Önyargılar, net ve mantıklı düşüncenin yolunu tıkayarak öğrenme sürecini olumsuz etkiler. Düşünce süreçlerimizin gerektiği gibi işlemesinin önündeki engellerden biri de bilişsel önyargılardır. Bilişsel önyargı, çevrenizde olup biteni nasıl algıladığınızı ve iyi yönde mantıksal kararlar verme biçimlerinizi etkiler.
Bugüne kadar tanımlanmış 100’den fazla düşünce önyargıları vardır. Bunlar insan etkileşiminin çok olduğu, kişilerin belli pratiklere zorlandığı ve başarı ile başarısızlığın test edildiği yerlerde sıkça görülür. Bu faktörlere baktığımız zaman, düşünce önyargılarının okullarda görülmesine pek şaşırmıyoruz. Ancak, şaşırmıyor olmamız, bunun önemsiz olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü bu önyargılar, öğrencilerin öğrenme süreçlerini engelliyor.
Eleştirel düşünce bilişsel olarak güçlendiriyor
Önyargıların gölgesinde öğrenme sürecini zorlaştırmaktan kurtulmak için yapılabilecek şeyler var. Bunlardan biri de eleştirel düşünce pratiğinin geliştirilmesi. Öğrenme sürecinin verimliliği için; öğrencilerinize ya da çocuklarınıza görevlerin kendisine değil, göreve yaklaşımına odaklanmayı öğretin.
Metacognition olarak adlandırılan farkındalık geliştirme ve düşünce sürecini yönetme becerisi önyargılara savaş açmanın en barışçıl yolu. Önyargıların sınırlarından kurtulan zihin, etkin bir şekilde öğrenmeye açıktır. Peki, bunun için öğrencileri nasıl yönlendirebiliriz?
Hedef belirlemelerine destek olun
Öğrencilerin hazırlık yapmanın ne kadar önemli olduğunu ve hedef belirlemenin hayatı nasıl kolaylaştırdığını anlamasına yardım edin. İyi bir hedef belirlemek için kısa vadeli ve uzun vadeli hedefleri birbirinden ayırmasını sağlamak etkili olacaktır. Hedeflerine ulaşırken karşılaşabilecekleri sorunlar üzerine düşünmesini sağlayın. Proaktif yaklaşım daha güçlü hissetmelerini destekler.
Kendilerini tanımaya teşvik edin
Düşüncelerimizin ve hislerimizin farkında değilsek, onları yönetmekte zorlanabiliriz. Çocuklar ve gençler için benlik farkındalığı daha da zor olabiliyor, çünkü sürekli değişimden geçiyorlar. Günlük tutmak, bu nedenle çocuklar ve gençler için çok faydalı olabiliyor. Bunun yanı sıra günlük tutmanın, fiziksel sağlık ve zihinsel refahı arttırdığını gösteren araştırmalar bulunuyor.
Doğru soruları sormaya yönlendirin
Bir görev, ödev ya da proje söz konusu olduğunda; süreci üçe ayırmak gerekir: görev öncesi, görev sırası, görev sonrası. Her bir aşama için doğru soruları sorma becerisi kazanan çocuklar, gidiş ve düşünce yollarını belirlemekte daha başarılı oluyor. Göreve başlamadan önce, “Bu, yaptığım önceki görevlere benzer mi?” Ve “Önce ne yapmalıyım?” sorularını sormak önemlidir. Görev sırasında “Doğru yolda mı gidiyorum?” ve “Fikrini alabileceğim kimler var?” soruları önemli hale gelir.
Bu sırada öğretmenlerin ve ebeveynlerin öğrencilerin performanslarını izlemeleri ve gerekirse düzeltmeler yapmaları gerekiyor. Sonunda, bir görevin ardından, öğrenciler “Nasıl geçti?” sorusuyla, “Daha fazla geliştirmek için neye ihtiyacım var?” ve “Bir dahaki sefer farklı ne yapardım?” sorularıyla düşüncelerini geliştirebilirler.