Kariyer planlaması yaparken nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Hangi alanlar yükselişte? Hangi meslekler geleceğin meslekleri olarak görülüyor? Öğrenciler bölüm seçimi ve üniversite seçimi yaparken nelere dikkat etmeli? Dijital dönüşüm mesleklerin geleceğini nasıl etkiliyor?

Son dönemlerde alternatif enerji, yeşil teknoloji, data analizi gibi alanlarda önemli değişimler olduğu görülüyor. Dijital dönüşüm hemen her alanı etkisi altına alıyor. Elbette meslekler alanları da bu dönüşümden etkileniyor. Meslekler yeniden yapılanıyor, şekil değiştiriyor, değer kaybediyor ya da değer kazanıyor. Bu noktada; öğrencilerin gerek lisans gerek lisansüstü eğitim söz konusu olduğunda seçimlerini dikkatle yapmaları gerekiyor. Bu anlamda hem bölüm seçimi hem de üniversite seçimi yaparken iyi bir değerlendirmeye ihtiyaç duyuluyor.

Kariyer Planlaması Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Kariyer planı yaparken öncelikle doğru bir eğitim planlamasına ihtiyaç duyuluyor. Öğrencilerin tercih ettikleri bölümlerin hangi konumda olduğunun dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor. Aynı zamanda bölümlerin gelecekte hangi noktada olacağına bakılması önem taşıyor. Son dönemlerde blockchain gibi teknolojilerin ön planda yer aldığı görülüyor. Öğrencilerin yetkinliklerinin bu alanlarda yapılandırılması kariyer süreçleri için önemli bir avantaj sağlıyor.

Aynı zamanda tasarım alanının bir süredir yükselişte olan alanlar arasında yer aldığı görülüyor. Araştırmalara göre 13 insandan birinin tasarım becerilerine sahip olduğu biliniyor. Tasarım becerisine sahip olan öğrencilerin tespit edilerek doğru alanlara yönlendirilmesi önem taşıyor. Kariyer planlaması sürecini doğru ilgi alanları ve yatkınlıklar doğrultusunda yönetmek gerekiyor. Tasarım ve teknolojinin birleştiği alanların geleceğin meslekleri arasında önemli bir yere sahip olacağı öngörülüyor. Oyun teknolojileri bu alanlardan biri olarak kabul ediliyor.

Bilişim teknolojileri günümüzde dünyada en fazla alanı yönlendiren sektörlerden biri olarak kabul ediliyor. Bu anlamda, yapay zeka, data science ve makine öğrenmesinin çok önemli bir noktaya geldiği görülüyor. Bu durumun hem lisans hem de yüksek lisans düzeyinde geçerli olduğu biliniyor. Bu nedenle bu alanların çok dikkatle seçilmesi gerekiyor. Bununla birlikte; Analytics, Visual VR/AR gibi alanların da dijital dönüşümün etkisiyle değişime uğramaya başladığı görülüyor.

Dijital medya ve pazarlama öne planda yer alan bir başka alan olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde yükselişte olan ve gelecekte yükselişte olacak alanlar arasında yer alıyor. Oyun sektöründen, tıbbi araçlara kadar dijital medya ve pazarlamanın etkilerini görmek mümkün olabiliyor.

Kariyer Planlaması Sürecinde Ülke ve Okul Seçimi

Kariyer süreci planlanırken bölüm seçimi kadar ülke ve okul seçimi de önem taşıyor. Her ülke ya da her üniversitenin her alanda uzmanlaşması mümkün olamıyor. Dolayısıyla doğru bölümü, doğru ülke ve üniversitede okuyabilmek kritik noktalardan birini oluşturuyor. Özellikle temel bilimler alanında öğrencinin okul seçimi önem taşıyor. Yüksek lisans ve doktora tercihlerinin dikkatle yapılması gerekiyor.

Geleceğin meslekleri arasında dört büyük mühendislik alanı yer alıyor. Bu alanlar, elektrik elektronik, makine, inşaat ve kimya mühendisliği olarak sıralanıyor. Ancak; kimya mühendisliğinin bir bölümünün artık tıp alanına kaydığı ve bu alanda değerlendirilebileceği görülüyor. Bu dört alanı seçecek öğrencilerin dijital dönüşümü ve mesleklerin geleceğini değerlendirerek seçim yapması önem taşıyor. Bu alanlarda hangi üniversitelerin ön plana çıktığına ve hangi avantajları sunduğuna dikkatle bakılması gerekiyor.

Kariyer planlaması hakkında detaylı bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Eğitim, kariyer ve psikolojiye dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testleri ile üniversite kabullerinde başarıya ulaşmak mümkün olabiliyor. Öğrenci adaylarının üniversite, ülke ve bölüm seçimi yaparken doğru adımlar atmaları, başarıyı beraberinde getiriyor. Öğrenci adaylarının ihtiyaçlarına ve yeteneklerine cevap verebilecek üniversitelerde konumlanmaları önem taşıyor. Benzer bir durum kariyer sürecinin inşası için de geçerli oluyor. Doğru yol haritasını takip eden birey kariyer basamaklarını adım adım tırmanıyor. Bu süreçte kariyer danışmanlığı önemli bir rol oynuyor. Stratejik yetenek ve kariyer testleri doğru ilgi alanlarını tespit edilebilmesine olanak veriyor. Peki; bu süreç nasıl gerçekleşiyor? Stratejik yetenek nedir? Yetenek ve kariyer testleri neden bu kadar önem taşıyor?

Öncelikle, “Stratejik yetenek nedir?” sorusunu yanıtlayalım… Stratejik yetenek yönetimi, bireylerin yatkınlıklarının ve ilgi alanlarının tespit edilerek yönetilmesini ve yönlendirilebilmesini ifade ediyor. Böylelikle bireylerin yeteneklerini doğru noktada konumlandırabilmesi söz konusu oluyor. Bu durum hem bireyin gelişimi açısından önem taşıyor hem de kendini gerçekleştirmesine olanak sağlıyor. Performansını en üst düzeyde sergileyebilen bireyin değer üretebilmesi mümkün hale geliyor. aba Psikoloji, yetenek testi ve kariyer testi uygulamaları ile öğrencileri doğru alanlara yönlendirebilmeyi hedefliyor. Testlerin uygulanması ile yalnızca yetenek ve yatkınlıkların tespiti mümkün olmuyor. Aynı zamanda bireylerin eksiklerinin giderilmesi de sağlanabiliyor. Yetenekler güçlendirilebiliyor, beceriler geliştirilebiliyor. Peki; yetenek ve kariyer testi uygulaması ne şekilde yapılıyor?

Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Testi Nasıl Uygulanıyor?

Yetenek Testi ve Kariyer Testlerinin uygulanması noktasında farklı bir metodoloji izleniyor. Bu süreçte bireylere birden fazla psikolojik test uygulanıyor. Testlerden elde edilen veriler doğrultusunda her birey için özel bir planlama yapmak mümkün olabiliyor. Bu planlamalar; 3, 6 ve 12 aylık olarak yapılabiliyor. Bu kısa vadeli planlar ile gelecek 60 yıl için bir yol haritası çıkarılıyor.

Kariyer danışmanlığı bu noktada büyük bir rol oynuyor. Çünkü planlama yapılırken bireyin ilgi alanları ve yatkınlıklarının yanı sıra; geleceğe de bakmak gerekiyor. Önümüzdeki 60 yıllık süreçte, meslek alanlarının nasıl gelişeceği ve değişime uğrayacağının değerlendirilmesi gerekiyor. Sosyo-ekonomik, kültürel, teknolojik gelişmelerin dünyayı nereye götüreceğinin öngörülebilmesi önem taşıyor. Elbette bu tespitlerin yapılabilmesi uzman eliyle mümkün olabiliyor.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önem Taşıyor?

