Kariyer hayatı için üniversite mezunu olmak neden önem taşıyor? Öğrenci adaylarının kariyerlerini kurgularken neleri dikkate almaları gerekiyor? Üniversite kişisel gelişim süreçlerini nasıl etkiliyor? Doğru üniversite seçimi yapabilmek için nelere dikkat etmek gerekiyor? Geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği kariyer seçimleri üzerinde nasıl bir rol oynuyor? Bölüm seçimi yapacak olan öğrenciler nasıl bir rol izlemeli?
Birçok öğrenci kariyer hayatını yalnızca iş hayatı, çalışma hayatı olarak değerlendiriyor. Aslında kariyer olarak tanımlanan kavram; yaşamın birçok alanını kapsıyor. Aile ilişkileri, sosyal statü, arkadaş çevresi, ait olunan gruplar gibi birçok unsur kariyerle doğrudan ilişkilendiriliyor. Bu anlamda doğru kariyer seçimi yapabilmek kişinin tüm yaşamı için kritik bir noktayı oluşturuyor. Kariyer hayatı ve bu sürece doğru atılacak adımları aslında lise yıllarından itibaren belirlemek gerekiyor. Öğrencilerin ilgi alanları ve yatkınlıklarını saptamak ve bu doğrultuda bir yol haritası çıkarabilmek önem taşıyor. Bölüm seçimi, üniversite seçimi gibi kritik kararların bu dönemde verilmesi gerekiyor. Böylelikle doğru zamanda doğru adımları atarak hedefe ulaşmak mümkün olabiliyor.
Bir yol haritası belirlerken kariyer danışmanlığından faydalanmak önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. Dünya hızla değişiyor ve geleceği kurgularken değerlendirilmesi gereken dinamikler farklılaşıyor. Doğru seçimler yapabilmek için kısa vadeli planlar halinde gelecek 60 yılı planlayabilmek gerekiyor. Bu süreçte geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği hakkında doğru öngörüler ortaya koyabilmek önem taşıyor. Elbette öğrencilerin bunu tek başına başarabilmesi her zaman mümkün olabiliyor. Bu anlamda uzman yardımına başvurmak doğru bir yaklaşım oluyor. Peki; üniversite mezunu olmak kariyer hayatını nasıl etkiliyor? Üniversite eğitimi almak neden önem taşıyor?
Kariyer Hayatı ve Üniversite Eğitimi Arasındaki İlişki
Bir öğrencinin lise ve üniversite eğitiminin yaklaşık 8 – 10 yıllık bir süreci kapsadığı biliniyor. Günümüzde üniversiteden mezun olan bir öğrencinin 40 ile 60 yıl arasında değer üretmesi bekleniyor. Değer üretebilmek ve fark yaratabilmek 21. yüzyılın en önemli anahtar kelimeleri olarak karşımıza çıkıyor. Artık öğrenci adayları eğitim süreçlerinde, başvuru ve kabul aşamalarında bu doğrultuda değerlendiriliyorlar. Benzer bir durum kariyer süreçleri için de geçerli oluyor. İş hayatı ve çalışma hayatı için adayların potansiyeli değerlendiriliyor. İçinde bulunacağı iş alanında ne ölçüde değer üretebileceği ve ne ölçüde fark yaratabileceğine bakılıyor. Peki; üniversite mezunu olmak kariyer hayatı üzerinde nasıl bir rol oynuyor? Neden önem taşıyor?
Üniversite eğitimi aslında kariyer sürecinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Öğrenci adayları üniversite hayatları sürecinde akademik bir donanım elde ediyorlar. Ancak üniversite eğitiminin yalnızca akademik bilgi ve birikimden ibaret olmadığını bilmek gerekiyor. Üniversite öğrencilere farklı bir bakış açısı sunuyor. Kişisel gelişim anlamında önemli bir katkı sağlıyor. Kendi ayakları üzerinde durabilme fırsatı veriyor. Üniversite eğitimleri süresince değer üretmeyi başaran öğrenciler bunu kariyer hayatına da yansıtıyorlar. Kimi öğrenciler kendi girişimlerini hayata geçiriyorlar ve 21. yüzyılın ihtiyaçlarına bu şekilde çözüm üretmeyi seçiyorlar. Üniversite mezunları için daha geniş bir istihdam alanı olduğu zaten biliniyor. Üniversite mezunları akademik yaşantılarını devam ettirerek AR-GE süreçleri içerisinde yer alabiliyorlar.
