Bağımlılıklardan nasıl kurtulabileceğimiz karmaşık bir konudur. Çoğu kişi bağımlılıklarından kurtulmak istemesine rağmen bu davranışın önüne geçmekte zorlanır. Diğer davranışlarımızdan farklı olarak bağımlılık dediğimiz şeyin biyolojik ihtiyaç haline dönüştüğü gözlemlenmektedir. Esasında bağımlılık terimi de bir “maddeye” bağımlı olmaktan gelir. Vücudun kendi kendine ürettiği hormonların dışarıdan alınan madde yoluyla afallamasıyla, hatta bir nebze bozulmasıyla bağımlılıklar meydana gelir diyebiliriz. Sonucunda biyolojisi bozulan kişiler dışarıya bağımlı hale gelirler. Bunun kötü tarafı ise basit görünen bir alışkanlığın büyük tehlikelere yol açabileceği gerçeğidir. Bağımlıların hayattan koptuğu,  ilişkilerinin bozulduğu, depresyona girdikleri, intihar ettikleri ya da aldıkları yüksek doz yüzünden hayatlarını yitirdikleri sıkça görülür.

Bağımlılıklardan Nasıl Kurtuluruz? Bağımlılığınızı Kabul Edin

Her şeye başlamadan önce bağımlılığın farkında olmak öncelikli adımdır. Diyelim ki çok sevdiğiniz bir yakınınızı bağımlılıklardan nasıl vazgeçireceğiniz üzerinde kafa patlatıyorsunuz fakat kendi bağımlılığını kabul etmiyor. Bu durumda değişim için adım atılamayacaktır. Özellikle internet bağımlılığı söz konusu olduğunda gün içerisinde aktif kullanılması, ihtiyaç haline gelmesi nedeniyle insanlar bunu bir bağımlılık olarak görmemektedir. Çoğu kişi internette ne kadar çok vakit geçirdiğinin farkında bile değildir. İçki, uyuşturucu ya da sigara söz konusu olduğunda inkar evresiyle karşılaşma ihtimalimiz yüksektir. Aslında kişiler bağımlı olduklarını içten içe bilirler ama bunu kabul edemez, kendilerine bile itiraf edemezler. Her şeyin başı kişinin bağımlılığını bilmesi, kabul etmesinden başlar. Kabul etme evresini genelde bırakma isteği de takip edecektir. Çünkü kişi bağımlı olduğunu itiraf edebildiğine göre bunun kendisine zarar verdiğini de kabul etmiş sayılır. Bu noktada değişim için çalışmak mümkün hale gelir.

Bağımlılığınızın Nedeninin Keşfedin

Kabul evresinden sonra “Bağımlılıklardan nasıl vazgeçeceğim?” sorusundan önce neden bu bağımlılığa sahibim üzerine çalışılmalıdır. Bir bağımlılığa sahip olma sebepleri göründüğünden daha komplekstir. Altında yatan nedeni bulmak için düşünmek gerekir. Bağımlılıkların altında yatan nedenler ya da başlamasına neden olan faktörler sıklıkla duygusal ve psikolojik faktörlerdir. Örneğin alkol bağımlılığının en sık görülen sebeplerinden biri sosyal ortamlardaki utangaçlığı kırmak, sosyalleşmektir. Alkol aldıktan sonra daha rahat konuşabildiklerini gören kişiler içmeye utangaçlıklarını kırmak için başlarlar ancak sonra işler değişir. İçilen miktara karşı gün geçtikçe direnç kazanılır ve tekrardan rahatlama etkisini elde etmek için kişi gün geçtikçe miktarı arttırır. Alınan doz ve süreç arttıkça bağımlılık haline gelmeye başlar. Mutsuz hissetmek, çözülemeyen problemler, yoksulluktan gelen çaresizlik hissi gibi faktörler diğer bağımlılığı tetikleyici duygusal ve psikolojik faktörlerdendir. Burada önemli olan kişinin kullanımında tetikleyici olanı bulmasıdır. Neyin kullanıma sebep olduğu bulunursa problemi çözmek kolaylaşacaktır.

