Her ebeveynin hayali çocuğunun özgüvenin yüksek ve ayakları yere basan bir birey olmasıdır. Özgüven konusunda her ne kadar çocuğun kişiliği büyük oranda etkili olsa da ebeveynlerin yetiştirme tarzının da büyük etkisi vardır. Bu konuda ebeveynlerin olumlu dokunuşları ve destekleri çocukların özgüvenlerinde gözle görülür değişiklere yol açacaktır.

İşte ebeveyn olarak uygulayabileceğiniz birkaç yöntem:

1.Özgün olduğunu hissettirmek

Çocuğunuzun özel olduğunu ona hissettirin. Herkesin başarılı olduğu konular farklıdır. Çocuğunuz başarılı olduğu alanı bulmaya çalışırken bir çok kez yenilebilir, başarısız olabilir. Bunun önemli olmadığını önemli olmanın “denemek” olduğunu ve herkesin farklı alanlarda başarılı olabileceğini ona anlatın ve hissettirin. Hiç kimsenin mükemmel olmadığını söyleyin.

2. Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin

Ebeveynleri olarak çocuğunuzun her alanda başarılı olamayacağını kabul etmeye çalışın. Ebeveynler çocukları için en iyisini ve en mükemmelini isterler her zaman. Bir çok konuda başarılı bir çocuğa sahip olmak büyük önem arz eder. Fakat çocuğunuzu sahip olduğu yeteneklerle kabul etmeye çalışın. Çocuğunuz yapamadığı ve başarısız olduğu konularda sizden ,en yakınları olan ebeveynlerinden, negatif enerji aldığında kendini güvensiz ve yetersiz hissedecektir.

3.Destekleyici Davranın

Onu başarılı olduğu konular konusunda destekleyin. Çocuğunuzun ilgi alanlarına ağırlık vererek o konuda kurslara ve etkinliklere katılmasını sağlayın. Eğlenerek öğrenecek ve başarısına başarı katacaktır. Özgüveni bu yolla epeyce yükselecektir.

4. Başarısızlıklarla baş etmeyi öğretin

Her zaman başarılı olamayabiliriz. Eğer başarısızlıklar çocuğunuza ümitsizlik aşılıyorsa ve çocuğunuz bunu özelden genele aktarıyorsa bu özgüven eksikliği yaratacaktır.

“Zaten ben neyde başarılı oldum ki!”

 “Hep başarısız olacağım.”

“Başarısız birisiyim”

Gibi cümleler çocuğunuzun özgüvensizliğini gösterir. Bir alanda ya da bir kere başarısız olmak o alanda her zaman başarısız olunacağı anlamına gelmez. Başaramamanın bir öğrenme biçimi olduğunu ona öğretin. Başarısız deneyimlerimiz olmazsa neyi yapıp neyi yapamayacağımızı anlayamayacağımızı anlatın. Bazen de çalışma gerektiren konularda  başarısız olmamızın sebebinin hayatın bize “daha çok çalışmalısın.” deme biçimi olduğunu açıklayın. Sorunu kişiselleştirmemesi gerektiğini bir çok farklı alanda başarılarının olduğunu  hatırlatarak ona destek olun.

5.Onun yerine her şeyi yapmayı bırakın

Çocuğunuzun düşmesine izin verin! Eğer her konuda yardımcı olursanız çocuğunuz her konuda başarılı olacağını düşünebilir. İyi ebeveynler olacağız diye bazen sınırı aşabiliyoruz. Çocuğumuzun üzülmesine dayanamayıp istediği her şeyi mümkün kılmaya çalışıyoruz. Fakat çocuğunuzun kaybetmesine izin vermezseniz hayatta çok zorlanacaktır ve özgüven sorunları olması da kaçınılmaz olacaktır. Hayatta her zaman arkasını toplayan anne ve babası olamaz ne yazık ki. Kaybetmenin verdiği doğal süreci yaşamasına izin verin. Destek olmak ve müdahale etmeyi birbirine karıştırmamaya çalışın. Çocuğunuz kendi kendine mücadele etmeyi ve bir şeyleri elde etmek için savaşması gerektiğini öğrenmeli. Öğrenmeli çünkü yetişkinler olarak hepimizin bildiği gibi gerçek hayat mücadele gerektirir. Mücadeleye hazır olmak için çocuğunuzun buna alışık olması gereklidir.

