Meslek ve kariyer seçimi, bir bireyin hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu süreç, gençlerin hem kişisel gelişimlerini tamamlamaları hem de gelecekteki yaşam standartlarını belirlemeleri açısından büyük önem taşır. Ancak, bu seçim süreci sadece gençlerin değil, aynı zamanda ailelerin de dahil olduğu karmaşık bir süreçtir. Ailelerin çocuklarının meslek seçimi sürecinde oynadıkları rol oldukça büyüktür ve bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli sorulardan biri “Çocuğum ne istiyor?” sorusudur. Aileler, çocuklarına bu soruyu sormalı ve onların istek ve hedeflerini dikkate alarak yönlendirme yapmalıdır.

Çocuğun Hedefini Anlamak

Meslek seçimi yaparken ailelerin en büyük görevlerinden biri, çocuklarının gerçek isteklerini anlamaktır. Çocukların hayalleri, ilgileri ve yetenekleri doğrultusunda doğru bir meslek seçimi yapmalarına yardımcı olmak, uzun vadede onların mutlu ve başarılı bireyler olmalarını sağlar. Bu noktada ailelerin çocuklarına doğru sorular sorması, onları anlamaya çalışması ve en önemlisi çocuklarının hedeflerini ciddiye alması büyük önem taşır. Eğer çocuk bir meslek hedefi belirlemişse, bu hedefin ne kadar doğru ve uygun olduğunu analiz etmek gerekir.

Aileler bazen çocuklarının belirlediği hedefin gerçekçi olmadığını veya çocuklarına uygun olmadığını düşünebilirler. Bu durumlarda, çocukların isteklerini göz ardı etmek yerine, onları doğru yönlendirmek ve neden bu hedefi seçtiklerini anlamak önemlidir. Çocuğun motivasyonu, ilgi alanları ve yetenekleri bu süreçte göz önünde bulundurulmalı, karar alma süreci bu doğrultuda desteklenmelidir.

Ailelerin Endişeleri ve Profesyonel Destek

Meslek seçimi süreci, hem çocuklar hem de aileler için zorlu ve stresli olabilir. Aileler, çocuklarının geleceği hakkında endişeye kapılabilir ve bu süreçte doğru kararları vermekte zorlanabilirler. Özellikle günümüzün hızla değişen iş dünyasında, hangi mesleklerin gelecekte daha geçerli olacağı veya hangi sektörlerin büyüyeceği gibi konularda yeterli bilgiye sahip olmamak ailelerde kaygı yaratabilir.

Bu noktada ailelerin profesyonel destek almayı göz önünde bulundurmaları önemlidir. Meslek ve kariyer danışmanlığı, çocukların ilgi ve yeteneklerini en doğru şekilde analiz ederken aynı zamanda ailelere de yön gösterebilir. Çocuğun yeteneklerine uygun meslekler, gelecekteki iş fırsatları ve eğitim yolları hakkında profesyonel bir bakış açısı sunan danışmanlık hizmetleri, hem çocukların hem de ailelerin bu süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetmelerine yardımcı olabilir.

Doğru Meslek ve Kariyer Seçimi İçin Testler ve Değerlendirmeler

Kariyer danışmanlığı sürecinde, meslek seçimi yaparken en önemli adımlardan biri mesleki ilgi ve yetenek testlerinin uygulanmasıdır. Bu testler, bireyin hangi alanlarda yetenekli olduğunu, hangi mesleklere daha uygun olduğunu ve hangi işlerden daha fazla keyif alabileceğini belirler. Test sonuçları, çocuğun ilgi alanlarıyla örtüşen meslekleri belirlemek için yol gösterici olabilir. Aynı zamanda klinik değerlendirmeler, öğretmenlerin geri bildirimleri ve çocuğun kendi hedefleriyle ilgili motivasyonu da meslek seçiminde dikkate alınmalıdır.

Ailelerin çocuklarını yalnızca kendi hayalleri ve beklentileri doğrultusunda yönlendirmeleri, yanlış meslek seçimlerine yol açabilir. Bu süreçte ebeveynlerin, kendi geçmiş deneyimlerine ve “keşke”lerine dayanarak çocuklarına meslek seçiminde baskı yapmamaları önemlidir. Aksi takdirde, çocuklar potansiyellerine uygun olmayan mesleklerde mutsuz olabilirler ve bu durum gelecekte başarılarını olumsuz etkileyebilir.

Meslek Seçiminde Önyargıların Rolü

Ailelerin, çocuklarının meslek seçiminde bilinçli ve tarafsız olmaları büyük önem taşır. Ne yazık ki, bazı aileler çocuklarına kariyer seçimi konusunda kendi önyargılarını dayatabilirler. Örneğin, bazı meslekleri daha değerli görüp, diğerlerini önemsiz olarak değerlendirebilirler. Ancak günümüzde mesleklerin değerini belirleyen şey yalnızca popülerlik veya geçmiş dönemlerdeki başarı oranları değildir. İş dünyası hızla değişmekte ve bazı meslekler önem kazanırken, bazıları ise yerini yeni mesleklere bırakmaktadır.

Ailelerin çocuklarının meslek seçiminde eski bilgilere dayanarak yönlendirme yapmaları, bu süreçte yanlış kararlar almalarına yol açabilir. Örneğin, geçmişte popüler olan bir meslek günümüzde artık rağbet görmeyebilir. Ya da ailelerin kendi dönemlerinde popüler olan bazı meslekler, günümüz gençlerinin ilgi alanları ve yetenekleriyle örtüşmeyebilir. Bu nedenle, ailelerin çocuklarının isteklerini ve yeteneklerini günümüz iş dünyasının dinamikleriyle harmanlayarak değerlendirmeleri gerekmektedir.

Alan Seçiminde Yanlış Yönlendirme

Lise döneminde alan seçimi yaparken de aileler çocuklarına yanlış yönlendirmeler yapabilir. Özellikle sayısal bölümlerin daha değerli olduğu, sözel ve eşit ağırlık gibi alanların ise daha az önemli olduğu gibi önyargılar, çocukların yeteneklerine uygun alanlara yönlendirilmesini engelleyebilir. Ancak her alanın kendi içinde önemli ve değerli olduğunu unutmamak gerekir. Sayısal, sözel ya da eşit ağırlık gibi alanların hepsi, kendi meslek gruplarını yetiştirir ve toplumun her kesimi için bu meslekler vazgeçilmezdir.

Çocuğun ilgi duyduğu ve yetenekli olduğu alanda başarılı olma ihtimali çok daha yüksektir. Dolayısıyla, ailelerin çocuklarını sadece popüler veya zor olarak nitelendirilen alanlara yönlendirmeleri, çocukların kariyerlerinde mutsuz olmalarına ve başarısızlık yaşamalarına neden olabilir. Bunun yerine, her alanın değerli olduğu bilinciyle hareket ederek, çocuğun istek ve yeteneklerini ön planda tutmak en doğru yaklaşım olacaktır.

Çok Yönlü Bir Değerlendirme ile Doğru Karar Vermek

Ailelerin meslek ve kariyer seçiminde çocuklarına doğru rehberlik edebilmesi için çok yönlü bir değerlendirme yapmaları gerekir. Bu süreçte, çocuğun yalnızca akademik başarılarına odaklanmak yerine, ilgi alanları, kişisel yetenekleri, sosyal becerileri ve gelecekteki kariyer hedefleri göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca aileler, çocuklarının sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi seçtiklerini unutmamalıdır.

Doğru kariyer seçimi, sadece finansal kazanç ya da prestij değil, aynı zamanda bireyin mutlu ve tatmin bir hayat sürmesini sağlayacak bir tercih olmalıdır. Bu yüzden aileler, çocuklarını dinlemeli, onların isteklerine saygı göstermeli ve profesyonel destek almaktan çekinmemelidir.

 

Meslek ve kariyer seçimi, hem çocuklar hem de aileler için önemli bir karardır. Ailelerin bu süreçte çocuklarına doğru rehberlik yapabilmesi için “Çocuğum ne istiyor?” sorusunu mutlaka sorması ve çocuklarının istek ve yeteneklerine göre yönlendirmelerde bulunması gerekmektedir. Ayrıca, meslek seçimi sürecinde profesyonel destek almak, doğru kararların verilmesine ve çocuğun gelecekte mutlu, başarılı bir birey olmasına yardımcı olabilir. Aileler, önyargılardan arınarak, çocuklarının yeteneklerine en uygun mesleği seçmelerine destek olmalıdır. Bu sayede, hem çocuklar hem de aileler için daha mutlu ve başarılı bir kariyer yolculuğu mümkün olacaktır.

Read More

Psikolojik testler, çocukların gelişimini gözlemlemek ve yeteneklerini tespit etmek konusunda ipuçları barındırmaktadır. Okul öncesi dönem, gelişimsel sürecin gözlenmesi açısından son derece önemlidir. Bu dönemde çeşitli psikolojik testlerle bilimsel verilere ulaşmak mümkün olabilmektedir. aba Psikoloji, farklı yaş gruplarına bu testleri uygulamaktadır. Uyguladığı; zeka ve yetenek testleri ile eğitim ve kariyer süreçlerine destek vermektedir. Okul seçimi, kariyer haritasının çizilebilmesi gibi konularda bu testlerden yardım alınmaktadır. Aynı zamanda, bu testler gelişimsel problemlerin tanı ve tedavisi açısından da önem arz etmektedir.

