Oyun bağımlılığı yaşadığımız yüzyılın en büyük sorunlarından biri. Çocukları, gençleri ve yetişkinleri de etkisi altına alan bu bağımlılık türü pek çok açıdan kişileri olumsuz etkiliyor. İnternet bağımlılığının altında yer alan bu bağımlılık çocuğun gelişimini fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal açıdan olumsuz etkiliyor. Oyuna yönelik bağımlılık çocukta davranışsal ve psikolojik açıdan da olumsuz etkilere yol açıyor.

Telefon, tablet, bilgisayar ve oyun konsolu aracılığı ile erişilen oyunlar, çevrimiçi veya çevrimdışı oynanabiliyor. Çoğunlukla sosyal beceri eksikliği, yalnızlık, özgüven eksikliği, saygı arayışı, kazanma ihtiyacı oyuna yönelimi tetikliyor. Yaz tatilleri gibi çocuğun fazlaca boş vakte sahip olduğu dönemlerde bağımlılığın gelişimini destekliyor. Stres, kaygı gibi çocuğun hoşuna gitmeyen, baş etmekte zorluk yaşanan duygular da oyunla yatıştırılıyor.

Çocuğun rahatlamak için sığındığı bu eğlence platformu zamanla alışkanlık halini alıyor. Zamanla bu alışkanlık kontrol kaybına dönüşüyor ve çocuğun gerçek dünya ile etkileşimi azalıyor. Sokakta akranlarıyla koşup, oynayarak büyüyen, gerçek arkadaşlıklar edinen dünün çocuklarıyla bugünün çocukları arasında fark var. İnternetin ve dijitalleşmenin bu denli yoğun olmadığı yıllarda çocukluğunu yaşayan bugünün ebeveynleri çocukları için endişeli.

Bugünün çocukları birbirini tanımayan insanların yaşadığı şehir kültüründe büyüyor. Sosyalleşebilecekleri güvenli alanlar sınırlı. Küçük yaşlardan itibaren geleceklerine, kariyerlerine yatırım yapmak üzere büyük sorumluluklar üstleniyorlar. Çocuklar deşarj olamıyor. İlgi ve becerilerini bulmak için kurstan kursa taşınmaları gerekiyor. Ancak kimi zaman ailenin vakti veya maddiyatı bu olanakların sağlanmasına yeterli gelmiyor. Dolayısıyla çocuklar vakitlerini geçirmek, sosyalleşmek ve eğlenmek için oyunlara yönelebiliyor.

Oyundan alınan keyif artıkça ve yerini daha iyi bir seçenek doldurmadıkça bağımlılık gelişiyor. Aileler çocuklarının oyun oynamasından bağımlılık ihtimali nedeniyle endişe duyuyor. Ancak her oyun oynayan çocukta bağımlılık gelişmiyor. Bu da bağımlılığın açığa çıkma nedenlerinin bilinmesini ve önlenmesini gerektiriyor. Dijital Çağda Ebeveyn Olmak yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Oyun Bağımlılığı Nedir?

Oyun bağımlılığı, oyunun diğer ilgi alanlarına ve günlük aktivitelere göre daha öncelikli hal alması sonucu gelişmektedir. Oyun oynama üzerinde kişinin kontrolü giderek azalmaktadır. Oyuna ayrılan zamanın sonucunda kişinin hayatında açığa çıkan olumsuzluklara rağmen oyun oynama davranışı devam ettiğinde bağımlılığın geliştiği söylenebilmektedir. Dolayısıyla her oyun oynayan, oyun oynamayı seven ve oyunlarla ilgilenen bağımlı değildir.

https://youtu.be/BEACNm7-M5c

Bağımlılıktan söz edebilmek için;

  • Oyun çocuğun zamanının ne kadarını kapsıyor?
  • Oyun sonucu çocuğun fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimi nasıl etkileniyor?
  • Oyun oynamak veya oyundan mahrum kalmak çocukta hangi duygu, düşünce ve davranışlara yol açıyor? Değerlendirmek gerekmektedir.