 

 

Read More

Övgünün Gücü

Övgü güçlü bir şeydir. Bir öğrencinin öğrenmesini motive etme, rehberlik etme ve destekleme potansiyeline sahiptir. Ancak onu bambaşka bir yola da çıkarabilir. Övgülerimiz sonuçlara ve yeteneklere odaklandığında (“Çok zekisin!”, “Bu konuda gerçekten yeteneklisin!” gibi), sabit zihniyetin gelişimine katkıda bulunuyoruz aslında.

Sabit Zihniyetli öğrenciler performanslarını ne kadar “iyi” veya ne kadar “kötü” oldukları üzerine sabitleme eğilimindedir. Zekalarını ve kapasitelerini doğuştan ve değişmez olarak görüyorlar, bu yüzden kendilerini hangi konuda en rahat hissediyorlarsa onu yapıyorlar. Başarısızlık konusunda endişelidirler, bu da yeni bir şey denemeye o kadar da istekli olmadıkları anlamına geliyor. Sonuç olarak öğrenmeleri durgunlaşıyor.

İnsanları doğal yetenekleri için övmek yıkıcı etkiler yaratabilir.

Çocuklarımız becerilerin ve yeteneklerin ya sahip oldukları bir şey ya da sahip olmadıkları bir şey olduğunu düşünmeye başladıklarında ve başarısızlıkları tecrübe ettiklerinde ne olacak? Muhtemelen harap olacaklar. Sonuçta çok da iyi olmadıklarını düşünecekler. Çünkü doğuştan getirdikleri becerileri zaten onlardadır ya da değildir ve üstüne çalışılmazsa körelip gider. Öyleyse sonuçtan ziyade süreci övmek daha fazlasını yapma motivasyonunu ve gücünü verir çocuklara.

Sabit zihniyet ve büyüyen zihniyet

İnsan başarısı hakkındaki inançlara gelince, sabit bir zihniyet, örneğin zekânın neredeyse tamamen doğuştan olduğu inancıdır. Ya doğuştan akıllı ve zekisindir ya da değilsindir. Diğer taraftan, büyüme zihniyeti, başarının daha değişken olduğu ve zamanla zeka ve problem çözme yeteneklerinin geliştirilebileceği inancıdır. 

Çocuklara ne kadar akıllı ne kadar zeki olduklarını söylemekten ve değiştiremeyecekleri özelliklerini övmekten ziyade onlara çabalarının ne kadar değerli olduğunu, öğrenmeye ve başarmaya ne kadar yatkın olduklarını söylemeliyiz.

Öğrencileri yeteneklerinden ziyade çabaları için övdüğümüzde, zekâlarının dönüştürülebilir olduğunu anlamalarına yardımcı oluruz. Doğru eylem ve davranışlarla yeni beceriler kazanabileceklerini anlamalarına yardımcı oluruz.

Çocukların çabalarını överken…

Çabayı merkeze alan övgü çocuğunuzu motive etmek için harika bir yol olabilir. Söylediğiniz cümlelerin doğru şekilde hissedilmesi açısından bazı bileşenleri de cümlelerinizde kullanmanızda fayda var.

  • Samimiyet: Samimiyetsiz övgü, çocuğunuza onun daha iyisini yapabileceğine dair inancınızın olmadığını düşündürebilir. Aşırı gerçekçi olmayan övgü ise samimiyetsiz gelir ve çocuklar bunları hissetmek konusunda oldukça başarılıdır.
  • Gerçekçi standartlar: Çocuğunuzun çabalarını, büyümeyi ve hatalardan öğrenmeyi vurgulayacak şekilde övmeye çalışın. Bu, bir dahaki sefere başarılı olmak için ona çok fazla baskı uygulamaktan kaçınmaya yardımcı olabilir.

References

Read More

Hem psikoloji biliminin katkıları hem de gündelik hayatta yaşadıklarımız öğrenme ile unutmanın birbirini takip ettiğini kanıtlıyor. Beynimizin herhangi bir tetikleme olmadığı müddetçe öğrendiğimiz yeni bilgileri hızlıca unuttuğunu biliyoruz.

Peki, neden unutuyoruz? Öğrendiğimiz bilgileri unutmamak mümkün mü?

