Kariyer yolculuğu, hayatın en önemli süreçlerinden biridir. Kişisel yeteneklerimizi, ilgi alanlarımızı ve hedeflerimizi doğru bir şekilde analiz etmek, bu yolculuğun başarılı olmasını sağlayabilir. Ancak kariyer planlaması ve bu süreçte alınan kararlar bazen karmaşık olabilir. İşte bu noktada, kariyer danışmanlığı devreye girer ve bireylerin yeteneklerini, ilgi alanlarını ve hedeflerini keşfetmelerine, yönlendirmelerine yardımcı olur. Özellikle kariyer danışmanlığına erken yaşlarda başlamak, uzun vadede başarıya ulaşmanın kilit noktalarından biridir. Peki, neden erken yaşta kariyer danışmanlığı almak bu kadar önemli?

1. Kendini Tanıma Sürecine Erken Başlamak

Erken yaşta kariyer danışmanlığı almak, bireylerin kendilerini daha iyi tanımalarını sağlar. Kariyer danışmanları, bireylerin ilgi alanlarını, yeteneklerini, güçlü ve zayıf yönlerini keşfetmelerine yardımcı olur. Bu erken keşif, gelecekte kariyer seçimlerinde daha bilinçli ve doğru kararlar vermeyi kolaylaştırır. Özellikle genç yaşta yapılan bu analizler, kariyer yolculuğunda sık yapılan hataların önüne geçer ve bireyin kendisiyle daha uyumlu bir meslek seçmesine olanak tanır.

2. Doğru Eğitim ve Meslek Seçimi

Erken yaşlarda kariyer danışmanlığı almak, bireyin doğru eğitim yollarını seçmesine yardımcı olur. Lise döneminde ya da üniversiteye başvuru aşamasında alınan danışmanlık, öğrencinin hangi bölümlerde başarılı olabileceğini, hangi mesleklerin gelecekte ihtiyaç duyulacağını analiz eder. Böylece, bireyler kendi yeteneklerine ve gelecekteki iş dünyasının gereksinimlerine en uygun meslek dallarına yönlendirilir. Bu da uzun vadede hem kariyer tatmini hem de iş güvencesi sağlar.

3. İş Dünyasına Hazırlık

Kariyer danışmanlığı sadece eğitim aşamasında değil, aynı zamanda iş dünyasına adım atarken de büyük bir öneme sahiptir. Danışmanlık, bireylere CV hazırlama, mülakat teknikleri, iş bulma stratejileri gibi konularda rehberlik eder. Erken yaşta alınan kariyer danışmanlığı, iş dünyasına geçişi daha sorunsuz ve planlı hale getirir. Birey, iş arama sürecine başladığında hangi adımları atması gerektiğini bilir ve bu süreci daha verimli bir şekilde yönetir.

4. Yeniden Yönlendirme ve Kariyer Değişiklikleri

Yaşam boyu kariyer gelişimi, zaman zaman yön değiştirmeyi veya yeniden plan yapmayı gerektirebilir. Özellikle iş dünyasındaki hızlı değişim, bazı bireylerin kariyer değişikliği yapmalarını kaçınılmaz hale getirebilir. Bu gibi durumlarda, kariyer danışmanlığı almak, bireyin yeni hedefler belirlemesine ve kendine en uygun yeni meslek alanını keşfetmesine yardımcı olur. Erken yaşta danışmanlık almak, bireyin kariyerinde herhangi bir değişiklik yapmak zorunda kaldığında bu süreci daha az sancılı geçirmesini sağlar.

5. Yaşam Boyu Kariyer Tatmini ve Mutluluk

Kariyer danışmanlığı, bireylerin yalnızca doğru mesleği seçmesine değil, aynı zamanda yaşam boyu süren bir kariyer tatmini elde etmesine de yardımcı olur. Erken yaşta yapılan doğru kariyer planlaması, bireylerin ilgi duydukları, yeteneklerini sergileyebildikleri ve kendilerini geliştirebildikleri bir meslek seçmelerini sağlar. Bu da uzun vadede iş tatminini artırır, kariyer stresini azaltır ve bireyin hem profesyonel hem de kişisel yaşamında daha mutlu olmasına katkıda bulunur.

6. Rekabetçi İş Dünyasında Avantaj Sağlar

Günümüz iş dünyası, rekabetin yoğun olduğu bir alan haline gelmiştir. Her geçen gün değişen sektör dinamikleri, teknolojik gelişmeler ve iş dünyasının beklentileri, bireylerin kendilerini sürekli geliştirmelerini gerektirir. Erken yaşta alınan kariyer danışmanlığı, bireylere bu rekabetçi ortamda nasıl öne çıkabileceklerini öğretir. Ayrıca, bireyler iş dünyasındaki gelişmelere daha çabuk adapte olur ve kariyer basamaklarını daha hızlı tırmanabilirler.

7. Zaman ve Enerji Tasarrufu

Yanlış kariyer seçimleri, zaman ve enerji kaybına neden olabilir. Erken yaşlarda alınan kariyer danışmanlığı, bireylerin kendilerine en uygun meslek yolunu belirlemelerine yardımcı olarak gereksiz deneme yanılmaların önüne geçer. Bu da hem zaman hem de enerji tasarrufu sağlar. Böylece, bireyler daha erken yaşlarda doğru bir kariyer yoluna girerek profesyonel yaşamlarında daha hızlı ilerleme kaydedebilirler.

