Erteleme alışkanlığı çağımızda sıkça görülen problemlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu alışkanlık; bir problem ya da kimi zaman bir hastalık olarak tanımlanabiliyor. Kişinin vakti ve olanağı olmasına rağmen; sorumluluklarını yerine getirmeyi ötelemesi, erteleme davranışı olarak tanımlanabiliyor. Bu gibi durumlarda erteleme davranışı bir ya da birkaç kez tekrarlanabiliyor. Bu davranışı sergileyen kişiler genellikle sorumluluklarını son ana kadar ertelemeyi seçiyor. Kişi sorumluluğunu yerine getirmek yerine o an keyif aldığı bir başka işe ilgilenmeyi tercih edebiliyor.
Erteleme davranışının sebebinin çoğu zaman tembellik olduğu düşünülüyor. Ancak tembellik söz konusu olduğunda umursamazlık, isteksizlik gibi davranışlar da gözleniyor. Erteleme alışkanlığında ise kişi, yerine getirmesi gereken sorumluluğun yerine başka bir işi koymayı tercih ediyor. Bu noktada iki problemi birbirinden ayırmak gerekiyor. Erteleme alışkanlığının altında çok farklı sebepler yatabiliyor. Peki; bu sebepler nelerdir? Erteleme davranışı kimlerde görülür? Erteleme alışkanlığıyla nasıl başa çıkılabilir?
Erteleme Alışkanlığı Kimlerde Görülür ve Sebepleri Nelerdir?
Erteleme davranışı söz konusu olduğunda; belirli bir yaş aralığı ya da cinsiyetten söz etmek mümkün olamıyor. Erteleme davranışı, çağımızın sık rastlanan problemleri arasında yer alıyor. Erteleme alışkanlığının çoğunlukla motivasyon eksikliği nedeniyle ortaya çıktığı düşünülüyor. Motivasyon eksikliği, kişinin yerine getirmesi gereken sorumluluk konusunda kendisini yetersiz hissetmesine neden olabiliyor. Bununla birlikte mükemmeliyetçilik de erteleme davranışını tetikleyen unsurlardan biri olarak görülüyor. Daha iyiye ulaşma arzusu ve bu noktada ortaya çıkan başarısız olma kaygısı, erteleme davranışına yol açabiliyor. Etkili zaman yönetimi yapamamak ve plansızlık da erteleme davranışının görülebildiği durumlar olarak biliniyor.
Erteleme alışkanlığı, zaman içerisinde kronikleşebiliyor. Bu durum çocukluk döneminde başlayabileceği gibi nadir olarak ileri yaşlarda da ortaya çıkabiliyor. Çocukluk döneminde ebeveynleriyle sağlıklı ilişki kuramayan çocuklarda kronik erteleme davranışına rastlanabiliyor. Koşulsuz sevgi ve ilgi görmeyen, otoriter ailelerde büyüyen çocuklar bu problemle başa çıkmak zorunda kalabiliyor. Bu durum, çocuklarda pasif bir tepki hali ortaya çıkarabiliyor. Mükemmeliyetçi bir aile ortamı ve kendini ispatlama kaygısı çocukları erteleme davranışına itebiliyor. Bu durum zaman içerisinde kronik bir hal alıyor. Kronik erteleme davranışı gösteren bireylerde, öfke problemleri, stres, huzursuzluk gibi problemler de görülebiliyor. Bu durum, çeşitli psikolojik rahatsızlıklara da zemin hazırlayabiliyor.
Erteleme Alışkanlığı ile Nasıl Başa Çıkılır?
Erteleme alışkanlığıyla başa çıkabilmek için kişinin alabileceği bazı önlemler bulunuyor. Bununla birlikte; kimi zaman uzman desteğine ihtiyaç duyulabiliyor. aba Psikoloji, özellikle üniversiteye hazırlık ve kariyer seçimi sürecindeki öğrencilere bu konuda da destek veriyor. Her şeyden önce erteleme davranışının nedenini bulmak önem taşıyor. Sorunun kaynağına ulaşıldığında, ortadan kaldırmak çok daha kolay olabiliyor.
Erteleme alışkanlığının önüne geçebilmek için etkili zaman yönetimi ve planlı olarak hareket edebilmek gerekiyor. Günlük ve haftalık çalışma planları hazırlamak, sorumlulukların altından daha kolay kalkmaya yardımcı oluyor.
Çalışma sürelerini ve dinlenme sürelerini dengeli biçimde ayarlamak motivasyonu olumlu etkiliyor. Uzmanlar bir kişinin verimli çalışma süresinin 20 – 25 dakika arasında olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle verimli bir çalışmanın ardından verilen kısa molalar çalışma isteğinin artmasına yardımcı olabiliyor.
Pek çok kişi yapılacak işin zorlayıcı olduğunu düşündüğü için ertelemeyi seçiyor. Bu noktada; işi parçalara bölmek ve en kolay kısımdan başlamak avantajlı olabiliyor. İşe başlamanın verdiği motivasyon bitirmeyi de kolaylaştırıyor.
WISC-R zeka testi, ana ve alt testlerden oluşan, bir zihinsel performans ölçeği olarak biliniyor. Test, 1939 yılında, Rumen-Amerikalı ruh bilimci David Wescler tarafından geliştiriliyor. Önceleri yetişkinler üzerinde uygulanan test daha sonra çocuklara uygulanabilir biçimde güncelleniyor. WISC-R farklı yetenekleri ölçmek üzere yapılandırılan ana ve alt testlerden oluşuyor. Performans ve sözel olmak üzere iki bölüm halinde uygulanıyor. Her bölüm için altı farklı test bulunuyor. Bölümler, 5 ana ve 1 alt testi içeriyor.
WISC-R, Türkiye’de de uygulanan zeka testlerinden biri olarak biliniyor. Test, tıpkı diğer zeka testleri gibi zihin performansını ölçmeye odaklanıyor. Ancak diğer testlerden farklı olarak, öğrenme kapasitesinin yanı sıra; sosyal çevreye adaptasyonu da ölçüyor. WISC-R zeka testi, pek çok yeteneği aynı anda ölçülebiliyor oluşuyla tanınıyor.
WISC-R 1939 yılından beri yetişkinlere ve 1949 yılından beri çocuklara uygulanabiliyor. Çeşitli revizelerle beraber günümüze kadar varlığını sürdüren zeka testlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Uzun yıllar boyunca WISC-R’ın en güvenilir zeka testleri arasında gösterildiği biliniyor. Bu nedenle güncelliğini koruduğu yıllar boyunca en çok tercih edilen zeka testleri arasında da gösteriliyor. Fakat son dönemlerde WISC-R zeka testinin güncelliğini kaybettiği görülüyor. Artık, yetenek ve ilgi alanlarının tespiti noktasında WISC-R’dan yardım alınmıyor. Peki; ama neden? WISC-R’ın artık tercih edilmeme sebebi nedir? WISC-R yerini hangi teste bıraktı?
