Meslek seçimi yaparken nelere dikkat edilmeli? Geleceğin meslekleri neler olacak? Kariyer tercihi yaparken kariyer danışmanlığı almak neden önem taşıyor? Stratejik Yetenek Yönetimi, doğru meslek ve kariyer seçimini nasıl etkiliyor?
Meslek alanını belirlemek herkes için kritik konulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Kariyer tercihleri, bireyin yalnızca çalışma hayatını değil; tüm yaşantısını etkiliyor. Bu anlamda bu süreçte doğru adımları atmak büyük önem taşıyor. Aksi halde bireyin bütün yaşamı boyunca mutsuz olması söz konusu olabiliyor. Yanlış alana yönelen birey potansiyelini gösteremiyor ve kendini gerçekleştiremiyor. Bu noktada; hem kendisi hem de çalıştığı alan için değer üretmesi mümkün olmuyor. Sonucunda yaşamından ve iş hayatından memnun olmayan bireyler ortaya çıkabiliyor.
Meslek Seçimi Yaparken Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?
Bu noktada kariyer danışmanlığı almak bireylerin yararına olabiliyor. Doğru meslek tercihi yapabilmek için bireyin kendini iyi tanıyor olması kritik bir noktayı oluşturuyor. Bireyin ilgi alanları ve becerilerine bakmak gerekiyor. Elbette bu noktada; kariyer testlerinden yardım almak doğru bir adım oluyor. Çünkü bireyin tek başına yol haritası çizebilmesi her zaman kolay olmuyor. Aynı zamanda atılması gereken adımları doğru tespit edebilmek için uzman yardımı almak gerekiyor.
Uzmanlar tarafından yapılan Stratejik Yetenek Yönetimi uygulamaları ile bireyler doğru alanlara yönlendirilebiliyor. Kariyer testi uygulamaları bireylerin ilgi alanları, yetenek ve yatkınlıklarının doğru tespit edilmesini sağlıyor. Meslek seçimi konusunda gerekli ipucuna bu veriler aracılığıyla ulaşılabiliyor. Böylelikle birey; kendine en uygun alanı seçebiliyor. Bunun neticesinde alanında fark yaratması ve değer üretebilmesi mümkün hale geliyor. Birey hem iş hayatında hem özel hayatında başarılı ve mutlu olabiliyor. Bu anlamda yetenek yönetimi hem eğitim hem kariyer süreçleri için kritik bir rol oynuyor.
Bununla birlikte elbette geleceği okuyabilmek ve gelecekte ön planda olacak alanları da doğru tespit edebilmek gerekiyor. Çünkü dünya hızla değişiyor. Özellikle yaşadığımız yüzyılda teknoloji ve dijitalleşmenin etkileri her alanda hissedilebiliyor. Bu durum hiç şüphesiz meslek alanlarına da yansıyor. Meslekler şekil değiştiriyor ve yeniden yapılanıyor.
Meslek Seçimi ve Geleceğin Meslekleri
Her şeyin hızla değiştiği bir çağda bireylerin geleceği doğru okuyabilmeleri her zaman mümkün olmayabiliyor. Bu noktada bir uzman görüşü almak ve bu doğrultuda kariyer tercihi yapmak gerekiyor. Çünkü bireyin yatkınlıkları kadar gelecekte neler olacağı da önem taşıyor. Geleceğin meslekleri, toplumsal değişimler, ekonomik koşullar gibi birçok unsuru bu anlamda değerlendirmek gerekiyor.
Yakın gelecekte yapay zeka uygulamalarının birçok meslek alanını etkileyeceği öngörülüyor. Dijital pazarlama ve dijital medya alanlarında büyük sıçramalar bekleniyor. Bazı mühendislik alanları ön plana çıkarken bazılarının geri planda kalacağı düşünülüyor. Özellikle; uzay mühendisliği, yapay zeka mühendisliği gibi alanlar yükselişe geçiyor. Meslek seçimi yapılırken tüm bu değişimleri dikkate almak gerekiyor. Mimarlık alanında sürdürülebilir çözümlere duyulan ihtiyaç artıyor. Hukuk alanında dijitalleşmenin etkisiyle bilişim hukukunun ön plana çıkacağı düşünülüyor. Makine öğrenmesi, data sciences, sanal gerçeklik gibi alanların yükselişte olduğu biliniyor. Tarım alanında klasik yöntemler yerini akıllı tarım uygulamalarına bırakıyor.
Tasarım alanının bugün olduğu gibi gelecekte de önemli bir konumda olacağı öngörülüyor. Bu anlamda tasarım alanında yetkinliği bulunan gençlerin becerilerinin geliştirilmesi ve doğru noktalarda konumlandırılması önem taşıyor. Eğitim alanında zaman ve mekan kavramları eskiye oranla önemini yitiriyor. Klasik yöntemler yerini yeni uygulamalara bırakıyor. Eğitimin ilerde büyük oranda dijital alana kayacağı düşünülüyor. Bu değişimin şimdiden başladığı kabul ediliyor.
Meslek tercihi ve kariyer seçimi yaparken tüm bu gelişmeleri ve daha fazlasını dikkatle değerlendirmek gerekiyor. Bireylerin bu değişimlere göre kendi becerilerini yapılandırmaları önem taşıyor. Aksi halde değişime ayak uydurmak mümkün olamıyor. Doğru seçimler, doğru yönlendirmeler ile bireylerin kendi alanlarında fark yaratmaları mümkün hale geliyor. Başarılı bir kariyerin anahtarı doğru seçimler yapmaktan geçiyor. Bu anlamda mutlaka uzman yardımı almak ve doğru bir yol haritası çizmek gerekiyor.
Psikoloji bölümü için dünyanın en iyi üniversiteleri hangileri? Times Higher Education’a göre psikoloji alanında hangi ülke ve üniversiteler ön plana çıkıyor. Psikoloji mezunlarının değerlendirebileceği kariyer fırsatları nelerdir? Psikoloji eğitimi alanlar hangi alanlarda ve hangi kurumlarda çalışabilirler?
Yurt dışında psikoloji okumak birçok öğrencinin ilgisini çekiyor. Psikoloji son dönemlerde popüler alanlardan biri olarak biliniyor. Bu alanda İngiltere ve Amerika’nın ön planda yer aldığı biliniyor. Amerika ve İngiltere üniversiteleri psikoloji alanında yürüttükleri eğitim ve araştırma faaliyetleri ile dünya çapında tanınıyor. Psikoloji alanında kariyer seçeneklerinin de son derece çeşitli olduğu biliniyor. Psikoloji mezunları çok farklı alanlarda ve kurumlarda istihdam olanaklarından yararlanabiliyorlar.
Psikoloji Bölümü Mezunları İçin Kariyer Fırsatları
Peki; psikoloji mezunları için öne çıkan kariyer fırsatları nelerdir? Psikoloji mezunları hangi alanlarda çalışabilirler? Psikoloji mezunları, klinik, sosyal, adli, endüstri ve örgüt psikolojisi gibi alanlarda uzmanlaşabiliyorlar. Psikoloji mezunlarının görev alabileceği bazı alanlar ise şu şekilde sıralanıyor;
Okullar
İnsan Kaynakları Birimleri
Eğitim Alanında Danışmanlık Veren Şirket Ve Firmalar
Belediyeler
Vakıflar
Hastaneler
Hapishaneler
Çocuk Esirgeme Kurumları
Adliyeler
Bakım evleri
Huzurevleri
Özel Eğitim Merkezleri
Psikoloji mezunları aynı zamanda akademik alanda kariyerlerini sürdürebiliyorlar. Bazı alanlarda uzmanlaşarak eğitim ve araştırma faaliyetlerine katılabiliyorlar. Bu alanlardan bazıları şöyle sıralanıyor; Klinik Psikoloji, Sosyal Psikoloji, Deneysel Psikoloji, Bilişsel Psikoloji, Gelişim Psikolojisi… Aynı zamanda eğitimini lisansüstü düzeye taşıyan psikologlar psikoterapi eğitimi alarak kariyerlerini psikoterapist olarak sürdürebiliyorlar.
