LGS’ye hazırlık sürecinde akran zorbalığı yaşayan öğrencilerde bilişsel, fiziksel ve duygusal gerilemeler görülebilmektedir. Ayrıca okula gitmekten korkma, devamsızlık yapma, daha sık hasta hissetme, okul değiştirmeyi düşünme gibi yaygın kaçınma belirtileri de görülebilir. Zorbalığa uğrayan öğrencilerin kendilerini okul ortamında güvende hissetmemesi ve aidiyet duygularının gelişmemesi okula yönelik algılarını negatif etkilemektedir.

LGS’ye hazırlık sürecinde akran zorbalığı yaşayan çocuklar, eğitim hayatlarının bu önemli döneminde akademik olarak da olumsuz etkilenmektedir. Dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü, öğrenmede zorluk, yoğun kaygı ve stres zorbalığa maruz kalan çocukların okul başarısını düşüren etkenlerdir.

Bu zor koşullar içerisinde zorbalığa maruz kalan çocuklar aile desteğine, rehberlik hizmetine, okulun önleyici önlemler almasına ihtiyaç duyar. LGS’ye hazırlık sürecinde akran zorbalığı yaşayan öğrenciler kalıcı ruhsal yaralar almamak için psikolojik destek almaya da yönlendirilmelidir.

Okullarda Akran zorbalığı 3 farklı şekilde karşımıza çıkıyor

  1. Fiziksel zorbalık: vurma, itme gibi kişinin canını yakmaya yönelik fiziksel temas yoluyla zarar veren davranışların olduğu zorbalık.
  2. Sözel zorbalık: Sözel olarak rahatsız etme, lakap takma, hakaret etme, alay etme gibi rahatsızlık verici sözlü saldırıları içeren zorbalık.
  3. İlişkisel zorbalık: hedef alınan kişinin arkadaşlık ilişkilerini bozma, kişiyi gruptan dışlama ve hakkında dedikodu çıkarma, görmezlikten gelme gibi kişinin sosyal konumuna, ilişkilerine ve ait olma duygusuna zarar verme amacıyla gerçekleştirilen zorbalık.

Akran zorbalığı kimi zaman bireysel, kimi zamanda sosyal bir grup içinde ortaya çıkabiliyor. Gruptaki öğrenciler doğrudan ya da dolaylı olarak zorbalığa katılıyor ya da zorbalıktan etkileniyor.

Z Kuşağı Cinsel ve Sanal Zorbalığa Daha çok Maruz Kalıyor!

Teknolojinin hızla ilerlemesi ve sosyal medyanın en sık kullanılan iletişim aracı haline gelmesi Z kuşağını oluşturan günümüz gençlerinin farklı zorbalık türlerine maruz kalmasına neden oluyor. Fiziksel, sözel ve ilişkisel zorbalığın dışında sanal zorbalık akranlar arasında yaygın olarak görülüyor. Özellikle günümüz pandemi koşullarında çocukların sosyal medyayı daha yoğun kullanması sanal zorbalığın bir eğlence aracı haline dönüştürülmesine neden oluyor.

Cinsel zorbalık ise etek kaldırma, eteğin altından fotoğraf çekme, pantolon indirme gibi kişinin mahremiyetini hiçe sayan zorbalık türü olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca cinsel zorbalıkta elde edilen görüntüler sanal zorbalığa taşınarak öğrencinin mahremi sosyal medya üzerinden de izni olmaksızın paylaşılabiliyor.

Bu Yaşlara Dikkat, Akran Zorbalığı En Çok 11-13 Yaş Aralığında Görülüyor!

Yapılan araştırmalar LGS’ye hazırlık sürecindeki 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin daha fazla zorbalık yaptığını göstermektedir. Ergenlik dönemi belirtilerinin yoğunlaştığı bu dönemde bireyin karakter geliştirme, benliğini keşfetme, hayatına yön verme, duygularını tanıma ve özerkleşme çabası içerisinde olduğu görülmektedir. Bu dönemde çocukluktan genç yetişkinliğe geçerken duygusal, bilişsel ve fizyolojik olarak önemli değişiklikler yaşanır. Çocuklar bu bireyleşme süreci içerisinde kendilerini daha iyi keşfedebilmek ve akranlarıyla benzer gelişim gösterebilmek için ailelerinden uzaklaşarak arkadaşlık ilişkilerine yönelme eğilimindedir.

