Çocuklarda yabancı dil kazanımı en az anadil öğrenimi kadar önemseniyor. Aileler başta İngilizce olmak üzere okul öncesi dönemden itibaren çocukların çok dilli olmasına özen gösteriyor. Yabancı dil kazanımına erken dönemden itibaren önem verilmesininse birden fazla nedeni var.
İlk ve en önemli neden çocukluk çağında yabancı dil öğreniminin daha kolay, hızlı ve kalıcı olması. Ayrıca erken dönemde öğrenilen yabancı dil en az anadil kadar doğru ve akıcı konuşulabiliyor. İkinci önemli nedeni ise farklı dil öğreniminin bilişsel gelişimi desteklemesi. Yeni bir dil öğrenmek bilişsel becerileri ve hafızayı güçlendiriyor, yaratıcılığı artırıyor.
Yabancı dil öğrenimi kültürel açıdan da zenginlik kazandırıyor. Çocuk erken yaşlardan itibaren farklı kültürleri tanıma ve kendi kültürüyle kıyaslama fırsatı buluyor. Bu da çocuğa farklı kültürlere saygı duyma ve kültürün insan üzerindeki etkilerini irdeleyebilme becerisini kazandırıyor. Böylece çocuğun sabit fikirli olmaktansa daha açık görüşlü olabilmesi ve objektif değerlendirme yapabilmesi kolaylaşıyor.
Çocuklarda yabancı dil kazanımına yeterli önem verildiğinde akademik yaşamda da pek çok avantaj yakalanabiliyor. Yurtdışı eğitim fırsatlarının dışında uluslararası yayınlara erişebilmek, daha zengin ve güncel bilgiye ulaşmak mümkün oluyor. Kariyer noktasında da yurt içi ve/veya yurt dışı istihdam fırsatları artıyor.
Sosyal ve kurumsal network de dil gelişimi sayesinde uluslararası düzeyde artıyor. Özellikle İngilizcenin anadil düzeyinde öğrenilmesi bugün eğitimde ve pek çok meslekte avantaj sağlıyor. Bilgisayar temelli pek çok programın kullanım dili İngilizce.
Globalleşme sonucunda bugün pek çok yerli ve yabancı firmanın yurtdışı şubeleri veya müşterileri var. Dolayısıyla bugünün çocuklarını geleceğin iş dünyasına yeterli düzeyde hazırlamak gerekiyor. Yabancı dil bilmek çağı yakalayabilmeyi ve hatta doğru kullanıldığında çağın ilerisini de ön görebilmeyi kolaylaştırıyor.
Peki çocuklarda anadil dışında bir dilin öğretimine ne zaman başlanmalı? Eğitim süreci nasıl yürütülmeli? Yazının devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Yabancı Dil Konuşma Korkusu Kariyerinizin Önüne Geçmesin yazımızdan da faydalanabilirsiniz.
Çocuklarda Yabancı Dil Eğitimine Ne Zaman Başlanılmalı?
Çocuklara yeni bir dil öğretmek için 2-7 yaş aralığının önemli ve verimli bir dönem olduğu araştırma sonuçlarıyla destekleniyor. Aslında çocuklar 6-7 yaş döneminden önce öğrenme değil, edinme evresinden geçiyor. 2 yaş aynı zamanda çocuğun kendi anadilini de konuşmaya başladığı zamana denk geliyor. Ancak çocuğun bir dili konuşabilmesi için öncelikle o dile maruz kalması gerekiyor.
2 yaşındaki bir çocuk anadilini konuşmaya başlamadan önce en az iki yıl bu dile maruz kalmış oluyor. Bu nedenle tıpkı anadil gibi çocuklarda yabancı dil öğreniminin de 0-3 yaş aralığında başlatılabileceği söyleniyor. Çocuk öğrendiklerini 2 yaş dolaylarında ifade etmeye başlasa da 0-3 yaş aralığında öğrendikleri belleğe yerleşiyor. Burada ebeveynler sıklıkla aynı anda iki dil öğreniminin kafa karışıklığı yaratabileceğinden endişe ediyor.
