Popüler meslekler de popülaritesi olan tüm diğer şeyler gibi seçim süreçlerimizi etkiliyor. Her yıl yeni meslekler ve akabinde yeni trendler açığa çıkıyor. Bazı mesleklerinse popülaritesi uzun yıllar devam ediyor. Trendler sık sık değişse de sunduğu prestij, sağladığı avantaj ve konforla kimi mesleklerin yeri hiç sarsılmıyor.

Popüler olan seçeneklere yönelmek seçim yapacak öğrencilere “garanti meslek” izlenimi yaratıyor. Oysa bir mesleğin garantili olmasından ziyade o meslekteki başarınız, beceriniz mesleki garantiyi artırıyor. Her yıl popüler olana odaklanan nice genç üniversite eğitiminden sonra kalabalık bir rekabet ortamına giriyor. Rekabet ortamında ise mesleki ilgi, bilgi, beceri ve motivasyon diğerleri arasından sıyrılmayı kolaylaştırıyor.

Üniversite eğitiminden başlayarak her mesleğin zorlukları bulunuyor. Üniversite ve meslek seçerken popülariteye ve prestije aldansak da zorluklarla karşılaştığımızda hayal kırıklıkları baş gösteriyor. Yoğun ve yorucu mesai temposu, kimi zaman hayati risk veya çalışma ortamındaki fiziki zorluklar yıpratıcı olabiliyor. Mesleki avantajlar herkes için motivasyon sağlıyor olsa da dezavantajlar motivasyonu düşürüyor.

Mesleğini severek tercih eden, severek sürdüren bireylerin mesleki zorluklarla başa çıkması daha kolay oluyor. Mesleğini popüler meslekler arasından seçerek seçim sürecinde farklı faktörleri değerlendirmeyen bireylerse daha çabuk demoralize oluyor. Aynı şey üniversite eğitiminde de etkisini gösteriyor. Meslek seçerken çok yönlü değerlendirme yaparak kendisi için uygun olan mesleğe odaklanan bireyler akademik hayatta daha başarılı oluyor.

Mesleki eğitime ilgileri, merakları ve öğrenme azimleri bu bireylerin diğerlerine kıyasla çok daha yüksek oluyor. Seçim yaparken sadece popülariteye odaklanan öğrencilerinse eğitim sürecinde daha ilgisiz ve başarısız olduğu görülüyor. Hatta meslek değişikliğine gitme, bölüm değiştirme yeniden sınava hazırlanma ve benzeri gelişmeler de yaşanabiliyor.

Peki meslek seçiminde popüler olan seçeneklere yönelmek mi yoksa kendimiz için en iyi olana odaklanmak mı mantıklı? Her popüler meslek, tercih edenlere beraberinde başarı ve mutluluk getirir mi? Popüler meslekler neye göre belirleniyor veya mesleklerin popülaritesini hangi etkenler değiştiriyor? Meslek seçimi yaparken kararı belirleyen ne olmalı? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Popüler Meslekler Neler ve Bu Meslekler Başarılı Olmak için Yeterli mi?

Mesleklerin popülaritesine belirleyen o mesleğe ait iş gücüne duyulan ihtiyaçla ilişkilidir. Bugün ülkemizde popüler hale gelen meslekler çoğunlukla dünya genelinde de popüler ve talep gören mesleklerdir. Bu meslekler gelecek 5-10 yıl içerisinde değer kazanır ve mahsul vermeye başlar. Yani bugün ismini yeni yeni duyduğunuz ama bir yandan da popüler meslek statüsünde yer alan meslekler aslında geleceğin meslekleridir.

Gelişen teknoloji ve bilim mesleki trendleri ve ihtiyaçları da farklılaştırıyor. Geçmişte iş verenin beklentisi daha çok kas gücüne yönelikken artık iş verenler zeka gücüne önem veriyor. Eskiden mahsulü toplayacak işçiye ihtiyaç varken şimdi mahsulü toplayacak makineyi programlayacak kişilere ihtiyaç var. Bu basit örnekten de anlaşılacağı üzere artık işi yapana değil işi yapacak akıllı sistemleri üretebilenlere, yönetebilenlere ihtiyaç var.

Bu da yapay zeka uzmanlığı, veri mühendisliği, veri analistliği, 3D üretim mühendisliği, dijital pazarlama vb. mesleklerin trend haline gelmesini sağlıyor. Peki bu popüler meslekler bizde ilgi uyandırmıyorsa, sırf popüler ve çok kazandıracak meslekler diye onları seçmemiz doğru olur mu? Seçim sürecinde pek çok öğrenci ve aile bu ikilemi yaşayabilir.

Popüler olanın daha çok kazandıracağı ve daha fazla prestij sağlayacağı düşüncesi kararı etkileyebilir. Ancak kazanç ve süreklilik sağlayan mesleğimizde göstereceğimiz performans ve başarıdır. Bir meslek ne kadar popüler olursa olsun meslekte başarı elde edemezsek bize dezavantaj sağlar. Bir meslekte başarılı olabilmek ise aşağıdaki her bir maddeyi seçim sürecinde dikkate almakla mümkün oluyor;

  1. Meslek seçerken karakteristik özellikler dikkate alınmalıdır. Bireyin kişilik özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek için kişilik testi yapılmalıdır.
  2. Mesleki ilgi ve beceri değerlendirmesi yapılmalıdır. Bireyin ilgi ve beceri alanları tespit edilmelidir.
  3. Bireyin kültürü, sosyoekonomik düzeyi ve mesleki beklentileri de dikkate alınmalıdır.

Aksi halde meslekten elde edeceğimiz verim, doyum ve başarı beklentilerimizin altında kalacaktır.

Dijital Pazarlama Bugünün ve Geleceğin Mesleklerinde Nasıl Bir Role Sahip? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Popüler Meslekler ve Kariyer Danışmanlığı

Her sağlıklı birey, yaşının ve içinde bulunduğu koşulların desteklediği biçimde kendini gerçekleştirebilmek ister. Ancak bireyin, kişiliğine, öz benliğine uymayan bir mesleğe yönelmesi, bireyin doğal gelişimini olumsuz yönde etkiler. Sevilmeyen bir işte başarılı ve mutlu olmak, potansiyelini performansa dökmek kolay değildir. Buna karşılık sevilen bir işte çalışmak kişinin daha verimli, başarılı ve mutlu olmasını destekler.

Sevdiğimiz işi yaparken çok daha üretken, keyifli ve yaratıcı olabiliriz. İşimize yönelik sevgi ve ilgimiz temas ettiğimiz diğer insanları da etkisi altına alır. Ekip arkadaşlarımızı, takımımızı, hizmet ettiğimiz markayı veya sunduğumuz hizmeti olumlu yönde etkileriz. Mesai dışı sürelerde de işimizden aldığımız tatmin duygusu mutluluk hissimizin süresini uzatır. Sosyal yaşamda, aile ilişkilerimizde ve bireysel olarak iç dünyamızda daha keyifli hale geliriz.

Tüm bu olumlu etkilerin aksine yanlış mesleğe yönelmekse tam tersi negatif etkilere yol açabilir. İşte bu noktada popüler meslekler iyi değerlendirilmelidir. Tercih sürecinde bir mesleğe yönelmemizi sağlayan sadece popülaritesi olacaksa bu seçim bize uzun vadede kaybettirebilir. Ancak popüler bir mesleğe ilginiz ve hatta bu alanda bilginiz de varsa bu seçenek mutlaka değerlendirilmelidir. Değerlendirme sürecinde daha sağlıklı kararlar verebilmek için profesyonel bir destekten de faydalanabilirsiniz.

Başarılı, mutlu ve memnun olabileceğimiz bir mesleği bulmamız sandığımız kadar kolay değil. Ancak iyi bir destek aldığımızda ve kararlarda etkin rol oynadığımızda seçim yapmak endişe duyduğumuz kadar zor da değil. Meslek seçerken çoğunlukla çevrenin, ailenin veya eğitmenlerin yönlendirmelerine kulak veririz. Risk almak istememek veya yeterli bilgiye sahip olmamak sonucunda kendi mesleğimizi seçerken pasif kalabiliriz.

Aynı şekilde popüler meslekler de garanti uyandırdığı için mantıklı bir seçenek haline gelebilir. Oysa seçeceğiniz mesleği gelecek 40-50 yıl boyunca sürdürecek olan sizsiniz. Dolayısıyla meslek seçimi yaparken ilk kulak vermemiz gereken ses kendi iç sesimiz. Aba psikoloji olarak kariyer danışmanlığı verirken tam olarak bunu hedefliyoruz. Danışanlarımızın ihtiyaçlarını, potansiyellerini, karakterlerini ön plana çıkarıyoruz. Meslek seçimine tüm bireysel detayları belirledikten sonra geçiyoruz.

Read More

Dereceye girmek büyük bir başarı ve gurur kaynağı olsa da başarının devamlılığı için yeterli değil. Üniversitede ve profesyonel kariyerde başarı elde edebilmenin temel koşullarından birisi doğru meslek ve üniversite seçimi yapabilmektir. Derece yapan öğrencilerinse çoğunlukla seçim sürecinde dikkati dağılır. Prestijli üniversitelerden ve albenili bölümlerden gelen teklifler odak noktalarını dağıtabilir.

Kimi zamansa derece yapan öğrencilerin sınava hazırlık sürecindeki tek hedefleri dereceye girebilmek olur. Hedeflerine ulaştıklarındaysa en önemli sorunun cevabını arayacak yeterli zamanları kalmaz. Oysa dereceye girmek mesleki yönelimi belirlemedikten sonra öğrencilere çok da avantaj sağlamaz. Çok popüler bir bölümü oldukça prestijli bir üniversitede okuma fırsatı yakalamış olabilirsiniz.

Ancak bu bölüm ve meslek size uygun değilse üstün performansınız bir ömür hayal kırıklığına dönüşebilir. Bu nedenle kariyer planı çıkarılırken öğrencinin akademik performansından bağımsız olarak profesyonel destek alması önemlidir. Kariyer danışmanlığı aracılığıyla mevcut potansiyel geliştirilebilir, şekillendirilebilir ve keşfedilebilir. Başarılı olan öğrencilerin bu başarıyı hangi alanda daha da fazla parlatabileceği danışmanlık aracılığıyla tespit edilebilir.

Başarısız olduğu düşünülen bir öğrencinin neden başarısızlık yaşadığı bulunabilir. Ve başarısız kabul edilen öğrencilerin de hangi alanlarda başarı sergileyebileceği keşfedilebilir. Kariyer planı çıkarmak son derece önemli ve özveriyle yaklaşılması gereken bir süreçtir. Bu sürecin hakkını vermekse bireysel çabayla yetersiz sonuç verebilir. Eğitim sistemi, kurslar, eğitim koçları, öğretmenler sizi dereceye girmek için motive ediyor olabilir.

Dolayısıyla dikkatinizi, enerjinizi öncelikle bu konuya yönlendiriyor olabilirsiniz. Ancak sınav sonucunu elinize aldıktan sonra yapmanız gerekenlere de zamanınız varken yatırım yapmalısınız. Derece yapmanız seçim üstünlüğü ve alternatif zenginliği sağlasa da ne istediğinizi bilmediğiniz sürece dezavantaja dönüşebilir. Bu nedenle sınav sonucunuz ne olursa olsun kariyer danışmanlığı alarak gelecekteki kariyerinize bugünden yatırım yapabilirsiniz.

Peki derece yapmak iyi bir kariyer için tek başına neden yeterli değil?  derece yapan veya yapmayı hedefleyen öğrenciler meslek ve üniversite seçiminde nelere dikkat etmeli? Kariyer danışmanlığı derece hedefi olanlara nasıl bir fayda sağlıyor? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Neden Dereceye Girmek İstiyorsunuz?

Derece yapmayı hedeflemek oldukça büyük bir hedef. Kendinize böyle bir hedef koymuş olmanız kendinize ve potansiyelinize duyduğunuz güvenin önemli bir göstergesi. Bu hedef size çevreniz tarafından verildiyse çevreniz de potansiyelinizin farkında demektir. Ancak derece yapmak büyük bir hedef olsa da yeterince belirgin değildir. Bir hedef ne kadar anlamlı, belirgin ve kişiselse ulaşılması o kadar mümkün demektir.

Peki sizin derece yapmayı hedeflemekteki motivasyonunuz nedir? En iyiler arasında olduğunuzu ispat etmek mi? Bölüm ve üniversite seçerken daha rahat olabilmek mi? Yoksa sizden beklenen başarıyı göstermek mi? Daha farklı kişisel sebepleriniz de olabilir. Ancak bu büyük hedefe erişmek için bu hedefi biraz daha belirgin hale getirebilirsiniz. Bu sayede hedefiniz hem daha öznel hem de daha çekici olacaktır.

