Gençler için gelecek kaygısı lise yıllarında kendini hissettirmeye başlasa da asıl kaygı üniversiteyi bitirirken başlamaktadır. Gençler, üniversite eğitimini tamamladıklarında artık öğrencilik rollerini tamamlamış ve toplumda nitelikli bir birey olmak için hayata atılmış olacaklar. Hayatın getireceği yeni koşulların belirsizliği, iş bulma, eğitim hayatında öğrendiklerini iş hayatında kullanabilme, gelir elde etme, geçimini sağlama, aile kurma vb. yeni gelecek sorumluluklar kişide kaygı yaratıcı etmenlerden bazıları olarak sıralanabilir. Her öğrenci yükseköğrenime devam etmez, dolayısıyla liseden sonra eğitime ara veren ve iş hayatına atılacak olan bir birey için gelecek kaygısı çok daha erken kendini gösterir. Gelecek kaygısı ile başa çıkmanın önemli bir destekçisi ise hiç şüphesiz ailedir. Peki aileler gençlerin gelecek kaygısı yaşamaması için ne yapabilir?

Doğru Ebeveyn Tutumu ile Yetişen Gençler Gelecek Kaygısı Yaşamıyor

Aile içerisinde söz hakkı olan, duygu ve düşüncelerini rahatlıkla dile getirebilen ve fiziksel-duygusal ihtiyaçlarına ebeveynleri tarafından karşılık verilen bireyler gelecek kaygısı yaşamıyor. Çocuklar bu aile yapılarında koşulsuz sevildiğini hissediyor. Sorumluluk alıyor. Sebep sonuç ilişkisini öğreniyor. Ceza yerine hatalarının sonuçlarından ders çıkarmayı öğreniyor. Kıyaslamalara maruz kalmıyor, kendini olduğu haliyle değerli ve özel kabul ediyor. Böyle bir aile yapısında çocuklar özgüvenli, sorumluluk sahibi, özdenetim sahibi, girişken, hoşgörülü ve vicdanlı yetişiyor. Uyum göstermeyi, zorluklarla çözüm odaklı şekilde başa çıkabilmeyi öğreniyorlar. Çocuğun sevilmesi, dinlenmesi, erken yaşlardan itibaren bireyselliğine önem verilmesi çocukların yetişkin hayatta kendini gerçekleştirme potansiyellerini artırıyor. Literatürde, çocukların bu özellikleri kazanabildiği sağlıklı aile modeline Demokratik, Destekleyici, Hoşgörülü aile tutumu adı verilmektedir.

Baskıcı, otoriter, cezalandırıcı ebeveyn tutumunda ise sağlıksız bir çocuk gelişimi söz konusu oluyor. Çocuk ebeveynlerinden beklediği sevgi ve ilgiyi koşulları karşıladığı sürece alabiliyor. Cezalar ve katı kurallar daha ön planda oluyor. Özellikle baba figürü ev içerisinde sıcaklık duyulmayan korku nesnesi olarak yer alıyor. Korkunun ve mesafenin egemen olduğu bu ailelerde çocuklar duygularını, düşüncelerini paylaşmaya çekiniyor. Hatalarını gizliyor ve cezalandırılmaktan korkuyor. Başarılı olamamak onlar için çok daha büyük bir kaygı nedeni. Geleceği düşündüklerinde hem bu aile ortamından uzaklaşma arzusu yaşıyor hem de ayakları üzerinden nasıl durabileceğine yönelik yoğun kaygı duyuyorlar.

Gevşek, aşırı hoşgörülü, tutarsız ebeveyn tutumlarında da benzer sağlıksız duygusal gelişim görülüyor. Gençler kişisel gelişimleri noktasında zorluk yaşıyorlar. Bu da gelecek kaygılarını perçinliyor. Aileler çocukları kaç yaşında olursa olsun ebeveyn tutumlarını değerlendirmeli, eğer çocuk yetiştirme stillerinde önerilmeyen bir yaklaşım fark ediyorlarsa kendilerini değiştirmek ve geliştirmek noktasında destek almalıdır.

