Fark edilmeyen ergenlik sorunları gencin akademik, sosyal, kişisel ve duygusal gelişimine olumsuz etki edebilmektedir. Lise dönemi bireyin kariyer gelişimine yön verdiği son derece önemli bir dönemdir. Bu döneme denk gelen ergenlik sorunları gencin üzerindeki duygusal baskıyı artırmaktadır. Henüz önceliği anı yaşamak, eğlenmek, mutlu olmak, sosyalleşmek olan gencin bu dönemde geleceğe yönelik büyük tasarılar yapması beklenmektedir.

Bu sorumluluğa hormonal ve fiziksel değişim, duygusal ve düşünsel gelişim de eklenmektedir. Genç için bu dönem çocukluğa veda edilerek yetişkinliğe atılan adımları temsil etmektedir. Çocukluktan yetişkinliğe giden bu süreçte gencin üzerindeki baskı yoğunlaşmaktadır. Genç çocukluktan sıyrılıp büyümek istese de yetişkin hayatın sorumluluklarını üstlenmeye de kendini hazır hissedemeye bilir. Bu dönemde aile ilişkileri hala öncelikli ve önemlidir.

Ancak ergen ile ebeveynleri arasında çatışmalar da çıkabilmektedir. Ailenin gencin yeni rollerine yönelik beklenti ve kaygıları gence yansıtıldığında anlaşmazlıklar yaşanabilmektedir. Bu nedenle bu dönemde gencin sosyal desteğe ve akran ilişkilerine olan ihtiyacı artmaktadır. Yanlış ebeveyn tutumları, aile içi negatif iletişim modeli ve cezalandırma çocuğun ergenlikte aile yerine arkadaşa yoğunlaşmasına neden olabilmektedir.

Fark edilmeyen ergenlik sorunları, aile içi problemler, ebeveyn tutumları ve gerçekdışı beklentiler akademik başarısızlığı getirmektedir.

Lisede Akademik Başarıyı Düşüren ve Fark Edilmeyen Ergenlik Sorunları

Ergenlik dönemi fiziksel ve hormonal olarak çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Yeni çalışmalar ergenlik yaşının 10’a kadar indiğini söylese de genel geçer kabul ergenliğin 12-21 yaş aralığında olduğudur. Erkeklerde ve kızlarda başlangıç – bitiş yaşları farklılık gösterebilmektedir. Dolayısıyla Lise eğitimi ergenliğin yoğun yaşandığı bir dönemdir. Üstelik ergenliğin yanı sıra bu dönemde gencin farklı sorumluluk ve gelişim alanları da vardır.

Kariyere yön vermek, akademik başarı edinmek, sosyal ağı geliştirmek gibi. Gencin bu dönemde başarı elde etmenin yanı sıra karakterini tanıması, kendini keşfetmesi gerekmektedir. Genç aileden ayrı çok daha fazla zaman geçirmektedir. Bu noktada genç arkadaşlık ilişkilerini ve etkileşimde olduğu ortamları seçerken daha bilinçli olabilmelidir. Genç bu dönemde aileden ayrı olarak da kendini korumayı, savunmayı ve ifade etmeyi öğrenmelidir.

Bu dönemde hızlı bedensel, ruhsal, sosyal değişiklikler meydana gelmektedir. Dolayısıyla bu değişime adapte olmak hem ergen hem de ergenin ailesi için zordur. Aile ergeni anlamakta güçlük çekerken, ergen “anlaşıldım” duygusunu tam olarak yaşayamadığını düşünür. Dolayısıyla aile ile genç arasında yeterli ilişki ve iletişim kurulamadığında fark edilmeyen ergenlik sorunları açığa çıkabilmektedir. Bu dönemde ergenlerin depresif duygu durumunda artış görülebilir.

