. Bu anlamda; atılacak her bir adımın doğru planlanması önem taşıyor. Bu süreçte stratejik davranabilmek önemli bir noktayı oluşturuyor.
Sınava hazırlık döneminin öncesinde öğrencinin hangi alana yönelik bir hazırlık yapacağını belirlemek gerekiyor. Elbette bu noktada; öğrencinin ilgi alanları ve becerileri belirleyici rol oynuyor. aba Psikoloji sürecin ilk adımlarından biri olan bu noktada devreye giriyor. Öğrencilerin ilgi alanlarının tespit edilebilmesi için stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarına başvuruluyor. Bu noktada tek bir test yaparak karar vermek yeterli olmuyor. En az 5 farklı test uygulayarak ve elde edilen verileri değerlendirerek bir sonuca varmak gerekiyor. Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarının güncelliği de önem taşıyor. Sürecin doğru yürütülebilmesi ve değerlendirilebilmesi uzmanlık istiyor. Bu noktada doğru kariyer danışmanlarıyla çalışmak önem taşıyor.
Sınava Hazırlık Dönemi Nasıl Yürütülmeli?
Öğrencilerin ilgi alanları ve yeteneklerinin tespit edilmesini ülke, okul ve bölüm seçimi süreci izliyor. Bu süreçte son derece dikkatli davranmak gerekiyor. Her üniversitenin farklı alanlarda uzmanlaştığını bilerek hareket etmek gerekiyor. Aynı zamanda kimi alanlar için bazı ülkelerin de daha ön planda olduğu görülebiliyor. Örneğin; moda tasarımı eğitimi almak isteyen bir öğrenci için İtalya uygun bir seçim olabiliyor. Benzer şekilde; Mühendislik eğitimi almak isteyen bir öğrenciyi Hollanda üniversitelerine yönlendirmek doğru bir karar olabiliyor. Bu noktada; üniversitelerin isimlerine ve popülerliğine odaklanmak yerine niteliklerini dikkate almak gerekiyor. Aksi halde dünyanın en iyi üniversitelerinden kabul alıp mutsuz olmak söz konusu olabiliyor.
Sınava hazırlık dönemi öncesinde bölüm seçimi yaparken geleceği öngörebilmek de önem taşıyor. Bir mezunun 40 – 60 yıl değer üretebileceği düşünülerek dünyanın o günkü konumunu öngörebilmek gerekiyor. Yani planlama sürecini yalnızca üniversiteye kabul alma noktasına kadar yapmak doğru bir yaklaşım olmuyor. 40 – 60 yıllık süreci planlayabilmek gerekiyor. Bu noktada; kariyer danışmanlığı alınması kesinlikle tavsiye ediliyor. aba Psikoloji’nin uzman kadrosu dünyanın bugünkü ve gelecekteki konumunu değerlendirerek gerekli yönlendirmeleri yapıyor. Dünyanın sosyo – ekonomik durumu, toplumsal gelişmeler ve problemler, teknolojinin varacağı noktalar bu süreçte değerlendiriliyor. Öğrencinin yeteneklerine ve beklentilerine en uygun okul, bölüm ve ülke seçimini yapması sağlanıyor.
Sınava Hazırlık Döneminde Nelere Dikkat Edilmeli?
Yurt dışı eğitim söz konusu olduğunda hangi sınavların alınması gerektiği de önem taşıyor. Üniversiteler için kimi sınavlar ve diploma programları daha fazla ön plana çıkıyor. SAT sınavları bu sınavların en önemlilerinden biri olarak biliniyor. Bu sınav öğrencilerin yalnızca akademik yeterliliğini ortaya çıkartmıyor. Aynı zamanda eleştirel düşünme, analiz gibi becerileri hakkında da ipuçları veriyor. Bu anlamda üniversiteler SAT sınavının mutlaka alınmasını talep ediyor.
Diploma programlarında ise AP ve IB programları ön plana çıkıyor. AP programının daha avantajlı olduğu kabul ediliyor. Çünkü AP programı daha fazla ülke tarafından kabul görüyor. Aynı zamanda AP programı veren liselerde okumayan öğrenciler de sınavları alabiliyor. Bu da akademik yeterliliği belgelendirmenin en önemli adımlarından biri oluyor. Elbette hem SAT hem de AP için sınava hazırlık dönemini titizlikle yürütmek gerekiyor.
Dil yeterliliği önem taşıyan bir başka konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada ise IELTS ve TOEFL sınavlarının alınması bekleniyor. Üniversiteler çoğunlukla her iki sınavı da kabul ediyor. Ancak bazı üniversiteler için bir sınav daha fazla ön plana çıkabiliyor. Bu noktada seçimi üniversitelerin başvuru şartlarını inceleyerek yapmak gerekiyor.
aba Psikoloji’nin tüm bu sınavlara hazırlık sürecinde öğrencileri desteklediği biliniyor. aba Academy bünyesinde sınavlara yönelik dersler yürütülüyor. aba Academy uzman kadrosu ile öğrencileri, en doğru öğrenme yöntemi ile destekliyor. Her öğrenci için farklı bir planlama ve çalışma sistemi uygulanıyor. Böylelikle her öğrenci kendine en uygun öğrenme biçimi ve öğrenme hızı ile sınava hazırlık yapma fırsatı bulabiliyor.
Sınavlara Psikolojik Olarak Hazırlanmak
Sınav süreçleri öncesinde akademik hazırlık kadar psikolojik hazırlık da önem taşıyor. Kariyer seçimi ve sınav dönemlerinde öğrencilerin sınav stresi gibi olumsuz durumlarla da mücadele etmesi gerekebiliyor. aba Psikoloji’de öğrenciler bu noktada da destek alabiliyorlar. Hatta bu destek öğrencilerle sınırlı kalmıyor. Aileler ve öğrencinin içinde bulunduğu ekosisteme yönelik çalışmalar da yürütülüyor. Motivasyonun artırılması ve stresin minimize edilmesine yönelik çalışmalar yürütülüyor. Bu sayede öğrencilerin başarı oranının artırılması sağlanabiliyor.
Kısacası öğrenciler aba Psikoloji tarafından hem psikolojik hem akademik olarak destekleniyor. Sınav alımları ve yerleştirmeleri konusunda uygun şekilde yönlendiriliyorlar. Okul, bölüm ve ülke seçimi konusunda yardım alabiliyorlar. İlgi ve yeteneklerin tespitinden sınavlara, stajlardan istihdam süreçlerine kadar her aşamada öğrenciler destekleniyor.
İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler hangileri? İngiltere’de eğitim almayı ve kariyer yapmayı düşünen öğrenciler nasıl bir yol izlemeli? Hangi meslekler tercih edilmeli? İngiltere her dönemde en popüler eğitim ülkelerinden biri olarak biliniyor. İngiltere, özellikle son dönemlerde; Amerika, Kanada ve Hollanda ile birlikte oldukça ön planda yer alıyor. İngiltere üniversiteleri her yıl sıralama tablolarında dünyanın en iyileri arasında yer alıyor. Oxford, Cambridge, İmperial College gibi pek çok kurum, dünyanın en prestijli üniversiteleri arasında kabul ediliyor.
İngiltere, yalnızca sunduğu eğitim olanaklarıyla değil; kariyer fırsatlarıyla da dikkat çekiyor. Eğitimi İngiltere’de tamamlayan pek çok öğrenci kariyer süreci için de İngiltere’de kalmayı tercih ediyor. Peki; İngiltere’de hangi meslekler daha fazla ön plana çıkıyor?
