Başarılı bir kariyer yolculuğu için nasıl planlama yapılmalı? Kariyer planlaması yaparken nelere dikkat edilmeli? Günümüzde kariyer süreci planlanırken dikkate alınması gereken pek çok unsur bulunuyor. Dijital dönüşüm pek çok alanı yeniden yapılandırıyor. Yaşadığımız çağ teknolojik gelişmelerden hemen her alanda etkileniyor. Günümüzde üniversiteden mezun olan bir öğrencinin sonraki 40 – 60 yıl boyunca değer üretebileceği öngörülüyor. Bu anlamda geleceği kurgularken kısa vadeli planlar ile uzun vadeli bir kariyer planı ortaya koymak gerekiyor. Yani 6 yıllık planlar ile önümüzdeki 40 – 60 yıllık süreci planlamak gerekiyor.
Elbette bu planlamayı yaparken öğrencinin ilgi alanları, becerileri ve yatkınlıklarına odaklanmak gerekiyor. Aynı zamanda dünyanın dinamikleri de aynı oranda önem taşıyor. Bu anlamda tüm bu unsurları bir arada değerlendirmek ve planlama sürecine bir bütün olarak yaklaşmak gerekiyor.
Kariyer Yolculuğu Sürecinde Kariyer Danışmanlığı Almak Neden Önemli?
Kariyer planlama süreci stratejik olarak değerlendirilmesi gereken bir süreç olarak biliniyor. Aynı zamanda uzun bir yolculuğu içeriyor. Bu anlamda öğrencinin bu yolculuğu tek başına sürdürmesi mümkün olamıyor. Öğrenci kendi ilgi alanlarını ve yeteneklerini tek başına ortaya çıkartamıyor. Aynı zamanda geleceğe yönelik bir değerlendirmede bulunamıyor. Çünkü her iki süreçte uzmanlık gerektiriyor. Aynı zamanda bilimsel verilerden ve yöntemlerden yaralanmayı gerektiriyor. Bu noktada kariyer danışmanlığı devreye giriyor.
Öğrencilerin stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testlerine tabi tutulması gerekiyor. Böylelikle bilimsel verilere ulaşılabiliyor. İlgi alanları ve yatkınlıklar doğru tespit edilebiliyor. Aynı zamanda dünyanın gelecekteki yapısına ve dinamiklerine yönelik doğru öngörüler ortaya koyulabiliyor.
Kariyer Yolculuğu İçin Okul ve Bölüm Seçimi
Kariyer planlaması tüm bu veriler ve bu öngörüler ışığında yapıldığında başarıya ulaşmak mümkün hale geliyor. Ancak öğrencinin becerileri ve dünyanın değişimi kadar okul ve bölüm seçimine odaklanmak da önem taşıyor. Bu noktada; birçok öğrenci prestijli üniversitelere ve yalnızca üniversitelerin isimlerine bakarak seçim yapıyor. Bunun son derece yanlış bir bakış açısı olduğunun bilinmesi gerekiyor.
Öncelikle her üniversite her alanda uzmanlaşmıyor. Farklı üniversiteler farklı alanlarda daha fazla ön plana çıkabiliyor. Örneğin; Cambridge Üniversitesi psikoloji alanında dünyanın en iyileri arasında yer alıyor. Bununla birlikte; Oxford Üniversitesi’nin Matematik alanında ön planda olduğu görülebiliyor. MIT, teknoloji söz konusu olduğunda dünya sıralamalarında ilk sırayı alıyor. Kariyer yolculuğu tüm bu seçimlerden doğrudan etkileniyor. Bu anlamda öğrencinin hedeflediği alanı belirlemek ve ardından bu doğrultuda üniversite seçimi yapmak gerekiyor. Bölüm ve alan seçimi noktasında öğrencinin ilgi alanları ve geleceğin meslekleri konusuna bakmak gerekiyor. Bu süreçte kariyer danışmanlığı almak elbette öğrencinin yararına oluyor.
Her öğrenci her üniversitenin beklentilerini karşılayamayabiliyor. Buna ek olarak; her üniversite öğrencinin ihtiyaçlarına cevap vermeyebiliyor. Bu süreci her iki açıdan da bakarak değerlendirmek gerekiyor. Bu noktada elbette uzman yardımı almak gerekiyor. Okul ve bölüm seçimi stratejik olarak karar verilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Seçimlerin titizlikle yapılması gerekiyor.