Kariyer Hayatı Boyunca Başarıyı Yakalamak İçin Nelere Dikkat Etmek Gerekiyor?
Peki; gençler kariyerlerini kurgularken nelere dikkat etmeli? Gençlerin gelecek 60 yıl için doğru bir planlama yapmaları gerekiyor. Bu noktada mesleklerin geleceğine odaklanmak önem taşıyor. Dünya dijitalleşmenin etkisiyle hızla gelişiyor, değişiyor, pek çok alan yeniden yapılanıyor. Bu değişim karşısında hazırlıklı olmak büyük bir önem taşıyor. Gelecekte; yapay zeka, makine öğrenmesi gibi alanlar ön plana çıkıyor. Birçok meslek biçim değiştiriyor. Mimarlık, tıp, hukuk, eğitim, mühendislik ve benzeri birçok alan bu değişimden etkileniyor. Bu anlamda mesleklerin yakın gelecekte nasıl bir yapılanma içinde olacağını doğru tespit etmek gerekiyor. Öğrencilerin becerilerini, yeteneklerini ve akademik birikimlerini bu doğrultuda şekillendirmeleri önem taşıyor.
Dikey Geçiş Sınavı(DGS) ön lisans mezunlarının 4 yıllık lisans programlarına geçiş yapabilmesini sağlayan sınavdır. Bu sınava meslek yüksek okulu veya açık öğretim ön lisans mezunları katılabilmektedir. Ön lisanstan lisans programına geçişi sağlayan bu sınav kariyer fırsatlarını artırmak isteyen herkese avantaj sağlamaktadır. Sınavdaki konu dağılımı ve katılımcı kitlesinin benzerliği sınavın avantajlarını artırmaktadır.
YKS’ye girip istediği üniversiteyi veya bölümü kazanamamış olan öğrenciler için DGS ikinci şansı sunmaktadır. Üstelik hali hazırda bir üniversitede okuyor olmak veya ön lisans diplomasına sahip olmak sınavda duyulan stresi de azaltmaktadır. YKS’de öğrenciler sıklıkla sınava “hayat memat meselesi” anlamı yüklemektedir. DGS’de ise sınava böyle büyük anlamlar yüklenilmemektedir. Bu da sınav stresinin ve kaygının daha sağlıklı düzeylerde tutulabilmesini sağlamaktadır.
Günümüzde üniversite eğitimine verilen önem geçmişe oranla çok daha yüksektir. Eğitim alınan meslek icra edilmeyecek dahi olsa üniversite diplomasına sahip olmak arzu edilmektedir. Bunun önemli bir nedeni diplomaya yüklenen toplumsal değerdir. Önemli bir diğer nedeni ise geleceğe yönelik belirsizliklerdir.
İşsiz kalma korkusu, sürdürülen mesleğin geleceğine yönelik belirsizlikler diploma ihtiyacını artırmaktadır. Çünkü çalışılan işkolu her ne olursa olsun bugün pek çok iş verenin diploma beklentisi bulunmaktadır. Diplomada yer alan eğitim düzeyinin ise çoğunlukla lisans veya yüksel lisans düzeyinde olması istenir. Bu beklenti de ön lisans mezunlarının dikey geçiş sınavına katılmalarını sağlar.
Ön lisans eğitiminin kariyer fırsatları açısından dezavantajları avantajlarından daha fazladır. Bunun önemli bir nedeni ön lisans statüsünde yeterli meslek dalının olmayışıdır. Eğitim süresinin kısa olması da yeterli akademik bilginin ve deneyimin kazanılmasının önüne geçmektedir. Lisans eğitiminin ise mesleki, kişisel, sosyal ve akademik gelişime katkıları çok daha fazladır.
Peki DGS’nin kapsamı nedir? DGS ile yatay geçiş arasında nasıl bir fark var? Dikey geçişin sağladığı avantajlar neler? Kariyer gelişiminde DGS nasıl fırsatlar tanıyor? Yazımızın devamında soruların cevaplarını bulabilirsiniz.
Dikey Geçiş Sınavının Kapsamı Nedir?
DGS’de sayısal ve sözel yetenek testi uygulanır. Yani sınav bilgi ölçmeye yönelik değildir. Sınav içeriğinde 60 Matematik ve 60 türkçe olmak üzere 120 soru yer almaktadır. Sınav süresi ise 150 dakika yani 2 buçuk saattir. DGS’ye başvuran adaylarda bitirme yılı ve diploma notu dikkate alınarak Önlisans Başarı Puanı (ÖBP) hesaplanır.