Anlaşılmıyor olma hissi gencin öfke patlamalarına yol açabilmektedir. Beden algısı ve dış görünüş genç için önemli hale gelmektedir. Dolayısıyla özgüven bu dönemde zedelenebilmektedir. Özgüven eksikliği sosyal beceri gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir. Sosyalleşmekte güçlük yaşayan genç arkadaşlık ihtiyacını karşılayamadığı için akran rollerini deneyimleyemeye bilmektedir. Bu dönemde karşı cinse merak ve karşı cinsle iletişim artmaktadır.

Gencin aile tarafından anlaşılmaması, kısıtlanması, arkadaşlık geliştirememesi, özgüven eksikliği gibi nedenler fark edilmeyen ergenlik sorunları gelişmesine yol açabilmektedir. Tüm bu problemlerin gencin hayatında etkilediği ilk alan performans alanı yani akademik başarısı olacaktır. Ailenin bu dönemde çocuğa yönelik farkındalığı yüksek olmalıdır. Çocuğun ihtiyaç duyduğu sevgi, ilgi ve destek aile tarafından karşılanmalıdır.

Fark Edilmeyen Ergenlik Sorunları Aile Desteği ile Azalmaktadır

Bu dönem hem çocuk hem de aile için oldukça çalkantılı bir dönem olabilmektedir. Aile çocuğunun büyüdüğünü kabullenmekte güçlük yaşarken genç ise kendisindeki fiziksel, duygusal, düşünsel değişikliklere uyum sağlayamayabilir. Aileyle çocuk arasında fikirler, beklentiler ve talepler noktasında anlaşmazlıklar yaşanabilir. Genç bu dönemde çocukluğa ait yaşam alanlarını, ailesinin çizdiği sınırları genişletme ihtiyacı duyacaktır. Ailenin bu ihtiyaca verdiği yanıt ilişkilerinin seyrini değiştirebilir.

Bu dönemde ebeveynin çocuğuyla ilgili kaygılarının artması, denetim sağlama cabası hatalı ebeveyn tutumları sergilenmesine neden olabilmektedir. Ailenin yüksek akademik beklentisi, mükemmeliyetçi yapısı ya da yüksek denetim ihtiyacı genci fiziksel ve duygusal olarak zorlayabilmektedir. Sosyalleşmek, yeni deneyimler edinmek ve ailenin egemenliğinin dışında kendini keşfedebilmek isteyen genç aileyle çatışabilir.

Ancak genç ve ebeveynleri arasındaki ilişki çatışmalı hale gelse de aile desteği genç için önemlidir. Genç, tıpkı çocukluktaki gibi hayatının bu yeni döneminde de ailenin desteğine, ilgisine, sevgisine ihtiyaç duyar. Fiziksel olarak büyümüş olması, pek çok noktada çevresindekilerle çatışıyor olması onun içinde yenidir. Çocukluktan yetişkinliğe doğru ilerlediği bu yeni hayat döneminde gencin rol modele ihtiyacı olacaktır.

Aile bu dönemi bebeklikteki, çocukluktaki ilk kazanımlar gibi görmelidir. Gençteki değişimi ilk adımlarını atan bir bebek gibi okula ilk kez başlayan bir çocuk gibi değerlendirilmelidir. Aile nasıl ki bebekliğe, çocukluğa ait ilk kazanımlarda çocukla beraber heyecanlandı, onu yüreklendirip, motive ettiyse bu dönem de böyle değerlendirilmelidir. Yetişkin hayatını prova eden, bağımsızlaşan, bireyleşen gencin bu yeni tecrübelerinde aile destekleyici olmalıdır.

Aile ile güçlü ilişkiler kurulduğunda fark edilmeyen ergenlik sorunları gelişmemekte ya da üstesinden gelinebilmektedir.

Genç Yeni Deneyimler Kazanırken Ailenin Koşulsuz Sevgisine ve Desteğine İhtiyaç Duyuyor

Onun yerine karar vermek, onun yerine eylemde bulunmak gencin gelişimini örseleyecektir. Bağımlı kişilik geliştirmemesi, kendi ayakları üzerinde durabilmesi için gence verilebilecek en büyük destek hoşgörü olacaktır. Hataları, başarısızlıkları ve bunların yol açtığı duygusal çıkışlar aile tarafından hoş görülmelidir. Cezalandırmak, sevgiyi koşullu vermek, kısıtlamak diğer gelişim dönemlerinde olduğu gibi bu dönemde de doğru değildir.