Ancak yapılan araştırmalar çocukluk döneminde birden fazla dile maruz kalmanın karışıklık yaratmadığını gösteriyor. Aksine aynı anda birden çok dil öğrenen çocukların öğrenme süreleri kısalırken, öğrenme verimlilikleri de artıyor. 6-7 yaş itibariyle dil edinimi yerini bilinçli öğrenme stratejilerinin kullanımına bırakıyor. Bu dönemde soyut düşünme, fikir üretme, çıkarımda bulunma gibi beceriler gelişiyor.
Dolayısıyla dile ne kadar maruz kalındığı, öğrenme kaynaklarının yeterliliği, motivasyon gibi etkenler öğrenimi şekillendiriyor. Uzmanlar en geç 10 yaşına kadar eğitime başlanmış olmasını öneriyor. Çocuklarda yabancı dil öğrenimi daha ileri yaşlara bırakıldığında zorlaşıyor. Ancak ergenlikte ve yetişkinlikte de planlı, düzenli ve doğru stratejilerle uygulanan eğitim programlarıyla yeterli dil gelişimi sağlanabiliyor.
Ancak öğrenim hızı, süreci ve harcanan efor çocukluğa göre farklılaşıyor. Konuşma ana dil düzeyinde akıcı ve etkin olmuyor. Ayrıca daha ileri yaşlarda çocuğun üzerindeki akademik yük de artıyor. Zorlaşan dersler, artan sınavlar ve ödevler yeni bir dil öğrenimine yeterli vaktin ayrılamamasına neden oluyor.
Üstelik yaş ilerledikçe öğretim methodları da farklılaşıyor. Öğretim modelinden keyif almayan ve zorlanan çocukların yabancı dil öğrenimine olan ilgisi de azalıyor.
Çocuklarda Yabancı Dil Eğitimine Nasıl Başlanılmalı?
Tıpkı ana dil gibi yabancı dile yönelik aşinalığın kazanımı da anne karnından itibaren başlıyor. Hamilelik sürecinde annenin çevresinde aktif olarak yabancı bir dil konuşuluyorsa ve özellikle anne de konuşuyorsa bebekte dile aşinalık başlıyor. Bu aşinalığın öğrenmeye dönüşebilmesi içinse doğumdan sonra da çocuğun yabancı dile maruz kalması gerekiyor.
Anadille Beraber İkinci Bir Dili Öğrenen Çocuklar Daha Kolay Öğreniyor
Yaşamın ilk üç yılında tıpkı anadilin öğrenimi gibi çocuğa yabancı dilin öğretilmesi gerekiyor. Çocukla yabancı dil konuşmak, çevredeki nesneleri tanıtmak, isimlendirmek öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Kartlar gösterip öğretilmek istenen dildeki sözel karşılığını söylemek, öğretilmek istenen kelimeyi sık sık anımsatmak, tekrar etmek gerekiyor.
Çocuklarda yabancı dil kazanımı özellikle anne-baba evde iki dili birden konuşuyorsa daha kolay oluyor. Ancak tek bir ebeveynin sadece çocukla iletişim kurması da öğrenebilmesi için yeterli oluyor. Ebeveynlerde ikinci dil yoksa bakıcı, oyun ablası veya öğretmenle de dil becerisi geliştirilebiliyor. Burada dil öğrenimini destekleyecek ikinci kişinin pedagojik açıdan bilgili ve tecrübeli olması da oldukça önemli.
Bilinçli bir öğretici çocuğun dil öğrenimine olan ilgisini artırırken, öğrenme sürecini de kolaylaştırıyor. Yabancı dilde çocuğun yaşına ve ilgisine uygun şarkılar, tekerlemeler söylemek, ninniler, masallar anlatmak gerekiyor. Çocuğa resimli kitaplarla sesli okumalar yapmak da öğrenimi kolaylaştırıyor. Sayfalar üzerinde sohbet etmek, görselleri anlatmak, sorular sormak da öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Çocuk 1 yaş dolaylarında anlamlı kelimeler söylemeye başlıyor.