 

Erken yaşta kariyer danışmanlığı almak, bireylerin kariyer yolculuklarında başarılı olmalarını sağlayan önemli bir adımdır. Kendini tanıma, doğru meslek ve eğitim seçimi, iş dünyasına hazırlık gibi süreçlerde kariyer danışmanları rehberlik sunarak bireylerin bilinçli ve doğru kararlar vermelerine yardımcı olur. Yaşam boyu kariyer tatmini ve profesyonel mutluluk için kariyer danışmanlığına erken başlamak, bireyin gelecekteki başarısının temellerini atar. Bu nedenle, kariyer yolculuğunuzun başında ya da herhangi bir döneminde profesyonel bir kariyer danışmanından destek almak, başarıya giden yolda önemli bir adım olabilir. SYYK (Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Testi) için bizimle iletişime geçin!

Read More

Yaşam boyu kariyer gelişimi için kariyer danışmanlığı neden önem taşıyor? Kariyer danışmanlığından faydalanmak, kariyer süreçlerini nasıl etkiliyor. Kariyer danışmanlığı, 21. yüzyılın en fazla ihtiyaç duyulacak alanlarından bir tanesi olarak görülüyor. Kariyer süreci yalnızca iş yaşamını kapsamıyor. Kariyer sözcüğü, Latincedeki; “currere” fiilinden türemiş bir sözcük olarak biliniyor ve koşmak anlamına geliyor. Bireyin genetik alt yapısının dahi kariyer süreçleri üzerinde etkisi olduğu biliniyor. Yani aslında doğumdan ölüme kadar uzanan süreç bir bütün olarak kariyer gelişimi üzerinde rol oynuyor.

Psikolojinin alt yapılarına bakıldığında, bireylerin 7 yıllık süreçlerde bir evinim geçirdiği görülüyor. Bunun 9 aylık süreci anne karnında geçiyor. Bebeklik ve çocukluk dönemi fiziksel gelişimin en iyi halini yansıtıyor. Bu süreci ergenlik dönemi izliyor. 21 yaş itibariyle, karar verme mekanizması ön plana çıkıyor. 28 yaş ve sonrası dönem genç yetişkinlik dönemi olarak ifade ediliyor. Genç yetişkinliği orta yaş ve ardından yaşlılık dönemi izliyor. Tüm bu süreçler yaşam boyu kariyer gelişimi için birer basamağı oluşturuyor. Kariyer süreçleri bu geçiş dönemlerinden etkileniyor. Bu nedenle kariyer sözcüğü koşmak fiilinden türüyor. Kariyer böyle bir yapı içinde değerlendiriliyor.

Kariyer diye tanımlanan süreç yaşam boyu öğrenmeyi kapsayan uzun bir dönemi içeriyor. Bu dönem içinde birey, mekansal anlamda ve zamansal anlamda bir akışa sahip oluyor. Dünyada bulunan her canlının bir yaşam döngüsü olduğu biliniyor. Bu yaşam döngüsü içerisinde her bireyin bir yaşam halkası bulunuyor. Bu anlamda, kariyer süreçleri ile ilgili değerlendirmeyi bu çerçeve içerisinde yapmak gerekiyor. Yani yalnızca iş hayatını kariyer kavramı içinde değerlendirmek doğru bir yaklaşım olmuyor. Bireyin aile ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri, duygusal ilişkilerini bütünsel olarak ele almak gerekiyor.

Yaşam Boyu Kariyer Gelişimi ve Kariyer Fırsatları

Bireyin kariyerinde fırsatların önemli bir yere sahip olduğu biliniyor. Bu kapsamda fiziksel fırsatlardan da söz etmek gerekiyor. Örneğin; uzun boylu bir bireyin basketbol alanında kariyer yapabilmesi fiziksel fırsatların sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bununla birlikte, maddi ve kültürel olanakların kariyer süreçleri üzerinde etkili olduğu görülebiliyor. Evinim süreçleri içerisinde bireylerin karakteri de oluşuyor. Karakter ve kişilik kısa bir süreç içerisinde ortaya çıkmıyor. Her dönem bireyin karakter oluşumu üzerinde rol oynuyor. Karakter sürekli ve dinamik bir biçimde gelişebiliyor. Yaşanan olumlu ve olumsuz süreçler bireylerin değerlerini, karakter yapılarını etkileyebiliyor. Yaşam boyu kariyer gelişimi de bu süreçlerin tamamıyla ilişkilendirilebiliyor.

Bireyin okullar, hastaneler, bankalar kurumlarla kurduğu ilişkiler kariyer sürecinin bir parçası oluyor. Benzer bir şekilde kullanılan ürün ve hizmetler bu ilişkiler çerçevesinde değerlendirilebiliyor. Kişisel gelişim kariyer süreçleri üzerinde önemli bir rol oynuyor. Bu anlamda bir diğer önemli unsur tanınmışlık olarak karşımıza çıkıyor. Bireyin kariyeri anlamında en önemli unsurlardan biri tanınmışlık olarak görülüyor. Bu durum yalnızca belirli bir dönemli değil bebeklikten yaşlılığa tüm dönemler için geçerli oluyor. Akıllı çocuk, inatçı keçi gibi tüm tabirle bu kapsamda değerlendirilebiliyor. Bu tanınırlık durumu, eğitim yaşamını, iş yaşamını da etkileyebiliyor.

