Üniversiteye başvuru süreci, gençler ve aileleri için hayatlarında önemli bir dönemeçtir. Ancak bu süreç, sadece akademik hazırlığı değil, aynı zamanda psikolojik hazırlığı da gerektirir. Başvuru süreçlerinde yaşanan stres, endişe ve belirsizlikle baş edebilmek, gençlerin hem duygusal sağlıkları hem de başvurularının başarıyla sonuçlanması açısından kritik öneme sahiptir. Bu yazımızda, üniversite başvuru sürecinde öğrencilerin psikolojik olarak nasıl hazırlanabileceğine, stres ve kaygı ile başa çıkma yollarına ve başvuru sürecinde duygusal dayanıklılığın nasıl geliştirileceğine dair pratik öneriler sunacağız.

1. Stres ve Kaygının Normal Olduğunu Kabul Edin

Üniversite başvuruları sırasında stresli hissetmek oldukça doğaldır. Yüksek beklentiler, değişen hayat koşulları ve geleceğe dair belirsizlikler, gençlerde kaygı seviyelerini artırabilir. Ancak, bu duyguların normal olduğunu ve herkesin benzer süreçlerden geçtiğini kabul etmek, kaygıyı azaltmaya yardımcı olabilir. Kendinize ve hislerinize karşı anlayışlı olmak, bu zorlu süreçte rahatlamanıza destek olur.

2. Başvuru Sürecini Adım Adım Planlayın

Başvuru süreci, birçok aşamayı içerir: üniversite araştırmaları, başvuru belgelerinin hazırlanması, sınavlar, kişisel beyan yazıları, referans mektupları ve daha fazlası. Bu süreçleri yönetmek zorlayıcı olabilir. Ancak, süreci küçük ve yönetilebilir adımlara ayırarak, kaygıyı azaltabilirsiniz. Belirli bir zaman çizelgesi oluşturmak, her adımı başarıyla tamamladıkça kendinize olan güveninizi artıracaktır. Bu şekilde, başvuru sürecini kontrol altına alabilir ve her adımda ne yapmanız gerektiğini bilerek daha huzurlu hissedebilirsiniz.

3. Mükemmeliyetçilikten Uzak Durun

Başvuru sürecinde gençlerin en çok zorlandığı konulardan biri, mükemmel olma çabasıdır. Ancak, “mükemmel” bir başvuru hazırlama baskısı, stresi artırabilir ve motivasyonu düşürebilir. Unutmayın ki her başvuru süreci kendine özgüdür ve “en iyi” başvuru, sizin kişisel özelliklerinizi ve potansiyelinizi en iyi şekilde yansıtan başvurudur. Mükemmeliyetçilik yerine, kendi güçlü yönlerinize odaklanın ve başvurunuzu özgün ve samimi bir şekilde hazırlamaya çalışın.

4. Destek Alın ve İletişimde Kalın

Üniversite başvuru süreci boyunca bir destek ağına sahip olmak, duygusal olarak daha güçlü hissetmenize yardımcı olabilir. Aileniz, öğretmenleriniz ve arkadaşlarınızla hislerinizi ve yaşadığınız zorlukları paylaşmaktan çekinmeyin. Özellikle duygusal desteğe ihtiyacınız olduğunda bir uzmandan veya danışmandan yardım almak, stresle baş etmede size yol gösterici olabilir. Ayrıca, başvurular hakkında bilgi almak, endişelerinizi azaltabilir ve sürecin kontrolünüz altında olduğunu hissetmenize yardımcı olabilir.

5. Kendi Güçlü Yönlerinizi ve Başarılarınızı Hatırlayın

Üniversite başvuruları, kişinin kendine dair olumlu bir öz değerlendirme yapması gereken bir süreçtir. Bu süreçte, kendi güçlü yönlerinizi, başarılarınızı ve ilgi alanlarınızı hatırlamak, kendinize olan güveninizi artırır. Kendinize güveninizi yeniden kazanmak için geçmişte başardığınız zorlukları ve bu başarıların sizi nasıl geliştirdiğini hatırlayın. Bu şekilde, başvuru sürecine daha olumlu bir bakış açısıyla yaklaşabilirsiniz.