Örneğin; Dereceye girmek ve Boğaziçi üniversitesinde Psikoloji okumak istiyorum. Tabi bu hedefi belirlerken meslek, bölüm ve üniversite seçimlerinizi neye göre yaptığınız da oldukça önemli. Seçim yaparken kişilik özelliklerinizi, ilgi, yetenek, ihtiyaç ve beklentilerinizi de dikkate almalısınız. Boğaziçi üniversitesi çok prestijli bir üniversite olabilir ve psikoloji de oldukça popüler bir bölüm olabilir. Ancak psikoloji sizin için doğru meslek değilse Boğaziçi üniversitesinde psikoloji okumanız sizi memnun etmeyebilir. Üniversiteyi başarıyla tamamlayabilir fakat mezuniyet sonrası iş hayatınızda yanlış mesleğe yöneldiğinizi fark edebilirsiniz. Dolayısıyla derece yapmak kadar, hangi mesleğe yönelmek ve hangi okulda okumak istediğinizi de belirlemelisiniz. Seçeneklerinizi belirlerken profesyonel destek almanızsa seçimlerinizden duyacağınız memnuniyeti artıracaktır.

Kariyer Planı Yaparken Sorumluluk Kimde Olmalı? Gençlerde mi Ailelerde mi? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Dereceye Girmek mi Doğru Mesleği Seçebilmek mi Avantajlı?

Meslek seçimi, bireyin hayatı boyunca verdiği en önemli kararlardan biri, belki de birincisidir. Çünkü hayatımızın en güzel yıllarını bir mesleğe hazırlanarak diğer büyük bir kısmını ise onu icra ederek geçiririz. Bir mesleğe yöneldiğimizde hayatımızın 40-50 yılını ona adamayı kabul etmiş oluruz. Yaptığımız seçim geleceğimize, yaşam standartlarımıza, sosyal çevremize ve hatta kuracağımız aileye dahi yön verir.

Böylesi önemli bir seçimi yapmaksa odak noktamızın da sık sık değiştiği bir döneme denk gelir. Ergenlik dönemine denk gelen lise yılları alan ve meslek seçimine yöneldiğimiz yıllardır. Pek çok öğrenci bu süreçte önemli kararlar almaktan kaçınabilir. Karar alma noktasında sorumluluğu aile, öğretmen, arkadaş gibi diğerleriyle paylaşmak isteyebilir. Ancak meslek seçimi tamamen birey odaklı yapılmalıdır.

Dereceye girmek bölüm ve üniversite seçiminde üstünlük sağlasa da doğru mesleği seçmek için yeterli değildir. Derece yapmamış ama kendisi için en doğru mesleği belirlemiş olan bir diğer öğrenci kariyerinde çok daha başarılı olabilir. Dolayısıyla derece yapma arzunuz varsa bu hedefinize mutlaka meslek alternatiflerinizi de eklemelisiniz.

Meslek seçimi yaparken kişilik özelliklerinizi, ilgi ve becerilerinizi dikkate almanız oldukça önemlidir. Zeka alanınız, iş hayatından beklentiniz, sosyo-ekonomik koşullarınız da seçim sürecinde rol almalıdır. Tüm bunları tespit etmekte ve bir arada değerlendirmekte zorluk yaşayabilirsiniz. Kariyer danışmanlığı alarak kendinizi, potansiyelinizi ve ihtiyaçlarınızı daha yakından tespit edebilirsiniz.

İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Ve Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz. “Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” Karar Verme Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler Neler? Yazımız da sizin için faydalı olabilir.

Dereceye Girmek Doğru Üniversiteyi Seçmek için Yeterli mi?

Üniversite yılları ise mesleğimizi seçtiğimiz ve mesleğe kabul koşullarını karşılamaya çalıştığımız yıllardır. Bu yüzden hayatımızın önemli bir noktası da üniversitedir. Üniversite seçerken çoğunlukla üniversitenin başarısına, sosyal imkanlarına ve prestijine bakılmaktadır. Oysa iyi bir üniversite, seçtiğiniz mesleğe sizi en iyi şekilde hazırlayacak olan üniversitedir.

Popüler bir üniversitede okumak eğitim hayatınız süresince size keyif verecektir. Ancak mezuniyet sonrası mesleğe atıldığınızda asıl işinize yarayacak olan mesleki donanımınız olacaktır. Seçeceğiniz mesleğin gelecek 40-50 yılınızı etkileyeceğini varsayarsak üniversite seçiminizi meslek odaklı yapmanız daha sağlıklı olacaktır. Türkiye’de ve dünyada prestij elde etmiş üniversiteler bellidir. Ancak üniversitelerin genel başarısı kadar bölüm başarıları da dikkate alınmalıdır.

Dereceye girmek size istediğiniz üniversitede eğitim alma avantajını sunabilir. Ancak bu avantaj iyi değerlendirilmediğinde hataya da dönüşebilir. Örneğin ODTÜ öğrencisi olmayı çok istediğiniz bir üniversite olabilir. Ancak sizin için doğru olan mesleğin ODTÜ’de bölümü olmayabilir. Yine sizin için doğru olan meslek ODTÜ’de olabilir ama bu bölümde ODTÜ’nün başarısı X üniversitesinden çok daha düşük olabilir.

Dolayısıyla dereceye girmek doğru ve nitelikli seçimler yapmak için yeterli olmayabilir. Seçim yaparken önceliğiniz doğru mesleği belirlemek olmalıdır. Ardından bu mesleği yapmak için okumanız gereken bölümleri belirlemelisiniz. Ve sonrasında bu bölümleri seçebileceğiniz en başarılı üniversiteleri belirlemelisiniz. Ancak üniversite seçerken üniversitenin genel başarısı kadar bölüm başarısına da dikkat etmelisiniz. Bu aşamada üniversitenin mezuniyet sonrası yarattığı istihdam olanaklarını değerlendirebilirsiniz.

Her yıl kaç öğrenci bu bölümden mezun oluyor ve kaçı ne kadar sürede iş buluyor araştırabilirsiniz. Ve tabi mezunların nerede iş başı yaptığı, bu okula ağırlıklı hangi işverenlerin öncelik verdiği de oldukça önemli.

Önce size uygun mesleği seçmeli sonrasında mesleki donanımı kazanabileceğiniz yeterlilikte üniversite tercihi yapmalısınız. Hangisi Daha Doğru: Üniversiteye Göre Meslek Seçmek mi, Mesleğe Göre Üniversite Seçmek mi? yazımız da sizin için faydalı olabilir. Üniversite Seçimi Yaparken Hayal Kırıklığına Uğramamak İçin Dikkat Etmeniz Gerekenler yazımıza da seçim sürecinde bakabilirsiniz. Ayrıca Hayalinizdeki Üniversitenin Öğrencisi Olabilirsiniz! Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Dereceye Girmek İsteyenler Kariyer Danışmanlığı ile Daha Stratejik Bir Hedefe Yönelebilirler

Hayatınızın en önemli dönemlerinden biri için hazırlık yapıyorsunuz. Tüm çabanız iyi bir üniversite eğitimi ve sonrasında başlayacak kariyer yolculuğunuz için. Bu sürece ayıracağınız enerji, zaman ve göstereceğiniz özveri oldukça fazla. Başarıyı hedefliyor ve hedefinize ulaşmayı hayal ediyorsunuz. Bu süreçte zamanı yönetmekte, organize olmakta, dikkatinizi toplamakta zorlanabilirsiniz. Sınav, performans ve gelecek kaygısı yaşayabilirsiniz.

Bunlar oldukça doğal ve sıkça karşılaşılan duygulardır. Ancak bu duygu, düşünce ve davranışlarla başa çıkmak zorlaştığında performansınız doğrudan ve olumsuz şekilde etkilenebilir. Özellikle de dereceye girmek gibi büyük hedefleri olan öğrenciler için bu duygular çok daha belirgin hale gelebilir. Sınav yaklaştıkça üzerinizdeki baskının arttığını hissedebilirsiniz. Tüm bu zorlukları kolaylaştırmak ve hedeflerinizi daha belirgin hale getirmek için kariyer danışmanlığı almanızı öneriyoruz.

Aba psikoloji olarak danışanlarımızın yaşadığı karmaşa ve belirsizliği minimuma indirmeyi hedefliyoruz. Stratejik yetenek yönetimi ile performanslarını ve motivasyonlarını artırmaya odaklanıyoruz. Danışanlarımıza verdiğimiz desteğin karşılığını her yıl sınav sonuçlarında ve yerleştirme oranlarımızda görüyoruz. ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, KOÇ gibi prestijli üniversitelere öğrencilerimizin yerleşmesiyle gururlanıyoruz. Danışanlarımızı seçim sürecinde geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği özelinde bilgilendiriyoruz.

Seçim yaparken kişilik özelliklerini dikkate alıyoruz. İlgi ve beceri alanlarının meslek seçimindeki önemli rolünü ön planda tutuyoruz. Danışanlarımızın güçlü ve zayıf yönlerinin meslek seçimindeki etkisini dikkate alıyoruz. Danışanlarımızı burs olanakları, eğitim ve kariyer fırsatları noktasında da bilgilendiriyoruz.

Danışanlarımızın amacı dereceye girmek veya istediği mesleği yapabileceği iyi bir üniversiteyi kazanmak olabiliyor. Bu hedefe erişmek kariyer danışmanlığı ile çok daha mümkün hale geliyor. Her yıl danışmanlık yaptığımız öğrencilerimizin ilk 100, 500, 1000 öğrenci içerisinde yer almasından büyük gurur duyuyoruz. Siz de kariyerinizi belirlerken stratejik kararlar almak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Kanban tekniği zamanı organize etmekte, görev ve sorumluluklarını önceliklendirmekte zorluk yaşayan herkes için oldukça kullanışlıdır. Artan nüfus, kalabalıklaşan şehirler ve kaos sonucu zaman özellikle büyük şehirlerde daha kıymetli hale geldi. Teknolojinin gelişmesi hayatı kolaylaştırmaya hizmet ederken bir o kadarda dikkat dağıtıcı unsur halini aldı. Günümüzün büyük çoğunluğu trafikte işe, okula veya diğer sorumluluklarımıza ulaşmaya çalışırken geçiyor.

Önemli bir zamanımızı telefon, tablet, bilgisayar veya televizyonla harcıyoruz. Öğrenciler her yıl birbirinden önemli sınavlara büyük bir rekabet ortamında hazırlık yapıyor. İş hayatındaki rekabetse çok daha büyük. İş bulmak kadar mevcut konumunu korumak ve mümkünse terfi almak gerekiyor. Bütün bunlar bireylerin üzerindeki baskıyı artıyor.

İnsanlar çalışmak, üretmek veya öğrenmek kadar dinlenmeye ve deşarj olmaya da ihtiyaç duyuyor. Ancak bunun için yeterli zaman çoğunlukla bulunamıyor. 2020 yılında tüm dünyayı etkileyen Covid-19 salgını ile başlayan pandemi süreci de zaman yönetimini zorlaştırdı. Bir kısmımız işine eski düzeninde devam ederken önemli bir kısımda evden çalışıyor veya eğitim alıyor.

Her yaştan öğrenci için eğitim artık online sürdürülüyor. Dolayısıyla evlerimizin niteliği değişti. Evimiz hem konfor alanımız hem iş yerimiz, okulumuz, kreşimiz hem de ilgi ve beceri alanımız. Evde çalışıyor, okuyor, üretiyor, dinleniyor, gelişiyoruz. Her şeyi tek bir yerde yapıyor olmak yolda geçirdiğimiz zamanı bize kazandırsa da yeterli değil. Çünkü yolda geçen zamanın yerini evde yapılması gereken diğer işler aldı.

Kanban tekniği, ihtiyacımız olan fazla zamanı artırabilmek için mevcut iş ve sorumluluklarımızı planlama kolaylığı sağlıyor. Verimli zaman yönetimi tekniği olan Kanban, zaman baskısını azaltırken, stres ve kaygıyı da dengelememizi kolaylaştırıyor. Bu teknik aracılığıyla zihnimizde dağınık halde duran tüm yapılması gereken işleri kağıda döküyoruz. Böylece gözümüzde büyüyen işlerin hacmini, önemini ve ne kadar zamanımızı alacağını da görmüş oluyoruz.

Peki kanban methodu nedir? Nasıl Kullanılır? Avantajları nelerdir? Yazımızın devamında detaylarıyla bulabilirsiniz. Zaman Baskısı Yaşamamak İçin Öneriler ve Çalışan Ebeveyn Olmak ve Çocuklarla Kaliteli Zaman Geçirmek yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kanban Tekniği Nedir?

Kanban methodu Japonların çalışma disiplinine ve kültürüne göre düzenlenmiş etkili bir zaman yönetimi methodudur. İlk olarak Toyota fabrikasında çalışan bir mühendis tarafından kullanılmıştır. Japoncada tahta/tabela anlamına gelen Kanban yönteminin iki temel prensibi var. Görselleştirmek ve sınırlandırmak. Görselleştirmek verilen görevi somut bir hale getirirken sınırlandırmak bu görevlerin yığılmasını engeller.

