Günümüzde hızla değişen ve gelişen dünyada, zaman yönetimi her zamankinden daha önemli bir hale gelmiştir. Hem kişisel hem de profesyonel hayatımızda başarılı olabilmek için zamanı verimli kullanmak büyük bir öneme sahiptir. ABA Psikoloji olarak, zaman yönetimi konusunda sizlere rehberlik etmek ve bu önemli beceriyi geliştirmenize yardımcı olmak amacıyla bu yazıyı hazırladık.

Zaman Yönetimi Nedir?

Zaman yönetimi, belirli bir süre içerisinde yapılması gereken işleri planlama, organize etme ve gerçekleştirme sürecidir. Etkili zaman yönetimi, hedeflerinize ulaşmanızı sağlar ve stres seviyenizi azaltarak yaşam kalitenizi artırır. Zaman yönetimi becerilerini geliştirmek, hem iş hem de özel hayatınızda daha dengeli ve üretken olmanıza yardımcı olur.

Zaman Yönetiminin Faydaları

  • Verimlilik Artışı: Zamanınızı doğru bir şekilde yönetmek, daha az zamanda daha fazla iş yapmanızı sağlar. Bu da verimliliğinizi artırır.
  • Stres Azalması: Planlı bir şekilde çalışmak, son dakika telaşlarını ve gereksiz stresi ortadan kaldırır.
  • Hedeflere Ulaşma: Zaman yönetimi, belirlediğiniz hedeflere ulaşmanıza yardımcı olur. Hedeflerinize adım adım yaklaşmanızı sağlar.
  • Daha İyi İş ve Yaşam Dengesi: Zamanınızı iyi yöneterek, iş ve özel hayatınız arasında dengeli bir düzen kurabilirsiniz.

Etkili Zaman Yönetimi İçin İpuçları

1. Hedef Belirleyin

Zaman yönetiminin ilk adımı, net ve ulaşılabilir hedefler belirlemektir. Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerinizi belirleyerek, bu hedeflere ulaşmak için gerekli adımları planlayabilirsiniz.

2. Önceliklerinizi Belirleyin

Günlük, haftalık ve aylık görevlerinizi öncelik sırasına göre düzenleyin. Öncelikli ve acil olan işlerinizi belirleyerek, bunlara öncelik verin. Bu sayede, önemli işleri zamanında tamamlayabilirsiniz.

3. Planlama Yapın

Her gün için belirli bir plan yapın ve bu plana sadık kalmaya çalışın. Günlük yapılacaklar listesi oluşturmak, hangi işlerin ne zaman yapılacağını belirlemek açısından faydalıdır.

4. Zaman Blokları Kullanın

Belirli zaman dilimlerini belirli işlere ayırmak, odaklanmanızı ve verimli çalışmanızı sağlar. Örneğin, sabah saatlerini en önemli işleriniz için ayırabilir, öğleden sonra daha az önemli işlerle ilgilenebilirsiniz.

5. Gereksiz Zaman Kaybını Önleyin

Sosyal medya, televizyon ve diğer dikkat dağıtıcı unsurlar, zamanınızı verimsiz kullanmanıza neden olabilir. Bu tür aktiviteler için belirli bir süre ayırarak, geri kalan zamanınızı daha verimli işler için kullanabilirsiniz.

6. Mola Vermeyi Unutmayın

Sürekli çalışmak verimliliğinizi düşürebilir. Düzenli aralıklarla kısa molalar vermek, zihninizi dinlendirir ve odaklanmanızı artırır.

7. Delege Edin

Tüm işleri tek başınıza yapmaya çalışmak yerine, başkalarına delege etmeyi öğrenin. İş yükünüzü paylaşmak, zamanınızı daha verimli kullanmanıza yardımcı olur.

8. Teknolojiden Yararlanın

Zaman yönetimi uygulamaları ve dijital takvimler, işlerinizi planlamanızı ve takip etmenizi kolaylaştırır. Bu tür araçları kullanarak, zamanınızı daha etkili bir şekilde yönetebilirsiniz.

Zaman yönetimi, başarıya ulaşmak için önemli bir beceridir. Bu beceriyi geliştirerek, hem iş hayatınızda hem de kişisel hayatınızda daha dengeli, verimli ve huzurlu bir yaşam sürebilirsiniz. ABA Psikoloji olarak, zaman yönetimi konusundaki eğitim ve danışmanlık hizmetlerimizle sizlere destek olmaktan mutluluk duyuyoruz.

Daha fazla bilgi almak ve profesyonel destek hizmetlerimizden yararlanmak için +90 212 287 86 06 numaralı telefondan bizimle iletişime geçebilirsiniz.

ABA Psikoloji olarak, zamanınızı en iyi şekilde değerlendirmenizi ve başarıya ulaşmanızı diliyoruz!

 

Read More

Dereceye girmek büyük bir başarı ve gurur kaynağı olsa da başarının devamlılığı için yeterli değil. Üniversitede ve profesyonel kariyerde başarı elde edebilmenin temel koşullarından birisi doğru meslek ve üniversite seçimi yapabilmektir. Derece yapan öğrencilerinse çoğunlukla seçim sürecinde dikkati dağılır. Prestijli üniversitelerden ve albenili bölümlerden gelen teklifler odak noktalarını dağıtabilir.

Kimi zamansa derece yapan öğrencilerin sınava hazırlık sürecindeki tek hedefleri dereceye girebilmek olur. Hedeflerine ulaştıklarındaysa en önemli sorunun cevabını arayacak yeterli zamanları kalmaz. Oysa dereceye girmek mesleki yönelimi belirlemedikten sonra öğrencilere çok da avantaj sağlamaz. Çok popüler bir bölümü oldukça prestijli bir üniversitede okuma fırsatı yakalamış olabilirsiniz.

Ancak bu bölüm ve meslek size uygun değilse üstün performansınız bir ömür hayal kırıklığına dönüşebilir. Bu nedenle kariyer planı çıkarılırken öğrencinin akademik performansından bağımsız olarak profesyonel destek alması önemlidir. Kariyer danışmanlığı aracılığıyla mevcut potansiyel geliştirilebilir, şekillendirilebilir ve keşfedilebilir. Başarılı olan öğrencilerin bu başarıyı hangi alanda daha da fazla parlatabileceği danışmanlık aracılığıyla tespit edilebilir.