6. Kendinize Zaman Ayırın ve Dinlenmeyi İhmal Etmeyin

Başvuru sürecinin yoğun temposu içinde kendinize dinlenme ve yenilenme fırsatları yaratmak çok önemlidir. Bu dönemde kendinize kısa molalar vermek, stresinizi azaltabilir ve motivasyonunuzu artırabilir. Hobilerinize vakit ayırmak, spor yapmak, doğada zaman geçirmek veya rahatlatıcı bir aktivite yapmak, zihinsel ve duygusal olarak dinlenmenizi sağlar. Unutmayın, enerjinizi yeniden kazanmak, sürece daha güçlü bir şekilde devam etmenizi sağlayacaktır.

7. Negatif Düşünceleri Yeniden Yapılandırın

Başvuru süreci, geleceğe dair belirsizlikler nedeniyle negatif düşünceleri tetikleyebilir. “Ya kabul edilmezsem?”, “Ya yeterince iyi değilsem?” gibi düşünceler, kaygıyı artırabilir. Bu tür düşünceleri fark etmek ve daha olumlu düşüncelerle değiştirmek önemlidir. Örneğin, “Bu başvuru süreci benim için yeni bir deneyim ve öğrenme fırsatı” gibi olumlu bir düşünceye odaklanarak, başvuruların stresini azaltabilirsiniz. Düşüncelerinizi pozitif bir çerçeveye oturtmak, sürecin sizin için daha anlamlı hale gelmesini sağlar.

8. Kendi Yolculuğunuza Odaklanın

Üniversite başvuruları sırasında diğer öğrencilerle kendinizi kıyaslamak, stres ve kaygıyı artırabilir. Başkalarının başarılarını takip etmek yerine, kendi hedeflerinize ve kendi yolculuğunuza odaklanın. Kendi güçlü yönlerinizi, ilgi alanlarınızı ve başarılarınızı keşfetmek, başvurularınızı daha özgün ve etkili hale getirecektir. Bu süreç, yalnızca akademik başarı değil, aynı zamanda kişisel gelişim süreci olarak da değerlendirilmeli. Kendinize özgü bu yolculuğun tadını çıkarın.

9. Sabırlı Olun ve Esnek Kalın

Üniversite başvuru süreci uzun bir süreçtir ve her adımda sabırlı olmak büyük önem taşır. Beklentileriniz ve hayalleriniz doğrultusunda ilerlemeye çalışırken, sürecin doğal dalgalanmalarını kabul edin. Kimi zaman beklenmeyen durumlarla karşılaşabilir veya planlarınızda değişiklikler yapmanız gerekebilir. Esnek ve uyumlu bir yaklaşım sergileyerek, bu sürecin sizin için bir gelişim fırsatı olduğunu hatırlayın.

10. Kendinizi Kabul Edin ve Sonuçları Olgunlukla Karşılayın

Başvuruların sonucunda her zaman istediğiniz üniversiteden kabul almanız mümkün olmayabilir. Ancak, sonuç ne olursa olsun, bu sürecin size kazandırdığı deneyim ve gelişim fırsatlarına odaklanın. Olumlu sonuçlar, çabanızın bir ödülü olabilirken, olumsuz sonuçlar ise bir öğrenme deneyimi olarak değerlendirilebilir. Kendinize değer verin ve başvuru sürecini bir başarı veya başarısızlık ölçütü olarak görmeyin; bu süreç, sizi hayallerinize bir adım daha yaklaştıracak bir aşamadır.

 

Üniversite başvuru süreci, hem akademik hem de psikolojik olarak hazırlık gerektiren bir süreçtir. Başarıya ulaşmak için sadece akademik çabanız değil, aynı zamanda psikolojik dayanıklılığınız da önemlidir. ABA Psikoloji olarak, gençlerin bu yoğun süreçte duygusal sağlıklarını korumalarına ve hedeflerine sağlıklı bir şekilde ulaşmalarına yardımcı olmak için destek sunuyoruz.

