Meslek seçmek bir bireyin hayatında verdiği en kritik kararlardan biridir. Üstelik bu kararı verme dönemimiz de ergenlik çağı gibi hayatımızın zorlu dönemlerinden birine denk gelir. Pek çok alternatif içerisinde kişinin 40-50 yıl boyunca sürdüreceği bir mesleği belirlemesi gerekir. Bu önemli seçimi bireyin 14-15 yaşlarında yapmaya çalışması ise oldukça büyük bir sorumluluktur. Hele ki sorumluluk almaya ve özerk bir şekilde karar vermeye alışık değilsek bu süreç daha da zorlu hale gelebilir. Ailemiz ve çevremizdeki diğer kişiler karar sürecimizde etkin rol oynadığında onların doğruları ile kendi doğrularımız arasında kararsız kalabiliriz. “Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” Meslek seçimi yapmak için 14-15 yaş erken değil mi? üniversiteye kadar zamanım yok mu? diye düşünebilirsiniz.

Ancak Lise’nin 2. Yılına denk gelen 10. Sınıfta yapılacak alan seçimi de bir nevi meslek seçimidir. Çünkü alan seçimi sonrası bazı meslekleri seçebilme şansınızı kaybedersiniz. Bu yüzden kariyerinizle ilgili doğru bir seçim yapabilmek için lise yıllarınız bilinçli kararlar almanız gereken yıllardır.

Karar Vermek İçin Önce Kendinizi Tanıyın

“Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” diyorsanız yapmanız gereken ilk şey kendinizi daha yakından tanımaya çalışmak olmalıdır. Doğru meslek seçimi için; bireyin kendini bilmesi, güçlü yönlerinin farkında olması, gelişime açık yönlerini desteklemesi, ilgi ve yeteneklerini keşfetmesi gerekir. Ancak bu birkaç saatlik ya da birkaç günlük bir süreç değildir. Her birey kendine özgü karakteristik özellikler, ilgi ve yetenek eğilimleriyle dünyaya gelir. Yaşam alanımız, cinsiyet, sosyo-kültürel ve ekonomik faktörler ile ebeveyn tutumlarımız ise bireysel eğilimlerimiz üzerinde olumlu ya da olumsuz etkide bulunur. Bu nedenle bizi biz yapan değerler çocukluğumuzdan itibaren ruhumuza işlenir.

Ancak bizler çoğunlukla bireysel özelliklerimizi bilerek, değerlendirerek ya da geliştirmeye çalışarak yetiştirilmiyoruz. “Ben kimim, hayattan ne bekliyorum, neyle mutlu olurum, benim için değerli olan ne?” bu soruların doğru cevaplarını bilmiyor ve üzerine de yeterince düşünmüyoruz. Hayatımızın meslek seçimi gibi önemli dönüm noktalarında karar vermemiz gerektiğinde ise kaygı yaşıyor, ne yapacağımızı bilmiyoruz. “Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” kaygısını “Benim için en iyisinin bu olduğunu biliyorum” olarak değiştirmek istiyorsanız önce kendinizi tanımalısınız.

Mesleklerin Geleceğini Geleceğin Mesleklerini Öğrenin

Mesleklerle ilgili bilginiz günlük yaşamınızda karşılaştığınız ya da sıklıkla duyduğunuz meslek dallarından mı ibaret? Örneğin; doktor, eczacı, öğretmen, diş hekimi, avukat, pilot, bankacı ve benzeri mesleklere mi aşinasınız. Oysa bilgi sahibi olmadığımız ancak hayatın sürekliliği için gerekli olan pek çok meslek var. Her mesleğin ise gerektirdiği bilgi, ilgi ve beceri alanları var.

Aynı zamanda her yıl teknoloji ve bilimin ilerlemesi ile bazı meslekler etkinliğini yitirirken yepyeni meslekler de gelişmeye başlıyor. Şu an ismini bilmediğiniz ya da meslek gibi değerlendirmediğiniz pek çok çalışma alanı gelecek yılların popüler meslekleri olacak. Meslek seçimi yaparken uzun süre değerini sürdürecek ve kazanç getirecek mesleklere yönelmeniz önemli. Artan işsizlik oranları ve meslek içi rekabet bireylerin meslekleri çok daha iyi tanımasını gerektiriyor. Seçeceğiniz meslekte aranan ve tercih edilecek kişi olmak istiyorsanız zaman kaybetmeden kendinizi geliştirmelisiniz. “Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” diyorsanız mesleklerin geleceğini, geleceğin mesleklerini öğrenerek karar verme sürecinizi başlatabilirsiniz.

Detaylı Araştırma Yapın, “Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” Kararsızlığından Kurtulun

Artık kendinizi büyük ölçüde tanıdınız, geleceğin popüler mesleklerini öğrendiniz, beklentilerinizi ve ihtiyaçlarınızı biliyorsunuz. Seçebileceğiniz meslekleri de listelediniz ve süreç karar aşamasına geldi. Ancak “Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” belirsizliğini giderebilmek için yapmanız gereken birkaç önerimiz daha olacak. Şimdi seçeneklerinizden hangisinin sizin için en ideal meslek olduğunu değerlendirmeniz gerekiyor. Değerlendirme sürecinde detaylı araştırma yaparak meslekleri yakından tanımanız size oldukça yardımcı olacak.

Değerlendirme yaparken meslekle ilgili basılı ve internet kaynaklarından bilgi edinebilirsiniz. Meslek çalışanlarıyla LinkedIn üzerinden iletişime geçip sizinle tecrübe ve önerilerini paylaşmalarını isteyebilirsiniz. Mümkünse meslekleri yerinde değerlendirebilirsiniz. Okulunuzdan bu konuda destek alabilir, ilginizi çeken meslekler hakkında detaylı bilgi toplamak için şirketler, fabrikalar, araştırma merkezleri gibi işin yürütüldüğü alanlara ziyaretler yapabilirsiniz. Sorularınızı çıkartabilir ve meslek çalışanlarıyla röportajlar yapabilirsiniz. Hatta başkalarına da faydalı olmak için bu röportajları sosyal medya hesaplarınızda kişilerden izin isteyerek paylaşabilirsiniz. Sosyal medya hesaplarınıza meslek çalışanlarını sohbet için davet edip, ilgi duyanların da katılabileceği canlı yayınlar düzenleyebilirsiniz.

Seçtiğiniz mesleği yapabilmek için gerekli olan üniversite eğitiminiz hakkında bilgi toplayabilirsiniz. Hangi üniversitelerden eğitim alabiliyorsunuz, meslekte öne çıkmak için en iyi eğitim veren üniversiteler hangileri araştırabilirsiniz. Eğitim hayatında mutlaka okumanız gereken kitapları temin edip bu içeriklerin size ne kadar hitap ettiğini değerlendirebilirsiniz.

“Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” diyorsanız Staj Yapın, Meslekleri Yerinde Gözlemleyin

Bir mesleğin sizin için uygun olup olmadığını öğrenmenin en sağlıklı yolu mesleğin tecrübe etmektir. Lisedeyseniz mesleki stajlar yapabilmeniz çok mümkün olmayabilir. Ancak çoğu işin belli çalışma koşulları vardır. İş disiplini edinmek ve hangi çalışma koşulları sizin için daha uygun değerlendirmek için yaz tatilleri gibi boş vakitlerinizi çalışarak geçirebilirsiniz. Düşükte olsa para kazanmak, network geliştirmek ve çalışan becerilerini edinmek sizi çalışma hayatına karşı motive de edecektir.

“Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” diyorsanız Liseden başlayarak ilgi alanlarınızla uyumlu alanlarda iş deneyimleri edinebilirsiniz. Örneğin; insanlara yardım etmeyi seviyor, sosyal sorumluluk çalışmalarından mutlu oluyorsanız derneklere gönüllü çalışmacı olarak başvurabilirsiniz. Özel eğitim merkezlerinde, çocuk esirgeme kurumlarında ya da darülacezelerde gönüllü çalışabilirsiniz. Hesap yönetiminden hoşlanıyorsanız bir muhasebecinin yanında ya da bir mağazada, markette çalışabilirsiniz. Öğretmeyi seviyorsanız akranlarınıza ya da sizden daha düşük sınıflara özel ders verebilirsiniz. Seçenekleri ilgilerinize göre genişletebilirsiniz.

Üniversiteye geçtiğinizde ise mutlaka 1. Sınıf itibariyle mesleğinize yönelik çalışma alanlarını tek tek tecrübe etmelisiniz. Bunun için ara tatiller ve yaz dönemleri çok uygun olacak. Üniversitede staj yapmanız da daha kolay olacaktır. Eğitim gün ve saatleriniz düzenli bir işte çalışmaya uygunsa kısa dönemli değil uzun süreli staj programlarına da katılabilirsiniz. Seveceğiniz çalışma alanını bulduğunuzda hem daha yaratıcı, üretken ve keyifli çalışacak hem de pozitif enerjinizi karşı tarafa daha çok yansıtacaksınız. Bu olumlu tecrübe ile staj yaptığınız yerde bırakacağınız pozitif intiba size mezuniyet sonrası resmi bir iş teklifi olarak dönebilir.

“Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” Diyorsanız Meslek Seçerken Kariyer Danışmanlığı Almalısınız

Bir meslek seçmek sadece gelir elde edeceğiniz bir işe yönelmek değildir. Bir meslek seçerken yaşam kalitenizi, sosyal çevrenizi, çalışma kültürünüzü, potansiyel ailenizi de seçmiş olursunuz. Yanlış seçim yapmanız tüm bu alanlarda da yaşayacağınız doyumu azaltacaktır. Çünkü hayatımızın neredeyse 40 yılı bir mesleği icra ederek geçmektedir ve bu insan yaşamı için oldukça önemli bir süredir. Üstelik günümüzün, haftamızın büyük bölümü de mesleğimizde geçmektedir. Kendimizi gerçekleştiremediğimiz, gelişemediğimiz, değer vermediğimiz bir işte mutlu olmamız güçtür. Bizden beklenen performansı sergileyebilmemiz de kolay değildir. Bütün bir günü başarısız, mutsuz geçiren bir birey için bir süre sonra “yetersizlik, değersizlik, başarısızlık” duyguları gelişecektir. Bu negatif duygular stresi, kaygıyı besleyecek ve psikolojik olarak bireyi zorlayacaktık. Bu duygular iş hayatı ile sınırlı kalmayacak bir süre sonra özel ve sosyal yaşama, aile içi ilişkilere de sirayet edecektir.

Başarılı, mutlu ve verimli bir kariyere sahip olmak hayatınızın her alanında verimli, mutlu ve motive olmanız için önemlidir. Sadece sınavda değil hayatın her alanında kazanan olmak için kariyerinizi erkenden planlamanızı öneriyoruz. “Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” diyorsanız Stratejik Yetenek Yönetimi ile sizi, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarınızı tanıyarak kariyerinizi planlayabiliriz. Detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilir, Aba psikoloji sayfasını ve Youtube kanalımızı da inceleyebilirsiniz.

 

Read More

Lise öğrencilerinin üniversite sınavı yaklaşırken kararsız kaldıkları önemli bir konu da üniversite ve meslek seçimidir. Öğrencilerin bir kısmı üniversite tercihi yaparken bölüm ve meslekten bağımsız olarak prestijli bir üniversite seçmek istemektedir. Bir kısım öğrenci ise üniversitenin kalitesinden ziyade istediği mesleği yapabilmek için ihtiyacı olan diplomayı verebilecek bir üniversiteye yönelmektedir.

Peki hangisi daha doğru? Üniversiteye Göre Meslek Seçmek mi, Mesleğe Göre Üniversite Seçmek mi? Yazımızın devamında üniversite ve meslek seçimi sürecinde dikkate almanız gerekenleri sizlerle paylaşacağız.

Üniversiteye Göre Meslek Seçmek Doğru mu?

Üniversite seçmek kariyer belirlemede oldukça önemli bir karar sürecidir. Belirlediğiniz meslekte başarılı olabilmenin ön koşullarından biride size iyi bir mesleki eğitim verecek üniversiteyi kazanmaktır. Ancak üniversite eğitiminiz size sadece mesleki eğitim vermez. Üniversitenizin ülke çapındaki genel başarısı ve seçtiğiniz bölümün eğitim kalitesi iş arama sürecinde sizi diğer adaylardan öne çıkarabilmektedir. Bazı mesleklerde iş verenler için üniversiteler marka değerindedir ve üniversitenin adı okul başarınızdan, mezuniyet puanınızdan çok daha önemlidir.

Üniversitede eğitim alacağınız profesörler, akademisyenlerle olan ilişkiniz, katılacağınız faaliyetlerde geliştireceğiniz networkleriniz iş arama sürecinde referanslarınız olabilir. Seçtiğiniz üniversitede öğretim görevlisi olabilir ya da üniversiteye bağlı hastane, fabrika, laboratuvar gibi çalışma alanlarında iş bulabilirsiniz. Tüm bunlar ve daha fazlası üniversite seçimi yaparken önemli olan kriterlerdir.

Ancak dikkat etmeniz gereken kriterlerden biri üniversitenin eğitim kalitesi olsa da önceliğiniz ihtiyaç ve beklentileriniz olmalıdır. Seçmek istediğiniz meslek için okumanız gereken bölüm başarılı olarak nitelendirdiğiniz üniversitede okutulmuyor olabilir. Seçmek istediğiniz üniversitede okumak istediğiniz bölüm olabilir ama eğitim alacağınız akademik kadro sizin için tatmin edici olmayabilir. Belirlediğiniz üniversiteye göre meslek seçmek ilgileriniz, karakteriniz, bilgi ve yeteneklerinizle uyuşmayabilir. Örneğin sözel alanda çok daha yetkin bir öğrenciyken teknik ağırlıklı bir üniversiteyi seçmek istemeniz hayal kırıklığına neden olabilir.

Küçük Denizde Büyük Balık Olun

Bazen büyük bir denizde küçük balık olup yem durumuna düşmektense, küçük bir denizde büyük balık olmak size kazandırabilir. Nasıl mı? Öğrencilerden beklentinin çok yüksek olduğu, birbirinden zeki dahi çocukların kıyasıya rekabet içerisinde olduğu bir üniversitede kendinizi öğretmenlerinize göstermeniz zor olabilir. Özellikle üniversite içerisinde geçmek istediğiniz bir pozisyon varsa isminizi öne çıkarmanız kolay olmayacaktır. Yaptığınız girişimler, projeleriniz çoğunluk içerisinde kaybolup gidebilir.

Daha az öğrencinin olduğu, başarı ortalaması biraz daha düşük olan ama akademik kadrosu iyi olan bir üniversite seçmek avantaja dönüşebilir. Böyle bir üniversiteden eğitim almayı tercih etmek okumak istediğiniz bölüm açısından sizi zora sokmayacaksa çok daha kolay yıldız öğrenci olabilirsiniz. Okulu derece ile bitirebilir, hocalarınızdan alacağınız referanslar ve yönlendirmeler ile çok daha başarılı işler yapabilirsiniz.

Öyleyse Mesleğe Göre Üniversite Seçmek mi Gerekir?

Tercih döneminde yapılan bir diğer seçim yanlışı ise mesleğe göre üniversite seçmek. Puanlar açıklandıktan sonra öğrenciler istedikleri mesleğe yönelik seçmeleri gereken bölümün okutulduğu tüm üniversiteleri tercih formuna işleyebiliyorlar. Bu durumda üniversitelerin kalitesine, akademik kadrosuna, okutulan derslere ve üniversitenin bölüm başarısına bakılmaksızın meslek odaklı bir seçim yapılmasına neden oluyor. Hedefinizin net olması ve yapmak istediğiniz mesleği belirlemiş olmanız çok güzel. Ancak iyi bir kariyer inşa edebilmek için doğru meslek seçmek kadar mesleki alt yapınızı da sağlam oluşturmalısınız. Yani aldığınız eğitimin niteliğini de önemsemelisiniz.