Peki; okul önceki dönemdeki çocuklara hangi testler uygulanabilir? Bu testlerin uygulanma amacı, kapsamı ve içeriği hakkında bilinmesi gerekenler nelerdir?

Psikolojik Testler: WPPSI Testi

WPPSI Testi, okul öncesi dönemdeki çocuklar için uygulanan bir zeka testidir. Test, 2,5 – 7 yaş aralığındaki çocuklar için uygundur. İlk kez 1967 yılında uygulanmaya başlayan test David Wechsler tarafından geliştirilmiştir. Bugün, dünya genelinde kabul gören zeka testleri arasındadır. Aynı zamanda okul öncesi çocuklar için tasarlanan testler arasında güvenilirliği en yüksek olanlardan bir tanesidir. Testin, uzman psikologlar tarafından uygulanması gerekmektedir. Aynı şekilde test verilerinin değerlendirmesi de uzman pedagog ve psikologlar tarafından yapılmalıdır. Test, yaklaşık 45 dakika içinde tamamlanabilmektedir. Testin amacı, okul öncesi dönemdeki çocukların düşünsel yeteneklerini ölçmektir. Test, uygulanan çeşitli alt testler etrafında şekillenir. Test, toplamda 14 alt testi içermektedir.

Test uygulaması öncesinde herhangi bir ön hazırlık gerekmemektedir. Çocuğun, yeterince uyuduğundan, karnının tok olduğundan ve kendini iyi hissettiğinden emin olmak yeterlidir. Test kapsamında, çocukların; bütüne bakabilme ve bağ kurabilme becerileri ölçülmektedir. Aynı zamanda motor becerileri ve dikkat becerilerine bakılmaktadır. Anlama ve akıl yürütme becerilerinin yanı sıra; sınıflandırma, kavramsal düşünme, konsantrasyon, hafıza gibi noktalar değerlendirilmektedir.

Sonuçlar; çocukların gelişim süreçleri konusunda daha sağlıklı adımlar atılmasına olanak verir. Çocuğun entelektüel vizyonu hakkında fikir sahibi olunmasına yardımcı olur. Aynı zamanda kariyer danışmanlığı ve kariyer planlaması yapılabilmesi noktasında ipuçları verir.

Psikolojik Testler: WIAT III Başarı Testi

WIAT III başarı testi, David Wechsler tarafından tasarlanan bir başka psikolojik testtir. Testin ilk versiyonu 1992 yılında yayınlanmıştır. Test okul öncesi dönemdeki çocukların akademik başarılarının ölçülmesi amaçlanmaktadır. Test daha sonra 2009 ve 2018’de iki kez revize edilmiştir. Bugün kullanılan versiyonu, 2018’de revize edilmiştir ve WIAT III adıyla anılmaktadır. Test eski versiyonlara göre daha fazla akademik bilgiye odaklanmaktadır. Okullarda ve kliniklerde; uzman pedagog ve psikologlar tarafından uygulanması uygun görülmektedir. aba Psikoloji’nin uzman psikologları da testin uygulayıcıları arasında yer almaktadır. WIAT-III 16 farklı alt testten oluşmaktadır. Okuduğunu anlama, sayısal işlem ve problem çözme, dinleme, yazma gibi çeşitli becerileri ölçmeye odaklanmaktadır.

Stanford Binet Zeka Testi

Okul öncesi dönemdeki çocuklar için uygulanabilecek bir diğer test, Stanford Binet zeka testidir. Bu test, yüksek güvenilirliğe sahip ve dünyaca kabul gören psikolojik testler arasında yer almaktadır. Stanford Binet zeka testi, Alfred Binet ve Theodore Simon tarafından tasarlanmıştır. Test daha çok, çocuklardaki gelişimsel sorunlar ve öğrenme güçlüklerini saptamak amacıyla kullanılmaktadır. Test son olarak 2003 yılında revize edilmiştir. aba Psikoloji’nin uzman psikologları testin Türkiye’deki uygulayıcıları arasında yer almaktadır.

Test bireysel olarak uygulanır. Beş farklı bilişsel beceriyi ölçmeye odaklanır. Bu beş farklı bilişsel beceri şöyle sıralanabilir;

  • Akışkan Zeka
  • Bilgi
  • Niceliksel Akıl Yürütme
  • Görsel – Uzamsal İşleme
  • Kısa Süreli Hafıza

Bu ölçümler zeka geriliği, öğrenme güçlüğü gibi problemler hakkında fikir vermektedir. Stanford – Binet, bu gibi problemlerin tanı ve tedavisi için güvenle uygulanan bir testtir.

Okul öncesi dönemdeki çocuklara uygulanan psikolojik testler hakkında bilgi için için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız varsa ya da desteğe ihtiyaç duyuyorsanız için aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Yetenek yönetimi, kariyer danışmanlığı gibi konularda daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Kariyer planlama temel olarak, kariyer süreci için bir yol haritası çıkartmak şeklinde tanımlanabilir. Kariyer yolculuğu düşünülenin aksine üniversiteye hazırlık sürecinde başlamaz. Yalnızca meslek seçimi ve iş yaşamına yönelik hedefler kariyer planını tanımlamaz. Kariyer süreci, erken dönemde başlayan, anaokulundan; lise, üniversite ve meslek seçimine her alanı kapsayan bir süreçtir. Bireyin, kariyer inşası neredeyse doğduğu andan itibaren başlar. Bu anlamda, hedeflerin erken belirlenmesi daha doğru bir harita çıkartmak için son derece önemlidir. Kişi, kariyer hedeflerini belirlemeye ne kadar erken başlarsa o kadar başarılı bir kariyer inşa edebilir.

Peki; kariyer planlaması nasıl yapılır? Planlamaya ne zaman başlamak gerekir? Kariyer danışmanlığı almak neden önemlidir?

Kariyer Planlama Nasıl ve Ne Zaman Yapılmalıdır?

Kariyer planlaması yapabilmek için uzman desteği almak gereklidir. Planlama yaparken; yetenek, yatkınlık, finansal yeterlilik, ihtiyaçlar gibi belirli unsurlar ön plana çıkmaktadır. Doğru bir kariyer planlamasında en önemli konulardan biri bireyin ilgi alanları ve becerileridir. Bu ilgi alanlarının saptanması noktasında Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testlerine başvurulur. Bu testler genellikle 6 – 16 yaş aralığındaki çocuklara uygulanır. Kariyer testleri uzman pedagog ve psikologlar tarafından yapılabilmektedir. aba Psikoloji de stratejik yetenek yönetimiyle çocuk ve gençleri destekleyen kurumlar arasında yer almaktadır.

Uygulanan testler neticesinde, çocuk ve gençlerin; güçlü ve zayıf yönleri ortaya çıkartılabilmektedir. Testler sayesinde, bireyin yatkınlıkları ve yetenekleri saptanabilir. Ancak; stratejik yetenek yönetimi bununla sınırlı kalmaz. Aynı zamanda dünyanın geleceğini analiz etmek de bu kapsamda yer alır. Yani kariyer danışmanları önümüzdeki 50  – 100 yılın haritasını çıkartabilmektedir. Gelecekte hangi alan ve mesleklerin ön plana çıkacağı bu kapsamda değerlendirilir. İhtiyaçlar noktasında; hem dünyanın hem bireyin ihtiyaçları gözetilir. Yani bireyler kendi yetenekleri doğrultusunda, dünyanın ihtiyacı olan alanlarda faaliyet gösterebilecek şekilde konumlandırılırlar.

Elbette, kariyer planlama için önemli bir diğer konu; finansal yeterliliktir. Bireyin finansal durumunun neye el verdiği incelenmelidir. Bu doğrultuda birey uygun alanlara yerleştirilebilir. Burs başvuruları bu veriler doğrultusunda yapılır. Aynı zamanda, iş hayatına adım atıldığında kazancının, giderini karşılayıp karşılamayacağına da bakılır. Stratejik yetenek yönetimiyle, okul ve alan seçiminden meslek hayatına geniş ve uzun bir yolculuğun planlanması amaçlanmaktadır.

Bu planlamaya anaokulunda dahi başlanabilmektedir. Çocukların kendilerine uygun bir anaokuluna gönderilmesi yeteneklerinin gelişimi noktasında önemlidir. Örneğin, dil ve sanat eğitiminin çocuk yaşta verilmesi, gelişim süreçleri açısından önem taşımaktadır. Bireyin becerilerinin küçük yaşta yapılandırılmaya başlaması, hedeflediği noktaya ulaşmasını kolaylaştırır. Ancak elbette kariyer planlaması için ortaokul ve lise yılları da uygun dönemlerdir. Ancak özellikle yurt dışı eğitim düşünülüyorsa; 12. sınıfa kadar beklenmemelidir. Lisedeki bir öğrenci için 9. ve 10. sınıfta alan ve ülke seçiminin yapılmış olması gerekir. Aksi halde geç kalınması söz konusu olacaktır. Bu da hedefe ulaşmayı zorlaştıracaktır.

