Yurt dışında üniversite okumak, kariyer hayatı ve gelecek için oldukça önemli bir adım oluyor. Yurt dışı eğitim birçok açıdan öğrencilere avantaj sağlıyor. Öğrenciler, bu sayede; hem farklı kültürleri tanıma, hem dillerini geliştirebilme fırsatına sahip oluyorlar. Farklı kariyer olanaklarının kapısını açıyor ve istihdam alanlarını genişletiyorlar. Elbette; bu süreçte doğru seçimler yapmak oldukça önem taşıyor. Bu noktada; doğru adımları atabilmek kariyer danışmanlığı almak öğrencilerin yararına oluyor. Çünkü yurt dışında okumak kadar; hangi ülkede, hangi üniversitede, hangi bölümde okunduğu da önem taşıyor. Bu anlamda; kariyer planlaması, öğrenciler için karmaşık bir sürece dönüşebiliyor.
Öğrenci adayının yetenek ve ilgi alanlarının tespit edilebilmesi noktasında kariyer danışmanlığı önemli bir rol oynuyor. Yurt dışında üniversite okumak isteyenler için doğru planlama hayati önem taşıyor. Stratejik bir kariyer planlaması yapabilmek her zaman öğrencilerin tek başına altından kalkabileceği bir durum olmuyor. Bu noktada uzmanlarla çalışmak avantaj sağlıyor. Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi ile öğrencilerin hangi alanlara yönelmesi gerektiği kolayca belirlenebiliyor. Böylelikle bölüm, üniversite ve ülke seçimi ile ilgili hedefleri doğru belirlemek mümkün oluyor. Doğru noktada konumlanan öğrencinin kariyer hayatı boyunca değer üretmesi mümkün hale geliyor.
Geleceği kurgulayan ve alanında fark yaratan bireyler yetiştirmek oldukça önem taşıyor. Bunun için mutlaka stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarından faydalanmak gerekiyor. Peki; yurt dışında üniversite eğitimi almak kariyer sürecine nasıl bir katkı sağlıyor.
Yurt Dışında Üniversite Okumak Yeni Bir Dil Öğrenmenize Yardımcı Oluyor
Yeni bir dili tam anlamıyla öğrenebilmek kurslar ya da bireysel çabalarla mümkün olmayabiliyor. Ancak; o dilin konuşulduğu bir ülkede yaşamak dil gelişimine büyük bir katkı sunuyor. O dilde eğitim almak ise dili tüm incelikleriyle, akademik düzeyde öğrenebilme fırsatı anlamına geliyor. Günümüzde dil yeterliliği, eğitimde olduğu kadar istihdam sürecinde de önem taşıyor. İngilizce; küresel dil olarak dünyanın hemen her yerinde eğitim ve istihdam süreçlerinde kabul görüyor.
Bu anlamda; birçok uluslararası öğrenci yurt dışı eğitimde İngilizce olanakları değerlendirmeyi seçiyor. İngilizceyi ana dil düzeyinde konuşabilmek dünyanın pek çok farklı noktasında kariyer olanaklarını değerlendirebilmek anlamına geliyor. Yurt dışında üniversite eğitimi almak bu anlamda öğrencilere büyük bir avantaj sağlıyor.
Yurt Dışında Üniversite Okumak Farklı İstihdam Olanakları Sunuyor
Yurt dışında okumak öğrencilere farklı istihdam olanakları sunuyor. Birçok öğrenci eğitim için tercih ettiği ülkelerde kariyer olanaklarını da değerlendirmeyi seçiyor. Birçok ülke öğrencilere mezuniyet sonrasında iş aramaları için izin veriyor. Genellikle 1 yıl süreyle öğrenciler eğitim aldıkları ülkede kendine uygun iş olanaklarını araştırma fırsatı bulabiliyorlar. Bununla birlikte; öğrenciler eğitimleri süresince belirli bir süreyi aşmamak kaydıyla çalışma hakkına sahip oluyorlar. Bu durum; alanlarında tecrübe edinmeleri ve kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için önemli bir fırsat oluyor.
Elbette; yurt dışında okuyanlar için kariyer seçenekleri eğitim aldıkları ülkeyle de sınırlı kalmıyor. Dünyanın farklı noktalarındaki iş olanaklarını değerlendirme fırsatı bulabiliyorlar. Kendi ülkelerine dönerek önemli kurum ve pozisyonlardaki istihdam olanaklarını değerlendirebiliyorlar. Yurt dışında eğitim almanın kazanımları ile rakiplerinin birkaç adım önüne geçme şansı bulabiliyorlar.
Yurt Dışında Üniversite Eğitimi Alanlar Güçlü Bir Network Elde Ediyor
Yurt dışında üniversite okumak network açısından da önemli avantajlar sağlıyor. Öğrenciler eğitimleri süresince pek çok farklı ülkeden gelen öğrencilerle bir ara olma fırsatı buluyorlar. Bu durum; mezuniyet sonrasında farklı ülkelerde yaşamak ve çalışmak için çeşitli kapılar açabiliyor. Aynı zamanda öğrenciler yurt dışı eğitim sürecinde çeşitli organizasyon ve projelerde yer alabiliyorlar. Bu organizasyon ve projelerde profesyonellerle de bir araya geliyorlar.
Aynı zamanda yurt dışındaki üniversiteler genellikle sanayi işbirlikleri yürütüyor. Öğrenciler eğitim alırken ulusal veya uluslararası şirketlerde staj yapma veya yarı zamanlı çalışma olanağı bulabiliyorlar. Bu durum; öğrencilere mezuniyet sonrasında da bu şirketlerle çalışabilme avantajı olarak geri dönüyor. Şirketler ya da projelerde bir araya geldikleri profesyoneller; öğrenciler için güçlü referanslar olabiliyorlar. Yani yurt dışında üniversite okumak güçlü bir özgeçmiş ve güçlü bir network elde etmek anlamına geliyor.
Yurt Dışında Üniversite Okuyanlar Daha Yüksek Kazanç Sağlayabiliyor
Yurt dışında eğitim almak yüksek kazançlar elde etmek için de bir fırsat olabiliyor. Yurt dışındaki üniversitelerden mezun olan öğrenciler çok daha yüksek gelirlerle iş hayatına atılıyorlar. Yeni bir dil, kültür ve güçlü bir network elde etmek birçok kapının aralanmasına olanak veriyor.
Yurt dışında eğitim alan öğrenciler dünya devi şirketlerde kendilerine yer bulabiliyorlar. Üstelik akademik donanımları ve dil becerileri ile alanlarında çok daha hızlı yükselme fırsatı yakalıyorlar. Öğrenci ve mezunlar aynı zamanda üniversitelerin de desteğiyle start-up fikirlerini hayata geçirebiliyorlar. Güçlü bir özgeçmiş, uluslararası alanda geçerliliği bulunan bir diploma öğrencilere farklı istihdam olanakları sunulmasını sağlıyor. Elbette; bu durum daha yüksek gelir elde edebilmeleri anlamına da geliyor.
aba Psikoloji olarakbaşarıya giden yol boyunca öğrencilerimizi nasıl destekliyoruz? Öğrencilerimizin eğitim ve kariyer yolculukları için nasıl bir planlama yapıyoruz? Hangi noktalarda öğrencilerimize yardımcı oluyoruz?
Eğitim ve kariyer sürecinin doğru planlanmasının kritik önem taşıdığı herkes tarafından biliniyor. Kariyer kavramı yalnızca mesleki hayatı tanımlamıyor. Eğitim süreci ile başlayan bu yolculuk bütün bir hayatı etkiliyor. Bireyin iş yaşamı, aile yaşamı, arkadaşlık ilişkileri, ekonomik koşulları, sosyal statüsü kariyer ile doğrudan ilişkilendiriliyor. Bu anlamda; doğru tercihler yapmak ve doğru noktada konumlanmak önem taşıyor. Peki; bu süreçte nelere dikkat etmek ve nasıl bir planlama yapmak gerekiyor? Kariyer danışmanlığı neden önem taşıyor?
Başarıya Giden Yol Nasıl Bir Planlama Gerektiriyor?
Kariyer planlaması yaparken dikkat edilmesi gereken pek çok unsur bulunuyor. Yaşadığımız yüzyılda bir öğrencinin üniversite mezuniyetinin ardından 40 – 60 yıl değer üretebileceği düşünülüyor. Bu 40 – 60 yıllık süreci doğru planlayabilmek önem taşıyor. Bu noktada; 6 yıllık kısa vadeli planlar halinde ilerlemek doğru bir yaklaşım oluyor.
Elbette bu planlamayı öğrencilerin tek başlarına yapmaları çoğu zaman mümkün olmuyor. Çünkü öncelikle öğrencinin ilgi alanlarının ve yeteneklerinin doğru tespit edilmesi gerekiyor. Bu anlamda stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarının yapılması önem taşıyor. Bunun yanı sıra; geleceğe yönelik planlar yaparken dünyanın gelecekteki konumunu da öngörebilmek gerekiyor. Sosyo – ekonomik koşullar, geleceğin teknolojileri, geleceğin meslekleri gibi birçok noktaya bakmak önem taşıyor. Bu anlamda başarıya giden yol için kariyer danışmanlığı almak bir gereklilik haline geliyor. Hem geleceği okumak, hem stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamaları için bu önem taşıyor.
Bu noktada; öğrencileri uzun ve zorlu bir yolculuk bekliyor. Öncelikle; öğrencinin ilgi alanları ve yetenekleri doğrultusunda alan ve bölüm seçimine karar vermek gerekiyor. Bu bölümün hangi ülkede ve hangi üniversite okunması gerektiğinin belirlenmesi gerekiyor. Çünkü her üniversite farklı alanlarda uzmanlaşmayı tercih ediyor. Bu anlamda bir üniversite ne kadar prestijli olursa olsun her bölüm ya da her öğrenci için doğru seçim olmayabiliyor. Ardından hedefe yönelik çalışmaları içeren bir süreç başlıyor. Peki; bu süreçte neler yapılması gerekiyor? Nasıl bir yol haritası izleniyor?
Başarıya Giden Yol İçin Nasıl Bir Yol Haritası İzleniyor?
Yurt dışında üniversite eğitimi düşünen öğrencilerin alması gereken sınavlar ve yerine getirmesi gereken koşullar bulunuyor. Bu noktada; SAT, AP, IB, GRE, GMAT, IELTS, TOEFL gibi sınavlar ön plana çıkıyor. Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde AP programının büyük bir önem kazandığı görülüyor.
Birçok öğrenci AP programı ve IB programı arasında seçim yapmakta zorlanıyor. Elbette her iki programın da avantaj ve dezavantajları bulunuyor. Ülke ve bölüm seçimleri sınav tercihlerini etkileyebiliyor. Bu durum tüm sınavlar için geçerli oluyor. AP programı ve IB programı konusunda seçim yaparken de kariyer danışmanlığı almak faydalı oluyor. Böylelikle öğrenci gerçekten kabul sürecini kolaylaştıracak tercihi yapabiliyor. Başarıya giden yol uzun ve zorlu bir süreci içeriyor. Elbette bu süreçte öğrenciler aba Psikoloji’den destek alabiliyor. Yüksek lisans eğitimi almak isteyen öğrenciler de aba Psikoloji’ye başvurabiliyor. Bu anlamda IELTS, TOEFL, GRE, GMAT sınavları konusunda da öğrenciler destekleniyor. Doğru sınavlara ve doğru alanlara yönlendiriliyor.
Aslında aba Psikoloji’nin bu sınavların da ötesinde öğrenci için bir akademik değerlendirme yaptığı biliniyor. Öğrencilerin hayatları ile ilgili kariyer planlaması çerçevesinde bir “mind map” oluşturuluyor. Yani bir yol haritası çıkartılıyor. Öğrencilerin özgeçmişleri devreye alınıyor ve bir özgelecek oluşturuluyor. Özgeçmiş, niyet mektubu ve referans mektubu üniversitelere giriş sürecinde önem taşıyor. Aynı zamanda kariyer hayatına başlarken kritik bir noktayı oluşturuyor. Bu anlamda öğrenciler özgeçmiş, niyet mektupları ve referans mektupları konusunda destekleniyor. İyi bir referans mektubu hazırlamak için gerekli ipuçlarını veriliyor. Doğru kişilerden alınacak başarılı referans mektupları için öğrenciler yönlendiriliyor. Niyet mektubu hazırlarken dikkat edilmesi gerekenler noktasında öğrenciler destekleniyor.
Başarıya Giden Yolda Sosyal Sorumluluk ve Araştırma Projelerinin Önemi
Yaşadığımız çağda üniversitelerin yalnızca akademik başarıya odaklanmadığı biliniyor. Başarıya giden yol için ders dışı aktiviteler önemli bir rol oynuyor. Öğrencilerin sosyal sorumluluk projeleri ve araştırma projelerinde yer almaları üniversiteler için önemli bir kriter oluyor. Çünkü üniversiteler artık 21. yüzyılın ve dünyanın sorunlarına çözüm bulabilecek öğrencilere öncelik vermeyi tercih ediyor. Bu anlamda öğrenciler aba Psikoloji tarafından sosyal sorumluluk projeleri ve araştırma projeleri konusunda da yönlendiriliyor. Öğrencilerin hangi projelerde yer almaları gerektiği değerlendiriliyor.
Buna ek olarak; öğrencilerin yalnızca lise veya üniversite derslerine bağlı kalmaması önemli bir noktayı oluşturuyor. Kendilerini farklı ilgi alanları ya da günümüzde ön plana çıkan çeşitli alanlarda geliştirmeleri bekleniyor. Bu noktada; aba Psikoloj’inin; edX, Coursera gibi platformaları, her yaş ve her eğitim düzeyine uygun hale getirdiği biliniyor. Tüm bunlar kariyer planlama sürecinin farklı noktalarını oluşturuyor.