Bu dönemde gençler ana-baba ve çevresine sıklıkla ters düşer, sınırları genişletebilmek kuralları zorlar ve toplumsal normlara sık sık baş kaldırır. Aile ilişkilerinin yapısına, sosyal çevrelerine ve karakteristik özelliklerine göre gençler kabul edilme ve toplumda saygın bir yer edinme ihtiyacıyla zorbalığa yönelebilirler.

Mağdurlar Akran Zorbalığına Neden Karşı Çıkmıyor

Akran zorbalığına maruz kalan çocukların kaygı, içe dönük öfke, çaresizlik, değersizlik, yalnızlık gibi olumsuz duyguları daha yoğun yaşadıkları görülmektedir. Zorbalık sonucu depresyon, anksiyete, düşük benlik saygısı görülen bu çocuklarda okula gitmek istememe ve düşük akademik başarı gibi sorunlar görülmektedir. Zamanla tekrar eden mağduriyet, bu duyguların şiddetlenmesine ve çocukların çaresizlik duygusu ile zorbalığa boyun eğmelerine neden olmaktadır.

Öğrencilerle yeterince ilgilenilemeyen kalabalık okullar, yetersiz rehberlik hizmetleri zorbalığın fark edilmemesine neden olmaktadır. Kalabalık ailede çocuk olmak, hatalı ebeveyn tutumu, aile için problemler ve ekonomik yetersizlikler de zorbalığa maruz kalma ihtimalini artırmaktadır. Bu koşullar içerisinde öğrenciler gerek okul içerisinde gerek ailede yardım arayışına girmemekte ve mağdur rolünü üstlenmektedir.

Cinsiyete Göre Zorbalık Türleri Değişiklik Gösteriyor!

Zorbalık davranışı kız ve erkek öğrencilerde ve her sınıf seviyesinde ortaya çıkabiliyor. Ancak görülen zorbalık davranışının türü cinsiyete ve sınıf seviyesine göre fark gösteriyor. Erkek öğrenciler fiziksel zorbalığı kız öğrencilere göre daha çok uygularken, kızlar sözel ve ilişkisel zorbalığı daha çok kullanıyor.

Akran Zorbalığının Temelleri Ev’de Atılıyor

Zorbalık eden çocukların ev yaşamlarında zorbalığa uğradığı ve benzer davranışları okul yaşamında da kendilerinden daha güçsüz olanlara uygulayarak boşalım yaşadıkları görülmektedir. Aile içinde şiddete tanık olan ve maruz kalan çocuklar hem daha faza akran zorbalığı yapıyor hem de daha fazla akran zorbalığına maruz kalıyor. Ebeveynlerin birbirlerine uyguladığı ya da evdeki diğer kişilere uygulanan zorbalık çocukların zorbalığa karşı çıkmamayı öğrenmelerine neden oluyor.

Ebeveyn Tutumu da Zorbalığı Nedeni Olabiliyor

Akran zorbalığı üzerine yapılan çalışmalar ebeveyn tutumlarının zorbalığı besleyen etkisi olduğunu gösteriyor. Bu doğrultuda çocuklarına sevgi göstermeyen, reddedici, katı, otoriter ve cezalandırıcı anne baba davranışlarının zorbalık olaylarına katılımda etkili olduğu söylenebilir.

Yapılan araştırmalar zorba çocukların otoriter anne babalarla yetişmiş olma olasılığının yüksek olduğunu ve babalarını annelerinden daha güçlü algıladıklarını göstermektedir. Yine zorba çocukların müsamahakâr, hoşgörülü annelere ve sert cezalar veren otoriter babalara sahip oldukları da araştırmalar sonucu görülmektedir. Zorba çocukların yetiştiği aile modellerinde yetiştirme tarzı olarak baskıcı otoriter tutumun egemen olduğu veya İlgisiz, ihmalkar, reddeden ya da aşırı kontrolcü ebeveyn tutumlarının yer aldığı görülmektedir.

Mağdurların Aileleri de Tutumlarını Gözden Geçirmeli

LGS’ye hazırlık sürecinde akran zorbalığına maruz kalan öğrencilerin de yetiştirildiği ebeveyn tutumları mağdur rolünü üstlenmelerine zemin hazırlayabiliyor. Mağdurlara baktığımızda özellikle erkek kurbanların anneleriyle olan ilişkilerinin daha yoğun olduğu ve anneleri tarafından aşırı koruyup kollandıkları görülüyor. Akran zorbalığına maruz kalan erkek çocukların daha baskıcı otoriter ebeveyn tutumları ile yetiştirilip, özgüvensiz, kendini ifade edemeyen, kaygılı, korkulu ve içe kapanık bir karakter geliştirmiş çocuklar oldukları da yapılan çalışmalarda görülmektedir.