İngiltere’de En Çok Para Kazandıran Meslekler Hangileri?
İngiltere eğitim seçenekleriyle olduğu kadar; kariyer seçenekleriyle de dikkat çeken bir ülke olarak tanınıyor. Ülke dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri olarak biliniyor. Ülkede pek çok farklı sektörde istihdam olanağı bulmak mümkün olabiliyor. İngiltere; Shell, HSBC, Tesco gibi dünya devi şirketlere ev sahipliği yapıyor. Bununla birlikte; üniversite mezunları akademik kariyerlerini sürdürmeyi seçebiliyor. Bu noktada AR-GE süreçlerinde yer alabiliyorlar. Ek olarak; İngiltere son dönemde birçok ülkenin yaptığı gibi start-up projelerine destek veriyor. Yani öğrenciler ve mezunlar kendi girişim fikirlerini hayata geçirme fırsatı yakalayabiliyorlar. Peki; mezunlar için İngiltere’de en çok hangi alanlar dikkat çekiyor? Hangi meslekler daha fazla para kazandırıyor?
İngiltere’de En Çok Para Kazandıran Meslekler Nelerdir?
İngiltere’de eğitim almayı ve ingiltere kariyer seçeneklerini değerlendirmeyi düşünen gençler hangi alanlara yönelmeli? Hangi meslekler İngiltere’nin en çok kazandıran meslekleri arasında sıralanıyor? Hangi meslek alanlarına yönelmek daha avantajlı?
Tıp
İngiltere’de en çok para kazandıran alanların başında tıp alanı geliyor. Tıp dünyanın hemen her noktasında en çok kazandıran meslekler arasında yer alıyor. Aynı zamanda en saygın mesleklerden biri olarak kabul ediliyor. Tıp alanı her dönemin en çok tercih edilen meslekleri arasında yer alıyor. Özellikle son dönemlerde sağlık çalışanlarına duyulan ihtiyacın git gide arttığı biliniyor. Bu anlamda tıp eğitimi almanın dünyanın her yerinde oldukça avantajlı olduğu biliniyor. Tıp alanı İngiltere’de de en çok para kazandıran meslekler arasında yer alıyor. Sağlık çalışanları hastanelerden özel sağlık merkezlerine, üniversitelerden şirketlere birçok farklı kurumda istihdam edilebiliyor. Tıp, her dönemin ve geleceğin popüler meslekleri arasında sıralanıyor.
İngiltere’de pratisyen hekim olarak çalışabilmek Genel Tıp Konseyi tarafından akredite edilmiş bir fakülteden diploma almak gerekiyor. İngiltere’de tıp eğitimi 5 yıl sürüyor. İlk 2 yıl temel teorik ve uygulamalı derslerden oluşuyor. Sonraki üç yıl ise klinik eğitim sürecini kapsıyor. Lisans eğitimin ardından iki yıl süren bir uzmanlık eğitimine de ihtiyaç duyuluyor. İngiltere’de tıp çalışanlarının yıllık ortalama geliri yaklaşık 100 bin £ olarak biliniyor. Tıp alanında eğitim alanlar; kadın-doğum, kardiyoloji, nöroloji gibi farklı uzmanlık alanlarını tercih edebiliyor.
Mühendislik
İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler denince akla gelen bir diğer alan mühendislik oluyor. İngiltere’de neredeyse tüm mühendislik alanları avantajlı alanlar arasında yer alıyor. Mühendislik alanında birçok farklı sektörde iş olanaklarını değerlendirmek mümkün olabiliyor. İngiltere aynı zamanda mühendislik eğitiminde de önde gelen ülkelerden biri olarak tanınıyor. Özellikle, makine mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği gibi mühendislik dallarının popüler olduğu biliniyor. Bu alanlar hem geniş istihdam olanakları hem de yüksek kazançlarıyla dikkat çekiyor. Benzer şekilde; inşaat ve bilgisayar mühendisliği de popüler ve avantajlı mühendislik dalları arasında yer alıyor.
İngiltere’de mühendisler için yıllık ortalama kazancın 50 bin £ civarında olduğu biliniyor. Mühendisler, teknoloji şirketlerinde, yapı sektöründe, uluslararası şirketlerde ve kamu kurumlarında istihdam edilebiliyor. Bununla birlikte akademik alanda kariyerlerine devam ederek AR-GE süreçlerinde yer alabiliyorlar.
Bilgisayar Bilimleri
İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler denildiğinde ön plana çıkan bir diğer alan bilgisayar bilimleri oluyor. Bilgisayar bilimleri geleceğin meslekleri arasında en ön sıralarda yer alıyor. Bu alanın gün geçtikçe teknolojinin etkisiyle daha fazla ön plana çıktığı görülüyor. Dijital dönüşümün hayatımın merkezine yerleşmesi bilgisayar bilimlerinin gün geçtikçe önem kazanmasına sebep oluyor. Özellikle yapay zeka uygulamalarına dair gelişmeler göz önüne alındığında alanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Aynı şekilde dünya genelinde yazılım ve donanımın ne kadar önem kazandığı biliniyor. Bilgisayar bilimlerinin yakın gelecekte en çok ihtiyaç duyulan alanlardan biri olacağı öngörülüyor. Bu alan İngiltere’de de oldukça önemli bir yere sahip…
Bilgisayar bilimleri dünyanın birçok noktasında olduğu gibi İngiltere’de de en çok para kazandıran meslekler arasında bulunuyor. Günümüzde hemen her sektörde bilgisayar bilimlerinde uzmanlaşmış kişilere ihtiyaç duyuluyor. Dünya devi şirketler ve kamu kurumları kapılarını alanın mezunlarına açıyor. Bilgisayar bilimlerinden mezun olanlar İngiltere’de yıllık ortalama 52 bin £ gelir elde edebiliyor. Mezunlar, yazılım uzmanı, bilgi teknolojileri uzmanı gibi pozisyonlarda değerlendirilebiliyor. Bununla birlikte kariyerlerine akademide devam ederken teknoloji alanında AR-GE süreçlerinde yer alabiliyorlar.
Mimarlık
İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler arasında elbette mimarlık da yer alıyor. Mimarlık, dünyanın birçok noktasında en çok kazandıran ve en prestijli mesleklerden biri olarak görülüyor. İngiltere de bu alanda hem eğitim hem kariyer seçenekleriyle dikkat çekiyor. Özellikle son dönemlerde tasarım ile ilgili mesleklerin ön plana çıktığı görülüyor. Mimarlık, şekil değiştiriyor ve yeniden yapılanıyor olsa da geleceğin meslekleri arasında yer alıyor. Ancak bu alanda sürdürülebilir çözümlerin devreye girdiği görülüyor. Aynı zamanda akıllı teknolojilerin ayak seslerini mimarlık alanında da duymak mümkün olabiliyor.
Mimarlık insan ihtiyaçlarına cevap veren meslek dalları arasında yer alıyor. İnsanlık var oldukça barınmaya duyulacak ihtiyacın da var olacağı biliniyor. Bu anlamda mimarlık alanı her dönemin en önemli meslekleri arasında yer alıyor. İngiltere’de mimarlar yıllık ortalama 70 bin £ gelir elde ediyorlar. Yapı sektöründe, özel şirketlerde ve kamuda istihdam olanaklarını değerlendirebiliyorlar. Özellikle iç dizayn alanının son derece popüler alanlar arasında yer aldığı biliniyor.
