Sınava hazırlık döneminde öğrencilerimiz için neler yapıyoruz? Öğrencilerimize nasıl destek veriyoruz? Eğitim ve kariyer noktasında nasıl bir yönlendirme sağlıyoruz? Yaşadığımız yüzyılda eğitim ve kariyer seçimi yapmak birçok öğrenci için zorlayıcı olabiliyor. Çünkü oyunun kuralları sürekli değişiyor. Bu durum üzerinde teknolojik gelişmelerin büyük bir etkisi olduğu biliniyor. Elbette öğrencilerin önünde çok fazla farklı seçenek bulunması da kafa karışıklığına neden olabiliyor. Süreç planlı bir şekilde yürütülmediği zaman olumsuz durumlarla karşılaşmak söz konusu olabiliyor. Çünkü kariyer planlama sürecinin birçok farklı dinamiği bulunuyor. Bu anlamda; atılacak her bir adımın doğru planlanması önem taşıyor. Bu süreçte stratejik davranabilmek önemli bir noktayı oluşturuyor.
Sınava hazırlık döneminin öncesinde öğrencinin hangi alana yönelik bir hazırlık yapacağını belirlemek gerekiyor. Elbette bu noktada; öğrencinin ilgi alanları ve becerileri belirleyici rol oynuyor. aba Psikoloji sürecin ilk adımlarından biri olan bu noktada devreye giriyor. Öğrencilerin ilgi alanlarının tespit edilebilmesi için stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarına başvuruluyor. Bu noktada tek bir test yaparak karar vermek yeterli olmuyor. En az 5 farklı test uygulayarak ve elde edilen verileri değerlendirerek bir sonuca varmak gerekiyor. Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarının güncelliği de önem taşıyor. Sürecin doğru yürütülebilmesi ve değerlendirilebilmesi uzmanlık istiyor. Bu noktada doğru kariyer danışmanlarıyla çalışmak önem taşıyor.
Sınava Hazırlık Dönemi Nasıl Yürütülmeli?
Öğrencilerin ilgi alanları ve yeteneklerinin tespit edilmesini ülke, okul ve bölüm seçimi süreci izliyor. Bu süreçte son derece dikkatli davranmak gerekiyor. Her üniversitenin farklı alanlarda uzmanlaştığını bilerek hareket etmek gerekiyor. Aynı zamanda kimi alanlar için bazı ülkelerin de daha ön planda olduğu görülebiliyor. Örneğin; moda tasarımı eğitimi almak isteyen bir öğrenci için İtalya uygun bir seçim olabiliyor. Benzer şekilde; Mühendislik eğitimi almak isteyen bir öğrenciyi Hollanda üniversitelerine yönlendirmek doğru bir karar olabiliyor. Bu noktada; üniversitelerin isimlerine ve popülerliğine odaklanmak yerine niteliklerini dikkate almak gerekiyor. Aksi halde dünyanın en iyi üniversitelerinden kabul alıp mutsuz olmak söz konusu olabiliyor.
Sınava hazırlık dönemi öncesinde bölüm seçimi yaparken geleceği öngörebilmek de önem taşıyor. Bir mezunun 40 – 60 yıl değer üretebileceği düşünülerek dünyanın o günkü konumunu öngörebilmek gerekiyor. Yani planlama sürecini yalnızca üniversiteye kabul alma noktasına kadar yapmak doğru bir yaklaşım olmuyor. 40 – 60 yıllık süreci planlayabilmek gerekiyor. Bu noktada; kariyer danışmanlığı alınması kesinlikle tavsiye ediliyor. aba Psikoloji’nin uzman kadrosu dünyanın bugünkü ve gelecekteki konumunu değerlendirerek gerekli yönlendirmeleri yapıyor. Dünyanın sosyo – ekonomik durumu, toplumsal gelişmeler ve problemler, teknolojinin varacağı noktalar bu süreçte değerlendiriliyor. Öğrencinin yeteneklerine ve beklentilerine en uygun okul, bölüm ve ülke seçimini yapması sağlanıyor.
Sınava Hazırlık Döneminde Nelere Dikkat Edilmeli?
Yurt dışı eğitim söz konusu olduğunda hangi sınavların alınması gerektiği de önem taşıyor. Üniversiteler için kimi sınavlar ve diploma programları daha fazla ön plana çıkıyor. SAT sınavları bu sınavların en önemlilerinden biri olarak biliniyor. Bu sınav öğrencilerin yalnızca akademik yeterliliğini ortaya çıkartmıyor. Aynı zamanda eleştirel düşünme, analiz gibi becerileri hakkında da ipuçları veriyor. Bu anlamda üniversiteler SAT sınavının mutlaka alınmasını talep ediyor.
Diploma programlarında ise AP ve IB programları ön plana çıkıyor. AP programının daha avantajlı olduğu kabul ediliyor. Çünkü AP programı daha fazla ülke tarafından kabul görüyor. Aynı zamanda AP programı veren liselerde okumayan öğrenciler de sınavları alabiliyor. Bu da akademik yeterliliği belgelendirmenin en önemli adımlarından biri oluyor. Elbette hem SAT hem de AP için sınava hazırlık dönemini titizlikle yürütmek gerekiyor.
Dil yeterliliği önem taşıyan bir başka konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada ise IELTS ve TOEFL sınavlarının alınması bekleniyor. Üniversiteler çoğunlukla her iki sınavı da kabul ediyor. Ancak bazı üniversiteler için bir sınav daha fazla ön plana çıkabiliyor. Bu noktada seçimi üniversitelerin başvuru şartlarını inceleyerek yapmak gerekiyor.
aba Psikoloji’nin tüm bu sınavlara hazırlık sürecinde öğrencileri desteklediği biliniyor. aba Academy bünyesinde sınavlara yönelik dersler yürütülüyor. aba Academy uzman kadrosu ile öğrencileri, en doğru öğrenme yöntemi ile destekliyor. Her öğrenci için farklı bir planlama ve çalışma sistemi uygulanıyor. Böylelikle her öğrenci kendine en uygun öğrenme biçimi ve öğrenme hızı ile sınava hazırlık yapma fırsatı bulabiliyor.
Sınavlara Psikolojik Olarak Hazırlanmak
Sınav süreçleri öncesinde akademik hazırlık kadar psikolojik hazırlık da önem taşıyor. Kariyer seçimi ve sınav dönemlerinde öğrencilerin sınav stresi gibi olumsuz durumlarla da mücadele etmesi gerekebiliyor. aba Psikoloji’de öğrenciler bu noktada da destek alabiliyorlar. Hatta bu destek öğrencilerle sınırlı kalmıyor. Aileler ve öğrencinin içinde bulunduğu ekosisteme yönelik çalışmalar da yürütülüyor. Motivasyonun artırılması ve stresin minimize edilmesine yönelik çalışmalar yürütülüyor. Bu sayede öğrencilerin başarı oranının artırılması sağlanabiliyor.