Tekniği kullanırken görsellerden faydalanıyor olmak sağ beynin, dili ve kelimeleri kullanıyor olmak ise sol beynin devrede olmasını sağlıyor. Dolayısıyla teknik her iki zeka alanına da hitap ediyor. Kanban tekniğinin bu özelliği herkes tarafından kullanılabilirliğini artırıyor.

Kanban Tekniği Nasıl Kullanılır?

Kanban tekniği dijital ortamda, bilgisayar programında, tahtada, panoda, duvarda, yerde veya kağıt üzerinde hazırlanabilir. Sadece bir kalem, kağıtla hazırlanabileceği gibi renkli kalemler, post itler ve görsellerle de desteklenebilir. Renklerin, post itlerin kullanımı daha dikkat çekici ve keyifli hale gelmesini destekleyecektir ancak şart değil. Bireysel olarak kullanılabileceği gibi ekip, takım, şirket, aile olarak da çıkarılabilir.

Kişisel, özel, sosyal, akademik veya mesleki yaşam için de kullanılabilir. İsterseniz tüm görev ve sorumluluklarınızı bir arada yazabilir ya da hepsi için ayrı kategorilerde çalışabilirsiniz. Evde yapılacaklar, okulda yapılacaklar, iş yeri, ilgi alanları, ödemeler, alınacaklar gibi. Tekniği öğrendiğinizde ve pratik kazandığınızda ihtiyacınıza göre çok daha çeşitli çalışmalar yapabilirsiniz.

Çalışmanız gereken konular, öğrenmek istedikleriniz, gezip görmek istediğiniz yerler veya tatmak istediğiniz lezzetler gibi. Görselleştirme kadar önemli bir diğer konu ise sınırlandırmak ve sınıflandırmaktır. Zihnimiz çoğunlukla yaptığımız, yapacağımız ve yapmakta olduğumuz işlerle meşgul. Bunları kategorize etmekte zorlanıyor ve çoğunlukla hiçbir işi bitiremediğimiz veya yol alamadığımız yanılgısına kapılıyoruz.

Bu da bize günümüzün oldukça verimsiz geçirdiğimizi ve bir arpa boyu yol alamadığımızı düşündürüyor. Kanban tekniği zihnimizde dağınık halde duran her şeyi bir düzene sokma imkanı sunuyor. Bu teknikle yaptıklarımızı, yapacaklarımızı ve yapmakta olduklarımızı kategorize edebiliyoruz. Böylece neyi bitirdik, neye başlamalıyız ve neyin ne kadarını yaptık somut şekilde görebiliyoruz.

Dolayısıyla bu teknik ile çalışırken işlerinizi “Yapacaklarım, Yapmakta olduklarım ve yaptıklarım” olarak sınıflamanız gerekiyor. Bu sınıflamayı yaparken ilgili başlıkları çalışma kağıdınıza veya alanınıza yan yana 3 sütun halinde yazmalısınız.

1.Yapacaklarım Sütunu

Yapacaklarım sütununa henüz yapmaya başlamadığınız ama yapmanız gereken işleri yazmalısınız. Buraya yapmanız gerekenler kadar yapmak istediklerinizi de yazabilirsiniz. Henüz planlamadığınız ama yapmayı hayal ettiğiniz, arzu ettiğiniz şeyler de olabilir. Tüm bu görev ve isteklerinizi buraya yazmanız artık onları yapmaya başlamanız için de motivasyon sağlayacak.

Ayrıca yapılacaklar listesini yazılı olarak listelemek veya görselleştirmek kişinin üzerindeki işleri daha net görmesine de yardımcı olur. Böylece zamanınızı gereksiz yere harcadığınız, gerekenden fazla oyalandığınız işlerinizi de tespit edebilirsiniz. Bunların hepsi önemliyse ve özellikle iş hayatınızla ilgiliyse ekibinizi genişletmeyi ve işleri diğerlerine dedike edebilirsiniz. Varsa ekip arkadaşlarınızdan destek isteyebilir, yöneticinizle de iş yoğunluğu üzerine konuşabilirsiniz.

Evde de aynı yöntemi kullanabilirsiniz. Üzerinizde fazla iş birikiyorsa ve yetiştiremiyorsanız yapılacaklar listenizin bir kısmını diğer aile bireylerine devredebilirsiniz.

Kanban tekniği kişinin işlerini bitirmek için motive olmasını, organize olmasını, zamanı verimli kullanmasını destekler. Aynı zamanda iş listesinin somutlaştırılması kişinin görevlerini yerine getirmesi için bir bağlayıcılık da sağlayacaktır. Üzerinizdeki işleri biliyor olmak başkalarının teklif ve ricalarına hayır diyebilmenizi kolaylaştırır. Ayrıca kanban methodu ile üzerinizdeki işleri hafife almaz, işleri erteleyip biriktirmezsiniz.

2.Yapmakta Olduklarım Sütunu

Yapmakta olduklarım sütununa yapacaklarım listesinden seçeceğiniz 3 işi yazmalısınız. Bu 3 iş aciliyete göre öncelik verilmiş veya doğrudan tercih edilmiş olabilir. Burada daha az veya daha fazla iş seçilmemesinin de motivasyonu destekleyen bir nedeni var. 3 işe öncelik verilerek kişinin üzerindeki zaman ve performans baskısının azalması amaçlanıyor.

Çünkü sınırlı zamanda mümkün olandan daha fazla işi üstlenmek zaman ve performans baskısını artırıyor. Daha fazla işin sırada beklediğini bilmek kişiyi işleri yarım bırakmaya ya da baştan savma yapmaya itebiliyor. Kalabalık bir listeden üç işe öncelik vermek ise daha kaliteli işler üretmek ve zaman baskısı yaşamamak için kolaylık tanıyor. Böylece Kanban tekniği ile erteleme davranışının da önüne geçilmiş oluyor.

3.Yaptıklarım Sütunu

Yaptıklarım sütunu ise kişinin yapıp bitirdiği işleri taşıdığı sütundur. Yapmakta olduklarım listesinde biten işler bu alandan silinip yaptıklarım alanına taşınır. Bu hem kişinin bitirdiği işleri görüp motive olmasını sağlar hem de psikolojik olarak kişiyi rahatlatır. Bu sütundaki işlerin artması bireyin üzerindeki işlerin azalmasını ifade eder.

Bu nedenle bu sütunu doldurabilmek birey için ulaşılması gereken bir hedef niteliği taşır. Yaptıklarım sütunundaki liste doldukça hissedilen tatmin de artacaktır.

Kanban Tekniğinin Avantajları

  • Kanban yöntemiyle işlerinizi zamanında tamamlamak ve bunun sonucunda artarak daha fazla iş üstlenmek motivasyonunuzu artırır.
  • İşlerinizi somutlaştırmanız üzerinizdeki işleri görmenizi, kendinizi iş planınıza göre organize etmenizi sağlar.
  • Bu sayede sorumluluklarınızı unutmaz, zamanlamayı kaçırmazsınız.
  • Kanban tekniği ile zaman baskısı yaşamaz, zaman baskısı sonucu açığa çıkan stres veya kaygıyı duymazsınız.
  • Kendinize, ilgi ve becerilerinize, sevdiklerinize daha fazla zaman yaratabilirsiniz.
  • Zihninizdeki karmaşadan kurtulur, rahatlarsınız.
  • Neleri, ne kadar sürede başarabildiğinizi görürsünüz.
  • Daha iyisini başarmak için motive olursunuz.
  • Erteleme davranışı bırakırsınız.
  • İşlerinizi, görev ve sorumluluklarınızı hafife almazsınız.
  • Ne yaptığınızı veya yapmanız gerektiğini bilmediğinizde diğerlerinin yardım taleplerine veya isteklerine hayır demek zor olabilir. Kanban yöntemi ile zaman ayıramayacağınız işler için “Hayır” diyebilir hale gelirsiniz.

Neleri ne kadar sürede yapabildiğinizi görmek kendinizle de bir rekabete girmenizi sağlar. Bugün bunu yapabildiysem yarın daha iyisini yapabilirim düşüncesini tetikler. Daha iyisini yapmak istemiyor veya ihtiyaç duymuyorsanız bile standardınızı korumak üzere sizi motive eder.

Kanban tekniği ve diğer zaman yönetimi önerilerimizden beklediğiniz performansı alamıyorsanız bir profesyonelden destek alabilirsiniz. Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunuyor. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlıyoruz. Ayrıca uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz.

Read More

Meslek seçimi yaparken hayatımızda verebileceğimiz en önemli kararlardan birini veriyoruz. Çünkü verdiğimiz bu karara göre eğitim hayatımızı, kariyerimiz, çevremizi ve ilişkilerimizi belirliyoruz. Yaşam standartlarımız, ortamımız, kültürümüz ve hatta tutumlarımız mesleğimize göre değişiyor ya da gelişiyor. Seçtiğimiz meslek gelecekteki 40-50 yılımıza etki ediyor. Dolayısıyla doğru seçim yapabilmek çok önemli.

Meslek seçimi yaptığımız yıllar ise bir bireyin yaşam döngüsü içerisindeki belki de en çalkantılı yıllar. Ergenlik dönemine denk gelen seçim sürecinde gencin üzerinde inanılmaz bir baskı açığa çıkıyor. Gençlerden bir yandan geleceği için doğru kararlar vermesi, bilinçli adımlar atması bekleniyor. Başka bir yandan kendini tanıması, ilgilerini, becerilerini fark etmesi isteniyor. Bunları yaparken ergenliğin getirdiği hormonal, ruhsal ve bedenler değişimlere de uyum sağlaması bekleniyor.

Hepsinden öte bu dönemde verimli ders çalışması, hedeflerine ulaşabilmek için sınava sıkı hazırlanması gerekiyor. Böylesi zorlu bir dönemden geçen genç gelecek kaygısı yaşayabiliyor. Bu zorlu dönemin üstesinden gelebilmek için gençler sosyal ve duygusal desteğe ihtiyaç duyuyor. Ailenin meslek seçimindeki rolü de tam olarak bu noktada devreye giriyor.

Gençlerin Gelecek Kaygısı Yaşamaması İçin Aileler Ne Yapmalı? Yazımızdan da meslek seçimi sürecinde faydalanabilirsiniz.

Çocuğunuz Meslek Seçimi Yaparken Kişilik Özellikleriyle Uyumlu Bir Meslek Seçmesine Fırsat Vermelisiniz

Kişilik özelliklerine göre meslek seçimi yapmak mesleki doyum, başarı ve mutluluk için oldukça önemlidir. Meslek seçimi yaparken çoğunlukla sınav başarısı, popüler meslekler ve mesleki kazanç dikkate alınır. Oysa meslekte başarıyla ilerlemek ve mutlu olabilmek için kişilik özellikleri, ilgi ve beceriler dikkate alınmalıdır.

Meslek seçimi kişiliğin bir ifadesidir. Dolayısıyla da bireyin kendisine uygun mesleği seçmeden önce kişiliği hakkında cevaplaması gereken pek çok soru vardır. Kişi bu sorulara uygun cevapları bulduğunda iş yaşamında mutlu olur. Meslek hayatındaki mutluluk kişisel yaşamda da huzur ve mutluluğu getirir.

Aile çocuğun kişilik gelişiminde oldukça etkilidir. Ailenin bu süreçteki rolü çocukluktan başlamalıdır. Aileler çocuklarının sağlıklı karakter gelişimine destek olmak için demokratik, destekleyici ve hoşgörülü ebeveyn tutumu sergilemelidir. Ayrıca aileler çocuklarını erken yaşlardan itibaren gözlemlemekte, her durum ve koşuldaki tepkilerini bilmektedir. Dolayısıyla çocuklarının karakteristik özelliklerini iyi tanımaktadırlar.

Aileler bu süreçte çocuklarına güçlü ve zayıf yönlerine yönelik geri bildirim verebilirler. Çocuğun kendi özelliklerini tanıması, zayıf yönlerini güçlendirmesi için profesyonel desteğe de başvurabilirler. Meslek seçimi sürecinde karakter analizi ile daha doğru bile tercih yapmaları desteklenebilir. Ayrıca aileler çocuklarının özgüven geliştirmesinde, özdenetim ve özdeğer kazanmalarında birincil rol modeldir.

Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazımızı meslek seçiminde kişilik özelliklerinin etkisini daha detaylı değerlendirmek için okuyabilirsiniz.

Çocuğunuz Meslek Seçimi Yaparken İlgi, Beceri ve Yetkinlikleriyle Uyumlu Mesleklere Yönelmesini Desteklemelisiniz

Doğru meslek seçimi yapabilmek için erken yaşlardan itibaren çocukların ilgi alanlarını keşfetmeleri desteklenmelidir. İlgi alanlarını keşfedebilmek büyük oranda ailenin bilinçli yönlendirme yapmasını gerektirir. Çünkü her çocuk belli yönelimlerle doğar.

