Motivasyon bir hedefe ulaşmak için kişinin harekete geçmesini, negatif koşullara rağmen devam etmesini sağlayan güçtür. Bu güç içsel yani duygusal, bilişsel, biyolojik kaynaklarla olabileceği gibi dışsal yani sosyal kaynaklarla da oluşabilir. Burada da karşımıza motivasyonu doğrudan etkileyen beklentiler çıkmaktadır. Beklentilerde yine motivasyon gibi içsel ya da dışsal faktörlere göre değişiklik gösterebilir.

Bireyin motivasyonunu doğrudan etkileyen beklenti etkisi yani diğer adıyla Pygmalion etkisidir. Yazımızın devamında pygmalion etkisi nedir? Pygmalion etkisinin motivasyonla ilişkisi nedir? Pygmalion etkisini motivasyonu olumlu yönde etkileyecek şekilde nasıl kullanabiliriz? Detaylarıyla bahsediyor olacağız.

Pygmalion Etkisi (Beklenti Etkisi) Nedir?

Pygmalion etkisi sosyolog Robert King Merton tarafından öne sürülen “kendini gerçekleştiren kehanet” teorisine dayanır. Pygmalion etkisine göre bir nesneye, kavrama, insana olan beklentiler ve tutumlar, algıya dönüştüğü zaman kesinlikle gerçekleşir. Tam tersi kendini gerçekleştiremeyen kehanet ise kişinin algısı ve tutumunu kontrol edebilmesiyle alakalıdır. Bu teoriye göre diğer insanlara yönelik beklentilerimizle onların davranışlarını etkileyebiliriz.

Dolayısıyla pozitif beklentiler performansı pozitif yönde etkilerken, negatif beklentiler performansı negatif yönde etkilemektedir. Bu durumda öğretmenin öğrenciden, ailenin çocuğundan, yöneticinin çalışanından beklentisi neyse gerçekleşecek olan performansta benzer olmaktadır. Yüksek beklentiler bireyin performansında yükselişe neden olmaktadır. Kişi beklentinin aynısını karşılayamasa dahi yapabileceğinin en iyisini yapmaya güdülenmektedir. Olumsuz beklentilerde ise kişinin motivasyonu düştüğü için kişi yapabileceğinden daha azını yapmaktadır.

Diğerleriyle ilgili beklentilerimiz ya da diğerlerinin bizimle ilgili beklentileri dışsal motivasyon etkisi oluşturmaktadır. Ancak bir de bizim kendimizle ilgili beklentilerimiz var. Bu beklentiler özgüvenimiz, potansiyelimiz, kapasitemiz ve koşullarımızla doğrudan ilgilidir. Tıpkı dışsal motivasyonda olduğu gibi kendimizle ilgili beklentilerimizde yüksekse daha yüksek performans, düşükse daha düşük performans sergileriz. Buna da içsel motivasyon denilmektedir.

Bir performansın gerçekleşmesinde en etkili ve uzun süreli olan içsel performanstır. Bu nedenle bireyin başarılı olabilmesi için mutlaka içsel motivasyona dolayısıyla yüksek olumlu beklentiye ihtiyacı olacaktır. Farkında olmasak da başarımız ve başarısızlığımız kendimiz ve gelecekle ilgili beklentilerimiz, hayal ve isteklerimizle ilişkilidir.

Pek çok kişisel gelişim uzmanı, yaşam koçları geleceğe yönelik olumlu hayaller kurdurur. Hatta hayal panosu, kariyer panosu, vision board ve benzeri şekillerde duymuş olabileceğiniz beklenti panoları hazırlatırlar. Pek çok kurumsal şirket yeni bir seneye başlamadan önce çalışanlarına bu tarz çalışmalar yaparak yeni yıla daha olumlu beklentilerle başlamayı hedefler. Aynı şey öğrenciler için de geçerlidir.

Beklentiler sadece öğrencilik ve kariyer hayatıyla da sınırlı tutulmamalıdır. İlişkilerimiz, ebeveynlik rollerimiz, ailemiz, sahip olmak istediğimiz maddi şeyler, kişisel gelişim alanlarımızla da ilgili olabilir.