Ceza, baskıcı ebeveyn tutumu, sevginin daha az gösterilmesiyle fark edilmeyen ergenlik sorunları gelişebilir. Bunun yerine çocuğun neden- sonuç ilişkisini kurması ve hatalarından kendisini geliştirebileceği dersler çıkarması öğretilmelidir. Aile gence bu yeni dönemde yetişkinlik rolleriyle ilgili model oluşturmalıdır. Yetişkinler sorunlara nasıl yaklaşır, problemlerini nasıl çözer, iletişim dili nasıldır gence model olunmalıdır.

Aile Genç İçin Olumlu Bir Rol Model Oluşturmalı

Ebeveynler arası iletişim şekli, aile içi etkileşim, ailede sorunların nasıl çözüldüğü, ebeveynlerin sosyal ilişkileri önemlidir. Sorunlarını yapıcı şekilde çözemeyen, iletişimde güçlük yaşayan, sosyal ağı zayıf ebeveynlerin çocuğa sunacağı model yetersizdir. Aile çocuktan beklediği davranış, tutum ve kazanımları kendi hayatında da belli bir düzeyde gerçekleştirebilmelidir.

Genç Soru ve Sorunlarıyla İlgili Aileyle Konuşabilmeli

Fark edilmeyen ergenlik sorunları aile ile soru ve sorunlarla ilgili açık şekilde konuşulamadığında da gelişebilmektedir. Ailenin otorite kurma çabası çocuğun soru ve sorunlarını aileyle paylaşmasını engelleyebilmektedir. Bu dönemde gencin cinselliğe yönelik bilgi edinmeye ihtiyacı yüksektir. Gencin fiziksel ve hormonal değişimi cinselliğe yönelik daha gelişmiş bilgiye ihtiyaç duymasına neden olur.

Cinsellikle ilgili temel bilgiler aile tarafından çocukluk itibariyle çocuğa yaşına uygun şekilde aktarılmalıdır. Cinsellik çocukluktan itibaren ebeveynle konuşulabilir olduğunda genç yeni dönemde de soru ve sorunlarını ebeveynine açabilir. Artık gençler doğru bilgiyi internetten de edinebilmektedir. Ancak internetin genç tarafından nasıl kullanıldığı, maruz kaldığı bilginin doğruluğu cinselliğe yönelik algı ve tutumunu etkileyecektir.

Aile burada filtre görevi görebilmelidir. Cinsellik aile için çoğunlukla konuşması zor bir konu halini almaktadır. Ancak çocuğun bilgi ihtiyacını ailesinden de karşılayabiliyor olması kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır. Bu sayede olumsuz cinsel deneyimler, istismar, suiistimal gibi travmatik yaşantılar aileyle çok daha rahat paylaşılabilmektedir.

Genç Kariyer Seçimi Yapmadan Önce Kendini Keşfetmelidir

Özgüven eksikliği, sosyal beceri eksikliği, sorumluluk alamama ve karar verememe durumları da gencin fark edilmeyen ergenlik sorunları içerisindedir. Özgüven eksikliği yaşayan gencin kendini grup içerisinde ifade etmesi, sosyal girişimde bulunması oldukça zor olacaktır. Özgüven ve sosyal beceri eksikliği gencin bu önemli yaşam döneminde geri planda kalmasına neden olacaktır. Kendini yeterince iyi ifade edemeyen, sorumluluk almaktan çekinen gencin sosyal ortamlarda kaygısı oldukça yüksektir.

