Tuvalet eğitimi erken çocukluk döneminde hem çocuk hem de aile için oldukça önemli bir konudur. Çocuğun dünyasında bez doğumdan itibaren bağ kurduğu ilk nesnelerdendir. Aidiyet geliştirilen, bağ kurulan bu nesneden sağlıklı ayrışabilmek çocuğun karakter gelişimi için oldukça önemlidir. Eğitim sürecine doğru zamanda başlamak, çocuğun ve ebeveynin eğitime hazır olması, sağlıklı ebeveyn tutumlarını kullanmak başarılı bir eğitim için önemlidir.

Aileler çoğu zaman eğitim için aceleci davranabilmekte veya gecikebilmektedir. Ülkemizde okul öncesi eğitim kurumlarının çoğunlukla tuvalet eğitimi olan çocukları kabul etmesi bu aceleciliği desteklemektedir. Bezin maliyetli oluşu, alt değiştirme periyotlarının çocuk büyüdükçe zorlaşması da bu aceleciliği desteklemektedir. Ancak çocuk veya aile hazır olmadan verilen eğitim çocuğun duygusal gelişimine, karakter gelişimine olumsuz etki etmektedir.

Bugünkü yazımızda tuvalet eğitimi için doğru zaman ne zaman? Hazır bulunuş belirtileri neler? Eğitim sürecinin zorlu geçebileceği riskli dönemler neler? ve eğitim sürecinde ailelerin uygulayabileceği yardımcı önerilerden bahsedeceğiz.

Çocuklarda Tuvalet Eğitimi Vermek için Doğru Zaman Ne Zaman? Başlangıç Yaşı Nedir? Mevsim Önemli midir?

Tuvalet eğitimi için çoğunlukla 18-20 ay aralığı başlangıç yaşı olarak uygun görülmektedir. Çünkü bu dönemde çocuklarda mesane kontrolü kazanımı başlamaktadır. Ancak ailelerin asıl dikkat etmesi gereken çocuğun eğitime başlangıç için hazır oluş belirtileri gösterip göstermediğidir.

Çocuğun eğitim sürecinden verim alabilmesi, fiziksel, bilişsel ve psikolojik olarak zorlanmaması için eğitime hazır olması gerekir. Aksi halde bu süreç hem aile hem de çocuk için zorlayıcı, yıpratıcı olacaktır. Çocuğun hazır olması kadar ailenin de eğitim vermeye hazır olması gerekir.

Aileden özellikle de bu süreci çoğunlukla yürütecek kişinin hazır olması gerekir. Aksi halde ebeveynin veya eğitimi veren kişinin eğitim sürecindeki tutumu ve duygusu çocuğu olumsuz etkileyecektir.

Ailelerin sıklıkla sorduğu bir diğer konu eğitime başlangıç için mevsimsel faktörlerin önemli olup olmadığıdır. Tuvalet eğitimine başlangıç yapmak için çocuğun eğitime hazır oluş belirtileri verip vermediğine bakmak gerekir. Mevsimin eğitime başlangıçla ilişkisi bulunmamaktadır.

Çoğu ebeveyn için yaz dönemi eğitim için daha uygun görülmektedir. Kışın veya son baharda hazır oluş belirtileri veren bir çocuk için yaz dönemini beklemek doğru değildir. Aksine hazır olan bir çocuğu gereksiz yere bekletmiş ve belki de motivasyonunu kırmış olabilirsiniz. Yaz mevsimi havaların sıcak olması kaynaklı aileler için kolaylık sağlamaktadır.

Eğitim sürecinde oluşabilecek alt ıslatma durumlarında çocuğun üşütmemesi için yaz ideal mevsim kabul edilir. Temizlik açısından da yazın eğitim vermek ailelere daha kolay gelir. Islanan koltuk, yatak daha kolay kurutulur veya çocuk daha ince giyindiği için kıyafetlerin yıkanıp kurutulması daha kolaydır. Ancak tuvalet eğitimi sürecinde annelerin işini kolaylaştırabilecek pek çok yardımcı ürün bulunmaktadır.

Yaz geldi eğitim verelim düşüncesiyle hazır olmayan bir çocuk eğitime erkenden de başlatılmamalıdır. Geç başlangıç kadar erken başlangıç da çocuk ve aile için zorlayıcıdır.

