Uyum ve davranış bozuklukları çocuğun içinde bulunduğu çevredeki ilişkilerinde ve diğerleri tarafından kabulünden zorluklara neden olur. Hangi yaş aralığında görülürse görülsün uyum ve davranışa yönelik bozukluklar çocuk ve aile için zorlayıcıdır. Çocuğun uyum sağlamakta zorlandığını veya davranış bozuklukları gösterdiğini fark etmek her zaman kolay değildir. Ailenin bozukluğu fark edebilmesi için fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişim dönemlerini iyi bilmesi gerekir.
Bozukluk zannedilen şeyler çocuğun gelişimsel olarak henüz kazanmasının erken olduğu beceriler olabilir. Yazımızın devamında uyum ve davranış bozukluğundan bahsedebilmek için dikkat edilmesi gereken faktörleri ele alacağız. Çocuklarda neden bu bozukluklar görülüyor ve ne şekilde görülüyor detaylarıyla paylaşacağız.
Çocuklarda Uyum ve Davranış Bozuklukları Nasıl Anlaşılır?
Çocuklarda uyum ve davranış bozuklukları olduğunu anlayabilmek için birtakım belirtileri gözlemlemek gerekir;
Bazı uyum ve davranış sorunu zannedilen belirtiler çocuğun içinde bulunduğu gelişim döneminin tipik belirtileri olabilir. 2 yaş sendromu belirtileri gösteren bir çocuğun her şeye hayır demesi, tutturma ve inatlaşmaları, öfkesi bu yaş dönemine ait davranışlardır. Çocuk tuvalet eğitimi alıyorsa mesane kontrolünü kazanana ve tuvaleti kullanmayı öğrenene kadar altını istemsiz ıslatabilir.
Aynı şekilde görülen uyum ve davranış sorunlarının ne sıklıkta görüldüğü de bozukluk diyebilmek için önemlidir. Çocuklar kendilerini güvende hissettikleri (çoğunlukla ev ortamı, aile yanı) daha huysuz, hırçın, aşırı davranışlar gösterebilir. Bu davranışlar bir nevi negatif enerjilerini boşaltma yöntemidir. Pandemide olduğu gibi çocukların sürekli evde olması, okul, park, bahçe imkanının olmayışı çocukların huzursuzluğunu artırabilir.
Çocukta uyum ve davranış bozuklukları olduğunu söyleyebilmek için dönemi ve sıklığı kadar şiddeti de önemlidir. Çocukta uyumsuzluğun ve olumsuz davranışların şiddeti artığında bozukluğa dönüşmektedir. Ayrıca olumsuz bir davranışa farklı uyum ve davranış sorunları eşlik ettiğinde de bozukluktan söz edilebilir. Örneğin alt ıslatmaya, kekemelik, konuşma bozukluğu, kaçınma, saklanma gibi davranışlar eşlik ediyor olabilir.
Çocukta korku, kaygı, stres belirtileri yoğun olarak görülüyor olabilir. Bu davranışlar sürekli ve yoğunsa, başka olumsuz davranışlar eşlik ediyorsa, bir döneme özel belirtiler değilse bozukluktan söz edilebilir.
Çocuklarda Uyum ve Davranış Bozuklukları Neden Görülür?
Çocuklarda görülen uyum ve davranış bozuklukları çoğunlukla duygusal ihtiyaçların karşılanmaması sonucu gelişir. Ebeveynleri tarafından ihmal edilen, temel ihtiyaçları, sevgi, güven ihtiyacı karşılanmayan çocuklarda daha sık görülmektedir. Olumsuz ve hatalı ebeveyn tutumları da uyum ve davranış sorunlarının gelişmesine neden olabilmektedir.
Aşırı otoriter, baskıcı tutumlar kadar ihmalkar, aşırı hoşgörülü ve aşırı korumacı, mükemmeliyetçi tutumlarda da görülür. Anne babanın fiziksel ve duygusal yokluğu, onlarla etkili ve verimli zaman geçirememek de sorunlara neden olur.
Ailede, medyada veya sosyal hayat içerisinde akranlarından veya yetişkinlerden görülen şiddet de sorunlara yol açar. Şiddetin her türlüsü uyum ve davranım bozuklukları görülmesine neden olabilir. Fiziksel, sözel, duygusal şiddet görmek, şiddet içerikli olaylara maruz kalmak, tanık olmak gibi. Ebeveynlerden birinin veya ailede sevilen birinin vefatı, uzun süreli istirahat gerektiren önemli hastalıklar da sorunlar görülmesine neden olabilir.