Burslu Eğitim Olanaklarının Değerlendirilmesi
Elbette başarıya giden yol; finansal yeterlilikle de doğrudan ilişkilendiriliyor. aba Psikoloji’nin bu süreçler boyunca Mentorloops ve İnovasyon İçin Eğitim Vakfı ile birlikte hareket ettiği biliniyor. Öğrencileri doğru mentorlarla bir araya getirmek, doğru projelere, staj olanaklarına yönlendirmek için Mentorloops ile çalışılıyor. Finansal yeterlilik ve burslu eğitim seçeneklerinin değerlendirilmesi noktasında devreye İnovasyon İçin Eğitim Vakfı giriyor. Böylelikle; öğrencilerin burs alabilecekleri, burs seçeneklerini değerlendirebilecekleri bir alan oluşturuluyor.
Başarıya Giden Yolda Becerilerin Geliştirilmesi
Öğrencilerin kariyer planlama süreci ile beraber becerilerini geliştirecek bir altyapı oluşturmak gerekiyor. Geleceğe yönelik olarak bakıldığında bazı becerilerin ön plana çıktığı ve çıkacağı öngörülüyor. Problem çözme, kendini yönetme, ekip çalışmasına yatkınlık, teknoloji kullanımı gibi çeşitli becerilerin geliştirilmesine odaklanmak gerekiyor. aba Psikoloji’nin bu becerilerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürüttüğü de biliniyor. Böylelikle; başarıya giden yol için doğru anahtarı bulmak mümkün olabiliyor. Öğrencinin kariyerinde nerede konumlanması gerektiğini tam anlamıyla ortaya çıkartmak mümkün olabiliyor. Tam anlamıyla değer üretebileceği bir alanda yer alması sağlanabiliyor.
Öğrencilerin Liderlik Potansiyeli Önem Taşıyor
Yaşadığımız çağda birçok alan dijital dönüşümün etkisiyle yeniden yapılanıyor. Bu noktada; bu yapılanmaya ayak uydurabilmek gerekiyor. Becerilerin ve yatkınlıkların bu doğrultuda yapılandırılması bekleniyor. Öğrencilerin değişimin parçası olabilmesi hem eğitim hem kariyer süreci için önemli bir noktayı oluşturuyor. Aynı zamanda hem üniversiteler hem de işverenler bireylerin liderlik potansiyeline de odaklanıyor. Bu anlamda öğrencilerin değişimin parçası olurken kendi alanlarında liderlik yapabilmesi gerekiyor. Buna yönelik olarak; öğrencilerin kendi alanlarında liderlik yapabilecekleri ortamların oluşturulması önem taşıyor.
aba Psikoloji’nin başarıya giden yol için öğrencileri desteklerken bu noktalara da odaklandığı biliniyor. Gerekli ortamların oluşturulması ve öğrencinin network elde edebilmesi noktasında çalışmalar yapılıyor. Bu noktada; yine İnovasyon İçin Eğitim Vakfı ile birlikte çalışıldığı biliniyor.
Hazırlık Süreci Ne Zaman Başlamalı?
Gelecekte yalnızca doğru noktalarda konumlanan ve değer üreten bireylerin başarılı olabileceği öngörülüyor. Bu anlamda buna yönelik bir sistem oluşturmak gerekiyor. Peki; bu sistemi oluşturabilmek için ne zaman hazırlanmaya başlamak gerekiyor?
Bunun için en uygun zaman 9. sınıf olarak görülüyor. 10. sınıfın sonu ve 11. sınıfın başı hazırlık süreci için geç bir zamanlama oluyor. Çünkü bu süreçte birçok becerinin yapılandırılması gerekiyor. Alınması gereken sınavlar bulunuyor. Tüm bunlar için öğrencinin yeterli zamana sahip olması gerekiyor. Benzer bir durum yüksek lisansa hazırlık süreci için de geçerli oluyor. Öğrencilerin lisans eğitiminin birinci yılında çalışmalara başlaması tavsiye ediliyor. Aksi halde geç kalınmış olabiliyor.
Lise alan seçimi akademik ve mesleki yönelimimizi belirleyen en önemli aşamalardan birisi. Ancak bu aşamanın bilinçli ve verimli değerlendirilebilmesi için seçim sürecine gelmeden önce öneminin fark edilmesi gerekiyor. Alan seçimi ne kadar doğru yapılırsa bireyin akademik başarı ve mesleki doyum olasılığı o kadar yüksek oluyor. Ancak henüz lise eğitiminin başında yapılan bu seçim gencin geleceğine yönelik net kararlar vermesini zorlaştırabiliyor.
Aslında bu seçimi lisede yapılacak bir seçim olarak da düşünmemek gerekiyor. Mümkün olabildiğince erken dönemde hatta okul öncesi dönem itibariyle bireyin yönelimlerinin belirlenmesi gerekiyor. Karakteristik özellikler, ilgi ve beceriler, zeka alanı, öğrenme stili lise alan seçimi açısından önemli rol oynuyor.
Karakterimizin yaşamın ilk 6 yılında şekillendiğini, ilgi ve becerilerimizin de yine bu dönemlerde keşfedildiğini biliyoruz. Dolayısıyla okul öncesi döneme yönelik farkındalık gözlem ve bilinçli yönlendirme kariyerimiz için büyük önem arz ediyor. Zeka alanı, öğrenme stilleri de yine ölçme, değerlendirme yöntemleriyle kolayca tespit edilebiliyor.
Yine yaratıcılık ve özgünlüğün bu dönemde desteklenmesi ve pekiştirilmesi gerekiyor. Yaratıcı olabilmek ve özgün kalabilmek kariyer gelişiminde ayırıcı özellikler olarak karşımıza çıkıyor. Alan seçimi yaparken son sözün öğrencide olması ve öğrencinin seçim sürecinde etki altında kalmaması gerekiyor.
Seçim yaparken pek çok gencin son kararı öğretmenlerine veya ebeveynlerine bıraktığını veya arkadaşlarının seçimlerinden etkilendiklerini görüyoruz. Oysa alan seçimi gelecekteki mesleğimizi ve bir nevi yaşam biçimimizi belirleyen çok önemli bir adım. Seçtiğimiz alan bize meslek seçmek, profesyonelleşmek için yön verecek.
Bu seçimden sonra bazı mesleklere yönelme şansımız kalmamış olacak. Dolayısıyla lise alan seçimi önemli ve geri dönüşü zor olan bir karar sürecini içeriyor. Bu seçimi yaparken etki altında kalmamak, bağımsız düşünebilmekse özgüven, sorumluluk alma ve karar verebilme becerilerini gerektiriyor. Yine bu becerilerin kazanılması da okul öncesi dönemlere denk geliyor. Dolayısıyla alan seçimi yapmak için lise yıllarını beklemeden çok daha erken dönemde geleceğe yatırım yapmak gerekiyor.
Lise Alan Seçimi Yeterince Önemsenmezse Gelecek Kaygısı ve Mesleki Tatminsizlik Kaçınılmaz Olabilir
Yazımızın girişinde alan seçiminin kariyer gelişimimiz açısından ne denli önemli olduğuna değindik. Ancak yine belirttiğimiz gibi bu seçimin önemi pek çok genç tarafından geç fark edilir. Bilinçli ve deneyimli aile, bilinçli eğitmenler, okul veya özel danışmanlık gencin farkındalığını artırmakta etkili olabilmektedir. Ancak genç bu etkenlerden uzak kalıyorsa veya alan seçiminin önemini küçümsüyorsa seçim sürecine yeterli özeni göstermeyecektir.
Seçim yaparken gereken ilgi ve özenin gösterilmemesi ise seçim dönemi geldiğinde doğru karar vermeyi zorlaştırır. Sağlıklı karar verebilmek için gencin kendini iyi tanıması, ilgi ve becerilerinin farkında olması gerekir. Ne istediğini, nelerden keyif aldığını bilmesi seçim sürecini kolaylaştıracaktır. Lise alan seçimi karakter, beceri, ilgi, zeka alanı ve öğrenme stili kadar akademik başarıyla da ilişkilidir.
Pek çok öğrenci orta öğretimden liseye geçişte bocalar. Bu bocalamanın nedeni ortam değişikliği, arkadaş ve eğitim kadrosundaki değişim ve artan kurallar nedeniyle olabilmektedir. Ancak bocalamanın en önemli nedeni lise eğitiminin ergenliğin zorlu dönemine denk gelmesidir. Ergenlik dönemine yönelik belirti ve sorunlar gencin lise eğitimine odaklanmasını zorlaştırabilmektedir.
Artan fiziksel, hormonal değişiklikler sonucu genç bedenine yabancılaşmakta ve dikkatini derslerinden daha çok kendine ve akranlarına yönlendirebilmektedir. Dolayısıyla lisenin ilk yılı bocalama ve zorlanmalarla geçebilmekte ve ders notlarında düşüşler yaşanabilmektedir.
Öğrencinin Akademik Yükü Artabilir
Lise alan seçimi öğrencinin hangi alana yönelmek istediği kadar alan derslerine yönelik başarısıyla da ilgilidir. İlk sene öğrenciler tüm alanlara yönelik genel bir giriş eğitimi alırlar. Türkçe, Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji, Tarih, Yabancı Dil, Coğrafya gibi tüm alan derslerini alırlar. Yıl sonunda genel not ortalamaları ve derslere yönelik başarıları alan seçimlerine de etki eder.
Öğretmenler seçim sürecinde sınıf içi katılıma, sınav sonuçlarına ve gözlemlerine dayanarak yönlendirme yapabilirler. Dolayısıyla ilk yıl derslerine yeterince önem vermediğiniz için alan derslerinden düşük skorlar almış olabilirsiniz. Sayısal seçmek istiyor ve bu alanda ilerlemeyi hedefliyor ama ders notlarınız düşük olduğu için bu alanı seçmenize referans olunmuyor olabilir. Bu aşamada farklı bir alana geçiş yapmak zorunda kalabilirsiniz.
Düşük notlar yetersiz çalışmanın ve bilgi eksikliğinin sonucu olabilir. Bu da alan seçimi yaptığınızda arkadaşlarınızdan daha geride başlamanıza ve eşit sürede daha fazla konuyu tamamlamaktan sorumlu olmanıza neden olabilir.
İstemediğiniz bir alanı seçmek zorunda kalmanız ise akademik motivasyonunuzun düşmesine neden olur. İlginizin ve belki yatkınlığınızın olmadığı bir alanda eğitiminize devam ediyor olmanız yine akademik yükünüzü artıracaktır. Keyif almadığınız dersleri öğrenmek ve sürdürmek için arkadaşlarınızdan daha fazla enerji harcamak zorunda kalabilirsiniz. Üstelik bu motivasyon eksikliği sade3ce lise eğitiminizde değil tüm kariyerinizde de rol oynayabilir.
Hatalı alan seçimi sonucunda yöneleceğiniz meslekler de çoğunlukla hayal ve hedeflerinizle örtüşmeyecektir. Dolayısıyla bir ömür boyu mesleki motivasyon eksikliği ve tatminsizlik yaşamanız olasıdır. Gençler lise alan seçimi sürecinde ve sonrasında bu gerçekle yüzleşirler ve yolun başında gelecek kaygıları kendini hissettirmeye başlar.
Lise Alan Seçimi Doğru Yapıldığında Akademik ve Profesyonel Başarı Olasılığı Yükseliyor
Alan seçimine yeterli önem verilip hazırlık yapıldığında ise öğrencinin seçiminden alacağı verim artıyor. Hedefine, hayallerine, bilgi, ilgi, beceri ve yetkinliklerine uygun bir alana yönelen öğrenci lise eğitimine çok daha motive şekilde devam ediyor. Kendi seçimini yapmış olmak ve seçiminin sorumluluklarını üstlenmek gencin eğitim hayatında karşılaştığı zorluklarla daha kolay baş etmesini de sağlıyor.
Alan seçiminde etkin rol oynayan öğrenci sorumluluk almanın yanı sıra eğitiminde daha ilgili ve farkındalıklı oluyor. Bu öğrenciler akademik başarılarını ve kendilerini nasıl daha iyi geliştirebileceklerini önemsiyor ve irdeliyorlar. Lise eğitimi süresince üniversite sınavına daha planlı ve programlı hazırlanıyor, meslek seçimi için ön hazırlık yapıyorlar. Sınava hazırlık dışında kişisel gelişimlerine ve donanımlarına da önem veriyorlar.
Bu bireyler lise alan seçimi sonrasında kariyerlerinde nasıl fark yaratabileceklerini ve öne çıkabileceklerini araştırıyorlar. Yabancı dil, bilgisayar programları, mesleki programlar ve benzeri gereklilikleri tamamlıyor ve kendilerini geliştiriyorlar. Bu öğrencilerin daha lise yıllarından mesleki network geliştirdiği, önemli kişi ve kurumlarla irtibat kurduğu ve referans topladığı da görülüyor.
Gönüllü stajlar, araştırmalar, projelerle özgeçmişlerini nitelikli şekilde dolduruyorlar. Dolayısıyla alan seçimini doğru yapan öğrenciler erkenden harekete geçerek akademik ve profesyonel kariyerlerine yatırım yapıyorlar. Başarılı ve Mutlu Bir Kariyer İçin Alan Seçimi Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler yazımızdan da faydalanabilirsiniz.
Lise Alan Seçimi Yaparken Stratejik Yetenek Yönetimi Desteği Alabilirsiniz
Alan seçimi yapmadan önce ilgi alanlarınızı keşfetmeye, beceri ve yatkınlıklarınızı geliştirmeye odaklanın. Geleceğe yönelik hedefler belirleyin ve gelecekte nasıl bir hayat istediğinizi hayal edin. Dışarıdan gelen sesleri, korkularınızı ve önyargılarınızı bastırmaya çalıştığınızda iç sesinizin size söylemek istediklerine odaklanın. Geleceğe yönelik kaygılarınız hangi konuda yoğunlaşıyorsa o konuda ailenizden ya da profesyonelden destek alın. Yetersiz bilgi kaygının en büyük sebebidir.