Unutma taktiği

Yakınlarda Neuron dergisinde Blake Richards ve Paul Frankland imzasıyla yayımlanan bir makale, unutmaya dair doğru bildiklerimizi sorguluyor. Richards ve Frankland’a göre hafıza yalnızca bilgileri depo etmiyor, yeni edinilen bilgilerin gereksiz olanlarını eleyerek optimum bir karar alma süreci de işletiyor. Dolayısıyla unutmayı bilgilerin yavaş yavaş silinip gitmesine yol açan bir süreç olarak değil, hafızamızın arka planında sürekli işleyen evrimsel bir taktik olarak düşünmek gerekiyor. Yazarlar, unutmanın hafızanın bir arızası olmadığını, aksine unutarak hatırlama becerimizi en ideal şekilde güçlendirmeye çalıştığımızı vurguluyorlar.

unutmayi-onlemek

Gelgelelim, içinde yaşadığımız bilgi çağının talepleri bu evrimsel taktikle uyum göstermiyor. Bu durum, özellikle de hafızalarına sürekli yeni bilgiler depolaması gereken öğrencileri ve onlara kendi bilgilerini aktaran öğretmenleri ilgilendiriyor. Hafızamızı daha etkili kullanmamızı sağlayan yöntemler benimsemek, öğrencilerin öğrenme deneyimlerini daha işlevli hale getiriyor.

Daha az unutmak mümkün

Akran çalışması, bu etkili hatırlama yöntemlerinden biri. Yeni öğrendikleri bilgileri arkadaşlarına açıklayan öğrenciler hem aktif bir öğrenme sürecine giriyorlar hem de yeni öğrendikleri bilgileri tekrar edip pekiştiriyorlar. Benzer şekilde, öğrendikleri konulara dair sık sık pratik testler yapan öğrenciler, rekabet kaygısı olmadan yeni bilgileri içselleştirme fırsatı buluyorlar. Bu nedenle uzmanlar, öğretmenlere not değerlendirmesi yapacakları sınavların yanı sıra gündelik hayata ya da oyunlara dayalı pratik testler düzenlemelerini öneriyor.

Konuları art arda bitirmektense uzun süre boyunca geri dönüşlerle yeniden ele almak, öğrencilere belirli bir konuyu birçok kere gözden geçirmek imkanı verdiği için unutma ihtimalini azaltıyor. Ders anlatımına görsel materyalleri dahil etmek, öğrencilerin yeni bilgiler edinirken yalnızca yazılı ya da sözel değil görsel hafızalarını da çalıştırdığı için öğretmenlerin uygulayabileceği yöntemler arasında gösteriliyor.

Araştırmalar beynimizin daha etkili çalışma gösterebilmek için unutmaya devam edeceğini söylüyor. Yine de, öğrencilerin hatırlama yetilerini geliştirmek, kendileri için gerekli bilgileri unutmalarını engellemek, bu yolla daha işlevli bir öğrenme deneyimi edinmelerini sağlamak çeşitli yöntemlerle mümkün.

Read More

Hedef belirlemek tek başına başarıya ulaşmak için yeterli olmasa da önemli bir adım olduğunu inkar edemeyiz. Peki hedef belirleme yeterli değilse, başarıya ulaşmak için ne yapmak gerekir? Gelin biraz da bunu konuşalım.

Hedeflerimiz, ulaşmak istediğimiz yeri gösteren önemli bir referans noktasıdır. Peki doğru hedefi belirlemek ve belirlenmiş bir hedefe ulaşmak için ne yapmak gerekir?

Başarı şansınızı arttırmak için gerçekçi hedef belirleyin

Yapmak istediğiniz her şeyi hedef olarak adlandıramayız. Bir isteğin hedefe dönüşmesi için bu isteğin enikonu düşünülmesi gerekir. Hedef olarak belirlemeden önce becerilerinizi, yeni beceriler kazanmak için önünüzdeki zamanı ve geçmiş deneyimlerinizi göz önünde bulundurun. Spesifik ve sonuç odaklı bir değerlendirme ile başarı şansınızı arttırabilirsiniz. Belirsiz bir hedef, belirsiz bir yol anlamına gelir ve sonuç da aynı şekilde belirsiz olacaktır.

Stratejik plan yapın

Gelişigüzel ilerlenen bir yolda başarılı olmak kolay değildir. Hem başarınızı garanti altına almak hem de yolda karşınıza çıkabilecek sorunları önceden görebilmek için stratejik planlama büyük önem taşır. Öngörülerle yapılmış bir stratejik plan yolun başında ihtiyaç duyacağınız becerileri fark etmenizi sağlar. Böylece yola çıktığınızda, her şeye hazır olma şansınız artar.

basari

Genellikle hedefe ulaşmak için çalışırken alt hedef başlıkları belirlemek faydalı olur. Bu akademik hedeflerden profesyonel ya da gündelik hedeflere kadar geniş bir yelpaze için geçerlidir. Tamamladığınız her bir alt hedef, önünüzdeki yolu daha iyi görmenizi sağlamanın yanı sıra motivasyonunuzu da arttırır. Karmaşık bir sürece girmektense, gideceğiniz yolu aşılabilir hale getirir.

