Pasif agresif davranışlar kişinin ilişkilerini zedeliyor, performansına olumsuz etki ediyor. Dolayısıyla pasif agresif tutum eğitim ve/veya kariyer alanında başarıyı engelliyor. Pasif agresif davranış bireyin performansı kadar etkileşimde olduğu diğer kişilerin performansını da olumsuz etkiliyor. Üstelik eğitimde de kariyerde de pasif agresif bireyler oldukça sık karşımıza çıkıyor.

Pasif agresif bir bireyle sosyal yaşamda, öğrencilik yıllarınızda ya da mesleğinizde karşı karşıya gelebilirsiniz. Hatta pasif agresif bir bireyle evlenebilir ya da pasif agresif çocuklar yetiştirebilirsiniz. Sorunun ne olduğunu kabul etmeyen, sorun ya da çözüme yönelik oklar kendine döndüğünde sessizliğe bürünen, sık sık küsen, konuşmak yerine kaçınmayı tercih eden kişiler var mı hayatınızda?

Bir işin yapacağını söyleyen ama sık sık geciktiren, geçiştiren ya da erteleyen kişiler? İletişim dilinde bol bol kinayeler, imalar ve eleştiriler kullanan kişiler? Ekipte herkes kendine düşen işi yapmaya çalışırken payına düşeni yapmayan, elini taşın altına koymayıp birde işi bol bol eleştiren kişiler? Eleştirilmekten, geribildirim almaktan hoşlanmayan ama bol bol eleştiren, kolay kırılan ve küsen kişiler?

Eğer bunlar tanıdık geliyorsa pasif agresif davranışlar gösteriyor olabilir veya böyle biriyle zaman geçiriyor olabilirsiniz.

Pasif Agresif Davranışlar Sergileyen Bireylerin Yaygın Duygu, Düşünce ve Davranışları

Pasif agresif davranışlar sergileyen bireyler çoğunlukla çocuklukta duygu, düşünce ve davranışlarını bastırarak yetiştirilmiştir. Dolayısıyla ebeveyn tutumları bireylerin pasif agresif davranış geliştirmesine neden olabilmektedir. Öfke gibi olumsuz duygularını çocuklukta açıkça ifade edemeyen bireyler yetişkin hayatta bu duyguyu sağlıklı yansıtamamaktadır. Bu nedenle birey diğerleri tarafından kabul edilmek ya da cezalandırılmamak için olumsuz duygularını bastırmaktadır.

Ancak birey bu duygularını bir şekilde ifade etmeye ihtiyaç duymaktadır. Karşısındakine duygu ve düşüncelerini olduğu gibi ifade edemeyen birey farklı bir iletişim geliştirmektedir. Kişi sessiz kalarak, göz ardı ederek, erteleyerek, ima ederek veya eleştirerek pasif agresif davranışlardan faydalanıyor. Pasif agresif davranışlar sıklaştığında ve şiddeti artığında kişinin diğerleri tarafından olumsuz algılanmasına neden oluyor.

Grup içerisinde istenmeyen, ahengi bozan, motivasyonu düşüren, hoşnutsuz bireyler haline geliyorlar. Pasif agresif davranışlar sosyal ilişkilerden, eğitim ve kariyer hayatına kadar pek çok alanda kendisini gösteriyor.

Pasif Agresif Davranışlar Nelerdir?

Pasif agresif davranışlar karşı tarafa doğrudan zarar veren davranışlar olmadığı için fark edilmesi zaman alabilir. Sıklığı artıkça ve kişinin uyum bozan davranışları şiddetlendikçe daha kolay fark edilir hale gelir. Bu rahatsız edici davranışlar diğerleri tarafından fark edilse dahi isimlendirilememektedir. Yıkıcı etkileri fark edilmeye başlandığında pasif agresif bireyin davranışlarının olağandışılığı kendini belli etmektedir.

Sıklıkla görülen davranışlar şu şekilde sıralanabilir;

  • Anlaşmazlık ya da çatışma halinde olunan kişiyle konuyu konuşmaktansa sessiz kalma, sinirli davranma, ortamdan uzaklaşma gibi davranışlar sergilenir.
  • İmalar, mecazlar ya da dolaylı ifadelerle olumsuz duygu ve düşünceler ifade edilir.
  • Başkalarının duygu, düşünce ve davranışlarına yönelik eleştirilerde bulunur. Başkalarının ilişkilerini ya da işlerini bilerek ya da bilmeyerek sabote eder.
  • Olaylar karşısında sonuçlara yönelik çoğunlukla başkalarını suçlar. Kendi eksik ve hatalarını görmek yerine, başkalarının eksik ve hatalarına odaklanır.
  • Kendisinden beklenen yardım, ilgi ve sevgiyi koşul olarak sunar ya da ceza olarak esirger.
  • Huysuz, memnuniyetsiz, sürekli olumsuza odaklanan, şikayetçi bir tavırları vardır.
  • Göz ardı edildiklerinde, yeterince önemsenmediklerinde kolayca incinir, küser ve ortamdan uzaklaşırlar.
  • Jest ve mimiklerinden, beden dili kullanımından öfkeleri, olumsuz duygu ve düşünceleri fark edilir.
  • Tahammülsüz, kıskanç, inatçı ve kincidirler.
  • Üzerine gidildiğinde baskı hissedip kolayca ağlayabilirler. Konuşmak yerine ağlamayı ya da saldırgan davranışta bulunmayı seçerler.
  • Öfke anlarında içsel konuşmaları vardır sessiz kaldıklarında zihinlerinde durmaksızın konuşurlar ama bunu dışarıya ifade etmezler.
  • Zihin okuma eğilimindedirler. Başkalarının kendisiyle ilgili olumsuz duygu ve düşünceleri olduğunu düşünürler. Diğerlerini yeterince güvenilir bulmazlar.
  • Yapmak istemediği bir şeyi yapması istendiğinde kızar, surat asar veya tartışmaya girer.
  • Tavsiye verilmesinden, iş öğretilmesinden hoşlanmaz.
  • Yanlış ifade ettiğini kabul etmez, yanlış anlaşıldığını ileri sürer. Kendini kusursuz görür. Bu nedenle hata yapıyorsa bu başkaları yüzündendir.
  • Diğerleri için neler yaptığını sık sık dile getirir, ancak karşılık görmediğinden yakınır. Bunu yaparken kanıtlarla konuşur.
  • Tüm yeniliklere ilk etapta sorgusuz sualsiz karşı çıkar, açığını arar. Olumsuz fikirlerini sıklıkla dile getirir ve kendine yandaş arar. Bu davranışın altında yatan duygu ise yeniliğe adapte olamama korkusudur.
  • Bu kişileri motive etmek kolay değildir. Sık sık alttan alınmaya, pof poflanmaya, övülmeye ihtiyaç duyarlar.
  • Empati kurmakta güçlük yaşar. Buna ihtiyaçta duymaz. Ancak başkalarının kendisine empatik yaklaşmasını ister.

Pasif Agresif Davranışlar İş Hayatında Kendini Nasıl Gösterir?

Pasif agresif davranışlar iş hayatında sıklıkla karşımıza çıkar. Kimi zaman yöneticimiz kimi zamansa ekip arkadaşımız tarafından pasif agresif davranışlara maruz bırakılırız. Bu davranışların sıklığı ve şiddeti davranışın bir bozukluğa dönüşmesine neden olur. Her pasif agresif davranış kişilik bozukluğu değildir.

Zaman baskısı, performans kaygısı veya rekabet nedeniyle açığa çıkan pasif agresif davranışlar savunma mekanizması olabilir. Davranışın sıklığı ve şiddeti artığında ise işe yönelik performansı, verimliliği ve kişilerarası ilişkileri zedelemektedir.

İş hayatında verimliliği düşüren, performansı olumsuz etkileyen ve ilişkileri bozan davranışları şu şekilde örneklendirebiliriz;

  • Ekip arkadaşlarının ya da yöneticilerinin fikirlerini destekler, över. Ancak fikrin hayata geçirilmesi sürecinde gerçekleşmesi için ekibe destek vermez. Projenin olumsuzluklarını dile getirmeye başlar ya da kendisine verilen sorumlulukları aksatır.
  • Öne çıkmaktan, sorumluluk almaktan, liderlik etmekten hoşlanmaz. Ancak ekip içerisinde bu yönleri baskın olan kişilere karşı da olumsuz duygu ve düşünceler geliştirir. Ekipte başka birinin taktir edilmesini, övülmesini ya da yüceltilmesini istemez.
  • Ekipten birisi terfi alır ya da ödüllendirilirse sıklıkla kendisini onunla kıyaslar. Kişinin başarısının altında yatanın performansı değil networkleri olduğunu savunur. Kulis oluşturup, kişiyle ilgili olumsuz duygu ve düşüncelerini başkalarıyla paylaşır. Kişinin başarısını gölgelemeye uğraşır, açıklarını arar.
  • Kendisine verilen işleri özelliklede yapmayı istemediği işlerse geciktirir. Eksik yapar. Unuttuğunu ya da zorlandığını dile getirir.
  • Acil bir iş yetiştirilmesi gerekiyorsa ve ona da iş düşüyorsa sıklıkla bahane üretir, çok yoğun olduğunu, başka iş ve planları olduğunu dile getirir.
  • Kendi hataları başkaları tarafından gösterildiğinde hatanın asıl kaynağı olarak başkalarını gösterir. “O bana böyle demişti”, “bana böyle anlatılmamıştı”, “evrakları geç getirmişti.” Gibi.
  • Terfi, zam, pirim gibi beklentilerini ilgili birimlerle görüşmekten çekinir. Ancak arka planda sık sık terfiyi hak ettiğini, zam ve pirim istediğini ama talebinin karşılanmadığını dile getirir.
  • Duygu, düşünce ve isteklerinin kendisi tarafından dile getirilmeden karşılanmasını ister.
  • Yönetici, ekip arkadaşları ve şirket çalışanları ile ilgili düşüncelerini ilgili kişiyle paylaşmaktan kaçınır. Ancak bu olumsuz düşünce ve değerlendirmelerini kişinin kendisi dışındaki diğer kişilerle paylaşabilir.