Kariyer Planlama ve Kariyer Danışmanlığı

Kariyer sürecinde danışmanlık almanın öneminden az öncede söz etmiştik. Bu noktada; kariyer danışmanlığının uzmanlık ve liyakate dayalı bir alan olduğu ifade etmek gerekir. Kariyer danışmanları, bireylerin yeteneklerini ortaya çıkartmanın yanında; geleceği de analiz edebilmelidir. Dünyanın, eğitimin ve teknolojinin nasıl bir rotada ilerleyeceğini yorumlayabilmek son derece önemlidir. Çünkü ancak bu şekilde; bireyler doğru noktalarda konumlandırılabilir. Üniversite, ülke ve meslek seçimleri ancak bu doğrultuda yapılabilmektedir.

Kariyer danışmanlığı, bilimsel verilere dayanır. Güvenilirliği kanıtlanmış ve dünya çapında geçerliliği olan testlerden yararlanır. Kariyer desteği doğru kurumdan ve kişilerden alınmazsa, boşa harcanmış zaman, emek, parayla karşı karşıya kalınması kaçınılmazdır.

Kariyer planlama konusunda daha detaylı bilgi edinmek için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız varsa ve kariyer danışmanlığına ihtiyaç duyuyorsanız aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Yurt dışı eğitim süreçleri hakkında daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

WISC-R zeka testi, ana ve alt testlerden oluşan, bir zihinsel performans ölçeği olarak biliniyor. Test, 1939 yılında, Rumen-Amerikalı ruh bilimci David Wescler tarafından geliştiriliyor. Önceleri yetişkinler üzerinde uygulanan test daha sonra çocuklara uygulanabilir biçimde güncelleniyor. WISC-R farklı yetenekleri ölçmek üzere yapılandırılan ana ve alt testlerden oluşuyor. Performans ve sözel olmak üzere iki bölüm halinde uygulanıyor. Her bölüm için altı farklı test bulunuyor. Bölümler, 5 ana ve 1 alt testi içeriyor.

WISC-R, Türkiye’de de uygulanan zeka testlerinden biri olarak biliniyor. Test, tıpkı diğer zeka testleri gibi zihin performansını ölçmeye odaklanıyor. Ancak diğer testlerden farklı olarak, öğrenme kapasitesinin yanı sıra; sosyal çevreye adaptasyonu da ölçüyor. WISC-R zeka testi, pek çok yeteneği aynı anda ölçülebiliyor oluşuyla tanınıyor.

WISC-R 1939 yılından beri yetişkinlere ve 1949 yılından beri çocuklara uygulanabiliyor. Çeşitli revizelerle beraber günümüze kadar varlığını sürdüren zeka testlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Uzun yıllar boyunca WISC-R’ın en güvenilir zeka testleri arasında gösterildiği biliniyor. Bu nedenle güncelliğini koruduğu yıllar boyunca en çok tercih edilen zeka testleri arasında da gösteriliyor. Fakat son dönemlerde WISC-R zeka testinin güncelliğini kaybettiği görülüyor. Artık, yetenek ve ilgi alanlarının tespiti noktasında WISC-R’dan yardım alınmıyor. Peki; ama neden? WISC-R’ın artık tercih edilmeme sebebi nedir? WISC-R yerini hangi teste bıraktı?

WISC-R Zeka Testi Neden Güncelliğini Kaybetti?

Öncelikle WISC-R zeka testinin hala uygulanıyor olduğunu ifade ederek söze başlamak gerekiyor. WISC-R artık eskisi kadar tercih edilmiyor olsa da; kimi kurumlar testi uygulamayı sürdürüyor. aba Psikoloji ise testi kullanmayı tercih etmeyen kurumlar arasında bulunuyor.

Stratejik yetenek yönetimi söz konusu olduğunda, “güncellik” kritik bir noktayı oluşturuyor. Bu anlamda güncellenmiş ve yapılandırılmış testlerden faydalanmak gerekiyor. En doğru verilere, en güncel testler ışığında ulaşılabiliyor. Çünkü dünya ve nesiller değişiyor. Teknoloji, eğitim, toplumsal yapı yıllar içerisinde değişime uğruyor. Elbette; insan zekası ve yetenekleri de değişen yapıya ayak uyduruyor ve kendini yeniliyor. Günümüzde yaşamını sürdüren bir çocuğun zekasını ve yeteneklerini, 1939’da ortaya çıkmış bir testle ölçmek mümkün olamıyor. Güncel olmayan testlerle, doğru sonuçlara ulaşılamıyor. Bu nedenle aba Psikoloji’nin uzman ekibi artık WISC-R testinden faydalanmayı doğru bulmuyor. Peki; WISC-R yerine hangi test tercih ediliyor?

WISC-R Zeka Testi Yerini Hangi Teste Bıraktı?

Bir süredir stratejik yetenek yönetimi ve kariyer danışmanlığı için yapılan testler arasında WISC-R yer almıyor. Ancak elbette; yetenek yönetimi için zeka testlerinden yardım alınması gerekiyor. Bu noktada; WISC-R yerine farklı bir test tercih ediliyor.

Bu test, WISC-V adıyla anılıyor. Bu test de tıpkı WISC-R gibi 6 – 16 yaş aralığındaki çocukların zihinsel performansını ölçmeyi amaçlıyor. Test aracılığıyla çocukların, güçlü ve zayıf yönleri bilişsel anlamda ölçülebiliyor. aba Psikoloji’nin uzman ekibi bu testi Amerikan normlarına göre uyguluyor. Test, analiz becerileri, hafıza, akıl yürütme gibi pek çok noktaya dair ipuçları veriyor. Test sayesinde ulaşılan verilen detaylandırılması ve kişiselleştirilmesi mümkün oluyor. Test aracılığıyla çocukların zayıf yönleri de tespit edilebiliyor. Öğrenme güçlüğüne yönelik bulgulara rastlanması durumunda erken yaşta önlem alınarak, doğru yönlendirme yapılabiliyor.

WISC-R zeka testi ve WISC-V hakkında daha detaylı bilgi için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız varsa ya da desteğe ihtiyaç duyuyorsanız için aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Yetenek yönetimi, kariyer danışmanlığı gibi konularda daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

 

Read More

Üniversite mezunları için iş seçimi oldukça önemli bir süreçtir. Bu noktada; bireyin yetenek ve ilgi alanları, dikkate alınması gereken konular arasındadır. Bununla birlikte; bireyin söz konusu işin gereklerini yerine getirip getiremeyeceği önem taşımaktadır. Günümüzde pek çok kişi, okul ve iş seçimleri ile ilgili problemler yaşamaktadır. Kendine uygun olmayan alanlarda eğitim alan bireyler mezuniyetlerinin ardından çeşitli problemlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bunun temel sebepleri arasında doğru kariyer planlaması yapılmaması yatar. Peki; bu ne anlama gelmektedir?

Günümüzde okul ve meslek seçimi söz konusu olduğunda pek çok farklı tercih yapılabilmektedir. Birçok öğrenci aslında bu tercihleri pek de bilinçli olmayarak yapmaktadır. Popüler okullara ya da belli bir dönemde popüler olan meslek alanlarına yönelme davranışı sıkça görülmektedir. Ancak; kariyer seçimi kişiye özel bir süreç olmalıdır. Bu anlamda seçim yaparken, bireyler popüler olana değil; kendine en uygun olan seçeneğe yönelmelidir. Kendine en uygun seçeneği bulmak ise; stratejik yetenek yönetimiyle mümkündür.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Doğru İş Seçimi

Stratejik yetenek yönetimi bilimsel veriler ışığında bireyin ilgi ve yeteneklerinin ortaya çıkartılmasını amaçlar. Bu bilimsel verilere, güvenilirliği kanıtlanmış testler aracılığıyla ulaşılır. Testler uzman psikologlar tarafından uygulanır ve sonuçlar yine uzman psikologlar tarafından analiz edilir. Bu veriler, kişinin yatkınlıklarının, becerilerinin, güçlü ve zayıf yönlerinin ve ihtiyaçlarının görülmesine yardımcı olur. Böylelikle, eğitim ve meslek hayatı için doğru seçimler yapmak mümkün hale gelir.

Bu noktada, aba Psikoloji, uzman ekibiyle öğrenci ve mezunları desteklemektedir. Kişiye özel ve ihtiyaca yönelik kariyer planlarıyla; bireylerin kendilerine en uygun alanlara yönlendirilmesi sağlanır. Bu süreç; dünyanın gidişatı ve geleceğin meslekleri analiz edilerek yürütülür. Bu yolla, potansiyelini gösterebilen, kendini doğru alanda var eden ve değer üreten gençlerin sayısının artması amaçlanmaktadır.

