Kişilik testleri, kişilerin kendilerine ait özelliklerini daha iyi tanımalarını ve bu özelliklerle de kendilerini tanıtabilmelerini sağlamaktadır. Kimi zaman kişilik testi talebi bireyin kendisinden gelirken, kimi zamansa aile, okul veya iş verenler talep edebilmektedir. Kişilik testi sonuçları bireyin karakteri, güçlü ve zayıf yönleri hakkında kapsamlı bilgi vermektedir. Pek çok birey kişilik özelliklerini bildiğini düşünmektedir.

Oysa kişilik özelliklerimiz bulunduğumuz ortama, etkileşimde olduğumuz insanlara ve gruplara göre esneyebilir. Ancak bu esneme sağlıklı sınırlar içerisinde olduğu sürece kişinin benlik bütünlüğüne hitap edecektir. Kişi kendini rahat hissetmediği, kişiliğiyle, ilgileriyle veya becerileriyle uyuşmayan ortamlarda çokça zorlanabilir. Bu zorlanım bireyi, bulunduğu ortama uyum sağlayabilmek için daha fazla esnemeye itebilir.

Ancak kişi kişilik sınırlarını aşan, öz benliğiyle çatışan bir noktaya gelmeye zorlanırsa olumsuz getirileri olacaktır. Aynı şekilde kişi, bu tarz ortamlarda tolare edebileceğinden daha uzun süre kalmamalıdır. Aslında eğitimde, profesyonel hayatta, kariyer basamaklarının her birinde görülen motivasyon eksikliğinin bir nedeni de budur.

Bireyler hatalı alan veya meslek seçimi yapabilmekte ve bu hatanın sonuçlarına bir ömür boyu katlanmak zorunda kalabilmektedir. Bu zorlanımsa kişinin zaman içerisinde kendi benliğine ve olduğu kişiye ters düşmesine neden olacaktır. Bir bireyin eğitimine veya mesleğine yönelik motivasyon eksikliği sadece birey için değil tüm organizasyon için olumsuz sonuçlar doğurur.

Bu nedenle kişilik testleri bireyin kendini tanıması, kendini nasıl daha iyi tanıtacağını öğrenmesi için önemlidir. Özellikle kariyer belirleme sürecine girerken mutlaka kişilik testi yaptırılmalıdır. Bu sayede kişi baskın özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini daha detaylı keşfedebilir. Bu keşif sayesinde daha mutlu ve başarılı olabileceği bir alana, mesleğe yönelebilir. Kariyer seçiminde zayıf yönler, güçlü yönler kadar, belki de fazla öneme sahip.

Peki kişilik nedir? Kişilik testi sonuçları bize neyi verir? Kişilik testi ile kariyer seçiminin ilişkisi ne? Kişilik özelliklerini bilmeden kariyer belirlemenin dezavantajları neler? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Ve Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan faydalanabilirsiniz.

Kişilik Nedir ve Kişilik Testleri Hangi Amaçla Yapılır?

Kişilik, bireyin doğuştan getirdiği ve sonradan kazanılan, tutarlı olarak sergilenen ve bireyi diğerlerinden ayıran özellikleridir. Kişiliğin gelişiminde genetik etkenler daha çok bireyin potansiyelinin belirlenmesinde etkilidir. Çevresel faktörler ise bu potansiyelin kullanımına yönelik etki etmektedir.

Genetik etkenler arasında anne babanın zekâ düzeyi, kişilik özellikleri, ilgileri ve becerileri yer almaktadır. Çevresel etkenler arasındaysa beslenme ve beş duyu ile elde edilen deneyimler yer almaktadır. Ayrıca bireyin içinde doğduğu aile ve özellikle de anne baba ile olan ilişkiler oldukça önemlidir. Kişilik gelişiminde çevre de kişiliğin şekillenmesinde en az aile kadar önemli rol oynamaktadır.

Çocuk büyüdükçe sosyal çevresi ve etkileşim ağı genişlemektedir. Büyümeyle birlikte çocuğun karakter gelişiminde ailenin etkisi azalırken arkadaş çevresi, okul, öğretmen, kültür ve sosyal yapı etkili hale gelmektedir. Kişilik yaşamın ilk 6 yılında belirgin şeklini almaya başlasa da çoğunlukla tamamlanması ergenliği bulmaktadır. Sağlıklı kişilik bireyin duygu, düşünce ve davranış boyutlarında dengeli ve tutarlı bir bütünlük kurmasıyla oluşmaktadır.

Kişilik testleri ise bireyin doğuştan gelen mizaç özellikleriyle, çevresel faktörlerin etkisiyle gelişen kişiliğinin somutlaştırılmasını sağlar. Bireyin kişiliğiyle ilgili bilgileri edinebilmek yani bireyi başkalarından ayıran temel nitelikleri tespit etmek amacıyla kullanılır. Objektif ve projektif testler olarak ikiye ayrılır. Yaygın olarak uygulanan testler objektif testlerdir. Bu testlerde uygulayıcının yorumundan ziyade test sonucuna odaklanılmaktadır.

Klinik gözlem sonuçlardan sonra gelmektedir. Sıklıkla uygulanan objektif testler; Minesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI) ve 16 PF Kişilik Envanteridir. Özellikle işe alım sürecinde kişilik testi uygulamaları oldukça yaygındır. Kişilik Gelişimi için İdeal Aile Ortamı Nasıl Olmalı? Ve Çocuklarda Benlik Gelişimi ve Yaşam Boyu Başarıya Etkisi yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kişilik Testleri Sonucunda Hangi Bilgileri Ediniriz?

Sosyal yaşam içerisinde ve özellikle de yeni katıldığımız ortamlarda kendimizi ifade ederken olduğumuz kişiden çok olmamız gereken kişi gibi davranabiliriz. Toplumun veya dahil olmak istediğimiz organizasyonun beklentileri davranışlarımıza etki edebilir. Ancak bulunduğumuz ortama ve kişilere alıştığımızda sahip olduğumuz kişilik özelliklerini sergilemeye başlarız. Sergilediğimiz kişilik özelliklerimiz ise dahil olacağımız sosyal grup veya organizasyon için önemlidir.

Beklentileri karşılayabilecek miyiz, uyum sağlayabilecek miyiz, fayda veya zararımız olur mu bu grup üyelerince önemlidir. Kişilik testleri de tam olarak bu bilgi ihtiyacını karşılar. Güçlü ve zayıf yönlerimizi ortaya çıkarır. Baskın kişilik özelliklerimizi, iletişim ve uyum becerilerimizi gösterir. İçedönük, dışadönük, çözüm odaklı, problem odaklı, pasif, girişken, agresif, sakin, lider veya takım üyesi. Test sonuçları bireyle ilgili pek çok bilgiyi barındırır.

Hatta bu bilgilerin bir kısmı bireyin farkında olmadığı kişilik özelliklerine yönelik olabilir. Kişi bu özelliklerini sevmiyor ve inkar ediyor veya bu özelliklerini fark edecek durum ve ortamlarla karşılaşmamış olabilirler. Test sonuçlarıyla kendini daha yakından gören bireyler özellikle farkında olmadıkları güçlü yönlerini daha verimli kullanabilirler. İş verenler içinse bu bilgiler işe alım kararını ve organizasyon içerisindeki konumlandırmayı etkiler.

Kişilik Testinden Elde Edilen Sonuçlarla Kariyer Planı Çıkarmak Çok Daha Kolay

İşe alım kadar, görev değişikliği, terfi, rotasyon süreçlerinde de kişilik testleri önem kazanmaktadır. İş veren, test sonuçlarına göre adayın sahip olduğu özelliklerin organizasyonu için faydasını veya zararını değerlendirebilir. Örneğin; stresle başa çıkmakta zorlanan bir aday stresli bir işte çalışmakta zorlanabilir. Yaratıcılığı yüksek olan bir aday, monoton bir işte sıkılabilir.