Kısacası öğrenciler aba Psikoloji tarafından hem psikolojik hem akademik olarak destekleniyor. Sınav alımları ve yerleştirmeleri konusunda uygun şekilde yönlendiriliyorlar. Okul, bölüm ve ülke seçimi konusunda yardım alabiliyorlar. İlgi ve yeteneklerin tespitinden sınavlara, stajlardan istihdam süreçlerine kadar her aşamada öğrenciler destekleniyor.
Posttravmatik stres bozukluğu uzun yıllar sürebilen ve ciddi işgücü kaybına yol açabilen bir hastalıktır. Travmatik yaşantılar, bir insanın kendisinin veya başkalarının hayatını ve güvenliğini tehdit eden tehlikeli, korkunç durumlardır. Savaş, doğal afet, patlamalar, saldırılar, taciz, tecavüz, kaza ve benzeri olaylar travma sonrası stres bozukluğu nedeni olabilir. Trvma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşamak için bizzat travmatik olayın içerisinde yer almak gerekmez.
Şahit olmak da kişilerin travmatize olmasına neden olabilmektedir. Medya, basın yayın kaynakları da bireylerin travmatik olaylara filtresiz şekilde maruz kalmasına neden olabilmektedir. Özellikle çocuklar ve ergenler bu içeriklere kontrolsüzce maruz kalmaktadır.
Peki Travma nedir? kimler travma sonrası stres bozukluğu yaşar? Hangi belirtilerle kendini gösterir? Posttravmatik stres bozukluğu tedavi edilebilir mi? Hangi tedavi yöntemleri etkilidir? Ve daha fazla sorunun yanıtına yazının devamında ulaşabilirsiniz.
Travma Nedir? Hangi Durumlar Travma Kapsamındadır?
Ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen, dehşet, kaygı ve panik yaratan olaylara travmatik olaylar denilmektedir. Travma mağdurlarında yoğun çaresizlik duygusu hakim hale gelir. Rutin yaşam içerisinde pek çoğumuz üzüntü, keder, çaresizlik, kaygı ve stres hissederiz. Ancak bunlar sonucunda pek çoğumuz travmatize olmayız. Aynı şekilde travmatik olaylara maruz kalmak veya şahit olmak da her zaman herkeste travma yaratmaz.
Travmalar doğa kaynaklı ve insan kaynaklı olmak üzere ikiye ayrılır. Her ne kadar bu tarz bir ayrım yapılmış olsa da tüm travmalar insan kaynaklıdır. Deprem değil, bilinçsiz yapılaşma ve güvensiz yapılar insan öldürür. Aynı şey diğer doğal olayları için de geçerlidir. Yanlış ve yetersiz yapılaşmalar insanların hayati risk içeren afetler deneyimlemesine neden olmaktadır.
Heyelan oluşabilecek, çığ düşebilecek ya da yanardağ patlaması olabilecek bir alanda yapılaşmak gibi. Dolayısıyla doğanın öldürdüğü insan yoktur, insan ihmali, bilinçsiz yapılaşma ve kalitesiz malzeme sonucu ölüm vardır. Doğal afetlerin yol açtığı insan faktörlü travmaların yanı sıra bir de direk insan tarafından yaratılan travmalar vardır. Tecavüz, savaş, terör, işkence, dayak, ensest, trafik kazası, kimyasal kirlenme gibi.
Posttravmatik stres bozukluğu olaydan 1 ay sonra veya daha uzun süreler sonra belirti vermeye başlar. Daha erken belirtiler ise akut stres bozukluğu denmektedir. DSM V’e göre kurban aşağıdaki bir veya fazla şekilde ölüm, ölüm tehdidi, ciddi yaralanma veya cinsel saldırıya maruz kalan kişidir;
Doğrudan travma ile karşılaşma,
Başkalarının başına gelenlere tanık olma,
Travmatik olayların aile bireyleri veya yakın bir kişinin başına geldiğini öğrenme,
Ekstrem travmatik olaylar ve detaylarına sürekli maruz kalmak, (mesleği gereği olabilir; asker, jandarma, polis, doktor gibi. Bu kişiler de travmatize olabilir ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyabilirler.)
Posttravmatik Stres Bozukluğu Nedir ve Nasıl Gelişir?
Travma sonrası stres bozukluğu olaydan 1 ay sonra veya daha uzun süreler sonra belirti vermeye başlar. Daha erken belirtilere ise akut stres bozukluğu denmektedir. Daha öncede belirttiğimiz gibi her travmatik olay ve deneyim herkeste aynı etkiyi yaratmaz. Yapılan araştırmalar bir kişinin travmatize olması için bazı bireysel özelliklerin devreye girdiğini göstermektedir.
Bunlar arasında bireyin hayatında boyunca yaşadığı stresli deneyimler, yaşadığı travmaların miktarı ve ciddiyeti yer alır. Ayrıca kişilik özellikleri, ailede anksiyete ve depresyon öyküsünün olması da travma riskini artırmaktadır. Bunların yanı sıra beynin ve vücudunun strese yanıt olarak saldığı kimyasallar ve hormonları düzenleme şekli neden olabilmektedir.
Posttravmatik stres bozukluğu sıklıkla cinsel şiddet, fiziksel istismar, saldırıya maruz kalma, kazalar, savaş ve silah tehdidi ile gelişir. Ayrıca gasp, adam kaçırma, uçak kazası ve terör de neden olabilmektedir. Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri kişinin yaşam kalitesini son derece düşürmektedir. Eğitim ve/veya profesyonel kariyer zedelenmekte, aile içi ve sosyal ilişkiler zarar görmektedir.
Ayrıca travma sonrası stres bozukluğu beraberinde anksiyete, depresyon, OKB, alkol, madde kullanımı riskleri de artmaktadır. Travmadan hemen sonra bireye psikolojik ilk yardım uygulanması travma sonrası stres bozukluğu görülme riskini azaltmaktadır. Yargılamamak, güven vermek ve temel ihtiyaçlarını karşılamak psikolojik ilk yardım sunacak kişinin birincil görevleridir. Tıpkı tıbbi ilk yardım gibi psikolojik ilk yardım desteği de bilgili kişiler tarafından sunulmalıdır.
Posttravmatik Stres Bozukluğu Hangi Belirtilerle Kendini Gösterir?