Elbette, doğru işi seçerken; iyi bir CV sunabilmek önemli noktalardandır. Bununla birlikte; bireyler Start-up projelerini hayata geçirmeyi de seçebilirler. Her iki konuda da dikkat edilmesi gereken bazı unsurlar bulunmaktadır. O halde ilk madde ile başlayalım. İyi bir CV nasıl hazırlanır?

Doğru CV ile Doğru İş Seçimi

İyi bir CV hazırlamak, iş yaşamında hedefe ulaşmak için önemli bir konudur. Doğru yapılandırılmış bir CV, yeni bir işe başlarken pek çok kapının önünüzde açılmasını sağlayabilir. Günümüzde küreselleşme ve teknolojinin etkisiyle, meslekler sürekli değişim içerisindedir. Kimi meslekler eski değerini kaybederken, kimi meslekler geleceğin meslekleri arasında yerini almaktadır. İş hayatı ve bireylerde aranan özellikler bu gidişata bağlı olarak değişime uğramaktadır. Bu anlamda; bireyin bu gidişata ayak uydurabilmesi son derece önemlidir. Çağın gerisinde kalmamak, çağı yakalamak ve hatta yeni bir çağ açmak anahtar kelimeler arasındadır.

Bu noktada; yine doğru bir kariyer planlaması yapmaktan söz etmek gerekir. Toplumların gelişimine katkı sunacak ve dünyayı değiştirecek hamleler yapabilmek için doğru okullarda eğitim almak gerekmektedir. İş seçimi yapacak üniversite mezunlarının eğitimlerini, stajlar ve gönüllü projelerle desteklemesi son derece önemlidir. Artık iş hayatında bilgi birikiminin yanı sıra; artı değer üretebilecek kişilere öncelik verilmektedir. Kişinin, liderlik vasıflarına sahip olması son derece önemlidir. Dil becerileri ve sosyal beceriler bireyi, rakiplerinin bir adım ötesine taşıyan unsurlar arasındadır. CV hazırlamak ve CV’yi doğru biçimde yapılandırmak için tüm bu maddeler dikkate alınmalıdır.

Start-Up Projeleri ile Kendi Yol Haritanızı Çizin!

Değer üretmekten söz ederken; start-up projelerinden de bahsetmek gerekir. Start-up projeleri bugün ve gelecek için inovatif adımlar atılmasına olanak vermektedir. Yeni dünya düzeninde, yeni fikirler ortaya atmak ve dünyayı değiştirecek fikirleri hayata geçirmek önemlidir. Bireyler bir kurum, proje ya da şirketin parçası olmak yerine, kendi şirketlerini kurmayı seçebilirler. Elbette bu noktada; yoğun bir tempoya hazır olmak germektedir. Yaratıcı düşünmek ve fark yaratacak projelere imza atabilmek önem taşımaktadır.

Üniversite mezunları için iş seçimi ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız varsa aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Yetenek yönetimi ve kariyer planlamasına dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

 

 

Read More

Yurt dışında üniversite okumak, kariyer hayatı ve gelecek için oldukça önemli bir adım oluyor.  Yurt dışı eğitim birçok açıdan öğrencilere avantaj sağlıyor. Öğrenciler, bu sayede; hem farklı kültürleri tanıma, hem dillerini geliştirebilme fırsatına sahip oluyorlar. Farklı kariyer olanaklarının kapısını açıyor ve istihdam alanlarını genişletiyorlar. Elbette; bu süreçte doğru seçimler yapmak oldukça önem taşıyor. Bu noktada; doğru adımları atabilmek kariyer danışmanlığı almak öğrencilerin yararına oluyor. Çünkü yurt dışında okumak kadar; hangi ülkede, hangi üniversitede, hangi bölümde okunduğu da önem taşıyor. Bu anlamda; kariyer planlaması, öğrenciler için karmaşık bir sürece dönüşebiliyor.

Öğrenci adayının yetenek ve ilgi alanlarının tespit edilebilmesi noktasında kariyer danışmanlığı önemli bir rol oynuyor. Yurt dışında üniversite okumak isteyenler için doğru planlama hayati önem taşıyor. Stratejik bir kariyer planlaması yapabilmek her zaman öğrencilerin tek başına altından kalkabileceği bir durum olmuyor. Bu noktada uzmanlarla çalışmak avantaj sağlıyor. Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi ile öğrencilerin hangi alanlara yönelmesi gerektiği kolayca belirlenebiliyor. Böylelikle bölüm, üniversite ve ülke seçimi ile ilgili hedefleri doğru belirlemek mümkün oluyor. Doğru noktada konumlanan öğrencinin kariyer hayatı boyunca değer üretmesi mümkün hale geliyor.

Geleceği kurgulayan ve alanında fark yaratan bireyler yetiştirmek oldukça önem taşıyor. Bunun için mutlaka stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testi uygulamalarından faydalanmak gerekiyor. Peki; yurt dışında üniversite eğitimi almak kariyer sürecine nasıl bir katkı sağlıyor.

Yurt Dışında Üniversite Okumak Yeni Bir Dil Öğrenmenize Yardımcı Oluyor

Yeni bir dili tam anlamıyla öğrenebilmek kurslar ya da bireysel çabalarla mümkün olmayabiliyor. Ancak; o dilin konuşulduğu bir ülkede yaşamak dil gelişimine büyük bir katkı sunuyor. O dilde eğitim almak ise dili tüm incelikleriyle, akademik düzeyde öğrenebilme fırsatı anlamına geliyor. Günümüzde dil yeterliliği, eğitimde olduğu kadar istihdam sürecinde de önem taşıyor. İngilizce; küresel dil olarak dünyanın hemen her yerinde eğitim ve istihdam süreçlerinde kabul görüyor.

Bu anlamda; birçok uluslararası öğrenci yurt dışı eğitimde İngilizce olanakları değerlendirmeyi seçiyor. İngilizceyi ana dil düzeyinde konuşabilmek dünyanın pek çok farklı noktasında kariyer olanaklarını değerlendirebilmek anlamına geliyor. Yurt dışında üniversite eğitimi almak bu anlamda öğrencilere büyük bir avantaj sağlıyor.

Yurt Dışında Üniversite Okumak Farklı İstihdam Olanakları Sunuyor

Yurt dışında okumak öğrencilere farklı istihdam olanakları sunuyor. Birçok öğrenci eğitim için tercih ettiği ülkelerde kariyer olanaklarını da değerlendirmeyi seçiyor. Birçok ülke öğrencilere mezuniyet sonrasında iş aramaları için izin veriyor. Genellikle 1 yıl süreyle öğrenciler eğitim aldıkları ülkede kendine uygun iş olanaklarını araştırma fırsatı bulabiliyorlar.  Bununla birlikte; öğrenciler eğitimleri süresince belirli bir süreyi aşmamak kaydıyla çalışma hakkına sahip oluyorlar.  Bu durum; alanlarında tecrübe edinmeleri ve kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için önemli bir fırsat oluyor.

Elbette; yurt dışında okuyanlar için kariyer seçenekleri eğitim aldıkları ülkeyle de sınırlı kalmıyor. Dünyanın farklı noktalarındaki iş olanaklarını değerlendirme fırsatı bulabiliyorlar. Kendi ülkelerine dönerek önemli kurum ve pozisyonlardaki istihdam olanaklarını değerlendirebiliyorlar. Yurt dışında eğitim almanın kazanımları ile rakiplerinin birkaç adım önüne geçme şansı bulabiliyorlar.

Yurt Dışında Üniversite Eğitimi Alanlar Güçlü Bir Network Elde Ediyor

Yurt dışında üniversite okumak network açısından da önemli avantajlar sağlıyor. Öğrenciler eğitimleri süresince pek çok farklı ülkeden gelen öğrencilerle bir ara olma fırsatı buluyorlar. Bu durum; mezuniyet sonrasında farklı ülkelerde yaşamak ve çalışmak için çeşitli kapılar açabiliyor. Aynı zamanda öğrenciler yurt dışı eğitim sürecinde çeşitli organizasyon ve projelerde yer alabiliyorlar. Bu organizasyon ve projelerde profesyonellerle de bir araya geliyorlar.

Aynı zamanda yurt dışındaki üniversiteler genellikle sanayi işbirlikleri yürütüyor. Öğrenciler eğitim alırken ulusal veya uluslararası şirketlerde staj yapma veya yarı zamanlı çalışma olanağı bulabiliyorlar. Bu durum; öğrencilere mezuniyet sonrasında da bu şirketlerle çalışabilme avantajı olarak geri dönüyor. Şirketler ya da projelerde bir araya geldikleri profesyoneller; öğrenciler için güçlü referanslar olabiliyorlar. Yani yurt dışında üniversite okumak güçlü bir özgeçmiş ve güçlü bir network elde etmek anlamına geliyor.

Yurt Dışında Üniversite Okuyanlar Daha Yüksek Kazanç Sağlayabiliyor

Yurt dışında eğitim almak yüksek kazançlar elde etmek için de bir fırsat olabiliyor. Yurt dışındaki üniversitelerden mezun olan öğrenciler çok daha yüksek gelirlerle iş hayatına atılıyorlar. Yeni bir dil, kültür ve güçlü bir network elde etmek birçok kapının aralanmasına olanak veriyor.

