Sınav sabahı en az sınava hazırlık süreci kadar önemsenmelidir. Sınav gününe güzel bir başlangıç yapmak sınav motivasyonunu artırıyor. Sınav gününün verimli geçirilebilmesi ise en az 20 gün öncesinden başlayarak bir rutin oluşturmayla sağlanabiliyor.

Sınavdan bir gün öncesi iyi bir hazırlık yapılmadığında çoğunlukla telaş veya durgunlukla geçiriliyor. Ya sınav kaygısını artıracak telefon görüşmeleri yapılıyor, ya sınava yönelik olumsuz düşünceler tekrar tekrar yineleniyor.

Bazı öğrenciler artık sınav hazırlığını tamamlamış olmanın rahatlığıyla kutlama yapıyor. Son gün istirahat ederek veya saatlerce bilgisayar oyunu oynayarak, telefonla konuşarak, internette dolaşarak geçirilebiliyor. Oysa son gün zihni rahatlatmak, bedeni de çok yormamak gerekiyor. Peki sınav sabahı ve sınavdan bir gün öncesi nasıl geçirilmeli? Sınav başarısını olumlu etkilemek için neler yapılabilir? Yazımızın devamında detaylarıyla paylaşacağız.

Üniversite Sınavı Yaklaşıyor: Artan Stresle Başa Çıkmak İçin Stres Yönetimi Becerilerinizi Geliştirebilirsiniz! Ve Mevsimlerden Bahar: Bahar Yorgunluğu Sınava Hazırlık Sürecinizi Olumsuz Etkilemesin! Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Sınav Sabahı İçin Öneriler

Sınav gününe güzel başlayabilmek özellikle de bir gün öncesini güzel geçirmekle mümkün olabiliyor. Üstelik iyi bir başlangıç yapabilmek için büyük efor harcamaya da gerek yok. Aşağıda paylaşacağımız önerileri sınav haftası ve mümkünse bir ay öncesinden başlayarak uygulayabilirsiniz. Bu sayede sınav günü için rutin oluşturmuş ve alışkanlık kazanmış olacaksınız.

Uyku ve Uyanıklık Sürelerinizi Planlayın

Yeterli ve düzenli uykunun faydaları saymakla bitmez. Ancak sınav sürecinde uykunun bizim için en önemli faydası dikkati sürdürme ve konsantrasyonu sağlamadaki desteği. Vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi depolayabilmesine yardımcı olması ise ikinci bir destek. Bir diğer önemli desteği ise öğrenme sürecine, bilginin işlenmesine ve hatırlanmasına olan katkısı. Ayrıca kaliteli ve yeterli bir uyku stres ve kaygıyla başa çıkmayı da kolaylaştırıyor.

Yeterli ve dengeli uyku olumsuz düşüncelerle ve gerginlikle başa çıkmayı da kolaylaştırıyor. Uyku sırasında salgılanan melatonin bağışıklık sisteminin güçlenmesini de destekliyor. Bu da sınav sürecinde istemediğimiz enerjimizi düşürecek hastalıklardan korunmamızı kolaylaştırıyor. Önerimiz her gün mümkünse aynı saatte uyumanız, en az 7-8 saat uyumaya özen göstermeniz. Uyku süresi kadar uyuduğunuz saatlerde önemli.

Melatonin salgılayabilmeniz için tam karanlık saatlerde lamba, dijital ekran ışığı gibi aydınlatıcılardan uzakta uyumanız gerekiyor. Yapay ışıkta veya gün ışığında melatonin salınımı durur. Akşam 21.00 itibariyle melatonin salınımı artarken gece 02.00 – 04.00 saatlerinde en üst seviyelere ulaşır. 05.00 itibariyle melatonin salınımı tekrar düşmeye başlar ve günün aydınlanmasıyla durur. Bu nedenle düzensiz ve özellikle geç saatlerde uyuyanlarda yeterli melatonin salgılanmaz.

Sınav sabahı kolay uyanabilmek ve güne uykusuz başlamamak için özellikle son 15 gün uyku düzeninizi bu şekilde planlayabilirsiniz. Böylece yataktan daha kolay kalkabilirsiniz.

Sınav Sabahı Hafif ve Dengeli Bir Kahvaltı ile Güne Başlayın

Güne kahvaltıyla başlamanız oldukça önemli. Sınav günü çoğunlukla heyecandan kahvaltı etmek akla gelmez. Pek çok öğrenci sınava giderken bir şey yemek istemez. Oysa kahvaltı yapılmaması halinde uzun süre açlık göze alınmış olacaktır. Sınav günü öğrencilerin sınav salonuna erken gitmesi gerekiyor. Sınav salonuna gitmek için yolda geçirilen zaman, erken varış ve sınav süresi düşünüldüğünde süre uzuyor.

Açlık süresi uzadıkça dikkat dağılıyor, enerji düşüyor. Dikkatin dağılması, enerjinin azalması ise sınav günü isteyeceğimiz en son şey. Bu nedenle sınav sabahı hafif ama dengeli beslenmek gerekiyor. Metabolizmayı şaşırtmamakta önemli. Metabolizmanın şaşırmaması içinse mutlaka son bir hafta benzer şekilde kahvaltı yapmak gerekiyor. Kahvaltı saati ve yenilen besinler de sınav günüyle benzer olmalı.

Hafif beslenme ise ağır yağlı kızartmaların, baharatların veya daha önce denenmemiş yiyeceklerin olmadığı bir beslenme. Sindirimi zor besinler de tercih edilmemeli. Dengeli beslenmek içinse enerji verecek, uzun süre tok tutacak sağlıklı besinler tüketmek gerekiyor.

Sınav sabahı beslenmedeki değişiklik stres ve heyecanla da birleşince bağırsak düzenini bozabiliyor. Bu nedenle sınav günü kahvaltıyı ihmal etmemek ama yenilenlere de dikkat etmek gerekiyor. Sık idrara çıkaracak besinlerden ve fazla su tüketiminden de uzak durmak gerekiyor.

Egzersiz Yaparsanız Güne Daha Dinç ve Enerjik Başlayabilirsiniz

“Sınav günü nasıl egzersiz yapabilirim? Zaten çok heyecanlı olacağım!” diye düşünebilirsiniz. Egzersizi de tam bu sebeple yapmanız gerekiyor. Özellikle sınava son bir ay kala egzersiz yapmaya başlamanız alacağınız verimi artırıyor. Egzersiz denilince aklınıza en az bir saat yapabileceğiniz, çok ter dökeceğiniz sporlar geliyor olabilir. Ancak bizim önerimiz temiz havada hafif tempolu bir yürüyüş veya evde basit fizik egzersizleri.

Amacımız vücudu uyandırmak, harekete geçirmek. Böylece hem güne daha yüksek tempoda, enerjiyle başlamış olacak hem de dikkatinizi daha kolay toparlayabileceksiniz. Böylece daha kolay uyanacak, temponuzu yakalayacaksınız. 10-15 dakika yapacağınız egzersizler sınava hazırlık sürecinde ve sınav sabahında size kolaylık sağlayacak.

Mavi Işıktan Uzak Durun, Güne Başlarken ve Günü Bitirirken Ekran Detoksu Yapın

Gün içerisinde hepimiz mavi ışığa maruz kalıyoruz. Telefon, tablet ve bilgisayarlarla çevrili etrafımız. Dolayısıyla da tüm günümüz mavi ışık yüklenerek geçiyor. Mavi ışık için uzmanlar yüksek düzeyde ışık etkisi olduğunu söylüyor. Mavi ışığa maruz kaldığımız sürenin fazlalığı ise uyku düzenimizi bozuyor, yorgunluk hissini artırıyor. Göz kuruluğunu da etkiliyor. Dolayısıyla bağışıklık sistemimiz de zayıflıyor.

Mavi ışık etkisini azaltmak için ekran koruyucu kullanmak verdiğin zararın azaltılmasını sağlıyor. Ancak yine de yeterli değil. Dijital ekranların yaydığı ışıktan arınmak, teknolojiden uzak yaşamak da günümüz için mümkün değil. Peki ne yapabilirsiniz? Bu öneri hepimiz için geçerli. Özelliklede sınava hazırlık yapan öğrenciler için daha da önemli.

Sınava hazırlık yaptığınız dönemde gece yatarken mavi ışıktan uzak yatmalısınız. Mümkünse sınav sabahı uyandıktan sonra telefonla hiç ilgilenmemek öneriliyor.

Uyumadan önce son baktığınız şeyin telefon gibi dijital bir ekran olmaması da oldukça önemli. Alacağınız bu önlem hem mavi ışıktan korunmanızı sağlıyor hem de öğrenme sürecinizi etkiliyor. Uyumadan önce ekrana bakmak yerine gün içerisinde öğrendiğiniz ve hatırlamak istediğiniz bilgileri gözden geçirebilirsiniz. Çıkardığınız özetleri uyku öncesi 20 dakika tekrar edebilirsiniz. Öğrenmekte zorlandığınız formülleri, konuları tekrar edebilirsiniz.

Uykudan önce yapacağınız bu tekrarlar uyku süresince zihninizde işlenecek. Beynin yapacağı bu işlemleme süreci bilgilerin uzun süreli belleğe kaydedilmesini ve hatırlanmasını kolaylaştıracak. Sınav sabahı ve aslında her sabah da güne benzer şekilde başlayabilirsiniz. Çoğumuz güne telefonumuzu kontrol ederek başlarız. Oysa güne ekrandan uzak başlamak öğrenmek istenen bilgileri tekrar etmek bilgi işlemleme sürecini kolaylaştırıyor.

Güne Olumlu Düşüncelerle Başlayın Günü Olumlu Düşüncelerle Tamamlayın

Hayatımızda olumlu düşüncelere yeterince yer vermiyoruz. Oysa pozitif düşünce pek çok zorluğun üstesinden gelebilmeyi kolaylaştırıyor. Olumsuz düşüncelerle ve karamsarlıkla geçirdiğimiz zamansa çok daha fazla. Sınava hazırlık sürecinde olumsuzluklara odaklanmak yerine olumlu düşüncelere zaman ayırmak gerekiyor.

“Sınav çok zor. Yeterince zamanım yok. Çok fazla konu var.” Gibi olumsuz düşünceler yerine “Başarılı olmak için yapmam gerekenleri biliyorum. Düzenli çalışıyor, zamanımı verimli kullanıyorum. Ben de başarılı olacağım.” Gibi olumlu düşüncelere yer verilmeli. Sınav sabahı ve özellikle sınav anında da bu olumlu düşüncelere devam edilmeli.

Fakat bu sefer olumlu düşünceler “sınavda başarılı oldum.”, “Sınavım çok iyi geçti.”, “Zamanı çok verimli kullandım.” Şeklinde olmalıdır. Bu sayede zihnimizi başarılı olacağımıza önceden inandırmış olacağız. Zihinde sınav süresince bu başarıyı gerçekleştirmek için ekstra çaba sarf edecek.

İhtiyaçlarınızın Listesini Tutun, Sınav Salonunu Önceden Ziyaret Edin

Her yıl pek çok öğrenci sınav salonuna geç kalır veya kimliklerini unutur. Bu nedenle bir yıl boyunca hazırlandıkları sınava katılma haklarını da kaçırmış olurlar. Bir anlık bir dalgınlığın ve ihmalin sonucunda yaşanan kayıp ise oldukça büyüktür. Geç kalmanın veya bir şeyleri unutmanın en önemli nedeni ise sınavdan önce ihtiyaçların belirlenmemiş olmasıdır.