Travma sonrası stres bozukluğunu belirtileri olaydan aylar sonra veya yıllar sonra dahi görülebilir. Kişi travma sonrası yeniden yaşama (hatırlama), kaçınma, bastırma, ruh halinde ani değişimler, fiziksel tepkilerle kendini belli edebilir. Kişi olayı tekrar tekrar yaşıyormuş gibi büyük tepkiler verebilir. Uyku problemleri görülebilir. Rüyada olayı yeniden yaşama söz konusu olduğunda uykuya direnç gelişebilir.
Beklenmedik anda gelen dokunma, seslenme gibi durumlara kişi kontrolsüzce aşırı tepki verebilir, kendini korumaya alabilir. Kaçınma belirtilerinde ise olayın gerçekleştiği ortamdan uzak durma , olayı hatırlatacak kişilerle görüşmeme sayılabilir. Posttravmatik stres bozukluğu sonrası kişi hatırlatıcı etkisi olacak mekan, kişi, eşya benzeri her şeyden uzaklaşabilir. Kimi zaman ise kaçınma davranışı tamamen zihinsel bir kaçınmaya yöneliktir. Örneğin kişi olay üzerine düşünmekten, konuşmaktan kaçınabilir.
Depresif belirtiler görülebilir, anksiyete artabilir. İçe kapanma, sosyal ortamlardan ve etkinliklerden uzak durma görülebilir. Özbakım azalabilir veya temizliğe aşırı önem verilebilir. Aşırı alkol kullanımı, riskli araç kullanımı, riskli deneyimler, madde kullanımı ve benzeri davranışlar görülebilir.
Posttravmatik Stres Bozukluğu ve Tedavi Süreci
Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi fark edildiğinde hızla tedaviye başvurulması gereken bir hastalıktır. Kişinin yaşam kalitesini düşürmekte ve ikincil hastalıkların gelişimine zemin hazırlamaktadır Tedavi sürecinde psikoterapi öncelikli yöntemdir. Ancak ihtiyaç duyulması halinde ilaç tedavisi de uygulanmaktadır. Bu tedavi yöntemlerini birleştirmek, semptomlarla başa çıkma becerisini geliştirir. Bireyin kendisi, başkaları, gelecek ve dünya hakkında daha iyi düşünmesine katkı sağlar.
Belirtiler herhangi bir tetikleyici sonucunda yeniden açığa çıkabilir. Böyle bir ihtiyale karşılık psikoterapi ile bireye bireysel baş etme yolları öğretilir. Anksiyete, Okb, depresyon, özgüven eksikliği gibi psikolojik sorunların açığa çıkmasını önler. Psikoterapi teknikleri arasında Bilişsel davranışçı terapi ve EMDR tedaviden verimli sonuçlar alınmasını desteklemektedir. Ayrıca çocuklarda oyun terapileri de işlevseldir.
Posttravmatik stres bozukluğu yaşıyor veya benzer şikayetler hissediyorsanız mutlaka profesyonel destek almalısınız. Aba psikoloji olarak danışanlarımızın psikolojik sorunlarıyla ilgileniyoruz. Psikolojik faktörlerin yol açtığı akademik ve profesyonel başarı kayıplarını da tölare etmeye çalışıyoruz. Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Gevşeme teknikleri denildiğinde sıklıkla akla gelen fiziksel egzersizlerdir. Ancak zihnimizin de gevşemeye ihtiyacı vardır. Gevşemek için hem fiziksel hem de zihinsel egzersizlerden faydalanmak alınacak verimi de artırmaktadır. Nefes egzersizleri, telkinler, meditasyon teknikleri ve pilates, yoga gevşemeyi kolaylaştırmaktadır. Bu tekniklerle ilgili sayısız kurs ve yanı sıra sosyal medya içerikleri bulmak da mümkün artık.
Pandemi sürecinde hepimiz çoğunlukla vaktimizi evde geçirdik. Kaygı uyandıran haberler, bulaşma veya bulaştırma endişesi, sosyal mesafe hepimizi gerginleştirdi. Rutinlerimiz bozuldu, sevdiklerimizle aramıza fiziksel mesafeler girdi. Hastalandık, sevdiklerimiz hastalandı ve kayıplar da verdik. Üstelik pandemi belli bir kitleyi değil hepimizi derinden etkiledi. Çocuklardan yaşlılara dek herkes bu süreçte yıprandı. Dolayısıyla hepimizin gevşeme teknikleri hakkında bilgi edinmeye ihtiyacı oluştu.
Evden çalışanlar, ev ve iş dengesini kuramayanlar, uzaktan eğitim, tüm aile bireyleri bir arada yaşamak ve çalışmak zorlayıcı oldu. Kimimiz için uzaktan sağlıklı iletişim kurabilmeyi alışmak zordu. Kimimiz çok daha kolay benimsedi. Kimimiz, özellikle de sağlık ve hizmet sektörü çalışanları alanda hizmet vermeye devam etti. Onlar ve aileleri için bu süreç daha da zordu.
Kronik hastalar, yalnız yaşayanlar, bağışıklığı düşük olanlar, hamileler ve daha pek çoğumuz için zorlu bir dönemdi. Dolayısıyla bu dönemde kaygılarımız arttı, panik atak, anksiyete, depresyon, sosyal fobi, aile içi iletişim sorunları artış gösterdi. Özellikle çocuklarda ve ergenlerde öfke nöbetleri görülmeye başladı. Bu dönem hepimiz için farklı farklı zorluklar içerse de hepimizin ortak ihtiyacı gevşeme teknikleri uygulamayı öğrenebilmekti.
Peki nasıl gevşeyebiliriz? Hangi teknikleri daha etkin kullanılıyor? Gevşemeyi bilmek ve aktif kullanmak nasıl faydalar sağlıyor? Ve daha fazlası yazımızın devamında yer almaktadır.
Gevşeme Teknikleri Nelerdir?
Doğru nefes almak bilinen en kolay ve etkili gevşeme egzersizlerinden biridir. Stres, kaygı, korku, panik anlarında veya fiziksel ve zihinsel olarak yorgunken rahatlamak için kullanılabilir. Uykuya geçişi kolaylaştırır. Daha olumlu ve yapıcı düşünmeyi, çözüm odaklı ve yaratıcı olmayı kolaylaştırır. Doğru nefes aynı zamanda diksiyon için de faydalıdır.
