Duygusal anlamda denge sağlayabilmek hayat kalitemiz için kritik derecede önemlidir. Hayatın stabil olmadığını çeşitlik değişkenlerle dolu olduğunu ve bu değişkenlerin duygularımızda dalgalanmalar yarattığını biliyor ve kabul ediyor olmalıyız. İş düzenini, uyku saatini ve özel hayatını belirli bir düzene göre yaşayan bir bireyin bile ani olaylar sonucunda düzenini değiştirmesi gerekebilir. Yakınlarından birinin sağlığı, kendi sağlığı, ani bir ölüm haberi, şirketindeki değişiklikler kişinin hayatındaki düzeni bir anda değiştirebilir. Hayat planlanmayan sürprizlerle doludur. Duygusal anlamda denge sağlama kabiliyeti yüksek olanlar hayatın bu sürpriz dalgalanmalarının arasında sörf yapabilenlerdir.

Olumsuz olarak tanımladığımız durumları ortadan kaldırmak mümkün değildir fakat duygusal denge  sağlayabilmek mümkündür. Kriz anlarına nasıl tepkiler verdiğimiz kriz yönetimini sağlayabilme kapasitemiz genel iyi oluş halimizi etkiler. Mindfulness üzerine derin araştırmalar yapan bir psikiyatrist ve psikobiyoloji profesörü olan Vincente Simon duygusal anlamda denge üzerine çalışmalar yapmaktadır. Simon özellikle şok anında verilen hangi tepkilerin olumsuz olayı daha kolay sindirmemizde faydalı olduğu üzerine araştırmalar yapmıştır. Araştırmalarının sonucunda birkaç adımın takip edilmesiyle kriz anlarında duygusal dengenin sağlanmasının kolaylaştığını bulmuştur.

Adım Adım Duygusal Anlamda Denge

1.     Dur ve Nefes Alarak Rahat

İlk kez kötü ya da şok edici beklenmedik bir haberle karşılaştığınız an duygusal denge için durun. Yıllardır otomatik pilotta çalışmaya alışmış bir zihnin ilk anda durması zor gelebilir. Olayla ilk yüz yüze gelindiği anda duyguların yoğunluğuna kapılarak düşünmeden hareket edilir. Bu nedenle duraklamak ani ve kontrolsüz tepkiler vermemek adına önemlidir. Kendinizi huzurlu ve rahat hissettiğiniz bir yere giderek sakinleştirmeye çalışın. Duygusal dengenizi sağlamak adına nefes alıp vererek nefesinize odaklanın. Şok anında vücudumuz biyolojik tepkiler vermektedir. Kalp atışlarımız artar ve nefes alış verişlerimiz düzensizleşir. Bu nedenle kendinizi huzurlu ve rahat hissettiğiniz bir yere giderek sakinleştirmeye çalışın. Duygusal dengenizi sağlamak adına nefes alıp vererek nefesinize odaklanın.

2.     Duygularının Farkında Ol, Kabul Et ve Kendine Nazik Ol

Duygusal anlamda denge için duyguların farkında olup onları oldukları gibi kabul edebilmek  en elzem adımdır. Duygularınızı fark etmenin içerisinde onları isimlendirmek de vardır. Kızgın mısınız? Öfkeli mi? Üzgün mü? Yoksa birilerini mi kıskanıyorsunuz? Duygulara odaklanarak “Şu an ben ne hissediyorum?” diye kendinize sormanız elzemdir. Sadece bu duyguları tanımlamak değil kabul edebilmek de gerekir. Kabul etmelidir ki zor, yorucu ve kötü hissettiren duyguları olduğu gibi kabul etmek oldukça zordur. Çoğunlukla bu tarz duyguları yok sayma eğilimi gösteririz. Halbuki o duyguyu o an yaşayıp arınmadığımızda birikiyor ve ilerde bizi daha fazla etkileyebiliyor. O anda yaşadığınız deneyime saygı gösterip kendinizi yargılamadan ve suçlamadan duygularınızı yaşamaya izin verin. Kendinize nazik olun. Hala bazı şeyler size zor geliyorsa bu aşamadan sonra sevdiğiniz insanlarla vakit geçirmek işleri kolaylaştıracaktır.

3.     Duygusal Anlamda Denge ve Dengesizlik: Duyguları Uğurla ve Aksiyon Almayı Gözden Geçir

Artık duygularınızı uğurlamaya hazırsınız. Diğer iki adımla duygusal anlamda denge sürecinde büyük bir adımı tamamladınız. Duygularınızın yavaşça azalmaya başladığını fark edeceksinizdir. Şimdi de bu huzur verici hisse odaklanarak duygularınızı uğurlayarak rahatlamanın verdiği hislerin tadını çıkarın.  Duygusal kargaşanız bittiğine göre yaşadığınız kriz anını tekrar gözden geçirmenin tam zamanı gelmiş demektir. Eğer durumla ilgili elinizde olan bir şeyler varsa nasıl aksiyon alabileceğiniz üzerinde düşünün. İhtimalleri gözden geçirin. Özetle anda kalmak, andaki deneyimleri yerinde ve tam zamanında yaşamak duygusal anlamda denge kurmayı sağlayacaktır.

 

Read More