Mindfulness bilinen diğer adıyla bilinçli farkındalık son dönemde oldukça ilgi görüyor. Bu konuda çok sayıda kitap yazıldı, yabancı dilden çeviriler yapıldı, eğitmenlik programları açıldı. Bilinçli farkındalık becerisi kazandırmaya yönelik çokça içerik üretildi ve özellikle sosyal medyada bu içeriklere yer verildi.  Bilinçli farkındalık ile beslenme, hareket etme, öğrenme, seyahat etme, iletişim, spor, çalışma odaklı temalar var.

Herkes kendi ilgi, beceri ve profesyonel alanını bilinçli farkındalık ile harmanlama eğiliminde. Bu beceriyi gerçek anlamda kazanabilenler için inanılmaz bir değişim ve dönüşüm oluyor.  Bilinçli farkındalık becerisi etkin bir şekilde kullanılmaya başlandığında olumlu etkileri belirgin şekilde bireyin hayatının her alanına yansıyor.

Mindfulness sayesinde bireyin bilişsel potansiyeli çok daha verimli şekilde potansiyele dökülüyor. Stresle başa çıkmak, duyguları fark edip yönetmek, problem değil çözüm odaklı olabilmek mümkün hale geliyor. Bireyin sosyal yaşamı da bilinçli farkındalık aracılığıyla daha etkin ve keyifli oluyor. İletişim başlatmak ve verimli şekilde sürdürmek ve paylaşılan andan keyif almak mümkün oluyor. İlişki kurmak ve sürdürmek de daha keyifli hale geliyor.

Profesyonel yaşamda da anda kalabilmenin ve anı yaşamanın faydaları oldukça fazla. Odaklanmak ve dikkati sürdürmek kolaylaşırken, yaratıcılık, ilişki kurma, organize olma, planlama gibi becerileri olumlu etkiliyor.

Peki mindfulness nedir? Bu beceriyi edinmenin sağlayacağı avantajlar neler? Bilinçli farkındalık becerisini kimler edinmeli? Kişiyi olumsuz etkileyecek herhangi bir dezavantajı var mı? Bu beceriyi nasıl geliştirebiliriz? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Bilinçli Farkındalık Nedir? Ve Bilinçli Farkındalık ile Akademik Hayatta Başarılı Olabilirsiniz yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Mindfulness Nedir?

Şimdiki zamanın farkındalığı, yaşanan anın ve o anda olup bitenlerin farkında olma halidir. Bu farkındalık duygular, düşünceler, davranışlara yöneliktir. Kişi bilinçli farkındalık becerisini geliştirdiğinde hem kendisinin hem de çevresinin farkına varır. Pek çoğumuz anı ıskaladığımızın farkına varmayız. Yemek yer, seyahat eder, spor yapar, sohbet eder, sevdiklerimizle bir araya gelir, dinlenir, çalışır, eğleniriz.

Ancak pek azımız bu eylemleri farkındalıklı yapar. Günlük yaşamın telaşı, gelecek kaygısı veya geçmişin pişmanlıkları, stres, korku, endişe bizi andan uzaklaştırır. Anda uzaklaştığımız her an ise kendimize ve çevremize yabancılaşırız. Hepimiz zaman içerisinde andan uzaklaştır ve andaymış gibi yapmayı öğrendik.

Keyif alırmış gibi, dertleşirmiş gibi, eğlenirmiş gibi, çalışırmış gibi. Mış gibileri daha sayfalarca uzatabiliriz. Oysa içinde bulunup da farkında olmadığımız hiçbir eylem bize tat vermez. Mindfulness becerisi tamda bu noktada bize hayatımızı, duygu, düşünce ve eylemlerimizi daha tadında yaşama fırsatı veriyor. Neredeyse hepimizin en mutlu anları ve en detaylı hatırladığı anıları çocukluğa dairdir.