Unutmayın, üniversite başvuru süreci sadece bir sınav değil; aynı zamanda kendi potansiyelinizi keşfetme ve geleceğinize dair adımlar atma sürecidir. Kendinize inanarak, olumlu düşünerek ve başvuru sürecini bir gelişim fırsatı olarak görerek bu yolculuğu daha kolay ve verimli hale getirebilirsiniz.

Read More

Yurt dışında üniversite kabul süreci, öğrenciler için heyecan verici olduğu kadar stresli de olabilir. Bu süreç, hem akademik hem de kişisel olarak büyük bir hazırlık gerektirir. ABA Psikoloji olarak, bu süreci psikolojik olarak nasıl yönetebileceğinizi ve sınavlara nasıl hazırlanabileceğinizi sizler için derledik.

1. Planlama ve Zaman Yönetimi

Erken Başlayın

Yurt dışı üniversite başvuruları, detaylı ve zaman alıcıdır. Bu nedenle, başvuru sürecine erkenden başlamak önemlidir. Zamanında tamamlanan başvurular, stres seviyenizi önemli ölçüde azaltır. Hedeflerinizi belirleyin ve bir takvim oluşturun.

Aşamalı Çalışma

Büyük hedefleri daha küçük ve yönetilebilir aşamalara bölmek, motivasyonu artırır ve stresi azaltır. Her aşama için belirli zaman dilimleri ayırın ve bu plana sadık kalmaya çalışın.

2. Psikolojik Hazırlık

Kendinize Güvenin

Kendinize güvenmek, başarıya giden yolda en önemli adımdır. Başarılarınızı ve güçlü yönlerinizi hatırlayarak kendinize olan güveninizi artırın. Bu, zorlu süreçlerde motivasyonunuzu korumanıza yardımcı olacaktır.

Olumlu Düşünce

Olumlu düşünme teknikleri, sınav stresi ve başvuru sürecindeki kaygılarla başa çıkmanıza yardımcı olur. Olumlu düşünceleri benimseyin ve kendinizi motive eden cümleler kurun. “Başarabilirim” ve “Bu süreci en iyi şekilde yönetebilirim” gibi ifadeleri sık sık tekrarlayın.

Stres Yönetimi Teknikleri

Meditasyon, derin nefes egzersizleri ve yoga gibi stres yönetimi teknikleri, sınav öncesinde ve sürecinde rahatlamanıza yardımcı olur. Bu teknikleri düzenli olarak uygulayarak, zorlu süreçlerde daha sakin ve odaklanmış kalabilirsiniz.

3. Sınavlara Psikolojik Hazırlık

Düzenli ve Planlı Çalışma

Düzenli ve planlı çalışma, sınavlara hazırlık sürecinde en etkili yöntemdir. Her gün belirli saatlerde çalışarak bir rutin oluşturun. Bu, hem akademik performansınızı artırır hem de sınav stresinizi azaltır.

Deneme Sınavları

Gerçek sınav koşullarında deneme sınavları çözmek, sınav kaygısını azaltır ve performansınızı artırır. Deneme sınavları sayesinde sınav stratejileri geliştirebilir ve zaman yönetimi konusunda deneyim kazanabilirsiniz.

Uykunun Önemi

Yeterli ve kaliteli uyku, sınav başarısında kritik bir rol oynar. Sınav öncesinde düzenli uyumaya özen gösterin. Uykusuzluk, konsantrasyon ve hafıza problemlerine yol açabilir, bu da sınav performansınızı olumsuz etkiler.

4. Destek Sistemleri

Aile ve Arkadaş Desteği

Aile ve arkadaş desteği, bu zorlu süreçte moralinizi yüksek tutar. Duygusal destek almak, motivasyonunuzu artırır ve stres seviyenizi azaltır. Deneyimlerini paylaşarak sizi destekleyen kişilerle iletişimde olun.

Profesyonel Danışmanlık

Kariyer danışmanları ve psikologlar, yurt dışı üniversite başvuru sürecinde size rehberlik edebilir. Profesyonel destek almak, başvuru sürecini daha yönetilebilir hale getirir ve stresi azaltır. Aba Psikoloji olarak, bu süreçte yanınızdayız ve her adımda size destek sunuyoruz.