Psikoloji Bölümü İçin Tercih Edebileceğiniz En İyi Üniversiteler
Peki; psikoloji alanında hangi üniversiteler daha fazla ön plana çıkıyor? Times Higher Education’a göre psikoloji eğitimi alabileceğiniz en iyi üniversiteleri sizler için derledik.
University of Cambridge
İngiltere’nin Cambridge kentinde bulunan University of Cambridge bir kamu araştırma üniversitesi olarak faaliyet gösteriyor. Cambridge, dünyanın en köklü ve en prestijli üniversiteleri arasında yer alıyor. Üniversitenin tarihi, 1209 yılına kadar uzanıyor. Üniversitenin, İngilizce eğitim veren en eski ikinci üniversite olma ünvanına sahip olduğu biliniyor. University of Cambridge, 31 yarı özerk kurucu kolej ve altı okuldan oluşuyor. Üniversite 25 binin üzerinde öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Üniversite bünyesinde yaklaşık 6 bin akademik personel görev alıyor.
Times Higher Education’a göre psikoloji bölümü için dünyanın en iyi üniversitesi olarak kabul ediliyor. İngiltere de psikoloji alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak biliniyor. Bir şehir üniversitesi olarak bilinen Cambridge, çok sayıda enstitü ve araştırma merkezine ev sahipliği yapıyor. Üniversite akademik kadrosu, kendine özgü sistemi ve donanımıyla psikoloji öğrencileri için benzersiz bir deneyim sunuyor. Psikoloji çalışmaları, Cambridge’de yüzyılı aşkın bir süredir çeşitli biçimlerde organize ediliyor. Bölümün birincil hedefi, psikoloji ve benzer disiplinlerde birinci sınıf araştırma ve öğretim sağlamak olarak biliniyor. Bölüm, multidisipliner ve işbirlikçi bir yaklaşımı benimsiyor.
Stanford University
Dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olan Stanford University, psikoloji alanında da ön plana çıkıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversite, 1885 yılından beri eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Özel bir araştırma üniversitesi olan Stanford University, 7 okul etrafında düzenleniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin ve dünyanın en seçici kurumları arasında yer alıyor. Üniversite yaklaşık 18 bin öğrenciyi ağırlıyor. Üniversite bünyesinde yaklaşık 3 bin akademik personel görev alıyor.
Psikoloji Bölümü, Stanford University’de kurulan ilk bölümler arasında yer alıyor. Üniversite psikoloji alanında hem lisans hem yüksek lisans hem de doktora dereceleri sunuyor. Ek olarak; çok sayıda araştırma projesi yürütüyor. Bölümün, dünya genelinde güçlü etkisi olan, köklü bir teorik araştırma geleneğine sahip olduğu biliniyor. Bölüm, ülkedeki en iyi psikoloji programlarından biri olarak nitelendiriliyor. Stanford, psikoloji alanında Amerikan üniversiteleri arasındaki liderliğini sürdürüyor.
Princeton University
Princeton University, New Jersey, Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan özel bir araştırma üniversitesi olarak biliniyor. Pek çok sıralama tablosu ile dünyanın en iyi üniversiteleri arasında gösteriliyor. Times Higher Education’a göre psikoloji bölümü için dünyanın en iyi üçüncü üniversitesi olarak sıralanıyor. 1746’da kurulan üniversite, Amerika’nın en eski üniversitelerinden biri olarak tanınıyor. Ülkenin köklü ve seçici yükseköğrenim kurumları arasında yer alıyor.
Princeton University psikoloji alanında lisans ve lisansüstü programlar sunuyor. Aynı zamanda sertifika programları yürütüyor. Üniversite, bebeklerde ve çocuklarda algı ve dil gelişimi gibi konularda çalışmalar yürütüyor. Hafıza ve dikkati anlamak için nöral ölçümlerin kullanımı, sosyal iletişimin sinirsel temeli gibi konulara odaklanıyor. Üniversite lisansüstü düzeyde de çeşitli uzmanlıklar sunuyor. Lisansüstü öğrencilerin çalışabileceği alanlardan bazıları şöyle sıralanıyor;
Davranışsal Ekonomi
Bilişsel Sinirbilim
Gelişim Psikolojisi
Dil, Öğrenme Ve Bellek
Algı Ve Biliş
Eşitsizlik Psikolojisi
Sosyal Sinirbilim
Sosyal Psikoloji
Sistem Sinirbilimi
Harvard University
Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Harvard University psikoloji bölümü için öne çıkan bir diğer üniversite oluyor. Massachusetts eyaletinde yer alan üniversite, 1636 yılından beri varlığını sürdürüyor. Özel bir araştırma üniversitesi olarak biliniyor. Üniversite 6 fakülte etrafında düzenleniyor. Yaklaşık 20 bin öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Üniversite bünyesinde 2 binin üzerinde akademik personel görev alıyor. Amerika’nın ve dünyanın en köklü ve seçici kurumları arasında yer alıyor. Üniversite pek çok alanda her yıl dünyanın en iyileri arasında yer almayı başarıyor. Aynı zamanda her yıl dünyanın dört bir yanından binlerce başvuru alıyor.
Harvard University psikoloji alanında lisans dereceleri ve lisansüstü dereceler sunuyor. Üniversitenin tarihi boyunca Amerika’nın ve dünyanın en seçkin psikologlarından bazılarına ev sahipliği yaptığı biliniyor. Psikoloji alanında Amerika’nın öncü yükseköğrenim kurumları arasında yer alıyor. Üniversite Klinik Bilimler, Sosyal, Gelişim ve Biliş, Beyin ve Davranış alanlarında doktora programları sunuyor.
University of California Berkeley
University of California Berkeley Amerika’nın ve dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olarak biliniyor. Times Higher Education’a göre psikoloji bölümü için dünyanın en iyi beşinci üniversitesi olarak sıralanıyor. Üniversite yalnızca psikoloji alanında değil; birçok alanda adından söz ettiriyor. 1868 yılında kuran üniversite kısaca UC Berkeley olarak da anılıyor. Bir kamu araştırma üniversitesi olarak tanınıyor. Üniversite yaklaşık 45 bin öğrenciyi ağırlıyor. Üniversite bünyesinde yaklaşık 20 bin akademik ve idari personel görev alıyor. Üniversite 14 kolej ve okuldan oluşuyor. Birçok enstitü ve araştırma merkezine ev sahipliği yapıyor.
University of California Berkeley psikoloji alanında, 6 temel araştırma alanına odaklanıyor. Bu alanlar şöyle sıralanıyor;
Davranış ve Sistem Sinirbilimi
Klinik Bilim
Biliş
Bilişsel Sinirbilim
Gelişimsel
Sosyal – Kişilik Psikolojisi
Bölüm aynı zamanda psikoloji alanında metodolojik, istatistiksel ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeye odaklanıyor. Ek olarak, öğrenciler psikolojideki en az bir ana içerik alanı uzmanlaşmaya teşvik ediliyor. Üniversite psikoloji alanında Amerika’nın en önemli yükseköğrenim kurumları arasında sıralanıyor. Dünyada genelinde de aynı şekilde ön planda yer alıyor.
UCL
Times Higher Education’a göre psikoloji bölümü için altıncı sırada UCL yer alıyor. University College London, Londra, Birleşik Krallık’ta bulunuyor. Bir kamu araştırma üniversitesi olarak 1826 yılından beri faaliyet gösteriyor. UCL, Londra Federal Üniversitesi’nin bir üyesi olarak biliniyor. Üniversitenin ana kampüsü, Londra’nın merkezindeki Bloomsbury bölgesinde bulunuyor. Üniversite Londra’nın çeşitli bölgelerinde enstitüler ve hastanelere de ev sahipliği yapıyor. Üniversite, 11 kurucu fakülte etrafında düzenleniyor. Üniversite 43 binin üzerinde öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Üniversite bünyesinde 16 bin akademik ve idari personel görev alıyor.