ÖBP’lerin hesaplandığı dönemde mezun durumda olmayan adaylar için diploma notu yerine not ortalaması kullanılır. Adayların not ortalamaları önce 100’lük sisteme çevrilir. Ardından 0,8 ile çarpılır ve ÖBP puanı elde edilir. DGS puanının geçerli olabilmesi için her iki testten en az 0,5’er puan almış olmak gerekmektedir. Aksi halde sınav sonucu geçersiz kabul edilecektir.
Sınav sonrası tercih sürecinde her katılımcının toplamda 30 tercih hakkı bulunmaktadır. Ayrıca sınavda yapılan 4 yanlış 1 doğru cevabı da götürmektedir.
Dikey Geçiş Sınavının Yatay Geçişten Farkı Nedir?
Üniversitelerin lisans veya ön lisans programlarında okuyan öğrenciler, farklı bir üniversitede aynı veya benzer programa geçmek isteyebilmektedir. Aynı veya benzer bölüme geçmek için yapılan bu üniversiteler arası geçişe yatay geçiş denilmektedir. Bu geçiş farklı üniversiteler arasında yapılabildiği gibi aynı üniversite içerisinde de yapılabilir. Yurt dışından, yurt içine, özelden devlete, 2.öğretimden 1.öğretime, örgün bölümlerden açık öğretim programlarına geçilebilir.
Dikey geçişte ise ön lisans eğitimi alan öğrenci eğitimini lisans düzeyine taşımak için sınava girer. Burada öğrenci eğitim süresini uzatmak ve diploma türünü yükseltmek ister.
Dikey Geçiş Sınavının Avantajları Nelerdir?
DGS önlisans son sınıf öğrencilerine ve mezunlarına 4 yıllık bir lisans programına yerleşebilme fırsatı tanır. Böylece eğitim düzeyini yeterli bulmayan, lisans diploması edinmek isteyen öğrencilerin önü açılmış olur. Yüksek lisans ve doktora programlarına devam etmek isteyen öğrencilerin de lisans mezuniyetine ihtiyacı bulunmaktadır.
Üniversiteye hazırlık öğrencilerin fiziksel, duygusal, sosyal ve bilişsel olarak ciddi bir gelişim ve değişim dönemidir. Bu karmaşık yaşam döneminde bir yandan sınava hazırlanırken bir yandan da kariyer gelişimini planlamak kolay değildir. Doğru mesleği, üniversiteyi, bölümü seçmek için öğrencilerin ön hazırlık yapması ve mümkünse bilgilendirilmeleri gerekir. Okul rehberlik birimlerinin faaliyetleri, danışman öğretmenlerin ve ailenin rolü burada oldukça büyüktür.
Ancak bazen eğitim ortamındaki yetersizlikler, öğrencinin sürece kendini hazır hissetmemesi kariyer planının yapılamamasına neden olur. Bu dönemde açığa çıkan planlama eksiklikleri üniversite eğitiminden ve okunan bölümden memnun kalınmamasına yol açar. Dikey geçiş sınavı ise öğrencilerin sonradan edindikleri bu farkındalık ile kariyerlerini yeniden planlayabilmelerini sağlar.
Üstelik DGS müfredatında yer alan konular, YKS’ye kıyasla daha azdır. Öğrenciler matematik ve Türkçe olmak üzere sadece iki bölümden sorumlu olurlar. Ayrıca YKS’de öğrenciler çok daha geniş bir popülasyon içerisinde sınava tabi olurlar. Katılımcı sayısı ve çeşitliliği oldukça fazladır. Fen lisesi, Anadolu lisesi gibi pek çok lise mezunu aday YKS’ye katılmaktadır.
DGS’de katılımcıların büyük bir bölümü ise meslek lisesi çıkışlıdır. Bu haliyle sınava katılan kitle çok daha homojendir. Bu sayede YKS’de kazanma oranı daha düşükken, DGS’de kazanma oranı çok daha yüksektir. DGS sayesinde mevcut eğitiminizin üzerine 2-3 yıl daha eğitim alarak lisans mezunu olabilirsiniz. Bu sayede sıfırdan YKS’ye hazırlanmanıza ve 4 yıl eğitim almanıza gerek kalmaz.