Geleceğinize yön verebilmek için alanlar, meslekler ve yapmanız gerekenlerle ilgili çokça bilgi toplayın. Okulunuzdan mesleki ilgi ve yetenek envanterlerinin uygulanmasını, tercih sürecinde detaylı bilgi verilmesini, alanların tanıtılmasını isteyin. Tüm bu önerilerimizi hayata geçirirken daha profesyonel bir destek almaya ihtiyaç duyarsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Aba psikoloji ve Aba Kariyer olarak danışanlarımızın eğitim ve kariyer hayatlarını önemsiyoruz.
Lise alan seçimi sürecinin kariyer gelişimindeki önemini biliyor ve bu alanda etkin rol oynuyoruz. Seçim sürecinize destek olurken zeka, ilgi, beceri alanlarınıza odaklanıyoruz. Beklentilerinizi, ihtiyaçlarınızı, sosyokültürel ve ekonomik koşullarınızı da seçim sürecine dahil ediyoruz. Sizin için en iyi seçenekleri belirliyor belirleme sürecinde karakteristik özelliklerinizden de besleniyoruz.
Mesleki yönelimlerinizi, geleceğin mesleklerini ve mesleklerin geleceğini de mutlaka değerlendiriyoruz. Danışmanlık verdiğimiz süre içerisinde paylaştığımız bilgilerin güncelliğine ve bilimselliğine önem veriyoruz.
Lise alan seçimi sürecinizde stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı hizmetimizden faydalanmak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz. Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyerinizi planlayabilir, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarınızı birlikte belirleyebiliriz. Alan seçimi yaparken kariyer danışmanlığı almak gençlerin kendilerine, ailelerin çocuklarına verebileceği en değerli armağandır.
Staj başvurusu süreci sıklıkla meslek liselerinde ve üniversitede karşımıza çıkmaktadır. Zorunlu stajlar meslek liselerinde ve üniversitede mezuniyet şartları içerisinde yer alabilmektedir. Zorunlu stajların yanı sıra gönüllü olarak yapılabilecek stajlar da vardır. Staj, bireyin mesleki tecrübe edinmesini, iş dünyasını tanımasını ve network edinmesini sağlayan mesleki prova niteliğindedir. Dolayısıyla staj yapılacak alanı, kurumu, markayı belirlerken ön hazırlık yapılmalıdır.
Hazırlık sürecine geçmeden önce ise staj yapma nedeninin, stajdan beklentinin ve staj programına yönelik önceliklerin belirlenmesi gerekir. Staj programları dönemsel, aylık, haftalık ve benzeri şekilde farklılaşabilmektedir. Staj yapan öğrencilere ise stajyer denilmektedir. Her kurum bünyesinde stajyer bulundurmamaktadır.
Kimi firmalarda her yıl düzenli olarak staj programı çalışıp yayınlanır ve işe alım yapar gibi stajyer alınır. Kimi firmalar ise stajyer bulundurur ancak belli bir staj programı hazırlamazlar. Staj başvurusu yaparken önceliklerin belirlenmesi başvuru yapılacak sektörün, firmanın daha sağlıklı seçilmesini sağlar. Böylece stajyerlik sürecinizde sürprizlerle karşılaşmaz, zaman kaybı ve hayal kırıklığı yaşamazsınız.
Peki staj yapacak olan öğrenciler önceliklerini neye göre belirlemeli? Öncelik belirlerken nelere dikkat edilmeli? Öncelik belirlemenin sağlayacağı avantajlar neler? Yazımızın devamında soruların yanıtlarına detaylarıyla ulaşabilirsiniz.
Başvuru sürecinde her sektörün ve bu sektörlere bağlı olan kurum, kuruluş ve firmaların farklı talep ve beklentileri olabilmektedir. Dolayısıyla başvuru yapmadan önce staj yapmak istenilen adresler belirlenmelidir. Ardından mümkün olabildiğince erken dönemde bu firmaların stajyer alım süreçleri takip edilmeye başlanmalıdır. Başvuru sürecinde talep edilen evraklar önceden hazırlanmalı, eksikler varsa başvuru tarihine kadar tamamlanmalıdır.
Her firmanın stajyer alım dönemleri farklılık gösterebilir. Kimi firmalar yaz boyu alım yaparken kimileri Eylül döneminde alım yapar ve stajyeri yıl boyunca bünyesinde tutar. Dolayısıyla başvuru koşulları kadar başvuru dönemini kaçırmamak için başvuru tarihleri de takip edilmelidir. Yine her firmanın ve sektörün stajyer ihtiyacı farklılık gösterin. Kimi firmalar bir ay süresince haftanın her günü gelecek bir stajyer ister.
Kimi firmalarsa haftanın en az iki günü olacak şekilde yıl boyunca stajyer bulundurmak ister. Bu durumda da başvuru yapmadan önce kurumun stajyer beklentileri iyi öğrenilmelidir. Aksi halde ders saatlerinizle staj günlerinizi planlamak zorlaşabilir. Tüm bu bilgileri edinip, en uygun seçeneği belirledikten sonra staj başvurusu yapmak için özgeçmiş hazırlamalısınız.
Hazırladığınız özgeçmişi kuruma direk elden verebilir veya talep ederlerse mail adreslerine gönderebilirsiniz. Kimi firmalar başvuracak adayların özgeçmişlerinin firma tarafından hazırlanmış formatta doldurulmasını ister. Dolayısıyla siz firmaya özgeçmişinizi götürseniz veya gönderseniz bile size kendi özgeçmiş formlarını gönderebilirler.
Başvuru sonrası adaylar işe alım sürecinde olduğu gibi kriterleri karşılamaları halinde mülakata davet edilirler. Mülakatta da başarı gösteren adayların belirtilen gün ve saatte staja başlaması beklenir. Dikkat Çeken Bir Cv için Kişisel ve Mesleki Gelişim Önerileri yazımızdan da faydalanabilirsiniz.
Staj yapacağınız adresi belirlerken şehrinizle veya ülkenizle de sınırlı kalmak zorunda değilsiniz. Dileyen, imkanı olan ve fırsat yaratabilen öğrenciler yurtdışında da staj yapabilirler. Özellikle mesleği uluslararası iş yapmaya uygun olanlar yurtdışı staj fırsatlarını yakından takip etmeli ve değerlendirmelidir. Karar sürecinde bilgi almak için Yurtdışında Üniversite Eğitimi: Karar Süreci Nasıl Olmalı? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.
Staj Başvurusu Yaparken Öncelikleri Belirlemek Nasıl Avantaj Sağlar?
Başvuru sürecini kısaca anlattık. Şimdi başvuru aşamasına gelmeden önce nelere dikkat etmemiz gerektiğini ve ön hazırlık yapmanın avantajlarını paylaşacağız. Staj süreci mesleğe hazırlık yapmanın en önemli aşamasıdır. Eğitim hayatında edindiğimiz akademik bilgiler son derece önemli olsa da pratikte bu bilgilerin çok azını kullanırız. Dolayısıyla staj yapmaksızın mesleğe atılan bireyler iş hayatında şaşkınlığa uğrayabilirler. Staj yapmaksa bu şaşkınlığı mezun olmadan önce atlatmayı sağlar.
Staj yaparken deneyim edinmenin yanı sıra mesleğin hangi dalında çalışacağımızı da belirleyebiliriz. Her mesleğin farklı çalışma alanları vardır. Mesleki liseye başladığınızda veya üniversiteye geçtiğinizde çalışmak istediğiniz meslek dalı hayaliniz çok farklı olabilir. Eğitim sürecinde size çok cazip ve ilgi çekici gelen meslek dalı iş hayatında hayal kırıklığı yaşamanıza neden olabilir.
Eğitim hayatınız süresince meslek alanınıza yönelik ne kadar çok staj başvurusu yaparsanız doğru dalı bulmanız o kadar kolaylaşır. Staj yaparken çalışma koşullarını görebilirsiniz, mesleğin avantaj ve dezavantajlarını gözlemleyebilirsiniz. Staj sürecinde mesleğinizle ilgili referanslar toplayabilir, networkünüzü geliştirebilirsiniz. Ayrıca staj yaptığınız firma sizden memnun kalırsa mezuniyet sonrası iş başvurusu için ilgililerle iletişim kurabilirsiniz.
Kurum kültürünü biliyor olmanız, deneyimleriniz ve bıraktığınız intiba sizi diğer adaylardan ayıracaktır. Pek çok firma işe alım sürecinde stajyerlerine öncelik tanımaktadır. Staj yaptığınız kurumda işe alım ihtiyacı yoksa size referans olarak sizi farklı firmalara yönlendirebilirler.
Bir diğer önemli kazanımsa iş hayatını ve gelecekteki meslektaşlarınızı görerek eksiklerinizi belirleyebilmeniz olacaktır. Örneğin; staj tecrübeniz süresince yabancı dil eksiğinizi fark edebilirsiniz. Sunum yapma, Office programlarını etkin kullanma, diksiyon ve benzeri eksiklerinizi belirleyebilirsiniz. Üstelik henüz öğrenci olmanız ve mesleğe atılmak için önünüzde zamanın olması eksiklerinizi tamamlamanız için de fırsat yaratmanızı sağlar.
Mesleğinizde size avantaj sağlayacak bilindik, güvenilir ve nitelikli bir firmada staj başvurusu yapmanız da avantajlıdır. Büyük ve köklü bir firmada stajyer olmak özgeçmişinizin çok daha kolay fark edilmesini sağlar. Staj yaptığınız firmada işe başlayamasanız bile özgeçmişinizde bu deneyimin yer alması diğer firmaların ilgisini çeker. Bu da işe alım sürecinizi hızlandırır.
Staj Başvurusu Yaparken Nelere Dikkat Edilmelidir?
İlk önce staj türü belirlenmelidir. Bu zorunlu bir staj mı yoksa gönüllü bir staj mı olacak. Zorunlu bir staj yapılacaksa hedef belirlenmelidir. Hedefiniz okulunuzun beklentisini karşılamak mı yoksa verimli bir staj süreci geçirmek mi olacak? Çoğunlukla yaz dönemine denk gelen zorunlu stajlarda öğrenciler gönülsüz olabilmektedir.
Gönülsüz olmaları marka, kurum, sektör ayrımı yapmaksızın olabilecek en rahat staj programına yönelmelerine yol açmaktadır. Gönüllü staj yapanlarsa stajdan tam verim almayı hedeflemektedir. Bu da motivasyonlarına ve performanslarına etki etmektedir. Staj başvurusu yapmadan önce stajın önemi içselleştirilmelidir. Staj programından elde edilecek avantajlar ve uzun vadede stajın kazandıracakları değerlendirilmelidir. Staj sürecine ayrılacak zaman ve enerji de planlanmalıdır.
Staj yaparken akademik bilginizi pratiğe dökme veya bu konuda nitelikli gözlem yapma fırsatı edinmek isteyebilirsiniz. Ancak her stajda bu fırsatları yakalamanız mümkün olmayacaktır. Kimi firmalar stajyerlerinin kazanımlarına ve gelişimlerine çok önem verir. Staj sürecini profesyonelce planlarlar. Kimi firmalarda ise stajyerler ofis işlerine destek olan, fotokopi çeken, evrak düzenleyen statüde kalabilir. Hatta mesleğine yönelik hiçbir gözlem yapma fırsatı da yakalayamayabilir.
Dolayısıyla staj başvurusu yapmadan önce firmanın size sunacağı fırsat ve olanakları öğrenmelisiniz. Böylece kendi beklentilerinizle firmanın sağlayacaklarının ne kadar örtüştüğünü değerlendirebilirsiniz. Başvuru yaptığınız kurumun sizin karakteriniz, yaşam biçiminiz, inanç ve değerlerinizle ne denli örtüştüğü de sizin için önemli olabilir.
Staj yapacağınız kurumların sizin start noktanızı oluşturacağını göz önünde bulundurmalısınız. Çıtanızı ne kadar yüksekte tutarsanız iş hayatına da o kadar yüksekten dahil olursunuz. Aksi şekilde çıtanızı kolaya kaçmak için ne kadar alçak tutarsanız iş hayatınız da o kadar alçaktan başlayabilir.
Bu nedenle staj başvurusu yapmadan önce ne istediğinize ve staj sürecinden beklentilerinize karar vermelisiniz. Staj tecrübelerinizin ileriye dönük hedeflerinizle ne kadar örtüştüğüne dikkat etmelisiniz. İş hayatında sizin için fayda sağlamayacak aksine sizi olumsuz etkileyecek staj tecrübeleriniz varsa bunlara özgeçmişinizde yer vermek zorunda değilsiniz. Staj sürecinizi planlarken profesyonel kariyer danışmanlığı alarak akademik ve profesyonel hedeflerinize daha kolay erişebilirsiniz.
İş kurmak ve kendi işinin patronu olmak özellikle Z kuşağının en büyük hayallerinden biri. Bunun altında yatan birden fazla neden olsa da hayalin hedefe dönüşmesinin önünde de pek çok engel var. Engellerin niteliğiyse kişiye, mesleğe, koşullara ve döneme göre farklılık gösterebiliyor. İş kurmaya karar verirken iyi bir sektör ve pazar araştırması yapmak gerekiyor.
Hangi sektörde iş kurmayı istiyorsunuz? İş kuracağınız pazarın durumu nedir? İşinizi kurduktan sonra uzun vadede bu işi sürdürebilir ve büyütebilir misiniz? Bugün pazara duyulan ilgi ne, gelecekte bu ilgi artacak mı? Sektördeki rakip firmalar neler yapmış, ne kadar sürede başarı elde edebilmiş? Yeterli sermayeniz var mı? Alacağınız riskler amorti edilebilir mi?
Açığa çıkan engeller ele alınış şekline göre kimi zaman işin gelişimini desteklerken kimi zaman da iş kurma motivasyonunun düşmesine neden olabiliyor. Hayallerinizi hedefe çevirmenin önündeki engeller motivasyonunuzu kırdığındaysa iş aramaya devam etmek cazip hale geliyor. Ancak iş kurmak hayali olan gençlerin veya yetişkin bireylerin kısa veya uzun vadede bu hayallerini gerçekleştirememesi iş aidiyetlerini düşürüyor.
