Psikolojik hastalıklar fiziksel rahatsızlıklardan farklı olarak belirlenmesi ve sınıflandırılması oldukça zordur. Tıpta fiziksel bir problemle karşı karşıya kalındığında semptomlardan ve fiziksel buluntulardan net bir sonuca varılabilir. Ancak psikolojik problemler söz konusu olduğunda problemi analiz edip, tespit etmek göründüğü kadar kolay değildir. O halde psikologlar ve psikiyatrlar nasıl danışanlarının problemlerini sınıflandırıyorlar? Bunun için dünya çapında kullanılan DSM-5 Türkçesi “Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı” kullanılmaktadır. 10 yıldan uzun süredir kullanılan el kitabı birçok uzmanın iş birliğiyle derin araştırmalar sonucu oluşturulmuştur. Bu blog yazımızda psikolojik hastalıkları nasıl sınıflandırdığımızdan daha ayrıntılı bir şekilde bahsedeceğiz.
Psikolojik Hastalık Tespit Etmek
Yukarıda da söz ettiğimiz gibi bir doktor fiziki durumunuza bakarak dizinizdeki problemi anlayabilir. Fakat psikolojik hastalıklar söz konusu olunca olay bambaşkadır. Bir psikolog ya da psikiyatr probleminizi anlayabilmek için sizi birden fazla defa görmeye ihtiyaç duyar. Çünkü problemler gözle görülür kadar açık değildir. Doğru tespit zaman alabilir. Bir süreliğine hastalık tespiti için gözlem, çeşitli testler ve yakınlardan bilgi edinmek gibi uygulamalar yoluyla kişinin problemi saptanır. Uzun soluklu gözlemler ve semptom analizlerinden yola çıkılarak ardından tedaviye geçilebilir. DSM-5 belli kriterler yoluyla kişilerin psikolojik rahatsızlıklarını analiz ve tespit etmek için kolaylık sağlar.
Psikolojik Hastalıklar İçin Sınıflandırma
Sınıflandırmalar genel başlık ve alt başlıklar halinde seyretmektedir. Genel başlıklar birkaç psikolojik rahatsızlığın ortak ve hatta ana semptomlarının aynı olmasından ortaya çıkar. Örneğin beslenme ve yeme bozuklukları, bir genel başlıktır. Bu başlığın altında beslenme ve yemeyle ilgili birbirinden farklı psikolojik hastalık yer almaktadır. Bir yandan tıkınırcasına yeme bozukluğu adı verilen yemek konusunda kendini durduramayanlarda ortaya çıkan rahatsızlıkta bu bölüme girer. Diğer yandan anorexia nervosa adı verilen çok zayıf olunduğu halde kendini olduğundan kilolu görme eğilimine dayalı rahatsızlık da bu gruba girmektedir. Bu iki rahatsızlığın ortak özelliği ikisinin de yemeyle ilgili problemlere dayalı olmasıdır. Sınıflandırılırken de beslenme ve yeme bozuklukları alt kategorisine girmektedirler.
Psikolojik Hastalık Tedavisinde Sınıflandırmanın Gerekliliği
Tedavi sürecine geçilmeden önce doğru sınıflandırma yapmak mühim bir meseledir. Doğru sınıflandırma yapılmadığı taktirde çözüme gidilen yol uzatılmış olur. Psikolojik hastalık kişinin duygu durumuyla bağlantılı olduğundan ötürü tedavide verim almak danışanların tedaviye devam etmesi için motive edici niteliktedir. Verim alamayan danışanlar çaresiz hissederek tedavilerini yarıda bırakabilir. Bundan dolayı sınıflandırma süreci titizlikle yapılmalıdır. Problemi tespit etmeden çözmek pek mümkün değildir.