Yurt dışında eğitim ve yurt dışında staj öğrencilerin kariyer hedeflerinin önemli bir parçası oluyor. Dünyanın önde gelen şirket ve kurumlarının birçoğunun merkezi yurt dışında yer alıyor. Bu noktada; Apple, Microsoft, Amazon, Facebook, Tesla gibi pek çok isim sıralamak mümkün olabiliyor. Elbette dünya devi şirketlerde ya da uluslararası kurumlarda staj olanaklarını değerlendirmek önemli avantajlar sağlıyor. Bununla birlikte; yurt dışı staj olanaklarını değerlendirmek kişisel gelişim ve dil gelişimine de katkı sağlıyor. Bu anlamda birçok öğrenci eğitim, staj ve istihdam fırsatları için yurt dışına gitmeyi tercih ediyor.

Kariyer planlaması yaparken ve fırsatları değerlendirirken kariyer danışmanlığı almak öğrencilerin yararına olabiliyor. Çünkü hem eğitim hem de kariyer hayatı için stratejik bir planlamaya ihtiyaç duyuluyor. Bu noktada pek çok farklı dinamiği değerlendirmek gerekiyor. Öğrencinin beceri ve yatkınlıkları dışında, geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceğine bakmak da önem taşıyor.

Yurt Dışında Staj Yapmak İş Ağınızı Genişletmenize Katkı Sağlıyor

Yurt dışında üniversite eğitimi almak öğrencilerin güçlü bir network elde etmesine yardımcı oluyor. Benzer bir durumun yurt dışı staj olanaklarını değerlendirenler için de geçerli olduğunu söylemek mümkün… Farklı ülkelerde staj yapmak birçok yeni insan tanımak ve alanında uzman isimlerle çalışmak anlamına geliyor. Bu noktada öğrenciler farklı yaş gruplarından, farklı statülerden insanlarla bir araya geliyorlar. Elbette bu durum; yeni iş olanaklarına dair fırsatları da beraberinde getiriyor.

Öğrenciler staj yaptıkları şirket ve kurumlarda kariyerlerine başlama şansı bulabiliyorlar. Bununla birlikte; dünyanın farklı noktalarında karşılarına çıkacak farklı imkanları değerlendirme şansı yakalayabiliyorlar. Geniş bir network elde etmek hem eğitim hem kariyer olanakları açısından kritik bir rol oynuyor. Bu anlamda yurt dışı staj fırsatlarını değerlendirmek önem taşıyor.

Yurt Dışında Staj Yapmak Güçlü Bir Özgeçmiş Oluşturmanıza Yardımcı Oluyor

Kariyer hayatı için en önemli adımlardan biri güçlü bir özgeçmiş oluşturabilmek… Bu anlamda; en önemli noktayı eğitim geçmişi ve alana yönelik deneyimler oluşturuyor. Özgeçmişte yurt dışı stajlara yer verilmesi istihdam olanakları açısından avantaj yaratabiliyor.

İş başvurularında özellikle önemli pozisyonlar için yoğun bir rekabetin söz konusu olduğu biliniyor. Bu anlamda; güçlü bir özgeçmiş süreci bir adım önde yürütme noktasında yararlı olabiliyor. İş hayatına çok daha iyi olanaklarla başlama fırsatı yakalamaya olanak veriyor. Staj sürecinde elde edilen tecrübe iş hayatına daha iyi bir noktadan başlamak anlamına geliyor. Yurt dışında staj yaparken kazanılan bilgi ve beceriler iş hayatına kolay adapte olunmasına katkı sağlıyor.

Yurt Dışı Staj Olanaklarıyla İş Alanına Yönelik Tecrübe Edinmek Mümkün Oluyor

Staj dönemleri iş alanına yönelik tecrübe edinmek için önemli fırsatlar olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde ülkelerin farklı alanlarda uzmanlaştığı görülebiliyor. Bu durum hem eğitim hem araştırma hem de iş alanları bakımından geçerli oluyor. Bu anlamda stajlar iş alanının dinamiklerine daha yakından bakma fırsatı sunabiliyor. Hedeflenen iş alanında uzmanlaşmış bir ülke veya kurumda staj yapmak alanı yerinde deneyimlemek anlamına geliyor. Böylelikle; alana yönelik bilgi ve becerileri geliştirmek kolaylaşıyor.

Yurt Dışı Stajlar Dil Gelişimine Katkı Sunuyor

Yurt dışında staj yapmak dil gelişimi açısından da önemli avantajlar sağlıyor. Uluslararası öğrenciler ve mezunlar stajlarını İngilizce yürütebilecekleri ülke ve kurumları daha fazla tercih ediyorlar. Böylelikle İngilizce seviyelerini ilerletme olanağı buluyorlar. Aynı zamanda; hedefledikleri iş alanına yönelik İngilizce terimleri öğrenme fırsatı yakalıyorlar. Yani aynı zamanda mesleki İngilizcelerini de geliştirebiliyorlar.

Staj Yapılacak Kurum ve Alanlar Önem Taşıyor

Elbette bu noktada; hangi kurum ve alanda staj yapılacağı da önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Karar aşamasında doğru bir yol haritası izlemek önem taşıyor. Kariyer planlaması stratejik olarak ilerlemesi gereken bir süreç olarak biliniyor. Bu anlamda; yurt dışında staj süreçlerini planlarken kariyer danışmanlığı almak önem taşıyor. Kariyer danışmanları ile beraber çalışmak hem eğitim hem de kariyer süreçlerinde önemli bir noktayı oluşturuyor. Bu noktada; yalnızca staj sürecini değil; kariyer yolculuğunu da planlamak gerekiyor. Staj yapılacak doğru şirket ve kurumları belirleme noktasında kariyer danışmanları önemli bir rol oynuyor.

Stajlar kariyer hayatına başlamadan önceki en önemli adımlardan birini oluşturuyor. Bu anlamda başarılı bir kariyer için doğru staj olanaklarını değerlendirmek gerekiyor. Elbette bu noktadan geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceğini de değerlendirmek gerekiyor. Bu noktada uzman görüşünden faydalanmak oldukça önemli ve faydalı oluyor. Çünkü dünyanın geleceğini ve dinamiklerini öngörmek ancak uzman görüşü ve yardımıyla mümkün olabiliyor.

