Mindfulness bilinen diğer adıyla bilinçli farkındalık son dönemde oldukça ilgi görüyor. Bu konuda çok sayıda kitap yazıldı, yabancı dilden çeviriler yapıldı, eğitmenlik programları açıldı. Bilinçli farkındalık becerisi kazandırmaya yönelik çokça içerik üretildi ve özellikle sosyal medyada bu içeriklere yer verildi.  Bilinçli farkındalık ile beslenme, hareket etme, öğrenme, seyahat etme, iletişim, spor, çalışma odaklı temalar var.

Herkes kendi ilgi, beceri ve profesyonel alanını bilinçli farkındalık ile harmanlama eğiliminde. Bu beceriyi gerçek anlamda kazanabilenler için inanılmaz bir değişim ve dönüşüm oluyor.  Bilinçli farkındalık becerisi etkin bir şekilde kullanılmaya başlandığında olumlu etkileri belirgin şekilde bireyin hayatının her alanına yansıyor.

Mindfulness sayesinde bireyin bilişsel potansiyeli çok daha verimli şekilde potansiyele dökülüyor. Stresle başa çıkmak, duyguları fark edip yönetmek, problem değil çözüm odaklı olabilmek mümkün hale geliyor. Bireyin sosyal yaşamı da bilinçli farkındalık aracılığıyla daha etkin ve keyifli oluyor. İletişim başlatmak ve verimli şekilde sürdürmek ve paylaşılan andan keyif almak mümkün oluyor. İlişki kurmak ve sürdürmek de daha keyifli hale geliyor.

Profesyonel yaşamda da anda kalabilmenin ve anı yaşamanın faydaları oldukça fazla. Odaklanmak ve dikkati sürdürmek kolaylaşırken, yaratıcılık, ilişki kurma, organize olma, planlama gibi becerileri olumlu etkiliyor.

Peki mindfulness nedir? Bu beceriyi edinmenin sağlayacağı avantajlar neler? Bilinçli farkındalık becerisini kimler edinmeli? Kişiyi olumsuz etkileyecek herhangi bir dezavantajı var mı? Bu beceriyi nasıl geliştirebiliriz? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Bilinçli Farkındalık Nedir? Ve Bilinçli Farkındalık ile Akademik Hayatta Başarılı Olabilirsiniz yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Mindfulness Nedir?

Şimdiki zamanın farkındalığı, yaşanan anın ve o anda olup bitenlerin farkında olma halidir. Bu farkındalık duygular, düşünceler, davranışlara yöneliktir. Kişi bilinçli farkındalık becerisini geliştirdiğinde hem kendisinin hem de çevresinin farkına varır. Pek çoğumuz anı ıskaladığımızın farkına varmayız. Yemek yer, seyahat eder, spor yapar, sohbet eder, sevdiklerimizle bir araya gelir, dinlenir, çalışır, eğleniriz.

Ancak pek azımız bu eylemleri farkındalıklı yapar. Günlük yaşamın telaşı, gelecek kaygısı veya geçmişin pişmanlıkları, stres, korku, endişe bizi andan uzaklaştırır. Anda uzaklaştığımız her an ise kendimize ve çevremize yabancılaşırız. Hepimiz zaman içerisinde andan uzaklaştır ve andaymış gibi yapmayı öğrendik.

Keyif alırmış gibi, dertleşirmiş gibi, eğlenirmiş gibi, çalışırmış gibi. Mış gibileri daha sayfalarca uzatabiliriz. Oysa içinde bulunup da farkında olmadığımız hiçbir eylem bize tat vermez. Mindfulness becerisi tamda bu noktada bize hayatımızı, duygu, düşünce ve eylemlerimizi daha tadında yaşama fırsatı veriyor. Neredeyse hepimizin en mutlu anları ve en detaylı hatırladığı anıları çocukluğa dairdir.

Çocukluğumuzdan tatlar, kokular, sevdiklerimizle paylaştığımız güzel anlar hatırlarız. Havanın ısısını, gökyüzünün rengini dahi anımsarız. Sanki mutluluk veren tüm anılar çocuklukta yaşanıp çocuklukta bırakılmalıymış gibi sonrasında bir daha böyle güçlü anılar üretemeyiz. İşte bu yanılgının en büyük nedeni büyüdükçe anda kalma becerimizi kaybediyor olmamızdır. Büyüdükçe anda kalmaktan çok geçmişi düşünmeye ve geleceği planlamaya odaklanıyoruz.