Erken Yaşlardan İtibaren Sorumluluk Almayı Öğretmek Gerek

Erken yaşlardan itibaren aileler çocuklara yaşlarıyla uyumlu sorumluluklar vermelidir. Sorumluluk becerisi aile içerisinde öğrenilir, sosyal yaşam ve okul ise sorumluluk bilincini geliştirir. Aile içinde sorumluluk alma becerilerini geliştirme fırsatı bulamayan çocuklar aileden uzaklaşıp sosyal hayat, okul gibi bireysel olarak rol almaya başladığı ortamlara girdiğinde kendilerinden bekleneni yapmakta çok zorlanırlar. Evde ebeveynleri tarafından “O daha küçük yapamaz”, “Dur ben halledeyim, yalnız yapamazsın” gibi korumacı yaklaşılan çocuklara “yetersizlik” mesajı verilmektedir. Bu yaklaşımla büyüyen çocuklar okulda öz güveni düşük, kaygılı, unutkan, sorunlarını yardım alamadan çözemeyen, var olan kapasitesini kullanamayan çocuklar olur.

Daha ileri yıllarda lise, üniversite eğitimi içerisinde içe kapanık, özgüvensiz, çekingen, kendini ifade edemeyen ve yoğun gelecek kaygısı yaşayan bireylere dönüşürler. İş hayatı ve yetişkin hayat deneyimleri onlar için ürkütücüdür. Desteklenmeye ihtiyaç duyarlar. Mülakatlara, ilk iş günlerine ebeveynleriyle beraber giden adaylar bunun en üzücü örneğidir. İş hayatında karşılaştığı zorlukları ebeveynlerine ileten ve yöneticileriyle konuşmalarını isteyen gençlerle de sıklıkla karşı karşıya gelmekteyiz.

Kendi Kararlarını Alabilen Çocuklar Sorumluluk Almayı da Öğrenir

Çocuklarınızın özgüven sahibi olabilmesi, kendi sorunlarını tek başına çözebilmesi, duygu ve düşüncelerini rahatça ifade edebilmesi ve kendini gerçekleştirebilmesi için erken yaşlardan itibaren çocuklarınıza sorumluluk vermelisiniz. Çocuklarınızın denemeye yönelik isteklerini pekiştirmeli, “yapabilirsin, denemen çok güzel”, “her seferinde daha da iyi olacak”, “isteğini ve çabanı taktir ediyorum” gibi olumlu sözlerle desteklemelisiniz. Çocuğunuza mutlaka karar vermesi için iki, üç seçenek sunmalısınız; erken yaşlardan başlayarak kıyafetinden, yemeğine, oyuncağından, kitabına her konuda seçenekler sunarak onun kararı olmasını desteklemelisiniz. Kendi kararlarını alabilen çocuklar kararlarının getireceği sorumlulukları da öğrenmeye başlayacaktır.

Çocukların yaşları ilerledikçe evdeki sorumluluklarının artırılması da gelecek kaygısı ile baş etmelerini kolaylaştırır. Harçlığını yönetmek, para biriktirmek, birikimleri ile kendi ihtiyaçlarını karşılamak, tatil dönemlerinde kısa süreli iş tecrübeleri edinmek gibi roller verilebilir. Evde anne ve babanın yürüttüğü işlere destek olmaları istenebilir. Kariyerlerini planlamaları, geleceğe yönelik hedef belirlemeleri, öğrencilik rolü gereği sınavlara iyi hazırlanmaları ve gelecekleri için kendilerine yatırım yapmaları yönünde desteklenebilirler.