Hukuk
Hukuk, hem İngiltere’de hem de dünyada en çok para kazandıran meslekler arasında kabul ediliyor. Alanın mezunları dünyanın her noktasında son derece avantajlı bir konumda bulunuyor. Hukuk yalnızca çok kazandıran bir meslek olarak dikkat çekmiyor. Toplumsal statü anlamında değerlendirildiğinde de en saygın meslekler arasında ilk sıralarda yer alıyor. İngiltere kariyer seçeneklerinin yanı sıra; hukuk eğitiminde de dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak biliniyor. İngiltere’de hukuk eğitimi 3 yıllık bir süreyi kapsıyor. Mezunların pek çok farklı dalda uzmanlaşması mümkün olabiliyor. Uluslararası hukuk, siber hukuk, ticaret hukuku gibi alanlar en popüler alanlar arasında görülüyor.
Hukuk mezunları hem özel sektörde hem de kamuda kendilerine yer bulabiliyorlar. Kariyerlerine akademide devam etmeyi tercih edebiliyorlar. Bununla birlikte şirketlere danışman olarak destek verebiliyorlar. İngiltere’de hukuk mezunları yılda yaklaşık 55 bin £ gelir elde ediyorlar. Hukuk mezunları kendi alanlarının dışında; medya, politika, kamu yönetimi gibi alanlarda da kendilerine yer bulabiliyorlar.
Finans
İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler denildiğinde akla gelen bir diğer alan finans alanı oluyor. Özellikle başkent Londra söz konusu olduğunda en popüler ve en kazançlı alanların başında finans geliyor. Bu noktada; İngiltere’de finans eğitimine gösterilen ilgi de gün geçtikçe artıyor. Her yıl finans alanında eğitim almak üzere başvuran binlerce öğrenci bulunuyor. İngiltere dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olarak görülüyor. Ülkede finans alanına verilen değer bununla doğru orantılı olarak her geçen gün büyüyor.
Finans alanından mezun olanlar ulusal ve uluslararası şirketlerde ve kamu kurumlarında kendilerine yer bulabiliyorlar. Bankacılık sektörü finans mezunlarının en çok istihdam edildiği sektörler arasında yer alıyor. Bu noktada; İngiltere’de bankacılık sektörünün gelişmekte olduğunun altını çizmek gerekiyor. Finans mezunları, MBA alanında yüksek lisans yaparak kazançlarını arttırabiliyor ve yönetim kadrolarında yer alabiliyorlar. Finans alanında istihdam edilenler yıllık ortalama 115 bin £ gelir elde ediyorlar.
Fen Bilimleri
Dünyada bilime verilen önem gün geçtikçe artıyor. Özellikle son dönemlerde STEM alanında eğitimin önem kazandığı biliniyor. Fen Bilimleri İngiltere’de popüler ve en çok para kazandıran meslekler arasında yer alıyor. Alanın mezunları; fizik, kimya, biyoloji gibi birçok alt dalda uzmanlaşabiliyorlar. Fen Bilimleri mezunları özel sektör ve kamuda istihdam olanaklarını değerlendirebiliyorlar. İngiltere’de fen bilimleri alanında çalışanlar yıllık ortalama 45 bin £ elde edebiliyorlar. Fen Bilimleri Mezunları eğitimlerini lisansüstü düzeye taşıyarak farklı olanakları değerlendirebiliyorlar. AR-GE süreçlerinde yer alabiliyorlar. Kimi mezunların eğitim sektöründe istihdam olanağı bulabildiği de biliniyor. Bilimin ve teknolojinin geldiği noktada Fen Bilimlerinin geleceğin önemli alanlarından biri olacağı öngörülüyor.
Biyoteknoloji
Biyoteknoloji alanı geleceğin meslekleri arasında adından sıkça söz edilen alanlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu alan dünyanın pek çok noktasında gün geçtikçe önem kazanıyor. İngiltere’de de en çok dikkat çeken ve en çok para kazandıran meslekler arasında sıralanıyor. Biyoteknoloji İngiltere’de ve dünyada eğitim söz konusu olduğunda da öne çıkan alanlar arasında yer alıyor. Biyoteknoloji mezunları, teknoloji şirketlerinde, özel sektörde ve kamuda istihdam olanaklarını değerlendirebiliyorlar. Tıp kurumlarında kendilerine yer bulabiliyor. Akademik kariyerlerine devam etmeyi tercih edenler AR-GE süreçlerinde yer alabiliyorlar. Biyoteknoloji alanında çalışanların İngiltere’de yıllık ortalama 80 bin £ gelir elde edebildiği biliniyor.
Matematik
İngiltere’de son dönemlerde popüler olan alanlardan biri de matematik… Matematik hem eğitim hem de kariyer süreçlerinde öne çıkan meslek alanları arasında yer alıyor. STEM eğitiminin önem kazanması ile matematik eğitimine verilen değerin bir kat daha arttığı biliniyor. Bilim ve teknolojinin geldiği noktaya bakıldığında da matematik alanının ne kadar önemli olduğu görülebiliyor. Matematik alanı İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler arasında sıralanıyor. Her yıl binlerce ulusal ve uluslararası öğrenci İngiltere’de matematik eğitimi almak üzere üniversitelere başvuruda bulunuyor.
Matematik mezunları eğitimlerini lisansüstü düzeye taşıyarak kariyerlerine akademide devam etmeyi tercih edebiliyorlar. Bununla birlikte bankacılık, muhasebe, finans gibi farklı sektörlerde istihdam olanağı bulabiliyorlar. Bilgisayar bilimleri ve yazılım alanındaki fırsatları değerlendirebiliyorlar. İngiltere’de matematik alanında kariyer seçeneklerini değerlendirenler için ortalama yıllık maaş 40 bin £ olarak biliniyor.
Meslek tercihi sürecinde aileler nasıl bir rol oynuyor? Ailelerin meslek seçimi sürecindeki rolü öğrencileri nasıl etkiliyor? Aileler bu süreçte nasıl bir tutum izlemeli? Ailelerin kariyer seçimi sürecine nasıl ve ne derece müdahale etmeleri gerekiyor? Nelere dikkat edilmeli? Nasıl bir planlama yapılmalı? Bu süreçte kariyer danışmanlığı almak nasıl bir fayda sağlıyor?
Kariyer planlama süreci öğrencilerin hayatlarındaki en önemli süreçlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada; bölüm, meslek ve üniversite seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken birçok unsur bulunuyor. Bu süreci, öğrencilerin ya da ailelerin doğru bir şekilde yürütebilmesi her zaman mümkün olmuyor. Bu noktada; birçok öğrenci ve aile uzman yardımına başvuruyorlar. Ancak şunu unutmamak gerekiyor; her danışman ya da her öğretmen de bu süreci doğru yürütemeyebiliyor. Bu noktada; doğru danışmanla çalışmak önem taşıyor. Aksi halde süreç boyunca olumsuz durumlarla karşılaşılabiliyor. Peki; bu durumda nasıl bir yol izlemek ve nelere dikkat etmek gerekiyor?
Meslek Tercihi Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?