Ne yediğimiz yemeğin ne aldığımız kokunun ne yaptığımız sohbetin, hatta gittiğimiz yolların dahi farkında değiliz. Bu farkındalıksızlık ise bize hayatımızın anlamsız ve değersiz olduğunu hissettiriyor. Mutlu olmanın, keyif almanın elde edilmesi zor şeyler olduğu yanılgısına kapılıyoruz. Mindfulness bize anı yaşama ve andan keyif alma farkındalığı kazandırıyor. Bu farkındalık kendimizden, sosyal, profesyonel ve akademik hayatımızdan aldığımız keyif ve tatmini de artırıyor.

Mindfulness ile Elde Edebileceğiniz Avantajlar Oldukça Fazla

Koşturmaca içerisinde yaşıyoruz. Bedenimiz dursa zihnimiz sürekli telaş halinde. İşe gidiyor, uzun saatler çalışıyor, eve dönüp evin sorumluluklarını yerine getiriyoruz. Zaman ayırmamız gereken ailemiz, arkadaşlarımız ve sorumluluklarımız var. Yapılacaklar listemiz uzadıkça uzuyor ancak ne yeterince zaman ne de enerji bulamıyoruz. Yolda, trafikte çokça zaman kaybediyoruz. Kimi zamansa zihnimizi boşaltmak için kendimizi saatlerce televizyona kaptırıyor veya internette zaman öldürüyoruz.

Kitap okuyor birkaç sayfa sonra okuduğumuzu anlamadığımızı fark ediyoruz. Yemek yiyor ama doyduğumuzu geç fark ediyoruz. Çünkü bedenimizin gerçekleştirdiği çoğu eylemde zihnimiz başka anlarda başka eylemlerde oluyor. Dolayısıyla anı ve zamanı ıskalıyoruz. Mindfulness becerisini hayatımıza katmaksa bize anda kalabilme avantajını sunuyor.

Peki Bilinçli Farkındalık ile Anda Kalmak Bize ne Sağlıyor?

  • Eylemlerimizi daha farkındalıklı bir şekilde gerçekleştiriyoruz bu da aldığımız keyfi ve verimi artırıyor.
  • Sorumluluklarımızı daha farkındalıklı bir şekilde, odaklanarak, dikkat kesilerek yerine getiriyoruz, dolayısıyla hata payımız azalıyor.
  • Eylemlerimizin farkında olduğumuz için zaman harcadığımız şeyleri daha iyi yönetebiliyoruz. Otokontrol geliştiriyoruz. Dolayısıyla televizyon karşısında, internette veya farklı bir eylemde gereğinden fazla zaman geçirmiyoruz. Bu sayede zamanı daha verimli kullanabiliyoruz.
  • İlişkilerimizin kalitesi artıyor. Başlattığımız veya dahil olduğumuz iletişimlerde karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini, beden dilini fark ediyoruz. Bu farkındalık daha kolay empati kurmamızı, daha verimli bir iletişim sürdürmemizi sağlıyor. Kurulan iletişimden ve ilişkiden aldığımız keyif ve doyum artıyor.
  • Daha kaliteli zaman geçiriyoruz. Kendimize, ailemize, sevdiklerimize veya iş ve sorumluluklarımıza daha nitelikli vakit ayırabiliyoruz.
  • Mindfulness becerisi ile stresle başa çıkmak kolaylaşıyor.
  • Problem çözme becerilerimiz gelişiyor, problem odaklı değil çözüm odaklı düşünmeye başlayabiliyoruz.
  • Kaygı düzeyimiz azalıyor.
  • Olumlu düşünce gelişiyor. Bardağın boş tarafına değil, dolu tarafına bakabilir hale geliyoruz.
  • Öz sevgi, öz değer ve şefkat gelişiyor.
  • Fiziksel sağlığımız iyileşiyor; kendimize ve içinde bulunduğumuz ana verdiğimiz değer bedenimize de yansıyor. Beslenme biçimimizden, aktivitelerimize, uyku düzenimize kadar fiziksel sağlığımıza etki edecek pek çok alanda iyileşme oluyor. Azalan stres ve kaygı sayesinde fiziksel ağrılar, kas spazmları azalıyor.
  • Ruhumuzda da iyileşmeler görülüyor. Bilinçli farkındalık becerisini geliştiren bireylerin düzenli meditasyon yapıyormuşçasına olumlu iç enerji kazandıkları görülüyor.
  • Olumlu şeyleri kolay sahiplenirken olumsuzları reddeder, onlardan kaçınırız. Bu da bizde baskı yaratır. Bilinçli farkındalık olumsuz duygu, düşünce ve davranışların da olabileceğini kabul etmemizi sağlıyor.