Yıldan yıla üniversite sayıları artmakta, özel ve vakıf üniversiteleri kurulmaktadır. Bir üniversitenin ister devlet ister özel ya da vakıf olsun kalitesini belirleyen faktörler göz ardı edilmemelidir. Devlet üniversitesi kazanmanız, özel üniversitede burslu okumanız ya da para vererek okumanız değil, sizi ileriye götürecek olan aldığınız eğitimdir.

Tercihinizi yaparken odaklanmanız gereken öncelikle meslek seçmek olmalıdır. Karakteristik özelliklerinizle, ilgileriniz, becerileriniz, öğrenme şekliniz, sosyo-ekonomik ve kültürel yaşam koşullarınızla kendinizi değerlendirmelisiniz. Bu değerlendirmeler sonucunda hangi mesleğin sizin için daha uygun olduğunu belirlemelisiniz. Mesleğinizi belirledikten sonra bu mesleği başarıyla icra edebilmek için nasıl bir eğitim almanız gerektiğine odaklanmalısınız. Bazı meslekler için sadece 4 yıllık üniversite bitirmek yeterliyken pek çok meslek için mesleğe özel eğitim almak gerekir. O zaman sırada ihtiyacınız olan bölümü belirlemek olmalıdır. Okumanız gereken bölümü de netleştirdikten sonra üniversite seçmek için değerlendirme yapabilirsiniz.

Doğru Meslek Seçmek için Dikkat Etmeniz Gereken Kriterler Var

Seçeceğiniz mesleğin size hitap eden bir meslek olması başarılı bir kariyer inşa edebilmek için oldukça önemli. Meslek Seçiminde Kariyer Danışmanlığı ve Psikolojik Danışmanlık yazımızdan meslek seçimi ve kariyer danışmanlığı hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz. Ancak bir mesleği tercih ederken dikkat edilmesi gereken önemli unsurlar vardır. Mesleğin sizin için uygunluğu, çalışma koşulları, mesleğin kapsamı ve eğitim içeriği başlıkları altında nelere dikkat etmeniz gerektiğini yazının devamında bulabilirsiniz.

Meslek Seçmek Kendini Tanımayı Gerektiriyor

Her mesleğin sürdürülebilirliği için sahip olunması gereken bir takım karakteristik özellikler vardır. Örneğin; sabırlı olmak, sakin kalabilmek, çatışmayı yönetebilmek, uzlaşmacı olmak, liderlik özellikleri taşımak gibi. Sizin baskın olan yönleriniz, güçlü ve zayıf özellikleriniz neler tespit etmelisiniz. Çabuk sıkılan bir kişinin eğitmenlik yapması kolay değildir, çünkü aynı konuları tekrar tekrar anlatmanız gerekir. Hareketli birinin gününü masa başında geçireceği bir işi yapması keyifli olmayacaktır. Ya da korkularınız varsa bunları aşmadan korkularınızla yüzleşmeyi gerektirecek mesleklere yönelmeniz riskli olabilir. Yüksekten korkan birinin hostes, pilot olmak istemesi ya da hayvanlardan korkan birinin veteriner olmak istemesi yanlış bir seçim olabilir.

Meslek seçiminde sağlık durumu da dikkat edilmesi gereken bir kriterdir. Özellikle riskli veya stresli mesleklerde sağlık sorunları adayların elenmesine neden olan önemli bir belirleyicidir. Göz sağlığınız mikro cerrahi için ya da pilot olmak için engel teşkil edebilir. Kronik hastalıklarınız, düzenli ilaç kullanımı gerektiren rahatsızlıklarınız ya da fiziksel bir engeliniz varsa meslek seçiminizde sağlık durumunuzun uygunluğunu da değerlendirmelisiniz.

Mesleğin Kapsamı ve Eğitim İçeriği Meslek Seçmek için Belirleyici

Seçtiğiniz mesleğe kabul edilmek için nasıl bir eğitim almanız gerektiğini araştırmalısınız. Önlisans ya da lisans eğitimi yeterli mi? lisans üstü eğitime gerek var mı? mesleğe kabul için alınması gereken farklı eğitimler ya da tamamlanması gereken koşullar var mı? Girilmesi gereken başka sınavlar da olacak mı?

Çalışma koşulları da adaylar için seçim sürecinde belirleyici olmaktadır. Yapılacak işin mesai saatleri, mesai sonrası çalışma gerektirip gerektirmediği, hafta tatilleri ve yıllık tatiller seçimleri etkilemektedir. Seyahat ya da varsa hayati risk unsurları da meslek seçmek için belirleyici olabilir. Giyilmesi gereken üniforma, kullanılması gereken ekipmanlar varsa kişinin kullanmaya ne kadar uygun olduğu değerlendirilmelidir.

Çalışma alanına yönelik özelliklerde çoğu öğrencinin seçim sürecinde gözden kaçırdığı önemli bir detaydır. Çalışma ortamınız nasıl olacak, ofis ortamında mı, hastanede, fabrikada, şantiyede ya da bir madende mi çalışmanız gerekecek değerlendirilmeli. Ekip olarak mı bireysel mi çalışacaksınız? Hiyerarşi olacak mı? Tüm bunlar seçim sürecinde değerlendirilmesi gereken unsurlardır.

Maddi Kazanç ve Mesleğin Geleceği Düşünülerek Meslek Seçmek Önemli

Maddi gelir beklentisi mesleğe başlangıçta düşük tutulsa da herkes için önemli bir kriterdir. Seçeceğiniz meslekte sabit aylık maaşlarınız mı olacak, parça başı ücret mi alacaksınız? Yan haklarınız, priminiz olacak mı? Yıllık ücret artışınız nasıl olacak? Terfi imkanınız ve çıkabileceğiniz daha üst pozisyonlar var mı? meslek seçmek için araştırma yaparken değerlendirmelisiniz.

Meslek seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise seçeceğiniz mesleğin geleceğinin olup olmadığıdır. Seçeceğiniz meslek gelecekte de popülerliğini ve işlevselliğini sürdürecek mi? ya da şu an yeterince önemi olmayan ama yakın zamanda çok önemli hale gelecek bir meslek mi seçmek istiyorsunuz değerlendirmelisiniz. Seçeceğiniz mesleğin gelecek 20,30 yıl varlığını sürdürebilecek düzeyde olması önemlidir.

Üniversite Seçmek için Dikkat Etmeniz Gereken Kriterler Olmalı

Sınav puanınız belirleyici olsa da üniversite seçmek iyi bir kariyer için başka kriterleri de değerlendirmeyi gerektiriyor. Alanda çalışan başarılı isimler hangi üniversitelerden mezun olmuş, başarı hikayelerinde üniversitenin etkisi ne kadar olmuş araştırabilir, bizzat kendilerine de danışabilirsiniz. Bu meslek için mezun olacağınız okulun adı ne kadar önemli değerlendirmelisiniz. Özellikle iş bulma sitelerine girerek o mesleğe yönelik arama yapabilir ve iş verenlerin adaylardan hangi donanımları beklediğini öğrenebilirsiniz.

Bir diğer dikkat etmeniz gereken akademik kadro olmalıdır. Akademik kadroda yer alan öğretim görevlilerinin özgeçmişlerini ve alanda yaptıkları çalışmaları araştırabilirsiniz. Üniversitenin bu bölümden her yıl kaç öğrenci mezun ettiğine bakabilirsiniz. Sınıfları geçme zorluğu ne, mezun olmak zor mu, mezunlar ne kadar sürede istihdam oluyor araştırabilirsiniz. İnternet aracılığı ile sosyal ağlardan üniversitelerin sayfalarını takip edebilir, öğrenci ve mezunlarıyla iletişim kurabilirsiniz.

Dikkat etmeniz gereken bir diğer konu ise seçeceğiniz üniversitelerin bulunduğu şehir/ülke ve eğitim masrafları olmalıdır. Eğer ekonomik bağımsızlığınız yoksa ve eğitim hayatınızda ailenizin maddi desteğini alacaksanız bu aşamada birlikte değerlendirme yapmalısınız. Yurtdışı eğitim istiyorsanız üniversitenin eğitim giderleri, konaklama, sağlık, yeme, sosyal faaliyet ve seyahat giderlerini belirlemelisiniz. Burs imkanlarını araştırmalısınız. Aynı şey yurtiçi içinde geçerli olmalıdır. Aileden uzakta farklı bir şehirde yaşanacaksa yine bütçe hesabı yapılmalıdır. Aynı şehirde yaşayacakların da yine üniversite sürecinde belli giderleri olacaktır ve ailenin ne kadar destek verebileceği öğrenilmelidir.

İster yurtdışı, ister özel okul ya da devlet üniversitesi olsun, tüm eğitim hayatınız boyunca belli masraflarınızın olması kaçınılmazdır. Eğitim alırken gelir getirecek bir işte çalışmak her zaman mümkün olmamaktadır. Bazı bölümler çalışmak için uygun olmayabilir ya da siz ikisini bir arada götürmekte zorlanabilirsiniz. Üniversite öğrencilerine sunulan çok sayıda burs imkanı bulunmaktadır. Burslar hakkında bilgi edinmeniz eğitim masraflarınızı karşılamanızda size yardımcı olabilir.

Doğru Olan Üniversiteye Göre Meslek Seçmek ya da Mesleğe Göre Üniversite Seçmek Değil

Tercihinizi yaparken üniversiteye göre meslek seçmek ya da mesleğe göre üniversite seçmek yanılgısına düşülmemelidir. Size hitap eden mesleği belirledikten sonra yapmanız gereken bu mesleğe yönelik iyi eğitim alabileceğiniz üniversiteyi belirlemek olmalıdır. Ancak bu mesleğe göre üniversite seçmek olarak değerlendirilmemelidir. Mesleki eğitim alacağınız üniversiteyi belirlerken sizin ihtiyaçlarınız ve beklentilerinizle örtüşen, yeterli eğitimi alabileceğiniz bir üniversite tercihiniz olmalı.

Seçim sürecinizde istemediğiniz tercihler yapmak durumunda kalmamak için tempoyu en başından sıkı tutmanız önemlidir. İyi bir kariyer, başarılı bir planlama ile mümkündür. Kendinizi daha iyi tanımak, meslekler, üniversiteler hakkında detaylı bilgi almak, burs ve yurtdışı eğitim imkanlarını değerlendirmek için kariyer danışmanlığı alabilirsiniz. Aba psikoloji ile iletişime geçerek kariyerinizi stratejik yetenek yönetimi ile planlayabilirsiniz. Kariyer yolculuğunuzda başarılar dileriz.

Read More

Bugün kariyer planı yaparken sorumluluk ailede mi gençte mi olmalı sorusunu tartışacağız. Kariyer planı yapmak, hayal ettiğimiz yaşam standartlarına ulaşmamızda bize rehberlik edecek yol haritasını tasarlamaktır. Kariyer planı yapmak, motivasyonumuzu artırır, hedeflerimizi belirlememize ve hedeflerimize varmak için özveriyle çalışmamıza yardım eder. Ancak kariyerimizi planladığımız dönem etkilenmeye ve yönlendirilmeye oldukça açık olduğumuz yaşlara denk gelmektedir.

Lise yılları kariyerimize bilinçli olarak yön vermemiz gereken yıllardır. Lisede öncelikle alan seçimi yapılmakta, sonrasında da seçilen alana göre üniversite sınavına hazırlanılmaktadır. Doğru üniversiteyi seçebilmek için meslek seçimi yapmak gerektiği gibi seçim esnekliği elde edebilmek için sınavdan da iyi puan almak gerekir. Alan seçimi, meslek ve üniversite seçimi ve tüm bunları yapabilmek için gerekli olan okul ve sınav başarısı öğrenciyle ilgilidir. Fakat kariyer planı yaparken aile seçim sürecinde baskın rol oynayabilmektedir.

Kariyer Planı Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Kariyer planı yaparken öncelikle öğrencilerin kendilerini tanıması, kişilik özellikleri, ilgi alanları, yetenek ve yatkınlıkları hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. Öğrenme stilinin tespit edilmesi, Mantıksal zeka, duygusal zeka testlerinin yapılması önerilir. Okul başarısının ve sayısal, sözel, eşit ağırlık, dil alanlarından hangisi için daha uygun olduğunun değerlendirilmesi de gerekir. Tüm bu değerlendirmeler için öğrencilerin ilgi, yetenek, kişilik ve zeka testlerine alınması doğru yönlendirme için önemlidir.

Bugünün Genci Z Kuşağı, Nasıl Bir Kariyer İstiyor?  Ve Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Fark Yaratın yazılarımızı da kariyer planı yaparken faydalanmak için okuyabilirsiniz.

Kariyer Planı Yaparken Gençler Geleceğine Sahip Çıkmalı Son Söz Kendisine Ait Olmalı

Kariyer planı yaparken iyi bir kariyeriniz olması için çevrenizdeki herkes size kendilerince doğru olduğunu düşündükleri yönlendirmeler yapacaktır. Oysa lisede yapacağınız alan seçiminden başlayarak mesleğinizi ve okuyacağınız üniversiteyi belirlemeye kadar tüm süreçte son söz sizde olmalıdır. Aileniz, öğretmenleriniz, arkadaşlarınız karar verirken size yönlendirme yapabilir. Hatta bir noktada bu yönlendirmeyi onlardan siz isteyebilirsiniz. Geleceğiniz için vereceğiniz bu önemli kararda sorumluluğu başkalarıyla paylaşmak istemeniz olağan. Yapacakları yönlendirmelerin ve verecekleri önerilerin sizin iyiliğiniz için olacağı da kesin.

Ancak kimi zaman kendimiz için doğru olan başkaları için tamamen yanlış olabilir. Kariyer planı yaparken rol sahibi olması gereken karakteriniz, ilgi alanlarınız, öğrenme şekliniz, yetenekleriniz ve zeka türünüz olmalıdır. Sayısal zekaya sahip bir ebeveynin çocuğu olmak sayısal alanda başarılı olabilecek bir çocuk olmak demek değildir. Zihni sayılarla, hesaplarla, olasılıklarla çalışan bir anne-babanın sözel zekaya sahip bir çocuğu olabilir. Ebeveyn, kendisi sayısal alanda daha başarılı olduğu için çocuğunun da başarılı olacağını düşünebilir. Ama gerçek böyle değildir.

Kariyer planı yaparken yanlış alan seçmeniz gelecek haritanızın hayal etmediğiniz bir noktaya varmasına neden olacaktır. Çünkü alan seçimi meslek seçiminin ön hazırlığıdır. Alan seçimi sonrası alan dışı mesleklerin seçilebilme olasılığı azalmaktadır. Bazı meslekler için ise seçim hakkı tamamen kalkmaktadır. Size uygun olmayan bir alanda okuyarak akademik başarı elde etmeniz, sınavda derece yapabilmeniz mümkün değildir. Yine size uygun olmayan bir alanda meslek seçmeniz ise gelecek 40-50 yılınızı etkileyecektir.

Kariyer Planı Yaparken Ailenin Rolü Ne Olmalı?

