Özgüven Eksikliği

Özgüven eksikliği çocuklarda çok sık rastlanan durumlardan biridir. Özgüveni düşük olan çocuklar genellikle çekingendir. Kendilerini yetersiz bulurlar ve sevilmediklerine inanırlar. Bu yüzden kalabalıklardan uzak dururlar. Arkadaş edinmede zorluk yaşarlar. O halde özgüven eksikliği yaşayan çocuklar nasıldır? Çocuklardaki özgüvensizlik neden kaynaklanır? Çocuklarda özgüven eksiklikleri nasıl giderilir? Sırayla inceleyelim. 

Özgüven Eksikliği Yaşayan Çocuklar Nasıldır? 

Özgüven eksikliği yaşayan çocukların büyük bölümü kendini ifade etmekte zorlanırlar. Özellikle sınıf ortamında çok fazla aktif değillerdir. Bir konu hakkına bilgi sahibi olsalar dahi kendilerine güven duymadıklarından dolayı söz almaya çekinirler. Bu durum da derslerinde yeterince başarı gösterememelerine yol açar. Sosyal ortamlarda çekingen tavırlar sergiledikleri için bir süre sonra izole olmuş şekilde yaşarlar. Özgüven eksikliği olan çocuklar dışarıdan uslu ve uyumlu görünürler. Fakat böyle görünmelerinin asıl sebebi kendilerine güvenmedikleri için bulundukları ortamda ses çıkarmamalarıdır. 

Çocuklardaki Özgüven Eksikliği Neden Kaynaklanır? 

Çocuklarda özgüven eksiklikleri için en belirgin sebeplerinden bir tanesi sevgisizliktir. Aile içi şiddete maruz kalan ya da huzurlu bir aile ortamında yetişmeyen çocukların büyük çoğunluğu özgüvensiz yetişir. Bunun yanında kıyaslama da özgüveni olumsuz yönde etkileyen faktörler arasında öne çıkar. Sürekli olarak kardeşleri, kuzenleri ya da arkadaşları ile kıyaslanan çocuklarda özgüven eksikliği kendini gösterir. Ayrıca küçük yaşta zorbalığa maruz kalan ya da alay edilen çocukları da aynı sınıfa dâhil edebiliriz. Son olarak anne babanın çocuğa karşı aşırı koruyucu bir tutum sergilemesi, baskı uygulaması ve aşırı titiz tutuma girmesi de özgüveni tetikleyen durumlardandır.

Çocuğun Özgüven Sorunu Yaşadığını Nasıl Anlarsınız? 

  • Başarısızlık konusunda korkular üretiyorsa, 
  • Sorumluluk duygusundan kaçıyorsa, 
  • Güvendiği kişilerden ayrılırken problem yaşıyorsa, 
  • Kendini her anlamda yetersiz görüyorsa, 
  • Hayır demeye çekiniyorsa, 
  • Arkadaşları tarafından dalga geçiliyorsa, 
  • Kendini ve fiziksek görünümünü beğenmiyorsa, 
  • Karar verme aşamasında zorluk çekiyorsa, 
  • Olumlu taraflarını görmezden gelip, sürekli olumsuz yanlarına odaklanıyorsa,

Çocuğunuz özgüven sorunu yaşıyor demektir. Bu noktada “Çocuğumun özgüvenli olması için neler yapmalıyım?” sorusunu kendinize sormalı ve bu doğrultuda ilerlemelisiniz. 

Özgüven Çocuklarda Nasıl Gelişir? 

Çocuklarda özgüveni geliştirmenin çeşitli yöntemleri vardır. Bunları aşağıdaki gibi maddeleyebiliriz. 

  • Her şeyden önce anne ve babalar çocuğunda gördüğü özgüven eksikliğinin sebeplerini araştırmalıdır. Sonrasında uygun bir şekilde çözüme kavuşturma yoluna gitmelidir. 
  • Çocuklardaki olumsuz yönlerden ziyade olumlu yönlere odaklanmalı ve iyi yaptığı şeyler takdir edilmelidir. 
  • Aileler çocuklarına destek vermeli ve onları karşılıksız sevdiğini hissettirmelidir. 
  • Bir problem olduğunda mutlaka çocukla konuşmalı, birlikte zaman geçirmeli ve duygu düşüncelerini ifade etmesini sağlamalıdır. 
  • Arkadaşlık kurmaya teşvik etmeli fakat baskı yapılmamalıdır. 
  • Özgüveninin gelişmesi adına çeşitli sosyal faaliyetlere, kurslara katılması yönünde teşvik edilmelidir. 
  • Anne babalar çocuklarına tehdit içerikli cümleler kurmaktan kaçınmalıdır. 
  • Çocuklara küçük küçük sorumluluklar vererek özgüveninin pekişmesini desteklemek gerekir. 
Read More

En Doğru Üniversite Tercihini Nasıl Yaparız? 

Liseden sonra üniversite tercihi önemli bir süreçtir. Çünkü yanlış seçim yapmak kişinin bütün hayatını etkileyecektir. Öğrenci üniversite hazırlık döneminde ne istediğine doğru karar vermeli ve kendine o yönde bir çalışma planı hazırlamalıdır. Bu noktada ebeveynlere önemli roller düşüyor. 

Üniversite Tercihlerinde Anne Babaların Rolü 

Gençlerin üniversiteye hazırlanırken karar verme süreçlerinde ailelerin rolü büyüktür. Pek çok konuda olduğu gibi bu dönemde de ailelerinden etkilenebilirler. Anne babaları her şeyden önce dinleyip kararlarına saygı duymak önem taşıyor. Ancak üniversite seçimi tamamen kişinin kendi hayatını içine alıyor. Dolayısıyla ailelerin adayları strese sokmak yerine sakinleştirmesi ve destek olması gerekiyor. Ebeveyn çocuğun okumayı istediği bölümü kendi içlerinde reddedebilir. Bu doğrultuda yapıcı bir tutum sergilemeli ve onun gelecek hayallerini anlamaya yönelik iletişim kurmalıdır.

Üniversite Tercih Sürecinde Etkili Olan Faktörler

Üniversite tercihi kişinin gelecek hayatında yapacağı mesleği içine alır. Okuduğu bölüm tüm yaşamını etkileyecektir. Dolayısıyla doğru seçim yapması önemlidir. Üniversite tercih sürecinde anne babaların rolü dışında etkili olan diğer faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz. 

  • İstek ve Hayaller
  • Ailenin Maddi Durumu 
  • Kişinin yeterlilik derecesi ve özellikleri 
  • Başarılı olduğu dal (Sözel, Sayısal) 
  • Seçtiği mesleğe toplumun duyduğu ihtiyaç

Üniversite Tercihinde Yeteneklerin Rolü 

Bireyler üniversite tercihlerini genellikle başarılı oldukları dal bazında yaparlar. Sözel bölümde kendini gösteren bir kişi edebiyat öğretmenliği, radyo televizyon, gazetecilik gibi bölümlere yönelir. Aynı şekilde sayısalı yüksek çıkan kişiler de, mühendislik, matematik ve doktorluk gibi dalları seçerler. Ancak doğru üniversite tercihinde sadece alanlar yeterli değildir. Sayısalı güçlü olan kişinin müziğe yeteneği olabilir. Sözeli ağır basan kişinin de matematiksel zekâsı öne çıkabilir. Psikoloji ve felsefe gibi dallarda başarı gösterebilir. Dolayısıyla aileler çocuklarının yeteneklerini ve ilgi alanlarını olabildiğince erken keşfetmelidir. Çocuk yalnızca yeteneği olan alana göre çalışmak da isteyebilir. 

Üniversite Tercihinde Kişilik Özellikleri Ne Kadar Etkili? 