5. Kendinize Zaman Ayırın

Hobiler ve Aktiviteler

Hobiler ve ilgi alanlarına zaman ayırmak, zihinsel olarak rahatlamanızı sağlar. Spor yapmak, müzik dinlemek, kitap okumak gibi aktivitelerle stresinizi azaltabilirsiniz. Düzenli olarak hobilerinize vakit ayırın ve zihninizi dinlendirin.

Kısa Molalar

Yoğun çalışma ve başvuru süreçlerinde kısa molalar vermek, zihinsel yorgunluğu azaltır ve motivasyonunuzu artırır. Pomodoro tekniği gibi çalışma yöntemleri, verimliliğinizi artırmanıza yardımcı olabilir.

 

Yurt dışında üniversite kabul süreci, dikkatli planlama ve stratejik hazırlık gerektirir. Bu süreçte psikolojik olarak güçlü kalmak, başarıya giden yolda önemli bir adımdır. Aba Psikoloji olarak, öğrencilerin bu zorlu süreçte en iyi şekilde desteklenmeleri için buradayız. Başvuru sürecinde ve sınavlara hazırlıkta ihtiyaç duyduğunuz her an yanınızdayız.

Unutmayın, başarılı bir başvuru süreci sadece akademik performansla değil, aynı zamanda psikolojik dayanıklılıkla da şekillenir. Daha fazla bilgi almak ve destek hizmetlerimizden yararlanmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Başarılı bir eğitim ve kariyer yolculuğu dileriz!

Read More

Sınav stresi başarıyı etkileyen en önemli unsurlardan biri olarak kabul ediliyor. Sınav kaygısı belirtileri fiziksel ya da psikolojik olarak ortaya çıkabiliyor. Peki; sınav stresiyle nasıl mücadele etmek gerekiyor?

Sınav öncesinde stres yaşamak son derece olağan bir durum olarak görülüyor. Ancak stres belirli bir seviyenin üzerine çıktığında başarıyı olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle stres seviyesini kontrol altında tutabilmek önem taşıyor. Peki; sınav kaygısı belirtileri nelerdir? Stres, telaş, hızlı öfkelenme, ağız kuruluğu, odaklanma güçlüğü, unutkanlık gibi belirtilerle ortaya çıkabiliyor.

Bununla birlikte sınav stresinin; kalp çarpıntısı, sindirim sistemi sorunları, yeme bozukluğu gibi ciddi belirtileri de olabiliyor. Baş ağrısı, terleme, üşüme, yorgunluk gibi fiziksel belirtiler de sınav stresinden kaynaklanabiliyor.

Sınav Stresi Neden Ortaya Çıkar?

Sınav kaygısı nedenleri bireylere göre farklılık gösterebiliyor. Ancak hemen her öğrencinin sınav kaygısı ile mücadele ettiği biliniyor. Peki; sınav stresini tetikleyen unsurlar nelerdir? Nelere dikkat etmek gerekiyor?

Öncelikle; ebeveynlerin kıyaslamadan kaçınması gerekiyor. Öğrenci başkalarıyla kıyaslandıkça hissettiği baskı artıyor. Başarısız olma korkusu öğrencinin stres seviyesinin artmasına neden olabiliyor. Bu noktada ebeveynlerin tutumu önem taşıyor. Mükemmeliyetçi tavırlardan kaçınılması sınav stresiyle mücadelede önemli bir rol oynuyor. Başarısız olma ihtimalinin de var olduğunu ve bunun bir son olmadığını bilmek öğrencileri rahatlatıyor.

Bununla birlikte yetersizlik hissi kaygıyı tetikleyen nedenler arasında yer alıyor. Sınav kaygısı nedenleri arasında bulunuyor.  Öğrencinin sınava dair kendini yetersiz hissetmesi stres seviyesini arttırıyor. Eksiklerini tamamlamak için yeterli zamanı kalmadığını düşünen öğrenci kaygıya kapılabiliyor. Hatta kaygı seviyesi olması gerekenin çok üstüne çıkabiliyor.

