Ergenlikte cinsel gelişim ve cinsel eğitime yönelik çocuk ve gençlerin yeterli bilgisi yok. Bilgi eksikliğine karşılık bilgi ihtiyaçları ise oldukça fazla. Çocukların ergenlik döneminde bedenlerinde meydana gelecek değişiklikleri yeterince bilmiyor olmaları psikolojik ön hazırlık sürecini olumsuz etkiliyor. Bu da ergenlik döneminde gençlerin bedenlerini kabul etmekte zorlanmalarına, olumsuz beden algısı geliştirmelerine neden oluyor. Olumsuz beden algısı gençlerin özgüvenini de zedeleniyor.

Hormonal ve fiziksel değişimlerin yanı sıra gençlerde duygusal dalgalanmalar da yaşanıyor. Bu dönem gençler için pek çok açıdan önemli bir değişim ve gelişim evresini kapsıyor. Karşı cinse olan ilgi artarken, cinsel eğitim eksikliği karşı cinsten de korkmaya neden olabiliyor.

Ergenlikte cinsel gelişim dönemine hazırlanan çocuklar bedenlerinde nasıl bir değişim olacağını çoğunlukla bilmiyor. Tecrübe ettiklerinde ise bunun sadece kendilerine özgü olduğunu düşünüp başkalarıyla konuşmaktan çekinebiliyorlar. Çevrelerinde konuşulmayan veya daha önce kendilerine bilgi verilmeyen bu değişimi kabul etmekte zorlanıyorlar. Pek çok ergen bedenlerindeki değişimi kamufle etmeye çalışıyor. Bu dönem duygusal olarak da zorlayıcı.

Çoğunlukla hoşa gitmeyen bu fiziksel değişim aslında çocukluktan da ayrılıyor olmanın önemli bir belirtisi. Gençler artık çocuk olmadıklarını ama bir yetişkin kadar kendine yetebilir durumda da olmadıklarını biliyorlar. Ergenlerin hayatlarının bu döneminde hazırlanmaları gereken pek çok rol ve pek çok önemli seçim var. Karakterlerini oturtuyor, akademik başarı için çalışıyor, mesleklerini belirliyor ve kariyerlerine yön veriyorlar.

Tüm bunları yaparken de duygusal iniş çıkışlarla ve bedenlerindeki değişimle bir uyum yakalamaya çalışıyorlar. Bu zorlu dönemde çocuk ve ergenin hayatındaki en önemli duygusal destek aile. Aileler ise çocukluktan farklı olarak ergenlikte cinsel gelişim konusunda ciddi bir bocalama yaşıyor. Ergenlikte Ebeveyn Tutumu Nasıl Olmalı? Ve Fark Edilmeyen Ergenlik Sorunları Lisede Başarısızlık Nedeni Olabilir Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Ergenlikte Cinsel Gelişim Çoğunlukla Aile ve Genç Arasında Konuşulmuyor

Ülkemizde genel kanı cinsel gelişim ve cinsellik üzerine konuşmanın ayıp olduğu yönünde. Bu görüş de ailelerin çocuklarıyla cinsellik hakkında konuşmalarını engelliyor. Aynı şekilde çocuklar da ailelerinin cinselliğe yönelik tabularını biliyor ve bu konuları aileyle konuşmaya çekiniyor. Ergenlikte cinsel gelişim aileyle konuşulamadığında genç ihtiyaç duyduğu bu bilgileri arkadaşlarından veya internetten ediniyor.

Kimi zaman ise sağlıklı bilgi alamadan ilk cinsel deneyimlerini yaşamış oluyorlar. Oysa çocuk ve genç için bu bilgilerin aileden alınabilmesi oldukça önemli. Aileyle bu konuların konuşulabilir olması çocuğun sağlıklı kaynaklardan bilgi edinmesini kolaylaştırıyor. Ayrıca aileyle açık iletişimin olması çocuğa güven veriyor ve cinsel tehditlerde de aile çocuğun sığınabileceği güvenli liman oluyor.