Üniversite tercihinde kişilik özellikleri es geçilmemelidir. Sabırlı olmak, soğukkanlı tutum göstermek, sinirli olmak, fevri davranmak, içe dönüklük, dışa dönüklük bazı kişilik özellikleri arasındadır. Örneğin; doktor olmak isteyen kişinin ani gelen durumlar karşısında sakinliğini koruması önemlidir. Heyecan ve rehavete kapılmaması gerekir. Aynı şekilde içe dönük bir karakterin halkla ilişkiler okuması da doğru olmayabilir. 

Üniversite Tercih Döneminde Hangi Soruları Sormalıyım? 

Üniversite tercih döneminde hem öğrencinin hem de ailenin sorması gereken bazı sorular vardır. Aile tutumu ile birlikte ekonomik ve faaliyetler anlamında üniversiteler arasındaki farkı anlamak gerekir.

  • Tercih edeceğim üniversitenin okuyacağım bölümünde kaç eğitmen var? 
  • Okumayı düşündüğüm üniversitenin teknik yeterlilikleri nasıl? 
  • Üniversitede akademik kaynaklar yeterli mi? 
  • Sosyal faaliyetler beklentimi karşılayacak düzeyde mi? 
  • Okumak istediğim üniversitenin ekonomik şartları elverişli mi? 

Yukarıda sıraladığımız sorular üniversiteye göre arttırılabilir. Tercih sürecinde öğrencinin bu sorulardan haberdar olması adına aile tutumu önemlidir. Süreci daha kolay geçirmenin etkin yollarından bir tanesi de terapidir. ABA Psikoloji gençlerin hazırlık süreçlerinde daima yanında. 

Read More

Kariyerimizi Hangi Yaşta Planlamalıyız? 

Kariyer planlaması bireylerin yaşamlarındaki önemli süreçlerden birini kapsar. Her çocuk ya da genç öğrencilik dönemleri sonrasında bir şekilde iş hayatında atılacaktır. Kariyer planlamasında kişilik özelliklerinden mesleki yeterliliklere kadar pek çok faktör etkilidir. Kimi araştırmalara göre bireyler kariyer planlamalarını üniversite seçim sürecinde yapılmalıdır. Fakat bazı beyin araştırmaları da gençlerin yeteneklerinin küçük yaşta belirlenmesi gerektiğine işaret eder. Çünkü anne babalar çocuklarının yeteneklerini erkenden keşfetmesini sağladığı takdirde, onları doğru alanlara yönlendirebilir. Öyleyse kariyerimizi hangi yaşta planlamalıyız? Yeteneklerimizin kariyer planlamasına etkisi nedir? 

Yeteneklere Göre Kariyer Planlaması

Bireylerin yetenekleri ortalama 5 ve 7 yaş aralığında kendini göstermeye başlar. Örneğin; müziğe eğilimli bir çocuk seslere ve notalara karşı daha duyarlıdır. Aynı şekilde spora ilgi duyan bir çocuk da koşmaya ve hareket etmeye meyillidir. Aileler çocuklarındaki cevheri fark ettikleri takdirde, onları yeteneklerine yönlendirebilecekleri gibi bir uzmandan da fikir alabilirler. Böylece bireyler küçük yaşlarda yetenekleri bazında kariyer planlama fırsatı kazanmış olur. Son dönemdeki araştırmalar yeteneklerin doğuş itibariyle var olup, 15 yaşına kadar da gelişim dönemini tamamladığına işaret eder. Gençler adına önemli olan yetenek ve ilgi arasındaki bağlantıların 15 yaşında son şeklini aldığını vurgulayabiliriz. Yetenek dediğimizde ilk aklımıza gelen kavramlar ise sanat, bilim ve matematiktir. Fakat bireyin karakter özellikleri özünde kendi yeteneklerini gözler önüne serer. 

Kariyer Planlama Sürecinde Öne Çıkan Karakter Özellikleri 

Kariyer planlama sürecinde öne çıkan karakter özellikleri şu şekildedir; 

  • İçe Dönük Karakter
  • Dışa Dönük Karakter
  • Ekip Çalışmasına Yatkın Olma
  • İlişki Problemlerini Çözümleyebilme
  • Sonuç Odaklı Strateji Geliştirme Kabiliyeti
  • Detaylara ve Bütüne Odaklanma

Yukarıda sıraladığımız karakter özellikleri çok erken yaşlarda kendini gösterir. Ebeveynler çocuklarını doğru yönlendirdiği takdirde, karakter özelliklerine göre beliren yetenekleri de gelişmeye başlar. Unutmamak gerekir ki kariyer planlaması anaokulundan başlayıp, hayatımız boyunca devam eder. Dolayısıyla bireylerin mesleki ilgileri, zihinsel yetenekleri, akademik başarıları ve ailelerin kültürel özellikleri kariyer planlamasında önemlidir. 

Kariyer Planlama İçin Doğru Yaş Nedir? 

Karakter özellikleri ve yetenekleri baz aldığımızda kariyer planlamasının adımlarını doğru yöntemlerle küçük yaşlarda atmak mümkündür. Kişi yeteneklerine göre bir meslek seçimi yaptığında üniversite eğitimini de aynı doğrultuda tamamlayacaktır. Okuduğu bölüm çerçevesinde 1.sınıf itibariyle kariyer planlamasına başlaması ona zaman kazandıracaktır. Birey alanıyla ilgili etkinliklere ve fuarlara katılarak kariyer inşa sürecini başlatabilir. Aynı zamanda öğrencilik döneminde yapacağı stajlar sayesinde de yavaş yavaş deneyim elde eder. Böylece kişinin 18-19 yaşlarında girişkenliği artacak, sosyalleşmesi ve etkili iletişim kurması kolaylaşacaktır. Profesyonel iş hayatına karşı hazırlıklı bir profile bürünür. Sadece iyi bir meslek seçimi ve kariyer planlamasında yol alabilmek adına ailelerin çocukları erkenden fark etmesi önemlidir. Çünkü kişi yanlış alan üzerine gittiğinde, hayat boyu kendisini etkileyecektir. 

 

Birçok konuda sizlere ışık tıutacak Aba Psikoloji blog sayfamızı linke tıklayarak inceleyebilirsiniz

Read More

Çoklu Zeka Testleri Nelerdir?

Çocuklara yönelik çoklu zeka testleri nedir? Sorusunu pek çok ebeveynin araştırma alanını kapsar. Çocuğun zeka alanlarını belirlemek ve ilgi alanlarını saptamak için çoklu zeka testleri uygulanır. O halde öncelikle çoklu zeka nedir? Yakından inceleyelim. 

Çoklu Zeka Nedir?

Howard Garner ve onun Harvard Üniversitesi ekibi 1980’li yıllarda zekanın tek değil birden fazla yolu olduğu fikrini öne sürdüler. Bunun sonucunda zekayı bir kapasiteden ziyade çoklu kapasite olarak tanımladıklarını söyleyebiliriz. Bu teoriye göre zekâ, sorunları çözme, etkili ürünler yaratma ve yeni problemler yaratma potansiyeli olarak ortaya çıkar. 

Çoklu Zeka Testleri Neleri Kapsar? 

Çoklu zekâ testi kuramı sayesinde günümüzde birçok farklı zekâ çeşidi olduğu anlaşılabilir. Howard Garner’a göre sekiz adet zekâ türü mevcuttur; 

Mantıksal ve Matematiksel Zeka

Mantıksal ve matematiksel zekası kuvvetli olan kişiler, yüksek oranda eleştirel düşünme yeteneğine sahiplerdir. Matematik ve mantığı doğru biçimde harmanlayabilirler. 