Sınav günü nelere ihtiyaç duyulacağı önceden not edilmelidir. Mümkünse sınav salonu erkenden ziyaret edilmeli, sınav günü oluşabilecek trafik de göz önünde bulundurulmalıdır.

Mesafe ve trafik de planlanarak bir yolculuk süreci belirlenmeli, evden bu süreye göre çıkılmalıdır. Sınav giriş belgesi, kimlik gibi gerekli evrak ve eşyalar erkenden hazırlanmalı. Sınav sabahı kontrol etmek için temiz bir check list daha yapılmalıdır. Sınav günü evden çıkmadan bu liste kontrol edilmelidir.

Sınav Sabahı ve Sınava Hazırlık Sürecinde Nefes Egzersizleri Yapın

Nefes egzersizleri bedenimizin ihtiyaç duyduğu oksijeni sağlar. Zihin dinginleşir, tazelenir. Sakinleşir, rahatlar ve dengeleniriz. Yapacağımız nefes egzersizleri dikkati sürdürmemizi ve daha kolay konsantre olmamızı kolaylaştırır. Enerjimizi daha verimli kullanabiliriz. Sınava hazırlık sürecinde ve sınav günü açığa çıkan heyecanı ve kaygıyı yönetmemizi kolaylaştırır. Uygulaması kolay ve keyifli olan bu egzersizleri sınava hazırlık döneminde hayatınızın parçası haline getirmenizi öneririz.

Yoga, pilates, meditasyon gibi çalışmalar da zihni ve bedeni rahatlatmaktadır. Ancak sınav sabahı kısa süreli, bedensel faaliyet gerektirmeyen bir egzersiz yapmak istiyorsanız nefes egzersizi yapabilirsiniz. Üstelik istediğiniz her zaman, her yerde herhangi bir ekipmana ihtiyaç duymadan yapabilirsiniz.

Sınava 1 ay kala nefes çalışmaya başlamanız bunun da rutin bir alışkanlık haline gelmesini sağlayacaktır. Böylece sınav günü çok daha kolay egzersiz yapabilir, zihninizi, bedeninizi daha kolay sınava adapte edebilirsiniz.

Sınav Sabahı Sınav Kaygısı Yaşamak İstemiyorsanız Destek Alabilirsiniz

Tüm bu önerilerimiz sınav gününü daha rahat geçirmenizi sağlayacaktır. Ancak sınavı düşündüğünüzde yoğun kaygı yaşıyorsanız, sınav tarihi yaklaştıkça kaygınızla başa çıkamıyorsanız psikolojik destek alabilirsiniz. Sınav kaygısı ile tek başınıza baş etmekte zorlanmanız oldukça normal. Hayatınızın belki de en önemli dönemlerinden birini yaşıyorsunuz. Bu süreçte profesyonel destek almanızsa sınav başarınızın önünde duran bu engeli aşabilmeniz için oldukça önemli.

Gerçekdışı beklentiler ve olumsuz düşünceler sonucu gelişen sınav kaygısı başarı potansiyeli olan öğrencileri olumsuz etkiliyor. Sınav kaygısıyla destek almadan başa çıkmak ne kadar zorlayıcıysa destek alarak üstesinden gelmekte bir o kadar kolay. Üniversite Sınavı Yaklaşıyor: Artan Stresle Başa Çıkmak İçin Stres Yönetimi Becerilerinizi Geliştirebilirsiniz! , Gençler Neden Sınav Kaygısı Yaşıyor? Ve Sınav Kaygısı Sınav Başarısı İçin Faydalı Hale Nasıl Getirilir? yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunuyor. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlıyoruz. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz.

Siz de sınav kaygınızı sınav başarısına çevirmek ve kariyerinizi yapılandırmak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Böylece sınav sabahını da çok daha sakin ve verimli geçirebilirsiniz.

 

Read More

Yurtdışında üniversite eğitimi almaya yönelik talep ve ilgi yıldan yıla artıyor. Z kuşağı geçmiş kuşaklara göre bu konuda çok daha bilinçli ve şanslı. Yurtdışında eğitim almanın sağlayacağı avantajları bilerek gençler erken yaşlardan itibaren hazırlık yapıyor. Ancak yurtdışı eğitimin özellikle ekonomik boyutta önemli dezavantajları da var. Artan döviz ve Türk parasının azalan değeri yurtdışı eğitim hayali olan öğrencileri hayallerinden uzaklaştırıyor.

Burs imkanları dahi önemli bir kesimin yurtdışı eğitim maliyetine yeterli gelmiyor. Yurtdışı eğitimin sağlayacağı global düzeydeki avantajlardan faydalanmak isteyen öğrenciler alternatif eğitim fırsatlarını takip ediyor. Öğrenci değişim programları, kısa süreli dil okulları veya work and travel bunlardan bazıları. Ailelerin eğitime maddi destek sağlayabilmesi veya gencin okurken iş imkanı bulabilmesi ise süreci kolaylaştırıyor. Peki yurtdışında üniversite eğitimi almak neden önemli? Avantajları ve dezavantajları neler? Karar sürecinde nasıl bir yol izlenmeli? Yazının devamında detaylarıyla paylaşacağız.

Yurtdışında Üniversite Eğitimi Alacak Gençler için Psikolojik Hazırlık Önerileri yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yurtdışında Üniversite Eğitimi Almak Neden Önemli?

21.yüzyılın beraberinde getirdiği yenilik ve gelişmeler nitelikli iş gücünün önemini artırdı. Endüstri 4.0 ile birlikte üretimin, az iş gücüyle kısa sürede çok daha fazla hale getirilmesi de işsizliği tetikledi. Artan nüfus ise işsizliğin çığ gibi büyümesine neden oldu. İşsizlik engeline takılmak istemeyen pek çok birey için nitelikli diploma önem kazandı.

Ancak üniversite eğitimine verilen önemin artması, işverenler için adaylar arasında seçim yapmayı zorlaştırdı. Eğitimde çok daha bilinçli ilerleyen z kuşağı için diploma kadar kişisel yetkinliklerin gelişimi de önem kazandı. Gençler artık yeni diller öğreniyor, kişisel gelişim ve mesleki yeterlilik kurslarına katılıyor.

Lise sıralarından itibaren gençlerin pek çok konuda sertifikaları, deneyim ve uzmanlıkları var. Gençler ilgi ve beceri alanlarını tanıyor ve geliştirmek üzere çalışıyorlar. Dolayısıyla z kuşağı kariyer gelişimine büyük yatırımlar yapıyor. Ancak pastadan pay almak isteyen adaylar ne kadar çoksa pasta da bir o kadar küçük. Bu da işverenlerin tercih yapmasını zorlaştırıyor.

Yurtdışında üniversite eğitimi alabilmek ise hem pastayı büyütüyor hem de pay sahibi olma şansını artırıyor. Yurtdışında eğitim alabilen gençler eğitim aldıkları ülkede çalışma ve hatta oturma izni alabiliyorlar. Farklı ülkelere geçiş yaparak kariyer fırsatlarını değerlendirebiliyorlar. Türkiye’ye döndüklerinde de yine istihdam noktasında çok daha avantajlı konumda oluyorlar.

Yurtdışında Üniversite Eğitimi Almanın Avantajları Neler?

Yurtdışında eğitim almanın avantajları kişiden kişiye, bütçeden bütçeye ve beklentiye göre farklılık göstermektedir. Gidilecek ülke, seçilecek üniversite ve okunacak bölüm de avantaj ve dezavantajlar açısından önemlidir. Ancak genel olarak avantajları dezavantajlarından çok daha fazladır. Yurtdışında üniversite eğitimi almanın genel perspektifte her öğrenci için ortak avantajı yeni bir dil kazanımıdır. Ayrıca mesleki kariyer ve donanım açısından da artısı oldukça fazladır.

Kişisel gelişim, sosyal beceri, kültürel kazanım, global network açısından da avantajları oldukça fazladır. Yurtdışında eğitim alan bireylerin o ülkeye yerleşme ve/veya başka ülkelere geçiş yapabilme olasılığı da bulunmaktadır. Ülkeye geri dönüş yapanlar için ise uluslararası şirketlerde rol bulmak çok daha kolaydır. Yurtdışı eğitim deneyimi olan ve bu fırsatı iyi değerlendirenler için Türkiye döndüklerinde kariyer basamaklarını daha hızlı adımlamak mümkün.

Yurtdışında eğitim alan bireylerin değişikliklere daha kolay adapte olabildiği görülmektedir. Daha iyi uyum sağladıkları, iletişim becerilerinin daha kuvvetli olduğu, zorluklarla daha kolay başa çıktıkları görülmektedir. Farklı bir ülkenin kültürüne, mutfağına, yaşam biçimine uyum sağlamak iyi bir takım oyuncusu olabilmeyi kolaylaştırmaktadır.

Ayrıca yurtdışında üniversite eğitimi deneyimi pek çok açıdan yaratıcılığı ve üretkenliği de desteklemektedir. Özellikle daha gelişmiş ülkelerde eğitim alan öğrenciler gördükleri, deneyimledikleri yenilikleri ülkelerine getirebilmektedir. Yeni fikirlerin yeni ürünlere dönüşmesini sağlayabilmektedirler.

Lisans, ön lisans, dil okulu, master, doktora, stajlar gibi kariyere katkı sağlayacak yurtdışı deneyimleri cv için önemlidir. İş arayışınız ister yurtdışı isterse yurtiçi olsun bu deneyimlerinin tercih edilmenizi kolaylaştıracak.

Yabancı öğrenci kabul eden çoğu üniversitenin eğitim dili İngilizcedir. Ancak halk arasında kullanılan yerel dil ülkenin kendi ana dilidir. İngilizce bilmek akademik anlamda kolaylık sağlasa da zamanla ana dile yönelik de pratik kazanılabilmektedir. Bu sayede de yurtdışı üniversite eğitimi İngilizce dışında bir dilin daha edinimini kolaylaştırmaktadır. Yurtdışı Üniversite Eğitimi için Sınavlara Psikolojik Hazırlık yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Özetle yurtdışında üniversite eğitimi almanın faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Yeni kültürlerle tanışır, kendi kültürünüzden farklı kültürleri öğrenebilirsiniz.
  • En az iki dil öğrenebilirsiniz.
  • Oturma ve çalışma izni alabilirsiniz.
  • Sınav koşulu aranmaksızın başka ülkelere geçiş yaparak eğitiminizi uzatabilirsiniz.
  • Hem okuyup hem çalışabilir, birikim yapıp eğitim masraflarınızı karşılayabilirsiniz.
  • Ülkenizde veya yurtdışında en iyi marka ve firmalarda kariyer fırsatı yakalayabilirsiniz.
  • Uluslararası düzeyde network edinebilirsiniz.
  • Daha kısa sürede eğitiminizi tamamlayıp iş hayatına atılabilirsiniz: yurtdışında pek çok lisans eğitimi 3 yılda tamamlanmaktadır.
  • Bulunduğunuz ülkenin vizesiyle komşu ülkeleri dolaşabilir hem okuyup hem dünyayı dolaşabilirsiniz.

Yurtdışında Üniversite Eğitimi Almanın Dezavantajları Neler?

Dezavantajlarda avantajlar gibi kişiden kişiye, gidilecek ülkeye, okula ve bölüme göre değişiklik gösterebilmektedir. Yurtdışı eğitimi her ne kadar pek çok yönden avantajlı olsa da bazı durumlarda dezavantaja dönüşebilmektedir. Kimi ülkeler yabancı öğrenci kabul etse de okul dışında yabancı öğrenciye yaklaşım negatif olabilmektedir. Bu da kişinin eğitim aldığı ülkeye adapte olmasını ve bulunduğu süre içerisinde aidiyet geliştirmesini zorlaştırmaktadır.