Stratejik yetenek ve kariyer testleri, bireylerin eğitim süreçleri boyunca verdikleri emeğin karşılığını almasına olanak veriyor. Doğru noktada konumlanan birey eğitim hayatı boyunca yükselen bir ivme ile ilerliyor. Doğru kariyer adımlarını izleyen birey meslek hayatında fark yaratabiliyor. Kariyerin yanlış kurgulanması bireyin yalnızca iş ya da eğitim hayatını etkilemiyor. Aile ve arkadaş çevresi, ekonomik koşullar, sosyal statü gibi birçok farklı unsur kariyer süreciyle bağlantılı olarak şekilleniyor.

Doğru kurgulanmış bir kariyer ise bireyin mutlu olması ve dünya için değer üretebilmesi anlamına geliyor. Değer üretmek ve geleceği inşa edebilecek yetkinlikte olmak 21. yüzyıl için en önemli noktalardan birini oluşturuyor. Bu anlamda yetenek yönetiminden faydalanmak önem taşıyor.

Stratejik yetenek yönetimi hakkında daha detaylı bilgi almak için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Eğitim, kariyer ve psikolojiye dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Sınav stresi başarıyı etkileyen en önemli unsurlardan biri olarak kabul ediliyor. Sınav kaygısı belirtileri fiziksel ya da psikolojik olarak ortaya çıkabiliyor. Peki; sınav stresiyle nasıl mücadele etmek gerekiyor?

Sınav öncesinde stres yaşamak son derece olağan bir durum olarak görülüyor. Ancak stres belirli bir seviyenin üzerine çıktığında başarıyı olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle stres seviyesini kontrol altında tutabilmek önem taşıyor. Peki; sınav kaygısı belirtileri nelerdir? Stres, telaş, hızlı öfkelenme, ağız kuruluğu, odaklanma güçlüğü, unutkanlık gibi belirtilerle ortaya çıkabiliyor.

Bununla birlikte sınav stresinin; kalp çarpıntısı, sindirim sistemi sorunları, yeme bozukluğu gibi ciddi belirtileri de olabiliyor. Baş ağrısı, terleme, üşüme, yorgunluk gibi fiziksel belirtiler de sınav stresinden kaynaklanabiliyor.

Sınav Stresi Neden Ortaya Çıkar?

Sınav kaygısı nedenleri bireylere göre farklılık gösterebiliyor. Ancak hemen her öğrencinin sınav kaygısı ile mücadele ettiği biliniyor. Peki; sınav stresini tetikleyen unsurlar nelerdir? Nelere dikkat etmek gerekiyor?

Öncelikle; ebeveynlerin kıyaslamadan kaçınması gerekiyor. Öğrenci başkalarıyla kıyaslandıkça hissettiği baskı artıyor. Başarısız olma korkusu öğrencinin stres seviyesinin artmasına neden olabiliyor. Bu noktada ebeveynlerin tutumu önem taşıyor. Mükemmeliyetçi tavırlardan kaçınılması sınav stresiyle mücadelede önemli bir rol oynuyor. Başarısız olma ihtimalinin de var olduğunu ve bunun bir son olmadığını bilmek öğrencileri rahatlatıyor.

Bununla birlikte yetersizlik hissi kaygıyı tetikleyen nedenler arasında yer alıyor. Sınav kaygısı nedenleri arasında bulunuyor.  Öğrencinin sınava dair kendini yetersiz hissetmesi stres seviyesini arttırıyor. Eksiklerini tamamlamak için yeterli zamanı kalmadığını düşünen öğrenci kaygıya kapılabiliyor. Hatta kaygı seviyesi olması gerekenin çok üstüne çıkabiliyor.

Sınav Stresi ile Mücadele Etmek İçin Neler Yapılmalı?

Peki; sınav stresiyle mücadele etmek için neler yapmak gerekiyor? Öncelikle düzenli ve yeterli çalışmak kaygının azalması konusunda öğrencilere yardımcı olabiliyor. Bu anlamda; bir çalışma programı yapmak ve bu programa sadık kalmak gerekiyor. Yeterli zaman varken çalışmaya başlamak, yetersizlik hissini ortadan kaldırmak için önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Zaman daraldıkça telaşa kapılan öğrencinin stres seviyesi de yükseliyor. Bu durum, bildiğini unutma, odaklanma problemi, kafa karışıklığı gibi sonuçlar doğuruyor. Bu anlamda iyi bir planlama stresle mücadelenin altın kuralları arasında yer alıyor.

Uyku düzeni ve yemek düzeni sınav stresi ile mücadelede önemli diğer unsurlar arasında yer alıyor. Sınav kaygısı ile başa çıkabilmek için yeterli uyku ve dengeli beslenmeye ihtiyaç duyuluyor. Uyku problemleri, dikkat eksikliği, odaklanma problemi gibi sorunları beraberinde getirebiliyor. Dengeli beslenmenin ise mental sağlık üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu biliniyor.

Düzenli egzersiz yapmak stres ile mücadele için önemli bir başka yol olarak karşımıza çıkıyor. Fiziksel aktivitenin mental sağlığı olumlu etkilediği biliniyor. Düzenli egzersiz yapmak, anksiyete, depresyon, panik atak gibi rahatsızlıkların önüne geçilmesinde önemli bir rol oynuyor. Stres seviyesini kontrol etme noktasında da önemli bir işleve sahip olduğu biliniyor.

Düzenli Yapılan Nefes Egzersizleri ve Meditasyon Stresi Azaltıyor

Sınav stresi ile mücadeleyi kolaylaştıran diğer unsurlar nefes egzersizleri ve meditasyon olarak karşımıza çıkıyor. Nefes egzersizleri veya meditasyon yapmak kaygı seviyesini kontrol altında tutma konusunda yardımcı olabiliyor. Böylelikle sınav kaygısının azalması da söz konusu olabiliyor. Nefes egzersizleri, kan basıncını dengelemeye yardımcı oluyor. Düzenli yapılan nefes egzersizleri, sindirim sisteminin düzene girmesini ve iç organların daha sağlıklı çalışmasını sağlıyor. Bu nedenle özellikle sınav öncesi süreçlerde nefes egzersizi ve meditasyondan yardım alınabiliyor.

Sınava odaklanmak başarı için büyük bir önem taşıyor. Ancak; küçük molalara ihtiyaç duyulabileceğini de unutmamak gerekiyor. Bu anlamda ders dışı aktivitelere zaman ayırmak kaygıyla mücadeleye yardımcı olabiliyor. Bazen ara verip, nefes almak; sınava odaklanmayı da daha kolay hale getirebiliyor.

Sınav stresi ve mücadele yöntemleriyle ilgili detaylı bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Eğitim, kariyer ve psikolojiye dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Sosyal medya kullanımı ülkemizde ve dünyada oldukça yaygın. İnternet kullanan bireylerin neredeyse ikisinden birisinin en az bir sosyal medya hesabı bulunuyor. Sosyal medyaya ayrılan zaman ise yaşa, konuma, sosyal medya dışı faaliyet sıklığına göre değişiyor. Sosyal medya bireysel, sosyal, mesleki, alışveriş, reklam odaklı kullanılabiliyor. Bireylerin sosyal medyayı kullanma nedenleri ise ilgi ve ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterebiliyor.