Kariyer planlama sürecinde dikkate alınması gereken bazı önemli noktalar bulunuyor. Öğrenciler ve aileler çoğu zaman üniversitelerin adına ya da mesleğin saygınlığına göre seçim yapıyorlar. Ancak; o üniversite ya da o alan öğrencinin kişiliğine ve yeteneklerine uygun olmayabiliyor. Örneğin; Boğaziçi Üniversitesi gibi ülkenin en iyi üniversitelerinden birinde okuyan bir öğrenci mutsuz olabiliyor. Çünkü aslında öğrencinin gönlünde tıp eğitimi yatıyor olabiliyor. Tıp eğitimi alan bir öğrencinin kariyeri başarısızlık ve mutsuzlukla sonuçlanabiliyor. Çünkü öğrenci tamamen farklı bir alana; örneğin sinemaya ilgisi olabiliyor.
Bu ve benzeri süreçler ne yazık ki tahmin edilenden çok daha sık yaşanıyor. Kısacası; meslek tercihi yaparken yalnızca üniversitenin prestijini veya mesleğin saygınlığını göz önüne almak yeterli olmuyor. Öncelikle; öğrencinin becerilerini ve ilgi alanlarını değerlendirmek gerekiyor. Bu noktada; öğrencileri ve aileleri kariyer danışmanlarının yönlendirmesi sürecin çok daha sağlıklı yürütülebilmesine katkı sunuyor. Kariyer danışmanlığı ile öğrencilerin çok daha doğru alanlarda konumlanması mümkün hale geliyor.
Bu süreçte gerçekleştirilen stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamaları öğrencilerin ilgi alanlarının ve becerilerinin doğru tespit edilmesine olanak veriyor. Böylece öğrenci kendine en uygun alanı ve en uygun üniversiteyi tercih edebiliyor. Bu başarılı bir kariyer sürecinin ilk adımı oluyor. Böylelikle öğrencinin kariyer hayatı boyunca fark yaratabilmesi ve değer üretebilmesinin de yolu açılıyor. Çünkü bireyler ancak doğru noktada konumlandıklarında potansiyellerini ortaya koyabiliyor. Bu anlamda; meslek seçimi sürecinde mutlaka stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarından yardım almak gerekiyor.
Meslek Tercihi Yaparken Aileler Nasıl Bir Tutum İzlemeli?
Kariyer seçimi, öğrencinin yalnızca iş hayatını değil tüm hayatını etkileyen bir süreç olarak biliniyor. Kariyer hayatı bireyin yalnızca mesleğini ifade etmiyor. Ekonomik şartları, arkadaşlık ilişkileri, toplumdaki konumu ve statüsü kariyer seçimiyle doğrudan ilişkilendiriliyor. Bu kadar önemli bir karar söz konusu olduğunda aileler elbette sürece müdahil olmak istiyor. Çocuklarının gelecekte yaşayabileceği olumsuzluklar konusunda endişe duyuyorlar. Ancak bu noktada ailelerin konuyu uzmanlara bırakması ve öğrencinin tercihlerine saygı duyması önem taşıyor.
Ailenin yönlendirmesi ya da kimi zaman baskısı sonucunda öğrenciler istemedikleri bir alana yönelebiliyorlar. Sanat alanında eğitim görmek isteyen bir öğrenci mühendislik alanına yönelebiliyor. Elbette bu öğrenci için yanlış bir meslek tercihi oluyor. Bu süreç öğrenciyi başarısızlığa ve mutsuzluğa götürebiliyor. Bu nedenle öncelikle; öğrencinin ilgi alanları ve becerilerini tespit etmek gerekiyor. Ardından dünyanın ihtiyaçları, gelecekte mesleklerin nasıl bir konumda olacağı gibi unsurların öngörülebilmesi gerekiyor. Tüm bu veriler ışığında bir planlama yapmak ve öğrenciyi buna göre yönlendirmek önem taşıyor.
Bu nedenle mutlaka kariyer sürecini yönetirken kariyer danışmanlığından faydalanmak gerekiyor. Böylece öğrenci hem sevdiği, hem de gelecekte değer kazanacak bir alanda konumlanabiliyor. Kariyer planlaması yapılırken ailelerin öğrencilere baskı uygulamaktan kaçınması önem taşıyor. Bunun yerine öğrencinin fikirlerine destek olmak ve mutlu olacağı alana yönelmesine izin vermek gerekiyor.
Öğrencilerin ruh sağlığı pek çok dış etken nedeniyle olumsuz etkilenebiliyor. Elbette stres seviyesinin yükselmesi öğrencilerin başarısını olumsuz etkiliyor. Stresin hem psikolojik hem de fiziksel etkileri bulunuyor. Stresle mücadele edilmediğinde depresyona varan sonuçlar ortaya çıkabiliyor. 2020 yılından bu yana pandemi dünyayı etkisi altına almış durumda… Elbette pandeminin etkileri nedeniyle dünya genelinde bir belirsizlik hakim… Hala birçok üniversite uzaktan eğitime devam etmeyi tercih ediyor. Dersler ve sınavlar online platformlar aracılığıyla yürütülüyor. Yeni varyantlar, yeni kısıtlamaları da beraberinde getiriyor.
Bu noktada; eğitim, kariyer gibi konularda planlama yapmak da zorlaşıyor. Bu süreç; öğrenciler için hayli zorlayıcı hale gelebiliyor. Peki; Covid-19 varyantları öğrencilerin ruh sağlığını nasıl etkiliyor?
Öğrencilerin Ruh Sağlığı Covid-19 Varyantlarından Nasıl Etkileniyor?
Öğrenciler için bir tele sağlık sağlayıcısı olarak hizmet veren TimelyMD, Covid-19 Varyantlarının öğrenciler üzerindeki etkisini araştırıyor. Şirket, kampüs sağlığı için araştırmalar yürüten ve çözümler sunan ilk öğrenci tele sağlık sağlayıcısı olarak biliniyor. Şirket, öğrencilerin yaşamları üzerinde olumlu bir etki yaratan tele sağlık teknolojisini kullanmak, oluşturmak ve geliştirmeyi amaçlıyor. Kampüs sağlığını ileriye taşımayı hedefleyen bir kolektif olarak faaliyet gösteriyor.
Tele sağlık, hizmetleri e-sağlık uygulamaları kapsamında yer alıyor. Sağlık personeli ile öğrenciler arasında telekomünikasyon teknolojilerinden faydalanarak iletişim kurmaya olanak veriyor. Aynı zamanda sağlık personellerinin eğitimi gibi çeşitli süreçleri de içerebiliyor. Sağlık verileri, teşhis, bakım bilgileri telefon, bilgisayar, televizyon gibi araçlar ile paylaşılıyor.
TimelyMD, pandemide yeni varyantlar gündemdeyken, “Öğrencilerin ruh sağlığıCovid-19 varyantlarından nasıl etkileniyor?” sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor. Şirket tarafından yapılan yeni bir ankete göre on öğrenciden dokuzu üniversite kampüslerinde ciddi problemler olduğunu düşünüyor. Bu durum; bir mental sağlık krizini işaret ediyor. Öğrencilerin %70’lik kısmı pandemi sürecinde sıkıntı ya da endişe yaşadığını dile getiriyor.
Şirketin kurucu ortağı Alan Dennington, her öğrencinin mental sağlık konusunda farklı anlayışa sahip olduğunu söylüyor. Ancak buna rağmen, anket verileri öğrencilerin ortaya pandemi süreci boyunca yoğun strese maruz kaldığını gösteriyor. Peki; anket verileri yeni varyantlar noktasında neyi işaret ediyor? Ortaya çıkan yeni varyantlar öğrenciler üzerinde nasıl bir etki yaratıyor?