Kısa eğitimlerde çok zorlamasa da uzayan eğitim sürelerinde sosyal beceri eksikliği yaşayan bireyler zorluk yaşayabilmektedir. Yeni bir ortama uyum sağlamak, arkadaş edinmek zorlaşabilmektedir. Farklı kültürlere, mutfağa, kurallara, düzene uyum sağlayamayan bireyler için de yurtdışında üniversite eğitimi zor olabilmektedir.

Yurt dışında eğitime başlayan ancak bir nedenle eğitimini yerinde tamamlayamayanlar için ülkeye dönüş sonrası zordur. Çünkü yurtdışında uygulanan müfredatla yurtiçindeki müfredat farklılık gösterebilmektedir. Bu da dönüş yapan çoğu öğrencinin alttan ders almasına ve eğitim süresini uzatmasına neden olmaktadır.

Yine YÖK ile denkliği olmayan üniversitelerden mezun olan öğrencilerinde diplomaları ülkemizde tanınmamaktadır. Dolayısıyla yurtdışında eğitim almak ülkenizde lise mezunu olarak kabul edilmeye neden olabilir. Bu da yine mesleğinizi yapamamanıza ve iş bulamamanıza neden olabilir.

Belki de günümüz koşullarında en büyük dezavantaj ekonomik zorlukları. Eğer aileniz yurtdışı eğitim ve yaşam masraflarınız için size destek sunamayacaksa çok zor günler geçirebilirsiniz. Eğitim bursları okul içerisindeki masraflarınıza kaynak sağlasa da konaklama, yeme, içme, sağlık, ulaşım size kalacaktır. Bu masrafları karşılamak için hem okuyup hem çalışabilirsiniz.

Ancak iş bulana kadar zorluk yaşama ihtimaliniz çok yüksek. Yine okuduğunuz bölüm ve üniversite de çalışmanız için çok uygun olmayabilir.

Yurtdışında üniversite eğitimi bursları da oldukça farklı içeriklerde olabilmektedir. Burs başvurularında ve gelen kabullerde bu detaylara da dikkat etmek gerekir. Ayrıca yurtdışında eğitim aldıktan sonra ülkenize dönüş yapmayı planlıyorsanız okuduğunuz bölümle ilgili ülkenizde başvuru yapabileceğiniz iş alanlarının olmasına dikkat etmelisiniz.

Özetle yurtdışında eğitim almanın risklerini şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Farklı bir kültüre, yaşam biçimine adapte olmakta zorlanabilirsiniz,
  • Yalnızlık çekebilirsiniz,
  • Ekonomik zorluklar yaşayabilirsiniz,
  • Ülkenize döndüğünüzde denklikle ilgili sorun yaşayabilirsiniz,
  • Ülkenize döndüğünüzde okuduğunuz bölüme yönelik çalışabileceğiniz bir iş alanı bulmakta zorlanabilirsiniz.

Yurtdışında Üniversite Eğitimi Almak İsteyenler Karar Verirken Destek Almayı İhmal Etmemeliler

Yurtdışında eğitim almanın avantaj ve dezavantajlarını göz önünde bulundururken mutlaka profesyonel destek de alınmalı. Alınacak yurtdışı eğitim danışmanlığı öğrencilerin ve ailelerin olası riskleri minimuma indirmesini sağlayacaktır. Ülkelerin yabancı öğrencilere yaklaşımı, üniversitelerin kabul koşulları, maliyet hesaplamaları gibi pek çok detaya bakılmalıdır.

Pek çok aile kısa sürede bu kadar fazla konuya yoğunlaşamadığı için yurtdışı eğitimden kaçınmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki öğrenci istediği ve aile destek sağladığı sürece avantajlar dezavantajlardan çok daha fazladır.

Aba psikoloji olarak yurtdışında üniversite eğitimi için danışanlarımıza bu işin mutfağında olan uzmanlarımızla destek veriyoruz. Kaliteli bir hizmet için özellikle üniversiteyi, akademik süreci ve tüm gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Çalıştığımız alanlar itibariyle özellikle eğitim ve yüksek öğrenim eğitimi konusunda tüm aşamaların sistematiğini kurarak öğrencilerimize gereken her türlü desteği sağlıyoruz.

Eğitim, yüksek öğrenim ve özellikle de öğrencilerin kendi bireysel stratejik yetenek yönetimine bakarak değerlendirme yapıyoruz. Uyguladığımız test, envanter ve klinik değerlendirmelerle danışanlarımız için en doğru tercihleri belirliyoruz. Aba psikoloji olarak tüm bu hizmetleri sağlıyor ve danışanlarımıza tüm ihtiyaç konularıyla ilgili rehberlik ediyoruz. Dolayısıyla Aba psikoloji olarak stratejik iş ortaklarımızla beraber sahip olduğumuz deneyimli kadroyla kariyer planınızda yanınızdayız.

Yurtdışında üniversite eğitimi için motivasyonu ve potansiyeli olan gençlerimizin hedeflerini gerçekleştirmelerine destek olmak istiyoruz. Yurtdışı eğitiminin doğru planlandığında kariyer gelişimine son derece önemli etkisi olduğunu tecrübelerimizle biliyoruz. Potansiyeli olan pek çok öğrenci yurtdışı eğitime yönelik sahip oldukları eksik, yanlış bilgilerle önyargı geliştirebilmektedir.  Önyargılar ise uluslararası anlamda başarı elde edebilecek nice gencin potansiyelinin gerisinde kalmasına neden olmaktadır.

Siz de yurtdışında üniversite eğitimi almak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Aba Academy sayfamızdaki yazıları ve Aba Yurtdışı Eğitim Youtube kanalındaki içerikleri de takip edebilirsiniz.

Read More

Sınavda başarısız olmak pek çok öğrenci için “hayat memat” meselesi haline gelmektedir. Oysa başarı kadar başarısızlıkta olağan bir durumdur ve başarısızlık sanıldığı gibi her şeyin sonu değildir. Başarısızlığa daha yapıcı bir şekilde gelişim alanlarını fark etme, gelişim için harekete geçme odaklı bakılabilir. Başarı ve başarısızlık öznel niteliktedir. Birinin başarı kabul ettiği başka biri için başarısızlık sayılabilir.

Aynı durum sınav performansı için de geçerlidir. Tüm soruları doğru yanıtlama hedefi olan bir öğrenci için birkaç net daha düşük yapmış olmak başarısızlık sayılabilir. Buna karşılık sınavdan beklentisi düşük olan bir öğrencinin daha yükseğini yapması veya beklediği puanı alması başarı sayılabilir. Dolayısıyla başarı ve başarısızlığı belirleyen öznel değerlendirmelerimiz, beklentilerimiz ve başkalarının bizden bekledikleri olacaktır.

Peki kendi beklentilerimizi karşılayamaz yani başarısız olursak bu sonuçla nasıl başa çıkabiliriz? Yazımızın devamında sınavda başarısız olmak olumlu şekilde nasıl değerlendirilebilir ele alacağız. Aynı zamanda başarısızlıkla baş etme önerileri de paylaşacağız.

Sınavda Başarısız Olmak “Her Şeyin Sonu Değil”

Sınavda başarılı olmak çoğu öğrencinin hedefi neredeyse tüm öğrencilerin de hayali. Neden tüm öğrencilerin hayali diyoruz çünkü herkes sınavda başarılı olmayı istiyor ama herkes başarıyı hedeflemiyor. Hayallerimiz çoğunlukla performansımız ya da potansiyelimizin çok üzerinde olabiliyor. Hedeflerimiz ise daha yapılandırılmış, somut kanıtlara dayalı, planlı ve programlı çalışmayı gerektiriyor. Dolayısıyla herkes hayal etse de bir hayal hedefe dönüştürülmediği sürece gerçekleşme olasılığı azalıyor.

Özelliklede LGS, YKS veya yurtdışı kabul gibi önemli sınavlarda başarı şans eseri gelmiyor. Sınavda başarısız olmak başarı beklentisi olan veya çevresi tarafından beklentiye girilen öğrencilerde hayal kırıklığı yaratabiliyor. Oysa başarısızlığın da bizlere sağladığı avantajlar var. Evet hazırlandığımız sınavların hepsi bizim için önemli. Hayatımızın en az 1 yılını sınavlar için ayırıyor, çalışırken pek çok keyifli aktiviteden feragat ediyoruz.

Sınavda Başarısız Olmak Hedef ve Beklentileri Yeniden Değerlendirmeye Fırsat Tanıyor

Ama sınava hazırlık sürecinde pek çoğumuzda sadece başarı elde edebilmek ya da beklentiyi karşılamak için çalışıyoruz. Dolayısıyla pek çoğumuzun başarı elde etmek için iyi bir amacı, hedefi olmuyor.

https://youtu.be/gV9QcOUd4qg

Bu sınavda neden başarılı olmak istiyorum? Başardığımda hayatımda ne değişecek? Hangi okulu, üniversiteyi hedefliyorum? Hangi alanı, bölümü, mesleği seçmeliyim? İlgi ve beceri alanlarım neler? Karakterimle uyumlu, mutlu ve başarılı olabileceğim meslekler neler? Seçtiğim meslek gelecekte ne kadar önemli olacak? Bu mesleği başarmak için sahip olmam gereken farklı yetkinlikler var mı? Yaşadığım şehir, ülke, kültür, sosyo- ekonomik koşullar bu bölüm/ meslek için uygun mu?

Pek çok öğrenci bu soruların cevabını aramadan karar verebiliyor. Hatta pek çok öğrencinin alan, bölüm, meslek seçimi öğretmenler ya da aile tarafından yapılıyor. Oysa bir ömre etki edecek, yaşam tarzımızı, sosyal çevremizi ve koşullarımızı belirleyecek mesleğimizi belirleyen biz olmalıyız. İşte sınavda başarısız olmak kendinize tekrar bu soruları sormanız ve cevaplarını bulmanız için fırsat veriyor. Cevapları ararken Gelecek Kaygısı Meslek Seçimini Etkiliyor, Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak ve Meslek Seçimi Önerileri: Çoklu Zeka Kuramı yazılarımızdan faydalanabilirsiniz. Ayrıca Aba Psikoloji Blog sayfamızdan daha fazla içeriğe ulaşabilirsiniz. Aba Psikoloji YouTube sayfamızdan da video içeriklerimize erişebilirsiniz.

Kariyerinize daha bilinçli yön verebilmek, güçlü yönlerinizi keşfetmek, zayıf yönlerinizi güçlendirmek için kariyer danışmanlığı alabilirsiniz. Aba psikolojide uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz.

Sınavda Başarısız Olmak Başarısızlık Kaynaklarını ve Eksik Bilgileri Tespit Etmeyi Sağlıyor

Sınav sonucunuzu aldığınızda yaşadığınız hayal kırıklığı ve üzüntü bir süreliğine “her şey bitti” düşüncesine kapılmanıza neden olabilir. Biz de tam bu noktada size “Her şey şimdi çok daha farkındalıklı bir şekilde yeniden başlıyor” diyoruz. Sınav sonucunuzda sizi mutsuz eden bir skor olsa da bu sonuç belgesi size somut kanıtlar da sunuyor.

Hangi konularda eksik kaldınız, en çok hangi derslerde ve hangi soru türlerinde zorlandınız apaçık görebilirsiniz. Eksiklerinizi tespit ettiğinize göre önünüzdeki sınava hazırlanırken nelere ağırlık vermeniz gerektiğini artık daha iyi biliyorsunuz.