Pasif Agresif Davranışlar Gösteren Kişilere Nasıl Yaklaşmalıyız?

Öncelikle pasif agresif davranışlar sergileyen bireylerin davranış sergilerken sakin ve soğukkanlı olduğunu göz ardı etmeyin. Onların sakinliği karşısında sizin öfkelenmeniz haklıyken haksız duruma düşmenize neden olabilir. Sakin olun ve fevri davranışlardan, ani duygu patlamalarından kaçının. Her ne kadar rahatsız edici davranışlar olsa da kişinin bu davranışları bilinçli olarak yapmadığını unutmayın.

Asıl problemin siz, sizin davranışınız ya da başarınız olmadığını kendinize hatırlatın. Sorun siz gibi görünüyor olsa da pasif agresif bir bireyin asıl sorunu kendisiyle ilgilidir.

Pasif agresif bireyle konuşurken kendisini güvende hissedeceği, bakışların ona yönelmeyeceği bir ortam seçin. İletişim dilinizi sen dili ile değil de ben dili ile sürdürün. Örneğin pasif agresif kişi bir davranışınıza alaycı şekilde yaklaşabilir. “Sunum sırasında yaptığın espri sonrası kendimi oldukça kötü hissettim. Bu sunuma çok iyi hazırlanmıştım. Ekip arkadaşım olarak sizlerin desteğini önemsiyorum. Eksik bir nokta tespit edersen bunu benimle daha farklı bir biçimde paylaşabilir misin?” Bu yaklaşımınız kişinin sizinle empati kurabilmesini sağlayacak ve kendi davranışına da ayna tutacaktır.

İletişim kurarken varsayımlar üzerinden konuşmayın, özellikle pasif agresif davranışlar ile ilgili geribildirim verirken yer, zaman, durum ifade ederek örnekler verin. Suçlayıcı konuşmaktan, cezalandırmaktan ya da hedef göstermekten kaçının.

Pasif Agresif Davranışlar ile Başa Çıkmak İçin Bunları Deneyebilirsiniz

Pasif agresif davranışlarınızla ilgili çevrenizden geribildirim almış olabilir ya da kendinizde bu farkındalığı kazanmış olabilirsiniz. Duygu, düşünce ve davranışlarınız üzerinde otokontrol geliştirmek için güvendiğiniz kişilerden düzenli geribildirim alabilirsiniz. Diğerlerinin sizinle paylaştığı ya da sizin fark ettiğiniz pasif agresif davranışlarınızı not edebilirsiniz. Fark ettiğiniz her davranışın altında yatan duygu ve düşünceyi bulmaya çalışabilirsiniz.

Bu davranışımı tetikleyen düşüncem ne? Bu düşünce nasıl bir duygulanıma neden oluyor? Bu duygumu olumlu yönde değiştirebilir miyim? Sorularının cevaplarını arayabilirsiniz. Olumsuz duygu ve düşüncelerinizi tespit ettiğinizde düzeltebilecekleriniz ve değiştirebilecekleriniz üzerine çalışabilirsiniz.

İlgi alanlarınıza yönelmeniz, boş zamanlarınızda kendinize ve hobilerinize zaman ayırmanız da pasif agresif davranışlar ile başa çıkmayı kolaylaştırmaktadır. Olumsuz duygularla başa çıkmak için meditasyon, yoga yapabilir, fiziksel egzersizlerle negatif enerjinizi atabilirsiniz.

Sessiz kalma, ortamdan uzaklaşma, öfkelenme gibi pasif agresif davranışları fark ettiğinizde nefes egzersizleri çalışabilirsiniz. Ortamı terk etmeden, duygu ve düşüncelerinizi karşı tarafa sözlü olarak iletmeyi deneyebilirsiniz. Bu ilk zamanlar sizi oldukça zorlayabilir. Çevrenizdekileri bu kişisel gelişim sürecinizle ilgili önceden bilgilendirirseniz girişimlerinizi destekleyeceklerdir. Dolayısıyla bu tarz duygu ve düşüncelerinizi etrafınızdakilerle paylaşabilmeniz çok daha kolay olacaktır.

Pasif Agresif Davranışlar ile Başa Çıkmak İçin Psikolojik Destek Alabilirsiniz

Pasif agresif davranışlar sergiliyor ya da pasif agresif davranışları olan bir bireyle yaşıyor olabilirsiniz. Her ikisi de sağlıklı iletişimi bozan ve başarıyı, mutluluğu ve verimi olumsuz etkileyen durumlardır. Üzerine çalışmalar yaptığınız halde başarı elde edememiş ve pasif agresif tutumunuzu değiştirememiş olabilirsiniz. Böyle bir durumda bireysel, sosyal ve kariyer yaşamınızda daha fazla olumsuzluk yaşamamak için profesyonel destek almayı mutlaka değerlendirmelisiniz.

Pasif agresif davranışlarınızın başarınızı gölgelemesine, ilişkilerinizi zedelemesine izin vermeyin. Psikolojik danışmanlık ile üstesinden gelebileceğiniz bu olumsuz duygu, düşünce ve davranışları göz ardı etmeyin. Aba psikoloji olarak sağlığınızı, bireysel yaşamınızda ve kariyerinizde mutlu olmanızı önemsiyoruz.

Pasif agresif davranışlar ile başa çıkmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Yaşadığınız bu durum kariyerinizde olumsuzluklara neden olmuş olabilir, kariyerinizde gerileme ya da duraklama yaşıyor olabilirsiniz. Danışmanlık sürecinde kariyerinizde yeniden gelişim yaşayabilmeniz için de talep etmeniz halinde destek vermekteyiz. Stratejik yetenek yönetimi ile sunduğumuz kariyer danışmanlığı sayesinde kariyer beklentilerinizi karşılamanıza destek olacağız.

Read More

Okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak çocukların kariyer gelişiminde bir sıfır öne çıkmalarını sağlıyor. Pek çok aile ve çocuk için kariyere yönelik planlar lise hatta üniversite yıllarına bırakılıyor. Oysa başarılı bir kariyer için gerekli olan ölçütlerin hepsi çocuklukta kazanılıyor. Çocukların karakteristik özelliklerinin fark edilmesi, ilgi- beceri alanlarının keşfedilip desteklenmesi için erken yaşlar oldukça önemli. İyi bir kariyer için en başta aileye sonrasında da okul öncesi eğitimcilere büyük roller düşüyor.

Okul öncesi dönemde Kariyer Planı İçin Aile Neler Yapabilir?

Karakter gelişiminin temelleri anne bebek arasında kurulan bağın güven derecesi ile atılır. Güven bağı annenin yokluğu durumunda ise temel bakım veren kişi ile kurulur. Bebeğin ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli şekilde karşılanması bağı güçlendirir. Bakım verenin bebeğin duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarına yanıt vermesi güven bağını kurmayı sağlar.

Okul öncesi dönem çocuğun kendini tanımaya başladığı değerli bir dönemdir. Bu nedenle okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak son derece önemlidir. Çocuk doğumundan itibaren ebeveynleriyle kurduğu ilişkinin sıcaklığıyla orantılı şekilde kendine ve dünyaya yönelik tutum geliştirir. Sevilen ve değer gören çocuk kendini değerli ve sevgiye layık olarak kabul eder. Sevilmeyen, ilgisiz bırakılan ihmal edilen çocuk ise kendine negatif değerler yükler. Aileyle kurulan bağın derecesi dünya ile kurulacak bağın da temsilidir. Aile güven ve sıcaklığı temsil etmiyorsa dünya ve diğerleri de güvenli ve cana yakın değildir.

Güven Bağı ve Ebeveyn Tutumları Kariyer Gelişimi İçin Çok Önemli

Ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumlarının içeriği çocuğun karakter gelişimine yön verir. Baskıcı, otoriter bir ailede cezalandırılan çocuk ile hoşgörülü, demokratik tutum içerisinde yetişen çocuk aynı değildir. Her çocuk dünyaya belirli mizaç özellikleri ile gelir. Ancak bu mizaç özelliklerinin karaktere nasıl etki edeceği ailenin ve çevrenin etkisiyle gelişir. İhmalkar- tutarsız aileler ile çocuk merkezli aşırı hoşgörülü aileler de çocuğun sağlıklı gelişimine uygun değildir.  Sevgi gören, duygu ve düşüncelerini özgürce ifade edebilen, desteklenen çocuklar özgüvenli yetişir.

Hataları, eksiklikleri cezalandırılan çocuklar özgüven geliştiremez, içine kapanık, girişkenlikten korkan çocuklar olabilir. Pasif agresif davranışlar ve dışa dönük öfke açığa çıkabilir. Bunun yerine çocuğa neden-sonuç ilişkisi anlatılmalıdır. Aile çocuğa hatalarından tecrübe edinmesini ve sorumluluğunu üstlenmesini öğretmelidir.

Sorumluluk Vermek ve Karar Vermesini Desteklemek Kariyer Gelişimine Destek Oluyor

Okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak çocukların sorumluluk ve karar verebilme becerisinin de gelişmesini destekliyor. Çocukların yaşlarıyla uyumlu şekilde erken yaşlardan itibaren sorumluluk almayı öğrenmesi gerekiyor. Sorumluluk alabilen çocuklar öğrencilikten başlayarak iş hayatlarında da sorumluluk alabilen bireyler olarak yetişiyor. Sorumluluk almayı bilmeyen çocuklar ise yetişkin hayatta görevlerini yerine getirmekte zorlanıyor ve desteğe ihtiyaç duyuyor. Çocuklara Karar verme yetisi de aileler tarafından kazandırılmalıdır. Erken yaşlardan itibaren çocuklar kendileriyle ilgili konularda seçenekler arasından tercih yapmaya sevk edilmelidir. Oynamak istediği oyuncaklara, okumak istediği kitaplara, kıyafetlerine, yemeklerine karar vermesi sağlanabilir. Yaşıyla orantılı olarak seçimleri artırılmalıdır. Başlangıçta sunulan İki seçenekli alternatifler yaşıyla birlikte artırılmalıdır.