Pygmalion Etkisi Olumsuz Yerine Olumluya Odaklanmamızı Öneriyor

Pygmalion etkisi bize başarıyı destekleyecek bir motivasyon için neyin kötü olabileceğini değil de neyin daha iyi olabileceğini düşünmemizi öneriyor. “Ne ekersen onu biçersin” atasözümüzde olduğu gibi iyi düşünün iyi olsun mesajı bu teoride öne çıkarılıyor. Tabi bunun olumsuz kullanımları da oldukça fazla. Kötü şeyler düşünmek ve olumsuz beklentilere girmenin sonucu daha olumsuz oluyor.

“Bir şeyi 40 kere söylersen gerçek olur.”, “Birine 40 kez deli dersen deli olur.”, “Aklıma gelen başıma geldi.” “Zaten ben de şans olsa kadın/erkek doğardım.”, “Böylesi de hep beni bulur.”, “sakınan göze çöp batar” Gibi. Örneklerde de gördüğümüz gibi olumsuz yüklemeler içeren beklentilere pygmalion etkisinin tam tersi Golem etkisi deniyor.

Pygmalion Etkisinin (Beklenti Etkisi) Motivasyon ile İlişkisi Nedir?

Doğada hiçbir nesne bir sebep olmadan kendi hareketsiz durumundan hareketli duruma geçemez. İnsanın eyleme geçme durumu da aynıdır ve hareket edebilmesi, davranışta bulunması için, doğa yasası gereği, birtakım sebepleri olmalıdır.

Bu noktada motivasyon karşımıza çıkmaktadır.  Bireylerin belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere kendi arzu ve istekleri ile harekete geçmeleri, eylemde bulunmaları gerekir. Öğrenciler için bu, akademik hayattaki eylemlerinin türünü, şiddetini, kararlılığını ve amaçlarına ulaşmadaki hızı belirleyen en önemli güçtür. Ancak bu gücün yönünü belirleyen çoğunlukla kendileri, öğrenmeye yönelik kaynakları ve öğrenmenin sonunda elde etmek istedikleriyle ilgilidir. Yani motivasyonu belirleyen kişinin beklentileridir. Bu beklentiler ne denli olumlu ise motivasyon o kadar yüksek olacaktır.

Yeterince motive olmamış bir öğrencinin derse konsantre olması, ders tekrarı için zaman ayırması ya da öğrenmek için arzu duyması beklenmemelidir. Yapılan araştırmalar, motivasyonla başarı arasında pozitif yönlü güçlü bir ilişki olduğunu göstermektedir. Motivasyonu yüksek öğrencilerin öğrenme içeriğine, öğrenme ortamına, öğretene ve öğrenmeye yönelik algısı ve ilgisi pozitiftir.

Motivasyonu yüksek olanlar güçlüklerle karşılaşıldığında çalışma istikrarını ve öğrenme azmini daha uzun süre sürdürebilmektedirler. Tüm bunlar da bize beklenti etkisinin önemini gösteriyor. Motivasyon ve Pygmalion etkisi arasındaki ilişkiyi açıklamak için birkaç deneysel çalışma örneğinden bahsedelim.

Plasebo Etkisi Olumlu Beklentiyi Geliştiriyor ve Olumlu İçsel Motivasyon Sağlıyor

Plasebo etkisi pygmalion etkisi ile benzer bir etkidir. Plasebo, ağız, burun veya enjeksiyon yoluyla vücuda geçen bir ilaçtır. Kimi zaman cerrahi operasyonlarla da plasebo etkisi yaratılabilir. Aslında plasebonun fiziksel anlamda tedaviye yönelik hiçbir gücü yoktur. Sahip olduğu tedavi gücünü tamamen hastanın verilen ilacın işe yarayacak ilaç olduğunu düşünmesinden alır.

Plasebo, tıbbın bilimsel olarak açıklayamadığı bir şekilde insanların istemeleri halinde kendi kendilerini iyileştirme gücüne yöneliktir. Plasebo etkisi olan ilaç veya işlemler kişinin hastalıktan kurtulacağına yönelik inanç geliştirmesini, moralini yükseltmesini sağlamaktadır. Yani içsel motivasyon plasebo etkisi ile yükselmektedir.