Kariyer planı yaparken ailelerin rolü oldukça önemlidir. Ancak bu rol, öğrenci adına alan ve meslek seçimi yapmak değildir. Aileler çocuklarının erken yaşlardan itibaren ilgi alanlarını keşfetmelerini desteklemeli, yeteneklerini geliştirmeleri için teşvik etmelidir. Ebeveynler çocuklarının, özsaygısı olan, özgüvenli, sorumluluk sahibi bireyler olabilmesi için erken yaşlardan itibaren çocuklarıyla olumlu ilişkiler geliştirmelidir. Olumlu ilişkilerin kurulabilmesi ise ebeveynle çocuk arasında doğumdan itibaren güvenli bağın kurulmasına bağlıdır.

Çocuğun yetiştirilmesinde sağlıklı ebeveyn tutumu uygulanması da gencin sağlıklı kişilik gelişimi için önemlidir. Aile çocuğun ev içerisinde küçük yaşlardan itibaren sorumluluk almasını desteklemelidir. Çocuklar yine erken yaşlardan itibaren kendi kararlarını alabilecek özdenetimde yetiştirilmelidir. Karar vermekte zorlanan çocuklara hangi seçeneğin daha doğru olacağını söylemek yerine neden-sonuç ilişkisini öğretmek gerekmektedir.

Aileler alan ve meslek seçimi yaparken destek isteyen çocuklarına kendi doğruları, ilgileri ve becerileriyle yönlendirme yapmaktan kaçınmalıdır. Destek talebi karşılıksız bırakılmamalı gençler bilinçli ve objektif yönlendirmeler için rehberlik servisine ya da profesyonel kariyer danışmanlığına yönlendirilmelidir.

Ailelerin kariyer planı yaparken rol üstlenecekleri bir diğer konu ise bütçe planlamasıdır. Öğrencinin yapacağı seçimlerin ekonomik boyutu olacaktır. Aile eğitimin kaç yıl süreceğini göz önünde bulundurarak konaklama, eğitim giderleri, ulaşım, yemek masraflarını hesaplamalıdır. Yine erken yaşlardan itibaren çocuğa harçlık vererek parasını idare etme becerisi kazandırılmalıdır.

Aileler sınava yönelik kaygı ve beklentilerini mümkün oldukça çocuğa yansıtmamalıdır. Kaygı düzeyi kontrol edilemiyorsa mutlaka destek alınmalıdır. Kariyer planı yaparken beklentiler gerçekçi olmalı, öğrencinin potansiyelinin çok üzerinde bir performans beklentisine girilmemelidir. Sonuç her ne olursa olsun çocuğa olan sevginin değişmeyeceği hissettirilmeli, sevgi ve ilgi kaybı ceza olarak sunulmamalıdır. Doğru Meslek ve Kariyer Seçimi İçin Anne ve Babalara Öneriler yazımızı kariyer planı yaparken faydalanmak için okuyabilirsiniz.

Kariyer Planlaması Yaparken Aile Gencin En Büyük Destekçisi Olmalıdır

Kariyer planlaması yaparken karar sürecini belirleyen gencin kendisi olsa da ailenin desteği çok önemlidir. Karar sürecinin ergenlik dönemine gelmesi, bu dönemin kimi gençler için duygusal ve fiziksel olarak daha zorlu yaşanmasına neden olmaktadır. Hissedilen baskı, duyulan stres ve geleceğe yönelik kaygı gençlerin seçim sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Gençlerin kendilerini yalnız ve korunmasız hissetmemesi için ailelerin desteklerini sözle, davranışsal ve duygusal olarak hissettirmesi önemlidir. Gencin maddi özgürlüğünün olmayışı, ailenin bakımı altında oluşu da ailenin karar sürecinde ekonomik kaynaklarını düzenleyebilmesi için önemlidir.

Kariyer planlaması yaparken lise alan seçimini beklemeden harekete geçmeniz ve karar sürecinde kendinizi iyi değerlendirmeniz doğru seçim yapabilmek için önemlidir. İyi bir kariyer, başarılı bir planlama ile mümkündür. Kendinizi daha iyi tanımak, meslekler, üniversiteler hakkında detaylı bilgi almak, burs ve yurtdışı eğitim imkanlarını değerlendirmek için kariyer danışmanlığı alabilirsiniz. Aba psikoloji ile iletişime geçerek kariyerinizi stratejik yetenek yönetimi ile planlayabilirsiniz. Kariyer yolculuğunuzda başarılar dileriz.

Read More

Öğrenciler lisede önce alan sonra meslek seçimi yaparak iki önemli karar sürecinden geçerler. Aynı zamanda ergenlik dönemi sorunları da bireylerin bu dönemde mücadele ettiği bireysel konulardır. Aynı döneme denk gelen bu önemli konular gençlerin üzerindeki baskıyı artırmakta ve karar süreçlerinde dış faktörlerin etkili olmasına neden olmaktadır. Oysa alan seçimi meslek seçiminin ön hazırlık aşamasıdır. Alan seçiminin bilinçli yapılması bireylerin ileriki yaşamlarında hem başarılı hem de mutlu olmaları açısından son derece önemlidir.

Alan Seçimi Neden Önemli?

Alan seçimi öğrencinin kendisine sunulan dört alandan birini seçip eğitimine devam etmesi olsa da işin özü bu kadar basit değildir. Alan seçimi yapmak, bireyin gelecekte yöneleceği meslek için de bir ön hazırlık sürecidir. Çünkü alan seçimi sonrası öğrencilerin belli meslekleri seçebilmesinin önü kesilmiş olmaktadır. Bir meslek seçmek ise bireyin hayatının kalanında vaktinin büyük çoğunluğunu geçireceği çalışma sahasını belirlemesidir. Meslek seçimi ile bireyler sadece gelir kaynaklarını belirlememekte sosyal çevrelerini, hayat standartlarını, potansiyel eşlerini ve ilişkilerini de belirlemektedir. Meslek her şeyden önce bireyin yetenekleri kullanma, kendini geliştirme ve gerçekleştirme alanıdır. Bu nedenle alan seçmekle kalmaz olası mesleğinizi ve yaşam koşullarınızı da Lise döneminde belirlemiş olursunuz.

Alan Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Gençlerin doğru karar verebilmesi için hem kendini hem de alanları tanıması ve buna göre alan seçimini yapması gerekmektedir. Seçim sürecine gelmeden önce kişinin kendi karakteristik özelliklerini fark etmesi, güçlü ve gelişime açık yönlerini belirlemesi, ilgi alanlarını ve yeteneklerini keşfetmesi gerekir. Bunlar çoğunlukla doğru mesleği seçebilmek için önemli olsa da doğru mesleği seçebilmek doğru alanı belirlemekten geçmektedir. Ayrıca öğrencilerin doğru alana yönelebilmeleri için çoklu zeka testine girerek hangi zeka türünde olduklarını öğrenmesi, görsel, işitsel, duyusal öğrenme stillerinden de hangisi ile daha iyi öğrendiğini tespit etmesi gerekir.

Alan seçiminde doğru karar verebilmek için seçim öncesi sayısal, sözel, eşit ağırlık ve yabancı dil alanlarını detaylarıyla değerlendirmek gerekir. Hangi alanda hangi dersler veriliyor incelenmelidir. Ayrıca o alandan mezun olan öğrencilerin hangi meslekleri seçebileceği de öğrenilmelidir. Alan seçimi yapmadan önce çok yönlü değerlendirme yapılmalı, öğrenciler mümkünse zeka, ilgi, yetenek testlerine katılmalıdır. Çünkü üniversite sınavında başarıyı belirleyecek olan seçilen alana yönelik cevaplanacak sorulardan elde edilecek performanstır. Alan dışı öğrencilerin bu alan sınavlarında başarılı olması oldukça zordur. Ayrıca alan dışından gelen öğrenciler için katsayılarda dezavantajlı konuma düşmelerine neden olmaktadır.

Gençler Neden Hatalı Alan Seçimi Yapıyor?

Gençlerin neden hatalı alan seçimi yaptığını anlamak için öncelikle seçim sürecini etkileyen içsel ve dışsal faktörleri değerlendirmek gerekmektedir. Bireylerin seçim süreçlerinde aşağıda sıralanan faktörler etkili olmaktadır;

  • Biyolojik, fizyolojik, davranışsal özellikler,
  • Genel ve özel yetenekler,
  • İlgi alanları, tutum ve değerler,
  • Geleceğe yönelik tercih ve beklentiler,
  • Özgüven ve benlik algısı,
  • Mantıksal ve duygusal zeka düzeyi,
  • Sosyal ilişkiler,
  • Aile yapısı, sosyo-kültürel ve ekonomik özellikler,
  • Çevredeki öğrenim olanakları ve çalışma alanları tercih sürecini etkilemektedir.

Seçim sürecini etkileyen faktörler biliniyor olsa da gençler çocukluktan itibaren kendilerini, ilgi ve yeteneklerini bilerek yetiştirilmemektedir. Pek çok çocuğun yatkınlıkları, ilgi ve becerileri vaktinde fark edilmediği için yetişkin yaşama yaklaştıklarında bu yatkınlıklar kaybolmaktadır. Fark edilmeyen, gelişimi için yeterince destek verilmeyen ilgi, beceri ve yatkınlıklar için lisede farkındalık geliştirmek oldukça geçtir. “Hadi şimdi kendini değerlendir ve kendin için en doğru kararı ver” denildiğinde öğrenci için karşılanması güç bir talep haline gelmektedir.

Ergenlik Sorunları Alan Tercihi Sürecinde Olumsuz Etki Edebilir

Ergenlik çağı, gençlerin çocukluktan getirdikleri özgüven eksikliği, düşük benlik algısı, kaygı, koşulsuz sevginin eksikliği etkisiyle daha şiddetli geçebilmektedir. Ergenlik döneminin getirdiği yoğun duygu, düşünce ve eksiklikler gençlerin bir hayatı etkileyecek alan ve meslek seçimine pozitif enerji ayırmalarını zorlaştırmaktadır. Üstelik bu dönemde gençler yoğun gelecek kaygısı yaşayabilmekte, geleceğin belirsizliği ve kendilerine yönelik yetersizlik atıfları ile gençlerin korkuları perçinlenebilmektedir.

Tüm bunların ışığında gençler karar vermekten çekinmekte, kararının getireceği sorun ve sorumluluklarla tek başına kalmak istememektedir. Bu nedenle karar sürecini riski ve sorumluluğu paylaşabileceği diğerlerine bırakmaktadırlar. Ailenin ya da okulun karar sürecinde etkin rol edinme isteği gençlerin kaygılarıyla örtüştüğünde karar aile ya da okul tarafından verilebilmektedir.

Gençler Alan Seçimi Yaparken Sorumluluk Almaktan Çekiniyor

Çocukluktan itibaren yeterince sorumluluk verilmemiş, kendi kararlarını alma noktasında desteklenmemiş öğrenciler Lisede de karar verememekte, sorumluluk almaktan çekinmektedir. Gencin kendini, ailenin çocuğunu yeterince tanımadan alan seçimi yapılması bir süre sonra yanlış bir seçim yapıldığının belirtilerini vermeye başlamaktadır. Alan seçiminde yeterince irdelenmeden verilen karar gençlerin akademik başarısında düşüşe neden olmaktadır. Öğrencilerde okula ve derslere ilgi kaybı, dikkat dağınıklığı, öğrenmede güçlük, sınav kaygısı, artan gelecek kaygısı, motivasyon düşüklüğü görülmektedir. Öğrencilerin giderek artan özgüven eksikliği seçimin yanlış olduğunun bir başka göstergesidir.

Bu öğrenciler için ders başarısını sağlamak çok zordur. Hem derse ilgilerinin hem de kendileriyle örtüşen, onları motive edecek bir meslek seçimlerinin olmayışı verimli çalışmalarına engel olmaktadır. Yeterince iyi öğrenemeyen ve ilgi de duymayan bir öğrencinin sınavda başarı sağlaması güçtür. Süre sınırı olan ve 4 yıllık bir eğitim içeriğinden sorumlu tutulan öğrencinin sınavdan başarılı olmasını beklemek polyanacılık olacaktır.

Hatalı Alan Seçimi Yapıldığında Değişiklik Yapmak Mümkün Olmayabilir

Alan seçimi 10. Sınıfta yapılmakta ve 11-12. Sınıflar ağırlıklı alan dersleri ile okutulmaktadır. Öğrencilerin alan seçiminde hata yaptıklarını fark etmeleri ise çoğunlukla seçim sonrası geçen 1 dönemin sonlarına yaklaşıldığında fark edilmektedir. Aslında öğrenciler hatayı çok daha erken fark etmektedirler. Ancak öğrencilerin değişiklik taleplerini dile getirecek kadar zorlandıklarını görmeleri bir dönem sonuna denk gelmektedir.

Pek çok okul kısa bir sürenin ardından alan değişikliğine sıcak bakmamaktadır. Bunun nedeni alan seçimi sonrası müfredatın alanlara göre farklılaşması ve öğrencilerin dahil olmadıkları alan derslerine yönelik eksiklerini tamamlamasının zor olmasıdır. Öğrenciler alan değişikliğine kabul edilse dahi açıklarını kapamak, diğer öğrencileri yakalamak ve çok kısa sürelerle temelini oturtmak zorundadır. Bu normalin 2-3 misli özveri ile çalışmayı gerektirmektedir. Aynı zamanda öğrencinin değişim sonrası sınıf ve öğretmen değişiklikleri olacak bu da yeni bir adaptasyon sürecini doğuracaktır.

Alan değişikliği sonrası eksik kapatma sürecinde zorlanan öğrencilerde yeni bir kaygı da baş göstermektedir. Yaşadıkları stres “ikinci kez yanlış yapmış olabilir miyim”, “ya bu alanda benim için uygun değilse” düşüncelerinin açığa çıkmasına neden olabilmektedir. Öğrencilerin bu süreçte yıpranmaması, en başından kendisi için en doğru kararı vermesi için iyi bir kariyer danışmanlığı alması gerekmektedir.

Hatalı Alan Tercihi Yapmamak için Yapabilecekleriniz

İlgi alanlarınızı keşfetmeye, beceri ve yatkınlıklarınızı geliştirmeye odaklanın. Geleceğe yönelik kısa ve uzun süreli hedefler belirleyin ve gelecekte nasıl bir hayat istediğinizi hayal edin. Dışarıdan gelen sesleri, korkularınızı ve önyargılarınızı bastırmaya çalıştığınızda iç sesinizin size söylemek istediklerine odaklanın. Geleceğe yönelik kaygılarınız en çok hangi konuda yoğunlaşıyorsa o konuda ailenizden, öğretmenlerinizden ya da bir profesyonelden destek alın. Yetersiz bilgi kaygının en büyük sebebidir. Geleceğinize yön verebilmek için alanlar, meslekler ve yapmanız gerekenlerle ilgili çokça bilgi toplayın. Eğer yapılmıyorsa okulunuzdan mesleki ilgi ve yetenek envanterlerinin uygulanmasını, tercih sürecinde size detaylı bilgi verilmesini ve alanların tanıtılmasını talep edin.

Edindiğiniz bilgiler sizin için yeterli değilse daha kapsamlı değerlendirme almak ve kariyerinizi planlamak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyerinizi planlayabilir, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarınızı birlikte belirleyebiliriz. Hatalı alan seçimi yapmamak başarılı bir kariyer planlamak için kariyer danışmanlığı almak gençlerin kendilerine, ailelerin çocuklarına verebileceği en değerli armağandır.

 

Read More

Meslek seçimi yapıldığında sadece yapacağınız işin koşullarını ve elde edeceğiniz maddi geliri belirlemezsiniz. Bir meslek seçtiğinizde aynı zamanda hayatınızın gidişatına da önemli bir yön verirsiniz. Özdenetim, iç motivasyon, empati ve sosyal beceri avantajları ile duygusal zeka sahibi bireyler meslek seçimi sürecinde daha başarılı kararlar verebilmektedir. Meslek seçimi hayatınızın her alanına etki eden önemli bir karar süreci olduğu için duygusal zeka bu kararda önemli rol edinmektedir. Yazımızda duygusal zekanın ve meslek seçimi üzerindeki etkilerini paylaşacağız.

