Erken yaşta anne ile çocuğun iletişimi hayatın geri kalanındaki tüm ilişkilerde etkisini gösteriyor diyebiliriz. Bilimsel araştırmalara göre anne ile kurulan bağların gerek arkadaşlık ilişkilerinde gerek romantik ilişkilerde etkisini sürdürme ihtimali yüksektir. Hayata geldiğimiz ilk anda ilk sosyal ilişkimize annemizle başlıyoruz. Henüz anne karnındayken göbek bağıyla bağlı olduğumuz annemize doğduktan sonra bir süre süt ihtiyacımız içinde bağlantılı haldeyiz. İlk ilişki ve sosyal bağı en çok yanımızda olan bakım veren annemizden öğreniyoruz. Kişinin hayat serüveninin gidişatını yüksek oranda belirleyen erken yaştaki anneyle olan iletişimin etkilerini anlattığımız bir blog yazısı oluşturmak istedik.

 

Anne ile Çocuğun İletişimi: Bağlanma Biçimleri

1.     Güvenli Bağlanma

Anne ile çocuğun iletişimi erken dönemde eğer güvenli bir bağlanmayla ilerlediyse gelecekte de yüksek olasılıkla başkalarıyla olan ilişki bağları güvenli kuruluyor. Peki güvenli bağlanma derken neyi kastediyoruz? Güvenli bağlanma ebeveynin desteğini hissettirdiği gereken yerlerde yardımcı olduğu bir tutumdan ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra güvenli bağlanmayı sağlayan ebeveynlerin çocuğa aşırı müdahale etmeden belli güvenlik önlemleri çerçevesinde özgürlük sağladığını söyleyebiliriz. Yani bu bağlanma ortamını sağlayan ebeveyn daha çok koruyucu yaklaşımlar sergileyerek gerektiğinde yardımcı olurken çocuğa kendi kendine deneyimleme şansı da verir. Güvenli bağlanmanın olduğu anne-çocuk ilişkisiyle büyüyen çocukların hayatlarının ileri safhalarında da ilişkilerini güvenli bağlarla kurduğu gözlemlenmiştir. Ne fazla bağımlılık tutumu sergilerler ne de kendilerini herkesten geri çekme eğilimi gösterirler. Bu kişilerin gerek arkadaşlık gerek romantik ilişkilerde etrafına ve kendilerine güvenleri yerinde ve sağlıklı bir gidişattadır.

2.     Anne ile Çocuğun İletişimi: Kaygılı Bağlanma

Erken dönemdeki anne ile çocuğun iletişimi () kaygılı düzeydeyse bu ileride de kişinin çevresiyle olan güvensiz bağlanmaların olasılığını arttırmaktadır. Çocuğun çok üzerine titreyen bakım veren tutumu kaygılı bağlanmaya yol açabilmektedir. Çocuğun her ihtiyacı olduğunda yardımcı olmak, onun yerine düşürmek, her sorunu çocuk için çözmek aslında ilerisi için faydalı değildir. Böyle bir anne tutumuyla büyüyen çocuklar ileride sürekli başkalarının onayına ve yardımına ihtiyaç duyabilirler. Yalnız başına kalmakta zorlanabilir ve dışarıya, diğer insanlara bağımlılık yaklaşımı geliştirebilirler. Başkalarının onu bırakıp gideceğinden duyulan kaygıdan, yalnız kalma korkusundan  ötürü kişi diğerlerine ekstrem bağlılık gösterebilir. Başkaları için değişme ve başkalarının isteklerine göre hareket ederek kendi isteklerini bastırma tutumları sergileyebilir.

3.     Kaçıngan Bağlanma

Anne ile çocuğun iletişimi kaçıngan bağlanma üzerineyse ilerleyen dönemlerde de kişinin başkalarıyla bağ kurmada kaçıngan tutum sergileme olasılığının yüksek olduğunu söyleyebiliriz.  Kaçıngan bağlanma bakım verenin ilgisizliğinden ortaya çıkmaktadır. Bazı ebeveynler düpedüz ilgilenmemeyi tercih edebilirken bazı ebeveynlerde çocuğun kendi kendine bir şeyleri yaparsa güçlü olacağına inanmaktadır. Halbuki bu tutum çocuğun ileriki hayatında da bağ kurmada problemler yaşamasına neden olabilir.