TimelyMD Verileri Öğrencilerin Ruh Sağlığı Hakkında Ne Söylüyor?
Ankete katılanların %70’i, Covid-19 salgını ve Delta ve Omicron varyantları nedeniyle duygusal sıkıntı yaşadıklarını söylüyor. Öğrencilerin %51’i, geçtiğimiz yıla oranla daha fazla stres ve kaygıya sahip olduklarını ifade ediyor. Geçtiğimiz yıl eğitimin uzaktan yürütülmesinin öğrencilerinin deneyimleri üzerinde olumsuz bir takım etkiler yarattığı biliniyor. Öğrenciler örgün eğitime dönmeye hazırlanırken ortaya çıkan varyantların daha fazla korku ve endişe yarattığı görülüyor.
Eğitimlerine uzaktan devam eden öğrencilerin %58’i bunun “doğru karar” olduğunu düşünüyor. Öğrencilerin %24’ü ise eğitimin yüz yüze devam etmesi gerektiğini savunuyor. Öğrencilerin %18’i yüz yüze veya uzaktan eğitimin birer seçenek olarak sunulması gerektiğini düşünüyor. Öğrencilerin seçme şansı olması gerektiğini savunuyor.
Anket ayrıca öğrencilerin ruh sağlığı konusunda daha fazla yardıma ihtiyaç duyduklarını ortaya koyuyor. Ankete katılanların %48’i uzaktan ruhsal ve fiziksel sağlık hizmeti almak istiyor. Öğrencilerin %41’i ise sosyal destek ve aidiyet duygusuna ihtiyaç duyuyor.
TimelyMD anketine katılanların yaşları 18 ile 29 arasında değişiyor. Katılımcıların %57’si dört yıllık kamu kurumlarında, %24’ü dört yıllık özel kurumlarda eğitim görüyor. Öğrencilerin %19’u ise iki yıllık kurumlarda eğitimlerini sürdürüyor.
Öğrencilerin Ruh Sağlığını Koruyabilmesi İçin Neler Yapılabilir?
Uzmanlar, öğrencilerin sağlık sorunlarını çözmeye çalışmalarının iyiye işaret olduğunu ifade ediyor. Öğrencilerin %64’ü sağlık yardımı aradıklarını veya almayı düşündüklerini söylüyor. Öğrencilerin %58’i yaşadıkları stresle başa çıkmak için arkadaşları ve aileleriyle yüz yüze görüşmeyi tercih ediyor. Öğrencilerin %56’sı ise video veya telefon görüşmeleri yoluyla arkadaşları ve aileleriyle iletişim kurduklarını söylüyor.
Öğrencilerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etki yaratan faktörler değişiklik gösterebiliyor. Katılımcıların %54’ü kaygı ve strese neden olan faktörler noktasında; eğitimlerinin kalitesinden söz ediyor. Pandeminin sosyal yaşamı etkilemesi kaygıyı ortaya çıkaran faktörler arasında yer alıyor. Öğrencilerin %34’ü öğrenme becerileri üzerindeki etkilerden söz ederek; odaklanma güçlüğü yaşadıklarını dile getiriyor. Bu durumun uzun vadede öğrencileri nasıl etkileyeceği konusunda soru işaretleri olduğu düşünülüyor.
Bu noktada; öğrencilerin eğitim ve kariyer planlamaları konusunda erteleme ve öteleme davranışından kaçınmaları gerekiyor. Erteleme davranışı zaman içinde stresin artması konusunda tetikleyici bir etken olabiliyor. Bu süreç boyunca ailelerin de baskıcı bir tutumdan kaçınması öneriliyor. Pandemi sürecinde kariyer danışmanlığı almak öğrenciler açısından faydalı olabiliyor. Bu sayede daha stratejik bir planlama yapmak mümkün olabiliyor.
İngiltere’de kariyer yapmak mümkün mü? İngiltere hangi alanlarda daha fazla kariyer seçeneği sunuyor? Öğrenciler mezuniyetin ardından kariyer olanaklarını değerlendirmek için neden İngiltere’yi tercih etmeli? ingiltere’de çalışmak ve kariyer seçeneklerini değerlendirmek isteyenler nelere dikkat etmeli?
İngiltere dünyanın en güçlü ekonomilerinden birine sahip… Bu yönüyle kariyer imkanlarını değerlendirmek için en doğru ülkelerden biri olarak görülüyor. Her yıl dünyanın dört bir yanından binlerce kişi çalışmak amacıyla İngiltere’ye başvuruda bulunuyor. İngiltere zengin kariyer seçenekleri ve düşük işsizlik oranlarıyla dikkat çekiyor. Elbette başarılı bir kariyer için doğru bir kariyer planlama süreci önem taşıyor. Bu noktada kariyer danışmanlığı almak süreci doğru yönetebilme noktasında önem taşıyor. İngiltere’de çok farklı sektörleri ve meslek alanlarını değerlendirmek mümkün olabiliyor. Ayrıca iyi çalışma koşulları ve yüksek kazançlar bakımından da İngiltere dünyanın önde gelen ülkeleri arasında bulunuyor.
İngiltere’de Kariyer Yapmak İsteyenler Hangi Alanları Değerlendirebilir?
ingiltere’de çalışmak isteyenler için pek çok farklı kurum ve sektör istihdam olanakları sunuyor. Pek çok dünya devi şirketin merkezi İngiltere’de bulunuyor. İngiltere bilim ve teknoloji gibi alanlarda önde gelen ülkelerden biri olarak biliniyor. Bu anlamda geleceğin mesleklerini değerlendirmek için en doğru ülkeler arasında yer alıyor. İngiltere, öğrenci ve göçmenlere kendi işlerini kurma, start up fikirlerini hayata geçirme olanağı da veriyor. Elbette bu noktada; talep edilen bazı koşulları yerine getirmek gerekiyor. Bu noktada ilgili prosedürlere ve detaylı bilgiye konsolosluklar ve göçmenlik büroları aracılığıyla ulaşmak mümkün oluyor.
İngiltere’de kariyer başarmak isteyenler için bir diğer önemli konu da dil yeterliliği… İngilizce yaşadığımız çağda evrensel bir dil olarak görülüyor. Yeterli düzeyde İngilizceye sahip olmak başarılı bir kariyer için olmazsa olmaz koşullar arasında yer alıyor. Bu anlamda İngiltere’de iş seçeneklerini değerlendirmek aslında avantajlı bir durum oluyor. İngilizceyi yerinde öğrenmek dil gelişimine önemli katkılar sunuyor.
İngiltere’de doğru alanlarda konumlanmak için doğru bir iş planlama stratejisi izlemek gerekiyor. Göçmenler için İngiltere’de farklı sektörleri değerlendirmek mümkün olabiliyor. Ancak bu noktada; bazı alanlar diğerlerine oranla daha fazla ön plana çıkıyor. Sağlık, finans, IT, Mühendislik, Yazılım, Bilgisayar Bilimleri gibi alanlar dikkat çeken alanlar arasında sıralanıyor.
İngiltere’de Kariyer Yapmak İsteyenler Başvuru Sürecinde Nelere Dikkat Etmeli?
Az önce sözünü ettiğimiz gibi İngiltere’de dil yeterliliği hem eğitim hem kariyer anlamında önem taşıyor. İngiltere’de istihdam olanaklarını değerlendirmek isteyenlerin iyi bir dil düzeyine sahip olmaları bekleniyor. Elbette bu noktada; mesleki terimlere hakim olmak da büyük bir önem taşıyor. Bu anlamda günlük konuşma dilinin yanı sıra; mesleki İngilizcenin de geliştirilmesi gerekiyor.