Sınav Stresi ile Mücadele Etmek İçin Neler Yapılmalı?

Peki; sınav stresiyle mücadele etmek için neler yapmak gerekiyor? Öncelikle düzenli ve yeterli çalışmak kaygının azalması konusunda öğrencilere yardımcı olabiliyor. Bu anlamda; bir çalışma programı yapmak ve bu programa sadık kalmak gerekiyor. Yeterli zaman varken çalışmaya başlamak, yetersizlik hissini ortadan kaldırmak için önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Zaman daraldıkça telaşa kapılan öğrencinin stres seviyesi de yükseliyor. Bu durum, bildiğini unutma, odaklanma problemi, kafa karışıklığı gibi sonuçlar doğuruyor. Bu anlamda iyi bir planlama stresle mücadelenin altın kuralları arasında yer alıyor.

Uyku düzeni ve yemek düzeni sınav stresi ile mücadelede önemli diğer unsurlar arasında yer alıyor. Sınav kaygısı ile başa çıkabilmek için yeterli uyku ve dengeli beslenmeye ihtiyaç duyuluyor. Uyku problemleri, dikkat eksikliği, odaklanma problemi gibi sorunları beraberinde getirebiliyor. Dengeli beslenmenin ise mental sağlık üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu biliniyor.

Düzenli egzersiz yapmak stres ile mücadele için önemli bir başka yol olarak karşımıza çıkıyor. Fiziksel aktivitenin mental sağlığı olumlu etkilediği biliniyor. Düzenli egzersiz yapmak, anksiyete, depresyon, panik atak gibi rahatsızlıkların önüne geçilmesinde önemli bir rol oynuyor. Stres seviyesini kontrol etme noktasında da önemli bir işleve sahip olduğu biliniyor.

Düzenli Yapılan Nefes Egzersizleri ve Meditasyon Stresi Azaltıyor

Sınav stresi ile mücadeleyi kolaylaştıran diğer unsurlar nefes egzersizleri ve meditasyon olarak karşımıza çıkıyor. Nefes egzersizleri veya meditasyon yapmak kaygı seviyesini kontrol altında tutma konusunda yardımcı olabiliyor. Böylelikle sınav kaygısının azalması da söz konusu olabiliyor. Nefes egzersizleri, kan basıncını dengelemeye yardımcı oluyor. Düzenli yapılan nefes egzersizleri, sindirim sisteminin düzene girmesini ve iç organların daha sağlıklı çalışmasını sağlıyor. Bu nedenle özellikle sınav öncesi süreçlerde nefes egzersizi ve meditasyondan yardım alınabiliyor.

Sınava odaklanmak başarı için büyük bir önem taşıyor. Ancak; küçük molalara ihtiyaç duyulabileceğini de unutmamak gerekiyor. Bu anlamda ders dışı aktivitelere zaman ayırmak kaygıyla mücadeleye yardımcı olabiliyor. Bazen ara verip, nefes almak; sınava odaklanmayı da daha kolay hale getirebiliyor.

Sınav stresi ve mücadele yöntemleriyle ilgili detaylı bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Eğitim, kariyer ve psikolojiye dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Sınav stresinin öğrenciler üzerindeki fiziksel etkileri belki de psikolojik etkilerden çok daha fazladır. Çoğu öğrenci sınav anında ve sürecinde farkında olmadan bile bu fiziksel belirtileri gösterebiliyor. “Nedenini anlamadım ama çok heyecanlandım.” ,“Sanki o an oradaki ben değildim.” gibi cümleler öğrencilerden sık sık duyulanlardandır. Ancak aslında, sınavdan dolayı oluşan fiziksel sıkıntılar psikolojik nedenlerden ortaya çıkmaktadır. Bunları engellemenin tek yolu psikolojik yaklaşımı ve psikolojik sağlamlığı geliştirmektedir.