Yaşam Boyu Kariyer Gelişimi ve Ekosistem İlişkisi

Birey, bulunduğu ekosistem içerisinde bir akış içinde hayatını sürdürüyor. Fiziksel, duygusal, entelektüel ve inanç bedenini oluştururken bu ekosistem bireyi etkiliyor. “Nature” olarak tabir edilen bireyin tabiatının dışında maruz kaldığı çevresel koşullar, bireyin kariyer gelişimini etkileyebiliyor. Ağrı’da yaşayan çocukların kayak yapmayı bilmeleri, deniz kenarında yaşayan bir gencin balık tutmayı bilmesi bundan kaynaklanıyor. Bulunduğu ekosistem bireyin becerileri, yatkınlıkları, kariyer süreçleri üzerinde rol oynuyor.

Bu akış içerisinde, bireyin ilgi alanlarını, becerilerini, yeteneklerini doğru tespit edebilmek önem taşıyor. Kariyer danışmanlığı, tam da bu noktada devreye giriyor. Kariyer rehberliği ile bireyin becerilerini şekillendirmek doğru alanlara yönlendirmek mümkün oluyor. Yaşam boyu kariyer gelişimi için doğru seçimler yapmak gerekiyor. Çünkü; kariyer planlama sürecinde yapılan seçimler tüm yaşamı etkileyebiliyor. Bu anlamda kariyer planlama sürecinde uzman yardımı almak kritik bir önem taşıyor.

Kariyer bir puzzle olarak düşünüldüğünde; eğitim hayatı, meslek hayatı, ilişkiler bu puzzleın parçalarını oluşturuyor. Doğru parçaları doğru noktalara yerleştirebilmek ve bir bütün oluşturabilmek kariyer söz konusu olduğunda uzmanlık istiyor. Bölüm seçiminden, üniversite seçimine, meslek seçimine tüm süreçlerde doğru bir yol haritası izlemek gerekiyor. Bu yol haritasını kariyer rehberliği ile çizmek yolda ilerlerken problemlerle karşılaşma ihtimalini en aza indiriyor. Bireyin, fark yaratabilmesi, değer üretebilmesi ancak bu şekilde sağlanabiliyor. Yaşadığımız yüzyılın sorunlarına çözüm bulabilen bireyler yetiştirebilmek için taşları doğru yerleştirmek gerekiyor. Geleceği kurgulamak, geleceği şekillendirmek, dünyayı daha yaşanır kılmak ancak böyle mümkün olabiliyor.

Yaşam boyu kariyer gelişimi hakkında bilgi almak için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Meslek seçimi yaparken hayatımızda verebileceğimiz en önemli kararlardan birini veriyoruz. Çünkü verdiğimiz bu karara göre eğitim hayatımızı, kariyerimiz, çevremizi ve ilişkilerimizi belirliyoruz. Yaşam standartlarımız, ortamımız, kültürümüz ve hatta tutumlarımız mesleğimize göre değişiyor ya da gelişiyor. Seçtiğimiz meslek gelecekteki 40-50 yılımıza etki ediyor. Dolayısıyla doğru seçim yapabilmek çok önemli.

Meslek seçimi yaptığımız yıllar ise bir bireyin yaşam döngüsü içerisindeki belki de en çalkantılı yıllar. Ergenlik dönemine denk gelen seçim sürecinde gencin üzerinde inanılmaz bir baskı açığa çıkıyor. Gençlerden bir yandan geleceği için doğru kararlar vermesi, bilinçli adımlar atması bekleniyor. Başka bir yandan kendini tanıması, ilgilerini, becerilerini fark etmesi isteniyor. Bunları yaparken ergenliğin getirdiği hormonal, ruhsal ve bedenler değişimlere de uyum sağlaması bekleniyor.

Hepsinden öte bu dönemde verimli ders çalışması, hedeflerine ulaşabilmek için sınava sıkı hazırlanması gerekiyor. Böylesi zorlu bir dönemden geçen genç gelecek kaygısı yaşayabiliyor. Bu zorlu dönemin üstesinden gelebilmek için gençler sosyal ve duygusal desteğe ihtiyaç duyuyor. Ailenin meslek seçimindeki rolü de tam olarak bu noktada devreye giriyor.

Gençlerin Gelecek Kaygısı Yaşamaması İçin Aileler Ne Yapmalı? Yazımızdan da meslek seçimi sürecinde faydalanabilirsiniz.

Çocuğunuz Meslek Seçimi Yaparken Kişilik Özellikleriyle Uyumlu Bir Meslek Seçmesine Fırsat Vermelisiniz

Kişilik özelliklerine göre meslek seçimi yapmak mesleki doyum, başarı ve mutluluk için oldukça önemlidir. Meslek seçimi yaparken çoğunlukla sınav başarısı, popüler meslekler ve mesleki kazanç dikkate alınır. Oysa meslekte başarıyla ilerlemek ve mutlu olabilmek için kişilik özellikleri, ilgi ve beceriler dikkate alınmalıdır.

