Üniversite tercihi kariyerine ve dolayısıyla geleceğine bilinçli yatırım yapmak isteyen her birey için önemlidir. Seçim sürecinde gerek öğrenciler gerekse aileler birden fazla faktörü göz önünde bulundurarak kapsamlı bir değerlendirme yapmaktadır. Tercih edilecek üniversitenin eğitim kalitesi, mezunlarının istihdam olanakları, öğretim kadrosu, olası eğitim maliyetleri bunlardan bazılarıdır. Ancak 2020 itibariyle yaşamımıza dahil olan covid-19 nedeniyle tercih yaparken değerlendirme sürecine yeni faktörler eklendi.

Pandemi nedeniyle gelen seyahat kısıtlamaları, örgün eğitimin belirsiz süreyle uzaktan eğitime çevrilmesi üniversite tercihlerini etkiledi. Kimi öğrenciler için bu bir avantajken kimileri için dezavantaj oldu. Yıllarca hayalini kurup, kazanmak için büyük özveri gösterdikleri üniversitelerde fiziken bulunamayacak olmak öğrencilerin motivasyonunu kırdı. Aynı şekilde yurtdışı üniversite eğitimi almayı düşünenler için de uzaktan eğitim almak motivasyon kırıcı oldu.

Kimi öğrencilerse tercih ettikleri ülkelerde okumaya başladıklarında gelebilecek bir uluslararası seyahat engelinden endişeli. Dolayısıyla Pandeminin ne zaman biteceğini ön göremiyor olmak öğrencilerin ve ailelerin üniversite tercihini etkiliyor. Peki seçim sürecinde pandemi nedeniyle açığa çıkan dezavantajları nasıl avantaja çevirebiliriz? Seçim yaparken öğrencilerin ve ailelerin önceliği ne olmalı?

Pandeminin seçimlerimizde belirleyici olması seçimlerimizi nasıl etkiler? Kararsızlık yaşamamak ve daha sağlıklı seçim yapabilmek için neler yapabiliriz? Yazımızın devamında detaylarıyla paylaşacağız. Pandemide Üniversite Sınavına Hazırlanmak, Yurtdışında Üniversite Eğitimi Alacak Gençler için Psikolojik Hazırlık Önerileri yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Pandeminin Yol Açtığı Dezavantajları Üniversite Tercihi Yaparken Avantaja Çevirmek Mümkün

Bu yıl pandemi dolayısıyla hayalinizdeki üniversite yaşantısına başlayamayacak olabilirsiniz. Uzaktan eğitim nedeniyle kampüste olamamak, yüz yüze kurulacak arkadaşlıkları dijital ortamda kurmaya çalışmak zorlayıcı olabilir. Bu da size hayalinizdeki üniversiteyi değil de herhangi bir üniversiteyi tercih etmenin yeterli olacağını düşündürebilir. Ancak pandemiden bağımsız olarak düşündüğünüzde bir hedefiniz varsa bu hedeften vazgeçmemelisiniz.

Pandemi bitip hayat normale döndüğünde elinizde hangi üniversitenin diplomasını taşımak istiyorsunuz? Pandeminin seçimlerinizi etkilemesine fırsat verdiğinizde bundan 30-40 yıl sonrasına da etki etmiş olacaksınız. Bu hafife alınacak veya hızla karar verilecek bir seçim değil. Bu nedenle özellikle böyle bir dönemde karar verirken çok daha hassas bir değerlendirme yapmak gerekiyor. Peki bu değerlendirmeyi yaparken dezavantajları nasıl daha avantajlı hale getirebilirsiniz?

Öncelikle üniversite tercihiniz ister yurtiçi ister yurtdışı olsun mali açıdan avantajlısınız. Üniversite eğitimi aile yanında da olsa farklı bir şehir/ ülkede de olsa oldukça maliyetli olabiliyor. Özellikle ilk yıl öğrencilerin maddi kazanç elde edebilecekleri işlerde rol alamamaları ailelerin maddi yükünü artırıyor. Pandemi nedeniyle örgün eğitimin uzaktan eğitime dönmesi ise geçici süreyle de olsa maliyeti düşürüyor.

Bu dönemi aile yanında geçiren öğrenciler için ulaşım, konaklama, yeme/içme giderleri azalacak. Bu dönemi avantaja çevirmek isteyen öğrenciler daha rahat birikim yapıp meslekleriyle ilgili eğitim programlarına katılabilirler. Kurslar ve sertifika programları ile kişisel ve mesleki gelişimlerine katkı sağlayabilirler.

Yola veya yalnız yaşarken ev/yurt içindeki diğer sorumluluklara ayıracakları zamanı evde değerlendirebilirler.

Zamandan tasarruf etmenin yanı sıra bu işlere harcadığınız enerji de azalmış olacak. Dolayısıyla artan enerji ve zamanla kendinize, ilgi alanlarınıza, hobilerinize veya derslerinize daha fazla zaman ayırabilirsiniz. Aile yanından uzaklaşmak istemeyen ama puanı aile yanında bir üniversiteye yetmeyen öğrenciler farklı şehirlere yönelebilirler. Böylece hem aile yanında eğitimini sürdürmüş hem de üniversiteye sene kaybetmeden başlamış olabilirler.

Pandeminin ilk yılında mezun olmuş ve ünversite tercihi yapmış olan öğrencilerin deneyimlerine başvurabilirler. Böylece özellikle öğrencisi olmak istedikleri üniversitelerin pandemi sürecindeki eğitim performansları hakkında bilgi alabilirler.

Üniversite Tercihi Pandemi Odaklı Yapıldığında Seçimler Hedeflerden Uzaklaşıyor

Pandeminin getirdiği yaşam değişiklikleri hepimizin temel kaygılarını besledi. Zarar görmekten, zarar vermekten, sevdiklerimizi kaybetmekten endişe duyduk. Değerini fark edemediğimiz rutinlerimizin aslında ne kadar keyifli ve önemli olduğunu fark ettik. Sevdiklerimizle bir arada olabilmenin, kalabalık içerisinde yer alabilmenin, yakınlığın, fiziksel temasın önemini anladık. Dolayısıyla üniversite tercihi yapacak öğrencilerin verecekleri kararlar da bu farkındalıklardan etkilendi.

Aileden uzaklaşmak, olası bir hastalık durumunda hemen gelemeyecek olmak, seyahat engelleri, yasaklar endişeleri artırdı. Pek çok genç kendi ayakları üzerinde durabilmeyi ve hayata atılabilmeyi arzu ediyor. Ancak pek çoğu da yaşadıkları kaygı ile seçimlerinde ikilem yaşıyor. Bugün içinde bulunduğumuz kaotik durum ileride geri dönüşü zor olacak kararlar vermemize neden olabiliyor.

Öğrenciler bu kaygılarla baş edemeyip hedeflerindeki üniversiteyi veya okumak istedikleri bölümü dahi değiştirebiliyorlar. Şu an içinde bulunduğumuz durum hem bireysel hem de evrensel nitelikte kaygı unsuru. Dolayısıyla öğrencinin gelecek kaygısını ailenin ebeveynlik kaygıları pekiştirebiliyor. Böyle bir durumda eğer siz de seçimlerinizin pandemi kaynaklı etkilendiğini hissediyorsanız destek almalısınız. Bu süreçte daha bilinçli ve sağlıklı kararlar verebilmek için profesyonel destek almayı önceliklendirebilirsiniz.

Kariyer danışmanlığı, mentorluk ve/veya psikolojik destek alabilirsiniz. Hedeflerinizle ilgili stratejik planlar çıkarabilir, kaygılarınızı başarınızı destekleyecek düzeye indirebilirsiniz.

Üniversite Tercihi Yaparken Önceliğiniz Hedefinize Ulaşmak Olmalı

Her ne kadar şu an içerisinde bulunduğumuz durum ve koşullar olağandışı olsa da hiçbirimiz yalnız değiliz. Bu süreci hep birlikte geçiriyor, benzer kaygılar taşıyor ve hayatımızı en iyi şekilde sürdürmeye çalışıyoruz. Sınav sonuçları açıklandığında yine derece yapanlar olacak. Hayalini kurduğunuz bölümler, üniversiteler öğrenci kabul edecek ve mezunlar verecek. Çünkü hepimiz bu koşullara uyum sağlamayı öğreneceğiz.

Hayatımız daha izole hale gelmiş olsa da devam ediyor. Okuyor, çalışıyor, üretiyoruz. Şu an içerisinde bulunduğumuz pandemi koşulları alınan önlemler ve aşılama ile sonlanacak. Belki bunun için bugün net bir tarih vermek kolay değil. Ancak biliyoruz ki şimdiden pek çok ülke normalleşmeye geçti.

Henüz farkında olmasanız da en az pandemi kadar zedeleyici bir başka etken de yanlış meslek ve/veya üniversite tercihi. Sizinle örtüşmeyen, hayal ve hedeflerinize hitap etmeyen bir mesleğe yönelmeniz ömür boyu mutsuzluk nedeni olabilir.

Pandemi de bir gün tıpkı diğer salgınlar gibi tarih kitaplarında yerini alacak. Sizse hala aynı mesleği yapıyor, aynı üniversitenin diplomasını taşıyor olacaksınız. Dolayısıyla bugünün koşullarından bağımsız olarak geleceğe dönük seçimler yapmaya odaklanmalısınız. Bu süreci yönetmekte zorlanıyorsanız okul rehberlik biriminden, öğretmenlerinizden veya profesyonel bir danışmandan destek alabilirsiniz.

Sağlıklı Bir Üniversite Tercihi Yapmak ve Kararsızlık Yaşamamak İçin Yapabilecekleriniz

Eğer çevrenizde destek alabileceğiniz bir profesyonel yoksa veya buna bütçe/zaman ayırmak istemiyorsanız aşağıdaki önerilerimizi deneyebilirsiniz.

Hedeflerinizi Gözden Geçirin

Pandemiden önce meslek ve üniversite tercihiniz var mıydı? Varsa, neydi? Bu tercihleri belirlerken nelere dikkat ettiniz? İlgi alanlarınız, becerilerinizi, karakteristik özelliklerinizi göz önünde bulundurdunuz mu? Üniversiteyi, mesleğin avantaj ve dezavantajlarını araştırdınız mı? Seçim sürecinizde etkili olan kişi/kişiler oldu mu? Tüm bunları pandemiden önce belirlediyseniz yeniden üzerinden geçmelisiniz.

Hedefinizin Önündeki Engelleri Belirleyin

Hedefiniz net, araştırmalarınızda yeterli. Ancak şu an gündeminizde pandemi var ve mevcut değerlendirmelerinize yenilerini eklemeniz gerekiyor. Seçtiğiniz meslek veya üniversite pandemiden nasıl etkilendi?

Pandemi belirsiz bir süre daha devam ederse size etkisi nasıl olacak? Size ve hedeflerinize yönelik pandeminin sağladığı herhangi bir avantaj var mı? Bu avantajlar ve mevcut dezavantajlar kıyaslandığında meslek ve üniversite tercihinizi değiştirmeniz gerekiyor mu?  Böyle bir değişikliğe gitmeniz uzun vadede (ilerideki 10-20-30 yıl) sizi nasıl etkileyecek? Tercihinizi değiştirirken profesyonel bir görüş aldınız mı?

Alternatif Seçenekler Oluşturun

Ana hedefinizle örtüşen alternatif hedefler belirleyin. Benzer özellikteki farklı devlet, vakıf veya özel üniversiteler olabilir. Burslu girebileceğiniz üniversiteleri, burs oranlarını araştırabilirsiniz. Pandemi sonrası yatay geçiş olanaklarını şimdiden araştırabilirsiniz. Çift ana dal veya yan dal fırsatlarını değerlendirebilirsiniz. İstediğiniz üniversitenin öğretim kadrosunun alan çalışmalarını takip edebilir varsa herkese açık eğitimlerine katılabilirsiniz.

Akademisyenlerin sosyal medya hesaplarını takip edebilir, canlı yayınlarına katılabilir, bizzat kendilerine mail/mesaj atarak kendinizi tanıtabilirsiniz. Mesleğinizle ilgili kendinizi nasıl daha iyi geliştirebileceğiniz noktasında bilgi toplamaya çalışabilirsiniz.

Tecrübeli Mezunlardan Bilgi Edinin

Üniversite öğrencileri bu yılı uzaktan eğitimle tamamladılar. Pandeminin ilk yılında hayalinizdeki üniversite tercihini yapan ve 1. Yılını tamamlamış olan öğrencilerle konuşabilirsiniz. Sosyal medya hesapları üzerinden onlarla iletişime geçebilirsiniz. Tecrübelerini dinleyebilir, üniversite, bölüm ve eğitim kalitesi hakkında bilgi edinebilirsiniz. Okudukları üniversitenin uzaktan eğitim alt yapısı nasıldı? Akademik kadro süreci iyi yönetebildi mi? Eğitim ve sınav süreçleri verimli geçti mi?

Üniversite, öğrencilerin aidiyet geliştirmesi için herhangi bir çalışma yaptı mı? ve benzeri sorularınızı sorabilirsiniz. Bu konuda ayrıca üniversitelerin danışma ofislerini de arayabilir, öğrenci işlerinden de bilgi alabilirsiniz. Sizinle benzer kaygıları yaşamış kişilerden öneri almak ve tecrübelerini dinlemek daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.

Üniversite Tercihi Yaparken Bir Mentor veya Kariyer Danışmanı ile Görüşebilirsiniz

Pandeminin her yaştan ve her konumdan bireyi oldukça olumsuz etkilediği maddi, manevi oldukça zor bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde geleceği planlamak ve bilinçli adımlar atabilmek ise hiç kolay değil. Kaygılı olmanız, kararsızlık yaşamanız, seçimlerinizin doğruluğundan emin olamamanız oldukça normal. Ne zaman biteceğini öngöremediğiniz bir sürecin bir ömre etki edecek önemli bir seçimi olumsuz etkilemesinden endişe duyabilirsiniz.

Bu endişeyi gidermek için okuduğunuz yazılar, yaptığınız araştırmalar da yeterli hissettirmeyebilir. Özellikle sınava hazırlık ve/veya üniversite tercihi sürecinde zorluk yaşıyorsanız destek almayı ihmal etmemelisiniz. Bu zorlu süreçte sizi motive edecek, kariyerinizi planlamanızı sağlayacak bir uzmandan destek alabilirsiniz. Bu sayede performansınızı potansiyelinizle uyumlu hale getirebilirsiniz. Karakterinize, ilgi, beceri ve isteklerinize uyan şekilde hedefler belirleyebilirsiniz.

Hedefinize ulaşmanız için yapmanız gerekenleri sizi objektif bir şekilde değerlendirecek bir uzmandan destek alabilirsiniz. Böylece hem kaygılarınızı yatıştırabilir hem de daha geniş bir perspektiften bakarak kariyerinizi yapılandırabilirsiniz.

Özellikle yurtdışında eğitim almak isteyenler bir mentor desteği alabilirler. Böylece kendileri için en uygun bölüm, üniversite, ülke seçeneklerini belirleyebilirler. Yurtdışında yaşamanın ülkelere ve üniversite tercihlerine göre olası maliyetlerini ve burs imkanlarını öğrenebilirler. Mentorloops sayfasını inceleyerek bu konuda daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Yine yurtdışında okumak isteyen ancak bu konuda yeterli bilgisi olmayanlarda hayallerinden vazgeçmek yerine bilgi toplamalılar.

Yeterli bilgiye sahip olmamak öğrencilerin yurtdışı eğitime yönelik önyargı geliştirmelerine neden olabiliyor. Önyargılar ise seçimlerimizi olumsuz etkiliyor. Vazgeçmeden önce bir uzman eşliğinde detaylıca değerlendirme yapmak ise ileride “keşke” denilmesinin önüne geçiyor.

Üniversite tercihiniz ister yurtiçi ister yurtdışı olsun pandemiden etkilenmeden, bilinçli bir seçim yapabilirsiniz. Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunuyor. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlıyoruz. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle potansiyellerini keşfediyor eğitim alabilecekleri en iyi üniversitelere yerleştiriyoruz.

Read More

Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak bireyin kariyerinde daha mutlu ve başarılı olması için oldukça önemlidir. Doğru mesleği belirlemede kişilik özellikleri etkili olduğu için meslek seçimi sürecinde bireye rehberlik yapılırken kişilik belirleme tekniklerinden faydalanılmaktadır.