Mesleklerin Geleceği Kariyer Yolculuğunu Nasıl Etkiliyor
Kariyer yolculuğu planlanırken dikkate alınması gereken bir diğer konu mesleklerin gelecekte nasıl bir konumda olacağı… Dünya hızla değişirken elbette meslekler de hızla değişiyor. Bu anlamda geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceğini değerlendirebilmek gerekiyor. Bununla birlikte mesleklerin geleceğine bakarak bireysel becerileri de yapılandırmak gerekiyor.
Yapay zekanın meslekler üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu görülüyor. Yapay zeka meslekleri değişime zorluyor. Bununla birlikte birçok alanda etkinliği artırıyor. Meslekler dünyanın ve toplumların problemlerine çözüm üretebilmek adına yeniden yapılanıyor. Bu anlamda sürdürebilir çözümlerin, akıllı teknolojilerin meslek alanlarını etkilediği görülüyor. Elbette tüm bu yapılanma ve değişimlere göre bir planlama yapmak gerekiyor. Kariyer planlaması ancak bu şekilde başarıya ulaşabiliyor.
Gelecekte bilim ve teknoloji ile doğrudan ilişkili alanların ön plana çıktığı görülüyor. Sanat alanında dahi yapay zekanın ve teknolojinin izlerine rastlanıyor. Bu anlamda öğrencilerin yazılım, tasarım gibi becerilerini geliştirmeleri tavsiye ediliyor. Klasik öğrenme yöntemleri yerini dijitale bırakıyor. Ticarette dijital dönüşümün etkilerini rastlanıyor. Dijital pazarlama geleceğin önemli alanları arasında yer alıyor. Mühendislik alanının bazı alt dalları yerini korurken bazıları değer kaybediyor. Tüm bu süreçleri yakından izlemek ve seçimi buna göre yapmak gerekiyor.
Alan seçimi kariyer yolculuğunun en önemli adımı. Ancak seçim sürecinin denk geldiği karmaşık yaşam dönemi seçime yeterli önemin verilememesine neden oluyor. Öğrenciler tercih sürecinde yeterli bilgi edinemeden çoğunlukla aile ve/veya öğretmenlerin yönlendirmesiyle seçim yapıyor. Kimi öğrenciler ise seçimlerinde birbirlerinin tercihlerinden etkileniyor. Oysa seçim sürecinde öğrencinin öğrenme stili, baskın zeka alanı, karakteri ve beklentileri dikkate alınmalı.
Seçim yaparken eğitim alınan okulun akademik kadrosu, sunacağı eğitim fırsatları da önemsenmeli. Öğrenciler seçimlerini bugünün koşullarına ek geleceği de değerlendirerek yapmalı. Mesleklerin geleceği ve geleceğin meslekleri iyi bilinmeli. Uluslararası sürdürülebilecek bir meslek seçimi yapılacaksa lisede alan seçerken bu kriter de göz önünde bulundurulmalı. Yurtdışı üniversite eğitimi hedefi olan öğrenciler lise yıllarından başlayarak bu hedefleri için hazırlık yapmalı.
Yurtdışı eğitim sınavları hakkında bilgi edinilmeli, AP, IB programları ve sınavları araştırılmalı. Alan seçimi yaparken mutlaka okul rehberlik biriminden veya profesyonel bir danışmanlık merkezinden de destek alınmalı. Mesleki ilgi, kişilik ve zeka testleriyle seçim süreci yapılandırılmalı. Seçim sonrası oluşacak avantaj ve dezavantajlar da değerlendirilmeli. Alan yeterlilik testinde yer alan çıkmış sorular gözden geçirilerek öğrencinin alana yeterli ilgisi olup olmadığına bakılmalı.
Öğrenci mezuniyet sonrası hangi mesleklere yönelebilir, hangi üniversiteleri ve bölümleri seçebilir araştırılmalı. Peki alan seçme nedir? Alan seçerken nelere dikkat edilmeli? Yapılan seçim kariyere nasıl etki ediyor? Doğru alanı seçmek için farklı neler yapılabilir? Yazımızın devamından detaylarıyla paylaşacağız.
Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği’ne göre, bir ders yılı iki dönemden oluşmaktadır. Öğrencinin bir ders yılı başarısı ise bu iki dönemin genel ortalamasına göre belirlenmektedir. 9. sınıfı tamamlayan öğrenciler artık alanlara yönlendirilmektedir. Bu süreçte öğrenciler ilgi, istek, yetenek ve derslerdeki başarı durumlarına göre alanlara yönelir veya yönlendirilir.