WISC-R Zeka Testi Neden Güncelliğini Kaybetti?
Öncelikle WISC-R zeka testinin hala uygulanıyor olduğunu ifade ederek söze başlamak gerekiyor. WISC-R artık eskisi kadar tercih edilmiyor olsa da; kimi kurumlar testi uygulamayı sürdürüyor. aba Psikoloji ise testi kullanmayı tercih etmeyen kurumlar arasında bulunuyor.
Stratejik yetenek yönetimi söz konusu olduğunda, “güncellik” kritik bir noktayı oluşturuyor. Bu anlamda güncellenmiş ve yapılandırılmış testlerden faydalanmak gerekiyor. En doğru verilere, en güncel testler ışığında ulaşılabiliyor. Çünkü dünya ve nesiller değişiyor. Teknoloji, eğitim, toplumsal yapı yıllar içerisinde değişime uğruyor. Elbette; insan zekası ve yetenekleri de değişen yapıya ayak uyduruyor ve kendini yeniliyor. Günümüzde yaşamını sürdüren bir çocuğun zekasını ve yeteneklerini, 1939’da ortaya çıkmış bir testle ölçmek mümkün olamıyor. Güncel olmayan testlerle, doğru sonuçlara ulaşılamıyor. Bu nedenle aba Psikoloji’nin uzman ekibi artık WISC-R testinden faydalanmayı doğru bulmuyor. Peki; WISC-R yerine hangi test tercih ediliyor?
WISC-R Zeka Testi Yerini Hangi Teste Bıraktı?
Bir süredir stratejik yetenek yönetimi ve kariyer danışmanlığı için yapılan testler arasında WISC-R yer almıyor. Ancak elbette; yetenek yönetimi için zeka testlerinden yardım alınması gerekiyor. Bu noktada; WISC-R yerine farklı bir test tercih ediliyor.
Bu test, WISC-V adıyla anılıyor. Bu test de tıpkı WISC-R gibi 6 – 16 yaş aralığındaki çocukların zihinsel performansını ölçmeyi amaçlıyor. Test aracılığıyla çocukların, güçlü ve zayıf yönleri bilişsel anlamda ölçülebiliyor. aba Psikoloji’nin uzman ekibi bu testi Amerikan normlarına göre uyguluyor. Test, analiz becerileri, hafıza, akıl yürütme gibi pek çok noktaya dair ipuçları veriyor. Test sayesinde ulaşılan verilen detaylandırılması ve kişiselleştirilmesi mümkün oluyor. Test aracılığıyla çocukların zayıf yönleri de tespit edilebiliyor. Öğrenme güçlüğüne yönelik bulgulara rastlanması durumunda erken yaşta önlem alınarak, doğru yönlendirme yapılabiliyor.
Kariyer süreci her birey için önem taşıyor. Kariyer sürecinin hiç şüphesiz titizlikle ve stratejik olarak planlanması gerekiyor. Kariyer yalnızca iş hayatını tanımlayan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bütün bir yaşamı kapsıyor. Eğitim, iş hayatı, aile ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri birçok unsur kariyer ile doğrudan ilişkilendiriliyor. Kariyer, bireyin ekonomik durumunu, sosyal statüsünü, toplum içerisindeki konumunu da doğrudan etkiliyor.
Bu anlamda kariyer planlaması ve kariyer seçimi yaparken son derece dikkatli davranmak gerekiyor. Bireyin kariyer hedeflerine tek başına ulaşması ve süreci tek başına yürütmesi çoğu zaman zorlayıcı olabiliyor. Bu anlamda kariyer danışmanlığı almak doğru seçimler yapmaya yardımcı oluyor. Peki; aba Psikoloji bu süreçte nelere dikkat ediyor? Nasıl bir yol izliyor?
Kariyer Süreci Nasıl Yönetilmeli?
Özellikle; 2020 – 2021 döneminde, öğrenciler sıkıştırılmış bir programla karşı karşıya kaldılar. Bu dönem öğretmenler, danışmanlar ve aileler için de zorlayıcı bir süreç oldu. Oluşan iş yükü ve belirsizlik kariyer hedeflerine yönelik süreci zorlaştırdı. Özellikle yurt dışı eğitim ve sınavlar söz konusu olduğunda adım atmak neredeyse imkansız bir hale geldi. Çünkü; sınavların gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmiyordu. Buna ek olarak; öğrencinin kabul alsa bile yurt dışına gidip gidemeyeceği kesin değildi. Sınavlar ertelendi, tarihlerde önemli değişiklikler yaşandı. Kısacası; pandemi hem eğitim hem kariyer süreçlerini önemli ölçüde etkiledi.
Böyle süreçlerde öğrencilerin doğru kararları verebilmesi oldukça önem taşıyor. Özellikle böyle dönemlerde kariyer süreci ve sürecin doğru yönetilebilmesi önem taşıyor. Belirsizliğin hakim olduğu süreçlerde; bir başka deyişle, puslu havalarda anda kalmayı bilmek gerekiyor. Ne olursa olsun, hedefe odaklanmak ve gidilen yoldan farklı bir yöne sapmadan ilerleyebilmek önem taşıyor. Okullar eğitim vermese de, yurt dışındaki üniversiteler kapılarını açmasa da anda kalabilmek gerekiyor. Anda kalarak, zamanın değerini biliyor olmak ve zamanı doğru kullanıyor olmak gerekiyor.
Bu anlamda; böyle süreçlerde planları ertelemek, ötelemek, iptal etmek elbette doğru bir yaklaşım olmuyor. Üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan birinin bu olduğunu söylemek mümkün olabiliyor. aba Psikoloji, pandemi sürecinde bu yaklaşımı benimseyen kurumlar arasında yer alıyor. Bu ve benzeri süreçlerde öğrencinin erteleme, öteleme davranışına yönelmemesi üzerinde özellikle duruluyor. Öğrencinin bu bilince ulaşması konusunda çalışmalar yapılıyor.
Kariyer Süreci İçin Yeni Bir Müfredat: Compass
aba Psikoloji’nin uzman kadrosunun son dönemde yeni bir müfredat üzerinde çalıştığı biliniyor. Bu müfredat Compass (Pusula) olarak adlandırılıyor. Bu eğitim müfredatının temel amacı öğrencilere doğru bir yön çizebilmek olarak biliniyor. Bu yeni müfredat ile öğrencilere doğru bir yol haritası vererek doğru alanlara yönlendirilmeleri hedefleniyor. aba Psikoloji’nin uzman kadrosu fırtınalı zamanlarda öğrenciler için kutup yıldızı olabilmeyi amaçlıyor.