Üniversitenin psikoloji bölümünün “Psikoloji ve Dil Bilimleri Bölümü” adıyla anıldığı biliniyor. Bölüm, eğitim faaliyetlerinin yanı sıra; psikoloji ve iletişim alanında klinik ve temel bilimlerde araştırmalar da yürütüyor. İngiltere’deki en büyük psikoloji bölümlerinden biri olarak biliniyor. UCL, 19. yüzyılın sonunda İngiltere’de psikoloji laboratuvarı kuran ilk üniversitelerden biri olarak tanınıyor. Üniversitenin tarihi boyuna psikoloji alanında faaliyet yürüten önemli bilim insanlarına ev sahipliği yaptığı biliniyor. Bölüm yaklaşık 125 akademik personel de dahil olmak üzere yaklaşık 330 kişilik bir kadrodan oluşuyor. Bölüm, tipik ve atipik gelişim, beyin görüntüleme, bilişsel psikoloji, davranışsal sinirbilim gibi alanlara odaklanıyor.
The University of Chicago
Psikoloji bölümü için dünyanın en iyi üniversitelerinden bir diğeri The University of Chicago olarak biliniyor. Times Higher Education’a göre üniversite psikoloji alanında dünyanın en iyi yedinci üniversitesi olarak sıralanıyor. Üniversite 1890’dan beri eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Özel bir araştırma üniversitesi olarak Chicago, Illinois’de yer alıyor. Üniversite yaklaşık 18 bin öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Bir lisans kolejinden ve beş lisansüstü araştırma bölümü etrafında düzenleniyor.
The University of Chicago psikoloji alanında, hem eğitim hem de araştırma faaliyetlerine odaklanıyor. Üniversite psikoloji alanında uygulamalı ve disiplinlerarası bir eğitimi benimsiyor. Bölüm iki önemli araştırma merkezine ev sahipliği yapıyor. Bu merkezler şöyle sıralanıyor;
Yerel Hareket, İşaret ve Dil Merkezi
Erken Çocukluk Araştırmaları Merkezi
Bu merkezlere ek olarak bir psikoloji laboratuvarını bünyesinde barındırıyor. Üniversitenin akademik kadrosu ve öğrencileri sürekli olarak saha araştırmaları içerisinde yer alıyor.
Yale University
Times Higher Education’a göre psikoloji bölümü için sekizinci sırada Yale University yer alıyor. Yale University, 1701 yılında kurulan özel bir araştırma üniversitesi olarak biliniyor. Üniversite 14 kurucu okul etrafında düzenleniyor. 12 bin öğrenciye ev sahipliği yapan üniversitenin bünyesinde yaklaşık 5 bin akademik personel görev alıyor. Üniversitenin merkez kampüsü Connecticut, New Haven’da yer alıyor.
Üniversite psikoloji alanında, lisans ve lisansüstü dereceler sunuyor. Eğitim ve araştırma alanında beş farklı alana odaklanıyor. Bu alanların her birinde öğretim üyeleri ve öğrenciler için haftalık seminerler veriliyor. Bu alanlar şu şekilde sıralanıyor;
Klinik Psikoloji
Kavramsal psikoloji
Gelişim Psikolojisi
Sinirbilim
Sosyal/Kişilik Psikolojisi
University of Pennsylvania
University of Pennsylvania kısaca UPenn olarak da anılıyor. Times Higher Education’a göre psikoloji bölümü için dünyanın en iyi dokuzuncu üniversitesi olarak sıralanıyor. Üniversite 1740 yılından beri varlığını sürdüren özel bir araştırma üniversitesi olarak tanınıyor. University of Pennsylvania psikoloji alanında en köklü Amerikan üniversitelerinden biri olarak kabul ediliyor. Üniversitenin bu alandaki eğitim faaliyetlerini aralıksız olarak sürdürdüğü biliniyor.
University of Michigan
University of Michigan Michigan, Ann Arbor’da bulunan bir kamu araştırma üniversitesi olarak tanınıyor. 1817’den beri varlığını sürdürüyor. Üniversite, Times Higher Education’a göre psikoloji alanında dünyanın en iyi onuncu üniversitesi olarak sıralanıyor. University of Michigan psikolojide yeni bilimsel bilgilerin oluşturulmasına katkılarından dolayı ulusal ve uluslararası düzeyde tanınıyor. Üniversite bu alanda lisans ve lisansüstü dereceler sunuyor.
Kariyer testleri ve stratejik yetenek yönetimi neden uygulanıyor? Geleceği kurgularken ve kariyer planlaması yaparken kariyer testlerinin nasıl bir etkisi oluyor? Kariyer testi uygulamaları öğrencilerin akademik başarısını arttırabilir mi? Yetenek yönetimi, doğru kariyer seçimi üzerinde nasıl bir rol oynuyor? Öğrenciler başarılı bir kariyer planlaması yapabilmek için neden kariyer danışmanlığı almalı? Kariyer yolculuklarında farklı bir rota çizmek isteyenler yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarından yardım alabilir mi?
Öğrencilerin kariyerlerini doğru kurgulayabilmeleri noktasında yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamaları devreye giriyor. aba Psikoloji, bu süreçte farklı bir metodoloji kullanıyor ve gençler için doğru bir yol haritası çıkarmayı amaçlıyor. Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamaları beceri ve ilgi alanlarının doğru tespit edilmesini sağlıyor. Yani yetenek ve becerilerinin doğru alanlara yönlendirmesi noktasında önemli bir rol oynuyor. Böylelikle başarılı bir kariyer planlaması mümkün hale geliyor.
Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Testleri Neden Önemli?
Yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamaları; beceri ve yatkınlıkların ortaya çıkartılmasında önemli bir noktada duruyor. Uygulanan yöntemler ile ilgi alanları kolaylıkla belirlenebiliyor. Böylelikle; bireyin uzmanlaşması gereken alanlar doğru tespit ediliyor. Bu uygulamalardan öğrenciler ya da kariyerini yeniden şekillendirmek isteyenler faydalanabiliyor. Yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamaları sayesinde uzun vadeli planlar yapmak mümkün hale geliyor. Bireyin değer üretebileceği 40 – 60 yıllık sürecin planlaması yapılabiliyor.
Değer üretebilmek ve fark yaratabilmek 21. yüzyılın en önemli unsurları arasında yer alıyor. Üniversiteler artık öğrencilerin akademik birikimlerinin yanı sıra; değer üretebilme potansiyeline odaklanıyor. Akademik başarının yanı sıra; gelecek için fark yaratabilecek öğrenciler üniversitelerden kabul alabiliyor. Çünkü geleceği şekillendirecek bireylerin dünyayla doğru ilişkiler kurabilen bireyler arasından çıkacağı düşünülüyor.
Bu noktada öğrencilerin becerilerine de odaklanmak gerekiyor. Yetenek yönetimi ve kariyer testleri bu noktada devreye giriyor. Çünkü bireyin fark yaratabilmesi, değer üretebilmesi ancak doğru kurgulanmış bir kariyer ile mümkün olabiliyor. Başarılı bir kariyer için öğrencilerin doğru planlanmış bir eğitim süreci yaşaması da önem taşıyor. Doğru alan ve meslek seçimi doğru bir kariyere giden basamaklar olarak karşımıza çıkıyor.
Doğru yol haritasını çizebilmek ve kariyer basamaklarını tökezlemeden tırmanabilmek için uzman yardımına başvurmak önem taşıyor. Çünkü kariyer planlama sürecinde öğrencinin yetenekleri kadar geleceğe bakmak da önemli bir noktayı oluşturuyor. Dünyanın, toplumların, teknolojinin ve bilimin geleceğini öngörebilmek gerekiyor. Bu noktada da elbette; kariyer danışmanlığı devreye giriyor.
Kariyer Testleri ve Kariyer Danışmanlığı
Dünya dijital dönüşümün etkisiyle yeniden yapılanıyor. Eğitim ve kariyer olanakları her geçen gün farklılaşıyor. Geleceğin teknolojileri hayatımızın merkezine gün geçtikçe daha fazla yerleşiyor. Sosyo-ekonomik koşullar, toplumların ve dünya düzeninin değişeceği ön görülüyor. Bu anlamda gelecek 40 – 60 yıllık süreci doğru planlamak gerekiyor. Bir öğrencinin bu süre boyunca değer üretebileceğini öngörerek kariyer seçimi konusunda doğru yönlendirebilmek önem taşıyor. Bu durumda kariyer danışmanlığından yararlanmak ve uzman yardımına başvurmak gerekiyor. Çünkü kariyer planlama sürecini öğrencinin tek başına yürütebilmesi çoğu zaman mümkün olamıyor.