Çocuk bu yönelimini oyuncaklarıyla nasıl oynadığından başlayarak gösterir. Okul hayatında ise bu ilgiler yeni öğrenmelerle birlikte daha da gelişebilir ya da tamamen körelebilir. Çocuklar ilgi alanları desteklendiğinde öğrenme sürecinden daha büyük keyif alır. Böylece daha yaratıcı ve üretken hale gelir. Hareketli çocuklar fiziksel egzersizlerle enerjilerini boşaltabilecekleri sporsal aktivitelere yönlendirilebilir.

Müzik ve danstan keyif alan çocuklar bale, dans ya da bir müzik aleti çalmayı öğrenmeye yönlendirilebilir. Taklitten hoşlanan bir çocuk tiyatroya, dramaya yönlendirilebilir. Konuşmayı seven bir çocuk sunucu, anlatıcı olarak rol alabilir. Ancak unutulmamalıdır ki ilgi alanlarını keşfetmek zaman alacaktır.

Örneğin spora yönlendirilmiş bir çocuğun hangi spor dalında ya da müziğe yönlendirilmiş bir öğrencinin hangi enstrümanda daha mutlu ve başarılı olacağını bulmak zaman alacaktır. Bu süreci maymun iştahlılık olarak değerlendirmemeli, çocuğun ilgi alanını keşfetmesine fırsat verilmelidir.

Çocukluktan itibaren ilgi alanları keşfedilen çocuklar yetişkin hayata geldiklerinde ilgileriyle uyumlu şekilde meslek seçimi yapabilmektedir. İlgi alanlarıyla örtüşen mesleklere yönelen bireyler kariyerlerinde çok daha başarılıdırlar. Daha mutlu işler üretir, üretirken keyif alır ve bu keyfi tüm yaşam alanlarına yayarlar. Gençlerin gelecek kaygısı yaşamamaları için aileler erken yaşlardan itibaren çocuklarının ilgilerini fark etmesi ve desteklemesi gerekir.

Çocuğun ilgi ve beceri alanları doğru tespit edildiğinde okul öncesi dönemden başlayarak performansında yükseliş olacaktır. Doğru yönlendirme sayesinde çocuk eğitim hayatında, meslek yaşamında ve sosyal ilişkilerde de daha başarılı olacaktır. Bu sayede çocuğun meslek seçimi yaparken ilgi ve beceri alanına göre seçim yapması kolaylaşacaktır. Bu seçim çocuğun mesleğinden keyif almasını, daha kaliteli işler ortaya çıkarmasını sağlayacaktır.

Çocukların ilgi ve beceri alanları keşfedildiğinde tüm hayatına etki edecek bir farkındalık kazanılmış olur. Eğer bu keşif sürecinde ebeveynler olarak zorlanıyor ya da tespitlerinizin doğruluğundan emin olamıyorsanız destek alabilirsiniz.

Meslek Seçimi Yaparken Çocuğunuzun Zeka Alanını da Mutlaka Göz Önünde Bulundurmalısınız

Aileler çocuklarının meslek seçiminde çoğunlukla kendi tecrübelerine ve zeka alanlarına göre seçim yaparlar. Aslında bu karar süreci çok daha erken lise döneminde alan seçimi yaparken başlar. Anne babalar kendi bilgi, beceri ve yetkinliklerine göre çocuklarının alan seçimine etki ederler. Bu yanlış bir tutumdur. Çünkü zekanın kalıtsal etkisi olsa da her bireyin baskın zeka alanı farklıdır.

Dolayısıyla sayısal zekaya sahip bir bireyin sözel zekaya sahip çocuğu olabilir. Aileler yanlış yönlendirme yapmamak için mutlaka çocuklarının baskın zeka alanını dikkate almalıdır. Meslek seçimi yaparken sıklıkla çoklu zeka kuramına göre mesleki yönlendirme yapılmaktadır. Çoklu zeka kuramı bireyin baskın zeka alanlarının belirlenmesinde elverişlidir. Ancak seçim yaparken sadece zeka alanının dikkate alınması da doğru bir seçim için yeterli olmayabilir.

Bireyin doğru mesleğe yönelebilmesi için ilgisinin, becerisinin, bilgisinin ve yeteneğinin o alana elverişli olması gerekir. Örneğin bir bireyin müzikal alana ilgisi olabilir, ancak bilgi ve yeteneği olmayabilir. Başka birinin müzikal alanda bilgi ve becerisi vardır ama ilgisi yoktur. Ya da müzikal alanda onu ileriye taşıyacak sözel zekası yeterli olmayabilir. Bu nedenle Meslek seçimi yaparken değerlendirme bu nedenle çok yönlü yapılmalıdır.

Çoklu zeka kuramına göre 8 farklı zeka alanı bulunmaktadır. Meslek seçimi yaparken Uzamsal, Kinestetik, Müziksel, Sözel, İçsel, Sosyal, Matematiksel, Doğasal Zeka alanlarından baskın olan dikkate alınarak seçim yapılmalıdır. Aileler çocuklarının zeka alanını belirlerken yine profesyonel destek alabilir ya da okul rehberlik biriminden yardım talep edebilirler.

Meslek Seçimi Önerileri: Çoklu Zeka Kuramı yazımızı da seçim sürecinde zeka alanına uygun mesleklerle ilgili bilgi almak için okuyabilirsiniz.

Meslek Seçimi Yaparken Zorluk Yaşayabilirsiniz Profesyonel Kariyer Danışmanlığı ile Çocuğunuzun Geleceğine Bilinçli Yatırım Yapabilirsiniz

Meslek seçimi söz konusu olduğunda ailenin rolünün ne derece büyük olduğu alan araştırmalarında görülmektedir. Ailenin seçim sürecinde yapıcı rol oynayabilmesi, çocuğunun geleceğine bilinçli yön verebilmesi için kariyer planlamasına hakim olması gerekir. Doğru yönlendirme için mesleklerin geleceğini, geleceğin mesleklerini bilmek, bölüm ve üniversiteleri tanımak gerekir. Bunların yanı sıra eğitim ve kariyer fırsatlarını da bilmek önemlidir.

İyi bir eğitim için çocuğun yurtiçi ve yurtdışı burs imkanı var mı araştırılmalıdır. Ayrıca üniversite eğitimi oldukça masraflıdır. Şehir, ülke değişikliği gerekecek mi, konaklama, ulaşım ve eğitim masrafları ne olacak hesaplanmalıdır. Aile çocuğun eğitimini finanse edebilecek güce sahip mi belirlenmeli, seçim sürecinde bütçe de dikkate alınmalıdır.

Aile çocuğunun karakterine, ilgi ve becerisine göre bir seçim yapmasına rehberlik etmelidir. Bu konuda zorluk yaşamak olağandır. Bu durumda aile mutlaka öğretmenden, rehberlik biriminden ya da profesyonel bir kaynaktan destek almalıdır. Aile meslek seçimi sürecinde çocuk için önemli bir duygusal kaynaktır. Ancak kimi zaman özellikle ergenlik döneminin etkisiyle ailelerle çocuklar arasında iletişim problemleri olabilmektedir.

Çocuklarınızla iletişim kurmakta zorlanıyor, akademik başarılarında iletişim ve yaklaşım modellerinizle olumsuz etkide bulunduğunuzu düşünüyorsanız psikolojik destek ve aile danışmanlığı alabilirsiniz. İhtiyacınız olan profesyonel destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Stratejik Yetenek Yönetimi ile çocuğunuzun kariyerini planlayabilir, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarını birlikte belirleyebiliriz. Meslek seçimi yaparken kariyer danışmanlığı almak gençlerin kendilerine, ailelerin ise çocuklarına verebileceği en değerli armağandır.

Read More

Stratejik yetenek yönetimi ile doğru alan seçimi yapmak mümkün. Lise eğitiminin en zorlu dönemlerinden biridir seçim süreci. Bu seçim hem genç hem de ailesi için son derece önemlidir. Sadece aile ve genç için değil okul için de öğrencilerin yapacağı seçim önemlidir. Doğru seçim yapmak öğrencinin kariyer gelişimine başarılı bir yön verir.

Doğru alan seçimi yapan öğrenci okulunun akademik başarısını yükseltir ve sıralamada okul başarısının yükselişini destekler. Dolayısıyla doğru seçim yapabilmek önce gence, sonra çocuğunun geleceğine önem veren aileye kazandırır. Geniş perspektifte bakıldığında da okul, toplum ve iş veren kazançlı çıkar. Basit bir seçim gibi değerlendirilen bu karar aslında bu kadar önemlidir.

Doğru alanı seçmek eğitimde başarılı ve mutlu olmayı sağlar. Bu mutluluk beraberinde verimli çalışmayı destekler ve performans sınav sonuçlarına yansır. İyi bir puan alan öğrenci istediği mesleğe yönelik eğitim almak için dilediği üniversiteye yerleşebilir. Potansiyeli ve beklentileriyle uyan üniversitede eğitim gören çocuk başarılı ve mutlu olur. Bu başarı bireyin kişisel ve mesleki gelişimine yatırım yapmasını sağlar.

Gelişimini önemseyen birey iş verenin karşısına daha donanımlı çıkar ve beklentileri karşılar. İşine yapacağı katkı ve vereceği değer ortaya çıkacak işin kalitesini yükseltir. Kalite bir markanın değerini, tüketicinin memnuniyetini artırır. Bunlarla da kalmaz işinde verimli, üretken ve mutlu olan bir birey sosyal ve kişisel yaşamında da verimli olur. Bu sayede de çok daha mutlu bireyler, aileler ve toplumlar gelişir.

Bu sağlıklı ve verimli sürecin işletilebilmesi için bireylerin alan seçiminden başlayarak doğru yönlendirilmeye ihtiyacı vardır. Stratejik yetenek yönetimi ile bunu sağlamak mümkündür.

Doğru Alan Seçimi Neden Önemli?

Alan seçimi, bireyin gelecekte yöneleceği meslek için bir ön hazırlık sürecidir. Çünkü alan seçimi sonrası öğrencilerin belli meslekleri seçebilmesinin önü kesilmiş olmaktadır. Bir meslek seçmek ise bireyin hayatının kalanında vaktinin büyük çoğunluğunu geçireceği çalışma sahasını belirlemesidir. Meslek seçimi ile bireyler sadece gelir kaynaklarını belirlememekte sosyal çevrelerini, hayat standartlarını, potansiyel eşlerini ve ilişkilerini de belirlemektedir.

Meslek her şeyden önce bireyin yetenekleri kullanma, kendini geliştirme ve gerçekleştirme alanıdır. Bu nedenle alan seçmekle kalmaz olası mesleğinizi ve yaşam koşullarınızı da Lise döneminde belirlemiş olursunuz.

Alan Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Gençlerin doğru karar verebilmesi için hem kendini hem de alanları tanıması gerekir. Stratejik yetenek yönetimi bireyin kişilik özelliklerini, ilgi ve beceri alanlarını görmesinde etkilidir. Ayrıca kişinin güçlü ve gelişime açık yönlerini belirlemesi ve buna göre seçim yapması önemlidir. Bu farkındalıklar çoğunlukla doğru mesleği seçebilmek için gereklidir. Ancak doğru mesleği seçebilmek doğru alanı belirlemekten geçmektedir.

Ayrıca öğrencilerin doğru alana yönelebilmeleri için baskın zeka yönlerini ve öğrenme stillerini bilmesi gerekir. Stratejik yetenek yönetimi içerisinde uygulanan test ve envanterlerle IQ, EQ ve öğrenme stilleri de belirlenmektedir. Alan seçiminde doğru karar verebilmek için seçim öncesi sayısal, sözel, eşit ağırlık ve yabancı dil alanlarını detaylarıyla değerlendirmek gerekir. Hangi alanda hangi dersler veriliyor incelenmelidir.

Ayrıca o alandan mezun olan öğrencilerin hangi meslekleri seçebileceği de öğrenilmelidir. Alan seçimi yapmadan önce çok yönlü değerlendirme yapılmalı, öğrenciler mümkünse zeka, ilgi, yetenek testlerine katılmalıdır. Çünkü üniversite sınavında başarıyı belirleyecek olan seçilen alana yönelik cevaplanacak sorulardan elde edilecek performanstır.

Alan dışı öğrencilerin bu alan sınavlarında başarılı olması oldukça zordur. Ayrıca alan dışından gelen öğrenciler için katsayılarda dezavantajlı konuma düşmelerine neden olmaktadır. Alan seçimiyle ilgili doğru bilgilerin edinilmesi, avantaj ve dezavantajların belirlenmesinde de stratejik yetenek yönetimi gereklidir.

Peki Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları yapılır. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır.

Başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır ve kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo–ekonomik ve kültürel koşulları değerlendirilerek 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefler planlanır.

Aba Psikoloji’ de bireyin stratejik yetenek yönetimi hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir. Tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Uygulamanın ardından bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde yol haritası çizilir.

Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar. Ancak bu süre içerisinde kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Alan seçerken verdiğimiz karar hayatımıza ilişkin diğer kararları da büyük ölçüde etkiler. Alan seçimi yaptığımızda bazı meslekleri seçme şansımızı kaybederiz. Alacağımız alan dersleri ise üniversite sınavında sorumlu olacağımız konulara yöneliktir. Doğru seçim yapmamız alanda dolayısıyla sınavda başarılı olmamızı sağlar. Yanlış bir seçim ise okul başarısızlığından, sınav başarısızlığına kadar gidebilir. Dolayısıyla alan seçimindeki performansımız meslek seçimimize de etki eder.

Meslek kişinin değer yargılarına, dünya görüşüne, günlük yaşama tarzına, başkaları ile ilişkilerine etki eder. Seçeceğimiz mesleği yapabilmemiz ve başarılı olabilmemiz için bu mesleğin gerektirdiği ilgi, bilgi ve beceriye ihtiyacımız vardır. Bilgi alan seçimi sonrasında kazanılacaktır. İlgi ve beceri ise alan seçmeden önce tespit edilmelidir. Stratejik yetenek yönetimi de kişinin bu süreçte doğru kararlar almasını destekleyecektir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Alan Seçimi Yaparken Şu Sorulara Cevap Bulabilirsiniz

Kendinizi, beklentilerinizi ve ilgi alanlarınızı yeterince iyi tanıyor musunuz?

Pek çoğumuz kendimize yönelik yeterince bilgiye sahip değiliz. Güçlü yönlerimiz neler, zayıf yönlerimiz neler? Çevremiz bizi daha çok hangi yönlerimizle tanıyor? Aile içinde nasıl, sosyal yaşamda nasıl biriyiz? Tüm bunları yeteri kadar biliyor muyuz? Kendimizle ilgili farkındalığımız alan ve meslek seçimimizde oldukça önemli bir yere sahip.

Seçmek istediğiniz alan ya da meslekle ilgili yeterince bilgiye sahip misiniz?

Seçim yapabileceğiniz dört alan var. Sayısal, sözel, yabancı dil ve eşit ağırlık. Bu alanlardan hangisi sizin için daha uygun? Bilginiz, beceriniz, zeka alanınız, ilgileriniz ve beklentileriniz için hangisi daha doğru bir seçim olacak? Seçtiğiniz alan sonrası hangi mesleklere yönelebilirsiniz? Mesleğinizde başarılı olmak için hangi üniversitede okumak sizi avantajlı hale getirir?

Okurken yapmanız gereken farklı çalışmalar var mı (stajlar, araştırma çalışmaları vb.) mezuniyet sonrası ortalama iş bulma süreniz ne?  Başlangıç düzeyde bu mesleğin maaş getirisi nedir? İlerleyen yıllarda maaş artışı nasıl olacak? Fiziksel özellikleriniz, cinsiyetiniz, yaşım, kültürünüz bu meslek için uygun mu? Bu meslekte başarılı olmak için yabancı dil, bilgisayar bilgisi gibi farklı donanımlar gerekiyor mu?

Seçmek istediğiniz alan ve meslek için seçim özgürlüğünüz var mı? Ailenizin bu seçimdeki rolü ne? Sizi maddi, manevi destekliyorlar mı? Ailenizi seçim sürecinde yanınızda olmaya nasıl ikna edebilirsiniz? Kuşkusuz bu sorular çoğaltılabilir ve verilecek yanıtlarda kişinin profesyonel bir danışmanlığa duyacağı ihtiyacı artırabilir. Stratejik yetenek yönetimi ile tüm bu soru işaretlerine yönelik cevapları bulabilirsiniz.

Alan seçimi yaparken önyargılarınızdan etkileniyor musunuz?

Alan seçimi yaparken bazen önyargılarımız asıl istediklerimizi düşünmemize engel olabilir. Sözel alanda başarılı ve mutlu olabilecek bir öğrenci başkaları ne der düşüncesiyle yanlış alana yönelebilir. “Sözel seçersem başarısız olduğumu düşünecekler.” “Annem-babam sayısal okumuş, ben de onlar gibi sayısal okumak zorundayım, yoksa onlara layık olamam.” Bunlar önyargılı düşüncelerdir. Oysa sözel okuması gereken bir öğrenci sayısal seçerse “başarısız” olma olasılığı çok daha yüksek olacaktır.

Başarısız olması ne kendisinin ne de ailesinin istediği bir sonuç değildir. Çevremiz seçim süreçlerimizde doğruyu bulmamıza destek olmak ister. Kendi bilgi ve deneyimleriyle bizlere yönlendirmede bulunurlar. Aslında niyet her zaman masumdur. Yardım etmek amacıyla yapılan bu öneri ve yönlendirmeler kimi zaman olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.

Herkesin karakteri, ilgisi, becerisi, zeka alanı, kariyerden beklentisi farklıdır. Aynı aile içerisinde, anne-baba ve çocuklar arasında dahi çok büyük farklılıklar vardır. Bizleri özel ve biricik kılan da bu farklılıklardır. Dolayısıyla başkalarının öneri ve tecrübelerinden ziyade somut ve bilimsel kanıtlar eşliğinde tercih yapılmalıdır. Bunu sağlayan en iyi yöntem ise stratejik yetenek yönetimi ile yapılan kariyer planlamasıdır.

Alan seçimi sonrası bazı meslekleri seçme şansını kaybedeceğini biliyor musun?

Hangi mesleği seçmek istediğinizle ilgili bir fikriniz olmayabilir. Ya da zaman içerisinde fikirleriniz değişiklik gösterebilir. Ancak yapacağınız alan seçimi sonrasında bazı meslekleri seçme şansınız ortadan kalkmış olacak. Dolayısıyla alan seçimi yapmadan önce meslekler üzerine düşünmeniz ileride hayal kırıklığı yaşamamak için gereklidir.

İlginizi çeken meslekleri araştırabilir, hangi meslek için hangi alana yönelmeniz gerektiğini seçim yapmadan önce öğrenebilirsiniz.

Alan seçimi sürecinde ailenizi seçiminize ikna edebilecek misiniz?

Hayatımıza yön verirken yapacağımız seçimlerde ailenin rolü oldukça büyüktür. Bu rol bazen destekleyici güce sahipken bazen de hayal ve hedeflerimizle örtüşmeyen bir güce dönüşebilir. Önemli olan karar verirken her iki tarafın da somut performans çıktılarını dikkate alarak karar verebilmesidir.

Alan seçimi yaparken bazen aileler çocuklarının performansı, ilgi ve yetenekleriyle hiç örtüşmeyen yönlendirmeler yapabilmektedir. Bazen de öğrenciler kendi potansiyelinin dışında bir karara yönelebilmektedir. Bu noktada her iki taraf görüş ve önerilerini sunmalıdır. Eğer uzlaşı sağlanamıyorsa mutlaka kariyer danışmanlığı alınarak alan seçimi yapılmalıdır.

Stratejik Yetenek Yönetimi Hatalı Alan Seçimi Riskini Azaltır

Alan seçimi yapmadan önce ilgi alanlarınızı keşfetmeye, beceri ve yatkınlıklarınızı geliştirmeye odaklanın. Geleceğe yönelik hedefler belirleyin ve gelecekte nasıl bir hayat istediğinizi hayal edin. Dışarıdan gelen sesleri, korkularınızı ve önyargılarınızı bastırmaya çalıştığınızda iç sesinizin size söylemek istediklerine odaklanın. Geleceğe yönelik kaygılarınız hangi konuda yoğunlaşıyorsa o konuda ailenizden ya da profesyonelden destek alın. Yetersiz bilgi kaygının en büyük sebebidir.

Geleceğinize yön verebilmek için alanlar, meslekler ve yapmanız gerekenlerle ilgili çokça bilgi toplayın. Okulunuzdan mesleki ilgi ve yetenek envanterlerinin uygulanmasını, tercih sürecinde detaylı bilgi verilmesini, alanların tanıtılmasını isteyin. Daha kapsamlı değerlendirme almak ve kariyerinizi planlamak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyerinizi planlayabilir, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarınızı birlikte belirleyebiliriz. Alan seçimi yaparken kariyer danışmanlığı almak gençlerin kendilerine, ailelerin çocuklarına verebileceği en değerli armağandır.

Read More

Stratejik yetenek yönetimi genç ve yetişkinlerin gelecek kaygısı ile başa çıkmalarına destek oluyor. Öğrencilikten başlayarak iş hayatındaki acemilik yıllarına kadar her aşamada gelecek kaygısı duyulabiliyor. Eğer yanlış bir meslek seçimi yapıldıysa bu kaygı ilerleyen yaşlarda da devam ediyor.

Bireysel rol ve sorumluluklarımız artıkça üzerimizdeki psikolojik baskıda artış gösteriyor. Yaşanan coğrafyanın sosyo-kültürü, ekonomisi, gelişmişlik düzeyi, mezuniyet sonrası istihdam oranları bu kaygının şiddetini belirliyor. Başarılı olabilecek miyim? iş bulabilecek miyim? kendimi gerçekleştirebilecek miyim? Bir aile kurabilecek, onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek miyim? Bu yeni yaşam döneminde de sevilecek, değer görecek, “ben” olarak kabul edilebilecek miyim?

Tüm bu belirsizlikler ve geleceğin koşullarına yönelik beklentiler kişinin gelecek kaygısını beslemektedir. Ancak alacağınız stratejik yetenek yönetimi ile gelecek kaygınızı yenebilirsiniz.

Peki Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesidir. Bu yöntem sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim planları hazırlanır. Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde ulaşmak hedeflenir. Bir diğer hedef ise gerçekleştirilmek istenen amaca en iyi performansla ulaşabilmektir.

Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır ve bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Aba Psikoloji’ de bu uygulama yapılırken bireyin hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcıya yönelik veriler eksiksiz analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Hedeflere ulaşmak için bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde yol haritası çizilir.

Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar ancak bu süre içerisinde kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin bölünerek 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Günümüzde eğitim ve iş alanında rekabet oldukça yoğun. Pastadan doyurucu pay alabilmek için kişilerin iyi okullara girebilmesi, iyi eğitimler alabilmesi gerekiyor. Ancak bunu başarabilmek için çok yönlü değerlendirme yapabilmek gerekiyor. Önce bireyin kendisini tanıması, gelecekten beklentilerini belirlemesi gerekiyor.

Meslek yaşamında mutlu ve başarılı olabilmek için ilgi, beceri, yetenek ve yetkinliğine göre meslek seçmek gerekiyor. Bununla da kalmıyor ekonomik koşullar, kültür ve tutumlar meslek seçimine yön veriyor. Gelecek 10 yıllardaki yaşam koşullarının olası getirilerini de öngörebilmek gerekiyor. Mesleklerin geleceğini ve geleceğin mesleklerini bilerek seçim yapmak başarılı seçim yapma olasılığını artırıyor.

Dolayısıyla iyi yerlerde istihdam edilmek için en başından hedef belirleyip bu hedefe uygun hazırlanmak gerekiyor. Ancak bu kararı vermek o kadar da kolay değil. Bir ömür boyunca yapacağınız mesleği seçmek bir anlık bir karar süreci olmamalıdır.

Öğrenciler ilgi, istek ve ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp risk almamak için seçimi ailelerine bırakabilmektedir. Bu süreçte önyargıları, korkuları ya da çevrelerinden edindikleri çarpıtılmış gerçekler gençlerin cesaretlerini kırabilmektedir. Stratejik yetenek yönetimi size tüm bu etkenler sonucunda açığa çıkabilecek gelecek kaygınızı yenmenizde destek olur. İyi bir planlama yapıldığında gelecek kaygısı yaşama olasılığınız dahi ortadan kalkar.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kişiler, kendini keşfetme fırsatı yakalar. Böylece gençler doğru bölümleri ve üniversiteleri tercih ederek kendine en uygun akademik kariyer planını gerçekleştirir. Stratejik yetenek yönetiminin en önemli katkılarından biri de küresel ve bilimsel bir bakış açısıyla kişilerin eğilimlerinin değerlendirilebilmesidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Gelecek Kaygısı Yaşamayı Nasıl Önlüyor?

Öğrenciler için üniversiteyi kazandıktan sonra “kariyerimde ne yapacağım?” sorusunun cevabını bulamamak en büyük dert. Öğrencilerin büyük çoğunluğunun hayali üniversiteye gelene dek üniversiteyi kazanmak oluyor. Ama üniversiteyi kazandıklarında “biz şimdi ne yapacağız?” diyor ve adeta sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Çünkü üniversiteye kadar sadece bu sınavı kazanmaya odaklanıyor sonrası için çoğunlukla bir plan yapmıyorlar.