Çocuğun ilgi ve becerilerini fark edebilmek için aileler olabildiğince çok gözlem yapmalıdır. Aynı zamanda oyuncaklarda, oyunlarda ve aktivitelerde çeşitlilik sunmak ilgi ve becerilerin keşfine yardımcı olacaktır. Aileler çocuklarının karakteristik özelliklerini, ilgi, beceri ve zeka türlerini öğrenmek için profesyonel destek alabilir. Edinilen bilgiler ideal okulların belirlenmesi, çocuğun güçlü ve gelişime açık yönlerinin desteklenmesi için aileye fikir verecektir.

Okul öncesi dönemde Kariyer Planı İçin Okul Öncesi Eğitim Kurumları Ne Yapabilir?

Okul öncesi eğitim zorunlu eğitim yaşına henüz gelmemiş çocukların dahil olduğu eğitim modelidir. Bu eğitim aracılığı ile çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimleri desteklenir. Ailede başlayan ilk eğitim okul öncesi ile devam eder ve zorunlu eğitime ön hazırlık yapılır. Okul öncesi eğitim doğru planlandığında verimli bir öğrenme ortamı oluşur. Bu ortamın oluşabilmesi için öğretmenin, kurumun ve ailenin iş birliği gerekir. Okul öncesi eğitim döneminde çocuklar hayata hazırlanmaya yönelik büyük kazanımlar elde ederler. Sahip olduğu yetenekleri erken fark eder, zeka potansiyelini etkin kullanır. Bu nedenle gelecekte başarılı olmak için okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak gerekiyor.

Okul Öncesi Eğitim Özgüveni, Girişkenliği, Paylaşmayı ve İletişimi Destekliyor

Okul öncesi eğitimde çocuk için uygun öğretmen ve kurum tercih edildiğinde eğitimden alınacak verim yüksektir. Çocukların özgüveni yükselir. Öğretmenin yaklaşımı ve desteği ile çocuk güven duyduğu ortamda kendini kaygısızca ifade eder. Eğitimin keyifli hale getirilmesi, canlı, dinamik, interaktif olması öğrenmeyi zevkli kılar. Okul hayatına ilgi ve sevgi beslenir. Çocuk öğretmenleriyle ve akranlarıyla iletişim becerilerini geliştirir. Aileden bir adım öteye çıkarak kendini bireysel olarak ifade edebilmeyi öğrenir. Akranlarıyla bir arada oyun oynarken paylaşması, sırasını beklemeyi ve saygı duymayı öğrenir. Okul öncesi yapılacak aktiviteler el göz koordinasyonunu ve ince motor becerilerini geliştirir.

Okul Öncesi Eğitim İle Zorunlu Eğitim İçin Hazırlık Yapılıyor

Bu çalışmalar çocukların zorunlu eğitimde okuma yazmayı daha kolay öğrenmelerini destekler. Problem çözme becerileri gelişir, sorumluluk almayı öğrenirler. Okul öncesi eğitim kurumlarında çocuk toplu yaşamın kural ve gerekliliklerini öğrenmiş olur. Temel matematikle tanışır, sayı saymayı, basit hesaplamalar yapmayı öğrenir. Çocuk faaliyetler daha uzun sürelerle dikkatini verebilir. Tüm bunlar çocuğu hem zorunlu eğitime hem de iş hayatında kendisinden beklenecek temel becerilere hazırlar. Çocukların öz disiplini gelişir. Başarılı bir kariyer için Okul öncesi dönemde kariyer planı hazırlamak oldukça önemlidir.

Zeka Gelişimi ve Geleceğe Yön Verecek Eğitimde 4.0 Devrimi İçin Okul Öncesi Eğitim Önem Kazanıyor

İnsanların zihinsel gelişiminin %50’si yaşamın ilk 4 yılında oluşmaktadır. %30’luk bir kısmı ise 8-9 yaşlarına kadar tamamlanmaktadır.  Dolayısıyla çocuğun potansiyelini açığa çıkarmak ve zeka gelişimini desteklemek için okul öncesi eğitim büyük role sahiptir. Aileler ve öğretmenler yaşadığımız yüzyılın koşullarını göz önünde bulundurarak eğitime gereken yatırımı yapmalıdır. Eğitim 4.0 devrimiyle çocukları gelecekte bambaşka bir eğitim dünyası beklemektedir. Okul öncesi eğitimin önemi Eğitim 4.0 devrimiyle çok daha önemli hale gelmektedir. Gelecekte ise değeri daha da artacaktır. Okul öncesi dönemde kariyer planı yaparak çocuğunuzun geleceğine büyük yatırımlar yapabilirsiniz.

Okul Öncesi Dönemde Kariyer Planı Yapmak İsteyen Aileler İçin Önerilerimiz Var

Çocuklar, kişiliğin oluştuğu 3-6 yaşları arasında yuvaya başlamaktadır. Çocukların geleceğini etkileyecek bu adımda dikkatli seçimler yapmak, ilgi ve yeteneklerini keşfetmek doğru yönlendirme için oldukça önemli. Bu büyük adımı atmadan önce, sizlere birkaç noktayı değerlendirmenizi önermekteyiz.
Çocuklarınızın ilgi ve yeteneklerini keşfedin, bu yetenekleri geliştirebilecekleri yuvaları önceliklendirin.
İlk duyduğunuz yuvayı tercih etmek yerine, aklınızdaki tüm seçenekleri değerlendirin. Seçim öncesi alternatiflerinizden görüşme talep edin ve seçeneklerinizi yerinde değerlendirin.

Sorularınızı önceden hazırlayın. Kurumun bu alandaki deneyimini, fiziksel koşullarını, izinlerini, öğretmen kadrosunu, müdürlerini, psikologlarını değerlendirin. Çalışma saatleri, temizlik, yemek listesi, eğitim methodu açışından inceleyin. Kullanılan oyuncaklardan, kırtasiye malzemelerine kadar yeterlilik ve kaliteyi değerlendirin. Bütçe & performans olarak beklentinizle uyumluluğunu değerlendirin. Çocuğunuzun ilgi alanlarını ve onları geliştirebileceği, geleceğini de tamamen etkileyebilecek bir seçim yaptığınızı göz önünde bulundurun. Mümkünse bir dersi gözlemleme fırsatı talep edin. Öğretmenin sınıf içi etkileşimini, çocukların ilgisini ve verimliliği değerlendirin.

Okul öncesi dönemde kariyer planı oluşturmak iyi bir değerlendirme yapabilmeyi gerektirir. Seçim aşamasına tüm bu değerlendirmelerden sonra geçin. Uzmanların dikkat çektiği konulardan biri de geleceğe yönelik yatırımlar. Okul seçimlerinizde, çocuğunuzu ‘’dünya vatandaşlığına’’ hazırlayabilecek eğitimi verebilecek kurumları seçim sürecinize dahil ederek değerlendirin. Çocuğunuz için gerekli teknolojik ve dil eğitimlerini verebilecek okulları tercih etmeniz oldukça önemli olacaktır.

Okul öncesi dönemde Kariyer Planı İçin Aba Psikoloji Olarak Biz Neler Yapıyoruz?

Aba psikoloji olarak “Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı” ile çocukların erken dönemde kariyerlerini planlıyoruz. Uygulamalarımızın temelinde çocukların becerilerinin, ilgi alanlarının, eğilimlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesi yer alır. Bunların belirlenmesi için başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı psikolojik test uygulamaktayız. Değerlendirmeler sonucunda belirlenen kriterlere göre ekonomik ve kültürel faktörleri de dikkate alarak stratejik plan hazırlıyoruz. Bu stratejik plan 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsayacak şekilde hazırlanıyor. Çocukların yeteneklerine ve ilgi alanlarına göre kariyer planlarını kişilik özelliklerine uygun olarak yapıyoruz. Böylece kariyerlerinde başarılı ve hayatı boyunca mutlu bir birey olabilmelerini destekliyoruz.

Biz ABA Psikoloji olarak, sadece çocuklarınızın yeteneklerinin keşfedilmesinde rol almıyoruz. Aynı zamanda akademik ve sosyal eğitimlerini güçlendirmek adına ailelerle iş birliği yapıyoruz. Tüm bu süreçlerde ailelere ve çocuklara karar sürecinde merak ettikleri konularda da destek oluyoruz. Okul öncesi dönemde kariyer planı oluşturmak istiyorsanız hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More

Hedef belirleyebilme her yaştan birey için oldukça önemlidir. Doğru belirlenmiş hedefler hem kişilerin zamanı verimli kullanmasını sağlayacak, hem motivasyonlarına olumlu destek olacaktır. Hedefi olan bireyler kendilerini daha kolay organize edebilecektir. Ayrıca hedef belirlemek olumsuzlukları öngörmeyi kolaylaştıracaktır.  Bu sayede bireyler olası aksilikler için hazırlık yapacak ve olumsuz koşullarla daha kolay başa çıkabilecektir. Öğrenciler için hedef belirleme ise çok daha yaşamsal bir öneme sahiptir.

Öğrenciler İçin Hedef Belirleme Neden Bu kadar Önemli?

Pek çok yetişkin için öğrencilik yılları sorumluluğun az, hayat koşturmacasının düşük olduğu yıllar gibi görünse de işin özü öyle değildir. Aslında gelecek yılların başarılı, verimli ve mutlu geçebilmesi için öğrencilik yıllarının iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Kişiliğini tanımak, güçlü ve zayıf yönlerini keşfetmek, ilgi alanlarını bulmak ve bir mesleğe yönelmek bu dönemin en önemli hedefleridir. Meslek seçimi yapmak ise sadece bir mesleği belirlemek değil, gelecek hayatının yaşam koşullarını belirlemektir. Bu nedenle oldukça önemlidir ve iyi planlanmalıdır.

Gençler öğrencilik yıllarında okul başarılarını sağlamak, sınavlara hazırlanmak, alan seçmek, meslek belirlemek, mesleğe hazırlanmak gibi önemli kazanımlar için mücadele ederler. Gençlerin bu yıllarını verimli geçirebilmesinin en önemli koşulu ise başarılı hedefler belirleyebilmeleridir. Öğrenciler için hedef belirleme süreci ise kolay değildir. “Büyüyünce doktor olacağım” demek başarılı bir hedef sayılmaz. Hayallerimizi hedefe dönüştürebilmek için belirli sınırları olan, net, ölçülebilir, bizim ait olan, gerçekçi ve süresi belli bir hedef olması gerekir. Aksi halde belirgin olmayan hedefler kolayca ötelenebilir ya da vazgeçilebilir. Bir de hedeflere ulaşabilmek için küçük parçalara bölerek ilerlemek gerekir. Uzun vadeli bir hedefe ulaşmak için kısa vadeli hedeflerle ilerlemek gerekir.