Duygusal Zeka (EQ) Nedir?

Duygusal zeka ile ilgili farklı tanımlamalar bulunsa da en gelişmiş tanım Goleman tarafından yapılmıştır. Goleman duygusal zekayı; kendini motive etme, aksiliklere rağmen yılmama, dürtülerini kontrol ederek isteklerini erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, zorlukların öğrenmeyi engellemesine izin vermeme, kendini başkalarının yerine koyabilme ve umut besleme olarak tanımlamaktadır. Duygusal zeka ve meslek seçimi arasındaki ilişki üzerine alan çalışmaları oldukça fazladır. Çalışma sonuçları duygusal zeka artıkça bireylerin; iş, özel – sosyal hayat ve eğitim alanlarında hedeflerine ulaşabilmek için duygularını yönetebildiklerini göstermektedir.

Duygusal Zeka (EQ) Mesleki Başarıyı Artırıyor

Mantıksal Zeka (IQ), bir kişinin akademik başarısını, mantık yanını ve duygusal olmayan zekasını temsil etmektedir. Araştırmalar bireylerin Mantıksal Zeka (IQ) düzeyleri yüksek olsa da Duygusal zeka (EQ)  yüksek olmadıkça bazı mesleklerde tam performans gösteremediklerini desteklemektedir. Zeki insanların öğrenme, kavrama, sentezleme becerileri yüksek olsa da başarılı olmak için IQ’nun yüksek olması yeterli olmamaktadır. Kişinin başarısını etkileyen zeka düzeyinin dışında, zamanı yönetme, stresle başa çıkma, organize olma, iletişim, empati gibi becerilerinin de gelişmiş olmasıdır. Bu beceriler ise duygusal zeka becerileridir. Dolayısıyla bireylerin IQ’sundan çok daha etkili olan duygusal zeka düzeyidir. Ancak duygusal zekanın başarı üzerindeki etkisi bu özelliklerin kullanılabileceği meslekler için geçerlidir.

İnsan odaklı çalışmayı gerektiren pazarlama, hukuk, danışmanlık, hekimlik, öğretmenlik, hizmet sektörü gibi alanlar için yüksek duygusal zeka sahibi olmak avantajdır. Mesleki başarıyı desteklemektedir. Yüksek duygusal zeka insan memnuniyetinin ön planda olduğu ve çalışma koşullarının stresli olduğu alanlarda kişinin daha kolay çalışabilmesine destek olmaktadır. Ancak duygusal zeka insanla çalışılmayan, masa başı işlerle, tüm gün raporlar analizlerle sürdürülen bir işte başarıyı belirleyici bir özellik değildir. Ancak kişinin kendini motive etmesi noktasında destekleyici bir özellik olarak rol edinebilir.

Meslek Seçimi Motivasyonları Sadece Gelir Odaklı Değildir

Meslek seçimi yaparken bireyin motivasyonu sadece para kazanmak değildir. Karar sürecinde bireyin değer yargıları, inançları, beklentileri, hedefleri, çalışma koşulları da rol oynamaktadır. Örneğin; seçilecek mesleğin bireyin kişilik özelliklerine, kültürel değerlerine ve yaşama bakış açısına da uygun olması gerekmektedir. Meslek her şeyden önce yetenekleri kullanma, kendini geliştirme ve gerçekleştirme aracıdır. Dolayısıyla maddi kazanç yüksek olsa da kendini değerli, verimli hissetmediği, yapıcı ilişkilerin olmadığı bir ortamda kişiler için para belirleyici değildir.

Duygusal zekası yüksek bireyler; gelişmiş özdenetim sahibi, yüksek iç motivasyonu olan, empati becerisi gelişmiş ve sosyal ilişkilerinde başarılı bireylerdir. Duygusal zekanın getirisi bu pozitif kazanımlar bireylere meslek seçiminde yardımcı olduğu gibi meslek başarılarında da etki etmektedir. İnsan odaklı işlerde çalışmayı, grup çalışmalarını, ekip olmayı severler ve takım içerisinde de başarılı işler çıkarabilirler. Olumsuz çalışma koşullarında dış motivasyona gerek duymadan kendilerini motive edebilecek kaynaklar bulabilirler. Empati becerileri sayesinde başarılı bir çalışan, ekip arkadaşı ve lider olabilirler. Sosyal becerileri sayesinde kişilerarasında denge kurabilir, sosyal grup içerisindeki problemleri yapıcı şekilde çözebilirler.

Meslek Seçimi Yaparken Kendilerini Tanıyarak Seçim Yaparlar

Yüksek duygusal zeka sahibi bireyler ilgilerinin ve profesyonel becerilerinin farkındadırlar ve meslek seçiminde bu ilgi ve becerilerle etkili iletişim kurabilmektedirler. Kişinin kendini, beklentilerini, ihtiyaçlarını biliyor ve önemsiyor olması meslek seçiminde kendisi için en doğru seçimi yapmasını desteklemektedir. Duygusal zekası yüksek bireylerin özdenetim sahibi olmaları meslek seçiminde dışarıdan gelen yönlendirmelerden bağımsız karar verebilmelerini sağlamaktadır. Bu bireyler neyi yapıp yapamayacaklarını bilmekte, başarısız olma ihtimalleri olan alanlarda mutsuz olacakları bilinciyle kararlarını iyi değerlendirmektedir.

Duygusal zekası yüksek birey için iş tatmini, mutluluk ve verim ne kadar önemliyse başarısız ve mutsuz olma riskini hesap etmekte o kadar önemlidir. Bu bireyler için sosyal etkileşimin az olduğu, masa başı, sistem üzerinden yürütülen işler cazip değildir. Yaratıcılıklarını kullanabilecekleri, fikirlerini paylaşabilecekleri, ekip ruhunun olduğu, pozitif ilişkilerin geliştirilebileceği çalışma ortamları onlar için daha değerlidir. Kendilerini nasıl motive etmeleri gerektiğini bildikleri gibi diğerlerinin de motivasyonunu önemser ve ilişkilerinde olumlu dil kullanma alışkanlığına sahiptirler.

Yüksek Duygusal Zeka Sözsüz İletişimde Farkındalığı Artırıyor

Yüksek duygusal zeka sahibi bireyler beden dillerini iyi kullanabildikleri gibi diğerlerinin beden dillerini de iyi okurlar. Bu onlar için iş hayatında yaşamsal bir fonksiyondur. Mülakatlarda görüştükleri uzmanın beden dilini anlayarak konuşmalarına yön verebilirler. İş hayatında yapacakları bir konuşma ya da sunum sırasında dinleyicilerin beden diline göre anlatımlarını geliştirebilirler. Ayrıca çevrelerinin kendilerini nasıl algıladığını da beden dili gibi sözsüz iletişim becerilerinden fark ederler. Kendileriyle ilgili algının olumlu olmadığı ya da ilk intibada olumlu izlenim edinemedikleri ortamlarda bulunmak istemezler.

Başkalarının Duygu ve Düşüncelerine Yön Verebilirler

Duygusal zekası yüksek bireylerin özgüvenleri yüksektir. Beden dillerini iyi kullanırlar. Duygu ve düşüncelerini etkili şekilde ifade edebilirler. İnsanların duygu ve düşüncelerini de etkileme kabiliyetleri yüksektir. Bu nedenle yönetici, lider, iş veren pozisyonlarında çalışabilir ya da koçluk, psikolojik danışmanlık, mentorluk, terapistlik yapabilirler.

Liderlik rolünü üstlendiklerinde birlikte çalıştıkları kişilerin iş tatminlerine ve çalışan bağlılıklarına olumlu yönde etki ederler. Hitabetleri güçlüdür, kelimeleri iyi seçerler. Topluma yön verecek liderler olabilirler. Duygusal zeka sahibi bireyler toplumsal konularda, sosyal sorumluluk projelerinde söz ve rol sahibi olabilirler. Bu alanlara yönelik faaliyet içerisinde olmaktan keyif alır kendilerini tamamlanmış hissederler.

Meslek Seçimi: Mutlu Olmadıkları Çalışma Koşullarını Değiştirir ya da Terk Ederler

Duygularını iyi anlayabilen ve yönetebilen yüksek duygusal zeka sahibi bireyler, seçtikleri kariyerin duygusal sonuçlarını da iyi tahmin ederler. Hoşa gitmeyen sorumluluklar ve görevlerle uzun süre çalışamaz ve bu tarz mesleklerden kaçınırlar. Bu bireyler mutsuz oldukları çalışma koşullarını değiştirmek ve yeni iş fırsatlarını değerlendirmek için zaman kaybetmeden iş aramaya yönelirler. Yüksek duygusal zeka sahibi bireyler, iş değişikliği öncesinde tüm kaynaklarını kullanarak çalışma ortamındaki olumsuzlukları düzeltmeye çalışırlar. Ancak yapının değişime uygun olmayışı ya da değişime direncin olması durumunda hemen harekete geçerler.

Kimi insanlar için maddi kazanç elde etmek daha önceliklidir. Yüksek duygusal zeka sahibi bireyler için ise öncelik iş tatmini, iş huzuru ve çalışan bağlılığıdır. Maddi kazanç ise tüm bu duygusal kazanımlardan sonra gelmektedir. Saygınlık görmedikleri, olumlu kişilerarası ilişkilerin yer almadığı, mobing, çalışan verimliliğinin suiistimali gibi olumsuz koşullar altında çalışmazlar. Ancak maddi beklentilerinin de farkındadırlar ve zamanla duygusal ve maddi ihtiyaçları arasındaki dengeyi kurarlar.

Yüksek Duygusal Zeka Sahibi Bireyler İçin Her Yaşta Kariyer Değişimi Mümkündür

Yüksek duygusal zeka sahibi bireyler bir mesleğin hayat boyu sürdürülecek önemli bir etkinlik olduğunun farkındadırlar. Meslek seçimi sürecinde kararlarını bu bilgiyi göz önünde bulundurarak verirler. Meslek seçiminde ya da çok daha erken dönemde örneğin lisede yapılan alan seçiminde hatalı bir tercih yapmış olabilirler. Ne kadar direnç gösterseler de seçimlerinde aile, öğretmen, okul görüşü etkili olmuş ve kendileriyle örtüşmeyen bir alana yönelmiş olabilirler. Ancak kariyerlerinde herkesten bağımsız karar verebilecek noktaya geldiklerinde değişikliğe gitmekten endişe duymayacaklardır.

İster lisede ister üniversitede ya da iş hayatlarında olsunlar, yüksel duygusal zeka sahibi bireyler kariyerlerinde radikal değişikliklere yönelebilirler. Pek çok insan için bu tarz keskin değişiklikler kaygı vericidir. Ancak bu bireyler için kar-zarar hesabı yaptıklarında değişiklik daha fazla umut veriyorsa denemekten çekinmezler. Mesleği değiştirmek kolay değilse, farklı bir alana geçilmiyorsa, bulundukları meslek grubu içerisinde farklı çalışma alanlarına yönelebilirler. Kendi işlerini kurabilir, hedefledikleri çalışma ortamını kendileri ve istihdam edecekleri kişiler için yaratabilirler.

Duygusal Zekayı ölçümlemek için birden fazla yöntem bulunmaktadır. Duygusal zeka (EQ) ya da Mantıksal Zeka (IQ) ölçümlerine katılmak, kariyerinizi belirlerken kişisel sonuçlarınızla planlama yapmak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz. Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planlaması yaparak kariyerinize birlikte çok daha başarılı bir yön verebiliriz.

Read More

Ayrılık anksiyetesi nedir sorusu son dönemde merak edilenler arasında yer almaktadır. Her birey gelişimiyle paralel olarak belli yaşam dönemlerinden geçer ve her dönemin başlangıç evresinde adaptasyon güçlükleri yaşanabilir. Ergenlik, evlilik, çocuk sahibi olma, işe başlama, emekliye ayrılma gibi üniversiteye başlama da kişinin hayatında önemli bir yaşam dönemidir. Her önemli yaşam dönemi gibi üniversitenin de getireceği yeni sorumluluklar, roller ve riskler vardır. Tüm bunlar kişinin fiziksel, ruhsal ve bilişsel bütünlüğünü koruyabilmesi için yeni koşullara uyum sağlama becerisini gerektirir. Aksi halde kişinin sağlık bütünlüğü bozulur ve anksiyete, depresyon, özgüven kaybı gibi psikolojik sorunlara neden olabilir.

Üniversiteye başlamak yeni rollere uyum sağlamanın yanı sıra bir de bireyin ailesinden, arkadaşlarından, yaşadığı şehir ve alışkanlıklarından ayrılması gerekliliğini gündeme getirebilir. Bu ihtimal ise bazı öğrencilerin yoğun ayrılık anksiyetesi yaşamasına ve üniversite seçimi yaparken bu kaygının etkisiyle tercih yapmasına neden olabilmektedir.

Ayrılık Anksiyetesi Nedir?

Ayrılık anksiyetesi bireyin çocukluk yıllarında kendisine bakım veren kişinin yokluğunda özvarlığının tehlikede olduğunu hissetmesi olarak tanımlanabilir. Çocuklukta bu güven bağı temel bakım veren kişi iken İleri yaşlarda duygusal ve fiziksel ihtiyaçlar noktasında bağ kurduğu sevgili, eş, arkadaş gibi farklı bir kişi de olabilmektedir. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-V)’nda ayrılma anksiyetesi çocukluktan başlayarak ergenlerde ve yetişkinlerde de ortaya çıkabilecek bir bozukluk olarak belirtilmiştir. Aşağıda DSM-V’de yer alan tanı kriterleri yer almaktadır ve çocukluk döneminde görülen ayrılık anksiyetesi belirtilerinin büyük çoğunluğu yetişkin dönemde de görülmektedir. Aşağıdaki kriterlerden en az 3 tanesinin sürekli veya çoğunlukla kişide var olup olmaması ayrılık anksiyetesi tanısı konulup konulmamasında etkilidir:

  1. Aşağıdakilerden üçünün (ya da daha fazlasının) olması ile belirli, kişinin evden ya da bağlandığı insanlardan ayrılmasıyla ilgili, gelişimsel olarak uygunsuz ve aşırı anksiyetenin olması.
  2. Evden ya da bağlandığı başlıca kişilerden ayrıldığında ya da böyle bir ayrılma beklendiğinde yineleyici biçimde aşırı sıkıntı duyma
  3. Bağlandığı başlıca kişileri yitireceğine ya da onların başına bir iş geleceğine ilişkin sürekli ve aşırı bir kaygı duyma
  4. Kötü bir olayın, bağlandığı başlıca kişilerden ayrılmasına yol açacağına ilişkin sürekli ve aşırı bir kaygı duyma
  5. Ayrılma korkusundan ötürü, sürekli olarak, okula ya da başka bir yere gitmek istememe ya da gitmeyi reddetme
  6. Tek başına kalma, evde bağlandığı kişiler olmaksızın kalma ya da kendi için önemli yetişkin insanlar olmadan diğer ortamlarda bulunma konusunda isteksizlik gösterme ya da bu konuda sürekli ve aşırı bir korku duyma
  7. Bağlandığı başlıca kişilerin yakınında olmadan ya da evin dışında uyuma konusunda sürekli bir isteksizlik gösterme ya da buna karşı direnme

Başka Hangi Durumlar Tanı İçin Önemlidir?