Stratejik yetenek yönetimi, sahip olduğunuz beceriler ile ihtiyacınız olacak becerileri karşılaştırarak hangi yönlerden kendinizi güçlendirmeniz gerektiğini öğrenmenize yardımcı olur. Bazen hedeflerinizde revizyona gitmeniz gerekebilir. Bu tamamen doğal bir süreçtir.

Zaman çizelgesi çok önemli

Küçük esneklikler koyarak, her bir alt hedef ve son hedef için zaman belirleyin. Bunu yaparken de gerçekçi olmanız gerekiyor. Çünkü aksayan her bir detay, büyük resmi etkiler. Zaman çizelgenizin beklenmedik şekilde dışında kaldığınız anda, hesap etmediğiniz detayları göz önünde bulundurun ve tekrar bir zamanlama belirleyin. Bazen başarısız sonuçlanan denemeler, uzun vadede işinizi kolaylaştıracak bilgilere dönüşebilir.

Read More

Bugün içinde yaşadığımız dünya çok sayıda dikkat dağıtıcı unsuru barındırıyor. Başarılı olmak için bu unsurlardan sıyrılmak ve yapılan işe odaklanmak büyük önem taşıyor. Profesyonel veya akademik çalışmalar, başarılı sonuçlar doğurmak için pratik ya da stratejik becerileri gerektiriyor. Gelin bu becerilere birlikte göz atalım.

Odaklanma ve konsantrasyon becerisi

Son yıllarda meditasyona verilen önemin artmasının sebebi, büyük ölçüde artan dikkat dağıtıcı unsurlar. Çünkü böyle bir dünyada başarılı olmak için, odaklanmak ve yapılan işe bütün konsantrasyonu vermek gerekiyor. Bunun yolu, en iyi odaklanma ortamını ve zamanını keşfetmekten geçiyor. Bu süreçte meditasyon, dağılan zihnin toparlanmasına yardımcı oluyor.

Problem çözme becerisi

Eldeki işe baktığında, çözülmesi gereken problemleri hızla fark edebilen kişiler çok daha başarılı oluyor. Bu zamanın iyi yönetilmesi ve enerjinin verimli kullanılması için çok önemli. Problem çözme becerisinin, diğer kişilerle birlikte çalışma ve işbirliği geliştirmeyi de kapsadığını da hatırlatalım. Her şeyi kendiniz çözmek zorunda değilsiniz. Elinizdeki problemi çözmek için yetkin kişileri tespit etmek de problem beceriniz olduğunu gösterir.

basari-beceri

Kaliteli bilgiyi tanıma becerisi

Teknoloji çağında, bilgi önem kazandı. Ancak, kaliteli olmayan bilgiler de büyük bir hızla dolaşıma girdi. Başarılı olmak için zaman yönetimi çok önemli ve zamanı iyi yönetmek için de kaliteli bilgiyi görünce tanımayı öğrenmeniz gerekiyor. Elinizdeki işi tamamlamak için hangi bilgilere ihtiyacınız olduğunu bilirseniz, bilgiye ulaşmanız da daha kolay olur.

Bilgiyi sentezleme becerisi

Farklı kaynaklardan elde edeceğiniz bilgileri, mevcut bilgilerinizle nasıl sentezleyeceğinizi biliyorsanız başarılı olmanız o kadar mümkün. Çünkü bilgiler birbirinden bağımsız şekilde salınırken bir çıkarım sağlamaz. Çıkarımı sağlayacak ve bu bilgileri belli bir bakış açısına göre değerlendirecek olan sizin senteziniz olacak. Bunun için detayların birbiriyle nasıl ilişkilendiğini görmeye çalışın.

Eleştirel düşünce becerisi

Eleştirel düşünme, yeni bir ürün ya da fikir elde etmek için olmazsa olmaz bir beceridir. Geçmişteki ortaya konmuş bilgileri edinmek ne kadar önemli olsa da, başarılı olmak için kendi bakış açısınızı katmanız gerekir. Bu, verilen bilgiyi olduğu gibi almak ve kabul etmek değil, bu bilginin neden kabul edilebilir olduğunu araştırmak anlamına gelir. Uzun süreli öğrenme için, “nedir?” sorusuna cevap aramanın ötesinde “neden?” sorusuna da bir cevap bulmak önemlidir.