Maaşlı çalışan oldukları organizasyonlardaki performansları ve işlerine olan katkıları azalıyor. Zamanla bu motivasyon kaybına ve iş doyumunun düşmesine neden oluyor. Peki iş kurma 21. Yüzyılda neden yeni trend haline geldi? İş kurmanın avantaj ve dezavantajları neler? Maaşlı çalışan olmanın avantaj ve dezavantajları neler? Seçim yaparken nelere dikkat etmek gerekiyor? Yazımızın devamında detaylarıyla bulabilirsiniz.
İş Kurmak Neden Trend Haline Geldi?
21.yüzyılda geçmiş dönemlere oranla iş kurmanın trend haline gelmesinin en büyük nedeni z kuşağının beklentileri ile istihdam olanaklarının örtüşmemesi. Ancak sadece Z kuşağı değil Y kuşağının da iş kurma talep ve girişimleri oldukça yüksek. 1980 ve 2000 yılları arasında doğanlar Y kuşağını, 2000 sonrası doğanlar da Z kuşağını oluşturuyor.
Peki kariyer planını hazırlama sürecinde olan gençler ve/veya iş hayatında rol edinen bireyler neden iş kurmak istiyor? Kendi işinin patronu olmak neden 21. Yüzyılda daha cazip bir seçenek olarak değerlendiriliyor?
Y ve Z kuşakları özellikle de Z kuşağı karakteristik olarak yönetilen değil de yöneten olmayı veya kendi kurallarını koyabilmeyi arzu ediyorlar.
Esnek çalışabilmek, sabit mesai saatlerine ve günlerine bağlı kalmak istemiyorlar.
Çalışma alanlarını ve çalışma koşullarını kendileri belirlemek istiyorlar.
Ast-üst ilişkisinden hoşlanmıyorlar.
Hiyerarşiden ve geleneksel çalışma hayatından memnun değiller.
Z kuşağı teknolojinin içine doğan kuşak. Teknolojiyi uzuvları kadar iyi kullanıyor ve yakından takip ediyorlar. Bu nedenle teknolojiyi benimsemiş ve sindirmiş yöneticilerle, işverenlerle çalışmak istiyorlar. Geleneksel yöntemleri, eski sistemleri benimseyen iş veren ve organizasyonlarla çalışmak istemiyorlar.
Manuel işlerden hoşlanmıyorlar. Akıllı sistemleri, yapay zekayı ve otomatizasyonu tercih ediyorlar.
Kendi markalarını kurmak, kendi pr çalışmalarını yapmak istiyorlar.
Sosyal medyayı iş odaklı da verimli şekilde kullanabiliyorlar.
İş Kurmak Hangi Avantajları ve Dezavantajları Barındırıyor?
İş kurma kararı alırken çoğunlukla avantajlar göz önünde bulundurulur. Oysa dezavantajları da hesap ederek planlama yapmak başarıyı desteklemektedir. İş kurma hayali olanların çoğunlukla avantaj olarak ele aldıkları koşullar özellikle start-up sürecinde dezavantaja dönüşmektedir. Bu nedenle biz yazımızda büyük ölçüde karşılaşacağınız dezavantajlardan bahsedeceğiz.
Avantajların hesaplanması mesleğinize, sektöre ve ayıracağınız bütçeye göre farklılık gösterecektir. Bu noktada bir kariyer danışmanından destek almanız avantajları daha iyi belirlemenizi ve faydayı artırmanızı destekleyecektir. Peki karşılaşacağınız dezavantajlar neler?
Düzenli Mesai Saatleri Yerini 7/24 Çalışmaya Bırakabilir
İş kurmak isteyenler çoğunlukla kendi işlerinin patronu olduklarında daha az veya esnek çalışabileceklerini hayal ederler. Oysa kendi işini kurmak özellikle de işi oturtana kadar 7/24 çalışmayı gerektirebilir. İşinizi kurduğunuzda en basit detaylardan büyük kararlara kadar tüm süreçte sorumluluk sizde olur. Maaşlı çalışanlarda ise çoğunlukla mesai bittiğinde iş de bitmiş olur. Düzenli yıllık izinleri, resmi tatilleri ve hafta tatilleri vardır.
Kişisel işlerinde veya resmi kurumlarda halletmeleri gereken işler olduğunda izin kullanabilirler. Sağlık raporu alabilirler. Ve izin kullandıklarında akılları çoğunlukla işlerinde kalmaz. İş sahipleriyse işlerinden geri kalmamak için tüm boş vakitlerini değerlendirirler. İzin kullanmamaya ve hasta olmamaya özen gösterirler. Ancak burada da önemli olan dengeyi kurabilmektir.
Maaşlı çalışan olup yaptığı işin türü veya organizasyonun kültürü nedeniyle yoğun mesaide çalışanlarda var. İş yaşam dengenizi sağladığınızda kesinlikle iş kurmak ve kendi işinin patronu olmak avantaj sağlayacaktır. Denge kuramadığınızda ise bu ciddi bir dezavantaja dönüşecektir.
İş kurma arzunuz varsa ancak kişisel ve sosyal hayata da önem veriyorsanız zaman yönetimi becerinizi geliştirmenizi öneririz. İyi bir planlamacı olmanız da sizin için avantaj sağlayacaktır.
Bir Organizasyonun Parçası Olmayı ve İş Arkadaşlarınız Olmasını Özleyebilirsiniz
Kendi işinizi kurduğunuzda eğer birkaç ortak birlikteliği ile yola çıkmadıysanız çoğunlukla yalnız çalışacaksınız. Zaman içerisinde ekibinizi büyütebilirsiniz ancak iş arkadaşlarınızla ilişkiniz iş veren çalışan ilişkisinden ibaret olacaktır. Dolayısıyla maaşlı çalışan olduğunuzda sahip olacağınız iş arkadaşlıkları iş kurmak isteyenler için geçerli olmayacak. Birlikte iş vereni, yöneticiyi veya organizasyonu değerlendirme sohbetleriniz iş kurduğunuzda gerçekleşmeyecek.
Birlikte kutlama yapmak, iş çıkışlarında toplaşmak, yeni yıl, özel gün organizasyonları düzenlemek mümkün olmayacak. Bayramlarda, kadınlar günü, anneler-babalar günü veya doğum günü gibi özel günlerde verilen hediyeler olmayacak. Aksine çalışanlarınız varsa bu tarz jestleri sizin planlamanız gerekecek.
Ancak sosyal yaşamı ve iş arkadaşlığını önemsiyorsanız kendi işinizi kurduğunuzda da bu tarz ortamlar yaratabilirsiniz. Sektörünüzdeki benzer iş sahipleriyle tanışabilir onlarla fuarlar, etkinlikler, toplantılar düzenleyebilirsiniz. Birbirinizin özel ve önemli günleri için yüzünüzü gülümsetecek hediyeler paylaşabilirsiniz.
İş Kurmak Düzenli Gelire Kalıcı Olarak Ara Vermek Anlamına Gelebilir
Maaşlı çalışan olduğunuzda hak ettiğinizin altında dahi olsa maaşınızın yatacağı zamanı ve miktarını bilirsiniz. Bu da kendinizi ve harcamalarınızı belli bir gelire göre ayarlamanızı sağlar. Ancak iş kurduğunuzda geliriniz çoğunlukla belirsiz olacaktır. Kimi günler, haftalar ve aylar daha çok gelir elde ederken kimi dönemlerde geliriniz azalabilir. Bu düzensizlik iyi bir bütçe planı yapılmadığında sizi kaygılandırabilir ve motivasyonunuzu düşürebilir.
İş kurmak istiyorsanız bütçe yönetimine hakim olmalı veya destek almalısınız. Bütçe yönetimine hakim değilseniz veya bir profesyonelden destek almıyorsanız zarar ettiğinizi düşünebilirsiniz. Harcamalarınızı yüksek gelirli dönemlere göre yapıyorsanız düşük gelirli dönemlerde maddi zorluklar yaşayabilirsiniz.
Yüksek Vergi, Hesapta Olmayan Giderler, Sigorta ve Emeklilik
Maaşlı çalışan olduğunuzda ödediğiniz vergileri hissetmezsiniz. Şirketin kirası, elektriği, suyu, ısınması, temizliği, yemek, ulaşım gibi giderleriyle ilgilenmezsiniz. Sigortanızı iş vereniniz öder, özel sağlık sigortası, bireysel emeklilik gibi yan haklarınız da olabilir. İş kurduğunuzdaysa kendinizin veya yanınızda çalışan diğer kişilerin tüm giderleri size aittir.
İş Kurmak veya Maaşlı Çalışan Olmak için Karar Verirken Nelere Dikkat Edilmeli?
Karar sürecinde birden fazla faktör göz önünde bulundurulmalıdır. İlk önce karakteristik özellikler ve bireyin güçlü/zayıf yönleri değerlendirilmelidir. İş kurma hayali cezbedici olsa da karşılaşılacak zorluklarla baş edebilecek güçte olabilmek gerekir. Değişime ayak uydurabilen, yeniliği takip eden ve yaratıcı bir yapıda olmak iş kurma sürecinde ihtiyaç duyulacak özelliklerdendir.
Yeniliğe ve Değişime Her Dönemde ve Koşulda Ayak Uydurmalısınız
Bugünün koşullarıyla başladığınız bir işi uzun vadede sürdürebilmek ve süreklilikten verim elde edebilmek istiyorsanız yenileniyor ve çağın beklentilerine ayak uyduruyor olabilmelisiniz. Nokia bu konuda verebileceğimiz gerçekçi bir örnek olacaktır. Akıllı telefonlar çıkana kadar cep telefonunda akla gelen ilk markaydı belki de Nokia.
2000li yıllarda telefon kullanıcılarının neredeyse hepsinin kullandığı veya bilgi sahibi olduğu bir markaydı. Ancak zaman içinde aşırı büyüme oranı, çeviklik kaybı ve yenilikçi liderliğin eksikliği, Nokia’nın stratejik düzeyde şirket olarak başarısızlığına neden oldu.
Nokia’nın değişime direnç göstermesi ve yeniliğe ayak uyduramaması bu büyük markanın sonunu getirdi. Dolayısıyla iş kurmak istiyorsanız kurduğunuz işin sürekli gelişimine yatırım yapmalısınız. Çağı yakalamalı hatta başarılı olmak için çağın her daim ilerisini de görmeye odaklanmalısınız.
Bugünün ve Geleceğin Talep Gören Mesleklerini ve Sektörlerini İyi Bilmelisiniz
Bir diğer önemli konu mesleklerin geleceğini ve geleceğin mesleklerini göz önünde bulundurmaktır. Bu neden önemli? Meslekler de zaman içerisinde ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik göstermektedir. Bugün çok revaçta olan bir meslek kolu teknolojinin, bilimin hızlı gelişimi sonucunda etkisini yitirebilir. Bu da pazarda yükselmenizin önünü kesebilir. Bu nedenle iş kurmadan önce geleceğin mesleklerinin ve mesleklerin geleceğinin iyi araştırılması gerekir.
Meslek kadar sektör seçimi de oldukça önemli. Sektörlerin bugünü ve geleceği de değerlendirilmeli. Örneğin e-ticaret 5 yıl öncesinde tüketici tarafından ilgi görmezken bugün en çok talep gösterilen tüketim alanı.
Nasıl Bir İş Kurmak İstediğinizi İş Kurmadan Önce Tüm Detaylarıyla Planlayabilmelisiniz
Bir diğer önemli konu da nasıl bir iş yapmak istediğinize karar vermeniz. Bu kararı alırken kendi beklentilerinizi, kullanıcı deneyimlerini ve nasıl bir fayda sağlamak istediğinizi belirlemelisiniz. Ortalama bir gelir elde etmek ama kendi işinize sahip olmak mı istiyorsunuz? Hem iş kurmak hem de çok zengin olmak mı istiyorsunuz? Yurtiçine mi yoksa yurtdışına mı hitap etmek istiyorsunuz?
Kendi işinizi yapmak ama bunu yaparken maaşlı bir işte de çalışmak mı istiyorsunuz? Örneğin bir yeteneğiniz var ve bunu maddi kazanca dönüştürmek istiyor ama profesyonel mesleğinizi de kurumsal bir şirkette mi sürdürmek istiyorsunuz? Evden mi, internetten mi yoksa açacağınız bir ofisten mi çalışmak istiyorsunuz? Ve bunlardan hangisi sizin için daha avantajlı olacak? Tüm bunlara işe koyulmadan önce karar vermelisiniz.
İş Kurmak İsteyenler Kariyer Danışmanlığı Hizmetinden Mutlaka Faydalanmalı
Kendi işinizi kurmaya karar verdiğinizde olumlu ve olumsuz pek çok dönüş alabilirsiniz. Bunlardan bir kısmı sizi motive ederken bir kısmı yıkıcı olabilir. Ancak bu süreçte bilinçli ve avantajlı kararlar verebilmek için objektif yönlendirmelere ihtiyacınız olacaktır. Bunu ise sağlamanın en kesin yolu profesyonel danışmanlık edinmenizdir. Bu sayede alacağınız riskleri minimize etmiş ve karşılaşacağınız olası zorluklara yönelik hazırlık yapmış olacaksınız.
Aba psikoloji olarak danışanlarımızın istekleri, hayal ve hedeflerini önemsiyoruz. Talebiniz ister iş kurmak ister iş bulmak olsun yanlış kariyerin bütün hayatı negatif yönde etkileyeceğinin farkındayız. Bu bakış açısıyla sunduğumuz danışmanlık sayesinde, danışanlarımızın yeteneklerini ve beklentilerini karşılayan kariyer planları hazırlıyoruz. Keyif almadıkları ve potansiyellerini gerçekleştiremedikleri işlerde sıkışıp kalmalarını istemiyoruz.