  1. Ayrılma konusunda sürekli kâbuslar görme
  2. Bağlandığı başlıca kişilerden ayrıldığında ya da böyle bir ayrılık söz konusu olduğunda tekrarlayan fiziksel belirtiler gösterme (baş ağrıları, karın ağrıları, bulantı ya da kusma gibi)
  3. Bu endişe, tasa ya da kaçınma daimi bir hal alarak çocuklar ve ergenlerde en az dört hafta, yetişkinlerde ise en az altı ay süre devam eder.
  4. Klinik bulgular eşliğinde bir rahatsızlığa ya da okul, iş, sosyal ve toplumsal alanlarda işlevsel azalmaya, başarısızlığa sebep olur.
  5. Bu bozukluk, otizmde görülebilen evden uzaklaşmaya karşı direnme, psikoz ilişkili bozukluklarda ayrılık ile ilgili varsanılar, agorafobide güven duyulan biri olmadan evden çıkmaya direnme, yaygın kaygı bozukluğu kapsamında değer verilen diğer bireylere kötü bir olay (hastalık gibi) gelmesinden endişelenme ya da hastalık kaygısı bozukluğunda sürekli hasta olma ile ilgili endişe duyma gibi diğer ruhsal bozukluklar ile daha iyi açıklanamaz.

Ayrılık Anksiyetesi Neden Gelişiyor?

Ebeveyn İle Kurulan Bağın Güvenilirliği

Ayrılık anksiyetesi nedenlerini anlayabilmek için öncelikle Bowlby’nin bağlanma teorisi kuramını bilmek gerekiyor. Bağlanma teorisinin kuramcısı John Bowlby’e göre bebek ile temel bakım veren (çoğunlukla anne) arasında bir bağ vardır; bu bağ bebeğin fiziksel, duygusal ihtiyaçlarına yönelik anneye verdiği mesajların anne tarafından doğru anlaşılıp yeterli ve zamanında karşılanması halinde güçlenirken; yetersiz, düzensiz ya da hiç karşılanmaması durumlarına göre de güvensiz bağlanmaya neden olmaktadır.

Güvenli bağlanma geliştiremeyen çocuklar dünyayı tehlikeli, beklenmeyen tehditlerle dolu bir yer olarak algılar. Çocuklar temel bakım veren kişiyle kurdukları bağın içeriğine göre kendilerini ve etkileşim içerisinde oldukları diğerlerini de güvenli ya da güvensiz olarak değerlendirirler. Ebeveynleri ile güvenli bağ kuran çocuklar ergenlik ve yetişkinlikte daha az bağımlı kişilik özellikleri gösterir ve ayrılık anksiyetesi taşıma riskleri de azalır.

Ebeveynlerin Hatalı Çocuk Yetiştirme Tutumları

Ayrılık anksiyetesi gelişiminin bir diğer nedeni ise ebeveyn tutumlarıdır. Özellikle aşırı korumacı yetiştirilen çocuklar okula başlama, üniversiteyi kazanma, evlilik gibi aileden uzaklaşmayı gerektiren yaşam döngülerinde yoğun kaygı yaşayabilmektedir. Bunun en büyük nedeni ailenin çocuğun özerkleşmesine, sorumluluk almasına ve büyümesine yeterince izin vermemesidir. Çocukların tüm büyüme sinyallerine ailenin “sen yapamazsın, sen daha küçüksün, dur ben yardım edeyim, ben de seninle geleyim” müdahaleleri ile engellemesi çocukların gerçek yaşam koşullarıyla karşı karşıya kaldığında yetersizlik hissetmesine ve “başaramayacağım, yalnız yapamam” korkusu duymalarına neden olmaktadır. Böyle bir aile yapısında yetişen çocuklar ailelerinden uzaklaşmak istememekte çeşitli mantığa uydurulmuş bahanelerle ayrılık ihtimallerinden kaçınmaktadırlar. Ayrılığın mecburi olduğu durumlarda ise bireyler derinden sarsılmakta ve depresyon, sosyal fobi gibi psikolojik rahatsızlıklar baş gösterebilmektedir.

Ebeveynlerin Mizaç Özellikleri

Ayrılık anksiyetesini besleyen bir diğer etken ise temel bakım veren kişinin mizaç özellikleridir. Annenin mizaç özelliklerinde güvensizlik, karamsarlık, kötümserlik, şüphecilik, huzursuzluk ve yetersizlik duyguları baskınsa annenin duygu, düşünce ve davranışları çocuklarda ayrılık anksiyetesi geliştirebiliyor. Annenin dış dünyanın tehlikeli ve felaketlerle dolu olduğuna yönelik inancı, çocuğa bir şey olacağına ya da ondan uzak kaldığında kendisine bir şey olabileceğine yönelik korkuları bireylerin ergenlik ve yetişkinlik döneminde evden uzaklaşmak istememelerine neden olmaktadır. Çünkü annenin temel kaygı ve korkuları rol model alınarak çocuğa da geçiş yapmaktadır.

Ayrıca ebeveynlerden birinin beklenmedik vefatı, geride kalan ebeveynin yeterli sosyal desteğinin olmayışı, boşanmış ailede çocuk olmak, ileri yaşlarda ebeveynlere sahip olmak ya da evde ağır hastalık sahibi bir bireyin olması da gençlerin üniversite döneminde ayrılık anksiyetesi yaşamasına neden olabiliyor.

Ayrılık Anksiyetesi Neden Üniversite Seçiminde Belirgin Hale Geliyor?

Çocukluktan itibaren ayrılık anksiyetesi geliştiren bireylerde kaygı bastırılabilir ya da kontrol edilebilir düzeyde olsa da üniversite dönemi anksiyetenin daha yoğun hissedilmesine neden olacak bir dönemdir. Genç bu yaşam döneminde sadece aileden ayrılmak zorunda kalmayacak, kendi ayakları üzerinde de durmaya çalışacaktır. Yeni ilişkiler geliştirecek, kendini insanlara tanıtacak, onlara güven verecek ve güven duymaya da ihtiyaç duyacaktır.

Ancak temel bakım veren ebeveynler ile kurulan yetersiz bağ yeni yaşam sürecinde geliştirilecek yeni bağlara karşı da güvensiz yaklaşılmasına neden olmaktadır. Ergenlik ve yetişkinlik sürecinde güvensiz bağ sadece aile temelli değerlendirilmemelidir. Kişinin hayatında önemli bir yere koyduğu duygusal arkadaşlıkları, romantik ilişkileri de bireyin ayrılık anksiyetesi duymasına neden olabilir. Aldatılma, mesafe söz konusu olduğunda ilişkide uzaklaşmalar hissetme gibi kişinin temel korkularını destekleyecek olumsuz tecrübeler ayrılık anksiyetesini artırabilmektedir. Tüm bu deneyimler “Ailem ve kendimi yakın hissettiğim diğerleri ihtiyacım olduğunda benimle olmadılar, demek ki ben değerli, güvenilir, sevilebilir değilim” düşüncesinin yinelenmesine neden olabilir.

Üniversite hayatında bireyin aynı zamanda kendini koruma, olası tehditleri fark etme ve onlarla başa çıkmayı da öğrenmesi gerekmektedir. Kendisinin ya da sevdiklerinin zarar görme ihtimali ile de karşı karşıya kalacak; “İhtiyaç halinde yanımda olamazlar” ya da “ihtiyaç duymaları halinde onlara yetişemem” endişesi duyulacaktır.

Ayrılık Anksiyetesi Kişinin Potansiyeliyle Uyuşmayan Tercihlere Yönelmesine Neden Olabilir

Tüm bu kaygı, korku ve geleceğe yönelik olumsuz senaryolar kişilerin üniversite seçimi yaparken tercihlerini ailelerinden uzaklaşmamalarını sağlayacak yönde yapmalarına neden olabilir. Anne-babanın yanında kalabilmek için puanı çok daha iyi üniversitelere yettiği halde gençler yaşadıkları şehirdeki bir üniversiteyi tercih edebilirler. Yaşadıkları şehirde kendileri için uygun bir bölümün olmaması halinde istemedikleri bir bölüme yönelebilirler.

Üniversite tercih sürecinde artan ayrılık anksiyetesi uzun süreli olduğunda, kişinin toplumsal sorumluluklarında, okulla ilgili akademik başarısında ya da diğer önemli işlevsellik alanlarında düşüşlere neden olabilmektedir. Bireylerin yaşadıkları yoğun anksiyeteye müdahale edilmediği durumlarda kişilerde uyku bozukluğu, depresyon, çökkün ruh hali, akademik başarıda düşüş, psikosomatik hastalıklar görülebilmektedir. Bu kişiler aile ortamından ayrıldıktan sonra girdikleri yeni sosyal çevre içerisinde güçlü ve yakın gördükleri kişilere duygusal olarak bağımlı hale gelebilmektedir.

Ayrılık anksiyetesi kişilerin yaşam fonksiyonlarını ve verimliliklerini olumsuz etkilemeye başladığında mutlaka psikolojik destek alınmalıdır. Üniversite tercih döneminde alacağınız stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı hem kaygılarınızla başa çıkmanız hem de potansiyelinizle uyumlu tercihler yapmanızda size yardımcı olacak.

 

 

Read More

Bireylerin akademik hayatlarında ve iş yaşamlarında başarılı olması ilgileri, beklentileri, karakteristik özellikleri ve yetenekleriyle uyumlu olacak şekilde eğitimlerini ve mesleklerini belirlemeleriyle doğru orantılıdır. Ancak bunun olabilmesi için kişinin öncelikle kendisinin farkında olması gerekir. Karakterimiz, ilgilerimiz ve yeteneklerimiz çocukluğumuzdan itibaren kendini göstermeye başlar. Fakat pek çoğumuzun gelişim alanları, güçlü yönleri çocukluktan itibaren fark edilip geliştirilmez. Yetişkin yaşama geldiğimizde ise bu yönlerimizi köreltmiş hale geliriz. Kaç yaşında olursa olsun stratejik yetenek testi bireyin kendisine ve geleceğine yaptığı en değerli yatırım olacaktır.

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planı yapmak ise kişinin kaç yaşında olursa olsun potansiyelini fark edip kariyerine güçlü bir yön verebilmesi için önemlidir. Henüz eğitim hayatının başında olan biriyseniz başarılı, verimli, keyifli ve mutlu bir kariyer için stratejik yetenek testine katılmanız sürecin başından kazanan olmak için yatırım yapmanız anlamına gelir. İş hayatına atılmış ve tamamen yanlış bir meslekte olduğunu fark etmiş biriyseniz ya da “doğru yerdeyim ama kendimi nasıl göstereceğimi bilmiyorum” diyorsanız stratejik yetenek yönetimi yine sizin için en iyi kariyer planını oluşturmayı sağlar.

Stratejik Yetenek Testi Nedir, Nasıl Uygulanır?

Stratejik yetenek testi stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak isteyen danışanlara uygulanan bir testtir. Bu kapsamda uygulanan benzer bir çalışma Türkiye’de yapılmamaktadır. Stratejik Yetenek testi başta öğrenciler olmak üzere, akademik ya da kariyer planlarını kişisel özellikleri, beklentileri, ihtiyaçları ve ilgileriyle uyumlu şekilde planlamak isteyen herkes için gereklidir. Hemen her yaştan bireye uygulanabilir. Stratejik Yetenek Testi standart meslek ve ilgi envanterlerinden farklı olarak sonuçları sadece puan olarak verilen bir test değildir.

İlgi alanlarınız, becerileriz ve ihtiyaçlarınız analiz edildikten sonra test sonuçları çıkarılır. Elde edilen verilerin yorumlanması ve bu veriler ışığında öğrencilerin stratejik hedeflerinin belirlenmesi de uzman psikologların ve eğitimcilerin işbirliği ile gerçekleştirilir. Testlerin uygulanması 2-2.5 saat sürer ve sonuçlar 2-3 hafta içerisinde sizinle paylaşılır. Sonuçlar sizinle paylaşılırken tüm alt detaylar, hedefler ve öngörüleri de kapsayan bir sunum akademisyen psikoloğumuz Gamze Sart tarafından yapılır. Sunum sonrası kariyer planınızda ihtiyacınız olan yönlendirmelerin yapılması, gelişim alanlarınızın desteklenmesi ve varsa sorularınızın yanıtlanması için danışmanlık verilir.

Stratejik Yetenek Testi kapsamında bireyin güçlü yönlerinin, ilgi, ihtiyaç, beceri, öğrenme sitili, IQ, EQ, kişilik özellikleri özelinde değerlendirmelerin yapılabilmesi için bireye başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı psikolojik test uygulanır. WISC–V, güvenilirliği kanıtlanmış bilişsel yetenek ölçümlerinin en sonuncusudur. The Wechsler Intelligence Scale for Children®–Fifth Edition’ın kısaltılmış halidir. Önceki versiyonlara göre daha fazla esneklik ve daha fazla içerik imkanı sunan WISC–V, kişilerin yeteneklerine dair ayrıntılı bir harita çıkarır. Değerlendirmeler sonucunda belirlenen kriterlere göre, bireyin sosyo–ekonomik ve kültürel çevresini de göz önünde bulundurarak kişiye stratejik plan hazırlanır. Tüm değerlendirmeler sonucunda bireylere 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefler ve öngörüler çıkarılır.

Stratejik Yetenek Testi Neden Önemli?

İçinde bulunduğumuz yüzyıl koşullarında başarılı bir kariyer inşa etmek sadece bireysel değil sosyal yaşamın refah ve mutluluğu için de oldukça önemli. Kişinin kendisiyle örtüşen, beklentilerini karşılayan, keyif aldığı, verimle ürettiği, çalışırken mutlu olduğu bir mesleği seçmesi mesleki tatminini yaşamayı sağlayacaktır. Bu tatminin vereceği haz sadece iş hayatında değil sosyal hayatından, aile içi ilişkilerine kadar olumlu yönde etki edecektir. Hepimiz günümüzün büyük bölümünü gelir elde ettiğimiz işlerimizi icra etmek için harcıyoruz. Mutsuz olduğumuz keyif almadığımız bir işte başarılı olmak, yaratıcı ve verimli işler çıkarmak mümkün değil. Böyle bir ortamda hele ki başarı odaklı bir bireyseniz örselenmeniz, hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmazdır. Mesleki tatminsizliğiniz gün geçtikçe kendinize verdiğiniz değerin azalmasına, denemekten yorulmanıza ve enerjinizin düşmesine neden olacaktır.

Biz bireyin açığa çıkarılmayı bekleyen güçlü yönleri olduğuna ve bu alanları stratejik yetenek testi ile keşfedeceğimize inanıyoruz. Bilimsel kanıtlar ve klinik çalışmalarımızda bu inancı destekliyor. Hayat içerisinde başarılı olabilmek için aslında ne çok yatırım yapıyoruz. Eğitim için ayrılan bütçeler, özel dersler, test kitapları bunlarla da bitmiyor çok daha önemlisi çok büyük bir zaman harcıyoruz. Zaman en değerli servetimiz. Bunca emek ve zamanın ardından yürüdüğünüz bu uzun yolun tamamen yanlış bir yol olduğunu öğrenmek ne büyük hayal kırıklığı. Sizin içerisinde mutlu olmadığınız, kalıbınıza uyduramadığınız bir mesleği başkalarının taktir etmesi, parmakla göstermesi sizin için bir süre sonra hiçbir değer taşımayacak. Öyleyse zamanınızı, enerjinizi ve bütçenizi boşa harcamamak, yolun sonuna ulaştığınızda keşke dememek için stratejik yetenek testi ile kariyerinizi planlama ayrıcalığını kendinize tanımalısınız.