Yurt dışında staj ve kariyer süreçleri hakkında bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

aba Psikoloji olarak öğrencilerimizin başarısını nasıl arttırıyoruz? Eğitim ve kariyer süreçleri boyunca öğrencilerimize nasıl destek oluyoruz? Başarılı bir eğitim ve kariyer hayatı için nelere odaklanıyoruz? Öğrencilerimiz için nasıl bir yol haritası çıkartıyoruz? Bu süreçte öğrencilere ve ailelerine neleri tavsiye ediyoruz, neleri tavsiye etmiyoruz?

Her şeyden önce doğru kariyer yönetimi noktasında öğrencilerimize yardımcı oluyoruz. Onları doğru alanlara yönlendirme hedefiyle yola çıkıyoruz. Çünkü doğru adımları atmak ve doğru alanda konumlanmak başarıyı beraberinde getiriyor. Bu noktada; öğrenciyi yalnızca bir birey olarak değerlendirmemek önem taşıyor. Çünkü öğrenci bir ekosistem içerisinde var oluyor. Bunu bilerek öğrenciyi “egosistem”inden çıkartmak ve ekosistemi içerisinde değerlendiriyor olmak gerekiyor.

aba Psikoloji Olarak Öğrencilerimize Nasıl Destek Oluyoruz?

Bireylerin kariyer hayatı aile ve arkadaşlık ilişkileri ve yaşadıkları çevreyle doğrudan ilişkili oluyor. Bireyin başarısı ya da başarısızlığının nedeni zaman zaman ailenin tutumu olabiliyor. Anne, baba ya da kardeşleriyle kurduğu ilişki, aile bireylerinin tutum ve davranışları öğrencilerin başarısını etkileyebiliyor. Bununla birlikte, okul yaşantısı ve okul ortamındaki dinamikler öğrencinin başarısı üzerinde rol oynayabiliyor. Aynı şekilde arkadaşlık ilişkileri öğrencinin eğitim ve kariyer süreçlerini olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor.

Bu noktada; bireyi tek başına değerlendirmek yanlış veriler elde edilmesine neden olabiliyor. Bu anlamda bireyi ekosistemi içerisinde değerlendirmek; aile, arkadaşlar ve çevreyi bir bütün olarak ele almak gerekiyor. Bu nokta birinci derecede önem taşıyor. Çünkü doğru kariyer yönetimi ancak bu şekilde mümkün olabiliyor.

aba Psikoloji Olarak Ailelere Neler Tavsiye Ediyoruz?

Bu noktada; ailelere önemli bir görev düşüyor. Ailelerin öğrencinin üstüne gitmekten kaçınmaları gerekiyor. Kısa ya da uzun vadede, her koşulda öğrenciye tam destek vermeleri büyük bir önem taşıyor. Öğrencinin ailesinden koşulsuz, şartsız destek gördüğünü biliyor olması kritik bir dönem taşıyor. Bu durum hem eğitim hem kariyer süreçleri için geçerli oluyor. Elbette tüm aileler çocuğunun geleceği için kaygılanıyor. Çocuğunun mutlu olmasını ve iyi yerlere gelmesini her şeyin üzerinde tutuyor.

Ancak; aileler zaman zaman yapılması gerekenler konusunda çocukları fazla zorlayabiliyor. Bu durum bilinçli ya da bilinçsiz şekilde ortaya çıkabiliyor. Bu öğrencilerin üzerinde ciddi bir baskı oluşmasına neden oluyor. Bu tutumun sonucu, öğrencinin başarısının artmak yerine düşmesine neden olabiliyor. Peki; aba Psikoloji olarak ailelerin, eğitimcilerin modellerin ve mentorların nasıl bir yol izlemesini tavsiye ediyoruz? Öncelikle; öğrencilere en önemli noktanın onların iyiliği olduğunun hissettirilmesi gerekiyor. Öğrencinin atacağı her adımın kendisi için faydalı olacağını biliyor olması önem taşıyor.

Doğru Kariyer Yönetimi ile Okul, Bölüm ve Meslek Seçimi Yapmak

Öğrencilerin kendileri için doğru olan noktada konumlandırılması gerekiyor. Bu noktada okulların yalnızca ismine odaklanmanın yanlış olduğunu unutmamak gerekiyor. İyi okulu değil öğrenci için doğru okulu bulabilmek gerekiyor. Bu durum bölüm seçimi ve meslek seçimi için de geçerli oluyor. Bugün en iyi üniversitelerden mezun olan öğrencilerin işsiz kalması söz konusu olabiliyor. İlk 5 binde, ilk binde hatta ilk yüzde olup belli okullarda okuyan öğrenciler başarısız olabiliyor. Doğru tercihler yapılmadığı için öğrenciler kendilerini gösteremiyorlar ve kendilerini gerçekleştiremiyorlar. Bu hem başarısızlığı hem mutsuzluğu beraberinde getiriyor.

Bu noktada; aba Psikoloji olarak Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testleriyle öğrencilerimizi doğru alanlara yönlendiriyoruz. Prestijli okullara odaklanmak yerine öğrenci için iyi olan ve gelişimine uygun okul ve sistemlere odaklanıyoruz. Okullar üzerinden değil; öğrenciler üzerinden bir yapı oluşturulmasını önemsiyor ve bu doğrultuda hedefler belirliyoruz.