Müziksel Zeka

Müzikal zekâ isminden anlayabileceğimiz gibi notalara, seslere ve bestelere duyarlı kişilerde kendini gösterir. Müzikal zekâya sahip kişiler şarkı söyleyebilecekleri gibi kolaylıkla enstrüman öğrenebilirler. Ayrıca beste yapmada son derece becerikli olduklarını söyleyebiliriz. 

Görsel Uzamsal Zeka

Çoklu zekâ çeşitleri içerisinde görsel uzamsal zekâ; tamamen zihinde resim çizme yeteneği ile alakalıdır. Günümüzde çok satan bilim kurgu yazarları görsel uzamsal zekâ sınıfında sayılabilir.  Çünkü zihinlerinde çizdikleri taslakları başarılı biçimde kâğıda dökebilirler. 

İçsel Zeka

İçsel zekâ özelliği gösteren kişilerin farkındalıkları yüksektir. Zayıf taraflarını tanıyıp keşfedebilecekleri gibi bu tarz durumlarda nasıl tepki vereceklerini iyi kestirebilirler. Ayrıca harekete geçirecekleri eylemleri de uzun ve kısa vadeli diye detaylı planlama eğilimleri vardır. 

Kişilerarası Zeka

Dışa dönük, kendini rahatça ifade eden ve özgüveni yüksek bireyler, kişilerarası zeka sınıfında yer alır. Özellikle grup çalışmalarında çok başarılı olduklarını söyleyebiliriz. Başka insanların ruh hallerini ve duygularını okuma yeteneğine sahiplerdir. Yüz ifadelerinden kişilerin ruh durumlarını kolaylıkla çözebilirler. 

Kinestetik-Bedensel Zeka 

Kinestetik-bedensel zeka türü özelliği gösteren bireyler, fizikselliği içeren her konuda başarı sağlarlar. Günümüzde isim yapmış başarılı sporcuları bedensel zekâ türü çerçevesinde örnek verebiliriz. 

Sözel Zeka

Sözel zekâ sınıfına mensup kişilerin kelimelerle kusursuz bir ilişkileri vardır. Ne zaman hangi kelimeleri kullanacaklarını iyi bilirler. Bunun yanında kelimeleri kolaylıkla ezberleyebilme eğilimleri vardır. Kurduğunuz cümleleri, söylediğiniz sözleri unutmayan bir arkadaşınız varsa, muhtemelen sözel-dilbilim zekâ türüne sahiptir. 

Naturalist Zeka (Doğa Zekası)

Gardner’ın araştırmaları kapsamında zekâ boyutlarına en son eklenen natüralist zekâ, doğada yalnız kaldıklarında en iyi adapte olabilecek kişileri tanımlar. Çocukluk döneminde izcilik ya da çobanlık yapmış, ebeveynleriyle avcılık trekking gibi aktivitelere katılmış kişilerin natüralist zekası yüksektir. Üstelik bu kişiler bitki ve hayvanlarla ilgilenmekten de büyük ölçüde keyif alırlar. Yetişkinlik dönemlerine biyolog, zoolog ve antropolog olabilirler. 

Birçok konuda sizlere ışık tıutacak Aba Psikoloji blog sayfamızı linke tıklayarak inceleyebilirsiniz

 

Read More

Yetişkinler kadar çocuklarda kendilerince sorunlar yaşayabilen bireylerdir. Fakat çocuklar yetişkinlere nazaran daha hassas bir yapıda olduklarından, sorunlarına erkenden müdahale etmek gerekir. Aksi takdirde sorunları içselleştirebilir ve ilerde daha büyük hasarlar ortaya çıkabilir. Sadece, çocukların iletişim becerileri yetişkinlerden biraz daha farklıdır. Çocuklarla etkili iletişim kurmanın en iyi yolu oyun terapisidir. 

Oyun terapisi, çocukların duygu ve düşüncelerini oyun yoluyla ifade etme biçimidir. Kurdukları oyun sayesinde dünyayı, duygu düşüncelerini, ihtiyaç ve arzularını gösterirler. Başka bir deyişle, insan olmanın bütün ruhsal süreçlerini oynadıkları oyunla ortaya koyarlar. O halde oyun terapisinin faydaları nelerdir? Yakından inceleyelim. 

Oyun Terapisinin Faydaları 

Oyun terapisi çocukların problemlerini çözmede en iyi yöntemlerden biridir. Oyun terapisinin çocuğa faydalarını ise şu şekilde ele alabiliriz. 

  • Çocuklar yaşadıkları problemlerle mücadele etme gücü kazanırlar. 
  • Kendilerine güvenmeyi öğrenirler. 
  • Çocuğa sorumluluk duygusu aşılar. 
  • Korkmamayı öğrenirler. 
  • Oyun terapisi sayesinde çocuklar, hem yetişkinlerle hem de diğer çocuklarla güçlü ilişkiler kuracak hale gelirler.
  • Çözüm üretme yetisi kazanırken, gelecekte karşılarına gelecek sorunlarla başa çıkabilirler. 

Oyun Terapisi Hangi Yaşlarda Uygulanır? 

Oyun terapisi hangi yaşlarda uygulanır? Anne babaları düşündüren sorulardan biridir. Literatür bazında oyun terapisinin 2 ve 12 yaş arasındaki çocuklara uygun olduğunu söyleyebiliriz. Özünde oyun terapötik bir araçtır. Dolayısıyla bu terapi yönteminin de belli bir yaş sınırı yoktur. Üstelik günümüzde birçok terapist oyun terapisini yetişkinler üzerinde de kullanabilir. 

Hangi Durumlarda Oyun Terapisi İşe Yarar? 

Oyun terapisi travmatik deneyim yaratan ya da yaratmaya meyilli her koşulda işe yarar. Özellikle zorbalığa uğrayan çocuklarda çabuk sonuç verir. Aynı zamanda zorbalık yapan, anne-babası boşanmış ve yas-kayıp yaşayan çocuklar üzerinde de etki gösterir. Ayrıca akademik başarısızlık, kardeş kıskançlığı, yalan ve hırsızlık gibi durumlar için de oyun terapisi en iyi yöntemdir. Onun dışında oyun terapisinin işe yaradığı durumlar şöyledir;

  • Kaygı Bozukluğu,
  • Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği,
  • Tırnak Yeme, Parmak Emme, Saç Yolma ve Tik, 
  • Duygusal, Fiziksel ve Cinsel İstismar Travmaları.

Oyun Terapisinin Ebeveynlere Faydaları Nelerdir?

Anne babalar oyun terapisi sayesinde çocuklarının iç dünyasını keşfederler. Çocuğun verdiği sesli ya da sessiz mesajları duyarak onun dilini kullanabilirler. Yanlış davranan ebeveynler ise tutumlarını fark edip, sağlıklı bir tavır içine girmeyi seçebilirler. Çocuklarıyla iletişim kurarken düştükleri hataları düzeltebilirler. Kendi çocukluklarının bugünkü tutumuna ne ölçüde yansıdığını görürler. Dolayısıyla ebeveynler çocuklarıyla daha kaliteli zaman geçirme yoluna giderler. 

ABA Psikoloji uzman kadrosu eşliğinde çocukluk çağı travmaları üzerinde oyun terapisi ile özenle çalışır. Sizde çocuğunuzun sorunlarıyla daha güçlü başa çıkıp, kendini rahat ifade edebilmesini istiyorsanız ABA Psikolojiye başvurabilirsiniz. Oyun terapisi ile birlikte çocuklarda uyguladığımız dikkat, yetenek ve kişilik testleri hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz. 

Read More

Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı Nedir? 