2 yaşına kadar kelime hazinesi gelişiyor. Anladığı kelime sayısı artarken, konuşabildiği kelime miktarı da artıyor. Bu dönemde çocuğun konuşmasını teşvik etmek ve konuşmaya heveslendirmek gerekiyor. Tıpkı anadil kazanımında olduğu gibi nesnelerin adını sormak, cevaplayabileceğini basit sorular yöneltmek gerekiyor. Rakamları, renkleri, hayvanları, taşıtları, meyve ve sebzeleri öğreterek başlamak çocuğun da konuşmaya heveslenmesini sağlıyor.
Çocuklarda yabancı dil öğrenimi diğer becerilerde olduğu gibi oyunlarla çok daha kolay ve eğlenceli oluyor. Özellikle okul öncesi dönemde çocuk oyun gruplarına, yabancı dil sınıflarına veya kreşe gidiyorsa dile yatkınlığı artıyor.
Yabancı Dile Maruz Kalması İçin Fırsatlar Yaratın
Yeni bir dil öğrenmek olabildiğince çok maruz kalmakla daha kolay öğrenilmektedir. İlk 3 yıl içerisinde siz evde aktif olarak yabancı dil konuşsanız da çocuğunuzun yaşı artıkça iletişim ağı da genişleyecek. Okula başlayan, arkadaş gruplarına katılan çocuğun yabancı dile maruz kalma süresi azalacak. Yani çocuğunuz ağırlıklı olarak sadece sizinle pratik yapıyorsa sizinle geçirdiği süre azaldıkça öğrendiklerini pekiştiremeyecek.
Oysa çocuğun en çok da sosyal becerilerinin ve kelime dağarcığının geliştiği dönemde iletişim kurabilmesi gerekiyor. Bu dönemde çocuğunuzu sadece yabancı dil konuşulan oyun/aktivite gruplarına gönderebilirsiniz. Online konuşma sınıflarına katılmasını sağlayabilirsiniz. Yabancı dilde kareokeler yapabilirsiniz. Yabancı çocuklarla konuşma pratiği yapabileceği online iletişim fırsatlarını araştırabilirsiniz.
İlgisini çekecek yabancı hikaye veya aktivite kitapları, yaşına uygun bilim, sanat dergileri alabilirsiniz. Bu içeriklere yaşına ve seviyesine göre üyelik yaptırabilir aylık/haftalık olarak takip etmesini sağlayabilirsiniz. Çocuklarda yabancı dil gelişimi için film, çizgi dizi ve dizilerden faydalanmak da öğrenmeyi artırıyor. Gün içerisinde yaşına uygun sürelerle ekranı dil öğrenimi amacıyla kullanmasına fırsat verebilirsiniz.
Kendi seçeceği ancak sizin de onayınızdan geçecek içerikleri izlemesini sağlayabilirsiniz. Özellikle interaktif içerikler çocukların öğrenmesini kolaylaştırıyor. Oyunlar da çocuğun öğrenme sürecine katkı sağlıyor. Oyunda puan almak, bir üst seviyeye çıkmak gibi pekiştireçler dil öğrenimine ilgiyi artırıyor.
Seyahat Etmek Çocuklarda Yabancı Dile Olan İlgiyi Artırıyor
Pandemi sürecinde bu önerimizi gerçekleştirebilmek pek de gerçekçi değil. Ancak seyahat etmek çocukların yabancı dile olan ilgisini artırıyor. Kendi ülkenizde çocuğunuza yabancı dilin önemini anlatmanız hiç de kolay değil. Onlar henüz dilin evrensel faydalarını anlayabilecek düzeyde değerlendirme yapamıyor. Ancak seyahat ettiklerinde başka bir ülkede o ülkenin dilini biliyor olmanın faydasını fark ediyorlar.