Sadece bilgi eksiklikleriniz değil bu sınav tecrübesi size geliştirmeniz gereken işlevsel becerilerinizi de göstermiş olacak. Sınavda ve/veya sınava hazırlanırken zamanı kullanmakta zorluk yaşamış olabilirsiniz. Bu size etkili zaman yönetimi tekniklerini öğrenmeniz gerektiğinin mesajını veriyor. Dolayısıyla bu eksiği sınava hazırlık sürecinde mutlaka kapatmalısınız.

Zaman Baskısı Yaşamamak İçin Etkili Zaman Yönetimi Teknikleri ve LGS Yaklaşıyor Etkili Zaman Yönetimi ile Eksiklerinizi Tamamlayabilirsiniz yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

https://youtu.be/rKLh0fAjgcw

Zaman yönetiminin dışında sınavda başarısız olmak çoğunlukla dikkati toplayamama ve sürdürememe nedeniyle de gerçekleşebilmektedir. Sınavda dikkat dağınıklığı performansta ciddi bir düşüşe neden olmaktadır. Dikkat dağınıklığının kaynağı pek çok neden olabilir. Başarısızlık korkusu, kaygı, yetersiz bilgi, okuma alışkanlığının olmayışı ve benzeri nedenler dikkat dağınıklığına yol açabilir. Sınava hazırlanırken de dikkat dağınıklığı yaşamış ve bu nedenle yeterince verimli öğrenememiş olabilirsiniz.

Dikkat Egzersizleri ile Verimli Ders Çalışma ve Sınava Hazırlık Sürecinde İnternet ve Teknoloji Bağımlılığı ile Başa Çıkma Önerileri yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz. Verimli ders çalışma becerisi eksikliği de sınavda başarısız olmak için yeterli bir nedendir. Çok ve uzun süre çalışmak verimli çalışmak değildir. Verimli çalışmak için neler yapabileceğinizi Çoklu Zeka Kuramına Göre Verimli Ders Çalışma Önerileri yazımızdan öğrenebilirsiniz.

Yeterli okuma alışkanlığına sahip olmamak, hızlı ve etkili okumayı olumsuz etkiler. Oysa sınavda başarılı olmak hızlı okuma ve okuduğunu doğru anlama ile oldukça ilişkilidir. Sınavda başarısız olmak istemeyenler için okuma alışkanlığı kazanmak oldukça önemlidir. Okuma Alışkanlığı Kazanmak Sınav Başarısı Getiriyor yazımızı okuyabilirsiniz.

Başarısızlıkla Baş Etme Önerileri

Zaman yönetimi, dikkati odaklama ve sürdürme becerisi, verimli ders çalışma, hızlı okuma becerisi de başarısızlıkla baş etme önerileri olarak değerlendirilmelidir.

Öznel Hedef Belirlenmeli, Motivasyon Kazanılmalı

Aynı zamanda başarısızlık kimi zaman duyulan yoğun kaygı, stres, korku nedeniyle de gelişebilmektedir. Kaygılarımızı besleyen ise çoğunlukla gerçekdışı beklentilerimizdir. Gerçekdışı beklentiler kaygıya kapılmamıza neden olur ve mevcut potansiyelimizi de sergilememizi engeller. Aynı şekilde açığa çıkan olumsuz duygu ve düşünceler motivasyonumuzu da olumsuz etkiler. Oysa motivasyon eksikliği sınavda başarısız olmak için önemli bir etkendir.

Sizin seçtiğiniz, beklentilerinizle uyuşan, ilgilerinize, becerilerinize, karakterinize uyan bir hedefe yönelmeniz de başarı için önemlidir. Dolayısıyla kariyerinize yön verirken iç sesinizi dinlemeli ve sınava hazırlanmaya başlamadan önce hedefinizi seçmelisiniz. Motivasyon Eksikliği Nedenleri ve Sınava Hazırlanırken Motivasyon Artırma Teknikleri yazılarımızdan faydalanabilirsiniz.

Molalar İhmal Edilmemeli, İlgi Alanlarına Zaman Ayırılmalı

Sınavda başarısız olmak gençlerin üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Sınava hazırlık süreci yeterince tempolu ve emek isteyen bir dönemken bir de “tekrar başarısız olabilirim” endişesi devreye girmektedir. Başarısızlık korkusu gencin motivasyonunu ve çalışma isteğini kırabilir. Aynı şekilde başarısızlık korkusu daha fazla aralıksız çalışmaya da neden olabilir. Bu durumda da gece gündüz çalışan, dinlenmeyen, mola vermeyen öğrenciler açığa çıkmaktadır.

Oysa bedenimizin ve zihnimizin üretmek kadar dinlenmeye de ihtiyacı var. Dinleneceğiz ki daha iyisini öğrenebilelim, üretebilelim. Uyku, istirahat ve beslenme rutininden sınava hazırlık sürecinde uzaklaşılmamalıdır. Gençler bu dönemde gereksiz ve zaman kaybı olduğu düşüncesiyle ilgi alanlarından uzaklaşabilmektedir. Oysa ders dışı etkinliklerde bulunmak deşarj olmayı sağlamaktadır. Gençlerin sınava hazırlanırken de sınavda başarısız olmak korkusu ile hobilerinden vazgeçmemesi gerekir.

Zaman kaybı olarak görülen hobiler aslında dinlenmek, eğlenmek ve dolayısıyla çalışmaya motive olmak için gereklidir. Sınavda başarısız olmak tekrar yaşamak isteyeceğiniz bir sonuç olmasa da ara vermeden çalışmayı da istemezsiniz. Bu nedenle ders ve ders dışı aktiviteler arasında sağlıklı bir denge kurabilmek gerekir.

Mindfulness Çalışmaları ile Başarısızlıkla Baş Etme

Mindulness yöntemiyle sosyal ilişkilerinizden, kariyerinize pek çok alanda daha mutlu ve başarılı olabilirsiniz. Mindfulness yani bilinçli farkındalık tekniği ile olumsuz duygu- düşüncelerinizi fark eder ve nezaketle kabul edersiniz. Anda kalmayı öğrenir, geleceğin kaygısını ya da geçmişin “keşke”lerini kendinize yük etmezsiniz.

Anda kalmakta güçlük yaşıyor, kendinizi sıklıkla geleceğe ya da geçmişe odaklı duygu ve düşünceler içerisinde buluyor olabilirsiniz. Dikkatinizi toplamakta, zamanı yönetmekte, iyi bir dinleyici olmakta güçlük yaşayabilirsiniz. Tüm bu zorluklar ve yol açtığı diğer olumsuzluklar nedeniyle başarısızlık yaşıyor, potansiyelinizi açığa çıkaramıyor olabilirsiniz.

Mindfulness yöntemiyle tüm bu zorlukları aşmanızda Aba psikolojiden destek alabilirsiniz. Uyguladığımız farklı test ve envanterlerle ilgi, beceri ve yetkinlik alanlarınızı belirleyebilir, kariyerinize yön verebilirsiniz. Mindfulness: Bilinçli Farkındalık ile Kariyerinizde Başarı Elde Edebilirsiniz yazımızdan faydalanabilirsiniz.

Sınavda başarısız olmak istemiyorsanız bu süreçte bir mentorla çalışmakta sizin için faydalı olabilir. Sınava hazırlık sürecinde size sağlayacağı avantajlar için Mentorloops’la tanışmanızı veya kariyer danışmanlığı almanızı önerebiliriz.

Sınavda Başarısız Olmak İstemiyor ve Başarısızlıkla Baş Etme Güçlüğü Yaşıyorsanız

Önünüzde önemli bir sınav var ve bu sınavda başarısız olmak istemiyor ancak başarısızlıkla baş etme konusunda da güçlük yaşıyor olabilirsiniz. Yazımızda paylaştığımız önerilerimizi uygulamakta zorlanıyor ya da daha profesyonel bir destek arıyor olabilirsiniz. Akademik başarı ve kariyer danışmanlığı özelinde stratejik yetenek yönetimi uygulamamızdan faydalanabilirsiniz. Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Sınav kaygısı, öğrenilen bilginin sınav sırasında doğru şekilde kullanımına ket vuran ve başarıyı olumsuz yönde etkileyen yoğun endişe halidir. Kaygının yoğunluğu kontrol altında tutulabildiğinde konsantrasyonu desteklemekte ve hatırlamayı kolaylaştırmaktadır. Kaygı aynı zamanda verimli yönetildiğinde zaman yönetimine de destek olmaktadır. Ancak kaygı yoğunlaşıp başarıyı olumsuz etkilemeye başladığında ve fizyolojik tepkilere yol açtığında kontrolden çıkmaktadır.

Sınava her yıl pek çok öğrenci katılmaktadır. Bilginin ölçülecek olması ve sınavların yılda bir kez yapılıyor olması sınav stresini yaratmaktadır. Bu stres sınava katılan herkesi etkilemektedir. Ancak duyulan kaygının yoğunlaşması, olumsuz duygu, düşünce ve tepkilerin gelişmesi herkeste görülen bir sonuç değildir. Sınav kaygısı gelişimini etkileyen kişiye özel spesifik nedenler olabilir. Ancak yoğun kaygı duyan bireylerin ortak özellikleri de bulunmaktadır.

Kişinin sınava yüklediği anlam, ailenin ve birey için önemli olan diğer kişilerin sınava yönelik beklentileri kaygıyı beslemektedir. Aynı zamanda sınavın kazandıracakları ve kaybettirecekleri de kaygının gelişimine etki etmektedir. Zamanı verimli kullanamama, yanlış alan ve meslek seçimi de sınav kaygısına yol açmaktadır. Sınava hazırlık sürecinde tek meşguliyetin akademik performans olması, aralıksız çalışma temposu da sınav kaygısını desteklemektedir.

Sınav Kaygısı Sınav Başarısı İçin Faydalı Hale Nasıl Getirilir? yazımızı da okuyabilirsiniz.

Ailenin Gerçekdışı Beklentileri Sınav Kaygısı Nedeni

Sınav kaygısı yaşayan çocukların büyük bir bölümünün ailesinde de sınava yönelik yoğun kaygısının olduğu görülüyor. Ailenin sınava yönelik kaygıları çocuklarına yaklaşımlarını, sözlü ve davranışsal motivasyon desteklerini etkiliyor. Kaygılı ailelerin çocukları sınavı “ölüm kalım” meselesi haline getiriyor ve kaybetmenin büyük yıkım olacağına inanıyorlar. Çocukların sınav kaygısından önce ebeveynlerin sınav kaygısı üzerine çalışıldığında çocuğun da sınav kaygısı düşmeye başlıyor.

Öyleyse aileler kendi kaygılarını fark etmeli ve mutlaka başa çıkmak için profesyonel destek talep etmeliler. Aileler çocuklarına iyi bir gelecek inşa edebilmek için tüm imkanlarını seferber etmektedir. “Bizden daha iyi koşullarda yaşasın, sıkıntı çekmesin” düşüncesi ile ailelerin çocuklarına yönelik beklentisi yükselmektedir. Her dönemin yaşam koşulları, eğitim olanakları ve herşeyden önce çocuğun kapasitesi ve motivasyonu farklılık gösterir.

Dolayısıyla aileler beklentilerini kendi öğrencilik yıllarına ve yaşam koşullarına göre değil çocuğun dünyasına göre belirlemelidir. Akademik olarak çok başarılı olmayan bir çocuğun sınavda derece yapmasını, deneme sonuçlarının çok üzerinde sınav başarısı kazanmasını beklememek gerekir. Bu süreçte aile beklentilerini çocuğun performansına ve potansiyeline göre belirlemezse sınav sonrası hayal kırıklığı yaşayacaktır. Aile çocuğun başarısına yönelik beklentisini sözlü olarak açıkça ifade etmeyebilir.