Peki ergenlikte cinsellik nasıl oluyor? Gençler ne tarz değişiklikler yaşıyor? Bu dönemde cinsel eğitim nasıl olmalı? Yazımızda detaylarıyla paylaşıyor olacağız.

Ergenlikte Cinsel Gelişim Nasıl Başlıyor, Gençler Ne Tarz Değişiklikler Yaşıyor?

Erkek ve kızlarda cinsel gelişim farklı yaş aralıklarında ve farklı şekillerde açığa çıkıyor. Dolayısıyla ergenlik döneminde cinsel kimlik daha belirgin hale geliyor. Kızlar ilk menstrüasyon (adet kanaması) başladığında, erkekler ise gece boşalmaları sırasında karmaşa yaşıyor. Bu önemli ergenlik belirtisiyle ön bilgi olmaksızın karşılaşmak ergenlerin bu dönemi kaygıyla karşılamasına neden oluyor.

Ergenlik dönemi kız ve erkeklerde büyüme atılımının görüldüğü dönemdir. Ancak kızlar bu döneme erkeklere kıyasla ortalama 1-2 yıl daha erken girmektedir. Ergenlik sürecinin her çocukta başlangıç zamanı için kesin bir değer vermek güçtür. Bedensel değişimler kızlarda 10-12 yaşları arasında, erkeklerde ise 12-14 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır. Ancak her çocuk bu döneme diğerlerinden farklı, daha erken ya da geç girebilir.

Ergenlikte cinsel gelişim hakkında yetersiz bilgi aynı zamanda erken ve korunmasız cinsel ilişkiye zemin hazırlanıyor. Bu ilişkiden gençler hem fiziksel hem de duygusal açıdan büyük yaralar alabiliyor. Plansız gebelikler veya cinsel yolla bulaşan hastalıklar gençlerin travmatik cinsel deneyimler edinmelerine neden olabiliyor.

Toplumun evlilik dışı cinselliğe bakış açısı da pek çok gencin yardım arayışına girmeksizin kendi çözüm yolunu bulmasına neden oluyor. Şimdi kızlarda ve erkeklerde meydana gelen değişiklikleri ayrı ayrı ele alalım;

Kızlarda Cinsel Gelişim

Kızlarda ergenlik erkeklere oranla 1-2 yıl daha erken başladığından kızların boyu erkeklere kıyasla erken uzar. Dolayısıyla 10-12 yaşlarında kızlar erkeklerden daha uzun ve daha yapılı görünebilir. Bu görünüş farklılığı gençlerin birbirleriyle alay etmesine, hoş olmayan bedensel söylemlerde bulunmalarına yol açabilir. Kızlarda boy uzaması zamanla durur ve erkeklerin büyüme atılımı başlar, böylece farklılık dengelenmiş olur. Ancak gelişimsel farklılık boydan ibaret değildir.

Ergenlikte cinsel gelişim kızlarda şu belirtilerle görülmektedir; meme gelişimi, cinsel organlar çevresinde kıllanma, vücutta yağlanma ve adet kanamasıdır. Memelerde büyüme kanda kadınlık hormonlarının düzeyinin artması ile başlar. Memelerin gelişmeye başladığı en erken yaş 8-9, en geç yaş 13’tür. Sıklıkla gelişimin görüldüğü yaş ise 11 yaştır.

Memelerin gelişimiyle paralel olarak cinsel organın etrafında tüylenme başlar. İlk zamanlar ince ve seyrek olan tüyler zamanlar kalınlaşır ve yoğunlaşır. Bu kıllanma koltuk altında da olmaktadır. Ergenlikte kızlarda vücut hatları daha belirgin hale gelir, hormonal değişim vücutta yağlanmayı artırır.

Kilo artar ve kalçalar genişler. Adet kanaması kızların üreme sisteminin olgunlaştığının en önemli göstergesidir. İlk 1 yıl çoğunlukla adet düzensizlikleri görülse de bir yıldan sonra düzene girer. Girmemesi durumunda mutlaka jinekolojik muayeneye girilmelidir.