Başarısız olduğu düşünülen bir öğrencinin neden başarısızlık yaşadığı bulunabilir. Ve başarısız kabul edilen öğrencilerin de hangi alanlarda başarı sergileyebileceği keşfedilebilir. Kariyer planı çıkarmak son derece önemli ve özveriyle yaklaşılması gereken bir süreçtir. Bu sürecin hakkını vermekse bireysel çabayla yetersiz sonuç verebilir. Eğitim sistemi, kurslar, eğitim koçları, öğretmenler sizi dereceye girmek için motive ediyor olabilir.

Dolayısıyla dikkatinizi, enerjinizi öncelikle bu konuya yönlendiriyor olabilirsiniz. Ancak sınav sonucunu elinize aldıktan sonra yapmanız gerekenlere de zamanınız varken yatırım yapmalısınız. Derece yapmanız seçim üstünlüğü ve alternatif zenginliği sağlasa da ne istediğinizi bilmediğiniz sürece dezavantaja dönüşebilir. Bu nedenle sınav sonucunuz ne olursa olsun kariyer danışmanlığı alarak gelecekteki kariyerinize bugünden yatırım yapabilirsiniz.

Peki derece yapmak iyi bir kariyer için tek başına neden yeterli değil?  derece yapan veya yapmayı hedefleyen öğrenciler meslek ve üniversite seçiminde nelere dikkat etmeli? Kariyer danışmanlığı derece hedefi olanlara nasıl bir fayda sağlıyor? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Neden Dereceye Girmek İstiyorsunuz?

Derece yapmayı hedeflemek oldukça büyük bir hedef. Kendinize böyle bir hedef koymuş olmanız kendinize ve potansiyelinize duyduğunuz güvenin önemli bir göstergesi. Bu hedef size çevreniz tarafından verildiyse çevreniz de potansiyelinizin farkında demektir. Ancak derece yapmak büyük bir hedef olsa da yeterince belirgin değildir. Bir hedef ne kadar anlamlı, belirgin ve kişiselse ulaşılması o kadar mümkün demektir.

Peki sizin derece yapmayı hedeflemekteki motivasyonunuz nedir? En iyiler arasında olduğunuzu ispat etmek mi? Bölüm ve üniversite seçerken daha rahat olabilmek mi? Yoksa sizden beklenen başarıyı göstermek mi? Daha farklı kişisel sebepleriniz de olabilir. Ancak bu büyük hedefe erişmek için bu hedefi biraz daha belirgin hale getirebilirsiniz. Bu sayede hedefiniz hem daha öznel hem de daha çekici olacaktır.

Örneğin; Dereceye girmek ve Boğaziçi üniversitesinde Psikoloji okumak istiyorum. Tabi bu hedefi belirlerken meslek, bölüm ve üniversite seçimlerinizi neye göre yaptığınız da oldukça önemli. Seçim yaparken kişilik özelliklerinizi, ilgi, yetenek, ihtiyaç ve beklentilerinizi de dikkate almalısınız. Boğaziçi üniversitesi çok prestijli bir üniversite olabilir ve psikoloji de oldukça popüler bir bölüm olabilir. Ancak psikoloji sizin için doğru meslek değilse Boğaziçi üniversitesinde psikoloji okumanız sizi memnun etmeyebilir. Üniversiteyi başarıyla tamamlayabilir fakat mezuniyet sonrası iş hayatınızda yanlış mesleğe yöneldiğinizi fark edebilirsiniz. Dolayısıyla derece yapmak kadar, hangi mesleğe yönelmek ve hangi okulda okumak istediğinizi de belirlemelisiniz. Seçeneklerinizi belirlerken profesyonel destek almanızsa seçimlerinizden duyacağınız memnuniyeti artıracaktır.

Kariyer Planı Yaparken Sorumluluk Kimde Olmalı? Gençlerde mi Ailelerde mi? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Dereceye Girmek mi Doğru Mesleği Seçebilmek mi Avantajlı?

Meslek seçimi, bireyin hayatı boyunca verdiği en önemli kararlardan biri, belki de birincisidir. Çünkü hayatımızın en güzel yıllarını bir mesleğe hazırlanarak diğer büyük bir kısmını ise onu icra ederek geçiririz. Bir mesleğe yöneldiğimizde hayatımızın 40-50 yılını ona adamayı kabul etmiş oluruz. Yaptığımız seçim geleceğimize, yaşam standartlarımıza, sosyal çevremize ve hatta kuracağımız aileye dahi yön verir.

Böylesi önemli bir seçimi yapmaksa odak noktamızın da sık sık değiştiği bir döneme denk gelir. Ergenlik dönemine denk gelen lise yılları alan ve meslek seçimine yöneldiğimiz yıllardır. Pek çok öğrenci bu süreçte önemli kararlar almaktan kaçınabilir. Karar alma noktasında sorumluluğu aile, öğretmen, arkadaş gibi diğerleriyle paylaşmak isteyebilir. Ancak meslek seçimi tamamen birey odaklı yapılmalıdır.

Dereceye girmek bölüm ve üniversite seçiminde üstünlük sağlasa da doğru mesleği seçmek için yeterli değildir. Derece yapmamış ama kendisi için en doğru mesleği belirlemiş olan bir diğer öğrenci kariyerinde çok daha başarılı olabilir. Dolayısıyla derece yapma arzunuz varsa bu hedefinize mutlaka meslek alternatiflerinizi de eklemelisiniz.

Meslek seçimi yaparken kişilik özelliklerinizi, ilgi ve becerilerinizi dikkate almanız oldukça önemlidir. Zeka alanınız, iş hayatından beklentiniz, sosyo-ekonomik koşullarınız da seçim sürecinde rol almalıdır. Tüm bunları tespit etmekte ve bir arada değerlendirmekte zorluk yaşayabilirsiniz. Kariyer danışmanlığı alarak kendinizi, potansiyelinizi ve ihtiyaçlarınızı daha yakından tespit edebilirsiniz.

İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Ve Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz. “Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” Karar Verme Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler Neler? Yazımız da sizin için faydalı olabilir.

Dereceye Girmek Doğru Üniversiteyi Seçmek için Yeterli mi?

Üniversite yılları ise mesleğimizi seçtiğimiz ve mesleğe kabul koşullarını karşılamaya çalıştığımız yıllardır. Bu yüzden hayatımızın önemli bir noktası da üniversitedir. Üniversite seçerken çoğunlukla üniversitenin başarısına, sosyal imkanlarına ve prestijine bakılmaktadır. Oysa iyi bir üniversite, seçtiğiniz mesleğe sizi en iyi şekilde hazırlayacak olan üniversitedir.

Popüler bir üniversitede okumak eğitim hayatınız süresince size keyif verecektir. Ancak mezuniyet sonrası mesleğe atıldığınızda asıl işinize yarayacak olan mesleki donanımınız olacaktır. Seçeceğiniz mesleğin gelecek 40-50 yılınızı etkileyeceğini varsayarsak üniversite seçiminizi meslek odaklı yapmanız daha sağlıklı olacaktır. Türkiye’de ve dünyada prestij elde etmiş üniversiteler bellidir. Ancak üniversitelerin genel başarısı kadar bölüm başarıları da dikkate alınmalıdır.

Dereceye girmek size istediğiniz üniversitede eğitim alma avantajını sunabilir. Ancak bu avantaj iyi değerlendirilmediğinde hataya da dönüşebilir. Örneğin ODTÜ öğrencisi olmayı çok istediğiniz bir üniversite olabilir. Ancak sizin için doğru olan mesleğin ODTÜ’de bölümü olmayabilir. Yine sizin için doğru olan meslek ODTÜ’de olabilir ama bu bölümde ODTÜ’nün başarısı X üniversitesinden çok daha düşük olabilir.

Dolayısıyla dereceye girmek doğru ve nitelikli seçimler yapmak için yeterli olmayabilir. Seçim yaparken önceliğiniz doğru mesleği belirlemek olmalıdır. Ardından bu mesleği yapmak için okumanız gereken bölümleri belirlemelisiniz. Ve sonrasında bu bölümleri seçebileceğiniz en başarılı üniversiteleri belirlemelisiniz. Ancak üniversite seçerken üniversitenin genel başarısı kadar bölüm başarısına da dikkat etmelisiniz. Bu aşamada üniversitenin mezuniyet sonrası yarattığı istihdam olanaklarını değerlendirebilirsiniz.

Her yıl kaç öğrenci bu bölümden mezun oluyor ve kaçı ne kadar sürede iş buluyor araştırabilirsiniz. Ve tabi mezunların nerede iş başı yaptığı, bu okula ağırlıklı hangi işverenlerin öncelik verdiği de oldukça önemli.

Önce size uygun mesleği seçmeli sonrasında mesleki donanımı kazanabileceğiniz yeterlilikte üniversite tercihi yapmalısınız. Hangisi Daha Doğru: Üniversiteye Göre Meslek Seçmek mi, Mesleğe Göre Üniversite Seçmek mi? yazımız da sizin için faydalı olabilir. Üniversite Seçimi Yaparken Hayal Kırıklığına Uğramamak İçin Dikkat Etmeniz Gerekenler yazımıza da seçim sürecinde bakabilirsiniz. Ayrıca Hayalinizdeki Üniversitenin Öğrencisi Olabilirsiniz! Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Dereceye Girmek İsteyenler Kariyer Danışmanlığı ile Daha Stratejik Bir Hedefe Yönelebilirler

Hayatınızın en önemli dönemlerinden biri için hazırlık yapıyorsunuz. Tüm çabanız iyi bir üniversite eğitimi ve sonrasında başlayacak kariyer yolculuğunuz için. Bu sürece ayıracağınız enerji, zaman ve göstereceğiniz özveri oldukça fazla. Başarıyı hedefliyor ve hedefinize ulaşmayı hayal ediyorsunuz. Bu süreçte zamanı yönetmekte, organize olmakta, dikkatinizi toplamakta zorlanabilirsiniz. Sınav, performans ve gelecek kaygısı yaşayabilirsiniz.

Bunlar oldukça doğal ve sıkça karşılaşılan duygulardır. Ancak bu duygu, düşünce ve davranışlarla başa çıkmak zorlaştığında performansınız doğrudan ve olumsuz şekilde etkilenebilir. Özellikle de dereceye girmek gibi büyük hedefleri olan öğrenciler için bu duygular çok daha belirgin hale gelebilir. Sınav yaklaştıkça üzerinizdeki baskının arttığını hissedebilirsiniz. Tüm bu zorlukları kolaylaştırmak ve hedeflerinizi daha belirgin hale getirmek için kariyer danışmanlığı almanızı öneriyoruz.

Aba psikoloji olarak danışanlarımızın yaşadığı karmaşa ve belirsizliği minimuma indirmeyi hedefliyoruz. Stratejik yetenek yönetimi ile performanslarını ve motivasyonlarını artırmaya odaklanıyoruz. Danışanlarımıza verdiğimiz desteğin karşılığını her yıl sınav sonuçlarında ve yerleştirme oranlarımızda görüyoruz. ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, KOÇ gibi prestijli üniversitelere öğrencilerimizin yerleşmesiyle gururlanıyoruz. Danışanlarımızı seçim sürecinde geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği özelinde bilgilendiriyoruz.

Seçim yaparken kişilik özelliklerini dikkate alıyoruz. İlgi ve beceri alanlarının meslek seçimindeki önemli rolünü ön planda tutuyoruz. Danışanlarımızın güçlü ve zayıf yönlerinin meslek seçimindeki etkisini dikkate alıyoruz. Danışanlarımızı burs olanakları, eğitim ve kariyer fırsatları noktasında da bilgilendiriyoruz.