Boşanma, yeni bir kardeş, yaşam alanında ve düzeninde ani değişiklikler de bozukluklara yol açabilir. Okul, şehir, ülke değiştirmek, sık olarak öğretmen veya bakıcı değiştirmek, taşınmak gibi. Ayrıca afetler ve salgınlar gibi toplumu etkileyen olaylar da çocuklarda uyum ve davranış bozuklukları görülmesine neden olabilir.
Çocuklarda Uyum ve Davranış Bozuklukları Nelerdir?
Yukarıda bahsettiğimiz faktörlere dikkat ederek listede yer alan sorunlar gözleniyorsa çocukta uyum ve davranış bozuklukları olduğundan bahsedebiliriz.
Psikolojik kökenli kekemelik nedenleri ve yapılması gerekenler
Psikolojik kökenli kekemelik kekemeliğin biyolojik bir nedene bağlı olmaksızın ortaya çıkmasıdır. Çoğunlukla korku, kaygı ve stresin eşlik ettiği yaşam olayları sonrası gelişir. Çocuğun travmatik bir olay yaşaması veya olaya şahit olması kekemeliğe neden olabilir. Kazalar, afetler, aile içi şiddet, boşanma, bir şeyle korkutulma kekemeliğe neden olabilir. Hatalı ebeveyn tutumları, akran zorbalığı, yas, istismar da kekemeliğe neden olabilir.
Psikolojik kekemeliğin altında yatan neden çalışıldığında çoğunlukla sorun düzelmektedir. Çocuklukta bir nedene bağlı olarak gelişen kekemelik ergenlik sorunlarıyla beraber daha fazla ilerleyebilir. Bu nedenle çocuklukta görülen uyum ve davranış bozuklukları mutlaka zamanında çözülmelidir.
Kekemelik söz konusu olduğunda çocukla alay edilmemeli, o konuşurken sabırsız, tahammülsüz davranışlar gösterilmemelidir. Çocuğun anlattıklarına ilgi gösterilmeli, normal bir sohbette olduğu gibi üzerine sorular sorulmalıdır. Çocuk hızlı konuşması için acele ettirilmemelidir. Taklit etmek, küçümsemek, cümlelerini tamamlamaya çalışmak doğru değildir. Çocuk konuşurken mutlaka tüm ilgi ve dikkat onda olmalıdır.
Konuşurken başka şeylerle ilgilenmeniz ona sıkıldığınızı hissettirecektir. Bu yüzden zamanınız yoksa bunu ona ifade etmeli ve ilk müsaitliğinizde onu dinlemek için vakit ayırmalısınız.
Parmak emme nedenleri ve yapılması gerekenler
Parmak emme yaşamın ilk 1 yılında bebek için doğal bir reflekstir. Daha anne karnında parmak emmeye başlayan bebek için doğum sonrasında da bunu sürdürmek olağandır. Zamanla parmağın yerini bebeğin tutup kavrayabildiği diğer nesneler alacaktır. Ancak yaşamın ilk yılında olağan olan bu davranış ileri yaşlarda da karşımıza çıkabilmektedir. Parmak emme kaygı, korku, stres sonucu geliştiğinde uyum ve davranış bozuklukları içerisine girebilmektedir.
Çocuk rahatlamak için kendini güvende hissettiği döneme yani bebekliğine dönmek isteyebilir. Bebekken onu rahatlatan parmak emme davranışını tekrar ederek olumsuz duygularla başa çıkabilir. Yeni bir kardeşin gelmesi, boşanma, yas gibi zorlayıcı durumlar parmak emme davranışının görülmesine neden olabilir.
Çoğunlukla 2 yaş sonrası görülmeye devam eden yoğun ve sık parmak emme bozukluk belirtisidir. Okul çağı çocuklarında da görülebilmektedir. Kimi durumlarda parmaklarda yaralara dahi neden olabilmektedir.