Smart Hedef Methodu ile Öğrenciler İçin Hedef Belirleme Çok daha Kolay

Başarması zor ya da gerçekleşmesi için zaman uzunsa hedefimize ulaşmaya yönelik motivasyonumuz kolaylıkla düşer. Özelliklede öğrencilerin ilgilerini sürdürebilmesi ve motivasyonlarını artırabilmesi için somut, ulaşılabilir hedeflere ihtiyaç vardır. SMART (Akıllı) Hedefler bu ihtiyacı karşılayacak niteliktedir. Hem öğrenciler hem yetişkinler için uygulaması kolay, keyifli ve verimlidir. Peki Smart (Akıllı) Hedef Methodu Nedir?

Smart İngilizce bir kelimedir ve Specific, Measurable, Attainable, Realistic (Relevant), Time-Limited, (Trackable) Kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır. Türkçesi açıklaması ise Özel, Ölçülebilir, Erişilebilir, Gerçekçi (Alakalı), Zaman kısıtlamalı (Takip edilebilir) şeklindedir. Şimdi ise Smart Hedef mothodunun her bir adımını Öğrenciler İçin Hedef Belirleme tekniği olarak kullanılabilecek şekilde açıklayalım.

Specific (Özel) Hedef Belirleme

Hepimizin hayalleri, istekleri vardır. Ancak pek azımızın gerçekleştirilebilir hedefleri vardır. “En iyi üniversiteyi kazanmak istiyorum” bir istektir ama başarılı bir hedef değildir. Bu isteğin hedefe dönüşebilmesi için daha somut ve ölçülebilir adımlara ihtiyaç vardır. Hedefinizin özelliklerini olabildiğince açık şekilde belirlemeniz gerekir. Bu hedeflere bakan herkes hedefin içeriğini sizinle aynı şekilde anlayabilmelidir. “X üniversitesini kazanmak ve Y bölümünü okumak istiyorum. Y bölümünü X üniversitesinde okuyabilmem için geçmiş yıllarda üniversiteye kabul kaç puanla olmuş araştırmalıyım. Denemelerdeki başarımı yükseltmeli, girmek istediğim bölüm ve üniversitenin beklediği netleri yapmalıyım.”

Measurable (Ölçülebilir) Hedef Belirleme

Öğrenciler için hedef belirleme ölçülebilir görevleri kapsayacak şekilde olmalıdır. Ölçülebilir bir hedef iseulaşılamayacak kadar iddialı olmamalıdır. Ancak kişinin kolay elde edeceği, başarmak için çaba harcamasına gerek olmayan bir hedefte olmamalıdır. Hedeflerimize erişmek kolay olduğunda potansiyelimizin altında işlerle kendimizi sınırlıyoruz demektir. Bu rehavete kapılmamıza ve kendimizi geliştiremememize neden olacaktır.

“Hedefime ulaşmak için çok çalışacağım” ölçülebilir bir hedef değildir. Bir öğrenci için 40 dakika ders çalışmak çok olabilir, bir başkası için 5 saat çalışmak çok olabilir. “Hedefime ulaşmak için düzenli çalışmalı, eksiklerimi belirlemeli, tamamlamak için destek almalı ve zamanımı iyi değerlendirmeliyim. Okul dışı günlük 4 saat çalışmalı, her hafta 3 deneme çözmeli ve hatalarımı düzeltmek için haftada 4 saat etüde katılmalıyım. Bu çalışma benim için yeterli olmazsa tekrar revize etmeli, çalışma sürelerimi düzenlemeliyim.” Ölçülebilir hedefler için adımların zorluğu kademe kademe artırılmalıdır. Bu şekilde öğrenci hem gelişiminin takibini yapabilir hem de ihtiyaç duyduğu şekilde adımlarında değişiklikler yapabilir.

Attainable (Erişilebilir) Hedef Belirleme

Hepimiz hedeflerimize kısa sürede ulaşabilmek isteriz. Hatta hayallerimize o kadar kapılırız ki gerçeklere geri döndüğümüzde üzüntü duyabiliriz. Motivasyonumuzu kaybetmemek için beklentilerimizi ve hedeflerimizi gerçekçi tutmalıyız. Örneğin; yeni iş kurmuş bir girişimcinin hemen rekabet grubu içerisinde ilk sıralara çıkması mümkün olmayacaktır. Ya da belli bir ücretle çalışan bir kişinin maaşının 20 katı bir ürünü birikimi olmadan hemen alabilmesi mümkün değildir. Aynısı öğrenciler için de geçerlidir.

Karne başarı puanı düşük olan bir öğrencinin tüm notlarını bir dönem içerisinde pekiye çevirmesi gerçekçi bir hedef olmayabilir. Ya da denemelerden çok düşük alan bir öğrencinin 1 haftalık çalışmayla denemeden full çıkarması mümkün değildir. Bunun yerine “önümüzdeki dönem tüm derslerden 1 er puan karne notumu artıracağım” ya da “bir sonraki denemede +20 net daha fazla yapacağım.” Daha erişilebilir bir hedef olacaktır. Kişinin motivasyonunu sağlamakta daha kolay olacaktır.

Realistic, Relevant (Gerçekçi ve Alakalı) Hedef Belirleme

Öğrenciler için hedef belirleme aynı zamanda gerçekçi ve kendisiyle ilgili alanlar üzerine olmalıdır. Hedef belirlerken smart hedef methodunu doğru uygulayabilmek kendine doğru sorular sorabilmeyi gerektirmektedir. “Üniversiteyi yurt dışında okuyacağım, mesleğimi de yurtdışında yapacağım.” Öğrencinin bu isteğinin bir hayalden öteye gidip akıllı bir hedef olabilmesi için öğrencilerin kendilerine sormaları gereken sorular olmalıdır.

Hangi ülkeye gitmek istiyorum? Bu ülkenin dilini biliyor muyum? Bu ülkede eğitim alacak ve yaşayacak kadar maddi gelirim var mı? İstediğim meslek vatandaşı olmadığım bir ülkede başarılı şekilde yapabilmem için uygun mu? Bu sorulara gerçekçi cevaplar verildiğinde kişinin isteğini yeniden gözden geçirmesi gerekir. Gerekli ön hazırlıklar yapılmalı, araştırılmalı, burs imkanları, aile desteği değerlendirilmelidir. Kişi bu değerlendirmeler sonrası hedefinden vazgeçebilir ya da hedefini daha gerçekçi, kendisiyle uyumlu şekilde güncelleyebilir.

Time-Limited, Trackable (Zaman kısıtlamalı ve Takip edilebilir) Hedef Belirleme

Öğrenciler için hedef belirleme takvime dökülebilir şekilde olmalıdır. Hedef belirlerken zaman kısıtlamasının olmaması, ne zaman başlayacak ya da bitecek bilmiyor olmak da kişinin motivasyonunu olumsuz etkilemektedir. Bunun yerine hedefinize ulaşmak için ne zaman çalışmaya başlayacağınızı ve ne zaman bitireceğinizi seçebilirsiniz. Bu sayede hedefinize ulaşmak için ne kadar verimli çalışıyorsunuz gözlemleyebilir, belirlediğiniz süreler içerisinde elde ettiğiniz sonuçlardan çalışma verimliliğini tespit edebilirsiniz. Verimliliği takip etmenin yolu sınav başarısı, deneme başarısı, derse verimli katılım sıklığı, proje notları üzerinden anlaşılabilir.  “Üniversite sınavına 4 ay var. Sınav tarihine 1 ay kalana kadar konularımı tamamlamalı, tekrarlarımı bitirmeliyim. Son 1 ay sadece deneme çözeceğim ve yanlış yaptığım sorulara yönelik konu tekrarları yapacağım.”

Öğrenciler İçin Hedef Belirleme Kariyerlerine Yön Verecek Şekilde Olmalıdır

Smart hedef belirleme methodu kullanımı kolay ve anlaşılır olsa da başarılı bir kariyer için hedef belirleme daha sistemli olmalıdır. Öğrenciler için hedef belirleme kısa ve uzun vadeli hedefler olarak planlanmalı, gelişim ölçümlenebilir olmalıdır. Bir hedefin kişiye özel, ölçülebilir, ulaşılabilir, gerçekçi, zamanlanmış olması hedefe ulaşmak için önemlidir. Ancak tüm bunların yanında başarılı bir hedef belirleyebilmek için öğrencinin çok yönlü değerlendirilmesi gerekmektedir. Karakteristik özelliklerine hitap eden, ilgilerinin, yeteneklerinin tespit edildiği, öğrenme stilinin belirlendiği, zeka türünü göz önünde bulunduran bir çalışma yapılmalıdır. Bu sayede kişiyle uyuşacak, onu elde etmek için motive edecek başarılı hedefler çıkarılmış olabilir.

Öğrenciler için hedef belirleme sürecinde profesyonel destek almak başarılı bir kariyer gelişimi için oldukça önemlidir. Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı bireylerin bu ihtiyaçlarına cevap vermektedir, danışmanlık hakkında bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Lise öğrencilerinin üniversite sınavı yaklaşırken kararsız kaldıkları önemli bir konu da üniversite ve meslek seçimidir. Öğrencilerin bir kısmı üniversite tercihi yaparken bölüm ve meslekten bağımsız olarak prestijli bir üniversite seçmek istemektedir. Bir kısım öğrenci ise üniversitenin kalitesinden ziyade istediği mesleği yapabilmek için ihtiyacı olan diplomayı verebilecek bir üniversiteye yönelmektedir.

Peki hangisi daha doğru? Üniversiteye Göre Meslek Seçmek mi, Mesleğe Göre Üniversite Seçmek mi? Yazımızın devamında üniversite ve meslek seçimi sürecinde dikkate almanız gerekenleri sizlerle paylaşacağız.

Üniversiteye Göre Meslek Seçmek Doğru mu?