Çocukluğumuzdan tatlar, kokular, sevdiklerimizle paylaştığımız güzel anlar hatırlarız. Havanın ısısını, gökyüzünün rengini dahi anımsarız. Sanki mutluluk veren tüm anılar çocuklukta yaşanıp çocuklukta bırakılmalıymış gibi sonrasında bir daha böyle güçlü anılar üretemeyiz. İşte bu yanılgının en büyük nedeni büyüdükçe anda kalma becerimizi kaybediyor olmamızdır. Büyüdükçe anda kalmaktan çok geçmişi düşünmeye ve geleceği planlamaya odaklanıyoruz.

Ne yediğimiz yemeğin ne aldığımız kokunun ne yaptığımız sohbetin, hatta gittiğimiz yolların dahi farkında değiliz. Bu farkındalıksızlık ise bize hayatımızın anlamsız ve değersiz olduğunu hissettiriyor. Mutlu olmanın, keyif almanın elde edilmesi zor şeyler olduğu yanılgısına kapılıyoruz. Mindfulness bize anı yaşama ve andan keyif alma farkındalığı kazandırıyor. Bu farkındalık kendimizden, sosyal, profesyonel ve akademik hayatımızdan aldığımız keyif ve tatmini de artırıyor.

Mindfulness ile Elde Edebileceğiniz Avantajlar Oldukça Fazla

Koşturmaca içerisinde yaşıyoruz. Bedenimiz dursa zihnimiz sürekli telaş halinde. İşe gidiyor, uzun saatler çalışıyor, eve dönüp evin sorumluluklarını yerine getiriyoruz. Zaman ayırmamız gereken ailemiz, arkadaşlarımız ve sorumluluklarımız var. Yapılacaklar listemiz uzadıkça uzuyor ancak ne yeterince zaman ne de enerji bulamıyoruz. Yolda, trafikte çokça zaman kaybediyoruz. Kimi zamansa zihnimizi boşaltmak için kendimizi saatlerce televizyona kaptırıyor veya internette zaman öldürüyoruz.

Kitap okuyor birkaç sayfa sonra okuduğumuzu anlamadığımızı fark ediyoruz. Yemek yiyor ama doyduğumuzu geç fark ediyoruz. Çünkü bedenimizin gerçekleştirdiği çoğu eylemde zihnimiz başka anlarda başka eylemlerde oluyor. Dolayısıyla anı ve zamanı ıskalıyoruz. Mindfulness becerisini hayatımıza katmaksa bize anda kalabilme avantajını sunuyor.

Peki Bilinçli Farkındalık ile Anda Kalmak Bize ne Sağlıyor?

  • Eylemlerimizi daha farkındalıklı bir şekilde gerçekleştiriyoruz bu da aldığımız keyfi ve verimi artırıyor.
  • Sorumluluklarımızı daha farkındalıklı bir şekilde, odaklanarak, dikkat kesilerek yerine getiriyoruz, dolayısıyla hata payımız azalıyor.
  • Eylemlerimizin farkında olduğumuz için zaman harcadığımız şeyleri daha iyi yönetebiliyoruz. Otokontrol geliştiriyoruz. Dolayısıyla televizyon karşısında, internette veya farklı bir eylemde gereğinden fazla zaman geçirmiyoruz. Bu sayede zamanı daha verimli kullanabiliyoruz.
  • İlişkilerimizin kalitesi artıyor. Başlattığımız veya dahil olduğumuz iletişimlerde karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini, beden dilini fark ediyoruz. Bu farkındalık daha kolay empati kurmamızı, daha verimli bir iletişim sürdürmemizi sağlıyor. Kurulan iletişimden ve ilişkiden aldığımız keyif ve doyum artıyor.
  • Daha kaliteli zaman geçiriyoruz. Kendimize, ailemize, sevdiklerimize veya iş ve sorumluluklarımıza daha nitelikli vakit ayırabiliyoruz.
  • Mindfulness becerisi ile stresle başa çıkmak kolaylaşıyor.
  • Problem çözme becerilerimiz gelişiyor, problem odaklı değil çözüm odaklı düşünmeye başlayabiliyoruz.
  • Kaygı düzeyimiz azalıyor.
  • Olumlu düşünce gelişiyor. Bardağın boş tarafına değil, dolu tarafına bakabilir hale geliyoruz.
  • Öz sevgi, öz değer ve şefkat gelişiyor.
  • Fiziksel sağlığımız iyileşiyor; kendimize ve içinde bulunduğumuz ana verdiğimiz değer bedenimize de yansıyor. Beslenme biçimimizden, aktivitelerimize, uyku düzenimize kadar fiziksel sağlığımıza etki edecek pek çok alanda iyileşme oluyor. Azalan stres ve kaygı sayesinde fiziksel ağrılar, kas spazmları azalıyor.
  • Ruhumuzda da iyileşmeler görülüyor. Bilinçli farkındalık becerisini geliştiren bireylerin düzenli meditasyon yapıyormuşçasına olumlu iç enerji kazandıkları görülüyor.
  • Olumlu şeyleri kolay sahiplenirken olumsuzları reddeder, onlardan kaçınırız. Bu da bizde baskı yaratır. Bilinçli farkındalık olumsuz duygu, düşünce ve davranışların da olabileceğini kabul etmemizi sağlıyor.