Danışanlarımızın amacı dereceye girmek veya istediği mesleği yapabileceği iyi bir üniversiteyi kazanmak olabiliyor. Bu hedefe erişmek kariyer danışmanlığı ile çok daha mümkün hale geliyor. Her yıl danışmanlık yaptığımız öğrencilerimizin ilk 100, 500, 1000 öğrenci içerisinde yer almasından büyük gurur duyuyoruz. Siz de kariyerinizi belirlerken stratejik kararlar almak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Zaman yönetimi teknikleri çoğunlukla uygulaması kolay, keyifli ve akılda kalıcıdır. Ancak pratik olmasına rağmen bu tekniklerin kullanım sıklıkları oldukça düşüktür. Pek çok birey sıklıkla zamansızlıktan yakınır. Neredeyse herkesin zamansızlıktan yetişmeyen işleri, vakit ayırılamayan hobileri, arkadaşları ve biriken yapılacaklar listeleri vardır. Biriken işler, bireysel ve sosyal ihtiyaçlara yeterince vakit ayırılamaması ise motivasyonu ve işlevselliği olumsuz etkiler.

Adeta kar topu etkisiyle negatif enerji artar, stres, kaygı, agresyon olarak duygu, düşünce ve davranışlarımıza yansır. Kişisel zamana özen göstermek, ders veya mesai dışı faaliyetlere zaman ayırmak oldukça önemlidir. Kendimize, keyif aldığımız etkinliklere veya kişilere vakit ayırmamız enerjimizi, iletişimimizi ve davranımımızı doğrudan etkiler.

Başarılı olmak için yapılan en büyük yanlışlardan birisi tüm zamanı çalışmaya ayırmaktır. Bu hatayı hem öğrenciler hem de çalışan bireyler sıklıkla yapmaktadır. Mola vermeksizin çalışmak, kişisel ihtiyaçlara zaman ve enerji ayırmamak beraberinde başarısızlığı getirecektir. Hepimizin sürdürebileceği ortalama dikkat süresi bellidir. Bu sürenin üzerine çıkan çalışmalardan alınacak verim düşecektir.

Üstelik zaman yönetimi olmaksızın yapılan uzun soluklu çalışmalarda hata payı da artış gösterecektir.  Bu nedenle başarı elde etmek, verilen emeğin karşılığını alabilmek için dinlenmeye ve eğlenmeye zaman ayırılmalıdır.

Peki zamanı daha iyi organize etmek için kullanılabilecek yöntemler nelerdir? Bu tekniklerin yeterince kullanılmamasının nedeni nedir? Kişisel zaman yaratmak neden önemli? Zamanı yönetmek öğrenilebilir bir beceri mi? Zamanı verimli kullanmanın sağlayacağı avantajlar neler? Zamanı organize edememek beraberinde hangi sorunları getiriyor? Tüm soruların cevaplarına yazının devamında ulaşabilirsiniz.

Popüler Zaman Yönetimi Teknikleri ile Hem Eğlenin Hem Zaman Kazanın

Günün 24 saat olduğunu, bir haftada 7 gün ve her biri 24 saatten toplam 168 saatimiz olduğunu biliyoruz. Çalışıyor ya da öğrenciysek mesai ve ders saatlerimizi biliyoruz. Günde ortalama kaç saat uyuduğumuzu ve kaç saatimizin yolda geçtiğini biliyoruz. Yani zamanımızı harcayan, bizim yönetimimiz dışındaki tüm sorumluluk ve ihtiyaçlarımızın bilincindeyiz.

Peki arta kalan zamanı neden değerlendiremiyoruz? Veya neden işlerimizi yetiştiremiyor, kendimize zaman ayıramıyoruz? Zaman herkes için eşit olsa da zamanımızı harcadığımız kaynaklar birbirinden farklıdır. Etkili zaman yönetimi ise herkes için eşit olan zamanın kişinin sorumluluklarına, ilgilerine, fiziksel, duygusal ve kişisel ihtiyaçlarına ve sosyal yaşamına yetecek şekilde adil olarak dağıtılabilmesidir.

Pek çoğumuz sorumluluklarımızı yerine getirmeye büyük önem verip kişisel ve sosyal ihtiyaçlarımızı geri planda tutuyoruz. Ya da tam tersi ilgilerimize gereğinde fazla zaman ayırıp asıl sorumluluklarımız için yeterli zamanı bulamıyoruz. Bu da zaman baskısı yaşamamıza, fiziksel ve duygusal olarak negatif enerjimizi boşaltamamamıza ve yaptığımız işten verim alamamamıza neden oluyor.

Aşağıda kullanımı kolay, eğlenceli ve pratik teknikler önereceğiz. Kendiniz için uygun olanları inceleyebilir, birkaç deneme ile işlevselliğini test edebilirsiniz. İş, eğitim hayatınız için farklı, günlük yaşamınız için farklı teknikler de kullanabilirsiniz.

Kanban Tekniği ile Zaman Yönetimi

Kanban tekniği, ihtiyacımız olan fazla zamanı artırabilmek için mevcut iş ve sorumluluklarımızı planlama kolaylığı sağlamaktadır.  Kanban, zaman baskısını azaltırken, stres ve kaygıyı da dengelememizi kolaylaştırır. Bu teknik aracılığıyla zihnimizde dağınık halde duran tüm yapılması gereken işleri kağıda dökebiliriz. Böylece gözümüzde büyüyen işlerin hacmini, önemini ve ne kadar zamanımızı alacağını da görmüş oluyoruz.

Kanban tekniği dijital ortamda, bilgisayar programında, tahtada veya kağıt üzerinde hazırlanabilir. Bu tekniğe göre zaman baskısı yaşamamak için kişinin üzerindeki işler 3 gruba ayrılır. “Yapacaklarım, Yapmakta olduklarım ve yaptıklarım”. Bu 3 kategori başlığı yan yana yazılacak şekilde çalışma sayfasında 3 ayrı sütun oluşturulur.

1.       Yapacaklarım Sütunu

Yapacaklarım sütununa yapmaya başlamadığınız ama yapmanız gereken işleri yazmalısınız. Buraya yapmanız gerekenler kadar yapmak istediklerinizi de yazabilirsiniz. Yapılacaklar listesini yazılı olarak listelemek veya görselleştirmek kişinin üzerindeki işleri daha net görmesini sağlar. Dolayısıyla zaman yönetimi de daha kolay hale gelir.