Meslek seçimi kişiliğin bir ifadesidir. Dolayısıyla da bireyin kendisine uygun mesleği seçmeden önce kişiliği hakkında cevaplaması gereken pek çok soru vardır. Kişi bu sorulara uygun cevapları bulduğunda iş yaşamında mutlu olur. Meslek hayatındaki mutluluk kişisel yaşamda da huzur ve mutluluğu getirir.

Aile çocuğun kişilik gelişiminde oldukça etkilidir. Ailenin bu süreçteki rolü çocukluktan başlamalıdır. Aileler çocuklarının sağlıklı karakter gelişimine destek olmak için demokratik, destekleyici ve hoşgörülü ebeveyn tutumu sergilemelidir. Ayrıca aileler çocuklarını erken yaşlardan itibaren gözlemlemekte, her durum ve koşuldaki tepkilerini bilmektedir. Dolayısıyla çocuklarının karakteristik özelliklerini iyi tanımaktadırlar.

Aileler bu süreçte çocuklarına güçlü ve zayıf yönlerine yönelik geri bildirim verebilirler. Çocuğun kendi özelliklerini tanıması, zayıf yönlerini güçlendirmesi için profesyonel desteğe de başvurabilirler. Meslek seçimi sürecinde karakter analizi ile daha doğru bile tercih yapmaları desteklenebilir. Ayrıca aileler çocuklarının özgüven geliştirmesinde, özdenetim ve özdeğer kazanmalarında birincil rol modeldir.

Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazımızı meslek seçiminde kişilik özelliklerinin etkisini daha detaylı değerlendirmek için okuyabilirsiniz.

Çocuğunuz Meslek Seçimi Yaparken İlgi, Beceri ve Yetkinlikleriyle Uyumlu Mesleklere Yönelmesini Desteklemelisiniz

Doğru meslek seçimi yapabilmek için erken yaşlardan itibaren çocukların ilgi alanlarını keşfetmeleri desteklenmelidir. İlgi alanlarını keşfedebilmek büyük oranda ailenin bilinçli yönlendirme yapmasını gerektirir. Çünkü her çocuk belli yönelimlerle doğar.

Çocuk bu yönelimini oyuncaklarıyla nasıl oynadığından başlayarak gösterir. Okul hayatında ise bu ilgiler yeni öğrenmelerle birlikte daha da gelişebilir ya da tamamen körelebilir. Çocuklar ilgi alanları desteklendiğinde öğrenme sürecinden daha büyük keyif alır. Böylece daha yaratıcı ve üretken hale gelir. Hareketli çocuklar fiziksel egzersizlerle enerjilerini boşaltabilecekleri sporsal aktivitelere yönlendirilebilir.

Müzik ve danstan keyif alan çocuklar bale, dans ya da bir müzik aleti çalmayı öğrenmeye yönlendirilebilir. Taklitten hoşlanan bir çocuk tiyatroya, dramaya yönlendirilebilir. Konuşmayı seven bir çocuk sunucu, anlatıcı olarak rol alabilir. Ancak unutulmamalıdır ki ilgi alanlarını keşfetmek zaman alacaktır.

Örneğin spora yönlendirilmiş bir çocuğun hangi spor dalında ya da müziğe yönlendirilmiş bir öğrencinin hangi enstrümanda daha mutlu ve başarılı olacağını bulmak zaman alacaktır. Bu süreci maymun iştahlılık olarak değerlendirmemeli, çocuğun ilgi alanını keşfetmesine fırsat verilmelidir.

Çocukluktan itibaren ilgi alanları keşfedilen çocuklar yetişkin hayata geldiklerinde ilgileriyle uyumlu şekilde meslek seçimi yapabilmektedir. İlgi alanlarıyla örtüşen mesleklere yönelen bireyler kariyerlerinde çok daha başarılıdırlar. Daha mutlu işler üretir, üretirken keyif alır ve bu keyfi tüm yaşam alanlarına yayarlar. Gençlerin gelecek kaygısı yaşamamaları için aileler erken yaşlardan itibaren çocuklarının ilgilerini fark etmesi ve desteklemesi gerekir.

Çocuğun ilgi ve beceri alanları doğru tespit edildiğinde okul öncesi dönemden başlayarak performansında yükseliş olacaktır. Doğru yönlendirme sayesinde çocuk eğitim hayatında, meslek yaşamında ve sosyal ilişkilerde de daha başarılı olacaktır. Bu sayede çocuğun meslek seçimi yaparken ilgi ve beceri alanına göre seçim yapması kolaylaşacaktır. Bu seçim çocuğun mesleğinden keyif almasını, daha kaliteli işler ortaya çıkarmasını sağlayacaktır.

Çocukların ilgi ve beceri alanları keşfedildiğinde tüm hayatına etki edecek bir farkındalık kazanılmış olur. Eğer bu keşif sürecinde ebeveynler olarak zorlanıyor ya da tespitlerinizin doğruluğundan emin olamıyorsanız destek alabilirsiniz.

