21. Yüzyılda Sanat Terapisi Ne Anlama Geliyor?
Sanat aslında her zaman terapötik etki yaratmasıyla biliniyordu. Tarihte sanat; zihni dinlendirme ve rahatlatma için kullanılan bir yöntem olarak genel bir kabul görmüştü. Bu yazının başlığını özellikle 21. yüzyılda sanat terapisi olarak belirledik. Çünkü eski dönemlerden bu yana, bir terapi olarak sanat olmanın ötesinde “sanat terapisi” profesyonel bir alan olarak ortaya çıktı. Diğer taraftan baştaki anlayış da varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Terapi olarak sanat dediğimiz zaman sanat yapmanın kendi içinde terapötik olduğu fikrini ve yaratıcı sürecin gelişimi destekleyen bir deneyim olduğunu ifade ediyoruz. Diğer taraftan sanat terapisi, terapiyle uyumlu bir hedefe sahiptir. Örnek vermek gerekirse, sanat terapisi, terapi olarak sanatın aksine engelli çocuklar, azınlık gruplar, zihinsel geriliğe sahip bireyler gibi kişiler için çözüm geliştirmek için kullanılabilir.
Sanat terapisi dediğimizde, sanatın bir sembolik iletişim biçimi olduğunu, karakteri, duyguları ve diğer insani deneyimler ifade etmenin bir yolu olduğunu kabul ediyoruz. Esasında sanatsal ifadeler sözel iletişimi zenginleştirmek için terapist ve danışan arasında bir dil olarak kullanılıyor. Peki 21. yüzyılda sanat terapisinin yeri nedir? Sanat terapisi günümüzde nasıl bir önem taşıyor?
Günümüzde sanat terapisini önemi
Sanat terapisi günümüzde her yaştan danışan için terapötik bir ilişki içinde psikososyal, fiziksel, bilişsel, zihinsel sağlığı desteklemek, sürdürmek ve geliştirmek için görsel sanatlar ve yaratıcı süreçlerden faydalanıyor. Temelde tarihsel süreçte gördüğümüz gibi sanatın sağlığı ve yaşam kalitesini zenginleştiren bir pratik oluşuna dayanıyor.
Sanat terapistlerinin, bu alanda uzmanlaşmış, sanata dayalı yaklaşımları çocuklara, yetişkinlere, gruplara ve ailelere uygulacak düzeyde kişilerin olması gerekiyor. Bu kişiler yetkinlikleri sayesinde genel sağlığı, fiziksel, duygusal ve bilişsel işlerliği, kişilerarası iletişim becerilerini, kişisel gelişimi ve yaşam kalitesini geliştirmeye yardımcı oluyor.
Bu alan özellikle son zamanlarda sanat ve beyin hakkındaki bulgularla desteklenerek daha kapsamlı bir hale geldi. Sanat temelli yaklaşımların; stresi ortadan kaldırma, travmatik anıların entegrasyonu, Alzheimer hastalığının tedavisi, acı ve bitkinlik hissini azaltma ve belli engel ve hastalıklarla bağlantılı olarak yaşam kalitesini arttırma konusunda büyük bir yardımcı olduğu araştırmalarla kanıtlandı. Bu bağlamda sanat terapisi 21. yüzyılın öne çıkan ve gelişmeye devam eden uygulamalarından biri olmaya devam ediyor.