İçedönük bir aday açık ofiste, sürekli iletişim gerektiren bir işte çalışmakta zorlanabilir. Liderlik yönü güçlü olan bir aday grup üyesi olmakta zorlanabilir. Kişilik testi uygulamaları işe alımdan çok daha önce meslek seçimi aşamasında rol sahibidir. Kişilik özelliklerimiz meslek seçiminde de dikkate alınmalıdır.

Test sonuçlarından elde edilen bilgilerle bireyin hangi meslek alanında daha başarılı olabileceği veya hangi mesleklere yönelmesinin doğru olmayacağı belirlenebilir. Elbette bu kararda sadece kişilik testleri yeterli değildir. Zeka testleri, ilgi, yetenek testleri, mesleki norm ve beklentiler de bireyin meslek seçimine etki etmektedir.

Ancak seçim sürecini kişilik özelliklerinden bağımsız yapmak eksik bir değerlendirmeye neden olacaktır. Dolayısıyla da bireyin kariyer yönelimi çoğunlukla hatalı yapılmış olacak ve motivasyon kaybı beraberinde gelecektir.

Kişilik Testleri Kariyer Belirlemede Nasıl Bir Rol Oynuyor

Kariyer belirleme sürecinin en önemli aşamalarından birisi lisede yapılan alan seçimidir. Bu seçim çoğunlukla öğrencinin dönem derslerinden edindiği ortalama puanlara ve öğretmen değerlendirmelerine göre yapılır. Ancak çoğu derste başarılı veya başarısız olan öğrenciler için hangi alanın daha doğru olacağını seçmek zorlaşır.

Aslında tam da bu aşamada karar vermeden önce kişilik, zeka, ilgi ve beceri testleri yapılmalıdır. Bu sayede öğrenci çok daha sağlıklı bir alan seçimi yapabilir. Alan seçimi meslek seçimine giden aşamada en önemli karardır. Çünkü alan seçtikten sonra bazı mesleklere yönelebilme hakkı tamamen kaybedilir.

Alan dışında kalan meslekleri kazanmak da, kabul edilmek de zorlaşmaktadır. Bu nedenle alan seçerken uzun vadeli değerlendirme yapılmalı, bu aşamada meslek alternatifleri de dikkate alınmalıdır. Kişilik testleri mesleki yönelim hakkında önemli bilgiler verir. Çünkü her mesleğin başarılı olabilmek ve mesleği sürdürebilmek için sahip olunması gereken kişilik özellikleri vardır. Örneğin; bir asker, polis veya sağlık personeli soğukkanlı olabilmelidir.

Bir öğretmen sabırlı, sevecen ve adil olabilmelidir. Bir psikolog objektif, dikkatli ve iyi bir dinleyici olabilmelidir. Bir sanatçı, mimar yaratıcı olabilmelidir. Bir sporcu azimli, dakik, planlı olabilmelidir. Yine pek çok iş veren için çalışanlarının uyumlu, çözüm odaklı, yaratıcı, düzenli, planlı olması önemlidir.

Kişilik testleri sonucunda güçlü yönlerimizi daha belirgin hale getirip zayıf yönlerimizi geride tutacak mesleklere yönelebiliriz. Daha bilinçli ve bireysel seçimler yapabilir, böylece hem bireysel başarımızı hem de organizasyon başarısını destekleyebiliriz. Uygulaması ve değerlendirmesi son derece basit olan bu testler sayesinde bireysel ve organizasyonel kazanımlar artar.

İş verenler, işe aldıkları personelle ilgili daha az soru işareti taşırlar. Doğru adaya daha kısa sürede erişebilirler. Bu nedenle alan ve meslek seçimi öncesinde ve işe alım sürecinde kişilik testi yapılması önerilmektedir. Meslek Seçmeden Önce Kendinizi Keşfedin ve Kişilik Özellikleri ile Uyumlu Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kişilik Testleri Yaptırmadan Hedef ve Kariyer Belirlemek Başarı Oranını Düşürüyor

İş hayatında kariyer planlaması ve kariyer başarısı hem bireyler hem aileler için büyük önem taşımaktadır. Özellikle günümüzde bilinçli kariyer planlamak çok daha önemli hale geldi. Eğitimde ve istihdamda ciddi bir rekabet var. Adaylar çok donanımlı ancak istihdam sınırlı. Dolayısıyla işsizlikle başa çıkabilmek için kariyer planını olabildiğince erken ve detaylı yapmak gerekiyor.

Ancak bu süreçte kişilik özelliklerini dikkate almak çoğunlukla ihmal ediliyor. Ailelerin ve öğrencilerin yönelimi popüler, prestijli veya çok kazandıran meslekler olabiliyor. Fakat bir meslekte başarılı olmak için o mesleği tercih etmek yeterli değildir. Meslekte başarılı olmak için gereken kişilik özelliklerini de taşıyabilmeniz gerekir. Eğitim hayatınızdan başlayarak kendinizi mesleğiniz içerisinde kanıtlayacağınız sürece kadar pek çok zorlukla karşılaşabilirsiniz.

Zorluklarla baş edebilmenizde ise karakteristik özellikleriniz önemli bir role sahiptir. Kişilik özelliklerinizin mesleki beklentilerle örtüşmesi bu zorluklarla başa çıkmanızı kolaylaştıracaktır. Bu nedenle kişilik testleri son derece önemlidir. Kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapmak için profesyonel danışmanlık alabilirsiniz. Okul öncesi eğitim döneminden itibaren eğitim hayatınızın herhangi bir aşamasında destek alarak kariyerinize yön verebilirsiniz.

Yine kariyerinizi belirleyip, mesleğinizi seçtikten sonra da destek talebinde bulunabilirsiniz. Bu sayede mesleğinizde nasıl daha başarılı olabileceğinizi öğrenebilir veya kariyer değişikliği fırsatlarını yakalayabilirsiniz. Tüm bu süreçle ilgili bizimle iletişime geçebilir Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.

Aba psikoloji olarak kariyer gelişiminizi önemsiyoruz. Kariyere bilinçli yön vermek sadece mesleki doyum elde etmek için gerekli değildir. Mesleğinizde elde edeceğiniz başarı ve mutluluk sayesinde hayatınızın her alanına mutluluğunuzu taşıyabilirsiniz. Biz Aba ailesi olarak bireylerin kendilerini ve yeteneklerini keşfetmesine destek oluyoruz.

Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleri ile çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz. Doğru meslek seçimi yapmak için bizimle iletişime geçebilir, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı  alabilirsiniz.

Read More

Sayısal zeka denince akla ilk gelen Isaac Newton, Albert Einstein, Thomas Edison, Bil Gates, Stephen Hawking gibi dâhilerdir. Bu nedenle sayısal yeteneği olan her öğrencinin tüm kariyer basamaklarını hızla adımlayabileceği yanılgısı oldukça yaygındır. Ancak sayısal yani mantıksal-matematiksel zekaya sahip her birey dahi değildir. Akademik başarıyı yeterince önemsemeyen veya önemini bilmeyen pek çok öğrencinin sayısal potansiyeli gizli kalabilmektedir.

Düşük not ortalaması, derslere olan ilgisizlik öğrencinin sayısal becerilerinin keşfedilmesine engel olabilmektedir. Bu da özellikle lisede alan seçimi yaparken öğrencilerin yanlış alanlara yönlendirilmesine neden olmaktadır. Sayısal derslerde ortalama ve üzeri başarı elde etmek sayısal beceri sahibi olmak için yeterli değildir. Çünkü derslerini iyi dinleyen, sınavlara iyi hazırlanan öğrenciler de ortalama performans gösterebilmektedir. Sayısal zeka, ders başarısından çok daha öte bir değerlendirme gerektirmektedir.

Sayısal zeka alanının tespit edebilmek için öğretmenlerin farkındalıklı gözlem yapması oldukça önemlidir. Öğretmenin sayısal potansiyel fark ettiği öğrenciyi temel ders bilgisi dışında da ölçümleyebilmesi gerekir. Bu diğer zeka yönleri için de oldukça önemlidir. Yine zeka testlerine katılmak da zeka yönünün belirlenmesinde etkili ve güvenilirdir.