Özellikle performans kaygısı olan, topluluk içinde konuşurken heyecanlanan ve heyecanı sesine yansıyan kişilerde nefes çok rahatlatıcıdır. Nefesin doğru kullanımı konuşurken yorulmaması, sesteki çatallaşmaları ve kesilmeleri önler. Nefesin yanı sıra imgeleme ve progresif kas gevşetme egzersizleri de faydalıdır. Şimdi sırasıyla günlük yaşamınızda kullanabileceğiniz gevşeme teknikleri için örnek verelim;
4-7-8 Nefes Tekniği
4-7-8 nefes çalışmasını kaygınızın artığını fark ettiğinizde, stresli veya öfkeliyken, odaklanmakta zorlandığınızda kullanabilirsiniz. Uykuya geçişi ve kaliteli uyumayı da kolaylaştırmaktadır. Sınav kaygısı, sosyal kaygı, panik atak gibi durumlarda da kişinin rahatlamasını ve anda kalmasını kolaylaştırmaktadır. Tekniğin bir kısa bir de tam versiyonu var. 4-7-8 egzersizini yapmakta zorlananlar başlangıçta kısa versiyonu kullanabilirler. Ancak kısa versiyon uygulanırken oran bozulmamalıdır.
2-3,5-4 olacak şekilde uygulanmalıdır. Bir diğer önemli noktada başlangıçta 4 tekrardan fazla yapılmamasıdır. Bunu ilk birkaç kez yaptıktan sonra kişi baş dönmesi hissedebilir. Bu nedenle, baş dönmesini veya düşmeyi önlemek için bu tekniğin otururken veya yatarken denenmesi önerilir. Alışkanlık kazandıkça ve baş dönmeleri geçtikçe tekrar sayıları artırılabilir.
Gün içerisinde peş peşe olmamak koşuluyla egzersiz başlangıçta 2 defa yapılabilir. Uyanınca ve uyumadan önce gün içerisinde herhangi bir saat ve yatmadan önce gibi olabilir. Gevşeme teknikleri içerisinde 4-7-8 egzersizi özel bir alana, ekipmana veya bedensel bir efora ihtiyaç duyulmadan kolayca yapılabilir. Peki egzersizi nasıl yapacağız?
Ciğerlerinizi boşaltın
4 saniye boyunca burundan derince nefes alın
Nefesi 7 saniye boyunca tutun
8 saniye boyunca ağzınızdan kuvvetli bir şekilde nefes verin, dudakları aralayın ve “vızıltı” sesi çıkarın
Döngüyü 4 defaya kadar tekrarlayın
4-7-8 tekniği aynı zamanda migren ataklarının azaltılmasında, ağrı hissinin giderilmesinde, hipertansiyonun düzeltilmesinde etkilidir.
İmgeleme Tekniği
Gevşeme teknikleri arasında kullanılabilecek bir diğer etkili yöntem de imgeleme tekniğidir. İmgeleme bir diğer adıyla zihinsel canlandırma yani hayal etmedir. Olumsuz imgeler zihinsel, duygusal ve fiziksel olarak olumsuz etkilenmemize neden olur. Örneğin iş yerinde önemli bir sunum yapacaksınız veya ders içerisinde tahtaya çıkacaksınız. Performans öncesinde zihninizdeki imgeler başarısız olacağınıza yönelik olabilir. Dilim sürçecek, kekeleyeceğim, hata yapacağım, herkes bana gülecek gibi.
Bu olumsuz imge ve düşünceler kaygınızı artırır, bu durum beden dilinize, performansınıza da etki eder. Oysa başarısız değil de başarılı olacağınızı imgeleseniz bu durum duygu, düşünce, davranışlarınızı olumlu yönde etkiler. “Çok iyi hazırlandım, çıkıp elimden gelenin en iyisini yapacağım. Sorular gelecek ve bildiklerimi yanıtlayacağım. Bilmediklerimi not alıp toplantı sonrasında bilgi paylaşacağım. Bu benim işimin bir parçası.
Ve ben işini iyi yapan bir çalışanım.” Beynimiz tamamen düşüncülerimizde yola çıkarak duygusal tepkiler yaratma yeteneğine sahiptir. İmgesel gevşeme teknikleri ise bu durumu avantaja çevirir. Bu tekniği uygularken sessiz bir alana geçiş rahat bir pozisyonda, gözlerinizi kapatarak hayal edebilirsiniz. Doğru nefes almaya yani diyafram nefesini kullanmaya özen gösterin. İmgelemeyi olabildiğince detaylı yapın ve olumsuz unsurlardan arındırın.
Örneğin bir ormanda yürüyüş yaptığınızı hayal edin. Teninize değen rüzgarı, ağaçların kokusunu hissetmeye çalışın. Kuşların sesini, ağaçların hışırtısını duyduğunuzu hayal edin. Yani imgelediğiniz görsel nereye aitse orayı tüm duyularınızla hissetmeye odaklanın. Sesi var mı, kokusu, tadı, nasıl bir dokusu var, sıcak mı, soğuk mu, pürüzlü mü? Tüm bunları imgeleyin. Sahildesiniz, güneşin sıcaklığını, kumun veya çakılların ayağınızda bıraktığı dokuyu hissedin.
Denizin kıyıya vuran sesini, etrafta mutlu insanların seslerini dinleyin. Denizin kokusunu duymaya çalışın. Ferahlamak için bir şeyler yiyor, içiyorsunuz veya deniz suyunun tadı var damağınızda, tatları almaya çalışın. İşte oldukça başarılı bir imgeleme. Şimdi Nasıl hissediyorsunuz?
Güvenli Alan Egzersizi Gevşeme Teknikleri İçerisinde Mutlaka Yer Almalı
Güvenli alan egzersizi ile imgeleme oldukça benzerdir. Teknik aynı şekilde yani tüm duyular harekete geçirilecek şekilde bir imgeleme yapılarak kullanılır. Fakat imgeleme tekniğinde istediğiniz yer ve durumu imgeliyorken güvenli alanda bir yere odaklanırsınız. Bu yer size güven veren, kendinizi iyi hissettiğiniz yerdir.
Kulağınıza bir kulaklık alın, aşağıdaki müziğin sırayla sağ ve sol kulağınıza ritmik bir şekilde geldiğini duyun
Gözlerinizi kapatın.
Kendinizi rahat ve güvende hissettiğiniz bir yer hayal edin. Bu yer daha önce gittiğiniz, bildiğiniz bir yer olabileceği gibi hayali bir yer de olabilir. Önemli olan kendinizi rahat hissedeceğiniz bir yer olması.
Güvenli yerinizi gözünüzün önüne getirin ve orada olduğunuzu düşünün. Burası sizin güvenli ve özel yeriniz. Orada olmasını istediğiniz her şeyi orada hayal edebilirsiniz. Kendinizi orada görebiliyor musun?
Çevrenize bakın. Neler görüyorsunuz? Ayrıntılara bakın ve o ayrıntıların neden orada olduğunu düşünün. Gevşeme teknikleri doğru nefes kullanarak çok daha rahat uygulanır.