Elbette; bu noktada öğrencilere; öncelikli olarak sınavlara odaklanmalarını tavsiye ediyoruz. İyi okul, iyi bölüm, iyi meslek gibi kaygılara kapılmak öğrencilerin başarılarının düşmesine neden olabiliyor. Bu durumda öğrenci doğal olarak istediği sonucu elde edemeyebiliyor. Öğrencinin odaklanması gereken noktanın; eksiklerini tamamlamak ve sınavda başarıyı yakalamak olması gerekiyor. Seçim yapma kaygısına kapılmak ve ikilem yaşamak olumsuz sonuçlara yol açabiliyor.

aba Psikoloji olarak öğrencilerimizin başarısını her şeyden çok önemsiyoruz. Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testleri ile öğrencilerimizi destekliyoruz. Meslek seçimi okul seçimi, sınavlar, başvuru süreçleri gibi her alanda öğrencilerimize destek veriyoruz. Tüm bu konular hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve bizimle ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Kariyer hayatı için üniversite mezunu olmak neden önem taşıyor? Öğrenci adaylarının kariyerlerini kurgularken neleri dikkate almaları gerekiyor? Üniversite kişisel gelişim süreçlerini nasıl etkiliyor? Doğru üniversite seçimi yapabilmek için nelere dikkat etmek gerekiyor? Geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği kariyer seçimleri üzerinde nasıl bir rol oynuyor? Bölüm seçimi yapacak olan öğrenciler nasıl bir rol izlemeli?

Birçok öğrenci kariyer hayatını yalnızca iş hayatı, çalışma hayatı olarak değerlendiriyor. Aslında kariyer olarak tanımlanan kavram; yaşamın birçok alanını kapsıyor. Aile ilişkileri, sosyal statü, arkadaş çevresi, ait olunan gruplar gibi birçok unsur kariyerle doğrudan ilişkilendiriliyor. Bu anlamda doğru kariyer seçimi yapabilmek kişinin tüm yaşamı için kritik bir noktayı oluşturuyor. Kariyer hayatı ve bu sürece doğru atılacak adımları aslında lise yıllarından itibaren belirlemek gerekiyor. Öğrencilerin ilgi alanları ve yatkınlıklarını saptamak ve bu doğrultuda bir yol haritası çıkarabilmek önem taşıyor. Bölüm seçimi, üniversite seçimi gibi kritik kararların bu dönemde verilmesi gerekiyor. Böylelikle doğru zamanda doğru adımları atarak hedefe ulaşmak mümkün olabiliyor.

Bir yol haritası belirlerken kariyer danışmanlığından faydalanmak önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Dünya hızla değişiyor ve geleceği kurgularken değerlendirilmesi gereken dinamikler farklılaşıyor. Doğru seçimler yapabilmek için kısa vadeli planlar halinde gelecek 60 yılı planlayabilmek gerekiyor. Bu süreçte geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği hakkında doğru öngörüler ortaya koyabilmek önem taşıyor. Elbette öğrencilerin bunu tek başına başarabilmesi her zaman mümkün olabiliyor. Bu anlamda uzman yardımına başvurmak doğru bir yaklaşım oluyor. Peki; üniversite mezunu olmak kariyer hayatını nasıl etkiliyor? Üniversite eğitimi almak neden önem taşıyor?

Kariyer Hayatı ve Üniversite Eğitimi Arasındaki İlişki

Bir öğrencinin lise ve üniversite eğitiminin yaklaşık 8 – 10 yıllık bir süreci kapsadığı biliniyor. Günümüzde üniversiteden mezun olan bir öğrencinin 40 ile 60 yıl arasında değer üretmesi bekleniyor. Değer üretebilmek ve fark yaratabilmek 21. yüzyılın en önemli anahtar kelimeleri olarak karşımıza çıkıyor. Artık öğrenci adayları eğitim süreçlerinde, başvuru ve kabul aşamalarında bu doğrultuda değerlendiriliyorlar.  Benzer bir durum kariyer süreçleri için de geçerli oluyor. İş hayatı ve çalışma hayatı için adayların potansiyeli değerlendiriliyor. İçinde bulunacağı iş alanında ne ölçüde değer üretebileceği ve ne ölçüde fark yaratabileceğine bakılıyor. Peki; üniversite mezunu olmak kariyer hayatı üzerinde nasıl bir rol oynuyor? Neden önem taşıyor?

Üniversite eğitimi aslında kariyer sürecinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Öğrenci adayları üniversite hayatları sürecinde akademik bir donanım elde ediyorlar. Ancak üniversite eğitiminin yalnızca akademik bilgi ve birikimden ibaret olmadığını bilmek gerekiyor. Üniversite öğrencilere farklı bir bakış açısı sunuyor. Kişisel gelişim anlamında önemli bir katkı sağlıyor. Kendi ayakları üzerinde durabilme fırsatı veriyor. Üniversite eğitimleri süresince değer üretmeyi başaran öğrenciler bunu kariyer hayatına da yansıtıyorlar. Kimi öğrenciler kendi girişimlerini hayata geçiriyorlar ve 21. yüzyılın ihtiyaçlarına bu şekilde çözüm üretmeyi seçiyorlar. Üniversite mezunları için daha geniş bir istihdam alanı olduğu zaten biliniyor. Üniversite mezunları akademik yaşantılarını devam ettirerek AR-GE süreçleri içerisinde yer alabiliyorlar.

Kariyer Hayatı Boyunca Başarıyı Yakalamak İçin Nelere Dikkat Etmek Gerekiyor?

Peki; gençler kariyerlerini kurgularken nelere dikkat etmeli? Gençlerin gelecek 60 yıl için doğru bir planlama yapmaları gerekiyor. Bu noktada mesleklerin geleceğine odaklanmak önem taşıyor. Dünya dijitalleşmenin etkisiyle hızla gelişiyor, değişiyor, pek çok alan yeniden yapılanıyor. Bu değişim karşısında hazırlıklı olmak büyük bir önem taşıyor. Gelecekte; yapay zeka, makine öğrenmesi gibi alanlar ön plana çıkıyor. Birçok meslek biçim değiştiriyor. Mimarlık, tıp, hukuk, eğitim, mühendislik ve benzeri birçok alan bu değişimden etkileniyor. Bu anlamda mesleklerin yakın gelecekte nasıl bir yapılanma içinde olacağını doğru tespit etmek gerekiyor. Öğrencilerin becerilerini, yeteneklerini ve akademik birikimlerini bu doğrultuda şekillendirmeleri önem taşıyor.