Mindfulness Tekniklerini Herkes Kolayca Öğrenebilir ve Uygulayabilir

Bilinçli farkındalık teknikleri herkes tarafından kolayca öğrenilebilir ve uygulanabilir. Öğrenme aşamasında profesyonel bir eğitmenden destek alabilir, eğitim programlarına katılabilirsiniz. Ancak henüz bu konuyla yeni tanışıyor ve kapsamlı bir eğitime zaman ve bütçe ayırmak istemiyorsanız kendiniz de başlayabilirsiniz. Bu konuda sosyal medyada sayısız içeriğe ulaşabilirsiniz.

Videolar izleyebilir, hatta bu alandaki profesyonellerin ücretsiz yaptığı canlı yayınlara katılabilirsiniz. Yine bilinçli farkındalık özelinde pek çok kitap bulunmaktadır. Bu kitapları satın alabilirsiniz. Mindfulness çalışan profesyonelleri sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz. Bilinçli farkındalık çalışma gruplarına, sosyal etkileşim platformlarına dahil olabilirsiniz.

Bilinçli farkındalık teknikleri birer meditasyon türüdür. Meditasyon ise odaklanmayı, konsantre olmayı, şimdi ve bu anda kalmayı ve gönüllü olmayı gerektirir. Başkasının yönlendirmesiyle bu tekniklerden verim alamayabilir, kendinizi çalışmalara veremeyebilirsiniz. Bilinçli farkındalık tekniklerinin birden fazla yöntemi bulunmaktadır. Hatta bu teknikler ilgi alanınıza, inançlarınıza, beklentilerinize, ihtiyaçlarınıza göre de değişebilir.

Ancak seçeceğiniz teknik ne olursa olsun tüm mindfulness tekniklerinin temel hedefi farkındalık yaratmaktır. Bu farkındalık yargısız ve bulunulan ana yönelik olmalıdır.

Bilinçli Farkındalık Tekniklerinden Bazıları:

  1. Basit Bilinçli Farkındalık Meditasyonu Tekniği: Rahat bir pozisyon alın ve sadece nefesinize odaklanın. Nefese odaklanmak sizin için zorsa bir renge, sayıya, kelimeye veya nesneye de odaklanabilirsiniz. Bu sırada zihninize düşünceler gelebilir, farklı duygular hissedebilirsiniz. Bu duygu ve düşünceleri nezaketle, yargılamadan kabul edin ve gönderin. Tekrar odağınıza geri dönün.
  2. Bedensel Farkındalık Tekniği: Ayak parmaklarınızdan başınıza kadar vücudunuzun her bir parçasını sırasıyla fark edin. Bunu yaparken nefes alıp verişiniz rahat olsun. Farkındalığı artırmak için ilgili bölgeleri kasıp bırakabilirsiniz. Vücudunuzdaki gerginliği, rahatsız eden kısımları, rahatlığı, gevşemeyi hissedin.
  3. Duyusal Mindfulness Tekniği: Bu tekniği uygularken gözlerinizi kapatabilir, kendinizi rahat hissedeceğiniz bir pozisyon alabilirsiniz. Ancak bu mümkün olmuyorsa bulunduğunuz anda herhangi bir durumdayken de tekniği uygulayabilirsiniz. Örneğin; kalabalık bir ulaşım aracında, yolda yürürken gibi. Farkındalık düzeyimize erişmese de her ortamın bir kokusu vardır, çok sessiz bir ortamda dahi duyabileceğimiz sesler vardır.

Veya tatlar. Elinize bir nesne veya yiyecek alabilirsiniz. Bir elma veya bir bardak, kalem olabilir. Gözlerinizi kapatabiliyorsanız kapatarak veya elinizdeki şeye bakmayarak onu ellerinizle inceleyin. Dokusunu, kıvrımlarını veya pürüzsüzlüğünü hissetmeye çalışın. Yumuşak mı, sert mi, ince mi kalın mı? Isısı nasıl? Sıcak mı, soğuk mu? Katı mı, akışkan mı, kıvamlı mı?