Ancak çocuk ve gençler için ailelerinin duygu beklentilerini kestirmek zor değildir. Çocuk başarabileceğinin çok üzerinde beklentileri olan ailesini mutlu etmeyi çok ister. Kendini başarı için zorlayabilir, ancak girişimleri başarısızlıkla sonuçlandıkça motivasyonu kırılır. Ailenin beklentisine yaklaşamayan çocuk sınava yönelik olumsuz duygu ve düşünceler geliştirir. Çocukta sınav kaygısı ailenin tutum ve beklentisi devam ederse bir süre sonra yoğunlaşır.

Her çocuğun kapasitesi ile uyumlu bir potansiyeli var. Bu potansiyel yeterli çalışmayla ortaya çıkartılabilir veya yetersiz çalışma ile potansiyelinin altında da kalabilir. Dolayısıyla aileler beklentilerini çocuğun kapasitesi, potansiyeli ve içinde bulunduğu koşullara göre belirlemelidir. Okulunun eğitim kalitesi, aile içi ilişkiler de çocuğun akademik başarısını belirleyecek faktörlerdir.

Sınav Kaygısı İle Baş Etmek İçin Anne ve Babalara Öneriler yazımız da sizin için faydalı olabilir.

Zaman Yönetimi Eksikliği Sınav Kaygısı Yaşatıyor

Zamanı verimli kullanabilmek sınava hazırlık sürecinde öğrencinin elini güçlendiren bir beceridir. Zaman yönetimi yapabilen çocuk veya genç derslere daha verimli çalışabilir. Aynı zamanda ders dışı faaliyetlere de vakit bulabilir. Zaman kullanımı verimsiz olduğunda ders çalışma süreleri uzamakta ve alınan verim azalmaktadır. Zihnen ve bedenen birey daha fazla yorgunluk hissetmekte, dikkat dağılmaktadır.

Zamanı yönetemeyen çocuk ve genç, sınava hazırlık sürecinde uyku sürelerinden ve mola ihtiyacından feragat ederek çalışabilmektedir. Oysa öğrenilen bilginin işlenebilmesi ve kalıcı hale gelmesi için çalışmak kadar dinlenmekte gereklidir. Özellikle kaliteli uyku öğrenmenin verimini artırmaktadır. Ayrıca yeterince dinlenmeyen, ders dışı faaliyetlere zaman ayıramayan öğrencinin sınava hazırlık temposu yükseldikçe motivasyonu düşecektir. Sınav kaygısı yaşamamak için zaman yönetimi becerisi geliştirilmelidir.

Bunun için kullanılabilecek methodlar ve dijital uygulamalar bulunmaktadır. Daha detaylı bilgi için Zaman Baskısı Yaşamamak İçin Etkili Zaman Yönetimi Teknikleri yazımızı da okuyabilirsiniz.

Yanlış Alan ve Meslek Seçimi Sınav Kaygısı Yaratıyor

Alan seçimi bireyin hangi mesleğe yöneleceğini büyük ölçüde belirlemektedir. Çünkü alan seçimi sonrası alınan ağırlıklı dersler farklılaşmaktadır. Bu farklılık alan sınırlamasını getirmekte ve alan seçimi sonrası bazı mesleklerin tercih edilebilme olasılığı kalmamaktadır. Bu nedenle alan seçimi yaparken büyük ölçüde seçilebilecek meslekler düşünülerek tercih yapılmalıdır. Ancak meslek seçimi de ciddi bir karar sürecidir.

Bireyin bir ömür boyu sürdüreceği mesleğini seçmesi bir anlık bir seçim olmamalıdır. Mesleki doyum elde edebilmek için seçim sürecinde bireyin karakterine, ilgi ve beceri alanlarına, bilgi birikimine uyan mesleklere yönelmesi gerekmektedir. Hatalı alan seçimi kişinin ders çalışma verimini, derslere olan ilgisini olumsuz etkileyecektir. İlgilenmediğiniz, sevmediğiniz bir alanda okumanız ve başarı elde etmeniz çok daha fazla efor harcamanızı gerektirir.

Motivasyonunuz dışsal etkenlerden çok kolay etkilenecek ve düşecektir. Yeniden motive olmanız ise çok daha zor hale gelecektir. Dolayısıyla ilgilerinizle uyuşmayan bir alana yönelik başarılı performans göstermeniz zorlaşacaktır. Bu durum bir süre sonra sınav kaygısı geliştirmenize neden olacaktır. Kaygı yaşamamak için mümkün olduğunca erken dönemde kariyerinizi planlamanız gerekir. Planlama yaparken karakterinizi, beklentileriniz, ilgi ve beceri alanlarınızı da göz önünde bulundurmalısınız.

Herkesin karakteri, ilgisi, becerisi, zeka alanı, kariyerden beklentisi farklıdır. Aynı aile içerisinde, anne-baba ve çocuklar arasında dahi çok büyük farklılıklar vardır. Bizleri özel ve biricik kılan da bu farklılıklardır. Dolayısıyla başkalarının öneri ve tecrübelerinden ziyade somut ve bilimsel kanıtlar eşliğinde tercih yapılmalıdır. Bunu sağlayan en iyi yöntem ise stratejik yetenek yönetimi ile yapılan kariyer planlamasıdır.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Lise’de Doğru Alan Seçimi Yapabilirsiniz ve Başarılı ve Mutlu Bir Kariyer İçin Alan Seçimi Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz. Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazımıza da bakabilirsiniz.

Sınav Kaygısı Gelecek Kaygısı ile İlişkili Olabilir

Sınav Kaygısı gelecek kaygısını tetikleyebildiği gibi gelecek kaygısı da sınav kaygısına yol açabilmektedir. Geleceğin belirsizliği, başarısız olma ihtimalinin getireceği olumsuz sonuçlar bireyin gelecek kaygısını beslemektedir. Sınavı kazanamazsam ne yapacağım? Okulu başarıyla tamamlayabilecek miyim? Sınavda başarısız olursam seçeceğim okul benim için iyi olacak mı? İş bulabilecek miyim? Ve benzeri kaygılar bireyin gelecek kaygısını temsil etmektedir.

Ekonomik zorluk yaşayan ailelerin çocuklarında ve mükemmeliyetçi ailelerde çocukların gelecek kaygısı daha yüksek olabilmektedir. Stratejik Yetenek Yönetimi ile Gelecek Kaygınızı Yenebilirsiniz yazımızı da okuyabilirsiniz.

Sınava Yönelik Olumsuz Duygu ve Düşünceler Sınav Kaygısı Yaratıyor

Öğrencilerin sınav kaygısı yaşıyor olmalarının en büyük nedeni gittikçe artan olumsuz düşüncelerinin gerçekliğine olan inançlarıdır. Öğrenciler değer verdikleri kişilerin kendilerinden çok fazla şey beklediğini fark ettiklerinde onları üzecek olmanın kaygısını duymaya başlıyor. Bu kaygıyı dindirebilmek için çevrelerine davranışsal ve sözlü mesajlar vererek aslında bekledikleri kadar iyi olmadığını göstermeye çalışıyor.

“Yeterince iyi değilim”, “sınavı kazanmak çok zor”, “çalışıyorum ama başarısız olacağım.” benzeri düşüncelerini dile getiriyor ve “benden bu kadar fazla şey beklemeyin” demeye uğraşıyor. Ancak bu beklentiyi düşürme çabası ile söylenen sözler zamanla öğrencilerin gerçek düşünceleri haline gelmeye başlıyor. Üstelik başarısız olunmuş bir deneme, tam olarak anlaşılmayan bir ders ya da hatırlanmakta zorlanan konular varsa olumsuz düşünceler iyiden iyiye pekişiyor.

Kişinin kendini rahatlatmak ve çevresindeki yoğun beklentiyi düşürmek için uyguladığı bu strateji zamanla gerçek kaygı haline geliyor, fiziksel belirtiler açığa çıkıyor ve sınav başarısı düşüyor. Öğrencilerde zaman içinde heyecan, huzursuzluk, terleme, çarpıntı, mide bulantısı, karın ağrısı görülmeye başlıyor. İştahta düşüş, yeme bozukluğu, uyku problemleri de eşlik edebiliyor.

Ders çalışmayı erteleme, özgüven eksikliği, dikkat dağınıklığı ve konsantre olmakta güçlük gibi problemler görülebiliyor. Zamanla öğrencinin zihnine “başarısız olacağım, ne kadar uğraşsam da her şeyi öğrenmem mümkün değil.”, “yeterince iyi öğrenemiyorum. Rakiplerim benden çok daha iyi.” Düşünceleri hakim oluyor.

Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmak için Kendinize Zaman Ayırın

Sınava hazırlık sürecinde kişisel gelişime, ilgi alanlarına, aktivite ve sosyal etkileşimlere de zaman ayırmak gerekir. Öğrenci negatif enerjisini boşaltıp, sınava yönelik düşüncelerden uzaklaşabildiği ölçüde motivasyonunu koruyabiliyor. Derslerle boş zaman aktiviteleri arasında denge sağlayabilmek sınav kaygısı ile başa çıkmayı kolaylaştırıyor. Uyku ve beslenme düzeni de sınav kaygısı olasılığını düşürüyor.

Fiziksel egzersiz de en az uyku ve beslenme kadar sınav kaygısı ile başa çıkmada etkili. Gün boyu okul sıralarında, evde ders çalışırken hareketsiz vakit geçiren çocuklar doğalarına aykırı şekilde sınırlandırılmaktadırlar. Oysa çocukların hareket etmesi, enerjilerini atması gerekir. Gelişim çağındaki öğrencilerde uzun süre hareketsiz kalma iskelet- kas gelişimi için zararlıdır.

Henüz gelişim sürecinde olan çocukların eklem ağrısı, şekil bozukluğu, kas spazmı, tutukluk gibi fiziksel rahatsızlık yaşamaması için egzersiz yapmaları gerekmektedir. Egzersiz hem fiziksel gelişimlerini destekleyecek hem de biriken enerjilerini sağlıklı yollarla boşaltma imkanı tanıyacaktır. Hareketsizlik yorgunluk, mutsuzluk, olumsuz duygu ve düşünceleri beraberinde getirmekte stres ve kaygıya neden olmaktadır.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer Planlamak Sınav Kaygısı Riskini Azaltıyor

Kimi zaman duyulan sınav kaygısı ve başarısız olma korkusu akademik potansiyelinizden daha baskın hale gelebilir. Kaygınızla başa çıkamadığınızı, fiziksel, bilişsel ve duygusal olarak olumsuz etkilendiğinizi hissediyorsanız destek almayı ihmal etmeyiniz. Sınav başarısı ne kadar önemli olsa da çok daha önemli olan “sizsiniz”. Kaygınızı kontrol altına alamıyor ve okul başarınız olumsuz etkileniyorsa mutlaka psikolojik destek ve kariyer danışmanlığı almalısınız.

Her sağlıklı birey, yaşının ve içinde bulunduğu koşulların desteklediği biçimde kendini gerçekleştirmek ister. Ancak bireyin, kişiliğine, öz benliğine uymayan bir alana-mesleğe yönelmesi, bireyin doğal gelişiminin olumsuz yönde etkiler.