Özellikle geçtiğimiz iki yıl boyunca yaşadığımız pandemi süreci böyle dönemlerden biri olarak görülüyor. Böyle anlarda görülmeyen bir düşmana karşı savaşılıyor. Bu gibi süreçlerde doğru kariyer planlaması ve kariyer seçimi daha fazla önem kazanıyor. Elbette böyle dönemlerde kariyer sürecikariyer danışmanlığı almadan yürütülemiyor. Süreci uzman yardımı almadan yönetmeye çalışmak sağlıklı sonuçlar doğurmuyor. Verilen emeğin ve çabanın boşa gitmesi söz konusu olabiliyor. Bireyler başarısızlıkla ve hayal kırıklığıyla sonuçlanan bir dönem yaşayabiliyorlar.
Compass ile Öğrencilere Yeni Bir Strateji Oluşturulması Amaçlanıyor
Pandemi ve beraberinde getirdiği sürecin öğrencileri psikolojik açıdan da önemli ölçüde etkilediği biliniyor. aba Psikoloji’nin buradan hareketle yeni bir müfredat oluşturmaya yöneldiği biliniyor. Bu yeni müfredat için klinik psikologlar, nörologlar, psikiyatristler ve eğitim psikologları birlikte çalışıyor. Compass, aslında öğrencilere interaktif bir çalışma ortamı sağlıyor. Pandemi süreci boyunca öğrencilerin kendi seviyelerine ve öğrenme biçimlerine uygun bir eğitim alamadıkları biliniyor. Compass’ın sağladığı yeni strateji ile problemin ortadan kaldırılması hedefleniyor.
Compass’ın amacı öğrencilere bütün bir süreci planlayabilecekleri bir strateji sağlaması olarak biliniyor. Süreci tüm ana yönleriyle ve ara yönleriyle değerlendirebilmeye olanak veriyor. Bunun yanı sıra; öğrencinin değişim süreçlerindeki farkındalığının da artırılması sağlanıyor.
Özgeçmiş hazırlamak özenli, planlı, nitelikli bir ön hazırlık sürecini gerektirir. Özgeçmiş hazırlarken olabildiğince tutarlı, ilişkili ve gerçeğe uygun bilgiler paylaşmak gerekir. Özgeçmiş işverenle aday arasında kurulacak ilişkinin kalitesinin belirleyecek önemli bir araçtır. Özgeçmiş (CV) hazırlarken adayın donanımı kadar işverenin beklentileri de göz önünde bulundurulmalıdır.
Özgeçmiş hazırlama sürecinde özensiz davranmak, yetersiz veya tutarsız bilgi paylaşmak, dizayna ve içeriğe önem vermemek iş verence kolayca fark edilir. Özensiz bir cv adayın başvurusunda yeterince gönüllü ve istekli olmadığını hissettirecektir. İş verenler çoğunlukla ilanlara başvuru yapan adayları tanımamaktadır. Dolayısıyla özgeçmişte yer alan bilgiler ve özgeçmişin niteliği işverene adayla ilgili genel geçer bilgi verecektir.
Çoğu aday özgeçmişte yazan bilgileri yüzeysel tutmakta mülakata gittiğinde detaylı bilgi paylaşmayı tasarlamaktadır. Ancak mülakata davet edilmek için de bir ön değerlendirme sürecinden geçilmektedir. Bu süreçte yine iş verenler ve insan kaynakları personelleri özgeçmiş üzerinden adayla ilgili değerlendirme yapmaktadır. Derli toplu, göze hitap eden, içeriği anlaşılır, düzenli ve tutarlı olan bir özgeçmiş daha kolay dikkat çekecektir.
Peki Özgeçmiş Hazırlamak için Yeterli Özen Neden Gösterilmiyor?
Mesleki tatminsizlik, olumsuz çalışma koşulları, hatalı meslek geçimi, motivasyon eksikliği, teknolojik cihazların verimsiz kullanımı nedeniyle özensiz özgeçmişler hazırlanabilmektedir. İyi bir özgeçmiş için özgeçmişte yer alan bilgilerin güncel ve anlamlı sürelerle sürdürülmüş olması da önemlidir. Kısa süreli iş tecrübeleri, yarıda bırakılmış eğitimler, uzun süre önce bırakılmış hobi ve faaliyetler özgeçmişte yer almamalıdır. İyi bilinmeyen bir dil, program, sistem vb. hakkında özgeçmişte yeterlilik belirtilmemelidir.
İyi bir özgeçmiş hazırlamak için mutlaka bu ön hazırlığı yapmaya psikolojik olarak hazır olmak gerekir. Psikolojik hazırlık, kendimizi daha iyi ifade etmemizi, pozitif bir dil kullanmamızı, özenli olmamızı sağlayacaktır. Özellikle mesleğini sevmeyen, mesleki tatminsizlik yaşayan bireylerde özgeçmiş hazırlama süreci özensiz kalabilmektedir.
Dijital kaynakların yeterince etkin kullanılmıyor olması da hazırlık sürecini olumsuz etkilemektedir. Akademik olarak çok başarılı, kişisel gelişimine önem veren, pozisyon için son derece uygun adaylar özgeçmişteki başarısızlıkları nedeniyle işi kaybedebilmektedir. Çünkü bu adayların önemli bir bölümü iş verenlerin aday değerlendirme süreçlerine girememektedir.
Özgüven eksikliği, hatalı meslek seçimi, mesleki doyumsuzluk, çalışma hayatına yönelik ön yargı ve korkular kişiyi olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla psikolojik hazırlık en çok bu bireyler için önemlidir. Peki cv hazırlamak için psikolojik hazırlık nasıl yapılır? İş verenlerin dikkatini çekecek bir özgeçmişte nelere yer verilmelidir? Özgeçmişi zenginleştirmek için neler yapılmalıdır? Yazımızın devamında detaylara ulaşabilirsiniz.
İyi Bir Özgeçmiş Hazırlamak için Nasıl Bir Psikolojik Hazırlık Yapılmalı?
Özgeçmişinizi yeterli ve dikkat şekilde hazırlayabilmenizin ön koşulu bu hazırlığı yapmaya istekli olmanızdır. Motivasyonunuzun yüksek olması ise özgeçmişinizi nerede ve ne için kullanacağınıza ve bunu ne kadar istediğinize göre değişir. Yapmak istemediğiniz bir staja başvuruyor veya çalışmak istemediğiniz bir pozisyona aday oluyorsanız motivasyonunuz düşecektir. Motive olabilmek için öncelikle ne istediğinize karar vermelisiniz!