Üniversite seçmek kariyer belirlemede oldukça önemli bir karar sürecidir. Belirlediğiniz meslekte başarılı olabilmenin ön koşullarından biride size iyi bir mesleki eğitim verecek üniversiteyi kazanmaktır. Ancak üniversite eğitiminiz size sadece mesleki eğitim vermez. Üniversitenizin ülke çapındaki genel başarısı ve seçtiğiniz bölümün eğitim kalitesi iş arama sürecinde sizi diğer adaylardan öne çıkarabilmektedir. Bazı mesleklerde iş verenler için üniversiteler marka değerindedir ve üniversitenin adı okul başarınızdan, mezuniyet puanınızdan çok daha önemlidir.

Üniversitede eğitim alacağınız profesörler, akademisyenlerle olan ilişkiniz, katılacağınız faaliyetlerde geliştireceğiniz networkleriniz iş arama sürecinde referanslarınız olabilir. Seçtiğiniz üniversitede öğretim görevlisi olabilir ya da üniversiteye bağlı hastane, fabrika, laboratuvar gibi çalışma alanlarında iş bulabilirsiniz. Tüm bunlar ve daha fazlası üniversite seçimi yaparken önemli olan kriterlerdir.

Ancak dikkat etmeniz gereken kriterlerden biri üniversitenin eğitim kalitesi olsa da önceliğiniz ihtiyaç ve beklentileriniz olmalıdır. Seçmek istediğiniz meslek için okumanız gereken bölüm başarılı olarak nitelendirdiğiniz üniversitede okutulmuyor olabilir. Seçmek istediğiniz üniversitede okumak istediğiniz bölüm olabilir ama eğitim alacağınız akademik kadro sizin için tatmin edici olmayabilir. Belirlediğiniz üniversiteye göre meslek seçmek ilgileriniz, karakteriniz, bilgi ve yeteneklerinizle uyuşmayabilir. Örneğin sözel alanda çok daha yetkin bir öğrenciyken teknik ağırlıklı bir üniversiteyi seçmek istemeniz hayal kırıklığına neden olabilir.

Küçük Denizde Büyük Balık Olun

Bazen büyük bir denizde küçük balık olup yem durumuna düşmektense, küçük bir denizde büyük balık olmak size kazandırabilir. Nasıl mı? Öğrencilerden beklentinin çok yüksek olduğu, birbirinden zeki dahi çocukların kıyasıya rekabet içerisinde olduğu bir üniversitede kendinizi öğretmenlerinize göstermeniz zor olabilir. Özellikle üniversite içerisinde geçmek istediğiniz bir pozisyon varsa isminizi öne çıkarmanız kolay olmayacaktır. Yaptığınız girişimler, projeleriniz çoğunluk içerisinde kaybolup gidebilir.

Daha az öğrencinin olduğu, başarı ortalaması biraz daha düşük olan ama akademik kadrosu iyi olan bir üniversite seçmek avantaja dönüşebilir. Böyle bir üniversiteden eğitim almayı tercih etmek okumak istediğiniz bölüm açısından sizi zora sokmayacaksa çok daha kolay yıldız öğrenci olabilirsiniz. Okulu derece ile bitirebilir, hocalarınızdan alacağınız referanslar ve yönlendirmeler ile çok daha başarılı işler yapabilirsiniz.

Öyleyse Mesleğe Göre Üniversite Seçmek mi Gerekir?

Tercih döneminde yapılan bir diğer seçim yanlışı ise mesleğe göre üniversite seçmek. Puanlar açıklandıktan sonra öğrenciler istedikleri mesleğe yönelik seçmeleri gereken bölümün okutulduğu tüm üniversiteleri tercih formuna işleyebiliyorlar. Bu durumda üniversitelerin kalitesine, akademik kadrosuna, okutulan derslere ve üniversitenin bölüm başarısına bakılmaksızın meslek odaklı bir seçim yapılmasına neden oluyor. Hedefinizin net olması ve yapmak istediğiniz mesleği belirlemiş olmanız çok güzel. Ancak iyi bir kariyer inşa edebilmek için doğru meslek seçmek kadar mesleki alt yapınızı da sağlam oluşturmalısınız. Yani aldığınız eğitimin niteliğini de önemsemelisiniz.

Yıldan yıla üniversite sayıları artmakta, özel ve vakıf üniversiteleri kurulmaktadır. Bir üniversitenin ister devlet ister özel ya da vakıf olsun kalitesini belirleyen faktörler göz ardı edilmemelidir. Devlet üniversitesi kazanmanız, özel üniversitede burslu okumanız ya da para vererek okumanız değil, sizi ileriye götürecek olan aldığınız eğitimdir.

Tercihinizi yaparken odaklanmanız gereken öncelikle meslek seçmek olmalıdır. Karakteristik özelliklerinizle, ilgileriniz, becerileriniz, öğrenme şekliniz, sosyo-ekonomik ve kültürel yaşam koşullarınızla kendinizi değerlendirmelisiniz. Bu değerlendirmeler sonucunda hangi mesleğin sizin için daha uygun olduğunu belirlemelisiniz. Mesleğinizi belirledikten sonra bu mesleği başarıyla icra edebilmek için nasıl bir eğitim almanız gerektiğine odaklanmalısınız. Bazı meslekler için sadece 4 yıllık üniversite bitirmek yeterliyken pek çok meslek için mesleğe özel eğitim almak gerekir. O zaman sırada ihtiyacınız olan bölümü belirlemek olmalıdır. Okumanız gereken bölümü de netleştirdikten sonra üniversite seçmek için değerlendirme yapabilirsiniz.

Doğru Meslek Seçmek için Dikkat Etmeniz Gereken Kriterler Var

Seçeceğiniz mesleğin size hitap eden bir meslek olması başarılı bir kariyer inşa edebilmek için oldukça önemli. Meslek Seçiminde Kariyer Danışmanlığı ve Psikolojik Danışmanlık yazımızdan meslek seçimi ve kariyer danışmanlığı hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz. Ancak bir mesleği tercih ederken dikkat edilmesi gereken önemli unsurlar vardır. Mesleğin sizin için uygunluğu, çalışma koşulları, mesleğin kapsamı ve eğitim içeriği başlıkları altında nelere dikkat etmeniz gerektiğini yazının devamında bulabilirsiniz.

Meslek Seçmek Kendini Tanımayı Gerektiriyor

Her mesleğin sürdürülebilirliği için sahip olunması gereken bir takım karakteristik özellikler vardır. Örneğin; sabırlı olmak, sakin kalabilmek, çatışmayı yönetebilmek, uzlaşmacı olmak, liderlik özellikleri taşımak gibi. Sizin baskın olan yönleriniz, güçlü ve zayıf özellikleriniz neler tespit etmelisiniz. Çabuk sıkılan bir kişinin eğitmenlik yapması kolay değildir, çünkü aynı konuları tekrar tekrar anlatmanız gerekir. Hareketli birinin gününü masa başında geçireceği bir işi yapması keyifli olmayacaktır. Ya da korkularınız varsa bunları aşmadan korkularınızla yüzleşmeyi gerektirecek mesleklere yönelmeniz riskli olabilir. Yüksekten korkan birinin hostes, pilot olmak istemesi ya da hayvanlardan korkan birinin veteriner olmak istemesi yanlış bir seçim olabilir.

Meslek seçiminde sağlık durumu da dikkat edilmesi gereken bir kriterdir. Özellikle riskli veya stresli mesleklerde sağlık sorunları adayların elenmesine neden olan önemli bir belirleyicidir. Göz sağlığınız mikro cerrahi için ya da pilot olmak için engel teşkil edebilir. Kronik hastalıklarınız, düzenli ilaç kullanımı gerektiren rahatsızlıklarınız ya da fiziksel bir engeliniz varsa meslek seçiminizde sağlık durumunuzun uygunluğunu da değerlendirmelisiniz.

Mesleğin Kapsamı ve Eğitim İçeriği Meslek Seçmek için Belirleyici

Seçtiğiniz mesleğe kabul edilmek için nasıl bir eğitim almanız gerektiğini araştırmalısınız. Önlisans ya da lisans eğitimi yeterli mi? lisans üstü eğitime gerek var mı? mesleğe kabul için alınması gereken farklı eğitimler ya da tamamlanması gereken koşullar var mı? Girilmesi gereken başka sınavlar da olacak mı?

Çalışma koşulları da adaylar için seçim sürecinde belirleyici olmaktadır. Yapılacak işin mesai saatleri, mesai sonrası çalışma gerektirip gerektirmediği, hafta tatilleri ve yıllık tatiller seçimleri etkilemektedir. Seyahat ya da varsa hayati risk unsurları da meslek seçmek için belirleyici olabilir. Giyilmesi gereken üniforma, kullanılması gereken ekipmanlar varsa kişinin kullanmaya ne kadar uygun olduğu değerlendirilmelidir.

Çalışma alanına yönelik özelliklerde çoğu öğrencinin seçim sürecinde gözden kaçırdığı önemli bir detaydır. Çalışma ortamınız nasıl olacak, ofis ortamında mı, hastanede, fabrikada, şantiyede ya da bir madende mi çalışmanız gerekecek değerlendirilmeli. Ekip olarak mı bireysel mi çalışacaksınız? Hiyerarşi olacak mı? Tüm bunlar seçim sürecinde değerlendirilmesi gereken unsurlardır.

Maddi Kazanç ve Mesleğin Geleceği Düşünülerek Meslek Seçmek Önemli

Maddi gelir beklentisi mesleğe başlangıçta düşük tutulsa da herkes için önemli bir kriterdir. Seçeceğiniz meslekte sabit aylık maaşlarınız mı olacak, parça başı ücret mi alacaksınız? Yan haklarınız, priminiz olacak mı? Yıllık ücret artışınız nasıl olacak? Terfi imkanınız ve çıkabileceğiniz daha üst pozisyonlar var mı? meslek seçmek için araştırma yaparken değerlendirmelisiniz.