Mindfulness Tekniklerini Herkes Kolayca Öğrenebilir ve Uygulayabilir

Bilinçli farkındalık teknikleri herkes tarafından kolayca öğrenilebilir ve uygulanabilir. Öğrenme aşamasında profesyonel bir eğitmenden destek alabilir, eğitim programlarına katılabilirsiniz. Ancak henüz bu konuyla yeni tanışıyor ve kapsamlı bir eğitime zaman ve bütçe ayırmak istemiyorsanız kendiniz de başlayabilirsiniz. Bu konuda sosyal medyada sayısız içeriğe ulaşabilirsiniz.

Videolar izleyebilir, hatta bu alandaki profesyonellerin ücretsiz yaptığı canlı yayınlara katılabilirsiniz. Yine bilinçli farkındalık özelinde pek çok kitap bulunmaktadır. Bu kitapları satın alabilirsiniz. Mindfulness çalışan profesyonelleri sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz. Bilinçli farkındalık çalışma gruplarına, sosyal etkileşim platformlarına dahil olabilirsiniz.

Bilinçli farkındalık teknikleri birer meditasyon türüdür. Meditasyon ise odaklanmayı, konsantre olmayı, şimdi ve bu anda kalmayı ve gönüllü olmayı gerektirir. Başkasının yönlendirmesiyle bu tekniklerden verim alamayabilir, kendinizi çalışmalara veremeyebilirsiniz. Bilinçli farkındalık tekniklerinin birden fazla yöntemi bulunmaktadır. Hatta bu teknikler ilgi alanınıza, inançlarınıza, beklentilerinize, ihtiyaçlarınıza göre de değişebilir.

Ancak seçeceğiniz teknik ne olursa olsun tüm mindfulness tekniklerinin temel hedefi farkındalık yaratmaktır. Bu farkındalık yargısız ve bulunulan ana yönelik olmalıdır.

Bilinçli Farkındalık Tekniklerinden Bazıları:

  1. Basit Bilinçli Farkındalık Meditasyonu Tekniği: Rahat bir pozisyon alın ve sadece nefesinize odaklanın. Nefese odaklanmak sizin için zorsa bir renge, sayıya, kelimeye veya nesneye de odaklanabilirsiniz. Bu sırada zihninize düşünceler gelebilir, farklı duygular hissedebilirsiniz. Bu duygu ve düşünceleri nezaketle, yargılamadan kabul edin ve gönderin. Tekrar odağınıza geri dönün.
  2. Bedensel Farkındalık Tekniği: Ayak parmaklarınızdan başınıza kadar vücudunuzun her bir parçasını sırasıyla fark edin. Bunu yaparken nefes alıp verişiniz rahat olsun. Farkındalığı artırmak için ilgili bölgeleri kasıp bırakabilirsiniz. Vücudunuzdaki gerginliği, rahatsız eden kısımları, rahatlığı, gevşemeyi hissedin.
  3. Duyusal Mindfulness Tekniği: Bu tekniği uygularken gözlerinizi kapatabilir, kendinizi rahat hissedeceğiniz bir pozisyon alabilirsiniz. Ancak bu mümkün olmuyorsa bulunduğunuz anda herhangi bir durumdayken de tekniği uygulayabilirsiniz. Örneğin; kalabalık bir ulaşım aracında, yolda yürürken gibi. Farkındalık düzeyimize erişmese de her ortamın bir kokusu vardır, çok sessiz bir ortamda dahi duyabileceğimiz sesler vardır.