Sosyal medya kullanım süreleri arttığında özellikle çocuklar ve gençler için zararlı kabul ediliyor. Ebeveynler sosyal medyanın zararlarına odaklanırken olası avantajlarını göz ardı edebiliyor. Dolayısıyla sosyal medya da dahil olmak üzere internetli veya internetsiz olarak dijital kaynaklara ayrılan zaman sınırlandırılmaya çalışılıyor. Bu kaynakların sıklıkla dikkat dağıtıcı, zaman tüketici, sosyalliği kısıtlayıcı, öğrenmeyi engelleyici olduğu düşünülüyor.

Sosyal medya kullanımı ebeveynler tarafından ödül veya ceza olarak da kullanılabiliyor. Dijital kaynaklarla, internet ve beraberinde gelen sosyal medya hesaplarıyla günümüz ebeveynleri sonradan tanıştı. Onlar için yüz yüze iletişim ve etkileşim her alanda daha değerli. Günümüz gençler ve çocukları ise dijital dünyanın içerisine doğdu.

Onların bildiği en etkili iletişim ve etkileşim yöntemi dijital kaynaklarla sağlanıyor. Birbirlerini takip ediyor, beğendiklerini favoriliyor, birbirlerinin paylaştığı içeriklere beğeni ve yorum yapıyorlar. Sevgilerini sevmediklerini takipten çıkarak veya sevdiklerini takibe alarak belli ediyorlar. Ancak günümüz gençleri için sosyal medya kullanımı sadece sosyalleşmekten veya iletişime geçmekten ibaret değil. Yine bu gençler bize sosyal medyanın çok daha geniş bir alanda faydalı şekilde kullanılabileceğini gösteriyor.

Onlar için sosyal medya dijital ve sürekli güncelleyebildikleri bir özgeçmişi ifade ediyor. Sosyal medyayı akademik veya profesyonel bilgilerini paylaşmak, ilgi ve yetenek alanlarını örneklemek için de kullanabiliyorlar. Bilgi birikimleriyle ilgili videolar çekiyor, canlı yayın yapıyor veya görsel veya metinsel içerik üretiyorlar. Rol model aldıkları kişileri, akademisyenleri, bilim insanlarını, sanatkarları bu mecralarda takip edebiliyorlar. Böylece bu kişilerin paylaştığı akademik ve profesyonel içerikleri takip edebiliyorlar. Dolayısıyla sosyal medya bilinen zararlarının yanı sıra pek çok avantajı da içeriğinde barındırıyor.

Bilinçli Sosyal Medya Kullanımı Nasıl Olmalı?

Sosyal medya kullanıcıları sosyal medya hesaplarında geçirdikleri zamanı kontrol altında tutmalılar. Sosyal mecralarda gereğinden ve amacından fazla zaman harcamamaya özen gösterilmelidir. Verimsiz ve zarar verici olduğu tespit edilen hesap ve içeriklerin takibi bırakılmalıdır. Olumsuz etkiden kurtulmak için mutlaka pozitif uyaranlara zaman ayırılmalıdır. Gerçekdışı, kanıta dayalı olmayan, spekülatif bilgiler olabildiğince az takip edilmeli, kaynağı belli olmayan bilgilere itibar edilmemelidir.

İçerik paylaşırken veya başkaları tarafından hazırlanmış bir içeriği başkalarına iletirken mutlaka kaynağın güvenilirliği araştırılmalıdır. Mahremiyete, kişisel verilerin gizliliğine önem verilmeli yasal yaptırımlara yönelik bilgi edinilmelidir. Hesabın veya bilgilerin çalınmasına, çoğaltılmasına ve izinsiz kullanılmasına yönelik alınabilecek önlemler araştırılmalıdır. İçerik üretirken veya başka içeriklere yorum, değerlendirme yaparken topluluk kurallarına uygun hareket etmeye özen gösterilmelidir. Kazanç elde edilen hesaplar için mutlaka yasal süreçler tamamlanmalıdır.

Sosyal Medya Kullanımı Nasıl Avantaja Çevrilebilir?

Sosyal medya bilinçli kullanılmadığında pek çok alanda gelişimi zedelemekte, sosyal ve psikolojik açıdan kişiye zarar vermektedir. Sosyal medyanın avantaj veya dezavantajlarını belirleyen kişinin bu platformları hangi amaçla ve ne sıklıkta kullandığıdır. Bilinçli kullanım sıklığı ve şekli öğrenildiğinde sosyal medya kişisel, mesleki, akademik ve sosyal gelişime katkı sağlamaktadır.

Peki sosyal medyayı yapıcı yönde kullanmak için nasıl bir kullanıcı modeli oluşturmak gerekir? Sosyal medya kullanım sıklığımız ve kullanım şeklimiz nasıl olmalıdır?

Sosyal medyanın avantajlarından nasıl faydalanabileceğinizden bahsetmeden önce kısaca sosyal medya kullanımı avantajları neler değinelim;

Sosyal Medyanın Avantajları

  1. Sosyal medya aracılığı ile bulunduğunuz yerden dünyanın herhangi bir köşesine erişebilirsiniz. Fiziken orada bulunmasanız da merak ettiğiniz ve öğrenmek istediğiniz her türlü bilgiye sosyal medya aracılığı ile ulaşabilirsiniz. Sadece bilgi edinmek de değil sosyal medya sayesinde hiç gitmediğiniz veya şu an gidemediğiniz yerlerden kişilerle iletişime geçebilirsiniz. Onlarla tanışabilir, internet aracılığıyla görüşebilir, network ve sosyal ağınızı geliştirebilirsiniz.
  2. Sosyal medya kullanımı sayesinde farklı ülkeleri, kültürleri, dinleri tanıyabilirsiniz.
  3. Dünyanın neresinde olursa olsun sizinle benzer ilgiye, yeteneğe, beğeniye, fikir, inanç ve düşünceye sahip bireylerle tanışabilirsiniz. Onların içeriklerini takip edebilir, onların içeriklerinden beslenerek kendinizi geliştirebilirsiniz.
  4. Sevdiklerinizle, okul, iş veya etkinlik arkadaşlarınızla görüntülü konuşabilir, birbirinizden anlık haberdar olabilirsiniz.
  5. Dersler, ödevler, toplantı notları, sunumlar ve benzeri konularda kaçırdığınız bilgileri, içerik ve dokümanları alabilirsiniz.
  6. Sosyal medya aracılığıyla bilgi, fikir, doküman, içerik alışverişi yapabilirsiniz.
  7. Sosyal medya kullanımı ile kendinize maddi kazanç da yaratabilirsiniz. Büyük sosyal medya hesaplarının yöneticiliğini yapabilir, kurumsal hesaplar için içerik üretebilirsiniz.
  8. Sosyal medya hesaplarınızda anlaşmalı marka ve ürünlerin reklamını yapabilir, influencer olabilirsiniz.
  9. Sosyal medya hesapları üzerinden iş başvurusu yapabilir, işverenlere özgeçmişinizi, sizinle ilgili fikir edinebilecekleri içerikleri paylaşabilirsiniz.
  10. İnsanlara bilginizi, yeteneğinizi, fikirlerinizi varsa ürünlerinizi tanıtabilir, geniş kitlelere erişebilirsiniz. Bir sanatçıysanız eserlerinizi yayınlayabilir, satışa veya beğeniye sunarak reklamınızı yapabilirsiniz. Bir yazarsanız kitaplarınızı, bir üreticiyseniz ürünlerinizi tanıtabilirsiniz.
  11. Sosyal medya aracılığıyla sizi seven, sizi model alan kişilerle iletişim kurabilir, canlı yayınlar yapabilirsiniz.
  12. Sosyal medyada takip ettiğiniz diğer hesaplar aracılığıyla zorlandığınız alanlara yönelik bilgi alabilir ve motivasyon geliştirebilirsiniz. Örneğin; sağlıklı beslenmek veya düzenli spor yapmak istiyor ancak bir türlü rutine dönüştüremiyor olabilirsiniz. Sağlıklı beslenme ve spor sayfalarını takip ederek algı çemberinizi daraltabilirsiniz. Böylece bu içeriklere gün içerisinde maruz kalarak kendinize de farkındalık kazandırmış olursunuz.
  13. Bu tarz motivasyon ihtiyacı duyduğunuz konularda sosyal gruplara katılabilir, grup psikolojisiyle motivasyonunuzu artırabilirsiniz.