Tuvalet Eğitimi Vermek için Aileler Mutlaka Hazır Bulunuş Belirtilerini Takip Etmeli

Tuvalet eğitimine başlamak için hem ailenin hem de çocuğun eğitim sürecine hazır olması gerekir. Bu dönem çocuğun mizacına, eğitim verilecek dönemin özelliklerine, ebeveynin tutumuna göre kolay veya zorlu geçebilmektedir. Çocuk için bezi doğduğu andan itibaren bağ kurduğu ilk nesnelerden biridir ve oldukça önemlidir. Dolayısıyla bu bağı koparmak çocuk için kolay değildir. Çocuk direnç gösterebilir, bezinden ayrılmakta zorluk yaşayabilir.

Fizyolojik, bilişsel veya duygusal olarak hazır olmadığı için sık sık üzerine kaçırabilir. Oyuna dalıp unutabilir, mesanesinin dolduğunu fark etmeye bilir. Gündüz bırakıp gece bezi bırakmakta zorluk yaşayabilir. Sık sık üst değiştirmek, temizlik yapmak, çocuğu tuvalete götürmek, ikna etmek, tuvalet kullanımını sevdirmeye çalışmak, geceleri uyanıp tuvalete kaldırmak ebeveyn için de oldukça zorlayıcıdır.

Üstelik ebeveyn bu sürece hazır değilse fiziksel ve psikolojik olarak çok daha fazla yıpranacaktır. Yoğun mesai düzeninde çalışan, hayatında hali hazırda yoğun stres ve meşguliyetler olan bir birey için eğitime başlangıç yapmak zordur. Ebeveynin yaşadığı bu zorluklar çocuğa çabuk kızma, öfkelenme veya ihmal etme, rutin oluşturamama olarak yansıyabilir.

Hazır olmayan ailelerde en sık görülen davranış eğitimi iptal edip beze geri dönüş yapmaktır. Oysa eğitim sürecindeki bir çocuğun tuvalet eğitimi yarım bırakılmamalı beze dönüş doktor önerisi dışında olmamalıdır.

Peki Hazır Oluş Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda tuvalet eğitimine başlayabilmek için gözlenmesi gereken 4 hazır oluş belirtisi bulunmaktadır.

Fiziksel Belirtiler:

  • Çocuk çoğunlukla sabahları kuru kalkmaya başladıysa ve/veya
  • İki bez değişimi arasında kuru kaldığı süreler 1-2 saati aşıyorsa
  • Üzerini çıkarabiliyor, tuvaletini kendi yapabilecek şekilde kıyafetlerini indirebiliyorsa çocuk fiziksel belirtiler vermektedir.

Bilişsel/Entelektüel Belirtiler:

  • Bezi kirlendiğinde rahatsızlık hissediyor ve değiştirilmesini istiyorsa,
  • Kakasını yaparken mimikleriyle, davranışlarıyla belirti veriyorsa (yüz şeklinin değişmesi, koltuk arkasına, perde arkasına veya başka bir odaya saklanmak gibi)
  • Dil gelişimi varsa ve/veya ihtiyaçlarını ebeveyninin anlayacağı şekilde sözlü veya davranışsal anlatabiliyorsa,
  • Basit yönergeleri anlayabiliyor, yerine getirebiliyorsa çocuk bilişsel/entelektüel belirtiler veriyor demektir.

Duygusal Belirtiler:

Hazır oluş belirtilerinden en çok önem verdiğimiz duygusal belirtilerdir. Tuvalet eğitimi vermeden önce mutlaka duygusal belirtilerin olmasına dikkat edilmelidir. Eğer duygusal belirtiler henüz yoksa bir süre daha eğitime ara verilmelidir. Peki nedir duygusal belirtiler?

Çocuk lazımlığa veya klozete oturttuğunuzda heyecanlı, hevesli mi? Kullanmayı öğrenmek istiyor mu? Sosyal belirtilerde olduğu gibi tuvalet ortamını merak ediyor, ilgileniyor mu? Bunlar oldukça önemli bir belirtidir. Ancak çocuğunuz klozete/lazımlığa oturmak istemiyorsa. Sizin çabalarınıza olumsuz yanıt veriyorsa, ağlıyor, bağırıyor, kucağınızda çırpınıyorsa henüz duygusal olarak hazır değildir.