Kariyer hayatı ve kariyer süreçleri hakkında detaylı bilgi edinebilmek için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Kariyer hayatında fark yaratmak bilgi ve becerilerine güvenen, geleceğe umutla bakan ve hayat şartlarını iyileştirmek isteyen her bireyin öncelikli isteğidir. Ancak bu istek pek az kişi için gerçekçi bir hedefe dönüşebilmektedir. Başarılı olmak için bilgi ve beceriler yeterli olsa da fark yaratıp öne çıkabilmek için yetersizdir. Fark yaratmak için geliştirilmesi gereken beceriler vardır. Örneğin duygusal zeka gerektiren becerileri geliştirmek ya da özgüven geliştirmek, beden dilini iyi kullanmak, kar- zarar analizi yapabilmek gerekir. Yazımızın devamında öne çıkabilmek için geliştirilmesi gereken becerileri ve önerilerimizi detaylarıyla bulabilirsiniz.

Duygusal Zekanızı ve İletişim Becerilerinizi Geliştirin

Kariyer hayatında fark yaratmak ve başarılı olmak için mesleki bilgi ve yeteneğin dışında duygusal zeka gereklidir. Araştırmalar mantıksal zeka düzeyini (IQ) destekleyen duygusal zeka (EQ) düzeyi artıkça bireylerin başarılarının artığını desteklemektedir. Bu öngörü tüm meslekler için geçerli olmasa da insanla birebir etkileşimin gerektiği işlerde başarıyı etkileyen bir faktör haline gelmektedir. Hizmet, sağlık ve eğitim sektörü, öğretmenlik, liderlik, reklam ve pazarlama gibi çalışma alanlarında duygusal zekanın etkisinin belirgin hale geldiğini söyleyebiliriz.

Duygusal zeka; kişinin kendi duygularını anlaması, başkalarının duygularına empati geliştirmesi, ve kendi duygularını yaşamı zenginleştirecek biçimde düzenleyebilme becerisidir. Ayrıca duygusal zeka hislerin ne olduğunu bilmek ve hisleri kullanarak iyi kararlar verebilmektir. Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Duygusal Zeka Becerilerinizi Geliştirin ve Duygusal Zeka Meslek Seçimi İçin Önemli mi? yazılarımızı da duygusal zekaya yönelik daha detaylı bilgi edinmek için okuyabilirsiniz.

Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Zaman Yönetimini Öğrenin

Zaman hepimiz için en değerli kaynak. Verimli kullandığımızda zaman, hem kariyerimizde hem kişisel yaşamımızda daha fazla fayda sağlamamıza katkı sağlıyor. Aynı şekilde zamanı verimli kullanamamakta işlerimizi yetiştiremememize, özel yaşama ve sosyal etkinliklere vakit bulamamamıza ve stres yaşamamıza neden oluyor. Kariyer hayatında fark yaratmak önemli ölçüde zamanı etkili kullanabilmekten geçiyor. Başarılı insanların hayatlarına baktığımızda iş dışı aktivitelerle de meşgul olduğunu, sosyal yaşamına, ailesine ve kendine vakit yaratabildiğini görüyoruz. Zamanı verimli kullanma teknikleri hakkında detaylı bilgi edinmek isterseniz Zaman Baskısı Yaşamamak İçin Etkili Zaman Yönetimi Teknikleri yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Olumsuzluklardan Ders Çıkarın

Yaşamın her döneminde en verimli, üretken, başarılı olduğumuz zamanlarda dahi olumsuzluklarla karşılaşmamız olağandır. Bizi güçlendiren, geliştiren ve yönlendiren de bu olumsuzluklardır. Kariyer hayatında fark yaratmak isteyen kişilerin karşılarına çıkan zorlukları ders çıkarmak ve daha iyisini başarmak için fırsat olarak görebilmesi gerekir. Olumsuzluklar karşısında kırıklığa uğramak, motivasyonu düşürmek kısa sürede pes edilmesine neden olacaktır. Oysa mükafat yılmadan, güçlenerek devam etmesini başaranlarındır.

Ne öğrencilik yıllarında ne acemilikle geçen ilk iş tecrübelerinde ne de kariyer gelişiminizde karşınıza çıkacak zorluklar sizi vazgeçirmemelidir. Kolay olan, emek istemeyen hiçbir iş tatmin edici değerde değildir. Çünkü kolay olan, çabuk elde edilen şeyler sizin mevcut potansiyelinizin altındaki hedeflerdir ve “başardım” duygunuzu pekiştirmeyecektir. Kendinize inanmanız ve zorlukları gelişiminize hizmet eden fırsatlar olarak görmeniz kariyerinizde fark yaratmanıza destek olacaktır.

Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Hedef Belirlemek Şart!

Hedef belirlemek eğitim hayatından başlayarak tüm kariyer basamaklarında başarılı olabilmek için baş role sahiptir. Hedef olmadan motivasyon olmaz, hedef olmadan azim olmaz. Hedef kişinin organize olması, kendini planlaması ve amacına yönelik çalışması için gereklidir. Kariyer hayatında fark yaratmak sizin hedefiniz ise eğer bu ana hedefe ulaşabilmenin en sağlıklı yolu kısa vadeli hedefler çıkarmaktır. İyi bir hedef ise kişinin beklentileri, potansiyeli ve gerçeklikle uyumlu olmalıdır.

Hedefin erişilebilir, uygulanabilir, ölçümlenebilir olması da kişinin kendini motive etmesi ve gelişimini takip edebilmesi için önemlidir. Ayrıca iyi bir hedef zaman aralığı konulabilen hedeftir. Hedefinizi gerçekleştirmek için ne kadar süreye ihtiyaç olduğunu, çalışmaya ne zaman başlanıp ne zaman finalize edilmesi gerektiğini de belirlemeniz gerekir. Eğer hala hedefinize ulaşmak için alt hedefleriniz yoksa ilk iş hedeflerinizi belirlemelisiniz.

Olumlu ve Olumsuz Yönlerinizle Kendinizi Tanıyın

Kendinizi tanımak, karakterinizin beğenilen ve sizi zora sokan yönlerini belirlemek kariyer hayatında fark yaratmak için oldukça önemlidir. Hepimizin olumlu ve gelişime açık yönleri vardır. Birde açığa çıkmasından çok hoşlanmadığımız ve kontrol altında tutmaya çalıştığımız yönlerimiz vardır. Stresi tolere edememek, rekabetçi olmak ya da rekabet altında çalışamamak, çekingenlik gibi. İş hayatında sizi zorlayabilecek yönlerinizi tespit etmeli ve onları başarılı şekilde kontrol edebilmek için destek alma fikrini değerlendirmelisiniz.