Meslek Seçimi Yaparken Çocuğunuzun Zeka Alanını da Mutlaka Göz Önünde Bulundurmalısınız

Aileler çocuklarının meslek seçiminde çoğunlukla kendi tecrübelerine ve zeka alanlarına göre seçim yaparlar. Aslında bu karar süreci çok daha erken lise döneminde alan seçimi yaparken başlar. Anne babalar kendi bilgi, beceri ve yetkinliklerine göre çocuklarının alan seçimine etki ederler. Bu yanlış bir tutumdur. Çünkü zekanın kalıtsal etkisi olsa da her bireyin baskın zeka alanı farklıdır.

Dolayısıyla sayısal zekaya sahip bir bireyin sözel zekaya sahip çocuğu olabilir. Aileler yanlış yönlendirme yapmamak için mutlaka çocuklarının baskın zeka alanını dikkate almalıdır. Meslek seçimi yaparken sıklıkla çoklu zeka kuramına göre mesleki yönlendirme yapılmaktadır. Çoklu zeka kuramı bireyin baskın zeka alanlarının belirlenmesinde elverişlidir. Ancak seçim yaparken sadece zeka alanının dikkate alınması da doğru bir seçim için yeterli olmayabilir.

Bireyin doğru mesleğe yönelebilmesi için ilgisinin, becerisinin, bilgisinin ve yeteneğinin o alana elverişli olması gerekir. Örneğin bir bireyin müzikal alana ilgisi olabilir, ancak bilgi ve yeteneği olmayabilir. Başka birinin müzikal alanda bilgi ve becerisi vardır ama ilgisi yoktur. Ya da müzikal alanda onu ileriye taşıyacak sözel zekası yeterli olmayabilir. Bu nedenle Meslek seçimi yaparken değerlendirme bu nedenle çok yönlü yapılmalıdır.

Çoklu zeka kuramına göre 8 farklı zeka alanı bulunmaktadır. Meslek seçimi yaparken Uzamsal, Kinestetik, Müziksel, Sözel, İçsel, Sosyal, Matematiksel, Doğasal Zeka alanlarından baskın olan dikkate alınarak seçim yapılmalıdır. Aileler çocuklarının zeka alanını belirlerken yine profesyonel destek alabilir ya da okul rehberlik biriminden yardım talep edebilirler.

Meslek Seçimi Önerileri: Çoklu Zeka Kuramı yazımızı da seçim sürecinde zeka alanına uygun mesleklerle ilgili bilgi almak için okuyabilirsiniz.

Meslek Seçimi Yaparken Zorluk Yaşayabilirsiniz Profesyonel Kariyer Danışmanlığı ile Çocuğunuzun Geleceğine Bilinçli Yatırım Yapabilirsiniz

Meslek seçimi söz konusu olduğunda ailenin rolünün ne derece büyük olduğu alan araştırmalarında görülmektedir. Ailenin seçim sürecinde yapıcı rol oynayabilmesi, çocuğunun geleceğine bilinçli yön verebilmesi için kariyer planlamasına hakim olması gerekir. Doğru yönlendirme için mesleklerin geleceğini, geleceğin mesleklerini bilmek, bölüm ve üniversiteleri tanımak gerekir. Bunların yanı sıra eğitim ve kariyer fırsatlarını da bilmek önemlidir.

İyi bir eğitim için çocuğun yurtiçi ve yurtdışı burs imkanı var mı araştırılmalıdır. Ayrıca üniversite eğitimi oldukça masraflıdır. Şehir, ülke değişikliği gerekecek mi, konaklama, ulaşım ve eğitim masrafları ne olacak hesaplanmalıdır. Aile çocuğun eğitimini finanse edebilecek güce sahip mi belirlenmeli, seçim sürecinde bütçe de dikkate alınmalıdır.

Aile çocuğunun karakterine, ilgi ve becerisine göre bir seçim yapmasına rehberlik etmelidir. Bu konuda zorluk yaşamak olağandır. Bu durumda aile mutlaka öğretmenden, rehberlik biriminden ya da profesyonel bir kaynaktan destek almalıdır. Aile meslek seçimi sürecinde çocuk için önemli bir duygusal kaynaktır. Ancak kimi zaman özellikle ergenlik döneminin etkisiyle ailelerle çocuklar arasında iletişim problemleri olabilmektedir.

Çocuklarınızla iletişim kurmakta zorlanıyor, akademik başarılarında iletişim ve yaklaşım modellerinizle olumsuz etkide bulunduğunuzu düşünüyorsanız psikolojik destek ve aile danışmanlığı alabilirsiniz. İhtiyacınız olan profesyonel destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Stratejik Yetenek Yönetimi ile çocuğunuzun kariyerini planlayabilir, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarını birlikte belirleyebiliriz. Meslek seçimi yaparken kariyer danışmanlığı almak gençlerin kendilerine, ailelerin ise çocuklarına verebileceği en değerli armağandır.

