Ergenlerde depresyon tıpkı çocukluk depresyonu gibi aile tarafından fark edilememektedir. Çocukluk çağı depresyonu ihmal edildiğinde depresif durumun ergenlikte şiddetlenerek görülme olasılığı yüksektir. Depresyon görülme sıklığı yaşla beraber artmaktadır. Bu artışa gencin hormonal, fiziksel ve duygusal değişimi de eşlik ettiğinde depresyon kolayca açığa çıkabilmektedir.

Ergenlik dönemi bireyin çocukluktan genç yetişkinliğe adım attığı bir ara dönemdir. Burada ne genç kendisini tam olarak yetişkin hissetmektedir ne de aile buna fırsat vermektedir. Ancak genç artık çocuk olmadığının da farkındadır. Gencin çocukluktaki ilgi, sevgi ve güvene hala çok yoğun ihtiyacı vardır. Fakat genç artık büyüdüğünü diğerlerine de kanıtlamalıdır.

Genç önce kendisine, sonra ailesine ve çevresine gelişmekte ve değişmekte olduğunu göstermek ister. Bunu yapabilmesinin ilk yolu ise aileden bağımsızlaşmaya çalışmaktır. Çocuk bireyselleşme çabası içerisinde ailenin de hatalı tutumları ile kendini aileden uzaklaştırabilir. Ergenlerde aile bir süreliğine geri plana itilmekte ve arkadaşlar sahneye çıkarılmaktadır.

Genç akranları üzerinden artık kendini tanımaya çalışmaktadır. Bu dönemin önemli rol modelleri gencin arkadaşları ve beğeni duyduğu akranlarıdır. Dolayısıyla genç bu dönemde aile dışında daha fazla zaman geçirmektedir. Gencin arkadaşları da benzer duygu durumlar içerisinde olduğunda depresif tablonun seyri daha da kötüleşebilmektedir.

Ergenlerde depresyon görülmesinde ailenin etkisi oldukça büyük olabilmektedir. Aile aynı zamanda depresyonun fark edilmesinde ve tedavisinde de önemli rollere sahiptir.

Ergenlerde Depresyon Belirtileri Nelerdir?

Ergenlik dönemi genç için dış faktörlerinde etkisiyle oldukça zor bir dönem haline gelebilmektedir. Bu dönemde aile desteği, sosyal destek, gencin ilgi ve beceri alanlarının olması ve genetik depresif aktarımın olmayışı ergenliğin etkilerini hafifletmektedir. Özgüveni yüksek, sosyal beceri sahibi, akademik anlamda başarılı gençler ergenliği daha kolay tolore edebilmektedir.

Bireyin sosyal beceri gelişimi, özgüven kazanımı, öz benlik inşası çocukluk yıllarında gelişmektedir. Dolayısıyla ergenlik sorunlarıyla gencin nasıl başa çıkacağı çocukluk yaşantılarından tahmin edilebilmektedir. Ergenlerde depresyon şu belirtilerle kendini belli edebilmektedir;

  • Kronikleşmiş depresif duygu durum,
  • Uyku düzeninde bozukluk; zor uyuma, kolay uyanma veya sürekli uyuklama, uyumak isteme ve uzun süre uyuma görülebilir,
  • Hayata karşı ilgi, merak ve heyecan kaybı,
  • Yeme bozuklukları (aşırı yeme, yetersiz beslenme gibi),
  • Zararlı alışkanlıklara yönelim (sigara, alkol, madde),
  • Riskli, tehlikeli davranımlarda artış,
  • Geleceğe dönük umutsuzluk,
  • Hareketlerde yavaşlama,
  • Öz bakımda azalma,
  • Çabuk öfkelenme, çabuk ağlama gibi ani duygu iniş çıkışları,
  • Yorgunluk ve fiziksel yakınmalarda artış,
  • Konsantre olmada zorluk, dikkat sorunları,
  • Öğrenmede ve hatırlamada güçlük,
  • Okul başarısında düşüş,
  • Derslere ve okula karşı ilgi kaybı,
  • Sorumlulukların aksatılması ve erteleme davranışı,
  • Artan değersizlik hissi,
  • Artan suçluluk hissi, genç kendisiyle ilgili olmayan konularda da kendisinde suç, kusur arayabilir,
  • Kavgacı tavırlar, saldırganlık, tepkisellik görülebilir,
  • Sosyal ilişkilerde azalma ve sorunlar görülebilir,
  • Aile ile iletişim azalır, temel ihtiyaçlarla sınırlı sohbetler gelişebilir,
  • Ölüm ile ilgili saplantılı düşünceler, intihar düşünceleri gelişebilir,
  • Ölüm korkusu gelişebilir,
  • Kendine zarar vermeye yönelik girişimlerde bulunulabilir.