Beş faktör kuramı da kişilik özelliklerini sınıflandıran bir kişilik kuramıdır. Bu kurama göre kişilik her bireyde farklı seviyelerde olan bazı faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşur. Beş faktör modelinde kişilik özellikleri özdenetim, dışadönüklük, nevrotiklik, uyumluluk, gelişime açıklık boyutlarında değerlendirilmektedir.

Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak İçin Size En Yakın Kişilik Boyutunu Değerlendirmelisiniz

Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak için Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak ve Meslek Seçimi Önerileri: Çoklu Zeka Kuramı yazılarımızı da okuyabilirsiniz. Kişiliğe göre meslek seçmenin mesleki doyum üzerindeki etkisi oldukça yüksektir. Ancak başarılı bir kariyer için ilgi alanları, beceriler, ihtisas alanı, beklentiler de titizlikle değerlendirilmelidir.

Meslek seçimi bireyin hayatının oldukça büyük bir zaman dilimine etki etmektedir. Bireyin yaşam şeklinden ilişkilerine kadar pek çok noktada etkisi olan mesleğin belirlenmesinde seçici ve irdeleyici olunmalıdır.

Özdenetim Boyutu ile Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak

Beş faktör modelinin özdenetim boyutunda olan bireyler özdenetimi yüksek, temkinli davranışlar sergileyen bireylerdir. Bir karar almadan ya da harekete geçmeden önce olumlu- olumsuz yönleri iyice değerlendirirler. Riskleri belirler, önlem alırlar ve sonrasında eylemde bulunurlar. Özdenetim boyutundaki bireyler çalışkan, sorumluluk sahibi, güvenilir ve başarmak için güçlü bir iradeye sahiptir. Hassas ve dikkatlidirler. Toplumsal kurallara önem verir, düzene uyar ve karşı çıkmazlar.

Sabırlı, dirayetli ve temkinlidirler. Disiplini severler. Kural ve kaidelerin olduğu, sistemli, planlı çalışma ortamlarında daha verimli işler üretirler. Zamanı planlamayı, günü organize etmeyi severler. Belirsizlik onları mutsuz eder ve strese sokar. Başarı odaklıdırlar. İç disiplinleri yüksektir, kendilerini ve başkalarını motive edebilirler. Görev insanıdırlar. Sorumluluklarını bilir, görevlerini tamamlamadan farklı bir işe yönelmezler. Düzeni severler yaşam alanları ve çalışma ortamları oldukça düzenlidir.

Dosyalayarak, gruplandırarak çalışmayı severler. Sistemli, programlı çalışma yaparlar. Ani çıkan işler, değişikliklerden ya da düzenlerine müdahale edilmesinden hoşlanmazlar. Belli kurallara bağlı çalışmaktan hoşlanır, emir ve kurallara harfiyen uyum gösterirler. Belirsizlik onlar için önemli bir motivasyon kaybı nedenidir. Belirsizlik içerisinde strese girer ve çalışmalarından verim elde edemezler.

Düzen oturtamayacakları, çalışma saatleri belli olmayan, kuralları olmayan işlere yönelik meslek seçmeleri mutsuzluğu getirecektir. Kütüphane görevlileri, depo sayım memurları bu tipteki kişilere örnek sayılabilir. Dosyaların, klasörlerin, bilgisayar, fotokopi makinesi gibi sarf malzemelerinin yer aldığı çalışma ortamları onlar için uygundur.

Risk almaktan, değişikliklerden ve yeniliklerden hoşlanmaz, uyum sağlamakta zorlanırlar. Kişiliğe göre meslek seçimi yapmaları halinde mutlu ve başarılı olabilirler.

Bu mesleki tipe sahip bireyler, banka veznedarı, postacı, muhasebeci ve sekreterlik gibi meslekleri tercih ederler. Bankalar, tapu ve vergi daireleri gibi kuruluşlarda büro işlerini yürüten bireyler bu mesleki tipin üyeleridir. Hayal güçleri zayıftır, kendilerine verilen işi ne artı ne eksi tam istenen şekilde yapmaya özen gösterirler.

Uyumluluk Boyutu ile Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak

Beş faktör kuramına göre kişiliğin uyum boyutu kişinin daha çok insancıl tarafını ifade etmektedir. Bu boyuttaki bireyler oldukça fedakârdır; kendilerinden çok başkalarını düşünür, onların ihtiyaç ve sorunlarını önceliklendirirler. Sempatiklik, başkalarına yardımda isteklilik, güven, affedici olma, alçak gönüllülük gibi özellikler uyum faktörünün özellikleri arasındadır. Bu bireyler güven veren, sadık, dürüst, fedakar ve alçakgönüllüdür. Aynı zamanda değişikliklere ve yeniliklere kolay adapte olabilirler.

Stresle başa çıkabilir, sorunlara yapıcı çözüm önerileri getirebilirler. Diğerleriyle iletişim kurarken kolayca empati kurabilirler. Yardımsever, ilgili, düşünceli, merhametli, alçakgönüllü bireylerdir. Toplumsal konulara karşı duyarlı ve farkındalık sahibidirler.

Bu bireyler çalışma alanı olarak sosyal ortamları, sosyal meslekleri tercih ederler. Herhangi bir problemle karşılaştıklarında bu sorunları sosyal becerilerini kullanarak çözmek isterler. Yapıcı, birleştirici, uzlaştırıcı kişilerdir. Bir ekibin, grubun aranan yüzleridirler. Çözüm odaklı bir iletişim kurar, empatik dinler ve problemleri yapıcı bir dille çözerler. Takım olmaktan, grupla hareket etmekten keyif alırlar. Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak için sosyal yönü olan işleri tercih etmelidirler.

Bu tip bireyler, dost canlısı, içgörü sahibi, sorumlu, sosyal, cömert, idealist, nazik, anlayışlı, ince düşünceli kişilerdir. Psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, psikolojik danışmanlar ve öğretmenler bu mesleki tipe sahip özellikleri taşımaktadır. Verimli çalışabilmeleri için sosyalleşebilecekleri, kendilerini sözlü olarak ifade edebilecekleri, insanlarla etkileşim kurabilecekleri ortamlara ihtiyaç duyarlar. Hastaneler, okullar, danışmanlık merkezleri, organizasyon alanları bu kişiler için keyifli ortamlardır.

Sosyalleşebilecekleri, diğerleriyle iletişim içerisinde olabilecekleri, insanlara faydalı olacakları işlerde çalışmaktan keyif alırlar.

Dışadönüklük Boyutu ile Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak

Dışadönüklük boyutundaki bireyler enerjilerini daha çok dış dünyaya yönlendirirler. Dışadönük olan bireyler, girişken ve sosyal olarak nitelendirilmektedirler. Kolayca arkadaş edinebilir, sosyalleşebilirler. Girdikleri ortamlarda aranan, dikkat çeken kişilerdir. Grubun nabzını tutan, sohbeti sevilen kişilerdir. İkna becerileri oldukça yüksektir. Diğerlerini etkileyebilir, duygularını, karar ve davranışlarını etkileyebilirler. Yeniliklere açık, macera sever, enerjik bireylerdir.

Risk almayı sever, gelişim ve başarı için risk almanın gerekli olduğunu düşünürler. Dürüst, açık sözlü bireylerdir. Düşüncelerini doğrudan ifade ederler. Liderlik, bağımsızlık yönleri güçlüdür. İyi bir yönetici, siyasi lider, patron olabilirler. Olumsuz koşullar içerisinde de verimli çalışabilirler. Başarısızlıklarında kolay kolay yılmaz, başarısızlığı gelişim için araç kabul ederler. Yenilikçi ve yaratıcı fikirleri vardır. Girişimci yönleri kuvvetlidir. Sorunlara yapıcı çözümler getirirler.

Ekibin enerjisini yükselten, verimliliği artıran, motivasyonu sağlayan kişilerdir. Başarı elde etmeyi severler ancak onlar için asıl başarı diğerlerinin de fark ettiği başarıdır. Parmakla gösterilmekten, taktir edilmekten, model alınmaktan hoşlanırlar. Dış görünüşe önem verir, imajlarıyla dikkat çekerler. Şık giyinmeyi, temiz olmayı, bakımı severler. Kaliteye önem verirler. Hedefleri hep yüksektir. Ortalama ya da sönük işler onlar için keyifsizdir.  İyi bir konuşmacıdırlar.

Kitleleri etkileyebilirler. Geniş networke sahiptirler. Sosyal ağlarını genişletmekten keyif alırlar. Sosyal faaliyetlere önem verirler. Mesleki gelişim kadar kişisel gelişimi de önemserler. Stresle başa çıkmak için işlevsel yöntemler kullanırlar. Kalabalık içerisinde olacakları, çokça insanla iletişim kurabilecekleri etkinliklerden keyif alırlar; partiler, konserler, kamplar gibi. Finansal ve ekonomik unsurların önemli olduğu ve ödüllendirilmek için risklerin alınabileceği ortamlarda çalışmaktan hoşlanır veya kendi işlerini kurabilirler.

Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak için liderlik, yöneticilik, antranörlük, koçluk, patronluk gibi meslekleri düşünebilirler. İyi bir satışçı, reklamcı, mümessil, avukat olabilirler. Kendilerine ve yeteneklerine güvenen, maceracı, risk almayı seven, hırslı ve inatçı kişilerdir. Güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilirler; güçlü yönlerine etkili kullanırken, güçsüzlüklerini de kontrol altında tutabilirler.

Uyumluluk boyutuyla benzerlik taşıdıkları düşünülse de en büyük fark uyumluluk boyutundaki kişiler için öncelik diğerleridir. Dışadönüklük boyutunda ise birey için öncelik kendisi ve başarısıdır.

Nevrotiklik Boyutu ile Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak

Nevrotiklik boyutundaki bireylerde kaygı, korku, umutsuzluk ve karamsarlık baskındır. Nevrotiklik yönü gelişmiş olan bireylerde özdenetim zayıftır. Kolay kırılan, küsen, motivasyonunu kaybeden kişilerdir. Sık iş değiştirme, bir işin sonunu getirememe davranışı sık görülür. Bu kişilerin motivasyonunu sağlamak oldukça zordur. Olumlu ve olumsuz duyguları çok iç içe yaşarlar. Bir an mutluyken bir an çok üzgün ya da kızgın olabilirler.

Bu kişilerde özgüven eksiktir, öz değer düşüktür. Kendilerini değersiz ve önemsiz hissederler. Eleştirilmekten, göz önünde olmaktan rahatsızlık duyarlar. Risk ya da sorumluluk almaları gereken konularda stres yaşarlar. Bu nedenle sınırları ve kuralları belirli olan işlerde çalışmak isterler. Ekip çalışmasına, sosyal çalışma ortamlarına dahil olmak istemezler. İnsiyatif almayı gerektirmeyen işlerde çalışmak onlar için çok daha uygun olacaktır.

Gelişime Açıklık Boyutu ile Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak

Gelişime açık olan bireyler yeni deneyimlere açıktırlar. Çeşitliliğe, yaratıcılığa ve hayal gücüne önem verirler. Sanat ve güzelliğe karşı duyarlıdırlar. Bu bireylerin yaratıcı yönleri güçlüdür, özgün çalışmalar yapabilirler. Yeni şeyler keşfetmeye istekli ve cesaretlidirler. Hoşgörülüdürler, farklılıklara saygı duyarlar. Estetiğe önem verirler. Hayal dünyaları geniştir. Bağımsız ve özgür ruhludurlar. Kısıtlanmaktan, tek düze işlerle ilgilenmekten hoşlanmazlar.

Yaratıcılığın, yeniliğin ya da estetiğin yer almadığı işlerde ve çalışma alanlarında mutlu olamazlar. Moda, müzik, sanat dallarına yönelebilirler. Yaratıcı yazarlık, drama, şiir, öykü yazarlığı yapabilirler. Tiyatro gibi sahne sanatlarına yönelebilirler. Hak ve özgürlükler için mücadele edebilir, bu yöndeki çalışmalara öncülük edebilirler.

Mutlu ve başarılı olabilecekleri çevresel koşullar yaratıcılığı destekleyen ve yaratıcı ürünler çıkarılabilecek ortamlardır.  Yaratıcı ortam, rahat, açık, kişisel ifadeyi ve yaratıcılığı teşvik eden özgür ortamdır. Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak için fotoğrafçılık, oyunculuk, yönetmenlik, grafik tasarımcılığı gibi mesleklere de yönelebilirler.

Ruh halleri değişkendir, çok mutlu bir anlarında duygulanabilir, hiç beklenmedik olay ve durumlarda ilham bulabilirler. Karşılaştıkları problemleri artistik becerilerini kullanmaya çalışarak çözmeye çalışırlar. Sezgilerine güvenirler, kurallara uymaktan, sınırlandırılmaktan hoşlanmazlar. Ressam, sanatçı, dekoratör, moda tasarımcısı ve mimarlık gibi meslekleri tercih edebilirler.  Mekanik işlerle meşgul olmalarını gerektiren ya da kurallı çalışma ortamlarında bulunmak onlar için uygun değildir.

Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak için Kariyer Danışmanlığı Alabilirsiniz

Aba psikoloji olarak kariyer gelişiminizi önemsiyoruz. Kariyere bilinçli yön vermek sadece mesleki doyum elde etmek için gerekli değildir. Mesleğinizde elde edeceğiniz başarı ve mutluluk sayesinde hayatınızın her alanına mutluluğunuzu taşıyabilirsiniz. Biz Aba ailesi olarak bireylerin kendilerini ve yeteneklerini keşfetmesine destek oluyoruz.

Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz. Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak için bizimle iletişime geçebilir, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı hizmetimizi alabilirsiniz.

Read More

Başarılı bir kariyer inşa edebilmek için çocukluktan itibaren problem çözme becerisi geliştirebilmek gerekiyor. Her bireyin hayatında sosyal ilişkilerin başlamasıyla beraber problemlerde başlangıç gösteriyor. Bu nedenle iletişime girmek, iletişimi sürdürmek gibi sosyal becerilerle birlikte karşılaşılabilecek sorunlara karşı problem çözme becerilerini de geliştirmek gerekiyor.

İnsan sosyal bir canlı dolayısıyla yaşamın ilk yıllarından itibaren sosyal ilişkiler kurulmaya başlıyor. Bu da beraberinde problemleri getiriyor. Bireyin yetişkin hayatta problemlerini sağlıklı şekilde çözebilmesi için çocukluktan itibaren problem çözme becerisi geliştirmesi gerekiyor.

Problem Çözme Becerisi Nedir?

Problem çözme becerisi, problem üzerine düşünebilme, ne ve nasıl yapılacağına karar verebilme, kaynakları kullanabilme ve bu yolla çözüme ulaşma becerisidir. Bir problemi çözebilmek için önce problemin ne olduğunun tanımlanması gerekir. Sonrasında probleme ve çözümüne ilişkin bilgilerin toplanması gerekir. Ardından uygun çözüm yolunun uygulamaya konulması ve sonucun değerlendirilmesi gerekir.

Tüm bunları yapabilmek için bireyin birtakım becerilere sahip olması gerekmektedir. Bu becerilerden en önemlileri; eleştirel düşünebilme, planlama ve organize edebilme, planı gözden geçirme ve değerlendirmedir.

Problem çözme becerilerinin kazanımı erken çocukluk yaşlarına dayanmaktadır. Çalışmalar 4 yaş itibariyle çocukların etkin problem çözme becerileri kazanabildiğini göstermektedir. Bu nedenle problemle çözme becerisi kazanımında ailenin rolü oldukça büyüktür. Ebeveyn tutumları, ebeveynin problem çözme modeli çocuğun beceri ediniminde olumlu ya da olumsuz etki edecektir.

Çocuğun başarılı bir kariyer geliştirebilmesi için aile çocuğun problemlerini çözmemeli, çözüm için sadece rol model olmalıdır. Aksi halde çocuğun problem çözme becerisi problemi aileye taşımaktan öteye geçmeyecektir. Böyle bir durumda çocuğun ailesinden uzakta bireyselleşmesi ve sosyalleşmesi mümkün olmayacaktır.

Ailenin gölgesinden ve korumasından uzaklaşamayan çocuk yapıcı problem çözme becerisi geliştiremeyecektir. Başarılı bir kariyer için ailenin gölgesinde kalmış bir bireyin kendini gösterebilmesi ve kariyerinde ilerlemesi çok mümkün olmayacaktır.