Veya tatlar. Elinize bir nesne veya yiyecek alabilirsiniz. Bir elma veya bir bardak, kalem olabilir. Gözlerinizi kapatabiliyorsanız kapatarak veya elinizdeki şeye bakmayarak onu ellerinizle inceleyin. Dokusunu, kıvrımlarını veya pürüzsüzlüğünü hissetmeye çalışın. Yumuşak mı, sert mi, ince mi kalın mı? Isısı nasıl? Sıcak mı, soğuk mu? Katı mı, akışkan mı, kıvamlı mı?

Koklayın, bir kokusu var mı? Bu kokuya benzeyen bildiğiniz farklı şeyler var mı? Tadabiliyorsanız tadın; ısırabilir, yudumlayabilir veya dilinizi değdirebilirsiniz. Herhangi bir tadı var mı? Peki bu deneyim size nasıl hissettiriyor? Bu yiyeceği veya nesneyi daha önce hiç bu halleriyle değerlendirmiş miydiniz? İşte mindfulness bize sıradan kabul ettiğimiz şeylere dahi farklı açılardan bakabilmeyi ve değer kazandırmayı sağlıyor.

  1. Duyguların Farkındalığı Tekniği: Öfke, kızgınlık, kaygı, stres, korku, sevinç, utanç ve benzeri duygularınızı fark edin, onları hoşgörüyle, yargısızca kabul edin. Bu duygulara isimler verin, size ne hissettirdiğine, bedeninizdeki etkilerine bakın. Ardından farkına vardığınız ve size ait olan bu duyguları uğurlayın.
  2. İstek ve Arzuların Farkındalığı Tekniği: Sigara, alkol, madde, cinsellik, şiddet ve benzeri istek ve arzularınız ile başa çıkın. Geldiklerinde size hissettirdiklerine, bedeninizdeki etkilerine bakın. Bu isteklerin zaman içerisinde azalarak kaybolacağını kendinize hatırlatın. Yargısız ve hoşgörüyle bu istekleri kabul edin ve geçip gitmelerini bekleyin.

Mindfulnes Eğitimlerimize Katılabilirsiniz

Aba Psikoloji olarak, bilinçli farkındalık yöntemiyle danışanlarımızın dikkat dağıtıcı, işlevsiz unsurları göz ardı ederek yer ve zamana odaklanmasına destek oluyoruz. Öğrenmeyle ilgili en önemli ve ilgi çekici kısımlar, dünyayı etkileyici hale getiren, kendine güveni ve kişisel gelişimi teşvik eden parçalardır. Bu bilgiden yola çıkarak bizde bilinçli farkındalık yöntemiyle bu parçaların izini sürüyoruz.

Mindfulness yöntemiyle gerçekleştirilen meditasyon çalışmalarının sosyal, bilişsel, duygusal ve profesyonel alandaki katkılarını danışmanlık deneyimlerimizden biliyoruz. Bilinçli farkındalık tekniği ile öğrenme sürecinin daha verimli gerçekleştiğini danışanlarımızın akademik sonuçlarında görüyoruz. Yöntemin danışanlarımızın dikkat sürelerine, odaklanmalarına ve bilgiyi işleme ve kazanma süreçlerine katkılarını ilgiyle takip ediyoruz.