Bu çalışma kişinin işlerini bitirmek için motive olmasını, zamanı daha verimli kullanmak için çabalamasını destekler. Aynı zamanda iş listesinin somutlaştırılması kişinin görevlerini yerine getirmesi için bir bağlayıcılık da sağlayacaktır. Üzerinizdeki işleri biliyor olmak başkalarının teklif ve ricalarına hayır diyebilmenizi kolaylaştırır. Ayrıca Kanban methodu ile üzerinizdeki işleri hafife almaz, işleri erteleyip biriktirmezsiniz.

2.       Yapmakta Olduklarım Sütunu

Yapmakta olduklarım sütununa yapacaklarım listesinden seçilen 3 iş yazılır. Bu 3 işe aciliyete göre öncelik verilmiş olabilir. Veya ilk olarak onlardan başlamak tercih edilmiş olabilir. Bu sütunda sadece 3 işe öncelik verilmesinin nedeni ise kişinin üzerindeki zaman ve performans baskısını azaltmaktır.

Daha fazla işin sırada beklediğini bilmek kişiyi işleri yarım bırakmaya veya baştan savma yapmaya itebilir. Böylece zaman yönetimi çok daha kolay hale gelir.

3.       Yaptıklarım Sütunu

Yaptıklarım sütunu ise kişinin yapıp bitirdiği işleri taşıdığı sütundur. Yapmakta olduklarım listesinde biten işler bu alandan silinip yaptıklarım alanına taşınır. Bu hem kişinin bitirdiği işleri görüp motive olmasını sağlar hem de psikolojik olarak kişiyi rahatlatır. Bu sütundaki işlerin artması bireyin üzerindeki işlerin azalmasını ifade eder. Bu nedenle bu sütunu doldurabilmek birey için ulaşılması gereken bir hedef niteliği taşır.

Yaptıklarım sütunundaki liste doldukça hissedilen tatmin de artacaktır. Kanban tekniğini uygulamak zaman baskısı yaşamamak için oldukça etkili. Üstelik işlerinizi tamamlamak ve artarak daha fazla iş üstlenmek için de motivasyon sağlar. İşlerinizi somutlaştırmanız üzerinizdeki işleri görmenizi, kendinizi buna göre organize etmenizi sağlar. Sorumluluklarınızı unutmaz, zamanlamayı kaçırmazsınız.

Neleri ne kadar sürede yapabildiğinizi görmek kendinizle de bir rekabete girmenizi sağlar. Bugün bunu yapabildiysem yarın daha iyisini yapabilirim düşüncesini tetikler. Daha iyisi olmasa dahi standardınızı korumak üzere sizi motive eder.

Eisenhower Matrisi Tekniği ile Zaman Yönetimi Becerinizi Geliştirebilirsiniz

Zamanı yönetme becerinizi geliştirmeye kullanması pratik ve keyifli bir yöntem olan Eisenhower Matris tekniğiyle başlayabiliriz. Bu teknik ABD eski başkanı Dwight D. Eisenhower tarafından geliştirilmiştir. Bu tekniğe göre yapılması gereken işlerin aciliyet ve önemini belirlemek için 4 çeyreğe bölünmüş bir koordinat çizilir.

Yapılması gereken işler kendi içerisinde acil olmayan- önemsiz işler, acil ama önemsiz işler, acil olmayan önemli işler, acil ve önemli işler olarak kategorize edilir ve öncelik sırasına konur. Böylece bireyin üzerindeki görev ve sorumluluklar önem ve aciliyet sırasına konur.

1.      Acil Olmayan- Önemsiz İşler

Sorumluluk alanlarımız dışında kalan, zaman baskısı hissetmediğimiz ve çoğunlukla keyif almak için yaptığımız işler bu gruba girmektedir. Bu gruba giren işleri somutlaştırıp listelemek zamanımızı çalan işleri de net bir şekilde görmemizi sağlar.

Sosyal medyada zaman geçirme, oyun oynama, telefonla konuşma ve benzeri acil ve önemli olmayan işlerdir. Bu işlerle meşgul olmak zamanımızı daha efektif kullanmamız gereken dönemlerde zaman yok edici etkiye sahiptir. Bizi akademik olarak ileriye taşımayan ya da maddi bir getirisi olmayan işlerdir.

2.      Acil Olan- Önemsiz İşler

Çoğunlukla hayır demeyi başaramadığımız, başkalarının istek ve ricalarının zamanımızı böldüğü işler bu gruba girebilir. Bu grupta yer alan işler zaman yönetimi becerimizi olumsuz etkilemektedir. Örneğin; öncelikli halletmeniz gereken önemli işleriniz varken arkadaşınızın araması ve 1 saat sonra kahve içmek için sizinle görüşmek istemesi. Hayır diyemediğiniz durumda 1 saat sonra olacak bir görüşme için hazırlanmanız gerekmektedir.

Hayır diyebilmek ve bu tarz durumlarda yaşamsal önemi olmayan işleri başka zamanlara erteleyebilmek gerekir. Böylece zaman baskısı yaşamamak için önceliklerinizi de belirlemiş olursunuz.

3.      Acil Olmayan-Önemli İşler

1 yıl sonra girilecek üniversite sınavı önemlidir. Ama şimdiden bu sınava hazırlık yapmak acil değildir. Ancak acil olmaması sürekli ertelenebilir öneme sahip olduğu anlamına gelmemektedir. Bugünden başlayarak planlı şekilde ders çalışmak, eksikleri tamamlamak sınavda başarılı olmak için gereken ön hazırlıklardır.

4.      Acil- Önemli İşler

Bu kategoride toplanan işler çoğunlukla zamanı iyi yönetemediğimiz için son dakikaya kalan ve önemli işlerimizdir. İş hayatında yöneticilerimizden gelen taleplerde bazen bu kategoriye girebilmektedir.  Zaman yönetimi teknikleriyle bu işlerin son dakikaya kalması önlenebilmektedir. Ancak çalışma koşullarımız bu tarz sürprizlere açık olmayı gerektirebilir. Stres yaşamamak için zaman planımızda bu tarz işler için boşluklar bırakmak faydalı olacaktır.

Zaman Yönetimi Teknikleri Neden Yeterince Kullanılmıyor?