Çocuğunuzun Problemlerini Onun Adına Çözmek Yerine Ona Problem Çözme Becerisi Kazandırabilirsiniz

  • Çocuğunuzu bir sorun anında mutlaka dinleyin ve onun ihtiyaçlarını, isteklerini anlamaya çalışın
  • Çocuğunuza onu anladığınızı belirtin, onun düşüncelerini özetleyerek doğru anlayıp anlamadığınızı ona gösterin.
  • Çocuğunuzun duygularını isimlendirebilir, duyu organları, renkler, uzuvlar gibi duyguların da isimleri olduğunu ona anlatabilirsiniz. Duyguların sözlü ifadesini çocuğunuza öğretmeniz onun da duygularını tanımasını kolaylaştıracaktır.
  • Çocuğunuzun yaşadığı probleme yönelik kendi düşüncelerinizi onunla paylaşabilirsiniz. Bu sayede problem çözme becerisi kazandırırken kendi yöntemlerinizden de örnekler sunmuş olursunuz.
  • Çocuğunuzla beraber beyin fırtınası yaparak çözümler bulmaya çalışabilirsiniz. Burada ona çözüm yolu bulmak için derinlemesine düşünmeyi öğretmelisiniz. Fikirleri sizin vermeniz yerine onun bulmasını teşvik etmelisiniz. Basit ya da saçma önerileri olabilir. Onu eleştirmeden her önerisini değerlendirmelisiniz. Uygulanabilir hale getirmek için fikrini geliştirmesine yardım edebilir ya da olumsuz bir seçenek varsa nedenlerini paylaşabilirsiniz.
  • Çocuğunuza problemi ifade edebilmesi için ya da çözüm yolu bulabilmesi için düşünmeye sevk edecek açık uçlu sorular sorabilirsiniz.
  • Ne oldu? Böyle olunca sen ne hissettin? Peki sence o ne hissetmiş olabilir? Sen onun yerinde olsaydın böyle bir durumda ne hissederdin? Senin başına böyle bir şey gelmiş olsaydı sana ne yapılmasını isterdin? Böyle olmasaydı farklı olarak ne yapabilirdin? Gibi.
  • Bulduğunuz fikirleri not ederek kendi içerisinde uygulanabilirliğine göre bir sıralama yapabilirsiniz.
  • Listeyi baştan sona gözden geçirerek çocuğunuzun kendisi için en uygun alternatifi seçmesine eşlik edebilirsiniz.
  • Çocuğunuzla beraber kitap okuyabilir ya da film izleyebilirsiniz. Kitaptaki ya da filmdeki karakterler üzerinden beyin fırtınası yapabilirsiniz. Sence bu problemi çözmek için ne yapabilir? Sen böyle bir sorun yaşasan ne yapardın? Bu problem karşısında o ne hissetmiş olabilir? Ne olursa o daha mutlu olabilir?

Başarılı Bir Kariyer için Ona Balık Tutmayı Öğretin

Çocuğunuz başarılı bir kariyer geliştirmesini istiyorsanız onun için balık tutmak yerine ona balık tutmayı öğretmelisiniz. Böylece çocuğunuzun problemini çözmek yerine ona çözüme yönelik düşünmeyi ve uygulamaya geçmeyi öğretmiş olacaksınız. Problem çözme becerisi kazandırmak için bu çok daha sağlıklı bir yöntem olacaktır.

Çocuğunuzun duygu, düşünce ve fikirlerini dinlemeniz, ona zaman ayırmanız benlik gelişimi için önemlidir. Kaç yaşında olursa olsun çocuğunuza sofrada yer açmanız ve aile içi sohbetlerde ona da söz vermeniz gerekir. Dinlenen, fikirlerine saygı gösterilen, kendisine zaman ayırılan çocuklar çok daha özgüvenli gelişmektedir.

Evde kendini değerli hisseden çocuk sosyal yaşam içerisinde de bu değeri sürdürmek istemektedir. Dolayısıyla daha kaliteli arkadaşlık ilişkileri geliştirmekte ilgi ve sevgi görmek için zararlı ilişkilere girişmemektedir.

Başarılı Bir Kariyer İçin Problem Çözme Becerisi Geliştirmeye Destek Olan Ebeveyn Tutumu Hangisidir?

Anne babaların ebeveyn tutumları da problem çözme becerilerinin gelişimine etki etmektedir. Baskıcı otoriter ebeveyn modelinde çocukların duygu, düşünce ve problemlerine yeterince önem verilmemektedir. Bu aile modelinde ebeveyn güç gösterisi ile çocuğu bastırabilmektedir. Ceza, sözlü ya da fiziksel şiddet uygulanabilmekte ya da çocuğun duygu ve düşünceleri göz ardı edilmektedir.

Aşırı korumacı ebeveynler çocuğun bireyselleşmesine müsaade edememekte ve çocuğun problemlerini onun adına çözme eğilimindedirler. Tutarsız aileler çocuğun problemlerine bir kez aşırı ilgiliyse başka bir sefer ilgisiz kalabilmektedir. Bu belirsizlik çocuğun ailesiyle beraber kendi girişimlerine de güven duymamasına neden olmaktadır.

Aşırı hoşgörülü ve çocuk merkezli bireylerde ise aile çocuğa rol model olmak yerine çocuğun olumlu olumsuz tüm problem çözme becerilerini desteklemektedir. Bu durumda da çocuğun yapıcı problem çözme becerisi kazanabilmesi mümkün olmamaktadır.

En sağlıklı ebeveyn tutumu Demokratik, Destekleyici ve Hoşgörülü ebeveyn tutumudur. Bu ebeveyn modelinde bireyin duygu, düşünce ve fikirlerine saygı duyulur. Evde çocuğun da söz hakkı vardır. Fikirler küçümsenmez ya da reddedilmez. Her fikre saygı duyulur ve fikirlerin olumlu olumsuz yönleri değerlendirilir. Aile çocuğun hatalarını cezalandırmaz, ders almasına ve tekrar etmemesine rehberlik eder. Böyle bir aile ortamında yetişen çocuk daha özgüvenli olur ve benlik değeri de daha yüksektir.

Başarılı Bir Kariyer İçin Ergenlikte Problem Çözme Becerisi

Ergenlik dönemi problem çözme becerilerinin çok daha önemli hale geldiği zamandır. Bunun nedeni ise ergenlik döneminde bireyin bir yandan fiziksel ve bilişsel olarak değişim ve gelişim yaşarken, başka bir yandan duygusal ve hormonal olarak gelişiyor ve değişiyor olmasıdır. Bunu yanı sıra genç bu dönemde geleceğine hazırlanmak, kariyerini inşa etmek, mesleğini belirlemek zorundadır. Tüm bunlar bireyin duygusal ve zihinsel olarak zorlanmasına neden olmaktadır.

Birey bu dönemde akademik, kişisel ve sosyal problemlerle karşı karşıya kalabilmektedir. Dolayısıyla gencin problemlerin üstesinden gelebilmesi ve problemleri etkili bir şekilde çözebilmesi için problem çözme becerisi kazanması önemlidir. Ergenlikte bireyin problem çözme becerisi geliştirebilmesi için tıpkı çocuklukta olduğu gibi aileye ihtiyacı olacaktır. Ergenlik dönemi aynı zamanda yetişkinliğin bir ön provasıdır. Dolayısıyla ailenin yetişkinlik rolleriyle ilgili gence rol model olması gerekir.

Çocuklukta verilen destek bu kez yetişkin problem çözme becerisine adapte edilerek gence sunulmalıdır. Çocuğun yaşı ilerledikçe ebeveyn çocuğunun duygu, düşünce ve kararlarında daha geri planda durmaya çalışmaktadır. Ancak gencin yaşamının bu zorlu döneminde duygusal desteğe ihtiyacı oldukça fazladır. İlgiyi, sevgiyi, güven ve desteği zararlı alışkanlıklarda ve ilişkilerde aramaması için gencin aile ilişkileri her daim güçlü olmalıdır.

Aile gencin problemleri karşısında seçtiği çözüm yollarını müdahale etmeden gözlemlemelidir. Seçimlerinin getirdiği doğal sonuçları yaşamasına ve bu yaşantılardan tecrübe kazanmasına müsaade edilmelidir. Genç böylece olumluların yanında olumsuz sonuçları da görebilecektir. Bu tecrübeler genci olgunlaştıracak ve sorunlara sağlıklı çözüm üretme becerisini geliştirecektir.

Her bireyin başarılı bir kariyer geliştirmek için problem çözme becerisi kazanması gerekir. Bu konuda zorlanıyor veya kendinizi geliştirmek istiyorsanız profesyonel destek alabilir kendinize ve kariyerinize yatırım yapabilirsiniz.

Read More

Günümüzde iyi bir kariyer gelişimi elde etmek neredeyse her çocuğun hayali. Ailelerse bu hayalin gerçekleşmesi için ellerinden gelen her imkanı seferber eden maddi-manevi destekçiler. Ancak hayalleri hedefe hedefleri de gerçeğe çevirmek o kadar kolay değil. İyi bir planlama, öz denetim ve keyfi öteleyebilme becerisi gerektiriyor. Çocuklar eğitim hayatlarından başlayarak, akademik ve mesleki hayatları içerisinde ancak bu koşulları sağladığında başarısızlığa meydan okuyabiliyor.

İyi bir planlama becerisi; bireyin karakteriyle, ilgi ve yetenekleriyle uyumlu, potansiyeliyle örtüşen, erişilebilir hedefler planlayabilmektir. Öz denetim; hedefe ulaşmak için yapılan planlara sadık kalabilmek ve gerekli performansı sergileyebilmektir. Yani öz denetim, zamanı verimli yönetmek, duygu, davranış ve düşünsel olarak otokontrol geliştirebilmektir. Keyfi öteleyebilme ise bireyin hedeflerine ulaşmasında blokaj görevi görecek tüm dikkat dağıtıcılara karşı koyabilme becerisidir. Kısaca amaca hizmet etmeyen her şeye “hayır” diyebilme yetisidir.

Yazımızın devamında iyi bir kariyer gelişimi için keyfi öteleyebilen, özdenetim sahibi bireylerin nasıl başarısızlığa meydan okuduğunu anlatacağız. Anlatımımızda keyfi öteleme testi olarak bilinen marshmallow testinden de bahsedeceğiz.

Stanford Üniversitesi Marshmallow Testi ile Özdenetim Üzerine Bir Çalışma Yapıyor

Psikoloji tarihinin çok bilinen testlerinden biri olan Marsmallow diğer adıyla Zevki Erteleme Testi çocukların özdenetim becerilerini ölçüyor. Teste tabi tutulan çocukların ergenlik ve yetişkinlik yıllarında da benzer beceriler göstereceği öne sürülüyor. Bu teste göre bireylerin özdenetim becerisi küçük yaşlardan itibaren gelişiyor. Bu da bize iyi bir kariyer gelişimi isteyen bireylerin özdenetim gelişimi için erken yaşlardan itibaren farkındalık geliştirilmesi gerektiğini düşündürüyor. Test, Walter Mischel tarafından 1970 yılında Stanford Üniversitesi içindeki bir anaokulunda gerçekleşiyor. Test katılımcıları bu okuldaki 4-6 yaş arasındaki çocuklar oluyor. Mischel, çocukların birbirlerinden farklı özdenetime ve duygu kontrolüne nasıl sahip olabildiğini merak ediyor. Bilgi toplayabilmek ve gözlem yapabilmek için testi geliştiriyor ve uyguluyor.

Deneyde Mischel ve ekibi her çocuğu ayrı ayrı özel odalara alıyorlar. Çocuklar bu özel odalarda bir sandalyeye oturuyor. Her çocuğun önündeki masaya birer marsmallow (yumuşak şekerleme) bırakılıyor. Odadan çıkmadan önce çocuklara “bunu istersen şimdi yiyebilirsin. İstersen de benim geri gelmemi bekler ve bir tane daha kazanırsın.” Deniyor. Çocuklar bir süre odada yalnız bırakılıyor. Test sonucunda zevki öteleyebilen çocuklar bir tane daha kazanmak için bekliyor ve marshmallow yemiyor. Zevki öteleyemeyen çocuklar ise deneyi yapan kişinin gelmesini beklemeden şekeri yiyor.

Çocuklukta Yapılan Test Sonuçları ile Üniversite Sınav Sonuçları Karşılaştırılıyor

Teste katılan çocukların takibi testten sonra da devam ediyor. Ailelerle düzenli görüşmeler yapılarak çocuklarla ilgili bilgi toplanıyor. Çocuklar 18 yaşına gelip SAT (Amerika da üniversiteye kabul için gerekli olan sınav) sınavına giriyor. Çocukların sınav sonuçları ile test sonuçları karşılaştırılıyor. Çocukluğunda zevki erteleyebilen çocuklar iyi bir kariyer gelişimi için çok daha iyi ön hazırlık yapıyor. Bu çocuklar sınavdan zevki erteleyemeyenlere göre daha başarılı çıkıyor. Yıllar içerisinde test daha fazla katılımcı ile tekrar tekrar deneniyor. Sonuçta başarı üzerinde özdenetim dışında da etki eden faktörlerin olduğu bulunuyor.

Yapılan tüm çalışmaların değerlendirilmesi sonucunda zevki öteleyebilen çocukların bazı ortak özelliklerinin olduğu bulunuyor. Zevki öteleyebilen çocuklar diğerlerine göre daha uzun dikkat süresine sahipler. Öz yeterlilik daha yüksek ve daha özgüvenliler. Kendi kararlarını alabilen ve sorumluluk bilinci daha yüksek bireyler. Zevki öteleyemeyen çocuklara kıyasla riskli davranışlara ve zararlı alışkanlıklara daha az meyilliler. Ayrıca bu bireylerin stresle başa çıkma ve problem çözme becerileri daha iyi gelişmiş. Okul ve akademik hayat içerisinde de daha başarılı bireyler.

Marshmallow Testinde Çocuklar Neden Farklı Seçimler Yapıyor?

Çocukların test içerisinde farklı tercihlerde bulunmasına etki eden birden fazla faktör bulunmaktadır. Bu farklılıklar iyi bir kariyer gelişimi için yeterince emek vermeyen çocuklar için de benzerdir. En başta ebeveyn tutumları zevki erteleyemeyen çocukların tercihlerinde etki etmektedir. Tutarsız ebeveyn tutumu sergileyen ailelerde çocuklar fazladan bir tane daha şekerleme geleceğine inanmamaktadır. Çünkü ailelerinde verilen sözlerin tutulmadığını öğrenmişlerdir. Bu ailelerde çocukların fiziksel, duygusal, bilişsel ihtiyaçları düzenli olarak zamanında ve yeterli şekilde karşılanmamaktadır. Bu da ailelerinin güvenilmez olduğunu, ihtiyaçlara zamanında cevap vermediklerini, verilen sözlere itaat etmediklerini öğrenmelerini sağlamıştır.

Çocukların aileyi yönettiği müsamahakar ebeveyn tutumunda ise çocuk istediğini istediği zaman elde edebiliyor. Bu yüzden testte verilen fazladan bir şekerlemenin önemi yoktur. Bu çocukları sözel ya da sıradan ödüllerle tatmin etmek çokta mümkün değil. Çoğunlukla geç yaşlarda çocuk sahibi olan, zorlu süreçler sonrasında ebeveyn olabilen ailelerde bu tutum görülüyor. Çocuk adeta ilahlaştırılıyor ve “yeter ki mutlu olsun, ondan başka neyimiz var.” Düşüncesi abartılı şekilde çocuğa aktarılıyor. Bu aile içerisinde çocuk kozlarını çok iyi öğreniyor ve neyi nasıl elde edebileceğini biliyor. Dolayısıyla bu tutumla yetişen bir çocuk işin marshmallow değeri olmayan bir ödül halini alıyor.

Bunun sonucunda her istediği yapılan, neden-sonuç ilişkisi anlatılmayan, problemlerle karşılaşmasına müsaade edilmeyen çocuklar yetişiyor. Çocuklar aile içerisinde gerçek hayatı prova edemiyor. Sağlıklı rol modeller görmüyor ve kendini hayata hazırlayamıyor. Başarmak için herhangi bir gayesi yok. Çünkü o elde edemese bile ailesinin onun için elde edeceğine inanıyor. Bu çocuklar çoğunlukla iyi bir kariyer gelişimi için ailelerinin kendilerine sunacağı imkanlara güveniyor. Bir kısmı ise başarıya neden ihtiyacı olacağına anlam yükleyemiyorlar.