Aba Psikoloji’de öncelik verdiğimiz bu yöntem, duygusal dengeyi destekleyerek odaklanma ve motivasyona dayalı öğrenme sürecine direkt fayda sağlıyor. Siz de bu avantajlardan faydalanmak ve mindfulness becerisini yetkinlikleriniz arasına katmak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz. Bilinçli farkındalık tekniği ile bireysel, sosyal, akademik ve profesyonel yaşamınızdan aldığınız verimi artırabilirsiniz. Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More

Okul olgunluğu, bir çocuğun okula başlatılabilmesi için kazanmış olması gereken beceriler bütününe verilen isimdir. Bu beceriler; okul için gerekli olan fiziksel, duygusal, sosyal ve zihinsel gelişimi gösterir nitelikte olmalıdır. Her aile, çocuğunu okula başlatma kararı almadan önce beklenen gelişimin çocukta ne düzeyde olduğunu değerlendirmelidir. Çünkü bir çocuğun okulda zorlanmaması ve okul hayatından keyif alması için bu becerilere ihtiyacı olacaktır.

Çocuk için ev ve aile ortamı kendini en mutlu ve güvende hissettiği ortamdır. Bu ortamın çocuğun kendini hazır hissetmeden değiştirilmesi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Okul olgunluğu gelişmeden okula başlayan çocuk fiziksel, duygusal, davranışsal, sosyal ve zihinsel alanlarda negatif etkilenebilir. Sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için çocuğun okula başlamadan önce okulda kendisinden beklenilenleri başarılı bir şekilde yerine getirmeye hazır olması gerekir.

Okul Olgunluğu Neden Önemli?

Okul olgunluğu kazanmak okul öncesi eğitim almış çocuklar için daha kolay olabilmektedir. Çünkü okul öncesi eğitim sayesinde çocuk güvenli ev ortamından daha yapılandırılmış bir ortama yumuşak bir geçiş yapar. Okul öncesi eğitim aile sıcaklığının devamını sağlar; burada akranlarla sosyalleşme, oyunlarla öğrenme ve kuralları tanıma vardır.

Öğretmen okulda evdeki temel bakım veren ebeveynin rolünü üstlenerek çocuğun sevgi ve ilgi ihtiyacını karşılar. Burada başarı, başarısızlık yoktur, puanlama yoktur. Dolayısıyla çok daha kurallı ve sistemli olan okula başlangıç öncesi bu keyifli tecrübeler çocuğa yeni yapıya dahil olma kolaylığı sağlar. Okul olgunluğu oluşmadan ilk öğretime başlayan çocuk okula karşı olumsuz algı ve tutum geliştirir.

Okula yönelik ilk deneyimlerini 1. sınıfta yaşayan çocuklarda adaptasyon problemleri sık görülür. Anneden ayrılmakta, sınıf içi kurallara uyum sağlamakta zorlanabilirler. Okula karşı geliştirilen bu olumsuz algı kişinin tüm akademik ve ruhsal yaşantısına etki edebilir. Anne ve babalar çocuklarının tüm gelişim alanlarında yaşıtlarına paralel gelişim sergilediğinden emin olmalıdır. Çocuğunuzu ilk 2 yılından sonra okul olgunluğu kazanabilmesi için destekleyebilirsiniz.

Çocuğunuzun iki yaşından sonra daha fazla sosyal, duygusal, bilişsel ve fiziksel uyarana ihtiyacı olacaktır. Evde kurulan ilişki iki yaştan sonra tek düze hale gelmekte ve uyaran zenginliği yetersiz kalmaktadır. Aileler okul olgunluğu için 2 yaşından itibaren çocuklarını haftada birkaç gün 1-2 saatlik oyun gruplarına başlatabilir. Ebeveynler Kreş Seçerken Nelere Dikkat Etmeli? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Oyun grubu ya da okul öncesi eğitim her aile için mümkün olamayabilir. Maddi boyutu kadar lokasyon olarak da okul öncesi eğitim ve oyun gruplarına erişim zor olabilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda çocuğu sosyalleşebileceği parklara götürebilirsiniz. Çevrenizde çocuğunuza akranlık edebilecek çocuğu olan ailelerle sık sık bir araya gelebilirsiniz.