Peki Avantajları Nasıl Kullanışlı Hale Getirebiliriz?

Bilinçli sosyal medya kullanımı sayesinde elde edebileceğimiz avantajları aslında pek çoğumuz biliyoruz. Çünkü her gün bu avantajlardan faydalanarak başarısını ve kazancını artıran hesaplara denk geliyoruz. Ancak konu kendi avantajlarımızı yaratmaya geldiğinde nereden başlayacağımızı bilmiyoruz. Sosyal medyayı daha verimli kullanabilmek için yapmamız gereken ilk şey hedef belirlemek olmalı. Sosyal medyayı verimli kullanarak ne elde etmek istediğinize karar vermelisiniz.

Para kazanmak mı, profesyonel bir görünüş kazanmak mı, daha fazla takipçiye ulaşmak mı? Hedefiniz bunlardan biri olabileceği gibi çok daha farklı konuya yönelik de olabilir. Hedefinizi belirledikten sonra hangi alanda içerik üretmek istediğini ve hedef kitlenizi belirlemelisiniz. Örneğin; Hedef kitleniz genç kadınlar olabilir ve içeriğinizde bijuteri ürünleri veya giyim olabilir. Hedefiniz ise sosyal medya kanallarından satış yaparak para kazanmak olabilir.

Veya doktor olabilirsiniz ve sosyal medya kullanımı ile uzmanlığınıza yönelik deneyimlerinizi paylaşarak prestij kazanmak istiyor olabilirsiniz. Ameliyat öncesi, sonrası görseller veya hasta röportajları paylaşabilirsiniz. Daha fazla kişiye ulaşmak için uzmanlığınızla ilgili ücretsiz bilgilendirme yayınları yapabilirsiniz. Eğer ticaret odaklı kullanıcıysanız indirim yapabilir, kampanya düzenleyebilir, hediyeler verebilirsiniz.

Bilinçli sosyal medya kullanıcısı olmak için hedefinizi, içeriğinizi, kitlenizi belirlediniz. Peki bu mecrada varlık sürdürmek için farklı neler yapabilirsiniz? Öncelikle düzenli içerik üretmeniz, gelen mesaj, yorum gibi etkileşimlere hızlı dönüş yapmanız gerekmektedir.

Verdiğiniz bilgilerde veya sattığınız ürünlerde güven sağlamanız da oldukça önemli. Kanıta dayalı olmayan bilgiler vermemeniz veya başkasına ait içerikleri kendinizinmiş gibi sunmamanız, mutlaka referans vermeniz gerekir. Aynı zamanda bir ürün satıcısıysanız ürününüzün kalitesinin veya kusurlarının da arkasında olmalı, tüketiciyi mağdur etmemelisiniz.

Tüm bunları başarıyla gerçekleştirdiğinizde sosyal medyayı daha bilinçli ve avantajlı kullanmaya başlamış olacaksınız. Ancak sosyal medyayı üretici olarak değil takipçi olarak da kullanabilirsiniz. Bu durumda da sosyal medya kullanımı sürenizi kontrol altında tutmanız, size katkısı olmayacak içeriklere ayırdığınız zamanı düzenlemeniz önerilmektedir. Enerjinizi, motivasyonunuzu düşüren içerikleri takip etmemeniz de sosyal medyadan olumsuz etkilenme oranınızı düşürecektir.

Sosyal Medya Kullanımı Ne Zaman Zarar Verir?

Günümüzde artık doğmamış bebeklerin dahi adına sosyal medya hesapları açılmaktadır. Çocuklar erken yaşlardan itibaren sosyal medya hesaplarını takip etmekte ve kendileri de içerik üretmektedir. Takip edilen ve üretilen içeriklerin bilinçli bir yetişkin tarafından takip edilmemesi sonucunda çocuklar bilişsel, sosyal ve duygusal açılardan zarar görebilmektedir.

Aynı zamanda sosyal medya kullanım sıklığı ve süresi de zararlı olabilmektedir. Bu zararlar kimi zaman bilişsel, kimi zaman duygusal ve sosyal olabilirken kimi zamansa yaşamsal olabilmektedir. Günümüzde gerçekleşen kazaların büyük çoğunluğunda araç başında telefon kullanımı rol oynamaktadır. Araç kullanırken telefonla görüşmek, video çekmek, sosyal medyaya girmek büyük risk teşkil etmektedir.

Yine sosyal medyada paylaşmak üzere geniş kitlelere erişmek ve dikkat çekmek amacıyla yapılan riskli davranışlar ölümle veya ağır sakatlıklarla sonuçlanabilmektedir.

Peki Bilinçsiz Sosyal Medya Kullanımı Bireylere Nasıl Zarar Veriyor?

Sosyal medyada bilerek veya bilmeyerek mahremiyet sınırları ihlal edilebilmektedir. Kimi bireyler eşlerinin, çocuklarının, tanıdıkları veya tanımadıkları kişilerin görüntülerini izinsiz olarak sosyal medyada paylaşabilmektedirler. Kimi zamansa bireyler birbirlerine zarar verme kastıyla konuşma, yazışma gibi mahremiyet dahilindeki yazışmaları veya mahremiyet kapsamındaki fotoğraf ve görüntüleri ifşa edebilmektedir.

Sosyal medya kullanımı gerçek kişiler, kurumlar veya sahte kişi ve kurumlar tarafından da gerçekleşebilmektedir. Sahte hesaplar aracılığıyla dolandırıcılık, istismar, veri hırsızlığı yapılabilmektedir. Yine sahte hesaplarla kişi ve kurumlar olmadıkları nitelik ve özelliklerle kendilerini tanıtabilmektedirler. Bu kişi ve kurumlarla kurulan iletişim ve ilişki sonucunda fiziksel, duygusal ve maddi zararlar yaşanabilmektedir.

Sosyal medya her ne kadar ismi sosyal olsa da bireyleri yalnızlaştırabilmektedir. Bireyin gerçek yaşamda ailesiyle, arkadaşlarıyla geçireceği zaman sosyal medya nedeniyle kısıtlanmaktadır. Üstelik buradaki renkli dijital dünya gerçek yaşamın cazibesini de azaltmaktadır. Aynı evin içerisinde farklı odalarda sosyal medyadan yazışarak iletişim kuran kardeşler, eşler bulunmaktadır.

Sosyal medya kullanıcıları kullanım sıklıklarıyla ilişkili olarak yazışarak anlaşmayı sözel iletişime tercih edebilmektedir. Bu bireyler sosyal yaşamda gerçek sosyal etkinliklere katılsalar dahi sosyal medya kullanımı aynı yoğunlukta devam etmektedir. Aynı masada oturup birbirlerinin yüzüne bakmaksızın telefonla zaman geçiren arkadaş gruplarına, çift ve ailelere sıklıkla denk gelebilirsiniz. Bu durum ilişkileri ve iletişimi zedelemektedir.