Doğru alan ve meslek seçimi yapmak, meslekte de yine sizin için doğru alt dala yönelmek motivasyon için önemlidir. Bu noktada iyi bir özgeçmiş hazırlamak için öncelikle kendinize iyi bir hedef belirlemiş olmanız gerekir. Hedef belirlerken de karakteristik özelliklerinizi, beklentilerinizi, ilgi ve becerilerinizi dikkate almalısınız. Aynı zamanda hedefinizi belirlerken iyi bir ön araştırma yapmalı ve yeterince bilgi toplamalısınız.
Staj veya iş başvurusu yapacağınız kurumları araştırmanız, referans almanız bu başvuruya yönelik aidiyetinizi artıracaktır. Belirlediğiniz hedefin size katkılarını ve avantajlı yanlarını da dikkate almalısınız.
Staj yapacağınız veya çalışmaya başlayacağınız bu kurum size ne vaat ediyor? Burada kendinizi geliştirebilir veya potansiyelinizi gösterebilir misiniz? Bu tecrübenizden sonraki adımı düşünecek olursanız yapacağınız bu staj veya iş deneyimi size bir fayda sağlayacak mı? Bu soruların yanıtlarını aramak da motivasyonunuzu etkileyecektir.
Gerçekten hazır olduğunuzda iyi bir özgeçmiş hazırlamak için çalışmaya başlayabilirsiniz. Özgeçmişinizi üzerinde bir resim ve sizinle ilgili yazıların olduğu bir kağıt olarak düşünmemelisiniz. Özgeçmişiniz sizin temsilcinizdir. Ona ne kadar özenirseniz değerlendirenler karşısındaki imajınızı o kadar artırmış olursunuz. Kariyer Gelişimi için Kaçırılmaması Gereken Fırsatlar Neler? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.
İşverenlerin Dikkatini Çekecek Bir Özgeçmiş Hazırlamak için Neler Yapılmalı?
İşveren için önemli olan özgeçmişte yazan kişisel gelişim, mesleki bilgi ve beceriye dönük bilgilerin ne kadar uygulanabilir olduğudur. Dolayısıyla adayın özgeçmişte yer verdiği bilgileri uygulayabilir, kullanabilir olduğunu işverene göstermesi gerekir. Yeterli bilgi ve beceriye sahip olunduğunu işverene gösterebilmekse ilişkili faaliyetlerden örnekler vermekle mümkün olabilir.
Örneğin; Satranç oynamayı seven, bununla ilgili kurslara, müsabakalara giren birisi analitik yönünün güçlü olduğunu göstermiş olur. Gönüllü olarak kitap seslendirmesi yapan birisi için diksiyonunun iyi olduğu düşünülür. Sosyal sorumluluk projelerinde görev alan biri empati yönünü vurgulayabilir. Dijital platformlara kendi fotoğraf ve videolarıyla içerik üreten biri özgüvenini, dijital kaynaklarını kullanma becerisini gösterebilir.
İşverenlerin adaylardan beklediği organizasyona katkı sağlayacak kişisel kazanımlar özetle aşağıdaki gibidir. İyi bir özgeçmiş hazırlamak için bu beklentileri destekleyecek bilgilere özgeçmişte yer verilmelidir.
Stresle başa çıkabilme
Zor insanlarla iletişim kurabilme
İkna becerisi
Zorlu çalışma koşullarına adapte olabilme
Analitik düşünme
Takım içerisinde verimli çalışabilme
Yaratıcılık
Özgüven ve öz değer geliştirme
Empati yapabilme
Krizi yönetebilme
Zamanı verimli kullanma
Dikkati sürdürebilme
Diksiyon
Etkili beden dili kullanımı
Bu örnekleri kendi ilgi ve becerilerinizden yola çıkarak olabildiğince uzatabilirsiniz. İş veren için önemli olan tek yönlü olmamanızdır. İş dışında da ilgi ve beceri alanlarınıza yatırım yapıyor olmanız iş verenler için önemlidir. Ancak bazı meslekler doğası gereği kişisel aktivitelere ayırdığınız zamanları kısıtlayabilir.
Özellikle sabit gün ve saatlerde müsait olmanızı gerektiren etkinlikleriniz varsa bazı işler için tercih edilmeniz zorlaşabilir. Sık seyahat gerektiren, mesaisi ve nöbetleri olan, esnek çalışma saatleri içeren işler sizin için uygun olmayacaktır. Böyle bir mesleğiniz varsa mutlaka ilgi alanlarınızı da çalışma koşullarınıza adapte etmelisiniz.
İçeriği Zengin Bir Özgeçmiş Hazırlamak için Adaylar Kişisel ve Mesleki Gelişime Önem Vermeli!
Pek çok aday kişisel faaliyet alanlarına yönelik ilgi ve becerilerine özgeçmişlerinde yer vermek istemez. Kimisi bunu kişisel alanıyla ilgili gereğinden fazla bilgi vermek gibi düşünebilir. Kimisi ise mesleğiyle ilişkili olmadığını düşünerek alakasız bulabilir. Ancak kişinin iş dışı zamanlarını geçirdiği bu bireysel faaliyetler iş verene adayla ilgili önemli bilgiler verir.
Çok yönlü olmak, yaratıcılık, üretkenlik, çalışkanlık, verimli zaman yönetimi, iletişim becerileri, uyum bunlardan sadece bazılarıdır. Yine aynı şekilde mesleki bilgi olarak da özgeçmişte verilen bilgi işe giriş-çıkış tarihi, kurum adı ve pozisyon bilgisiyle sınırlı olmamalıdır. Adayın pozisyonuna ait görevlerini, sorumluluklarını, kuruma kattığı değeri, varsa fark yaratan çalışmalarını da paylaşması gerekir.
İş verenin önüne her gün benzer niteliklerde pek çok özgeçmiş gelir. Benzer üniversiteler, benzer bölümler ve iş tecrübeleri. İş verenin adaylara yönelik özgeçmişte yazan bilgilerden başka bilgisi ve referansı yoktur. Yani iş veren sizi özgeçmişinde yer verdiğiniz bilgiler kadar tanımaktadırlar.
İyi Bir Özgeçmiş Hazırlamak için Kişisel Gelişim Önerileri
İş verenin adaylar arasında seçimi kolaylaştıracak daha öznel bilgilere erişmeye ihtiyacı vardır. Hobileriniz, katıldığınız kurslar, kulüp üyelikleriniz, sosyal yardım çalışmalarınız, sanat, spor ilgileriniz sizin kim olduğunuzu yansıtır. İş veren bu bilgilere göz gezdirdiğinde elindeki özgeçmişin dinamik bir kişiye ait olduğunu hisseder. Böylece özgeçmişiniz diğerleri arasında öne çıkarak fark yaratır.
