Asperger Sendromu ya da Yüksek İşlevli Otizm bir otizm formu olarak ele alınabilir. Bu hastalık adını Hans Asperger ‘den almaktadır. Otizmin ilk tanımlandığı 1940’lı yıllarda onu orijinal olarak tanımladığını bildiğimiz kanserden farklı olarak otizmi tanımlamıştır.

Fakat İngilizce konuşan literatüre biraz geç yıllarda girmiş ve biraz daha farklı bir grup otizmli çocuğu ifade etmektedir. Çoğunlukla üstün zekalı, üstün yetenekleri olan, dil gelişimi normal olan, bazı davranışların ortaya çıkabildiği, dar ilgi alanları olan fakat ilgi alanlarında uzmanlaşma eğilimi olan çocukları ifade eden bir sendrom olarak dikkat çekmektedir.

Dolayısıyla bir anlamda bu sendroma Yüksek İşlevli Otizm isminin verilmesinin sebebi de budur. Tabi buna ait sınıflamalarda biraz farklılıklar bulunmaktadır.

Uzmanlara Göre Asperger Sendromu Tanısı Koymak

Uzmanlar açısından Asperger Sendromu tanısı koymada birazcık uyumsuzluk vardır. Yani tipik bir otizm söz konusu olduğunda yüzlerce uzmanın büyük bir çoğunluğu görüş birliği sahip olabilirken yüksek işlevli otizm için aynı görüş birliği sağlanamaz.

Asperger Sendromu: Tarihi Kişilerde Yüksek İşlevli Otizm

Yüksek işlevli otizmin belki de en çarpıcı yanlarından bir tanesi aslında pek çok bilim insanının özellikle matematik dehasının, bazı sanatçıların, ressamların, Beethoven gibi Mozart gibi bestecilerin, Einstein gibi bilim adamlarının bu sendromun özelliklerini taşıdıkları ve bunların fen bilgisi doğa bilimleri alanında üstün yetenekli olup sosyal ilişkileri konusunda sıkıntılar yaşadıkları görülmektedir.

Özellikle sosyal ilişkilerde pragmatik denilen görgü kuralları, nezaket kuralları ve bir çeşit diplomasi yetilerinin olmayışı ile karakterize oldukları düşünülmektedir. Dolayısıyla birazcık otizmin tanımını genişleten, bize otizmi farklı bir insanlık durumu olarak niteleyen bir bozukluk olarak biçimlenmiştir.

Temple Grandin’in Yüksek İşlevli Otizm Hakkındaki Çalışmaları

Yüksek İşlevli Otizm sendromu olan en ünlü isimlerden bir tanesi dünyaca ünlü Amerikalı Zooloji profesörü olan Temple Grandin adlı kişidir. Temple Grandin’in kitapları ve çalışmaları izlendiğinde bu sendroma olan katkıları çok rahat bir şekilde anlaşılır.

Ayrıca 2010 yılında profesörün ismini taşıyan yani Temple Grandin isimli film oldukça ses getirmiş ve profesörün gerçek hayatta bu hastalığa karşı neler yaptığını ve bu hastalıkla nasıl başa çıktığını anlatan oldukça başarılı bir film olmuştur.

Asperger Özelliği ve Bilgisayar Mühendisleri

Pek çok bilgisayar mühendisinin Asperger özelliği gösterdiği düşünülür. Bu yüzden pek çok bilgisayar mühendisi kendisinden Aspi diye bahseder. Silikon Vadisinde, endüstriyelleşmiş bölgelerde Asperger özelliği gösteren kişilerin oldukça fazla olduğu düşünülmektedir.

Dolayısıyla Asperger Sendromu bir hastalık gibi değil de bir durum gibi ele alınmalıdır. Aba Psikoloji resmi internet ve sosyal medya uygulamalarında alanında uzman kişilerden bu ve benzeri konular hakkında bilgi alabilirsiniz.