Koklayın, bir kokusu var mı? Bu kokuya benzeyen bildiğiniz farklı şeyler var mı? Tadabiliyorsanız tadın; ısırabilir, yudumlayabilir veya dilinizi değdirebilirsiniz. Herhangi bir tadı var mı? Peki bu deneyim size nasıl hissettiriyor? Bu yiyeceği veya nesneyi daha önce hiç bu halleriyle değerlendirmiş miydiniz? İşte mindfulness bize sıradan kabul ettiğimiz şeylere dahi farklı açılardan bakabilmeyi ve değer kazandırmayı sağlıyor.

  1. Duyguların Farkındalığı Tekniği: Öfke, kızgınlık, kaygı, stres, korku, sevinç, utanç ve benzeri duygularınızı fark edin, onları hoşgörüyle, yargısızca kabul edin. Bu duygulara isimler verin, size ne hissettirdiğine, bedeninizdeki etkilerine bakın. Ardından farkına vardığınız ve size ait olan bu duyguları uğurlayın.
  2. İstek ve Arzuların Farkındalığı Tekniği: Sigara, alkol, madde, cinsellik, şiddet ve benzeri istek ve arzularınız ile başa çıkın. Geldiklerinde size hissettirdiklerine, bedeninizdeki etkilerine bakın. Bu isteklerin zaman içerisinde azalarak kaybolacağını kendinize hatırlatın. Yargısız ve hoşgörüyle bu istekleri kabul edin ve geçip gitmelerini bekleyin.

Mindfulnes Eğitimlerimize Katılabilirsiniz

Aba Psikoloji olarak, bilinçli farkındalık yöntemiyle danışanlarımızın dikkat dağıtıcı, işlevsiz unsurları göz ardı ederek yer ve zamana odaklanmasına destek oluyoruz. Öğrenmeyle ilgili en önemli ve ilgi çekici kısımlar, dünyayı etkileyici hale getiren, kendine güveni ve kişisel gelişimi teşvik eden parçalardır. Bu bilgiden yola çıkarak bizde bilinçli farkındalık yöntemiyle bu parçaların izini sürüyoruz.

Mindfulness yöntemiyle gerçekleştirilen meditasyon çalışmalarının sosyal, bilişsel, duygusal ve profesyonel alandaki katkılarını danışmanlık deneyimlerimizden biliyoruz. Bilinçli farkındalık tekniği ile öğrenme sürecinin daha verimli gerçekleştiğini danışanlarımızın akademik sonuçlarında görüyoruz. Yöntemin danışanlarımızın dikkat sürelerine, odaklanmalarına ve bilgiyi işleme ve kazanma süreçlerine katkılarını ilgiyle takip ediyoruz.

Aba Psikoloji’de öncelik verdiğimiz bu yöntem, duygusal dengeyi destekleyerek odaklanma ve motivasyona dayalı öğrenme sürecine direkt fayda sağlıyor. Siz de bu avantajlardan faydalanmak ve mindfulness becerisini yetkinlikleriniz arasına katmak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz. Bilinçli farkındalık tekniği ile bireysel, sosyal, akademik ve profesyonel yaşamınızdan aldığınız verimi artırabilirsiniz. Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More

Özgüven sahibi kişi kendisini olduğu gibi kabullenme ve kendisiyle barışık olma özelliklerini taşır. Kişinin kendisi hakkında olumlu düşüncelere sahip olması ve gerçekçi hedefler koyarak güçsüz yanlarını geliştirmek istemesi özgüvenli bir davranışa örnek olabilir. Kendini tanıyabiliyor olmak ve kendini diğerleriyle bir rekabete sokmak yerine kendi kapasitesine uygun emin adımlarla ilerleyebilmek kişisel gelişim için oldukça önemlidir.