  1. yüzyılda anne babalar için çocuklarının yeteneklerini, ilgi alanlarını ihtiyaçlarını belirlemek önemli bir görev haline geldi. Bu doğrultuda stratejik yetenek yönetimi bireyin nasıl bir yol haritası izlemesi gerektiği konusunda sizlere rehberlik ediyor. Başka bir deyişle bireylere gerçekte bilgi ve becerilerinin neler olduğunu gösteriyor. 

SYYK Neden Önemli? 

Günümüzde herkes kendindeki beceri ve yetenekleri doğru bir şekilde keşfetmeyi ister. Akademik hedeflere ulaşabilmek adına da belirlediğiniz hedeflerin kişisel özelliklerinizle uyumlu olması şarttır. Bu test ile mutsuz ya da başarısız bireylere dönüşmemek için tümevarım yöntemi kullanılır. Ardından ilgi alanlarından, becerilerden ve ihtiyaçlardan hareketle bir hedefe yönlendirme aşaması başlar. 

Sosyal Faaliyetlerde Stratejik Yetenek Yönetimi 

21.yüzyılda tüm öğrenme sürecinin yanında dijital dünyayı dengelemek gerekiyor. Öğrencilerin sadece okuyacağı bölüm ve seçeceği meslek ile sınırlı kalmayarak, hangi okul dışı faaliyetlerde iyi olduklarını görmek önemlidir. Örnek verirsek; spor, dans, drama, müzik bu faaliyetlerden birkaçıdır. Okul dışı sosyal aktivitelerin de bireyin kişisel gelişimine katkı sağladığını es geçmemeliyiz. SYYK sosyal faaliyetlerin net bir biçimde ortaya çıkmasında etkilidir. 

Stratejik Yetenek Yönetimi İle Performans Alanınızı Belirleyin!

Bireyler öğrencilik sonrası temek olarak beş alanda faaliyet gösterirler. Girişimci olup kendi işlerini kurabilecekleri gibi, profesyonel yönetici olabilirler. Aynı şekilde araştırma-geliştirme alanında çalışıp akademisyenlikte ilerleyebilirler. Kişi sıraladığımız alanlardan sadece bir tanesine değil, birkaç tanesine de eğilimli olabilir. Dolayısıyla bireyin memnuniyet alanını arttırabilmesi için performans alanını iyi bilmesi gerekir. Özellikle “z” kuşağının bu anlamda çok fazla sıkıntı yaşadığını belirtmeliyiz. 

Kimler SYYK Almalıdır? 

Beceri ve yetkinliklerini tanımlamak isteyen herkes SYYK danışmanlığı alabilir. En başta öğrenciler olacak şekilde, akademik veya kariyer hedeflerini kişisel özellikleriyle uyumlu planlamak isteyenler bu sınıfa dâhildir. Yaş fark etmeksizin her birey test ve danışmanlıktan yararlanabilir. 

Stratejik Yetenek Yönetimi Testleri Nedir?

Bu kapsamda, beşeri veya kavramsal becerileri ölçmek üzere testler mevcuttur. Ülkemizde genellikle eski testlere başvurulsa da, bu oldukça yanlış bir uygulamadır. Örneğin; 2000 doğumlu bir birey üzerine eski testler doğru sonuç vermeyebilir. Aba Psikoloji olarak stratejik yetenek yönetiminde WISC-V testini kullanıyoruz. Aynı zamanda kullandığımız 8 test daha vardır. 

SYYK Uygulama Yöntemleri 

Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer danışmanlığı her şeyden önce bir test paketini kapsamaz. Alanında uzman psikologlar ve eğitimciler işbirliği gerçekleştirir. Ardından beceri ve ihtiyaçları tespit edebilmek adına testler uygulayıp değerlendirirler. Elde ettikleri verileri yorumlayarak, sonuçlar ışığında öğrencilerin stratejik hedeflerini belirlemek üzerine harita çıkartırlar. Detaylı bilgi almak için Aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Sınav dönemi ve sınava hazırlık süreçleri öğrenciler için son derece yorucu ve stresli dönemler oluyor. Sınav stresi ile mücadele etmenin her öğrenci için kolay olmadığı biliniyor. Bu noktada; ailelere büyük bir iş düşüyor. Sınava hazırlanan bir öğrencinin ailesinin de tüm sürece dahil olması ve tüm parametrelere hazır olması gerekiyor. Birçok bilimsel araştırma ailelerin çocukların sınav kaygısı üzerinde olumsuz etki yaratabileceğini gösteriyor. Ailelerin çocuğa yönelik tutum ve davranışları sınav stresini tetikliyor. Bu nedenle öğrencilerin başarılarının düşmesi söz konusu olabiliyor. Bu anlamda; ailelerin öğrenci üzerindeki sınav baskısını arttıracak tutum ve davranışlardan kaçınması gerekiyor.

aba Psikoloji bu noktadan yola çıkara; sınav dönemi ve hazırlık süreçlerinde yalnızca öğrencilere destek vermiyor. Kariyer planlama, süreci boyunca aileleri de çeşitli konularda destekliyor. Öğretmenlerin ve danışmanların da süreç içerisinde son derece önemli bir role ve etkiye sahip olduğu biliniyor. Bu nedenle; öğretmenlerin de bazı konularda desteklenmesi gerekebiliyor. aba Eğitim ve aba Academy’nin uzman kadrosu öğrenme metotları ile ilgili çalışmalar yürütüyor. Öğrenme biçimleri ve öğrenme süreçlerini iyileştirebilecek metodolojilere bağlı kalarak süreci yönlendiriyor. Ancak her öğretmenin süreç içerisinde benzer biçimde hareket etmediği biliniyor.

Nöropsikoloji ile ilgili çalışmaların son dönemlerde hız kazandığı ve bu konuda önemli araştırmalara imza atıldığı biliniyor. Bu alanda önemli gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeler öğrenme süreçleriyle de yakından ilişkilendiriliyor. Sınav dönemi ve sınava hazırlık süreçlerinde bu gelişmelerden de yararlanmak gerekiyor. Öğrenme yöntemlerini bu doğrultuda yapılandırabilmek önem taşıyor. Beyin Temelli Öğrenme ile yaklaşımları yakından izlemek ve öğrenim süreçlerini bu doğrultuda şekillendirmek de avantaj sağlıyor.

Her öğrencinin farklı bir yöntem ve hızda öğrendiği biliniyor. Beyin Temelli Öğrenme ile ilgili yaklaşımlardan ve stratejik yetenek yönetimi uygulamalarından yararlanarak bu konuya odaklanmak gerekiyor. Öğrencinin hangi ortamda, nasıl öğrenebildiğine odaklanarak kariyer planlama sürecini yürütmek gerekiyor. Öğrencinin hangi araçlarla çalışacağı, dijital platformlardaki hangi içeriklerden yararlanacağı da bu şekilde tespit edilebiliyor. Bu sayede konuya dair ince detaylara ulaşmak ve doğru yönlendirmeleri yapmak mümkün hale geliyor.

Sınav Dönemi ve Hazırlık Süreçlerinde Öğretmenler Nasıl Bir Rol Oynuyor?

aba Psikoloji’nin sınav dönemleri boyunca yalnızca öğrenci ve aileleri değil; öğretmenleri de desteklediği biliniyor. Çünkü sürecin en önemli öğelerinden biri de öğretmenler oluyor. Öğrencilerin ilgi alanlarına ve öğrenme yöntemlerine dair tüm verilen öğretmenlere de aktarılması sürece katkı sağlıyor. Aynı zamanda aba Eğitim ve aba Academy’nin uzman kadrosu da süreç içerisinde etkin bir rol oynuyor. Kadroda yer alan eğitimciler de bu detayları dikkate alarak öğrencilere belirli bir hazırlık programı oluşturuyorlar. Eğitimciler yalnızca öğrencinin akademik başarısını yükseltmeye değil odaklanmıyor. Kendilerine en uygun alanda konumlanabilmeleri için çaba gösteriyorlar.