Sosyal medyanın özgüven zedeleyici, olumsuz beden algısını tetikleyici ve mutsuzluğu artırıcı rolü de olabilmektedir. Çünkü sosyal medyada paylaşılan kişisel içerikler çoğunlukla kişilerin en mutlu oldukları anlara yöneliktir. Sürekli mutlu yüzlerle karşılaşan bireyler kendi yaşamlarını sorgulayarak sürekli mutlu olamamalarının üzüntüsünü yaşamaktadır.

Sürekli bakımlı, şık giyimli, fit görünüme sahip akranlarını gören bireyler kendi görünüş ve tarzlarını sorgulamaktadır. Tüm bu etkenler bireyin kendisini geri kalmış ve yetersiz hissetmesine neden olabilmektedir.

Sosyal medya kullanımı kontrolsüz ve bilinçsiz gerçekleştirildiğinde özgüven eksikliği, depresyon, yalnızlık, öfke hislerine yol açabilir. Ayrıca dikkati sürdürme, odaklanma ve öğrenme güçlüğüne, iletişim ve algı sorunlarına yol açabilir. Buna karşılık bilinçli kullanım kişisel, mesleki, sosyal ve duygusal gelişime katkı sağlar. Kişinin akademik ve profesyonel kariyerinde fark yaratmasını ve gelişmesini destekler.

Read More

Motor beceri dünyaya geldiğimiz andan itibaren duyu organlarımızla, bedenimizle tepki verdiğimiz her türlü davranışı kapsamaktadır. Yaşamın ilk aylarında bu becerilerimiz çoğunlukla reflekslerden ibarettir. Nefes almak, göz kırpmak, yalanmak, yutkunmak gibi. Bu reflekslerin bir kısmı ömür boyu devam ederken bir kısmı da zaman içerisinde gelişir ve farklı davranışlara dönüşür. Gelişen bu davranışlara motor yetenekler, beceriler denmektedir.

Ömür boyu devam eden reflekslerin dışında gelişen bu davranışların temelinde öğrenme vardır. Öğrenmenin eşlik ettiği bu motor gelişim sürecine psikomotor gelişim adı verilir. Bireyin psikomotor gelişim süreci ince motor ve kaba motor olmak üzere iki farklı gelişim sürecini kapsamaktadır. Psikomotor gelişim sürecinde zihin, kaslar ve duyu organları birlikte çalışır.

Psikomotor gelişim sürecinde bireyin büyüme hızına paralel şekilde ilk önce büyük kas gruplarının kontrolü gelişir. Bu grubun gelişimiyle gerçekleştirilen eylemlere Kaba motor beceri gelişimi adı verilir. Emeklemek, adımlamak, yürümek, koşmak, zıplamak denge kurmak ve benzeri beceriler büyük kas grubunun geliştiğini ve kullanılabildiğini gösterir. Küçük kas gruplarının kullanılmaya başlandığı ince motor yeteneklerin gelişimi ise tutma, yakalama, çizme, kesme gibi becerileri kapsar.

Bu becerilerin gerçekleştirilmesinde küçük kas grupları rol oynamaktadır. Büyük ve küçük kasları kullanma becerisi gelişime paralel olarak her bireyde gelişir. Ancak bu kas gruplarının çok daha efektif kullanılabilmesi çaba ve çalışma gerektirir. Dolayısıyla bu beceriler herkeste gelişebilir olsa da yeterince üzerinde durulmazsa ihtiyaca yönelik gelişim gösterir.

Veya düzenli olarak egzersiz yapan birinin becerileri daha hızlı gelişirken egzersiz yapmayanın becerileri yavaş gelişir. Bu da zaman ve performans farklarını açığa çıkarır. Örneğin; fiziksel bir engel olmadığı sürece herkes koşabilir, fakat düzenli antrenman yapan ve hedefi olan bir atlet aynı sürede herkesten çok daha hızlı koşabilir.

Peki ince motor ve kaba motor beceri gelişimi için neler yapabiliriz? Çocukların psikomotor gelişimlerini desteklemek için ebeveynlere verebileceğimiz basit ve eğlenceli öneriler neler? yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Çocuklarda Motor Beceri Gelişimi Fiziksel, Duygusal, Zihinsel Gelişim ile İlişkilidir

Psikomotor gelişim sürecinin sağlıklı gerçekleşebilmesi için çocuğun fiziksel, duygusal, zihinsel açıdan da gelişiyor olması gerekir. Fiziksel gelişim boyun uzaması, iskelet sisteminin gelişmesi, kas oranının artması gibi düşünülebilir. Motor yeteneklerin efektif şekilde kullanılabilmesi için fiziksel gelişimin beceriyi gerçekleştirebilecek düzeyde gelişmesi gerekir. Bacak kaslarının vücudu ayakta tutabilecek kadar gelişmiş olması veya oturup kalkmanın, zıplamanın yapılabilecek kadar gelişmesi gerekir.

Büyük kaslar yeterince gelişmediğinde çocuğun gerçekleştirmeye çalıştığı becerilerde denge ve kuvvet güçlükleri görülür. Sendeleyerek yürüme, birkaç adımda bir düşme, koşarken takılma gibi. Kaslar tam olarak gelişim sağladığında ise dengede kurmak kolaylaşır. Aynı durum ince motor beceri kazanımı için de geçerlidir. Küçük kasların gelişimi sayesinde kaşık tutma, kalem tutma, düğme ilikleme, boyama, yazı yazma gerçekleşir.

Ancak bu becerilerin kazanılabilmesinde küçük ve büyük kasların gelişimi kadar zihinsel gelişimin de rolü büyüktür. Kas grupları gelişmiş olsa da kasların kullanımını harekete geçirecek olan zihinsel yeteneklerimizdir. Dolayısıyla çocuğun algılama, dikkatini verme ve sürdürme, tepki verme becerilerinin de gelişmiş olması gerekir. Neyi nasıl yapması gerektiğini algılayamayan, öğrenemeyen veya dikkatini veremeyen çocuk hata yapacaktır. Duygusal gelişim ise çocuğun harekete geçmesini, eylemde bulunmasını teşvik edecektir.

Kaba Motor Beceri Gelişimi için Çocuklara ve Ebeveynlere Önerilerimiz

Her insanda kas gelişimi büyük kas gruplarından küçük kas gruplarına doğru gelişir. Dolayısıyla bebek ve çocuklarda gelişecek ilk kas grubu büyük kaslardır. Büyük kas grubunun gelişmesi ise kaba motor yeteneklerin gelişimini sağlayacaktır. Büyük kas gruplarının gelişmesi sayesinde bebek başını dik tutmayı, oturmayı, emeklemeyi, tutunup kalkmayı, adımlamayı başarır. Bebek büyüdükçe dengede durmayı, yürümeyi, koşmayı öğrenir.

Sarılmak, itmek, atmak, zıplamak, merdiven inip çıkmak ve benzeri de kaba motor beceri gelişimiyle ilgilidir. Dans etmek, dengede durmak, basketbol, voleybol oynamak, yüzmek, jimnastik yapmak da büyük kasların gelişimiyle mümkündür. Büyük kaslar çoğunlukla ekstra bir çaba harcanmaksızın da kendiliğinden gelişecektir. Fiziksel, zihinsel bir gerilik veya beceri gelişimini etkileyecek bir hastalık olmadığı sürece yürüyemeyen çocuk yoktur.