Sosyal Belirtiler:

Sosyal belirtiler çocuğun taklit becerilerinin gelişmesiyle de ilintilidir. Taklit becerisi gelişen çocuk ebeveynini, ailedeki diğer bireyleri sıklıkla davranışsal, duygusal ve sözel olarak taklit eder. Onlar gibi davranma, konuşma eğilimi gösterirler. Dolayısıyla aşağıdaki belirtiler sosyal belirtiler içerisinde yer almaktadır.

  • Çocuk evdeki tuvaletle ilgilenmeye başlamışsa, klozeti merak ediyor, inceliyor ve sorular soruyorsa,
  • Ebeveynini tuvaletlerini yaparken izlemek istiyorsa,
  • Klozete oturmak istiyor ve/veya bebeklerini oturtuyorsa sosyal beceriler vardır diyebiliriz.

Tuvalet Eğitimi Sürecine Denk Gelebilecek Zorlu Dönemler Neler?

Tuvalet eğitimi çoğunlukla çocukların 2 yaş sendromu belirtileri gösterdiği döneme denk gelmektedir. Bu dönemin baskın özellikleri tuvalet eğitiminin zorlayıcı taraflarıyla birleştiğinde çocuk ve aile için zorlayıcı olabilmektedir. Olumsuz ebeveyn tutumları da eğitim sürecinin daha uzun, verimsiz ve istikrarsız ilerlemesine neden olmaktadır.

Eğitim sürecinde veya hemen akabinde yeni bir kardeşin dünyaya gelmesi de eğitim sürecini olumsuz etkilemektedir. Çocukta alt ıslatma gibi gerileme davranışları görülebilmektedir. Çocuk tuvalet eğitimini ebeveynin ilgi kaybı, cezalandırması olarak değerlendirebilmektedir. Okula başlangıç, taşınma, ülke/şehir değişikliği gibi çocuğun hayatında köklü değişikliklerin olduğu dönemler eğitime uygun değildir.

Eğitime başlangıç için çocuğun yeni durumlara adapte olması beklenmelidir. Tuvalet eğitimi sürecinde memeden kesmek, anne babayla beraber uyuyan çocuğun yatağını ayırmak gibi değişiklikler de uygun değildir. Çocuk eğitim sürecinde kendisi için önemli bir bağlanma nesnesinden ayrışmaktadır. Bez bırakma sürecinde yatağın ayrılması, memeden kopma çocuğun üzerindeki duygusal baskıyı artırmaktadır.

Tuvalet Eğitimi Verirken Ailelere Yardımcı Olacak Öneriler

Tuvalet eğitimi verilmeden önce çocukta hazır oluş belirtileri görülmeye başladıysa öncelikle eğitime hazırlık yapılmalıdır.

Eğitime Başlamadan Önce Ön Hazırlık Yapılmalı Ebeveyn ve Çocuk Eğitim için Organize Olmalıdır

Tuvalet eğitimine özendirecek hikaye kitapları çocuğa okunabilir. Tuvalet eğitimi sürecinde ihtiyaç duyulacak lazımlık, klozet aparatı, iç çamaşırı gibi ihtiyaçlar çocukla beraber alınabilir. Çocuğa alışveriş sırasında seçim yapabileceği birkaç seçenek sunulabilir. Böylece eğitim sürecinde kendi seçimlerini kullanmak daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. İlk etapta çocuğun sevdiği bir oyuncağı ile prova yapılabilir.

Tuvalete oturma, altını temizleme gibi öğretilecek davranışlar oyunlaştırılarak bebek üzerinden eğitim süreci gösterilebilir. Bez bırakıp eğitime başlamadan önce mutlaka çocuğun ne sıklıkta ne ortalama ne kadar sürede bezini kirlettiği not edilmelidir. Günün hangi vaktinde kakasını yapıyor yine not edilmelidir. Bu çizelge eğitim sürecinde ne sıklıkta ve ne kadar sürede bir tuvalete oturtmanız gerektiğini size hatırlatacaktır.