Doç. Dr. Gamze Sart’ın sınav dönemi ve hazırlık sürecinde olan öğrencilerin SAT derslerini yürüttüğü biliniyor. SAT sınavı, öğrencilerin akademik yeterliliklerini geliştirmekle kalmıyor. Bunun yanında; öğrencinin, öğrencinin hızlı okuma, hızlı kavrama gibi önemli becerilerini geliştirmede yardımcı oluyor. Yani öğrencinin derslerinin yanı sıra; yatkınlıkları hakkında da ipuçları barındırıyor. Öğrenciyi daha iyi tanımak ve konumlandırabilmek adına bu dersler Doç. Dr. Gamze Sart tarafından yürütülüyor.

Kısacası, aba Psikoloji’de genel yapı itibariyle danışanlar yalnızca öğrencilere odaklanmıyor. Bununla birlikte; anne – babaları ve öğretmenleri de devreye alıyor. Çünkü aslında anne – baba ve öğretmenler çocuğun içinde bulunduğu ekosistemin önemli parçalarını oluşturuyorlar. Bu ekosistem aile ve öğretmenlerle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanlarda öğrencilerin eğitim aldığı okullardaki psikolojik danışmanlık ve rehberlik servisleriyle de iş birliği yapılıyor. Böylelikle; öğrencinin doğru alanlara yönlendirebilmesi noktasında, gerekli verileri aktarabilmek, okulu sürecin içerisinde tutabilmek mümkün oluyor. Aynı zamanda öğrencinin yaşadığı sınav stresi ile ilgili ortak bir çalışma yürütmek mümkün hale geliyor.

Sınav Dönemi ve Hazırlık Süreçlerinde Arkadaşlık İlişkileri Nasıl Bir Etkiye Sahip?

Öğrencinin içinde bulunduğu ekosistemde ait olduğu gruplar ve arkadaşlar da önemli bir noktada bulunuyor. Zaman zaman stratejik yetenek yönetimi uygulamaları sırasında bu konuyu da değerlendirmek gerekiyor. Çünkü öğrenciler bu konu ile ilgili kaygı yaşıyor olabiliyor. Arkadaş kaygısının yaşandığı durumlarda aynı sınıftan üç öğrenciye aynı anda danışmanlık vermek söz konusu olabiliyor. Böylece; onlar arasındaki kolabrasyonu ve kooperasyon gözlemlenebiliyor ve birlikte çalışma fırsatları yaratılabiliyor.

Bazı durumlarda ise yaratılan bu çalışma ortamının ya da arkadaşlık ilişkilerinin öğrenciyi olumsuz etkilediği görülüyor. Bu noktada; anne ve babayı uyararak negatif etkinin minimize edilmesi konusunda çeşitli önlemler alınabiliyor. Öğrencinin zorbalığa maruz kalması söz konusu ise daha farklı bir çalışma ortamı yaratılması sağlanabiliyor.

Sonuç olarak; sınav dönemlerinde bütünsel bir yaklaşıma bağlı kalmak gerekiyor. Süreci yakından takip ederek; öğrencinin gelişimini bütünsel olarak takip etmek önem taşıyor. Öğrenciler öğrenme süreçlerinde her 21 günde bir yeni bir yapılanma içerisine giriyor. Bu 21 günlük çalışmalar ile öğrencinin gelişim süreçlerini izlemek ve katkı sunmak mümkün olabiliyor

Sınav dönemi ve hazırlık süreçleri hakkında bilgi alabilmek için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler hangileri? İngiltere’de eğitim almayı ve kariyer yapmayı düşünen öğrenciler nasıl bir yol izlemeli? Hangi meslekler tercih edilmeli? İngiltere her dönemde en popüler eğitim ülkelerinden biri olarak biliniyor. İngiltere, özellikle son dönemlerde; Amerika, Kanada ve Hollanda ile birlikte oldukça ön planda yer alıyor. İngiltere üniversiteleri her yıl sıralama tablolarında dünyanın en iyileri arasında yer alıyor. Oxford, Cambridge, İmperial College gibi pek çok kurum, dünyanın en prestijli üniversiteleri arasında kabul ediliyor.

İngiltere, yalnızca sunduğu eğitim olanaklarıyla değil; kariyer fırsatlarıyla da dikkat çekiyor. Eğitimi İngiltere’de tamamlayan pek çok öğrenci kariyer süreci için de İngiltere’de kalmayı tercih ediyor. Peki; İngiltere’de hangi meslekler daha fazla ön plana çıkıyor?

İngiltere’de En Çok Para Kazandıran Meslekler Hangileri?

İngiltere eğitim seçenekleriyle olduğu kadar; kariyer seçenekleriyle de dikkat çeken bir ülke olarak tanınıyor. Ülke dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri olarak biliniyor. Ülkede pek çok farklı sektörde istihdam olanağı bulmak mümkün olabiliyor. İngiltere; Shell, HSBC, Tesco gibi dünya devi şirketlere ev sahipliği yapıyor. Bununla birlikte; üniversite mezunları akademik kariyerlerini sürdürmeyi seçebiliyor. Bu noktada AR-GE süreçlerinde yer alabiliyorlar. Ek olarak; İngiltere son dönemde birçok ülkenin yaptığı gibi start-up projelerine destek veriyor. Yani öğrenciler ve mezunlar kendi girişim fikirlerini hayata geçirme fırsatı yakalayabiliyorlar. Peki; mezunlar için İngiltere’de en çok hangi alanlar dikkat çekiyor? Hangi meslekler daha fazla para kazandırıyor?

İngiltere’de En Çok Para Kazandıran Meslekler Nelerdir?

İngiltere’de eğitim almayı ve ingiltere kariyer seçeneklerini değerlendirmeyi düşünen gençler hangi alanlara yönelmeli? Hangi meslekler İngiltere’nin en çok kazandıran meslekleri arasında sıralanıyor? Hangi meslek alanlarına yönelmek daha avantajlı?

Tıp

İngiltere’de en çok para kazandıran alanların başında tıp alanı geliyor. Tıp dünyanın hemen her noktasında en çok kazandıran meslekler arasında yer alıyor. Aynı zamanda en saygın mesleklerden biri olarak kabul ediliyor. Tıp alanı her dönemin en çok tercih edilen meslekleri arasında yer alıyor. Özellikle son dönemlerde sağlık çalışanlarına duyulan ihtiyacın git gide arttığı biliniyor. Bu anlamda tıp eğitimi almanın dünyanın her yerinde oldukça avantajlı olduğu biliniyor. Tıp alanı İngiltere’de de en çok para kazandıran meslekler arasında yer alıyor. Sağlık çalışanları hastanelerden özel sağlık merkezlerine, üniversitelerden şirketlere birçok farklı kurumda istihdam edilebiliyor. Tıp, her dönemin ve geleceğin popüler meslekleri arasında sıralanıyor.

İngiltere’de pratisyen hekim olarak çalışabilmek Genel Tıp Konseyi tarafından akredite edilmiş bir fakülteden diploma almak gerekiyor. İngiltere’de tıp eğitimi 5 yıl sürüyor. İlk 2 yıl temel teorik ve uygulamalı derslerden oluşuyor. Sonraki üç yıl ise klinik eğitim sürecini kapsıyor. Lisans eğitimin ardından iki yıl süren bir uzmanlık eğitimine de ihtiyaç duyuluyor.  İngiltere’de tıp çalışanlarının yıllık ortalama geliri yaklaşık 100 bin £ olarak biliniyor. Tıp alanında eğitim alanlar; kadın-doğum, kardiyoloji, nöroloji gibi farklı uzmanlık alanlarını tercih edebiliyor.