4.     Korkulu/ Kaçıngan Bağlanma

Anne ile çocuğun ilişkisi korkulu kaçıngan bağlanma üzerine kurulduysa güvensiz bir bağlanma modelinden doğan ilerleyen dönemlerde sıkıntılar ortaya çıkabiliyor. Annenin kafa karıştırıcı bir kollayan bir ihmal eden tutumu çocuğu korkulu kaçıngan bağlanma stiline sürüklemektedir. Çocuk bir türlü güven alanı oluşturamadığı için bir takım problemler yaşamaktadır. Genelde bu tür bir anne çocuk ilişkisiyle büyüyen bireylerin ileriki dönemlerinde başkalarıyla bağ kurmakta zorluk çekerler. Çoğunlukla kendilerine verdikleri değer konusunda da problemler yaşarlar. Ayrıca başkalarına yaklaşmak konusunda da sıkıntı çekebilirler. Çünkü sevgilerinin karşılık bulmayacağından korku duyarlar. Karşıdakinin meşguliyetten doğan ufak ilgisizlikleri onları tedirgin edebilir. Sevilmediklerini ve önemsenmediklerini düşünebilirler. Fazla ilgi beklentisi içerisinde ilişkilerden kaçabilir ya da bulundukları ilişkileri ilgisizlik hissiyatı duydukları için sonlandırabilirler.

Anne ile çocuğun iletişimi ve benzer konularda videolara ulaşmak için aba Psikoloji YouTube kanalını takip edebilirsiniz.

Read More

Çocuklarda bağlanma sorunu nasıl ortaya çıkar? Bağlanma nedir? Bağlanma teorisi nedir? Bağlanma ve bağlanma bozukluğu türleri nelerdir? Gelin birlikte inceleyelim…

Bebek ile temel bakım veren arasında kurulan bağ, bağlanma olarak tanımlanmaktadır. Bebeğin anne ile gerçekleştirdiği bağlanma ise birincil bağlanma olarak adlandırılır. Bağlanma fiziksel temas sonucunda oluşabileceği gibi bebek ve anne arasındaki sosyal etkileşim ile de oluşabilir.

Bağlanma teorisi ise psikanalist John Bowlby ile gelişim psikologu Mary Ainsworth tarafından geliştirilen ve bebek ile temel bağlanma figürü arasındaki ilişkiye odaklanan bir teoridir. Gelişim psikoloğu Mary Ainsworth, bağlanma teorisi çerçevesinde yaptığı araştırmalar sonucunda, çocuklarda bağlanma sorunu ve bağlanmayı farklı şekillerde sınıflandırmıştır. Ainsworth, bağlanmayı, güvenli bağlanma, güvensiz bağlanma, kaçınan bağlanma ve endişeli bağlanma olarak dört sınıfa ayırmıştır. Bağlanma bozuklukları ise; bağlanamama bozukluğu, saldırgan bağlanma bozukluğu, ketlenmiş bağlanma bozukluğu, gelişigüzel bağlanma bozukluğu ve rollerin yer değiştirdiği bağlanma bozukluğu şeklinde sınıflandırılmıştır.

Bağlanamama Bozukluğu

Bağlanamama bozukluğu, genellikle belirgin bir bağlanma ilişkisi geliştirme fırsatı bulamamış çocuklarda görülmektedir. Genellikle yetiştirme yurtlarında büyüyen ya da ihmal edilen çocuklarda bu bağlanma bozukluğu türüne rastlanır. Sorun bağlanma becerilerinden yoksun olmaları değil bu tür ilişkileri yaşama fırsatı bulamamalarıdır. Genellikle içe dönük olur ve yabancılarla ilişki kurmaktan kaçınırlar. Temel bağlanma figüründen ayrılmaları durumunda kaygı belirtileri göstermezler.

Çocuklarda Bağlanma Sorunu:Saldırgan Bağlanma Bozukluğu

Saldırgan bağlanma bozukluğunda öfkenin ön plana çıkması söz konusudur. Çocuklar hem kendilerine hem de temel bağlanma figürüne karşı öfkeli ve saldırgan bir tutum içerisinde olabilirler. Saldırgan bağlanma bozukluğu genellikle fiziksel şiddet görmüş ya da fiziksel şiddete tanıklık çocuklarda görülür.

Ketlenmiş Bağlanma Bozukluğu

Ketlenmiş bağlanma bozukluğu yaşayan çocuklar çekingen ve içe dönük bir yapıya sahiptirler. Yabancıların yanında kendilerini güvende hissetmezler. Temel bağlanma figürü tarafından terkedilmekten korkarlar. Bu bağlanma sorunu genellikle otoriter ve istismar edici bir bağlanma figürünün ya da ortamın varlığı nedeniyle ortaya çıkar. Ketlenmiş bağlanma bozukluğunda çocuklar genellikle bağımlı ve kaygılı bir kişiliğe sahip olarak tanımlanırlar.

Çocuklarda Bağlanma Sorunu: Gelişigüzel Bağlanma Bozukluğu

Gelişigüzel bağlanma bozukluğu ise temel bir bağlanma figürünün varlığı söz konusu olsa da çocuklar birden fazla kişiye bağlılık gösterebilirler. Korktuklarında ya da tehlike altında hissettiklerinde yalnızca temel bağlanma figürüne değil herhangi bir yetişkine yönelirler.