Sevilmeyen bir alanda veya meslekte başarılı ve mutlu olmak güçtür. Buna karşılık sevilen bir alana- mesleğe yönelmek kişinin daha verimli, başarılı ve mutlu olmasını destekleyecektir. Bu nedenle geleceğinize yapacağınız en güvenli ve değerli yatırım Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı alarak gelecek hedeflerinizi belirlemek olacaktır

Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyerinizi planlayabilir, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarınızı birlikte belirleyebiliriz. Sınav kaygısı ile başa çıkmak için kariyer danışmanlığı ve psikolojik destek almak gençlerin kendilerine, ailelerin çocuklarına verebileceği en değerli armağandır. Stratejik Yetenek Yönetimi hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Mutlu aile, aile bireyleri arasında hoşgörüye dayalı, saygı ve sevgi içeren, kuvvetli bir iletişimin ve etkileşimin olduğu ailedir. Bu aile modelinde bir anne ve baba ve birde çocuk ya da çocuklar vardır. Ancak ebeveynlerin ayrı olduğu ya da ebeveyn kaybının olduğu ailelerde vardır. Bu nedenle bir ebeveyn ve çocuk ya da çocukların olduğu ailelerde mutlu aile koşullarını sağlayabilmektedir. Yapılan klinik gözlemler ve araştırmalar göstermektedir ki Mutlu aileler başarılı çocuklar yetiştiriyor.

Yazımızın devamında mutlu bir aile formunun çocukların başarısı üzerinde ne gibi etkileri olduğunu inceleyeceğiz. Mutlu aile olmak ve çocuğunuzun başarısına katkı sağlamak için siz de önerilerimizden faydalanabilirsiniz.

Mutlu Aileler Kendine Zaman Ayırarak Başarılı Çocuklar Yetiştiriyor

Mutlu aileler değerlendirildiğinde bu aileleri oluşturan bireylerin bütün olmaktan önce birey olmayı ihmal etmedikleri görülüyor. Yani aile içi rollerinin dışında bireysel rollerinin gerekliliklerini de yerine getiriyorlar. Bireysel arzu, istek ve ihtiyaçlarını da karşılamak için zaman, emek ve bütçe ayırıyorlar. Kişisel doyumlarını sağlamış olmak aile içerisinde çok daha mutlu bireyler olmalarına destek oluyor. Dinlenme, eğlenme, sosyalleşme, kendine vakit ayırma gibi ihtiyaçlarını karşılayan kadın ya da erkek mutlu oluyor.

Kişisel zaman verimli geçirildiğinde bireyler anne, baba, eş rollerine daha olumlu şekilde geri dönüyorlar. Aile içi rollerinden ve aile ile birlikte geçirilen vakitten daha fazla keyif alıyorlar. Bireyler kendilerine kişisel zaman ayırmadığında aileyle geçirilen zaman bir süre sonra zorunlu görev halini alabiliyor.

Aileye verilen değer çok büyük olsa da bir iş zorunluluk içerdiğinde ondan alınan keyif azalıyor. Ebeveynler bireyselliklerini ihmal etmediğinde daha mutlu, huzurlu ve keyifli oluyorlar. Bunun sonucunda da mutlu aileler başarılı çocuklar yetiştiriyorlar.

Mutlu Aileler Stresle Başa Çıkma Becerilerini Öğreterek Başarılı Çocuklar Yetiştiriyor

Mutlu aileler aynı zamanda çocuklarına doğru rol model olabilen ailelerdir. Kendi hayatlarında yaşadıkları başarısızlıklar karşısında yapıcı tutumlar sergileyen aileler çocuklar için model oluştururlar. Sorunlar karşısında başarılı problem çözme becerileri sergileyen ve çözüm odaklı olan aileleri gözleyen çocuklar kendileri de benzer davranışlar sergiliyorlar. Çocuklar için söylenenleri uygulamaktansa yapılanları örnek almak çok daha kalıcı öğrenmeye neden oluyor.

Ailelerin sorunlar karşısında yapıcı çözümler üretememesi, stresi kontrol edememeleri çocuklar için olumsuz model teşkil ediyor. Sorunlar karşısında öfkeleniyor, duygularınızı kontrol etmekte zorlanıyor, çözüm yolu olarak şiddete başvuruyor olabilirsiniz. Ancak böyle bir rol model sergileyip çocuğunuza “yapıcı ol, konuşarak halledilemeyecek hiçbir problem yok” mesajı vermeniz gerçekçi olmayacaktır. Öne siz sorunlarla başa çıkma becerilerinizi geliştirmeli, sonra doğru rol model olmalısınız. Stresle Başa çıkabilen mutlu aileler başarılı çocuklar yetiştiriyor.

Mutlu Aileler Başarılı Çocuklar Yetiştirmek İçin Doğru Ebeveyn Tutumları Sergiliyor

Aile içerisinde çocuğun bireyselliğine saygı duyulan ailelerde çocuklar başarılı olmak için ihtiyaç duydukları ortamı buluyor. Kaç yaşında olursa olsun, ihtiyaçlarına, isteklerine önem verilen, fikirleri dinlenen ve sevilen çocuklar başarılı oluyor. Hoşgörülü, demokratik ve destekleyici tutum sergileyen mutlu aileler ceza kullanmıyor.

Çocuğun başarısızlığı, hataları, eksikleri cezalandırılmıyor. Ceza uygulamak yerine çocuklara neden sonuç ilişkisi öğretiliyor. Verdiği kararların ya da yaptığı eylemlerin sonuçları olacağı ve bu sonuçları kabul etmesi öğretiliyor. Bir çocuk sınavdan başarısız olmuş olabilir. Cezanın hakim olduğu bir ailede çocuk başarısızlığı nedeniyle şiddet görebilir ya da sevgiden mahrum edilebilir.

Sözlü olarak olumsuz bildirimlere maruz kalabilir ya da keyif aldığı faaliyet ve eşyalardan men edilebilir. Böyle bir ailede çocuk ceza almamak için başarılı olmak ister. Oysa mutlu bir ailede doğru ebeveyn tutumuyla yetişen çocuğun başarısızlığına da başarıya da bakışı farklıdır. Mutlu ailenin mutlu çocuğu için başarısızlık yeterince çalışmamış olmasının bir sonucudur. Nedenini tespit ettiği bu sonucun tekrar etmemesi için çocuk ne yapması gerektiğini bilir.

Bir sonraki sınava daha iyi hazırlanması gerekmektedir. Böyle bir çocuk için başarı, cezadan kaçmak için değil içsel olarak başarıyı arzu ettiği için istenecektir. Doğru ebeveyn tutumları sergileyen mutlu aileler başarılı çocuklar yetiştirmektedir.

Mutlu Aileler Sorumluluk Vererek Başarılı Çocuklar Yetiştiriyor

Sorumluluk sahibi olmak her yaştan birey için başarılı olabilmenin adeta ön koşuludur. Sorumluluk sahibi bireyler hayatlarını daha kolay organize eder ve daha disiplinli çalışabilirler. Sorumluluklarını bilen bireyler işlerini doğru şekilde önceliklendirir ve zamanı daha başarılı değerlendirebilirler.

Dolayısıyla zamanında sorumluluklarını yerine getiren kişiler diğer mesleki ve kişisel işlerine vakit ayırabilirler. Daha az stres yaşar ve başarısızlığa neden olan birkaç faktörü bir arada egale ederler. Stresle başa çıkamamak, zamanı iyi yönetememek, sorumlulukları vaktinde yerine getirememek başarısızlığın nedenlerinden bazılarıdır. Dolayısıyla sorumluluk bilinci başarılı olmak için mutlaka kazanılmalıdır.

Sorumluluk ise en temelde ailede kazanılmaktadır. Ebeveynlerin erken yaşlardan itibaren çocuklarına yaşlarıyla uyumlu sorumluluk vermesi sorumluluk bilincinin gelişmesi için gereklidir. Oyuncaklarına zarar vermeme, odasını toplama, üzerini değiştirme, dişlerini fırçalama, yemeğini desteksiz yeme, kirlileri kirli sepetine, çöpleri çöp kutusuna atma gibi basit sorumluluklar ile başlanabilir.

Sorumluluk alan çocuk teşvik edilmeli, cesaretlendirilmelidir. Sorumluluklarını yerine getirmesinin aile içindeki iş bölümüne olumlu katkısı çocuğa anlatılmalıdır. Ayrıca aile bireyleri kendileri de başarılı örnek olabilmek için kendi sorumluluklarını aksatmamalıdır. Sorumluluk almayı bilen ve çocuklarına öğreten mutlu aileler başarılı çocuklar yetiştirmektedir.

Mutlu Aileler Başarılı Çocuklar Yetiştirmek İçin Kişisel Gelişime Önem Veriyor

Aile bireylerinin hem kendi kişisel gelişimlerine hem de çocuklarının kişisel gelişimlerine önem vermesi başarıyı destekliyor. Aile bireylerinin bireysel ilgi alanlarını tespit etmesi, ilgi ve yetenekleriyle uyumlu faaliyetlerde bulunması bireysel mutluluğu artırıyor. Yine çocukların da kendi karakteristik özelliklerini tanıması, ilgi ve becerilerini keşfederek faaliyetlere katılması başarıyı artırıyor. Bireylerin fiziksel aktiviteler, sosyal faaliyetler, kişisel gelişim çalışmaları gibi faaliyetlere katılması bireysel mutluluğu destekliyor.

Çocuklara kendilerini keşfetme süreçlerinde çeşitlilik sağlanması gerekiyor. İlgi alanlarını ve yeteneklerini keşfetmek farklı deneyimler edinebilmeyi gerektiriyor. Spora ilgisi olan bir çocuğun hangi spor dalında mutlu olacağını bulması farklı spor dallarını tecrübe etmesini gerektiriyor. Ailelerin bu çeşitlilik için maddi destek sunması ve çocuğa fırsat tanıması başarıyı etkiliyor.

Kişisel gelişime önem veren ve çocuklarını bu yönde destekleyen mutlu aileler başarılı çocuklar yetiştiriyor. Siz de aile ilişkilerinizi geliştirmek ve çocuğunuzun başarısı için gerekli aile ortamını sağlamak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak da çocukların başarılı ve mutlu bir kariyer geliştirmelerine katkı sağlıyor.

 

Read More

Sınav kaygısı çağımızın oldukça önemli bir sorunu haline geldi. Öğrencilerin aşırı mükemmeliyetçi ve rekabetçi yapıda olması, aile ve öğretmenlerin bu yönleri pekiştirmesi sınav kaygısını besliyor. Oysa sınava girecek her bireyin sınav öncesi, sınav sırası ve sonrası heyecan duyması olağan. Hatta bu heyecan sınava yeterince hazır olmak için teşvik ederken, sınav sırasında da dikkati toparlamayı kolaylaştırıyor. Ancak ailelerin ve öğrencilerin sınava yönelik gerçekçi olmayan beklenti ve inançları, sınavdaki başarının karaktere atfedilen bir değer haline getirilmesi sınav başarısını engelliyor.

Sınav kaygısı sağlıklı düzeyde tutulduğunda, kaygının getirdiği heyecan ve olumsuz duygularla nasıl baş edileceği öğrenildiğinde sınav başarısı beraberinde geliyor. Peki sınav kaygısı, sınav başarısına nasıl dönüştürülür? Yazının devamında size yardımcı olabilecek önerilerimizi paylaşacağız.