Stratejik Yetenek Testi çocuğunuzun sayısal ya da sözel hangi alana daha yatkın olduğunu, öğrenme stilini, genel yeteneklerini, ilgi alanlarını tespit etmeyi sağlar. Bu test aracılığıyla kişilerin, bilgiyi analiz etme ve işleme becerisi, niceliksel akıl yürütme becerisi, görsel hafıza gücü gibi konulardaki mevcut durumu tespit edilir. Aynı zamanda stratejik yetenek testi ile varsa dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü gibi öğrencinin erkenden desteklenmesi ve ihtiyacına uygun eğitim almasını gerektiren yönleri de belirlenir.

Aileler Çocuklarının İyi Bir Kariyere Sahip Olmasını İstiyorsa Stratejik Yetenek Testi ile Tanışmalılar

Ebeveynler için çocuklarına iyi bir gelecek inşa etmek oldukça önemli. Çocuklarının mesleklerinde iyi yerlere gelmeleri, kendi ayakları üzerinde durmaları, iyi bir gelir düzeylerinin olması ve mutlu olmaları en büyük hayalleri. Aileler kendi geçtikleri zorlu yollardan çocuklarının geçmesini istemiyorlar. Küresel gerçeklik, teknoloji ve bilimin hızlı ilerleyişi insan yaşamını pek çok alanda olumlu etkilese de geleceğin en büyük dertlerinden biri artan işsizlik olacak. İyi eğitim almış, çok yönlü gelişmiş nice gencin iş hayatına atılamıyor oluşu, günden güne artan işsizlik oranları gençler kadar aileleri de tedirgin ediyor. Aileler çocuklarının iyi eğitim alması, yabancı dilden, okul dışı aktivitelere kadar her konuda kendileri geliştirmeleri için maddi manevi büyük çaba harcıyorlar. Ailelerin özverisini, endişelerini görüyor ve onlara destek olmak istiyoruz.

Aileler bazen artan kaygıları ve çocuklarına iyi bir gelecek bırakabilme telaşı ile çocuklarını yanlış alanlara ve mesleklere yönlendirebiliyorlar. Şu an ki sistem ailelerin eğitim aldığı dönemden çok farklı. Geçmiş yılların popüler meslekleri ile bugünün meslekleri örtüşmüyor. 10,20,30 yıl sonrasının popüler meslekleri de bugünle aynı olmayacak. Ailelerin ise bu işin içerisinde olmadığı sürece mesleklerdeki değişimi ve gelişimi takip etmesi kolay değil. Stratejik Yetenek testi size çocuğunuzun ilgi alanlarını, güçlü yönlerini, yeteneğini, bilgi düzeyini, gelişim noktalarını, karakteristik özelliklerini vermekle kalmayacak. Aynı zamanda yönelmek istenilen mesleğin geleceğini ve geleceğin mesleklerini de size anlatıyor olacağız.

Stratejik yetenek yönetimi ile yönlendirme yaparken aynı zamanda ailelerin ekonomik koşulları, ihtiyaçları, kültürleri de göz önünde bulundurulacak. Çocuğunuzun kendisine en uygun eğitimi almasını amaçladığımız gibi alternatif burs imkanları, yurtdışı eğitim olanakları konusunda da danışmanlık veriyor olacağız. Cinsiyet, sosyo-kültür, inanç bağlamında da seçimlerinize rehberlik edilecek.

Yetenek Testi ile Öne Çıkın

Stratejik yetenek testi gelişim alanınızı, mesleki yatkınlığınızı, hangi ülkede üniversite okumak istediğinizi, üstleneceğiniz rolleri ve finansal yeterliliklerinizi değerlendirerek size ayakları yere basan, gerçekleştirmesi mümkün olan hedefler belirleyerek kaliteli bir kariyer planı çıkarmaktadır. Stratejik yetenek testi hakkında daha detaylı bilgi edinmek, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planlaması yapmak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Her yönüyle kendinizi keşfettiğinizde başarmak için önünüzde bir engel kalmayacak. Sizce de bu ayrıcalığı hak etmiyor musunuz?

Read More

21.yüzyılın kariyer hayatına hazırlık yapan en genç kuşağı hiç şüphesiz Z kuşağı. Bu kuşağın en yaşlı üyesi dahi henüz 20’lerinde. Teknoloji ve bilimin içerisine gözlerini açan, teknolojik cihazlar ve tabi ki internet ile el ele büyüyen bu kuşak diğer kuşaklara göre çok daha farkındalık sahibi. Aynı zamanda hem küresel değişim ve gelişim hem de eski kuşaklara oranla çok daha bilinçli ebeveynler tarafından büyütülmeleri daha “ben” odaklı yetişmelerini sağladı. Eğitim sisteminde de bakış açısı değişti, müfredatlar iyileştirildi. Tüm bunların ışığında artık pek çok genç kariyer planlaması yapmak için daha bilinçli hale geldi. Onlar kendilerini ve tabi ki yaşayacakları geleceğin yaşam koşullarını düşünüyor, şimdiden gelecekleri için en iyi yatırımları yapmaya odaklanıyorlar. Bu da kariyer danışmanlığı, hedef belirleme, stratejik yetenek yönetimi gibi konularla çok daha erken tanışmayı gerektiriyor.

Kariyer Planlama Neden Bu Kadar Önemli Hale Geldi?

Gençler artık kariyerlerini belirlemek için mezun olmayı beklemiyor, iş fırsatlarının ayaklarına gelmeyeceğini, üniversite bitirmenin istihdam olabilmek için yeterli olmadığını biliyor. Artık iyi üniversite okumak değil iyi bir lise eğitimi almak, okul dışı aktivitelere de önem vermek, çok yönlü kendini geliştirmek önemli. Yabancı dil bilmek, 2. hatta 3. dili de mutlaka öğrenmek istiyorlar. İmkanı olanlar yurtdışı eğitimini de mutlaka tecrübe etmek istiyor. Lisede yapılacak alan seçiminden üniversitede yapılacak stajlara kadar her şeylerini irdeliyor ve en iyisi olabilmesi için efor harcıyorlar. Çünkü artık herkes her şeyi biliyor. Eğitim dünyasında ya da iş hayatında aslında içinde bulundukları ve bulunacakları her ortamda sıkı bir rekabet var.

Öğrenciler Kendilerini Göstermek Zorunda

Bu kimi zaman girecekleri önemli bir sınavken kimi zaman yapacakları bir sunum, bir proje ya da bir mülakat oluyor. Öne çıkabilmek, farkını gösterebilmek için işe olabildiğince erken koyulmak gerekiyor. Bu rekabette avantajlı olan grup ise kariyer planlamanın önemini erken fark edenler. Profesyonel bir kariyer danışmanlığı alan öğrenciler sürecin başından sonuna kadar bilinçli ilerliyor. Hayallerini hedefe çeviriyor, hedeflerine ulaşabilmek için gerçekleştirmesi gereken amaçları bir bir gerçekleştiriyor. Yolda tökezledi mi ya da kendisine bu hedefin uymadığını mı fark etti o zaman yeni stratejilerle ana yoldan sapmadan yepyeni ara yollar planlanıyor. Biz bu sürece Stratejik Yetenek yönetimi diyoruz.

Peki Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları belirlenir. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır. Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır ve bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Aba Psikoloji’ de bu uygulama yapılırken bireyin stratejik yetenek yönetim hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Stratejik yetenek yönetimi testlerinin uygulanmasının ardından belirlenen hedeflere ulaşılması için bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde bir yol haritası çizilir. Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar ancak bu süre içerisinde kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin bölünerek 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Yazının en başında da belirttiğimiz gibi günümüzde eğitim ve iş alanında rekabet oldukça yoğun. Kişilerin iyi okullara girebilmesi, iyi eğitimler alabilmesi ya da iyi yerlerde istihdam edilebilmesi için en başından hedefini belirleyip bu hedefe uygun hazırlanması gerekmektedir. Ancak bu kararı vermek o kadar da kolay değildir. Yıllarınızı verip okuyacağınız bölümü belirlemek çok daha önemlisi bir ömür boyunca yapacağınız mesleği seçmek bir anlık bir karar süreci olmamalıdır. Çoğu öğrenci bu süreçte karar verirken kendi ilgi, istek ve ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp risk almaktan duyduğu endişe ile ailelerinin verdiği kararı seçebilmektedir. Önyargıları, korkuları ya da çevrelerinden edindikleri çarpıtılmış gerçekler cesaretlerini kırabilmektedir. Bu karmaşayla başa çıkabilmek, dış seslere değil de içinizdeki sese kulak verebilmek ve riskleri elimine etmek için stratejik yetenek yönetimi ile yola koyulmak en sağlıklı olandır.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak, ülkemiz şartlarında düşünüldüğünde daha da önem kazanmaktadır. Çünkü ülkemizde meslek seçimi genellikle üniversite öğrenimi yapmaya yönelik olarak algılanmaktadır, öğrenciler liseden sonra herhangi bir mesleğe yönelmeye çalışmaktadırlar. Liseli öğrenciler genellikle, seçecekleri meslekten, o mesleğin beklentilerinden ve kendi ilgi ve yeteneklerinden habersiz olarak seçim yapmaktadır. Bunun sonucunda üniversiteye giren gençlerin %50’sinden daha fazlası girdikleri daldan memnun değiller. İnsanın kişiliğini ve hayatını doğrudan ilgilendiren bir kararı verirken sonucu tesadüflere bırakmadan, bilimsel kanıtların ışığında vermesi gerekliliği bu yöntemin önemini vurgulamaktadır.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kişiler, kendini keşfetme fırsatı yakalar. Böylece gençler doğru bölümleri ve üniversiteleri tercih ederek kendine en uygun akademik kariyer planı gerçekleştirir. Doğru kişilerin doğru bölüm ve okullarda olması, eğitim yıllarının verimli geçmesinin yanı sıra tüm akademik ve profesyonel hayatın mutlu geçmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetiminin en önemli katkılarından biri de küresel ve bilimsel bir bakış açısıyla kişilerin eğilimlerinin değerlendirilebilmesidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Nasıl Bir Fark Yaratabilirsiniz?

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Size Uyan Hedefe Yönelirsiniz

Kariyerinizi bir kostüme benzetirsek Stratejik Yetenek Yönetimi size üzerinize göre dikilmiş, renginden, boyuna, kumaşından, dikişine her detayıyla size uyan elbiseyi sunar. Başkalarının size ödünç verdiği ya da size danışmadan giydirilmeye çalışılan giysiler gibi değildir. Stratejik yetenek yönetimi ile başından sonuna kadar sizi dinleyerek, ilgileriniz, ihtisasınız, becerilerinizle ve en önemlisi karakteristik özelliklerinizle örtüşen bir hedef planı oluşturulur. Bu sayede süreç içerisinde alacağınız riskler azalır ve hayal kırıklığı yaşama olasılığınız ortadan kalkar.

Başarı İçin Motive Olursunuz

Hedefiniz sizinle örtüştüğünde o hedefe ulaşmak için çok daha kolay motive olursunuz. Üstelik gözünüzü korkutacak uzak hedefler belirleyerek sizi bu yolculukta yalnız bırakmaz. 3 aylık döngülerle 6 yıla kadar varan bir periyotta hedef çıkarabilirsiniz. Bu da size uzak hedefe ulaşana kadar adım adım geçmeniz gereken kısa hedefleri gösterir. Her hedefi tamamladığınızda daha fazla motive olursunuz. Başarıyor olduğunuzu görmek asıl hedefe de ulaşabileceğiniz yönünde size içsel motivasyon sağlar.

Özgüveniniz Artar

Yine kostüm örneğinden gidecek olursak, size uyan ve sizin beğenilerinize göre hazırlanmış bir kıyafetin içerisinde kendinizi çok daha iyi hisseder ve kendinizi çok daha iyi gösterirsiniz. Siz elbiseyi özgüvenle taşırken elbise de sizi en iyi şekilde göstermek için tüm maharetini sergiler. İşte stratejik yetenek yönetimi ile belirlenmiş hedeflerde size uyan bir elbise ile dolaşmanın verdiği özgüveni verir. Yapabileceğinize yönelik inancınız yüksektir. Kendinizi, düşüncelerinizi ve beklentilerinizi çok daha özgüvenli ifade edersiniz. Eğitim hayatınızdan, ilişkilerinize, staj tecrübenizden, mülakatlarınıza kadar pek çok deneyimde özgüven ile kendinizi ifade edersiniz. Beden dilinizden, diksiyonunuzu, enerjinizden, söyleminize kadar her detayı olumlu etkiler.

Stratejik Yetenek Yönetimi Gelecekten Haberdar Olmanızı Sağlar

Nasıl mı? Stratejik yetenek yönetimi ile Mesleklerin geleceğini bilir, geleceğin de mesleklerini bilirsiniz. Bu sayede seçmek istediğiniz meslek gelecekte nasıl bir yön alacak, çalışma koşulları ne olacak, hala popüler olacak mı öğrenebilirsiniz. Gelecek 10 yıllar içerisinde mesleğinizde meydana gelebilecek potansiyel gelişmeleri erkenden bilerek gerekli hazırlıkları yapabilir şimdiden aldığınız eğitimleri bu yönde çeşitlendirebilirsiniz.

Stratejik Yetenek Yönetimi Kariyer Fırsatlarını Bilerek Hazırlanmanızı Sağlar

Öğrenciler pek çok mesleği gündelik hayatlarında tecrübe ettikleri kadar biliyorlar. Bu oldukça da normal. Önemi yeterince bilinmeyen ne çok meslek var oysa. Bilimden, üretime, sağlıktan, eğitime pek çok sektörde İsimlerini bilmediğimiz sadece vatandaş olarak ürün ve üreticiden haberdar olduğumuz meslek grupları. Yine aynı şekilde pek çok öğrenci ve aile mesleklerin çalışma alanları hakkında da yeterince bilgi sahibi değil. Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı almak tüm bu noktalarda bilgi ihtiyacınızı doyuruyor.

Çalışma Ortamı ve Koşullar

Masa başı çalışma mı gerektiriyor, mobil olmayı mı? ofis ortamında grup içerisinde mi çalışılacak bir odada yalnız mı? Çalışma saatleri nedir, mesai, nöbet durumları var mı? Seyahat gerektiriyor mu? İleride bir aile kurduğunuzda düzeninizi bozmayı gerektirecek koşullar var mı? Örneğin; şehir değişikliği, atamalar gibi.

Mesleğe Kabul İçin Aranan Nitelikler

Seçmek istediğiniz ya da size uygun olduğunu tespit edilen meslekler için nasıl bir eğitim almak gerekiyor, eğitim kaç yıl sürecek? Hangi üniversitelerde bu eğitim veriliyor? mezuniyet sonrası istihdam olabilmek için almanız gereken bir üst eğitim var mı? (Sertifika programı, master gibi). İşbaşı yapabilmek için girmeniz gereken farklı sınavlar var mı? (Mesleki yeterlilik, dil yeterlilik, devlet atama sınavı, yetenek sınavı vb.)

Bu mesleğe kabul edilmek için yaş, cinsiyet, boy, ağırlık, duyu organlarının hassaslığı gibi nitelikler yönünden bir sınırlama ya da tercih durumu var mı? İş ne gibi yetenekler gerektiriyor (genel ve özel yetenekler açısından). Bunun yanında yabancı dil bilme, bilgisayar kullanma vb. yeterlilikler gerektiriyor mu? Tüm bu detayları erkenden öğrenmek mesleki seçeneklerinizi belirlemenize ve tercihlerinizi değiştirmenize neden olabilir. Bilmemek ise bu koşullarla sonradan karşı karşıya kaldığınızda hayal kırıklığı yaratabilir.