Read More

Duygularını yönetme ve baskı altında sakin kalma becerisi, performansı direkt olarak etkiler. Yapılan araştırmalar yüksek performans gösteren kişilerin %90’ının sakin ve kontrollü kalmasını sağlayacak şekilde stresli zamanlarda duygularını yönetebildiğini gösteriyor. Belli bir ölçüde stres, beynin harekete geçmesine yardımcı olurken, sürekli ve yüksek dozlu stres kişilerin fiziksel ve zihinsel sağlığına olumsuz etki ediyor. Bu nedenle stresi yönetmek ve sakin kalmayı başarmak önemli bir beceri olarak karşımıza çıkıyor.

Peki, başarılı insanlar stresle nasıl baş ediyor ve nasıl sakin kalıyor?

Sahip olduklarının değerini biliyorlar

Sahip olduğunuz şeylere minnettar olmak ruh halinizi iyileştirir. Çünkü bu stres hormonu kortizolünü %23 oranında azaltır. California Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, her gün minnet duygularını geliştirmek için çalışan insanların daha iyi ruh hali, enerji ve fiziksel esenlik yaşadıkları ortaya çıktı. Bu durumda daha düşük kortizol seviyeleri önemli rol oynadı.

“Keşke” demiyorlar

“Keşke şöyle yapsaydım,” “Böyle yapsam nasıl olurdu?” gibi düşünceler stres ve endişeyi besliyor. İşler milyonlarca farklı yöne gidebilir. Olasılıklar hakkında daha fazla endişelendikçe asıl işinize daha az odaklanır ve sakin kalma konusunda daha başarısız olursunuz. Sakin insanlar, “keşke” demenin onları hiç istemedikleri bir duruma sokacağının farkında.

basarili-insanlarin-sakin-kalma-taktikleri

Pozitif olmaya önem veriyorlar

Olumlu düşünceler, beyninizin dikkatini tamamen stressiz bir şeye odaklayarak stresi hayatınızda kapladığı alanı azaldır. Zihniniz istemediğiniz şekilde olumsuz düşüncelere daldığında bilinçli olarak olumlu düşünceleri tercih etmelisiniz. Zihniniz sizi olumsuz düşüncelere sürüklerken bunu yapmak pek kolay değildir. Böyle zamanlarda bir olumlu olayı hatırlayın ve bu olayı düşünmeye çalışın. Ne kadar küçük bir olay olursa olsun mutlaka işe yarar.

Kafein alımını sınırlandırıyorlar

Kafeinli içecekler adrenalin salınımını tetikler. Adrenalin, “savaş ya da kaç” olarak özetlenen, tehlike durumunda güçlü olup savaşmaya ya da gerekli zamanda kaçmaya iten hayatta kalma mekanizmasıdır. Böyle durumlarda rasyonel düşünmek yerine en hızlı şeklde tepki vermeye çalışırız. Bu mekanizma, eğer ormanda sizi kovalayan bir ayı varsa işe yarayabilir ama iş için bir e-posta yazıyorsanız durumu kötüleştirebilir.

Düzenli uyuyorlar

Uyuduğunuz zaman beyniniz tam anlamıyla yenilenir, günün anılarını saklar ya da atar ve böylece güne daha zinde başlarsınız. Yeterince uyumadığınız zaman kendinizi kontrol etmeniz, dikkatiniz ve hafızanız zayıflar. Stresli projeler genellikle sizi uyumaktan alıkoyabilir. Ancak yeterince uyuduğunuz zaman işleri daha rahat kontrol altında tutabilirsiniz.

Read More

Çocukların zor problemlerle karşılaştıklarında “Ben bunu yapamıyorum.” demelerinin ardından “Peki bunu yapmak için neler yapabilirim?” gibi aktif geçişleri sağlamaları önemlidir. Bunun için, nerede tıkandıklarını, onları neyin zorladığını ve bu sorunların üstesinden gelmek için nelere ihtiyaç duyduklarını kendilerine sormaları metacognitive süreci tanımlar. Genel anlamıyla metacognition bunu sağlar.

Öğrenme süreçlerindeki tıkanıkların önünü açan üst-bilişsel (metacognitive) sorular, çocukların kaygılarını yönetmelerine, kendi öğrenme davranışlarının farkına varıp sahip oldukları yetenekleri açığa çıkarmalarına yardımcı olur.