Ancak kaba motor gelişimin desteklenmesi çocuğun fiziksel, duygusal, zihinsel gelişimini, akademik, profesyonel, sosyal, sanatsal başarısını arttırır. Peki ebeveynler veya çocuğun gelişim sürecinde etkin rol oynayan kişiler motor gelişimin desteklenmesi için ne yapabilirler?

Öncelikle kaba motor gelişimin desteklenmesi için seçilen aktivite, egzersiz veya oyuncaklar mutlaka çocuğun gelişimiyle uyumlu olmalıdır. Aksi halde çocuk gereğinden fazla zorlanabilir veya potansiyelinin altında faaliyetlerle zaman kaybı yaşanabilir.

Kaba Motor Beceri Geliştirme Etkinlikleri

  • Çizgi veya bant çekip üzerinde yürüme egzersizi yapabilirsiniz. Düz yürüme, tek ayak üzerinde yürüme, yan yürüme, geri geri yürüme gibi.
  • Seksek oynayabilirsiniz.
  • Top oyunları oynayabilirsiniz; voleybol, basketbol, futbol gibi.
  • Merdiven çıkma, inme oyunu oynayabilirsiniz. Bu oyunu bir seferde çıkılacak basamak sayısını artırarak zorlaştırabilirsiniz.
  • Kaba motor beceri gelişimi için koordinasyon istasyonu kurabilirsiniz. Bu istasyonu kurarken zorluk derecesine göre kolaydan zora doğru ilerleyebilirsiniz. Farklı aktivitelerin peş peşe yer aldığı ve gitgide zorlaştığı veya kolaylaştığı bir sıralama belirmeyebilirsiniz. Örneğin ilk oyun üst üste kutu dizme, ardından sek sek, ardından ip atlama veya hulohop çevirme, ardından tünelden sürünerek geçme olabilir. Bu faaliyetler çocuğunuzun yaşına göre ayarlanmalıdır, yapabildiği ve yapabileceği aktivitelerle bir koordinasyon istasyonu kurulmalıdır.
  • Tırmanma oyunları oynayabilirsiniz.
  • Her gün düzenli dans edebilirsiniz.
  • İp atlayabilirsiniz.
  • Yakalamaç oynayabilirsiniz.
  • Yakar top gibi toptan kaçma, topu yakalama oyunları oynayabilirsiniz.
  • Yüzdürebilirsiniz.
  • Trambolinde güvenli şekilde zıplamasını sağlayabilirsiniz. Yatakta, düşüp kendini yaralamayacağı şekilde de zıplatabilirsiniz.
  • Verilen komutlarla peş peşe koş, dur, zıpla, eğil şeklinde art arda hareket etmesini sağlayabilirsiniz.
  • Deve cüce oyunu oynayabilirsiniz.
  • Kaba motor beceri gelişimi için twister oyunu oynayabilirsiniz. Bu oyunda yeri serilen bir örtü ve örtünün üzerinde renkli daireler bulunur. Oyun moderatörünün verdiği talimatlara göre oyuncular el ve ayaklarını sırasıyla renklerin üzerine koyar. Amaç en uzun süreyle düşmeden dengede durabilmektir.
  • Çocuklar için tasarlanmış sürünme tünellerinden alabilir veya evde kendiniz sandalyelerden, yastıklardan tünel yapabilirsiniz. Siz de oyuna dahil olabilir sırasıyla tünelde sürünebilirsiniz.

Büyük kas grubunu çalıştıracak ve geliştirecek faaliyetleri dilediğiniz gibi artırabilir, oynadığınız oyun ve yaptığınız etkinliklere ödüller, puanlamalar katabilirsiniz. Böylece birlikte hem gelişir hem öğrenir hem de çokça eğlenebilirsiniz. Ebeveynlerin çocuklarıyla veya kardeşlerin birbirleriyle yapacağı bu faaliyetler kaliteli zaman geçirmeyi de sağlayacaktır. Kaliteli zaman ise en çok duygusal gelişimi destekleyecektir.

İnce Motor Beceri Gelişimi için Çocuklara ve Ebeveynlere Önerilerimiz

Büyük kas gruplarının gelişimini ilerledikçe küçük kas gruplarının da kullanım kontrolü artmaya başlar. Bir bebek küçük kas gelişimine baktığımızda ellerini kavuşturması, el ele tutuşması, eliyle ayağını yakalaması küçük kas gelişiminin başladığını gösterir. Bebek büyüdükçe daha kontrollü bir şekilde eliyle oyuncaklarını kavrar, yakalar, tutar, bırakır. Bir elden diğerine elindeki nesneyi geçirebilir. Suluğunu, kaşığını tutabilir.

Elindeki nesneyi veya yiyeceği ağzına götürebilir. Eliyle ve parmaklarıyla göstermek istediği şeyi işaret edebilir. Kumla, toprakla, hamurla oynayabilir. Boya kalemlerini tutabilir, karalama yapabilir. Zamanla karalamalar daha anlamlı şekillere dönüşür ve çocuk boya yapıp, resim çizebilir, yazı yazabilir. Ayakkabı giyme, üzerini değiştirme, bağcık bağlama, düğme ilikleme küçük kas gelişiminin sonucudur.

Küçük kas gelişimi sonucunda gerçekleştirilen bu ve benzeri faaliyetlere ise ince motor beceri adı verilir. Peki ince motor gelişimin desteklenmesi için ebeveynler çocuklarına neler yaptırabilir?

İnce Motor Beceri Geliştirme Etkinlikleri

  • Karalama, resim çizme, boyama faaliyetleri yaptırılabilir (kalem tutma, kaleme kontrollü yön verme)
  • Kesme, yapıştırma faaliyetleri yaptırılabilir, (makas kullanımı)
  • Yırtma, koparma faaliyetleri yaptırılabilir,
  • Takma çıkarma etkinlikleri yaptırılabilir,
  • Oltayla yakalama oyunları oynatılabilir, (bir ipin ucuna mıknatıs asılabilir ve mıknatıslı nesneler yakalamaya çalışılabilir. Bir çubuğun ucuna file takılabilir veya çukur bir kap yerleştirilebilir. Su dolu bir kabın içindeki nesnelerin bu aparatlı çubukla yakalanması istenebilir.)
  • Baloncuk yapma oyunu oynanabilir.
  • Düğme ilikleme
  • Ayakkabı bağlama
  • Saç tarama
  • Diş fırçalama
  • İpe, çubuğa boncuk dizme
  • Lego oynama
  • Bebek giydirme
  • Hamurla oynama
  • Parmak boyama
  • Puzzle
  • Taş boyama, kumaş boyama, ebru, heykel boyama gibi faaliyetler yapılabilir.
  • İnce motor beceri gelişimi için ayıklama, toplama, ayrıştırma oyunları oynanabilir. Örneğin; fasulye, nohut, bezelye bir kapta karıştırılıp çocuğun bu 3 gıdayı maşayla üç ayrı kaba toplaması istenebilir. Çocuk bunu yapmakta çok zorlanıyorsa daha büyük parçalarla bir karışım hazırlanıp çocuğun eliyle toplaması istenebilir. Parkta, kumsalda, ormanda benzer etkinlikler yapılabilir. Çocuktan bir poşete veya kaba deniz kabuğu, taş, kuru yaprak, çiçek toplaması istenebilir.
  • Saklanan nesneleri bulma oyunu oynanabilir. Örneğin; çocuğun sevdiği yiyecekler veya oyuncaklar belli bir alan içerisinde farklı yerlere saklanabilir. Çocuğun saklanan nesneleri bulması istenebilir.
  • İnce motor beceri gelişimi için ip veya çubuk dizme oyunları oynayabilirsiniz. Plastik pipetlerle, renkli plastik çubuklarla veya renkli kalın içi telli etkinlik ipleriyle bu faaliyeti yapabilirsiniz. Pipetleri istediğiniz boylarda kesip, birbirine geçirerek farklı şekiller verebilirsiniz. Veya ipleri süzgeç gibi delikli nesnelerden geçirebilirsiniz.
  • Oyuncakları su dolu bir kabın içine koyup yıkatabilir, sonrasında da bir bezle kurutmasını isteyebilirsiniz. Suyla ve mümkünse köpükle oynamak çocuğu hem rahatlatacak hem de çok eğlendirecektir.