Genç kariyerine yönelik seçim yaparken risk almamak için kendini zora sokmayacağı mesleklere yönelebilir. Sosyal yönü olmayan, topluluk içerisinde bulunmasını gerektirmeyen meslekleri öncelikli tercih edebilir. Gencin bir diğer davranışı ise sorumluluktan kaçmak ve risk almamak için seçimi aileye ya da okula bırakmasıdır. “Benim için en iyisini onlar bilir” mantığıyla çocuk kendini keşfetmeden yönlendirmeyle meslek seçebilir.

Tüm bunlar çocuğun hatalı seçim yapmasına neden olabilir. Doğru kariyer seçimi yapmak bireyin başarmaya yönelik motivasyonunu artıracaktır. Aynı zamanda gencin ilgi ve beceri alanına yönelik, karakteriyle örtüşen keyif alacağı bir mesleğe yönelebilmesi yaşam boyu doyum için gereklidir. Bu sayede genç başarılarından keyif aldığı kadar başarısızlıklarında da kendini yüreklendirebilir. Kariyer seçimi gencin kendisine ait bir seçim olmadığında motivasyon sağlamak zorlaşmaktadır.

Gencin kendini keşfetmesi, seçim yaparken kendi kararlarını verebilmesi ve sorumluluk alması gerekmektedir. Gencin seçimlerini olumsuz etkileyen özgüven ve sosyal beceri eksikliği mutlaka kariyer seçimi öncesinde geliştirilmelidir. Genç ilgi, beceri ve yetenek alanlarını keşfetmelidir. Okul Başarısı İçin Özgüven Nasıl Geliştirilir? Ve Kariyer Seçmeden Önce Özgüven Eksikliği ile Mücadele! yazılarımızı da okuyabilirsiniz.

Çocuklarda Sosyal Beceri ve Ailenin Etkisi yazımız da sizin için faydalı olabilir.

Fark Edilmeyen Ergenlik Sorunları Yaşamamak için Gencin Etkin Zaman Geçirmesi Desteklenmelidir

Bu dönemde gencin ilgisiz kalması, zamanını verimsiz geçirmesi daha fazla kendi içine dönmesine neden olabilmektedir. Özellikle bu dönemde genç için fiziksel görünüş ve akranları tarafından beğenilmek önemlidir. Genç zamanını verimli değerlendiremediğinde, meşguliyetleri olmadığında fark edilmeyen ergenlik sorunları çok daha kolay gelişebilmektedir. Gencin bir spor, sana, aktivite alanına yönelmesi hem zamanını keyifli geçirmesi hem de sosyalleşebilmesi için önemlidir.

Enerjisini fiziksel aktiviteyle atabilen genç bireysel ve akademik yaşamında daha pozitif olacaktır. Bu sayede çocuğun stresini yönetmesi, olumsuz duygu ve düşüncelerle baş etmesi kolaylaşacaktır. Olumsuz enerjisini sağlıklı şekilde boşaltabilen genç için dikkatini toplamak, derse kendini vermek daha kolay olacaktır.

Gencin Arkadaşları ile Aile İletişim Halinde Olmalı

Bu dönemde gencin hayatında arkadaşlıkları çok daha öncelikli hale gelmektedir. Genç bu dönemde her türlü kararında arkadaşlarının fikirlerini önemseyebilmektedir. Arkadaşların ilgileri, seçimleri, yaşam stilleri genç için yönlendirici olabilmektedir. Fark edilmeyen ergenlik sorunları kimi zaman yanlış arkadaşlık ilişkileriyle de gelişebilmektedir. Dolayısıyla aile çocuğunun sanal ve gerçek ortamda en çok vakit geçirdiği arkadaşlarını tanımalıdır.

Aile bu dönemde riskli gördüğü arkadaşlık ilişkilerine karşı çocuğu kısıtlayabilmektedir. Ancak kısıtlamalar gencin aileyle inatlaşmasına, ilişkilerini gizli olarak sürdürmesine neden olabilmektedir. Aile kısıtlamak yerine çocuğunun bu arkadaşlıktan neden keyif aldığını gözlemlemelidir. Gencin arkadaşlarıyla tanışmak, zaman geçirmek, onların fikirlerini, hayallerini dinlemek bağ kurmak için gereklidir. Genç ailesinin karşısına çıkardığı arkadaşlarının olumsuz yönlerini daha kolay fark edebilir.