Çocukların doğuştan gelen mizaç özellikleri, içine doğdukları çevre ve koşullar da özdenetim üzerinde etkili. Ayrıca ailelerin erken yaşlardan itibaren çocuklara sorumluluk vermesi, seçenekler içerisinden kendi seçimini yapmasına fırsat tanınması da özdenetime etki ediyor.

Çok Yönlü Yetişen Çocuklar Baskı Altında Zihni Meşgul Ederek Başarısızlığa Meydan Okuyor

Bir diğer önemli etken ise zevki öteleyebilen çocukların beklemeleri gereken süre içerisinde kendilerini oyalayabilecek farklı şeyler bulmuş olmaları. Zevki öteleyemeyen çocuklar ise etraflarında farklı uyaranlar olmasına rağmen sadece marshmallowa yoğunlaşıyor. Bu da bize çocukların farklı ilgi ve beceri alanlarına yatırım yapılmasının dikkat dağıtıcılarla başa çıkmalarına destek olduğunu gösteriyor. İyi bir kariyer gelişimi için çocuğun çok yönlü geliştirilmesi gerekiyor. Çocuğun çok yönlü olması stres, kaygı ya da zorlanım durumlarında otokontrol kullanmasını kolaylaştırıyor. Bu çocuklar davranış, duygu ve düşüncelerini kontrol edebilmek için baskı altındayken zihinlerini meşgul ediyorlar.

Örneğin; sınav anında bir soruda takılan ve zorlandığı için “başarısız olacağım” düşüncesine kapılan bir çocuğu ele alalım. Bu çocuk başarısızlık düşüncesini fark ettiği anda o düşünceyi sürdürerek performansını etkilemesine izin vermiyor. Zihnini daha kolay yapabileceği farklı bir soruya yönelerek meşgul ediyor. “Yapabilirim, yeterince çalıştım, sadece zorlandığım bir soru. Zamanımı verimli kullanırsam bu soruyla ilgilenmek için tekrar geri dönebilirim.”

Peki İyi Bir Kariyer Gelişimi İçin Özdenetim Becerisi Başarıya Nasıl Etki Ediyor?

Marshmallow testi ile daha fazla keyif verecek şeyleri elde edebilmek için anlık keyiflerin ötelenebileceğini gördük. İyi bir kariyer gelişimi hedefleyen bireylerde de hedef daha başarılı olabilmek için anlık keyfi öteleyebilir hale gelmek olmalıdır. Özdenetim sahibi bireyler programlarına sadık kalmaya çalışırlar. Telefon, tablet, televizyon ya da sosyal medya anlık keyif verebilir. İşimizin arasında kolayca dikkatimizi dağıtabilir. Masum sandığımız bu küçük kaçamaklar ise gözden kaçan bir şekilde büyük zamanımızı alıp götürür. Zihin, verimsiz şekilde yorulur. Özellikle sosyal medya, internet ve televizyon kullanımının sıklığı maruz kalınan uyaran fazlalığı nedeniyle dikkat süremizi kısaltır.

Yazılı, renksiz, resimsiz metinleri okumak sıkıcı hale gelir. Üstelik kendimizi vermeye çalışsak da defalarca okumamıza rağmen okuduklarımızı hatırlamakta zorluk yaşarız. Sıkılmak çabuk pes etmeyi beraberinde getirir. Pes etmek ise zamanla olumlu alışkanlıklarımızın sönmesine ve keyif veren davranışlarımızın sıklığının artmasına neden olur. Özdenetimi olan bireyler ise keyfi ihtiyaçlar ile sorumluluklar arasındaki dengeyi kolayca kurabilir.

İyi bir kariyer gelişimi hedefleyen bireylerin keyfi ihtiyaçlarını nasıl ötelediğine birkaç örnek verelim. “Şu an yetiştirmen gereken bir rapor var, önce bunu tamamlamalı sonrasında sosyal medyaya göz atmalıyım.”, “Bu yıl önemli bir sınava hazırlanıyorum. Bilgisayar oyunu oynamak çok keyifli ama zamanımı verimsiz geçiriyorum.”, “Arkadaşlarımla konuşmaktan çok keyif alıyorum. Ancak şu an ödevimi yapmak önceliğim olmalı. Ödevimi bitirdikten sonra onlarla daha rahat bir şekilde konuşabilirim.”, “Kitap okumak yerine, karikatür dergilerine bakmak daha keyifli. Ancak sınavda uzun paragraf soruları olacak. Okuma hızımı artırmak ve okuduğumu anlamak için daha çok kitap okumalıyım. Sınav sonrası karikatürler için çok vaktim olacak.” Örnekleri dilediğiniz gibi uzatabilirsiniz.

Peki İyi Bir Kariyer Gelişimi İçin Nasıl Özdenetim Geliştirebilirim?

Hepimizin zaman ayırmaktan keyif aldığı etkinlikleri, ilgi alanları vardır. Kimisi için bu resim, spor, el işi yapmak, bir başkası için sevdikleriyle sosyalleşmek vb. olabilir. Yine aynı şekilde hepimizin hayalleri ve gerçekleşmesi için çabaladığı hedefleri vardır. Hedeflerini gerçekleştiren insanların arkasında büyük bir destek olduğunu, çok iyi imkanlara sahip olduğunu düşünürüz çoğunlukla. Oysa gerçek başarı hikayelerini okuduğumuzda başarılı bireylerin şansı aramadığını kendi şansını yarattığını görürüz. Başarılı insanların iyi bir kariyer gelişimi için diğerlerinden farklı olarak anlık keyifleri öteleyebildiğini görürüz. Bu demek değil ki başarılı olmak için hayatımıza keyif katan tüm ilgilerimizden vazgeçeceğiz. Hayır elbette ki vazgeçmeyeceğiz.

İlgi alanlarımız, sosyal hayatımız ve bizi mutlu eden diğer her şey hayatımıza renk katan kazanımlarımız. Ancak hayatımızda denge kurabilmemiz başarı elde edebilmek için oldukça önemli. Bugün yapacağınız doğru kariyer planı ve bu plana göstereceğiniz sadakat geleceğinize bambaşka bir yol verecek. Çalışma saatlerinizi verimli planlamanız, çalışma ve mola sürelerine sadık kalmanız ve çalışma anlarınızda dikkat dağıtıcılardan uzak durmanız başarısızlıkla mücadeleyi kolaylaştıracak. Üstelik istediğiniz an elde edebildiğiniz, zaman ayırabildiğiniz keyif ögelerinin sizdeki değeri zamanla azalıyor ve alışkanlığa dönüşüyor. Oysa sorumluluklarınızla, keyfi uğraşlarınız arasında denge kurduğunuzda onlarla geçirdiğiniz zaman çok daha değerli hale geliyor.

İyi Bir Kariyer Gelişimi İçin Stratejik Yetenek Yönetimi İle Kariyerinizi Planlayabilirsiniz

İyi bir kariyer gelişimi için keyfi ötelemekte ve özdenetim kurmakta zorlanıyor olabilirsiniz. Zamanınızı yönetemediğinizi ve sorumluluklarınızı aksattığınızı fark ediyor ya da bu konuda geribildirim alıyor olabilirsiniz. Değişim için asla geç değil. Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı alabilir, kariyeriniz için hayatınızın her döneminde planlama yapabilirsiniz. Aba Psikoloji olarak kariyer gelişimini önemsiyoruz. Uygulamalarımızla sizin için en iyi kariyer planını oluşturuyor ve başarılı bir kariyer için danışmanlık veriyoruz. Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Geliştirilmesi Gereken Beceriler ve Sınava Hazırlanırken Dikkati Toparlamak İçin Yardımcı Teknikler yazılarımız da sizin için yararlı olabilir.

Read More

Kariyerinizde başarılı olmak için rakiplerinizden daha fazla mesleki bilgi ve tecrübe sahibi olmanız gerektiğini düşünebilirsiniz. Ancak kariyerinizde fark yaratmak ve başarılı olmak için mesleki bilginin dışında duygusal zeka gereklidir. Araştırmalar mantıksal zeka düzeyini (IQ) destekleyen duygusal zeka (EQ) düzeyi artıkça bireylerin başarılarının artığını desteklemektedir. Bu öngörü tüm meslekler için geçerli olmasa da insanla birebir etkileşimin gerektiği işlerde başarıyı etkileyen bir faktör haline gelmektedir. Hizmet, sağlık ve eğitim sektörü, öğretmenlik, liderlik, reklam ve pazarlama gibi çalışma alanlarında duygusal zekanın etkisinin belirgin hale geldiğini söyleyebiliriz.

Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Duygusal Zeka Nedir Öğrenelim

Shelton Skelton “Oğlum, bütün hayatını kolların ve ayakların belirlemeyecek. Hayatına asıl yön verecek olan beynin ve kalbindir. Bir şeyi gerçekten istiyorsan, bütün engelleri yenip ona ulaşabilirsin.” Sözüyle başarının tek ölçütünün mantıksal zeka olmadığını, mantıksal ve duygusal zekanın birbirini bütünlediğini söylüyor.

Goleman, 1995 yılında yayınlanan kitabında Duygusal zekaya yönelik yaptığım tanım ile Shelton Skelton’un sözleri birbirini destekliyor. Duygusal zeka; kişinin kendi duygularını anlaması, başkalarının duygularına empati geliştirmesi, ve kendi duygularını yaşamı zenginleştirecek biçimde düzenleyebilme becerisidir. Goleman ayrıca duygusal zekanın hislerin ne olduğunu bilmek ve hisleri kullanarak iyi kararlar verebilmek olduğunu söylüyor. Ayrıca başarılı olmak için IQ’nun önemi büyük olsa da duygusal zeka IQ’nun tamamlayıcısı ve güçlendiricisi rolünü üstleniyor. En basit anlatımıyla duyguların akılcı kullanılması anlamına geliyor.

Yüksek Duygusal Zeka Gelişmiş Kişisel ve Sosyal Yetkinliklere Sahip Olmayı Gerektirir

Kariyerinizde başarılı olmak için ayrıca duygusal zeka sahibi bireylerin sahip olduğu “kişisel yetkinlik” ve “sosyal yetkinlik” becerisine sahip olmalısınız. Warren Bennis “Kendinizi tanıyıp ifade etmek onu inkar etmekten çok daha kolaydır ve başarırsanız liderlikle ödüllendirilirsiniz.” diyor ve Albert Einstein “Coşku, zekadan daha önemlidir.” Diyerek duygularımız üzerinde etkili olan kişisel yetkinliklere vurgu yapıyor.

Kişisel yetkinlik ise bireyin kendi duygularını, güçlü ve zayıf yönlerini, sınırlarını bilmesi ve anlaması anlamına geliyor. Kişisel yetkinlik sahibi bireyler kendi kapasitelerini bildikleri için altından kalkamayacakları işlere girişmiyorlar. Giriştikleri işlerde ne kadar risk almaları gerektiğini ya da nerede yardıma gereksinim duyabileceklerini biliyorlar. Bu da onların başarılı yatırımlar yapmasını ve zararı ön gördüklerinde erken önlem alabilmesini sağlıyor. Kişisel yetkinlik sahibi bireyler, özgüvene de sahiptirler; bu anlamda kendilerine yöneltilen eleştirileri tehdit olarak değil, kendilerini geliştirme fırsatı olarak görürler.

Mark Kay “Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir.” Diyor ve Leonardo da Vinci “Engeller beni durduramaz, her bir engel kararlılığımı daha da güçlendirir.” Diyerek kişisel yetkinlik sahibi bireylerin duygu kontrollerinin yapıcı önemine adeta destek veriyor. Kişisel yetkinlik sahibi bireyler sahip oldukları olumlu ya da olumsuz duyguları yönetmeyi bilirler ve duygularını faydaya çevirirler. Bu yönü sayesinde duygusal zeka düzeyi yüksek biri başarısızlıkla karşılaştığında mantıklı ve soğukkanlı davranıp yapıcı çözümler üretebilir. Fiziksel, ekonomik, teknolojik ya da yönetimsel değişiklikler karşısında önyargısız durabilir ve kendini yeni duruma kısa sürede adapte edebilir.

Dolayısıyla Kariyerinizde başarılı olmak için kişisel ve sosyal yetkinliklerinizi geliştirmeye odaklanmanız gerekiyor. Sosyal yetkinlikler kişinin kendi duyguları üzerinde olduğu kadar karşısındakinin duygularını anlamada da yetkin hale gelmesini gerektiriyor. Sosyal yetkinliği olan bireyler başkalarının fikir ve duygularını anlıyor, tavırlarını onların ruhsal durumlarına göre düzenliyorlar. Özellikle ekip olarak çalışmayı gerektiren ya da açık ofis çalışılan iş alanlarında bu yetkinlik grup için değerli hale geliyor.

Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Duygusal Zeka Hakkında Daha Çok Bilgi Edinebilirsiniz

Duygusal zeka oluşumu kalıtımsal olduğu kadar çevresel faktörlerle de ilgilidir. Her birey dünyaya belli mizaç özellikleri ile gelir. Bu mizaç özelliklere öncelikle anne ve babanın sonrasında ise sosyal çevre içerisindeki diğer kişilerin verdiği ilgi ve tepkilere göre şekillenir. Bu çocuğun duygusal zeka gelişimidir. Yaşamın ilk yıllarından itibaren çevremizdeki diğerlerine duygusal mesajlar gönderir ve karşılığında duygusal cevaplar alırız. Bu mesajlara gelen duygusal cevapların üst üste tekrarı çocukların duygusal yapısını ve davranışlarını belirler. Çevreden gelen tepkiler ve mesajlarla oluşan beyindeki bağlantılar çocuğun geleceğini kalıcı olarak etkiler.

Kariyerinizde başarılı olmak için iyi bir duygusal çocukluk temeline sahip olmanız gerekir. İstenmeyen davranışa ailenin hoşgörülü ve cezadan uzak, sebep-sonuç ilişkisini anlatarak vereceği yapıcı tepki çocuğun özgüvenini geliştirecek, hatalarından ders almayı öğretecektir. Hataları nedeniyle cezalandırılan bir çocuk ise ceza almaktan korku duyacaktır. Hata yaparım endişesi ile girişimde bulunmayacak ve belki de hatalarını gizlemeye, örtbas etmeye çalışacaktır. Böyle olumsuz bir senaryoda duygusal zeka gelişmeyecek bireyin önceliği çok daha yaşamsal olan kendini koruma ihtiyacını gidermek olacaktır. Anne baba ve çocuklar arasında kurulan sıcak, güvenli ve kuvvetli bağ ile çocuklar duygularıyla baş edebilmeyi öğrenecektir.

Çocuklarının duygularını önemsemeyen ve duygusal ihtiyaçlarına karşılık vermeyen anne ve babalar, onların duygusal zekalarının yanı sıra zihinsel gelişmelerine engel olurlar. Aileleri tarafından önem verilmemiş, hayatlarına ilgi gösterilmemiş, sürekli eleştiriye maruz kalmış, anlaşılmamış ve ağır cezalar verilmiş çocuklarda duygusal zeka gelişmez. Aile içinde duygusal ihtiyaçlarına karşılık verilen, duyguları eleştiriye maruz kalmadan dinlenen çocuklar anne ve babalarına güven duyacaktır. Bu çocuklar duygu ve düşüncelerini daha kolay ifade edebilecek, kendilerini değerli hissedecek ve sevgi kazanmak için mükemmel olma ihtiyacı duymayacaktır.

Kariyerinizde başarılı olmak için erken yaşlardan itibaren sorumluluk almayı ve karar verebilmeyi öğrenmiş olmanız önemlidir. Yaşlarıyla uyumlu şekilde sorumluluk verilen ve kendisiyle ilgili konularda karar vermeye teşvik edilen çocuklarda zeka gelişimi daha iyidir. Kendilerini tanıyan çocuklar insanlarla olan ilişkilerinde kendilerini ifade edebilirler ve başkaları tarafından anlaşılmaları da kolay olur.

Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Duygusal Zeka Becerilerinizi Geliştirebilirsiniz

Duygusal zekanın artırılması doğuştan gelen özelliklere ve bu özelliklere çevrenin verdiği duygusal ve fiziksel mesajlara bağlı olsa da sonradan geliştirilebilir. Duygusal zekanın gelişmesinde anne baba ile kurulan güvenli ilişki, kullanılan ebeveyn stili, aile ortamı ve anne babanın karakteristik özellikleri önemlidir. Bunlar çocukluktan itibaren duygusal zeka için pozitif ya da negatif temel oluşturur. Anne babanın kendi duygularının farkında olması, empati yeteneği, değerleri, çevresel faktörlere ve olaylara yaklaşımı çocuğun duygusal gelişimi üzerinde etkilidir. Çünkü çocuklar ebeveynlerini model alma eğilimindedirler.

Kariyerinizde başarılı olmak için aşağıdaki adımlara yönelik farkındalık edinmeniz duygusal zeka becerilerinizi geliştirmenizde size destek olacaktır.

Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Önce Duygularınızın Farkına Varın

Duygusal zeka gelişimi için ilk önce bireyin duyguları üzerindeki farkındalığını geliştirmesi gerekir. Gün içerisinde gerek yaşadıklarımız gerek anımsadıklarımız ve karşılaştıklarımızla pek çok duygu yaşarız. Bu duyguların bir kısmı hoşumuza gitmeyen, yüzleşmek istemediğimiz duygular olabilir. Ve onlar üzerine düşünmeyip bastırmayı tercih edebiliriz. Ancak farkında olmadığımız ya da bastırmaya çalıştığımız duygular düşünce ve davranışlarımıza etki ederek verdiğimiz tepkilere yön verebilmektedir. Bu nedenle duygusal zeka gelişimi için bireysel olarak duygularımızın farkına varmamız gerekmektedir.

Duygularınızın Yönünü Belirleyen Düşüncelerinizdir, Düşüncelerinizi Tespit edin

William James “Benim kuşağımın yaptığı en büyük keşiflerden biri, insanın düşüncelerini değiştirerek yaşamını da değiştirebileceği gerçeğini bulmasıdır.” Diyerek düşüncelerin bireyin hayatındaki etkisini vurgulamıştır. Duygularımızın etkisi ile davranış ve tepkilerimizi düzenlediğimizi zannetsek de duygu ve davranışlarımız üzerindeki asıl etki düşüncelerimizin içeriğine aittir.

Örneğin; Öğretmeninin bir ödevle ilgili verdiği geri bildirim sonrası kırıklığa uğrayan bir öğrenciyi ele alalım. Ödevinde hatası olduğu için üzüntü duyuyor ve öğretmenine karşı kırıklık hissediyor olsun. Burada duygumuz üzüntü ve hayal kırıklığı. Ancak buradaki üzüntü ve hayal kırıklığı herkes için geçerli bir duygu değildir. Bir öğrenci için öğretmeninin vereceği geri bildirim gelişimi için değerlendirmesi gereken bir fırsat iken başka bir öğrenci için yıkıcı olabilir. Peki bu iki duygu arasındaki farklılığın nedeni nedir?

Hiç şüphesiz duygularımıza yön veren farkında olduğumuz ya da olmadığımız düşüncelerimizdir. Eğer geribildirim alırken öğrencinin zihninden geçen “öğretmenim ödevimi beğenmedi ve onun gözünde artık kusurlu biriyim” düşüncesi ise strese girecek üzülecektir. “Öğretmenim beni önemsiyor, eksiklerimi bulmamda bana yardım ediyor. Onun rehberliği ile çok daha başarılı olabileceğim” düşüncesi ise yapıcıdır. Böyle düşünen bir öğrenci hem kendisi hem öğretmeniyle ilgili olumlu duygular hissedecektir.

Kariyerinizde başarılı olmak için duygusal zeka becerilerinizi geliştirirken duygular kadar duygulara yön veren düşünceleri de tespit edebilmek gerekir. Duygularınızı fark etmekte ve altında yatan düşünceleri açığa çıkarmakta zorlanabilirsiniz. Bunu psikolojik destek alarak yönetmeniz çok daha kolay olacaktır.

Duygularınızın Etki Ettiği Davranışlarınızı Tespit Edin

Duygularımıza yön veren düşüncelerimizdir dedik. Ancak düşüncelerimizin yol açtığı duygular belli tepkiler vermemize ve davranışta bulunmamıza da neden olur. Bu davranışlar bazen pasifken bazen de eyleme dönük olabilir. Örneğin; öğretmeninden geribildirim alan öğrenci bu geribildirim sonunda kırıklığa uğrayarak ödevlerini yaparken heyecanını kaybedebilir, motivasyonu düşebilir ve ödev yapmayı reddedebilir. Ya da derse katılımı ve öğretmeni ile iletişimi azalabilir. Geribildirimi yapıcı alan öğrenci ise öğretmeninin desteğinden faydalanabilmek için ödevlerine daha çok asılabilir, öğretmenine kendi isteğiyle ödevlerini gösterip danışabilir. Derse katılımı artabilir.

Duygu ve düşüncelerimizin davranışlarımız üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Duygularınızın ve bu duygulara yol açan düşüncelerinizin farkına varmak davranışlarınızı düzenlemenize yardım eder. Duygu, düşünce ve davranışlarınıza odaklanarak yapacağınız öz farkındalık çalışmaları kendinizi geliştirmenize ve olduğunuz gibi kabul etmenize fayda sağlar.

Kariyerinizde Başarılı Olmak İçin Başkalarının Duygularını Fark Edin

Kariyerinizde başarılı olmak için kendi duygularınız üzerinde geçirdiğiniz bu farkındalık sürecini başkaları için de yapmaya çalışın. Objektif olarak çevrenizdeki insanların olaylara verdiği tepkilerin altında yatan nedenleri fark etmeye çalışın. Onlara karşı anlayış gösterin ve duygu, düşüncelerini yargılamadan dinlemeye çalışın. Onları dinlediğinizi, anlamaya çalıştığınızı hissettirin. Sözde değil gerçekten dikkatinizi ve zamanınızı ayırarak ilgi gösterin.

Kendi duygularınız ve başkalarının duyguları için yapacağınız bu farkındalık çalışmalarını tekrarlayın ve pratik yapın. Zamanla duygu, düşünce ve davranışlarınız üzerindeki hakimiyetiniz artacak. Başkalarına karşı empatiniz gelişecektir. Sosyal sorumluluk projelerine katılmak, duygu paylaşım gruplarında yer almak, psikodramaya başlamak ya da psikolojik destek almak da duygusal zeka gelişimi için yapılabilecek çalışmalardır.

Kariyerde elde edilecek başarı yaşamın pek çok alanına etki etmektedir. Aynı şekilde kariyerinizde yaşayacağınız başarısızlıklarda çok boyutlu mutsuzluklara neden olacaktır. Duygusal zeka gelişimi sadece kariyerinizde başarılı olmak için değil kişisel ve sosyal yaşamınızda da başarılı ve mutlu olmak için önemlidir. Duygularınız üzerinde hakimiyetiniz olmadığını hissediyor, ifade etmek ya da kontrol etmekte zorlanıyorsanız bizimle iletişime geçebilir, psikolojik destek alabilirsiniz.

Read More

Meslek seçimi yapmak neredeyse hayatınızın büyük çoğunluğunu kapsayacak çalışma şeklini, gelir kaynağını ve yaşam standardını belirlemektir. Holland’a göre meslek seçimi; bireyin motivasyonunu, bilgisini, kişiliğini ve yeteneğini yansıtan etkileyici bir eylemdir. Bir meslek seçmek sosyal ilişkilerden, beslenme ve uyku düzenine kadar her şeye etki edecek bir karardır. Bu nedenle bireylerin önceliği kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapmak olmalıdır.

Bireyler geleceğine yönelik böylesi önemli bir kararı verirken aceleci davranmamalıdır. Seçim yaparken kişilik özelliklerinden sonra mutlaka yetkinlikler, beceriler, beklentiler ve ilgi alanları da göz önünde bulundurulmalıdır. Meslek seçimi yaparken bu kriterleri göz ardı etmek bireyi mutlu olamayacağı bir hayata sürükleyecektir. Ayrıca mesleki ilerleme ve toplumsal fayda bağlamında da olumsuz etkileyecektir.

Kişilik Özellikleri ile Uyumlu Meslek Seçimi Yapmak İçin Ne Yapılmalı?

Günümüzde çalışma hayatının bireyin gününün büyük bir bölümünü alıyor hale gelmesi kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapmanın önemini artırdı. Artık günümüzün, haftamızın büyük çoğunluğu iş yerinde geçiyor ve kalan kısmının önemli bir bölümü de yolda geçiyor. Yapılan işin bu kadar vakit alıyor olması kişinin iş yerinde mesleğini icra etmesinin dışında bir hayat geçirmesini sağlıyor. İşimizde sosyalleşiyor, arkadaşlıklar geliştiriyor ve kimi zamanda hayatımızı paylaşacağımız kişileri seçiyoruz.

Meslek seçimini kişilikten bağımsız değerlendirdiğimizde bizden mesleki ve kişisel olarak beklenenleri karşılamakta zorluk yaşıyoruz. Örneğin daha içe dönük, masa başı sistem odaklı çalışmayı seven birinin pazarlamacı olması hem başarısızlığı hem de mutsuzluğu getirecektir. Bu kişinin sürekli insanlarla diyalog halinde olmasını beklemek onu zorlayacak ve zamanla kendine yönelik olumsuz düşünceler geliştirmesine neden olacaktır. Bu noktada kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapmak başarılı ve mutlu bir kariyer için şarttır.

Holland günümüzde en çok kullanılan meslek seçim teorilerinden biri olan Tipoloji Kuramı’nı geliştirmiştir. Bu kuramda kişilik tipleri; gerçekçi, araştırıcı, sosyal, gelenekçi, girişimci ve sanatçı olarak altı grupta toplanmıştır. Meslek seçimi yaparken bu kişilik tiplerinden de faydalanılabilmektedir. Ayrıca Duygusal Zeka Meslek Seçimi İçin Önemli mi? yazımızı okuyarak meslek seçiminizi duygusal zeka açısından da değerlendirebilirsiniz.

Hollan’ın Tipoloji Kuramına Göre Meslek Seçimini Etkileyen Kişilik Tiplerini Tanıyalım

Kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapabilmek için bireylere mesleki ilgi ve yetenek envanterleri uygulamak fikir vermesi açısından önemlidir. Ancak elde edilecek sonuçların verimli şekilde değerlendirilmesi için bakılması gereken bireye yönelik alt detaylar da olmalıdır. Bu nedenle kariyer danışmanlığı alırken bireyi çok yönlü değerlendirecek uygulamalar yapılmalıdır.

Sıklıkla yapılan kişilerin mesleki hedeflerini sorarak mesleki yönlendirme yapma hatası bireylerin kariyerini olumsuz etkilemektedir. Çünkü bireyler kendilerine bu soru yöneltildiğinde mesleki prestij algısı ile popüler olana ya da kendisine yakıştırılana yönelme eğiliminde olabilmektedir. Bu da yapılacak mesleki yönlendirmenin tek bir envantere ya da kişinin beyanına bırakılarak yapılmasının yeterli olmadığını göstermektedir.

Gerçekçi (Realistic) Kişilik ile Meslek Seçimi

Gerçekçi tipteki insanlar daha çok teknik işlerde çalışmaktadır. Tamir etmek, makine ve teçhizat kullanmaktan hoşlanırlar. Bu kişilik tipindeki bireylerin sorunlara bakış açısı da geliştirdikleri çözüm yolları da mekanik, sistem odaklıdır. Sosyal ilişkilerden keyif almaz, ikili ilişkilerde temasın olmadığı, mesafenin korunduğu, duyguların paylaşılmadığı ilişkiler geliştirirler. Teknik konuların dışında hayvancılık, tarım gibi işler de onların verimli çalışabileceği alanlardır.

Araştırıcı (Investigative) Kişilik Tipi ile Meslek Seçimi

Araştırıcı tipteki insanlar ise daha çok bilimsel çalışmalar yapmaktan keyif alırlar. Meraklı, soru soran, matematik yetenekleri gelişmiş ve olaylara daha çok mantıksal değerlendirmelerle yaklaşan kişilerdir. Bu kişilik tipinden ağırlıklı olarak araştırmacılar, bilim insanları çıkmaktadır. Sosyal ilişkiler onlar için zaman kaybı olabilir, bilimselliğe ya da araştırmaya hizmet etmeyen uğraşlar onlar için gereksiz olarak değerlendirilebilir. Sosyal ilişkileri de daha çok kendileriyle benzer ilgileri olan kişilerledir ve sosyalleşme konuları yine araştırma sonuçları odaklıdır. Kısa ve net konuşmayı severler.

Araştırmacı tipteki bireylerin dikkatleri oldukça yüksektir, uzun süre konsantre biçimde verimli çalışabilirler. Düşünce şekilleri daha soyuttur. Bazı doktorluk branşları, bilim dalları ve mühendislik gibi meslekler araştırmacı kişilik özelliğine sahip bireyler için uygun olabilir. Ancak Kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapılmadığında bireyin kendisiyle uyumlu olmayan bir alanda verimli ve mutlu olması mümkün değildir.

Sosyal (Social) Kişilik Tipi Meslek Seçimi

Sosyal tiptekiler tüm tipler arasında kendi dışında kalan diğerlerini de önemseyen ve onlar için üretmekten fayda sağlamaktan hoşlanan kişilerdir. Sosyal sorumluluk projelerinde aktif rol alan kişiler, dernek ve vakıf kurucuları, terapistler, sosyal çalışmacılar, insan kaynakları, öğretmenler bu gruba girebilir. İnsanlara yardım etmekten keyif alan, dost canlısı, sorumlu, nazik, karşılaştığı sorunları sosyal becerilerini kullanarak çözmeye çalışan ve eğitimi önemseyen bireylerdir.

Gelenekçi (Conventional) Kişilik Tipi ile Meslek Seçimi

Gelenekçi kişilik tipi ise büro işleri, muhasebeci, banka ve gişe memuru gibi meslekleri üstlenmekten hoşlanır. Risk almaktan hoşlanmaz, yeniliklere kolay adapte olamazlar. İşleyişin kolay kolay değişmediği, başlangıcı, bitişi belli olan, kendilerinden bir şey katmalarına gerek olmayan işler bu bireyler için caziptir. Görev insanıdırlar. Bu bireyler; kayıt tutma, dosya düzenleme, fotokopi çekme, verilen emirleri yerine getirme konusunda başarılıdır. Dürüst ve sakin yapılı insanlardır.

Kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapabilirlerse çalıştıkları yerden memnun olup emekli olana kadar burada kalabilirler. Gelenekçi kişilik tipine sahip bireyler dışa dönüklük ve yeni deneyimlere açıklık noktasında oldukça zayıftırlar. Bu kişiler dikkati kendi üzerine çekmekten sakınırlar. Sessiz sedasız kendisinden bekleneni yerine getirir, çalışma sürecinde motivasyon için övgü ya da taktire ihtiyaç duymazlar.

Girişimci (Enterprising) Kişilik Tipi ile Meslek Seçimi

Girişimci tipler ise dışa dönük özellikleri ile bilinirler. İşletmelerde yöneticilik rolünü üstlenmekten keyif alırlar. İnsanları ikna etme ve yönlendirme konusunda başarılıdırlar. Liderlik, kişiler arası ilişkiler ve iletişime önem verirler. Konuşkan, enerjik ve güler yüzlüdürler. Pazarlama, reklamcılık, rehberlik, yöneticilik, liderlik bu kişiler için uygundur. Aynı zamanda risk alma konusunda da cesaretli ve isteklidirler. Fırsat bulmaları halinde kendi işlerini kurabilir, yatırımcı olabilir ya da insanlara iş kurma noktasında fikir sunabilirler. Bu gruptaki bireylerin, daha çok ticaret yaptıkları gözlemlenmektedir. Kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapılmadığında girişimci bir bireyin de mesleki tatmin yaşaması diğer kişilik tipleri gibi mümkün olmayacaktır.

Sanatçı (Artistic) Kişilik ile Meslek Seçimi

Sanatçı kişilik tipi tipoloji kuramının son tipidir. En belirgin özelliği başkaları tarafından anlaşılması güç olmasıdır. Bu bireyler, düzenli ve rutin işlerden kaçınır, yaratıcılıklarını sunabilecekleri, hayal dünyalarını besleyecek işlere yönlendiğinde daha mutlu olurlar. Tiyatro, sinema, drama, yazarlık, müzik ve edebiyat gibi sanat dalları ile ilgilenirler.