Alışkanlıklarınızı Değiştirin

Neyin kullanıma sebep olduğunu öğrendiğimize göre bu yıpratıcı alışkanlığı değiştirmek için son adıma geçebiliriz. Bağımlılıklardan nasıl kurtulacağımın cevabı alışkanlıklarınızı değiştirmekte gizlidir. Bu noktada iki şeye odaklanmak gerekir. Bu alışkanlığınıza sürükleyen tetikleyiciyi başka yollarla tatmin etmek ve bağımlılığı anımsatan ipuçlarından uzaklaşmak önemlidir. Sigara bağımlısı bir birey üzerinden düşünelim. Farz edelim ki bağımlılığını tetikleyen/başlatan neden stresli bir iş hayatına sahip olması. Her stresli olduğunda bu kişi sigara arayışına girecektir. Stresli dönemlerinde de kullanımını arttıracaktır. Bu koşullarda tetikleyicisi ,stresi, dindirmek için başka, sağlıklı yollar bulması etkili olacaktır. Örneğin stres anında sigara içmek yerine spor yapmaya yönelmek kişiye hem iyi gelecektir hem de kişi sigara içmekten uzaklaşacaktır. Sigara içmenin yerine spor yapmak gibi sağlıklı bir alışkanlık koyarak alışkanlıklarını değiştirmek etkili bir çözümdür. Öte yandan kişiye hala bağımlılığını hatırlatan ipuçları olabilir. Örneğin kahveyle sigara içme alışkanlığı olan birinin her kahve içtiğinde canı sigara ister. Bu durumda sigarayı anımsatan kahveyi azaltması faydalı olacaktır.

Konu hakkında detaylı bilgi almak için Aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Ayrıca farklı konular hakkında özenle hazırlanmış videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalına ulaşabilirsiniz.

Read More

Pandemide okulların açılması çocuklarımızın psikolojisi üzerinde önemli etkiler oluşturabilir. Daha önce farklı bir sınıf ortamında ders gören çocuklarımız, pandemi nedeniyle kontrollü bir eğitim alacaklar. Okula girişlerinde ateşleri ölçülecek olan çocuklar, ders aralarında eskisi gibi arkadaşları ile yakın mesafede bulunamayacaklar. Okula ilk girişte ve sınıfa girişlerinde dezenfektan kullanarak ellerini temizleyecekler.

Okulda maske takarak dersleri dinleyecek olan çocuklarımız, eski eğitim düzeninden bir hayli farklı şekilde öğrenim görecekler. Sonuç olarak bu durum çocuklarımızı psikolojik olarak da yakından etkileyecek. Pandemi döneminde çocuklarımızın pek çoğunun okulları özlediklerini görmekteyiz. Normal şartlarda okula gitmek istemeyen çocukların bile bu süreçte okula hasret çektiklerine tanık olmaktayız.

Pandemide Okulların Açılması Çocuklarımızı Mutlu Edecek Mi?

Pandemide okulların açılması pek çok çocuğu mutlu edecekken belli bir kesimi de tedirgin etmektedir. Sosyal kaygılar ve performans kaygıları bazı çocukları endişeye sürüklemektedir. Bunun dışında, çocukların geneli itibarıyla arkadaşlarını ve beraber oynadıkları oyunları özledikleri görülmektedir. Pandemi sürecinin uzaması ile birlikte çocukların da bu sürece adapte oldukları ve maske takmaya alıştıkları gözlemlenmektedir.

Çocukların pek çoğunda virüs bulaşma endişesi olsa da önlem aldıkları için bu durumdan etkilenmeyeceklerini de düşündüklerine tanık olmaktayız. Bu süreçte çocukların yakın temastan kaçınarak dikkatli olmaları, virüsün bulaşmasını önlemede en büyük etken gibi görünüyor. Çocuklarımızın bu süreçte eski oyun düzenlerinin de değişecek olması, bu döneme uygun oyunların ortaya çıkacağını göstermektedir.

Çocuklarımız Bu Süreçten Psikolojik Olarak Etkilenecekler Mi?

Çocuklarımızın pandemi dönemine ve dönemin gerekliliklerine adapte olduklarını görmekteyiz. Bu nedenle sürecin ilk başına göre şimdiki endişe seviyesinin çocuklarımızda azalmış olduğu söylenebilir. Bu süreçte gerekli önlemlere riayet edilirse çocuklarımızın sosyalleşme anlamında psikolojilerinin daha iyiye gideceği düşünülmektedir. İstisnai durumlar dışında genel anlamda çocuklarımızın psikolojisinin süreçten olumlu etkileneceği beklenmektedir.