Alan seçiminin zeka alanı belirlendikten sonra yapılması akademik başarı ve kariyer gelişimi için son derece önemlidir. Bu bilinçle yapılan tercihlerde okul başarısını artırmak ve üniversite sınavına hazırlık yapmak daha kolay olacaktır. Meslek seçimi yaparken de baskın zeka alanının tercih sürecinde etkili olması önemlidir. Ancak meslek seçerken baskın zeka alanı kadar karakteristik özellikler, ilgi ve hedefler de göz önünde bulundurulmalıdır.

Örneğin sayısal zeka sahibi bir öğrencinin sosyal yönü de gelişmiş olabilir. Bu durumda meslek seçimi sayısal bilgi ve beceri gerektiren ve sosyal yönü olan alternatiflerden olmalıdır. Alan, meslek seçimi bu kapsamda yapıldığında akademik başarı, mesleki doyum ve kariyer gelişimi de yükselecektir.

Peki sayısal (mantıksal-matematiksel) zeka nedir? Bu zeka alanı hangi meslekleri kapsamaktadır? Sayısal becerinin artması için neler yapılabilir? Yazımızın devamında detaylarıyla bulabilirsiniz.

Sayısal Zeka Nedir?

Sayısal-Mantıksal zekası baskın olanlar matematik bilmeyi ve kullanmayı gerektiren alanlarda başarılı, verimli ve mutlu olurlar. Bu kişiler veri toplamayı, organize etmeyi, analiz etmeyi, yorumlamayı ve tahmin yürütmeyi severler. Nesneler arasındaki ilişkiyi daha kolay bulur ve problem çözme becerilerinde de daha yeteneklidirler. Soru sorarak düşünürler, araştırmacıdırlar ve bilgi edinmede meraklıdırlar.

Sayısal zeka Howard Gardner tarafından öne sürülen 8 çoklu zeka türünden biridir. Sayıları akıllıca kullanırlar, mantıksal modelleri, kategorileri, ilişkileri sebep ve sonuç ilişkilerini anlama yetenekleri vardır. Küçük yaşlardan itibaren strateji oyunlarından, bulmacalardan ve deney yapmaktan hoşlanırlar. Gardner’a göre her bireyin birden fazla baskın zeka alanı olabilir. Bu zeka alanları birbiriyle işbirliği içerisinde çok daha verimli çalışabilir.

Sayısal beceriye sahip bireyler meslek seçerken mutlaka ilgi alanlarını ve varsa diğer baskın zeka türlerini de değerlendirmeliler. Örneğin yabancı dil bilen biri, bu dili profesyonel düzeyde kullanırken sözel zekasını kullanır.

Dili sayesinde seyahat edip başka insanlarla tanışıp yeni ilişkiler geliştirirken sosyal zekasını kullanır. Bu bilgisini mesleğe çevirip turizm rehberi olabilir burada yine sosyal zekası devrededir. Bir akrobat işini yaparken dengede durmak için bedensel zekasını kullanır. Ancak mesafeyi, derinliği görsel-uzamsal zekasıyla ölçer.

Meslek Seçimi Önerileri: Çoklu Zeka Kuramı ve Çoklu Zeka Kuramına Göre Verimli Ders Çalışma Önerileri yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Sayısal Zeka Gerektiren Meslekler Nelerdir?

Sayısal-mantıksal zekası güçlü olan bireyler sayısal, mantıksal düşünme becerisi gerektiren tüm mesleklerde başarılı olabilirler. Ancak bu başarıyı belirleyen baskın zeka kadar bu alana yönelik ilgi ve merakın da olmasıdır.

Eşlik eden diğer zeka alanlarının da meslek seçimine dahil edilmesi alternatif zenginliğini sağlamaktadır. Ayrıca doğru mesleği belirlemek de kolaylaşmaktadır. Sayısala ek olarak görsel uzamsal zekası güçlü olan birisi tasarım veya mikrocerrahi alanına yönelebilir.

Genel olarak sayısal zeka sahibi bireyler aşağıdaki meslek dallarına yönelebilirler. Araştırma, geliştirme, uygulama ve öğretme aşamalarında da rol alabilirler.

  • Bilgisayar Mühendisi/Programcısı/Teknisyeni (Bilgisayar temelli tüm mesleklerde başarılı olabilirler)
  • Yazılım Mühendisi
  • Sistem Analisti
  • Ağ Analisti
  • Veritabanı Uzmanı/Tasarımcısı
  • Mühendis (Elektronik, inşaat, mekanik, kimya, endüstri)
  • Muhasebe Uzmanı
  • Maliye Uzmanı
  • Finans ve Yatırım Danışmanı
  • Matematik Uzmanı
  • İstatistikçi
  • Mimar/İç Mimar
  • Fizikçi
  • Astronomi Uzmanı/Gökbilimci
  • Doktor/Hemşire/Sağlıkçı/Eczacı
  • Yapay zeka, makine öğrenmesi, robotik gibi dallarda çalışılabilir
  • Elektrik/elektronik
  • Biomedikal – Bioteknik
  • Sayısal bilimlere yönelik öğretmen, akademisyen, araştırmacı
  • Endüstriyel tasarım
  • Kodlama programları

Sayısal Zeka Geliştirilebilir mi?

Gardner, her bireyin doğuştan getirdiği zekasını iyileştirip, geliştirebileceğini öne sürmektedir. Gardner’a göre zeka türleri arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır ve beyin bir bütün halinde çalışmaktadır. Dolayısıyla okul öncesi dönemden başlayarak zeka alanlarının gelişimine katkıda bulunulabilir.

Zeka alanının geliştirilmesi kadar baskın zeka alanına yönelik ilgi ve merakın da uyandırılması gerekir. Merak uyandırmak için araştırma ödevleri vermek, projeler ürettirmek başarılı sonuçlar verebilir. Atık materyallerden geri dönüşüm fikirleri ürettirmek, çevre dostu ürünler tasarlattırmak gibi. Grup çalışmaları yaptırmak da hem ekip çalışmasını öğretmek hem de beyin fırtınası yaptırmak için verimlidir.

Sayısal- mantıksal zekada sayısal beceriye yaratıcılığın eşlik ediyor olması da başarıyı artırmaktadır. Özellikle yenilik icat edebilmek veya mevcudu geliştirip dönüştürebilmek için yaratıcı düşüncenin geliştirilmesi gerekmektedir.

Satranç gibi neden sonuç ilişkisini irdelemeyi ve bir sonraki adımı planlamayı gerektiren oyunlar da faydalıdır.  Strateji oyunları oynamak, bulmaca çözmek, mantık ve matematik soruları çözmek de sayısal beceriyi artırmaktadır. Oyunlarda rakibin hamlelerini takip etmek ve tahmin etmeye çalışmak da sayısal zekayı geliştirmektedir. Kodlama, robotik gibi sayısal alanlara yönelik ilgi ve beceriyle uyumlu faaliyetlere katılmak da oldukça faydalı.

Basit kodlama programları kullanarak oyun, site, yazılım kurulabilir. Böylece hem öğrenir hem eğlenir hem de verimli zaman geçirilebilir. Deney yapmak, robot/maket yapmak da faydalıdır. Bilim-teknik faaliyetlerine katılmak, kulüp ve dergi üyelikleri yaptırmak da sayısal- mantıksal zekayı geliştirmektedir. Bozulan oyuncakları, eşyaları açıp incelemek veya çalışma sistemini öğrenmeye çalışmak da yararlı olmaktadır. Ancak bunu yaparken zarar görmeyecek şekilde, güvenlik önlemleri alınarak çalışılmalıdır.

İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Ve Çocukların ilgi ve Beceri Alanları Nasıl Keşfedilir? Yazılarımız da sizin için faydalı olabilir.

