Motivasyon ve özgüven, hem kişisel hem de profesyonel hayatımızda başarıya ulaşmamız için hayati önem taşıyan iki temel faktördür. Bu iki kavram, birbirini tamamlar ve güçlendirir; yüksek motivasyon, özgüvenimizi artırırken, yüksek özgüven de motivasyonumuzu besler. ABA Psikoloji olarak, bu blog yazısında motivasyon ve özgüvenin önemini, nasıl geliştirilebileceğini ve bu süreçte nelere dikkat edilmesi gerektiğini ele alacağız.

Motivasyon Nedir?

Motivasyon, bireyleri belirli bir hedefe yönelten içsel veya dışsal itici güçtür. İçsel motivasyon, kişinin kendi içinden gelen, ilgi ve merakla beslenen motivasyondur. Dışsal motivasyon ise, dışsal ödüller veya teşviklerle harekete geçer. Başarıya ulaşmak için, genellikle her iki tür motivasyona da ihtiyaç duyarız.

Motivasyonu Artırmanın Yolları
  1. Hedef Belirleme:
    • Net ve ulaşılabilir hedefler belirlemek, motivasyonunuzu artırır. Hedeflerinizi küçük adımlara bölerek, her adımda başarı hissi yaşayabilirsiniz.
  2. Planlama:
    • Hedeflerinize ulaşmak için bir plan oluşturun. Bu plan, size yol gösterici olacak ve ilerlemenizi takip etmenizi sağlayacaktır.
  3. Pozitif Düşünce:
    • Olumlu düşünme ve kendine inanma, motivasyonunuzu artırır. Kendinizi sürekli olarak motive edici ve olumlu düşüncelerle besleyin.
  4. Destek Almak:
    • Çevrenizdeki insanlardan destek almak, motivasyonunuzu artırabilir. Aileniz, arkadaşlarınız veya bir mentor, size bu süreçte destek olabilir.
  5. Küçük Ödüller:
    • Başarılarınızı kutlamak ve kendinize küçük ödüller vermek, motivasyonunuzu yüksek tutar. Her başarı, yeni hedefler için sizi teşvik eder.

Özgüven Nedir?

Özgüven, bireyin kendi yeteneklerine ve değerine olan inancıdır. Yüksek özgüven, bireylerin karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmalarına ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olur. Özgüven, kişinin kendine olan saygısını ve başkalarıyla olan ilişkilerini de etkiler.

Özgüveni Artırmanın Yolları
  1. Kendini Tanıma:
    • Güçlü ve zayıf yönlerinizi tanıyın. Kendinizi kabul etmek, özgüveninizi artırır.
  2. Olumlu İçsel Diyalog:
    • Kendinizle olumlu bir şekilde konuşun. Negatif düşünceleri pozitif düşüncelerle değiştirin.
  3. Başarıları Hatırlama:
    • Geçmişteki başarılarınızı hatırlamak, özgüveninizi artırır. Bu başarılar, yeni hedefler için size cesaret verir.
  4. Yeni Deneyimler:
    • Yeni şeyler denemek ve bu deneyimlerden öğrenmek, özgüveninizi artırır. Her yeni deneyim, sizi daha güçlü kılar.
  5. Kendine İyi Bakma:
    • Fiziksel ve zihinsel sağlığınıza dikkat edin. Egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve yeterince dinlenmek, özgüveninizi artırır.

Motivasyon ve Özgüven Arasındaki İlişki

Motivasyon ve özgüven, birbirini destekleyen ve güçlendiren iki kavramdır. Yüksek motivasyon, özgüveni artırır çünkü kişinin hedeflerine ulaşma konusunda kendine olan inancını pekiştirir. Aynı şekilde, yüksek özgüven de motivasyonu besler çünkü kişi, yeteneklerine ve değerine güvendiği için hedeflerine ulaşma konusunda daha isteklidir.

İlişkiyi Güçlendirmenin Yolları
  1. Kendinize Meydan Okuma:
    • Yeni ve zorlayıcı hedefler belirleyerek, hem motivasyonunuzu hem de özgüveninizi artırabilirsiniz.
  2. Başarılarınızı Kutlama:
    • Her başarı, motivasyon ve özgüveni artırır. Başarılarınızı kutlamak, bu iki kavramın güçlenmesini sağlar.
  3. Olumlu Sosyal Çevre:
    • Destekleyici ve olumlu bir sosyal çevre, hem motivasyonunuzu hem de özgüveninizi artırır. Bu tür bir çevre, sizi cesaretlendirir ve destekler.