YKS’ye hazırlık sürecinde alacağınız özel ders, kurs, dershane hizmetlerinden de kar etmiş olursunuz. Yaşayacağınız sınav stresi de YKS ile kıyaslandığında çok çok daha az olacak. YKS ile kazanma olasılığınız daha düşük bölüm ve okulları DGS ile çok daha rahat kazanabilirsiniz. Bu da performansınıza yönelik özgüveninizi yeniden kazanmanızı sağlar.
Dikey Geçiş Sınavı Kariyer Fırsatlarına Nasıl Bir Katkı Sağlıyor
Günümüzde sektörü ne olursa olsun neredeyse tüm işverenler en az lisans düzeyinde diploma istiyor. Hatta bir işe kabul edilmek için sadece lisans diploması değil yabancı dil bilgisi de bekleniyor. Her yıl artan üniversite mezunu sayıları ve günden güne yükselen işsizlik oranları da ön lisans mezunlarını dezavantajlı konuma sokuyor.
Lisede veya üniversitede yeterince önem verilmeyen meslek ve bölüm seçiminin değeri mezuniyet sonrası anlaşılıyor. İş bulma sürelerinin uzaması, mesleki doyumsuzluklar ve hayat pahalılığı eğitimin ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Bu durumdaysa zamanı ve imkanı olan pek çok aday kariyerinde değişikliğe gitmenin yollarını arıyor. Dikey geçiş sınavı tam bu noktada arayışı olanların imdadına yetişiyor.
YKS’nin zorlu hazırlık sürecine zaman ve enerji ayırmak istemeyenler DGS’yi tercih ediyor. Üstelik yukarıda sıraladığımız avantajlar da DGS’nin daha akılcı bir seçenek olarak değerlendirilmesini sağlıyor. Böylece adaylar eğitimlerini 2 yıldan 4 yıla çıkartabiliyor. İsterlerse yüksek lisans programlarına ve ardından doktoraya da devam edebiliyorlar. Eğitim seviyesinin artırılması kariyer fırsatlarının da artmasını sağlıyor. Adaylar daha fazla alanda iş arayabiliyorlar.
Mülakatlara davet edilme olasılıkları da yükseliyor. Eğer aday kişisel yetkinliklerine yatırım yapmışsa, diksiyonu düzgün, sosyal becerileri ve iletişimi kuvvetliyse işe kabul olasılığı yükseliyor. Yabancı dil bilmek, teknolojiyi ve bilgisayar programlarını iyi kullanmak da işe kabul yüzdesini yükseltiyor. Dolayısıyla dikey geçiş sınavı sayesinde adaylar kariyerlerini yeniden şekillendirme fırsatını yakalayabiliyorlar.
Dikey Geçiş Sınavına Katılmadan Önce Kariyer Danışmanlığı Alabilirsiniz
Sizde benzer bir arayış içerisindeyseniz ve kariyerinize yeniden yön vermek istiyorsanız Dikey geçiş sınavını araştırabilirsiniz. Sınava katılmadan önce hangi bölümlere ve üniversitelere geçiş yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Ancak ikinci kez zaman ve enerji kaybetmemek adına bu süreçte kariyer danışmanlığı almanızı öneririz. Bu sayede sizin için en doğru seçime yönelebilirsiniz.
Kariyerinizi planlarken karakterinize, beklentilerinize, akademik alt yapınıza, ilgi ve becerilerinize göre yol almalısınız. Geleceğin mesleklerini ve mesleklerin geleceğini biliyor olmak da doğru seçim yapabilmeyi kolaylaştıracaktır. Yurtdışı eğitim fırsatlarını da bu süreçte değerlendirebilirsiniz. Eğitiminize yurtdışında devam edebilir, yurtdışı kariyer fırsatlarını da uzman kadromuzla değerlendirebilirsiniz.
Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunuyor. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlıyoruz. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Tercih sürecinde danışanlarımızı bilimsel kanıtların ışında bilgilendiriyoruz.
Geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği konusunda yol gösteriyoruz. Sınav öncesinde detaylı bilgi almak ve çok daha sağlıklı seçimler yapmak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz. Dikey Geçiş Sınavında tüm katılımcılara başarılar dileriz. Kariyer ve psikoloji üzerine her hafta yayınlanan yazılarımızı Aba Psikoloji blog sayfamızdan takip edebilirsiniz. Ayrıca eğitim ve kariyer videolarını Aba Kariyer Youtube ve Aba Psikoloji Youtube kanallarından izleyebilirsiniz.