Ergenlerde Depresyon Neden Gelişir?

Ergenlik dönemi bireyin çocukluk rollerini bırakıp yetişkin rollerine hazırlık yaptığı önemli bir dönemdir. Bu dönemde genç kendini ne bir yetişkin olarak görür ne de çocukluğa geri dönmek ister. Arada kalmış bu yeni rolde birey duygusal, fiziksel, bilişsel ve hormonal pek çok değişiklik yaşar. Bu değişime uyum sağlamak ise biraz zaman alır.

Ergenliğin getirdiği fiziksel ve hormonal değişim yüzde ve vücutta sivilcelenme, tüylerde artış, kızlarda vücut hatlarında yuvarlanma ve yağlanma artışı, erkeklerde kas miktarının artması ve hızlı boy atma görülebilir. Erkeklerde ses kalınlaşmaya hazırlanırken sık sık çatallaşır. Kızlarda göğüsler büyür. Kızlarda ilk menstrüasyon (regl) da başlar. Erkeklerde de ilk ejakülasyon başlar. Tüm bu yeni tecrübeler endişe verici olabilmektedir.

Genç erken dönemde aileyle sağlıklı ilişkiler kuramamış, ergenliğe ve cinselliğe hazırlanmamışsa ergenlerde depresyon gelişebilmektedir. Ergenliğe uyum sağlama güçlüklerinin dışında depresyona neden olabilecek diğer sorunlar;

  • Sevilen birinin ölümü (ebeveyn, kardeş arkadaş kaybı veya genç için önemli olan akrabalar vb.)
  • Ayrılık, terk edilme (sevgiliden ayrılma, önemli bir arkadaşlığın sonlanması)
  • Şehir, ülke değişikliği, okul değişikliği,
  • Ebeveynlerin boşanması,
  • Ebeveynler arası kavga, şiddet ve çocuğa yansıyan ebeveyn hüzünleri,
  • Hatalı ebeveyn tutumları,
  • Evde sevilen birinin veya gencin uzun süreli, önemli rahatsızlık geçirmesi, kaybetme korkusunun yaşanması,
  • Okulda başarısızlık, beklentiyi karşılayamama,
  • Akran zorbalığı,
  • Özgüven eksikliği, değersizlik algısı,
  • Kardeş kıskançlığı,
  • Anne-babanın boşanma sonrası başkasıyla birlikteliği,
  • İstismar, taciz,
  • Olumsuz beden algısı, boy, kilo gibi fiziksel görünüşe yönelik olumsuz değerlendirmeler,
  • Ailede depresyona yatkınlık, genetik geçiş olması,
  • Sosyal beceri eksikliği.

Ergenlerde Depresyon Nasıl Fark Edilebilir?

Ergenlerde depresyon çocukla sıklıkla vakit geçiren aile, arkadaşlar, öğretmenler tarafından kolayca fark edilebilir. Önemli olan burada gözlemci kişinin depresif belirtileri biliyor olmasıdır. Depresyona yönelik bilgisi olmayan kişiler depresif belirtileri hatalı yorumlayabilmektedir. Ergenlik tavırları, ilgi çekme çabası, büyüdüğünü kanıtlama ispatı, şımarıklık veya benmerkezcilik olarak hatalı değerlendirilebilmektedir. Tespit için gençle düzenli, kaliteli vakit geçirmek gerekir.

Gencin ilgi alanlarına, hedef ve hayallerine önem verilmelidir. Gencin duygu ve düşünceleri dinlenmelidir. Gençle birlikte vakit geçirilmeli, aile gençle beraber aktivitelere katılmalıdır. Genç için bu dönemde arkadaşlık ilişkileri son derece önemlidir aile gencin arkadaşlarını da tanımalıdır. Gencin arkadaşlarıyla tanışmak, birlikte zaman geçirmek önemlidir. Arkadaşların aileleriyle de mümkünse ilişki kurulmalıdır. Gencin arkadaşlarına yönelik aktardıkları eleştirmeden, yadırgama veya yasaklamalar olmadan dinlenmelidir.