Sınav Kaygısı Sınava Yönelik Olumsuz Düşünceler Değiştirildiğinde Sınav Başarısı Sağlıyor

Öğrencilerin sınav kaygısı yaşıyor olmalarının en büyük nedeni gittikçe artan olumsuz düşüncelerinin gerçekliğine olan inançlarıdır. Öğrenciler değer verdikleri kişilerin kendilerinden çok fazla şey beklediğini fark ettiklerinde onları üzecek olmanın kaygısını duymaya başlıyor. Bu kaygıyı dindirebilmek için çevrelerine davranışsal ve sözlü mesajlar vererek aslında bekledikleri kadar iyi olmadığını göstermeye çalışıyor. “Yeterince iyi değilim”, “sınavı kazanmak çok zor”, “çalışıyorum ama başarısız olacağım.” benzeri düşüncelerini dile getiriyor ve “benden bu kadar fazla şey beklemeyin” demeye uğraşıyor. Ancak bu beklentiyi düşürme çabası ile söylenen sözler zamanla öğrencilerin gerçek düşünceleri haline gelmeye başlıyor. Üstelik başarısız olunmuş bir deneme, tam olarak anlaşılmayan bir ders ya da hatırlanmakta zorlanan konular varsa olumsuz düşünceler iyiden iyiye pekişiyor.

Kişinin kendini rahatlatmak ve çevresindeki yoğun beklentiyi düşürmek için uyguladığı bu strateji zamanla gerçek kaygı haline geliyor, fiziksel belirtiler açığa çıkıyor ve sınav başarısı düşüyor. Öğrencilerde zaman içinde heyecan, huzursuzluk, terleme, çarpıntı, mide bulantısı, karın ağrısı görülmeye başlıyor. İştahta düşüş, yeme bozukluğu, uyku problemleri de eşlik edebiliyor. Ders çalışmayı erteleme, özgüven eksikliği, dikkat dağınıklığı ve konsantre olmakta güçlük gibi problemler görülebiliyor. Zamanla öğrencinin zihnine “başarısız olacağım, ne kadar uğraşsam da her şeyi öğrenmem mümkün değil.”, “yeterince iyi öğrenemiyorum. Rakiplerim benden çok daha iyi.” Düşünceleri hakim oluyor.

Peki Olumsuz Düşünceleri Nasıl Olumluya Çevirebiliriz?

Öncelikle öğrencilerin olumsuz düşüncelerini tespit etmesi gerekir. Düşüncelerimiz çok hızlıdır ve bazen onları düşündüğümüzü bile fark etmeyiz. Bu noktada yanlarında bir not defteri bulundurmaları öğrenciler için faydalı olacaktır. Olumsuz düşüncelerini belirleyene kadar bu not defterini taşımaya devam edebilirler. Zihinlerine gelen her olumsuz cümleyi deftere yazmaları gerekecek. Örneğin; ders çalışma anında “aptalsın, anlamıyorsun” düşüncesi zihinlerinden geçiyorsa bunu hemen kağıtlarına yazmalılar. Şimdi bu olumsuz cümlenin yanına daha büyük harflerle olumlu cümlelerini yazmaları gerekiyor. Örneğin; “Düzenli olarak ders çalışıyor ve öğrenmek için tüm kaynaklarını kullanıyorsun. Bu düşüncen gerçek değil ve çok daha zorlarının üstesinden geldiğin zamanlar oldu. Herkes gibi sen de öğrenebilirsin. Gerçekten anlamıyorsan öğretmenlerinden ya da arkadaşlarından destek talep edebilirsin.” şeklinde yapıcı bir dille olumlu cümle karşılıkları yazılmalıdır. Tüm olumsuz cümlelere karşı olumlu cümleler yazıldıktan sonra öğrencinin bu çalışmayı pekiştirmesi gerekiyor. Zihnine gelen her olumsuz cümlede defterini açıp olumlu cümleyi sesli olarak okuması olumlu düşüncenin pekişmesi ve olumsuz düşünmenin sönmesini sağlayacak.

Sınav Kaygısı Artığında Şu 3 Sorunun Cevabını Arayın

Stres ve kaygı uyandıran bir durumda kendinize şu 3 soruyu sormanız kontrolün hala sizde olduğunu, rahatsızlık veren duygu ve düşünce ile başa çıkabileceğinizi size hatırlatacak.

  1. Şu an Ne oluyor? (bu bir olay ya da bir düşünce, duygu, dürtü olabilir)
  2. Bu olan benim için tehlikeli mi?
  3. Peki bununla başa çıkabilir miyim?

Birinci soruda kişi olayı kendi algılayışına göre ele almalıdır. İkinci soruda bu olayın kendisi için tehlikeli olup olmadığını değerlendirmelidir. Üçüncü soruda ise tehlike söz konusu ise başa çıkmak için sahip olduğu kaynakları değerlendirmelidir. Burada sahip olunan fiziksel (bireyin sağlığı, enerjisi ve dayanma gücü vb.), sosyal (somut ve duygusal destek), psikolojik (inançlar, problem çözme becerileri, benlik saygısı, ahlaki değerler vb.) ve maddi (para, aletler vb.) başa çıkma kaynakları değerlendirilmelidir.

  1. Şu an Ne oluyor?
  • Önemli bir sınava hazırlanıyorum ve başarısız olacağıma inanıyorum, sınav kaygısı yaşıyorum.
  1. Bu benim için tehlikeli mi?
  • Bu benim için çok önemli bir sınav. Başarılı olmak istiyorum. Ailem ve sevdiklerim benden başarılı olmamı bekliyor. Başarısız olmam durumunda eğitim hayatımın olumsuz etkileneceğine, akranlarımın eğitim fırsatlarının gerisinde kalacağına inanıyorum. Bu yüzden kendimi tehlikede hissediyorum. Sınav başarısı benim için önemli.
  1. Bu duygu, düşünce ve kaygılarla başa çıkmak için ne yapabilirim?
  • Kendime çok yükleniyor ve başarısız olacağımı düşünüyorum ama bir yandan da özveriyle çalışıyor, öğrenmek için çok çaba sarf ediyorum. Öğrenmeyi ve başarmayı korkularıma rağmen çok istiyorum. Ders çalışma tekniğimi gözden geçirebilir, daha iyi nasıl çalışabileceğimi öğrenebilirim. Zamanı verimli kullanma teknikleri öğrenebilirim. Kaygımı azaltmak için meditasyon, nefes egzersizi çalışmaları yapabilirim. Eksik olduğum ve öğrenmekte zorlandığım konular için öğretmenlerimden ve arkadaşlarımdan yardım isteyebilir, ek ders imkanım olup olmadığını ailemle değerlendirebilirim. Önümde yeterince zaman var ve ben başarılı olmayı arzuluyorum. Öyleyse ben başarabilirim.

Bu tekniği, kaygı duyduğunuz her koşulda uygulayabilirsiniz. Sınav kaygısı yaşayan arkadaşlarınıza da bu tekniği önerebilirsiniz.

Etkili Zaman Yönetimi Teknikleri ile Verimli Ders Çalışıldığında Sınav Kaygısı Azalıyor

Zamanı verimli kullanmak öğrencilerin derslerinin yanı sıra sosyal hayatlarına, hobilerine ve kişisel ihtiyaçlarına daha fazla zaman ayırabilmelerini sağlar. Bu sayede deşarj olabilen, ders dışı aktivitelerle enerjisini atabilen, sosyalleşen öğrenci kendini daha iyi, değerli hisseder. Odak noktası sınav başarısından uzaklaştığında zihinsel ve fiziksel olarak rahatlar, üzerindeki duygusal baskı azalır. Bu sayede öğrenci ders çalışmaya geri döndüğünde daha olumlu düşüncelerle çalışmaya başlar.

Etkili zaman yönetimi teknikleri hakkında bilgi almak isterseniz, Pomodora, Eisenhower Matrisi gibi verimli zaman yönetimi tekniklerini anlattığımız; Zaman Baskısı Yaşamamak İçin Etkili Zaman Yönetimi Teknikleri yazımıza bakabilirsiniz. Etkili zaman yönetimi tekniklerini düzenli şekilde kullanmaya başladığınızda sınav kaygısı düşecek ve sınav başarısı beraberinde gelecektir.

Dikkati Dağıtan Faktörler Azaltıldığında Sınav Kaygısı Azalıyor Sınav Başarısı Artıyor

Dikkat dağıtıcı unsurlar sadece sınava hazırlık sürecinden değil tüm aktivitelerimizden aldığımızı verimi azaltıyor. Kitap okurken, film izlerken, bir işi yetiştirmeye çalışırken, araba kullanırken, arkadaşlarımızla bir aradayken de anı yaşamamızın önüne geçiyor. Sosyal medya kullanımı, internet, cep telefonu, tablet gibi teknolojik cihazlarla ilgilenirken aynı anda başka şeylere odaklanmamız çok zor. Bu nedenle ders çalışma sürelerimizde çalışma alanımızı dikkat dağıtıcı unsurlardan olabildiğince arındırmalıyız.

Herkes için dikkatinin dağılmasına neden olan çevresel faktörler ve eşyalar birbirinden farklı olabilir. Sizin için masanızda duran bir kitap dikkatinizin dağılmasına yetecekken başkası için bir resim, telefon ya da müzik çalar dikkati dağıtabilir. Dağınık bir ortamda çalışamıyor olabilir ya da çalışma alanınızın ısısı, ses ve ışık gibi detayları dikkatinizi etkiliyor olabilir. Öyleyse dikkatinizi dağıtan tüm unsurları tespit etmeli ve odaklanmanız için gerekli olan koşulları hazırlamalısınız. Dikkat dağıtıcılara hayır diyebildiğinizde ders çalışma veriminiz artacak ve bu da beraberinde sınav kaygısı yaşamanızın önüne geçecektir. Yeterli ve verimli çalışıyorum hissi sınav başarısı getirecektir.

Öğrenme Stilinize Göre Ders Çalışıldığında Sınav Başarısı Artıyor

Öğrenme stilinizi bilmeden ders çalışmaya çalıştığınızda dikkatiniz kolayca dağılır, çabuk sıkılır ve ders çalışmak istemezsiniz. Çünkü herkesin öğrenme stili farklıdır ve verim alabilmek için çalışma şeklinin de öğrenme stiline göre düzenlenmesi gerekir. Siz görsel olarak daha kolay öğrenebilen bir öğrenciyseniz daha çok görsel materyallerle çalışmalı, yazarak, okuyarak tekrar etmelisiniz. Hatırlamanızı kolaylaştıracak renkli kağıtlar, post-it ve resimler sizin için öğrenmeyi kalıcı ve keyifli hale getirecektir.

İşitsel öğrenme stiline sahip bir öğrenciyseniz sizin için dinleyerek ya da sesli tekrarlar yaparak öğrenmek daha kolay olacaktır. Yine öğrenirken sözsüz müzikler dinlemek öğrenmenizi kalıcı hale getirecektir. Duyusal öğrenme stiline sahipseniz, öğrenmeniz gereken konuları yaparak, deneyerek ya da bizzat yerinde araştırarak ya da öğreten konumuna geçip bizzat başkasına öğretmeye çalışarak daha iyi öğrenebilirsiniz. Sınav kaygısı ile başa çıkmak ve sınav başarısı elde etmek için öğrenme stilleriyle ilgili daha fazla bilgi edinmek isterseniz Öğrenme Stiline Göre Akademik Başarıyı Yükseltecek Ders Çalışma Teknikleri yazımıza bakabilirsiniz.