Sayısal Zeka Becerinizi Kariyer Danışmanlığı ile Çok Daha Verimli Kullanabilirsiniz

Sayısal- mantıksal zekaya sahip olmak doğru değerlendirildiğinde akademik başarıyı desteklemekte ve kariyer fırsatlarını artırmaktadır. Ancak bu alana yeterli yatırımın yapılmaması, eğitim fırsatlarının iyi değerlendirilmemesi başarı olasılığının düşmesine neden olmaktadır. Sayısal zekaya sahip olan ve bu alanda mesleğini sürdüren ebeveynler çocuklarını daha bilinçli yönlendirebilmektedir. Ancak bazen çocuğun potansiyeli fark edilmeyebilir veya yeterince üzerinde durulmamış olabilir.

Zeka alanının doğru tespit edilmesi ve mesleki yönlendirmenin doğru yapılabilmesi sanıldığı kadar kolay değildir. Her şeyden önce güncel, bilimsel ve zengin mesleki bilgiye sahip olabilmek gerekir. Geleceğin mesleklerini ve mesleklerin geleceğini bilmek, yapay zekanın, teknolojinin meslekler üzerindeki etkisini öngörebilmek gerekir. Yabancı dilin önemi de oldukça önemlidir. Çünkü ulusal kaynaklardan edinilen bilgiler yeterli değildir.

Dünyadaki gelişmeleri takip edebilmek geleceğe yönelik başarılı seçimler yapabilme olasılığını artırmaktadır. Tüm bunları yaparken öğrenciyi iyi değerlendirmek, karakterini, zeka alanı kadar ilgi ve becerilerini de öğrenmek gerekir. Sosyo kültürel ve ekonomik yapının bilinmesi, kişinin beklentilerinin de sürece dahil edilmesi önemlidir.

Tüm bunları bir arada eksiksiz yapabilmek ise kolay değildir. Bu nedenle alan ve meslek seçerken profesyonel kariyer danışmanlığı almak hata payını minimuma indirmektedir.

Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunuyor. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlıyoruz. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Sayısal zeka gibi tüm zeka alanlarına yönelik profesyonel destek sunuyoruz. Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Yurtdışı eğitim ve YKS için aynı anda hazırlık yapmak son yıllarda büyük talep görüyor. Bunun iki önemli nedeni var; Birincisi öğrenciler artık yurtdışı eğitimi çok daha fazla önemsiyor. Okullar, rehberlik birimleri ve kariyer danışmanları bu konuda daha fazla bilgilendirme yapıyor. İkinci neden ise yurtdışı eğitim için kabul alamayan veya farklı bir nedenle eğitime başlayamayan öğrenciler yurtiçi eğitim fırsatlarını kaçırmak istemiyor.

Özellikle yurtdışı eğitimin ekonomik boyutu öğrencileri ve aileleri tercih sürecinde zorluyor. Yurtdışı eğitim iyi bir burs fırsatı yakalanamazsa oldukça büyük bütçeler gerektiriyor. Döviz kurundaki ani değişiklikler ise yurtdışı eğitim maliyetinin çok hızlı değişmesine neden oluyor. Yurtdışı üniversite kabulleri için okulların beklentileri de seneden seneye farklılık gösterebiliyor. Bu anlamda da iyi bir takip ve planlama yapılamadığında yurtdışı eğitime hazırlık yapmak zorlaşıyor.

Bu da öğrencilerin her iki sürece aynı anda hazırlık yapmasına neden oluyor. Birbirinden farklı olarak yapılan iki sürecin hazırlığı ise çok daha bilinçli ve verimli çalışmayı gerektiriyor. Sadece YKS veya sadece Yurtdışı eğitim için hazırlık yapan öğrencilerin hazırlık sürecine ayırdığı efor ve zaman iki katına çıkarılmalı.

Peki yurtdışı eğitim ve YKS’ye aynı anda hazırlık yapmak mümkün mü? Avantaj ve dezavantajları neler? Hazırlık sürecini kolaylaştırmak için öğrenciler neler yapabilir? Yazımızın devamında detaylarıyla paylaşacağız. Yurtdışında Üniversite Eğitimi: Karar Süreci Nasıl Olmalı? Ve Yurtdışı Üniversite Eğitimi için Sınavlara Psikolojik Hazırlık yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz. Hayalinizdeki Üniversitenin Öğrencisi Olabilirsiniz! Ve Ayrılık Anksiyetesi Üniversite Seçimini Etkiliyor yazılarımıza da bakabilirsiniz.

Yurtdışı Eğitim ve YKS için Aynı Anda Hazırlık Yapılabilir mi?

Evet, doğru bir stratejik planlama ve yüksek motivasyon ile her ikisine birlikte hazırlık yapmak mümkün. Ancak bu hazırlığı yaparken öğrencilerin sırtlanacağı yük de oldukça fazla olacak. Bu yükün olabildiğince hafifletilmesi gerekiyor. Yükün paylaşılmasında ise aileye ve kaynak sağlanabiliyorsa mentor, kariyer danışmanı gibi profesyonellere pay düşüyor. Yurtdışı eğitim ve YKS için hazırlık yapmak aynı anda birden fazla değişkeni takip etmeyi gerektiriyor.

Üniversitelerin kabul koşulları neler, hangi üniversite mesleki başarı için daha avantajlı? Hangi ülke bu eğitim için daha uygun? Burs fırsatları için ne yapılmalı? Bütçe planlama gibi pek çok bilginin takibinde sorumluluk mentor veya kariyer danışmanında olmalı.

Aileler ise bütçe ve duygusal destek konusunda öğrencinin yükünü, stres ve kaygılarını almalı. Öğrenciye ise zamanı verimli kullanma, verimli ders çalışma ve iç motivasyonunu koruma sorumluluğu kalmalı.

Yurtdışı Eğitim ve YKS için Birlikte Hazırlık Yapmanın Avantaj ve Dezavantajları

Hazırlık süreci doğru yapılandırıldığında avantajlar dezavantajlardan çok daha fazla olmaktadır. Ancak hazırlık sürecinde tüm yük öğrencinin üzerine bırakılırsa dezavantajları daha fazla olacaktır. YKS için yapılacak hazırlık ağırlıklı olarak 12. yani son sınıftadır. Son sınıfta çoğunlukla konu anlatımları biter, tekrarlar ve bol soru, deneme çözümleri ile bilgiler pekiştirilir.

Sınav süresini yetiştirmek, kontroller için ek süre bırakmak için pratik yapmak da başarıyı olumlu etkiler. Dolayısıyla yurtiçi eğitim için YKS hazırlığı son sınıfta hız kazanacaktır. Yurtdışı eğitim için ise IB ve AP gibi eğitim programlarına hazırlık yapılması gerekir. AP sınavına hazırlık yapmak YKS için de büyük avantaj sağlamaktadır. Bunun en büyük nedeni karşılaşılacak konulardaki benzerliklerdir.

AP sınavında karşılaşılan konu içerikleri AYT yani ikinci YKS oturumu olan Alan Yeterlilik Sınavında da soruluyor. AP sınavında Fizik ve matematik YKS ile birebir örtüşürken, Kimya %70, Biyoloji %50 benzerlik göstermektedir. Dolayısıyla AP sınavına hazırlık yapanlar doğrudan YKS için de hazırlanmış oluyor. AP sınavı için en önemli sene 11. Sınıf.

Öğrenciler bu yılda yapacakları hazırlıkla hem AP’ye hem de erkenden AYT’ye hazırlanmış oluyor. Bu da Yurtdışı eğitim ve YKS için birlikte hazırlık yapmanın en büyük avantajını sunuyor. Ancak hazırlık süreci iyi yürütülmediğinde öğrencilerin sınav stresi artıyor. Zaman yönetimi, konsantrasyon zorlaşıyor ve motivasyon düşebiliyor.

Öğrencilerin üzerindeki baskı artığında hem yurtiçi eğitim başarısı hem de yurtdışı kabul olasılığı düşebiliyor. Bu noktada da hem öğrenciyi hem de aileyi rahatlatabilmek için mentor ve kariyer danışmanlığını öneriyoruz.