Çocuğa parmak emmeyi bırakması yönünde baskı yapılmamalıdır. Diğer sorunlarda olduğu gibi bunda da altında yatan nedenler keşfedilmeli ve çözülmelidir. Parmak emmek yerine çocuğun rahatlamasına destek olacak farklı alternatifler sunulmalıdır. Bebek yeterince emme refleksini doyurmamış, memeden erken kesilmişse biberon, emzik kullanılabilir.
Tırnak yeme nedenleri ve yapılması gerekenler
Tırnak yeme davranışı çoğunlukla kaygı sonucu gelişmektedir. Aşırı baskıcı-otoriter tutumla yetiştirilen çocuklarda görülebilmektedir. Çocuğun yeterli sevgi ve ilgiyi görmeyişi, aşırı mükemmeliyetçi ebeveyn tutumları da tırnak yeme davranışını desteklemektedir. Çocuk duygu ve düşüncelerini aile içerisinde ifade edemiyorsa, eleştiriliyorsa veya aile bireylerinden çekiniyorsa görülebilmektedir. Tırnak yeme müdahale edilmediğinde sağlık açısından da zararlı olabilmektedir. İlerleyen durumlarda tırnak etleri yara olabilmekte ve iltihaplanabilmektedir.
Çözüm için mutlaka altında yatan nedenler tespit edilmeli ve ortadan kaldırılmalıdır. Aile çocuğun tırnak yeme davranışına dikkat çekmemelidir. Çocuğu cezalandırmak, sürekli uyarmak davranışı azaltmak yerine artıracaktır. Ailenin önceliği davranışı kontrol altına almaya çalışmak yerine davranışa yol açan nedenleri çözmek olmalıdır.
Uyum ve Davranış Bozuklukları Olarak Fobiler (Korkular) ve Kaygılar
Fobiler(korkular) çoğunlukla korku kültürüyle büyütülen çocuklarda görülmektedir. Hurafeler, korkunç hikayeler, kötü yaşam olaylarına tanık olmak veya yaşamak çocukta fobilere neden olabilir. Kaygılar ise çoğunlukla hatalı ebeveyn tutumlarının sonucudur. Baskıcı-otoriter tutum, aşırı mükemmeliyetçi ebeveynler veya aşırı korumacı ebeveynler kaygının kaynağı olabilir.
Çocuk ailenin gerçekdışı beklentilerini karşılayamadığı için ailenin sevgisini kaybedeceğini düşünerek kaygı duyabilir. Veya çocuk ailenin aşırı korumacı tutumuyla büyümüşse aile dışında bir ortamda yalnız kaldığında performans kaygısı duyabilir.
Çalma (Kleptomani)
Çalma davranışı okul öncesi dönemde görüldüğünde uyum ve davranış bozuklukları arasına alınmamaktadır. Çalmanın bozukluk olarak tanınabilmesi için ilkokul ve sonrası dönemde görülüyor olması gerekir. Bunun nedeni ilkokul öncesi dönemde çocukta aidiyet ve mülkiyet duygusunun gelişmemiş olmasıdır.
Ben merkezci yapıdaki çocuk için erişebileceği her şey onundur ve izin almaya gerek yoktur. Çocuk kendine ait olan ile başkalarına ait olanın farkını ilkokul sonrası dönemde öğrenecektir. Bu nedenle yaş ve gelişim dönemi bozukluk kabul edebilmek için göz önünde bulundurulmalıdır.
Yalan söyleme (mitomani) nedenleri ve yapılması gerekenler
5-6 yaşlarına kadar söylenen yalanlar çocuğun hayal dünyasının ve oyunlarının ürünü olarak düşünülür. Bu dönemde çocuk söylediği yalanlarla oyun kurar, -mış gibi yapar. Farklı rollere girerek, farklı duygu ve davranışları deneyimler. Ancak ilkokul ile birlikte çocuğun bilinçli yalanları başlar. Bu yalanlar cezadan kaçınmak veya zevki sürdürmek için olabilir.
Çocuk yalan söyleyen yetişkinleri veya akranlarını görerek taklit edebilir. Onların yalan sonucu elde ettiği avantajları görerek örnek alabilir. Aşırı tepki göstermek, kızmak, cezalandırmak çocuğu yalandan uzaklaştırmak yerine, daha çok yalana iter. Çocuğun yalan söylemesinin altında yatan nedenler saptanarak bir uzman yardımıyla ve yakın aile bireylerinin işbirliğiyle çözüme gidilebilir.