Kişisel gelişimin sadece iş bulma sürecinde değil hayatınızın pek çok alanında önemini fark edeceksiniz. Özellikle yurtdışı üniversite kabullerinde de okul dışı faaliyetlere katılım önemlidir. Üniversiteler de tıpkı iş verenler gibi bünyelerine katacakları öğrencilerin çok yönlü olmasını ister.
Okullarındaki öğrencilerin akademik bilginin dışında sanat, spor, sosyal sorumluluk alanlarında aktif olmasını beklerler. Stajlar ve iş bulma sürecinde işinize yarayacak olan referans edinme sürecinde de kişisel gelişim gereklidir. Dolayısıyla tüm bu bilgiler iyi bir özgeçmiş hazırlamak için yer verilmesi gereken niteliktedir.
İyi Bir Özgeçmiş Hazırlamak için Mesleki Gelişim Önerileri
Mesleğinizi en iyi şekilde yapabilmeniz için mümkün olan en iyi üniversitelerden eğitim almaya çalışın. Eğitim hayatınızı en verimli şekilde değerlendirin. Üniversite döneminde networkünüzü geliştirin. Akademisyenlerinizle ilişkilerinizi iyi tutun ve mesleğinize olan ilginizi gösterin. Onlardan iş arama sürecinde size yardımcı olacak referans mektupları toplamaya çalışın.
Mesleğinizdeki gelişmeleri yakından takip edin. Ücretsiz eğitimler de dahil olmak üzere mesleğinize yönelik eğitimleri kaçırmayın. Mesleğinizle ilgili sempozyumları, kongreleri yakından takip edin. Konuşmacı olarak katılma olanağınız varsa katılın. İyi bir özgeçmiş hazırlamak için mesleki bilgilerinizin güncelliğini koruyabilmeniz gerektiğini unutmayın.
Her yıl için en az bir staj tecrübeniz olsun ve mesleğinizin çalışma alanlarını daha öğrenciyken tecrübe edin. Staj yaptığınız alanlarda devam etme isteği duyarsanız mutlaka iş vereninizle irtibatınızı sürdürün. Çoğu kurum ihtiyaç halinde bünyesinde staj yapan adayları işe alım sürecinde öncelikli tercih etmektedir. Aynı şekilde staj yapacağınız alanların mesleki gelişiminize katkı sağlayacak donanımda olmasını da önemseyin.
Mümkün olduğunca mesleğinizde size yeni fırsatlar açabilecek dilleri öğrenmeye çalışın. Örneğin; bu meslekte kolaylıkla iş bulabilmeniz için İngilizce bilmeniz gerekiyorsa dilinizi ileri düzeye çıkarmaya çalışın. Başka bir ülkede sürdürebileceğiniz bir işiniz varsa ilk fırsatta o ülkenin dilini öğrenmeye başlayın.
Mesleğinizi sürdürmek için ehliyet sahibi olma, spesifik bilgisayar programları kullanabilme gibi koşullar gerekebilir. Öğrencilik yıllarından itibaren bu ihtiyaçları tamamlamanız iş hayatına hızlı atılmanızı sağlayacaktır. Sosyal medyayı ve network geliştirebileceğiniz sosyal ağları meslek odaklı kullanın. Mesleki bilgilerinizi paylaşabileceğiniz platformları aktif kullanmanız bilgi birikiminizi iş verene sunabileceğiniz bir portföy etkisi oluşturacaktır.
Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunmaktadır. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlamaktayız. Kariyer planı yaparken IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle danışanlarımızı yakından tanımaya çalışmaktayız. İyi bir özgeçmiş hazırlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Popüler meslekler de popülaritesi olan tüm diğer şeyler gibi seçim süreçlerimizi etkiliyor. Her yıl yeni meslekler ve akabinde yeni trendler açığa çıkıyor. Bazı mesleklerinse popülaritesi uzun yıllar devam ediyor. Trendler sık sık değişse de sunduğu prestij, sağladığı avantaj ve konforla kimi mesleklerin yeri hiç sarsılmıyor.
Popüler olan seçeneklere yönelmek seçim yapacak öğrencilere “garanti meslek” izlenimi yaratıyor. Oysa bir mesleğin garantili olmasından ziyade o meslekteki başarınız, beceriniz mesleki garantiyi artırıyor. Her yıl popüler olana odaklanan nice genç üniversite eğitiminden sonra kalabalık bir rekabet ortamına giriyor. Rekabet ortamında ise mesleki ilgi, bilgi, beceri ve motivasyon diğerleri arasından sıyrılmayı kolaylaştırıyor.
Üniversite eğitiminden başlayarak her mesleğin zorlukları bulunuyor. Üniversite ve meslek seçerken popülariteye ve prestije aldansak da zorluklarla karşılaştığımızda hayal kırıklıkları baş gösteriyor. Yoğun ve yorucu mesai temposu, kimi zaman hayati risk veya çalışma ortamındaki fiziki zorluklar yıpratıcı olabiliyor. Mesleki avantajlar herkes için motivasyon sağlıyor olsa da dezavantajlar motivasyonu düşürüyor.
Mesleğini severek tercih eden, severek sürdüren bireylerin mesleki zorluklarla başa çıkması daha kolay oluyor. Mesleğini popüler meslekler arasından seçerek seçim sürecinde farklı faktörleri değerlendirmeyen bireylerse daha çabuk demoralize oluyor. Aynı şey üniversite eğitiminde de etkisini gösteriyor. Meslek seçerken çok yönlü değerlendirme yaparak kendisi için uygun olan mesleğe odaklanan bireyler akademik hayatta daha başarılı oluyor.
Mesleki eğitime ilgileri, merakları ve öğrenme azimleri bu bireylerin diğerlerine kıyasla çok daha yüksek oluyor. Seçim yaparken sadece popülariteye odaklanan öğrencilerinse eğitim sürecinde daha ilgisiz ve başarısız olduğu görülüyor. Hatta meslek değişikliğine gitme, bölüm değiştirme yeniden sınava hazırlanma ve benzeri gelişmeler de yaşanabiliyor.
Peki meslek seçiminde popüler olan seçeneklere yönelmek mi yoksa kendimiz için en iyi olana odaklanmak mı mantıklı? Her popüler meslek, tercih edenlere beraberinde başarı ve mutluluk getirir mi? Popüler meslekler neye göre belirleniyor veya mesleklerin popülaritesini hangi etkenler değiştiriyor? Meslek seçimi yaparken kararı belirleyen ne olmalı? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Popüler Meslekler Neler ve Bu Meslekler Başarılı Olmak için Yeterli mi?