Hazırlık Süreci: Sınav Stresinin Öğrenciler Üzerindeki Fiziksel Etkileri

Sınav stresinin fiziksel etkileri sınava hazırlık sürecinde kendini göstermeye başlar. Aslında iyi bir gözlemci olan öğrenciler bu stresi sınav öncesinde fark ederek sınavda aksilik çıkmaması adına çalışmalar yapabilirler. Sınav stresini yoğun yaşayan öğrenciler hazırlık sürecinde uykusuzluk, çok yemek yeme ya da yeme içmeden kesilme davranışları gösterebilir. Özellikle sindirim sisteminin stresten sıklıkla etkilendiği gözlemlenmektedir. Kabızlık ya da ishal gibi problemler stresli dönemlerde kişinin metabolizmasının yapısına göre değişkenlik göstererek ortaya çıkabilir. Bunun dışında baş ağrıları mide bulantısı gibi belirtiler de sınav stresi doğrultusunda ortaya çıkabilen sıkıntılardandır. Kişinin kendini gözlemlemesi bu problemlerin stres kaynaklı olduğunu anlamasında oldukça önemlidir. İç görüsü yüksek bireyler bu problemlerin kökenini daha iyi anlayacaktır.

Sınav Günü: Sınav Stresinin Öğrenciler Üzerindeki Fiziksel Etkileri

Sınav gününde sınav stresinin fiziksel etkileri sınav sonucunu etkileyebilir. Sınav anında heyecanlanmak ellerin titremesine neden olabilir. Ellerin titremesi soruları çözerken kalemi aktif kullanmayı engelleyebilir ve odaklanmayı bozabilir. Kişi ellerinin titrediğini fark ettikçe daha da stres olarak kaygıdan kağıda odaklanamayabilir. Sınav anında yaşanan stresten dolayı terleme ve karın ağrısı gibi hastalık belirtileri yaşayan öğrenciler de bulunmaktadır. Hatta stresin ileri boyutunu yaşayan bazı öğrenciler sınav anında panik atak bile geçirmektedirler. Ayrıca bu tip stres unsurları dikkat dağıtıcı niteliktedir. Kişi hali hazırda stresliyken zihin akılda dönen stres unsurlarıyla oyalanmaktadır. Üstüne vücut sistemi stresle savaş halinde olduğu için belirtiler gösterirken sınav anında kalabilmek ve soruları sağlam kafayla çözmek zorlaşır.

Sınav Stresinin Fiziksel Etkileri için Öneriler

Sınav stresinin öğrenciler üzerindeki fiziksel etkileri stresi somut olarak anlamamız ve tanımlamamız açısından değerlidir. Aslında yaşanan krizi fırsata çevirmek adına fiziksel belirtiler bir şanstır. Öncelikle kişinin kendini gözlemlemesi daha önce yaşamadığı bazı durumları deneyimlediğini fark etmesi gerekir. Sınav öğrencileri kendilerine yönelme ve öz bakım konusunda sıkıntılar yaşayabiliyor. Özellikle önemli yerleştirme sınavlarına hazırlanan öğrenciler fiziksel ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp kendilerini olabildiğince çok çalışmaya verebiliyorlar.

Ancak stres metabolizmayla alakalıdır. Metabolizmayı sağlam tutmak da dinlenmekten, iyi beslenmekten ve eğlenmekten geçer. Bu üçlü konusunda dikkatli olmak adına günlük çalışma saatleri ve kendimizle ilgilenme saatleri planlı hale getirilebilir. Sınav stresinin fiziksel belirtilerine karşı farkındalık yaratarak günü yazmak, planlamak ve ihtiyaçlarımızı göz ardı etmemek faydalı olacaktır. Sınav öncesinde öz bakımı sağlamak,  düzenli uyku ve beslenmeyle strese karşı biyolojik bağışıklık kazanma psikolojik yıpranmaya da iyi gelecektir. Diğer bir yandan sınav anındaki strese karşı ekstrem tepkilerinin ortaya çıkmasında da engelleyici olacaktır.

Konu hakkında detaylı bilgi almak için aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Farklı konularda bilgi edinmek için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalına abone olabilirsiniz. 