Her an ve her yaşta ‘yeni bir kariyer planlamanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu inançla, bilimsel kanıtları da dikkate alarak kendine yepyeni bir yol çizmek isteyenlere ihtiyaçları olan rotayı planlamada destek oluyoruz. Böylece alınan riskleri en aza indiriyor ve atılan her adımın proaktif olmasını sağlıyoruz.
Yeteneklerinizin, ilgi alanlarınızın ve karakteristik özelliklerinizin de mesleğinizle ve iş alanınızla uyumlu olmasını önemsiyoruz. Bu nedenle iş kurmak isteyen danışanlarımızın kariyer planlarını çıkarırken tüm bu önemli detayları sürece dahil ediyoruz. Kariyer planını belirlerken Stratejik yetenek yönetimi uyguluyoruz. Siz de girişimci olmak ve kendi işinizi kurmak istiyorsanız danışmanlık ve detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
İlgi ve beceri alanları çoğunlukla boş zaman aktiviteleri gibi düşünülmektedir. Oysa her bireyin kendine özel ilgileri ve becerileri bulunmaktadır. Yaşamın erken dönemlerinde bu alanların doğru şekilde tespit edilmesi meslek seçimini ve kariyer gelişimini etkilemektedir. Eğitim hayatıyla beraber edinilen bilgiler de ilgi ve becerileri şekillendirmektedir. Ancak bu alanların tespit edilmesi profesyonel bir destek alınmadığında çok da kolay değildir.
Erken dönemde yeterince önemsenmeyen bu alanlar fark edilip geliştirilmediğinde körelebilmektedir. Tespit etme ve geliştirme noktasında ailelere büyük sorumluluklar düşmektedir. Çocuğun erken yaşlarda nelere ilgilisinin olduğunu bulmak ve becerilerini fark etmek çoğunlukla ailenin gözlemiyle olmaktadır. Daha ileri yaşlarda okul öncesi grubu öğretmenleri ve sonrasında okul ilgi ve beceri alanlarının keşfedilmesini ve geliştirilmesini sağlamaktadır.
Erken dönemlerde fark edilmeyip bu alanların tespiti ileri yaşlara bırakıldığında ise profesyonel danışmanlıkla tespit edilebilmektedir. Uygulanan test ve envanterlerle, klinik değerlendirme tespit için yardımcı olmaktadır. Ancak en sağlıklı yönlendirme erken yaşlarda yapılmaktadır. Uyaran çeşitliliği, bol deneyim imkanı çocuğun ilgi ve becerilerini en doğru şekilde bulmasını kolaylaştırmaktadır.
Çeşitlilik ve deneyim çocuk ve gencin ilgi ve becerilerini bulmasını kolaylaştıracaktır. Fark edilip, gerekli özen ve önem gösterildiği sürece her bireyin ilgi ve beceri alanı vardır. Bu alanlara yönelik yapılan meslek seçimi ve kariyer planı ise bireyin yaşam doyumunu, mesleki tatminini ve başarısını artırmaktadır.
Alan, meslek, okul, iş veren, sektör seçimlerimizde ilgi ve beceri alanlarını dikkate almak oldukça önemlidir. Bu sayede birey belki de bir ömür boyu hobi olarak gördüğü bir alandan geçimini sağlayabilir. Yaptığı işi sever, sevdiği işe değer katar. Konfüçyüs’ün deyimiyle “Sevdiğiniz işi yaparsanız bir gün bile çalışmış sayılmazsınız.
Öncelikle aileler her çocuğun kendine özel ilgi ve becerileri olduğunu ve fırsat verildiğinde geliştirilebileceğini unutmamalıdır. Hiçbir şeye ilgisi ya da becerisi olmayan çocuk yoktur. İlgi ve becerileri desteklenmeyen çocuk vardır. Çoklu Zeka modeline göre çocukların ilgi ve becerileri de baskın zeka alanlarına göre farklılaşmaktadır. Aileler çocuğun baskın zeka alanını tespit ederek ilgi ve beceri alanları açısından çocuklarını destekleyebilirler.
Çocukların baskın zeka alanı ilgi ve becerilerini keşfetmek için bize somut ipuçları verir. Bu nedenle çocuğunuzu oyun oynarken iyi gözlemlemeniz zeka alanını belirlemenizi kolaylaştırır. Çocuğun hangi oyuncakları seçtiği, oyuncakları oyun içerisinde nasıl kullandığı zeka alanı açısından belirleyicidir. Oyun çocuğun kelimeleridir, oyun çocuğun duygu ve düşüncelerinin ifadesidir. Dolayısıyla oyuncakları kullanış şekli çocuğun zekasının yansımasıdır.
Her çocuk bir arabayla ya da bebekle oyun oynar. Ancak farkı ortaya çıkaran oynayış şekilleridir. Bir çocuk araba ile oynarken onu parçalara ayırıp yeniden birleştirmeye çalışabilir. Tamirci olduğunu ve onu tamir ettiğini söyleyebilir. Başka bir çocuk arabaları ambulans, itfaiye aracı olarak düşünüp başkalarına yardım etmek için kullanabilir.
Çocukların ilgi ve beceri alanları farklılaştıkça oynadıkları oyuncaklar aynı olsa bile oyun oynama şekilleri farklılaşacaktır.
Baskın Zeka Alanı İlgi ve Beceri Alanları Üzerinde Etkili
Gardner’ın çoklu zeka kuramına göre ilgi ve beceriler üzerinde etki eden 8 zeka bölümü vardır; Gardner’a göre çocuklar baskın olan zeka bölümlerine göre farklı ilgi ve beceriler sergileyebilirler. Bu alanlar; Mantıksal – Matematiksel zeka, görsel – mekansal zeka, içsel – kişiye dönük zeka, sosyal – kişiler arası zeka, müziksel – ritmik zeka, bedensel – kinestetik zeka ve Doğasal zekadır.
Çocuklarla oyun oynarken ya da oyunlarını izlerken iç dünyaları, ilgi ve beceri alanları hakkında çokça bilgi edinebilirsiniz. Aslında zeka alanını belirlerken dikkat etmeniz gereken noktalar beraber oyun oynarken de geçerlidir. Birlikte oynarken müdahale etmeden oyununa dahil olun.
Hangi oyuncakları seçiyor, oyuncaklarla ne tarz oyunlar kuruyor dikkat edin. Sizi oyuna nasıl dahil ediyor, size nasıl rol ve sorumluluklar veriyor gözlemleyin. Bu noktada filial oyun terapisi oldukça işlevseldir. Ayrıca çocuğunuzu izlerken şu soruların cevaplarını bulmaya çalışın;
Oyun oynarken sıklıkla hangi oyuncakları tercih ediyor ve onlarla ne tarz aktiviteler yapıyor?
Uzun süre sıkılmadan vakit geçirdiği oyuncaklar, aktiviteler neler?
Oyun oynamadığı zamanlarda neler yapıyor, nelerle ilgileniyor?
Çocukların ilgi ve beceri alanları onlara yeterince çeşitlilik sunarak belirlenebilir. Çocuğunuzun sanata, spora, bilime, sosyal alanlara ilgi ve becerisi olabilir. Ancak bu alanların her biri kendi içinde ayrı ayrı dallara bölünür. Bir çocuğun spora ilgili olmasını bulmak yeterli değildir. Hangi spor dalına ilgi ve becerisi var önemli olan bunu bulabilmektir.
Atletizm ile spor alanına giriş yapan bir çocuğun keyif almaması spora ilgisi olmadığı anlamını taşımamalıdır. Çocuğun yine spor içerisinde yüzme, voleybol, basketbol, tırmanma, cimlastik gibi farklı alanlara da ilgisi olabilir. Bunu tespit edebilmek için çocuğu olabildiğince çok farklı dallarda tecrübe edinmeye yönlendirmek gerekir.
İlgi ve Becerileri Tespit Etmek İçin Profesyonel Destek Almak Hem Çocuk/Genç için Hem Aile İçin Kolaylık Sağlıyor
İlgi ve becerileri bulmak aileler için maliyetli ve zahmetli olabilmektedir. Pek çok aile çocuğunun ilgilerinin sıklıkla değiştiğinden ve çocuklarının maymun iştahlı olduğundan yakınmaktadır. Bu dönemde kurstan kursa, etkinlikten etkinliğe koşmak aileler için olduğu kadar çocuklar için de zordur. Ancak çocuğun zeka alanı tespit edildiğinde, becerileri, ilgi alanları takip edildiğinde yönlendirme daha kolay olacaktır.
Örneğin bir çocuğun dilsel zekası olabilir, çocuğun dil alanına yatkınlığı vardır ama aynı oranda ilgisi olmayabilir. Aile çocuğun yatkınlığını göz önünde bulundurarak dil alanına yönelik bir mesleğe yönlendirme yapmak isteyebilir. Ancak bir profesyonel çocuğun/gencin dil alanına yatkınlığını dikkate alarak ilgi alanıyla da örtüşecek bir mesleği önerebilir.
Aile veya çocuk bir profesyonelin yapacağı detayda değerlendirme yapmakta zorlanabilir. Bu noktada özellikle alan ve meslek seçimi yaparken kariyer danışmanlığı almak son derece önemlidir.
İlgi ve Beceri Alanları Dikkate Alınarak Yapılan Meslek Seçimi Başarıyı ve Psikolojik Doyumu Artırıyor
İlgi ve beceri alanlarının zamanında ve doğru şekilde keşfedilmesi oldukça önemlidir. Bu alanlardaki kazanımlar okul öncesi dönemden başlayarak çocuğun öğrencilik ve meslek hayatına kadar etki eder. Sadece eğitim ve mesleği de etkilemez; sosyal hayat becerilerini, iletişim şeklini, yaşam standartlarını da belirler. Ancak bir meslek seçerken ve kariyer planı yaparken ilgi ve beceri alanları doğru seçim için yeterli değildir.
Bir çocuğun/gencin bir alana ilgisi olabilir ama becerisi olmayabilir. Becerisi olabilir ama ilgisi olmayabilir. İlgisi ve/veya becerisi olabilir ama bilgisi olmaya bilir. Hepsi olabilir ama sosyo-ekonomik, kültürel ve dönemsel koşullar bu meslek için uygun olmayabilir. Dolayısıyla doğru bir seçim yapabilmek için ilgi ve beceri alanları belirleyici olsa da tek etken değildir.
Meslek seçimi ve kariyer planı için mutlaka okul rehberlik biriminden ve/veya profesyonel bir kariyer danışmanından destek alınmalıdır. Bireyin bir ömrüne etki edecek mesleğini seçmesi oldukça önemli bir karar sürecidir. Bu sürecin en sağlıklı ve faydacı şekilde tamamlanabilmesi için çok boyutlu değerlendirme yapılmalıdır. Bireyin ilgi ve beceri alanları dışında, karakteri, zeka alanı, öğrenme stili, bilgisi, beklentileri de göz önünde bulundurulmalıdır.
Geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceğine yönelik bilimsel bilgiler de dikkate alınmalıdır.
Aba Psikoloji olarak, uzman kadromuzla danışanlarımıza daha iyi bir akademik yol izleyebilmeleri için yardımcı oluyoruz. Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz.
Aba psikoloji olarak stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı veriyoruz. Bu yöntemle çocukların ilgi ve beceri alanları belirleniyor, kariyerlerine çocukluk yıllarından itibaren başarıyla yön vermeleri destekleniyor. Detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Yazılarımızı paylaştığımız Blog sayfamızdan ve Youtube kanalımızdan da içeriklerimizi takip edebilirsiniz.
Mentorle kariyer planlamak son zamanlarda oldukça önemli hale geldi. Mentorle çalışma ihtiyacı duyulmasının birden fazla nedeni var. En önemli nedeni geleceğin mesleklerini ve mesleklerin geleceğini yeterince iyi bilmiyor olmak. Ailelerin mesleklere yönelik bilgisi sınırlı, gençlerin ise merak duyduğu meslekler oldukça yeni. Dolayısıyla risk almak istemeyen aileler ve fark yaratmak isteyen gençler meslek seçimi noktasında çatışabiliyorlar.
Değişen sınav sistemleri, farklılaşan müfredatlar, her yıl açılan üniversiteler ve programlar da bir mentorle çalışmanın önemini artırıyor. Mentorlük desteği almak hem gençlere hem de ailelere büyük kolaylıklar sağlıyor. Bu noktada mentorlük nedir?mentor kime denir? bu hizmeti almak gençlere ve ailelere nasıl avantajlar sağlar? detaylarıyla paylaşacağız.
Mentorluk, bir kişinin kendi uzmanlığı, bilgi birikimi ve tecrübelerine yönelik başkalarına kişisel ve mesleki anlamda rehberlik etmesi sürecidir. Mentorlük eden kişi bu süreçte kendisinden beslenen kişiye rehberlik ederken tarafsız ve objektif yaklaşır. Bu sistemde bilgi ve tecrübesiyle yol göstericilik, rehberlik, akıl hocalığı yapan kişi mentordür. Mentorlük hizmetini alan kişi ise menti(mentee) olarak tanımlanır.
Mentorün, mentinin gelişimine katkıda bulunabilmesi için mentinin ihtiyaç duyduğu konularda tecrübe, bilgi sahibi olması gerekir. Mentor, mentinin karşısına çıkabilecek olumsuzlukları, olası risk ve zararları ön görüp mentiyi uyarmalı ve hazırlamalıdır. Mentorluk her yaşta, okullar ve işyerleri de dâhil olmak üzere farklı ortamlarda gerçekleştirilebilir. Mentör mentinin akranı olabilir, bu daha çok okul ortamında olmaktadır.
Mentör aynı anda birden fazla mentiyle grup olarak çalışabilir. Bu da çoğunlukla aynı hedef ve amaçlarla bir araya gelmiş mentilerde olabilmektedir. Bir mentinin de birden fazla alanda birden fazla mentorü olabilir. Menti aynı anda birden fazla başarıyı ve gelişimi hedefliyorsa birden fazla mentor ile çalışabilir.