İlgi Alanlarını Keşfetmelerine Destek Olun

Bireylerin kendilerine uyan mesleği seçebilmesi ve gelecekte iş hayatlarında daha başarılı ve mutlu olabilmeleri için erken yaşlardan itibaren ilgi alanlarını keşfetmeleri gerekir. İlgi alanlarını keşfedebilmek ise büyük oranda ailenin bilinçli yönlendirme yapmasını gerektirir. Çünkü her çocuk belli yönelimlerle doğar. Çocuk bu yönelimini oyuncaklarıyla nasıl oynadığından başlayarak gösterir. Okul hayatında ise bu ilgiler yeni öğrenmelerle birlikte daha da gelişebilir ya da tamamen körelebilir. Çocuklar ilgi alanları desteklendiğinde hem öğrenme sürecinden daha büyük keyif alır, hem de daha yaratıcı ve üretken hale gelir.

Hareketli çocuklar fiziksel egzersizlerle enerjilerini boşaltabilecekleri sporsal aktivitelere yönlendirilebilir. Müzik ve danstan keyif alan çocuklar bale, dans ya da bir müzik aleti çalmayı öğrenmeye yönlendirilebilir. Taklitten hoşlanan bir çocuk tiyatroya, dramaya yönlendirilebilir. Konuşmayı seven bir çocuk sunucu, anlatıcı olarak rol alabilir. Ancak unutulmamalıdır ki ilgi alanlarını keşfetmek zaman alacaktır. Örneğin spora yönlendirilmiş bir çocuğun hangi spor dalında ya da müziğe yönlendirilmiş bir öğrencinin hangi enstrümanda daha mutlu ve başarılı olacağını bulmak zaman alacaktır. Bu süreci maymun iştahlılık olarak değerlendirmemeli, çocuğun ilgi alanını keşfetmesine fırsat verilmelidir.

Çocukluktan itibaren ilgi alanları keşfedilen çocuklar yetişkin hayata geldiklerinde kendilerini mutlu eden kaynakları tespit etmiş ve mümkünse bu ilgilerini iş hayatlarına da yedirmiş kişiler olurlar. Daha mutlu işler üretir, üretirken keyif alır ve bu keyfi tüm yaşam alanlarına yayarlar. Gençlerin gelecek kaygısı yaşamamaları için aileler erken yaşlardan itibaren çocuklarının ilgilerini fark etmesi ve desteklemesi gerekir.

Geleceğe Hazırlık Yapmalarını Teşvik Edin

Gelecek kaygısı ile başa çıkmanın en verimli yollarından biri de geleceğin yaşam standartlarını belirlemek üzere hazırlık yapmaktır. Eğer çocuğunuz henüz lise yıllarındaysa mesleki ilgi ve yeteneklerini öğrenmek üzere profesyonel destek alabilirsiniz. Çocuğunuza ilgileri, yetenekleri ve karakteri ile uyumlu bir meslek seçebilmesi için lisede doğru alana yönelmesine destek olabilirsiniz. Üniversite eğitiminde başarılı bir iş hayatı için yapması gerekenler noktasında bilgi verebilir, tecrübeleriniz bu konuda yeterli değilse yine profesyonel bir kariyer danışmanlığı alması için çocuğunuzu yönlendirebilirsiniz. Üniversite Öğrencilerine Gelecek Kaygısı ile Başa Çıkma Önerileri yazımızda üniversitede başarılı bir iş hayatı için gençlerin neler yapabileceğini detaylarıyla ele aldık. Bilgi edinmek için bu yazımızı da okuyabilir, çocuğunuz ile paylaşabilirsiniz.