Yönlendirme öğrencinin ve ailenin görüşü alınarak rehber, öğretmen veya müdür yardımcısıyla yapılır. Seçim sürecinde öğrenciler Sayısal (Fen-Matematik), Eşit Ağırlık (Türkçe-Matematik), Sözel ve Dil alanlarına geçebilir. Alan seçimi bir noktada meslek seçiminin de temelini oluşturmaktadır. Öğrenciler yaptıkları seçimle ileride girecekleri üniversite sınavında sorumlu olacakları ağırlıklı konuları da belirlemektedir. Dolayısıyla öğrencinin alacağı sınav sonucu seçeceği bölümü, üniversiteyi ve başarıyı da belirleyecektir.
Öğrenciler seçimlerini eğitim yılı sonunda yapsa da eğitim yılı içerisindeki başarıları oldukça önemlidir. Çünkü seçim sürecinde alanın kaynak derslerinin yılsonu ağırlıklı ortalamasının belirli bir barajın üstünde olması gerekir. Bu nedenle öğrenciler alan seçme aşamasına gelmeden çok daha önce alan derslerine yönelik ilgiyi artırmalıdır. Alan seçme sürecinde bireyin ilgilerinin, yeteneklerinin ve mesleki değerlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Alan seçmek lisede eğitim alınacak ağırlıklı alan derslerini belirlemekten ibaret değildir. Lisenin ikinci yılına denk gelen bu önemli seçim süreci mesleki yönelimin de en önemli adımıdır. Seçim sonrasında öğrencilerin tercih edebileceği meslek grupları belirginleşmektedir. Bu da yapılan seçimin sonucunda bazı mesleklerin artık seçilemeyeceği anlamına gelmektedir.
Örneğin sözel alanını tercih etmiş bir öğrenci için tıp, matematik, işletme, mühendislik gibi bölümlere yönelmek artık mümkün değildir. Dolayısıyla tercih yaparken öğrencinin ve seçim sürecinde etkili olacak kişi ve birimlerin bilinçli olması gerekir.
Seçim Sürecinde Ailenin Bilinçli Yönlendirme Yapabilmesi Oldukça Önemli
Özellikle ailelerin bu aşamadaki sorumlulukları oldukça yüksektir. Çocuklar, erken yaşam dönemlerinden itibaren ilgi ve beceri alanlarını keşfetmek üzere yönlendirilmelidir. Mümkünse okul öncesi dönemde bu farkındalık kazandırılmaya başlanmalıdır. Çocuklara ailenin sosyo-ekonomik durumu da göz önünde bulundurularak mümkün olduğunca zengin seçenek imkanı sunulmalıdır. Sanat, spor, bilim, teknik, kültür alanlarında çocuğun ilgilerini ve becerilerini keşfetmesi desteklenmelidir.
Erken dönemlerden itibaren çocukların sorumluluk ve karar alma bilinci de desteklenmelidir. Böylece alan seçimi gibi önemli bir karar aşamasına gelindiğinde objektif değerlendirme yapabilmeleri sağlanmalıdır. Kendi kararlarını verebilen ve kararlarının getirdiği sorumlulukları üstlenebilen bireylerin yaşam doyumu çok daha yüksektir. Bu bireyler daha kolay motive olabilirken, zorluklarla da başa çıkmakta çok daha başarılı olabilirler.
Öğrencinin Öğrenme Stili ve Baskın Zeka Alanı Alan Seçimi Sürecine Dahil Edilmeli
İlgi ve becerilerin belirlenmesi kadar öğrenme stilleri ve baskın zeka alanları da oldukça önemlidir. Öğrenme stili daha çok okulun ve öğretmenlerin öğretim modeliyle alakalı katkı sağlayacaktır. Baskın zeka yönü ise alan seçme sürecinde doğrudan kişinin yönelebileceği ağırlıklı derslerin belirlenmesini sağlayacaktır. Ancak seçim yaparken sadece zeka alanını önemsemek doğru bir yaklaşım değildir.
Örneğin; Öğrencinin zekası sayısal alanı seçmek için elverişli olabilir. Ancak bu alana öğrencinin ilgisi yoksa başarı elde etme olasılığı yine düşük olacaktır. Ya da öğrencinin sayısal bölümüne ve buradan seçebileceği mesleklere ilgisi olabilir. Mesela hekim olmayı istiyor ve başarılı bir hekim olabileceğine inanıyor olabilir. Ancak zeka yönü ve akademik becerisi sayısal okumak için uygun olmayabilir.