Meslekte İlerleme ve Kazanç Durumu

Her meslekte, mesleğe başlangıçta, gelişim döneminde ve uzmanlıkta aynı oranlarla gelir artışı olmaz. Kimi mesleklere çok iyi ücretlerle başlayabilirsiniz, kimisi için uzun süre az kazanmak ve hatta mesleki gelişim için kazandığından çoğunu eğitimlere ayırarak harcamak gerekir. Kimi mesleklerde iyi bir kazanç elde edebilmek için kendi işinizi kurmak gerekebilir. Bir meslekte yönetici statüsünde alabileceğiniz maaşı, başka bir meslekte uzmanken de rahatlıkla alabilirsiniz. Tüm bu alt detayları öğrenebilmek için stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak son derece önemlidir.

Her sağlıklı birey, yaşının ve içinde bulunduğu koşulların desteklediği biçimde kendini gerçekleştirebilmek ister. Ancak bireyin, kişiliğine, öz benliğine uymayan bir mesleğe yönelmesi, bireyin doğal gelişiminin olumsuz yönde etkiler. Sevilmeyen bir işte başarılı ve mutlu olmak güç olduğu gibi sevilen bir işte çalışmak kişinin daha verimli, başarılı ve mutlu olmasını destekleyecektir. Bu nedenle geleceğinize yapacağınız en güvenli ve değerli yatırım Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı alarak gelecek hedeflerinizi belirlemek olacaktır. Stratejik Yetenek Yönetimi hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Üniversiteye başlamak, bireyin hayatındaki diğer önemli dönüm noktaları gibi kaygı uyandırıcıdır. Çocukluktan ergenliğe geçen birey fiziksek, zihinsel ve duygusal farklılıklar yaşar, büyümenin de getirdiği artan sorumluluklar ile yeni bir döneme girilir. Bu yeni dönem kaygı uyandırır çünkü beraberinde pek çok bilinmezliği getirir. Birey tam bu yeni döneme alışmaya başlamışken bir yeni dönem daha başlar; meslek belirleme, kariyer sahibi olma. Bu yeni dönem de beraberinde alınması gereken yeni sorumlulukları getirir ve yepyeni bir belirsizlik süreci daha başlangıç gösterir. Gelecek kaygısı öğrenciler için önemli bir problemdir.

Başarılı olabilecek miyim, iş bulabilecek miyim, kendimi geçindirebilecek miyim? Bir aile kurabilecek, onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek miyim? Bu yeni yaşam döneminde de sevilecek, değer görecek, “ben” olarak kabul edilebilecek miyim? Aslında yaşam döngüsünde yaşanan her önemli değişim bireye Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde sıraladığı ihtiyaçları karşılayıp karşılayamayacağının belirsizliğini yaşatır ve bu da kaygıyı doğurur. Tüm bu belirsizlikler ve geleceğin koşullarına yönelik beklentiler kişinin gelecek kaygısı içerisine girmesine neden olmaktadır.

Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi (Maslow Teorisi) Nedir?

Maslow’un teorisine göre bireylerin içsel olarak karşılanmasına gereksinim duyduğu 5 temel ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçlar birey için büyük bir motivasyon kaynağıdır ve birey kendini hangi ihtiyaç basamağında hissediyorsa motivasyon kaynağı da o ihtiyacının karşılanıp karşılanmayacağına yöneliktir. Temel ihtiyaçlar karşılandıkça birey daha üst ihtiyaçların karşılığını aramaya başlar. Temel ihtiyaçlar karşılanmadığı durumda bireylerin daha yüksek ihtiyaçları karşılama çabaları ertelenmektedir. Maslow bireyin kişilik gelişiminin, bireyin içinde bulunduğu ihtiyaç kategorisinin niteliğine göre belirlendiğini söylemektedir. Yani birey için o an baskın olan gereksinimler hangi kategoriye ait gereksinimler ise kişinin kişilik gelişimi de bu kategorinin kişiye verebileceği yeterlilik düzeyinde olacaktır.

Örneğin; kıt kanaat geçinen bir ailenin üniversiteyi bitirmiş çocuğu, uzun dönem iş bulamamışsa bu kişinin önceliği iyi bir pozisyonda, yüksek maaş ve haklarla çalışacağı, saygınlık bekleyeceği üst düzey bir iş olmayacaktır. Bu birey hem geçimini sağlamak hem mesleki tecrübe edinebilmek için beklentilerini daha düşük tutarak iş arayışını sürdürecektir. Eğer arayış süreci uzun sürerse temel ihtiyaçlarının karşılanma ihtimali azalacağı için beklentisini değiştirerek belki de “ne iş olsa yapabilirim” beklentisine geçecektir. Buna karşılık mesleğini oturtmuş, belli bir tecrübeye ulaşmış kişi işinde motive olabilmek için maddi ya da pozisyona bağlı bir motivasyona ihtiyaç duyacak ve zam/pirim beklentisi ya da terfi arayışına girebilecektir.

Maslow’un belirlediği beş temel kişisel ihtiyaç aşağıdaki gibi sıralanabilir;

  1. Fizyolojik ihtiyaçlar (nefes alma, besin, yemek, su, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma, boşaltım)
  2. Güvenlik ihtiyacı (beden, iş, kaynak, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliği)
  3. Ait olma, sevgi ihtiyacı (arkadaşlık, aile, cinsel mahremiyet)
  4. Saygınlık ihtiyacı (özsaygı, özgüven, başarı, başkalarına saygı duymak, başkaları tarafından saygı duyulmak)
  5. Kendini gerçekleştirme ihtiyacı (erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü, önyargısız ve hakikatleri kabul eder olmak)

Bireylerin üniversite mezuniyeti, ilk iş deneyimi, iş değişikliği, askerlik, evlilik, çocuk sahibi olma, emeklilik gibi önemli hayat döngülerinde de Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi gündeme gelmektedir. Bu yeni hayat döngüsü içerisinde temel ihtiyaçlarımı karşılayabilecek yeterlilikte olacak mıyım? sorusunun cevabına yönelik belirsizlik kişilerin gelecek kaygısı duymasına neden olmaktadır.

Peki Gelecek Kaygısı ile Başa Çıkmak İçin Ne Yapılabilir?

Öğrenciler için üniversiteyi kazandıktan sonra “kariyerimde ne yapacağım?” sorusunun cevabını bulamamak en büyük dert. Öğrencilerin büyük çoğunluğunun hayali üniversiteye gelene dek üniversiteyi kazanmak oluyor. Ama üniversiteyi kazandıklarında “biz şimdi ne yapacağız?” diyor ve adeta sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Çünkü üniversiteye kadar sadece bu sınavı kazanmaya odaklanıyor sonrası için çoğunlukla bir plan yapmıyorlar.

Üniversiteyi kazanana kadar verilen emek ve yaşanan kaygı ne denli büyükse şu an gelece yönelik duydukları kaygının büyük olması da bir o kadar normal. Belli bir noktaya kadar bu kaygıyı hissetmek olumsuz değil aksine öğrenciler için oldukça faydalı. Kaygı her ne kadar bizi huzursuz eden bir duygu olsa da aynı zamanda bizi uyararak önlem almamızı ve hazırlık yapmamızı da sağlıyor. Kaygı hissettikçe bu duyguyu hafifletebilmek için çareler arıyoruz. Gelecek kaygısı hissedilmeye başlandığında da öğrenciler kaygıyla başa çıkmak için yöntemler geliştirirler. Aşağıda gelecek kaygısı yaşayan öğrencilerin bu duyguyla başa çıkmalarında yardımcı olacak önerilerimizi paylaşıyoruz.

Geleceğe Dair Somut Hedefler Belirlendikçe Gelecek Kaygısı Azalıyor

Üniversiteye hazırlanırken nasıl bir yol izlediniz? Örneğin; karakterinizle, ilgi alanlarınız, kişisel beklentileriniz ve yeteneklerinizle örtüşen, sevip mutlu olabileceğiniz bir meslek seçtiniz mi? eğer bu sorunun cevabı evet ise bugüne kadar oldukça başarılı bir strateji izlediğinizi söyleyebiliriz. Bundan sonrasında da benzer bir hazırlık yapmanız yani yeni dönem hedeflerinizi belirlemeniz sizin için son derece verimli olacak. Ancak bu süreci ilk başta bahsettiğimiz stratejiler ile geçirmediyseniz de endişe duymayın, iş hayatına yönelik şimdi yapabileceğiniz hazırlıklarla açığınızı olabildiğince kapatabilirsiniz.

Öncelikle üniversitenin ilk yılı balayı gibidir. Hedefine ulaşan ve istediği bir bölüm olsun olmasın artık bir üniversiteli olan öğrenciler yaşadıkları rahatlama ile bir rehavete kapılırlar. Üniversitenin ilk yılı çoğunlukla yeni ortamı keşfetme, arkadaş edinme, doğru yerde olup olmadığını değerlendirme ile geçmektedir. İkinci yılda ise farkındalık artar. İkinci yıl ayrışma yılıdır. Burada yöneleceğiniz alana göre ders seçmeye başlarsınız. Bu yıl aynı zamanda kariyerinizde fark yaratmak için ikinci bir yan dal da seçebileceğiniz bir yıl olmaktadır.

Özgeçmiş, Staj ve Yurtdışı Eğitim Fırsatları Önemli

Özgeçmiş yine ikinci yılın ikinci döneminde ağırlık verilmesi gereken yeni bir detay olarak çıkıyor karşımıza. Özellikle üçüncü sınıfın başında artık bir özgeçmiş oluşturmalısınız. Üçüncü sınıf çok kilit bir sınıf çünkü bu sınıf aynı zamanda üniversite yıllarının en verimli geçirilmesi gereken yılı. Dördüncü sınıf çok geç olduğu için üçüncü sınıfı öğrencilerin tabiri caizse dört karpuzu birden bir arada taşıması gereken bir yıl.

Üniversite yıllarınızda mutlaka her boşluğunuzu; yaz tatilleri, dönem tatilleri gibi stajlarla değerlendirmeye çalışın. Yapacağınız her staj mesleğinizi sürdürebileceğiniz çalışma alanlarını keşfetmenizi ve hangisinin size daha uygun olduğunu bulmanızı sağlayacak. Bu tecrübelerinizin sonucunda da kariyerinizin gelecek dönemini belirlemeye başlayacaksınız. Kariyer hedeflerinizi belirlemek ise gelecek kaygısı hissinizi hafifletecek.

Yine üniversite eğitiminiz içerisinde öğrenci değişim programlarını araştırabilir, eğitiminize yurtdışı eğitim tecrübesini de eklemeyi değerlendirebilirsiniz. Bu aşamada bütçe planlamaları da önemli hale gelecektir. Burs fırsatlarını da değerlendirebilirsiniz. Yurtdışı eğitim almak istiyor ancak gerekli hazırlıklar sürecinde nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız yurtdışı kariyer danışmanlığı alabilir ya da öğrenci ofisinizden destek talep edebilirsiniz.

Hedeflerinize Ulaşmak İçin Hazırlık Yapın Gelecek Kaygısı Yaşamayın

Hedefinizi belirginleştirdikten sonra artık bu hedefe erişmek için neler yapabileceğinizi araştırmak gerekiyor. Stajlarınızı verimli şekilde geçirdiyseniz staj yaptığınız yerlerde kendinize iyi referanslar toplamış olma ihtimaliniz çok yüksek. Burada iletişim becerinizin de iyi olması gerekiyor. Yine staj yaptığınız yerlerde mezuniyet sonrası istihdam olasılığınız olduğunu da unutmayın ve staj bağlantılarınızla ilişkilerinizi koparmayın.

İyi bir cv hazırlamak ve mülakat becerilerinizi geliştirmekte hedeflerinize ulaşmakta size yardımcı olacak. Olumsuz tecrübelerinizde motivasyonunuzu kaybetmeden nerede eksikleriniz olduğunu tespit edin. Eksiklerinizi iyileştirmeye odaklanmanız gelişmenizi daha da hızlandıracaktır.

Üniversitede eğitim aldığınız akademisyenlerle, asistanlarla, okul arkadaşlarınızla ve tabi ki staj yaptığınız bağlantılarla ilişkilerinizi sürdürmeye çalışın. Alanınızla ilgili seminerler, araştırmalar, konferanslara katılın ve network toplamaya odaklanın. Network ağınızın geniş olması iş bulma sürecinizi oldukça kolaylaştıracak.

Belirsizlikleri Netleştirmek Gelecek Kaygısı Duymanıza Engel Olacak

Öncelikle yeterli bilgi sahibi olmadığınız ve size kaygı veren her soru işaretini not edin. Sonrasında tüm sorularınızın cevaplarını arayın. Bu soruların mantıksız ya da gereksiz olduğunu düşünmeyin, eğer size kaygı veriyorsa sizin için mutlaka önemli detaylardır ve cevabını bulmanız da sizi rahatlatacaktır. İş bulma süreci, nerelere başvuru yapabileceğiniz, iş verenleri nasıl etkileyebileceğiniz, rakiplerinizin neler yaptığı, mesleki gelişim için sizden beklenenlerin neler olduğu gibi pek çok soruya yönelik cevapları araştırabilir araştırdıkça eksiklerinizi tespit ederek bir bir tamamlamaya çalışabilirsiniz. Yapacağınız tüm bu hazırlıklar gelecek kaygısı yaşamanızı engelleyecektir.

Etkili Problem Çözme Becerileri Geliştirmek Gelecek Kaygısı ile Başa Çıkmaya Yardım Ediyor

Ne kadar hazırlık yaparsak yapalım her şeyi erkenden kontrol etmemiz mümkün değil. Elbette ki hayatın akışı içerisinde karşımıza çıkacak yeni engeller, belirsizlikler ya da aksamalar olacaktır. Önemli olan karşılaştığımız güçlükler karşısında sergilediğimiz tutum ve onunla nasıl başa çıkmayı seçtiğimizdir. Eğer zorluklarla baş etmek için size uygun, yapıcı ve çözüm odaklı problem çözme becerileri geliştirebilirseniz bu becerileri mesleğinizde dahil olmak üzere tüm yaşam alanlarınızda kullanabilir hale gelebilirsiniz.

Gelecek Kaygısı Yaşamamak için Sorumluluk Almayı Öğrenin

Sorumluluk sahibi olmak bireylerin erken yaşam dönemleri itibariyle geliştirmeleri gereken önemli bir beceridir. Sorumluluk sahibi bireyler çok daha kolay özdenetim geliştirirler. Stresle daha rahat başa çıkar, görevlerini ve kendilerinden beklenenleri yerine getirebilmek için daha planlı ve programlı şekilde hareket edebilirler. Sorumluluk sahibi bireyler zamanı daha verimli kullanır, daha başarılı işler çıkarabilir, potansiyellerini gerçekleştirmekte daha az zorluk yaşarlar. Şimdiye kadar sorumluluk alma yönünüz çok fazla gelişmediyse bugünden itibaren sorumluluklarınız üzerine daha fazla eğilebilirsiniz. Sorumluluk sahibi bireyler işlerini başkalarına yaptırmak yerine bizzat kendileri yapan, sonuçlarıyla yüzleşen bireylerdir. Sorumluluk sahibi bireyler daha rahat karar verebilir, kendi hayatlarının kontrolünü ellerinde tutabilirler. Gelecek kaygısı yaşasalar dahi bu kaygıyı başa çıkabilecek düzeylerde tutabilirler.