Kariyer planlama sürecinde; geleceğin meslekleri, finansal yeterlilik, üniversitelerin yapılanma süreci gibi konulara odaklanmak gerekiyor. Günümüzde en iyi üniversitelerden mezun olan öğrencilerin başarıyı yakalayamaması söz konusu olabiliyor. Öğrenciler işsizlik ya da düşük maaşlarla karşılaşabiliyor. Bu anlamda doğru seçimler yapmak kritik önem taşıyor. Kariyer yalnızca eğitim ya da meslek hayatını değil bütün bir yaşamı doğrudan etkiliyor.
Dünyanın en iyi üniversiteleri için stratejik yetenek yönetimi neden önem taşıyor? Kariyer danışmanlığı kabul süreçlerinde nasıl bir rol oynuyor? Dünyanın en iyi üniversitelerine başvurmak isteyen öğrenciler neden kariyer testi yaptırmalı? Başarılı bir eğitim hayatı için yetenek yönetimi ve kariyer testleri nasıl bir rol oynuyor?
Yetenek yönetimi ve kariyer testleri bireylerinin yeteneklerinin doğru alanlara yönlendirilmesine olanak veriyor. Böylelikle; bireyin amaç ve hedeflerine ulaşması mümkün hale geliyor. Bireyin en iyi performansını ortaya koyabilmesi ve fark yaratabilmesi için yetenek yönetimi önem taşıyor. Günümüzde değer üretmek ve fark yaratabilmek önemli iki konu olarak karşımıza çıkıyor. Değer üretebilmek ve fark yaratabilmek ise ancak doğru bir kariyer planlaması ile mümkün oluyor.
Dünyanın En iyi Üniversiteleri Kabul Sürecinde Nelere Odaklanıyor?
Dünyadaki en iyi üniversiteler başvuru ve kabul süreçleri için öğrencilerin akademik başarılarını elbette önemsiyor. Ancak; günümüzde üniversitelerin dikkate aldığı tek konu akademik yeterlilik olmuyor. Yaşadığımız çağda üniversiteler farklı noktalara da odaklanmayı tercih ediyor. Öğrenci adaylarının yaşadığımız dünya için değer üretebilme potansiyeli üniversitelerin dikkate aldıkları ilk konulardan biri oluyor. Üniversiteler geleceği kurgulayabilecek gençler yetiştirmek istiyorlar. Hangi alana başvuruyor olursa olsun öğrencinin amaç ve hedefleri dikkate alınıyor. Eğitim alacağı ve kariyerini sürdüreceği alanda neler yapabileceğine bakılıyor. Öğrenci adayının beceri ve yatkınlıklarına odaklanılıyor.
Bu anlamda öğrencinin potansiyelini gerçek anlamda sergileyebileceği alanlara yönelmesi gerekiyor. Bu noktada devreye kariyer danışmanlığı ve stratejik yetenek yönetimi giriyor. Dünyanın en iyi üniversiteleri için hazırlık sürecinde olan öğrencilerin mutlaka uzman yardımına başvurmaları gerekiyor. Yetenek ve kariyer testleri ile öğrencilerin ilgi alanları, beceri ve yatkınlıkları tespit ediliyor. Böylelikle öğrenciler başarılı olabilecekleri alanlara yönlendiriliyorlar. Öğrenci adayları bölüm ve üniversite seçimlerini bu doğrultuda yapabiliyorlar. Hatta yetenek ve kariyer testleri ülke seçimi konusunda bile etkili oluyor. Çünkü finansal yeterlilikten, mesleki becerilere birçok konu hakkında karar vermek bu testler sayesinde mümkün hale geliyor.
Beceri ve yetkinlikleri tespit edilen öğrenciler için bir yol haritası çizilebiliyor. Bu yol haritası; alınacak sınavlardan, eksiklerin giderilmesine ve becerilerin yapılandırılmasına kadar pek çok adımı içerebiliyor. Yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarıyla 6 yıllık planlar halinde 60 yıllık bir süreç planlanabiliyor. Bu durum öğrencinin beklentilerinin yanı sıra; dünyanın geleceğine uygun bir kariyer sürecini kurgulayabilmek anlamına geliyor.
Dünyanın En iyi Üniversiteleri ve Kabul Süreçleri İçin aba Psikoloji Neler Yapıyor?
aba Psikoloji her şeyden önce öğrenci adaylarını potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri alanlara yönlendirmeyi amaçlıyor. Öğrencilerle yapılan görüşmeler ve uygulanan testlerin verileri aracılığıyla planlamalar yapılıyor. aba Psikoloji’nin bu süreçlerde farklı bir metodoloji ile hareket ettiği biliniyor. Öğrencilere birden fazla test uygulanıyor. Öğrenciler ile çeşitli görüşmeler yapılıyor. Bu görüşmeler neticesinde öğrencinin beceri ve yatkınlıkları ortaya çıkartılıyor. İlgi alanları tespit ediliyor. Yapılan tüm görüşmeler kayıt altına alınıyor; öğrenciler ve aileler ile paylaşılıyor. Yetenek yönetimi ve kariyer testlerine yönelik uygulamalar yüz yüze ya da online ortamda gerçekleştirilebiliyor. Tüm bu süreçler Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji’nin uzman kadrosu eşliğinde yürütülüyor.
Elde edilen veriler doğrultusunda öğrenciler dünyanın en iyi üniversiteleri için yönlendiriliyor. Öğrenci adayları bölüm, üniversite ve ülke seçimlerini bu veriler doğrultusunda yapabiliyorlar. Bu noktada öğrencilere sınavlar, projeler, stajlar gibi çeşitli konularda da destek veriliyor. Öğrenci adayının beceri ve yatkınlıkları konusunda geliştirilmesi gereken noktalar tespit ediliyor. Öğrenci adayları başvuru süreçleri boyunca her adımda destekleniyor.
Süreç bununla da bitmiyor. Öğrenciler üniversite eğitimleri süresince ve kariyer süreçleri boyunca danışmanlık almaya devam edebiliyorlar. Lisans eğitiminin ardından lisansüstü eğitime devam etmek isteyen öğrenciler uzman yardımı alabiliyorlar. Meslek seçimi ve istihdam süreçleri için doğru alanlara yönlendirilebiliyorlar. Kısacası öğrenciler yaşam boyu kariyer danışmanlığından faydalanabiliyor. Doğru ve başarılı bir kariyer için her adımda yardım alabiliyorlar.
Yeteneğe göre meslek seçimi yapmak neden önemli? Yetenek ve ilgi alanları meslek seçimi üzerinde nasıl bir rol oynuyor? Doğru meslek seçimi yapabilmek için nasıl bir yol izlemek gerekiyor? Stratejik yetenek yönetimi nedir? Meslek seçimi yaparken stratejik yetenek yönetiminden yararlanmak neden önem taşıyor?
Doğru bir meslek seçimi yapabilmek için meslekleri tanımak ve mesleklerin geleceğine bakabilmek gerekiyor. Geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceğinin nasıl şekilleneceği büyük bir önem taşıyor. Dünya teknolojinin ve dijitalleşmenin etkisiyle hızla gelişiyor. Bu durum meslekleri de etkiliyor. Birçok meslek alanı şekil değiştiriyor ve yeniden yapılanıyor. Bazı meslekler değer kazanırken bazı meslekler değer kaybediyor. Bu noktada yeteneğe göre meslek seçimi yapmak önem kazanıyor. Elbette; doğru seçim yapabilmek için geleceği ve dünyanın dinamiklerini doğru okumak gerekiyor.