Mesleklerin popülaritesine belirleyen o mesleğe ait iş gücüne duyulan ihtiyaçla ilişkilidir. Bugün ülkemizde popüler hale gelen meslekler çoğunlukla dünya genelinde de popüler ve talep gören mesleklerdir. Bu meslekler gelecek 5-10 yıl içerisinde değer kazanır ve mahsul vermeye başlar. Yani bugün ismini yeni yeni duyduğunuz ama bir yandan da popüler meslek statüsünde yer alan meslekler aslında geleceğin meslekleridir.
Gelişen teknoloji ve bilim mesleki trendleri ve ihtiyaçları da farklılaştırıyor. Geçmişte iş verenin beklentisi daha çok kas gücüne yönelikken artık iş verenler zeka gücüne önem veriyor. Eskiden mahsulü toplayacak işçiye ihtiyaç varken şimdi mahsulü toplayacak makineyi programlayacak kişilere ihtiyaç var. Bu basit örnekten de anlaşılacağı üzere artık işi yapana değil işi yapacak akıllı sistemleri üretebilenlere, yönetebilenlere ihtiyaç var.
Bu da yapay zeka uzmanlığı, veri mühendisliği, veri analistliği, 3D üretim mühendisliği, dijital pazarlama vb. mesleklerin trend haline gelmesini sağlıyor. Peki bu popüler meslekler bizde ilgi uyandırmıyorsa, sırf popüler ve çok kazandıracak meslekler diye onları seçmemiz doğru olur mu? Seçim sürecinde pek çok öğrenci ve aile bu ikilemi yaşayabilir.
Popüler olanın daha çok kazandıracağı ve daha fazla prestij sağlayacağı düşüncesi kararı etkileyebilir. Ancak kazanç ve süreklilik sağlayan mesleğimizde göstereceğimiz performans ve başarıdır. Bir meslek ne kadar popüler olursa olsun meslekte başarı elde edemezsek bize dezavantaj sağlar. Bir meslekte başarılı olabilmek ise aşağıdaki her bir maddeyi seçim sürecinde dikkate almakla mümkün oluyor;
Meslek seçerken karakteristik özellikler dikkate alınmalıdır. Bireyin kişilik özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek için kişilik testi yapılmalıdır.
Mesleki ilgi ve beceri değerlendirmesi yapılmalıdır. Bireyin ilgi ve beceri alanları tespit edilmelidir.
Bireyin kültürü, sosyoekonomik düzeyi ve mesleki beklentileri de dikkate alınmalıdır.
Aksi halde meslekten elde edeceğimiz verim, doyum ve başarı beklentilerimizin altında kalacaktır.
Her sağlıklı birey, yaşının ve içinde bulunduğu koşulların desteklediği biçimde kendini gerçekleştirebilmek ister. Ancak bireyin, kişiliğine, öz benliğine uymayan bir mesleğe yönelmesi, bireyin doğal gelişimini olumsuz yönde etkiler. Sevilmeyen bir işte başarılı ve mutlu olmak, potansiyelini performansa dökmek kolay değildir. Buna karşılık sevilen bir işte çalışmak kişinin daha verimli, başarılı ve mutlu olmasını destekler.
Sevdiğimiz işi yaparken çok daha üretken, keyifli ve yaratıcı olabiliriz. İşimize yönelik sevgi ve ilgimiz temas ettiğimiz diğer insanları da etkisi altına alır. Ekip arkadaşlarımızı, takımımızı, hizmet ettiğimiz markayı veya sunduğumuz hizmeti olumlu yönde etkileriz. Mesai dışı sürelerde de işimizden aldığımız tatmin duygusu mutluluk hissimizin süresini uzatır. Sosyal yaşamda, aile ilişkilerimizde ve bireysel olarak iç dünyamızda daha keyifli hale geliriz.
Tüm bu olumlu etkilerin aksine yanlış mesleğe yönelmekse tam tersi negatif etkilere yol açabilir. İşte bu noktada popüler meslekler iyi değerlendirilmelidir. Tercih sürecinde bir mesleğe yönelmemizi sağlayan sadece popülaritesi olacaksa bu seçim bize uzun vadede kaybettirebilir. Ancak popüler bir mesleğe ilginiz ve hatta bu alanda bilginiz de varsa bu seçenek mutlaka değerlendirilmelidir. Değerlendirme sürecinde daha sağlıklı kararlar verebilmek için profesyonel bir destekten de faydalanabilirsiniz.
Başarılı, mutlu ve memnun olabileceğimiz bir mesleği bulmamız sandığımız kadar kolay değil. Ancak iyi bir destek aldığımızda ve kararlarda etkin rol oynadığımızda seçim yapmak endişe duyduğumuz kadar zor da değil. Meslek seçerken çoğunlukla çevrenin, ailenin veya eğitmenlerin yönlendirmelerine kulak veririz. Risk almak istememek veya yeterli bilgiye sahip olmamak sonucunda kendi mesleğimizi seçerken pasif kalabiliriz.
Aynı şekilde popüler meslekler de garanti uyandırdığı için mantıklı bir seçenek haline gelebilir. Oysa seçeceğiniz mesleği gelecek 40-50 yıl boyunca sürdürecek olan sizsiniz. Dolayısıyla meslek seçimi yaparken ilk kulak vermemiz gereken ses kendi iç sesimiz. Aba psikoloji olarak kariyerdanışmanlığı verirken tam olarak bunu hedefliyoruz. Danışanlarımızın ihtiyaçlarını, potansiyellerini, karakterlerini ön plana çıkarıyoruz. Meslek seçimine tüm bireysel detayları belirledikten sonra geçiyoruz.
Kariyer danışmanlığı almak yıldan yıla popülaritesini artırarak geleceğe yönelik önemli bir yatırım şekli haline geldi. Artık öğrenciler de veliler de eğitim kurumları da çok daha bilinçli ve farkındalıklı. Sadece düzenli ders çalışmanın, sınavlara motive bir şekilde hazırlanmanın başarılı olmak için yeterli olmadığını biliyoruz. Okul seçerken, bir alana, bölüme veya mesleğe yönelirken çok daha farklı değişkenlerin rol oynadığını biliyoruz.
Bireysel faktörler, çevresel etkenler ve tabi ki içinde bulunduğumuz çağın getirileri yönelimlerimizi etkiliyor. Karakteristik özelliklerimiz, ilgi ve becerilerimiz, beklentilerimiz, zeka alanımız, öğrenme şeklimiz bireysel faktörleri oluşturuyor. Yetiştirilme tarzımız, ebeveynlerimizin mizacı, beklentileri, seçimlerimizdeki rolü ve finansal gücü ise çevresel etkenlere giriyor. Öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız, yakın çevremiz ve tabi ki içinde bulunduğumuz toplumun beklentileri de çevresel etkenler arasında.