Çocuğun oyunlarına kurallar ekleyebilir, ev içerisinde ona sorumluluklar verebilirsiniz. Oyuncaklarını toplaması, onlara iyi bakması, temizlemesi gibi.

Çocuğum Okula Başlamaya Hazır mı?

Çocuğunuzun okula başlamaya hazır olup olmadığını okul olgunluğu belirtilerine bakarak değerlendirebilirsiniz. Bu belirtileri fiziksel, bilişsel, sosyal, duygusal gelişim belirtileri olarak sınıflandırabiliriz.

Fiziksel Gelişim ve Okul Olgunluğu Belirtileri

Okula başlayacak bir çocuk bedenini rahat kullanabilmeli ve bedensel koordinasyonunu sağlayabilmelidir. Kaba motor becerilerinin gelişmiş olması gerekir.  Yürüme, koşma, zıplama, vurma, atma, fırlatma gibi beceriler kaba motor becerilerdir.  Kaba motor beceriler vücudumuzdaki büyük kasların kullanımını gerektiren eylemlere yönelik becerilerdir.

Çocukların desteksiz hareket edebilmesi, uzun süre sırada oturabilmesi, koşup oynayabilmesi için bu becerilere ihtiyacı vardır. Bu becerileri kazanmış bir çocuk okulda daha özgüvenli ve başarılı olabilecektir. Çocuğun okulda tek başına ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için bu becerilere ihtiyacı olacaktır. Çocuğun okulda merdiven çıkma, kapı açma kapama, çantasını açma kapama, düğme ilikleme gibi becerilere ihtiyacı olacaktır.

Çocuğun okulda öz bakımını da tek başına sağlayabilmesi gerekmektedir. Tuvaletini yaparken yardımsız üzerini çıkarıp giyebilmeli, tuvalete oturabilmeli ve sonrasında kendi başına temizliğini halledebilmelidir. Çocuk okulda temizlik, beslenme, giyinme ve dinlenme gibi alanlarda kendi gereksinimlerini desteksiz karşılayabilmelidir. Okul olgunluğu için çocuğun İnce motor becerilerini de kazanmış olması gerekir.

İnce motor beceriler küçük kasların kullanımını gerektiren becerilerdir. Kalem tutma, yazı yazma becerilerini edinebilmesi için çocuğun ince motor becerilerinin gelişmesi gerekir. İnce motor beceriler aynı zamanda dikkati de sürdürmeyi gerektirir. Dikkatin yanı sıra ince motor becerilerin kullanımı için el-göz koordinasyonunun da gelişmiş olması gerekir. Çünkü ince motor beceri gerektiren yazı yazma, kalem tutma gibi beceriler yapılan eylemi gözle takip etmeyi de gerektirir.

Bilişsel Gelişim ve Okul Olgunluğu Belirtileri

Çocuk bir ders süresinde aktif olarak öğretmenini dinleyebilecek ve sandalyesinde kalkmadan oturabilecek şekilde dikkatini sürdürebilmelidir. Kendini ifade edebilecek, söylenenleri anlayıp uygulayabilecek kadar dil becerisine ve kelime hazinesine sahip olmalıdır. Karar verebilmek, seçim yapma becerisi gelişmiş olmalıdır. Çocuk verilen görevleri yerine getirebilecek sorumluluk becerisini kazanmış olmalıdır.

Öğretmeninin verdiği yönergeleri dinleyip uygulayabilmelidir. Ayrıca okuma-yazma öğrenebilmesi için sınıflama, sıralama, dikkat, analiz ve sentez gibi bilişsel beceriler gereklidir. Çocuğun aynı zamanda zihinsel olarak yeterli olgunluğa erişmiş olması gerekir. Çocuk zihinsel olarak problem çözebilmeli, nesnelerin özelliklerini algılayabilmeli ve ayırt edebilmelidir. Olaylar arasında ilişki kurabilmeli ve öğrendiklerini farklı alanlarda kullanabilmelidir.