Aba Yurt Dışı Eğitim bu konuda uzman kadrosu ile her yıl çok sayıda öğrenciyi yurtiçi ve yurtdışı eğitime birlikte hazırlıyor. Danışmanlık verilen öğrencilerin dünyanın en iyi üniversitelerine yerleşmeleri için çalışmalar yapılıyor. Eğer öğrenci dünyanın en iyi üniversitelerine giremeyecekse Türkiye’nin en iyi üniversitelere girebilecek stratejileri uygulamaları hedefleniyor.

Yurtdışı Eğitim ve YKS Hazırlık Sürecini Verimli Geçirmek için Öneriler

Sadece YKS’ye veya yurtdışı eğitim programlarına hazırlık yapmak dahi oldukça emek isteyen bir süreç. Ergenlik döneminin zorlukları, sınav rekabeti, dersler ve geleceğin belirsizliği ise süreci zorlaştıran diğer faktörler. Ancak geleceği daha iyi şekilde yapılandırmak, yaşam standartlarını artırmak için en doğru zaman lise yılları.

Enerjinin en yüksek olduğu, dikkat dağıtıcı faktörlerin ve yaşamsal sorumlulukların en az olduğu dönem. Üstelik iyi bir lise eğitimi alıyorsanız ve aile desteğiniz varsa bu süreci başarıyla tamamlamanız mümkün. Tüm olumlu katkılarına rağmen bir hedefi planlamak ve elde etmeyi istemek başarmak için yeterli değil. Peki başarıyı desteklemek için neler yapılabilir?

Zaman Yönetimi ve Verimli Ders Çalışma Tekniklerini Bilmek Oldukça Önemli

Zamanı iyi yönetebilmek bu sürecin belki de en önemli koşulu. Zaman herkes için eşit olsa da zamanı nasıl değerlendirdiğimiz özneldir. Bu öznelliğin nasıl değerlendirildiği ise başarı oranını doğrudan etkilemektedir. Hedeflerini yeterince iyi planlamamış veya bir hedefi olmayan bir öğrenci zamanını ders dışı aktivitelerle doldurabilir.

Yeterince iyi yapılan bir zaman planlaması ise Yurtdışı eğitim ve YKS’ye aynı zaman diliminde yer verebilme fırsatı sunar. Zaman kullanımını iyileştirmek için yapabileceklerinizi aşağıda özetledik. Daha detaylı bilgi için Zaman Baskısı Yaşamamak İçin Etkili Zaman Yönetimi Teknikleri  yazımıza göz atabilirsiniz.

  • Dikkat süresini aşmayacak şekilde çalışmak.
  • Düzenli sürelerle ve ihtiyaç duyuldukça mola vermeyi ihmal etmemek.
  • Mola sürelerine sadık kalmak. (Pomodora tekniğinden faydalanabilirsiniz)
  • Dikkat dağıtıcı unsurlara karşı koyabilmek. (Telefon konuşmaları, mesajlaşma, sosyal medya gibi dikkat dağıtıcı kaynaklara ders süresinde yer verilmemelidir.)
  • Hayır diyebilmek. (Uzayan telefon konuşmalarına, planın dışında kalan aciliyeti olmayan işlere ve benzeri taleplere)

Verimli ders çalışma tekniklerini iyi bilmek ve uygulamak da yurtdışı eğitim ve YKS’ye birlikte hazırlanmayı kolaylaştırmaktadır. Dikkat Egzersizleri ile Verimli Ders Çalışma ve Çoklu Zeka Kuramına Göre Verimli Ders Çalışma Önerileri yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Dinlenmeye ve Keyif Alınan Faaliyetlere de Zaman Ayırılmalı

Çoğunlukla sınava hazırlık gibi önemli süreçlerde ilk ihmal edilen kişisel zamana ve dinlenmeye ayrılan süredir. Oysa verimli çalışabilmek, dikkati sürdürebilmek ve motivasyonu korumak için dinlenmeye ve eğlenmeye de vakit ayırılmalıdır. Mola vermek, dinlenmek veya böyle önemli bir süreçte eğleniyor olmak öğrenciler tarafından kabahat gibi değerlendirilebilmektedir. Oysa üniversite eğitimine hazırlık yapmak maraton gibidir; temposu yüksek ve uzun bir parkurdur.

Bu parkuru iyi bir dereceyle tamamlayabilmek ise gerektiğinde durmayı, ihtiyaçları karşılamayı gerektirir. Öğrenciler üniversiteye hazırlanırken bir anda sosyal aktivitelere, kişisel zamana ve dinlenmeye ara verir. Deşarj olmalarını sağlayan kaynaklarını tüketirler. Spora, yürüyüşe, filme, kitaba veya arkadaşlarla yapılan aktivitelere zaman ayırmayı başarıyı engelleyecek kaynaklar olarak görebilirler.

Oysa Yurtdışı eğitim ve YKS gibi iki önemli sürece hazırlık yapmak içsel motivasyonu sağlayabilmeyi gerektirir. Motivasyonun korunabilmesi ise dinlenmekten ve keyif alabilmekten geçer. Aksi halde hem zihin, hem beden yorulacak ve dolayısıyla ulaşılmaya çalışılan hedef de gözünüzde büyüyecektir.

Sağlıklı Beslenmek ve Yeterli Uyku İhmal Edilmemeli

Beslenme ve uyku Lise, üniversite gibi önemli akademik basamaklara hazırlık yaparken ihmal edilen önemli kaynaklardandır. Özellikle sınavlara kısa bir zaman kaldığında öğrencilerin iştahı kesilir, çoğunlukla öğünler çalışma masasında yenir. Uyku ise gen saatlere kalır ve yetersizdir. Geç yatıp erken kalkarak öğrenciler çalışmaya ayırdıkları zamanı artırmaya çalışır. Oysa başarılı olabilmek ve yapılan çalışmadan verim alabilmek için fiziksel sağlık ihmal edilmemelidir.

Yurtdışı eğitim ve YKS hazırlık sürecinde beslenmeye ve uyku kalitesine çok daha fazla önem vermek gerekiyor. Yetersiz beslenme ve uyku öğrenmeyi, hatırlamayı, dikkati olumsuz etkileyecektir. Yeni bilgileri işlemek, eski bilgileri geri getirmek zorlaşacaktır. Fiziksel yorgunluk nedeniyle dikkat daha kolay dağılacak ve ayrıca bedensel yakınmalar da başlayacaktır. Uzun saatler çalışma masasında oturmak sırt, boyun, eklem ağrılarına ve tutukluklara neden olacaktır.

Yurtdışı Eğitim ve YKS için Hazırlık Yaparken Kariyer Danışmanlığı Almak Başarıyı Artırıyor

Aynı anda iki sürece birden hazırlık yapmayı hedeflemek yüksek motivasyon, stratejik planlama ve destek gerektiriyor. Bu süreçte okul, aile, öğrenci ve mümkünse kariyer danışmanının iş birliği içerisinde çalışması gerekiyor. Hazırlık sürecinde iyi koordine olunabilirse öğrencinin üzerindeki yük azaldığı gibi başarı olasılığı da artıyor.

Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunuyor. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlıyoruz. Bakış açınızı geliştiriyor, kariyer ve eğitim fırsatlarınızın artması için stratejik hedefler belirliyoruz. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz.

Sizde kariyerinizi planlarken başarılı sonuçlar alabileceğiniz şekilde hedefler belirlemek istiyorsanız seçim yapmadan kariyer danışmanlığı alabilirsiniz. Yurtdışı eğitim ve YKS için birlikte hazırlık yapmak isteyenlere kariyer danışmanlığı geniş fırsatlar sunuyor. Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Arkadaşlık kuramayan çocuklar arkadaşlık ilişkisinin çocuğun sosyal, duygusal ve psikolojik gelişimine olan katkılarından mahrum kalıyorlar. Her ne kadar çocuğun ilk arkadaşı ailesi olsa da arkadaş 3-4 yaş itibariyle çocuk için önemli bir değer haline gelir. Arkadaşlar, tıpkı aile gibi erken çocukluk yıllarından itibaren çocuğun gelişiminde önemli rol oynuyor.