Normal şartlarda online derslerin çocuklara pek çok katkısı göz ardı edilmemekle birlikte, sosyalleşme anlamında bazı çocukların evde kaldıkları dönemde yalnızlık hissine kapıldıkları da görülen durumlar arasında yer almıştır. Pandemide okulların açılması psikolojik anlamda çocuklarımıza olumlu olabileceği düşünülmekle birlikte alınan tedbirlere uyulması da sürecin yararlı olup olmadığını yakın zamanda gösterecektir.

Konu hakkında daha detaylı bilgi almak için Aba Psikoloji uzman kadrosu ile iletişime geçebilir, Aba Psikoloji Youtube sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Bu süreçte psikolojik desteğe ihtiyaç duyan çocuklarımıza her türlü desteği Aba Psikoloji olarak sağlamaktayız.

Read More

Psikolojik öksürük kronik öksürüğe neden olan faktörler dışarıda bırakıldığında ortaya çıkan bir öksürüktür. Aslında bilim dünyasında ‘psikojenik öksürük’ olarak adlandırılmakla birlikte halk arasında ‘psikolojik’ ifadesi ile dile getirilmektedir. Bu tür öksürüğün bazı özellikleri bulunmaktadır. Öncelikle kuru bir öksürük yapısına sahiptir. Kişide birden çok kez görülen bu öksürük, her defasında bir önceki öksürüğe benzemektedir.

Bu tür öksürük uzaktan dahi rahatlıkla duyulabilecek bir seviyede olabilmektedir. Öksürüğün sıklığı bazı durumlarda kişinin günlük yaşantısını dahi etkileyebilmektedir. Ayrıca kişinin mutlu olduğu anlarda bu öksürük tipinin azaldığı da gözlemlenmiştir. Bu öksürüğe sahip olanlarla yapılan terapilerde, genellikle kendilerinin öksürüğün görülme öncesinde soğuk algınlığı geçirdiğine dair bir hikaye anlattıkları görülmektedir.

Psikolojik Öksürük Ne Şekilde Görülmektedir?

Psikolojik öksürük günlük yaşam içerisinde sıklıkla görülmektedir. Kişide genellikle uyku sırasında görülmemekle birlikte, uyku sırasında rastlanılan durumlar da olmaktadır. Çocuklarda görülen durumlarda, çocukların anne, baba ya da doktor gözetiminde olduklarında öksürüğün daha sık yaşandığı görülmektedir. Çocukların okula gitmek istemedikleri durumlarda ve anne ya da babanın dikkatini çekmek istediklerinde de öksürük sıklığının arttığına tanık olunmaktadır.

Bu öksürüğe türüne sahip olan kişilerde sürekli olarak boğazı temizleme ihtiyacı bulunmaktadır. Duygusal tetikleyiciler yani olumsuz durumlar karşısında öksürüğün arttığı da görülmektedir. Öksürükle ilgili kişinin hikayesi dinlendiğinde genellikle geçmişte ya da şimdiki zamanda yaşanan olumsuz bir durumla karşılaşılmaktadır. Normal öksürüğü iyileştirici özelliği bulunan ilaçların, psikojenik öksürüğün tedavisinde işlevsiz olduğu da tespit edilmiştir.

Psikojenik Öksürük Nasıl Tedavi Edilir?

Bu durumu yaşayanların sahip olduğu öksürük tedavi edilmediğinde, kişinin uzun yıllar boyunca öksürükten mustarip oldukları görülmektedir. Durumun tedavisi için çok çeşitli tedavi yöntemleri önerilmektedir. Tedavinin ilk aşaması, öksürüğe neden olan herhangi bir medikal durumun olup olmadığının tespitine yöneliktir.

Çocuğun ve ailesinin psikolojik sorunlar karşısında rahatlatılması ve çocuğa zarar veren durumların ortadan kaldırılması gerekmektedir. Durum, aileden kaynaklı bir neden dolayı ortaya çıkmışsa aile terapisine başvurulması çözümü kolaylaştıracaktır. Durumun çözüme kavuşturulması için;

  • Telkin terapisi,
  • Hipnoz yöntemi,
  • Konuşma tedavisine başvurulmaktadır. Psikolojik öksürük olgusunu ortadan kaldırmak üzere uygulanan bu yöntemlerin olumlu sonuçlandığına ilişkin çok sayıda sonuç bulunmaktadır.