Erkeklerde Cinsel Gelişim

Ergenlikte cinsel gelişim erkeklerde ise şu belirtilerle görülmektedir; ilk olarak testislerin ve penisin büyümesi, cinsel organların çevresi ve bedenin kıllanmasıdır. Erkeklerde de gözle görülür farkların oluştuğu önemli bir büyüme atılımı olur. Özellikle yaz tatillerinde birbirlerini görmeyen çocuklar yeni okul döneminde birbirlerini tanımakta güçlük çekebilir. Boyun aniden uzaması, yüz hatlarının değişmesi, kıllanma ve sesteki değişim erkek ergenlerin farklı görünmesine neden olur.

Testisler, en erken 9,5 yaşında, en geç 13 yaşında, sıklıkla da 12 yaşında büyümeye başlar. Üreme sıvısı olan meninin ilk kez boşalması 13-16 yaş aralığında ve çoğunlukla farkında olmadan olur. Bu istem dışı boşalmalar sıklıkla uyku sırasında gerçekleşir. Bu nedenle gece boşalması ya da ıslak rüya adını alır.

Ani boy uzaması, ilk boşalma ve seste kalınlaşma dışında erkeklerde adem elması da belirgin hale gelir. Yüz hatları da tam olarak oturmasa da artık çocuksu değildir. Erkeklerde kıllanma kızlara oranla çok daha fazladır; kollar, bacaklar, kalçalar, göğüsler ve yüz kıllanmaya başlar. Yüzde çıkan bıyık ve sakalın belirgin hale gelmesi ise ergenliğin ilerleyen dönemlerini bulmaktadır.

Ergenlikte Cinsel Gelişimi Bilmek Kadar Cinsellik Eğitimi de Almak Gerekiyor

Cinsel gelişime yönelik bilgi edinmek gençlerin üzerindeki baskıyı ve kaygıyı olumlu derecede azaltıyor. Ancak cinsel gelişimi bilmek cinsellik hakkında yeterli bilgiye sahip olmak anlamına gelmiyor. Gençlerin erken, riskli, korunmasız cinsel tecrübeler yaşamaması için mutlaka cinsellik eğitiminin de verilmesi gerekiyor.

Aileden başlayarak cinsellik eğitimine okullarda da her kademede yaşa uygun şekilde yer verilmesi gerekiyor. Ancak cinsellik eğitimi çocuğun ve gencin hayatında bir kez bahsi geçen bir konu olarak kalmamalı. Cinsellikle ilgili soruların başladığı 3 yaş itibariyle çocuk yaşıyla uygun şekilde cinsellikle ilgili bilgilendirilmeli. Ancak bu bilgi alışverişi sağlanabildiğinde çocuk ve genç cinselliği rahatça konuşabilir ve sorabilir hale gelecektir.

Cinsel eğitimin çocuk ve/veya gencin hemcinsi tarafından verildiğinde daha sağlıklı bilgi aktarımı olmaktadır. Ancak çocuk veya gençten cinsellikle ilgili soru gelirse soru kime sorulduysa yanıt onun tarafından verilmelidir. İletişim kurarken ailenin hoşgörülü, yargısız, telaşsız ve açık iletişim kurabilmesi gerekir.

Çocuk ve genç için ailenin beden dilini okumak ve duygu, düşüncelerini tahmin etmek oldukça kolaydır. Ebeveyn rahatsız olduğunu, utandığını veya duygularını bastırmaya çalıştığını kolayca çocuğa hissettirebilir. Bu beden mesajları da çocuğa ailesinin bu konuları konuşmaya hazır olmadığını hissettirir.