Rosenthal Etkisi Deneyi Hem İçsel hem de Dışsal Motivasyon İçin Güzel Bir Örnek Sunuyor

Pygmalion etkisini görebileceğimiz bir başka deney de California ilköğretim okulundaki öğrencilere yapılıyor. Deneyde öğrencilerin hepsine IQ testi yapılıyor. Öğrencilerin test sonuçları sadece uygulayıcılar tarafından biliniyor ve rast gele bir grup öğrenci seçiliyor. Öğretmenlere bu öğrencilerin çok yüksek puan aldığı ancak sonuçların öğrencilerle paylaşılmaması gerektiği söyleniyor.

Bu öğrencilerin başarı potansiyelinin çok yüksek olduğu ve doğru eğitimi alırlarsa çok iyi yerlere gelebilecekleri öğretmenlere söyleniyor. Gerçekte ise bu öğrenciler ortalama başarı düzeyine sahip öğrenciler ve öğrencilerin bu deneyden haberleri de yok.

Yapılan testin üzerinden bir yıl geçtikten sonra IQ testi yeniden uygulanıyor. Öğretmenlere başarılı olarak verilen ortalama düzeydeki öğrencilerin bu kez ortalamanın çok üzerinde bir sonuç çıkardıkları görülüyor.

Deneyin sahibi Robert Rosenthal neden daha yüksek bir sonuç çıkardığını 4 faktöre bağlı olarak açıklıyor.

  1. Öğretmen öğretmeye açık olduğunu bildiği öğrencilere sözel ve davranışsal olarak daha sıcak bir öğrenme ortamı sağlıyor.
  2. Öğretmen öğrenme potansiyeli yüksek olan öğrencilere daha fazla bilgi ve materyal sunuyor.
  3. Öğrencilere söz alması, tahtaya kalkması için pasif öğrencilere oranla daha fazla fırsat sunuluyor.
  4. Öğretmenler başarı beklentisi olan öğrencilerin yanlışları üzerine daha yapıcı şekilde eğiliyor ve doğrusunu anlatıyor. Öğretmen başarı potansiyeli olmayan öğrencilere ise doğrusunu tekrar anlatma gereği duymuyor.

Aynı örneği iş hayatında ve hatta aile içerisinde de görmek mümkün. Yöneticiniz sizin bir davranışınız, fikriniz ya da çalışmanızda başarılı olma potansiyelini keşfederse size yaklaşımı değişiyor. Fikirleriniz daha çok önemsenirken hatalarınız da daha fazla tölere edilebiliyor.

Üstesinden gelebileceğiniz düşüncesi ile size daha fazla iş üretme fırsatı tanınıyor. Geribildirimleriniz daha pozitif oluyor ve toplantılarda da size daha çok söz hakkı sunuluyor.  Böyle bir ortamda da dışsal motivasyon olumlu olduğu için kişinin içsel motivasyonu da olumlu yönde gelişiyor.

Pygmalion Etsini’nin Tersi ise Golem Etkisi Olarak Biliniyor

Pygmalion Etkisi‘nın tam tersine ise literatürde Golem etkisi deniyor. Bu durumda da negatif bir geri bildirim döngüsü oluşturularak, potansiyeline ve yeteneğine inanılmayan kişilere kendilerinin geliştirme konusunda daha az fırsat sunulur ve bu nedenle daha az gelişirler. Örnek olarak bir öğretmenin düşük beklenti içerisinde olduğu öğrenci ile daha az iletişim kurması gösterilebilir.

Pygmalion etkisinde olumlu beklentileri olan bir kişi çoşkulu ve sabırlıdır. Açık iletişime sahiptir. Kişi daima hayallerini gerçekleştirmek için yüksek beklenti içerisindedir. Başkalarının düşüncelerine önem verir, empati kurar. Özgüveni yüksektir. Bu kişi bir yöneticiyse çalışanlarının, öğretmense öğrencilerin başarasını destekler ve ödüllendirir.