Doğru arkadaşlarla birlikte olmak gelişimi olumlu yönde etkilerken, yanlış arkadaşlıklar da olumsuz etkiliyor. Arkadaşın doğru seçimi kadar, arkadaşlık ilişkisini kurabilmek de önemli. Çocuğun sosyal becerilerinin gelişmesi, uyum ve iş birliğine açık olması arkadaş edinimini kolaylaştırıyor. Arkadaş edinemeyen çocuklar ise önemli bir gelişim desteğinden mahrum kalıyor, duygusal olarak da zedeleniyorlar.

Günümüz koşullarında şehir yaşamı çocukların doğal yolla sosyalleşebilmesine imkan tanımıyor. Çocuklar arkadaş edinebilmek için okullara, kurslara ihtiyaç duyuyor. Kimi çocuklar ise aile gözetiminde parklarda, sosyal etkileşim alanlarında sosyalleşiyor. Bir kardeşin olmayışı, ebeveynlerin çalışıp çocukla yetersiz vakit geçirmesi, sosyal paylaşım alanlarına erişimin zor olması çocukların arkadaşlık kurmasını zorlaştırıyor.

Peki arkadaş edinmek çocuk için neden önemli ve arkadaşlık çocuğun gelişimini nasıl destekliyor? Arkadaşlık kuramayan çocuklar bu yoksunluktan nasıl etkileniyor? Aileler Çocukların arkadaş ilişkilerine nasıl destek olabilir?

Çocuğun Gelişimi İçin Arkadaşlık Neden Önemli?

Çocuğun dünyasında ilk iki yıl en önemli sosyal kaynak anne ve diğer aile bireyleri. 2 yaştan sonra ise dil gelişimiyle birlikte çocuğun sosyal iletişim ağı genişlemeye başlıyor. 3-4 yaş itibariyle çocuğun akranlarıyla zaman geçirme ihtiyacı artıyor. Çocuk arkadaşı aracılığıyla daha kolay öğreniyor. Çocuk arkadaş aracılığıyla sosyal becerilerini geliştiriyor, iletişime geçiyor.

Çocuk arkadaşlarıyla olan paylaşımları içerisinde empati kurmayı öğreniyor, başkalarının duygu ve düşüncelerine saygı duymayı öğreniyor. Sırasını beklemeyi, paylaşmayı, kurallara uymayı öğreniyor. Çocuk arkadaş aracılığıyla benmerkezci olmaktan uzaklaşıp sosyal bir varlık haline geliyor. Kendinden başka ve farklı olarak ötekilerin de olduğunun bilincine varıyor.

Arkadaş çocuğa ayna tutuyor; çocuk arkadaşı üzerinden kendi güçlü ve zayıf yönlerini de keşfediyor. Çocuğun özgüveni ve benlik değeri gelişiyor.

Arkadaşlık kuramayan çocukların aksine başa çıkmakta zorlandığı duygu ve düşünceler karşısında yalnız olmadığını tecrübe ediyor. Böylece bir gruba ait olduğunun farkına varıyor ve aidiyet bilinci gelişiyor. Ayrıca arkadaş çocuk için rol model niteliği de taşıyor. Çocuk arkadaşının onay alan davranışlarını model alıyor, ailenin pek çok yol deneyip edindiremediği davranış kazanımları arkadaş yoluyla ediniliyor.

Çocuk sevmediği bir yemeği, arkadaşlarıylayken gruba uyum sağlamak için yiyor. Odasını toplamayan bir çocuk arkadaşının odasını topladığını görünce kendi odasını da toplamaya başlıyor. Dolayısıyla çocuk arkadaş aracılığıyla sadece oyun oynamıyor, oynarken eğleniyor, eğlenirken öğreniyor. Çocuk kelime hazinesi, hayal dünyası, yaratıcılığı arkadaş yoluyla daha güzel gelişiyor.

Erken yaştan itibaren arkadaşlık ilişkileri kurabilen çocuklar ergenlikte ve yetişkinlikte de çok daha girişken ve sosyal oluyorlar. Özgüven ve benlik saygısı gelişiyor.

Takımın parçası olabilen, iletişimi ve sosyal yönü güçlü bireyler kariyerlerinde de daha başarılı oluyor. Sosyal becerisi yüksek olan ama sosyalleşme imkanı olmayan çocuklarda 2-6 yaş aralığında hayali arkadaş da sıkça görülüyor. Bu konuda bilgi edinmek için Çocuklarda Hayali Arkadaş Dönemi ve Ailelere Öneriler yazımızdan faydalanabilirsiniz.

Arkadaşlık Kuramayan Çocuklar Nasıl Etkileniyor?

Çocuğun kişilik gelişiminde 3-4 yaşa kadar ailenin etkisi büyük. Ancak 4 yaş sonrası arkadaşların ve çevrenin karaktere etkisi başlıyor. Özellikle ergenlik döneminde genç aileden çok arkadaşların etkisi altına giriyor. Bu da arkadaş edinebilmek kadar doğru arkadaşlıklar kurabilmenin de önemini artırıyor.

Arkadaşlık geliştiremeyen çocuklar özellikle sosyal becerilerin ön plana çıktığı okul ortamında güçlük yaşıyorlar. Aynı zamanda erken yaşlarda sosyal girişimde zorluk yaşayan çocuklar ergenlikte ve yetişkinlikte daha fazla zorlanıyor. Bu çocuklar paylaşmayı, gruba uymayı, empati kurmayı daha geç öğreniyor. Daha alıngan, özgüvensiz, geri planda kalan veya aşırı benmerkezci çocuklar olabiliyorlar. Aidiyet duyguları da gelişmiyor. İletişimi başlatmakta ve sürdürmekte zorlanabiliyorlar.

Erken yaşlardan itibaren arkadaşlık kuramayan çocuklar ilerleyen yaşlarda doğru kişilerle arkadaşlık kurmakta da zorluk yaşıyorlar. Sosyal becerileri gelişmiş, etkin iletişim kurabilen çocuklar arkadaş seçimlerinde çoğunlukla kendilerine benzer kişileri tercih ediyorlar. Arkadaş seçimlerinde benzer istek ve fikirlere sahip oldukları, benzer kültür ve yaşantılardan gelen kişilere yöneliyorlar. Çocuklukta arkadaş seçimi de sıklıkla aynı cinsiyetten akranlarla kuruluyor.

Arkadaşlık kurmakta zorluk yaşayan çocuklar hatalı seçimler yapıyor, kısa süreli arkadaşlıklar edinip hayal kırıklığı yaşayabiliyor. Kimi durumlarda ise arkadaşlıkları bağımlılık boyutunda olabiliyor ve kendilerini bir kişiye adayabiliyorlar. Bir diğer durumda ise zarar görme, terk edilme veya istenmeme korkuları nedeniyle yakınlık kurmak istemeyebiliyorlar.

Tüm bunlar değerlendirildiğinde yaşamın ilk yılında ebeveyn ile kurulan bağın sosyal gelişimi etkilediği görülüyor. Güvenli Bağlanma ve Kariyere Etkisi yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yapılan çalışmalar da arkadaş edinemeyen çocukların yaşamın ilk yıllarında ebeveynleriyle güvenli bağlanamadıklarını gösteriyor. Bu çocuklar daha içe kapanık, güvensiz ve/veya öfkeli, saldırgan, pasif agresif davranışlar sergileyebilir. Üstelik bu çocuklar diğerlerine oranla dil gelişimi noktasında da zorlanmaktadır. Çocuklarda Sosyal Beceri ve Ailenin Etkisi ve Sosyal Beceri Eksikliği Akademik Başarıyı Olumsuz Etkiliyor yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Arkadaşlık Kuramayan Çocukların Sosyal Becerilerinin Yanı sıra Okul Başarısı ve Kariyer Gelişimi de Olumsuz Etkileniyor

Arkadaş edinmekte zorluk yaşayan çocukların sosyal etkileşim eksikliği sonucunda okula ilgileri azalıyor. Okuldaki arkadaş gruplarına dahil olamayan, vaktini çoğunlukla yalnız geçirmek durumunda kalan çocuklar okula gitmek istemiyor. Bu çocuklarda zamanla okul fobisi ve/veya sosyal anksiyete gelişebiliyor.