Read More

Kariyerinizde başarılı olmak için rakiplerinizden daha fazla mesleki bilgi ve tecrübe sahibi olmanız gerektiğini düşünebilirsiniz. Ancak kariyerinizde fark yaratmak ve başarılı olmak için mesleki bilginin dışında duygusal zeka gereklidir. Araştırmalar mantıksal zeka düzeyini (IQ) destekleyen duygusal zeka (EQ) düzeyi artıkça bireylerin başarılarının artığını desteklemektedir. Bu öngörü tüm meslekler için geçerli olmasa da insanla birebir etkileşimin gerektiği işlerde başarıyı etkileyen bir faktör haline gelmektedir. Hizmet, sağlık ve eğitim sektörü, öğretmenlik, liderlik, reklam ve pazarlama gibi çalışma alanlarında duygusal zekanın etkisinin belirgin hale geldiğini söyleyebiliriz.

Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Duygusal Zeka Nedir Öğrenelim

Shelton Skelton “Oğlum, bütün hayatını kolların ve ayakların belirlemeyecek. Hayatına asıl yön verecek olan beynin ve kalbindir. Bir şeyi gerçekten istiyorsan, bütün engelleri yenip ona ulaşabilirsin.” Sözüyle başarının tek ölçütünün mantıksal zeka olmadığını, mantıksal ve duygusal zekanın birbirini bütünlediğini söylüyor.

Goleman, 1995 yılında yayınlanan kitabında Duygusal zekaya yönelik yaptığım tanım ile Shelton Skelton’un sözleri birbirini destekliyor. Duygusal zeka; kişinin kendi duygularını anlaması, başkalarının duygularına empati geliştirmesi, ve kendi duygularını yaşamı zenginleştirecek biçimde düzenleyebilme becerisidir. Goleman ayrıca duygusal zekanın hislerin ne olduğunu bilmek ve hisleri kullanarak iyi kararlar verebilmek olduğunu söylüyor. Ayrıca başarılı olmak için IQ’nun önemi büyük olsa da duygusal zeka IQ’nun tamamlayıcısı ve güçlendiricisi rolünü üstleniyor. En basit anlatımıyla duyguların akılcı kullanılması anlamına geliyor.

Yüksek Duygusal Zeka Gelişmiş Kişisel ve Sosyal Yetkinliklere Sahip Olmayı Gerektirir

Kariyerinizde başarılı olmak için ayrıca duygusal zeka sahibi bireylerin sahip olduğu “kişisel yetkinlik” ve “sosyal yetkinlik” becerisine sahip olmalısınız. Warren Bennis “Kendinizi tanıyıp ifade etmek onu inkar etmekten çok daha kolaydır ve başarırsanız liderlikle ödüllendirilirsiniz.” diyor ve Albert Einstein “Coşku, zekadan daha önemlidir.” Diyerek duygularımız üzerinde etkili olan kişisel yetkinliklere vurgu yapıyor.

Kişisel yetkinlik ise bireyin kendi duygularını, güçlü ve zayıf yönlerini, sınırlarını bilmesi ve anlaması anlamına geliyor. Kişisel yetkinlik sahibi bireyler kendi kapasitelerini bildikleri için altından kalkamayacakları işlere girişmiyorlar. Giriştikleri işlerde ne kadar risk almaları gerektiğini ya da nerede yardıma gereksinim duyabileceklerini biliyorlar. Bu da onların başarılı yatırımlar yapmasını ve zararı ön gördüklerinde erken önlem alabilmesini sağlıyor. Kişisel yetkinlik sahibi bireyler, özgüvene de sahiptirler; bu anlamda kendilerine yöneltilen eleştirileri tehdit olarak değil, kendilerini geliştirme fırsatı olarak görürler.

Mark Kay “Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir.” Diyor ve Leonardo da Vinci “Engeller beni durduramaz, her bir engel kararlılığımı daha da güçlendirir.” Diyerek kişisel yetkinlik sahibi bireylerin duygu kontrollerinin yapıcı önemine adeta destek veriyor. Kişisel yetkinlik sahibi bireyler sahip oldukları olumlu ya da olumsuz duyguları yönetmeyi bilirler ve duygularını faydaya çevirirler. Bu yönü sayesinde duygusal zeka düzeyi yüksek biri başarısızlıkla karşılaştığında mantıklı ve soğukkanlı davranıp yapıcı çözümler üretebilir. Fiziksel, ekonomik, teknolojik ya da yönetimsel değişiklikler karşısında önyargısız durabilir ve kendini yeni duruma kısa sürede adapte edebilir.

Dolayısıyla Kariyerinizde başarılı olmak için kişisel ve sosyal yetkinliklerinizi geliştirmeye odaklanmanız gerekiyor. Sosyal yetkinlikler kişinin kendi duyguları üzerinde olduğu kadar karşısındakinin duygularını anlamada da yetkin hale gelmesini gerektiriyor. Sosyal yetkinliği olan bireyler başkalarının fikir ve duygularını anlıyor, tavırlarını onların ruhsal durumlarına göre düzenliyorlar. Özellikle ekip olarak çalışmayı gerektiren ya da açık ofis çalışılan iş alanlarında bu yetkinlik grup için değerli hale geliyor.

Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Duygusal Zeka Hakkında Daha Çok Bilgi Edinebilirsiniz

Duygusal zeka oluşumu kalıtımsal olduğu kadar çevresel faktörlerle de ilgilidir. Her birey dünyaya belli mizaç özellikleri ile gelir. Bu mizaç özelliklere öncelikle anne ve babanın sonrasında ise sosyal çevre içerisindeki diğer kişilerin verdiği ilgi ve tepkilere göre şekillenir. Bu çocuğun duygusal zeka gelişimidir. Yaşamın ilk yıllarından itibaren çevremizdeki diğerlerine duygusal mesajlar gönderir ve karşılığında duygusal cevaplar alırız. Bu mesajlara gelen duygusal cevapların üst üste tekrarı çocukların duygusal yapısını ve davranışlarını belirler. Çevreden gelen tepkiler ve mesajlarla oluşan beyindeki bağlantılar çocuğun geleceğini kalıcı olarak etkiler.

Kariyerinizde başarılı olmak için iyi bir duygusal çocukluk temeline sahip olmanız gerekir. İstenmeyen davranışa ailenin hoşgörülü ve cezadan uzak, sebep-sonuç ilişkisini anlatarak vereceği yapıcı tepki çocuğun özgüvenini geliştirecek, hatalarından ders almayı öğretecektir. Hataları nedeniyle cezalandırılan bir çocuk ise ceza almaktan korku duyacaktır. Hata yaparım endişesi ile girişimde bulunmayacak ve belki de hatalarını gizlemeye, örtbas etmeye çalışacaktır. Böyle olumsuz bir senaryoda duygusal zeka gelişmeyecek bireyin önceliği çok daha yaşamsal olan kendini koruma ihtiyacını gidermek olacaktır. Anne baba ve çocuklar arasında kurulan sıcak, güvenli ve kuvvetli bağ ile çocuklar duygularıyla baş edebilmeyi öğrenecektir.

Çocuklarının duygularını önemsemeyen ve duygusal ihtiyaçlarına karşılık vermeyen anne ve babalar, onların duygusal zekalarının yanı sıra zihinsel gelişmelerine engel olurlar. Aileleri tarafından önem verilmemiş, hayatlarına ilgi gösterilmemiş, sürekli eleştiriye maruz kalmış, anlaşılmamış ve ağır cezalar verilmiş çocuklarda duygusal zeka gelişmez. Aile içinde duygusal ihtiyaçlarına karşılık verilen, duyguları eleştiriye maruz kalmadan dinlenen çocuklar anne ve babalarına güven duyacaktır. Bu çocuklar duygu ve düşüncelerini daha kolay ifade edebilecek, kendilerini değerli hissedecek ve sevgi kazanmak için mükemmel olma ihtiyacı duymayacaktır.

Kariyerinizde başarılı olmak için erken yaşlardan itibaren sorumluluk almayı ve karar verebilmeyi öğrenmiş olmanız önemlidir. Yaşlarıyla uyumlu şekilde sorumluluk verilen ve kendisiyle ilgili konularda karar vermeye teşvik edilen çocuklarda zeka gelişimi daha iyidir. Kendilerini tanıyan çocuklar insanlarla olan ilişkilerinde kendilerini ifade edebilirler ve başkaları tarafından anlaşılmaları da kolay olur.

Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Duygusal Zeka Becerilerinizi Geliştirebilirsiniz

Duygusal zekanın artırılması doğuştan gelen özelliklere ve bu özelliklere çevrenin verdiği duygusal ve fiziksel mesajlara bağlı olsa da sonradan geliştirilebilir. Duygusal zekanın gelişmesinde anne baba ile kurulan güvenli ilişki, kullanılan ebeveyn stili, aile ortamı ve anne babanın karakteristik özellikleri önemlidir. Bunlar çocukluktan itibaren duygusal zeka için pozitif ya da negatif temel oluşturur. Anne babanın kendi duygularının farkında olması, empati yeteneği, değerleri, çevresel faktörlere ve olaylara yaklaşımı çocuğun duygusal gelişimi üzerinde etkilidir. Çünkü çocuklar ebeveynlerini model alma eğilimindedirler.

Kariyerinizde başarılı olmak için aşağıdaki adımlara yönelik farkındalık edinmeniz duygusal zeka becerilerinizi geliştirmenizde size destek olacaktır.

Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Önce Duygularınızın Farkına Varın

Duygusal zeka gelişimi için ilk önce bireyin duyguları üzerindeki farkındalığını geliştirmesi gerekir. Gün içerisinde gerek yaşadıklarımız gerek anımsadıklarımız ve karşılaştıklarımızla pek çok duygu yaşarız. Bu duyguların bir kısmı hoşumuza gitmeyen, yüzleşmek istemediğimiz duygular olabilir. Ve onlar üzerine düşünmeyip bastırmayı tercih edebiliriz. Ancak farkında olmadığımız ya da bastırmaya çalıştığımız duygular düşünce ve davranışlarımıza etki ederek verdiğimiz tepkilere yön verebilmektedir. Bu nedenle duygusal zeka gelişimi için bireysel olarak duygularımızın farkına varmamız gerekmektedir.