Oysa iyi bir kariyer için iyi bir akademik eğitim almak yeterli değil. Mesleğe yönelik daha planlı ve stratejik çalışmalar yapmak gerekiyor. Yetersiz hazırlık ise gençlerin gerçek hayat koşullarıyla yüzleştiğinde gelecek kaygısı yaşamasına neden oluyor. Üniversiteyi kazanana kadar verilen emek ve yaşanan kaygı oldukça büyük. Dolayısıyla gelecek kaygısının yüksek olması da bir o kadar normal.

Belli bir noktaya kadar bu kaygıyı hissetmek olumsuz değil aksine öğrenciler için oldukça faydalı. Çünkü kaygı bizi uyararak geleceğe yönelik önlem almamızı ve hazırlık yapmamızı sağlıyor. Kaygı hissettikçe bu duyguyu hafifletebilmek için çareler arıyoruz. Stratejik yetenek yönetimi duyulan gelecek kaygısıyla başa çıkabilmek için kişilerin geleceğe tam donanımlı hazırlanmasını destekliyor.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kısa ve Uzun Vadeli Hedeflerinizi Belirleyin

Üniversiteye hazırlanırken nasıl bir yol izlediniz? Karakterinizle, ilgi alanlarınız, kişisel beklentileriniz ve yeteneklerinizle örtüşen, sevip mutlu olabileceğiniz bir meslek seçtiniz mi? eğer bu sorunun cevabı evet ise bugüne kadar oldukça başarılı bir strateji izlediğinizi söyleyebiliriz. Ancak bu süreci ilk başta bahsettiğimiz stratejiler ile geçirmediyseniz de endişe duymayın.

Eğitim hayatınızın ya da kariyerinizin hangi döneminde olursanız olun stratejik yetenek yönetimi ile başarılı olabilirsiniz. Eğitim hayatınız, mesleğinizle ilgili kısa ve uzun vadeli hedeflerinizin olması gelişiminizi takip edebilmek için önemlidir. Hedefler motivasyonunuzu sağlar, başarı için gerekli koşulları karşılamanıza yardım eder. Hedefler beklentilerinize, bilgi birikiminize, potansiyelinize ve çalışma koşullarınıza göre düzenlenir. Bu sayede zamanı daha verimli kullanır, çalışma süreleriniz dışında kendinize de zaman ayırabilirsiniz.

Stratejik yetenek yönetimi ile rehavete kapılmadan, zamanı kaçırmadan planlı ve programlı geleceğe hazırlanabilirsiniz. Özellikle üniversitenin ilk yılı, öğrencilerin sınav stresinden kurtulmakla rehavete kapıldıkları bir yıldır. Yeni bir ortamı keşfediyor olmakta akademik çalışmaları geri planda bırakır. Meslek hayatında da kişiler belli bir yılın üzerine çıktıklarında rehavete kapılır, yükselme imkanı bulamazlarsa motivasyonlarını kaybederler. Stratejik planlama sayesinde duraklama dönemlerinizi de nasıl değerlendirebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Üniversitenin ilk yılından başlayarak başarılı çalışmalar yapabilir, networkünüzü nasıl geliştirebileceğinizi, mesleğe yönelik neler yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Mesleğinizde de duraklamaya girdiğinizde de yükselme ya da farklı kariyer fırsatlarını değerlendirmeniz için size uyan planlar çıkartılır. Bazen duraklamanın nedeni mesleki ya da kişisel yetkinliklerdeki eksiklikler olabilir. Bu noktada da size gelişim alanlarınızı öne çıkarmak için yeni hedefler planlanacaktır.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kişisel ve Mesleki Gelişim Alanlarınızı Destekleyin

Kişisel gelişim alanları, gelir elde etme amacı olmaksızın yapılan, keyif alınan uğraşlar olarak değerlendirilebilir. Kişisel gelişim faaliyetleriyle bireylerin boş zamanlarını değerlendirmesi; duygusal, bilişsel, sosyal ve davranışsal becerilerini geliştirmesi amaçlanır.

Kişisel gelişim alanları kulüplere katılmak, spor, dans, sanatla ilgilenmek, dijital içerik üretmek, fotoğrafçılık gibi örneklendirilebilir. Bu etkinlikler aracılığı ile bireyler boş zamanlarını verimli geçirmekle kalmaz farklı kazanımlar da elde ederler. En başta sosyal ilişkilerini ve iletişim becerilerini geliştirir, network elde ederler. Kişisel uğraşları sayesinde zamanı verimli kullanma, çok yönlü düşünme gibi iş hayatına etki edecek kazanımlar da elde ederler.

Üstelik günümüzde kişisel gelişim alanlarına yatırım yapan bireyler iş verenler tarafından tercih edilmektedir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kişisel gelişim alanlarınızı kolayca belirleyebilirsiniz. Gelişim alanlarınıza yatırım yapabilir yaptıklarınıza mesleğinize katkı sağlayacak şekilde özgeçmişinizde yer verebilirsiniz.

Mesleki gelişim alanlarınızı doğru tespit etmenizde de stratejik yetenek yönetimi yardımcı olmaktadır. Bu yöntem ile eğitim hayatınızı en verimli şekilde değerlendirmeniz hedeflenir. Mesleğinizi en iyi şekilde yapabilmeniz için mümkün olan en iyi üniversitelerden eğitim almanıza rehberlik edilir. Üniversite döneminde networkünüzü geliştirmeniz için önerilerde bulunulur. İyi referanslar edinebilmeniz için neler yapabileceğiniz anlatılır.

Stratejik planlama sayesinde mesleki gelişim için neler yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Staj programlarınız, cv hazırlığınız, katılacağınız mesleki eğitimler, sertifika programları konusunda neler yapabileceğiniz sizinle paylaşılır. Mesleğinizde başarılı olmanız için gerekli olan yabancı dil yetkinliği, bilgisayar, araç kullanımı konusunda da yönlendirilirsiniz.

Belirsizlikleri Netleştirmek Gelecek Kaygısı Duymanıza Engel Olacak

Stratejik yetenek yönetimi ile yeterli bilgi sahibi olmadığınız sorulara yönelik size uygun cevaplar bulabilirsiniz. Bu soruların mantıksız ya da gereksiz olduğunu düşünmeyin, eğer size kaygı veriyorsa önemlidir. Cevabını bulmanız da sizi rahatlatacaktır. İş bulma sürecini nasıl yönetebileceğinize yönelik sorularınız, iş verenleri nasıl etkileyebileceğiniz, rakiplerinizin neler yaptığı önemlidir.

Cevapları araştırırken eksiklerinizi tespit ederek gelişiminiz için hedefler belirleyebiliriz. Tüm bu soru işaretlerine stratejik yetenek yönetimi ile objektif yanıtlar bulabilirsiniz. Bilinçli şekilde yapacağınız tüm bu hazırlıklar gelecek kaygısı yaşamanızı engelleyecektir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Risk Almadan Sorumluluk Alın, Gelecek Kaygısı Yaşamayın

Sorumluluk sahibi olmak bireylerin erken yaşam dönemleri itibariyle geliştirmeleri gereken önemli bir beceridir. Sorumluluk sahibi bireyler çok daha kolay özdenetim geliştirirler. Stresle kolayca başa çıkabilir, görevlerini ve kendilerinden beklenenleri yerine getirebilmek için daha planlı hareket edebilirler. Sorumluluk sahibi bireyler işlerini başkalarına yaptırmak yerine bizzat kendileri yapan, sonuçlarıyla yüzleşen bireylerdir.

Sorumluluk sahibi bireyler daha rahat karar verebilir, kendi hayatlarının kontrolünü ellerinde tutabilirler. Gelecek kaygısı yaşasalar dahi bu kaygıyı başa çıkabilecek düzeyde tutabilirler. Sorumluluk almak kimi zaman kaygı verici olabilir. Özelliklede potansiyelinin farkında olmayan bireyler için sorumluluklar ürkütücü olabilir.

Stratejik yetenek yönetimi sonucunda bireyler sorumluluk almaya yönelik cesaretlenirler. Güçlü yönleri, bilgi birikimi, tecrübeleri göz önünde bulundurularak bireylerin sorumluluk almaları desteklenir. Sorumluluk becerisi kazanmak hem mesleki başarı hem de kişisel yaşam için önemlidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Karar Sürecinizde Ailenizin Desteğini Alabilirsiniz

Gelecek kaygısı yaşayan bireyler için çevrelerinde onları destekleyen arkadaşlarının ve sıcak aile ilişkilerinin olması değerlidir. Geleceğin belirsizliği karşısında kaygılar ile başa çıkmada aile ve sosyal destek oldukça etkilidir. Sevildiğini ve desteklendiğini bilen, yalnızlık hissetmeyen bireyler başarmaya daha kolay odaklanır. Ancak özellikle alan ve meslek seçerken isteklerimiz ailemizin beklentileriyle uyuşmayabilir.

Bizim için doğru olan onlar için riskli olabilir. Onlar için doğru olan bizim bilgimiz ve ilgilerimizle örtüşmeyebilir. Dolayısıyla da seçim sürecimiz beklediğimizden daha karmaşık ve stresli hale gelebilir. Ailenin seçimine yönelmek daha mutsuz olacağımız bir geleceğe merhaba demek anlamına gelebilir. Aileyle çatışmak ise duygusal ve maddi desteğimizi kaybetme riskini almaya neden olabilir.

Stratejik yetenek yönetimi ise birey için en doğru meslek alternatiflerini ve kariyer planlarını çıkaracaktır. Test ve envanter sonuçları ile mesleklere yönelik yapılan bilimsel çalışmalar ışında yapılacak yönlendirmeler daha güvenilirdir. Ailelere detaylı bilgilendirme yapılmakta ve tüm sonuçlar ailelerin soru işaretlerini giderecek şekilde paylaşılmaktadır.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde aile ile genç arasında uzlaşı sağlanır. Gencin sevdiklerinin desteğiyle kendini gerçekleştirmeye yönelik inancı perçinlenir ve kendini bu süreçte daha güçlü hisseder. Bu dönemde kaygılarınızı aileniz ve sosyal çevreniz ile paylaşabilmeniz sizi rahatlatır. Sosyal ve duygusal destek yaşayacağınız gelecek kaygısının yoğunluğunu azaltır.

Read More

Kişilik özelliklerine göre meslek seçimi yapmak mesleki doyum, başarı ve mutluluk için oldukça önemlidir. Meslek seçimi yaparken çoğunlukla sınav başarısı, popüler meslekler ve mesleki kazanç dikkate alınır. Oysa meslekte başarıyla ilerlemek ve mutlu olabilmek için kişilik özellikleri, ilgi ve beceriler dikkate alınmalıdır.

Kişilik, doğuştan gelen mizaç özelliklerinin çevrenin etkisiyle şekillenmesi sonucu oluşur ve kolay kolay değişmez. Bu nedenle kişilik özellikleri, belirli bir sürede oluşan ve nispeten tutarlı davranış biçimleridir. Kişiliğe ait özellikler sayesinde kişiyi diğerlerinden ayırır ve kişinin olası davranışlarına yönelik tahminlerde bulunabiliriz. Dolayısıyla zaman içerisinde gelişen, kolay kolay değişmeyen bu tutarlı özelliklerin doğru meslek seçiminde rolü büyüktür.

Meslek seçimi kişiliğin bir ifadesidir. Dolayısıyla da bireyin kendisine uygun mesleği seçmeden önce kişiliği hakkında cevaplaması gereken pek çok soru vardır. Kişi bu sorulara uygun cevapları bulduğunda iş yaşamında mutlu olur. Meslek hayatındaki mutluluk kişisel yaşamda da huzur ve mutluluğu getirir. Bu yazıda kişilik özelliklerine göre doğru meslek seçimi yapmak için Holland’ın tipoloji kuramını ele alacağız.

Holland’ın Tipoloji Kuramı ile Meslek Seçimi Yapmak

Holland’ın tipoloji kuramının temel amacı bireylerin mesleki doyum elde etmesini sağlamaktır. Bu kuram, kişilik ile mesleklerin gerektirdiği etkinlik veya çevre arasındaki ilişkiye dayanır. Holland, bireyleri kişilik özellikleri açısından altı grupta toplar. Ayrıca bu grupların oluşturduğu çevreleri de aynı isimlerle gruplandırır.

Holland’ın altı kişilik tipi; Realistik (Realistic), Araştırıcı (Investigatory), Yaratıcı (Artist), Sosyal (Social), Girişimci (Enterprising) ve Düzenli (Conventional) kişilik tipleridir. Holland, bu kişilerin yaşadıkları çevreleri de aynı isimlerle kategorize etmiştir. Bunlar realistik çevre, araştırıcı çevre, yaratıcı çevre, sosyal çevre, girişimci çevre ve düzenli çevredir.