Yavaş yavaş yürüyün ve etrafınızdakileri fark edin. Neye benziyorlar ve size ne hissettiriyorlar?
Neler duyabiliyorsunuz? Yüzünüzde güneş ılıklığını, rüzgarın değmesini vb. hissedebiliyor musunuz?
Nasıl bir koku alıyorsunuz?
Dilerseniz yalnız olabilirsiniz bu yerde, dilerseniz yanınıza birini davet edebilirsiniz. Yanınıza birini isterseniz, çok sevdiğiniz birinin ya da bir kahramanın güvenli yerinizde sizinle birlikte olduğunu hayal edin. Bu kişi size her türlü yardımı yapabilecek, sizi koruyabilecek güçlü biri. Onunla birlikte güvenli yerinizde dolaştığınızı hayal edin.
Hayalinizde etrafınıza tekrar iyice bakın.
Hayalinizdeki bu yere bir isim verin.
Güvenli ve rahat ortamınızı yavaşça keşfederken, rahatlama hissinin keyfini çıkarın. Hazır olduğunuzda, gözlerinizi yavaşça açın ve şimdiye dönün.
Gevşeme teknikleri içerisinde her zaman burası sizin güvenli yeriniz olacak. Mutlu ve rahat hissetmek istediğiniz zamanlarda burada olduğunuzu hayal edin. Daha sonra kendinizi gergin ve kaygılı hissettiğiniz durumlarda bu yeri ve ona verdiğiniz ismi tekrar hayal ederek kendinizi rahatlatabilirsiniz.
Progresif Kas Gevşetme Tekniği
Bu teknik Dr. Edmund Jacobson tarafından geliştirilmiş sistematik bir tekniktir. Strese bağlı gelişen kas ağrılarının giderilmesi, uyku kalitesinin artırılması, tansiyonun düzenlenmesi amacıyla kullanılır. Baş ağrılarının giderilmesinde, kaygı ve stresle başa çıkılmasında oldukça etkili bir yöntemdir. Kas spazmlarının giderilmesinde işlevseldir.
Tekniğe başlamadan önce rahat edebileceğiniz bir sandalye veya koltuğa oturun. Dilerseniz başlarda uzanır pozisyonda da yapabilirsiniz. Böylece doğru nefes almanız da kolaylaşır. Gevşeme teknikleri uygulanırken nefesi doğru kullanmak tekniğin verimliliğini artırmak için oldukça önemlidir.
Gözlerinizi kapatın.
Kendinizi rahat ve güvende hissettiğiniz bir yer hayal edin. Bu yer daha önce gittiğiniz, bildiğiniz bir yer olabileceği gibi hayali bir yer de olabilir. Önemli olan bu yerde kendinizi rahat hissediyor olmanızdır.
Seçtiğiniz bu yer sizin güvenli yeriniz olacak. Şimdi kendinizi bu hayali yerin tam içerisinde hissedin. Orada olmasını istediğiniz her şeyi orada hayal edebilirsiniz. Kendinizi de orada görmeye çalışın.
Çevrenize bakın. Neler görüyorsunuz? Ayrıntılara bakın ve o ayrıntıların neden orada olduğunu düşünün. Ayrıntıların ve var olan her şeyin size kendinizi iyi hissettirdiğinden emin olun. İyi hissettirmeyen her şeyi oradan gönderin.
Etrafınıza bakın, bulunduğunuz yerde neler var, kimler var? Yakınınızda ve uzağınızda olan şeyleri gözlerinizle izleyin.
Yavaş yavaş yürüyün ve etrafınızdakileri fark edin. Neye benziyorlar ve size ne hissettiriyorlar?
Neler duyabiliyorsunuz? Nasıl bir koku alıyorsunuz? Herhangi bir tat alabiliyor musunuz?
Gevşeme teknikleri içerisinde güvenli yer uygulaması yaparken dilerseniz bu imgeleme başkasını da dahil edebilirsiniz. Dilerseniz yalnız da olabilirsiniz. Seçtiğiniz bu kişi size her türlü yardımı yapabilir, sizi koruyabilir, kendinizi güvende hissetmenizi sağlayabilir. Bu kişi bir arkadaş, aile bireyi, kahraman veya rol model olabilir. Eğer böyle bir eşlikçiniz varsa güvenli yerinizde onunla birlikte dolaştığınızı hayal edin.
Hayalinizdeki bu yere bir isim verin.
Güvenli ve rahat ortamınızı yavaşça keşfederken, rahatlama hissinin keyfini çıkarın. Hazır olduğunuzda, gözlerinizi yavaşça açın ve şimdiye dönün.
Artık burası sizin güvenli alanınız. Ne zaman ihtiyaç duysanız kolayca bu alana ulaşabilirsiniz. Şimdi nasıl hissediyorsunuz?
Gevşeme Teknikleri Dışında Ne Yapabiliriz?
Gevşeme egzersizleri pratik kazanıldığında çok hızlı ve rahat uygulanabilir hale gelir. Uygulama ve odaklanma süreniz kısalır. Böylece ihtiyaç halinde çok kısa sürede güvenli alana ulaşıp rahatlayabilirsiniz. Kaygınız yükseldiğinde, panik atak anlarında, odaklanamadığınızda, korktuğunuzda ve daha pek çok olumsuz duygu, durumda kullanabilirsiniz.
Günlük yorgunluğunuzu atmak, anda kalmak ve yaşam kalitenizi artırmak için de gevşeme egzersizlerinden faydalanılır. Herkes ve her yaştan birey, gebeler de dahil egzersizleri kullanabilir.
Gevşeme teknikleri dışında yaşadığınız sıkıntılarla başa çıkmak için profesyonel danışmanlık da alabilirsiniz. Psikolojik destek ve/veya profesyonel kariyer danışmanlığı edinebilirsiniz. Psikolojik destek bireysel iyi oluşunuzu destekleyecektir. Kariyer danışmanlığı ise kaygı, stres, öfke ve benzeri nedenlerle oluşan performans sonuçlarının iyileştirilmesine yardımcı olur. Detaylı bilgi için Aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz.
Nefes egzersizleri düzenli ve yeterli şekilde yapıldığında stresle baş etmeyi, kaygıyı azaltmayı ve daha sağlıklı düşünmeyi kolaylaştırıyor. Egzersizler doğru yapıldığında fiziksel yakınmalarda ve psikolojik rahatsızlıkların semptomlarında da azalmalar görülüyor. Kronik yorgunluk, baş ağrısı, migren, strese bağlı kas ağrıları gibi fiziksel yakınmalar düşüyor. Uyku bozuklukları, kaygı, stres, öfke, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde de oldukça olumlu sonuçlar alınabiliyor.