Gelecek Kaygısı Yaşamamaları için Çocuklarınıza İyi Bir Rol Model Olun

Gelecek kaygısı ile başa çıkmanın bir diğer yolu da çocuklarınız için iyi birer rol model olmanızdır. Çocuklar iş hayatına yönelik algılarını, ev geçindirme, aile sorumluluğu alma gibi önemli rollere yönelik bilgiyi kendi ebeveynlerinin rollerini gözleyerek edinirler. Siz mesleğinize nasıl bakıyorsunuz, nasıl bir çalışma disiplininiz var ya da mesleğinize ne kadar değer veriyorsunuz? Maaşınızı nasıl yönetiyor, harcamalarınıza nasıl öncelik veriyorsunuz? Karşınıza çıkan zorluklarla nasıl başa çıkıyor, problemlerinizi nasıl çözüyorsunuz? Tüm bu sorulara vereceğiniz bireysel yanıtlar çocuklarınızın gelecek kaygısı ile başa çıkmalarını ya da kaygılarının artmasını sağlıyor olabilir.

İyi Gözlemleyin ve İyi Bir Dinleyici Olun

Gençler ailelerini hayal kırıklığına uğratmamak ya da endişelendirmemek için kaygı veren duygu ve düşüncelerini paylaşmak istemiyor olabilir. Özellikle ailesinden uzakta eğitim alan, yurtta ya da yalnız yaşayan, farklı şehirlerde bulunan öğrenciler gelecek kaygılarını daha fazla bastırabilmektedir. Ailenin maddi zorlukları söz konusu ise, gençlerin bir an önce iş hayatına atılıp para kazanmaları gerekiyorsa kaygı daha yoğun olabilir. Ailenin maddi ve duygusal desteği yetersizse gençlerin gelecek kaygısı daha da artmaktadır.

Çocuklarınızın geleceğe yönelik kaygılarını fark edebilmek için onlarla daha sık zaman geçirmeli, eğitim hayatlarına, sosyal yaşamlarına, arkadaşlık ilişkilerine ve hedef ve hayallerine karşı daha ilgili olmalısınız. Aranızdaki paylaşımlar artıkça sizleri konuşmak, duygu ve düşüncelerini paylaşmak için kendilerine daha yakın hissedeceklerdir. Unutulmamalıdır ki bir çocuğun ya da gencin hayatındaki güvenle sığınabildiğini ilk ve en sağlam limandır aile. Aile ilişkileri güçlü oldukça, aile hoşgörülü, sevecen, ilgili ve alakadar oldukça çocuğun hayatındaki bu öncelik değişmeyecektir.

Gelecek Kaygısı Devam Ediyorsa Profesyonel Destek İhtiyacını Göz ardı Etmeyin

Gelecek kaygısı ile başa çıkmak mümkün olsa da önlem almak için geç kalındığında, gençlerin hayalleri ile potansiyelleri örtüşmediğinde, geleceğe yönelik gerçekçi olmayan beklentilere kapıldıklarında, yeterince sorumluluk bilinçleri gelişmediğinde gelecek kaygısı profesyonel destek almayı gerektirecek aşamaya gelebilmektedir. Ailelerin gelecek kaygısıyla başa çıkmak için yeterli ilgisi, zamanı ve bilgisi olmadığında da destek ihtiyacı kaçınılmaz hale gelmektedir. Çocuğunuza iyi bir gelecek inşa etmek, gelecek kaygılarından arındırmak ve geleceğe yönelik gerekli hazırlıkları yapabilmek için stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planı yapabilirsiniz. Bizimle tanışmak ve detaylı bilgi almak için iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Yoğun ve stresli bir sınav döneminin ardından pek çok öğrenci tercih yaparken de stres ve kaygı yaşamaya devam ediyor. Bir bölümü ve üniversiteyi tercih etmek öğrencilerin pek çok zaman kararsızlık yaşayabildikleri bir konu. Özellikle genç işsizliğinin artmaya başlamasıyla meslek seçiminde iş bulma kaygısı büyük rol oynuyor. Peki, gelecek kaygısı nasıl ortaya çıkar ve bunu gidermek için neler yapmak gerekir?

Gelecek Kaygısı Öğrencilerde Nasıl Ortaya Çıkar, Belirtileri Nelerdir?