Bir pozisyon için bir iş ilanı üzerinden başvuru yapılıyorsa; ilanda yer verilen gereksinimlerin dikkatle incelenmesi gerekiyor. İlgili pozisyona yönelik olarak istenen becerilere sahip olmak önem taşıyor. Başarılı bir özgeçmiş, başarılı bir kariyerin yolunu açabiliyor. Özgeçmiş hazırlarken hem format hem de içerik konusunda titiz davranmak gerekiyor. Özgeçmişin başvuru sahibine dair kişisel bilgileri, eğitim bilgilerini ve iş tecrübelerini içermesi gerekiyor. Bununla birlikte, araştırma projeleri, stajlar, sertifikalar ve sosyal sorumluluk projelerine yer vermek gerekiyor. Tüm bu proje ve deneyimler iş başvurusuna olumlu yanıt alınmasını sağlayabiliyor. Bu süreçte kariyer danışmanlığı almak sürecin daha hızlı ve başvuru sahibinin lehine sonuçlanmasına yardımcı olabiliyor.
Kariyer süreci her birey için önem taşıyor. Kariyer sürecinin hiç şüphesiz titizlikle ve stratejik olarak planlanması gerekiyor. Kariyer yalnızca iş hayatını tanımlayan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bütün bir yaşamı kapsıyor. Eğitim, iş hayatı, aile ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri birçok unsur kariyer ile doğrudan ilişkilendiriliyor. Kariyer, bireyin ekonomik durumunu, sosyal statüsünü, toplum içerisindeki konumunu da doğrudan etkiliyor.
Bu anlamda kariyer planlaması ve kariyer seçimi yaparken son derece dikkatli davranmak gerekiyor. Bireyin kariyer hedeflerine tek başına ulaşması ve süreci tek başına yürütmesi çoğu zaman zorlayıcı olabiliyor. Bu anlamda kariyer danışmanlığı almak doğru seçimler yapmaya yardımcı oluyor. Peki; aba Psikoloji bu süreçte nelere dikkat ediyor? Nasıl bir yol izliyor?
Kariyer Süreci Nasıl Yönetilmeli?
Özellikle; 2020 – 2021 döneminde, öğrenciler sıkıştırılmış bir programla karşı karşıya kaldılar. Bu dönem öğretmenler, danışmanlar ve aileler için de zorlayıcı bir süreç oldu. Oluşan iş yükü ve belirsizlik kariyer hedeflerine yönelik süreci zorlaştırdı. Özellikle yurt dışı eğitim ve sınavlar söz konusu olduğunda adım atmak neredeyse imkansız bir hale geldi. Çünkü; sınavların gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmiyordu. Buna ek olarak; öğrencinin kabul alsa bile yurt dışına gidip gidemeyeceği kesin değildi. Sınavlar ertelendi, tarihlerde önemli değişiklikler yaşandı. Kısacası; pandemi hem eğitim hem kariyer süreçlerini önemli ölçüde etkiledi.
Böyle süreçlerde öğrencilerin doğru kararları verebilmesi oldukça önem taşıyor. Özellikle böyle dönemlerde kariyer süreci ve sürecin doğru yönetilebilmesi önem taşıyor. Belirsizliğin hakim olduğu süreçlerde; bir başka deyişle, puslu havalarda anda kalmayı bilmek gerekiyor. Ne olursa olsun, hedefe odaklanmak ve gidilen yoldan farklı bir yöne sapmadan ilerleyebilmek önem taşıyor. Okullar eğitim vermese de, yurt dışındaki üniversiteler kapılarını açmasa da anda kalabilmek gerekiyor. Anda kalarak, zamanın değerini biliyor olmak ve zamanı doğru kullanıyor olmak gerekiyor.
Bu anlamda; böyle süreçlerde planları ertelemek, ötelemek, iptal etmek elbette doğru bir yaklaşım olmuyor. Üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan birinin bu olduğunu söylemek mümkün olabiliyor. aba Psikoloji, pandemi sürecinde bu yaklaşımı benimseyen kurumlar arasında yer alıyor. Bu ve benzeri süreçlerde öğrencinin erteleme, öteleme davranışına yönelmemesi üzerinde özellikle duruluyor. Öğrencinin bu bilince ulaşması konusunda çalışmalar yapılıyor.
Kariyer Süreci İçin Yeni Bir Müfredat: Compass
aba Psikoloji’nin uzman kadrosunun son dönemde yeni bir müfredat üzerinde çalıştığı biliniyor. Bu müfredat Compass (Pusula) olarak adlandırılıyor. Bu eğitim müfredatının temel amacı öğrencilere doğru bir yön çizebilmek olarak biliniyor. Bu yeni müfredat ile öğrencilere doğru bir yol haritası vererek doğru alanlara yönlendirilmeleri hedefleniyor. aba Psikoloji’nin uzman kadrosu fırtınalı zamanlarda öğrenciler için kutup yıldızı olabilmeyi amaçlıyor.
Özellikle geçtiğimiz iki yıl boyunca yaşadığımız pandemi süreci böyle dönemlerden biri olarak görülüyor. Böyle anlarda görülmeyen bir düşmana karşı savaşılıyor. Bu gibi süreçlerde doğru kariyer planlaması ve kariyer seçimi daha fazla önem kazanıyor. Elbette böyle dönemlerde kariyer sürecikariyer danışmanlığı almadan yürütülemiyor. Süreci uzman yardımı almadan yönetmeye çalışmak sağlıklı sonuçlar doğurmuyor. Verilen emeğin ve çabanın boşa gitmesi söz konusu olabiliyor. Bireyler başarısızlıkla ve hayal kırıklığıyla sonuçlanan bir dönem yaşayabiliyorlar.
Compass ile Öğrencilere Yeni Bir Strateji Oluşturulması Amaçlanıyor
Pandemi ve beraberinde getirdiği sürecin öğrencileri psikolojik açıdan da önemli ölçüde etkilediği biliniyor. aba Psikoloji’nin buradan hareketle yeni bir müfredat oluşturmaya yöneldiği biliniyor. Bu yeni müfredat için klinik psikologlar, nörologlar, psikiyatristler ve eğitim psikologları birlikte çalışıyor. Compass, aslında öğrencilere interaktif bir çalışma ortamı sağlıyor. Pandemi süreci boyunca öğrencilerin kendi seviyelerine ve öğrenme biçimlerine uygun bir eğitim alamadıkları biliniyor. Compass’ın sağladığı yeni strateji ile problemin ortadan kaldırılması hedefleniyor.
Compass’ın amacı öğrencilere bütün bir süreci planlayabilecekleri bir strateji sağlaması olarak biliniyor. Süreci tüm ana yönleriyle ve ara yönleriyle değerlendirebilmeye olanak veriyor. Bunun yanı sıra; öğrencinin değişim süreçlerindeki farkındalığının da artırılması sağlanıyor.