Günümüzde yapılan birçok çalışma, erken dönemde metacognition stratejilerini öğrenen çocukların okulda ve okul dışında daha fazla başarılı olduklarını göstermiştir.

Metacognition ile öğrenme süreci doğru yönetilir

Okullarda, öğrencilere verilen dersler genellikle ne düşünmeleri gerektiği yönündedir; nasıl düşünmeleri gerektiği pek söylenmez. Metacognition yöntemi, okulda pek sık öğretilmese de öğrencilerin öğrenme süreçlerini etkileyen düşünme üzerine düşünme sürecini destekler.

Kendi zihinsel faaliyetleri üzerinde üst-bilişsel farkındalık kazanan çocuklarda gelişen bilişsel faaliyetlerden bazıları: okuduğunu anlama, algı, problem çözme, hafıza, dikkat ve sosyal iletişimdir.

metacognition öğrenme

Üst-bilişsel yaklaşım ile potansiyel gerçekleşir

Metacognition, öğrencilerin, kendi bilişsel süreçlerini kontrol edebilme ve doğru bir şekilde yönlendirme becerilerini geliştirir. Öğrenme sürecindeki bu aktif denetim sayesinde, çocuklar daha esnek ve kendilerine karşı duyarlılıklarının arttığı bir zihniyete kavuşurlar.

Baştan kestirip atmak yerine, karşılaştıkları sorunlara karşı çözüm hedefli yaklaşırlar. Bu da sahip oldukları potansiyeli gerçeğe dönüştürmeleri anlamına gelir, ki bu hayatta birçoğumuz için en büyük amaçlardan biridir.

Zihnin odaklanmasına yardımcı olur

Doğru sorular sorarak, daha yolun başındayken neye ihtiyaç duyulup duyulmadığının belirlenmesi öğrencileri büyük bir yükten kurtarır. Bu aynı zamanda zaman tasarrufu anlamına gelir ki zihin gereksiz düşünceler arasında kaybolmaktansa üst-bilişsel sorularla hedefe her zaman daha yakın durur. 

Doğru soruları sormak zihnimizin dağılmasını önleyerek, öğrenme sürecine kanalize olmamıza yardımcı olur. Daha iyi odaklanmış bir zihin, başarılı öğrenme süreci için altın değeri taşır.

Bilgi zincirini güçlendirir

Metacognition, daha önceden depolanmış bilginin geri çağırımı için etkili yöntemler sunar. Üst-bilişsel becerilere sahip öğrenciler, öğrendiklerini bir bağlamdan diğerine aktarırken zorluk yaşamazlar.

Problemleri ezberden çözmek, kısa vadeli sonuçlar taşır. Bunun yerine, karşılaşılan durumdaki inceliklerin ve detayların üst-bilişsel olarak değerlendirilmesi, bilgiyi kalıcı kılan bir yaklaşım olacaktır.

İletişimi güçlü kılar

Metacogtivie düşünce esnekliği kazanan çocuklar, karşılaştıkları durumlara farklı açılardan bakabilme becerisine sahip olur. Bu becerileri sayesinde sosyal iletişimlerini etkileyen “empati kurma” yeteneklerini geliştirmiş olurlar. Böylece öğrenmenin önüne geçen önyargılardan kurtulabilirler.

Read More

Kişisel ve profesyonel başarınıza giden yolda geliştirebileceğiniz pek çok davranış vardır. Örneğin, düzenli olarak egzersiz yapmak sizi daha enerjik kılarak daha iyi düşünmenizi ve bedensel olarak daha sağlıklı olmanızı sağlar. Ancak her davranışın bu kadar çok efor ve bedensel hareket gerektirmediğini söyleyebiliriz. Mindfulness, sizi yormadan sakince başarıya götürecek yollardan biridir.

Mindfulness için genellikle sakince oturmanız, derin nefes almanız ve nefesinize odaklanmanız yeterlidir. Bu tam anlamıyla bir mindfulness pratiği olsa da dikkatli ve bilinci yüksek olmak için daha basit yollar da izleyebilirsiniz. Mindful yani bilinçli olmanın temelinde düşüncelerinizin farkına varmak yer alır. Böylece objektif olarak düşünebilir, duygularınızı tarafsızca ele alabilir ve yaptığınız şey üzerinde tam kontrol sağlayabilirsiniz.