Ailenin kısıtlaması ya da eleştirileri olmadığında genç arkadaşlık ilişkilerini daha objektif değerlendirebilmektedir. Ailesiyle arkadaşlarının olumlu yönleri kadar olumsuzluklarını da konuşabilen genç için aile hala en iyi arkadaştır. Bu sıralamanın değişmesi ailenin gence ve arkadaşlık ilişkilerine olan yaklaşımına göre değişiklik gösterebilmektedir. Problemli genç ve aile ilişkilerinde genç aile desteğine ihtiyaç duysa da beklentilerini geri plana itebilmektedir.

Aile gencin arkadaşları kadar arkadaşlarının ailesiyle de tanışabilir, aileler arasında güven ilişkisi geliştirilebilir.

Fark Edilmeyen Ergenlik Sorunları ve Kariyer Gelişimi İçin Destek Alabilirsiniz

Fark edilmeyen ergenlik sorunları akademik başarıyı düşürüyorsa mutlaka destek alınmalıdır. Aba psikoloji hem gençlerin psikolojik destek ihtiyacını hem de kariyer danışmanlığı ihtiyacını karşılayabilmektedir. Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planı çıkarmak gencin akademik hayatına ve kariyer gelişimine katkıda bulunmaktadır.

Read More

Aileler, çocukları ders çalışmak istemediğinde ve onları çalışmak için motive edemediklerinde kendilerini çaresiz hisseder. “Ne yapsak olmuyor, çalışmasını söylüyoruz, ödül koyuyoruz, kızıyoruz, ceza veriyoruz, ama hiçbiri işe yaramıyor” sözleriyle ne kadar zorlandıklarını anlatırlar. Ancak bazen çocukların ders çalışmak istememelerinin altında yatan psikolojik nedenler ders çalışmalarına engel oluyor olabilir.

Bu noktada aileler çocuklarını çok iyi gözlemlemeli, çocuklarıyla alt nedenler üzerine konuşmalı, eğer bu ilişkiyi kuramıyorlarsa psikolojik destek ya da kariyer danışmanlığı alma yönünde çocuklarına alternatifler sunmalıdır.

Bu yazımızda çocukların ders çalışmak istememe davranışlarının potansiyel alt nedenlerine değineceğiz. Anne ve babalara çocuklara nasıl yaklaşılmalı, ders çalışma motivasyonu nasıl sağlanmalı konularında da önerilerde bulunacağız.

Fark Edilmeyen Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite Ders Çalışmak İçin Engel Olabilir

 

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik olarak üç farklı şekilde kendini gösterebilir. Ancak bu belirtiler özellikle erken dönemlerde ailelerin ya da öğretmenlerin gözünden kaçabilir.

Dikkat eksikliği olan çocuklar ilgilerini belli bir konuda tutmakta zorluk yaşayabilir. Çevreden gelen basit dikkat dağıtıcılarla kolayca dikkatini kaybedebilirler. Dikkat dağıtıcılar çok daha kolay yorulmalarını ve çabuk pes etmelerini sağlayabilir. Başladıkları işi yarıda bırakabilir, çabuk sıkılabilir, zaman yönetimi ve organize olmada zorluk yaşayabilirler. Hiperaktivite görülen çocuklarda ise sürekli hareket etme ihtiyacı vardır. Otururken dahi ellerini, ayaklarını hareket ettirme, kalkmaya çalışma, hareket edebilmek için bahaneler bulma görülebilir. Düşüncelerini de oldukça hızlı ve değişklendir. Konudan konuya atlayabilir bu nedenle de uzun sürelerle tek bir konu üzerine çalışmakta zorluk yaşayabilirler.