Sosyal Gelişim ve Okul Olgunluğu Belirtileri

Çocuk bireysel olarak hareket edebilecek ve sosyal ilişkiler kurabilecek kadar özgüvene ve girişkenliğe sahip olmalıdır. Yaşıtlarıyla rahat sosyal ilişkiler kurabilmeli ve ilişkileri sağlıklı sürdürebilmelidir. Karşılaştığı gelişimiyle uyumlu sosyal ve duygusal problemleri çözebilmeli çözemediği durumlarda sorunu yapıcı dille ifade edebilmelidir. Grup içerisinde uyumlu hareket edebilme, grup kurallarına uyma, sırasını bekleyebilme ve paylaşabilme becerilerini geliştirmelidir.

Çocuk tüm bunları yapabildiğinde sosyal gelişim açısından okul olgunluğu kazanmış olacaktır.

Duygusal Gelişim ve Okul Olgunluğu Belirtileri

Çocuğun okul olgunluğu için gerekli olan en önemli duygusal belirtisi anne ve babadan güvenli ayrılabilmesidir. Çocuk ailenin yokluğunda da keyifli vakit geçirebiliyor olmalıdır. Okul süresi içerisinde ailesinden uzak olacağını ama sonrasında tekrar ailesiyle güvenle bir araya geleceğini bilmelidir. Bu sağlıklı ayrılışı gerçekleştirebilen çocuk okulda daha mutlu ve başarılı olabilir.

Aksi halde duyacağı yoğun ayrılık anksiyetesi dikkatini, davranışı, sosyal ilişkilerini ve okula uyumunu zorlaştıracaktır. Çocuğun yaşıyla uyumlu şekilde duygularını regüle edebilmesi gerekir. Başarılı Bir Kariyer İçin Çocuk, Ergen ve Yetişkinlerde Duygu Düzenleme (Regülasyon) yazımızı da okuyabilirsiniz. Çocuğun okul ortamında duygularını rahatça ifade edebilmesi gerekir. Bu ifade becerisi çoğunlukla ev ortamında gelişir.

Evde duygularını anne babasıyla veya bakım vereniyle paylaşabilen çocuk okulda da paylaşacaktır. Aynı zamanda duygu paylaşımı dil becerisinin de gelişmiş olmasını gerektirir. Çocuk duygularını ifade ederken kelime hazinesinden faydalanabilmelidir. Bu nedenle çocuğun herkes tarafından anlaşılabilecek şekilde dil gelişimi edinmesi önemlidir. Ailenin burada dikkat etmesi gereken önemli bir konu ise çocuğa dili öğretirken bebekçe konuşmamalarıdır.

Bazen aileler çocuklarıyla sadece kendilerinin anlayabileceği bir dil geliştirmektedir. Örneğin su yerine bu demek gibi. Çocuğun kullandığı bu farklı kelimeler okul ortamında öğretmeni ya da arkadaşları tarafından anlaşılmayabilir. Anlaşılmıyor olmak çocuğun özgüven geliştirememesine, duygusal kırıklık yaşamasına neden olabilir. Çocuğun okulda kendisini güvende hissetmesi, çevresindeki kişiler ile rahat bir şekilde iletişim kurabilmesi gerekir. Tüm bunlar çocuğun sağlıklı okul olgunluğu geliştirdiğini gösterecektir.

Okul Olgunluğu ve Profesyonel Destek

Çocuğunuzu okula başlatmak istiyor ama yeterli hazır oluş belirtisi görmüyor olabilirsiniz. Çocuğunuz okula başlamayı reddediyor olabilir ya da siz kendinizi çocuğunuzun okula başlamasına hazır hissetmiyor olabilirsiniz. Çocuğunuzun okul olgunluğu değerlendirmesi için profesyonel destek alabilirsiniz.