Nefesin doğru kullanımı spordan sanata pek çok alanda işlevselliği ve verimliliği artırıyor. Egzersizler etkili konuşma ve diksiyondan, vücudu dengede tutmaya, sesi doğru kullanmaya ve sakinleşmeye yardım ediyor. Ses sanatçıları, sporcular, tiyatrocular, spikerler, komedyenler, seslendirme sanatçıları, eğitmenler doğru nefes egzersizleriyle mesleki verimliliği artırıyor.
Öğrencilerin katıldığı sınav sayısı ve sınavların önemi yıldan yıla artıyor. İyi bir lise eğitimi için girilen LGS veya hayallerindeki üniversite için hazırlandıkları YKS gibi. Yurtdışı eğitim hayali olanlar veya İngilizce yeterliliklerini ispat etmek isteyenler için TOEFL, AP, IB sınavları var. Dolayısıyla özellikle ortaokul itibariyle öğrencilerin sınav maratonu başlıyor. Bu maratonda rekabet oldukça yüksek.
Rekabet kadar okulların beklentilerini karşılamak da kolay değil. Üstelik sınava hazırlanmak kadar doğru seçimleri yapmak da önemli. Çünkü sınava hazırlık süreci sadece girilen sınavdan başarılı olmayı gerektirmiyor. Aynı zamanda bir ömür boyu sürdürülecek mesleğin de seçilmesi ve bu meslek için en iyi eğitimleri veren okulların hedeflenmesi gerekiyor.
Bu karar çoğunlukla lise yıllarında veriliyor gibi görünse de aslında doğru lisenin tercih edilmesi de kariyeri etkiliyor. Öğrencilerin sırtındaki yükse oldukça ağır. Okul başarısını artırmak ve sürdürmek, doğru seçimler yapmak, sınava hazırlanmak, yetişkinliğe hazırlanmak gibi sorumlulukları var. Yeterli aile ve okul desteği olmadığında veya öğrenci gerçekdışı beklentilere maruz kaldığındaysa sınav stresi başlıyor.
Yazımızın devamında nefes egzersizlerine neden ihtiyaç duyarız? Nefes çalışmaları nasıl yapılır? sınava hazırlanırken nefes çalışmalarının sağladığı avantajlar nelerdir? Sınav stresinden kurtulmak için hangi nefes çalışmaları denenebilir? Bulabilirsiniz.
Nefes Egzersizlerine Neden İhtiyacımız Var?
Dünyaya geldiğimizde yaptığımız ilk eylem nefes almaktır. Kimse bir bebeğe nasıl nefes alması gerektiğini öğretmez. Bebek nefes alma eylemini içgüdüsel olarak doğru yapar. Bebek burundan aldığı nefesle karnını şişirir, işte bu nefes doğru nefestir. Ancak büyüdükçe yaşam ortamımız, çevremiz değişir, gelişir ve davranışlarımızda da değişiklikler gerçekleşir.
Çevremizdeki stres faktörleri, büyük şehirlerdeki yaşam koşulları, kirli hava gibi faktörler doğal nefesin unutulmasını tetikler. Zaman içerisinde burundan alınan nefes yerini ağızdan alınan kısa nefeslere bırakır. Dolayısıyla nefesin biyoritmi bozulur. Hatalı nefes sonucu akciğerler tam performansla çalışmaz ve kan damarları daralır. Kan damarlarının daralması sonucu kandaki oksijen azalır. Kandaki yetersiz oksijen organlara ve beyne yeterli oksijenin taşınamamasına neden olur.
Yetersiz oksijen sonucu sempatik sistem uyarılır ve tehlike varmışçasına savaş/kaç sistemi devreye girer. Bu da nabzı yükseltir, terleme artar, göz bebekleri büyür, ağız kurur, fiziksel gerginlik açığa çıkar. Ayrıca beden yeterince dinlenemez, kronik yorgunluk, baş ağrısı, sindirim bozuklukları açığa çıkar. Uyku bozuklukları da görülmeye başlar. Bu nedenle büyüdükçe unuttuğumuz sağlıklı ve doğal nefes akışının yeniden öğrenilmesi gerekmektedir.
Nefes egzersizleri de bireylerin doğru nefesi öğrenmesini desteklemektedir. Şu an basit bir kontrolle doğru nefes alıp alamadığınızı kontrol edebilirsiniz. Nefesinize odaklandığınızda ağzınızdan mı burnunuzdan mı nefes alıyorsunuz? Nefes alırken karnınız mı şişiyor yoksa göğüsünüz mü? Otururken veya bir işle meşgul olurken, fiziksel efor harcarken de bu şekilde mi nefes alıyorsunuz?
Kısa bir kontrolle nefes alışkanlığınızı değerlendirebilirsiniz. Doğru nefes burundan alınmalı ve nefes karnın şişmesini sağlamalıdır.
Sınav Stresini Yenmek için Nefes Egzersizleri Nasıl Yapılır?
Nefes çalışmalarının nasıl yapıldığını öğrenene kadar disiplinli ve düzenli tekrarlar yapmak gerekiyor. Böylece hem egzersiz rutini kazanılmış oluyor hem de vücut doğru nefes kullanımını öğrenmiş ve bunu talep eder hale geliyor. Hangi nefes çalışmalarının sizin için uygun ve faydalı olduğunu bulmaksa deneme yanılma yoluyla tespit ediliyor.
Nefes egzersizi yaparken özel bir alana veya ekipman kullanmaya ihtiyaç duyulmuyor. Dilediğiniz yerde, dilediğiniz zaman nefes çalışması yapabilirsiniz. Nefes egzersizlerinden verim alabilmeniz için yeterli oksijenin olduğu ve dikkatinizi dağıtacak faktörlerin olmadığı ortamları tercih edebilirsiniz. Sabah yataktan kalkar kalkmaz, gece uyumadan önce, işe veya okula gitmek için evden çıkmadan önce yapabilirsiniz. Sadece ev ortamında da yapmak zorunda değilsiniz.
İş yerinizde, okulda, kursta, sosyal bir etkinlik arasında, parkta, bahçede, deniz kenarında da yapabilirsiniz. Herhangi mekan sınırlaması bulunmadan nerede ihtiyaç duyuyor ve daha çok verim alacağınızı düşünüyorsanız orada yapabilirsiniz.
Yeterli pratiği ve alışkanlığı kazandığınızda stresli ortamlarda ve kaygı veren deneyimlerden önce de yapabilirsiniz. Sınava katılmak da pek çok öğrenci için stresli ve kaygı uyandıran bir deneyimdir. Deneme sınavları dahi öğrencilerin stres ve kaygıyla baş etmelerini zorlaştırabilmektedir. Pek çok psikolojik danışman ise stres ve kaygıyla baş etmede nefes egzersizlerini kullanır. Egzersizleri yaparken ayakta, oturur veya uzanır pozisyonda olabilirsiniz.