Çocuklarda Görülen Oyun Bağımlılığı Belirtileri

Oyun bağımlılığı tanısı almak için aşağıdaki belirtilerin en az 5 ini ve/veya daha fazlasını son bir yıldır taşımak gerekiyor;

  • Video/internet oyunları üzerine aşırı kafa yormak.
  • Oyun oynamadığında kötü hissetmek ya da yoksunluk belirtileri göstermek.
  • Kendini daha iyi hissetmek için giderek daha da artan sürelerde oyun oynamayı istemek.
  • Kendisini kısıtlamaya çalışsa da daha az oyun oynamayı becerememek.
  • Daha önceden severek yaptığı diğer işleri artık yapmayı istememek.
  • Okulda, iş yerinde ya da evde fazla oyun oynamaya bağlı olarak gelişen problemlerle karşılaşmak.
  • Oyun oynama süresini gizlemek için yakınlarına ya da başkalarına yalan söylemek.
  • Kendini kötü hissettiğinde duygu durumunu iyileştirmek için oyun oynamak.
  • Video/internet oyunlarına katılımdan dolayı önemli ilişki, iş, eğitim ya da kariyer fırsatlarını kaçırmak.
  • Hayatının merkezine oyunları koymak,
  • Okul ve ders başarısında gözle görülür düşüş yaşamak,
  • Herhangi bir sebeple oyun oynayamadığında yoksunluk belirtileri göstermek (agresif tavırlar, dürtüsel davranışlar gibi)
  • Okuldaki ya da gerçek hayattaki çevresi ile daha az iletişim kurmak ve/veya sorun yaşamak,
  • Sosyal çevreyi önemsememek, eski arkadaşları ile görüşmek yerine oyunlara yönelmek,
  • Davranışları ve ruh hali; depresyon ve anksiyete gibi sorunları çağrıştırıyorsa bağımlılıktan şüphe edilmelidir.

Oyun Bağımlılığı Çocuğu Nasıl Etkiliyor

Oyun bağımlılığı tüm gelişim alanlarında çocuğu olumsuz etkiliyor. Oynanan oyunun yaşa uygunluğu, içeriği ve verdiği mesaj da çocuğun oyundan ne derece etkilendiğini belirliyor. Çocuğun yaşına uygun olmayan oyunlar kaybetme olasılığını artırıyor bu da çocuğun özgüvenini zedeliyor. Savaş, dövüş gibi zarar verme odaklı oyunlar çocuğun saldırganlık dürtülerini besleyebiliyor.

Çocuk oynadığı oyunlardan etkilenebiliyor, korkabiliyor ve hatta travmatize olabiliyor. Bu korku da çocuğun duygu, düşünce ve davranışlarına yansıyabiliyor. Şiddet içerikli oyunlar çocuğun sorunlarla başa çıkma şekli olarak zorbalığa yönelmesine veya çok çabuk öfkelenmesine neden olabiliyor.

Oyun bağımlılığı sonucu fiziksel şikayetler sıkça yaşanıyor, Bilişsel gelişim de olumsuz etkileniyor

Ekrana uzun süre maruz kalmak baş ağrısı, gözlerde yanma, bulanık görüş gibi sonuçları doğurabiliyor. Uzun süre sabit şekilde hareketsiz kalmak kas tutulmalarına, boyun, sırt ağrılarına ve karpal tünel sendromuna neden olabiliyor. Bağımlılık geliştiğinde çocuklarda oyuna daha fazla zaman ayırabilmek için öz bakım ve hijyen ihmali görülebiliyor.

Pek çok bağımlı çocukta oyun oyuna ara verememe nedeniyle öğün atlama, yetersiz beslenme veya oyun karşısında yemek yeme davranışı görülüyor. Uzun süre bu şartlar altında oyun oynamaya devam eden çocuklarda fizyolojik tepkiler de açığa çıkıyor. Uyku rutini bozuluyor, uyku kalitesi düşüyor.

Yetersiz uyku ve yetersiz beslenme ve hareketsizlik özellikle çocuk ve ergenlerin gelişimini olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla çocuklarda hem fiziksel hem de bilişsel gelişim zarar görüyor. Yorgunluk, uykusuzluk ve beslenme eksikliği çocuğun doğrudan öğrenme kapasitesini olumsuz etkiliyor. Bu çocuklarda zaman yönetimi, dikkati sürdürme ve organize olma becerileri olumsuz etkilenmektedir. Dolayısıyla okul başarısı ve öğretimden alınan verim düşmektedir.