Saç yolma (Trikotillomani) da Uyum ve Davranış Bozuklukları Arasındadır
Çoğunlukla küçük kız çocuklarında görülen saç yolma davranışı yine artan duygusal baskı sonucu açığa çıkmaktadır. Çocuk için saç yolma rahatlama kaynağı haline dönüşmektedir. Stres altındayken çoğunlukla açığa çıkmaktadır. Duygu ve düşüncelerini ifade edemeyen, ilgiden ve sevgiden yana eksik kalmış, güvenli bağlanamamış çocuklarda görülmektedir. Saç yolmaya kimi durumlarda saç yeme davranışı da eşlik edebilmektedir.
Alt Islatma (Enürezis) nedenleri ve yapılması gerekenler
Alt ıslatma nedeni çocuğun henüz mesane kontrolünü kazanamamış olması olabilir. Ancak çocuk tuvalet eğitimi almış, bir süre mesane kontrolünde başarılı olmuşsa psikolojik bir neden düşünülebilir. Çocukta fiziksel bir problem yoksa (idrar yolu enfeksiyonları, ateşli hastalıklar gibi) nedeni duygusal olabilir. Ebeveynin ilgisinin azalması, yeni bir kardeş gelmesi, boşanma, yas tetikleyici olabilir.
Gerileme davranışı olarak karşımıza çıkan psikolojik kökenli alt ıslatma çocuğun ilgi ve sevgi ihtiyacının belirtisidir. Aile çocuğu alt ıslatma davranışı nedeniyle rencide etmemelidir. Başkalarının yanında bu sorunla ilgili konuşulmamalıdır. Çocuk daha sık tuvalete kaldırılmalı, sıvı tüketimi düzenlenmeli, gece yatmadan önce aşırı sıvı alımı önlenmelidir.
Tikler nedenleri ve yapılması gerekenler
Tik, beden kaslarında istem dışı olarak açığa çıkan kasılmalara verilen genel addır. Göz kırpma, ses çıkarma, öpücük atma, yüz kaslarında oynama, baş, omuz, el hareketleri gibi görülebilir. Tikler çoğunlukla kaygı, stres, korku anlarında artış gösterir. Çocuk tekrar eden bu istemsiz kasılmalarla rahatlar. Tikleri olan çocuklarla alay edilmemeli, istemsiz açığa çıkan bu davranışlar taklit edilmemelidir.
Çocukların tiklerine dikkat verilmemeli, vurgu yapılmamalıdır. Aksi halde çocuğun duyduğu stres ve dolayısıyla görülme sıklığı da artış gösterecektir. Uyum ve davranış bozuklukları söz konusu olduğunda altında yatan nedenin tedavisi sorunun çözülmesini destekleyecektir. Tikler için de yine aynı yöntem geçerli olmaktadır.
Dışkı Kaçırma (Enkoprezis) nedenleri ve yapılması gerekenler
Dışkı kaçırma alt ıslatmaya göre daha az karşılaşılan bir bozukluktur. Ancak dışkı kaçırma az rastlansa da aileleri ve çocuğu zorlayan bir durumdur. Çoğunlukla baskıcı, otoriter ve temizlik obsesyonu olan ailelerin çocuklarında bu sorunla karşılaşılmaktadır. Erken ve zorlayıcı tuvalet eğitimi, temizliye aşırı vurgu dışkı kaçırma sorununa neden olabilmektedir.
Çocuk iki tür dışkı problemi yaşayabilir. Uzunca bir süre dışkısını tutup sonra birdenbire boşaltabilir. Ya da çocuk dışkısını hiç tutamayıp kontrol dışı olarak altına kaçırabilir. Erken ve hatalı tuvalet eğitimi, baskıcı ebeveyn dışında ilgi eksikliği, aile içi şiddet de sorunu tetikleyebilir.
Uyum ve davranış bozuklukları olarak ayrıca uyku bozuklukları, mastürbasyon, aşırı hareketlilik, saldırganlık ve yeme bozuklukları da görülmektedir. Altında yatan nedenler tespit edilip çözülemediğinde mutlaka profesyonel destek alınmalıdır. Çocuklukta çözülmeyen sorunlar ergenlik ve yetişkinlikte daha farklı sorunlar olarak karşımıza çıkabilmekte, kişinin hayatını sınırlandırmaktadır.