Kişilik Özellikleri ile Uyumlu Meslek Seçimi Yapmak Neden Önemli?

Çalışmalar pek çok kişinin bir işe başlamadan önce, hangi alana dair ilgisi ve becerisi olduğundan habersiz olduğunu desteklemektedir. İnsanlar mesleklerine yönelik ilgilerinin olup olmadığını ya da karakterleriyle uyumlu olup olmadığını değerlendirmekte geç kalıyorlar. Ancak iş hayatına atılıp gerçek çalışma koşullarını tecrübe ettikten sonra bu farkındalığı kazanıyorlar. Fakat bu dönem, kariyere yeniden yön vermek ve büyük değişiklikler yapmak için oldukça geç bir dönem.

Kişinin kendini tanıması, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemesi ve kişilik özelliklerini kabullenmesi meslek seçiminde önemli bir role sahip olmalıdır. Bireyler popüler olandan ya da kendilerine dayatılandan ziyade kendileriyle uyumlu olanı seçmeye yönelmelidir. Bu yönelim için ise gerekli olan birden fazla belirleyici etken vardır. Ailenin ebeveyn tutumu, alınan eğitim, ailenin eğitim düzeyi, sosyo-ekonomik düzey, ilgi alanlarını ve karakteristik özelliklerini bilerek yetişme bunlardan sadece bazılarıdır. Seçilen mesleğin cinsiyet açısından zorluğu olacak mı, gelecekte mesleğin değeri ne olacak karar verme sürecinde mutlaka değerlendirilmelidir.

İş hayatında kariyer planlaması ve kariyer başarısı hem bireyler hem de aileler için şüphesiz büyük önem taşımaktadır. Bu noktada bireylerin doğru ve etkili kararlar verebilmesi için profesyonel destek almaları kendilerine ve geleceğe yapacakları en değerli yatırım olmaktadır. Kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapmak için bizimle iletişime geçebilir Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.

 

Read More

Meslek seçmek bir bireyin hayatında verdiği en kritik kararlardan biridir. Üstelik bu kararı verme dönemimiz de ergenlik çağı gibi hayatımızın zorlu dönemlerinden birine denk gelir. Pek çok alternatif içerisinde kişinin 40-50 yıl boyunca sürdüreceği bir mesleği belirlemesi gerekir. Bu önemli seçimi bireyin 14-15 yaşlarında yapmaya çalışması ise oldukça büyük bir sorumluluktur. Hele ki sorumluluk almaya ve özerk bir şekilde karar vermeye alışık değilsek bu süreç daha da zorlu hale gelebilir. Ailemiz ve çevremizdeki diğer kişiler karar sürecimizde etkin rol oynadığında onların doğruları ile kendi doğrularımız arasında kararsız kalabiliriz. “Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” Meslek seçimi yapmak için 14-15 yaş erken değil mi? üniversiteye kadar zamanım yok mu? diye düşünebilirsiniz.

Ancak Lise’nin 2. Yılına denk gelen 10. Sınıfta yapılacak alan seçimi de bir nevi meslek seçimidir. Çünkü alan seçimi sonrası bazı meslekleri seçebilme şansınızı kaybedersiniz. Bu yüzden kariyerinizle ilgili doğru bir seçim yapabilmek için lise yıllarınız bilinçli kararlar almanız gereken yıllardır.

Karar Vermek İçin Önce Kendinizi Tanıyın

“Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” diyorsanız yapmanız gereken ilk şey kendinizi daha yakından tanımaya çalışmak olmalıdır. Doğru meslek seçimi için; bireyin kendini bilmesi, güçlü yönlerinin farkında olması, gelişime açık yönlerini desteklemesi, ilgi ve yeteneklerini keşfetmesi gerekir. Ancak bu birkaç saatlik ya da birkaç günlük bir süreç değildir. Her birey kendine özgü karakteristik özellikler, ilgi ve yetenek eğilimleriyle dünyaya gelir. Yaşam alanımız, cinsiyet, sosyo-kültürel ve ekonomik faktörler ile ebeveyn tutumlarımız ise bireysel eğilimlerimiz üzerinde olumlu ya da olumsuz etkide bulunur. Bu nedenle bizi biz yapan değerler çocukluğumuzdan itibaren ruhumuza işlenir.

Ancak bizler çoğunlukla bireysel özelliklerimizi bilerek, değerlendirerek ya da geliştirmeye çalışarak yetiştirilmiyoruz. “Ben kimim, hayattan ne bekliyorum, neyle mutlu olurum, benim için değerli olan ne?” bu soruların doğru cevaplarını bilmiyor ve üzerine de yeterince düşünmüyoruz. Hayatımızın meslek seçimi gibi önemli dönüm noktalarında karar vermemiz gerektiğinde ise kaygı yaşıyor, ne yapacağımızı bilmiyoruz. “Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” kaygısını “Benim için en iyisinin bu olduğunu biliyorum” olarak değiştirmek istiyorsanız önce kendinizi tanımalısınız.

Mesleklerin Geleceğini Geleceğin Mesleklerini Öğrenin

Mesleklerle ilgili bilginiz günlük yaşamınızda karşılaştığınız ya da sıklıkla duyduğunuz meslek dallarından mı ibaret? Örneğin; doktor, eczacı, öğretmen, diş hekimi, avukat, pilot, bankacı ve benzeri mesleklere mi aşinasınız. Oysa bilgi sahibi olmadığımız ancak hayatın sürekliliği için gerekli olan pek çok meslek var. Her mesleğin ise gerektirdiği bilgi, ilgi ve beceri alanları var.

Aynı zamanda her yıl teknoloji ve bilimin ilerlemesi ile bazı meslekler etkinliğini yitirirken yepyeni meslekler de gelişmeye başlıyor. Şu an ismini bilmediğiniz ya da meslek gibi değerlendirmediğiniz pek çok çalışma alanı gelecek yılların popüler meslekleri olacak. Meslek seçimi yaparken uzun süre değerini sürdürecek ve kazanç getirecek mesleklere yönelmeniz önemli. Artan işsizlik oranları ve meslek içi rekabet bireylerin meslekleri çok daha iyi tanımasını gerektiriyor. Seçeceğiniz meslekte aranan ve tercih edilecek kişi olmak istiyorsanız zaman kaybetmeden kendinizi geliştirmelisiniz. “Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” diyorsanız mesleklerin geleceğini, geleceğin mesleklerini öğrenerek karar verme sürecinizi başlatabilirsiniz.

Detaylı Araştırma Yapın, “Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” Kararsızlığından Kurtulun

Artık kendinizi büyük ölçüde tanıdınız, geleceğin popüler mesleklerini öğrendiniz, beklentilerinizi ve ihtiyaçlarınızı biliyorsunuz. Seçebileceğiniz meslekleri de listelediniz ve süreç karar aşamasına geldi. Ancak “Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” belirsizliğini giderebilmek için yapmanız gereken birkaç önerimiz daha olacak. Şimdi seçeneklerinizden hangisinin sizin için en ideal meslek olduğunu değerlendirmeniz gerekiyor. Değerlendirme sürecinde detaylı araştırma yaparak meslekleri yakından tanımanız size oldukça yardımcı olacak.

Değerlendirme yaparken meslekle ilgili basılı ve internet kaynaklarından bilgi edinebilirsiniz. Meslek çalışanlarıyla LinkedIn üzerinden iletişime geçip sizinle tecrübe ve önerilerini paylaşmalarını isteyebilirsiniz. Mümkünse meslekleri yerinde değerlendirebilirsiniz. Okulunuzdan bu konuda destek alabilir, ilginizi çeken meslekler hakkında detaylı bilgi toplamak için şirketler, fabrikalar, araştırma merkezleri gibi işin yürütüldüğü alanlara ziyaretler yapabilirsiniz. Sorularınızı çıkartabilir ve meslek çalışanlarıyla röportajlar yapabilirsiniz. Hatta başkalarına da faydalı olmak için bu röportajları sosyal medya hesaplarınızda kişilerden izin isteyerek paylaşabilirsiniz. Sosyal medya hesaplarınıza meslek çalışanlarını sohbet için davet edip, ilgi duyanların da katılabileceği canlı yayınlar düzenleyebilirsiniz.

Seçtiğiniz mesleği yapabilmek için gerekli olan üniversite eğitiminiz hakkında bilgi toplayabilirsiniz. Hangi üniversitelerden eğitim alabiliyorsunuz, meslekte öne çıkmak için en iyi eğitim veren üniversiteler hangileri araştırabilirsiniz. Eğitim hayatında mutlaka okumanız gereken kitapları temin edip bu içeriklerin size ne kadar hitap ettiğini değerlendirebilirsiniz.

“Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” diyorsanız Staj Yapın, Meslekleri Yerinde Gözlemleyin

Bir mesleğin sizin için uygun olup olmadığını öğrenmenin en sağlıklı yolu mesleğin tecrübe etmektir. Lisedeyseniz mesleki stajlar yapabilmeniz çok mümkün olmayabilir. Ancak çoğu işin belli çalışma koşulları vardır. İş disiplini edinmek ve hangi çalışma koşulları sizin için daha uygun değerlendirmek için yaz tatilleri gibi boş vakitlerinizi çalışarak geçirebilirsiniz. Düşükte olsa para kazanmak, network geliştirmek ve çalışan becerilerini edinmek sizi çalışma hayatına karşı motive de edecektir.

“Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” diyorsanız Liseden başlayarak ilgi alanlarınızla uyumlu alanlarda iş deneyimleri edinebilirsiniz. Örneğin; insanlara yardım etmeyi seviyor, sosyal sorumluluk çalışmalarından mutlu oluyorsanız derneklere gönüllü çalışmacı olarak başvurabilirsiniz. Özel eğitim merkezlerinde, çocuk esirgeme kurumlarında ya da darülacezelerde gönüllü çalışabilirsiniz. Hesap yönetiminden hoşlanıyorsanız bir muhasebecinin yanında ya da bir mağazada, markette çalışabilirsiniz. Öğretmeyi seviyorsanız akranlarınıza ya da sizden daha düşük sınıflara özel ders verebilirsiniz. Seçenekleri ilgilerinize göre genişletebilirsiniz.

Üniversiteye geçtiğinizde ise mutlaka 1. Sınıf itibariyle mesleğinize yönelik çalışma alanlarını tek tek tecrübe etmelisiniz. Bunun için ara tatiller ve yaz dönemleri çok uygun olacak. Üniversitede staj yapmanız da daha kolay olacaktır. Eğitim gün ve saatleriniz düzenli bir işte çalışmaya uygunsa kısa dönemli değil uzun süreli staj programlarına da katılabilirsiniz. Seveceğiniz çalışma alanını bulduğunuzda hem daha yaratıcı, üretken ve keyifli çalışacak hem de pozitif enerjinizi karşı tarafa daha çok yansıtacaksınız. Bu olumlu tecrübe ile staj yaptığınız yerde bırakacağınız pozitif intiba size mezuniyet sonrası resmi bir iş teklifi olarak dönebilir.

“Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” Diyorsanız Meslek Seçerken Kariyer Danışmanlığı Almalısınız

Bir meslek seçmek sadece gelir elde edeceğiniz bir işe yönelmek değildir. Bir meslek seçerken yaşam kalitenizi, sosyal çevrenizi, çalışma kültürünüzü, potansiyel ailenizi de seçmiş olursunuz. Yanlış seçim yapmanız tüm bu alanlarda da yaşayacağınız doyumu azaltacaktır. Çünkü hayatımızın neredeyse 40 yılı bir mesleği icra ederek geçmektedir ve bu insan yaşamı için oldukça önemli bir süredir. Üstelik günümüzün, haftamızın büyük bölümü de mesleğimizde geçmektedir. Kendimizi gerçekleştiremediğimiz, gelişemediğimiz, değer vermediğimiz bir işte mutlu olmamız güçtür. Bizden beklenen performansı sergileyebilmemiz de kolay değildir. Bütün bir günü başarısız, mutsuz geçiren bir birey için bir süre sonra “yetersizlik, değersizlik, başarısızlık” duyguları gelişecektir. Bu negatif duygular stresi, kaygıyı besleyecek ve psikolojik olarak bireyi zorlayacaktık. Bu duygular iş hayatı ile sınırlı kalmayacak bir süre sonra özel ve sosyal yaşama, aile içi ilişkilere de sirayet edecektir.

Başarılı, mutlu ve verimli bir kariyere sahip olmak hayatınızın her alanında verimli, mutlu ve motive olmanız için önemlidir. Sadece sınavda değil hayatın her alanında kazanan olmak için kariyerinizi erkenden planlamanızı öneriyoruz. “Hangi mesleği seçmeliyim bilmiyorum!” diyorsanız Stratejik Yetenek Yönetimi ile sizi, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarınızı tanıyarak kariyerinizi planlayabiliriz. Detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilir, Aba psikoloji sayfasını ve Youtube kanalımızı da inceleyebilirsiniz.

 

Read More

Bugün kariyer planı yaparken sorumluluk ailede mi gençte mi olmalı sorusunu tartışacağız. Kariyer planı yapmak, hayal ettiğimiz yaşam standartlarına ulaşmamızda bize rehberlik edecek yol haritasını tasarlamaktır. Kariyer planı yapmak, motivasyonumuzu artırır, hedeflerimizi belirlememize ve hedeflerimize varmak için özveriyle çalışmamıza yardım eder. Ancak kariyerimizi planladığımız dönem etkilenmeye ve yönlendirilmeye oldukça açık olduğumuz yaşlara denk gelmektedir.

Lise yılları kariyerimize bilinçli olarak yön vermemiz gereken yıllardır. Lisede öncelikle alan seçimi yapılmakta, sonrasında da seçilen alana göre üniversite sınavına hazırlanılmaktadır. Doğru üniversiteyi seçebilmek için meslek seçimi yapmak gerektiği gibi seçim esnekliği elde edebilmek için sınavdan da iyi puan almak gerekir. Alan seçimi, meslek ve üniversite seçimi ve tüm bunları yapabilmek için gerekli olan okul ve sınav başarısı öğrenciyle ilgilidir. Fakat kariyer planı yaparken aile seçim sürecinde baskın rol oynayabilmektedir.

Kariyer Planı Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Kariyer planı yaparken öncelikle öğrencilerin kendilerini tanıması, kişilik özellikleri, ilgi alanları, yetenek ve yatkınlıkları hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. Öğrenme stilinin tespit edilmesi, Mantıksal zeka, duygusal zeka testlerinin yapılması önerilir. Okul başarısının ve sayısal, sözel, eşit ağırlık, dil alanlarından hangisi için daha uygun olduğunun değerlendirilmesi de gerekir. Tüm bu değerlendirmeler için öğrencilerin ilgi, yetenek, kişilik ve zeka testlerine alınması doğru yönlendirme için önemlidir.

Bugünün Genci Z Kuşağı, Nasıl Bir Kariyer İstiyor?  Ve Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Fark Yaratın yazılarımızı da kariyer planı yaparken faydalanmak için okuyabilirsiniz.

Kariyer Planı Yaparken Gençler Geleceğine Sahip Çıkmalı Son Söz Kendisine Ait Olmalı

Kariyer planı yaparken iyi bir kariyeriniz olması için çevrenizdeki herkes size kendilerince doğru olduğunu düşündükleri yönlendirmeler yapacaktır. Oysa lisede yapacağınız alan seçiminden başlayarak mesleğinizi ve okuyacağınız üniversiteyi belirlemeye kadar tüm süreçte son söz sizde olmalıdır. Aileniz, öğretmenleriniz, arkadaşlarınız karar verirken size yönlendirme yapabilir. Hatta bir noktada bu yönlendirmeyi onlardan siz isteyebilirsiniz. Geleceğiniz için vereceğiniz bu önemli kararda sorumluluğu başkalarıyla paylaşmak istemeniz olağan. Yapacakları yönlendirmelerin ve verecekleri önerilerin sizin iyiliğiniz için olacağı da kesin.