Yurt dışında eğitim alan öğrenciler dünya devi şirketlerde kendilerine yer bulabiliyorlar.  Üstelik akademik donanımları ve dil becerileri ile alanlarında çok daha hızlı yükselme fırsatı yakalıyorlar. Öğrenci ve mezunlar aynı zamanda üniversitelerin de desteğiyle start-up fikirlerini hayata geçirebiliyorlar. Güçlü bir özgeçmiş, uluslararası alanda geçerliliği bulunan bir diploma öğrencilere farklı istihdam olanakları sunulmasını sağlıyor. Elbette; bu durum daha yüksek gelir elde edebilmeleri anlamına da geliyor.

Yurt dışında üniversite okumak hakkında daha detaylı bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Yurt dışında eğitim ve yurt dışında staj öğrencilerin kariyer hedeflerinin önemli bir parçası oluyor. Dünyanın önde gelen şirket ve kurumlarının birçoğunun merkezi yurt dışında yer alıyor. Bu noktada; Apple, Microsoft, Amazon, Facebook, Tesla gibi pek çok isim sıralamak mümkün olabiliyor. Elbette dünya devi şirketlerde ya da uluslararası kurumlarda staj olanaklarını değerlendirmek önemli avantajlar sağlıyor. Bununla birlikte; yurt dışı staj olanaklarını değerlendirmek kişisel gelişim ve dil gelişimine de katkı sağlıyor. Bu anlamda birçok öğrenci eğitim, staj ve istihdam fırsatları için yurt dışına gitmeyi tercih ediyor.

Kariyer planlaması yaparken ve fırsatları değerlendirirken kariyer danışmanlığı almak öğrencilerin yararına olabiliyor. Çünkü hem eğitim hem de kariyer hayatı için stratejik bir planlamaya ihtiyaç duyuluyor. Bu noktada pek çok farklı dinamiği değerlendirmek gerekiyor. Öğrencinin beceri ve yatkınlıkları dışında, geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceğine bakmak da önem taşıyor.

Yurt Dışında Staj Yapmak İş Ağınızı Genişletmenize Katkı Sağlıyor

Yurt dışında üniversite eğitimi almak öğrencilerin güçlü bir network elde etmesine yardımcı oluyor. Benzer bir durumun yurt dışı staj olanaklarını değerlendirenler için de geçerli olduğunu söylemek mümkün… Farklı ülkelerde staj yapmak birçok yeni insan tanımak ve alanında uzman isimlerle çalışmak anlamına geliyor. Bu noktada öğrenciler farklı yaş gruplarından, farklı statülerden insanlarla bir araya geliyorlar. Elbette bu durum; yeni iş olanaklarına dair fırsatları da beraberinde getiriyor.

Öğrenciler staj yaptıkları şirket ve kurumlarda kariyerlerine başlama şansı bulabiliyorlar. Bununla birlikte; dünyanın farklı noktalarında karşılarına çıkacak farklı imkanları değerlendirme şansı yakalayabiliyorlar. Geniş bir network elde etmek hem eğitim hem kariyer olanakları açısından kritik bir rol oynuyor. Bu anlamda yurt dışı staj fırsatlarını değerlendirmek önem taşıyor.

Yurt Dışında Staj Yapmak Güçlü Bir Özgeçmiş Oluşturmanıza Yardımcı Oluyor

Kariyer hayatı için en önemli adımlardan biri güçlü bir özgeçmiş oluşturabilmek… Bu anlamda; en önemli noktayı eğitim geçmişi ve alana yönelik deneyimler oluşturuyor. Özgeçmişte yurt dışı stajlara yer verilmesi istihdam olanakları açısından avantaj yaratabiliyor.

İş başvurularında özellikle önemli pozisyonlar için yoğun bir rekabetin söz konusu olduğu biliniyor. Bu anlamda; güçlü bir özgeçmiş süreci bir adım önde yürütme noktasında yararlı olabiliyor. İş hayatına çok daha iyi olanaklarla başlama fırsatı yakalamaya olanak veriyor. Staj sürecinde elde edilen tecrübe iş hayatına daha iyi bir noktadan başlamak anlamına geliyor. Yurt dışında staj yaparken kazanılan bilgi ve beceriler iş hayatına kolay adapte olunmasına katkı sağlıyor.

Yurt Dışı Staj Olanaklarıyla İş Alanına Yönelik Tecrübe Edinmek Mümkün Oluyor

Staj dönemleri iş alanına yönelik tecrübe edinmek için önemli fırsatlar olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde ülkelerin farklı alanlarda uzmanlaştığı görülebiliyor. Bu durum hem eğitim hem araştırma hem de iş alanları bakımından geçerli oluyor. Bu anlamda stajlar iş alanının dinamiklerine daha yakından bakma fırsatı sunabiliyor. Hedeflenen iş alanında uzmanlaşmış bir ülke veya kurumda staj yapmak alanı yerinde deneyimlemek anlamına geliyor. Böylelikle; alana yönelik bilgi ve becerileri geliştirmek kolaylaşıyor.

Yurt Dışı Stajlar Dil Gelişimine Katkı Sunuyor

Yurt dışında staj yapmak dil gelişimi açısından da önemli avantajlar sağlıyor. Uluslararası öğrenciler ve mezunlar stajlarını İngilizce yürütebilecekleri ülke ve kurumları daha fazla tercih ediyorlar. Böylelikle İngilizce seviyelerini ilerletme olanağı buluyorlar. Aynı zamanda; hedefledikleri iş alanına yönelik İngilizce terimleri öğrenme fırsatı yakalıyorlar. Yani aynı zamanda mesleki İngilizcelerini de geliştirebiliyorlar.

Staj Yapılacak Kurum ve Alanlar Önem Taşıyor

Elbette bu noktada; hangi kurum ve alanda staj yapılacağı da önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Karar aşamasında doğru bir yol haritası izlemek önem taşıyor. Kariyer planlaması stratejik olarak ilerlemesi gereken bir süreç olarak biliniyor. Bu anlamda; yurt dışında staj süreçlerini planlarken kariyer danışmanlığı almak önem taşıyor. Kariyer danışmanları ile beraber çalışmak hem eğitim hem de kariyer süreçlerinde önemli bir noktayı oluşturuyor. Bu noktada; yalnızca staj sürecini değil; kariyer yolculuğunu da planlamak gerekiyor. Staj yapılacak doğru şirket ve kurumları belirleme noktasında kariyer danışmanları önemli bir rol oynuyor.

Stajlar kariyer hayatına başlamadan önceki en önemli adımlardan birini oluşturuyor. Bu anlamda başarılı bir kariyer için doğru staj olanaklarını değerlendirmek gerekiyor. Elbette bu noktadan geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceğini de değerlendirmek gerekiyor. Bu noktada uzman görüşünden faydalanmak oldukça önemli ve faydalı oluyor. Çünkü dünyanın geleceğini ve dinamiklerini öngörmek ancak uzman görüşü ve yardımıyla mümkün olabiliyor.

Yurt dışında staj ve kariyer süreçleri hakkında bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Açık Bilgilendirme Günü, Doç. Dr. Gamze Sart tarafından geleceğe randevu olarak nitelendiriliyor.  Etkinlik; Gamze Sart’ın sunumuyla gerçekleştiriliyor. Üniversite eğitiminin günümüzde oldukça önemli bir noktaya geldiği görülüyor. Üniversite mezunu olmak kariyer süreci için oldukça önemli bir katkı sağlıyor.

Geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği anlamında büyük değişiklikler yaşandığı ve yaşanacağı biliniyor.  Bu nedenle eğitim ve kariyer süreçlerine dair ciddi tedbirler alınması gerekiyor. Birçok alan dijital dönüşümün etkisiyle şekil değiştiriyor ve yeniden yapılanıyor. Bu süreçte değişime ayak uydurabilmek önem taşıyor. Buna yönelik olarak becerilerin yeniden yapılandırılması gerekiyor. Gençlerin doğru alanlara yönlendirilmesi ve doğru alanlarda konumlandırılması gerekiyor.

Başarılı bir kariyere imza atmak ancak bu şekilde mümkün olabiliyor. Bu nedenle; “Open Day” olarak da adlandırılan Açık Bilgilendirme Günleri titizlikle yürütülüyor. Peki; Açık Bilgilendirme Günleri neden geleceğe randevu olarak nitelendiriliyor?

Açık Bilgilendirme Günü ile Geleceğe Randevu

Açık Bilgilendirme Günleri, geleceğe randevu olarak nitelendiriliyor. Çünkü şu an lise eğitimlerini sürdürmekte olan öğrenciler 2021 – 2025 yılları arasında mezun oluyorlar. Bu öğrenciler, 2025 – 2029 yılları arasında üniversite eğitimlerini tamamlamış oluyorlar. Günümüzde bir öğrencinin üniversite mezuniyetinin ardından 40 ila 60 yıl boyunca değer üretebileceği düşünülüyor. Bu; 2025 – 2029 yıllarında üniversiteden mezun olan öğrencilerin 2090 yılına kadar değer üretebileceği anlamına geliyor.