Gençlere cinsel eğitim verirken önce ergenlikte cinsel gelişim detaylarıyla anlatılmalıdır. Ardından cinsel birliktelik ve korunma hakkında bilgi verilmelidir. Aile mutlaka cinsellikle ilgili kültürel değerlerini de gence anlatmalıdır. Çocuk ve genç istem dışı cinsel birliktelikten nasıl korunacağı özelinde de bilgilendirilmelidir. Aile genç için güvenli liman olmalı, genç yaşayabileceği olumsuzluklarda ailesine gelebileceğini hissetmelidir.

Mastürbasyon da gençlere bilgi verilmesi gereken önemli bir cinsel eğitim konusudur. Bebeklikte, çocuklukta ve ergenlikte görülebilen mastürbasyon oldukça doğal ve sağlıklıdır. Mastürbasyonun sıklığı artığında bir sorun olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Sıklıkla duygusal baskı altındaki bireylerde mastürbasyon sıklığı artış göstermektedir. Bu durumda bir uzmanla görüşüp, çocuk veya gencin destek alması sağlanabilir.

Ergenlikte Cinsel Gelişimin Dışında Cinsel İstismar ve Bulaşıcı Hastalıklar Konusunda da Gence Bilgi Verilmeli

Cinsel istismar ülkemizin kanayan yarası. Pek çok çocuk, genç ve aileleri bu konuda büyük yaralar alıyor. Çocuklar ve gençler çoğunlukla istismar katlanılması güç bir boyuta gelene kadar istismar edildiklerini fark etmiyor. Farkına varanlar yasal haklarını ve kendilerini nasıl koruyacaklarını bilmiyor.

İstismara uğrayan bireyler çoğunlukla kendilerini kurban konumunda değil de suçlu konumunda görüyorlar. Utanma ve saklama yaygın görülen tepkiler olarak karşımıza çıkıyor. Bunun önüne geçebilmek için çocukluktan başlayarak mahremiyet bilincinin kazandırılması gerekiyor. Aile çocuğa sakınması gereken vücut bölümlerini, ebeveynleri dışında kimsenin mahrem bölgelere dokunmaması gerektiğini öğretmeli. Dokunmaları halinde ne tepki vereceği ve mutlaka aileden yardım isteyebileceği çocuğa anlatılmalı.

Aile de çocuğun mahremine saygı duymalı ve kendi mahremine de çocuğun saygı göstermesini sağlamalı. Ergenlikte cinsel gelişimin sağlıklı olabilmesi için gençlerde de mahremiyet bilincinin geliştirilmesi gerekmektedir. Genç, hoşlanmadığı durumlarla karşılaştığında net olarak istemediğini belirtebilmelidir. Genç ailesinin desteğini ve güvenini hissetmeli, tehdit hissettiğinde mutlaka aileyle paylaşabilecek yakınlığı duymalıdır. Yeterince tanınmayan kişilerle kurulacak ilişkilerde dikkat edilmesi gerekenler ve alkol, madde kullanımı hakkında da bilgilendirilmelidir.

Gençlerin HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklara karşı da bilgili ve tedbirlik olması sağlanmalıdır. HIV, bağışıklık sistemine zarar vererek hastalığa yol açan virüstür. Mümkün olduğunca az sayıda kişi ile ilişki kurmak veya bu işi meslek olarak yapan kişilerle birliktelik kurmamak hastalık riskini azaltmaktadır. Virüs taşıyıp taşımadığından emin olunmayan kişilerle birlikte olunurken mutlaka korunulmalıdır.

Ayrıca manikür, pedikür, tıraş gibi işlemlerde kullanılan ürünlerin iyi dezenfekte edildiğinden emin olunmalıdır. Kan kardeşi olmak, ortak enjektör kullanmak ve benzeri kan yoluyla virüsün geçirilebileceği tüm durumlarda dikkatli olunmalıdır. Ergenlikte cinsel gelişim ve cinsel eğitim oldukça geniş kapsamlı bir konudur. Ailelerin çocuk ve gençle bilgi paylaşmadan önce yeterli bilgiye sahip olması gerekir. Varsa yanlış bilgilerinin ve önyargılarının da giderilmesi gerekmektedir.

 

Read More