Aslına bakarsanız bunu farkında olmadan gün içinde pek çok kez yaparız. Farkında olmadığımız zaman, bu halin içinde hızla ve kontrolsüzce çıkma olasılığımız da oldukça düşüktür. Yani farkında olmadan gerçekleştirdiğimiz mindfulness genellikle kısa sürer ve hızla düşüncelerimizi gerçekler olarak algılamaya geri döneriz. Bunun pek faydalı olduğunu söyleyemeyiz.

mindfulness-basari

Bu nedenle kasıtlı olarak bilincimizi yüksek tutmak için çaba sarfetmemiz gerekir. Böylece farkındalığımızı uzun süre yüksek tutma şansımız artar. Yüksek ve uzun süreli farkındalık ve bilinçli davranış bize stresle baş etme, karar verme ve duygusal zeka gelişimi konularında yardımcı olur.

Mindfulness nasıl başarı sağlar?

Böylesine basit görünen bir pratiğin başarıya olan etkisinden bahsediliyor olması şaşırtıcı gelebilir. Mindfulness’ın başarı sağlamasındaki en büyük etken zihnin ideal şekilde çalışmasını desteklemesidir. Yaptığımız her şey zihnimizin fonksiyonlarıyla elde edilir. Bilimsel araştırmalarsa, bu fonksiyonların geliştirilebileceğini gösteriyor.

Örneğin, zeki olmasına rağmen büyük başarılar göstermeyen birini tanıyor musunuz? Bu kişi zihnini yeterince iyi kullanmıyor olabilir. Belki iyi kararlar vermiyordur ya da öz disiplini yeterince iyi değildir. Bazı insanlarda çok yüksek IQ’ya sahip olmasalar da yüksek başarılar gösterebilir. Bu kişiler de doğru düşünce sistemini geliştirmiş olabilir.

Mindfulness sayesinde önümüzdeki en büyük engellere doğru yaklaşımı objektif olarak gösterebiliriz. Düşüncelerimizin kontrolünde yaşadığımız zaman, potansiyelimizi gerçekleştirmemiz zorlaşır. Diğer taraftan pozitif ve objektif düşünmeyi başardığımızda, hayatımızı kontrol altına alarak başarıya emin adımlarla ilerleyebiliriz. Düşüncelerimizin kontrolünden çıkarak nasıl düşüneceğimizi kendimiz belirleyebiliriz.

Read More

Kendinizi ne kadar iyi tanırsanız gerek akademik gerekse profesyonel hayatta başarılı olmak için doğru stratejilere yönelme şansınız o kadar artar. Güçlü yönlerinizin hayatınızı kolaylaştırması ve hedeflerinize koşar adım yaklaştırması için öncelikle bunların neler olduğunu fark etmeniz gerekiyor. Güçlü yönlerinizin farkında olmak zayıf yönlerin geliştirilmesi kadar büyük bir önem taşır. Çünkü başarılı olmak için zayıf yönlerinizi güçlendirmekle kalmayıp güçlü yanlarınızı en etkin şekilde kullanmayı öğrenmelisiniz.

Stratejik yetenek yönetimi

Kendi kendimizin güçlü ve zayıf yönlerimizi tespit etmeye çalışırken her zaman objektif olmayabiliriz. Güçlü yönlerinizi keşfetmenin en iyi yolu bilimsel olarak kanıtlanmış, profesyoneller tarafından uygulanan testleri uygulamaktır.

Stratejik yetenek yönetimi, ilgi alanlarınız, eğilimleriniz ve ihtiyaçlarınızın belirlenmesi için ideal bir yöntemdir. Çünkü çocuklar ve yetişkinler için kendini geliştirme yolunda ilk adım olan kendini tanıma konusunda detaylı verilere ulaşılmasını sağlar. Stratejik yetenek yönetimi, başta WISC-V olmak üzere dünya çapında kullanılan 8 ayrı test uygulanır ve sonuçları uzman psikologlar tarafından değerlendirilerek kişilere özel yönlendirmeler yapılır.

güçlü ve zayıf yönler

Güçlü yönlere mi yoksa zayıf yönlere mi odaklanmalısınız?

Test sonuçlarını aldığınız zaman güçlü yönlerinizle gurur duyabilir ve zayıf yönlerinizi ortadan kaldırmaya odaklanabilirsiniz. Veya zayıf yönlerinizi görmezden gelerek güçlü yönlerinizi öne çıkarmaya çalışabilirsiniz. Böylece kendinizle daha fazla gurur duyabilirsiniz. Ancak bu sonuçları biraz daha işlevsel hale getirmek için tüm özelliklerinizi göz önünde bulundurarak kendinize bir strateji belirlemeniz gerekir.