Genç için bu dönemde arkadaşlarının ailesi tarafından onaylanması oldukça önemlidir. Arkadaşlarında aileyi sevmesi genç için değerlidir. Tüm bunlar bugün çocukluktan itibaren yapılmalıdır. Çocuğun hayatında aile her zaman önemli bir yerde olmalıdır. Aile ilgisini, varlığını, desteğini ve sevgisini çocuğuna sıklıkla belli etmelidir.

Çocuklukta ebeveynleriyle yeterli etkileşimi ve iletişimi olmayan çocuk için ergenlikte aileyle yakınlaşmak kolay olmayacaktır. Bu noktada aile danışmanlığı almak çok büyük zorluklar yaşayan ailelerde iletişimi kolaylaştırmaktadır.

Her gencin geleceğe yönelik hayalleri, hedefleri olmaktadır. Ergenlerde depresyon gencin gelecek algısını olumsuz etkilemekte, umutsuzluğu tetiklemektedir. Ancak gencin ilgi alanlarının olması, becerilerine yönelik aktivitelerle meşgul olması iyileştirici etkiye sahiptir. Aynı şekilde gencin hayal ve hedeflerinin olması da gence bir amaç vermektedir.

Aile gencin hayallerine ve hedeflerine yapıcı yaklaşmalıdır. Gencin hedeflerine yönelik çatışmak yerine avantaj ve dezavantajların konuşulması gerekir. Gence kariyer belirleme noktasında profesyonel destekte sunulabilir.

Ergenlerde Depresyon Yaşanmaması İçin Aileler Ne Yapabilir?

Ergenlerde depresyon gelişmemesi için ailenin yapabileceği en önemli şey gence koşulsuz sevgi ve ilgi göstermektir. Sevgi vermek kural koymamak, sınırları ihlal etmek olarak anlaşılmamalıdır. Kurallar ve sınırlar her ne kadar çocuğun hoşuna gitmiyormuş gibi görünse de gencin kendini güvende hissetmesini sağlar. Genç hayatın her döneminde ve alanında olabileceği gibi bu dönemde de hatalar yapabilir.

Hata yapmak olağan olsa da her olumsuzlukta kendini suçlamaya meyilli olan gence olumsuz yaklaşılması duygularını şiddetlendirecektir. Genç bu dönemde hoşgörüyle karşılanmalı, hataları karşısında ceza almak yerine ders çıkarmayı öğrenmelidir. Gencin bu dönemde ihtiyacı olan duygusal destek kaybı veya daha fazla duygusal stres değildir. Onun asıl ihtiyacı sorunlarla nasıl sağlıklı şekilde başa çıkabileceğini öğrenebilmektir.

Bu dönemde gencin akademik başarısı düşebilir. Başarısızlığa yönelik yaklaşımda yapıcı olmalıdır. Okul başarısızlığının telafisi mümkündür ancak duygusal yaraların iyileşmesi daha uzun zaman alır. Bazı yaraların telafisi ise mümkün değildir.

Aile Gence Güvenli Liman Olmalı

Ergenlik dönemi gencin ailesinden biraz daha uzaklaştığı, kendini tanımaya ve bulmaya çalıştığı dönemdir. Bu dönemde genç akranlarıyla daha yakın ilişkiler geliştirmektedir. Genç hayata dair daha fazla tecrübe edinmekte daha fazla kişiyle iletişime geçmektedir. Genç bu dönemde yenilikler kadar tehlikelere de açık durumdadır.

Gencin ailesiyle çocukluktan itibaren güvene, sevgiye dayalı bir ilişkisi olmalıdır. Bu koşullar çocuklukta sağlanmışsa genç ergenlik sürecini daha rahat geçirmektedir. Çünkü her ne kadar aileden uzaklaşmış gibi görünse de genç için aile güvenli limandır. Genç başı sıkıştığında, zorluk yaşadığında veya tehlikede olduğunda ailesinden yardım isteyebilmeli ya da orada iyileşebilmelidir. Gencin ergenlik döneminde sayısız sorunu veya sorusu olabilir.