Doğru meslek seçimi için mesleklerin geleceği kadar bireyin becerileri ve ilgi alanları da önem taşıyor. Bireyin yeteneklerinin ve yatkınlıklarının doğru tespit edilmesi gerekiyor. Böylelikle doğru bir yol haritası çizmek mümkün olabiliyor. Bireyin beceri ve yatkınlıkları ile mesleklerin gerekliliklerinin uyum içinde olması önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Kimi zaman bireyin becerilerini seçilecek mesleğin gerekliliklerine göre yapılandırması gerekebiliyor. Tüm bu karar süreçleri için stratejik yetenek yönetimi devreye giriyor. Meslek seçimi yaparken stratejik yetenek yönetiminden yararlanmak gerekiyor. Böylece doğru adımları atmak mümkün olabiliyor.
Yeteneğe Göre Meslek Seçimi ve Stratejik Yetenek Yönetimi
Peki; stratejik yetenek yönetimi ne işe yarıyor? Meslek seçimini nasıl etkiliyor? Yetenek yönetimi bireyin ilgi alanlarının doğru tespit edilebilmesine olanak veriyor. Bir dizi test ve görüşme neticesinde bireyin yetenek ve yatkınlıkları ortaya çıkartılabiliyor. Yetenek yönetimi bireyin yeteneklerinin tespitinin yanı sıra doğru alana yönlendirilmesine de olanak veriyor. Üniversite, bölüm ve alan seçimi yaparken stratejik yetenek yönetiminden yararlanmak önem taşıyor.
Elbette bu süreçler uzmanlar tarafından yürütülüyor. Stratejik yetenek yönetiminden yararlanabilmek için kariyer danışmanlığına başvurmak gerekiyor. Yetenek yönetimi bireyin doğru alanda konumlanmasına, fark yaratabilmesine ve değer üretebilmesine olanak tanıyor.
Yeteneğe Göre Meslek Seçimi ve Geleceğin Meslekleri
Peki; geleceğin meslekleri neler olacak? Meslek seçimini yeteneğe göre yapmak neden önem taşıyor? Gelecekte dijital dönüşümün etkisiyle birçok meslek alanının şekil değiştireceği düşünülüyor. Hatta bu değişimin çoktan başladığı görülüyor. Bazı alanlar eskisi kadar ön plana çıkmıyor. Bununla birlikte yeni meslek alanları doğuyor. Bazı meslek alanları ise farklı yapılanmalara gidiyor.
Yapay zeka ve makine öğrenmesi gelecekte en çok adından söz ettirecek alanlar arasında yer alıyor. Data science benzer şekilde geleceğin en önemli alanları arasında kabul ediliyor. Yapay zeka uygulamaları; tıptan mühendisliğe, sanattan mimarlığa pek çok alanda etkisini gösteriyor. Bu durum meslek alanlarını yeniden yapılanmaya zorluyor. Tıp ve mühendislik alanında robotların etkin rol oynamaya başladığı görülüyor. Mimarlık alanı iklim değişikliğinin ve tükenen kaynaklardan etkileniyor. Bu anlamda sürdürülebilir uygulamalar önem kazanıyor. Eğitimde dijitalleşmenin etkileri görülüyor. Klasik eğitim uygulamaları yerini dijital uygulamalara bırakıyor.
Peki; yeteneğe göre meslek seçimi yapmak bu noktada nasıl bir rol oynuyor. Neden önem taşıyor? Başarılı bir kariyer için yeteneklerin ve yatkınlıkların doğru alanlara yönlendirilmesi gerekiyor. Buna ek olarak; bireylerin de kendilerini dünyadaki gelişmelere göre yeniden yapılandırmaları gerekiyor. Bu gelişmelere ayak uydurabilmek önem taşıyor. Aksi halde başarılı bir kariyer kurgulamak mümkün olmuyor. Yaşadığımız çağda akademik ve mesleki başarının yanı sıra; başarılı bir kariyerin anahtarı değer üretebilmek olarak görülüyor. Bireyin değer üretebilmesi için doğru alanlara yönelmesi ise kilit noktayı oluşturuyor.
Bu noktada elbette uzmanlarla çalışmak önem taşıyor. Doğru alanda konumlanan birey potansiyelini tam anlamıyla açığa çıkarabiliyor. Böylelikle çalıştığı alana katkı sunması mümkün oluyor. Bu da fark yaratabilmenin ilk adımı olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bu süreçleri doğru kurgulayabilmek için stratejik yetenek yönetiminden yararlanmak gerekiyor.
Aile ilişkileri kariyer tercihi üzerinde nasıl bir rol oynuyor? Doğru kariyer seçimi yapabilmek için nelere dikkat etmek gerekiyor? Kariyer seçimi yaparken, kariyer danışmanlığı almak neden önem taşıyor? Birçok yaklaşıma göre, aile ilişkileri ve anne – çocuk bağlanma ilişkisi kariyer seçimleri üzerinde etkili oluyor. Bireyin, doğumundan itibaren bulunduğu ekosistem ve çevresel etkiler kariyerini etkiliyor. Bu nedenle özellikle çocukluk dönemi ve aile ilişkileri kariyer süreçleri için önemli bir rol oynuyor.
Kariyer seçimi yaparken “eklektik” diye tanımlanan bir strateji ile karar vermek gerekiyor. Eklektik yaklaşım bir diğer adıyla bütüncül yaklaşım olarak da adlandırılabiliyor. Bu yaklaşıma göre çeşitli ekollerin teknikleri harmanlanıyor. Kariyer danışmanları, kariyer tercihi için sadece bir yaklaşım çerçevesinde değil; birkaç yaklaşımı kullanarak değerlendirmede bulunuyor.
Psikanaliz biliminin kurucusu, Sigmund Freud’a göre sağlıklı bir kariyer kurgulayabilmek için ruhsal anlamda sağlıklı olmak gerekiyor. Mental Health diye tanımlanan ruhsal sağlık, sağlıklı bir kariyerin de anahtarı konumunda oluyor. Ruhsal sağlık aynı zamanda kişinin ailesiyle, arkadaşlarıyla kurduğu ilişkiler üzerinde de doğrudan etkili oluyor. Bu durum duygusal ilişkiler açısından da geçerli görülüyor. Bugün Türkiye toplumunda ve dünya genelinde erteleme, öteleme davranışlarıyla çok sık karşılaşılabiliyor. Bu noktada; bireyin sağlıklı ilişkiler kurup kuramadığına öncelikli olarak bakılması gerekiyor. İkinci olarak yetişkin bireyler için sürekliliği olan bir işe sahip olması benzer biçimde etkili oluyor.
Kariyer Danışmanlığı ile Doğru Kariyer Tercihi !
Doğru kariyer seçimi yapabilmek için öncelikle kişinin ruh sağlığının ne düzeyde olduğunu görüyor olmak gerekiyor. Ardından; bireyi, eklektik (bütüncül) yaklaşım çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor. Bu noktada; kariyer danışmanlığı bireyin tercihlerinin şekillenmesi noktasında önemli bir rol oynuyor. Yani bireysel değerler, yatkınlıklar, yetkinlikler, beceriler daha sonra değerlendirilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Öncelikle bireyin sağlıklı bir yaşam düzeyi olup olmadığına bakmak gerekiyor. Temel itibariyle ruh sağlığını değerlendirmek gerekiyor. Fiziksel ve duygusal açıdan bir değerlendirmede bulunmak önem taşıyor.
Çok zeki ya da yetenekli insanların başarısızlıklarına şahit olunabiliyor. Geriye dönüp bakıldığında bu bireylerin çocukluk dönemlerinde sevgisizlik yaşadıkları ortaya çıkabiliyor. Elbette bu durum kariyer tercihi ve süreçlerini doğrudan etkiliyor. Çocukluk döneminde kendini yeterince ortaya koyamayan birey çekingen davranışlar sergileyebiliyor. Sürdürebilir, direnci yüksek işlerde yer alamadığı görülebiliyor. Bu anlamda çocukluk dönemi çok özel bir dönem olarak kabul ediliyor. Bebeklik ve çocukluk döneminin çok özel dönemler olarak değerlendirilmesi gerekiyor.