Yine zorbalığa maruz kalanların da ev ortamında zorbalık gördüğü ve ses çıkaramadığı için okul ortamındaki zorbalığı normalleştirdiği görülmektedir. Ayrıca mağdur ebeveynlerinin, aşırı kontrolcü olması da çocukların sosyal ortamlarda pasif roller üstlenmelerine, girişken olmamalarına ve özerklik geliştirememelerine neden olmaktadır.

Doğru Ebeveyn Tutumu Çocukları Zarar Görmekten Koruyor

Demokratik – hoşgörülü ebeveyn tutumu ile yetişen çocukların akran zorbalığına maruz kalma olasılıkları daha düşüktür. Sevgi gören, ihtiyaçları karşılanan, söz hakkı olan, bireyliğine saygı gösterilen çocuklar zorbalığa karşı sessiz kalmıyor ve ailelerinden ya da okuldaki resmi makamlardan destek talep ediyorlar. Öyleyse aileye düşen en önemli görev çocuklarını hangi ebeveyn tutumuyla yetiştirdiklerini dürüstçe kabul etmek ve değiştirmeleri gereken ebeveyn davranışları var ise değiştirmek.

Aile İçinde Problem Çözme Becerileri Geliştirilmeli

Çocuklar bu dönemde ev içinde gördükleri rolleri sosyal yaşamda taklit ederek varlık gösterirler. Davranış ve tutumları, en önemlisi de problem çözme becerileri noktasında aile yapılarındaki gibi hareket ederler. Aile içinde şiddete tanık olan çocukların problemleri çözmek için şiddeti çözüm kabul etmesi zorbalığı doğurmaktadır. Ailelerin problem çözme becerilerini değiştirmesi ve çocuklarına doğru rol model olabilmeleri gerekir. Çatışmaların sağlıklı yollarla çözüldüğü bir ortamda büyüyen çocuğun karşılaştığı problemleri çözerken şiddete daha az başvurması beklenmektedir.

Akran Zorbalığı İle Mücadelede Aile, Öğretmen, Okul Yönetimi ve Rehberlik Biriminin İşbirliği Gerekir

İster zorba ister kurban olsun, akran zorbalığındaki roller çoğunlukla aile içerisinde öğrenilir. Öyleyse bu süreçte büyük pay aileye düşüyor. Ancak akran zorbalığı ile mücadelede okul yönetiminin, rehberlik biriminin ve öğretmenlerin de rolü büyük. Okullarda daha fazla farkındalık çalışmaları yapılmalı, öğrenciler akran zorbalığının olumsuz sonuçları üzerine bilgilendirilmeli, mağdurların kendilerini nasıl koruyabileceği öğretilmelidir. Öğrencilerin rehberlik birimi ile bir araya gelme sıklığı artmalıdır. Akran zorbalığı uygulayan öğrencilere de psikolojik destek verilmeli, zorbalık davranışının altında yatan nedenler araştırılarak iyileştirici çalışmalar yapılmalıdır.

Okullar kültür, sanat, bilim alanlarında daha faal olmalı, öğrenciler boş vakitlerini verimli geçirerek enerjilerini atabilecekleri pozitif etkileşim alanları bulabilmelidir.

LGS Başarısından Önce Psikolojik Sağlamlılık Hedeflenmeli

LGS’ye hazırlık sürecinde akran zorbalığı gören öğrencilerden sınav başarısı beklenilmemelidir. Aile tutumlarını değiştirmeli, çocuğunu daha çok dinlemeli ve çocuğundaki duygusal, davranışsal değişiklikleri takip etmelidir. Aileler pozitif etkileşimin ve paylaşımın daha fazla olduğu bir aile ortamı inşa etmelidir. Sınav başarısının elde edilebilmesi için önce zorbalık üzerine gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Öğrencilerin ihtiyaç duyduğu psikolojik destek ve kariyer danışmanlığı zaman kaybedilmeden karşılanmalıdır.