Dürtüsellik görülen çocuklarda ise tepkilerini kontrol edememe, acelecilik ve telaşlı davranışlar görülebilir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarda bu üç özellik bir arada da görülebilir, ayrı ayrı da bulunabilir. Bu çocukların okul başarıları ve akademik potansiyellerini ortaya çıkarmak için yardıma ihtiyacı vardır.

Akran Zorbalığı Yaşayan Çocuklar Ders Çalışmak İstemiyor

Akran zorbalığı yaşayan öğrencilerde bilişsel, fiziksel ve duygusal gerilemeler görülebilmektedir. Ayrıca okula gitmekten korkma, devamsızlık yapma, daha sık hasta hissetme, okul değiştirmeyi düşünme gibi yaygın kaçınma belirtileri de görülebilir. Zorbalığa uğrayan öğrencilerin kendilerini okul ortamında güvende hissetmemesi ve aidiyet duygularının gelişmemesi okula yönelik algılarını negatif etkilemektedir.

Akran zorbalığı yaşayan çocuklar akademik olarak da olumsuz etkilenmektedir. Dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü, öğrenmede zorluk, yoğun kaygı ve stres zorbalığa maruz kalan çocukların okul başarısını düşüren etkenlerdir. Akran zorbalığı ile mücadele eden çocuklarda ders çalışmak istememe yaygın olarak görülen bir belirtidir.

Geleceğe Yönelik Belirsizlik İle Verimli Ders Çalışmak Mümkün Değil

Hangi okula gideceğini, hangi bölümü seçeceğini bilmeyen çocuklar ya da meslek seçimi konusunda kararsızlık yaşayan ne olmak istediğini bilmeyen çocuklar bu belirsizlik içerisinde motive olamamaktadır. Geleceğine yönelik kariyer planı olmayan çocuklar için ders çalışmak ne yöne gideceklerini bilmedikleri bir suda kürek çekmek gibidir. Bu çocuklara bir amaç vermek ve çabaları sonucunda ulaşacakları yeri göstermek gerekir.

Bu noktada kariyer danışmanlığı almak çocuğun daha farkındalıklı ve verimli şekilde ders çalışmasını sağlayacaktır. Kariyer danışmanlığı almanın faydaları yazımız da sizin için faydalı olabilir.

Mutsuz Ailede Çocuk Olmak Ders Çalışmayı Engelliyor

Aile içi huzur sadece çocuklar için değil tüm aile bireylerinin hayat içerisindeki üretken ve mutlu bir varlık sergileyebilmeleri için gereklidir. Anne babaların, birbirlerini duygusal ve fiziksel olarak incittikleri bir aile ortamında çocukların kendilerini mutlu, güvende ve huzurlu hissetmesi mümkün değildir. Üstelik bu problemler çocuğun önünde yaşanıyor ama barışma, çocuğun şahit olmadığı bir ortamda gerçekleşiyorsa çocuklar için etkisi daha da olumsuz oluyor. Böyle bir aile yapısında çocuğun ders çalışmak için motive olması, buna zaman ve dikkat ayırması çok kolay değil. Mutlaka aile içi sorunlarınızı profesyonel destek alarak çözmeli ve tüm aile bireyleri için huzurlu bir aile ortamını yeniden inşa etmelisiniz.

Ergenlik Sorunları Engel Olabilir

11-21 yaşları arasına denk gelen ergenlik dönemi çocukların fiziksel, hormonol, zihinsel ve duygusal olarak değişim yaşadığı önemli bir dönemdir. Bu dönemde gençler kendilerine yabancılaşabilir, değişimden hoşlanmayabilir. Beden algıları bozulabilir, görünümleriyle ilgili mutsuzluk yaşayabilirler. Sesteki değişim, ciltteki bozulmalar, vücudun değişmesi, karşı cinse duyulan ilginin artması bu dönemdeki çocukların odak noktalarını değiştirebilmektedir. Ergenlik döneminde gençler ailelerinden daha çok arkadaşlarıyla zaman geçirmek istemektedir. Bu isteğin altında yatan ihtiyaç kendini akranlarını gözlemleyerek şekillendirme, çağın beklentilerine adapte olabilme gereksinimidir.