Kariyerin yalnızca iş hayatını kapsayan bir kavram olarak değerlendirilmesi doğru bir yaklaşım değil. Kariyeri bir bütün olarak ele almak gerekiyor. Yani doğumdan, ölüme kadar geçen bütün bir yaşam kariyer ile doğrudan ilişkilendirilebiliyor. Bireyin genetik yapısından, çevresel koşullarına, yaşadığı coğrafyaya kadar birçok unsur kariyer süreçlerini etkiliyor. Aileyle kurulan ilişki, anne – çocuk ilişkisi ve bedensel gelişim anlamında çocukluk dönemi ayrı bir önem taşıyor. Kariyer süreçleri aile ilişkileri bağlamında değerlendirildiğinde çocukluk dönemine odaklanmak faydalı olabiliyor.
Kariyer Testi ile Doğru Kariyer Tercihi Yapmak!
Bireyin ruhsal sağlığının değerlendirilmesinin ardından elbette; ilgi alanları ve yatkınlıklarına bakmak gerekiyor. Bu noktada kariyer testi ve stratejik yetenek yönetimi devreye giriyor. Kariyer testi ile bireyin ilgi alanlarının doğru tespit edilmesi mümkün oluyor. Böylelikle birey geleceğini kurgularken doğru seçimler yapabiliyor. Kendini doğru alanda konumlandıran bireyin, değer üretmesi mümkün hale geliyor. Doğru alanda konumlanan birey yaşadığı toplum ve dünya için de değer üretebiliyor. Potansiyelini tam anlamıyla gösterebilme olanağı buluyor ve daha yüksek bir performans ortaya koyabiliyor. Stratejik yetenek yönetimi bir anlamda bireyin harcadığı çabanın boşa gitmemesini sağlıyor. Başarılı bir yol haritası çizebilmek ve doğru bir kariyer kurgulayabilmek için kritik önem taşıyor.
Yaşam boyu kariyer gelişimi için kariyer danışmanlığı neden önem taşıyor? Kariyer danışmanlığından faydalanmak, kariyer süreçlerini nasıl etkiliyor. Kariyer danışmanlığı, 21. yüzyılın en fazla ihtiyaç duyulacak alanlarından bir tanesi olarak görülüyor. Kariyer süreci yalnızca iş yaşamını kapsamıyor. Kariyer sözcüğü, Latincedeki; “currere” fiilinden türemiş bir sözcük olarak biliniyor ve koşmak anlamına geliyor. Bireyin genetik alt yapısının dahi kariyer süreçleri üzerinde etkisi olduğu biliniyor. Yani aslında doğumdan ölüme kadar uzanan süreç bir bütün olarak kariyer gelişimi üzerinde rol oynuyor.
Psikolojinin alt yapılarına bakıldığında, bireylerin 7 yıllık süreçlerde bir evinim geçirdiği görülüyor. Bunun 9 aylık süreci anne karnında geçiyor. Bebeklik ve çocukluk dönemi fiziksel gelişimin en iyi halini yansıtıyor. Bu süreci ergenlik dönemi izliyor. 21 yaş itibariyle, karar verme mekanizması ön plana çıkıyor. 28 yaş ve sonrası dönem genç yetişkinlik dönemi olarak ifade ediliyor. Genç yetişkinliği orta yaş ve ardından yaşlılık dönemi izliyor. Tüm bu süreçler yaşam boyu kariyer gelişimi için birer basamağı oluşturuyor. Kariyer süreçleri bu geçiş dönemlerinden etkileniyor. Bu nedenle kariyer sözcüğü koşmak fiilinden türüyor. Kariyer böyle bir yapı içinde değerlendiriliyor.
Kariyer diye tanımlanan süreç yaşam boyu öğrenmeyi kapsayan uzun bir dönemi içeriyor. Bu dönem içinde birey, mekansal anlamda ve zamansal anlamda bir akışa sahip oluyor. Dünyada bulunan her canlının bir yaşam döngüsü olduğu biliniyor. Bu yaşam döngüsü içerisinde her bireyin bir yaşam halkası bulunuyor. Bu anlamda, kariyer süreçleri ile ilgili değerlendirmeyi bu çerçeve içerisinde yapmak gerekiyor. Yani yalnızca iş hayatını kariyer kavramı içinde değerlendirmek doğru bir yaklaşım olmuyor. Bireyin aile ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri, duygusal ilişkilerini bütünsel olarak ele almak gerekiyor.
Yaşam Boyu Kariyer Gelişimi ve Kariyer Fırsatları
Bireyin kariyerinde fırsatların önemli bir yere sahip olduğu biliniyor. Bu kapsamda fiziksel fırsatlardan da söz etmek gerekiyor. Örneğin; uzun boylu bir bireyin basketbol alanında kariyer yapabilmesi fiziksel fırsatların sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bununla birlikte, maddi ve kültürel olanakların kariyer süreçleri üzerinde etkili olduğu görülebiliyor. Evinim süreçleri içerisinde bireylerin karakteri de oluşuyor. Karakter ve kişilik kısa bir süreç içerisinde ortaya çıkmıyor. Her dönem bireyin karakter oluşumu üzerinde rol oynuyor. Karakter sürekli ve dinamik bir biçimde gelişebiliyor. Yaşanan olumlu ve olumsuz süreçler bireylerin değerlerini, karakter yapılarını etkileyebiliyor. Yaşam boyu kariyer gelişimi de bu süreçlerin tamamıyla ilişkilendirilebiliyor.
Bireyin okullar, hastaneler, bankalar kurumlarla kurduğu ilişkiler kariyer sürecinin bir parçası oluyor. Benzer bir şekilde kullanılan ürün ve hizmetler bu ilişkiler çerçevesinde değerlendirilebiliyor. Kişisel gelişim kariyer süreçleri üzerinde önemli bir rol oynuyor. Bu anlamda bir diğer önemli unsur tanınmışlık olarak karşımıza çıkıyor. Bireyin kariyeri anlamında en önemli unsurlardan biri tanınmışlık olarak görülüyor. Bu durum yalnızca belirli bir dönemli değil bebeklikten yaşlılığa tüm dönemler için geçerli oluyor. Akıllı çocuk, inatçı keçi gibi tüm tabirle bu kapsamda değerlendirilebiliyor. Bu tanınırlık durumu, eğitim yaşamını, iş yaşamını da etkileyebiliyor.
Yaşam Boyu Kariyer Gelişimi ve Ekosistem İlişkisi
Birey, bulunduğu ekosistem içerisinde bir akış içinde hayatını sürdürüyor. Fiziksel, duygusal, entelektüel ve inanç bedenini oluştururken bu ekosistem bireyi etkiliyor. “Nature” olarak tabir edilen bireyin tabiatının dışında maruz kaldığı çevresel koşullar, bireyin kariyer gelişimini etkileyebiliyor. Ağrı’da yaşayan çocukların kayak yapmayı bilmeleri, deniz kenarında yaşayan bir gencin balık tutmayı bilmesi bundan kaynaklanıyor. Bulunduğu ekosistem bireyin becerileri, yatkınlıkları, kariyer süreçleri üzerinde rol oynuyor.
Bu akış içerisinde, bireyin ilgi alanlarını, becerilerini, yeteneklerini doğru tespit edebilmek önem taşıyor. Kariyer danışmanlığı, tam da bu noktada devreye giriyor. Kariyer rehberliği ile bireyin becerilerini şekillendirmek doğru alanlara yönlendirmek mümkün oluyor. Yaşam boyu kariyer gelişimi için doğru seçimler yapmak gerekiyor. Çünkü; kariyer planlama sürecinde yapılan seçimler tüm yaşamı etkileyebiliyor. Bu anlamda kariyer planlama sürecinde uzman yardımı almak kritik bir önem taşıyor.
Kariyer bir puzzle olarak düşünüldüğünde; eğitim hayatı, meslek hayatı, ilişkiler bu puzzleın parçalarını oluşturuyor. Doğru parçaları doğru noktalara yerleştirebilmek ve bir bütün oluşturabilmek kariyer söz konusu olduğunda uzmanlık istiyor. Bölüm seçiminden, üniversite seçimine, meslek seçimine tüm süreçlerde doğru bir yol haritası izlemek gerekiyor. Bu yol haritasını kariyer rehberliği ile çizmek yolda ilerlerken problemlerle karşılaşma ihtimalini en aza indiriyor. Bireyin, fark yaratabilmesi, değer üretebilmesi ancak bu şekilde sağlanabiliyor. Yaşadığımız yüzyılın sorunlarına çözüm bulabilen bireyler yetiştirebilmek için taşları doğru yerleştirmek gerekiyor. Geleceği kurgulamak, geleceği şekillendirmek, dünyayı daha yaşanır kılmak ancak böyle mümkün olabiliyor.