 

 

Read More

Özellikle çocuk ve ergenlerde sıkça rastlanan akran zorbalığı günümüzün şartlarında artmaktadır. Sosyal medya ve internet hayatımıza bu konuda yeni bir terim bile kazandırdı: “siber zorbalık”. İnternet yoluyla zorbalık, zorbalık yapılan kişiyle yüz yüze irtibata geçilmediği için zorbalığı kolaylaştırıyor ve zorbalığın artmasını sağlıyor. Üstelik zorbalığa uğrayan kişide diğer insanların zorbalığa uğradığını görmeleri dolayısıyla daha çok olumsuz etki bırakıyor.

Akran Zorbalığı Nedir?

Akran zorbalığı önceleri öğrencilerin kendi istekleri yerine gelsin diye diğer öğrencilere uyguladıkları fiziksel şiddet olarak tanımlanmaktaydı. Fakat artık akran zorbalığı biraz daha farklı tanımlanmaktadır. Kurban ve zorba arasında güç dengesizliği bulunan ve tekrarlanan her türlü fiziksel ve psikolojik şiddet, agresif davranış gösterisi akran zorbalığı kategorisine girmektedir. Akran zorbalığı ve şiddet benzer özellikler gösterse de ikisi birbirinden farklı şeylerdir.  Bir eylemin akran zorbalığı olarak görülmesi için yalnızca şiddet içermesi yeterli değildir. “Güç dengesizliği” ve “tekrarlanması” diğer koşullardır.

Neden Akran Zorbalığı?

Akran zorbalığı yoluyla sosyal kabulün ve popülaritenin artması akran zorbalığının çocuklar arasında çekici olmasını sağlayan baskın faktörlerden birisidir.

Herhangi bir spor dalında başarılı olmak da çocukları arkadaşları arasında havalı kılarken başka bir arkadaşının giydiği kıyafetlerle alay etmek de arkadaşları arasında çocukları havalı kılıyor.

Akran zorbalığıyla ilgili yapılan bir araştırmaya göre zorbalığı yapan çocuklar sınıf arkadaşları tarafından “havalı “olarak nitelendirilmişlerdir. Zorbalığa baş vuran çocukların arkadaşları tarafından havalı bulunması zorba davranışlarda tekrara yol açmakta ve çocukların bu yolla sosyal hayatlarında kendilerini yeterli hissetmelerini sağlamaktadır. Akran zorbalığı yapan çocuklar güçlü ve özgüvenli karaktere sahip gibi görünseler de çoğunlukla özgüven problemleri yaşadıkları için kendi içlerinde yaşadıkları bu problemlerini başka çocuklara zorbalık yaparak bastırırlar.

Bunların dışında aile içindeki davranışlar ve yakın çevrenin davranışları çocukları zorbalığa itebilir. Çevresi tarafından benzer davranış biçimlerine maruz kalan çocuklar bu davranışı öğrenerek başka çocuklar üzerinde uygulamayı alışkanlık haline getirebilir.

Öğretmenler zorbalığı nasıl önleyebilirler?

İlkokul ve ortaokul çağında sıkça görülen zorbalık öğretmenlerin müdahaleleriyle daha etkili ve kolay bir şekilde azalma gösterecektir. Bu yüzden bu konuda öğretmenlere büyük görev düşmektedir.

  • Öğrencilerle saygı ve sevgi yoluyla etkili iletişim kurun: Çocuklar arasındaki zorbalık sıklıkla yetişkinler tarafından fark edilmemektedir. Zorbalığa uğrayan çocuklar genellikle utangaç ve çekingen çocuklardır. Bu nedenle yetişkinlere zorbalığa uğradıklarını söylemek onlara zor gelmektedir. Öğretmenler ne kadar sevgi ve saygıyla yaklaşırsa zorbalığa uğrayan çocuklar da o kadar çok kendilerini ve yaşadıkları sıkıntıyı açıkça ve utanmadan ifade edebilirler. Öğretmenlerin çocuklarla etkili iletişime sahip olması zorbalık yapan çocuklara yaptıkları eylemin yanlış olduğunu açıklamak için de önemli ve etkili bir faktördür.
  • Akran zorbalığıyla ilgili sınıf içi etkinlikler düzenleyin: Sınıfta öğrencilerle birlikte akran zorbalığını ve akran zorbalığının etkilerini ve nasıl çözülebileceğini tartışın. Çocukların bunu kendi içlerinde tartışmasını sağlayın. Akran zorbalığıyla ilgili filmler ve çeşitli videolar yoluyla tartışmalar düzenlemek, zorbalığa uğrayan figürlerin hissettiklerini tanımlamak zorbalığı azaltmakta oldukça etkili bir yöntemdir.
  • Harekete geçmekten çekinmeyin: Herhangi bir zorbalık durumunda zorbalığa baş vuran çocuğu görüp uyarmamanız bu hareketi onayladığınız anlamına gelmektedir. Anında çocuğa yaptığı şeyin yanlış olduğu konusunda uyarıda bulunun. Bu uyarı hareketin tekrarlanma olasılığını düşürecektir.
  • Rehber öğretmenleri olarak zorbalık konusunda zorbalığa uğrayan ve zorbalığa baş vuran çocukların gözlemlenmesi, aileleriyle konuşulması zorbalığın engellenmesi için oldukça önemlidir.