Golem etkisinde olan yani olumsuz beklentilere sahip bir kişide ise motivasyon düşüktür. Yani her anlamda pygmalion etkisindeki bir bireyin sahip olduğu özelliklerin tersine sahip olacaktır. Beklentisi düşük olduğu için isteneni veremez ve başarıyı görmezden gelir. Sabırsız ve anlayışsız olabilir. Empatiden yana zayıftır ve başkalarının duygularına karşı ilgisizdir. Başkalarının düşüncelerine de kulak asmaz, iletişim yönünden eksiktir.

Böyle bir iletişime maruz kalan kişinin de motivasyonu olumsuz yönde etkilenmektedir. Dolayısıyla beklentisi düşük ve olumsuz yönde olan bir kişinin etkileşimde olduğu diğer kişiler de olumsuz yönde etkilenecektir. Dersi şevkle anlatmayan, öğrencisine geribildirim vermeyen, ilgi göstermeyen bir öğretmenin dersine öğrencinin duyduğu ilgi ve beklenti düşecektir. Aynı şey iş hayatı için de geçerlidir.

Ailede de çocuğunun başarısız olacağına, yetersiz olduğuna inanan ebeveynlerin olumsuz beklentisi çocuğa yansıyacaktır. Ailesinin sözlerinden, jest, mimik ve beden dilinden olumsuz beklentiyi alan çocuğun içsel motivasyonu da düşecektir.

Yapılan meta-analiz çalışmasına göre Golem etkisinin, Pygmalion etkisinden çok daha etkili olduğu görülmüştür. Yani kişilere karşı olumsuz beklentilere girmemiz karşı tarafı daha fazla etkisi altına almaktadır. “Yuvayı dişi kuş yapar.”, “müşteri daima haklıdır.”, “Büyüklerin sözü kesilmez.” Ve daha pek çok sosyal norm ve beklentiler de beklenti yasası kapsamındadır. Kişinin motivasyonu bu genel yargılara göre şekillenmekte ve davranışa dökülmektedir.

Peki Olumlu Motivasyon Geliştirmek için Pygmalion Etkisinden Nasıl Faydalanabiliriz?

Pygmalion etkisine göre başarılı olmak için sadece performans göstermek yeterli olmuyor. Aynı zamanda başarılı olmak için başaracağına yönelik de inanç geliştirmek gerekiyor. Bu inanç kişinin içsel inancı kadar dışsal kaynakların beklenti ve inançlarıyla da şekilleniyor. Dolayısıyla bu görüşe göre bir kişinin başarılı olacağına yönelik kişinin bizzat iletişimde olduğu diğer kişilerinde inanç geliştirmesi gerekiyor.

Bu da bize öğrencinin başarılı olabilmesi için öğretmenin başaracağına yönelik inanç duymasını ve her öğrenciye başarı adayı olarak bakmasını gerektiriyor. Aynı şekilde ailelerinde çocuklarının potansiyeline güvenmesi ve başaracağına inanması gerekiyor. Ancak başarıya yönelik inanç geliştirmek ile gerçekdışı beklentilere girmek birbiriyle karıştırılmamalı.

Gerçekdışı beklentiler öğrencinin potansiyelinin çok üzerinde bir performans göstermesini beklemektir. Başarıya yönelik inanç ise kişinin mevcut potansiyeline göre gerçekleştirebileceği en iyi performansı gerçekleştireceğine yönelik inançtır.

Olumlu motivasyon geliştirebilmek için olumlu beklentiler kadar olumsuzluklarla da yapıcı şekilde mücadele etmek öğrenilmelidir. Dolayısıyla başarısızlığa da olumlu yönden bakılmaya başlanmalı, “bu başarısızlıktan nasıl bir ders çıkarabilirim?” diye düşünülmelidir. Böylece kişi başarısızlıklarında kırıklığa uğramak yerine gelişim alanlarını ve eksiklerini tespit ederek kişisel ve mesleki gelişimine katkıda bulunabilir.

Motivasyon ile ilgili diğer yazılarımıza da bakabilirsiniz; Motivasyon Eksikliği Nedenleri , Sınava Hazırlanırken Motivasyon Artırma Teknikleri: Aileler Ne Yapabilir? , İş Hayatı için Motivasyon Arttırma Yöntemleri . Tüm yazılarımız için Aba Psikoloji Blog alanımıza bakabilir, Aba Psikoloji YouTube videolarımızı izleyebilirsiniz.

 

 

Read More