Zamanı verimli kullanamamanın altında yatan nedenler bireysel, durumsal veya çevresel faktörler olabilir. Motivasyon düşüklüğü, erteleme davranışı, sorumlulukları önemsememe gibi bireysel nedenler zaman kullanımını olumsuz etkileyebilir. Zaman, iş ve güç dağılımı adil olmayabilir. Yani kişiye ihtiyaç duyulandan daha az sürede yapabileceğinden daha fazla iş yükü verilmiş olabilir. Dolayısıyla bu iş bireyin potansiyelini zorlar, yetersizlik, çaresizlik hissini besler.

Motivasyonu, özgüveni düşürür. Dikkat dağıtıcılar, plan dışı talep ve beklentiler, trafik vb. faktörler de zaman kullanımını olumsuz etkiler. Tüm bunlar zaman yönetimi becerisine duyulan ihtiyacı artıran etkenlerdir. Ancak zamanın kontrolü kaybedildiğinde düzene girmek ve sağlıklı bir ritim tutturmak özen ve zaman ister. Kimi insanlar çok çalışmaktan ve kişisel zaman yaratamamaktan dert yanar.

Kimi insanlarsa zamanlarını verimli kullanabilecekleri sorumlulukları, işleri olmadığı için zamanı yönetemezler. Biri çok çalışıp, kişisel zaman yaratamamakla sonuçlanır. Diğeri ise miskinliğe, hareketsizliğe ve sık sık erteleme davranışına neden olabilir. Kendi ritminizi bulabilmeniz ve zamanınızı yönetebilmeniz ise bilinçli farkındalık gerektirir.

İlk etapta kağıt kalemle veya dijital uygulamalarla zamanınızı planlayabilirsiniz. Hatırlatıcılar, alarmlar kurabilirsiniz. Zamanla işleriniz düzene girmeye başlar, zamanı yönetmek kolaylaşır ve kişisel zamanınız da artar. Zaman Baskısı Yaşamamak İçin Etkili Zaman Yönetme Teknikleri yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Zaman Yönetimi Becerinizi Geliştirmek için Profesyonel Destek Alabilirsiniz

Zamanı verimli kullanmayı her yaşta ve her koşulda öğrenebilirsiniz. Aslında bu teknikleri öğrenebilmenin en önemli kaynağı motivasyondur. Zamanınızı verimli kullanmayı, kişisel ilgilerinize ve ihtiyaçlarınıza zaman ayırmayı istiyorsanız, teknikleri kolayca öğrenebilirsiniz. Bu tekniklerle belirli bir düzene girdikten ve alışkanlık edindikten sonra kendi bireysel tekniklerini dahi geliştirebilirsiniz.

Zamanı verimli kullanmak eğitim hayatınızdan başlayarak, profesyonel yaşamınıza, kişisel işlerinize, ilgilerinize, sosyal yaşamınıza kolaylık sağlar. Bu sayede hem başarılı, disiplinli, dakik bir çalışan/öğrenci olabilir hem de kendinize ve sosyal yaşama zaman ayırabilirsiniz. Kendinize zaman ayırmanız, eğitim ve iş dışında da alışkanlık ve rutinler edinmeniz motivasyonunuzu artırır. İşinizi daha keyifli yapar, iş dışı zamanların tadına daha çok varırsınız.

Ancak tüm önerilerimizi denemiş ve verim alamamış olabilirsiniz. Veya önerilerimizi deneyecek enerjiyi, zamanı bulamıyor olabilirsiniz. Böyle bir durum söz konusuysa zamanı yönetmek için profesyonel destek alabilirsiniz. Bu destek sayesinde zaman kullanımınızı olumsuz etkileyen faktörleri tespit edersiniz. Zamanı verimli kullanmak için hangi yöntemleri kullanabileceğinizi öğrenirsiniz. Zamansızlığın yol açtığı olumsuzluklardan çok daha kısa sürede kurtulabilirsiniz.

Zaman yönetimi tekniklerini öğrenip, uygulamaya başladığınızda beraberinde kişisel ve mesleki tatmin elde edebilirsiniz.

 

Read More

Kişilik testleri, kişilerin kendilerine ait özelliklerini daha iyi tanımalarını ve bu özelliklerle de kendilerini tanıtabilmelerini sağlamaktadır. Kimi zaman kişilik testi talebi bireyin kendisinden gelirken, kimi zamansa aile, okul veya iş verenler talep edebilmektedir. Kişilik testi sonuçları bireyin karakteri, güçlü ve zayıf yönleri hakkında kapsamlı bilgi vermektedir. Pek çok birey kişilik özelliklerini bildiğini düşünmektedir.

Oysa kişilik özelliklerimiz bulunduğumuz ortama, etkileşimde olduğumuz insanlara ve gruplara göre esneyebilir. Ancak bu esneme sağlıklı sınırlar içerisinde olduğu sürece kişinin benlik bütünlüğüne hitap edecektir. Kişi kendini rahat hissetmediği, kişiliğiyle, ilgileriyle veya becerileriyle uyuşmayan ortamlarda çokça zorlanabilir. Bu zorlanım bireyi, bulunduğu ortama uyum sağlayabilmek için daha fazla esnemeye itebilir.

Ancak kişi kişilik sınırlarını aşan, öz benliğiyle çatışan bir noktaya gelmeye zorlanırsa olumsuz getirileri olacaktır. Aynı şekilde kişi, bu tarz ortamlarda tolare edebileceğinden daha uzun süre kalmamalıdır. Aslında eğitimde, profesyonel hayatta, kariyer basamaklarının her birinde görülen motivasyon eksikliğinin bir nedeni de budur.

Bireyler hatalı alan veya meslek seçimi yapabilmekte ve bu hatanın sonuçlarına bir ömür boyu katlanmak zorunda kalabilmektedir. Bu zorlanımsa kişinin zaman içerisinde kendi benliğine ve olduğu kişiye ters düşmesine neden olacaktır. Bir bireyin eğitimine veya mesleğine yönelik motivasyon eksikliği sadece birey için değil tüm organizasyon için olumsuz sonuçlar doğurur.