Bireylerin potansiyellerini gösterebilmeleri ve alanlarında fark yaratabilmeleri için doğru alanda konumlanmaları gerekiyor. Peki; doğru alan seçimi yapmak için nelere dikkat etmek gerekiyor? Öncelikle kariyer planlaması ve kariyer seçimi titizlikle yürütülmesi gereken süreçler olarak biliniyor. Kariyeri kurgularken stratejik hamleler yapmak önem taşıyor. Bu noktada; elbette kariyer danışmanlığı devreye giriyor. Açık Bilgilendirme Günü gibi etkinliklerle öğrencilerin doğru alanlara yönlendirilmesi planlanıyor.

Kariyer seçimi yaparken doğru uzmanlarla çalışmak kritik bir önem taşıyor.  Doç. Dr. Gamze Sart’ın uzmanlık alanının yükseköğrenim olduğu biliniyor. Bu alanda faaliyet yürüten danışmanları yetiştiriyor. Yani bir danışmanın çok ötesinde bir noktada bulunuyor.  Türkiye’de; yükseköğrenim ve kariyer süreçlerine hakim olan; bu alanlarda uzmanlaşan nadir isimlerden biri olduğu biliniyor.

Bu noktadan yola çıkarak; “Open Day” olarak da bilinen Açık Bilgilendirme Günleri’ni düzenliyor. Gençlerin eğitim ve kariyer süreçlerine doğru yön vererek onları başarıya ulaştırmayı hedefliyor. Gelecek 40 – 60 yıllık süreçte değer üretebilecekleri alanlarda konumlanmalarına odaklanıyor. Bu nedenle; Açık Bilgilendirme Günleri, geleceğe randevu olarak nitelendiriliyor.

Açık Bilgilendirme Günü ile Doğru Kariyer Seçimi

Açık Bilgilendirme Günleri; Harvard Üniversitesi, Stanford Üniversitesi gibi dünyanın önde gelen üniversiteleri tarafından da gerçekleştiriliyor. Bu etkinliklerle öğrencilerin doğru bilgilendirilmesinin sağlanması amaçlanıyor.

Öğrencilerin lise mezuniyet yılları ile üniversite mezuniyet yılları oldukça kritik olarak görülüyor. Dünyadaki her birey bir sınıflandırma ile anılıyor. Mezuniyet yılları bu sınıflandırmaların ana başlığını oluşturuyor. Bugün üniversitelerden mezun olacak gençlerin 40 – 60 yıl değer üretmesi önemli bir noktayı oluşturuyor. Kariyer planlaması bu anlamda önemli bir rol oynuyor.

Bu noktada; öğrencinin beceri ve yeteneklerinin doğru belirlenmesi gerekiyor. Geleceği kurgulayacak ve şekillendirecek gençler yetiştirmek kritik bir önem taşıyor. Bu anlamda yetenek testleri ile öğrencilerin hangi alanlarda başarılı olacağına bakmak gerekiyor. Ancak; bunun yanı sıra; mesleklerin geleceğini de öngörebiliyor olmak önem taşıyor. Dünyanın gelecekteki sosyo – ekonomik, politik, kültürel koşullarını değerlendiriyor olmak gerekiyor. Tüm bunları göz önüne alarak gençleri doğru alanlarda, doğru becerilerle konumlandırıyor olmak gerekiyor. Tüm bu süreçler için kariyer danışmanlığı almak önem taşıyor.

Açık Bilgilendirme Günü hakkında daha detaylı bilgiye ulaşmak için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve aba Psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

aba Psikoloji olarak öğrencilerimizin başarısını nasıl arttırıyoruz? Eğitim ve kariyer süreçleri boyunca öğrencilerimize nasıl destek oluyoruz? Başarılı bir eğitim ve kariyer hayatı için nelere odaklanıyoruz? Öğrencilerimiz için nasıl bir yol haritası çıkartıyoruz? Bu süreçte öğrencilere ve ailelerine neleri tavsiye ediyoruz, neleri tavsiye etmiyoruz?

Her şeyden önce doğru kariyer yönetimi noktasında öğrencilerimize yardımcı oluyoruz. Onları doğru alanlara yönlendirme hedefiyle yola çıkıyoruz. Çünkü doğru adımları atmak ve doğru alanda konumlanmak başarıyı beraberinde getiriyor. Bu noktada; öğrenciyi yalnızca bir birey olarak değerlendirmemek önem taşıyor. Çünkü öğrenci bir ekosistem içerisinde var oluyor. Bunu bilerek öğrenciyi “egosistem”inden çıkartmak ve ekosistemi içerisinde değerlendiriyor olmak gerekiyor.

aba Psikoloji Olarak Öğrencilerimize Nasıl Destek Oluyoruz?

Bireylerin kariyer hayatı aile ve arkadaşlık ilişkileri ve yaşadıkları çevreyle doğrudan ilişkili oluyor. Bireyin başarısı ya da başarısızlığının nedeni zaman zaman ailenin tutumu olabiliyor. Anne, baba ya da kardeşleriyle kurduğu ilişki, aile bireylerinin tutum ve davranışları öğrencilerin başarısını etkileyebiliyor. Bununla birlikte, okul yaşantısı ve okul ortamındaki dinamikler öğrencinin başarısı üzerinde rol oynayabiliyor. Aynı şekilde arkadaşlık ilişkileri öğrencinin eğitim ve kariyer süreçlerini olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor.

Bu noktada; bireyi tek başına değerlendirmek yanlış veriler elde edilmesine neden olabiliyor. Bu anlamda bireyi ekosistemi içerisinde değerlendirmek; aile, arkadaşlar ve çevreyi bir bütün olarak ele almak gerekiyor. Bu nokta birinci derecede önem taşıyor. Çünkü doğru kariyer yönetimi ancak bu şekilde mümkün olabiliyor.

aba Psikoloji Olarak Ailelere Neler Tavsiye Ediyoruz?

Bu noktada; ailelere önemli bir görev düşüyor. Ailelerin öğrencinin üstüne gitmekten kaçınmaları gerekiyor. Kısa ya da uzun vadede, her koşulda öğrenciye tam destek vermeleri büyük bir önem taşıyor. Öğrencinin ailesinden koşulsuz, şartsız destek gördüğünü biliyor olması kritik bir dönem taşıyor. Bu durum hem eğitim hem kariyer süreçleri için geçerli oluyor. Elbette tüm aileler çocuğunun geleceği için kaygılanıyor. Çocuğunun mutlu olmasını ve iyi yerlere gelmesini her şeyin üzerinde tutuyor.

Ancak; aileler zaman zaman yapılması gerekenler konusunda çocukları fazla zorlayabiliyor. Bu durum bilinçli ya da bilinçsiz şekilde ortaya çıkabiliyor. Bu öğrencilerin üzerinde ciddi bir baskı oluşmasına neden oluyor. Bu tutumun sonucu, öğrencinin başarısının artmak yerine düşmesine neden olabiliyor. Peki; aba Psikoloji olarak ailelerin, eğitimcilerin modellerin ve mentorların nasıl bir yol izlemesini tavsiye ediyoruz? Öncelikle; öğrencilere en önemli noktanın onların iyiliği olduğunun hissettirilmesi gerekiyor. Öğrencinin atacağı her adımın kendisi için faydalı olacağını biliyor olması önem taşıyor.

Doğru Kariyer Yönetimi ile Okul, Bölüm ve Meslek Seçimi Yapmak

Öğrencilerin kendileri için doğru olan noktada konumlandırılması gerekiyor. Bu noktada okulların yalnızca ismine odaklanmanın yanlış olduğunu unutmamak gerekiyor. İyi okulu değil öğrenci için doğru okulu bulabilmek gerekiyor. Bu durum bölüm seçimi ve meslek seçimi için de geçerli oluyor. Bugün en iyi üniversitelerden mezun olan öğrencilerin işsiz kalması söz konusu olabiliyor. İlk 5 binde, ilk binde hatta ilk yüzde olup belli okullarda okuyan öğrenciler başarısız olabiliyor. Doğru tercihler yapılmadığı için öğrenciler kendilerini gösteremiyorlar ve kendilerini gerçekleştiremiyorlar. Bu hem başarısızlığı hem mutsuzluğu beraberinde getiriyor.

Bu noktada; aba Psikoloji olarak Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testleriyle öğrencilerimizi doğru alanlara yönlendiriyoruz. Prestijli okullara odaklanmak yerine öğrenci için iyi olan ve gelişimine uygun okul ve sistemlere odaklanıyoruz. Okullar üzerinden değil; öğrenciler üzerinden bir yapı oluşturulmasını önemsiyor ve bu doğrultuda hedefler belirliyoruz.