Meslek seçimi yaparken dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise seçeceğiniz mesleğin geleceğinin olup olmadığıdır. Seçeceğiniz meslek gelecekte de popülerliğini ve işlevselliğini sürdürecek mi? ya da şu an yeterince önemi olmayan ama yakın zamanda çok önemli hale gelecek bir meslek mi seçmek istiyorsunuz değerlendirmelisiniz. Seçeceğiniz mesleğin gelecek 20,30 yıl varlığını sürdürebilecek düzeyde olması önemlidir.

Üniversite Seçmek için Dikkat Etmeniz Gereken Kriterler Olmalı

Sınav puanınız belirleyici olsa da üniversite seçmek iyi bir kariyer için başka kriterleri de değerlendirmeyi gerektiriyor. Alanda çalışan başarılı isimler hangi üniversitelerden mezun olmuş, başarı hikayelerinde üniversitenin etkisi ne kadar olmuş araştırabilir, bizzat kendilerine de danışabilirsiniz. Bu meslek için mezun olacağınız okulun adı ne kadar önemli değerlendirmelisiniz. Özellikle iş bulma sitelerine girerek o mesleğe yönelik arama yapabilir ve iş verenlerin adaylardan hangi donanımları beklediğini öğrenebilirsiniz.

Bir diğer dikkat etmeniz gereken akademik kadro olmalıdır. Akademik kadroda yer alan öğretim görevlilerinin özgeçmişlerini ve alanda yaptıkları çalışmaları araştırabilirsiniz. Üniversitenin bu bölümden her yıl kaç öğrenci mezun ettiğine bakabilirsiniz. Sınıfları geçme zorluğu ne, mezun olmak zor mu, mezunlar ne kadar sürede istihdam oluyor araştırabilirsiniz. İnternet aracılığı ile sosyal ağlardan üniversitelerin sayfalarını takip edebilir, öğrenci ve mezunlarıyla iletişim kurabilirsiniz.

Dikkat etmeniz gereken bir diğer konu ise seçeceğiniz üniversitelerin bulunduğu şehir/ülke ve eğitim masrafları olmalıdır. Eğer ekonomik bağımsızlığınız yoksa ve eğitim hayatınızda ailenizin maddi desteğini alacaksanız bu aşamada birlikte değerlendirme yapmalısınız. Yurtdışı eğitim istiyorsanız üniversitenin eğitim giderleri, konaklama, sağlık, yeme, sosyal faaliyet ve seyahat giderlerini belirlemelisiniz. Burs imkanlarını araştırmalısınız. Aynı şey yurtiçi içinde geçerli olmalıdır. Aileden uzakta farklı bir şehirde yaşanacaksa yine bütçe hesabı yapılmalıdır. Aynı şehirde yaşayacakların da yine üniversite sürecinde belli giderleri olacaktır ve ailenin ne kadar destek verebileceği öğrenilmelidir.

İster yurtdışı, ister özel okul ya da devlet üniversitesi olsun, tüm eğitim hayatınız boyunca belli masraflarınızın olması kaçınılmazdır. Eğitim alırken gelir getirecek bir işte çalışmak her zaman mümkün olmamaktadır. Bazı bölümler çalışmak için uygun olmayabilir ya da siz ikisini bir arada götürmekte zorlanabilirsiniz. Üniversite öğrencilerine sunulan çok sayıda burs imkanı bulunmaktadır. Burslar hakkında bilgi edinmeniz eğitim masraflarınızı karşılamanızda size yardımcı olabilir.

Doğru Olan Üniversiteye Göre Meslek Seçmek ya da Mesleğe Göre Üniversite Seçmek Değil

Tercihinizi yaparken üniversiteye göre meslek seçmek ya da mesleğe göre üniversite seçmek yanılgısına düşülmemelidir. Size hitap eden mesleği belirledikten sonra yapmanız gereken bu mesleğe yönelik iyi eğitim alabileceğiniz üniversiteyi belirlemek olmalıdır. Ancak bu mesleğe göre üniversite seçmek olarak değerlendirilmemelidir. Mesleki eğitim alacağınız üniversiteyi belirlerken sizin ihtiyaçlarınız ve beklentilerinizle örtüşen, yeterli eğitimi alabileceğiniz bir üniversite tercihiniz olmalı.

Seçim sürecinizde istemediğiniz tercihler yapmak durumunda kalmamak için tempoyu en başından sıkı tutmanız önemlidir. İyi bir kariyer, başarılı bir planlama ile mümkündür. Kendinizi daha iyi tanımak, meslekler, üniversiteler hakkında detaylı bilgi almak, burs ve yurtdışı eğitim imkanlarını değerlendirmek için kariyer danışmanlığı alabilirsiniz. Aba psikoloji ile iletişime geçerek kariyerinizi stratejik yetenek yönetimi ile planlayabilirsiniz. Kariyer yolculuğunuzda başarılar dileriz.

Read More

Bireylerin akademik hayatlarında ve iş yaşamlarında başarılı olması ilgileri, beklentileri, karakteristik özellikleri ve yetenekleriyle uyumlu olacak şekilde eğitimlerini ve mesleklerini belirlemeleriyle doğru orantılıdır. Ancak bunun olabilmesi için kişinin öncelikle kendisinin farkında olması gerekir. Karakterimiz, ilgilerimiz ve yeteneklerimiz çocukluğumuzdan itibaren kendini göstermeye başlar. Fakat pek çoğumuzun gelişim alanları, güçlü yönleri çocukluktan itibaren fark edilip geliştirilmez. Yetişkin yaşama geldiğimizde ise bu yönlerimizi köreltmiş hale geliriz. Kaç yaşında olursa olsun stratejik yetenek testi bireyin kendisine ve geleceğine yaptığı en değerli yatırım olacaktır.

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planı yapmak ise kişinin kaç yaşında olursa olsun potansiyelini fark edip kariyerine güçlü bir yön verebilmesi için önemlidir. Henüz eğitim hayatının başında olan biriyseniz başarılı, verimli, keyifli ve mutlu bir kariyer için stratejik yetenek testine katılmanız sürecin başından kazanan olmak için yatırım yapmanız anlamına gelir. İş hayatına atılmış ve tamamen yanlış bir meslekte olduğunu fark etmiş biriyseniz ya da “doğru yerdeyim ama kendimi nasıl göstereceğimi bilmiyorum” diyorsanız stratejik yetenek yönetimi yine sizin için en iyi kariyer planını oluşturmayı sağlar.

Stratejik Yetenek Testi Nedir, Nasıl Uygulanır?

Stratejik yetenek testi stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak isteyen danışanlara uygulanan bir testtir. Bu kapsamda uygulanan benzer bir çalışma Türkiye’de yapılmamaktadır. Stratejik Yetenek testi başta öğrenciler olmak üzere, akademik ya da kariyer planlarını kişisel özellikleri, beklentileri, ihtiyaçları ve ilgileriyle uyumlu şekilde planlamak isteyen herkes için gereklidir. Hemen her yaştan bireye uygulanabilir. Stratejik Yetenek Testi standart meslek ve ilgi envanterlerinden farklı olarak sonuçları sadece puan olarak verilen bir test değildir.

İlgi alanlarınız, becerileriz ve ihtiyaçlarınız analiz edildikten sonra test sonuçları çıkarılır. Elde edilen verilerin yorumlanması ve bu veriler ışığında öğrencilerin stratejik hedeflerinin belirlenmesi de uzman psikologların ve eğitimcilerin işbirliği ile gerçekleştirilir. Testlerin uygulanması 2-2.5 saat sürer ve sonuçlar 2-3 hafta içerisinde sizinle paylaşılır. Sonuçlar sizinle paylaşılırken tüm alt detaylar, hedefler ve öngörüleri de kapsayan bir sunum akademisyen psikoloğumuz Gamze Sart tarafından yapılır. Sunum sonrası kariyer planınızda ihtiyacınız olan yönlendirmelerin yapılması, gelişim alanlarınızın desteklenmesi ve varsa sorularınızın yanıtlanması için danışmanlık verilir.

Stratejik Yetenek Testi kapsamında bireyin güçlü yönlerinin, ilgi, ihtiyaç, beceri, öğrenme sitili, IQ, EQ, kişilik özellikleri özelinde değerlendirmelerin yapılabilmesi için bireye başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı psikolojik test uygulanır. WISC–V, güvenilirliği kanıtlanmış bilişsel yetenek ölçümlerinin en sonuncusudur. The Wechsler Intelligence Scale for Children®–Fifth Edition’ın kısaltılmış halidir. Önceki versiyonlara göre daha fazla esneklik ve daha fazla içerik imkanı sunan WISC–V, kişilerin yeteneklerine dair ayrıntılı bir harita çıkarır. Değerlendirmeler sonucunda belirlenen kriterlere göre, bireyin sosyo–ekonomik ve kültürel çevresini de göz önünde bulundurarak kişiye stratejik plan hazırlanır. Tüm değerlendirmeler sonucunda bireylere 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefler ve öngörüler çıkarılır.

Stratejik Yetenek Testi Neden Önemli?

İçinde bulunduğumuz yüzyıl koşullarında başarılı bir kariyer inşa etmek sadece bireysel değil sosyal yaşamın refah ve mutluluğu için de oldukça önemli. Kişinin kendisiyle örtüşen, beklentilerini karşılayan, keyif aldığı, verimle ürettiği, çalışırken mutlu olduğu bir mesleği seçmesi mesleki tatminini yaşamayı sağlayacaktır. Bu tatminin vereceği haz sadece iş hayatında değil sosyal hayatından, aile içi ilişkilerine kadar olumlu yönde etki edecektir. Hepimiz günümüzün büyük bölümünü gelir elde ettiğimiz işlerimizi icra etmek için harcıyoruz. Mutsuz olduğumuz keyif almadığımız bir işte başarılı olmak, yaratıcı ve verimli işler çıkarmak mümkün değil. Böyle bir ortamda hele ki başarı odaklı bir bireyseniz örselenmeniz, hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmazdır. Mesleki tatminsizliğiniz gün geçtikçe kendinize verdiğiniz değerin azalmasına, denemekten yorulmanıza ve enerjinizin düşmesine neden olacaktır.