Duygularınızın Yönünü Belirleyen Düşüncelerinizdir, Düşüncelerinizi Tespit edin

William James “Benim kuşağımın yaptığı en büyük keşiflerden biri, insanın düşüncelerini değiştirerek yaşamını da değiştirebileceği gerçeğini bulmasıdır.” Diyerek düşüncelerin bireyin hayatındaki etkisini vurgulamıştır. Duygularımızın etkisi ile davranış ve tepkilerimizi düzenlediğimizi zannetsek de duygu ve davranışlarımız üzerindeki asıl etki düşüncelerimizin içeriğine aittir.

Örneğin; Öğretmeninin bir ödevle ilgili verdiği geri bildirim sonrası kırıklığa uğrayan bir öğrenciyi ele alalım. Ödevinde hatası olduğu için üzüntü duyuyor ve öğretmenine karşı kırıklık hissediyor olsun. Burada duygumuz üzüntü ve hayal kırıklığı. Ancak buradaki üzüntü ve hayal kırıklığı herkes için geçerli bir duygu değildir. Bir öğrenci için öğretmeninin vereceği geri bildirim gelişimi için değerlendirmesi gereken bir fırsat iken başka bir öğrenci için yıkıcı olabilir. Peki bu iki duygu arasındaki farklılığın nedeni nedir?

Hiç şüphesiz duygularımıza yön veren farkında olduğumuz ya da olmadığımız düşüncelerimizdir. Eğer geribildirim alırken öğrencinin zihninden geçen “öğretmenim ödevimi beğenmedi ve onun gözünde artık kusurlu biriyim” düşüncesi ise strese girecek üzülecektir. “Öğretmenim beni önemsiyor, eksiklerimi bulmamda bana yardım ediyor. Onun rehberliği ile çok daha başarılı olabileceğim” düşüncesi ise yapıcıdır. Böyle düşünen bir öğrenci hem kendisi hem öğretmeniyle ilgili olumlu duygular hissedecektir.

Kariyerinizde başarılı olmak için duygusal zeka becerilerinizi geliştirirken duygular kadar duygulara yön veren düşünceleri de tespit edebilmek gerekir. Duygularınızı fark etmekte ve altında yatan düşünceleri açığa çıkarmakta zorlanabilirsiniz. Bunu psikolojik destek alarak yönetmeniz çok daha kolay olacaktır.

Duygularınızın Etki Ettiği Davranışlarınızı Tespit Edin

Duygularımıza yön veren düşüncelerimizdir dedik. Ancak düşüncelerimizin yol açtığı duygular belli tepkiler vermemize ve davranışta bulunmamıza da neden olur. Bu davranışlar bazen pasifken bazen de eyleme dönük olabilir. Örneğin; öğretmeninden geribildirim alan öğrenci bu geribildirim sonunda kırıklığa uğrayarak ödevlerini yaparken heyecanını kaybedebilir, motivasyonu düşebilir ve ödev yapmayı reddedebilir. Ya da derse katılımı ve öğretmeni ile iletişimi azalabilir. Geribildirimi yapıcı alan öğrenci ise öğretmeninin desteğinden faydalanabilmek için ödevlerine daha çok asılabilir, öğretmenine kendi isteğiyle ödevlerini gösterip danışabilir. Derse katılımı artabilir.

Duygu ve düşüncelerimizin davranışlarımız üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Duygularınızın ve bu duygulara yol açan düşüncelerinizin farkına varmak davranışlarınızı düzenlemenize yardım eder. Duygu, düşünce ve davranışlarınıza odaklanarak yapacağınız öz farkındalık çalışmaları kendinizi geliştirmenize ve olduğunuz gibi kabul etmenize fayda sağlar.

Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Başkalarının Duygularını Fark Edin

Kariyerinizde başarılı olmak için kendi duygularınız üzerinde geçirdiğiniz bu farkındalık sürecini başkaları için de yapmaya çalışın. Objektif olarak çevrenizdeki insanların olaylara verdiği tepkilerin altında yatan nedenleri fark etmeye çalışın. Onlara karşı anlayış gösterin ve duygu, düşüncelerini yargılamadan dinlemeye çalışın. Onları dinlediğinizi, anlamaya çalıştığınızı hissettirin. Sözde değil gerçekten dikkatinizi ve zamanınızı ayırarak ilgi gösterin.

Kendi duygularınız ve başkalarının duyguları için yapacağınız bu farkındalık çalışmalarını tekrarlayın ve pratik yapın. Zamanla duygu, düşünce ve davranışlarınız üzerindeki hakimiyetiniz artacak. Başkalarına karşı empatiniz gelişecektir. Sosyal sorumluluk projelerine katılmak, duygu paylaşım gruplarında yer almak, psikodramaya başlamak ya da psikolojik destek almak da duygusal zeka gelişimi için yapılabilecek çalışmalardır.

Kariyerde elde edilecek başarı yaşamın pek çok alanına etki etmektedir. Aynı şekilde kariyerinizde yaşayacağınız başarısızlıklarda çok boyutlu mutsuzluklara neden olacaktır. Duygusal zeka gelişimi sadece kariyerinizde başarılı olmak için değil kişisel ve sosyal yaşamınızda da başarılı ve mutlu olmak için önemlidir. Duygularınız üzerinde hakimiyetiniz olmadığını hissediyor, ifade etmek ya da kontrol etmekte zorlanıyorsanız bizimle iletişime geçebilir, psikolojik destek alabilirsiniz.

Read More