Ayrıca resmi Aba Psikoloji Youtube kanalından Doç. Dr. Gamze Sart tarafından bu ve benzeri psikolojik durumlar ile ilgili bilgilendirici videolara ulaşabilirsiniz.

Read More

Otizm Nedir?

Otizm, doğuştan veya üç yaşından önce başlayan, beynin gelişimini engelleyen bir nöro-biyolojik hastalıktır. Her çocukta farklı evrelerden geçen otizm, birçok farklı sendromla da ilişkilendirilebilmektedir. Asperger sendromu, Rett sendromu veya Otistik spektrum bozuklukları gibi. Otizm belirtileri genellikle çocuklarda iletişim bozuklukları ile görülür. Konular veya olaylar karşısında tepkisiz kalma yada konuşurken göz teması kurmama, farklı şeylerle ilgilenip konu dışında konuşmak gibi sıkça görülen belirtiler söz konusu olabilmektedir. Bazı otizm nedenlerinde ise, doğum esnasında annenin aşırı zorlanması veya hamilelik esnasında geçirdiği bir hastalıktan dolayı çocuğun otizm olma ihtimalinin olduğu yönündedir. Bu nedenlerden biri de genetik olabilmektedir. Erkek çocuklarında bu oran kız çocuklarına göre 4,3 kat daha fazladır. 1980’lerden itibaren otizm teşhisleri artmıştır. Nedeni ise, teşhislerin birbirinden farklılığı ve tanı koyma tekniklerinin git gide gelişmesidir.

Görülen Belirtiler şunlardır;

  1. Sosyal iletişimde bozukluklar
  2. Yaşıtları ile oynayabileceği oyunlardan uzak kalmak (içe kapanıklık)
  3. Oyuncakları ile nasıl oynayacağını bilememek
  4. Konuşma becerisinin gerilemesi veya aksaması
  5. Söylenen şeyleri sanki duymuyor gibi davranmak ve bazen tepki vermemek
  6. Sık sık gözlerin sabit bakması
  7. İsmi söylendiğinde bakmamak
  8. Bazı cümleleri sık sık tekrar etmek
  9. Eşyaları üst üste dizmek veya yerlerini değiştirmek gibi takıntılı davranışlar
  10. Bazı konulara aşırı tepki vermek veya tepkisiz kalmak

Bu gibi belirtiler çocuklarda otizm başlangıcı olarak görülebilmektedir. Ancak gerçek tanı, doktor kontrolünden geçerek gerekli tetkiklerin yapılması ile mümkün olmaktadır. Ebeveynler çocuklarının davranışlarını takip ederek, ilgi alanlarını veya isteklerini dikkate alarak takip etmelidir. Erken tanı da hastalığın ilerlemesi önlenebilmektedir. En önemli tedavi yöntemi ise, uygulamalı davranış analizidir. Bu analiz ile çocuk dinleme ve taklit yeteneği gibi basit adımlarla kendini geliştirebilmektedir. Erken yaşlarda başlandığı zaman, uygulanan yoğun terapiler ile otizm semptomları büyük ölçüde azalmalar görülebilmektedir.

Anne ve Babalara Düşen Görevler ise;

  1. Çocuklarını iki yaşından itibaren gelişimini takip etmek
  2. Çocuğun ilgi alanlarını ve isteklerini anlamaya çalışarak yardımcı olmak
  3. Hissedilen farklı davranışlarda çocuğun gerekli analizlerini erkenden yaptırmak

Unutulmaması gereken şey, otizm çoğunlukla çocuklarda hayat boyu devam eden bir rahatsızlık olabilir. Bu sebeple, çocuğun gerekli eğitimlerinin başlaması ve devamlılığını sağlayarak, mevcut hayata adapte etmeye çalışmak önemlidir.

Önemli: Otizmle ilgili hazırlanan bu yazı, yalnızca bilgi amaçlıdır. Teşhis konulması veya tedavi amaçlı bilgiler için kullanılmamalıdır!

Otizm ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için Prof. Dr. Barış Korkmaz’ın videosuna göz atabilirsiniz.

Read More