Bireyler bu tiplerden bir, ikisine ya da hepsine benzeyebilirler. Bireyin mutlu ve başarılı olabilmesi için kişilik tipiyle uyumlu çevre içerisinde yer alabilmesi gerekir. Dolayısıyla kişi hangi özelliğe sahipse, aynı özelliğe uygun mesleki çevrede mutlu olacak ve kendini geliştirecektir.

Realistik Kişilik Tipi ve Realistik Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Realistik kişilik tipine sahip bireyler soyuttan değil, somut olandan, teorikten değil pratik olandan hoşlanırlar. Gerek ilgi alanlarında gerek mesleklerinde alet, edevat ve araçlarla çalışmaktan hoşlanırlar. Mekanik yetenekleri diğer tiplere göre daha fazla gelişmiştir. Oldukça doğal, hoşgörülü ve sabırlı kişilerdir. Ayrıca statü, para ve maddi-manevi güçlü olmaya önem verirler.

Sosyal ilişkilerde ve aktivitelerde girişken değillerdir, iletişim kurmaktan ve sözel olarak kendilerini ifade etmekten hoşlanmazlar. Doğru meslek seçimi yapmak için çalışma alanlarını seçerken bu kişilik özelliklerini göz önünde bulundurmalıdırlar. Doğada hayvanlarla, toprakla iç içe çalışmak, fabrikada makinelerle, araçlarla çalışmak, tamir-onarım yapmak onlar için keyiflidir.

Mutlu olacakları çalışma ortamı iş makinelerinin olduğu, araziler, inşaat alanları, şantiye, maden, fabrika, tamir atölyesi, tarım arazisi, hayvancılık, sera olabilir. Otomativ tamiratı, elektronik tamiratı, tesisatçılık, teknisyenlik, bahçıvanlık, hayvancılık yapabilirler. Onlar için makinelerle, araçlarla ya da bitki ve hayvanlarla zaman geçirmek insanlarla sosyalleşmekten daha keyiflidir.

Daha kurumsal düzeyde çalışmak istenirse mühendislik yapabilirler, tamir eden değil icat eden olabilirler. Sanayi alanlarının gelişimi için proje üretebilir, ihtiyaçları tespit edebilirler.

Araştırıcı Kişilik Tipi ve Araştırıcı Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Araştırıcı kişilik tipine sahip bireyler bilimsel ve teknik konularla ilgilenmekten hoşlanırlar. Sosyal alanları bu kişilerin de oldukça zayıftır. Zekâlarını kullanabilecekleri alanlar, bilimsel ya da teknik araştırma ve okumalar yapabilecekleri ortamlar onlar için keyiflidir.

Sosyalleşmekten, başkalarının kişisel sorun ve ilgilerine vakit ayırmaktan keyif almazlar. Kendilerini gibi bilim ve tekniğe ilgisi olan kişilerle sohbet etmekten, tartışmaktan hoşlanırlar. Günlük hayattaki sohbet konuları da çoğunlukla bilim, teknik, araştırma sonuçları odaklıdır. Laboratuvarlar, akademik ortamlar onlar için oldukça keyifli yerlerdir. İnsanlarla iç içe olacakları, sosyal beceri sergilemelerini gerektirecek şekilde meslek seçimi yapmak onlara mutsuzluk getirecektir.

Göz önünde olmaktan, ilgi odağı olmaktan hoşlanmazlar. Çevrelerinde az ve öz kişi vardır. Analitik düşünen, eleştirel, meraklı, bağımsız, alçakgönüllü, pasif, çekingen, mantıklı kişilik özellikleri taşırlar. Biyolog, genetikçi, veteriner, cerrah, fizikçi, matematikçi ve antropolog gibi meslekler, araştırıcı mesleki tip grubunda yer alır. Bilim insanı olabilir, bilim odaklı çalışmalarda yer alabilirler. Araştırıcı tipe sahip bireyler araştırmacılık ile ilgili mesleklerden hoşlanırlar.

Yaratıcı Kişilik Tipi ve Yaratıcı Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Yaratıcı kişilik tipine sahip bireyler bilimsel araştırmalardan, teknik çalışmalardan ya da kurallı işlerden hoşlanmazlar. Onlar hayal güçlerini sınırsız kullanabilecekleri, özgür oldukları çalışma alanlarında daha mutludurlar. Materyalleri dönüştürmeyi, resmetmeyi, yazmayı, çizmeyi, üretmeyi severler. Kendilerini resim, müzik veya edebiyat gibi sanatsal alanlarda ifade etmeyi severler. Mesleki gelişimlerini de bu alanlarda gerçekleştirmek isterler.

Ruh halleri değişkendir, çok mutlu bir anlarında duygulanabilir, hiç beklenmedik olay ve durumlarda ilham bulabilirler. Karşılaştıkları problemleri artistik becerilerini kullanmaya çalışarak çözmeye çalışırlar. Sezgilerine güvenirler, kurallara uymaktan, sınırlandırılmaktan hoşlanmazlar. Ressam, sanatçı, dekoratör, moda tasarımcısı ve mimarlık gibi meslekleri tercih edebilirler. Mekanik işlerle meşgul olmalarını gerektirecek yönde meslek seçimi yapmak ya da kurallı çalışma ortamlarında bulunmak onlar için uygun değildir.

Mutlu ve başarılı olabilecekleri çevresel koşullar yaratıcılığı destekleyen ve yaratıcı ürünler çıkarılabilecek ortamlardır.  Yaratıcı ortam, rahat, açık, kişisel ifadeyi ve yaratıcılığı teşvik eden özgür ortamdır. Fotoğrafçılık, oyunculuk, yönetmenlik ve grafik tasarımcılığı gibi mesleklere de yönelebilirler.

Sosyal Kişilik Tipi ve Sosyal Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Sosyal kişilik tipine sahip bireyler için önemli olan diğerleridir. Bu kişiler diğer insanlara kişisel ve mesleki problemlerinde yardım etmeyi severler. Sosyal sorumluluk projeleri düzenlemekten ve projelerde yer almaktan keyif alırlar. Maddi kazançtan çok manevi tatmini önemserler. İnsanla etkileşimin olmadığı, tek düze, durağan, masa başı işler onlara uygun değildir. Bilgisayar karşısında tek başına çalışmaktan keyif almazlar.

Bu bireyler çalışma alanı olarak sosyal ortamları, sosyal meslekleri tercih ederler. Herhangi bir problemle karşılaştıklarında bu sorunları sosyal becerilerini kullanarak çözmek isterler. Yapıcı, birleştirici, uzlaştırıcı kişilerdir. Bir ekibin, grubun aranan yüzleridirler. Çözüm odaklı bir iletişim kurar, empatik dinler ve problemleri yapıcı bir dille çözerler. Takım olmaktan, grupla hareket etmekten keyif alırlar. Doğru Meslek seçimi yapmak için sosyal yönü olan işleri tercih etmelidirler.

Bu tip bireyler, dost canlısı, içgörü sahibi, sorumlu, sosyal, cömert, idealist, nazik, anlayışlı, ince düşünceli kişilerdir. Psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, psikolojik danışmanlar ve öğretmenler bu mesleki tipe sahip özellikleri taşımaktadır. Verimli çalışabilmeleri için sosyalleşebilecekleri, kendilerini sözlü olarak ifade edebilecekleri, insanlarla etkileşim kurabilecekleri ortamlara ihtiyaç duyarlar. Hastaneler, okullar, danışmanlık merkezleri, organizasyon alanları bu kişiler için keyifli ortamlardır.

Girişimci Kişilik Tipi ve Girişimci Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Girişimci kişilik tipi özelliklerini taşıyan bireyler çalışma alanlarında kendilerini gösterebilecekleri, ön planda olabilecekleri işlere yönelmekten hoşlanırlar. Özgüvenli, girişken, sosyal ve konuşkan kişilerdir. İkna kabiliyetleri gelişmiştir. Kelimeleri iyi seçer, beden dillerini etkili kullanabilirler. Görünüşlerine, diksiyonlarına oldukça önem verirler. Liderlik, yöneticilik, antranörlük, koçluk, patronluk onlar için uygun rollerdir.

İyi bir satışçı, reklamcı, mümessil, avukat olabilirler. Kendilerine ve yeteneklerine güvenen, maceracı, risk almayı seven, hırslı ve inatçı kişilerdir. Güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilirler; güçlü yönlerine etkili kullanırken, güçsüzlüklerini de kontrol altında tutabilirler. Finansal ve ekonomik unsurların önemli olduğu ve ödüllendirilmek için risklerin alınabileceği ortamlarda çalışmaktan hoşlanır ya da kendi işlerini kurabilirler.

Düzenli Kişilik Tipi ve Düzenli Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Düzenli kişilik tipine sahip bireylerin önceliği gündelik yaşam alanlarından başlayarak yer aldıkları her ortamda düzen oluşturmaktır. Arşivlemek, kategorize etmek, sadeleştirmek onların verimli çalışabilmesi ve rahat edebilmesi için gereklidir. Ajanda tutmak, zamanı dahi dakikalara saatlere bölerek planlamak onlar için önemlidir. Sistemsiz, düzensiz çalışma koşulları onlar için uygun değildir. Kendilerine ait çalışma alanına sahip olmayı ve o alanın düzenine hakim olmayı isterler.

Kendi düzenlerine karışılmasından ve düzenlerinin bozulmasından hoşlanmazlar. Detaylı kayıt tutar, yazıları dosyalar, onları daha önce planlanmış bir düzende arşivlerler. Karşılaştıkları problemleri geleneksel yöntemlerle çözmeyi tercih ederler. Belli kurallara bağlı çalışmaktan hoşlanır, emir ve kurallara harfiyen uyum gösterirler. Belirsizlik onlar için önemli bir motivasyon kaybı kaynağıdır. Belirsizlik içerisinde strese girer ve çalışmalarından verim elde edemezler.

Düzen oturtamayacakları, çalışma saatleri belli olmayan, kuralları olmayan işlere yönelik meslek seçimi yapmak mutsuzluğu getirecektir. Kütüphane görevlileri, depo sayım memurları bu tipteki kişilere örnek sayılabilir. Dosyaların, klasörlerin, bilgisayar, fotokopi makinesi gibi sarf malzemelerinin yer aldığı çalışma ortamları onlar için uygundur.

Risk almaktan, değişikliklerden ve yeniliklerden hoşlanmaz, uyum sağlamakta zorlanırlar. Bu mesleki tipe sahip bireyler, banka veznedarı, postacı, muhasebeci ve sekreterlik gibi meslekleri tercih ederler. Bankalar, tapu ve vergi daireleri gibi kuruluşlarda büro işlerini yürüten bireyler bu mesleki tipin üyeleridir. Hayal güçleri zayıftır, kendilerine verilen işi ne artı ne eksi tam istenen şekilde yapmaya özen gösterirler.

Meslek Seçimi Yapmak Çok Yönlü Değerlendirme Yapabilmeyi Gerektirir

Doğru bir meslek seçimi yapmak için kişinin ilk önce kendini objektif şekilde değerlendirmesi gerekir. Bu değerlendirmeyi yapabilmek kolay değildir. Özellikle güçsüz yönlerimizi kabul etmekte çoğunlukla zorlanırız. Doğru bir mesleğe yönelebilmek için kişilik özelliklerimizi biliyor olmamız, güçlü ve zayıf yönlerimizi belirlememiz gerekir. Bununla da kalmaz doğru seçim için ilgi ve beceri alanlarımızın da göz önünde bulundurulması gerekir.

Sosyo- ekonomik düzeyimiz, bilgi birikimimiz, eğitimimiz, yaşadığımız kültür, tutumlarımız ve beklentilerimizde seçimimizi desteklemelidir. Bazen yeterli bilgiye sahip olmamak geleceğimiz için büyük fırsatları kaçırmamıza neden olabilir. Hayalini kurduğumuz meslek için yeterli ekonomik gücümüz olmadığını düşünerek hedefimizi değiştirebiliriz. Oysa burs imkanlarını bilmek hedefimizde ilerlememize destek olabilir.

Bizim için biçilmiş kaftan bir meslek şu an adı duyulmamış bir meslek olabilir ve biz ondan bir haber olabiliriz. Oysa şu an değerlendirmediğimiz bu meslek mezun olduğumuzda çok popüler olacak bir meslek olabilir. Geleceğin mesleklerini ya da mesleklerin geleceğini bilmek seçimlerimizi etkileyebilir. Yaşadığınız ya da yaşamak istediğiniz ülke, şehir dahi seçimlerinizden alacağınız verimi etkileyecektir.

Tüm bu süreci yürütmek ve yönetmek kolay değildir. Özelliklede meslek seçimine yönlendirildiğimiz ergenlik yaşlarında objektif değerlendirme yapabilmek oldukça zordur. Gençlerin üzerindeki sınav baskısı ve yaşadıkları gelecek kaygısı seçimlerine etki edebilmektedir.