Çağın getirileri ise bilim, teknik, teknoloji, ekonomi alanlarındaki gelişmeler ve değişmeleri temsil ediyor. Biz tüm bunların etkisi altında seçenekler belirliyor ve bir seçim yapmaya yöneliyoruz. Ancak herkesin tüm bu etkenleri değerlendirebilecek zamanı, finansal kaynağı veya rehberi olmayabiliyor. Kariyer danışmanlığı bu noktada önemli bir ihtiyaca cevap veriyor. Tabi bu hizmete erişebilmek, doğru danışanlarla temasa geçebilmek de oldukça önemli.
Ne yazık ki ülkemizin hala her bölgesinde, şehrinde bu tarz ihtiyaçlara cevap bulunabilecek yeterli kaynak yok. Bazı yerlerde ise hiç kaynak yok. Bu da beraberinde fırsat eşitsizliklerine ve tabi nice cevherin perde arkasında kalmasına neden oluyor.
Aslında bu olgu pandemiyle birlikte bir nebze değişti. Artık online uygulamalara ve danışmanlıklara çok daha aşina hale geldik. Hatta birçok birey online çalışmaları daha elverişli ve avantajlı buluyor. Konfor alanından uzaklaşmadan ihtiyaçlara erişebilmek rahatlık sağlıyor. Bu anlamda bulunduğu şehir ve bölgede arzu ettiği hizmetlere ulaşamayan bireyler dilerlerse online olarak istedikleri kurum veya kişiden destek alabiliyor.
Aba Psikoloji ve Aba Kariyer de tercih eden bireylere ve ailelere bu fırsatı sunuyor. Peki kariyer danışmanlığı neden önemli ve başarıyı artırmaya nasıl bir fayda sağlıyor? Aba ailesi nasıl bir kariyer çalışması yapıyor? Yazının devamında detaylı bilgiye erişebilirsiniz.
Kariyer Danışmanlığı Nedir?
Kariyer danışmanı, bireyin karakterini, zeka alanını, öğrenme stilini, yaşam şeklini, beklentilerini, ilgi ve becerilerini dikkate alır. Danışman hizmet sunarken bilimsel ve güncel bilgiden faydalanır. Edindiği tüm öznel ve genel geçer bilgileri danışanın kariyerine en iyi etki edecek şekilde organize eder.
Ayrıca kariyer geçiş fırsatlarını değerlendirme ve iş kaybı gibi travmaları yönetme becerilerini kazandırır. Dolayısıyla kariyer danışmanlığı kısa vadeden çok orta ve uzun vadeli kariyer sonuçları elde etmeyi hedefler.
Kariyer danışmanı bir uzmanın başarılı olabilmesi için koçluk, arkadaşlık, danışmanlık, psiko-sosyal destek sunabilmesi gerekir. Sponsorluk, iş başında eğitim gibi kişilere çok yönlü destek verebilmesi de beklenir. Aynı zamanda iyi bir danışman bireye geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği noktasında da güncel bilgi sunar. İyi bir danışman uluslararası düzeyde güncel ve bilimsel bilgiye erişebilir donanımda olmalıdır.
Kariyer danışmanı tüm bu bilgilerin ışığında danışanını iyi tanımalı, doğru analiz etmeli ve yönlendirebilmelidir. Kariyer danışmanı, bireyin bilmediği veya kullanmadığı güçlü yönlerini keşfetmesi ve kullanması için gereken yönlendirmeyi yapabilmelidir. Danışman, danışanının güçlü yönlerini sergileyebileceği fırsat alanlarını ona gösterebilmelidir. Çünkü akademik veya profesyonel kariyerin hangi aşamasında olunursa olsun güçlü yönler özgüveni destekler.
Güçlü yönleriyle ön plana çıkan bireylerin özgüveni artar, ifade gücü gelişir, girişkenliğe yönelik çekinceleri azalır. Böylece kişi kendisi, bilgi ve yetenekleri ile kariyer olanakları arasında ilişki kurmayı öğrenir. Bu sayede stratejik düşünme ve etkili problem çözme becerileri gelişir.
Danışan çağın getirdiği hızlı ve sürekli değişimler karşısında kendini güncelleyebilir hale gelir. Böylece kişi kapasitesine güvenir, yenilik ve değişimlere ayak uydurabilir, zorluklarla çok daha kolay başa çıkabilir.
Kariyer Danışmanları Sadece Öğrencilerle Çalışmıyor
Kariyer danışmanlığı veren uzmanlar kariyerde yaşanan duraksama veya gerilemelerle ilgili de danışanlarına destek sunar. Örneğin; Aynı konumda uzun yıllar çalışmış ve mesleki tatmine ulaşmış bir birey pozisyonunda yükselmek isteyebilir. Ancak çalıştığı kurum yükselme fırsatı sunmuyor ya da bireyin çıkabileceği üst pozisyonlar boşalmıyor olabilir. Bu durum kişinin performansını düşürecek ve mesleki tatmininin azalmasına neden olacaktır.
Bu hem birey hem de iş veren için olumsuz sonuçları beraberinde getirir. Kariyer danışmanı bu noktada kişinin beklenti ve mevcut koşullarını değerlendirerek alternatif kariyer fırsatlarının belirlenmesini sağlayacaktır. Kariyer danışmanları iş ve kişisel yaşam arasındaki dengeyi kurmakta zorlanan bireylere de danışmanlık yapmaktadır.
Staj, mülakat becerisi, beden dili kullanımı, etkili cv hazırlama, referans oluşturma ve benzeri konularda da destek vermektedirler. İyi bir kariyer danışmanı yurt içi istihdam olanaklarının yanı sıra yurt dışı fırsatları da değerlendirmenizi sağlayacaktır. Ayrıca mesleğinizle hangi şehirlerde veya ülkelerde daha iyi kazanç sağlayabileceğinize yönelik de bilgi sunacaktır.
Günümüzde Kariyer Danışmanlığı Neden Önem Kazandı?
21.yy.da bilimsel ve teknolojik gelişmelerde çok daha hızlı sonuçlar elde edilebilir hale geldi. Artık internetin ve teknolojinin hakim olmadığı yaşam alanımız neredeyse kalmadı. Bu gelişim insan gücünün yerini teknolojinin alacağına yönelik kaygıları da beraberinde getirmektedir. Bu olasılığı belirgin şekilde gerek eğitimde gerek sağlık ve sanayide görebiliyoruz.
Artık insanlar işi yapan olmaktan uzaklaşıp, işi robotlara, makinelere yaptıran konumuna geliyor. Bu da iş gücüne duyulan ihtiyacın azalmasına yol açıyor. Bu gelişmeler sonucunda eskiden çok daha fazla insanın istihdam edilmesini gerektiren meslekler küçülüyor. Hatta pek çok meslek alt grubu da teknolojideki gelişmelerle beraber yok oluyor.