Bu nedenle kişilik testleri bireyin kendini tanıması, kendini nasıl daha iyi tanıtacağını öğrenmesi için önemlidir. Özellikle kariyer belirleme sürecine girerken mutlaka kişilik testi yaptırılmalıdır. Bu sayede kişi baskın özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini daha detaylı keşfedebilir. Bu keşif sayesinde daha mutlu ve başarılı olabileceği bir alana, mesleğe yönelebilir. Kariyer seçiminde zayıf yönler, güçlü yönler kadar, belki de fazla öneme sahip.

Peki kişilik nedir? Kişilik testi sonuçları bize neyi verir? Kişilik testi ile kariyer seçiminin ilişkisi ne? Kişilik özelliklerini bilmeden kariyer belirlemenin dezavantajları neler? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Ve Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan faydalanabilirsiniz.

Kişilik Nedir ve Kişilik Testleri Hangi Amaçla Yapılır?

Kişilik, bireyin doğuştan getirdiği ve sonradan kazanılan, tutarlı olarak sergilenen ve bireyi diğerlerinden ayıran özellikleridir. Kişiliğin gelişiminde genetik etkenler daha çok bireyin potansiyelinin belirlenmesinde etkilidir. Çevresel faktörler ise bu potansiyelin kullanımına yönelik etki etmektedir.

Genetik etkenler arasında anne babanın zekâ düzeyi, kişilik özellikleri, ilgileri ve becerileri yer almaktadır. Çevresel etkenler arasındaysa beslenme ve beş duyu ile elde edilen deneyimler yer almaktadır. Ayrıca bireyin içinde doğduğu aile ve özellikle de anne baba ile olan ilişkiler oldukça önemlidir. Kişilik gelişiminde çevre de kişiliğin şekillenmesinde en az aile kadar önemli rol oynamaktadır.

Çocuk büyüdükçe sosyal çevresi ve etkileşim ağı genişlemektedir. Büyümeyle birlikte çocuğun karakter gelişiminde ailenin etkisi azalırken arkadaş çevresi, okul, öğretmen, kültür ve sosyal yapı etkili hale gelmektedir. Kişilik yaşamın ilk 6 yılında belirgin şeklini almaya başlasa da çoğunlukla tamamlanması ergenliği bulmaktadır. Sağlıklı kişilik bireyin duygu, düşünce ve davranış boyutlarında dengeli ve tutarlı bir bütünlük kurmasıyla oluşmaktadır.

Kişilik testleri ise bireyin doğuştan gelen mizaç özellikleriyle, çevresel faktörlerin etkisiyle gelişen kişiliğinin somutlaştırılmasını sağlar. Bireyin kişiliğiyle ilgili bilgileri edinebilmek yani bireyi başkalarından ayıran temel nitelikleri tespit etmek amacıyla kullanılır. Objektif ve projektif testler olarak ikiye ayrılır. Yaygın olarak uygulanan testler objektif testlerdir. Bu testlerde uygulayıcının yorumundan ziyade test sonucuna odaklanılmaktadır.

Klinik gözlem sonuçlardan sonra gelmektedir. Sıklıkla uygulanan objektif testler; Minesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI) ve 16 PF Kişilik Envanteridir. Özellikle işe alım sürecinde kişilik testi uygulamaları oldukça yaygındır. Kişilik Gelişimi için İdeal Aile Ortamı Nasıl Olmalı? Ve Çocuklarda Benlik Gelişimi ve Yaşam Boyu Başarıya Etkisi yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kişilik Testleri Sonucunda Hangi Bilgileri Ediniriz?

Sosyal yaşam içerisinde ve özellikle de yeni katıldığımız ortamlarda kendimizi ifade ederken olduğumuz kişiden çok olmamız gereken kişi gibi davranabiliriz. Toplumun veya dahil olmak istediğimiz organizasyonun beklentileri davranışlarımıza etki edebilir. Ancak bulunduğumuz ortama ve kişilere alıştığımızda sahip olduğumuz kişilik özelliklerini sergilemeye başlarız. Sergilediğimiz kişilik özelliklerimiz ise dahil olacağımız sosyal grup veya organizasyon için önemlidir.

Beklentileri karşılayabilecek miyiz, uyum sağlayabilecek miyiz, fayda veya zararımız olur mu bu grup üyelerince önemlidir. Kişilik testleri de tam olarak bu bilgi ihtiyacını karşılar. Güçlü ve zayıf yönlerimizi ortaya çıkarır. Baskın kişilik özelliklerimizi, iletişim ve uyum becerilerimizi gösterir. İçedönük, dışadönük, çözüm odaklı, problem odaklı, pasif, girişken, agresif, sakin, lider veya takım üyesi. Test sonuçları bireyle ilgili pek çok bilgiyi barındırır.

Hatta bu bilgilerin bir kısmı bireyin farkında olmadığı kişilik özelliklerine yönelik olabilir. Kişi bu özelliklerini sevmiyor ve inkar ediyor veya bu özelliklerini fark edecek durum ve ortamlarla karşılaşmamış olabilirler. Test sonuçlarıyla kendini daha yakından gören bireyler özellikle farkında olmadıkları güçlü yönlerini daha verimli kullanabilirler. İş verenler içinse bu bilgiler işe alım kararını ve organizasyon içerisindeki konumlandırmayı etkiler.

Kişilik Testinden Elde Edilen Sonuçlarla Kariyer Planı Çıkarmak Çok Daha Kolay

İşe alım kadar, görev değişikliği, terfi, rotasyon süreçlerinde de kişilik testleri önem kazanmaktadır. İş veren, test sonuçlarına göre adayın sahip olduğu özelliklerin organizasyonu için faydasını veya zararını değerlendirebilir. Örneğin; stresle başa çıkmakta zorlanan bir aday stresli bir işte çalışmakta zorlanabilir. Yaratıcılığı yüksek olan bir aday, monoton bir işte sıkılabilir.

İçedönük bir aday açık ofiste, sürekli iletişim gerektiren bir işte çalışmakta zorlanabilir. Liderlik yönü güçlü olan bir aday grup üyesi olmakta zorlanabilir. Kişilik testi uygulamaları işe alımdan çok daha önce meslek seçimi aşamasında rol sahibidir. Kişilik özelliklerimiz meslek seçiminde de dikkate alınmalıdır.