Yaşam Tarzında Yapılan Düzenlemeler Kaygıyı Azaltıyor

Düzenli ve yeterli uyku vücudun dinlenmesi ve gün içerisinde öğrenilen bilgilerin sentezlenmesi için oldukça önemlidir. Ayrıca kaliteli uyku beynin de dinlenmesini sağlayacak ve gün içerisinde odaklanmayı kolaylaştıracaktır. Düzenli uyku sayesinde dolaşım sistemi de daha sağlıklı çalışır, sinir sistemi rahatlar, stres ve fiziksel gerginlik azalır. Uykudan verim alabilmek için çok geç saatlerde yatmamak ortalama 7-9 saat uyumak ve mümkünse öğle saatlerinde 30 dakikalık şekerleme uykusu yapmak öğrenme verimini artırmaktadır. Uyku evreleri de öğrenme üzerinde etkilidir. Derin uyku dediğimiz REM uyku fazında gün içinde öğrenilen bilgilerin hafızaya yerleşmesinde ve daha kalıcı bilgi edinilmesinde etkisi vardır. Bu nedenle derin uyku saatlerinin olumsuz etkilenmemesi için uyku sürelerinde uykuyu bölebilecek teknolojik cihazlardan uzak durulmalıdır. Ayrıca uyunan odanın uyku sırasında ışık almaması ve sessiz olması da uyku kalitesi için önemlidir.

Sağlıklı beslenme de stres ve kaygıyı azaltır ve öğrenmeyi kolaylaştırır. Okul çağı dönemde çeşitli besinlerin gün içerisinde yeterli ve dengeli şekilde tüketilmesi gerekir. Okul çocuklarında enerji ve besin öğelerinin yetersiz alımı, büyüme, gelişme ve okul başarısını olumsuz etkiler. Bu nedenle öğrencilerin gün içerisinde dört besin grubundan ihtiyaçlarıyla orantılı şekilde besin alması gerekir. Öğrenciler güne mutlaka kahvaltı ile başlamalı, günlük 3 ana öğününün alımını ihmal etmemelidir. Gelişim çağında olan öğrencilerin hem büyüme hem de etkin öğrenme sürecinde harcadıkları enerjiyi yerine koyabilmesi için ana öğünlerin dışında ara öğünlere de ihtiyacı vardır.

Fiziksel egzersiz de en az uyku ve beslenme kadar sınav kaygısı ile başa çıkmada etkilidir. Gün boyu okul sıralarında, evde de ders çalışma alanlarında oturarak hareketsiz vakit geçiren çocuklar doğalarına aykırı şekilde sınırlandırılmaktadırlar. Oysa çocukların hareket etmesi, enerjilerini atması gerekir. Gelişim çağındaki öğrencilerde uzun süre hareketsiz kalma, bilgisayar başında zaman geçirme ya da uzun süre deftere kapanarak yazı yazma iskelet- kas gelişimi için zararlıdır. Henüz gelişim sürecinde olan çocukların eklem ağrısı, şekil bozukluğu, kas spazmı, tutukluk gibi fiziksel rahatsızlık yaşamaması için egzersiz yapmaları gerekmektedir. Egzersiz hem fiziksel gelişimlerini destekleyecek hem de biriken enerjilerini sağlıklı yollarla boşaltma imkanı tanıyacaktır. Hareketsizlik artan ağrıların yanı sıra mutsuzluk, olumsuz duygu ve düşünceleri beraberinde getirmekte stres ve kaygıya neden olmaktadır.

Sınav Kaygısı Artıyor ve Sınav Başarısı Olumsuz Etkileniyorsa Destek Almayı İhmal Etmeyin

Kimi zaman duyulan sınav kaygısı ve başarısız olma korkusu çabalarımızdan daha baskın hale gelebilir. Kaygınızla başa çıkamadığınızı, fiziksel, bilişsel ve duygusal olarak olumsuz etkilendiğinizi hissediyorsanız destek almayı ihmal etmeyiniz. Sınav başarısı ne kadar önemli olsa da çok daha önemli olan “sizsiniz”. Kaygınızı kontrol altına alamıyor ve okul başarınız olumsuz etkileniyorsa mutlaka psikolojik destek ve kariyer danışmanlığı almalısınız.

 

Read More

AP için hazırlanan öğrencilere verilecek tavsiyeler diğer sınav tavsiyelerinden biraz farklıdır diyebiliriz. AP öğrencilere üniversite hayatında büyük kolaylık sağlayan alternatif sınavlardan birisidir. Öğrencilerin yurtdışındaki üniversitelere kabul almalarını kolaylaştırırken üniversite hayatını rahat geçirmeyi ya da çift ana dal yapmayı kolaylaştıracaktır.

AP sayesinde  öğrenciler üniversiteden önce bazı dersler alarak onların sınavlarını verip o derslerden üniversitede muaf tutulabilmektedirler. Dolayısıyla bu ekstradan kolaylık sağlamak adına girilen sınavın öğrenciler üzerindeki psikolojik etkisi ve öğrencilerin sınava karşı yaklaşımları çok farklıdır.

AP’ye Hazırlanmak Bile Bir Kazançtır

AP sınavı için öğrencilere verilecek tavsiyeler arasından ilki ve en önemlisi sınava hazırlanmaya başlamanın bile size bir sürü kar getireceğidir. Diyelim ki sınavda başarılı olamadınız. Ardından üniversitede başarılı olamadığınız dersi tekrar almaya başladınız. İlk anda bu bir zaman kaybı gibi görünebilir. Ancak zaten konuya ve derse önceden aşina olduğunuz için diğer öğrencilere göre çok daha kolay gelecektir ders size.

Böylelikle az bir çalışmayla bile iyi notlar alabilir ve ortalamanızı o ders sayesinde yüksek tutabilirsiniz. İşte AP sınavına bu açıdan yaklaşılmalıdır. Zaten ekstra fayda sağlamak adına yaratılmış bir sınavdır. Başarısız olsanız dahi kazancınızın olacağını hep aklınızda bulundurun. Ayrıca bu sizin sınava daha rahat girmenizi sağlayacaktır. Çünkü her türlü çalışma sürecinin karını bilmek AP sınavının değil çalışma sürecinin daha önemli olduğunu düşünmeye itecektir.

AP Sınav Anı için Öğrencilere Verilecek Tavsiyeler

AP için sınav anı için ise öğrencilere verilecek tavsiyeler daha çok sınavın içeriğiyle alakalı tavsiyelerdir. Tüm soruları cevaplamak zorunda olmadığınız için soru seçme taktiğini kullanın. Önce soruları inceleyerek kolay olanları seçerek çözün. Zaman kaybettirecek uzun ve zor sorular yerine kolay sorulara öncelik vermek zamandan kazanmanızı sağlayacaktır. Bunun haricinde bir soruya çok fazla vakit harcadığınızı anladığınız an hemen onu bırakıp geçin.  Bırakıp geçebilmek çok önemlidir. Aksi taktirde yetiştiremeyebilirsiniz. Diğer soruların hepsini gördükten sonra o soruya geri dönebilirsiniz.

AP sınav anı için öğrencilere verilecek tavsiyeler arasında plan yapmak vardır. Tüm AP sınavlarında planlamak kolay olmayacaktır. Örneğin matematik için plan yapmak mümkün olmayabilir. Ancak essay kısmı olan AP sınavı için plan yapabilirsiniz. Ana fikir ve thesis dediğimiz sav/önerme kısmını hızlıca düşünüp ayarlayın. Bunu yapmazsanız yazınızın bir bütünlüğü olmayacaktır ve puan kaybedeceksinizdir. Heyecan yapmadan öncelikli olarak essay kısmı için plan yapmanız gerekir. Çok fazla heyecanlandığınızı hissederseniz her şeyi bırakıp gözlerinizi kapatıp  3 kere burundan nefes alıp ağızdan verin. Bu zaman kaybı olmayacaktır tersine sizi rahatlatacaktır.

Read More

Sınav kaygısı bireyler üzerinde fiziksel ve/veya psikolojik etkiler yaratabilir. Kaygı nedeniyle bildiğini unutma, odaklanma sorunu gibi problemler ortaya çıkar. Bu da sınav başarısının düşmesine neden olabilir. Sınava hazır hissetmemek, aile ve çevre baskısı, başarısız olma düşüncesi ya da mükemmeliyetçi tutum sınav kaygısını ortaya çıkarabilir ya da hali hazırda var olan kaygının artmasına sebep olabilir. Peki; sınav kaygısıyla mücadele etmek için neler yapılabilir?

Sınav Kaygısı İle Mücadele Etmek İçin Neler Yapılabilir?

Sınav kaygısını azaltmak ve kontrol altında tutmak için dikkat edilebilecek pek çok nokta var. Bu konuda neler yapılabilir, sınav kaygısı ile nasıl başa çıkılabilir? Gelin birlikte göz atalım…

  • Sınava yeterince hazır hissetmemek kaygının artmasına sebep olabiliyor. Bu yüzden sınav hazırlığınızı son ana bırakmayın. Kendinize eksiklerinizi tamamlamak ve hazırlık yapmak için yeterince süre tanıdığına emin olun.
  • Mutlaka bir çalışma programı hazırlayın. Bir takvime bağlı kalmak başarı oranınızı arttıracak ve kaygınızı kontrol altında tutmanıza yardımcı olacaktır.
  • Yalnızca çalışma programınızı değil molalarınızı da planlayın. Uzun aralar vermenin dikkatinizi kaybetmenize ve odaklanma problemi yaşamanıza neden olabileceğini unutmayın.
  • Yeterli ve dengeli beslenin. Zararlı gıdalardan kaçının. Protein ve vitamin yönünden zengin gıdaları tercih edin. Et, sebze, meyve gibi gıdaları sıkça tüketmeye özen gösterin. Su içmeyi ihmal etmeyin. Tüm bunlar sınav kaygısını azaltmak noktasında yardımcı olacaktır.
  • Yetişkinler günde 7-8 saatlik uykuya ihtiyaç duyar. Düzenli ve yeterli miktarda uyku fiziksek sağlık için son derece önemlidir. Sınav öncesinde belli bir uyku düzeni oturtmak hem sağlığınızı korumanıza hem de sınav kaygısıyla mücadele etmenize yardımcı olur.

  • Egzersiz yapın. Hem bedeninizi zinde tutacak egzersizler yapın. Hem de stresle mücadele için nefes egzersizlerine başvurun. Düzenli yapılan nefes egzersizleri zihninizi ve bedeninizi rahatlamanıza yardımcı olur.
  • Olumsuz düşüncelere kapılmayın. Olumsuz düşünceler sınav kaygısının artmasına sebep olur.
  • Kendinizi kimseyle kıyaslamayın. Her bireyin öğrenme biçimi, öğrenme hızı, yetenekleri ve ilgi alanları farklıdır. Bir başkasının başarısının ya da başarısızlığının motivasyonunuzu düşürmesine izin vermeyin. Yalnızca kendi başarınızı bir üst seviyeye taşımaya çalışın.
  • Başarınızın ve mutluluğunuzun sırrının yalnızca sınavlar olduğu düşüncesine kapılmayın. Sayısal değerler her zaman gerçek başarınız ve potansiyeliniz hakkında doğru ipuçlarını içermeyebilir. Kendinize inanmaktan vazgeçmeyin.
  • Geleceğe dair karamsar düşüncelere odaklanmayın. Bu durum psikolojinizi olumsuz etkiler ve kaygınızın artmasına sebep olur. Her zaman önünüzde bir seçenek ve başarmak için bir yol olacağına inanın.
  • Zaman zaman ilgi alanlarınıza yönelmeyi ihmal etmeyin. Sınav düşüncesini bir kenara bırakıp zihninizi hoşunuza giden aktivitelerle meşgul etmek kaygı kontrolünü kolaylaştıracaktır.

Sınav kaygısı ile baş etme yöntemleri ile ilgili daha detaylı bilgi almak için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız varsa ya da desteğe ihtiyaç duyuyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Eğitim ve psikoloji ile ilgili daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More