Ancak kimi zaman kendimiz için doğru olan başkaları için tamamen yanlış olabilir. Kariyer planı yaparken rol sahibi olması gereken karakteriniz, ilgi alanlarınız, öğrenme şekliniz, yetenekleriniz ve zeka türünüz olmalıdır. Sayısal zekaya sahip bir ebeveynin çocuğu olmak sayısal alanda başarılı olabilecek bir çocuk olmak demek değildir. Zihni sayılarla, hesaplarla, olasılıklarla çalışan bir anne-babanın sözel zekaya sahip bir çocuğu olabilir. Ebeveyn, kendisi sayısal alanda daha başarılı olduğu için çocuğunun da başarılı olacağını düşünebilir. Ama gerçek böyle değildir.

Kariyer planı yaparken yanlış alan seçmeniz gelecek haritanızın hayal etmediğiniz bir noktaya varmasına neden olacaktır. Çünkü alan seçimi meslek seçiminin ön hazırlığıdır. Alan seçimi sonrası alan dışı mesleklerin seçilebilme olasılığı azalmaktadır. Bazı meslekler için ise seçim hakkı tamamen kalkmaktadır. Size uygun olmayan bir alanda okuyarak akademik başarı elde etmeniz, sınavda derece yapabilmeniz mümkün değildir. Yine size uygun olmayan bir alanda meslek seçmeniz ise gelecek 40-50 yılınızı etkileyecektir.

Kariyer Planı Yaparken Ailenin Rolü Ne Olmalı?

Kariyer planı yaparken ailelerin rolü oldukça önemlidir. Ancak bu rol, öğrenci adına alan ve meslek seçimi yapmak değildir. Aileler çocuklarının erken yaşlardan itibaren ilgi alanlarını keşfetmelerini desteklemeli, yeteneklerini geliştirmeleri için teşvik etmelidir. Ebeveynler çocuklarının, özsaygısı olan, özgüvenli, sorumluluk sahibi bireyler olabilmesi için erken yaşlardan itibaren çocuklarıyla olumlu ilişkiler geliştirmelidir. Olumlu ilişkilerin kurulabilmesi ise ebeveynle çocuk arasında doğumdan itibaren güvenli bağın kurulmasına bağlıdır.

Çocuğun yetiştirilmesinde sağlıklı ebeveyn tutumu uygulanması da gencin sağlıklı kişilik gelişimi için önemlidir. Aile çocuğun ev içerisinde küçük yaşlardan itibaren sorumluluk almasını desteklemelidir. Çocuklar yine erken yaşlardan itibaren kendi kararlarını alabilecek özdenetimde yetiştirilmelidir. Karar vermekte zorlanan çocuklara hangi seçeneğin daha doğru olacağını söylemek yerine neden-sonuç ilişkisini öğretmek gerekmektedir.

Aileler alan ve meslek seçimi yaparken destek isteyen çocuklarına kendi doğruları, ilgileri ve becerileriyle yönlendirme yapmaktan kaçınmalıdır. Destek talebi karşılıksız bırakılmamalı gençler bilinçli ve objektif yönlendirmeler için rehberlik servisine ya da profesyonel kariyer danışmanlığına yönlendirilmelidir.

Ailelerin kariyer planı yaparken rol üstlenecekleri bir diğer konu ise bütçe planlamasıdır. Öğrencinin yapacağı seçimlerin ekonomik boyutu olacaktır. Aile eğitimin kaç yıl süreceğini göz önünde bulundurarak konaklama, eğitim giderleri, ulaşım, yemek masraflarını hesaplamalıdır. Yine erken yaşlardan itibaren çocuğa harçlık vererek parasını idare etme becerisi kazandırılmalıdır.

Aileler sınava yönelik kaygı ve beklentilerini mümkün oldukça çocuğa yansıtmamalıdır. Kaygı düzeyi kontrol edilemiyorsa mutlaka destek alınmalıdır. Kariyer planı yaparken beklentiler gerçekçi olmalı, öğrencinin potansiyelinin çok üzerinde bir performans beklentisine girilmemelidir. Sonuç her ne olursa olsun çocuğa olan sevginin değişmeyeceği hissettirilmeli, sevgi ve ilgi kaybı ceza olarak sunulmamalıdır. Doğru Meslek ve Kariyer Seçimi İçin Anne ve Babalara Öneriler yazımızı kariyer planı yaparken faydalanmak için okuyabilirsiniz.

Kariyer Planlaması Yaparken Aile Gencin En Büyük Destekçisi Olmalıdır

Kariyer planlaması yaparken karar sürecini belirleyen gencin kendisi olsa da ailenin desteği çok önemlidir. Karar sürecinin ergenlik dönemine gelmesi, bu dönemin kimi gençler için duygusal ve fiziksel olarak daha zorlu yaşanmasına neden olmaktadır. Hissedilen baskı, duyulan stres ve geleceğe yönelik kaygı gençlerin seçim sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Gençlerin kendilerini yalnız ve korunmasız hissetmemesi için ailelerin desteklerini sözle, davranışsal ve duygusal olarak hissettirmesi önemlidir. Gencin maddi özgürlüğünün olmayışı, ailenin bakımı altında oluşu da ailenin karar sürecinde ekonomik kaynaklarını düzenleyebilmesi için önemlidir.

Kariyer planlaması yaparken lise alan seçimini beklemeden harekete geçmeniz ve karar sürecinde kendinizi iyi değerlendirmeniz doğru seçim yapabilmek için önemlidir. İyi bir kariyer, başarılı bir planlama ile mümkündür. Kendinizi daha iyi tanımak, meslekler, üniversiteler hakkında detaylı bilgi almak, burs ve yurtdışı eğitim imkanlarını değerlendirmek için kariyer danışmanlığı alabilirsiniz. Aba psikoloji ile iletişime geçerek kariyerinizi stratejik yetenek yönetimi ile planlayabilirsiniz. Kariyer yolculuğunuzda başarılar dileriz.

Read More

21.yüzyılın kariyer hayatına hazırlık yapan en genç kuşağı hiç şüphesiz Z kuşağı. Bu kuşağın en yaşlı üyesi dahi henüz 20’lerinde. Teknoloji ve bilimin içerisine gözlerini açan, teknolojik cihazlar ve tabi ki internet ile el ele büyüyen bu kuşak diğer kuşaklara göre çok daha farkındalık sahibi. Aynı zamanda hem küresel değişim ve gelişim hem de eski kuşaklara oranla çok daha bilinçli ebeveynler tarafından büyütülmeleri daha “ben” odaklı yetişmelerini sağladı. Eğitim sisteminde de bakış açısı değişti, müfredatlar iyileştirildi. Tüm bunların ışığında artık pek çok genç kariyer planlaması yapmak için daha bilinçli hale geldi. Onlar kendilerini ve tabi ki yaşayacakları geleceğin yaşam koşullarını düşünüyor, şimdiden gelecekleri için en iyi yatırımları yapmaya odaklanıyorlar. Bu da kariyer danışmanlığı, hedef belirleme, stratejik yetenek yönetimi gibi konularla çok daha erken tanışmayı gerektiriyor.

Kariyer Planlama Neden Bu Kadar Önemli Hale Geldi?

Gençler artık kariyerlerini belirlemek için mezun olmayı beklemiyor, iş fırsatlarının ayaklarına gelmeyeceğini, üniversite bitirmenin istihdam olabilmek için yeterli olmadığını biliyor. Artık iyi üniversite okumak değil iyi bir lise eğitimi almak, okul dışı aktivitelere de önem vermek, çok yönlü kendini geliştirmek önemli. Yabancı dil bilmek, 2. hatta 3. dili de mutlaka öğrenmek istiyorlar. İmkanı olanlar yurtdışı eğitimini de mutlaka tecrübe etmek istiyor. Lisede yapılacak alan seçiminden üniversitede yapılacak stajlara kadar her şeylerini irdeliyor ve en iyisi olabilmesi için efor harcıyorlar. Çünkü artık herkes her şeyi biliyor. Eğitim dünyasında ya da iş hayatında aslında içinde bulundukları ve bulunacakları her ortamda sıkı bir rekabet var.

Öğrenciler Kendilerini Göstermek Zorunda

Bu kimi zaman girecekleri önemli bir sınavken kimi zaman yapacakları bir sunum, bir proje ya da bir mülakat oluyor. Öne çıkabilmek, farkını gösterebilmek için işe olabildiğince erken koyulmak gerekiyor. Bu rekabette avantajlı olan grup ise kariyer planlamanın önemini erken fark edenler. Profesyonel bir kariyer danışmanlığı alan öğrenciler sürecin başından sonuna kadar bilinçli ilerliyor. Hayallerini hedefe çeviriyor, hedeflerine ulaşabilmek için gerçekleştirmesi gereken amaçları bir bir gerçekleştiriyor. Yolda tökezledi mi ya da kendisine bu hedefin uymadığını mı fark etti o zaman yeni stratejilerle ana yoldan sapmadan yepyeni ara yollar planlanıyor. Biz bu sürece Stratejik Yetenek yönetimi diyoruz.

Peki Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları belirlenir. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır. Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır ve bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Aba Psikoloji’ de bu uygulama yapılırken bireyin stratejik yetenek yönetim hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Stratejik yetenek yönetimi testlerinin uygulanmasının ardından belirlenen hedeflere ulaşılması için bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde bir yol haritası çizilir. Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar ancak bu süre içerisinde kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin bölünerek 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Yazının en başında da belirttiğimiz gibi günümüzde eğitim ve iş alanında rekabet oldukça yoğun. Kişilerin iyi okullara girebilmesi, iyi eğitimler alabilmesi ya da iyi yerlerde istihdam edilebilmesi için en başından hedefini belirleyip bu hedefe uygun hazırlanması gerekmektedir. Ancak bu kararı vermek o kadar da kolay değildir. Yıllarınızı verip okuyacağınız bölümü belirlemek çok daha önemlisi bir ömür boyunca yapacağınız mesleği seçmek bir anlık bir karar süreci olmamalıdır. Çoğu öğrenci bu süreçte karar verirken kendi ilgi, istek ve ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp risk almaktan duyduğu endişe ile ailelerinin verdiği kararı seçebilmektedir. Önyargıları, korkuları ya da çevrelerinden edindikleri çarpıtılmış gerçekler cesaretlerini kırabilmektedir. Bu karmaşayla başa çıkabilmek, dış seslere değil de içinizdeki sese kulak verebilmek ve riskleri elimine etmek için stratejik yetenek yönetimi ile yola koyulmak en sağlıklı olandır.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak, ülkemiz şartlarında düşünüldüğünde daha da önem kazanmaktadır. Çünkü ülkemizde meslek seçimi genellikle üniversite öğrenimi yapmaya yönelik olarak algılanmaktadır, öğrenciler liseden sonra herhangi bir mesleğe yönelmeye çalışmaktadırlar. Liseli öğrenciler genellikle, seçecekleri meslekten, o mesleğin beklentilerinden ve kendi ilgi ve yeteneklerinden habersiz olarak seçim yapmaktadır. Bunun sonucunda üniversiteye giren gençlerin %50’sinden daha fazlası girdikleri daldan memnun değiller. İnsanın kişiliğini ve hayatını doğrudan ilgilendiren bir kararı verirken sonucu tesadüflere bırakmadan, bilimsel kanıtların ışığında vermesi gerekliliği bu yöntemin önemini vurgulamaktadır.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kişiler, kendini keşfetme fırsatı yakalar. Böylece gençler doğru bölümleri ve üniversiteleri tercih ederek kendine en uygun akademik kariyer planı gerçekleştirir. Doğru kişilerin doğru bölüm ve okullarda olması, eğitim yıllarının verimli geçmesinin yanı sıra tüm akademik ve profesyonel hayatın mutlu geçmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetiminin en önemli katkılarından biri de küresel ve bilimsel bir bakış açısıyla kişilerin eğilimlerinin değerlendirilebilmesidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Nasıl Bir Fark Yaratabilirsiniz?

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Size Uyan Hedefe Yönelirsiniz

Kariyerinizi bir kostüme benzetirsek Stratejik Yetenek Yönetimi size üzerinize göre dikilmiş, renginden, boyuna, kumaşından, dikişine her detayıyla size uyan elbiseyi sunar. Başkalarının size ödünç verdiği ya da size danışmadan giydirilmeye çalışılan giysiler gibi değildir. Stratejik yetenek yönetimi ile başından sonuna kadar sizi dinleyerek, ilgileriniz, ihtisasınız, becerilerinizle ve en önemlisi karakteristik özelliklerinizle örtüşen bir hedef planı oluşturulur. Bu sayede süreç içerisinde alacağınız riskler azalır ve hayal kırıklığı yaşama olasılığınız ortadan kalkar.

Başarı İçin Motive Olursunuz

Hedefiniz sizinle örtüştüğünde o hedefe ulaşmak için çok daha kolay motive olursunuz. Üstelik gözünüzü korkutacak uzak hedefler belirleyerek sizi bu yolculukta yalnız bırakmaz. 3 aylık döngülerle 6 yıla kadar varan bir periyotta hedef çıkarabilirsiniz. Bu da size uzak hedefe ulaşana kadar adım adım geçmeniz gereken kısa hedefleri gösterir. Her hedefi tamamladığınızda daha fazla motive olursunuz. Başarıyor olduğunuzu görmek asıl hedefe de ulaşabileceğiniz yönünde size içsel motivasyon sağlar.

Özgüveniniz Artar

Yine kostüm örneğinden gidecek olursak, size uyan ve sizin beğenilerinize göre hazırlanmış bir kıyafetin içerisinde kendinizi çok daha iyi hisseder ve kendinizi çok daha iyi gösterirsiniz. Siz elbiseyi özgüvenle taşırken elbise de sizi en iyi şekilde göstermek için tüm maharetini sergiler. İşte stratejik yetenek yönetimi ile belirlenmiş hedeflerde size uyan bir elbise ile dolaşmanın verdiği özgüveni verir. Yapabileceğinize yönelik inancınız yüksektir. Kendinizi, düşüncelerinizi ve beklentilerinizi çok daha özgüvenli ifade edersiniz. Eğitim hayatınızdan, ilişkilerinize, staj tecrübenizden, mülakatlarınıza kadar pek çok deneyimde özgüven ile kendinizi ifade edersiniz. Beden dilinizden, diksiyonunuzu, enerjinizden, söyleminize kadar her detayı olumlu etkiler.

Stratejik Yetenek Yönetimi Gelecekten Haberdar Olmanızı Sağlar

Nasıl mı? Stratejik yetenek yönetimi ile Mesleklerin geleceğini bilir, geleceğin de mesleklerini bilirsiniz. Bu sayede seçmek istediğiniz meslek gelecekte nasıl bir yön alacak, çalışma koşulları ne olacak, hala popüler olacak mı öğrenebilirsiniz. Gelecek 10 yıllar içerisinde mesleğinizde meydana gelebilecek potansiyel gelişmeleri erkenden bilerek gerekli hazırlıkları yapabilir şimdiden aldığınız eğitimleri bu yönde çeşitlendirebilirsiniz.

Stratejik Yetenek Yönetimi Kariyer Fırsatlarını Bilerek Hazırlanmanızı Sağlar

Öğrenciler pek çok mesleği gündelik hayatlarında tecrübe ettikleri kadar biliyorlar. Bu oldukça da normal. Önemi yeterince bilinmeyen ne çok meslek var oysa. Bilimden, üretime, sağlıktan, eğitime pek çok sektörde İsimlerini bilmediğimiz sadece vatandaş olarak ürün ve üreticiden haberdar olduğumuz meslek grupları. Yine aynı şekilde pek çok öğrenci ve aile mesleklerin çalışma alanları hakkında da yeterince bilgi sahibi değil. Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı almak tüm bu noktalarda bilgi ihtiyacınızı doyuruyor.

Çalışma Ortamı ve Koşullar

Masa başı çalışma mı gerektiriyor, mobil olmayı mı? ofis ortamında grup içerisinde mi çalışılacak bir odada yalnız mı? Çalışma saatleri nedir, mesai, nöbet durumları var mı? Seyahat gerektiriyor mu? İleride bir aile kurduğunuzda düzeninizi bozmayı gerektirecek koşullar var mı? Örneğin; şehir değişikliği, atamalar gibi.

Mesleğe Kabul İçin Aranan Nitelikler

Seçmek istediğiniz ya da size uygun olduğunu tespit edilen meslekler için nasıl bir eğitim almak gerekiyor, eğitim kaç yıl sürecek? Hangi üniversitelerde bu eğitim veriliyor? mezuniyet sonrası istihdam olabilmek için almanız gereken bir üst eğitim var mı? (Sertifika programı, master gibi). İşbaşı yapabilmek için girmeniz gereken farklı sınavlar var mı? (Mesleki yeterlilik, dil yeterlilik, devlet atama sınavı, yetenek sınavı vb.)