Çocuk akranları arasında performans göstermekten çekiniyor, diğerlerinin kendisiyle ilgili olumsuz değerlendirmeleri olabileceğine yönelik inanç geliştiriyor. Bu olumsuz düşünce biçimi zamanla çocuğun sosyal girişimlerinin daha da azalmasına ve diğerlerinin iletişim adımlarının da karşılıksız kalmasına neden olabiliyor. Arkadaşlık kuramayan çocuklar, okulda potansiyellerinin altında performans sergileyebiliyor. Sınav kaygısı, motivasyon düşüklüğü de bu çocuklarda sıklıkla gelişiyor.

Okul Fobisi ve Ailelere Öneriler ve Sosyal Anksiyete Okul Başarısını Olumsuz Etkiliyor yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Arkadaşlık Kuramayan Çocuklar İçin Aileler Çocuğa Nasıl Destek Olmalılar?

Aile çocuğun bilişsel, fiziksek, duygusal gelişimi kadar sosyal gelişiminde de önemli etkiye sahip. Çocuk ailesinin iletişim şeklini gözlemleyerek ve kendi iletişim girişimlerine ailenin verdiği yanıtları değerlendirerek iletişimi öğreniyor. Çocuk ailenin sosyal ilişkilerini gözlemliyor, beden dilini, etkileşimini irdeliyor ve model alıyor. Dolayısıyla çocuğun sosyal becerileri ve arkadaşlık ilişkileri çoğunlukla aileyle benzerlik taşıyor.

Doğru model olmanın yanı sıra çocuğun gelişiminde de ailenin doğru tutumları sergilemesi gerekiyor. En başta çocuğa duygu ve düşüncelerini paylaşabileceği, güvene dayalı bir iletişim ortamının kurulması gerekiyor. Çocuğa ceza vermek yerine hatalarından ders çıkarmasını öğretmek de özgüven ve benlik saygısının gelişmesini destekliyor.

Aşırı korumacı veya ihmalkar tutumlar da çocuğun sosyal beceri edinimini olumsuz etkiliyor. Helikopter Ebeveynler Akademik Başarıyı Düşürüyor! Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Çocuğa ev içerisinde sorumluluk verilmesi, çocuğun yaşıyla uygun olacak şekilde kendi kararlarını vermeye özendirilmesi gerekiyor. Bunların dışında mutlaka çocuğun ilgi ve beceri alanlarının keşfedilmesi gerekiyor. İlgi ve beceri alanları doğru şekilde belirlenip, bu alanlarda faal olmaya yönlendirilen çocuklar daha kolay arkadaşlık geliştiriyor.

Özellikle arkadaşlık kuramayan çocuklar ve yalnız büyüyen çocuklar sosyal becerilerini geliştirebilmeleri için okul öncesi eğitime başlatılmalı. Haftanın birkaç günü birkaç saat katılabilecekleri oyun grupları veya atölyeler de sosyal becerilerini geliştirecektir.

Ailenin çocukla etkin zaman geçirmesi de çocuğun sosyal becerilerine katkı sağlamaktadır. Bu konuda Çalışan Ebeveyn Olmak ve Çocuklarla Kaliteli Zaman Geçirmek yazımızdan faydalanabilirsiniz.

6-7 yaş itibariyle çocuklar daha sık ve uzun süreli iletişim kuracakları arkadaşlıklar kurarlar ve bu arkadaşlığa çok önem verirler. 6 yaştan itibaren siz de çocuğunuzun arkadaşlarıyla tanışabilir, onlarla zaman geçirebilirsiniz. Çocuklarınızın arkadaş ilişkilerine önem vermeniz ve arkadaşlıklarıyla ilgilenmeniz ilerleyen yaşlarda çocuğunuzla olan iletişiminizi olumlu etkileyecektir.

Onlar hakkında sorular sorabilir, tanımaya çalışabilirsiniz. Burada önemli olan çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun onu objektif dinleyebilmenizdir. İletişiminize önyargılarınız ve müdahaleleriniz dahil olduğunda çocuğunuz büyüdükçe arkadaşlarıyla ilgili konularda sizinle olan iletişimini sınırlandıracaktır.

Arkadaşlık Kuramayan Çocukların Sosyal Becerileri ve Kariyer Gelişimleri için Profesyonel Destekten Faydalanılabilir

Aba psikoloji uzman kadrosu ile çocukluk çağı problemlerine yönelik çalışmalar yapmaktadır. Arkadaşlık kuramayan çocuklar da çalıştığımız konular arasında yer almaktadır. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız alternatif psikoterapi yöntemleriyle danışanlarımızın hayat kalitesini artırmayı hedefliyoruz. Detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Szondi Kişilik Testi, Macar psikiyatr ve psikoloji profesörü; Léopold Szondi tarafından 1935 yılında geliştirilen, bir sözel olmayan yansıtmalı kişilik testidir. Aynı zamanda; kader analizi kavramının da kurucusu olan Szondi’nin çalışmaları 1940’larda Freud’un çalışmaları kadar ses getirmiştir. Szondi Kişilik Testi, sistematik bir dürtü teorisine ve boyutsal bir kişilik modeline dayanır. Tüm insani dürtülerin sıralanması (sadizm, mazoşizm, narsizm vb.), kapsamlı bir teori içinde sınıflandırılması ve çerçevelenmesini kapsar.

Szondi Kişilik Testi Nasıl Uygulanır?

Szondi’ye göre insanların bazı resimlere gösterdiği tepkiler kişilik, bilinçaltı ve bastırılmış duygular hakkında ipuçları verebilir. Test; kişinin kendisini, yakınlık duyduğu ya da rahatsız olduğu karakterlere göre konumlandırmasına dayanır. Szondi Kişilik Testi, 8 fotoğraflık 6 setten oluşur. Katılımcılara çeşitli sorular yöneltilir ve bu soruların her birine yanıt olarak bir fotoğraf seçmesi istenir. Katılımcılar testin ilk aşamasında yakın hissettikleri ve sempatik buldukları kişileri, ikinci aşamasında ise kendilerinde korku ve endişe duygusu uyandıran kişileri seçer.

Szondi’ye göre katılımcılar yaptıkları seçimler aracılığıyla bilinçaltı yönelimlerini sergiler. Test sırasında kullanılan fotoğraflar akıl hastalarının fotoğraflarıdır ve bastırılmış duygular, korku ve insan ruhunun karanlıkta kalmış yönlerini açığa çıkaracak biçimde gruplanmıştır. Fotoğraflar karşısında verdiğimiz tepkiler psikolojik dürtü ve eğilimlerimizi gösterir niteliktedir.

Bu Kişilik Testi Neyi Amaçlar?

Kişilik testleri söz konusu olduğunda genel amaç insanların kişisel özellik yapılarını ölçmek ve değerlendirmektir. Szondi Kişilik Testinin amacı katılımcıların bir akıl hastalığına sahip olduğunu ortaya çıkartmak değildir. Test, dürtüleri ve ego işlevlerini ortaya çıkartmayı amaçlar. Testte bazı nicel tanımlamalar kullanılır. Bu tanımlamalar; sadizm, mazoşizm, epileptik eğilimler (öfke, kıskançlık), histerik eğilimler (narsizm, teşhircilik), cinsel ilgisizlik, cinsel istek, paranoya, katatonik belirtiler (izolasyon, kızgınlık), depresyon (özgüven eksikliği, suçluluk duygusu), manik belirtiler, etik ahlaki arzunun vektörü ve kişiler ve ilişkiler vektörü şeklinde sıralanmaktadır.