Pek çok öğrencinin çocukluk yıllarından getirdiği “büyüyünce doktor, öğretmen, mühendis olacağım” gibi hedefleri olabilmektedir. Çocuklukta edinilen rol modeller, ailelerin yönlendirmeleri veya kulaktan dolma bilgiler bu hedefleri şekillendirmektedir. Ancak çocukluk mesleklerle ilgili oldukça yüzeysel bilginin sahip olunduğu dönemdir. Doktorlar insanları iyileştirir, öğretmenler okuma yazma öğretir, polisler suçluları yakalar gibi.
Çocuklar çoğunlukla liseye gelene kadar meslek sahibi olabilmenin gerisinde yatan akademik çabayı ve gereklilikleri bilmemektedir. 9. Sınıfta alınan eğitim alan seçimine yönelik bilgi geliştirilmesini sağlamaktadır. Öğrencilerin bazı derslerde daha iyi ve ilgili olması bazılarında ise zorlanması seçimlerinde ayrışabilmelerini sağlamaktadır. Dolayısıyla çocukluktan itibaren doktor olma hayali olan bir öğrenci sayısal derslerde zorluk yaşıyorsa seçimi değişebilmektedir. Bu da sürecin kabullenilmesini zorlaştırmaktadır.
Hayalinin dışında kalan bir alana yönelmek öğrencinin kendisini başarısız hissetmesine neden olabilmektedir. Bu hayal kırıklığının yaşanmaması için erken dönemlerden itibaren mesleki ilgi ve yetenek üzerine çalışılmalıdır.
Öğrencinin Karakteristik Yapısı da Seçim Sürecinde Dikkate Alınmalı
Alan seçerken öğrencinin akademik becerisi, başarısı, ilgileri kadar karakteri de göz önünde bulundurulmalıdır. Mesleklerin çalışma koşulları, içerikleri ve işleyişleri doğrudan karakterle ilgilidir. Örneğin; düzen seven, rutinlerinin bozulmasından hoşnut olmayan biri seyahat veya esnek çalışma saatlerinden hoşnut olmayabilir. Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak ve Beş Faktör Kuramı: Kişiliğe Göre Meslek Seçimi yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.
Mesleklerin Geleceği ve Geleceğin Meslekleri Yeterince Bilinmiyor
Ne öğrenciler ne de aileler seçim yaparken bu kriteri yeterince göz önünde bulundurmuyor. Mevcutta popüler ve iş yapan meslekleri hepimiz biliyoruz. Ancak dünya çok hızlı değişiyor, evriliyor. Artan nüfus ve nitelikli insan gücü, buna karşılık artan akıllı sistemler ve yapay zeka işsizlik oranlarını yükseltiyor. Her yıl yeni üniversiteler açılıyor ve aynı bölümlerden sayısız öğrenci eğitime başlatılıyor veya mezun ediliyor.
Lisans eğitiminin 4 yıl olduğunu kabul edersek eğitime başlandıktan 4 yıl sonra belki de o meslekle ilgili ihtiyaç çoktan karşılanmış oluyor. Bu da alan seçimi yaparken mesleklerin geleceğini ve geleceğin mesleklerini iyi bilmeyi gerektiriyor. Bin bir heves ve heyecanla başlanan üniversite eğitimi mezuniyet sonrasında hüsranla sonuçlanabiliyor.
Düşük maaşlar, uzun ve sancılı iş arama süreci nitelikli eğitim almış öğrencileri dahi kapsayabiliyor. Bu nedenle seçim sürecinde yöneleceğimiz alan kadar bu alanı seçtikten sonra seçebileceğimiz meslekleri de öğrenmeliyiz. Meslek alternatiflerini öğrendikten sonra bu mesleklerin gelecekteki potansiyelleri, istihdam olanakları öğrenilmeli. Aynı şekilde seçilen alandan yola çıkarak yeni gelişen ve gelişecek olan meslekler de öğrenilmeli.
Alan Seçimi Yaparken Yapay Zekanın Meslekler Üzerindeki Etkisi Göz Önünde Bulundurulmalı
Yapay zekanın meslekler üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerinin sadece sayısal bölümleri kapsadığı yanılgısına kapılabilirsiniz. Ancak sayısal, sözel ayrımı yapılmaksızın yapay zekalar gelecekte pek çok mesleğin kaderini değiştirecek. Nitelikli insan gücüne ihtiyaç duyulan birçok meslek yapay zekalara devredilecek. Bugün psikolojik danışmanlığın dahi yapay zeka aracılığı ile sağlanabileceği öngörülüyor.