Aynı şekilde kariyerinizde öne çıkabilmek için güçlü yönlerinizi belirginleştirmeniz ve gelişime açık yönlerinizi de geliştirmelisiniz. Ancak tüm bunların dışında mesleğinizi, rolünüzü iyi seçmelisiniz. Karakteriniz, ilgileriniz, beceriniz, beklentiniz, değer yargılarınız ve inançlarınızla uyuşmayan bir iş kariyer hayatında fark yaratmak için ihtiyacınız olacak son şeydir.

Başarı Odaklı Olun Ama Mükemmeliyetçi Olmayın

Başarı odaklı olmak kariyerinizde öne çıkmanız için size destek olacaktır. Ancak birde başarıyı engelleyen gizli faktörler vardır ki onlardan en etkilisi mükemmeliyetçiliktir. Mükemmeliyet pozitif bir özellik gibi görünür. İşini kusursuz yapmak, rollerini eksiksiz yerine getirmek, en iyisini başarabilmek için gerekli olduğu yanılgısına kapılırız. Oysa gerçek öyle değil. Mükemmeliyetçi bireyler detaylarda boğulmaya eğilimlidirler.

Detaylara takılıp, en iyisini yapmaya çalışırken bir işe gereğinden çok daha fazla zaman ve efor harcarlar. Bu da zamanı verimsiz kullanmalarına, işlerini yetiştirememelerine, strese girmelerine neden olur. Daha fazla yorulur ve yaptıkları işlerden de tam anlamıyla keyif alamazlar. Kariyer hayatında fark yaratmak için mükemmeliyetçi olmak yerine başarılı olmak için gerektiği kadarını yapmaya odaklanın.

Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Analitik Düşünme Becerinizi Geliştirin

Analitik düşünme becerisi hangi işle meşgul olursanız olun oldukça önemlidir. Bireyin aklını doğru kullanabilmesi ve buna bağlı olarak okul, iş, sosyal yaşamında başarılı olabilmesini sağlayan önemli bir beceridir. Analitik düşünme sayesinde neden-sonuç ilişkisi kurulabilir. Analitik düşünce ile bir iş bütünden parçalara ayrılarak her parçanın değerlendirmesi yapılabilir. Karşılaştığımız problemlere karşı sağlıklı çözümler geliştirmemize yardım eder. Problemin çıkış noktası, sebepleri, doğurduğu sonuçlar, çözüm önerileri, olası sonuçlar gibi probleme dair alt başlıkları belirlememizi ve çözmemizi sağlar.

Analitik düşünme özellikle liderlik rolü gerektiren işlerde ve kendi işini kurmak isteyen bireylerde oldukça önemlidir. Riskleri hesaplamayı ve gerekli önlemleri almayı kolaylaştırır. Kariyer hayatında fark yaratmak için mutlaka analitik düşünme becerisinin geliştirilmesi gerekmektedir.

Stres ve Zorluklarla Başa Çıkma Becerilerinizi Geliştirin

Stres kontrol edilebilir düzeyde olduğu sürece bireyin verimliliği için yararlı olabilir. Stresin bu düzeyi olumlu stres olarak değerlendirilmektedir. Olumlu stres, yaşam dönemlerinde gerçekleşen önemli değişikliklerde kendini hissettirir. Okul kademelerindeki değişiklik, yeni bir işe başlamak, evlenmek, çocuk sahibi olmak, emeklilik gibi. Stres, değişiklik içeren bu yaşam koşullarına adapte olabilmek için gereklidir. Ancak stresin sıklığı ve yoğunluğu artığında ruh ve beden sağlığını olumsuz etkileyen önemli bir faktör haline gelir.

Günlük hayatta yaşanan her şey hepimiz için strese yol açabilir. Önemli olan bu duygu ile nasıl başa çıkabildiğimizdir. Zaman darlığı, önemli işlerin zamanında yetiştirilememesi, özgüven eksikliği gibi durumlar stres yapmak için yeterli nedenlerdir. Stresi ortaya çıkaran ise genellikle; “yetiştirememek”, “doğru yapamamak” ve “beklentiyi karşılayamamak” düşünceleri sonucunda gelişir. Kariyer hayatında fark yaratmak için mutlaka stres ve zorluklarla başa çıkma becerisinin geliştirilmesi gerekmektedir.

Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Özgüveninizi Geliştirin Girişken Olun

Özgüven, kişinin fiziksel, düşünsel ya da duygusal özelliklerine; dış görünüş, inanç, yetenek ve bilgisine yönelik sübjektif olarak yaptığı değerlendirmeler bütünüdür. En basit tanımıyla, bireyin kendine duyduğu güven olarak da nitelenebilir. Özgüven, hayatın ilk yıllarındaki temel ihtiyaçlarımızın karşılanmasından itibaren inşa edilir ve gelişimi hayat boyu devam eder. Kişinin sosyal ilişkileri, okul ve akademik başarısı, kariyer gelişimi ve hatta kariyerinin belirlenmesi özgüven ile doğrudan ilintilidir.

Özgüven eksikliği yaşayan bireyler sahip olduğu özelliklerin yeterliliğine karşı güven duymayan bireylerdir. Mevcut potansiyellerini sergilemekten çekinir, sosyal yaşam içerisinde kendini ifade etmekte zorlanır, utangaçlık ve çekingenlik belirtileri gösterebilirler. Bu noktada özgüven eksikliğinin potansiyelimizi keşfetme ve geliştirme açısından engelleyici bir güce sahip olduğunu görebiliriz. Kariyer hayatında fark yaratmak için mutlaka özgüveninizi geliştirin. Özgüven gelişimi için Kariyer Seçmeden Önce Özgüven Eksikliği ile Mücadele! yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Beden Dilinizi Etkili Kullanın

Beden dilinin etkili kullanımı kişinin güçlü yönlerini daha iyi ifade edebilmesini sağlar. Beden dilinin etkili kullanılması kişinin topluluk içerisinde saygınlık uyandırmasını ve geliştirilmesi gereken yönlerini de kamufle edebilmesini sağlamaktadır. Beden dili, kişinin kendini ifade ediş biçimini destekler, özgüveni besler ve insanlar üzerindeki pozitif etkiyi artırır. Kariyer hayatında fark yaratmak için mutlaka etkili beden dili kullanımı öğrenilmelidir. Duruşunuzdan, tokalaşmanıza kadar her detay sizin başarınızda rol sahibi olacaktır.

Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Geribildirim Alabilmeyi Öğrenin

Kültürümüzde geribildirim almayı talep etmek ya da vermek çok yaygın değil. Geribildirim vermenin kişileri rencide edeceğine yönelik bir yargı var. Ne liderler ekibini ne ekip çalışanları liderlerini ve ekip arkadaşlarını geribildirim ile besleyebiliyor. Oysa geribildirim almak kişinin gelişimini destekliyor. Beklentiyi karşılayıp karşılayamadığını öğrenmesini sağlıyor. Hangi yönlerini geliştirmeli, hangi yönlerini daha fazla belirginleştirmeli öğrenmiş oluyor. Hiçbirimiz mükemmel değiliz. Üstelik kendimizi değerlendirirken başkalarından çok daha fazla acımasız olma eğilimindeyiz. Çoğunlukla alabileceğimiz negatif geribildirimlerin çok daha sertlerini kendimize veriyoruz.

Ancak başarılarımızı yeterince taktir etmiyor, güçlü olan yönlerimizi çokta övmüyoruz. Kariyer hayatında fark yaratmak için gerek olumlu gerek olumsuz geribildirime açık olabilmek gerekiyor. Etkili geribildirim verme tekniklerini öğrenmeli ve geribildirim almaya da gelişimimiz için sıcak bakabilmeliyiz. Fark yaratmak istiyorsanız geribildirim almayı ekip arkadaşlarınızdan, ailenizden, liderlerinizden talep edin. Olumlu etkisini kısa sürede göreceksiniz.

Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Kariyer Danışmanlığı Almak Oldukça önemli

Yaşadığımız yüzyılın yaşam koşulları ağır, rekabet çok büyük ve öne çıkabilmek için bizden beklenenler de oldukça fazla. Öğrencilik yıllarından başlayarak tam anlamıyla içe sinen bir iş yapmaya başlayana kadar giden süreçte almamız gereken çok kritik kararlar var. Çoğunlukla bu kararların ne denli önemli olduğunu geç fark ediyor, hayal kırıklıkları ile yüz yüze kalıyoruz.

Gelecekte keşke dememek ve Kariyer hayatında fark yaratmak için daha erken aksiyonlar almak gerekiyor. Bu noktada ister öğrenci ister çalışan olsun her yaştan birey için potansiyeliyle uyumlu kariyer planı yapmak mümkün. Siz de fark yaratmak istiyor ama nereden ve nasıl başlayacağınızı bilmiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Stratejik yetenek yönetimi ile kariyerinizde fark yaratın.

Read More

Her bireyin hayata geldiği dönem itibariyle karşılaştığı yaşam koşulları birbirinden farklıdır. Yaşanılan zaman aralığında gerçekleşen teknolojik, ekonomik ve çevresel koşullardaki değişiklikler bireylerin kişiliklerinde ve kariyer hedeflerinde değişikliklere neden olur. Kuşaklar ise yaşanılan bu dönemsel farkları sınıflandırabilmek için tanımlanmıştır. Çağımızın kariyer hayatına atılma evresindeki en genç kuşağı ise Z kuşağıdır.

Z kuşağı bireyleri yaşları itibariyle iş hayatında henüz aktif rol almasa da kariyer hayatlarını şekillendirmek üzere hazırlık aşamasındadırlar. Bir kısmı ise staj ya da erken dönem iş tecrübeleri ile iş yaşamında yeni yeni varlık göstermeye başlamıştır. Teknolojinin içerisine doğan ve teknoloji ile beraber gelişip büyüyen bu kuşak diğer kuşaklardan teknolojinin hatırı sayılır etkisi ile oldukça farklılaşmaktadır. Bu nedenle bu kuşağın kariyer beklentilerini ele alırken diğer kuşaklardan bağımsız düşünmek gerekmektedir.

Yetiştirilme Şekilleri Kariyer Beklentilerini Etkiliyor: Hiyerarşi İstemiyorlar!

Günümüz gençleri daha bilinçli ebeveyn tutumlarıyla yetişmektedir. Eğitim düzeyi yüksek aileler ve planlı gebeliklerle bu çocuklar eski kuşaklara göre ebeveyn sevgilisini daha çok almaktadır. Z kuşağını yetiştiren ailelerin bilinçli doğum kontrol yöntemleri kullanması, kadınların iş hayatındaki artan rolü ve ekonomik faktörlerin etkisi ile çok çocuklu ailelerin sayısı azalmıştır. Z kuşağı çoğunlukla tek çocuk ya da bir, iki kardeşli çocuklardan oluşmaktadır. Ailenin koşulsuz sevgisini almaları ve benmerkezli yetişmeleri nedeniyle Z kuşağının bireyleri iş hayatında hiyerarşiden ve ast üst ilişkisinden hoşlanmamaktadır.

Onlar için fikirleri son derece önemlidir ve fikirlerini sunduklarında bu önemin kendisine hissettirilmesini isterler.  Grup çalışmalarına uyum sağlarlar, ekip olarak hareket etmekten hoşlanırlar ancak grup içerisindeki rollerinin önemini hissetmeleri ve geri planda bırakılmamaları gerekir. Kendi işinin karar ve onay mekanizması olmak isterler. Taktir edilme ihtiyaçları yüksektir, olumsuz geribildirim onlar için itekleyici güç olsa da sürekli hale gelen olumsuz geribildirim karşısında performans göstermeyi bırakır ve çalışan bağlılığını kaybederler.