Çocuklar oyun oynamaya ara vermekte ve zamanı organize etmekte güçlük yaşadıkları için ödevlerini yapmakta zorlanırlar. Oyun bağımlılığı sonucu öz disiplin azalır. Üstelik çocuklar bu sorumluluk kaybının yol açacağı sonuçlardan kaçınmak için zamanla yalana da başvurabilirler. Düşük sınav sonuçlarının veya ödevlerini yapmamış olmasının nedeni olarak gerçek olmayan gerekçeler sunabilirler.

Hareketsizlik, yetersiz beslenme, yorgunluk ve uykusuzluk sonucu baş dönmesi, göz kararması, dikkat konsantrasyon güçlüğü görülebiliyor. Çocuklarda gerginlik, çabuk sinirlenme, dürtüsel davranışlar da görülebiliyor.

Bağımlılık sonucu empati zedeleniyor ve sosyal ilişkiler zayıflıyor

Sanal ortamda gereğinden fazla bulunmak özellikle çocuk ve ergenlerde empati yoksunluğuna da neden oluyor. Oyun bağımlılığı sonucunda çocuğun sosyal yaşamı da olumsuz etkilenmektedir.

Çocuklar oyun oynayabilmek için sadece derslerini, öz bakımlarını veya uyku, beslenme ihtiyaçlarını aksatmazlar. Aileleriyle geçirdikleri zamanı, arkadaşlarını, sosyal etkinliklere katılımlarını da aksatırlar. Dolayısıyla zamanla yalnızlaşırlar ve bu yalnızlık da bir süre sonra oyun oynama ihtiyacını körükler.

Oyun bağımlılığı maddi kayıpları da tetikliyor

Bir diğer olumsuz etki ise bağımlılığın maddi boyutudur. Oyun bağımlılığı sadece internet kullanımı ile sınırlı değildir. Çevrimiçi oyunlar özellikle bağımlılık düzeyindeki kullanıcıları sıklıkla oyun içinde güçlendirici eklentiler satın almaya yönlendirmektedir.

Kazanmayı kolaylaştıracak araçlar, koruyucu kıyafetler, silahlar veya fazladan oyun hakkı, can satın almak gibi. Sıklığı ve ayrılan bütçe artış gösterdikçe bağımlılığın maddi külfeti de artmaktadır. Alınan eklentilerin dışında oyun konsolu, kolu, çevrimiçi kulaklık, mikrofon gibi parçalarında sık sık yenilenmesi gerekebilmektedir.

Kimi çocuklar kaybetmeyi kabullenemeyip oyun içerisinde öfkelenebilmekte ve eşyalara büyük zararlar verebilmektedir. Aileler yaşadıkları üzüntü ve çaresizlik hissi ile çocuğun yol açtığı hasarı hemen gidermeye çalışabilmektedir. Tüm bunlar ailenin bağımlılık nedeniyle maddi sıkıntılar yaşamasına neden olabilmektedir.

Oyun Bağımlılığı Neden Gelişir?

Oyun bağımlılığı gelişmesinin altında birden fazla neden ve etken yer alabilmektedir. En büyük etken ailesel faktörlerdir. Aile içi iletişim eksikliği, hatalı ebeveyn tutumları, aile içi şiddet her tür bağımlılık gelişimini tetikleyebilir. Çocuk aile içerisinde veya sosyal yaşamında kendisini geride kalmış, ikinci planda hissediyorsa bağımlılık gelişebilir. Çocuk oyunda kazanarak sanal ortamda aradığı saygınlığı yakalayabilir.

Fiziksel görünümünden veya sosyal becerilerinden memnun olmayan bir çocuk sanal ortamda olmak istediği biri gibi davranabilir. Kendisini yarattığı sanal karakter gibi güçlü, başarılı ve beğenilen biri gibi hissedebilir. Bu duyguyu daha sık hissedebilmek için oyunda giderek artan şekilde daha fazla zaman geçirebilir. Baskıcı- otoriter tutumla yetişen veya aşırı korumacı ailede büyüyen çocuklar için kendi hayatlarının kontrolü ebeveynlerindedir.

Çocuk oyun içerisinde kontrolün tamamen kendisinde olduğunu hissettiğinde bu duygudan keyif alacaktır. Yoğun stres altında olan, sıklıkla olumsuz olaylara maruz kalan çocuk oyunu bir kaçış olarak görebilir.