Yurt Dışında psikoloji alanında kariyer imkanları nelerdir? Psikoloji mezunları hangi istihdam olanaklarını değerlendirebilir? Hangi alanlarda ya da kurumlarda iş bulabilirler? Son dönemlerde yurt dışı eğitime olan ilgi giderek büyüyor. Bununla birlikte; birçok kişi yurt dışı kariyer olanaklarını da araştırıyor. Öğrenciler genellikle, yurt dışı eğitimde tıp, sosyal bilimler, teknoloji, tasarım gibi alanları tercih ediyorlar. Psikoloji alanında yurt dışı eğitim ve kariyer olanaklarını değerlendirmek isteyenlerin sayısı da oldukça fazla…
Dünyanın pek çok farklı noktasında psikoloji alanında lisans ve lisansüstü eğitim almak mümkün olabiliyor. Birçok ülke psikoloji alanında çeşitli kariyer olanakları da sunuyor. Ancak; bazı ülkelerin psikoloji alanında eğitim ve kariyer olanakları bakımından daha fazla ön plana çıktığı görülüyor. Peki bu ülkeler hangileri?
Yurt Dışında Psikoloji Alanında Eğitim ve Kariyer İmkanları Sunan Ülkeler
Psikoloji alanında yurt dışı olanakları incelendiğinde özellikle Amerika ve İngiltere’nin ön planda yer aldığı görülüyor. Her iki ülke de sunduğu eğitim ve kariyer olanaklarıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Her iki ülkenin de psikoloji alanında öne çıkan üniversiteleri dünya listelerinde en iyiler arasında yer alıyor. Amerika’da psikoloji eğitimi alınabilecek üniversitelerin başında Stanford Üniversitesi geliyor. Stanford Üniversitesi’ni; Harvard Üniversitesi ve Princeton Üniversitesi izliyor. UC Berkeley ve Yale Üniversitesi gibi prestijli üniversiteler de bu noktada ön plana çıkıyor.
İngiltere’de ise psikoloji bölümü söz konusu olduğunda Cambridge Üniversitesi ön plana çıkıyor. Cambridge Üniversitesi bu alandaki başarısı ile İngiltere sınırlarını da aşıyor. Psikoloji alanında sunduğu eğitim ve kariyer imkanları ile dünyanın en iyi üniversitesi olarak kabul ediliyor. İngiltere’de bu alanda ön planda yer alan bir diğer üniversite ise UCL olarak biliniyor.
Her iki ülkede de psikoloji alanında lisansüstü eğitim almak ve istihdam olanaklarını değerlendirmek mümkün olabiliyor. Psikolojimezunları, sağlık, eğitim, araştırma-geliştirme gibi farklı alanlara yönelebiliyorlar. Rehberlik merkezleri, araştırma merkezleri, huzurevleri, özel eğitim merkezleri, hastaneler, cezaevleri ve hapishanelerde görev alabiliyorlar. Rehabilitasyon merkezlerinde görev yapma imkanı bulabiliyorlar. Okullar, şirketler, reklam ajansları gibi farklı kurumlarda çalışabiliyorlar. Kariyer danışmanı, sosyal hizmet uzmanı ya da adli psikolog olarak kariyerlerini sürdürebiliyorlar. Elbette bu noktada; gerekli eğitim, beceri ve donanıma sahip olmaları önem taşıyor.
Psikologların, eleştirel ve yaratıcı düşünme, problem çözme gibi becerilere sahip olmaları gerekiyor. Aynı zamanda güçlü bir iletişim becerisi psikologlar için en önemli özelliklerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu beceriler hem eğitim hem kariyer süreci için önem taşıyor. Peki; yurt dışında psikoloji kariyer olanaklarını değerlendirmek için nasıl bir eğitime ihtiyaç duyuluyor?
Yurt Dışında Psikoloji Alanında Kariyer İmkanları İçin Nasıl Bir Eğitim Alınmalı?
Psikologlar söz konusu olduğunda eğitimin yaşam boyu devam eden bir süreç olduğu biliniyor. Psikolog olarak görev yapabilmek için elbette bir psikoloji bölümü lisans diplomasına sahip olmak gerekiyor. Ancak bu noktada; farklı eğitim düzeyleri farklı kariyer kapılarını açabiliyor. Psikoloji mezunları için lisans ve lisansüstü düzeylerde farklı kariyer olanakları ile karşılaşmak mümkün oluyor. Bu anlamda eğitim sürecini kariyer hedeflerine yönelik olarak planlamak gerekiyor. Psikoloji alanında yüksek lisans yaparak bir alt dalda uzmanlaşma şansı bulunabiliyor. Bu alanda akademisyen olmanın yolu açılabiliyor. Araştırma – geliştirme süreçlerinde yer almak mümkün hale geliyor. Kısacası; yüksek lisans eğitimi almak kariyer imkanları açısından önemli avantajlar sağlıyor.
Yurt dışında psikoloji eğitimi lisans düzeyinde 3 – 4 yıllık bir süreyi kapsıyor. Lisansüstü eğitim ise 1 – 2 yıl sürüyor. Bazı üniversiteler bu süreçte zorunlu staj talep edebiliyorlar. Aslında bu staj süreçleri öğrenciler için farklı kariyer seçeneklerinin kapılarını da açabiliyor. Benzer biçimde eğitim hayatı süresince öğrencilerin gönüllü yürüttüğü işler, mezuniyetin ardından bir istihdam alanı sağlayabiliyor.
Psikologlar Hangi Alanlarda Uzmanlaşabiliyor?
Peki; psikoloji eğitimi alanlar hangi alanlarda uzmanlaşabiliyor? Bu noktada; Klinik Psikoloji, Adli Psikoloji, Gelişim Psikoloji, Nöropsikoloji gibi alanlardan söz etmek mümkün olabiliyor. Eğitim Psikolojisi, Sağlık Psikolojisi, Uygulamalı Psikoloji gibi pek çok farklı alanda uzmanlaşılabiliyor. Klinik Psikoloji, Nöropsikoloji, Gelişim Psikolojisi ve Eğitim Psikolojisi sıkça tercih edilen alanlardan bazıları olarak biliniyor. Her bir uzmanlık alanı farklı kariyer imkanları sağlıyor.
Klinik Psikoloji, zihinsel ve duygusal davranış sorunlarına odaklanıyor. Depresyon, anksiyete gibi yaygın sorunların araştırılması, teşhis ve tedavisi ile ilgileniyor. Nöropsikoloji, beynin yapısı, işlevi ve davranışlar üzerindeki etkisini inceliyor. Nörolojik problemlerin teşhis ve tedavisine odaklanıyor. Gelişim Psikolojisi, anne karnından ölüme kadar olan süreçteki gelişim evrelerine odaklanıyor. Gelişimsel problemlerin teşhis ve tedavisi üzerine çalışıyor. Eğitim Psikolojisi ise öğrenme süreci, öğrenmeyi etkileyen faktörler gibi çeşitli konulara odaklanıyor. Gelişim ve öğrenme psikolojinden beslenen bir alt dal olarak karşımıza çıkıyor.
Yurt Dışında Psikoloji Mezunları Nasıl Bir Gelire Sahip Oluyor?
Her meslek alanında olduğu gibi kurum ve pozisyona göre elde edilen gelirler farklılık gösteriyor. Farklı kariyer imkanları değerlendirilerek farklı kazançlar sağlanabiliyor. Ancak genel olarak bakıldığında; Nöropsikologların daha yüksek kazançlara sahip olduğunu söylemek mümkün olabiliyor. Nöropsikologların, yıllık olarak bakıldığında 90 bin doları aşan ücretler kazandığı görülüyor. Klinik psikologların ise yıllık ortalama 80 bin dolar kazanç elde ettiği görülebiliyor. Adli psikologlar, eğitim psikologları ve gelişim psikologları için yıllık ortalama ücretler 60 bin dolar civarında seyrediyor.