Evrilen dünya düzeni bize değişime adapte olabilme zorunluluğunu getiriyor. Artık hepimiz dünya insanı haline geldik. Teknoloji ve internet aracılığıyla artık her şeye erişebilmek mümkün. Eskiden bir yeniliğe erişebilmek, kullanıcı haline gelebilmek için yıllarca beklemek gerekebiliyordu. Pek çok yenilikle tanışmamız zaman alıyordu. Şimdiyse tüm gelişmelerden anlık bilgi sahibi olabiliyor haftalar, aylar içerisinde kullanıcı haline gelebiliyoruz.
Dolayısıyla teknolojinin ve bilimin getirdiklerine direnmek yerine uyum sağlamak gerekiyor. Özellikle meslek seçimi yaparken ve kariyer planlarken bu faktörleri göz önünde bulundurmak gerekiyor. Kariyer danışmanlığı tam bu noktada önemli bir ihtiyaca yanıt veriyor. Bu hizmet bireyin kendisine, yetkinliklerine, performansına ve potansiyeline objektif bir bakış sunuyor.
Kariyer danışmanları; “Ben neyim, nelere sahibim, en iyi ne olabilirim? Ve en iyi olmak için şimdikinden farklı neler yapabilirim?” sorularının yanıtlarını bulmayı kolaylaştırıyor.
Kariyer Danışmanlığı Başarıya Nasıl Destek Oluyor?
Kariyer danışmanı ile birlikte çalışmak her şeyden önce öğrenciye farkındalık kazandırıyor. “Geleceğime yön vermek benim elimde, bunu ne kadar doğru yaparsam yarınlarım o kadar iyi olacak!” bilincini kazandırıyor. Ayrıca danışmanlık alan öğrencilerde iç disiplin ve motivasyon gelişiyor. Dışarıdan müdahale veya hatırlatmalara gerek olmaksızın organize olabiliyor, motivasyon sağlayabiliyorlar. Geleceklerini bilinçli şekilde inşa etmeye yönelik arzu, istek ve meraklarında da artış görülüyor.
Yurtiçi ve yurtdışı kariyer fırsatlarını araştırıyor, olumlu örnekleri inceleyerek motive oluyorlar. Bu öğrencilerde sınav kaygısı, erteleme davranışı veya zaman baskısı çok daha az görülüyor. Kariyer danışmanlığı kapsamında yapılan görüşmeler ve uygulamalar sonucunda elde edilen verilerle kişiye özel çalışmalar yapılıyor. Örneğin; baskın zeka alanı tespit ediliyor, öğrenme stili açığa çıkarılıyor.
Kişinin ilgi ve beceri alanları, karakteristik açıdan güçlü ve zayıf yönleri tespit ediliyor. Bu bilgilerle nasıl daha verimli ders çalışılabileceği, bilginin nasıl daha kalıcı hale getirilebileceği öğrenciye aktarılıyor. Yaşam boyu doyum elde etmek için meslek seçiminde karakteristik özellikler, ilgi ve beceriler dikkate alınıyor.
Bütün bu çalışmalar sonucunda toplanan bilgiler seçeneklerin azaltılmasını kolaylaştırıyor. Ancak seçime gidebilmek için başka değişkenlere de bakmak gerekiyor. Seçilecek mesleği bugünü ve geleceği hakkında bilgi toplamak ileriye dönük avantaj sağlıyor. Bu bilgiye henüz mesleği seçmeden önce erişmek öğrencinin ileriye dönük elini güçlendiriyor. “Alanımda öne çıkmak için neler yapabilirim veya yapmalıyım?” sorusunun yanıtına ulaşmak kolaylaşıyor.
Aba, Psikoloji ve Kariyer Danışmanlığı Alanında Nasıl Çalışmalar Yapıyor?
Aba ailesi sunduğu kariyer hizmetlerinde Stratejik yetenek yönetimi uygulamasından faydalanıyor. Stratejik yetenek testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanıyor. Yapılan bu testlerin sonucunda uzman kadromuzla birlikte kişiye özel bir stratejik plan oluşturuluyor. Tüm değerlendirmelerden sonra bireyin kısa ve uzun vadeli hedefleri hazırlanıyor. Bu hedeflerin 3, 6, 12, 24 aylara yayılarak düzenlenmesi ihtiyaç halinde hedeflerin değiştirilmesini de kolaylaştırır.
Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planlamak bireylerin kendi kariyerlerini kontrol altına alabilmelerini kolaylaştırıyor. Böylece süreç içerisinde değişiklik talebi söz konusu olursa kısa ve uzun vadeli hedeflerde güncelleme yapılabiliyor. Bireylerin kişisel kariyer hedefleri belirledikten sonra talep edildiğinde kariyer gelişimleri de düzenli olarak takip edilebiliyor.
Sunduğumuz kariyer danışmanlığı modeli bireyin güçlü ve zayıf yanlarını, tutumlarını, değerlerini kariyer planına dahil ediyor. Ayrıca okul, alan, bölüm, meslek seçimlerinde bireye seçimine yönelik piyasa değerlendirmesi de sunuluyor. Bu sayede danışanların dışarıda onları bekleyen riskleri ve fırsatları öğrenmesi sağlanıyor. Dolayısıyla danışmanlık sunarken danışana bireysel SWOT analizi yapabilmek gerekiyor.
Her sağlıklı birey, yaşının ve içinde bulunduğu koşulların desteklediği biçimde kendini gerçekleştirebilmek istiyor. Ancak ne kadar isteğimiz bu yönde olsa da yaşam içerisinde karşılaştıklarımız çok daha farklı olabiliyor. Bireyin, kişiliğine, öz benliğine uymayan bir mesleğe yönelmesi, bireyin doğal gelişiminin olumsuz yönde etkiliyor. Dolayısıyla yapılan hatalı bir yönelim mutsuz çalışan ve hatta mutsuz bir organizasyon olarak karşımıza çıkabiliyor.
Kariyer danışmanlığı meslek seçerken kişiyi popüler olana, herkesin istediğine değil en doğru seçeneklere yönlendiriyor. Çünkü sevilmeyen bir işte başarılı ve mutlu olmanın çok daha zahmetli olduğunu biliyoruz. Sevilen bir işte çalışmaksa daha verimli, başarılı ve mutlu olmayı destekliyor. Geleceğinize değerli bir yatırım yapın; Stratejik Yetenek Yönetimiile kariyerinizi birlikte planlayalım. Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli? Yazımızdan da bilgi alabilirsiniz.