Mühendislik

İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler denince akla gelen bir diğer alan mühendislik oluyor. İngiltere’de neredeyse tüm mühendislik alanları avantajlı alanlar arasında yer alıyor. Mühendislik alanında birçok farklı sektörde iş olanaklarını değerlendirmek mümkün olabiliyor. İngiltere aynı zamanda mühendislik eğitiminde de önde gelen ülkelerden biri olarak tanınıyor. Özellikle, makine mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği gibi mühendislik dallarının popüler olduğu biliniyor. Bu alanlar hem geniş istihdam olanakları hem de yüksek kazançlarıyla dikkat çekiyor. Benzer şekilde; inşaat ve bilgisayar mühendisliği de popüler ve avantajlı mühendislik dalları arasında yer alıyor.

İngiltere’de mühendisler için yıllık ortalama kazancın 50 bin £ civarında olduğu biliniyor. Mühendisler, teknoloji şirketlerinde, yapı sektöründe, uluslararası şirketlerde ve kamu kurumlarında istihdam edilebiliyor. Bununla birlikte akademik alanda kariyerlerine devam ederek AR-GE süreçlerinde yer alabiliyorlar.

Bilgisayar Bilimleri

İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler denildiğinde ön plana çıkan bir diğer alan bilgisayar bilimleri oluyor. Bilgisayar bilimleri geleceğin meslekleri arasında en ön sıralarda yer alıyor. Bu alanın gün geçtikçe teknolojinin etkisiyle daha fazla ön plana çıktığı görülüyor. Dijital dönüşümün hayatımın merkezine yerleşmesi bilgisayar bilimlerinin gün geçtikçe önem kazanmasına sebep oluyor. Özellikle yapay zeka uygulamalarına dair gelişmeler göz önüne alındığında alanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Aynı şekilde dünya genelinde yazılım ve donanımın ne kadar önem kazandığı biliniyor. Bilgisayar bilimlerinin yakın gelecekte en çok ihtiyaç duyulan alanlardan biri olacağı öngörülüyor. Bu alan İngiltere’de de oldukça önemli bir yere sahip…

Bilgisayar bilimleri dünyanın birçok noktasında olduğu gibi İngiltere’de de en çok para kazandıran meslekler arasında bulunuyor. Günümüzde hemen her sektörde bilgisayar bilimlerinde uzmanlaşmış kişilere ihtiyaç duyuluyor. Dünya devi şirketler ve kamu kurumları kapılarını alanın mezunlarına açıyor. Bilgisayar bilimlerinden mezun olanlar İngiltere’de yıllık ortalama 52 bin £ gelir elde edebiliyor. Mezunlar, yazılım uzmanı, bilgi teknolojileri uzmanı gibi pozisyonlarda değerlendirilebiliyor. Bununla birlikte kariyerlerine akademide devam ederken teknoloji alanında AR-GE süreçlerinde yer alabiliyorlar.

Mimarlık

İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler arasında elbette mimarlık da yer alıyor. Mimarlık, dünyanın birçok noktasında en çok kazandıran ve en prestijli mesleklerden biri olarak görülüyor. İngiltere de bu alanda hem eğitim hem kariyer seçenekleriyle dikkat çekiyor. Özellikle son dönemlerde tasarım ile ilgili mesleklerin ön plana çıktığı görülüyor. Mimarlık, şekil değiştiriyor ve yeniden yapılanıyor olsa da geleceğin meslekleri arasında yer alıyor. Ancak bu alanda sürdürülebilir çözümlerin devreye girdiği görülüyor. Aynı zamanda akıllı teknolojilerin ayak seslerini mimarlık alanında da duymak mümkün olabiliyor.

Mimarlık insan ihtiyaçlarına cevap veren meslek dalları arasında yer alıyor. İnsanlık var oldukça barınmaya duyulacak ihtiyacın da var olacağı biliniyor. Bu anlamda mimarlık alanı her dönemin en önemli meslekleri arasında yer alıyor. İngiltere’de mimarlar yıllık ortalama 70 bin £ gelir elde ediyorlar. Yapı sektöründe, özel şirketlerde ve kamuda istihdam olanaklarını değerlendirebiliyorlar. Özellikle iç dizayn alanının son derece popüler alanlar arasında yer aldığı biliniyor.

Hukuk

Hukuk, hem İngiltere’de hem de dünyada en çok para kazandıran meslekler arasında kabul ediliyor. Alanın mezunları dünyanın her noktasında son derece avantajlı bir konumda bulunuyor. Hukuk yalnızca çok kazandıran bir meslek olarak dikkat çekmiyor. Toplumsal statü anlamında değerlendirildiğinde de en saygın meslekler arasında ilk sıralarda yer alıyor. İngiltere kariyer seçeneklerinin yanı sıra; hukuk eğitiminde de dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak biliniyor. İngiltere’de hukuk eğitimi 3 yıllık bir süreyi kapsıyor. Mezunların pek çok farklı dalda uzmanlaşması mümkün olabiliyor. Uluslararası hukuk, siber hukuk, ticaret hukuku gibi alanlar en popüler alanlar arasında görülüyor.

Hukuk mezunları hem özel sektörde hem de kamuda kendilerine yer bulabiliyorlar. Kariyerlerine akademide devam etmeyi tercih edebiliyorlar. Bununla birlikte şirketlere danışman olarak destek verebiliyorlar. İngiltere’de hukuk mezunları yılda yaklaşık 55 bin £ gelir elde ediyorlar. Hukuk mezunları kendi alanlarının dışında; medya, politika, kamu yönetimi gibi alanlarda da kendilerine yer bulabiliyorlar.

Finans

İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler denildiğinde akla gelen bir diğer alan finans alanı oluyor. Özellikle başkent Londra söz konusu olduğunda en popüler ve en kazançlı alanların başında finans geliyor. Bu noktada; İngiltere’de finans eğitimine gösterilen ilgi de gün geçtikçe artıyor. Her yıl finans alanında eğitim almak üzere başvuran binlerce öğrenci bulunuyor. İngiltere dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olarak görülüyor. Ülkede finans alanına verilen değer bununla doğru orantılı olarak her geçen gün büyüyor.

Finans alanından mezun olanlar ulusal ve uluslararası şirketlerde ve kamu kurumlarında kendilerine yer bulabiliyorlar. Bankacılık sektörü finans mezunlarının en çok istihdam edildiği sektörler arasında yer alıyor. Bu noktada; İngiltere’de bankacılık sektörünün gelişmekte olduğunun altını çizmek gerekiyor. Finans mezunları, MBA alanında yüksek lisans yaparak kazançlarını arttırabiliyor ve yönetim kadrolarında yer alabiliyorlar. Finans alanında istihdam edilenler yıllık ortalama 115 bin £ gelir elde ediyorlar.

Fen Bilimleri

Dünyada bilime verilen önem gün geçtikçe artıyor. Özellikle son dönemlerde STEM alanında eğitimin önem kazandığı biliniyor. Fen Bilimleri İngiltere’de popüler ve en çok para kazandıran meslekler arasında yer alıyor. Alanın mezunları; fizik, kimya, biyoloji gibi birçok alt dalda uzmanlaşabiliyorlar. Fen Bilimleri mezunları özel sektör ve kamuda istihdam olanaklarını değerlendirebiliyorlar. İngiltere’de fen bilimleri alanında çalışanlar yıllık ortalama 45 bin £ elde edebiliyorlar. Fen Bilimleri Mezunları eğitimlerini lisansüstü düzeye taşıyarak farklı olanakları değerlendirebiliyorlar. AR-GE süreçlerinde yer alabiliyorlar. Kimi mezunların eğitim sektöründe istihdam olanağı bulabildiği de biliniyor. Bilimin ve teknolojinin geldiği noktada Fen Bilimlerinin geleceğin önemli alanlarından biri olacağı öngörülüyor.