  • Oyun olumsuz duygu ve düşüncelerden kaçmak için kullanılabilir.
  • Çocuk oyun aracılığı ile kendini bir grubun, topluluğun parçası gibi hissedebilir.
  • Sosyal beceri eksikliği çocuğun sanal arkadaşlıklarla arkadaş ihtiyacını karşılamasını sağlayabilir. Bu arkadaşlıktan alınan keyif bağımlılığı tetikleyebilir.
  • Rekabetçi kişilik oyun bağımlılığı gelişmesine neden olabilir.
  • Öz saygı ve özgüven eksikliği bağımlılığı tetikleyebilir.
  • Ailenin çocuğa yeterli zaman ayırmayışı, çocuğun ilgisiz kalması bağımlılığa yol açabilir.
  • Akran zorbalığı, fiziksel, duygusal veya sözel şiddete maruz kalmak oyunun değerini artırabilir.

Oyun Bağımlılığı Nasıl Önlenebilir, Ailelerin Çocuğa Yaklaşımı Nasıl Olmalı?

Öncelikle aileler çocuğun dijital oyun oynamasının önüne geçemeyeceklerini kabul etmeliler. Çocuğun teknoloji çağında internetten veya dijital kaynaklardan uzakta yetiştirilebilmesi mümkün veya sağlıklı değil. Çocuklar bu kaynakları oyun dışında öğrenmek, sosyalleşmek, araştırmak gibi pek çok faydalı amaçla da kullanabiliyor. Dolayısıyla burada çocuğu mahrum bırakmak veya cezalandırmak yerine çocuğa sağlıklı kullanım alışkanlığı kazandırmak gerekiyor.

Aile Bireyleri Çocuğa Sağlıklı Rol Model Sunabilmeli

Aileler çocuklarına öncelikle kendi dijital kaynak kullanımları ve oyun oynama davranışlarıyla rol model olmalılar. İnternet, telefon, televizyon karşısında gereğinden fazla zaman harcayan ebeveyn çocuk için olumsuz model oluşturacaktır. Ebeveynlerin veya diğer kardeşlerin oyuna zaaflarının olması, oyunla fazla zaman geçirmesi de çocuk için zararlıdır. Aile mutlaka çocuğa etkili zaman geçirme becerisi kazandırmalı ve fırsatlar sunmalıdır.

Çocuğun İlgi ve Beceri Alanları Keşfedilip Desteklenmeli

Çocuğun gerçek arkadaşlıklar kurabileceği, gerçek oyunlar oynayabileceği ortamlar oluşturulmalıdır. Çocuğun oyun dışında da ilgisini çekebileceği, becerilerini geliştirebileceği faaliyet alanları keşfedilmelidir. Sanata, müziğe, spora ilgisi veya becerisi varsa desteklenmelidir. Tiyatro, sinema, seyahat, kültür gezileri, sosyal aktiviteler, kurslar, atölye çalışmaları gibi faaliyet alanları araştırılmalıdır. Tüm etkinlikler çocuğun yaşıyla uyumlu olmalıdır. Aile aktivite planlarken mutlaka çocuğun da fikrini almalıdır.

Oyun Bağımlılığı Çoğunlukla Hatalı Ebeveyn Tutumlarının Sonucu Olarak Gelişmektedir

Hatalı ebeveyn tutumları varsa aile mutlaka tutumunu Hoşgörülü, destekleyici ve demokratik tutumla değiştirmelidir. Aile içi iletişim sorunları veya şiddet durumu söz konusu ise mutlaka psikolojik destek alınmalıdır. Aile içi iletişim sağlıklı düzeye taşınmalıdır. Çocuğun oyun seçimleri eleştirilmemeli ancak çocuğun yaşına, gelişimine uygun olmayan oyunlar çocukla değerlendirilmelidir. Çocuğun keyif alabileceği, gelişimine katkı sağlayacak oyun alternatifleri araştırılmalı ve çocuğun seçimine sunulmalıdır.

Oyun çocuklara ödül veya ceza olarak sunulmamalıdır. Çocuğun oyun süreleri belli olmalı, ne sıklıkla mola vermesi gerektiği takip edilmelidir. Çocuğun oyun oynama alışkanlığı üzerinde oto kontrol kazanması desteklenmelidir. Çocuk oyun oynamak için doğru zamanı, oyun oynama süresini, sıklığını belirleyebilir düzeyde kalabilmelidir.