Read More

Sınav stresi konusunda sıklıkla hormonlardan ve stres hormonuyla bağlantılı sempatik sinir sisteminden bahsedilir. Ancak sınav stresinin beynimizi de etkilediğini biliyor muydunuz? Denemelerde başarılıyken sınavda heyecandan yapamama ve beyninizin durduğunu hissediyorsanız bunlar yüksek ihtimalle sınava karşı yoğun stres beslediğiniz için yaşadıklarınızdır. Stres sonucunda beyinde de bir takım değişiklikler olduğu bilim insanları tarafından gözlemlenmiştir. Birçok öğrenci sınav anında kendini kontrol edemediğini, heyecanına yenik düştüğünü ve bu olanların elinde olmadığını söyler. Aslında doğru stres anı biyolojik farklılıklar oluşur ve stres beyinde kontrolsüz değişimlere yol açar.

Korku ve Endişe Arasındaki Fark

Son yapılan araştırmalara göre stresin korkudan farklı olduğuyla ilgili bazı kanıtlar bulunmuştur. Vücudumuzda iki duygunun farklı etkiler yarattığı gözlemlenmiştir. Dolayısıyla sınav stresi söz konusu olduğunda da bu farkı göz ardı etmemek gerekir. Korku bir tehlike altındayken o an hissedilen durumdur. Ancak endişe gelecekte olacaklardan endişe duymaktır. Yani o anda yaşanan bir tehlike söz konusu değildir. Sınav stresi üzerinden düşünürsek sınav anındaki kaygımız bile korku değil endişedir. Çünkü genellikle sınav stresine sahip olan öğrenciler sınavın kendisinden değil sınavın sonucundan endişelenirler.

Korku durumunda biyolojik olarak sempatik sinir sistemimiz çalışır ve bunun getirdiği bazı sonuçlar ortaya çıkar. Örneğin kalp atışlarımız artar, “Kaç, savaş ya da don.” refleksi için vücut kendini hazırlar. Beynin bazı bölümleri tepki vermek adına aktifleşir. Ancak sınav stresi 

anındaki endişe durumunda bundan farklı olarak beynin bazı bölümlerinin daha da fazla aktive olduğu gözlemlenmiştir. Beyindeki hafıza ve bilgi işlem için aktive olan bölümler endişe durumunda korku durumundan daha fazla tetikleniyor.  İşte tam da bu yüzden sınavda bildiğimizi unutuyormuşuz gibi hissediyoruz çünkü beynimizin hafıza ve bilgi taşıma fonksiyonlarında sıkıntılar meydana geliyor.

Sınav Stresi: Endişeyi Azaltma

Sınav stresi için endişeyi azaltmak adına psikolojik düşüncelerimizi değiştirmenin yanı sıra biyolojik ve fiziksel durumumuzu düzeltmek de faydalı olacaktır. Bu durum için beyinde oluşan ve hareketlerimize yansıyan problemlerden yola çıkabiliriz. Hafızamız stres durumunda etkilendiği için hafızayı olumlu yönde etkileyecek aktiviteler yapılabilir. Örneğin stres durumunda uyku düzenimiz etkilenir. Uykunun hafıza için önemi araştırmalar tarafından da bulunmuştur. Sınav stresine kapıldığınızı fark ettiğiniz an uyku düzeninizi düzeltmek iyi bir fikir olacaktır. Stres yine biyolojik etkilerinden dolayı rutinimizin bozulmasına neden olur. Endişeden yeme, içme düzenimiz de etkilenir. Yeme, içme düzenini sağlamak insana böyle durumlarda zor gelebilir. İştahımız kaçtığı için yemek yemek içimizden gelmez. Yeme içme düzenini düzeltmek adına spor yapmaya başlamak iştahınızı açacaktır.

Konu hakkında destek almak için Aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji ile ilgili konularda bilgilendirici videolara ulaşmak için Aba Psikoloji YouTube kanalını takip edebilirsiniz. Farklı konularda bilgilendirici videolara ulaşmak için Doç. Dr. Gamze Sart’ın YouTube kanalını ziyaret edebilirsiniz.

Read More