Biyoteknoloji

Biyoteknoloji alanı geleceğin meslekleri arasında adından sıkça söz edilen alanlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu alan dünyanın pek çok noktasında gün geçtikçe önem kazanıyor. İngiltere’de de en çok dikkat çeken ve en çok para kazandıran meslekler arasında sıralanıyor. Biyoteknoloji İngiltere’de ve dünyada eğitim söz konusu olduğunda da öne çıkan alanlar arasında yer alıyor. Biyoteknoloji mezunları, teknoloji şirketlerinde, özel sektörde ve kamuda istihdam olanaklarını değerlendirebiliyorlar. Tıp kurumlarında kendilerine yer bulabiliyor. Akademik kariyerlerine devam etmeyi tercih edenler AR-GE süreçlerinde yer alabiliyorlar. Biyoteknoloji alanında çalışanların İngiltere’de yıllık ortalama 80 bin £ gelir elde edebildiği biliniyor.

Matematik

İngiltere’de son dönemlerde popüler olan alanlardan biri de matematik… Matematik hem eğitim hem de kariyer süreçlerinde öne çıkan meslek alanları arasında yer alıyor. STEM eğitiminin önem kazanması ile matematik eğitimine verilen değerin bir kat daha arttığı biliniyor. Bilim ve teknolojinin geldiği noktaya bakıldığında da matematik alanının ne kadar önemli olduğu görülebiliyor. Matematik alanı İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler arasında sıralanıyor. Her yıl binlerce ulusal ve uluslararası öğrenci İngiltere’de matematik eğitimi almak üzere üniversitelere başvuruda bulunuyor.

Matematik mezunları eğitimlerini lisansüstü düzeye taşıyarak kariyerlerine akademide devam etmeyi tercih edebiliyorlar. Bununla birlikte bankacılık, muhasebe, finans gibi farklı sektörlerde istihdam olanağı bulabiliyorlar. Bilgisayar bilimleri ve yazılım alanındaki fırsatları değerlendirebiliyorlar. İngiltere’de matematik alanında kariyer seçeneklerini değerlendirenler için ortalama yıllık maaş 40 bin £ olarak biliniyor.

İngiltere’de en çok para kazandıran meslekler hakkında bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Meslek tercihi sürecinde aileler nasıl bir rol oynuyor? Ailelerin meslek seçimi sürecindeki rolü öğrencileri nasıl etkiliyor? Aileler bu süreçte nasıl bir tutum izlemeli? Ailelerin kariyer seçimi sürecine nasıl ve ne derece müdahale etmeleri gerekiyor? Nelere dikkat edilmeli? Nasıl bir planlama yapılmalı? Bu süreçte kariyer danışmanlığı almak nasıl bir fayda sağlıyor?

Kariyer planlama süreci öğrencilerin hayatlarındaki en önemli süreçlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada; bölüm, meslek ve üniversite seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken birçok unsur bulunuyor. Bu süreci, öğrencilerin ya da ailelerin doğru bir şekilde yürütebilmesi her zaman mümkün olmuyor. Bu noktada; birçok öğrenci ve aile uzman yardımına başvuruyorlar. Ancak şunu unutmamak gerekiyor; her danışman ya da her öğretmen de bu süreci doğru yürütemeyebiliyor. Bu noktada; doğru danışmanla çalışmak önem taşıyor. Aksi halde süreç boyunca olumsuz durumlarla karşılaşılabiliyor. Peki; bu durumda nasıl bir yol izlemek ve nelere dikkat etmek gerekiyor?

Meslek Tercihi Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Kariyer planlama sürecinde dikkate alınması gereken bazı önemli noktalar bulunuyor. Öğrenciler ve aileler çoğu zaman üniversitelerin adına ya da mesleğin saygınlığına göre seçim yapıyorlar. Ancak; o üniversite ya da o alan öğrencinin kişiliğine ve yeteneklerine uygun olmayabiliyor. Örneğin; Boğaziçi Üniversitesi gibi ülkenin en iyi üniversitelerinden birinde okuyan bir öğrenci mutsuz olabiliyor. Çünkü aslında öğrencinin gönlünde tıp eğitimi yatıyor olabiliyor. Tıp eğitimi alan bir öğrencinin kariyeri başarısızlık ve mutsuzlukla sonuçlanabiliyor. Çünkü öğrenci tamamen farklı bir alana; örneğin sinemaya ilgisi olabiliyor.

Bu ve benzeri süreçler ne yazık ki tahmin edilenden çok daha sık yaşanıyor. Kısacası; meslek tercihi yaparken yalnızca üniversitenin prestijini veya mesleğin saygınlığını göz önüne almak yeterli olmuyor. Öncelikle; öğrencinin becerilerini ve ilgi alanlarını değerlendirmek gerekiyor. Bu noktada; öğrencileri ve aileleri kariyer danışmanlarının yönlendirmesi sürecin çok daha sağlıklı yürütülebilmesine katkı sunuyor. Kariyer danışmanlığı ile öğrencilerin çok daha doğru alanlarda konumlanması mümkün hale geliyor.

Bu süreçte gerçekleştirilen stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamaları öğrencilerin ilgi alanlarının ve becerilerinin doğru tespit edilmesine olanak veriyor. Böylece öğrenci kendine en uygun alanı ve en uygun üniversiteyi tercih edebiliyor. Bu başarılı bir kariyer sürecinin ilk adımı oluyor. Böylelikle öğrencinin kariyer hayatı boyunca fark yaratabilmesi ve değer üretebilmesinin de yolu açılıyor. Çünkü bireyler ancak doğru noktada konumlandıklarında potansiyellerini ortaya koyabiliyor. Bu anlamda; meslek seçimi sürecinde mutlaka stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarından yardım almak gerekiyor.

Meslek Tercihi Yaparken Aileler Nasıl Bir Tutum İzlemeli?

Kariyer seçimi, öğrencinin yalnızca iş hayatını değil tüm hayatını etkileyen bir süreç olarak biliniyor. Kariyer hayatı bireyin yalnızca mesleğini ifade etmiyor. Ekonomik şartları, arkadaşlık ilişkileri, toplumdaki konumu ve statüsü kariyer seçimiyle doğrudan ilişkilendiriliyor. Bu kadar önemli bir karar söz konusu olduğunda aileler elbette sürece müdahil olmak istiyor. Çocuklarının gelecekte yaşayabileceği olumsuzluklar konusunda endişe duyuyorlar. Ancak bu noktada ailelerin konuyu uzmanlara bırakması ve öğrencinin tercihlerine saygı duyması önem taşıyor.

Ailenin yönlendirmesi ya da kimi zaman baskısı sonucunda öğrenciler istemedikleri bir alana yönelebiliyorlar. Sanat alanında eğitim görmek isteyen bir öğrenci mühendislik alanına yönelebiliyor. Elbette bu öğrenci için yanlış bir meslek tercihi oluyor. Bu süreç öğrenciyi başarısızlığa ve mutsuzluğa götürebiliyor. Bu nedenle öncelikle; öğrencinin ilgi alanları ve becerilerini tespit etmek gerekiyor. Ardından dünyanın ihtiyaçları, gelecekte mesleklerin nasıl bir konumda olacağı gibi unsurların öngörülebilmesi gerekiyor. Tüm bu veriler ışığında bir planlama yapmak ve öğrenciyi buna göre yönlendirmek önem taşıyor.