Aileler, çocuklarında oyun bağımlılığı gelişmemesi için iletişim şekilleri, ebeveyn tutumları ile çocuklarının özgüvenini ve özsaygısını desteklemelidirler. Çocuk fiziksel, duygusal, bilişsel veya davranışsal sorunlar yaşıyorsa, arkadaş edinemiyor ve okul başarısı düşüyorsa mutlaka profesyonel destek alınmalıdır. Çocuklarda Sosyal Beceri ve Ailenin Etkisi yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Read More

Bilgisayar oyunları ve çocuklar üzerindeki etkileri sıkça tartışılıyor. Çocukluk, üzerinde işaretler bıraktığımız, coşku dolu, üretken, hayatla bir bütün olduğumuz, yaşama adanmış bir dönem… Bu dönem aynı zamanda hayata karşı tecrübesiz ve yanılabilir olduğumuz bir dönem. Çocukluk döneminde hayatı çoğunlukla deneme-yanılma yoluyla öğreniyoruz. Yaşadığımız çağda, çocuklarımız bu deneme-yanılma süreci içinde bilgisayar ve teknoloji ile tanışıyor. Ve ne yazık ki; bu masum keşfetme serüveni farkında olmadan bağımlılığa dönüşebiliyor. Teknoloji, bir fırsat olmaktan çıkıp çocuklar için tehlike halini alabiliyor. Zaman içinde bilgisayar ve internet bağımlılığı ile karşı karşıya kalınması söz konusu olabiliyor.

Aileler başlangıçta çocuklarının bilgisayar kullanmayı öğrenmesini keyifle izliyor. Hatta çocukların öğrenme süreci aileleri gururlandırıyor. Buna ek olarak; evde yerinden kalkmayan, oyuncaklarını dağıtmayan, sessizce bilgisayarın başında oturan bir çocuk olması anne-babalara daha rahat hissettiriyor. Bilgisayar ile ilgilenen ve bunun keyfine varan çocuk ise gerçek oyunlardan tat alamaz duruma geliyor. Gün geçtikçe bilgisayarda geçirilen süre artıyor ve ortaya bağımlılık çıkabiliyor. Kendilerini durdurmakta zorlanan çocuklar bilgisayar başında geçirdikleri süreyi kontrol edemiyor. Bu kontrolsüzlüğün sonu bağımlılık ile bitiyor.

Çocuklar Gerçek Hayatla Yüz Yüze Geldiklerinde Bocalıyorlar


Yalnızlığını teknolojik bir makine ile gideren çocuklar, zamanla ilişkileri de aynı mekaniklikle yaşamaya başlıyor. Biri ile ilişki kuramayan, bir diğeri ile varoluşsal anlamda gerçek bir buluşma yaşayamayan çocuklar yalnızlığa mahkum oluyor. Evden çıkmak istemiyor ve toplumdan uzaklaşmaya başlıyorlar. Bu yalnızlık evde de devam ediyor çocuklar ailelerinden de uzaklaşmaya başlıyorlar.

Bilgisayar ortamında sanal arkadaşlıklar kurup sanal sohbetler eden çocuklar, dışarı çıkma gereği duymuyorlar. Hareket etme, spor yapma gereği duymuyorlar.  Yetişkinlerden daha yorgun daha tahammülsüz ve sabırsız hale geliyorlar. Çünkü; doyasıya koşmadan, hoplayıp zıplamadan, düşüp kalkmadan büyüyorlar.

Gerçek hayattan kopan, tüm ilişkilerini ve iletişimi sanal ortama taşıyan çocuklar, gerçek hayatla yüz yüze geldiklerinde bocalıyorlar. Sanal dünyada alıştıkları ilişki tarzının gerçek hayatta işe yaramadığını görünce yeniden sanal dünyalarına dönmeyi seçiyorlar. Sonuçta, gerçekle teması olmayan, sanal bir nesil ortaya çıkıyor. Zamanla yalnızlaşan çocuklar, yalnızlıklarını gidermek için haz aldıkları şeylere daha fazla yoğunlaşıyorlar. Bunun sonucunda ise ortaya derin bağımlılıklar çıkıyor.

Bilgisayarda görüntülerin hızlı akışına, peş peşe gelen sahnelere alışan çocukların beyni okul hayatına adapte olmakta zorlanıyor. Çünkü beyin daha fazla uyarı istiyor. Öğretmenin ders anlatımı sıkıcı gelmeye başlıyor ve derse yoğunlaşmakta zorluk çekiyorlar. Bunun neticesinde ise motivasyon ve konsantrasyon problemleri ortaya çıkıyor.