Aba psikolojide uyguladığımız test, envanterler ve yaptığımız görüşmeler ile çocuğunuzun okul olgunluğu değerlendirilebilmektedir. Ayrıca stratejik yetenek yönetimi ile çocuğunuzun erken yaştan itibaren ilgi ve beceri alanlarını belirleyebilirsiniz. Bu sayede karakteri, ilgi ve becerileri ile uyumlu olacak şekilde çocuğunuzun eğitimine ve kariyerine bilinçli yön verebilirsiniz.

Read More

Çocukluk döneminde bireyleri anlamak ve tanımak çocuğun doğru yönlendirilerek yetiştirilmesi açısından büyük önem taşır. Çocukların karakter analizini yapmak için önemli yollardan biri olan kişilik testleri, çocuk ve genç kliniğinde uzmanlaşmış kişiler tarafından hazırlanır. Bu testler aracılığıyla ebeveynler çocuklarını yakından tanıma ve çocuklarını karakterlerine uygun yetiştirme fırsatı elde eder. 

Çocukların iç dünyalarının anlaşılabilmesi çocukla doğrudan iletişim kurularak başarılacak bir durum olmadığından kişilik testleri bu konuda ebeveynlere rehberlik eder. Sadece çocuğun iç dünyası değil, yaşıtlarıyla olan ilişkilerinin ve aile ilişkilerinin anlaşılmasında da kullanılan kişilik testleri çocuğun toplumsal gelişimi açısından da önemli bir yere sahiptir. Sosyal yeteneklerinin bilinçli bir şekilde yönlendirilmesi hem aile hem de akran ilişkilerinde çocuğa kazandırılması gereken bir özellik olduğu için bu testlerin rehberliği göz ardı edilmemelidir.

Klinik psikologlar ve terapistler tarafından bu amaçlara uygun, çocuklara uygulanabilecek birçok kişilik envanterleri mevcuttur. İşte içlerinden önemli kişilik testleri!

Rorschach Testi

Mürekkep lekesi testi olarak da bilinen bu test yalnızca çocuklara değil, genç ve yetişkinlere de uygulanan bir test. Kişinin bilinçaltını, kişilik yapısını ve ruhsal sürecini analiz etmek için kullanılmaktadır. Çocuklar duygusal işleyişini anlamak açısından önemli bir testtir.

Çocuklar İçin Algı Testi

3-10 yaş grubu arasındaki çocuklara uygulanan bir testtir. Çocukların kişilik potansiyellerini ve ebeveyn ilişkilerini ölçmek için uygulanır. Çocukların kardeşleriyle olan ilişkilerini de analiz eden bu test çocukların akran ilişkilerini çözmeyi amaçlayarak çocuğun sosyal ilişkilerinde başarılı bir birey olarak yetişmesine yardımcı olur.

Goodenough-Harris İnsan Resmi Çizme Testi

Bu test çocukların zihin gelişimini ölçmek amacıyla yapılır. Çocukların genel yetenek düzeylerini öğrenmek açısından ebeveynlere yardımcı olur. Zihin geriliği konusunda çocuklarla ilgili önemli bilgiler verebilmektedir. 4-14 yaş grubuna uygulanır.

Luisa Düss Testi

Sözel bir test olan Luisa Düss çocuklara bireysel olarak uygulanır. Yarım bırakılmış hikâyelerin çocuklar tarafından tamamlanması istenir. Psikanalitik ögeler içeren bu öykülere verilen tepkiler çocukların karakter yapılarının anlaşılmasına yardımcı olur. Çocuğun iç dünyasını anlamak adına önemli bir testtir.

Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI)

16 yaş ve üzeri bireylerin psikolojik durumlarını tespit etmek için kullanılan bu test, kağıt-kalem testi olarak da bilinir. Klinik bir test olan MMPI bireylerin kişisel ve toplumsal uyumunu anlamayı amaçlayan bir testtir. Ergen ve yetişkinlere uygulanır.

Read More