Biz bireyin açığa çıkarılmayı bekleyen güçlü yönleri olduğuna ve bu alanları stratejik yetenek testi ile keşfedeceğimize inanıyoruz. Bilimsel kanıtlar ve klinik çalışmalarımızda bu inancı destekliyor. Hayat içerisinde başarılı olabilmek için aslında ne çok yatırım yapıyoruz. Eğitim için ayrılan bütçeler, özel dersler, test kitapları bunlarla da bitmiyor çok daha önemlisi çok büyük bir zaman harcıyoruz. Zaman en değerli servetimiz. Bunca emek ve zamanın ardından yürüdüğünüz bu uzun yolun tamamen yanlış bir yol olduğunu öğrenmek ne büyük hayal kırıklığı. Sizin içerisinde mutlu olmadığınız, kalıbınıza uyduramadığınız bir mesleği başkalarının taktir etmesi, parmakla göstermesi sizin için bir süre sonra hiçbir değer taşımayacak. Öyleyse zamanınızı, enerjinizi ve bütçenizi boşa harcamamak, yolun sonuna ulaştığınızda keşke dememek için stratejik yetenek testi ile kariyerinizi planlama ayrıcalığını kendinize tanımalısınız.

Stratejik Yetenek Testi çocuğunuzun sayısal ya da sözel hangi alana daha yatkın olduğunu, öğrenme stilini, genel yeteneklerini, ilgi alanlarını tespit etmeyi sağlar. Bu test aracılığıyla kişilerin, bilgiyi analiz etme ve işleme becerisi, niceliksel akıl yürütme becerisi, görsel hafıza gücü gibi konulardaki mevcut durumu tespit edilir. Aynı zamanda stratejik yetenek testi ile varsa dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü gibi öğrencinin erkenden desteklenmesi ve ihtiyacına uygun eğitim almasını gerektiren yönleri de belirlenir.

Aileler Çocuklarının İyi Bir Kariyere Sahip Olmasını İstiyorsa Stratejik Yetenek Testi ile Tanışmalılar

Ebeveynler için çocuklarına iyi bir gelecek inşa etmek oldukça önemli. Çocuklarının mesleklerinde iyi yerlere gelmeleri, kendi ayakları üzerinde durmaları, iyi bir gelir düzeylerinin olması ve mutlu olmaları en büyük hayalleri. Aileler kendi geçtikleri zorlu yollardan çocuklarının geçmesini istemiyorlar. Küresel gerçeklik, teknoloji ve bilimin hızlı ilerleyişi insan yaşamını pek çok alanda olumlu etkilese de geleceğin en büyük dertlerinden biri artan işsizlik olacak. İyi eğitim almış, çok yönlü gelişmiş nice gencin iş hayatına atılamıyor oluşu, günden güne artan işsizlik oranları gençler kadar aileleri de tedirgin ediyor. Aileler çocuklarının iyi eğitim alması, yabancı dilden, okul dışı aktivitelere kadar her konuda kendileri geliştirmeleri için maddi manevi büyük çaba harcıyorlar. Ailelerin özverisini, endişelerini görüyor ve onlara destek olmak istiyoruz.

Aileler bazen artan kaygıları ve çocuklarına iyi bir gelecek bırakabilme telaşı ile çocuklarını yanlış alanlara ve mesleklere yönlendirebiliyorlar. Şu an ki sistem ailelerin eğitim aldığı dönemden çok farklı. Geçmiş yılların popüler meslekleri ile bugünün meslekleri örtüşmüyor. 10,20,30 yıl sonrasının popüler meslekleri de bugünle aynı olmayacak. Ailelerin ise bu işin içerisinde olmadığı sürece mesleklerdeki değişimi ve gelişimi takip etmesi kolay değil. Stratejik Yetenek testi size çocuğunuzun ilgi alanlarını, güçlü yönlerini, yeteneğini, bilgi düzeyini, gelişim noktalarını, karakteristik özelliklerini vermekle kalmayacak. Aynı zamanda yönelmek istenilen mesleğin geleceğini ve geleceğin mesleklerini de size anlatıyor olacağız.

Stratejik yetenek yönetimi ile yönlendirme yaparken aynı zamanda ailelerin ekonomik koşulları, ihtiyaçları, kültürleri de göz önünde bulundurulacak. Çocuğunuzun kendisine en uygun eğitimi almasını amaçladığımız gibi alternatif burs imkanları, yurtdışı eğitim olanakları konusunda da danışmanlık veriyor olacağız. Cinsiyet, sosyo-kültür, inanç bağlamında da seçimlerinize rehberlik edilecek.

Yetenek Testi ile Öne Çıkın

Stratejik yetenek testi gelişim alanınızı, mesleki yatkınlığınızı, hangi ülkede üniversite okumak istediğinizi, üstleneceğiniz rolleri ve finansal yeterliliklerinizi değerlendirerek size ayakları yere basan, gerçekleştirmesi mümkün olan hedefler belirleyerek kaliteli bir kariyer planı çıkarmaktadır. Stratejik yetenek testi hakkında daha detaylı bilgi edinmek, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planlaması yapmak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Her yönüyle kendinizi keşfettiğinizde başarmak için önünüzde bir engel kalmayacak. Sizce de bu ayrıcalığı hak etmiyor musunuz?

Read More

Üniversite sınavına hazırlık, yeni bir işe başlama, evlenme, yeni bir iş kurma, emekliye ayrılma, işten çıkarılma gibi alışılmış, rutine dönmüş bir yaşam şeklinden yeni bir alışma, öğrenme, kabullenme sürecine geçiş gerektiren dönemlerde hepimiz kaygı, stres, zorlanım yaşar ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyabiliriz. Üniversite sınavına hazırlık dönemi de diğer önemli yaşam döngüleri gibi pek çok genç için psikolojik desteğe ihtiyaç duyulan önemli bir süreçtir. Gençler bu dönemde onları zihnen, ruhen ve fiziken yoran çok fazla konuyla meşgul olurlar. Bugüne kadar kimi zaman çocuk, kimi zaman genç olarak hitap edilirken artık onlar genç yetişkin statüsüne girmiş ve hayatlarıyla ilgili büyük kararlar verme noktasına gelmişlerdir.

Meslek seçimi, kariyerin belirlenmesi, şehir-ülke değişikliği ihtimali, beklentileri karşılama sorumluluğu, ilgi alanlarına eskisi gibi vakit ayıramaması  ve elbette çevrenin de söylemleri kişinin bu dönemi daha da keyifsiz geçirmesine neden olabilir. Rollerimizden sıyrılarak objektif bir gözle bakmaya çalıştığımızda üniversite sınavına hazırlık dönemindeki bir bireyin fedakarlık, sorumluluk ve çokça değişiklik gerektiren bir süreç içerisinde olduğunu kabul etmeliyiz. Üstelik bu dönemde gençlerin bulundukları yaş grubu itibariyle farkındalıkları çok daha yüksek, aile içi sorun ve sorumluluklar noktasında üstlendikleri görevler de daha fazladır. Artık daha fazla özel hayatları var, romantik ilişkileri olabilir, kalp kırıklıkları olabilir, beden algılarıyla ilgili onları mutsuz eden noktalar olabilir.

Kısaca bu dönemde odak sadece üniversite sınavına hazırlık olmayabilir. Ve tüm bu yaşadıkları duygu, düşünce ve yaşantılar kendilerine özel olsa dahi benzer süreçlerden geçen akranlarının sayısı da hiç ama hiç az değil. Öyleyse bu dönem oldukça önemli bir dönem ve psikolojik destek alma ihtiyacı duyulması da çok doğal.

Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Psikolojik Olarak Nasıl Daha İyi Hissedebilirsiniz?

1.Kaygınızın altında yatan nedenleri keşfedin! Sınav kaygınız yoğunsa lütfen önce bu kaygının altında yatan nedenleri araştırın. Bu noktada desteğe ihtiyaç duyuyorsanız psikolojik destek almayı ertelemeyin. Çoğu zaman sınav kaygısının altında yatan nedenler kişinin akademik başarısı dışında sınava yüklediği anlam, kariyer seçiminden emin olamama, meslek seçiminde ailenin karar verici olması, şehir-ülke değişikliğine yönelik duyulan kaygı, kişinin mizaç özellikleri, alıştığı düzenin değişmesinden duyduğu endişe, ailenin ekonomik durumuyla ilgili sorumluluk duygusu ve benzeri sınav kaygısını körükleyebilir. Bu da kişinin ders çalışması gereken sürelerde onu kaygılandıran bu düşüncelerle boğuşmasına neden olabilir.

Öyleyse kendi listenizi oluşturmalı ve kaygınızın altında yatan temel nedenleri bulmalısınız. Nedenlerinizi bulduktan sonra kaygınızla başa çıkmak çok ama çok daha kolay olacak. Bunu tek başınıza yapmakta zorlanıyorsanız hayatınızın en önemli geçiş dönemlerinden biri olan üniversite sınavına hazırlık sürecinde kariyer danışmanlığı almanızı öneririz.

  1. Hedefinizi belirleyin! Hedefsizlik en büyük motivasyonsuzluk Hedefiniz olmadan yeterince çalışamazsınız. Organize olamaz, ilerleyemez ve verim de alamazsınız. Hangi mesleği yapmak istiyorsunuz, ilgileriniz, yetenekleriniz, bilginiz ve beklentilerinizle örtüşen meslekler hangileri belirlemelisiniz. Yine bu süreçte de kariyer danışmanlığı alabilirsiniz.
  2. Hayal kurun ve bunları somutlaştırın! Mesleğinizi, hatta gitmek istediğiniz üniversiteyi, yaşayacağınız yeri belirlediyseniz şimdi hayal kurma vakti. O üniversitede okuduğunuzu, çok güzel arkadaşlıklar edindiğinizi, başarılı ve keyifli bir üniversite hayatınız olduğunu, şehirde geçirdiğiniz keyifli zamanları hayal edin. Hayallerinizi temsil eden görseller çıkartın ve bunları sık sık görüp motive olabileceğiniz bir yere asın, bilgisayarınıza ya da telefonunuza arka plan da yapabilirsiniz. Bu görsel şölen size yorulduğunuz, motivasyonunuzu kaybettiğiniz her an yeniden canlanmak için ilham verecek.
  3. Olumlama Mesajları Hayallerinizi işlediğiniz panonuza sizi motive edecek olumlama cümleleri ekleyin. Sizi harekete çevirecek, iyi hissettirecek cümleleri belirleyin, bu cümleleri dikkat çekici renkler ve yazı stilleri ile panonuza işleyin. Ve her gün negatif duygu ve düşüncelere kapıldıkça panonuza bakın ve cümlelerinizi okuyun.
  4. Nefes Egzersizleri kulağa hep çok basit gelir ve etkisi çoğu kişi tarafından yabana atılır. Oysa doğru nefes egzersizleri pek çok derde deva olduğu gibi uygulaması çok basit ve maliyetsizdir. Şimdi size önerimiz, kaygılandığınız, negatif duygu ve düşüncelere kapıldığınız anda her ne iş yapıyorsanız bir kenara bırakmanız ve nefes egzersizi için kendinize zaman tanımanız olacak.