Konu hakkında daha detaylı bilgi almak için Aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Ayrıca Aba Psikoloji Youtube kanalını takip ederek bu ve benzeri durumlar karşısında neler yapılması gerektiğine dair bilgi edinebilirsiniz.

Read More

Biz insanları diğer canlılardan ayıran en büyük farklardan birisi “bizden farklı olsalar bile diğerlerinin düşüncelerini ve inançlarını anlayabilmek” olarak saptanmıştır.

Nasıl oluyor da bir başkasının düşüncelerini anlayarak analiz edebiliyoruz?

Bir arkadaşım annesini yolcu ederken üzülüyor ve ben üzülmesinin sebebinin annesi gittiği için olduğunu anlayabiliyorum. Giden kişi benim annem olmasa da onun ne hissettiğini anlamak, duygularını çözümlemek pek de zor değil.

Öte yandan küçük bir çocuk için bunu anlamak mümkün olmayabilir. Örneğin, annesi süt doldururken izleyen bir bebeği hayal edin. İçeri sonradan gelen babasının da annesini süt doldururken gördüğünü düşünecektir. Kendisi bu olayı gördüğü için herkesin gördüğünü düşünmektedir. Bir başkasının kendisinden farklı bakış açılarına ve düşüncelere sahip olduğunu idrak etme yetisine henüz kavuşmamış bir bebek belli ki.

Başkalarının zihinsel düşüncelerinin bizden farklı olduğunu anlama, bizden farklı niyetlere, duygulara, isteklere, inançlara ve bilgiye sahip olabileceklerini kavrama becerisine “zihin kuramı” denir.

Yukarıda bahsettiğimiz annesinin süt doldurduğunu görünce bunu babasının da gördüğünü zanneden bebek muhtemelen 3 buçuk yaşından küçük bir bebek. Çocuklar ve bebeklerle yapılan araştırmalar sonucunda zihin kuramı becerisinin ortalama 3 buçuk yaşından sonra edinilen bir beceri olduğu ortaya çıkmıştır.

Yanlış İnanç Testi

“Kuklalarla anlatılan gösterimde iki kişi vardır. Kişilerden ilki günlüğünü yastığın altına saklayıp odadan ayrılır. İkinci kişi ilki onu izlemezken günlüğü kutudan alıp onu çekmeceye yerleştirir. İlk kişi günlüğü tekrar almak istediğinde nereye bakar?”

Araştırmaya göre ortalama 3 buçuk yaşından küçük çocuklar yanlış inanç testinde başarılı olamamışlardır. Kendileri ikinci kuklanın günlüğü kutudan alıp çekmeceye yerleştirdiğini gördüğü için “çekmeceye bakar” cevabını vermişlerdir.

Bu araştırma bize zihin kuramı becerisinin sonradan edinilen bir beceri olduğunu ortaya çıkarmaktadır.

Bunun dışında zihin kuramının beraberinde bize kazandırdığı birçok yetenek olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle zihin kuramı edinim evresinin çocuk gelişimi için önemli bir geçiş dönemi olduğu düşünülmektedir.

Problem çözebilme

Sosyal beceri gelişimi

Diğerlerini anlayabilme ve diğerlerinin davranışlarını ön görebilme (empati kurabilme)

Sosyal hayatımızda zihin kuramı büyük alan kaplamaktadır. Başkalarıyla iletişim kurarken onları anlamaktan tut onların davranışlarını sebeplendirmek ve hatta zaman zaman başkaları için çıkarlarımızdan sıyrılıp bir şeyler yapabilmek için zihin kuramının gelişimi oldukça mühim. Egosantrik düşüncelere sahip olan çocuğun dünyanın sadece kendine ait olmadığını anladığı evredir. Çocuk ve sosyal dünya arasında bir kapı varsa o kapıyı açan anahtar “zihin kuramı gelişimi evresi”dir.

Zihin Kuramı ile ilgili daha fazla bilgi almak için Doç. Dr. Gamze Sart ve Prof. Dr. Barış Korkmaz’ın vereceği Zihin Kuramı’na Giriş Eğitimi’ne katılabilirsiniz. Randevu için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More

Otizmli çocukları diğer çocuklardan ayıran en temel özellik: Sosyal dünya yerine çocuğun daha çok kendi dünyasına odaklı olmasıdır.