Bu mesleğe kabul edilmek için yaş, cinsiyet, boy, ağırlık, duyu organlarının hassaslığı gibi nitelikler yönünden bir sınırlama ya da tercih durumu var mı? İş ne gibi yetenekler gerektiriyor (genel ve özel yetenekler açısından). Bunun yanında yabancı dil bilme, bilgisayar kullanma vb. yeterlilikler gerektiriyor mu? Tüm bu detayları erkenden öğrenmek mesleki seçeneklerinizi belirlemenize ve tercihlerinizi değiştirmenize neden olabilir. Bilmemek ise bu koşullarla sonradan karşı karşıya kaldığınızda hayal kırıklığı yaratabilir.

Meslekte İlerleme ve Kazanç Durumu

Her meslekte, mesleğe başlangıçta, gelişim döneminde ve uzmanlıkta aynı oranlarla gelir artışı olmaz. Kimi mesleklere çok iyi ücretlerle başlayabilirsiniz, kimisi için uzun süre az kazanmak ve hatta mesleki gelişim için kazandığından çoğunu eğitimlere ayırarak harcamak gerekir. Kimi mesleklerde iyi bir kazanç elde edebilmek için kendi işinizi kurmak gerekebilir. Bir meslekte yönetici statüsünde alabileceğiniz maaşı, başka bir meslekte uzmanken de rahatlıkla alabilirsiniz. Tüm bu alt detayları öğrenebilmek için stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak son derece önemlidir.

Her sağlıklı birey, yaşının ve içinde bulunduğu koşulların desteklediği biçimde kendini gerçekleştirebilmek ister. Ancak bireyin, kişiliğine, öz benliğine uymayan bir mesleğe yönelmesi, bireyin doğal gelişiminin olumsuz yönde etkiler. Sevilmeyen bir işte başarılı ve mutlu olmak güç olduğu gibi sevilen bir işte çalışmak kişinin daha verimli, başarılı ve mutlu olmasını destekleyecektir. Bu nedenle geleceğinize yapacağınız en güvenli ve değerli yatırım Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı alarak gelecek hedeflerinizi belirlemek olacaktır. Stratejik Yetenek Yönetimi hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Meslek seçimi, bireyin hayatı boyunca verdiği en önemli kararlardan biri, belki de birincisidir. Çünkü hayatımızın en güzel yıllarını bir mesleğe hazırlanarak diğer büyük bir kısmını ise onu icra ederek geçiririz. Üniversite yılları ise mesleğimizi seçtiğimiz ve mesleğe kabul koşullarını karşılamaya çalıştığımız yıllardır. Bu yüzden hayatımızın önemli bir noktasıdır üniversite. Öğrenciler bu önemi bilerek sınava hazırlık sürecinde yoğun stres yaşar ve hatta önemli bir bölümünde de sınav kaygısı yaygın olarak görülür. Üniversite sınavına hazırlanmak her öğrenci için belli düzeyde stres ve kaygı içerir. Kimisi için bu duygular çok baskın ve günlük yaşamı zorlaştıracak düzeydeyken kimisi için sınavla ilgili önemli konular karşısında hissedilir. Bu anlamda stratejik yetenek yönetimi önemlidir.

Kimi öğrenciler bu dönemde yolunu bulmakta zorluk yaşar. Hangi mesleğe yöneleceğini, hangisinin kendisi için daha uygun olduğunu belirlemekte zorlanır ve bu kararsızlık sınav hazırlık sürecine de etki eder. Kimisi sorumluluk almaktan kaçınır, karşısına çıkacak olumsuzlukları tek başına göğüslemek istemez ve kendisi yerine karar verilmesini bekler. Tüm bu saydıklarımız kişinin hayatı için bu denli önemli olan bir konuda hatalı karar vermesine neden olabilir. Bu yüzden biz öğrencilere Liseden başlayarak hedeflerini belirlemeleri ve kariyer planlarını oluşturmaları için stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı almalarını öneriyoruz.

Peki Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları yapılır. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır. Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır ve bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Aba Psikoloji’ de bu uygulama yapılırken bireyin stratejik yetenek yönetimi hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Stratejik yetenek yönetimi testlerinin uygulanmasının ardından belirlenen hedeflere ulaşılması için bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde bir yol haritası çizilir. Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar ancak bu süre içerisinde kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin bölünerek 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Meslek seçerken verdiğimiz karar, bizim ilerde iş bulup bulamayacağımızı ya da iş hayatında mutlu ve başarılı olup olamayacağımızı belirler. Bu karar, hayatımıza ilişkin diğer kararları da büyük ölçüde etkiler. Meslek kişinin değer yargılarına, dünya görüşüne, günlük yaşama tarzına, başkaları ile ilişkilerine ve alışkanlıklarına bir yapı kazandıran kuvvetli etkilere sahiptir. Seçeceğimiz mesleği yapabilmemiz ve başarılı olabilmemiz için ise bu mesleği yapmak için gerekli niteliklere sahip olmak gerekir.

Bu nedenle birey kendi özelliklerine uygun olan mesleği seçerse başarılı ve verimli olacağı gibi psikolojik yönden de doyum sağlar ve mutlu olur. Ancak mesleğini seçme sürecinde olan öğrencilerin cevaplaması gereken önemli sorular bulunmaktadır;

  • Kendini, beklentilerini ve ilgi alanlarını yeterince iyi tanıyor mu? Pek çoğumuz kendimize yönelik yeterince bilgiye sahip değiliz. Güçlü yönlerimiz neler, zayıf yönlerimiz neler. Çevremiz bizi daha çok hangi yönlerimizle tanıyor. Aile içinde nasıl, sosyal yaşamda nasıl biriyiz. Tüm bunları yeteri kadar biliyor muyuz? Kendimizle ilgili farkındalığımız meslek seçimimizde oldukça önemli bir yere sahip.
  • Seçmek istediğimiz meslek ya da mesleklerle ilgili yeterince bilgi sahibi miyiz? Hangi üniversitede okumak bizi avantajlı hale getirir? Okurken yapmamız gereken farklı çalışmalar var mı (stajlar, araştırma çalışmaları vb.) mezuniyet sonrası ortalama iş bulma süremiz ne? Başlangıç düzeyde bu mesleğin maaş getirisi nedir? İlerleyen yıllarda maaş artışı nasıl olacak? Fiziksel özelliklerim, cinsiyetim, yaşım, kültürüm bu meslek için uygun mu? Yabancı dil, bilgisayar bilgisi gibi farklı donanımlar gerekiyor mu?
  • Seçmek istediğim meslek için seçim özgürlüğüm var mı? Ailemin bu seçimdeki rolü ne? Beni maddi, manevi destekliyorlar mı? Ailemi seçim sürecimde yanımda durmaya nasıl ikna edebilirim? Kuşkusuz bu sorular çoğaltılabilir ve verilecek yanıtlarda kişinin profesyonel bir danışmanlığa duyacağı ihtiyacı artırabilir. Stratejik yetenek yönetimi ile alınacak kariyer danışmanlığında çıkarılacak kariyer planı size tüm bu soru işaretlerine yönelik cevapları da sunuyor olacak.

 

Stratejik Yetenek yönetimi ile Üniversite Sınavına Hazırlanmak Başarıyı Nasıl Artırır?

Üniversiteye giren gençlerin %50’sinden daha fazlası girdikleri daldan memnun değiller. İnsanın kişiliğini ve hayatını doğrudan ilgilendiren bir kararı verirken sonucu tesadüflere bırakmadan, bilimsel kanıtların ışığında vermesi gerekliliği bu yöntemin önemini vurgulamaktadır. Stratejik Yetenek Yönetimi ile üniversite sınavına hazırlanmak öğrencilerin başarılı sonuçlar almasına destek olduğu gibi geleceklerinden de daha emin olmalarını ve hayal kırıklığı yaşamamalarını sağlıyor.

Kendiniz İçin En doğru Hedefi Belirlemenizi Sağlar

Hedef belirlemek sınav başarısı için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Öğrenciler belirli bir hedefleri olmadığında neden çalışmaları gerektiğini, çabalarının sonucunda ne kazanacaklarını somutlaştırmakta zorlanırlar. Ayrıca hedefsizlik kişilerin belirsiz bir yolda ilerlemeye çalışmalarına neden olur. Bu sadece sınava hazırlanmayı değil Lisede alan seçimi yaparken de doğru alana yönelmelerini engeller. Oysa kişiler ilgileri, bilgileri ve beklentileri ile uyumlu alana yöneldiklerinde kendileriyle örtüşen doğru mesleği bulmaları daha kolay olmaktadır.

Hatalı bir alan seçimi yapan öğrenci yolculuğun en başından yanlış yollara sapmış oluyor. Çünkü alan seçimi alan dışı kalan meslekleri seçebilme olasılığımızı ortadan kaldırmış oluyor. Alan seçiminden sonra mesleği belirlemek ve alan değiştirmeye karar vermek ise öğrenci için çok daha yıpratıcı bir sürecin başlamasına neden oluyor. Kimi okullar alan seçimine sıcak bakmazken, kimi zamanda geçilmek istenen bölümün kaçırılan derslerini yakalamak neredeyse imkansız hale gelmiş olabiliyor.

Büyük Hedefe Ulaşmak İçin Size Küçük Hedefler Verir

Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı aldığınızda size uygun hedefi belirlediğiniz gibi bu hedefe ulaşmak için size kısa ve uzun vadeli hedefler çıkarılır. Böylece hem bu hedefleri takip etmek daha kolay olur hem de kısa sürelerle başardığınız hedefler büyük hedefi de başarabileceğinize olan inancınızı artırır. Aynı zamanda kısa hedeflerinizi gerçekleştirirken hedeflerinizde değişiklik ihtiyacınız olursa yeni düzenlemeler yapmak sizin için çok daha kolay olacaktır.

Çok daha Kolay Motive Olur ve Dikkat Dağıtıcılara Karşı Özdenetim Sağlayabilirsiniz

Hedefinizi belirlemeniz sınava hazırlık sürecinizde çok daha kolay motive olmanızı sağlar. Ayrıca Stratejik yetenek yönetimi ile sadece hedef belirlemiş olmaz aynı zamanda hangi üniversiteleri tercih edebileceğinizi, gerekli puanı almak için nasıl bir çalışma yapmanız gerektiğini de öğrenirsiniz. Belirli bir hedefe ulaşmak için çalışırken, nerede olduğunuzu ve varmak için ne kadar daha yolunuz olduğunu takip edebilirsiniz. Bu da hem kendinizi daha kolay motive etmenizi sağlar hem de sizi engelleyen dikkat dağıtıcılar ve negatif faktörlere karşı özdenetim sağlayabilmenize yardımcı olur. “Benim ulaşmak istediğim bir hedefim var, öyleyse zamanı iyi yönetmeli, şu an bana faydası olmayan şeyleri dışarıda bırakmalıyım.” diyebilme becerisini size kazandırır.

Zaman Yönetimi, Öğrenme Stili, Verimli Ders çalışma Teknikleri

Sınava hazırlık sürecinde istenilen verimi almak için sadece hedef belirlemek yeterli değil. Öğrencilerin zamanlarını etkin kullanabilmesi için verimli ders çalışma tekniklerini de öğrenmesi gerekir. Aynı zamanda her öğrenci birbirinden farklı şekilde öğrenir. Biri için en verimli öğrenme stili görsel öğrenme stili iken, diğeri için işitsel ya da kinestetik öğrenme stili olabilir. Öyleyse bu süreçte verimli çalışabilmek için öğrenme stiline uygun bir çalışma programı geliştirmek gerekir. Stratejik Yetenek Yönetimi ile sınava hazırlık sürecinizde bu ihtiyaçlarınıza da yanıt bulursunuz.

Sınava Hazırlanırken Aynı Zamanda Kişisel Zamanlarınızı da Verimli Geçirirsiniz

Sınava hazırlanırken verimli ders çalışmak, plan-program yapmak ve bu planlara sadık kalmak çok önemlidir. Ancak aralıksız ders çalışmak verimli ders çalışmak değildir ve bir süre sonra çalışma isteğinizin azalmasına neden olur. Hem zihniniz hem bedeniniz yorulur ve ders çalışma zamanları gözünüzde büyümeye başlar. Stratejik yetenek yönetimi size ders çalışma süreleri dışında keyif alabileceğiniz aktivitelerle kendinizi motive etmenizi önerir. Etkili zaman yönetimi tekniklerini geliştirdiğinizde de kişisel ilgileriniz için ayırabileceğiniz vaktiniz kalır. Böylece akademik hayatınız ile kişisel yaşantınız arasında bir denge kurma imkanı bulursunuz. Bu denge daha mutlu olmanızı sağlar ve motivasyonunuza da olumlu etki eder.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Sınav Stresinizi Azaltır, Gelecek Kaygısı Duymazsınız

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyerinizi planlamanız sınava hazırlanırken yaşayacağınız sınav stresi ile başa çıkmanızı kolaylaştırır. Stresin en büyük nedeni sınava yüklenen anlam ve başarısızlığa yönelik olumsuz düşüncelerdir. Stratejik yetenek yönetimi ile hazırlık yaptığınızda potansiyelinizi görür ve başarılı olmak için yapmanız gerekenleri tespit edersiniz. Belirsizliğin ortadan kalkması ve önyargılardan uzak kendi potansiyelinize ait somut kanıtları görmek sizi rahatlatır. Gelecekte sizi nasıl bir yol haritası bekliyor; ne yaparsanız sonucunda ne olur bunu öğrenmiş olmak, potansiyel çalışma koşulları, maaş gibi mesleğinize yönelik detayları bilmek geleceğinize yönelik duyacağınız kaygıyı da azaltacaktır.

Siz ve Aileleriniz Arasında Uzlaşı Sağlamak için Bilimsel Kaynaklardan Faydalanır

Sınava hazırlık sürecinde öğrencilerin çoğunlukla karşılaştığı bir diğer konu ise kendi kariyer hedefleri ile ailelerinin beklentilerinin uyuşmamasıdır. Ailelerinin çocuklarına yönelik gerçekdışı beklentileri olabilmektedir. Aileler çocuklarının performansına, ilgilerine, yeteneklerine, karakteristik özelliklerine ya da potansiyeline bakmaksızın mesleki yönlendirme yapabilmektedir. Kendi kariyer tecrübelerinde ya da eğitim hayatlarında karşılaştıkları zorluklardan çocuklarını korumaya çalışırken istemeden daha büyük mutsuzluklara neden olabilirler.

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planlaması yapıldığında öğrencinin ilgileri, becerisi, bilgi düzeyi, karakteristik özellikleri gibi meslek belirlemede önemli olan kriterler tespit edilir. Testlerden edinilen sonuçlar ve klinik değerlendirmeler ailelerle detaylı şekilde paylaşılır. Ailelere neden-sonuç bağlamında yapmak istedikleri mesleki yönlendirmenin çocuk için doğru olup olmadığı detayları ile anlatılır. Tıpkı danışmanlık alan öğrenciler gibi ailelere de mesleklerin geleceği ve geleceğin meslekleri detaylarıyla anlatılır. Ailelerin amacı çocuklarına mutlu olabilecekleri ve kendi ayakları üzerinde kolayca durabilecekleri bir gelecek inşa etmek olduğu için bu bilgiler ışığında ailelerde rahatlar ve çocuklarıyla ortak dil kullanmaya başlayabilirler.

Geleceğe Yönelik Alacağınız Riskler Azalır Hayal Kırıklığı Yaşamazsınız

Sınava hazırlanırken Stratejik yetenek yönetimi ile kariyerinizi planladığınızda geleceğe yönelik alacağınız riskleri azaltmış olur ve gelecekte hayal kırıklığına uğrama olasılığınızı eleminize edersiniz. “Başarılı olacak mıyım, bu meslek benim için uygun mu, bu meslekte iş bulabilir, iyi bir kazanç elde edebilir miyim” gibi geleceğe yönelik kaygılarınızın olası cevaplarını öğrenir ve kaygılarınızdan arınmış, berrak bir zihin ile sınava hazırlanırsınız. Stratejik Yetenek Yönetimi ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve kariyerinizi birlikte planlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More