Bu noktada yapılması gereken asıl şey, kendinizi zayıf ve güçlü yönlerinizle birlikte bir bütün olarak görmek olacak. Zayıf yönlerimizi öğrenmemizin tek sebebi bunlardan kurtulmak değil, aynı zamanda güçlü yönlerimizi nasıl bu özelliklerin telafisi için kullanabileceğimizi fark etmektir. Çünkü tüm zayıf yönlerimizi ortadan kaldırmak mümkün değil. Her zaman bazı konularda ‘çok iyi’ olmayabiliriz. Bununla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor.

Güçlü yönlerinizin farkında olduğunuz zaman özgüveniniz ve bununla beraber genel performansınız artar. Bir görevi tamamlarken ya da kariyerinizi planlarken iyi olduğunuz konuları bilmek, doğru seçimleri yapmanızı kolaylaştırır. Diğer taraftan zayıf yanlarınız da kişisel gelişiminizin önemli bir parçası. Yeterince iyi olmadığınız konularda kendinizi geliştirerek genel performansınızın ciddi anlamda artmasını sağlayabilirsiniz.

Read More

Ezberci eğitimi geride bırakıp yaparak öğrenmenin öne çıkarıldığı bir dönemin başlangıcındayız. Artık öğrencilerin yeni bir konu öğrenirken formüller ya da tanımlar ezberlemesi değil, sebepleri ve sonuçları öğrenmesi bekleniyor. Bu yönelimle birlikte eğitim dünyasında “Neden?” sorusu büyük önem kazanıyor.

Peki, “Neden?” sorusuna cevap aramanın öğrencilere ne faydası var?

Derinlemesine öğrenme sağlar

Bir bilgiyi öğrenirken sebebinden hiç bahsetmediğimiz zaman, bu bilgiyi daha sonra hatırlamakta zorlanabiliriz. Örnek vermek gerekirse, “dağlar denize paralel olduğunda nem iç bölgelere ulaşmaz ve buralarda karasal iklim görülür.” Bu bilgiyi tek başına verdiğimiz zaman öğrenci gerçek hayatta bunun karşılığını bulamaz. Diğer taraftan nemin iç kısımlara neden ulaşmadığını, hangi durumlarda nemin ulaşabildiğini tartışmak ve sebepleri keşfetmek; bu bilginin derinlemesine öğrenilmesini ve kolayca hatırlanmasını sağlar.

Ders çalışmayı keyifli hale getirir

Ders çalışırken bilgileri ezberlemeye çalışmak, öğrenciler için sıkıcı bir hal alır. Bu öğrenme modelinde asıl hedef öğrenmek değil, sınavlarda başarılı olmaktır. Diğer taraftan, sebep – sonuç ilişkisi kurarak öğrenmek, öğrencinin kendini daha yetkin hissetmesini sağlayarak öğrenmenin kendisini keyifli hale getirir.

Bir bilginin sebebini araştırmak, öğrencilerin farklı bakış açıları kazanmasını sağlar. Bu nedenle, akademik bilginin ötesinde bir katkı sağlamak için “Neden?” sorusunu sormak gerekir. Yalnızca formül ve tanımların sebebini değil, genel olarak eğitimin ve öğrenmenin sebebini araştırmak öğrencilerin motive olmasına yardımcı olur. Okumak ve yazmak neden önemlidir? Matematik ve fen derslerini neden alırız? Bu bilgiler ne işimize yarar? Tüm bu soruları ciddiye almak ve bu sorulara cevap aramak büyük önem taşır.

Özgüveni arttırır

Bir bilginin sebebini bilen öğrenciler için her bir bilginin daha sonra kolayca hatırlatan hikayesi vardır. Bir matematik problemi çözerken formülün sebebini bilerek hareket eden öğrenciler için sonuçtan emin olma olasılığı artar. Öğrendiklerini kolayca hatırlayan öğrencilerin özgüveni artar. “Neden?” sorusu genellikle beşeri bilimler alanlarına ait bir soru olarak görülse de tüm alanlarda sorulması gerekir. Bu nedenle çocukların doğru soruları sorarak öğrendikleri bir bilginin sebebini keşfetmesi için yol göstermek büyük öneme sahiptir. Eleştirel düşünceye yönlendiren ve derinlemesine öğrenmeyi sağlayan bir eğitim ile kendine güvenen, üretken bir yeni nesil yaratabiliriz.

Read More