Bu dönem kimi gençler için oldukça rahat geçebilirken pek çok genç içinde ömür boyu etkisini hissettirecek hayal kırıklıklarının yaşandığı, zorlu bir dönem olarak yaşanabilmektedir. Ergenliğin rahat atlatılmasında aileye düşen görevler oldukça büyüktür. Çocuğunuz sizden uzaklaşabilir, sizinle paylaşımları azalabilir, riskli davranışlara ve deneyimlere yönelebilir. İlginizi, hoşgörünüzü bu dönemde eksik etmemeli, çocuğunuzla çatışmak yerine uzlaşmayı tercih etmelisiniz. Ergenlik döneminde ailesinin kendisini anlamayacağını düşünen çocuklar arkadaşlarına daha fazla yönelmekte ya da yalnızlığı tercih etmektedir. Ebeveyn. çocuğunu ne kadar tanır ve bu dönem özelliklerine vakıf olursa çatışmalar da o kadar az olur.

Ergenlik dönemi ne kadar çatışmalı ve zorlu geçerse çocuğun ders çalışmak için duyduğu istekte o kadar düşük olacaktır. Nasihat vermek yerine hoşgörü ile dinlemek gerekmektedir. Yaşadığı sorunların üstesinden gelebilmek için çözüm odaklı önerilerde bulunmak ve koşulsuz sevgi göstermek ergenlik dönemindeki bu çocukların temel ihtiyacıdır.

Ebeveyn Tutumları

9 farklı ebeveyn tutumu olsa da bir çocuğun anne ve babasından görmeye ihtiyaç duyduğu temel tutum Hoşgörülü ve Demokratik ebeveyn tutumudur. Bu tutumun egemen olduğu aile yapılarında çocuğun erken yaşlarından itibaren evde söz hakkı vardır. Aileyi ilgilendiren her konuyla ilgili karar alınırken çocuğunda fikri sorulur. Kendisiyle ilgili yapacağı seçimlerde çocukluktan itibaren karar vermeye teşvik edilir. Yapılan hatalar cezalandırılmak yerine sonuçları değerlendirilir ve telafi etmek için neler yapılabileceği konusunda rehberlik edilir.

Bu tür bir ailede yetişen bireyler, “birey” olmanın farkında olarak yetiştirilirler ve kendi hayatları vardır. Bu tür çocukların özgüvenleri tamdır ve sosyal ilişki kurarken sorun yaşamazlar. Küçük yaşlardan itibaren sorumluluk alma, sebep-sonuç ilişkisini kurma becerileri geliştiği için bu çocuklar ders çalışmak konusunda kendi iç motivasyonlarını sağlayabilir.

Bu ebeveyn tutumuyla uyuşmayan bir ana baba davranışınız var ise ebeveyn tutumlarınızı araştırabilir, neleri düzeltmeniz gerektiği noktasında bilgi edinebilirsiniz. Aile danışmanlığı hizmetinden faydalanmakta siz ve çocuğunuz için olumlu sonuçlar getirecektir.

Yüksek Beklenti Çocukları Psikolojik Olarak Yoruyor

Ailenin çocuklarına yönelik yüksek beklentiler içerisinde olması ve çocuğun potansiyelinin bu beklentileri karşılamaya yetmemesi çocukların pes etmelerine neden oluyor. “Zaten benden istenileni gerçekleştirmem mümkün değil” diye düşünen çocuklar; ders çalışmak istemiyor, ne kadar çabalarsa çabalasın beklentiyi karşılayamayacağına inanıyor. Bu noktada ailenin çocuktan beklentisinin ne derece gerçekçi olduğunu değerlendirmesi gerekir. Çocuğunuzun potansiyeli ile uyumlu beklentileriniz olduğunda hem siz hayal kırıklığı yaşamayacaksınız hem de çocuğunuz beklentiyi karşılamak ve başarılı olmak noktasında daha istekli olacak.

Read More