Motivasyon ve özgüven, hayatımızın her alanında başarıya ulaşmamız için kritik öneme sahiptir. Bu iki kavram, birbirini tamamlar ve güçlendirir. Motivasyonu ve özgüveni artırmak için belirli stratejiler uygulayarak, kişisel ve profesyonel hayatımızda daha başarılı ve tatmin edici bir yaşam sürdürebiliriz. ABA Psikoloji olarak, motivasyon ve özgüveninizi artırma konusunda size profesyonel destek sağlıyoruz. Uzman kadromuz, hedeflerinize ulaşmanız için gerekli rehberliği ve desteği sağlamaya hazırdır.

Daha fazla bilgi ve randevu için bizimle iletişime geçebilirsiniz. 0 (212) 287 86 06

Read More

Eğitim yolculuğunda, öğrencilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri sürekli bir motivasyon kaynağı bulabilmektir. Peki, öğrenciler nasıl motive olur ve bu motivasyonu nasıl sürdürebilirler? İşte bu sorulara yanıt bulmak için derinlemesine bir bakış atalım.

Motivasyon, öğrencilerin akademik başarılarını doğrudan etkileyen psikolojik bir güçtür. Bu gücü artırmak ve sürdürmek için kullanılabilecek bazı stratejiler şunlardır:

  1. Hedef Belirleme: Öğrencilerin kısa ve uzun vadeli hedefler belirlemesi, onların bu hedeflere ulaşma yolunda motive olmalarını sağlar. Hedefler, öğrencinin nereye gitmek istediğini ve nasıl bir yol izlemesi gerektiğini gösterir.
  2. Olumlu Geri Bildirim: Öğretmenler ve eğitimciler tarafından verilen olumlu geri bildirimler, öğrencilerin kendilerini daha değerli hissetmelerine ve motive olmalarına yardımcı olur. Başarıları takdir edilen öğrenciler, daha iyi performans gösterme eğilimindedir.
  3. İlgi Çekici Öğrenme Materyalleri: Ders materyallerinin ve öğretim yöntemlerinin öğrencilerin ilgi alanlarına uygun olması, onların derslere olan ilgisini ve dolayısıyla motivasyonunu artırır.
  4. Grup Çalışmaları: Akranlarıyla birlikte çalışmak, öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirir ve öğrenme sürecini daha eğlenceli hale getirir. Grup içinde öğrenme, öğrencilerin birbirlerini motive etmelerine olanak tanır.
  5. Zorlukların Üstesinden Gelme: Öğrencilere zorluklarla başa çıkma konusunda destek olmak, onların bu engelleri aşma kapasitelerini artırır ve başarılı olduklarında motivasyonlarını daha da güçlendirir.

Motivasyon, sadece akademik başarı için değil, aynı zamanda öğrencinin genel yaşam kalitesi için de önemlidir. Bu yüzden, öğrencilerin motivasyonunu artırmak, onların hem okulda hem de hayatın diğer alanlarında başarılı olmalarını sağlar.

Eğitimciler ve veliler, öğrencilerin motivasyonunu artırmak için çeşitli teknikler uygulayabilir. Ancak bazen profesyonel yardım almak en iyisidir. Aba Psikoloji, öğrenci motivasyonu konusunda uzmanlaşmış psikologlarla çalışarak, her öğrencinin potansiyelini en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olabilir.

Aba Psikoloji ile iletişime geçmek ve daha fazla bilgi almak için (0212) 287 86 06 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz. Motivasyon yolculuğunuzda size nasıl yardımcı olabileceğimizi keşfetmek için sabırsızlanıyoruz!

Read More

Çocukların ders çalışırken belli bir süreden sonra sıkılıp dikkatinin dağıldığını fark etmiş olabilirsiniz. Hatta oyun oynarken bile zaman içinde çocukların dikkati dağılır. Özellikle yeni bir şey öğrenirken odaklanma süreleri çok daha kısa olabilir. Böyle zamanlarda çocukları devam etmeye zorlamak pek verimli sonuçlanmayacaktır.

Çocukların dikkatini toplama süresi, genel olarak 40 dakika civarındadır. Ancak o sırada yapılan işe bağlı olarak bu süre uzayabilir ya da kısalabilir. Bu süre çocuğun yaşına bağlı olarak da değişiklik gösterir. Örneğin, 5-6 yaşındaki çocukların dikkatini bir şeye verme süresi 15 dakika kadar kısadır. Etrafta dikkat dağıtıcı ögeler olduğunda dikkatlerini çok daha zor toplayabilirler. 7 yaşına geldiklerindeyse bu süre yarım saate çıkar.