Elbette; bu noktada öğrencilere; öncelikli olarak sınavlara odaklanmalarını tavsiye ediyoruz. İyi okul, iyi bölüm, iyi meslek gibi kaygılara kapılmak öğrencilerin başarılarının düşmesine neden olabiliyor. Bu durumda öğrenci doğal olarak istediği sonucu elde edemeyebiliyor. Öğrencinin odaklanması gereken noktanın; eksiklerini tamamlamak ve sınavda başarıyı yakalamak olması gerekiyor. Seçim yapma kaygısına kapılmak ve ikilem yaşamak olumsuz sonuçlara yol açabiliyor.

aba Psikoloji olarak öğrencilerimizin başarısını her şeyden çok önemsiyoruz. Stratejik yetenek yönetimi ve kariyer testleri ile öğrencilerimizi destekliyoruz. Meslek seçimi okul seçimi, sınavlar, başvuru süreçleri gibi her alanda öğrencilerimize destek veriyoruz. Tüm bu konular hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız için Doç. Dr. Gamze Sart ve bizimle ile iletişime geçebilirsiniz. Psikoloji, eğitim ve kariyere dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More

Sosyal medya kullanımı ülkemizde ve dünyada oldukça yaygın. İnternet kullanan bireylerin neredeyse ikisinden birisinin en az bir sosyal medya hesabı bulunuyor. Sosyal medyaya ayrılan zaman ise yaşa, konuma, sosyal medya dışı faaliyet sıklığına göre değişiyor. Sosyal medya bireysel, sosyal, mesleki, alışveriş, reklam odaklı kullanılabiliyor. Bireylerin sosyal medyayı kullanma nedenleri ise ilgi ve ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterebiliyor.

Sosyal medya kullanım süreleri arttığında özellikle çocuklar ve gençler için zararlı kabul ediliyor. Ebeveynler sosyal medyanın zararlarına odaklanırken olası avantajlarını göz ardı edebiliyor. Dolayısıyla sosyal medya da dahil olmak üzere internetli veya internetsiz olarak dijital kaynaklara ayrılan zaman sınırlandırılmaya çalışılıyor. Bu kaynakların sıklıkla dikkat dağıtıcı, zaman tüketici, sosyalliği kısıtlayıcı, öğrenmeyi engelleyici olduğu düşünülüyor.

Sosyal medya kullanımı ebeveynler tarafından ödül veya ceza olarak da kullanılabiliyor. Dijital kaynaklarla, internet ve beraberinde gelen sosyal medya hesaplarıyla günümüz ebeveynleri sonradan tanıştı. Onlar için yüz yüze iletişim ve etkileşim her alanda daha değerli. Günümüz gençler ve çocukları ise dijital dünyanın içerisine doğdu.

Onların bildiği en etkili iletişim ve etkileşim yöntemi dijital kaynaklarla sağlanıyor. Birbirlerini takip ediyor, beğendiklerini favoriliyor, birbirlerinin paylaştığı içeriklere beğeni ve yorum yapıyorlar. Sevgilerini sevmediklerini takipten çıkarak veya sevdiklerini takibe alarak belli ediyorlar. Ancak günümüz gençleri için sosyal medya kullanımı sadece sosyalleşmekten veya iletişime geçmekten ibaret değil. Yine bu gençler bize sosyal medyanın çok daha geniş bir alanda faydalı şekilde kullanılabileceğini gösteriyor.

Onlar için sosyal medya dijital ve sürekli güncelleyebildikleri bir özgeçmişi ifade ediyor. Sosyal medyayı akademik veya profesyonel bilgilerini paylaşmak, ilgi ve yetenek alanlarını örneklemek için de kullanabiliyorlar. Bilgi birikimleriyle ilgili videolar çekiyor, canlı yayın yapıyor veya görsel veya metinsel içerik üretiyorlar. Rol model aldıkları kişileri, akademisyenleri, bilim insanlarını, sanatkarları bu mecralarda takip edebiliyorlar. Böylece bu kişilerin paylaştığı akademik ve profesyonel içerikleri takip edebiliyorlar. Dolayısıyla sosyal medya bilinen zararlarının yanı sıra pek çok avantajı da içeriğinde barındırıyor.

Bilinçli Sosyal Medya Kullanımı Nasıl Olmalı?

Sosyal medya kullanıcıları sosyal medya hesaplarında geçirdikleri zamanı kontrol altında tutmalılar. Sosyal mecralarda gereğinden ve amacından fazla zaman harcamamaya özen gösterilmelidir. Verimsiz ve zarar verici olduğu tespit edilen hesap ve içeriklerin takibi bırakılmalıdır. Olumsuz etkiden kurtulmak için mutlaka pozitif uyaranlara zaman ayırılmalıdır. Gerçekdışı, kanıta dayalı olmayan, spekülatif bilgiler olabildiğince az takip edilmeli, kaynağı belli olmayan bilgilere itibar edilmemelidir.

İçerik paylaşırken veya başkaları tarafından hazırlanmış bir içeriği başkalarına iletirken mutlaka kaynağın güvenilirliği araştırılmalıdır. Mahremiyete, kişisel verilerin gizliliğine önem verilmeli yasal yaptırımlara yönelik bilgi edinilmelidir. Hesabın veya bilgilerin çalınmasına, çoğaltılmasına ve izinsiz kullanılmasına yönelik alınabilecek önlemler araştırılmalıdır. İçerik üretirken veya başka içeriklere yorum, değerlendirme yaparken topluluk kurallarına uygun hareket etmeye özen gösterilmelidir. Kazanç elde edilen hesaplar için mutlaka yasal süreçler tamamlanmalıdır.

Sosyal Medya Kullanımı Nasıl Avantaja Çevrilebilir?

Sosyal medya bilinçli kullanılmadığında pek çok alanda gelişimi zedelemekte, sosyal ve psikolojik açıdan kişiye zarar vermektedir. Sosyal medyanın avantaj veya dezavantajlarını belirleyen kişinin bu platformları hangi amaçla ve ne sıklıkta kullandığıdır. Bilinçli kullanım sıklığı ve şekli öğrenildiğinde sosyal medya kişisel, mesleki, akademik ve sosyal gelişime katkı sağlamaktadır.

Peki sosyal medyayı yapıcı yönde kullanmak için nasıl bir kullanıcı modeli oluşturmak gerekir? Sosyal medya kullanım sıklığımız ve kullanım şeklimiz nasıl olmalıdır?

Sosyal medyanın avantajlarından nasıl faydalanabileceğinizden bahsetmeden önce kısaca sosyal medya kullanımı avantajları neler değinelim;

Sosyal Medyanın Avantajları

  1. Sosyal medya aracılığı ile bulunduğunuz yerden dünyanın herhangi bir köşesine erişebilirsiniz. Fiziken orada bulunmasanız da merak ettiğiniz ve öğrenmek istediğiniz her türlü bilgiye sosyal medya aracılığı ile ulaşabilirsiniz. Sadece bilgi edinmek de değil sosyal medya sayesinde hiç gitmediğiniz veya şu an gidemediğiniz yerlerden kişilerle iletişime geçebilirsiniz. Onlarla tanışabilir, internet aracılığıyla görüşebilir, network ve sosyal ağınızı geliştirebilirsiniz.
  2. Sosyal medya kullanımı sayesinde farklı ülkeleri, kültürleri, dinleri tanıyabilirsiniz.
  3. Dünyanın neresinde olursa olsun sizinle benzer ilgiye, yeteneğe, beğeniye, fikir, inanç ve düşünceye sahip bireylerle tanışabilirsiniz. Onların içeriklerini takip edebilir, onların içeriklerinden beslenerek kendinizi geliştirebilirsiniz.
  4. Sevdiklerinizle, okul, iş veya etkinlik arkadaşlarınızla görüntülü konuşabilir, birbirinizden anlık haberdar olabilirsiniz.
  5. Dersler, ödevler, toplantı notları, sunumlar ve benzeri konularda kaçırdığınız bilgileri, içerik ve dokümanları alabilirsiniz.
  6. Sosyal medya aracılığıyla bilgi, fikir, doküman, içerik alışverişi yapabilirsiniz.
  7. Sosyal medya kullanımı ile kendinize maddi kazanç da yaratabilirsiniz. Büyük sosyal medya hesaplarının yöneticiliğini yapabilir, kurumsal hesaplar için içerik üretebilirsiniz.
  8. Sosyal medya hesaplarınızda anlaşmalı marka ve ürünlerin reklamını yapabilir, influencer olabilirsiniz.
  9. Sosyal medya hesapları üzerinden iş başvurusu yapabilir, işverenlere özgeçmişinizi, sizinle ilgili fikir edinebilecekleri içerikleri paylaşabilirsiniz.
  10. İnsanlara bilginizi, yeteneğinizi, fikirlerinizi varsa ürünlerinizi tanıtabilir, geniş kitlelere erişebilirsiniz. Bir sanatçıysanız eserlerinizi yayınlayabilir, satışa veya beğeniye sunarak reklamınızı yapabilirsiniz. Bir yazarsanız kitaplarınızı, bir üreticiyseniz ürünlerinizi tanıtabilirsiniz.
  11. Sosyal medya aracılığıyla sizi seven, sizi model alan kişilerle iletişim kurabilir, canlı yayınlar yapabilirsiniz.
  12. Sosyal medyada takip ettiğiniz diğer hesaplar aracılığıyla zorlandığınız alanlara yönelik bilgi alabilir ve motivasyon geliştirebilirsiniz. Örneğin; sağlıklı beslenmek veya düzenli spor yapmak istiyor ancak bir türlü rutine dönüştüremiyor olabilirsiniz. Sağlıklı beslenme ve spor sayfalarını takip ederek algı çemberinizi daraltabilirsiniz. Böylece bu içeriklere gün içerisinde maruz kalarak kendinize de farkındalık kazandırmış olursunuz.
  13. Bu tarz motivasyon ihtiyacı duyduğunuz konularda sosyal gruplara katılabilir, grup psikolojisiyle motivasyonunuzu artırabilirsiniz.