Okul veya iş hayatında özgüveni yüksek kişiler fikirlerini belirtmekten ve kendilerini göstermekten kaçınmazken, özgüven eksikliği yaşayan insanlar ise konuşmaktan çekinir, fikirlerini dile getirmez ve sessiz kalmayı seçebilirler. Etraftaki insanları kendinden daha başarılı, yetenekli veya dış görünüşlerini kendilerine kıyasla daha güzel görmek; kendilerini ise yetersiz, başarısız, değersiz hissetmek özgüven eksikliği yaşayan insanların yaşadığı zor ve gerçek dışı yargılardan yalnızca birkaçı. Bu negatif düşünceler kişinin karar verme ve sosyal ortamlarda öne çıkabilme eylemlerini olumsuz olarak etkiler ve başarısız olma, etrafındaki insanlar tarafından yargılanma korkusu kişinin kapasitesinin önüne geçer. Okul ve kariyer hayatında özgüven eksikliği yaşayan insanlar sunum yapmakta ve herkesin içinde konuşmakta zorlanırlar, diğer bireylerle göz teması kuramazlar ve kendilerini ifade edemeyebilirler.

Özgüven kişinin çocukluk zamanları itibariyle şekillenmeye başlar ve ailenin tavrı kişinin özgüven geliştirebilmesi açısından önemli rol oynar, aile içi davranışlar çocuğun özgüvenine güçlü bir zemin inşa edebilir. Çocukluk yıllarından itibaren söz hakkı verilen ve yaptığı küçük şeyler için dahi takdir edilen çocuklar daha özgüvenli bireyler haline geliyor.

Çocukluk döneminde ihmal edilmiş olmak, aile için şiddete maruz kalmak, dış görünüşü ile barışık olmamak, taciz, ailenin büyük beklentileri ise bireyin özgüvenini sarsan bazı olaylardır. Lütfen şiddetin her türlüsü ve taciz için destek almaktan çekinmeyin.

Özgüven insanın hayatının farklı dönemlerinde farklı seviyelerde olabilir. Ergenlik döneminde içine kapanık bir kişi, lise ve üniversite zamanlarında kendisine çok daha güvenen birine dönüşebilir. Dönemsel bazı başarısızlıklar yaşayan birinin, akranlarıyla aynı zamanda meslek sahibi olamayan bir üniversite mezununun ya da etrafındakilerden daha düşük sınav notları alan bir öğrencinin kendisine olan özsaygısı o dönem epey azalabilir. Özgüven kazanmanın yollarından bazıları şöyledir:

  • Gerçekçi hedefler koymak ve bunları başardığında kendini tebrik etmek
  • Gerçekten ne istediğini bilmek
  • Sabretmek ve gayretmek, hedefe odaklanmak
  • Kendine karşı çok katı olmamak ve zorlamamak
  • Başarısızlık korkusunu unutmak
  • Kendini olduğu gibi kabul etmek
  • Kendini başkalarıyla kıyaslamamak
  • Yapıcı olmayan eleştirileri kabul etmemek

Özgüven eksikliği, gelişimi ve özgüven kazanmanın yolları ile ilgili daha fazla bilgi almak için YouTube videomuza göz atabilirsiniz.

Read More

Meditasyon yapmaya başlayan kişilerin çoğu, maymun zihin denen sürekli, hiperaktif ve kendi kendini yıkıcı düşüncelerden kurtulmayı hedefler. Diğer taraftan gerçek şu ki, meditasyon zihinsel ve duygusal kargaşaları yok etmez. Daha ziyade, deneyimlerimizle iç içe olmamızı sağlayan mekanı ve yumuşaklığı geliştirir. Böylece duygu ve düşüncelerimizin çağlayanıyla oldukça farklı bir şekilde ilişkileniriz.

Bu yazıda bahsedeceğimiz mindfulness uygulaması, özellikle duygusal karışıklık ve acıyı hafifletmek için tasarlanmıştır. Olumsuz ya da rahatsız edici bir duygu ortaya çıktığında, bir an durum aşağıdaki dört adımı kendinize hatırlatın. Bir şeylerin değiştiğini göreceksiniz.

Tanıma

Ne yaşadığımızı bilmedikçe, yaşadığımız duyguyla başa çıkmak neredeyse imkansızdır. Yani, ilk adım ne olup bittiğini fark etmektir. Sizi rahatsız eden bir sohbeti ele alalım. Rahatsız oluyorsanız bunu yok saymak yerine, hissettiğiniz duyguya daha yakından bakın. Bu duyguyla tanışmaya çalışın. Hissiniz öfke olabilir mi? Öfkeli olmak size nasıl hissettiriyor? Mindfulness pratiği burada başlıyor.