Aileler zorbalığı nasıl önleyebilir?

  • Davranışlarınıza dikkat edin: Ebeveynler davranışlarıyla çocuklarına rol modellerdir. Çocuklar ebeveynlerinden gördükleri davranışları taklit etmektedirler. Toplum için de özellikle çocuğunuz yanınızdayken başka insanlara olan davranışlarınıza dikkat edin. Hem çocuğunuzla hem de çevrenizle etkili ve kibar yolla iletişim kurmaya çalışın.
  • Çocuğunuza davranış rehberi olun: Erken yaştan itibaren çocuğunuza yapılmaması gereken davranışlar konusunda uyarıda bulunmak zorbalığı engelleyecek pozitif etkenlerden biridir. İtmek, dövmek ve vurmak gibi eylemlerin yanlış olduğunu anlatmak ve sıra beklemek, empati kurmak gibi olumlu davranışları aşılamak çocuğunuzu zorbalık yapmaktan alıkoyacaktır. Üstelik kendisine zorbalık yapıldığında bunu sizinle paylaşabileceğini bilmesi ve zorbalığa karşı nasıl tepki vermesi gerektiğini bilmesi zorbalığa uğramasını da engelleyecektir.
Read More

Akran zorbalığına maruz kalmak, yaşa veya cinsiyete bakılmaksızın herkesin başına gelebilir. Akran zorbalığı, çoğu zaman ergenlerin kim olduklarını keşfettikleri, kendilerini tanımlamaya çalıştıkları bir dönemde ortaokul ve liseler dahil olmak üzere okul çağında gerçekleşir.

Akran zorbalığı, ya da diğer bir kullanımıyla okul zorbalığı; bir ya da birden çok öğrencinin kendilerinden daha güçsüz öğrencileri kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesiyle sonuçlanan ve kurbanın kendisini koruyamayacak durumda olduğu bir saldırganlık türü olarak tanımlanabilir.

Akran  zorbalığı, genellikle göründüğünden daha ciddi bir sorun olarak önüne geçilmesi zorunludur. Bu şiddet biçimi maruz kalan kişinin baş etmekte zorlanacağı seviyede utanç duygusu yaşamasına sebep olabiliyor. Ne yazık ki, bunun sonucunda duygulanımsal bozukluklar ve hatta intihar girişimleri ortaya çıkabiliyor. Bu aşamada yapılması gereken en önemli şey zorbalığa uğrayan çocukların yanında olmak ve onları suçlamadan sevgiyle ve şefkatle desteklemektir.

Akran zorbalığı türleri nelerdir?

Zorbalık akrana psikolojik, duygusal, fiziksel ve hatta zihinsel taciz uygulamak şeklinde gerçekleşebilir. Günümüz toplumunda en yaygın görülen akran zorbalığı çeşitlerini anladığımız zaman zorbalığı uygulayan ve zorbalığın hedefi olan kişileri tespit etmek de daha kolay hale geliyor. Özellikle internetin ve teknolojilerin yaygın kullanımı sonunda daha da çeşitlenen ve artan akran zorbalığını fark etmek için ciddi bir çaba sarf etmek gerekebiliyor.

akran zorbalığı

Genel hatlarıyla akran zorbalığı şu şekilde kategorize edilebilir:

FİZİKSEL ŞİDDET: İtme, dürtme, tekmeleme, tükürme, vurma, ısırma, kulak çekme, tekme atmak ya da çelme takmak, kesici ya da delici aletlerle saldırma, ateşli silahlarla korkutma, oturacağı yere sivri bir cisim koyma, cisim fırlatma, vs.