Her ne şekilde olursa olsun bir mentor, mentinin yeni insanlarla tanışmasına, network ağını genişletmesine yardımcı olur. Mentorle kariyer planlamak bireyin kariyerini planlarken kendisi için en doğru ve faydacı kararları vermesine destek olur. İhtiyaç duyduğu konularda performansını ve kararlarını olumlu etkileyecek yönde teknik bilgi edinmesine destek olur.
Akademik, mesleki ve kişisel gelişim konularında mentor mentisine destek olur. Dolayısıyla iyi bir kariyer planı çıkarmak, bu plana sadık kalmak ve başarıya ulaşmak isteyenler için mentorle çalışmak doğru seçimdir.
Mentorle Kariyer Planlamak İstiyorsanız Başarılı Olmak İçin Doğru Mentorü Seçmelisiniz
Kariyerinizde, mesleğinizde, eğitiminizde veya kişisel yaşamınızda başarılı olmak istiyorsanız bir mentorle kariyer planlamak yeterli değil. Bir mentorle çalışmanın yanı sıra sizin için doğru olan mentorle çalışıyor olmanız önemlidir. Ancak her tecrübeli ve uzman kişi mentor olamaz. Bu yüzden hem öğrencilerin hem de mentor olmak isteyen kişilerin mentorün sahip olması gereken nitelik ve özellikleri bilmesi gerekir.
İyi bir mentor sizin için doğru olan mentordür ve şu özelliklere sahip olmalıdır;
Destek vereceği alan ve konuda uzman olmalıdır,
Gençlerle sağlıklı iletişim kurmada başarılı ve istekli olmalıdır,
Değişen teknolojiyi, bilimi ve yenilikleri takip edebilmelidir,
Mentorlük edeceği alan ve konularda tüm değişimlere ve yeniliklere ayak uydurabilmelidir,
İyi bir dinleyici olmalıdır,
İyi bir rol model olabilmelidir,
Empatik iletişim kurabilmelidir,
Problem çözme becerisine hakim olmalıdır,
Zamanı yönetebilmeli, planlı ve programlı olmalıdır,
Genç için önemli olan olası fırsatları görebilmelidir,
Genç için önemli olan olası riskleri görebilmelidir,
Mentor mentiye güven vermelidir,
İşinin ehli, kendinden emin ve tutarlı olmalıdır,
İhtiyaç duyduğunuzda ve düzenli aralıklarla sizinle irtibat kurabilecek biri olmalıdır,
Stresle başa çıkabilmeli, etkili problem çözebilme becerileri gelişmiş olmalıdır,
Psikolojik açıdan sağlam olmalı, kendine yönelik sorunlarını, kaygılarını size yansıtmamalıdır,
Geleceğin mesleklerini ve mesleklerin geleceğini bilmelidir.
Mentorle kariyer planlamak ancak bu kriterleri karşılayan bir mentor olabildiği sürece başarıyı beraberinde getirecektir.
Mentorlük ve Koçluk Aynı Şey mi?
Koçluk ve mentorlük bazı açılardan birbirine benzese de hizmeti alacak kişi için önemli olan pek çok açıdan farklıdır. Koçluk sürecini yürüten kişiye koç denir. Koç bireyin hedeflenen performansa ulaşmasında kişiyi planlı şekilde destekleyen kişidir. Koçluk sürecinde hedef bireyin potansiyelini ortaya çıkarmak, öğrenme ve gelişimini planlamaktır.
Koçluk sürecinde tecrübe paylaşmak, tavsiyede bulunmak yoktur. Koç sorular sorarak, yansıtmalar yaparak danışanının kendi doğrusunu bulmasını ve seçimler yapmasını sağlar. Bu nedenle öğrencilik yıllarında özellikle de seçim yapma sürecinde zorluk yaşayan bireyler için koçla çalışmak daha zorlayıcı olabilmektedir.
Çok yüksek puan almış, yurtiçi ve yurtdışı pek çok üniversiteye kabul edilmiş veya edilebilecek öğrenciler düşünelim. Bu öğrenci için hangi bölüme, hangi üniversiteye yöneleceğini seçmek, hangi seçimin uzun vadede avantajlı olacağını bulmak zor olabilir. Bir mentor bu süreçte kişiye geçmiş tecrübelerinden yola çıkarak yol gösterir. Ancak geçmişe takılı kalmaz, bugünün şartlarını ve geleceğin olası koşullarını da hesaba katarak farkındalık kazandırır.
Avantajları ve dezavantajları sunar. Bunu yaparken mentinin karakteristik özelliklerini, hedef ve isteklerini, kültürünü, ilgi ve becerilerini göz önünde bulundurur. Bu nedenle bir mentorle kariyer planlamak öğrencilik yıllarında çok daha avantajlı olabilmektedir. Mentor ve koç iletişim becerileri, psikolojik sağlamlık, empatik dil, interaktif ve benzeri açısından benzerdir. Ancak çalışma yöntemleri ve hedefleri birbirinden farklıdır.
Mentorle Kariyer Planlamak Nasıl Bir Avantaj Sağlıyor?
Mentorle kariyer planlamak hem gençler için hem de aileler için büyük kolaylıklar ve fayda sağlıyor. Sadece aile ve genç için de değil dolaylı yoldan okul, üniversite ve iş veren için de pek çok avantajı bulunuyor.
Mentorle Kariyer Planlamak Gençlere Pek Çok Avantajlar Sağlıyor
Özellikle günümüz koşullarında iyi bir kariyer planı hazırlamak, bu planı gerçekleştirmeye yönelik sistemli çalışmak önemli. Başarılı olmak için sadece hedeflere ulaşmak yetmiyor, doğru hedefleri belirleyebilmek de gerekiyor. Hedef belirlemek ise hiç kolay değil. Gençler popüler olanla kendileri için doğru olanı ayırt etmekte zorlanabiliyor.
Geleceğin koşullarını ön görerek, bugünden on yıllar sonrasını planlayarak seçim yapmak zor. Burada mentor kişiye geçmiş tecrübelerinden ve geleceğe yönelik bilimsel verilerden yola çıkarak rehberlik ediyor. İyi bir mentor sadece kariyer planlama noktasında değil kişisel, mesleki gelişim konularında da destek veriyor. Özgüven eksikliği, sosyal kaygı, çekingenlik, beden dilini kullanamama gibi başarıyı engelleyen konularda da destek veriyor.
Kullandığı empatik dil, yargısız ve objektif yaklaşımla kişinin kendini daha iyi ifade etmesine destek oluyor. Mentor, menti ve gerektiğinde mentinin ailesi ile iş birliği yapıyor. Montor menti için en doğru ve en avantajlı fırsatları değerlendiriyor. Üniversiteye hazırlık sürecinde mentinin performansını ve motivasyonunu artırmaya yönelik çalışıyor. Zaman yönetimi, dikkat dağıtıcılarla baş etme, hedef belirleme ve planlama noktasında destek veriyor.
Üniversite Eğitimi, İş Bulma Süreci ve Kariyer Fırsatlarıyla İlgili de Mentorlük Alınabiliyor
Üniversiteye kabul sonrası ilk yıl itibariyle rehavete kapılmadan avantajlı konuma geçmek için yapılması gerekenleri gösteriyor. Stajlarda doğru seçimlerin yapılması, referans mektuplarının hazırlanması, network ağının genişletilmesinde yol gösteriyor. Mentor, mentinin uzmanlık alanıyla ilgili deneyime ve networke sahip olduğu için kendi bağlantılarıyla mentiyi tanıştırabiliyor. Mentor yine alanda uzman bir kişi olduğu için mentorun referansı da mentiye pek çok kapıyı aralatabiliyor.
İş arama süreci nasıl olmalı, hangi iş verenler tercih edilmeli, başvurularda nelere dikkat edilmeli önemli. Mentor bu konularda da mentiye destek oluyor. Mentorle kariyer planlamak işe kabul sonrasında da pek çok avantajı sağlıyor. Doğru mesleği ve çalışma alanını seçen kişi seçiminden daha fazla memnuniyet duyuyor.
Çalışma koşullarına ön hazırlık yapmak avantaj ve dezavantajları öğrenmek uyumu kolaylaştırıyor. Böylece çalışan olumsuzluklar karşısında daha pozitif kalabiliyor. Motivasyonu kolay kolay düşmüyor. Menti işe başlangıç sonrası geliştirilmesi gereken yönler, kariyer fırsatları ve yükselme olanaklarıyla ilgili bilgi edinebiliyor. Yurtdışı eğitim, yurtdışı iş olanakları da mentorün yol gösterdiği önemli çalışma alanları oluyor.
Aileye Yönelik Avantajlar
Mentorle kariyer planlamak genç için ne kadar avantajlıysa aile için de bir o kadar süreci kolaylaştırıyor. Çocukların sınava hazırlık sürecinden başlayarak üniversite kabulü ve iş bulma süreci de aileleri zorluyor. Aile çocuğu doğru yönlendirebilmek istiyor ancak kendi eğitim tecrübeleri ile bugünün eğitim sistemi farlılık gösteriyor. Bu farkları öğrenmek ciddi zaman ve emek istiyor.
Aynı şekilde eğitim ve sınav sistemini öğrenmenin yanı sıra geleceğin olası koşullarını da bilmek gerekiyor. Bu ise apayrı bir araştırma ve çalışma alanı. Dolayısıyla kariyer planlama sürecinde çocuğa bilgi ve deneyim sunmak aile için büyük bir sorumluluğa dönüşüyor. Bu sorumluluğu üstlenemeyen veya altından kalkamayan ebeveynler strese giriyor. Bu stres ise öğrenciye doğrudan yansıyor.
Ailenin bilgi ve tecrübesini yeterince alamayan çocuk ihtiyacı olan duygusal desteği de yeterince alamıyor. Aileyle genç çatışmalar yaşayabiliyor ve zaten zorlu olan bu süreç daha da zorlayıcı hale geliyor. Bu noktada mentorle kariyer planlamak ailelerin yükünü azaltıyor. Aile kariyer planlama rolünü bırakıyor ve sadece manevi ve maddi destek noktasında çocuğun yanında oluyor.
Kaygısı azalan aile çocuğa daha fazla duygusal destek sunabiliyor. Bu da gencin akademik başarısına, kariyer gelişimine ve kişisel gelişimine olumlu yönde katkı sağlıyor. Mentorle çalışmak aile ile genç arasındaki meslek seçimine yönelik çatışmaları da azaltıyor.
Mentorle Kariyer Planlamak için Mentorloops ile Tanışın
Mentörlük ne demek, mentör kimdir ve mentor ne iş yapar gibi sorular ülkemizde de yaygınlaşıyor. Gençler mentor eşliğinde sınava hazırlanmaya, kariyerini şekillendirmeye ve mesleki gelişime yönelik çalışmaya başladı. Özelliklede yurtdışı eğitime hazırlık, üniversiteye kabul ve sonrası için mentorlük hizmeti oldukça önemli. Fakat ülkemizde mentorluk hizmetleri veren pek fazla kurum bulunmuyor.
Mentorloops firması da mentorluk hizmetleri ile ülkemizde hizmet veren nadir kurumlardan bir tanesidir. Mentorloops, yurt dışında okuyan öğrencilerin üniversite süreci ve sonrasında onlara mentorluk hizmeti sunuyor. Staj, akademik araştırma süreçlerinde yanlarında olarak doğru kişiler ile buluşmalarını ve kendileri için network oluşturmalarını sağlıyor. Bireylerin Mentorloops ile ilk tanışmaları henüz üniversiteye girmeden başlıyor. Hangi üniversiteye girmeleri gerektiğini, hangi bölgede okumaları gerektiğini söylüyor.
Üniversite eğitimi süresince de bireye ihtiyaçları dahilinde mentorlük etmeye devam ediyor. İş hayatına hazırlık ve iş dünyasında başarılı olmak için de mentor mentee ile çalışmalarını sürdürüyor.
Mentorle kariyer planlamak kariyerinde fark yaratmak ve doğru seçimler yapmak isteyen gençler için büyük kolaylık sağlıyor. Ailelerin üzerindeki baskı azalıyor, dolayısıyla da çocuğa yansıtılan kaygı ve endişeler de azalmış oluyor. Hem genç hem de aile için sınava hazırlık, sınav dönemi ve sonrası daha keyifli hale geliyor.
Erken dönemde kariyer planı yapmak geleceğe güçlü adımlar atmak isteyen gençlere büyük avantaj sağlıyor. Kariyer planlaması son yıllarda önemi artan ve bireyin başarısını olumlu yönde destekleyen bir yöntem. Bu planlama bir profesyonel eşliğinde yapılabileceği gibi, genç ve ailesi tarafından ya da varsa okulda rehberlik birimi tarafından yapılabiliyor.
Kariyer planlaması bireye ilgi, beceri, yetenek alanlarına hitap eden, kişinin potansiyeliyle uyumlu bir yol haritası çıkarıyor. Bu çalışmayla bireye karakteriyle örtüşen, maddi ve manevi kariyer beklentilerini karşılayan kariyer alternatifleri çıkarılıyor. Aynı zamanda bu plan yapılırken bireyin kültürel, ekonomik koşulları da dikkate alınıyor. Kişinin kariyerini destekleyecek gelişim alanlarına yatırım yapılırken, güçsüz yanları da kariyerini olumsuz etkilemeyecek şekilde düzenleniyor.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda kariyer planlaması detaylı, kapsamlı ve özenli bir çalışma gerektiriyor. Bu nedenle hızlı yol alabilmek için erken dönemde kariyer planı yapmak gerekiyor.
Erken Dönemde Kariyer Planı Nasıl Yapılıyor?
Aba Psikoloji olarak biz uzman kadromuzla kariyer danışmanlığı talep eden danışanlarımıza Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planı hazırlıyoruz. Bu yöntem sayesinde danışanlarımızın gelişim alanlarını çıkarıyor ve gelişim süreçlerini planlıyoruz. Bireyin kısa ve uzun vadeli hedeflerini belirliyor ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planlarını yapıyoruz. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmalarını amaçlıyoruz.
Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulamaktayız. Erken dönemde kariyer planı yaparken bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturuyoruz. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirerek oluşturduğumuz plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsıyor.