Kendi ülkelerinden farklı olarak ulaşım, yeme, içme, alışveriş gibi ihtiyaçlarında öğrendikleri bilgileri kullanıyorlar. Bu tecrübe öğrenmeye yönelik heveslerini artırırken, farklı diller öğrenmenin amacını da öğrenmelerini kolaylaştırıyor. Peki pandemi sürecinde seyahat edemeyenler veya buna bütçe/zaman ayıramayanlar ne yapabilir?
Çocuklarda yabancı dili desteklemek için artık pek çok dijital içerik mevcut. Youtube’da çok keyifli ülke vlogları, tanıtım videoları var. Bunları izleyebilir, belgesellere de göz atabilirsiniz. Ülkelerin tarihini, coğrafi özelliklerini, iklimini, kültürünü konuşabilirsiniz. Haritalar edinebilir, tanıtım kitapları sipariş edebilirsiniz.
Sevdikleri yabancı aktörleri, yaşadıkları ülke ve şehirleri anlatabilirsiniz. Araştırma yapmasını teşvik edebilir, öğrendiklerini size sunmasını isteyebilirsiniz. Hatta bunu etkinliğe çevirip her hafta farklı bir aile bireyinin sunum yapacağı tanıtım günleri düzenleyebilirsiniz.
Çocuklarda Yabancı Dil Kazanımı Kariyer Gelişimini Destekliyor
Günümüzde artık tek dilli olmak yeterli değil. Bugünün koşullarında dahi öğrenciler ve çalışanlar yabancı dil bilmemenin dezavantajlarını yaşıyor. Artık İngilizcenin yanı sıra İspanyolca, Almanca, Japonca gibi dillerde de yeterlilik aranabiliyor. Meslek, çalışılan sektör, hitap edilecek kitle, işveren ve iş ortaklarının ulusları da dildeki çeşitliliği etkiliyor.
Çocuklarda yabancı dil eksikliğinin 5-10 yıl sonra eğitimde ve kariyerde çok daha büyük kayıplara neden olacağı ön görülüyor. Çocukların bugünden geleceğe planlı hazırlanması gerekiyor. Bunu yapabilmek ise ilk önce bilinçli ebeveynler sayesinde mümkün olabiliyor. Çocukların erken dönem itibariyle kariyer gelişimlerinin planlanması ve gelecek hedeflerinin çıkarılması gerekiyor. Zeka testlerinin yapılması, ilgi ve beceri alanlarının belirlenmesi, karakteristik özelliklerinin tespit edilmesi gerekiyor.
Erken dönemde çocuklarla bu kapsamda bir değerlendirme yapıldığında güçlü ve gelişime açık alanlarını desteklemek kolaylaşıyor. Çocuklar okul öncesi dönemden başlayarak daha bilinçli seçimler yapıyor ve kariyerlerini şekillendirebiliyorlar. Geçmişte belki ama bugün artık “okul öncesi eğitim kariyere yön vermek için erken değil mi?” demek zaman kaybı.
Özel derslere, özel okullara, kurslara bütçe ve zaman ayırmadan çok daha önce kariyer planı yapılmalı. Ancak bu şekilde kişinin beklentileri ve potansiyeliyle uyumlu bir kariyer planı çıkarılabilir. Okul Öncesi Dönemde Kariyer Planı Yapmak: Küçük Ayaklar Geleceğe Büyük Adımlar Atsın yazımızdan da faydalanabilirsiniz.
Bugünün çocukları ve gençleri kariyerlerine ne kadar erken ve bilinçli hazırlanırsa kazanımları o kadar fazla oluyor. Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunuyor. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlıyoruz. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz.
Çocuklarda yabancı dil kazanımını önemsiyor, akademik hayatta ve kariyer gelişimindeki avantajlarını tecrübelerimizle biliyoruz. Yabancı dil ve yurtdışı eğitim ile ilgili içeriklerimizi Aba Yurtdışı Eğitim sayfamızdan ve Youtube kanalımızdan da takip edebilirsiniz.