Nefes Egzersizi için;

Odaklanın, gözlerinizi kapatıp, kendinizi çok iyi ve güvende hissettiğiniz bir yeri hayal edin. Zihninizi orada tutun, bir süre o sahnede keyifli olduğunuzu düşleyin ve bir yandan da diyafram nefesi alarak 4 saniyede burundan aldığınız nefesi 8 saniyede ağzından yavaşça verin. Bu egzersizi en fazla arka arkaya 5 kez yapın. Gün içerisinde istediğiniz sıklıkla yapabilirsiniz.  Nefes egzersizi gerginliğinizi azaltacak, kaygınızı kontrol altına almanızı sağlayacaktır.

Bu nefes ve güvenli yer alıştırmasını bugünden itibaren uykudan önce, sabah kalkınca ve ders çalışırken dikkatiniz dağıldığında uygulamaya başlayın. Böylece sınav anında da benzer bir durumla karşılaştığınızda aynı uygulamayı yapabilir ve önceden pratiğiniz olduğu için daha kısa sürede odaklanabilirsiniz.

  1. Zamanı Verimli Kullanın Üniversite sınavına hazırlık sürecinde kişinin kaygı yaşamasına ve motivasyonunu kaybetmesine neden olan en güçlü etkenlerden biri de zamanı verimli kullanamamaktır. Zamanı verimli kullanamadığınızda hem çalışmanızdan beklediğiniz verimi alamazsınız hem de ders dışı aktivitelere ayıracak vaktiniz kalmaz. Zamanı verimli kullanmayı öğrendiğinizde hem daha verimli çalışabilir hem de kendinize vakit ayırabilirsiniz. Yaptığınız iş ne olursa olsun, etkili zaman yönetimi ile daima potansiyelinizi en iyi şekilde ortaya koyar ve başarılı olursunuz.
  2. Motive edici kaynaklara zaman ayırın! Başarılı öyküler okuyun, motive edici filmler izleyin, sizi güldürecek yazı, film ve videolara da zaman ayırın ve düzenli olarak kahkaha atın. Gülmek enerjinizi yükseltecek ve olumsuz duygularınızı gölgede bırakacak.
  3. Biteceğini Kendinize Hatırlatın bu dönem ömrünüz boyunca sürmeyecek. Önünüzde sınava gireceğiniz tarihe kadar verimli değerlendirmeniz gereken bir yolculuk süresi var. O gün gelip sınavdan çıktığınızda tüm bu yolculuk tamamlanmış olacak. Şu an ki yorgunluğunuzu sınavdan çıktıktan sonra üzerinizden atıp, şimdi keyfine varamadığınız her ne varsa keyifle yapabileceksiniz. Bunu kendinize sık sık hatırlatın.
  4. Mola verin Çalışma programınızı olumsuz etkilemeyecek sürelerle molalar verin. Yapılan çalışmalar çalışma süresi uzadıkça çalışma veriminin düştüğünü ve dikkatin dağıldığını gösteriyor. Sizin çalışma alanında uzun süre oturmuş olmanız çok çalışmış olmanız anlamına gelmiyor. Kendinize dürüst davranın ve çalışma programınıza düzenli aralıklarla kısa molalar ekleyin. Mola sürelerinizi çalışma alanınızdan uzaklaşarak değerlendirin ve çalışma alanınızı sadece ders çalışmak için kullanın.
  5. Performansınızı çıkarın Gün sonunda kaç soru çözdünüz, kaç doğru kaç yanlış yaptınız, kaç kez mola verdiniz. Zorlandığınız kaç konunun üstesinden kolayca gelebildiniz, yeni kaç konu öğrendiniz ve benzeri gelişim sonuçlarını çıkarın ve görselleştirin. Performansınızı yazabilir, resmedebilir ya da sizi motive edecek şekilde bilgisayar programları üzerinde de hazırlayabilirsiniz. Ortaya çıkan sayısal değerleri mutlaka her gün güncelleyin ve fotoğraflarını çekerek, ya da duvara asarak kat ettiğiniz gelişmeye ara ara dönüp bakıp.
  6. Performansınızı Başlangıç ve Varış Noktasına İçerisinde İlerletin! Yukarıdaki önerimizde belirlediğiniz performans sonuçlarınızı dikkate alarak, gitmek istediğiniz üniversite, yapmak istediğiniz meslek ve belki yaşamak istediğiniz şehir ya da ülkeye ait resimlerin olduğu bir kolaj çalışması hazırlayın ve bunu üniversite sınavına hazırlık sürecinin sonunda varılacak bir nokta olarak tasarlayın. Kendi karikatürünüzü de bu yolun başına koyabilir ve gelişim kat ettikçe karikatürünüzü yol üzerinde hedef noktaya doğru yaklaştırabilirsiniz. Bu çalışma sizi günden güne motive edecek ve daha verimli çalışmanızı sağlayacaktır.
  7. Olumsuz değerlendirmeler yapmayın Olumsuz düşünceler aklınıza geldiğinde zihninizden geçen her cümle için bir kağıda olumlu cümle karşılıkları yazın. Ve zihninize her olumsuz cümle geldiğinde hemen sesli olarak kağıdınızda bu cümleye karşılık yazdığınız olumlu cümlenizi okuyun. Örneğin; “Başarısız olacağım” yerine “Elimden geldiğince çalıştım ve bunun sonucunu olumlu şekilde alacağım”
  8. Düzenli Uyuyun Her gün en az 7 saat uyuyun. Uykudan önce size keyif verecek bir kitap okuyabilir, sevdiğiniz sakinlik veren bir müzik dinleyebilirsiniz. Nefes egzersizini tekrar edebilir yine egzersiz sırasında size iyi gelen bir hayal, mekan, anı ile egzersizinizi yapabilirsiniz.
  9. Sağlıklı Beslenin beslenme şeklinizin, duygu durumunuz üzerinde önemli bir etkisi var. Sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmeniz üniversite sınavına hazırlık sürecinde size fiziken, zihnen ve bedenen oldukça fayda sağlayacak.

Aileler Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Psikolojik Destek İçin Neler Yapabilir?

  1. Rollerinizi değiştirmeyin çoğu ebeveyn üniversite sınavına hazırlık sürecinde ebeveyn rolünü bir kenara bırakıp “sınav koçu” rolünü üstleniyor. Böyle bir ihtiyacınız varsa çocuğunuz için profesyonel destek almanız hem size hem de çocuğunuza daha faydalı olacaktır. Çocuğunuzun size ebeveyni olarak ihtiyaç duyduğunu ve sizi farklı bir rolde görmeye ihtiyacı olmadığını kendinize sık sık hatırlatın.
  2. Sınav sonucunun sevgi bağınıza etki etmeyeceğini ona hissettirin Çocuğunuz için güvenli liman olmanız, “her koşulda seni çok seviyoruz ve yanındayız” mesajını sözleriniz, beden diliniz ve yaklaşımınız ile çocuğunuza hissettirmeniz çok önemli. Üniversite sınavına hazırlık sürecinde olan çoğu gencin en büyük kaygı nedeni başarısız olduklarında ailelerini hayal kırıklığına uğratmak ve ilişkilerinin artık eskisi gibi sevgi dolu olmayacağını düşünmeleridir.
  3. Başkalarıyla Kıyaslamayın çocuğunuzu başkalarının başarısı ya da başarısızlığı ile değerlendirmeyin. Kıyaslama yapacaksanız çocuğunuzun geçmiş sınav sonuçlarını baz alabilirsiniz. Geri bildirimlerinizi her daim pozitif yapın.
  4. Mola vermesine izin verin çok çalışmak verimli çalışmak değildir. Zihnini boşaltması, hareket etmesi ve dinlenmesi için mola vermesine fırsat verin.
  5. Kariyerini Belirlemesinde Eşlik Edin çocuğunuzun kariyerini belirlemesinde karar verici değil, eşlik eden kişi olun. Çocuğunuzun gerçek kapasitesi ile örtüşen, bilgi, beceri, ilgi ve beklentileri ile uyumlu bir meslek seçmesinde ona özgürlük tanıyın. Seçiminin sonuçlarının olumsuz olabileceğinden endişe duyuyorsanız kariyer danışmanlığı
  6. Hayallerine Kulak Verin hayallerini ailesiyle paylaşabilen çocuklar kaygılarını da paylaşabilir. Ona hayallerini sizinle konuşabileceği güven ortamını sunun.
  7. Gözlemleyin üniversite sınavına hazırlık sürecinde çocuğunuzun fiziksel, duygusal tepkilerini gözlemleyin, sınav kaygısı, depresyon, öfke, içe kapanma gibi dikkatinizi çeken farklılıklar var ise mutlaka bir uzmandan destek alın.

Üniversite sınavına hazırlık süreci içerisinde zamanı yönetmekte zorlanıyor, nereden ve nasıl başlayacağınızı bilmiyor, meslek seçimi, kariyeri belirleme gibi aslında tüm hayatınıza etki edecek bir karar sürecinde kararsızlık yaşıyor iseniz kariyer danışmanlığı hizmetinden faydalanmanızı ve psikolojik olarak kendinizi yeterince iyi hissetmiyor, desteklenmeye ihtiyaç duyuyorsanız bir profesyonelden psikolojik destek almanızı önerir, size hayat boyu başarılar dileriz.

Güncel konularda hazırlanmış videolara erişmek için aba Psikoloji YouTube kanalını takip edebilirsiniz.

Read More