Mola süreleri de, odaklanma sürelerine bağlı olarak belirlenebilir. Belli bir süre legolarla oynadıktan ya da ders çalıştıktan sonra 5 ila 15 dakika arasında değişen bir mola verebilirsiniz. Mola süresinde çocuğunuzun çalışma ortamını terk ettiğinden emin olun. Bu sürede fiziksel aktivitede bulunan çocukların, tekrar çalışmaya döndüğünde daha iyi odaklandığı da artık bilinen bir gerçek.

odaklanma

Peki, çocuğunuzun odaklanma süresini arttırmak için neler yapabilirsiniz?

Siz odaklandıkça onlar da odaklanır

Çocukların dikkati dağılmadan, olabildiğince uzun süre çalışabilmeleri için sizin de onlarla birlikte odaklanmanız gerekir. Çocuğunuzla birlikte çalışırken, özellikle okul öncesi ve ilkokul yıllarında sürekli tekrar eden basit alıştırmalar sizin için de zor bir göreve dönüşebilir. Bir kelimeyi tekrar tekrar yazması gerektiğinde, bir metni tekrar tekrar okumaları gerektiğinde sıkıldığınızı hissedebilirsiniz.

Ancak onunla birlikte sürece aktif katılım gösterdiğiniz zaman çocuğunuz çok daha kolay odaklanır. Birlikte çalışıyor olmak onları motive eder ve yaptıkları işin önemli olduğunu hissederler. Legolarla oynarken bile çocuklarınızın sizin katılımınıza ihtiyacı var.

Dikkat dağıtıcı ögeleri ortadan kaldırın

Ebeveynlerin çocuklarının kendine has öğrenme ve odaklanma yollarını keşfetmesi çok önemli. Örneğin, bazı çocuklar acıktığı zaman dikkatlerini toplamakta zorlanabilir. Çocuğunuz da böyleyse, çalışmaya başlamadan önce hafif atıştırmalıklar hazırlayabilirsiniz.

Çocuklar, ne kadar enerji dolu görünseler bile dinlenmeye ihtiyaç duyarlar. Okuldan gelir gelmez ödev yapmak pek iyi bir fikir olmayabilir. Biraz dinlendikten sonra ödevlerini yaparken, etrafta dikkatlerini dağıtacak ögeler olmaması gerekiyor. Televizyonun açık olduğu bir odada ödev yapmaya çalışırken dikkati sürekli dağılıyorsa, bu son derece normal. Çocuğunuza tekrar tekrar odaklanmasını söylemek yerine ona daha izole bir çalışma ortamı yaratmayı deneyebilirsiniz.

Read More

Bilimsel insanları ve eğitmenler, öğrenmeyi teşvik etmek için izlenmesi gereken yollara uzun zamandır odaklanıyor. Çocukların ders çalışma motivasyonu, onları sürekli teşvik etmedikçe kolayca kaybolur. Bu nedenle, onlara destek olmak ve motive etmek için zaman, çaba ve enerji harcamanız gerekir. Bu süreçte çocukların öncelikle ihtiyacı olan, onlara destek olan ve onların yanında olduğunu her fırsatta gösteren ebeveynlerdir. Çünkü siz, eğitimi önemsemezseniz, büyük olasılıkla onlar da önemsemeyecektir.

Şimdi, gelin çocuklarınızın ders çalışma motivasyonunu arttırmak için faydalı olacak bir kaç yönteme göz atalım.

Öğrenme süreçlerine aktif katılımlarını sağlayın

Çocuklara sadece ne yapmaları gerektiğini söylemek, onlar için öğrenmeyi sıkıcı bir hale getirir. Bu nedenle çocuklarınız için bir çalışma planı yaparken onların da sürece dahil olduğundan emin olun. Hedeflerini, beklentilerini ve kendilerine özgü etkili çalışma yöntemlerini çocuğunuzla birlikte belirleyin. Kendilerini tanımalarını sağlayın. Öğrenme süreçlerinde bir kural koyucu değil, yönlendirici ve kolaylaştırıcı olarak rol alın.

Onlara kafanızdaki soruların cevaplarını empoze etmek yerine, bu sorulara cevap bulmalarına yardımcı olun. Yani, bir yapılacaklar listesi vermek yerine listeyi hazırlamak için doğru soruları sorarak keşfetmenin motive eden etkisinden faydalanın.