Oyunlar, Sözel ve Davranışsal Ödüllerle Eğitim Süreci Keyifli Hale Getirilmeli

Lazımlığa/klozete oturmak istemeyen çocuğunuza oyunlarla tuvalet ortamını sevdirebilirsiniz. Lazımlığının yanına sevdiği bir oyuncağını veya sevdiği kitaplarını koyabilirsiniz. Sifonu ona çektirebilir, tuvalet kağıdını koparmasına izin verebilirsiniz. Kendini nasıl temizleyeceğini öğretebilirsiniz. Temizlenmek, sifonu çekmek çocuk için eğitim sürecinde ödül niteliğindedir. Aynı zamanda çocuğunuzun sevdiği stickerlar varsa ödül olarak kullanabilirsiniz. Çocuk ödüllendirilirken mutlaka söze ve davranışsal ödüller kullanılmalıdır.

Maddi ödüller çocuğun tuvalet eğitimine gereğinden fazla önem vermesine ve bu süreci ödül odaklı yürütmesine neden olabilir. Çocuk mesane ve bağırsak kontrolünü ödülün derecesine göre sağlamaya başlayabilir. Maddi ödülleri bırakmak da oldukça zor olabilmektedir. Bu nedenle aferin, başardın, çok iyisin gibi sözlü ödüller veya alkış, öpücük, sarılma gibi davranışsal ödüller kullanılabilir. Sifonu çekmek, ellerini sabunlayıp durulamak da çocuk için eğlenceli ödüllerdir.

Tuvalet Ortamı Çocuğun Kendi İhtiyacını Karşılayabileceği Şekilde Düzenlenmeli

Lazımlıkla değil klozetle eğitime başlanacaksa mutlaka çocuğun kendi tuvalet ihtiyacını karşılayabileceği şekilde ortam düzenlenmelidir. Klozete tek başına oturabileceği bir klozet aparatı edinilebilir. Aynı şekilde klozete tırmanabilmesi için basamak da alınabilir. Böylece çocuk tuvalet kullanımında kısa sürede bağımsızlaşabilir. Eğer evde alaturka tuvalet varsa aileler tuvalet eğitimi sürecinde çocuğa mutlaka her seferinde eşlik etmelidir.

Uzun süre çömelmek, çömelme pozisyonunda beklemek, denge kurmak bu yaş çocukları için zordur. Çocuğun düşmesi, zorlanması, canının acıması eğitimden korkmasına neden olabilir.

Eğitim Sürecinde Bez Gece ve Gündüz Birlikte Bırakılmalı

Aileler çoğunlukla eğitime gündüz bezi bırakarak başlamakta gece bez kullanmaya devam etmektedir. Bunun en büyük nedeni gece yatak ıslatma riskini önlemektir. Çocuğu tuvalete kaldırmak da özellikle çalışan ebeveynler için zor olabilmektedir. Ancak gündüz bez kullanmayan bir çocuğun gece yatarken bez takması kafa karıştırıcıdır. Gündüz kontrol geliştirebilen çocuk fırsat verildiğinde bunu gece de başarabilmektedir.

Yatak kazalarına neden olmamak için çarşafın altına alt açma örtüsü serilebilir. Yatmadan birkaç saat önce sıvı alımını azaltmak ve yatmadan tuvaletini yaptırmak da gece kuruluğunu destekler. Uykudan birkaç saat sonra tekrar tuvalet için kaldırmak da sık tuvalet ihtiyacı olan çocuk için faydalı olmaktadır.

Çocuklar eğitim sürecinde aile hatırlatmadığında oyuna dalabilir, çişini veya kakasını kaçırabilir. Ailenin vereceği tepkinin yönü çocuğun tuvalet eğitiminden korkmasına, utanmasına neden olabilir. Çocuk kazalarda cezalandırılmamalı, utandırılmamalıdır. Çocukta alışkanlık gelişene kadar ebeveyn tuvalet için hatırlatma yapabilir. Ancak bu hatırlatmalar çocuğu bunaltacak sıklıkta olmamalıdır. Alarm kurmak da çocuğun alarm çaldığında tuvalete gitmesini kolaylaştırmaktadır.

Tuvalet Eğitimi Süreci Psikolojik veya Fizyolojik Nedenlere Bağlı Olarak Gecikebilir

Tuvalet eğitimi süreci doğru zamanda ve doğru ebeveyn tutumları ile verildiğinde son derece keyifli olabilmektedir. Aileler bu süreci çok kolay geçirebileceği gibi uzamış, zorlu, stresli ve düzensiz süreçlerden de geçebilir. Eğitim sürecinde aile açığa çıkan zorluklarla başa çıkmakta zorlanıyorsa mutlaka destek alınmalıdır.