SÖZEL ŞİDDET: Boy, kilo, diş yapısı, ten rengi gibi bedensel özellikleriyle alay etme; giysi ve gözlük gibi dış görünüş özellikleriyle alay etme; peltekliğiyle, kekemeliğiyle, aksanıyla ya da şivesiyle alay etme; küçük düşürücü lakaplar takma, kaba ve çirkin sözlerle (manyak, geri zekalı, ezik, vb.) hitap etme; sözlü olarak tehdit etme, vs.

SOSYAL ŞİDDET: Dışlama, oyunlara almama, grup dışında bırakarak yalnızlığa itme, görmezden gelme, konuşmama, diğer öğrencilerin de o öğrenciyle konuşmasını engelleme, diğer öğrencileri o öğrenciye karşı kışkırtma, hakkında dedikodu ve söylenti çıkarma, iftira atma, haksız şikayetlerde bulunma, çeşitli yerlere çirkin yazılar yazma.

CİNSEL ŞİDDET: Cinsel amaçlı dokunma, elle ya da sözle sarkıntılık yapma, cinsel çağrışımlı sözcükler kullanarak imalarda bulunma, giysilerini (etek, eşofman) kendi isteği dışında kaldırma ya da çıkarma, hakkında cinsel içerikli söylentiler yayma, tecavüz, vs.

EŞYALARA ŞİDDET: Eşya ya da yiyecekleri zorla alma, para ya da eşyaları çalma, haraç alma, zorla bir şeyler ısmarlatma, defter ya da kitaplarını karalama, eşyalarını izinsiz kullanma, vs.

Akran zorbalığı konusunda ebeveynler nasıl davranmalı?

Çocuğunuz zorbalığın maruz kalanı da olabilir, uygulayanı da. Her iki durumda da çocuğunuzla iyi bir iletişim geliştirerek bu sorunla ilgili onları yönlendirmeli ve destek olmalısınız. Yapabileceğiniz başlıca şeyleri aşağıda görebilirsiniz.

Çocuğunuza örnek olun

Çocuğunuz istediğinin gerçekleşmesi için saldırgan davranışlar gösterirse boyun eğmemelisiniz. Ancak bu noktada boyun eğmemeye çalışırken, duygusal, psikolojik, fiziksel vb şiddet uygulamadığınızdan emin olmanız gerekir. Çünkü çocuklar söylediklerinizden çok yaptıklarınızı taklit ederek öğrenir. Böyle durumlarda çocuklarla konuşarak, davranışlarını düzeltilmeye çalışmak yapılabilecek en iyi şeydir.

Çocuğunuza güvenli alan sağlayın

Ebeveynlerin çocuklarla eleştirel, saldırgan ya da aşağılayıcı bir şekilde konuşmaktan kaçınması gerekiyor. Çocuğun özgüven duygusunun gelişmesi büyük önem taşıdığından, çocukları dikkatli bir şekilde dinlemeli ve çocuğun yaşadığı sorunlara çocukla birlikte, konuşarak çözüm aramalısınız. Çocuğu sürece dahil edin, ona sorununu anlatmak için fırsat verin. Yarattığınız güvenli ortamda yalnız olmadığını hissetmesini sağlayın.

Çocuğunuz için doğru seçimler yapın

Günümüzde çocukların internete erişimlerinin artışı ile çocukların nelere maruz kaldığını kontrol etmek de zorlaştı. Yine de bu yapacak bir şey olmadığı anlamına gelmiyor. Çocukların eğilimleri konusunda da ebeveynlerin dikkatli olması önem taşıyor. Anne ve babalar çocukların izlediği televizyon programları, okudukları kitaplar ve oynadıkları bilgisayar oyunları konusunda seçici davranması gerekiyor.

Çocuğunuzun öğretmenleriyle iletişimde olun

Çocuğunuzun okuldaki davranışlarıyla evdeki davranışları farklılık gösterebilir. Uzun zaman geçirdiği, çok sayıda insanla bir araya geldiği okuldaki hal ve hareketleriyle ilgili bilgi almak için çocuğunuzun öğretmenleriyle sık sık görüşmeye çalışın. Dikkatinizi çeken bazı konular varsa, bunlarla ilgili öğretmenlere danışarak birlikte sorunlara karşı önemler alabilirsiniz.

Read More