Günümüzde dahi pek çok meslek akıllı sistemlerin ve teknolojik aygıtların kullanımı ile sürdürülüyor. İnsan gücü ise denetim aşamasında rol oynuyor. Dolayısıyla sağlıktan, eğitime, sanayiden, üretime kadar pek çok alanda yapay zekanın etkisini göreceğiz. Bu da alan seçimi yaparken yapay zeka gelişmelerinin de meslekler üzerindeki etkisini göz önünde bulundurmayı gerektiriyor.
Alan Seçimi Kariyer Yolculuğunu Nasıl Etkiliyor?
Daha öncede belirttiğimiz gibi alan seçmek meslek seçimi yapmanın ilk adımı. Yöneldiğimiz alan seçebileceğimiz meslekleri de sınırlandırmış oluyor. Bu nedenle alan seçtiğimizde kariyer yolculuğumuzun da yönünü belirlemiş oluyoruz. Bu yolculuğa başladıktan sonra dönüş yapabilmek ise kolay değil. Bir alana yöneldiğinizde lise eğitiminizin büyük bölümünü bu alana yönelik eğitim alarak geçirirsiniz. Dolayısıyla diğer alanlara yönelik sınırlı bilgi edinme imkanınız olacaktır.
Üniversite sınavına hazırlanırken alanınızı doğru seçerseniz sınav sonucunuzdan alacağınız verim de o kadar yüksek olacaktır. Ancak sınava hazırlık sürecinde farklı bir alandan sınava hazırlık yapmaya karar verirseniz alan içinden olanlara yetişmeniz zorlaşır. Açıklarınızı kapatmanız için çok daha fazla zaman ve efor harcamanız gerekir.
Kimi zaman öğrenciler üniversite eğitimi sürecinde alan seçimi ve mesleğin hatalı olduğunu fark edebilmektedir. Bu aşamadan sonra değişiklik yapmak hala mümkün olsa da kaybedilecek zaman ve harcanacak efor oldukça yüksektir. Yeniden üniversite sınavına hazırlanmak ve yeniden eğitim almak gerekebilmektedir. Kimi durumlarda çift ana dal, yan dal, yüksek lisans gibi alternatif programlarla bu ihtiyaç karşılanmaktadır.
Z kuşağı alan ve meslek seçimi konusunda geçmiş kuşaklara göre çok daha bilinçlidir. Hali hazırda meslek sahibi olan daha eski kuşak mensuplarının ise mesleki doyumu daha düşük bulunmaktadır. Bu da çalışanların kariyerlerinde değişikliğe gitmek istemelerine veya hedefledikleri kariyer başarısını elde edememelerine neden olmaktadır. Sık iş değiştirme, düşük performans, mesleki mutsuzluk kişisel hayata da etki etmektedir.
Aile içi ilişkiler, sosyal yaşam iş hayatındaki olumsuzluklardan etkilenebilmektedir. Mesleki doyumsuzluk stresle ve zorluklarla başa çıkabilmeyi de zorlaştırmaktadır.
Doğru Alan Seçimi İçin Kariyer Danışmanlığı
Alan ve meslek seçimi bireyin bugününü değil bütün ömrünü, yaşam standardını, koşullarını ve çevresini belirlemektedir. Bu nedenle seçim süreci sınırlı bilgi ve yönlendirme ile yürütülmemelidir. Günümüz koşullarında doğru bir alana ve mesleğe yönelmek çok yönlü değerlendirme yapabilmeyi gerektirmektedir.
Seçim yaparken bilimsel verileri, alan çalışmalarını takip edebilmek, ileri görüşlü olmak ve kendini iyi tanımak gerekmektedir. Bunların hepsini ise tek başına yapmak kolay değildir. Okulun, rehberlik servisinin alan seçimiyle ilgili yeterli hazırlığı ve çalışması yoksa öğrencinin yükü artmaktadır. Bu süreçte hatta çok daha öncesinde profesyonel kariyer danışmanlığı almak daha doğru seçim yapabilmeyi kolaylaştırmaktadır.
Hatta günümüzde mentor desteği alan öğrenci sayısı da oldukça fazladır. Özellikle yurtdışı eğitim isteyen, uluslararası düzeyde bir mesleğe yönelmeyi planlayan öğrenciler daha bilinçli tercih yapmalıdır. Yurtdışı eğitim ve burs fırsatlarının takibinin yapılması, sınavlara hazırlanılması için yurtdışı eğitim danışmanlığı alınabilir.
Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunuyor. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlıyoruz. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Siz de doğru alan seçimi yapmak ve kariyerinizi yapılandırmak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.