Kariyer hayatı için üniversite mezunu olmak neden önem taşıyor? Öğrenci adaylarının kariyerlerini kurgularken neleri dikkate almaları gerekiyor? Üniversite kişisel gelişim süreçlerini nasıl etkiliyor? Doğru üniversite seçimi yapabilmek için nelere dikkat etmek gerekiyor? Geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği kariyer seçimleri üzerinde nasıl bir rol oynuyor? Bölüm seçimi yapacak olan öğrenciler nasıl bir rol izlemeli?
Birçok öğrenci kariyer hayatını yalnızca iş hayatı, çalışma hayatı olarak değerlendiriyor. Aslında kariyer olarak tanımlanan kavram; yaşamın birçok alanını kapsıyor. Aile ilişkileri, sosyal statü, arkadaş çevresi, ait olunan gruplar gibi birçok unsur kariyerle doğrudan ilişkilendiriliyor. Bu anlamda doğru kariyer seçimi yapabilmek kişinin tüm yaşamı için kritik bir noktayı oluşturuyor. Kariyer hayatı ve bu sürece doğru atılacak adımları aslında lise yıllarından itibaren belirlemek gerekiyor. Öğrencilerin ilgi alanları ve yatkınlıklarını saptamak ve bu doğrultuda bir yol haritası çıkarabilmek önem taşıyor. Bölüm seçimi, üniversite seçimi gibi kritik kararların bu dönemde verilmesi gerekiyor. Böylelikle doğru zamanda doğru adımları atarak hedefe ulaşmak mümkün olabiliyor.
Bir yol haritası belirlerken kariyer danışmanlığından faydalanmak önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Dünya hızla değişiyor ve geleceği kurgularken değerlendirilmesi gereken dinamikler farklılaşıyor. Doğru seçimler yapabilmek için kısa vadeli planlar halinde gelecek 60 yılı planlayabilmek gerekiyor. Bu süreçte geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği hakkında doğru öngörüler ortaya koyabilmek önem taşıyor. Elbette öğrencilerin bunu tek başına başarabilmesi her zaman mümkün olabiliyor. Bu anlamda uzman yardımına başvurmak doğru bir yaklaşım oluyor. Peki; üniversite mezunu olmak kariyer hayatını nasıl etkiliyor? Üniversite eğitimi almak neden önem taşıyor?
Kariyer Hayatı ve Üniversite Eğitimi Arasındaki İlişki
Bir öğrencinin lise ve üniversite eğitiminin yaklaşık 8 – 10 yıllık bir süreci kapsadığı biliniyor. Günümüzde üniversiteden mezun olan bir öğrencinin 40 ile 60 yıl arasında değer üretmesi bekleniyor. Değer üretebilmek ve fark yaratabilmek 21. yüzyılın en önemli anahtar kelimeleri olarak karşımıza çıkıyor. Artık öğrenci adayları eğitim süreçlerinde, başvuru ve kabul aşamalarında bu doğrultuda değerlendiriliyorlar. Benzer bir durum kariyer süreçleri için de geçerli oluyor. İş hayatı ve çalışma hayatı için adayların potansiyeli değerlendiriliyor. İçinde bulunacağı iş alanında ne ölçüde değer üretebileceği ve ne ölçüde fark yaratabileceğine bakılıyor. Peki; üniversite mezunu olmak kariyer hayatı üzerinde nasıl bir rol oynuyor? Neden önem taşıyor?
Üniversite eğitimi aslında kariyer sürecinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Öğrenci adayları üniversite hayatları sürecinde akademik bir donanım elde ediyorlar. Ancak üniversite eğitiminin yalnızca akademik bilgi ve birikimden ibaret olmadığını bilmek gerekiyor. Üniversite öğrencilere farklı bir bakış açısı sunuyor. Kişisel gelişim anlamında önemli bir katkı sağlıyor. Kendi ayakları üzerinde durabilme fırsatı veriyor. Üniversite eğitimleri süresince değer üretmeyi başaran öğrenciler bunu kariyer hayatına da yansıtıyorlar. Kimi öğrenciler kendi girişimlerini hayata geçiriyorlar ve 21. yüzyılın ihtiyaçlarına bu şekilde çözüm üretmeyi seçiyorlar. Üniversite mezunları için daha geniş bir istihdam alanı olduğu zaten biliniyor. Üniversite mezunları akademik yaşantılarını devam ettirerek AR-GE süreçleri içerisinde yer alabiliyorlar.
Kariyer Hayatı Boyunca Başarıyı Yakalamak İçin Nelere Dikkat Etmek Gerekiyor?
Peki; gençler kariyerlerini kurgularken nelere dikkat etmeli? Gençlerin gelecek 60 yıl için doğru bir planlama yapmaları gerekiyor. Bu noktada mesleklerin geleceğine odaklanmak önem taşıyor. Dünya dijitalleşmenin etkisiyle hızla gelişiyor, değişiyor, pek çok alan yeniden yapılanıyor. Bu değişim karşısında hazırlıklı olmak büyük bir önem taşıyor. Gelecekte; yapay zeka, makine öğrenmesi gibi alanlar ön plana çıkıyor. Birçok meslek biçim değiştiriyor. Mimarlık, tıp, hukuk, eğitim, mühendislik ve benzeri birçok alan bu değişimden etkileniyor. Bu anlamda mesleklerin yakın gelecekte nasıl bir yapılanma içinde olacağını doğru tespit etmek gerekiyor. Öğrencilerin becerilerini, yeteneklerini ve akademik birikimlerini bu doğrultuda şekillendirmeleri önem taşıyor.
Bilinçli Farkındalık ya da bir diğer adıyla Mindfulness, kişinin yaşadığı anın farkına varması anlamına geliyor. Bir diğer deyişle; şimdiki anın farkındalığı şeklinde ifade edilebiliyor. Bireyin yaşadığı anda hissettiklerini, düşüncelerini veya kendisi ve çevresiyle ilgili gerçekleşen olayları kavraması anlamına geliyor. Bu noktada kişinin yargılayıcı bir tavırdan uzak olması önem taşıyor. Yaşananları ve hissedilenleri, yargılamadan, değiştirmeden, olduğu gibi kavramak Bilinçli Farkındalığın temel noktalarından birini oluşturuyor.
Peki; Mindfulness ne işe yarar? Mindfulness tekniği, 1970’li yıllardan beri kullanılıyor. Bu teknik sayesinde anksiyete, depresyon, stres bozukluğu, panik atak gibi sorunların tedavisi mümkün hale geliyor. Buna ek olarak; bağımlılığın tedavisi içinde bu tekniğe başvurulabiliyor.
Bilinçli Farkındalık Neden Önemlidir?
İnsan; fiziksel beden, duygusal beden, entelektüel beden ve spiritüel bedenden oluşuyor. Bununlar birlikte; aile, arkadaşlar, kariyer, ait olduğu gruplar insanın yaşam biçimini, kişilik oluşumunu etkiliyor. Tüm bu olgular ile birlikte insan bir bütün olabiliyor. İnsan, fiziksel, duygusal, entelektüel ve spiritüel bedenini bütünselleştirebildiğinde bir denge yakalamak mümkün hale geliyor. Bu dört bedenin belirli bir noktada eş güdümlü olarak dengeye konulması, sıfır noktası olarak adlandırılıyor.
“Mindfulness ne işe yarar?” sorusuna bu noktadan yola çıkarak yanıt vermek mümkün olabiliyor. Mindfulness pozitif psikoloji ya da pozitif nörolojiyi ifade etmiyor. Tam aksine; sıfır noktasını bulabilmeye olanak veriyor. Bilinçli Farkındalık, bireyin sıfır noktasında yer alabilmesini, dengede kalabilmesini mümkün kılıyor.