Aba Psikoloji’ de bu uygulama yapılırken bireyin stratejik yetenek yönetimihedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Stratejik yetenek yönetimi testlerinin uygulanmasının ardından belirlenen hedeflere ulaşılması için bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde bir yol haritası çizilir.
Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar. Bu sürede kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.
Erken Dönemde Kariyer Planı Yapmak Mesleki Doyumu ve Bireysel Mutluluğu Artırıyor
İçinde bulunduğumuz yaşam koşullarını değerlendirdiğimizde rekabetin ön planda olduğunu yaşayarak görüyoruz. Eğitimden başlayarak içinde bulunduğumuz her ortam ve kademede rekabet mevcut. İyi bir okulda okumak için rekabet etmek gerekiyor, iyi bir şirkette çalışmak için rekabet etmek gerekiyor, daha iyi koşullar için rekabet etmek gerekiyor.
Gençler artık kariyerlerini belirlemek için mezun olmayı beklemiyor, iş fırsatlarının ayaklarına gelmeyeceğini, üniversite bitirmenin istihdam olabilmek için yeterli olmadığını biliyorlar. Artık iyi üniversite okumak yeterli değil. İyi bir lise eğitimi almak, okul dışı aktivitelere de önem vermek, çok yönlü gelişmek gerekiyor. İş verenler artık yabancı dil bilen, 2. hatta 3. dili konuşabilen çalışanlar arıyor.
Gençlerde bu beklentiyi bilerek kendini mutlaka geliştirmek istiyor. İmkanı olanlar yurtdışı eğitimini de tecrübe etmek istiyor. Gençler lisede yapılacak alan seçiminden üniversitede yapılacak stajlara kadar her şeyi özenle irdeliyor ve seçiyor. Çünkü artık herkes her şeyi biliyor. Eğitim dünyasında veya iş hayatında içinde bulundukları ve bulunacakları her ortamda sıkı bir rekabet var.
Fırsat eşitliğinin olmayışı ve rekabetin yoğun oluşu erken dönemde kariyer planı yapmanın önemini artırıyor. Öne çıkabilmek için çok çalışmanın, yenilikçi olmanın ve fark yaratmanın gerekli olduğu bir sistemde yaşıyoruz. İşsizlik oranları çok yüksek. İş bulmak zor, hele ki sevdiğin işi yapabilmek daha da zor. İş hayatına adım atmış olup da “işimi aşkla yapıyorum” diyebilen çalışana rastlamak da kolay değil.
Oysa günümüzün hatta ömrümüzün büyük bölümü çalışarak geçiyor. Peki neden sevdiğimiz işleri yapmıyor ya da yaptığımız işleri sevemiyoruz? Bu noktada önemi hala yeterince fark edilemeyen erken dönemde kariyer planı yapmak önemli hale geliyor.
Mutlu çalışanlara baktığımızda eğitim hayatının ilk yıllarından itibaren ilgilerine, yeteneklerine göre ilerlemiş, seçimlerini bu doğrultuda yapmış kişileri görüyoruz. Doğru kariyer seçimi yaparak başarılı olmakla kalmamış, çalışırken mutlu da olmuş insanlar çıkıyor karşımıza.
Erken Dönemde Kariyer Planı Yapmak Avantaj Sağlıyor
Bu rekabette avantajlı olan grup ise kariyer planlamanın önemini erken fark edenler. Profesyonel bir kariyer danışmanlığı alan öğrenciler sürecin başından sonuna kadar bilinçli ilerliyor. Hayallerini hedefe çeviriyor, hedeflerine ulaşabilmek için gerçekleştirmesi gereken amaçları bir bir gerçekleştiriyorlar. Belirlediği hedefin zaman içerisinde kendisine uymadığını deneyimleyen birey geç olmadan hedefinde stratejik değişiklikler yapabiliyor.
Kariyer gelişimi yaşamın ilk yıllarından itibaren şekillenmeye başlıyor. Bu nedenle erken dönemde kariyer planı yapmak önem taşıyor. Okul öncesi dönemde dahi çocuğun kariyer gelişimine yön verilebiliyor. Bu konuda Okul Öncesi Dönemde Kariyer Planı Yapmak: Küçük Ayaklar Geleceğe Büyük Adımlar Atsın yazımızdan faydalanabilirsiniz. Ancak profesyonel anlamda bir kariyer seçimi yapabilmek için LGS Hazırlık sürecinde kariyer danışmanlığı alınması gerekir.
Çoğunlukla LGS hazırlık sürecinde kariyer seçimiyapılmadan okul ve alan seçimi yapılıyor. Ancak bireyin kariyerinde hayal kırıklığı yaşamaması için üniversite sınavına hazırlık sürecinde mutlaka planlama yapılması gerekiyor. Öğrencilerin, ailelerin ve okulların Lise eğitiminin ilk yılı itibariyle kariyer seçimi konusunda çalışmalara başlaması gerekiyor. Bu seçimi Lise, üniversite hatta iş yaşamına başlarken alınacak danışmanlık desteğiyle de beslemek avantaj sağlıyor.
Yurtdışı üniversite eğitimi almak istiyorsanız Türkiye’deki üniversiteye giriş sınavından farklı sınavlara girmeniz gerekir. Bu sınavlar sayesinde uluslararası geçerliliğe sahip bir değerlendirmeyle, akademik bilginizi diğer ülkelerdeki okullara kanıtlayabilirsiniz. Dolayısıyla Yurtdışı üniversite eğitimi isteyen öğrencilerin sınav yükü artmaktadır. Yurtdışında Lisans Eğitimi Almak için Hangi Sınavlara Girmelisiniz? Yazısını sınavlarla ilgili bilgi almak için okuyabilirsiniz.
Hem yurtiçi hem yurtdışı sınav hazırlığı ve yurtdışı kriterler için uygunluk oluşturmak kolay değildir. Kimi yurtdışı eğitim veren üniversiteler sınav başarısı dışında kişisel gelişime de önem vermektedir. Öğrencinin çok yönlü olması, derece aldığı, ödüllendirildiği spor, sanat faaliyetlerinin veya projelerinin olması önemli olabilmektedir. Dolayısıyla yurtdışı üniversite eğitimi için sadece sınava hazırlanmak yeterli değildir.
Sınava hazırlığın yanı sıra kişisel gelişimi, ilgi ve beceri alanlarına yönelik faaliyetleri sürdürmek gereklidir. Tüm bu koşulları sağlamak kolay değildir. Yurtdışı eğitimin akademik boyutu kadar manevi, duygusal zorlukları da bulunmaktadır. Yurtdışı eğitimi tercih etmek gencin ailesinden fiziki olarak uzaklaşmasına, alıştığı kültüre, arkadaşlıklara ve rutinlere eğitim süresince ara vermesine neden olacaktır.
Psikolojik Hazırlık için Yurtdışı Üniversite Eğitimi Hayalinizi Belirgin Bir Hedefe Dönüştürün
Yurtdışı üniversite eğitimi almaya karar verdiyseniz, öncelikle kendiniz için en uygun mesleği seçmeniz gerekiyor. Mesleğinizi belirlediğinizde akademik eğitiminizi de bu mesleğe yönelik planlayabilirsiniz. Doğru mesleğin ilgileriniz, karakteriniz, beklentileriniz ve becerilerinizle uyumlu olması gerekiyor. Doğru meslek ve bölüm seçimi akademik hayatınızın ve kariyerinizin daha başarılı geçmesini sağlayacaktır.
Yurtdışı üniversite eğitimi isteyen öğrencilerin en büyük önceliği yurtdışında eğitim alabilmek olabiliyor. Ancak bilinçli ve başarılı bir hedef için stratejik planlama yapabilmek gerekiyor. Spesifik bir hedef belirlemekte zorlanıyor bu nedenle hedefinizi yurtdışında eğitim alma odaklı planlıyor olabilirsiniz. Karar verirken karakteristik özelliklerinizi, ilgi ve beceri alanlarınızı göz önünde bulundurmalısınız.
Ayrıca öğrenme stilinizi, bilgi birikiminizi, çalışma konularınızı ve çalışma hayatından beklentilerinizi de dikkate almalısınız. Mesleklerin geleceğini, geleceğin mesleklerini belirlemeniz de doğru seçim yapmanıza katkıda bulunacaktır. Seçim yaparken okulunuzdaki rehberlik biriminden mesleki yöneliminizle ilgili destek alabilirsiniz. Profesyonel kariyer danışmanlığı almanız da sağlıklı karar vermenizi destekleyecektir.
Mesleki alternatiflerinizi belirledikten sonra yurtdışında hangi üniversitelerde bu mesleklere yönelik eğitim alabileceğini araştırın. Mesleğin yurtiçi ve yurtdışı istihdam olanaklarına bakın. Hedef belirlemek motivasyonunuzu artıracak ve karşınıza çıkacak zorluklarda psikolojik sağlamlığınızı artıracaktır.
Aba psikoloji olarak konusunda uzmanlaşmış profesyonel kadromuzla yurtdışı kariyer danışmanlığınızı yapıyoruz.
Becerilerinize, ihtisas alanınıza uygun alternatifleri belirliyor ve en iyi üniversitelere yerleşmenize destek oluyoruz. İstekleriniz ve becerilerinizle uyumlu bu üniversitelerin kazanılmasında uzman kadromuz akademik anlamda da size destek oluyor.
Aba psikoloji ile yurtdışı kariyer danışmanlığı aldığınızda stratejik yetenek testi uygulamasıyla sizin için uygun meslek ve üniversiteleri belirliyoruz. Stratejik yetenek testi ile yapılan bu değerlendirmeler sonucunda gençler ilgi duydukları, beceri geliştirdikleri alana yönlendiriliyor. Detaylı bilgi için Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Nedir? Yazımızı da okuyabilirsiniz.
Yurtdışında Üniversite eğitimi için Hangi Ülkelere ve Okullara Başvuracağınızı Belirleyin
Mesleğinizi belirledikten sonra sıra ülke ve okul seçimine geliyor. Burada tercih için farklı ülkeler ve okullardan alternatifler çıkarmalısınız. Böylece kabul alma olasılığınız artacaktır. İyi bir psikolojik hazırlık akademik, sosyal, yaşamsal, ekonomik pek çok detayı planlayarak hazırlık yapmayı gerektirir.
Yurtdışı üniversite eğitimi için hazırlık yaparken ülke ve okul seçiminde farklı değişkenleri göz önünde bulundurmalısınız. İlk olarak, okuyacağınız bölümle ilgili öne çıkan okulları ve seçeceğiniz sektörün geliştiği ülkeleri belirlemelisiniz. Bunun yanı sıra ilginizi çeken okulların başvuru- kabul aşamasında dikkat ettiği kriterleri karşılıyor musunuz bakmalısınız. Kriterleri karşılamanızın dışında tercih edeceğiniz bölümün müfredatını öğrenmeniz ve eğitim kadrosunu araştırmanız önemli.
Okula yönelik araştırmaların dışında ülke ve yaşayacağınız şehre yönelik araştırma da yapmalısınız. Farklı coğrafyaların ikliminden, farklı ülke ve şehirlerdeki sektörel duruma kadar pek çok detay eğitiminizi etkileyecektir. Diğer taraftan Türkiye ile gideceğiniz ülke arasındaki mesafe de sizin için önemli olabilir. Her ülkenin ve okulun kendine has ücreti ve masrafı vardır. Bu maliyetleri ve burs koşullarını da değerlendirmeniz gerekiyor.
Yurtdışı Üniversite Eğitimi İyi Bir Bütçe Planı Gerektiriyor
Yurtdışı üniversite eğitimi için ayrılması gereken bütçeler ne yazık ki Türk öğrenciler için oldukça yüksektir. Dövizdeki artış ve para birimimizin mevcut değeri eğitim, ulaşım, konaklama, sağlık gibi giderlerin değerini yükseltmektedir. Bu nedenle yurtdışı eğitim öncesinde her öğrencinin ve ailenin iyi bir planlama yapması gerekmektedir. Bu planlama sürecinde hiç aklınızda olmayan ihtiyaçlar ve masraf kalemleri ile karşılaşabilirsiniz.
Yerleşeceğiniz üniversite ve bölüme göre de fiyat farklılıkları oluşabilir. Özellikle üniversitenin bulunduğu ülke veya şehir fiyat farklılığına neden olabilmektedir. Dolayısıyla yurtdışı eğitim fiyatları pek çok değişkene bağlı olarak belirlenmektedir. Profesyonel bir destek almak veya yurtdışı eğitim tecrübesi olan birinden rehberlik almak gerekir. Bu sayede yurtdışı tecrübenizde hayal kırıklığına uğrama olasılığınızı düşürecek psikolojik olarak da daha rahat hissedeceksiniz.
Ekonomik kaygılar yurtdışında yurtiçinde duyacağınızdan daha yoğun stres yaşamanıza neden olacaktır. Üstelik bütçe açığınızı hızlı kapatamazsanız eğitim hayatınız da riske girebilir. Önlem almak için gitmeden önce yurtdışında harcama yapmanızı gerektirecek tüm detayları çıkarıp olası aksilikleri de hesaba katarak bütçe çıkarmalısınız. Eğitimin maddi yükünü hafifletmek için yurtdışı eğitim, konaklama ve benzeri burs alternatiflerini araştırabilirsiniz.
Aynı şekilde eğitim alırken yurtdışında para kazanabileceğiniz iş imkanları varsa bunları da gitmeden araştırabilirsiniz. Ülkenizi sık ziyaret etmek istiyorsanız uçak biletlerini erken rezervasyonla indirimli alabilirsiniz. Konaklayacağınız yeri önceden araştırabilir, bütçenize uygun, beklentilerinizi karşılayacak, güvenli alternatifler belirleyebilirsiniz.