Bu nedenle mutlaka kariyer sürecini yönetirken kariyer danışmanlığından faydalanmak gerekiyor. Böylece öğrenci hem sevdiği, hem de gelecekte değer kazanacak bir alanda konumlanabiliyor. Kariyer planlaması yapılırken ailelerin öğrencilere baskı uygulamaktan kaçınması önem taşıyor. Bunun yerine öğrencinin fikirlerine destek olmak ve mutlu olacağı alana yönelmesine izin vermek gerekiyor.

Meslek Tercihi konusunda daha detaylı bilgiye ulaşabilmek için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Öğrencilerin ruh sağlığı pek çok dış etken nedeniyle olumsuz etkilenebiliyor. Elbette stres seviyesinin yükselmesi öğrencilerin başarısını olumsuz etkiliyor. Stresin hem psikolojik hem de fiziksel etkileri bulunuyor. Stresle mücadele edilmediğinde depresyona varan sonuçlar ortaya çıkabiliyor. 2020 yılından bu yana pandemi dünyayı etkisi altına almış durumda… Elbette pandeminin etkileri nedeniyle dünya genelinde bir belirsizlik hakim… Hala birçok üniversite uzaktan eğitime devam etmeyi tercih ediyor. Dersler ve sınavlar online platformlar aracılığıyla yürütülüyor. Yeni varyantlar, yeni kısıtlamaları da beraberinde getiriyor.

Bu noktada; eğitim, kariyer gibi konularda planlama yapmak da zorlaşıyor. Bu süreç; öğrenciler için hayli zorlayıcı hale gelebiliyor. Peki; Covid-19 varyantları öğrencilerin ruh sağlığını nasıl etkiliyor?

Öğrencilerin Ruh Sağlığı Covid-19 Varyantlarından Nasıl Etkileniyor?

Öğrenciler için bir tele sağlık sağlayıcısı olarak hizmet veren TimelyMD, Covid-19 Varyantlarının öğrenciler üzerindeki etkisini araştırıyor. Şirket, kampüs sağlığı için araştırmalar yürüten ve çözümler sunan ilk öğrenci tele sağlık sağlayıcısı olarak biliniyor. Şirket, öğrencilerin yaşamları üzerinde olumlu bir etki yaratan tele sağlık teknolojisini kullanmak, oluşturmak ve geliştirmeyi amaçlıyor. Kampüs sağlığını ileriye taşımayı hedefleyen bir kolektif olarak faaliyet gösteriyor.

Tele sağlık, hizmetleri e-sağlık uygulamaları kapsamında yer alıyor. Sağlık personeli ile öğrenciler arasında telekomünikasyon teknolojilerinden faydalanarak iletişim kurmaya olanak veriyor. Aynı zamanda sağlık personellerinin eğitimi gibi çeşitli süreçleri de içerebiliyor. Sağlık verileri, teşhis, bakım bilgileri telefon, bilgisayar, televizyon gibi araçlar ile paylaşılıyor.

TimelyMD, pandemide yeni varyantlar gündemdeyken, “Öğrencilerin ruh sağlığı Covid-19 varyantlarından nasıl etkileniyor?” sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor. Şirket tarafından yapılan yeni bir ankete göre on öğrenciden dokuzu üniversite kampüslerinde ciddi problemler olduğunu düşünüyor. Bu durum; bir mental sağlık krizini işaret ediyor. Öğrencilerin %70’lik kısmı pandemi sürecinde sıkıntı ya da endişe yaşadığını dile getiriyor.

Şirketin kurucu ortağı Alan Dennington, her öğrencinin mental sağlık konusunda farklı anlayışa sahip olduğunu söylüyor. Ancak buna rağmen, anket verileri öğrencilerin ortaya pandemi süreci boyunca yoğun strese maruz kaldığını gösteriyor. Peki; anket verileri yeni varyantlar noktasında neyi işaret ediyor? Ortaya çıkan yeni varyantlar öğrenciler üzerinde nasıl bir etki yaratıyor?

TimelyMD Verileri Öğrencilerin Ruh Sağlığı Hakkında Ne Söylüyor?

Ankete katılanların %70’i, Covid-19 salgını ve Delta ve Omicron varyantları nedeniyle duygusal sıkıntı yaşadıklarını söylüyor. Öğrencilerin %51’i, geçtiğimiz yıla oranla daha fazla stres ve kaygıya sahip olduklarını ifade ediyor. Geçtiğimiz yıl eğitimin uzaktan yürütülmesinin öğrencilerinin deneyimleri üzerinde olumsuz bir takım etkiler yarattığı biliniyor. Öğrenciler örgün eğitime dönmeye hazırlanırken ortaya çıkan varyantların daha fazla korku ve endişe yarattığı görülüyor.

Eğitimlerine uzaktan devam eden öğrencilerin %58’i bunun “doğru karar” olduğunu düşünüyor. Öğrencilerin %24’ü ise eğitimin yüz yüze devam etmesi gerektiğini savunuyor. Öğrencilerin %18’i yüz yüze veya uzaktan eğitimin birer seçenek olarak sunulması gerektiğini düşünüyor. Öğrencilerin seçme şansı olması gerektiğini savunuyor.

Anket ayrıca öğrencilerin ruh sağlığı konusunda daha fazla yardıma ihtiyaç duyduklarını ortaya koyuyor. Ankete katılanların %48’i uzaktan ruhsal ve fiziksel sağlık hizmeti almak istiyor. Öğrencilerin %41’i ise sosyal destek ve aidiyet duygusuna ihtiyaç duyuyor.

TimelyMD anketine katılanların yaşları 18 ile 29 arasında değişiyor. Katılımcıların %57’si dört yıllık kamu kurumlarında, %24’ü dört yıllık özel kurumlarda eğitim görüyor.  Öğrencilerin %19’u ise iki yıllık kurumlarda eğitimlerini sürdürüyor.

Öğrencilerin Ruh Sağlığını Koruyabilmesi İçin Neler Yapılabilir?

Uzmanlar, öğrencilerin sağlık sorunlarını çözmeye çalışmalarının iyiye işaret olduğunu ifade ediyor. Öğrencilerin %64’ü sağlık yardımı aradıklarını veya almayı düşündüklerini söylüyor. Öğrencilerin %58’i yaşadıkları stresle başa çıkmak için arkadaşları ve aileleriyle yüz yüze görüşmeyi tercih ediyor. Öğrencilerin %56’sı ise video veya telefon görüşmeleri yoluyla arkadaşları ve aileleriyle iletişim kurduklarını söylüyor.

Öğrencilerin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etki yaratan faktörler değişiklik gösterebiliyor. Katılımcıların %54’ü kaygı ve strese neden olan faktörler noktasında; eğitimlerinin kalitesinden söz ediyor. Pandeminin sosyal yaşamı etkilemesi kaygıyı ortaya çıkaran faktörler arasında yer alıyor. Öğrencilerin %34’ü öğrenme becerileri üzerindeki etkilerden söz ederek; odaklanma güçlüğü yaşadıklarını dile getiriyor. Bu durumun uzun vadede öğrencileri nasıl etkileyeceği konusunda soru işaretleri olduğu düşünülüyor.

Bu noktada; öğrencilerin eğitim ve kariyer planlamaları konusunda erteleme ve öteleme davranışından kaçınmaları gerekiyor. Erteleme davranışı zaman içinde stresin artması konusunda tetikleyici bir etken olabiliyor. Bu süreç boyunca ailelerin de baskıcı bir tutumdan kaçınması öneriliyor. Pandemi sürecinde kariyer danışmanlığı almak öğrenciler açısından faydalı olabiliyor. Bu sayede daha stratejik bir planlama yapmak mümkün olabiliyor.

Ruh Sağlığı ve stresle mücadele gibi konularda daha detaylı bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Kariyer danışmanlığı ve psikolojik destek için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More