Bilgisayar Oyunları: Bağımlılık Belirtileri

Birçok çocuk bilgisayar oyunları oynuyor ama bağımlı çocukların durumu farklılık gösteriyor. Çocuklar, ödev yapmaları ve ders çalışmaları gereken zamanı bilgisayar ile geçiriyorsa, bilgisayarı sosyal faaliyetlerine ve arkadaşlarına tercih ediyorsa, öğretmenleri çocuğunuzla ilgili farklılıklar gözlemliyorsa bağımlılıktan şüphelenmek gerekiyor. Bu durumda çocuğunuzun bilgisayar kullanımı ile ilgili adım atmanız gerekiyor. Doğru yöntemler kullanıldığı takdirde bilgisayar oyunları, zaman yönetimi, mesajları doğru algılama, eleştirel düşünme, görsel becerinin artışı, zihinsel kapasiteyi yükseltme ve stres altında soğukkanlı kalabilme becerisi gibi özelliklerin kazandırılmasına aracı olabiliyor. Önemli olan bilgisayar oyunlarını yasaklamak değil; doğru kullanmayı öğretmek… Bu noktada atılması gereken adımların ilki, çocuğunuzu ve yaşadığınız durumu kabullenip çözüm arayışına girmek…

Ailelerin Yaklaşımı Nasıl Olmalı?

Peki; ailelerin yaklaşımı nasıl olmalı? Bir çocuğa “Bilgisayar oyunları oynama!” demek hiçbir zaman gerçekçi olmaz. Çünkü; insanlarda yasaklanan şeylere karşı merak ve öğrenme iç güdüsü uyanır. Bu nedenle yasaklamak çözüm olmayacaktır. Yasaklamak yerine çocuğunuza bilgisayarı doğru kullanmayı öğretmeniz ve onu farklı alanlardaki hobilerle tanıştırmanız gerekiyor. Çocuklarımıza birçok konuda kural koymak zorundayız. Bazen bu kuralları uygularken “Hayır!” demek zorunda kalıyoruz. Ne sürekli “hayır” demek, ne de sürekli “evet” demek doğrudur. Bir tanesi çocuğun özgüvenini törpüler, diğeri ise özsaygısını.

Bilgisayar oyunları; macera oyunları, spor, yarış, zeka oyunları, savaş ve strateji oyunları gibi çeşitli içeriklerde olabiliyor. Şiddet ve saldırganlığa yönelik davranışlar yaşamın ilk yıllarında kazanılıyor. Bilgisayar oyunlarına bağımlılık ise zamanla hastalık haline dönüşüyor. Adam vurma ve öldürmenin çok olduğu oyunlara düşkünlük göstermenin, çocuklar için kızgınlık duygusunu artırdığı ve gerçek hayatta saldırgan davranışlar göstermeye yol açtığı düşünülüyor. Bu konuda ise en büyük görev elbette ailelere düşüyor.

Bilgisayar Oyunları: Çocuğunuz Hangi Oyunları Oynamalı?

Peki; çocuğunuz büyüdü ve bilgisayar oyunları oynamak istiyor. Çocuğunuzun hangi oyunları oynayabileceği biliyor musunuz? Öncelikle; uzmanlar çocukların 2 yaşından önce teknolojik hiçbir şeyle iç içe olmalarını önermiyorlar. 2-4 yaş arasındaki çocuklar için, renkler, sayılar, hayvanlar ve çiçekleri öğreten çok fazla hareketli görüntü ve ekran parlaklığı içermeyen oyunlar; 4-6 yaş arası çocuklar için, hafıza geliştirici ve sorumluluk kazandırıcı oyunlar; 6-8 yaş arası çocuklar için biraz daha karmaşık zeka oyunları, dil öğrenme oyunları, sorumluluk ve strateji oyunları, 8 yaş sonrası için ise strateji ve inşa oyunları öneriliyor.

Bilgisayar oyunları ve kullanımının çocuklar üzerindeki etkileri ile ilgili sorularınız için aba Psikoloji ile iletişime geçebilir, YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz. Psikoloji hakkında daha fazla içeriğe ulaşmak için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Read More