Kabul etme

İkinci adım, birincinin uzantısıdır. Bu hissi kabul edin ve orada olmasına izin verin. Diğer bir deyişle, kendinizi bu duyguyu hissetme izni verin. Hissettiğiniz duygu için kendinize kızdığınız zaman başarıya ulaşma gücünüzün olmadığını kendinize sürekli söylemiş olursunuz. Ancak düşünceleriniz, karakteriniz değildir. Onları evinize gelen misafirler gibi düşünün. Onları selamlayın, içeri kabul edin ve izleyin.

mindfulness

Hislerinizi kötü ve yanlış olarak değerlendirmek yerine, acı verici olarak adlandırmak yeterlidir. Bu özsevginin oluşması için gerekli altyapıyı sağlar. Çünkü böylece herhangi bir duygunuz bastırılması gereken bir düşmana dönüşmemiş olur.

Araştırma

Artık açıklık ve merak duygusuyla sorular sormaya ve keşfetmeye başlıyorsunuz. Bu, takıntı veya suçlamadan çok daha farklıdır. Büyük bir hızla tetikleyicilere öfkelenmek yerine, duygunun kendini araştırmak gerekir. Merak ve duyguya yakınlık büyük oranda özgürlük verir. Hissettiğiniz duygunun nasıl ortaya çıktığını araştırın. Duygular aslında çeşitli ipliklerden dokunmuş karmaşık dokulardır. Örneğin, öfkenizin içinde üzüntü, çaresizlik veya korku olabilir.

TanımlamaMA

Son adımda, duygularınız üzerinden kendinizi tanımlamamayı öğrenmeniz gerekiyor. Belli durumlarda ve belli kişilere karşı öfkeli olmanız, sizi öfkeli bir insan yapmaz. Kendinize belli zamanlarda öfkelenme izni vermeniz, her zaman ve her koşulda öfkeli olduğunuz anlamına gelmez. Bu sonunda kendinize olan sevginizi unutmanıza sebep olabilir. Bunun yerine duygularınızın ortaya çıkışını, derinliğini, içeriğini görerek duyguyu kendi başına ele almanızda fayda var.

Read More

Çocukların duygusal gelişimi, diğer bütün gelişimlerine eşlik ederek çocuğu yetişkinliğe hazırlar. Bir çocuğun kişisel duygularını yönetebilmesi, başkalarının duygu ve ihtiyaçlarını anlaması ve pozitif ilişkiler kurabilmesi için güçlü bir temel oluşturması gerekir. Sosyal ve duygusal gelişim; çocuğun doğuştan gelen mizacı, kültürel etkiler, çevresindeki model davranışlar, çevresindeki yetişkinlerle ilişkilerindeki güven seviyesi ve sosyal etkileşim fırsatlarına göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle çocuğa iyi bir rehber olmak ve çocuklara duyguları öğretmenin yollarını keşfetmek gerekir.

Duygular neden önemlidir?

Şaşkınlıktan utanca, gururdan empatiye varana kadar gün içinde çok sayıda duygu yaşarız. Bu duygulara yaklaşımımız 4 yaşındayken farklı, 14 yaşındayken farklı olacaktır. İlerleyen yaşlarda ise işler daha da değişir. Her geçen gün yaşadıkları farklı duygulara verdikleri tepkiler ve bu duyguları yorumlama biçimleri; çocukların seçimleri, davranışları ve yaşamla ne kadar iyi başa çıktıkları üzerinde önemli etkiye sahiptir.

 

Bebeklikten itibaren duygusal gelişim

Bebekler sevinç, öfke, üzüntü ve korku gibi temel duyguları hissetmeye başlarlar. Daha sonra, çocuklar benlik hissi geliştirmeye başlarken, utangaçlık, sürpriz, şaşkınlık, utanç, suçluluk, gurur ve empati gibi daha karmaşık duygular yaşar. Çok küçük çocukların duyguları çoğunlukla hızlı kalp atışı veya karnındaki kelebekler gibi fiziksel tepkilerden oluşur.