Szondi çalışmasında, insanların kendilerine benzeyen kişiler söz konusu olduğunda sempati ve antipati duygularını uç noktalarda yaşadığını görmüş ve bu sayede objektif sonuçlara ulaşabileceğine inanmıştır. Test, uygulanmaya başladığı dönemde bazı psikologlar tarafından sert eleştirilere maruz kalmıştır. Klinik gözlemin yerini tutmasa da verdiği ipuçlarıyla kişiliği yorumlamada yardımcı bir araç olarak görülebilir.

Szondi Kişilik Testi ve diğer kişilik testleri hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilir, bizimle iletişime geçebilirsiniz. Psikolojiye dair farklı içerikler ve merak ettiğiniz her şey için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Türüne bakılmaksızın tüm kariyer testlerinin amacı aslında aynı diyebiliriz. Her biri adayların başarılı olacağı alanları keşfetmeye ve şirketlerin ihtiyacına uygun olan adayları tespit etmeye yardımcı olur. Tek başlarına bir değerlendirme kriteri olarak kullanılmasalar da değerlendirme pastasındaki payları kayda değerdir. Ana amaç ise başarı ve iş tatmininin sağlanmasıdır. Bu iki maddenin sağlanması hem çalışan hem de işveren için kesinlikle karlı bir ortam yaratır.

Bu testleri içerdikleri sorulara göre 3 türe ayırmak mümkün:

*İlgi Alanı Testleri (Interest Tests)

*Yetenek Testleri (Skill Tests)

*Kişilik Testleri (Personality Tests)

İlgi Alanı Testleri (Interest Tests)

İlgi alanı testleri size hangi tür işleri sevebileceğini ve hangi tür işlerde başarılı olabileceğinizi söyler. Bu testlerin algoritması sizin ilgi alanlarınızı belirlemek ve bu ilgi alanlarını belirli mesleklerle eşleştirmeye dayanır. Doğru uygulama ile tutkuyla yapacağınızı mesleği keşfetmeniz, hatta unuttuğunuz ilgi alanlarınızı yeniden hatırlamanız da mümkün. Bu testlerle ilgili önemli nokta ise cevaplayanın belirli seçeneklere zorlanmaması. Örneğin; 3 şıklı bir soruyla karşı karşıya olduğunuzu düşünelim. Sizden 3 meslekten birini seçmeniz bekleniyor ama siz hiçbirisine yakın hissetmiyorsunuz. Sadece cevap vermek zorunda olduğunuz için herhangi birini seçmeniz sizi yönlendirmesi açısından da, firmaları yönlendirmesi açısından da sağlıklı olmaz. Spesifiklik karakterden çok uzaklaşmayan ancak adayları belirli cevaplara yönlendirmeyen testler ilgi alanı kategorisinden en başarılı sonuç veren testlerdir.

Yetenek Testleri (Skill Tests)

İlk seçenekten farklı olarak burada ilgi alanı değil, yetenek sorgulanır. Sorular adayın sahip olduğu becerileri ortaya koymak ve bu becerileri belirli mesleklerle eşleştirmek için kurgulanır. Kesinliği tartışmaya açık olmakla birlikte, yetenek testlerinin ana fikri adayın yetenekli olduğu alanlara ilgisinin de olduğu varsayımıdır. Doğruluğunu kanıtlar nitelikte örnekleriyle de karşılaştığımız bu iç görü kesindir diyemeyiz. Yetenekli olduğu alanlarla ilgilenmekten zevk almayan adaylar da mutlaka olacaktır. Tam da bu nedenle, hiçbir yetenek testi tek başına bir sonuca varamaz. Adayın görüşleri, deneyimleri, başarıları ve hatta başarısızlıkları da onunla ilgili bütünü oluşturan yargının içinde test çıktılarının yanı sıra mutlaka mevcut olmalıdır.

Kişilik Testleri (Personality Tests)

Kişilik testleri kendinizi daha iyi tanımanızı ve izlemek istediğiniz yol ile ilgili farkındalığınızı artırmanızı sağlar. Bu testler temel değerlerinizi, güçlü ve zayıf yönlerinizi keşfetmeye yarar. Kişilik yapılarını belirli bir sayıda kategoriye bölen bu testler hangi kişilik türüne hangi mesleğin uyumlu olduğunu da ortaya çıkarma potansiyeline sahip. Ancak en başta da belirttiğimiz gibi testlerin sonuçlarını planlarınız için birer yol gösterici olarak düşünmeli ancak kesin-net yargılar olarak değerlendirmemelisiniz. Kariyeriniz ve geleceğiniz için son sözün her zaman sizde olduğunu unutmayın.

Read More

Psikolojik testler birçok farklı amaç için kullanılabilir. Testler hitap ettikleri alanlar açısından farklı kategorilere ayrılabilirler.Genel olarak en yaygın sınıflandırma şu şekildedir; yetenek testleri ve kişilik testleri. Yetenek testleri ve kişilik testleri de kendi içlerinde alt gruplara ayrılır. Psikolojik testlerin genel-geçer bir şekilde uygulanabilmesi için birtakım kontrollerden ve testlerden geçmesi gerekir. Kendi içinde yapılan testler ve uygulamalardan sonra testlerin geçerlilik ve güvenilirliği o testin kullanabilmesi için uygun olup olmadığını söyler. Testleri uygulayan, bunun için gerekli sertifikaları almış kurumları bulmak oldukça mümkün. 

Çocuklara bu tür testlerin uygulanması birçok ebeveynde olumsuz ve negatif duyguları pekiştirebiliyor.

Bazı vakalarda, ebeveynler mevcut sıkıntıları görmezden gelmeye kadar gidebiliyor. Bu noktada çocuğa bakım veren kişinin, genelde bu kişiler anneler-babalar olur, kendini suçlu ve yetersiz hissetmemesi kritik bir öneme sahiptir. Bir birey yetiştirmek kolay bir iş olmadığı gibi bu süreçte meydana gelen problemleri kucaklamak da bir o kadar zor olabiliyor. Çocuk ve ebeveynlerin böyle bir sürece girmesi ebeveynlerin kendi travmalarını kaşıyabiliyor. Çocuğun öğretmenleri, ebeveynleri ve varsa aile danışmanı arasındaki işbirliği bu süreci herkes için daha kolay bir hale getirebilir. Öyle ki bazı durumlarda teşhisin gecikmesi olayları herkes için daha zor bir hale getirebiliyor. Öte yandan, testin uygulanmasının ne kadar gerekli olduğu, gerçekten bizi istediğimiz amaca götürüp götürmeyeceği bu işbirliği sayesine daha kolay saptanabilir. Ayrıca testi uygulayacak kişilerin çocuğa yaklaşımı da işbirliği kadar önemli bir etkiye sahip.

Çocuğun kendini rahat hissetmesi, yargılanmayacağını ve kıyaslanmayacağını bilmesi testin daha sağlıklı bir sonuç vermesi oldukça önemli. 

Gidilen kurumun çocuk dostu bir mekan olması, hem anne-babayı anlayan ve kaygılarını paylaşan hem de çocuğa karşı kucaklayıcı bir tutum sergileyen bir düzenleme içermesi işleri herkes için kolaylaştırır. Unutulmamalıdır ki herkes çocuğun iyiliği için oradadır kimse kimseyi vaka üzerinden yargılayacak ve suçlayacak değildir. Sonuç olarak amaçlanmak istenen çocukta gözlemlenen belirli bir davranış kalıbının nesnel ve standart bir şekilde ölçülmesidir.  Bu süreçte çocuğun hayatında olan herkesin, yani onu yetiştiren, onunla en çok vakit geçiren kişilerin ( öğretmeni, annesi, babası, bakıcısı, anneanne,babaanne, dede vs..) yorumları ve düşünceleri ilerisini yorumlamak açısından oldukça önemlidir. 

Read More