36-42 ay aralığında tuvalet eğitimi için gerekli hazır oluş belirtilerini göstermeyen çocuklarda fiziksel muayene önemlidir. Belirtileri engelleyen fizyolojik bir faktör yoksa mutlaka pedagog desteği alınmalıdır. Tuvalet eğitimine yönelik soru ve sorunlarınız için Aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Çocuk yetiştirmek konusunda her ebeveynin kendi tarzı vardır diyebiliriz. Bu işin doğrusunu yanlışını bilmek oldukça zordur. İşin içinde bir sürü faktör vardır. Çocuğun karakteri, ebeveynlerin karakteri, biyolojik faktörler, çevrenin etkisi gibi faktörlerin hepsi çocuğun ileriki yapısını etkiler. Fakat çocuk yetiştirirken ebeveynlerin dikkat etmesi gereken bazı temellerden bahsedebiliriz. Örneğin çocukla ebeveyn arasındaki bağlanma biçimlerinin çocuğun dış dünyayla olan bağlantısını etkilediği araştırmalar sonucunda desteklenmiş bir bulgudur. Daha çok ebeveyn olarak neleri yapmamanızın çocuk için daha iyi olacağını açıkladığımız bir blog yazısını okumaktasınız.

Çocuk Yetiştirirken Sınırlar

Sınırlar çocuk yetiştirirken ebeveynlerin en dikkat etmesi gereken konulardan biridir. Genel olarak çocukların güçlü, özgüvenli ama yardıma ihtiyacı olduğunda da insanlardan yardım isteyebilecek bir karakterde olmasını tercih ederiz. Böylelikle çocuğun ileriki hayatında hem insanlarla olan iletişim gücü, hem de kendi ayakları üzerinde durma yetisi yerli yerinde olacaktır. Bu kişilik özelliklerini belirleyen en önemli etkenlerden birisi ise erken çocukluk döneminde anne babayla olan sınırlardır. Anne babanın çocuğa öğrettiği sınırlar ileriki ilişkilerinde ve hayatında etkili olup çocuğun sorunları çözme biçimi üzerinde rol oynar.

Çocuk yetiştirirken ebeveynlerin sıklıkla yaptığı hatalardan birisi çocuğun güçlü olmasını sağlamak için her şeyi çocuğun kendi kendine yapmasını aşılamaya çalışmaktır. Buradaki ebeveyni, düştüğünde anne diye ağlasa bile çocuğunu tutup asla kaldırmayan ve çocuğun kendi kendine kalkmasını bekleyen anne gibi düşünebilirsiniz. Bazı ebeveynler de tersine çocuğun her sıkıntısında arkasında olmak gibi bir hataya düşmektedirler.

Bu örneği de düşen çocuğu her defasında kaldıran anne olarak hayal edebilirsiniz. İki ebeveynin yaptığı da aslında yanlıştır. İlk ebeveynin çocuğu etraftan yardım almayı bilemeyecek ve hatta belki de hep kendini yalnız hissedecektir. İkinci ebeveynin çocuğu ise sürekli başkalarının yardımını bekleyecek ve ileride sorunlarını tek başına çözmekte zorluk çeken birisi haline gelebilir. Çocuk yardıma ihtiyaç duyduğunda el uzatılmalı ama düştüğünde kendi kalkabilecek durumdaysa yerden kendi kendine kalkması beklemelidir.

Çocuk Yetiştirme Aşamasında İstikrarlı Davranmak

Çocuğun ileride güvenli şekilde dışarıyla bağ kurabilmesi için çocuk yetiştirirken ebeveynlerin istikrarlı davranması önemlidir. Ev içerisinde bazı kurallar olmalı ve o kurallar dahilinde davranmak gerekir. Mesela çocuğunuz yemek yemeden önce dondurma yemek için ağlıyor. Bir türlü susturamadığınız için bir süre sonra o dondurmayı vermeye kalkarsanız çocuk burada farklı bir düşünce yapısına girecektir.