Kendi başarılarının tadını çıkarma fırsatı verin

Öğrenciler için kendi başarılarının tadını çıkarmak, yeni başarılar için emek verme konusunda etkili bir motivasyon kaynağıdır. Sizin için değil, kendi arzuları ve hayallerine ulaşmak için başarılı olduklarını fark etmelerini sağlayın. “Ben başardım!” demek çocuklar için özgüven arttırıcı bir rol oynayarak istedikleri zaman neler yapabileceklerini görmelerine yardımcı olur.

ders çalışmak için motivasyon

Diğer öğrencilerle kendilerini kıyaslamalarına sebep olmadan kendileriyle yarışmaya teşvik edin. Sınıfın en iyisi olmak değil, düne göre daha iyi olmak gibi kısa hedefler koymak bu konuda çok faydalı olacak.

Sosyalleşmeye teşvik ederek hayata katılmalarını sağlayın

Ders çalışmanın ve akademik başarının, yüksek not almak için ya da diğerlerinden daha iyi olduklarını kanıtlamak için olduğu gibi bir fikir içinde kaybolmaları motivasyonlarını düşürür. Üstelik böyle zamanlarda öğrenciler, hem derslere daha az ilgi duyar hem de sosyalleşmekten kaçınırlar. Sınıf arkadaşlarını birer arkadaş değil, rakip olarak görebilirler.

Birlikte başarmanın ne kadar keyifli olduğunu keşfetmelerini sağlayın. Diğer taraftan fikirlerini açıkça ifade etmek ve soru sormaktan çekinmemek için onları yönlendirin. Bunu yapmanın en iyi yolu, derslerin sınavlarla değil, hayatla ilgili olduğunu ve diğerlerinin fikirleriyle beslenebileceklerini onlara fark ettirmektir.

Read More

Yapılan son çalışmalar gösteriyor ki, aceleyle yemek yiyip tekrar çalışmaya dönmektense rahatlatıcı bir öğle molası vermek konsantrasyonu arttırıyor.

Çalışma saati olarak belirlenen blokların arasına belli bir süre mola koymanın faydaları ortaya çıkalı uzun zaman oldu. Bilimsel araştırmalar da daha verimli çalışmak ve daha iyi hissetmek için çalışmaya ara vermenin gerekli olduğu görüşünü destekliyor. Yaptığınız iş her ne olursa olsun iyi bir iş çıkarmak ve başarılı olmak için iyi hissetmeniz önemli.

Yine de uygulamaya gelince oldukça ihmal edilen bu molalar size de tanıdık geliyorsa, bu konuya biraz daha dikkat etmekte fayda olabilir. Yemek yerken bile çalışmaya devam etmek, zihni dinlendirmeden hızlıca yemek yiyip tekrar çalışmaya dönmek ilk bakışta zaman kazandırıyor gibi gözükse de oldukça yanlış bir yaklaşım.

Molaların efektif olması için ne yapmak gerekiyor?

Ne kadar yoğun olursanız olun molaların bir boş zaman geçirmek değil, zihniniz ve bedeninizin çalışmaya devam etmesi için gerekli bir süreç olduğunu fark etmekle işe başlayabilirsiniz. Çalışma saatlerini kesintisiz bloklara dönüştürmek veya yetersiz molalar vermek çözüm değil.

Çalışırken sürekli ekrana bakmak, aynı konu üzerine uzun süre düşünmek ya da sürekli konuşmak zorunda kalmak vücudunuzu yorarak performansınızın düşmesine neden olur. Bu aşamada tekrar modunuzu ve enerjinizi yükseltmek, uzun vadede sağlığınızı korumak ve verimliliğinizi arttırmak için rahatlatıcı bir öğe molası vermeniz şart.

Çalışmaya ara verdiğiniz zaman öncelikle bu sürenin zihninizi dinlendirmesi gerektiğini unutmayın. Herkesin kendince farklı yöntemleri olabilse de hemen hemen herkes için etkili olan bazı rahatlama yöntemleri var. Örneğin, kısa bir yürüyüş yapmak. Öğle yemeğinizi bitirdikten sonra mümkünse bir parkta yürüyüş yapmak günün devamı için konsantrasyonunuzu arttırırken, stresinizi ve yorgunluğunuzu alır.

Toplamda yalnızca 15 dakika harcayarak bile bütün bir öğleden sonrayı verimli geçirmek için yapabileceğiniz şeylerden biri de kendinize sakin bir köşe bulup kısa bir meditasyon olabilir. Hatta sadece kulaklıklarınızı takıp en sevdiğiniz müziği dinleyerek hayaller kurmak bile zihninizin dinlenmesi ve tekrar çalışmak üzere kendini yenilemesi için etkili olacaktır.

Read More