Zihin kuramı başkalarının niyetlerini, isteklerini ve düşüncelerini bizimkilerden farklı olsalar bile anlayabilme yeteneğidir. Bu yetenek sosyal ilişkilerin büyük bir çoğunluğunu kaplamaktadır.

Otizm spektrum sendromuna sahip çocukların temel problemi de sosyal ilişkilerdir. Bu çocuklar diğer çocuklara göre sosyal ilişkilere daha kapalıdır. İnsanlardan çok eşyalarla ilişki kurmayı tercih ederler.  İnsanlarla ilişki kurmayı tercih etmeyen çocukların çevresindeki insanların düşüncelerini ve niyetlerini anlaması oldukça zordur.

Otizm spektruma sahip bir çocuk sizi anlamakta zorluk çekebilir. Hatta tamamen normal ve beklenen bir durumdur. Zihin kuramı gelişimindeki aksamalar sonucu ortaya çıkan problemlerden birisidir.

Otizmli çocuklarda zihin kuramı nasıl geliştirilebilir?

  • Daha bol uyaranın bulunduğu çevrede yetişen çocukların zihin kuramı gelişiminin diğerlerine göre daha gelişmiş olduğu görülmektedir. Çocuğunuzu farklı insanlarla iletişim halinde tutun. Oyuncaklarla bile oynarken yanında onla oynayacak oyun arkadaşları olmasına özen gösterin. Çocuğunuzu televizyon ve görsel ögelerle baş başa bırakmak yerine ona siz hikayeler anlatıp şarkılar söyleyin.
  • “Miş” gibi yapabilmek zihin kuramı gelişimini gösteren önemli becerilerdendir. Evcilik oynamak “miş” gibi yapmanın en kolay yollarından biridir. Uyuyormuş gibi yapmak, elde kaşık olmadığı halde kaşık varmış ve yemek yiyormuş gibi yapmak… vb. Hatta duygular üzerinde bile çalışılabilir: Oyun esnasında iş yerinde anahtar unutulduğu için üzgünmüş gibi yapmak gibi.

Kelimelerle çalışmak zihin kuramını geliştirecektir:

  • Çocuğunuzla düzenli olarak her gün hisleriyle ilgili konuşmaya çalışın. Çocuğunuzun başkalarının duygu ve düşüncelerini anlaması kendininkileri de anlayabilmesinden geçer. Düzenli olarak “Bugün nasıl hissediyorsun?” diye sormayı ihmal etmeyin.
  • Çocuğunuzla kendi hislerinizle ilgili konuşun. Örneğin çocuğunuz size zarar veriyor. Böyle durumlarda bir ebeveyn olarak üzülmeniz çok normal. Fakat çocuğunuzun bunu isteyerek yapmadığını bilmenizi isterim. Çocuğunuzun sizi anlamakla ilgili sıkıntıları var. Üzüntünüzü saklamak yerine üzülerek bunu gösterin. Çocuğunuzun gösterdiğiniz halde sizi anlamaması da oldukça olağan bir durum. Göz teması konusunda sıkıntı yaşayan çocuğunuz belki de sizin üzüldüğünüzü görmedi bile. Mutlaka canınızın yandığını sözel olarak da ifade etmeyi ihmal etmeyin.

 

Basit görünen bu yöntemler çoğu uzman tarafından kullanılmaktadır ve otizmli çocuklarda büyük değişimler sağlamaktadır. Otizmli bireylerin diğerlerine karşı empati duyması, onları anlaması kolay değil. Bu yeti üstün derecede geliştirilemese de bahsettiğimiz uygulamalar yoluyla bazı gelişmeler sağlanabilir. Bunları düzenli olarak uygulayıp sabır gösterirseniz zamanla çocuğunuzdaki gözle görülür gelişmeleri göreceksiniz.

Otizmli çocuklarda zihin kuramı ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek için Doç. Dr. Gamze Sart ve Prof. Dr. Barış Korkmaz’ın vereceği zihin kuramına giriş eğitimine davetlisiniz. Randevu için bize ulaşabilirsiniz.

Read More