Dik pozisyonda olmak nefes çalışmasının daha rahat yapılabilmesini sağlamaktadır. Nefes alırken yavaş, sakin ve telaşsız olmak, nefesler arasında duraksamak gerekmektedir. Yoga ve pilates gibi egzersizlerde de nefes çalışmaları yapılmaktadır. Böylece duruş ve hareketlerin verimliliği artmaktadır. Meditasyonda da nefes egzersizine yer verilmektedir.
Sınav dönemlerine ek olarak önemli bir sunum, mülakat, konuşma veya sahne deneyimi öncesinde de kullanabilirsiniz. Nefes çalışmaları sosyal anksiyete, sahne korkusu, performans kaygısı gibi pek çok problemin tedavisinde de kullanılmaktadır.
Sınava hazırlık süreci çoğu öğrenci için zorlu bir dönemdir. Öğrenciler bu dönemde hem başarılı olmayı arzular hem de çevrelerinin kendileriyle ilgili beklentilerini gerçekleştirmeye çalışırlar. Özellikle performanslarını ölçen deneme sınavlarına girerken asıl sınavı prova eder ve benzer stres belirtileri gösterirler. Stres belli bir düzeyde başarıyı desteklemektedir. Ancak stres üzerindeki özdenetim kaybedildikçe performans sonuçları da düşmeye başlar.
Stres, odaklanmayı ve dikkati sürdürmeyi zorlaştırır ve olumsuz düşüncelerin açığa çıkmasına neden olur. Bu da okuduğunu anlamayı zorlaştırır. Basit okuma ve işlem hataları nedeniyle hatalı soru oranları yükselir. Zaman yönetimi zorlaşır. Stres giderek artarak kişinin tüm işlevselliğini bozar ve sınav üzerinde oto kontrol kazanmak zorlaşır. Nefes egzersizlerini düzenli olarak uygulamak ise öğrencinin sınav anında elini güçlendirir.
Nefes çalışmaları yapan öğrenci sınav anında çok daha kolay egzersiz pozisyonuna geçebilir. Çok daha kolay odaklanır ve sakinleşir. Terleme, yükselen nabız, solunumdaki bozukluklar, zihindeki karmaşa normal seviyelere iner. Öğrenci yeniden gücün ve kontrolün kendisinde olduğunu fark ederek sorulara geri döner. Zamanı daha verimli kullanır, hata olasılıklarını minimuma indirir.
Zamanı verimli kullandığı için zorlandığı veya emin olamadığı sorulara sınav sonunda tekrar geri dönebilir. Nefes egzersizi sayesinde zihne gelen olumsuz düşüncelerle de daha kolay başa çıkabilir. Böylece fiziksel semptomlar sağlıklı düzeye inerken, bilişsel ve duygusal çalkantı da kontrol altına alınmış olur.
Sınav Stresinden Kurtulmak için Hangi Nefes Egzersizleri Yapılabilir
Sınava hazırlık sürecinde ve sınav esnasında uygulanabilecek pek çok nefes çalışması bulunmaktadır. Ancak burada doğru egzersizlerin belirlenmesi kişisel beklenti ve tercihlere göre değişiklik göstermektedir. Egzersize ayrılmak istenen süre, egzersizin türü ve kişinin aldığı verim seçimleri belirlemektedir. Sınava hazırlık sürecinde aşağıda paylaşacağımız nefes tekniklerinden sizin için uygun olanı tercih edebilirsiniz.
Düzenli olarak bir egzersizi yapabileceğiniz gibi birden fazla egzersiz üzerinde de çalışabilirsiniz.
4-7-8 Nefes Egzersizi
En sık kullanılan ve etkili sonuçlar alınan nefes egzersizlerinden biri 4-7-8 egzersizidir. Diğer bir adıyla rahatlatıcı nefes egzersizi olarak da bilinmektedir. Bu egzersizi yaparken aşağıdaki adımları uygulamanız beklenmektedir.
Dilinizi üst dişlerinizin arkasına yerleştirin. Nefes egzersizi boyunca diliniz orada kalmalı.
Ağzınızdan vızıltı sesi çıkararak nefes verin.
Ağzınızı kapatın. İçinizden 4’e kadar sayarak burnunuzdan nefes alın.
7 saniye boyunca nefesinizi tutun.
8’e kadar sayarak ağzınızdan vızıltı sesi çıkararak nefesinizi boşaltın.
Adımları uyguladığınızda bir nefes döngüsünü tamamlamış olacaksınız. Bu uygulamayı peş peşe 4 kereden fazla yapmamalısınız. Egzersizi öğrenirken gün içerisinde iki farklı zamanda egzersizi uygulayabilirsiniz. Zamanla vücudunuzun da müsaade ettiği ölçüde egzersiz sayısını artırabilirsiniz.
Kelebek Uçurma Nefes Egzersizi
Bu egzersizi yaparken rahat olacağınız bir pozisyon almalısınız. Tüm nefes egzersizlerinde olduğu gibi omurganızı dik tutmanız egzersizden alacağınız verimi artıracaktır. Sessiz, sakin bir ortam odaklanmanıza destek olur. Gözlerinizi kapatıp elinize bir kelebek konduğunu hayal edin. Onu incitmek istemiyor ama uçmasına da yardımcı olmak istiyorsunuz. Nasıl yardım edebilirsiniz? Derin bir nefes alıp aldığınız bu güçlü nefesi hızlıca kelebeğe üfleyerek mi?
Muhtemelen bu kararınız kelebeğin zarar görmesine neden olacaktır. Bunun yerine burnunuzdan 7 saniyede alacağınız nefesi 6 saniye sürecek şekilde ağzınızdan bırakmanız gerekiyor. Nefes verirken sakin ve nazikçe vermelisiniz. Tıpkı avucunuzdaki bir kelebeğin uçmasına yardımcı olmak için usulca nefesinizi üflemeniz gibi. Günün her saati ve istediğiniz sıklıkta yapabilirsiniz. Ancak peş peşe 5 kereden fazla tekrar etmemelisiniz.
Sayarak Nefes Artırma Egzersizi
Bu egzersizi yaparken omurga düz ve baş hafifçe ileriye eğik olarak rahat bir pozisyonda oturulmalıdır. Gözlerin kapalı olması nefes egzersizlerine odaklanmayı kolaylaştıracaktır. Egzersize başlarken birkaç derin nefes alınır ve müdahale etmeden kendi ritminde geri verilir. Nefes alışverişinizde bir derinlik ve ritim kazandıktan sonra egzersiz aşamasına geçilir.