Genç akranları tarafından zorbalık görebilir, romantik ilişkisinden yana üzüntü yaşayabilir. Genç beden algısından memnun olmayabilir. Genç eğitim hayatında veya sosyal yaşamında başarısızlıklar yaşayabilir. Cinsellikle ilgili soruları, merak ettikleri veya sorunları olabilir. Dolayısıyla ailenin bu dönemde çocuğun soru ve sorunlarında yanında olması çocuk için önemlidir. Aile önyargısız, cezalandırmadan gence yol göstermeli ve destek vermelidir.

Ailenin güvenli limanı çocuğun depresyon riskini düşürecektir. Bir sebeple depresyonun gelişmesi halinde de gencin iyileşme süreci daha hızlı ve kalıcı olabilecektir.

Aile Bireyleri Kendi İçerisinde ve Bir arada Mutlu Olmalı

Ailenin mutlu, huzurlu ve iyi ilişkiler içerisinde olması ergenlerde depresyon görülme sıklığını azaltmaktadır. Aynı zamanda ailenin olumlu ilişkileri depresyonla başa çıkmayı da kolaylaştırmaktadır. Aile bireyleri gün içerisinde birbirine zaman ayırmalıdır. Aile birbiriyle duygu, düşüncelerini ve günlerinin nasıl geçtiğini paylaşmalıdır. Aile bireyleri ihtiyaçlarını, sorunlarını, hayal ve heyecanlarını birbirleriyle paylaşabilir olmalıdır. Bu sayede aile bireylerinin problemleri daha kolay fark edilebilir.

Düzenli olarak iletişimde olan aileden herhangi birinin durgunlaşması, iletişiminin azalması çok daha kolay fark edilir. Aile ile yakın ilişkilerin olması gencin kendine daha çok güven duymasını sağlar. Genç sorunları ve tehlikeler karşısında ailesinin maddi ve manevi desteğini daha kolay hisseder. Mutlu Aileler Başarılı Çocuklar Yetiştiriyor! yazımızı da okuyabilirsiniz.

Ailede Depresif Belirti Gösteren Başka Bireyler Varsa Mutlaka Destek Alınmalı

Ergenlerde depresyon olasılığı ailenin genetik mirasında depresyon öyküsü varsa daha yüksektir. Aile bireyleri çocukluklarında veya gençliklerinde ya da şu an halihazırda depresyonda ise mutlaka profesyonel destek alınmalıdır. Aile bireylerinde depresif davranımın bulunması gencin de depresyon geliştirmesine yol açabilmektedir.

Ergenlerde Depresyon Belirtileri Görülüyorsa Profesyonel Destek İhmal Edilmemeli

Ergenlerde depresyon belirtileri kolay gözlenebilir olsa da ergenlik belirtileri ile de sıklıkla karıştırılabilmektedir. Burada belirleyici olan belirtilerin sıklığı ve süresidir. Zaman zaman her ergen kendini depresif hissedebilir. Ancak bu duygu durum günlük yaşantıyı etkilemeye başladığında depresyon riski değerlendirilmelidir. Ergenlerde depresyon belirtileri en az iki haftadır azalmadan devam ediyor, yaşamı olumsuz etkiliyorsa destek alınmalıdır.

Ergenlerde depresyon tedavisi için uzmana başvurulduğunda öncelikle tanı konulabilmesi için psikolojik veya psikiyatrik bir değerlendirme yapılır. Bu sayede ergenlik belirtisi mi yoksa depresyon belirtisi mi ayırt edilmiş olur. Değerlendirmelerin sonucunda bir tedavi planı hazırlanır. Gencin tedaviye gelmek istememesi de olasıdır. Gencin ikna edilememesi durumunda aile ile de çalışılabilir. Aileye gence nasıl destek verebileceklerine yönelik psikoeğitim verilir.

Ergenlerde depresyon tedavisinde iki temel tedavi yöntemi ilaç ve psikoterapidir. Psikoterapide ergenin olumsuz duygu ve düşünceleri üzerine çalışılır. Tedavide gerçekdışı ve olumsuz duygu ve düşüncelerin yerine gerçek ve olumsu duygu, düşünceler koymak hedeflenir. Ergenin özgüven, sosyal beceri eksikliği gibi depresyonunu destekleyen alanlara yönelik çalışma yapılır. Gence yapıcı problem çözme becerileri ve stresle başa çıkma öğretilir.