Sosyal Destek ve Aile ile Pozitif İlişkiler Önemli

Gelecek kaygısı yaşayan bireyler için çevrelerinde onları destekleyen arkadaşlarının ve sıcak aile ilişkilerinin olması çok değerlidir. Geleceğin olumsuz yaşam ihtimalleri ve belirsizliği karşısında kaygılar ile başa çıkmada aile ve sosyal destek oldukça etkilidir. Sevildiğini ve desteklendiğini bilen, yalnızlık hissetmeyen bireyler başarmaya daha kolay odaklanır. Sevdiklerinin desteğiyle kendini gerçekleştirmeye yönelik inancı perçinlenir ve kendini bu süreçte daha güçlü hissedebilirler. Bu dönemde kaygılarınızı aileniz ve sosyal çevreniz ile paylaşmanız sizi hem rahatlatacak hem de size olan inanç ve desteklerini görmeniz size iyi gelecektir. Aynı zamanda benzer süreçlerden geçen arkadaşlarınızla etkileşim kurmanız da bu duyguların sadece size özel olmadığını gösterecek ve yaşadığınız kaygının olağan olduğunu fark etmek sizi daha da rahatlatacaktır.

Gelecek Kaygısı Yaşamamak İçin Kariyer Planınızı Erkenden Oluşturun

Eğer yaşadığınız gelecek kaygısı ve stres düzeyiniz işlevselliğinizi bozacak düzeyde ise psikolojik destek almayı düşünebilirsiniz. Üniversite dönemi başarılı bir kariyer için ön hazırlık yapmanızı gerektiren oldukça önemli bir süreçtir. Bu dönemde daha emin adımlar atmak, mesleğe daha iyi hazırlanmak ve başarılı sonuçlar edinebilmek için bizimle iletişime geçebilir stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.

Read More

Meslek seçimi, bireyin hayatı boyunca verdiği en önemli kararlardan biri, belki de birincisidir. Çünkü hayatımızın en güzel yıllarını bir mesleğe hazırlanarak diğer büyük bir kısmını ise onu icra ederek geçiririz. Üniversite yılları ise mesleğimizi seçtiğimiz ve mesleğe kabul koşullarını karşılamaya çalıştığımız yıllardır. Bu yüzden hayatımızın önemli bir noktasıdır üniversite. Öğrenciler bu önemi bilerek sınava hazırlık sürecinde yoğun stres yaşar ve hatta önemli bir bölümünde de sınav kaygısı yaygın olarak görülür. Üniversite sınavına hazırlanmak her öğrenci için belli düzeyde stres ve kaygı içerir. Kimisi için bu duygular çok baskın ve günlük yaşamı zorlaştıracak düzeydeyken kimisi için sınavla ilgili önemli konular karşısında hissedilir. Bu anlamda stratejik yetenek yönetimi önemlidir.

Kimi öğrenciler bu dönemde yolunu bulmakta zorluk yaşar. Hangi mesleğe yöneleceğini, hangisinin kendisi için daha uygun olduğunu belirlemekte zorlanır ve bu kararsızlık sınav hazırlık sürecine de etki eder. Kimisi sorumluluk almaktan kaçınır, karşısına çıkacak olumsuzlukları tek başına göğüslemek istemez ve kendisi yerine karar verilmesini bekler. Tüm bu saydıklarımız kişinin hayatı için bu denli önemli olan bir konuda hatalı karar vermesine neden olabilir. Bu yüzden biz öğrencilere Liseden başlayarak hedeflerini belirlemeleri ve kariyer planlarını oluşturmaları için stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı almalarını öneriyoruz.

Peki Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları yapılır. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır. Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır ve bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Aba Psikoloji’ de bu uygulama yapılırken bireyin stratejik yetenek yönetimi hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Stratejik yetenek yönetimi testlerinin uygulanmasının ardından belirlenen hedeflere ulaşılması için bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde bir yol haritası çizilir. Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar ancak bu süre içerisinde kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin bölünerek 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Meslek seçerken verdiğimiz karar, bizim ilerde iş bulup bulamayacağımızı ya da iş hayatında mutlu ve başarılı olup olamayacağımızı belirler. Bu karar, hayatımıza ilişkin diğer kararları da büyük ölçüde etkiler. Meslek kişinin değer yargılarına, dünya görüşüne, günlük yaşama tarzına, başkaları ile ilişkilerine ve alışkanlıklarına bir yapı kazandıran kuvvetli etkilere sahiptir. Seçeceğimiz mesleği yapabilmemiz ve başarılı olabilmemiz için ise bu mesleği yapmak için gerekli niteliklere sahip olmak gerekir.

Bu nedenle birey kendi özelliklerine uygun olan mesleği seçerse başarılı ve verimli olacağı gibi psikolojik yönden de doyum sağlar ve mutlu olur. Ancak mesleğini seçme sürecinde olan öğrencilerin cevaplaması gereken önemli sorular bulunmaktadır;

  • Kendini, beklentilerini ve ilgi alanlarını yeterince iyi tanıyor mu? Pek çoğumuz kendimize yönelik yeterince bilgiye sahip değiliz. Güçlü yönlerimiz neler, zayıf yönlerimiz neler. Çevremiz bizi daha çok hangi yönlerimizle tanıyor. Aile içinde nasıl, sosyal yaşamda nasıl biriyiz. Tüm bunları yeteri kadar biliyor muyuz? Kendimizle ilgili farkındalığımız meslek seçimimizde oldukça önemli bir yere sahip.
  • Seçmek istediğimiz meslek ya da mesleklerle ilgili yeterince bilgi sahibi miyiz? Hangi üniversitede okumak bizi avantajlı hale getirir? Okurken yapmamız gereken farklı çalışmalar var mı (stajlar, araştırma çalışmaları vb.) mezuniyet sonrası ortalama iş bulma süremiz ne? Başlangıç düzeyde bu mesleğin maaş getirisi nedir? İlerleyen yıllarda maaş artışı nasıl olacak? Fiziksel özelliklerim, cinsiyetim, yaşım, kültürüm bu meslek için uygun mu? Yabancı dil, bilgisayar bilgisi gibi farklı donanımlar gerekiyor mu?
  • Seçmek istediğim meslek için seçim özgürlüğüm var mı? Ailemin bu seçimdeki rolü ne? Beni maddi, manevi destekliyorlar mı? Ailemi seçim sürecimde yanımda durmaya nasıl ikna edebilirim? Kuşkusuz bu sorular çoğaltılabilir ve verilecek yanıtlarda kişinin profesyonel bir danışmanlığa duyacağı ihtiyacı artırabilir. Stratejik yetenek yönetimi ile alınacak kariyer danışmanlığında çıkarılacak kariyer planı size tüm bu soru işaretlerine yönelik cevapları da sunuyor olacak.

 

Stratejik Yetenek yönetimi ile Üniversite Sınavına Hazırlanmak Başarıyı Nasıl Artırır?

Üniversiteye giren gençlerin %50’sinden daha fazlası girdikleri daldan memnun değiller. İnsanın kişiliğini ve hayatını doğrudan ilgilendiren bir kararı verirken sonucu tesadüflere bırakmadan, bilimsel kanıtların ışığında vermesi gerekliliği bu yöntemin önemini vurgulamaktadır. Stratejik Yetenek Yönetimi ile üniversite sınavına hazırlanmak öğrencilerin başarılı sonuçlar almasına destek olduğu gibi geleceklerinden de daha emin olmalarını ve hayal kırıklığı yaşamamalarını sağlıyor.

Kendiniz İçin En doğru Hedefi Belirlemenizi Sağlar

Hedef belirlemek sınav başarısı için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Öğrenciler belirli bir hedefleri olmadığında neden çalışmaları gerektiğini, çabalarının sonucunda ne kazanacaklarını somutlaştırmakta zorlanırlar. Ayrıca hedefsizlik kişilerin belirsiz bir yolda ilerlemeye çalışmalarına neden olur. Bu sadece sınava hazırlanmayı değil Lisede alan seçimi yaparken de doğru alana yönelmelerini engeller. Oysa kişiler ilgileri, bilgileri ve beklentileri ile uyumlu alana yöneldiklerinde kendileriyle örtüşen doğru mesleği bulmaları daha kolay olmaktadır.

Hatalı bir alan seçimi yapan öğrenci yolculuğun en başından yanlış yollara sapmış oluyor. Çünkü alan seçimi alan dışı kalan meslekleri seçebilme olasılığımızı ortadan kaldırmış oluyor. Alan seçiminden sonra mesleği belirlemek ve alan değiştirmeye karar vermek ise öğrenci için çok daha yıpratıcı bir sürecin başlamasına neden oluyor. Kimi okullar alan seçimine sıcak bakmazken, kimi zamanda geçilmek istenen bölümün kaçırılan derslerini yakalamak neredeyse imkansız hale gelmiş olabiliyor.

Büyük Hedefe Ulaşmak İçin Size Küçük Hedefler Verir

Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı aldığınızda size uygun hedefi belirlediğiniz gibi bu hedefe ulaşmak için size kısa ve uzun vadeli hedefler çıkarılır. Böylece hem bu hedefleri takip etmek daha kolay olur hem de kısa sürelerle başardığınız hedefler büyük hedefi de başarabileceğinize olan inancınızı artırır. Aynı zamanda kısa hedeflerinizi gerçekleştirirken hedeflerinizde değişiklik ihtiyacınız olursa yeni düzenlemeler yapmak sizin için çok daha kolay olacaktır.

Çok daha Kolay Motive Olur ve Dikkat Dağıtıcılara Karşı Özdenetim Sağlayabilirsiniz

Hedefinizi belirlemeniz sınava hazırlık sürecinizde çok daha kolay motive olmanızı sağlar. Ayrıca Stratejik yetenek yönetimi ile sadece hedef belirlemiş olmaz aynı zamanda hangi üniversiteleri tercih edebileceğinizi, gerekli puanı almak için nasıl bir çalışma yapmanız gerektiğini de öğrenirsiniz. Belirli bir hedefe ulaşmak için çalışırken, nerede olduğunuzu ve varmak için ne kadar daha yolunuz olduğunu takip edebilirsiniz. Bu da hem kendinizi daha kolay motive etmenizi sağlar hem de sizi engelleyen dikkat dağıtıcılar ve negatif faktörlere karşı özdenetim sağlayabilmenize yardımcı olur. “Benim ulaşmak istediğim bir hedefim var, öyleyse zamanı iyi yönetmeli, şu an bana faydası olmayan şeyleri dışarıda bırakmalıyım.” diyebilme becerisini size kazandırır.

Zaman Yönetimi, Öğrenme Stili, Verimli Ders çalışma Teknikleri

Sınava hazırlık sürecinde istenilen verimi almak için sadece hedef belirlemek yeterli değil. Öğrencilerin zamanlarını etkin kullanabilmesi için verimli ders çalışma tekniklerini de öğrenmesi gerekir. Aynı zamanda her öğrenci birbirinden farklı şekilde öğrenir. Biri için en verimli öğrenme stili görsel öğrenme stili iken, diğeri için işitsel ya da kinestetik öğrenme stili olabilir. Öyleyse bu süreçte verimli çalışabilmek için öğrenme stiline uygun bir çalışma programı geliştirmek gerekir. Stratejik Yetenek Yönetimi ile sınava hazırlık sürecinizde bu ihtiyaçlarınıza da yanıt bulursunuz.

Sınava Hazırlanırken Aynı Zamanda Kişisel Zamanlarınızı da Verimli Geçirirsiniz

Sınava hazırlanırken verimli ders çalışmak, plan-program yapmak ve bu planlara sadık kalmak çok önemlidir. Ancak aralıksız ders çalışmak verimli ders çalışmak değildir ve bir süre sonra çalışma isteğinizin azalmasına neden olur. Hem zihniniz hem bedeniniz yorulur ve ders çalışma zamanları gözünüzde büyümeye başlar. Stratejik yetenek yönetimi size ders çalışma süreleri dışında keyif alabileceğiniz aktivitelerle kendinizi motive etmenizi önerir. Etkili zaman yönetimi tekniklerini geliştirdiğinizde de kişisel ilgileriniz için ayırabileceğiniz vaktiniz kalır. Böylece akademik hayatınız ile kişisel yaşantınız arasında bir denge kurma imkanı bulursunuz. Bu denge daha mutlu olmanızı sağlar ve motivasyonunuza da olumlu etki eder.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Sınav Stresinizi Azaltır, Gelecek Kaygısı Duymazsınız

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyerinizi planlamanız sınava hazırlanırken yaşayacağınız sınav stresi ile başa çıkmanızı kolaylaştırır. Stresin en büyük nedeni sınava yüklenen anlam ve başarısızlığa yönelik olumsuz düşüncelerdir. Stratejik yetenek yönetimi ile hazırlık yaptığınızda potansiyelinizi görür ve başarılı olmak için yapmanız gerekenleri tespit edersiniz. Belirsizliğin ortadan kalkması ve önyargılardan uzak kendi potansiyelinize ait somut kanıtları görmek sizi rahatlatır. Gelecekte sizi nasıl bir yol haritası bekliyor; ne yaparsanız sonucunda ne olur bunu öğrenmiş olmak, potansiyel çalışma koşulları, maaş gibi mesleğinize yönelik detayları bilmek geleceğinize yönelik duyacağınız kaygıyı da azaltacaktır.

Siz ve Aileleriniz Arasında Uzlaşı Sağlamak için Bilimsel Kaynaklardan Faydalanır

Sınava hazırlık sürecinde öğrencilerin çoğunlukla karşılaştığı bir diğer konu ise kendi kariyer hedefleri ile ailelerinin beklentilerinin uyuşmamasıdır. Ailelerinin çocuklarına yönelik gerçekdışı beklentileri olabilmektedir. Aileler çocuklarının performansına, ilgilerine, yeteneklerine, karakteristik özelliklerine ya da potansiyeline bakmaksızın mesleki yönlendirme yapabilmektedir. Kendi kariyer tecrübelerinde ya da eğitim hayatlarında karşılaştıkları zorluklardan çocuklarını korumaya çalışırken istemeden daha büyük mutsuzluklara neden olabilirler.

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planlaması yapıldığında öğrencinin ilgileri, becerisi, bilgi düzeyi, karakteristik özellikleri gibi meslek belirlemede önemli olan kriterler tespit edilir. Testlerden edinilen sonuçlar ve klinik değerlendirmeler ailelerle detaylı şekilde paylaşılır. Ailelere neden-sonuç bağlamında yapmak istedikleri mesleki yönlendirmenin çocuk için doğru olup olmadığı detayları ile anlatılır. Tıpkı danışmanlık alan öğrenciler gibi ailelere de mesleklerin geleceği ve geleceğin meslekleri detaylarıyla anlatılır. Ailelerin amacı çocuklarına mutlu olabilecekleri ve kendi ayakları üzerinde kolayca durabilecekleri bir gelecek inşa etmek olduğu için bu bilgiler ışığında ailelerde rahatlar ve çocuklarıyla ortak dil kullanmaya başlayabilirler.

Geleceğe Yönelik Alacağınız Riskler Azalır Hayal Kırıklığı Yaşamazsınız

Sınava hazırlanırken Stratejik yetenek yönetimi ile kariyerinizi planladığınızda geleceğe yönelik alacağınız riskleri azaltmış olur ve gelecekte hayal kırıklığına uğrama olasılığınızı eleminize edersiniz. “Başarılı olacak mıyım, bu meslek benim için uygun mu, bu meslekte iş bulabilir, iyi bir kazanç elde edebilir miyim” gibi geleceğe yönelik kaygılarınızın olası cevaplarını öğrenir ve kaygılarınızdan arınmış, berrak bir zihin ile sınava hazırlanırsınız. Stratejik Yetenek Yönetimi ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve kariyerinizi birlikte planlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More