Çocuk büyüdükçe, duygularını tanıma yeteneği gelişir ve duyguları da giderek düşüncelerinden etkilenmeye başlar. Kendi duygularının farkına varırlar ve başkalarınınkilerini daha iyi tanıyıp anlarlar.

duygusal gelişim

Duygusal gelişim; duyguların neler olduğunu öğrenmek, bunların nasıl ve neden ortaya çıktığı anlamak, kendinin ve diğerlerinin hislerini tanımak ve bunları yönetmenin etkili yollarını geliştirmek anlamına gelir. Çocuklar büyüdükçe ve farklı durumlara maruz kaldıkça duygusal yaşamları da daha karmaşık hale gelir. Dolayısıyla, bir dizi duyguyu yönetmek için geliştirilen beceriler, uzun vadede çok önemlidir.

Duygusal gelişim, bebeklik döneminde başlayan ve erişkin yaşta devam eden karmaşık bir süreçtir. Duygusal gelişim, küçük birer çocukken şu adımlarla başlar:

  • Duyguların neler olduğunu öğrenmek
  • Nasıl ve neden gerçekleştiklerini anlama
  • Kendi duygularını ve diğerlerinin duygularını tanımak
  • Bunları yönetmenin etkili yollarını geliştirmek.

Çocukların duygusal gelişimini desteklemenin 4 yolu

Ebeveynler ve eğitmenler, çocukların duygusal gelişimlerini desteklemek için önemli bir role sahiptir. Rollerini ise; çocuğun duygularına etkili bir şekilde yanıt vererek, duygularını nasıl yönettiklerini örneklendirerek ve çocuklarla duygular hakkında konuşarak performe ederler. Benzer şekilde, okul personeli, çocukların duygusal gelişimine önemli destek sağlayabilir.

Çocukların duygusal gelişimini desteklemek için yapılabilecekler konusunda kısa bir liste sunarak yazımızı tamamlayalım.

  • Çocuğunuz için rol model olun

Kişileri zorlayan duygulardan kaçış mümkün değildir. Bu nedenle çocuğunuza böyle duyguların hayatın bir parçası olduğunu gösterin. Hayatı bir anlamda zorlaştıran duygularla nasıl baş ettiğinize tanık olmaları onlar için model olacaktır. Örneğin, “Çok yorgun hissediyorum, bugün erken yatsam iyi olacak,” demek kulağa çok sıradan gelse de çocuğunuz için büyük anlam ifade eder.

  • Çocuğunuzla duygularını konuşun

Duygularımız hayatımıza bir şekilde anlam katan parçalarımızdır ve onlarla ilgili konuşmaya alışmamız gerekiyor. Yetişkinler için bile duygulardan bahsetmek zor olabilirken, çocuklar için henüz yeterince duyguyu tanımlayamadığı için bu iş biraz daha karmaşık hale gelir. Bu nedenle çocuklarınızla gün içinde hangi duyguları yaşadığınızı, duygulara isim vererek konuşmaya çalışın. Böylece çocuğunuz kendi duygularını tanıması ve duygularıyla ilgili konuşmasını kolaylaştırabilirsiniz.

  • Olumsuz duyguları konuşarak ifade edin

Yetişkinlerin birçoğu olumsuz duygularını ifade ederken duygularından uzaklaşarak sadece öfkeli sözler söyler. Bunun yerine gerçekten size kötü hissettiren şeyden bahsederek ve bunu yüksek ses kullanmadan konuşarak çocuğunuza öfkeli anlar için rol model olmaya çalışın. Çocuğunuz öfkelendiği zaman rahatlamalarına yardımcı olmak için asıl konuya odaklanın. Yüksek sesle konuşmaya, bağırmaya ya da hatta çığlık atmaya başladıklarında, onları asıl konuya döndürerek mevcut konuya önem verdiğinizi gösterin.

  • Çocuğunuza şefkatle ve ilgiyle yaklaşın

Çocuklar olaylara ve duygulara nasıl tepki vereceklerini onlara yaklaşımlarınız üzerinden belirleyebilir. Bunun pek çok sebebi vardır. Çocuklarınız duygularına verdikleri tepkiyle bir davranışa başvurduğu zaman onlara sıcak, ilgiyle ve şefkatli şekilde davranmanız duygusal gelişim süreci için son derece faydalı olacaktır. Böylece sizin yanınızda baskı altında hissetmeyecekler ve onlara kendi duygularını fark etmek için bir alan açmış olacaksınız. 

Read More