Yurtdışı Üniversite Eğitimi Almanın Avantajları
Yurtdışı üniversite eğitimi hem kariyer hem de kişisel gelişim açısından pek çok avantajı beraberinde getiriyor. Türkiye’den de mesleki hayata iyi şekilde hazırlamak isteyen çok sayıda öğrenci yurtdışında eğitim imkanlarından faydalanıyor. Dünyanın en prestijli üniversitelerinde eğitim almak için ciddi bir hazırlık süreci gerekiyor. Ancak yurtdışında eğitim almanın avantajları bu sürece zaman ve enerji harcamaya değer gözüküyor.
Yurtdışı Üniversite Eğitimi Yurtiçinde ve Yurtdışında İş Bulma Olasılığını Artırıyor
Globalleşmenin sonucu artık hepimiz dünya insanı haline geldik. Türkiye’de de artık her şeyi anlık takip edebiliyor, gelişmelere yönelik bilgileri herkesle birlikte öğrenebiliyoruz. Ülkemizde yurtdışı sermaye gün geçtikçe artıyor ve ülkemizdeki çok uluslu şirketlerde azımsanacak gibi değil. Dolayısıyla üniversite mezuniyetinin ardından çok uluslu bir şirkette iş bulabilmek için yurtdışı üniversite eğitimi avantaj sağlıyor.
Bu sayede sadece ülkemizdeki istihdam olanakları değil yurtdışında da iş bulma olasılığı artıyor. Bugün yurtdışı yaşam hayali olan bir bireyin yabancı dil bilgisi olsa dahi mesleğine yönelik yurtdışında iş fırsatı yakalaması kolay değil. Çalıştığı şirketin çok uluslu olması transfer olasılığını yükseltiyor. Ancak bu tabloda en şanslı grup eğitimini yurtdışında sürdürmüş bireyler oluyor.
Öğrenci değişim programı ile bir iki yıl yurtdışı tecrübesi edinmek dahi istihdam olasılığını artırıyor. Elbette bu kendi mesleğinizle alakalı iş bulmanız için sizi avantajlı duruma getiriyor. Yurtdışı yaşam hayali olan ama meslek grubunu önemsemeyen bir birey uzmanlık alanının dışında bir mesleğe geçiş yaparak da yurtdışına yerleşebiliyor.
Yurtdışında yaşamak, mesleğimi orada sürdürmek, kariyerimde başarılı olmak istiyorum diyenler için iyi bir hazırlık gerekiyor.
Yurtdışı Üniversite Eğitimi Anadil Düzeyinde Yeni Diller Öğrenmenizi Destekliyor
Yurtdışı üniversite eğitimi almak istihdam olasılığını artırdığı gibi anadil düzeyinde yabancı dil becerisi kazanmanızı sağlıyor. Anadilinizin kullanılmadığı bir ülkede hayatınızı sürdürebilmek, sosyalleşebilmek ve daha önemlisi üniversite eğitiminizi tamamlamak kolay değil. Dolayısıyla gün boyu o ülkenin diline ya da evrensel dil olan İngilizceye maruz kalacaksınız. Hem maruz kalmanız hem de konuşmanız bu yeni dili anadil seviyesine çıkarmanızı destekleyecek.
İngilizce eğitim alıyor ama İngilizce konuşulmayan bir ülkede yaşıyorsanız iki dil öğrenmeniz dahi mümkün olacaktır. Dünyanın İngilizce konuştuğu bir zamanda yaşadığımızı düşünürsek artık herkesin İngilizce bilmesi bekleniyor. Neredeyse tüm iş ilanları İngilizce yeterliliğini ön koşul koyuyor.
Dolayısıyla kariyerinizde fark yaratmanız için artık İngilizce dışında üçüncü, dördüncü dili de bilmeniz gerekiyor. Seçeceğiniz meslek farklı ülkelerle irtibat halinde olmayı gerektiriyorsa çok dilli olmak büyük avantaj sağlıyor.
Yurtdışı Üniversite Eğitimi Uluslararası Mesleki Deneyim Kazanmanızı Sağlıyor
Yurtdışı üniversite eğitimi almanız aynı zamanda yurtdışı staj ve iş deneyimi elde etmenizin de önünü açıyor. Eğitim sürecinde tecrübe kazanmak için staj yapabilir ve hatta geçiminize katkıda bulunmak için çalışabilirsiniz. Yurtdışında edineceğiniz iş tecrübesi ülke içerisinde referans edinmenizi sağlayacaktır. Referans dışında yurtiçinde ya da dışında iş bulma imkanınızda artacaktır.
Nerede olursa olsun iş verenler için akademik donanımın yanı sıra mesleki tecrübenin niteliği önem kazanmaktadır.
Yurtdışı Üniversite Eğitimi Yeni Kültürlerle Tanışmanızı Sağlayacak ve Uyum Becerinizi Geliştirecektir
Farklı bir ülkede eğitim fırsatı yakalamanız aynı zamanda çok kültürlü olmanızı da sağlayacaktır. Eğitim hayatınız süresince üniversitede farklı ülkelerden ve kültürlerden gelen öğrencilerle bir arada olacaksınız. Onların kültürlerini, iletişim şekillerini, sorunlara yaklaşım yöntemlerini, problemlerle nasıl başa çıktıklarını göreceksiniz.
Hoşgörü, farklılıklara saygılı olma, uyum sağlama becerilerinizi geliştireceksiniz. Yaşadığınız ülkenin kültürüne, yaşam tarzına ve farklılıklarına adapta olmanız ve uyum sağlamanız yönetici becerilerinizi geliştirecek. Farklılıklara uyum sağlamanız grup içerisinde çalışabilmenizi kolaylaştıracak, bir takımın parçası olabilmenizi sağlayacaktır.
Yurtdışı Üniversite Eğitimi için Aba Psikoloji ile Kariyerinizi Planlayarak Psikolojik Hazırlık Yapabilirsiniz
Aba psikoloji olarak yurtdışı üniversite eğitimi için danışanlarımıza bu işin mutfağında olan uzmanlarımızla destek veriyoruz. Kaliteli bir hizmet için özellikle üniversiteyi, akademik süreci ve tüm gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Çalıştığımız alanlar itibariyle özellikle eğitim ve yüksek öğrenim eğitimi konusunda tüm aşamaların sistematiğini kurarak öğrencilerimize gereken her türlü desteği sağlıyoruz.
Eğitim, yüksek öğrenim ve özellikle de öğrencilerin kendi bireysel stratejik yetenek yönetimine bakarak değerlendirme yapıyoruz. Uyguladığımız test, envanter ve klinik değerlendirmelerle danışanlarımız için en doğru tercihleri belirliyoruz. Aba psikoloji olarak tüm bu hizmetleri sağlıyor ve danışanlarımıza tüm ihtiyaç konularıyla ilgili rehberlik ediyoruz.
Yurtdışı üniversite eğitimi için motivasyonu ve potansiyeli olan gençlerimizin hedeflerini gerçekleştirmelerine destek olmak istiyoruz. Yurtdışı eğitiminin doğru planlandığında kariyer gelişimine son derece önemli etkisi olduğunu tecrübelerimizle biliyoruz. Potansiyeli olan pek çok öğrenci yurtdışı eğitime yönelik sahip oldukları eksik, yanlış bilgilerle önyargı geliştirebilmektedir. Önyargılar ise uluslararası anlamda başarı elde edebilecek nice gencin potansiyelinin gerisinde kalmasına neden olmaktadır.
Dolayısıyla Aba psikoloji olarak stratejik iş ortaklarımızla beraber sahip olduğumuz deneyimli kadroyla kariyer planınızda yanınızdayız.
Gelecek kaygısı pek çok öğrencinin ortak sorunudur. Geleceğe yönelik belirsizlikler, gerçekdışı beklentiler, ihtiyaçlar, yaşam zorlukları, yaşanılan coğrafya ve ekonomik imkanlar kaygıyı beslemektedir. Pek çok öğrenci için geleceğe yönelik hayallerin ayağı yere basmaz. Ne zaman hayallerin hedefe dönmesi gerekir ve hedeflerin gerçekleşmesi için performans sergilenir o zaman gerçeklerle yüzleşilir.
Her insanın üretmek, zorluklara göğüs germek ve devam edebilmek için motivasyonunu besleyen hayalleri vardır. Bu hayaller özellikle uzak geleceğe yönelik olduğunda düşüncesi dahi kişiyi mutlu edebilmektedir. Ancak ulaşılabilir olmayan hiçbir hayal başarı için yeterli motivasyonu sağlamayacaktır. Gelecek kaygısı yaşayan bireylerin ya iyi planlanmamış hedefleri vardır ya da hedefleri ulaşılabilir düzeyde değildir.
Bir hedefi başarılı kılan, kişinin potansiyeliyle uyumlu, hayalleriyle örtüşen, ulaşılabilir ve ölçülebilir olmasıdır. Bu özellikleri karşılamayan hiçbir hedef birey için yeterli motivasyonu sağlamayacaktır. Motivasyon ise başarı elde edebilmek için ihtiyaç duyulan temel kaynaktır.
Bireyin gelecek kaygısını besleyen otomatik düşünceleri vardır; “Sınavda başarılı olabilecek miyim?, İş bulabilecek miyim? Kariyerimde başarılı olabilecek miyim? Geçimimi sağlayabilecek miyim? Kişisel gelişimime katkıda bulunabilecek miyim? İyi şartlarda yaşayabilecek miyim? Saygınlık edinebilecek miyim? Gibi. Bireyin bu sorulara net, kesin cevaplar veremiyor oluşu kaygısının gelişmesine neden olacaktır.
Yaşadığımız yüzyılda ekonomik koşullar, istihdam oranları, işsizlik yüzdesi geçim kaygısını ve dolayısıyla gelecek kaygısını beslemektedir. İyi eğitimlerle, kişisel ve mesleki gelişim örnekleriyle bezenmiş pırıl pırıl özgeçmişler bugün iş bulamamaktadır. Bin bir emekle hazırlanılan sınavlardan başarıyla çıkan nice öğrenci, üniversiteyi dereceyle bitiren nice genç mezuniyet sonrası işsiz kalabilmektedir. Dikkat Çeken Bir Cv için Kişisel ve Mesleki Gelişim Önerileri yazımızı da okumanızı öneririz.
Yabancı dil bilen, tecrübe sahibi, çok yönlü pek çok yetişkin bugün işsiz veya terfi beklemektedir. Potansiyelinin çok altında işler yapan, hayalleri yaşamın gerçekliğiyle uyuşmayan nice genç mesleki doyuma ulaşamamaktadır. Tüm bu gerçeklikler gelecek için hazırlık yapan öğrencileri ve iş hayatına hazırlanan genç yetişkinleri endişelendirmektedir.
Gelecek Kaygısı Ekonomik Koşullara Göre Şekillenmektedir
Dolayısıyla fark yaratmak gayesiyle büyük emek veren gençler için mevcut koşullar gelecek kaygısı yaratmaktadır. Kaygının yoğunluğu ise seçimlerimizi etkilemektedir. Geleceğe yönelik beklentiler ve temel ihtiyaçlar gencin meslek seçimine etki etmektedir. Geçim sıkıntısı yaşayan, bir an önce mezun olup iş hayatına atılması gereken genç ile ekonomik desteği olan gencin seçim süreci aynı olmayacaktır.
Ekonomik ihtiyaçlar bireyin daha hızlı para kazanabileceği, ustalaşma, tecrübe kazanma gerektirmeyecek işlere yönelmesine neden olacaktır. Uzun yıllar eğitim almayı ve/veya çıraklıktan başlamayı gerektiren işler ekonomik kaygıları olan bireylere göre değildir. Eğitim hayatında burs imkanı olan, ailenin ekonomik desteğine sahip ve/veya okurken çalışabilecek bireylerin seçimi ise gelecek kaygısı taşımayacaktır.
Gelecek Kaygısı Yaşamamak için Mesleklerin Geleceği, Geleceğin Meslekleri Araştırılmalıdır
Meslek seçimi yaparken geleceğe yönelik fikir edinebilmek için profesyonel danışmanlık almak oldukça faydalıdır. Seçim sürecinde doğru mesleğe yönelebilmek için bugünün popüler meslekleri ile sınırlı kalmamak gerekir. Bugünün meslekleri gelecekte de yeterli geliri getirebilir düzeyde olacak mı araştırılmalıdır. Aynı şekilde bugün popüler olmayan ancak gelecekte ön plana çıkacak mesleklerde araştırılmalıdır.
Üniversite eğitimine henüz başlamamış bir bireyin seçim yaparken en az 4-5 yıl sonra ön plana çıkacak meslekleri öğrenmesi gerekir. Bu bilgiyi edinebilmenin en sağlıklı yolu profesyonel destek almaktır. Bilimsel kanıtlar ışığında geleceğe yönelik mesleki bilgi toplamak seçim sürecinin verimliliğini artıracaktır.
Gelecek Kaygısı ile Başa Çıkmak için Kariyer Danışmanlığı Alabilirsiniz
Eğer yaşadığınız gelecek kaygısı ve stres düzeyiniz işlevselliğinizi bozacak düzeyde ise psikolojik destek almayı düşünebilirsiniz. Üniversite dönemi başarılı bir kariyer için ön hazırlık yapmanızı gerektiren oldukça önemli bir süreçtir. Mesleğe daha iyi hazırlanmak ve başarılı sonuçlar edinebilmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Aba psikoloji olarak kariyer planı çıkarırken stratejik yetenek yönetimi ile çalışıyoruz. Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz. Stratejik Yetenek Yönetimi ile Gelecek Kaygınızı Yenebilirsiniz yazımızı okuyabilirsiniz.
Böylece yaptığımız çalışmalarla danışanlarımızın gelecek kaygısı yaşamalarının da önüne geçmiş oluyoruz. Mesleklerin geleceği ve geleceğin meslekleri hakkında danışanlarımızı ve ailelerini bilgilendiriyoruz. Böylece öğrencinin bakış açısını genişletiyor, iş hayatıyla ilgili farkında olmadığı çalışma alanlarını da bilgisine sunuyoruz. Üniversite Öğrencilerine Gelecek Kaygısı ile Başa Çıkma Önerileri yazımız da sizin için faydalı olabilir.