Ergenlik döneminde bir çocuğa sahip ebeveynler genellikle, çocuklarıyla iletişim kurmakta zorlandığından şikayet eder. Tipik bir senaryodan bahsedelim: oğlunuzla ödevlerini yapmaması veya çok fazla oyun oynamasıyla ilgili konuşmak istiyorsunuz. “Biraz konuşabilir miyiz?” diye sorarak konuşmayı başlatıyorsunuz ve “İşte yine başlıyoruz” diyerek gözlerini deviriyor.
Doğrudan konuya girip, “Daha sorunlu olmalısın,” dediğinizde “Evet evet,” diyip umursamadığını belli ediyor. Bir süre sonra sabrınız taşıyor, iki taraf da öfkeleniyor ve belki çocuğunuz kapıyı çarpıp çıkıyor. Bunların hepsi, ergenlik dönemindeki çocukların yaşadığı evlerde olan olaylar. Peki, çocuğunuzda konuşabilmek ve iletişim kurmak için neler yapabilirsiniz?
Şunu söylemekten kaçının: “Konuşalım mı?”
Bir konuşmaya başlamanın en doğal yolu gibi görünse bile, “Konuşalım mı?” dediğiniz zaman çocuğunuzla konuşabilme olasılığınız azalıyor. Bu sözü duyduktan sonra gençler, genellikle kepenkleri kapatır ve iletişim kurmak için gerekli ortamı yaratmamak için ellerinden geleni yaparlar.
Bunun yerine bir şey söylemeden ve istemeden etraflarında dolaşın. Bir süre sonra konuşmayı kendisi başlatabilir ya da siz bir konuşma başlatabilirsiniz.
Söylemeyin, soru sorun
Onları en iyi şekilde yetiştirmek için çocuklarımıza sürekli nasıl konuşmaları, nasıl davranmaları gerektiğini söylüyor olabiliriz. Halbuki, söylemek yerine sormak çok daha etkili. “Daha fazla ders çalışman gerekir,” demek yerine “Sınav hazırlıkları nasıl gidiyor?” diye sormak gibi.
Ergenlik dönemindeki bir gence ne yapması gerektiğini söylemek büyük olasılıkla geri teper. Daha sakin ve ilgili bir şekilde sorduğunuz zaman kararı onlara bıraktığınız izlenimi veriyorsunuz. Böylece iletişim kurma şansınız artıyor.
İçten yanıt verin
Çocuğunuz açık davranmış ve size sınava hazırlanmadığı için dersten kalma ihtimali olduğundan yakınmış olabilir. Böyle bir durumda öfkelenip “Sana daha çok çalış, demiştim,” gibi bir cevap vermemeniz gerekiyor. Böyle zamanlarda çocuğunuzun sizden beklediği şey kendisiyle empati kurmanız.
“Düşük not alma ihtimali can sıkıcı, değil mi?” gibi bir sözle onun duygularını anladığınızı gösterin. Gerçekten empati kurduğumuz zaman karşımızdaki kişi suçlu, utangaç ya da yargılanıyor gibi hissetmez. Bu da iletişim kurmanın önemli bir anahtarıdır.
Sen – Ben – Biz yaklaşımını izleyin
Her zaman çocuğumuzla aynı fikirde olamayız. Böyle zamanlarda ağzımızdan çıkan sözlere daha çok dikkat etmemiz gerekir. Sen – Ben – Biz yaklaşımı bu nedenle çok önemlidir. Peki nedir bu yaklaşım:
SENİ dinliyorum ve düşünceni anlıyorum.
BEN de kendi düşüncelerimi ortaya koyuyorum.
Bu konuya BİZ bir çözüm buluruz.
Bu sırayı takip ettiğiniz zaman, çocuğunuz onun düşüncelerine önem verdiğinizi anlayarak kendinin bu iletişimde saygı gördüğünü bilir. Saygı gördüğü bir iletişimi kurmaktan da kaçınmaz.