Nefesinizi kendi kendinize sayarak verin. İlk nefesi verirken “bir”, ikinci nefeste “iki”, “üç” şeklinde beşe kadar gidin.
Sonra yeni bir döngü başlatın, bir sonraki nefes verişinizde “bir” sayın.
“8”, “12”, hatta “19”a kadar çıktığınızda dikkatinizin de yükseldiğini fark edeceksiniz. Burada amaç nefesinize ve kaçıncı nefeste olduğunuza odaklanmanız. Bu çalışmayı 10 dakika boyunca sürdürün. Sınav sırasında çok daha kısa olacak şekilde uygulanmalı.
Ayrıca pandemi koşulları nedeniyle bu yıl da sınava maskeyle katılma zorunluluğu var. Sınav süresince maskenin sizi rahatsız etmesini ve dikkatinizi dağıtmasını istemezsiniz. Bugünden itibaren her gün maskeyle soru çözebilir, deneme yapabilir, günde 1 saat maskeyle çalışabilirsiniz. Böylece sınav gününü daha rahat geçirebilirsiniz. Nefes çalışmalarına henüz başlamadıysanız bugünden itibaren başlamanız sınava kadar rutin kazanmanızı sağlayacaktır.
Nefes Egzersizleri Stres ve Kaygı ile Başa Çıkmayı Kolaylaştırmıyorsa Profesyonel Destek Alabilirsiniz
Nefes çalışmaları düzenli olarak uyguladığınızda dikkat sürenizin uzadığını, fiziksel ve psikolojik yakınmalarınızın azaldığını fark edeceksiniz. Daha dinç uyanacak, geceleri daha kolay uyuyacaksınız. Bilgilerinizi hatırlamanız ve yeni bilgiler edinmeniz de kolaylaşacak. Stresinizi ve kaygınızı sağlıklı düzeylere indirmenize de çokça faydası olacak. Ancak kimi durumlarda sadece nefes egzersizlerini yapmak olumsuz düşüncelerle başa çıkmaya yeterli gelmeyebilir.
Düşünceleriniz üzerindeki otokontrolü yitirdiğinizde ise nefes çalışmalarıyla sakinleşmeniz zorlaşabilir. Eğer bir süredir bu önerilerimizi deniyor ama fayda alamıyorsanız profesyonel destek alabilirsiniz. Sınava sayılı haftalar varken kalan sürenizi verimli kullanarak bir uzmanla görüşebilirsiniz.
Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunuyor. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlıyoruz. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Nefes egzersizlerinin dışında da kaygılarınız üzerine çalışmak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Pandemi sürecinden sonra eğitim sistemindeki değişimler yeni sınav düzeninin oluşmasına yol açtı. Sınavlar online yapılmasa bile eğitimin çoğu okulda online ya da yarı online sürdürülmesi bazı değişikliklere sebebiyet verdi. Online dinlenilen derslerden öğrenilenlerle sınavlara hazırlanmak kadar maskelerle sınava girmek değişikliklere yol açtı. Bazı öğrenciler değişimlere kolayca uyum sağlarken kimisi bu konuda bazı uyum problemleri yaşayabilir. Bu uyum problemlerinin sınavlara yansımaması adına neler yapılabileceğini ve yeni düzene uyum sağlamak konusunda bazı yöntemleri blog yazımızda paylaşmak istedik.
Bireysel Çalışmaların Önemi
Yeni sınav düzeni bireysel çalışmaların önemini arttırdı. Yeni şartlarda öğretmenler ne kadar çabalasa da ders anlatmak daha zor hale geldi. Öğrencinin kendi iç motivasyonu ve bireysel çabası önem kazandı. Bu nedenle sınavlar için öğrencinin kendi iradesiyle çalışmalar yapması gerekir. Okul sınavları ya da üniversiteye, liseye geçiş sınavları fark etmeksizin öğrencilere düşen yük arttı. Uyum sağlamak adına her gün düzenli çalışabilmek, en azından işlenen konuları tekrar etmek faydalı olacaktır.
Sınav Anına Uyum Sağlama
Yeni sınav düzeninde çoğunlukla maskeliyken sınava girilmektedir. Bazı öğrencilerde bu bile bir endişe kaynağı olabilir. Özellikle astım gibi nefes almakta zorluk çekme problemleri olan öğrenciler maskeli içerde bulunmaktan daha fazla rahatsızlık duyabilirler. Astım benzeri rahatsızlıklara sahip olan kişilerin öğretmenleriyle konuşarak pencerenin yakınına otururlarsa daha faydalı olacaktır. Öğretmenler de bu tür sağlık problemlerini bilerek ona göre sınav ve sınıf düzeni oluştururlarsa dersler ve sınavlar daha verimli geçecektir. Herhangi bir nefes ya da kalple ilgili problemi olmayanlar sınav öncesi çeşitli nefes egzersizlerinden faydalanabilirler. Burundan 2’ye kadar sayarak nefes aldıktan sonra 4 sayıda nefesi vermek hem stresi azaltacaktır hem de nefesle beynin tazelenmesini sağlayacaktır. Beyine daha çok oksijen gittiği için zihin sınava hazır olacaktır. Bunun yanı sıra sınavda nefes alma problemlerine karşın da öncesinde bu basit nefes egzersizini yapmak etkili olacaktır.
Derslerde Yeni Sınav Düzeni
Sınavlar için derste öğrenilenler faydalıyken eğitim sistemindeki ve virüsün getirdiği global değişimler dersleri dinlemekte bazı zorlanmalara sebep oldu. Yeni sınav düzeninde dersleri dinleyebilmek öğrencilere zor gelmiş olabilir. Öğrencilerde odaklanma problemlerinin görülmesi yalnızca derslerde ve okullardaki değişimlerden kaynaklanmamaktadır. Aynı zamanda dünyadaki global değişim yalnızca öğrencilerin değil hepimizin hayat biçimindeki büyük farklılıklar yarattı. Bu nedenle günlük hayattaki değişimden kaynaklı isteksizliklerle beraber odaklanmakta zorlanmalar olabilir. Dolayısıyla sınavlara hazırlanma süreci de çoğu öğrenci için sıkıntılı geçebilir. Öğrencileri öğretmenlerin motive etmesi arada bir geleceğe dair umutlu konuşmalar yapması, geleceğe dair hayal kurmalarını sağlamaları çocukların heveslerini arttırarak odaklanmalarını kolaylaştıracaktır. Öğrencilerin odaklanamadıkları noktalarda kendilerini zorlamadan bireysel çalışmalara yönelmeleri onlara özgürlük alanı tanıyacaktır.