Test sonuçlarından elde edilen bilgilerle bireyin hangi meslek alanında daha başarılı olabileceği veya hangi mesleklere yönelmesinin doğru olmayacağı belirlenebilir. Elbette bu kararda sadece kişilik testleri yeterli değildir. Zeka testleri, ilgi, yetenek testleri, mesleki norm ve beklentiler de bireyin meslek seçimine etki etmektedir.

Ancak seçim sürecini kişilik özelliklerinden bağımsız yapmak eksik bir değerlendirmeye neden olacaktır. Dolayısıyla da bireyin kariyer yönelimi çoğunlukla hatalı yapılmış olacak ve motivasyon kaybı beraberinde gelecektir.

Kişilik Testleri Kariyer Belirlemede Nasıl Bir Rol Oynuyor

Kariyer belirleme sürecinin en önemli aşamalarından birisi lisede yapılan alan seçimidir. Bu seçim çoğunlukla öğrencinin dönem derslerinden edindiği ortalama puanlara ve öğretmen değerlendirmelerine göre yapılır. Ancak çoğu derste başarılı veya başarısız olan öğrenciler için hangi alanın daha doğru olacağını seçmek zorlaşır.

Aslında tam da bu aşamada karar vermeden önce kişilik, zeka, ilgi ve beceri testleri yapılmalıdır. Bu sayede öğrenci çok daha sağlıklı bir alan seçimi yapabilir. Alan seçimi meslek seçimine giden aşamada en önemli karardır. Çünkü alan seçtikten sonra bazı mesleklere yönelebilme hakkı tamamen kaybedilir.

Alan dışında kalan meslekleri kazanmak da, kabul edilmek de zorlaşmaktadır. Bu nedenle alan seçerken uzun vadeli değerlendirme yapılmalı, bu aşamada meslek alternatifleri de dikkate alınmalıdır. Kişilik testleri mesleki yönelim hakkında önemli bilgiler verir. Çünkü her mesleğin başarılı olabilmek ve mesleği sürdürebilmek için sahip olunması gereken kişilik özellikleri vardır. Örneğin; bir asker, polis veya sağlık personeli soğukkanlı olabilmelidir.

Bir öğretmen sabırlı, sevecen ve adil olabilmelidir. Bir psikolog objektif, dikkatli ve iyi bir dinleyici olabilmelidir. Bir sanatçı, mimar yaratıcı olabilmelidir. Bir sporcu azimli, dakik, planlı olabilmelidir. Yine pek çok iş veren için çalışanlarının uyumlu, çözüm odaklı, yaratıcı, düzenli, planlı olması önemlidir.

Kişilik testleri sonucunda güçlü yönlerimizi daha belirgin hale getirip zayıf yönlerimizi geride tutacak mesleklere yönelebiliriz. Daha bilinçli ve bireysel seçimler yapabilir, böylece hem bireysel başarımızı hem de organizasyon başarısını destekleyebiliriz. Uygulaması ve değerlendirmesi son derece basit olan bu testler sayesinde bireysel ve organizasyonel kazanımlar artar.

İş verenler, işe aldıkları personelle ilgili daha az soru işareti taşırlar. Doğru adaya daha kısa sürede erişebilirler. Bu nedenle alan ve meslek seçimi öncesinde ve işe alım sürecinde kişilik testi yapılması önerilmektedir. Meslek Seçmeden Önce Kendinizi Keşfedin ve Kişilik Özellikleri ile Uyumlu Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kişilik Testleri Yaptırmadan Hedef ve Kariyer Belirlemek Başarı Oranını Düşürüyor

İş hayatında kariyer planlaması ve kariyer başarısı hem bireyler hem aileler için büyük önem taşımaktadır. Özellikle günümüzde bilinçli kariyer planlamak çok daha önemli hale geldi. Eğitimde ve istihdamda ciddi bir rekabet var. Adaylar çok donanımlı ancak istihdam sınırlı. Dolayısıyla işsizlikle başa çıkabilmek için kariyer planını olabildiğince erken ve detaylı yapmak gerekiyor.

Ancak bu süreçte kişilik özelliklerini dikkate almak çoğunlukla ihmal ediliyor. Ailelerin ve öğrencilerin yönelimi popüler, prestijli veya çok kazandıran meslekler olabiliyor. Fakat bir meslekte başarılı olmak için o mesleği tercih etmek yeterli değildir. Meslekte başarılı olmak için gereken kişilik özelliklerini de taşıyabilmeniz gerekir. Eğitim hayatınızdan başlayarak kendinizi mesleğiniz içerisinde kanıtlayacağınız sürece kadar pek çok zorlukla karşılaşabilirsiniz.

Zorluklarla baş edebilmenizde ise karakteristik özellikleriniz önemli bir role sahiptir. Kişilik özelliklerinizin mesleki beklentilerle örtüşmesi bu zorluklarla başa çıkmanızı kolaylaştıracaktır. Bu nedenle kişilik testleri son derece önemlidir. Kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapmak için profesyonel danışmanlık alabilirsiniz. Okul öncesi eğitim döneminden itibaren eğitim hayatınızın herhangi bir aşamasında destek alarak kariyerinize yön verebilirsiniz.

Yine kariyerinizi belirleyip, mesleğinizi seçtikten sonra da destek talebinde bulunabilirsiniz. Bu sayede mesleğinizde nasıl daha başarılı olabileceğinizi öğrenebilir veya kariyer değişikliği fırsatlarını yakalayabilirsiniz. Tüm bu süreçle ilgili bizimle iletişime geçebilir Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.

Aba psikoloji olarak kariyer gelişiminizi önemsiyoruz. Kariyere bilinçli yön vermek sadece mesleki doyum elde etmek için gerekli değildir. Mesleğinizde elde edeceğiniz başarı ve mutluluk sayesinde hayatınızın her alanına mutluluğunuzu taşıyabilirsiniz. Biz Aba ailesi olarak bireylerin kendilerini ve yeteneklerini keşfetmesine destek oluyoruz.

Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleri ile çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz. Doğru meslek seçimi yapmak için bizimle iletişime geçebilir, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı  alabilirsiniz.

Read More