Rollerin Yer Değiştirdiği Bağlanma Bozukluğu

Rollerin yer değiştirdiği bağlanma bozukluğu temel bakım veren ile çocuk ilişkisinde görevlerin yer değiştirdiği bir bağlanma türüdür. Çocuklar davranışlar anlamında farklılık gösterebilirler. Dikkatli ve aşırı ilgili, otoriter ve reddedici olabilirler.

Çocuklarda bağlanma sorunu ve bağlanma teorisiyle ilgili daha fazla bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Eğitime ve psikolojiye dair daha fazla içeriğe ulaşmak isterseniz YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Bağlanma sorunu ve otizm arasında bir bağlantının olduğuna dair birçok farklı bilimsel araştırma sonucu bulunmaktadır. Eskiden otizm spektrum sendromu belirtisi gösteren çocuklar için ebeveynlerin (özellikle annenin) tutumu sorumlu tutulurdu. Bunun nedeni çocuklarda bağlanmanın bakım verenle başlamasıdır. Bakım verenin tavırları sosyal ilişkiler üzerinde büyük belirleyicidir. Ancak söz konusu otizm spektrum bozukluk olduğunda bunun biyolojik bir rahatsızlık olduğunu gözden kaçırmamamız gerekir. Çocuk yalnızca annenin tutumundan dolayı otizm spektrum sendromu belirtileri göstermez. Ancak belirtilerin yoğunluğu konusunda annenin tutumu belirleyicidir diyebiliriz.

Bağlanma ve Otizm Arasındaki İlişki

Otizm ve bağlanma sorunu çeşitli benzerlikler göstermektedir. Bazı ortak davranış biçimleri güvensiz bağlanma olarak adlandırılan bağlanma stiliyle ortaklık göstermektedir. Atipik oyun, az sıklıkta iletişim kurma, duygu düzenleme sorunu gibi belirtiler hem bağlanma sorunlarında hem de otizm durumunda gözlemlenmektedir. Bağlanma sorunlarının nedeni annenin tutumu da olabilir. İhmalkar ebeveyn tutumu bağlanma sorunları için tetikleyici olarak algılanmaktadır. Ancak eğer çocukta otizm spektrumla ilgili diğer belirtiler mevcutsa ebeveyn ilgili tutumlarda bulunsa da bu gibi problemler görülebilir. Yalnızca otizm spektrum sendromu gözlemlenen çocuğa ebeveynin ilgisi destekleyici olacaktır. Otizm spektrumun yoğunluğunda azalmalar sağlayabilmektedir.

Bağlanma Sorunu ve Otizm: Bağlanma, Anne Baba Tutumu ve Otizm

Bağlanma sorunu ve otizm arasındaki bağıntıda anne babanın tutumunun değişiklikler yaratabileceğinden söz ettik. Bakım verenin özellikle 0-3 yaş döneminde çocuğa yaklaşımları çok önemlidir. Otizm spektrum sendromu sosyalleşme alanında sorun yaşanması temeline sahiptir. Bu sendromu gösteren bireyler sosyal iletişimde zorluk çeker ve tekil etkinlikler yapmayı tercih ederler. Anne babanın bağlanma döneminde çocukla konuşması ve göz teması kurması sosyal ilişki becerilerini geliştiren bir şeydir. Eğer çocuk genetik olarak otizm spektrum sendromunun izlerini taşıyorsa sosyal iletişime bir tık daha dikkat edilmeli diyebiliriz. Bu durumda çocukla iletişim kurarken telefona bakmak, çocuğu oyalamak adına sürekli televizyonu aracı olarak kullanmak sendrom için tetikleyici olabilir.

Bağlanma sorunu erken yaşta tespit edilirse otizm spektrum sendromu da erken yaşta tespit edilebilir. Yukarıda bahsettiğimiz atipik oyun, az iletişim kurma, duygu düzenlemede sorunlar bebeklik döneminde fark ediliyorsa otizm spektrum sendromunun bir belirtisi olabilir. Bağlanma stilleriyle alakalı yapılan uygulamalarda anne babanın odadan çıktığında çocuğun verdiği tepkiler göz önünde bulundurulur. Eğer bebeğiniz siz odadan gittiğinizde ağlama krizleri geçiriyor ve döndüğünüzde size sert davranıyor kızgınlık belirtileri gösteriyorsa bağlanma problemleri olabilir.  Hiç tepki göstermiyorsa da bu bir problemdir. Belli bir oranda bağlanma gerçekleşmeli ve size güvendiği için siz çıktıktan bir süre sonra rahatsızlık duyması gerekmektedir. Bu güvenli bağlanmanın göstergesidir. Ancak otizm spektrum sendromu belirtilerine sahip çocuklar hiç tepki göstermeme eğilimi göstereceklerdir.

Read More