Z Kuşağı Kariyer Hayatında Otoritelerle Değil Mentor İle Çalışmak İstiyor

Z kuşağı bireylerinin kariyer beklentilerini etkileyen bir diğer faktör ise otorite kavramıdır. Bu bireyler otorite karşısından kendi otoritelerinin de kabul edilmesini isterler. Otorite yerine geçen patron, müdür, işveren rolündeki kişinin kendisini birey olarak tanımasını ve o şekilde yaklaşım sağlamasını beklemektedir. Z kuşağının bu beklentisi Y kuşağında da görülmektedir. Ancak Z kuşağının kariyer hayatından otorite figürüne yönelik bu beklentisi Y kuşağı bireylerine oranla çok daha nettir.

Yöneticilerin Z kuşağı çalışanlarından verim alabilmesi için iş süreçleriyle ilgili fikirlerinin duyulduğunu ve önemsendiğini hissedebilecekleri ortamlar yaratılması gerekmektedir. Z kuşağı geribildirim almayı sever, geribildirimleri gelişimleri için gerekli görürler. Ancak almayı sevdikleri kadar geribildirim vermekten de memnun olurlar. Yöneticiler ve Z kuşağı ile ekip arkadaşı olacak diğer kuşaklardan bireyler Z kuşağının vereceği geribildirimlere de hazır olmalıdırlar. Z kuşağı için ifade özgürlüğünü hissedebilecekleri çalışma alanları işlerine olan bağlılık ve sadakatlerini artırmaktadır.

Z kuşağı için kendisine sürekli direktifler veren bir yönetici ya da neyi yapıp yapmaması gerektiğini söyleyen iş arkadaşları birlikte çalışmaya uygun roller değildir. Bunun yerine, kendisiyle sohbet eden ve aynı zamanda da tecrübelerini paylaşarak onu geliştiren yönetici ve arkadaşlar tercih sebebidir. Bu gençlere yöneticilik yapacak kişiler otoriter olmak yerine mentorluk becerileri gelişmiş kişiler olmalıdır. Ayrıca işveren ve yöneticilerin tüm şirket politikalarında şeffaf ve açık olması Z kuşağı tarafından beklenmektedir. Çalışan bağlılığı ve sadakatinin devamlılığı için işverenin prim, terfi, zam gibi hassas konularda çalışanlarına karşı açık olması bu kişilerce beklenmektedir.

Maddi Kazanç, Ödül ve Rahatlık Kariyer Hayatlarında Öncelikli Role Sahip

Günümüz Z kuşağı bireyleri, tüketimin fazla olduğu bir topluluğun içerisinde büyümektedir. Eski kuşaklardaki aza kanaat etme, elindekinin değerini bilme, bozulanı onarıp kullanmaya devam etme bu dönem için geçerli değildir. Onlar için bir ürünün işlevselliği kadar, tasarımı, kalitesi ve popülerliği de önemlidir. Bu nedenle de bu kuşak tüketim ihtiyaçlarına hitap edecek gelirlerle çalışmak istemektedir. Maddi kazanç onlar için oldukça önemlidir.

İş hayatında Z kuşağının uzun soluklu kalabilmesi için iş birliği içerisinde olduğu kurumun maddi ve manevi beklentileriyle uyumlu olması gerekmektedir. Zam oranlarının düşük olması, terfi imkanının uzun vadeli ya da mümkün olmaması iş arayışına başlamaları için oldukça yeterli sebeplerdir. Yıllık performanslarının düzenli olarak ödüllendirilmesini ve ortalamanın üzerinde bir maaş artışını isterler. İşveren özel sağlık güvencesi, yemek, servis haklarının yanı sıra kişinin çalışma hayatından keyif almasını sağlayacak başka hakları da çalışana sunuyor olmalıdır.

Rahat izin alabilme, önemli günlerde hediye ve tebrikler, şirket içi motivasyon etkinlikleri ve kutlamalar yine çalışan bağlılığı için şirketlerinden bekledikleri koşullardır. Şık giyinmeye, bakımlı ve özenli olmaya önem verseler de kılık kıyafetlerinde takım elbise ile sınırlandırılmak istemezler. Rahat ve şık giyimin kabul edildiği bir şirkette kariyer yapmak isteyebilirler.

Esnek Çalışma Saatleri Kariyer Beklentileri Arasında

Bu kuşak çalışmak için yaşayanların değil yaşamak için çalışanların oluşturduğu bir kuşaktır. Dolayısıyla onlar için önemli olan hayatı yaşamak, anın tadını çıkarmak ve keyif almaktır. Sabit mesai saatlerinde uzun saatler boyunca çalışmak onlara göre değildir. Eğlenmek için haftalık tatillerin gelmesini beklemek ya da yılda sadece iki haftalık izne tabi olmak onlar için hayal ettikleri kariyer koşulları değil. Bu nedenle esnek çalışma saatlerine geçen şirketleri tercih etmeleri olasıdır. Şirket dışında da sürdürebilecekleri, mobil olacakları işler bu gençler için daha uygun olacaktır. Z kuşağı için hakim düşünce “işimi onlar versin ama çalışma saatimi ben belirleyeyim.”, “işimi zamanında yetiştirdikten sonra onların kurallarına bağlı kalmak zorunda değilim.” olacaktır.

Fiziki Koşullar ve Gelişim Fırsatları

İşlerinin tek düze olması Z kuşağı bireylerinin iş yaşamında çabuk sıkılabileceklerini ve işten kolay vazgeçebileceklerini düşündürmektedir. Bunun önüne geçebilmek için iş yerinin fiziki koşullarının değiştirilmesi ve çalışanın da gelişim fırsatlarının desteklenmesi gerekmektedir. Fiziki koşullar düşünüldüğünde molaların verimli değerlendirilebileceği ferah alanlar olması gerekir. Mola alanlarının çalışanların hem eğleneceği hem de sosyalleşebileceği alanlar olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Pek çok işverenin en büyük hatası, teknoloji çağında hala eski bilgisayar ve ofis malzemelerini kullanıyor olmasıdır. Bu da mevcut işlerin aksamasına ve zamanın verimsiz kullanılmasına neden olmaktadır. Bir Z kuşağı üyesinden verimlilik almak istiyorsanız yapmanız gereken son teknoloji ürünleri iş yerinizde tercih etmenizdir.