Tüm bireyler, bir yapının içerisinde hayatlarını sürdürüyorlar. Bu yapının içerisinde aile, arkadaşlar, okul ya da iş çevresi ve ait olunan gruplar bulunuyor. Tüm bunlar; dışsal yapının mikro kesimini oluşturuyor. Birey, yaşadığı dünyada elbette tek başına var olamıyor. Kendini bulunduğu ekosistem içerisinde var ediyor. Birey, Mindfulness tekniği çerçevesinde bir yaklaşım benimsiyorsa; dışsal yapıdan soyutlanmak imkansız hale geliyor. Birey aile yaşantısı içerisinde yaşadıklarıyla kendini şekillendiriyor. Okul ya da iş hayatında deneyimledikleri bireyin yaşantısına yön veriyor. Arkadaşlık ilişkileri, ait olduğu gruplara dair tecrübeleri bireyi doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla birey tüm bu yapı içerisinde tüm bu unsurlar ile birlikte sıfır noktasını yakalayabiliyor.
Bilinçli Farkındalık Tekniği
Bireyler, ekosistem içerisinde kendi tekniklerini oluşturuyorlar. Fiziksel, duygusal, entelektüel ve spiritüel bedeni, doğru bir akış içerisinde yönlendirebiliyorlar. Böylelikle; bir amaç doğrultusunda belirli bir noktaya ulaşmak mümkün olabiliyor. Mindfulness Tekniği, bu akış içerisinde bireyin dengeli bir yolculuk yapmasına olanak veriyor. Birey, bu akış içerisinde bir devamlılık yakalamayı başarabiliyor. Mindfulness, bu fiziksel, zihinsel, duygusal altyapıyı oluşturmada önemli bir rol oynuyor.
Bireyin bilinç düzeyi arttıkça, memnuniyet düzeyi de doğru orantılı olarak artıyor. Bu anlamda bireyin farkındalığının artması son derece önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Mindfulness, zihnimizdeki endişeleri uzaklaştırmamız noktasında yardımcı oluyor. İki nefes arasında farkındalıkla alınan bir nefes değişimin anahtarı oluyor.
Motivasyon nedir? Motivasyonu arttırmak mümkün müdür? Hangi yöntemler ile motivasyon artırılabilir? Motivasyon harekete geçiren güdü, hareketi başlatan güç olarak ifade edilebiliyor. Bireyin, belirli bir davranışı neden başlattığı, neden sürdürdüğü ya da neden sonlandırdığı da motivasyonla açıklanabiliyor. Motivasyon kavramı, bireylere amaca yönelik hareket edebilme eğitimi yaratan gücü ifade etmek amacıyla kullanılıyor. Motivasyon çeşitleri, içsel ve dışsal motivasyon olarak ikiye ayrılıyor. Bununla birlikte; temel ve günlük motivasyon, pozitif ve negatif motivasyon gibi motivasyon çeşitleri de bulunuyor.
Dışsal motivasyon; bireyin ya da amaca yönelik hareketlerin dışarıdan gelen uyaranlar sebebiyle gerçekleşmesini ifade ediyor. Bu noktada; motivasyonel uyaranlar, çeşitli ödülleri içerebiliyor. Örneğin; takdir kazanmak için başarılı olmayı istemek buna örnek olabiliyor. Bir tavşanın bir havucu yakalamak için harekete geçmesi dışsal motivasyonun başka bir örneği olabiliyor.
Peki; içten gelen motivasyon nedir? İçsel motivasyon nasıl tanımlanabilir? İçsel motivasyonu, dışsal motivasyondan ayıran nedir? İçsel motivasyon, bireyin dış etkenlerden bağımsız olarak harekete geçmesini ifade ediyor. Bireyin kendi yeteneklerinin farkına varması ve buna yönelik hedefler ortaya koyması bu kavram ile açıklanabiliyor. Bu hedeflere ulaşmak için bir ödül beklentisi veya zorlama olmaksızın harekete geçmesi içsel motivasyonu tanımlıyor. İçsel motivasyonun sağlanabilmesi için başarı dürtüsünün yüksek olması önemli bir noktayı oluşturuyor. İçsel motivasyonun ortaya çıkması bir hedefin ve bir yol haritasının varlığı ile mümkün olabiliyor. Bir başarı hedefinin olması, bu hedefe ulaşabilme isteği içsel motivasyonun temel kaynağını oluşturuyor.
Motivasyonu sağlayabilmek için bir hedefin olması birinci derecede rol oynuyor. Ulaşılması planlanan bir hedef olmadığında motivasyonun tam anlamıyla gerçekleşmesi mümkün olamıyor. Bu durum başarı dürtüsü, başarı isteği ya da başarı arzusu şeklinde tanımlanabiliyor. Başarının hedeflenmesinin ötesinde başarıya karşı bir bağlılık duyulması önem taşıyor. Kararlılık göstermek ve başarıya duyulan bağlılık, bu noktada motivasyonu sağlayan ve arttıran unsurlar arasında bulunuyor.
Kararlılık göstermek ve inisiyatif almak motivasyonu arttırma noktasında önemli bir rol üstleniyor. Kararlılık hali bireyin harekete geçme sürecine katkı sağlıyor. Hedefe giden yolda kararlı bir duruş sergilemek motivasyonun artmasına yardımcı oluyor. Elbette bu noktada; iyimser olmak ve uyum yeteneğini güçlendirmek de önem taşıyor. Bununla birlikte motivasyonu sağlayabilmek ve arttırabilmek için konfor alanın dışına çıkabilmek de gerekiyor. Konfor alanının dışına çıkamama hali motivasyonu olumsuz etkiliyor. Erteleme davranışının ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Bu noktada dikkatli olmak gerekiyor.
Motivasyon Nedir? Başarıya Giden Yolda Motivasyonun Önemi!
Motivasyonu sağlamak için en önemli noktalardan biri ödül beklentisinin dışına çıkabilmek oluyor. Motivasyonun içten gelecek şekilde ortaya çıkması, bireyin hedeflerine ve yapabileceklerine odaklanması önem taşıyor. Bu noktada bireyin kariyer planını doğru biçimde oluşturup, hedeflerini belirlemesi gerekiyor.
Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse; üniversiteye hazırlanan bir öğrencinin not kaygısıyla hareket etmesi olumsuz sonuçlanabiliyor. Bu durum motivasyonu olumlu değil olumsuz etkileyebiliyor. Bu anlamda öğrencinin birincil hedefinin iyi notlar elde etmek olmaması gerekiyor. Öğrencinin elde ettiği iyi notlarla neler yapabileceğinin farkında olması önem taşıyor. Örneğin; iyi bir not ile yurt dışında üniversite okuyabileceğini bilmek motivasyonu arttırıcı bir unsur olabiliyor. İyi bir notla Türkiye’nin en iyi üniversitelerine yerleşebileceğini bilmek; öğrencinin notlarının yükselmesini sağlayabiliyor. Bu durum aynı zamanda “Motivasyon nedir?” sorusuna da bir yanıt oluyor. Öğrencinin bu hedeflerle yola çıkması motivasyonunun git gide artmasına yol açıyor. Böylelikle başarıya ulaşmak kolaylaşıyor.
Kısacası; bireyin motivasyonunu arttırabilmesi için bazen daha büyük hedeflere ihtiyaç duyulabiliyor. Bir öğrencinin yüksek notlar yerine, iyi bir üniversite eğitimini hedeflemesi motivasyonunu arttırmasına yardımcı olabiliyor. Böylelikle; öğrencinin her iki hedefine birden ulaşması mümkün hale geliyor. Bu anlamda; öğrenciye notlarını düzeltmelisin demek yerine; kariyer hedeflerine odaklanmasını sağlamak daha anlamlı olabiliyor. Kendi işini kurabilmek için, inovasyon odaklı bir üniversitede okuması gerektiğini bilen öğrenci harekete geçebiliyor. Bu anlamda; uzak bir geleceğe yönelik büyük hedefler belirlemek yakın gelecekteki hedefler için motivasyonu arttırabiliyor.