İnce motor yeteneklerin gelişimine yönelik yapabileceğiniz faaliyetleri istediğiniz gibi değiştirebilir ve geliştirebilirsiniz. İnternetten bu konuyla ilgili sayısız fikre kolayca erişebilirsiniz. Yaratıcılığınızla siz de kolayca keyifli aktiviteler geliştirebilirsiniz.

Kaba ve İnce Motor Beceri Gelişimi ile İlgili Bilinmesi Gerekenler

Psikomotor gelişim olarak da bahsedebileceğimiz küçük ve büyük kasların gelişimiyle gerçekleştirilebilen faaliyetlerin çocuğa faydaları sonsuzdur. İnce ve kaba motor gelişimi destekleyerek ihtiyaçlarımızı daha kolay karşılar, yetenek gösterir ve fark yaratabiliriz. Ancak motor gelişiminle ilgili şu bilgileri de göz ardı etmemek gerekir. Her bireyin gelişim hızı birbirinden farklıdır. Bir çocuk diğerine göre daha hızlı emekleyebilir, yürüyebilir veya desteksiz oturabilir.

Aynı şekilde bir bireyin kendi gelişimi içerisinde de gösterdiği gelişim hızı dönemlere göre farklılık gösterebilir. Örneğin yaşam ilk yıllarında gösterilen gelişim hızı ergenlik yıllarındakinden çok daha hızlı olacaktır. Her bireyde gelişim basitten karmaşığa doğru ilerleyecektir. Aynı zamanda her aşama kendinden öncekine dayalı, kendinden sonraki aşama için hazırlayıcıdır.

Gelişim alanları birbiriyle etkileşim halindedir. Gelişim alanlarından birinde yaşanan olumsuzluk diğer gelişim alanlarını da etkiler. Motor beceri gelişimini desteklemek için yapılabilecekler kadar gelişimde meydana gelen gecikmeleri fark etmekte oldukça önemlidir. Gelişimde gerilik görüyor veya gelişimi desteklemek için farklı neler yapabileceğinizi öğrenmek istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More

Lise alan seçimi akademik ve mesleki yönelimimizi belirleyen en önemli aşamalardan birisi. Ancak bu aşamanın bilinçli ve verimli değerlendirilebilmesi için seçim sürecine gelmeden önce öneminin fark edilmesi gerekiyor. Alan seçimi ne kadar doğru yapılırsa bireyin akademik başarı ve mesleki doyum olasılığı o kadar yüksek oluyor. Ancak henüz lise eğitiminin başında yapılan bu seçim gencin geleceğine yönelik net kararlar vermesini zorlaştırabiliyor.

Aslında bu seçimi lisede yapılacak bir seçim olarak da düşünmemek gerekiyor. Mümkün olabildiğince erken dönemde hatta okul öncesi dönem itibariyle bireyin yönelimlerinin belirlenmesi gerekiyor. Karakteristik özellikler, ilgi ve beceriler, zeka alanı, öğrenme stili lise alan seçimi açısından önemli rol oynuyor.

Karakterimizin yaşamın ilk 6 yılında şekillendiğini, ilgi ve becerilerimizin de yine bu dönemlerde keşfedildiğini biliyoruz. Dolayısıyla okul öncesi döneme yönelik farkındalık gözlem ve bilinçli yönlendirme kariyerimiz için büyük önem arz ediyor. Zeka alanı, öğrenme stilleri de yine ölçme, değerlendirme yöntemleriyle kolayca tespit edilebiliyor.

Yine yaratıcılık ve özgünlüğün bu dönemde desteklenmesi ve pekiştirilmesi gerekiyor. Yaratıcı olabilmek ve özgün kalabilmek kariyer gelişiminde ayırıcı özellikler olarak karşımıza çıkıyor. Alan seçimi yaparken son sözün öğrencide olması ve öğrencinin seçim sürecinde etki altında kalmaması gerekiyor.

Seçim yaparken pek çok gencin son kararı öğretmenlerine veya ebeveynlerine bıraktığını veya arkadaşlarının seçimlerinden etkilendiklerini görüyoruz. Oysa alan seçimi gelecekteki mesleğimizi ve bir nevi yaşam biçimimizi belirleyen çok önemli bir adım. Seçtiğimiz alan bize meslek seçmek, profesyonelleşmek için yön verecek.

Bu seçimden sonra bazı mesleklere yönelme şansımız kalmamış olacak. Dolayısıyla lise alan seçimi önemli ve geri dönüşü zor olan bir karar sürecini içeriyor. Bu seçimi yaparken etki altında kalmamak, bağımsız düşünebilmekse özgüven, sorumluluk alma ve karar verebilme becerilerini gerektiriyor. Yine bu becerilerin kazanılması da okul öncesi dönemlere denk geliyor. Dolayısıyla alan seçimi yapmak için lise yıllarını beklemeden çok daha erken dönemde geleceğe yatırım yapmak gerekiyor.

Okul Öncesi Dönemde Kariyer Planı Yapmak: Küçük Ayaklar Geleceğe Büyük Adımlar Atsın yazımızdan faydalanabilirsiniz.

Lise Alan Seçimi Yeterince Önemsenmezse Gelecek Kaygısı ve Mesleki Tatminsizlik Kaçınılmaz Olabilir

Yazımızın girişinde alan seçiminin kariyer gelişimimiz açısından ne denli önemli olduğuna değindik. Ancak yine belirttiğimiz gibi bu seçimin önemi pek çok genç tarafından geç fark edilir. Bilinçli ve deneyimli aile, bilinçli eğitmenler, okul veya özel danışmanlık gencin farkındalığını artırmakta etkili olabilmektedir. Ancak genç bu etkenlerden uzak kalıyorsa veya alan seçiminin önemini küçümsüyorsa seçim sürecine yeterli özeni göstermeyecektir.

Seçim yaparken gereken ilgi ve özenin gösterilmemesi ise seçim dönemi geldiğinde doğru karar vermeyi zorlaştırır. Sağlıklı karar verebilmek için gencin kendini iyi tanıması, ilgi ve becerilerinin farkında olması gerekir. Ne istediğini, nelerden keyif aldığını bilmesi seçim sürecini kolaylaştıracaktır. Lise alan seçimi karakter, beceri, ilgi, zeka alanı ve öğrenme stili kadar akademik başarıyla da ilişkilidir.

Pek çok öğrenci orta öğretimden liseye geçişte bocalar. Bu bocalamanın nedeni ortam değişikliği, arkadaş ve eğitim kadrosundaki değişim ve artan kurallar nedeniyle olabilmektedir. Ancak bocalamanın en önemli nedeni lise eğitiminin ergenliğin zorlu dönemine denk gelmesidir. Ergenlik dönemine yönelik belirti ve sorunlar gencin lise eğitimine odaklanmasını zorlaştırabilmektedir.