Uzman Klinik Psikolog Aslı Özsoy’a göre, tercih döneminde bir üniversiteye ve bölüme karar vermek isteyen öğrenciler, kendilerini neyin beklediklerini bilmedikleri, belki farklı bir şehre üniversite okumaya gittikleri için ve seçtikleri mesleklerin iş dünyasında bir karşılığının olup olmadığını bilmediklerinden gelecek kaygısı yaşayabiliyorlar. (1)

Gelecek kaygısı tercih döneminden başlayıp üniversite son sınıfa kadar artarak devam eden bir sorun. Lisenin sonlarına doğru başlayan iyi bir üniversite kazanma beklentisi öğrencileri zaten büyük bir stres altında bırakırken, tercih dönemiyle birlikte tercih edilecek üniversite, bölüm, yeni bir ortam ve belki farklı bir şehir öğrencileri tekrar kaygıya sürüklüyor. 

Bu kaygı ve stres durumu da pek çok öğrencide dikkat dağınıklığına, uyku bozukluklarına, aşırı heyecana, özgüven problemine yol açabiliyor. 

Ebeveynler Gelecek Kaygısını Önlemek İçin Neler Yapmalı?

Öğrencilerin yaşadığı pek çok stres ve kaygı dönemi aslında çoğunlukla ebeveynler tarafından kaynaklanıyor. Aslı Özsoy’a göre, aileler çocuklarını kendi istedikleri üniversitelere ve bölümlere zorlayarak onların üzerinde büyük bir baskıya neden oluyorlar. 

Bunun yerine, aileler çocuklarının ne istediğine dikkat ederek tercihlerine saygı duymalılar. Kendi düşüncelerini en azından öneri olarak sunmalı ve onları anlamaya çalışmalılar. Eğer bu kararlarından dolayı başarısız olurlarsa “Ben demiştim.” demek yerine çocuklarının yanında yer alarak onlara bir şans daha tanımalılar. Ayrıca çocuklarını yaşıtlarıyla kıyaslamak yerine onları kendi ilgi ve yeteneklerine göre uygun mesleklere yönlendirmeliler.

Doğru Bölüme ve Doğru Üniversiteye Nasıl Karar Verilir?

Ailelerden başka, öğrenciler de geleceğe yönelik kaygılarını azaltmak için öncelikle ilgi ve yeteneklerini, gelecekte ne yapmak istediklerini bilmeliler. Tercih etmek istedikleri bölümün ve üniversitenin artılarını ve eksilerini öğrenerek ve gelecekte onlara nasıl kapılar açacağını bilerek tercih etmeliler. İmkân dâhilinde tercih etmek istedikleri üniversiteden mezun olmuş veya hâlâ okuyan kişilerle görüşebilir ve üniversite tanıtım günlerine katılabilirler. Tercih edilecek şehrin koşulları, hayat pahalılığı gibi konular da öğrencilerin dikkat etmesi gereken noktalardan biri. Üniversite eğitimine başladıktan sonra ise tercih ettikleri bölümlerle ilgili gönüllü çalışma/staj gibi faaliyetler yaparak ya da üniversite dışından eğitimlere ve sertifika programlarına katılarak üniversiteden sonraki hayatlarında da yön verebilirler. 

Kaynakça:

  1. https://www.haberturk.com/eskisehir-haberleri/62030995-sinav-bitti-kaygi-basladitercih-donemindeki-cocuklara-dikkatuzman-klinik-psikolog-asli

https://www.psikoaktif.com/tercih-donemi-stresi-bas-etme/ 

https://www.haberturk.com/eskisehir-haberleri/62030995-sinav-bitti-kaygi-basladitercih-donemindeki-cocuklara-dikkatuzman-klinik-psikolog-asli 

http://www.dualpsikoloji.com/cocuk-ve-ergen/kariyer-ve-gelecek-kaygisi.html 

Read More