Peki Avantajları Nasıl Kullanışlı Hale Getirebiliriz?

Bilinçli sosyal medya kullanımı sayesinde elde edebileceğimiz avantajları aslında pek çoğumuz biliyoruz. Çünkü her gün bu avantajlardan faydalanarak başarısını ve kazancını artıran hesaplara denk geliyoruz. Ancak konu kendi avantajlarımızı yaratmaya geldiğinde nereden başlayacağımızı bilmiyoruz. Sosyal medyayı daha verimli kullanabilmek için yapmamız gereken ilk şey hedef belirlemek olmalı. Sosyal medyayı verimli kullanarak ne elde etmek istediğinize karar vermelisiniz.

Para kazanmak mı, profesyonel bir görünüş kazanmak mı, daha fazla takipçiye ulaşmak mı? Hedefiniz bunlardan biri olabileceği gibi çok daha farklı konuya yönelik de olabilir. Hedefinizi belirledikten sonra hangi alanda içerik üretmek istediğini ve hedef kitlenizi belirlemelisiniz. Örneğin; Hedef kitleniz genç kadınlar olabilir ve içeriğinizde bijuteri ürünleri veya giyim olabilir. Hedefiniz ise sosyal medya kanallarından satış yaparak para kazanmak olabilir.

Veya doktor olabilirsiniz ve sosyal medya kullanımı ile uzmanlığınıza yönelik deneyimlerinizi paylaşarak prestij kazanmak istiyor olabilirsiniz. Ameliyat öncesi, sonrası görseller veya hasta röportajları paylaşabilirsiniz. Daha fazla kişiye ulaşmak için uzmanlığınızla ilgili ücretsiz bilgilendirme yayınları yapabilirsiniz. Eğer ticaret odaklı kullanıcıysanız indirim yapabilir, kampanya düzenleyebilir, hediyeler verebilirsiniz.

Bilinçli sosyal medya kullanıcısı olmak için hedefinizi, içeriğinizi, kitlenizi belirlediniz. Peki bu mecrada varlık sürdürmek için farklı neler yapabilirsiniz? Öncelikle düzenli içerik üretmeniz, gelen mesaj, yorum gibi etkileşimlere hızlı dönüş yapmanız gerekmektedir.

Verdiğiniz bilgilerde veya sattığınız ürünlerde güven sağlamanız da oldukça önemli. Kanıta dayalı olmayan bilgiler vermemeniz veya başkasına ait içerikleri kendinizinmiş gibi sunmamanız, mutlaka referans vermeniz gerekir. Aynı zamanda bir ürün satıcısıysanız ürününüzün kalitesinin veya kusurlarının da arkasında olmalı, tüketiciyi mağdur etmemelisiniz.

Tüm bunları başarıyla gerçekleştirdiğinizde sosyal medyayı daha bilinçli ve avantajlı kullanmaya başlamış olacaksınız. Ancak sosyal medyayı üretici olarak değil takipçi olarak da kullanabilirsiniz. Bu durumda da sosyal medya kullanımı sürenizi kontrol altında tutmanız, size katkısı olmayacak içeriklere ayırdığınız zamanı düzenlemeniz önerilmektedir. Enerjinizi, motivasyonunuzu düşüren içerikleri takip etmemeniz de sosyal medyadan olumsuz etkilenme oranınızı düşürecektir.

Sosyal Medya Kullanımı Ne Zaman Zarar Verir?

Günümüzde artık doğmamış bebeklerin dahi adına sosyal medya hesapları açılmaktadır. Çocuklar erken yaşlardan itibaren sosyal medya hesaplarını takip etmekte ve kendileri de içerik üretmektedir. Takip edilen ve üretilen içeriklerin bilinçli bir yetişkin tarafından takip edilmemesi sonucunda çocuklar bilişsel, sosyal ve duygusal açılardan zarar görebilmektedir.

Aynı zamanda sosyal medya kullanım sıklığı ve süresi de zararlı olabilmektedir. Bu zararlar kimi zaman bilişsel, kimi zaman duygusal ve sosyal olabilirken kimi zamansa yaşamsal olabilmektedir. Günümüzde gerçekleşen kazaların büyük çoğunluğunda araç başında telefon kullanımı rol oynamaktadır. Araç kullanırken telefonla görüşmek, video çekmek, sosyal medyaya girmek büyük risk teşkil etmektedir.

Yine sosyal medyada paylaşmak üzere geniş kitlelere erişmek ve dikkat çekmek amacıyla yapılan riskli davranışlar ölümle veya ağır sakatlıklarla sonuçlanabilmektedir.

Peki Bilinçsiz Sosyal Medya Kullanımı Bireylere Nasıl Zarar Veriyor?

Sosyal medyada bilerek veya bilmeyerek mahremiyet sınırları ihlal edilebilmektedir. Kimi bireyler eşlerinin, çocuklarının, tanıdıkları veya tanımadıkları kişilerin görüntülerini izinsiz olarak sosyal medyada paylaşabilmektedirler. Kimi zamansa bireyler birbirlerine zarar verme kastıyla konuşma, yazışma gibi mahremiyet dahilindeki yazışmaları veya mahremiyet kapsamındaki fotoğraf ve görüntüleri ifşa edebilmektedir.

Sosyal medya kullanımı gerçek kişiler, kurumlar veya sahte kişi ve kurumlar tarafından da gerçekleşebilmektedir. Sahte hesaplar aracılığıyla dolandırıcılık, istismar, veri hırsızlığı yapılabilmektedir. Yine sahte hesaplarla kişi ve kurumlar olmadıkları nitelik ve özelliklerle kendilerini tanıtabilmektedirler. Bu kişi ve kurumlarla kurulan iletişim ve ilişki sonucunda fiziksel, duygusal ve maddi zararlar yaşanabilmektedir.

Sosyal medya her ne kadar ismi sosyal olsa da bireyleri yalnızlaştırabilmektedir. Bireyin gerçek yaşamda ailesiyle, arkadaşlarıyla geçireceği zaman sosyal medya nedeniyle kısıtlanmaktadır. Üstelik buradaki renkli dijital dünya gerçek yaşamın cazibesini de azaltmaktadır. Aynı evin içerisinde farklı odalarda sosyal medyadan yazışarak iletişim kuran kardeşler, eşler bulunmaktadır.

Sosyal medya kullanıcıları kullanım sıklıklarıyla ilişkili olarak yazışarak anlaşmayı sözel iletişime tercih edebilmektedir. Bu bireyler sosyal yaşamda gerçek sosyal etkinliklere katılsalar dahi sosyal medya kullanımı aynı yoğunlukta devam etmektedir. Aynı masada oturup birbirlerinin yüzüne bakmaksızın telefonla zaman geçiren arkadaş gruplarına, çift ve ailelere sıklıkla denk gelebilirsiniz. Bu durum ilişkileri ve iletişimi zedelemektedir.

Sosyal medyanın özgüven zedeleyici, olumsuz beden algısını tetikleyici ve mutsuzluğu artırıcı rolü de olabilmektedir. Çünkü sosyal medyada paylaşılan kişisel içerikler çoğunlukla kişilerin en mutlu oldukları anlara yöneliktir. Sürekli mutlu yüzlerle karşılaşan bireyler kendi yaşamlarını sorgulayarak sürekli mutlu olamamalarının üzüntüsünü yaşamaktadır.

Sürekli bakımlı, şık giyimli, fit görünüme sahip akranlarını gören bireyler kendi görünüş ve tarzlarını sorgulamaktadır. Tüm bu etkenler bireyin kendisini geri kalmış ve yetersiz hissetmesine neden olabilmektedir.

Sosyal medya kullanımı kontrolsüz ve bilinçsiz gerçekleştirildiğinde özgüven eksikliği, depresyon, yalnızlık, öfke hislerine yol açabilir. Ayrıca dikkati sürdürme, odaklanma ve öğrenme güçlüğüne, iletişim ve algı sorunlarına yol açabilir. Buna karşılık bilinçli kullanım kişisel, mesleki, sosyal ve duygusal gelişime katkı sağlar. Kişinin akademik ve profesyonel kariyerinde fark yaratmasını ve gelişmesini destekler.

Read More