Elbette bu ücretler, ülke, bölge ve kurumlara göre farklılık gösterebiliyor. Çalışılan süre ve eğitim düzeyi de kazançları etkileyebiliyor. Bu anlamda net rakamlardan söz etmek mümkün olmuyor. Ancak psikoloji alanının yurt dışı seçenekler açısından bakıldığında yüksek kazanç sağlayan alanlardan biri olduğu söylenebiliyor.
Yurt dışında üniversite okumak, kariyer hayatı ve gelecek için oldukça önemli bir adım oluyor. Yurt dışı eğitim birçok açıdan öğrencilere avantaj sağlıyor. Öğrenciler, bu sayede; hem farklı kültürleri tanıma, hem dillerini geliştirebilme fırsatına sahip oluyorlar. Farklı kariyer olanaklarının kapısını açıyor ve istihdam alanlarını genişletiyorlar. Elbette; bu süreçte doğru seçimler yapmak oldukça önem taşıyor. Bu noktada; doğru adımları atabilmek kariyer danışmanlığı almak öğrencilerin yararına oluyor. Çünkü yurt dışında okumak kadar; hangi ülkede, hangi üniversitede, hangi bölümde okunduğu da önem taşıyor. Bu anlamda; kariyer planlaması, öğrenciler için karmaşık bir sürece dönüşebiliyor.
Öğrenci adayının yetenek ve ilgi alanlarının tespit edilebilmesi noktasında kariyer danışmanlığı önemli bir rol oynuyor. Yurt dışında üniversite okumak isteyenler için doğru planlama hayati önem taşıyor. Stratejik bir kariyer planlaması yapabilmek her zaman öğrencilerin tek başına altından kalkabileceği bir durum olmuyor. Bu noktada uzmanlarla çalışmak avantaj sağlıyor. Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi ile öğrencilerin hangi alanlara yönelmesi gerektiği kolayca belirlenebiliyor. Böylelikle bölüm, üniversite ve ülke seçimi ile ilgili hedefleri doğru belirlemek mümkün oluyor. Doğru noktada konumlanan öğrencinin kariyer hayatı boyunca değer üretmesi mümkün hale geliyor.
Geleceği kurgulayan ve alanında fark yaratan bireyler yetiştirmek oldukça önem taşıyor. Bunun için mutlaka stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarından faydalanmak gerekiyor. Peki; yurt dışında üniversite eğitimi almak kariyer sürecine nasıl bir katkı sağlıyor.
Yurt Dışında Üniversite Okumak Yeni Bir Dil Öğrenmenize Yardımcı Oluyor
Yeni bir dili tam anlamıyla öğrenebilmek kurslar ya da bireysel çabalarla mümkün olmayabiliyor. Ancak; o dilin konuşulduğu bir ülkede yaşamak dil gelişimine büyük bir katkı sunuyor. O dilde eğitim almak ise dili tüm incelikleriyle, akademik düzeyde öğrenebilme fırsatı anlamına geliyor. Günümüzde dil yeterliliği, eğitimde olduğu kadar istihdam sürecinde de önem taşıyor. İngilizce; küresel dil olarak dünyanın hemen her yerinde eğitim ve istihdam süreçlerinde kabul görüyor.
Bu anlamda; birçok uluslararası öğrenci yurt dışı eğitimde İngilizce olanakları değerlendirmeyi seçiyor. İngilizceyi ana dil düzeyinde konuşabilmek dünyanın pek çok farklı noktasında kariyer olanaklarını değerlendirebilmek anlamına geliyor. Yurt dışında üniversite eğitimi almak bu anlamda öğrencilere büyük bir avantaj sağlıyor.
Yurt Dışında Üniversite Okumak Farklı İstihdam Olanakları Sunuyor
Yurt dışında okumak öğrencilere farklı istihdam olanakları sunuyor. Birçok öğrenci eğitim için tercih ettiği ülkelerde kariyer olanaklarını da değerlendirmeyi seçiyor. Birçok ülke öğrencilere mezuniyet sonrasında iş aramaları için izin veriyor. Genellikle 1 yıl süreyle öğrenciler eğitim aldıkları ülkede kendine uygun iş olanaklarını araştırma fırsatı bulabiliyorlar. Bununla birlikte; öğrenciler eğitimleri süresince belirli bir süreyi aşmamak kaydıyla çalışma hakkına sahip oluyorlar. Bu durum; alanlarında tecrübe edinmeleri ve kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için önemli bir fırsat oluyor.
Elbette; yurt dışında okuyanlar için kariyer seçenekleri eğitim aldıkları ülkeyle de sınırlı kalmıyor. Dünyanın farklı noktalarındaki iş olanaklarını değerlendirme fırsatı bulabiliyorlar. Kendi ülkelerine dönerek önemli kurum ve pozisyonlardaki istihdam olanaklarını değerlendirebiliyorlar. Yurt dışında eğitim almanın kazanımları ile rakiplerinin birkaç adım önüne geçme şansı bulabiliyorlar.
Yurt Dışında Üniversite Eğitimi Alanlar Güçlü Bir Network Elde Ediyor
Yurt dışında üniversite okumak network açısından da önemli avantajlar sağlıyor. Öğrenciler eğitimleri süresince pek çok farklı ülkeden gelen öğrencilerle bir ara olma fırsatı buluyorlar. Bu durum; mezuniyet sonrasında farklı ülkelerde yaşamak ve çalışmak için çeşitli kapılar açabiliyor. Aynı zamanda öğrenciler yurt dışı eğitim sürecinde çeşitli organizasyon ve projelerde yer alabiliyorlar. Bu organizasyon ve projelerde profesyonellerle de bir araya geliyorlar.
Aynı zamanda yurt dışındaki üniversiteler genellikle sanayi işbirlikleri yürütüyor. Öğrenciler eğitim alırken ulusal veya uluslararası şirketlerde staj yapma veya yarı zamanlı çalışma olanağı bulabiliyorlar. Bu durum; öğrencilere mezuniyet sonrasında da bu şirketlerle çalışabilme avantajı olarak geri dönüyor. Şirketler ya da projelerde bir araya geldikleri profesyoneller; öğrenciler için güçlü referanslar olabiliyorlar. Yani yurt dışında üniversite okumak güçlü bir özgeçmiş ve güçlü bir network elde etmek anlamına geliyor.
Yurt Dışında Üniversite Okuyanlar Daha Yüksek Kazanç Sağlayabiliyor
Yurt dışında eğitim almak yüksek kazançlar elde etmek için de bir fırsat olabiliyor. Yurt dışındaki üniversitelerden mezun olan öğrenciler çok daha yüksek gelirlerle iş hayatına atılıyorlar. Yeni bir dil, kültür ve güçlü bir network elde etmek birçok kapının aralanmasına olanak veriyor.
Yurt dışında eğitim alan öğrenciler dünya devi şirketlerde kendilerine yer bulabiliyorlar. Üstelik akademik donanımları ve dil becerileri ile alanlarında çok daha hızlı yükselme fırsatı yakalıyorlar. Öğrenci ve mezunlar aynı zamanda üniversitelerin de desteğiyle start-up fikirlerini hayata geçirebiliyorlar. Güçlü bir özgeçmiş, uluslararası alanda geçerliliği bulunan bir diploma öğrencilere farklı istihdam olanakları sunulmasını sağlıyor. Elbette; bu durum daha yüksek gelir elde edebilmeleri anlamına da geliyor.