Artan fiziksel, hormonal değişiklikler sonucu genç bedenine yabancılaşmakta ve dikkatini derslerinden daha çok kendine ve akranlarına yönlendirebilmektedir. Dolayısıyla lisenin ilk yılı bocalama ve zorlanmalarla geçebilmekte ve ders notlarında düşüşler yaşanabilmektedir.

Öğrencinin Akademik Yükü Artabilir

Lise alan seçimi öğrencinin hangi alana yönelmek istediği kadar alan derslerine yönelik başarısıyla da ilgilidir. İlk sene öğrenciler tüm alanlara yönelik genel bir giriş eğitimi alırlar. Türkçe, Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji, Tarih, Yabancı Dil, Coğrafya gibi tüm alan derslerini alırlar. Yıl sonunda genel not ortalamaları ve derslere yönelik başarıları alan seçimlerine de etki eder.

Öğretmenler seçim sürecinde sınıf içi katılıma, sınav sonuçlarına ve gözlemlerine dayanarak yönlendirme yapabilirler. Dolayısıyla ilk yıl derslerine yeterince önem vermediğiniz için alan derslerinden düşük skorlar almış olabilirsiniz. Sayısal seçmek istiyor ve bu alanda ilerlemeyi hedefliyor ama ders notlarınız düşük olduğu için bu alanı seçmenize referans olunmuyor olabilir. Bu aşamada farklı bir alana geçiş yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Düşük notlar yetersiz çalışmanın ve bilgi eksikliğinin sonucu olabilir. Bu da alan seçimi yaptığınızda arkadaşlarınızdan daha geride başlamanıza ve eşit sürede daha fazla konuyu tamamlamaktan sorumlu olmanıza neden olabilir.

İstemediğiniz bir alanı seçmek zorunda kalmanız ise akademik motivasyonunuzun düşmesine neden olur. İlginizin ve belki yatkınlığınızın olmadığı bir alanda eğitiminize devam ediyor olmanız yine akademik yükünüzü artıracaktır. Keyif almadığınız dersleri öğrenmek ve sürdürmek için arkadaşlarınızdan daha fazla enerji harcamak zorunda kalabilirsiniz. Üstelik bu motivasyon eksikliği sade3ce lise eğitiminizde değil tüm kariyerinizde de rol oynayabilir.

Hatalı alan seçimi sonucunda yöneleceğiniz meslekler de çoğunlukla hayal ve hedeflerinizle örtüşmeyecektir. Dolayısıyla bir ömür boyu mesleki motivasyon eksikliği ve tatminsizlik yaşamanız olasıdır. Gençler lise alan seçimi sürecinde ve sonrasında bu gerçekle yüzleşirler ve yolun başında gelecek kaygıları kendini hissettirmeye başlar.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Lise’de Doğru Alan Seçimi Yapabilirsiniz yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Lise Alan Seçimi Doğru Yapıldığında Akademik ve Profesyonel Başarı Olasılığı Yükseliyor

Alan seçimine yeterli önem verilip hazırlık yapıldığında ise öğrencinin seçiminden alacağı verim artıyor. Hedefine, hayallerine, bilgi, ilgi, beceri ve yetkinliklerine uygun bir alana yönelen öğrenci lise eğitimine çok daha motive şekilde devam ediyor. Kendi seçimini yapmış olmak ve seçiminin sorumluluklarını üstlenmek gencin eğitim hayatında karşılaştığı zorluklarla daha kolay baş etmesini de sağlıyor.

Alan seçiminde etkin rol oynayan öğrenci sorumluluk almanın yanı sıra eğitiminde daha ilgili ve farkındalıklı oluyor. Bu öğrenciler akademik başarılarını ve kendilerini nasıl daha iyi geliştirebileceklerini önemsiyor ve irdeliyorlar. Lise eğitimi süresince üniversite sınavına daha planlı ve programlı hazırlanıyor, meslek seçimi için ön hazırlık yapıyorlar. Sınava hazırlık dışında kişisel gelişimlerine ve donanımlarına da önem veriyorlar.

Bu bireyler lise alan seçimi sonrasında kariyerlerinde nasıl fark yaratabileceklerini ve öne çıkabileceklerini araştırıyorlar. Yabancı dil, bilgisayar programları, mesleki programlar ve benzeri gereklilikleri tamamlıyor ve kendilerini geliştiriyorlar. Bu öğrencilerin daha lise yıllarından mesleki network geliştirdiği, önemli kişi ve kurumlarla irtibat kurduğu ve referans topladığı da görülüyor.

Gönüllü stajlar, araştırmalar, projelerle özgeçmişlerini nitelikli şekilde dolduruyorlar. Dolayısıyla alan seçimini doğru yapan öğrenciler erkenden harekete geçerek akademik ve profesyonel kariyerlerine yatırım yapıyorlar. Başarılı ve Mutlu Bir Kariyer İçin Alan Seçimi Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Lise Alan Seçimi Yaparken Stratejik Yetenek Yönetimi Desteği Alabilirsiniz

Alan seçimi yapmadan önce ilgi alanlarınızı keşfetmeye, beceri ve yatkınlıklarınızı geliştirmeye odaklanın. Geleceğe yönelik hedefler belirleyin ve gelecekte nasıl bir hayat istediğinizi hayal edin. Dışarıdan gelen sesleri, korkularınızı ve önyargılarınızı bastırmaya çalıştığınızda iç sesinizin size söylemek istediklerine odaklanın. Geleceğe yönelik kaygılarınız hangi konuda yoğunlaşıyorsa o konuda ailenizden ya da profesyonelden destek alın. Yetersiz bilgi kaygının en büyük sebebidir.

Geleceğinize yön verebilmek için alanlar, meslekler ve yapmanız gerekenlerle ilgili çokça bilgi toplayın. Okulunuzdan mesleki ilgi ve yetenek envanterlerinin uygulanmasını, tercih sürecinde detaylı bilgi verilmesini, alanların tanıtılmasını isteyin. Tüm bu önerilerimizi hayata geçirirken daha profesyonel bir destek almaya ihtiyaç duyarsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Aba psikoloji ve Aba Kariyer olarak danışanlarımızın eğitim ve kariyer hayatlarını önemsiyoruz.

Lise alan seçimi sürecinin kariyer gelişimindeki önemini biliyor ve bu alanda etkin rol oynuyoruz. Seçim sürecinize destek olurken zeka, ilgi, beceri alanlarınıza odaklanıyoruz. Beklentilerinizi, ihtiyaçlarınızı, sosyokültürel ve ekonomik koşullarınızı da seçim sürecine dahil ediyoruz. Sizin için en iyi seçenekleri belirliyor belirleme sürecinde karakteristik özelliklerinizden de besleniyoruz.

Mesleki yönelimlerinizi, geleceğin mesleklerini ve mesleklerin geleceğini de mutlaka değerlendiriyoruz. Danışmanlık verdiğimiz süre içerisinde paylaştığımız bilgilerin güncelliğine ve bilimselliğine önem veriyoruz.

Lise alan seçimi sürecinizde stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı hizmetimizden faydalanmak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz. Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyerinizi planlayabilir, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarınızı birlikte belirleyebiliriz. Alan seçimi yaparken kariyer danışmanlığı almak gençlerin kendilerine, ailelerin çocuklarına verebileceği en değerli armağandır.

 

Read More