Z kuşağının özgüveni yüksek ve kariyer odaklı bir nesil olduğunu eğitim hayatlarından görebilmekteyiz. Yenilikçi, yaratıcı, çok yönlü ve girişken olan bu kuşağın bireylerinin iş hayatlarında beklentilerini bulmaları şartıyla çok başarılı olabilecekleri öngörülmektedir. Yenilenmeyi ve gelişmeyi seven bu bireylerin iş hayatında da bu ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. İş alanlarıyla ilgili eğitimler almalarına fırsat verilmesi, mesleki gelişim, kişisel gelişim eğitimleri ile desteklenmeleri çalışan bağlılığını artıracaktır. Çalışana gün içerisinde bir kafede çay & kahve eşliğinde çalışma imkanının sunulması da Z kuşağının talep ettiği esnekliklerdendir.

Genç Yöneticiler Olmak Ya da İş Kurmak

Z kuşağının kariyer hedefleri dinlendiğinde pek çoğunun kariyer hayatından beklentisi hızla yükselmek, enerjilerinin yüksek olduğu gençlik yıllarında yönetici mertebelerine erişebilmek. Eğer maddi imkanları varsa pek çoğunun hayali kendi işini kurmak ve işinin patronu olabilmek. Onların yenilikçi yapısı, yüksek enerjisi, risk alabilme kabiliyeti ve her ne iş yaparlarsa yapsınlar sosyal medyayı kullanarak reklam yapabilme becerileri var. Her olasılığı fırsata çevirebiliyor ve her fırsatı para getirecek bir iş olarak dönüştürebiliyorlar. Özgüvenleri yüksek, iletişimleri başarılı ve kendilerinden oldukça eminler. Uygun fırsatları yakaladıkları sürece çalıştıkları alanda yukarılara tırmanacak ya da kendi işlerini kurmaktan geri durmayacaklardır.

Sosyal Medyada Olumlu İzlenimi Olan Şirketlerde Kariyer Yapmak İstiyorlar

Z kuşağı gençleri bir işe başvuracakları zaman, o işe kabul edilmişçesine detaylı araştırmaya girerler. Şirketi ilk önce sosyal medya hesaplarında aratırlar. Çalışan değerlendirmelerine, yorumlara bakarlar. Şirketin alanıyla ilgili ne tarz çalışmalar yaptığına, öncülük ettiği projelere bakarlar. Şirketin fiziki konumu, dış görünüşü ve fiziki özellikleri de onlar için belirleyici değere sahiptir. Şirketi Instagram, Youtube, Facebook, Twitter, LinkedIn gibi sosyal medya platformlarından araştırır, yakından takip eder ve işletmenin faaliyetlerini öğrenmeye çalışırlar. Sosyal medyadan bilgi edinemedikleri bir şirket onlar için çağın gerisinde kalmış ve popülerliği olmayan bir şirkettir. Böyle bir şirket ilgilerini çekmez ve bu yapıya dahil olmak istemezler.

Şirket sahiplerinin Z kuşağı tarafından tercih edilebilir olması için mutlaka sosyal medyaya giriş yapmaları ve kendilerini bu alanda da göstermeleri gerekir. Ayrıca şirketlerin internet sayfalarının da aktif ve ulaşılabilir olması gerekmektedir.

Z Kuşağı İle Çalışacak Olmanın Faydaları

Z kuşağının en belirgin özelliği iyi eğitimli olmaları ve rekabet ortamında varlık sürdürebilmek için kendilerini sürekli geliştirmeye çalışmalarıdır. Ekibinize Z kuşağından bireyler kattığınızda güncel gelişmeleri yakından takip edebilir, eski bilgilerinizi yenileriyle tazeleyebilirsiniz. Ayrıca Z kuşağı bireylerinin iş yaşamındaki varlığının artmasıyla teknolojinin iş yerlerinde kullanım oranı çok daha fazla olacaktır. Teknoloji ile el ele büyüyen bu kuşak için tüm ekipmanların dijitalleştirilmesi ihtiyacını doğuracaktır. Bu sayede manuel yapılan işler azalacak zaman tasarrufu sağlanacaktır. Pek çok iş otomatize edilecek, robotik sistemlerin kullanımı çok daha yaygın hale gelecektir. Daha çok dijital ekran kullanılacak ve yazılı basımın olduğu içerikler azalacaktır.  Bu da beraberinde kâğıt israfının azalmasını sağlayacaktır.

Z kuşağının sabit mesai ile çalışmaktan hoşnut olmaması İnsan kaynakları birimlerinin esnek çalışma saatlerini çalışma yönetmeliklerine ekletmelerini bir süre sonra zorunlu hale getirecektir. Zaman ve mekana bağlı olmaksızın esnek çalışabilmek çoğu şirketin gündeminde olacak. Bu sayede hem çalışanlar memnun olacak hem de şirketlerin her saat aralığında performans alabilecekleri çalışma düzenleri olabilecektir.

Z kuşağının şirketlere getireceği yeni fikirler, yaratıcılıkları ve diğer kuşaklara göre gözle görünür enerjileri şirketlerin başarısını artıracaktır. Ayrıca risk alma cesaretleri, sonuç odaklı olmaları, enerjileri ve yükselme hedefleri ile bu çağın gençlerinden oldukça başarılı liderler çıkacak. Z kuşağını kadrosuna alan şirketler dijital platformda daha ön planda yer alacak, sosyal medya kullanımları ve internet ortamındaki tanıtım çalışmaları ile kendilerini daha iyi ifade edebilecektir.

Z Kuşağı İle Çalışmak İstiyorsanız Kurum Kültürünüzü Gözden Geçirmelisiniz

Bu kuşak yenilikçi olmayan, kendini geliştirmeyen, fikirlere açık olmayan, katı kuralların olduğu ve eski sistemlerin işletildiği bir iş ortamından kolayca kopabilir. Yan hakları olmayan, kişisel alana ve özel yaşama saygı duymayan çalışma koşullarına tahammül edemez. Gelişimini desteklemeyen ve yükselme fırsatı sunmayan şirketlerde performans sergilemek istemez. Günümüz gençlerinin kariyer belirleme sürecinde sizlerle ilerlemesini istiyor, onları kurumunuzu ileriye taşıyacak beyinler olarak düşünüyorsanız kurum kültürünüzü ve çalışma koşullarınızı gözden geçirmelisiniz.

Read More