Çocuk “ Çok ağladığımda bizimkiler ne istersem yapıyor. O zaman istediğim olana kadar ağlayacağım.” diye düşünerek, istedikleri için durmadan ağlayacaktır. Bir konuda çocuğa hayır diyorsanız o ‘Hayır’ı sonradan ‘Evet’e döndürmeyin. Her istediğini ağlayarak elde eden bir çocuk ileride de her istediğini zorlayarak elde edebileceğini düşünür. Fakat hayat böyle işlemiyor. Her istediğimiz gerçekleşmiyor. İstikrarlı davranarak çocuğun her istediğinin olamayacağını öğretmek ileride yıkım yaşamaması için değerli bir öğretidir.

Konu hakkında daha detaylı bilgi almak için Aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Ayrıca farklı konularda bilgilendirici videolara ulaşmak Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalını takip edebilirsiniz.

Read More

 

Fiziksel, ruhsal ve zihinsel yönlerden sağlıklı ve tutarlı bireyler yetiştirmek her şeyden önce anne-babaların davranış ve tutumlarından geçiyor. Desteklenerek büyütülen çocuklar, diğerlerine göre girişken, sorumluluklarının bilincinde olan, kendine güven duyan aktif bireyler oldukları için akademik hayatları ile iş yaşamlarında da başarılı oluyor. Ebeveynlerin nasıl destek göstereceği ise çocukların yaşlarına bağlı olarak değişiyor. Özellikle ergenlik gibi duygusal açıdan daha hassas geçen dönemde farklı yolları denemek gerekebiliyor. 

Destekleyici ebeveynlik aynı zamanda çocukların çevrelerindeki akranlarının baskısına karşı bir savunma geliştirmelerini ve duygusal açıdan dengeli olmayı öğrenebilmelerini de sağlıyor. Yazımızın devamında destekleyici ebeveyn tutumu ve davanışının nasıl olması gerektiğine birlikte bakalım. 

1. Aile İçi İletişim

Ebeveynlerin çocuklarına karşı duygularını açık bir şekilde ifade etmeleri son derece önemli. Yaptırım uygulamak yerine ılımlı bir şekilde anlaşma yollarının denenmesi gerekiyor. Bu durum sınırları belirli ancak yine de özgür olan bir ortam yaratmayı da sağlıyor. Çocukların anne babalarını rol model aldıklarını da düşünürsek ilk önce ebeveynlerin birbirlerini dinleyen ve çocuklarına öğretmek istedikleri davranışları önce kendilerinin yapması gerektiğinin bilincinde olan kişiler olması gerekiyor.

2. Birlikte Vakit Geçirmek

Çocuklarla birlikte kaliteli zaman geçirmek aile arasındaki bağları güçlendiren bir diğer ipucu olarak görülebilir. İyi bir dansçı, şarkıcı, sporcu veya sanatçı olmasanız dahi, çocuğunuzun ilgi alanına yönelik onunla sevdiği bir aktivitede birlikte bulunarak onu desteklediğinizi gösterebilirsiniz.

3. Yanında Olmak, İlgilenmek

Çocuğunuzla ilgilenmek, neler yaptığının farkında olmak ve onu umursamak desteklediğinizi göstermenin en iyi yollarından biridir. Ayrıca onun gösteri ve performanslarına katılmak, olmanız gereken yerde bulunmak, size kendisini ispat etmesine izin vermek de ebeveyn ve çocuk arasındaki duyguların güçlenmesini sağlayan bir davranıştır. 

4. Kararlarına Saygı Duymak

Lise veya üniversite seçimi gibi önemli karardan basit bir alışverişe kadar çocukların seçimlerine saygı duymak ve onlara hoşgörülü bir şekilde yaklaşmak da önemli. Onlara seçenekler sunmak, yaptığı hatalardan ders almasına izin vermek ve ortaya iyi işler çıkardığında başarısını içselleştirmesini sağlamak doğru ve sağlıklı gelişimi de beraberinde getiren yaklaşımlardandır. 

5. Dinlemek ve Cesaretlendirmek

Çocuğunuz sevdiği bir şeyden bahsetmeye başlayınca onu mutlaka dinlemelisiniz. Bu durum onu son derece mutlu edeceği gibi sizinle sevdiği şeyleri ve duygularını paylaşmaya devam etmesini de teşvik edecektir. Öte yandan zorluklarla karşılaştığında cesaret veren sözler söyleyerek baş etmeyi öğrenmesine ve güçlü kalmasına da destek olabilirsiniz.

Kaynaklar

Read More