Aba psikoloji olarak kariyer gelişiminizi önemsiyoruz. Kariyere bilinçli yön vermek sadece mesleki doyum elde etmek için gerekli değildir. Mesleğinizde elde edeceğiniz başarı ve mutluluk sayesinde hayatınızın her alanına mutluluğunuzu taşıyabilirsiniz. Biz Aba ailesi olarak bireylerin kendilerini ve yeteneklerini keşfetmesine destek oluyoruz.

Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz. Doğru meslek seçimi yapmak için bizimle iletişime geçebilir, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı hizmetimizi alabilirsiniz.

 

Read More

Meslek seçmeden önce tüm yönlerinizle kendinizi keşfedin. Bu sayede yaşam boyu mutlu ve başarılı olabilmek için atılması gereken ilk adımı atmış olacaksınız. Kendinizi keşfetmeniz karakterinizi fark etmenizi, güçlü ve zayıf yönlerinizi bulmanızı sağlayacaktır. İlgi alanlarınız, yetenek ve yetkinliklerinizi keşfetmeniz mesleğinizi çok daha başarılı, verimli ve mutlu geçirmenizi sağlayacaktır.

Kariyerinizle ilgili beklentilerinizi belirlemeniz de meslek seçmeden önce kendinizle uyumlu bir yönelim belirleyebilmeniz için gereklidir. Seçim yapmadan önce kendinizle ilgili çok yönlü değerlendirme yapabilmeniz için aşağıdaki önerilerimize göz atabilirsiniz. Kişilik Özellikleri ile Uyumlu Meslek Seçimi Yapmak yazımız da sizin için faydalı olabilir. Ayrıca Duygusal Zeka Meslek Seçimi İçin Önemli mi? yazımıza da bakabilirsiniz.

Meslek Seçmeden Önce Karakteristik Özelliklerinizi Tanımalısınız

Karakteristik özelliklerinizi bildiğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Ancak pek çoğumuz karakteristik özelliklerimizi ele alırken olumluları düşünür, olumsuzları baskılarız.

Oysa etkileşimde olduğumuz insanlar bizi olumlu ve olumsuz tüm özelliklerimizle görür. Bize geribildirim verirken her ikisini de baz alarak verirler. Geribildirim özellikle mesleğimizi yaparken sıklıkla karşımıza çıkar. Çalışma arkadaşlarımız ya da yöneticilerimiz bizimle geribildirimlerini paylaşabilirler. Geribildirim bilinçli şekilde değerlendirildiğinde gelişmemizi ve ilerlememizi sağlar. Ancak karakteristik özelliklerimizle barışamazsak geribildirimleri de yapıcı şekilde ele alamayabiliriz.

Karakteristik Özelliklerimi Fark Etmemin Sağlayacağı Kolaylık Ne?

Karakterinizi keşfettiğinizde bir mesleği verimli şekilde sürdürebilmek için ihtiyacınız olan özelliklerin sizde olup olmadığını değerlendirebilirsiniz. Doğru seçim yapabilmek için meslek seçmeden önce mutlaka karakteristik özelliklerinizi değerlendirmelisiniz. İçe dönük bir mizacınız varsa sosyal ilişkilerin ön planda olduğu, göz önünde olunan işler sizin için uygun olmayacaktır. Yine dışa dönük bir karakteriniz varsa da masa başı yürütülen, başkalarıyla etkileşimin olmadığı işler size göre değildir.

Paylaşmayı sevmiyor ya da liderlik özellikleri taşıyorsanız takım üyesi olmak sizin için uygun olmayacaktır. Bunun yerine ekip yönetme, liderlik yapabileceğiniz meslekler size daha uygun olabilir.

Duygularınız ön planda ve kararlarınızı, tutum ve davranışlarınızı etkiliyorsa objektif olmanız gereken işler sizi zorlayabilir. Soğukkanlı, stresle başa çıkabilen bir bireyseniz zor koşullar altında çalışmaktan keyif alabilirsiniz. Doktorluk, Hakimlik, Avukatlık gibi meslekler sizi mutlu edebilir. Yeni deneyimlere açık biriyseniz sürekli gezeceğiniz ya da çalışma alanınızın değişeceği işler sizin için uygun olabilir.

Peki karakteristik özelliklerimizi keşfetmek için neler yapabiliriz?

Öncelikle olumlu karakteristik özelliklerinizi belirlemekle başlayabilirsiniz. Olumlu yönleri düşündükçe olumsuzlar da kolaylıkla fark edilmeye başlayacak. Çevrenizde sıklıkla iletişim halinde olduğunuz bireylere, arkadaşlarınıza ve ailenize de öne çıkan karakteristik özelliklerinizi sorabilirsiniz. Daha objektif bir değerlendirme istiyorsanız yöneticiniz ya da öğretmenlerinizle de konuşabilir, onlardan da geribildirim isteyebilirsiniz.

Karakteristik özelliklerinizi belirginleştirmekte zorluk yaşıyor ya da gerçekle örtüşmediğini düşünüyorsanız kişilik envanterine katılabilirsiniz. Meslek seçmeden önce katılacağınız bir kişilik envanteri ile daha doğru seçimler yapabilirsiniz. Ancak danışmanlık ya da rehberlik almadan kişilik envanterine katılmanız, sonuçları meslek seçimiyle birleştirmeniz açısından zor olabilir. Aba psikoloji olarak meslek seçiminde kişilik testleri ve klinik değerlendirmeler ile size yardımcı oluyoruz.

Meslek Seçmeden Önce Güçlü Yönleriniz Neler Belirlemelisiniz

Güçlü yönlerinizi biliyor olmanız yine meslek seçimi sürecinde size geleceğe dönük kolaylık sağlayacaktır. Bir bireyin güçlü yönlerini bilerek yapacağı meslek seçimi sürdürmekten keyif alacağı bir mesleği seçmesini sağlar. Aynı şekilde kişi bu sayede potansiyelinin çok üzerinde bir işe kalkışmamış olacaktır. Bireyin güçlü yönlerini göz önünde bulundurarak seçim yapması mesleğinde ilerleyebilmesi, başarılı ve mutlu olabilmesi için önemlidir.

Analiz yeteneği, empati, ayrıntılara önem verme, iş ahlakı gibi güçlü yönler seçim yapmadan önce belirlenmelidir. Bu yönlerin meslek seçiminde etkisinin ne olacağı değerlendirilmelidir. Örneğin; plan, program seven kişiler yönetici asistanlığı, sekreterlik yapabilirler. Detaylarla uğraşması seven kişiler arşivleme, dosyalama gerektiren işlerle ilgilenebilirler. Disiplin seven kişiler avukat, asker olabilir. Empati becerisi yüksek kişiler danışmanlık, rehberlik yapabilirler.

Meslek seçmeden önce güçlü yönlerin belirlenmesi doğru seçimi yapabilmek için oldukça önemlidir. Aksi halde bireyler başarısız ve mutsuz olacakları seçimler yapabilirler. Örneğin; mükemmeliyetçi yani güçlü olan birini düşünelim. Kişi zaman baskısı yaşayacağı bir işte oldukça stres yaşayacak hem başarılı hem de mutlu olamayacaktır. Üstelik gerçek potansiyelini de asla gösteremeyecek bu da iş vereni ve arkadaşları tarafından negatif değerlendirilecektir.

Meslek Seçmeden Önce Zayıf Yönleriniz Hakkında Objektif Değerlendirme Yapmalısınız

Zayıf yönlerimizle yüzleşmek sanıldığından daha zor olabilir. Öyle ki varlığını inkar dahi edebiliriz. Aslında bu kaçınma davranışı bir anlamda zayıf yönlerimizin açığa çıkabileceği durumlardan uzak durduğumuzu da gösterir. Bu iyi bir stratejidir. Bu sayede meslek seçerken zayıf yönlerimizin ön plana çıkacağı alanlara yönelirken riskleri iyi analiz edebiliriz. Eğer yönelmek istediğimiz alanda ısrarcıysak zayıf yönlerimizi güçlendirmek için çalışabiliriz.

Meslek seçmeden önce hatalı bir yönelim yapmamak için mutlaka zayıf yönlerle yüzleşmeli gerekliyse üzerine gidilmelidir. Odaklanma güçlüğü, sabırsızlık, tahammülsüzlük, zayıf zaman yönetimi, stresle başa çıkamama ve benzeri zayıf yönlerimiz olabilir. Örneğin çok hareketli bir bireyin monoton, hareketsiz işler yapması zor olacaktır. Konuşmayı seven ama dinlemekten keyif almayan birinin terapist, psikolog olması mutsuzluğa ve başarısızlığa yol açacaktır. Konforu seven birinin sürekli ayakta olmasını ya da aktif olmasını gerektiren işler zor olacaktır. Konuşmayı ve insanlarla etkileşim kurmayı sevmeyen birisi öğretmen, terapist olmamalı insan kaynakları alanına yönelmemelidir.

Meslek Seçmeden Önce İlgi Alanlarınızı Bulmalısınız

Bireyin ilgi alanlarını bilerek mesleğini seçmesi doğru seçim yapma olasılığı artıracaktır. Meslek seçmek sadece kişinin gelir elde edeceği dalı seçmesi değildir. Bir meslek seçtiğimizde gelecekteki yaşam şeklimizi de seçmiş oluruz. Yaptığımız bu seçim sosyal çevremizi, arkadaşlıklarımızı, yaşam kalitemizi belirler. Doğru ya da yanlış bir seçim yapmak hayatımızın tüm alanlarına etki eder.

Doğru seçimin etkisi ne kadar pozitif olacaksa hatalı seçimin sonucu da o kadar yıkıcı olacaktır. İlgi alanlarınızla örtüşen bir meslek seçimi yaptığınızda mesleğinizden keyif alma olasılığınız artacaktır. Mesleğiniz adeta hobiniz gibi olacak ve aldığınız doyum da daha fazla olacaktır.

Örneğin; hayvanlarla ilgilenmeyi çok seven ve sayısal zekası da iyi olan bir birey veterinerlik düşünebilir. İnsan anatomisine ilgi duyan, biyolojiyi merak eden birisi genetik ya da tıp alanına yönelebilir. Beslenme alışkanlıklarına önem veren, kalori hesabı yapmayı seven bu alanda ileri araştırmalar yapan birisi beslenme uzmanı olabilir. Okumayı seven, kitaplara ilgi duyan birisi editörlük yapabilir.

Meslek seçmeden önce ilgi alanınızı belirlemiş olmanız kariyerinizde atılımlar yapabilmenizde size destek olacaktır. Sevgiyle yapılan her iş gibi mesleğin de sevgiyle yapılmasının sonucu güzel olacaktır.

Meslek Seçmeden Önce Yetenek ve Yetkinliklerinizi Öne Çıkarın

Bireyin sahip olduğu yetenekler uygulamalar, geliştirme yoluyla yetkinliğe dönüşürler. Bireyin yetenek ve yetkinliklerinin bilincinde olarak meslek seçimi yapması oldukça önemlidir. Yetenek ve yetkinliklerin biliniyor olması kariyerde başarılı bir şekilde ilerlemek ve yükselmek için önemlidir. Ancak yükselmeden daha önemli bir rolü vardır ki o da iş arama sürecindeki olumlu etkisidir.

Özgeçmişinizde yetenek ve yetkinliklerinizi doğru şekilde ifade edebilmeniz mülakata davet edilme olasılığınızı artırır. Mülakat sırasında yetenek ve yetkinliklerinizi etkili ifade etmeniz diğer adaylardan farklı olarak öne çıkmanızı sağlayacaktır. Fazladan sahip olacağınız bir tek yetkinlik bile işe kabul için ya da terfi almanız için yeterli olabilir. Örneğin bildiğiniz yabancı diller, kullandığınız bilgisayar programları, kullanabildiğiniz araç ve ekipmanlardaki tecrübeniz ve benzeri.

İş arama sürecinde mesleğinizle ilgili ilanlarda mesleki yetkinlik kriterleri dikkatinizi çekecektir. İlanlarda bu kriterleri karşılamayan kişilerin özgeçmişlerini dikkate almayacağını belirten ibareler de görebilirsiniz. Özellikle yeni mezunlar için tüm kriterleri karşılamak kolay değildir. Ancak sahip olacağınız ayrıştırıcı yetkinlikler sizi öne çıkaracaktır. Seçmek istediğiniz mesleğin gerektirdiklerini araştırarak ön hazırlık yapmanız sizin için faydalı olacaktır.

Çok uluslu bir şirkette çalışma hayaliniz varsa şimdiden ikinci, üçüncü dil için yoğun çalışmalısınız. Dil biliyor olmanız çok uluslu bir şirket için ayırıcı özellik olarak değerlendirilecektir. Meslek seçmeden önce yetenek ve yetkinliklerinizi belirlemeniz ve geliştirmeye odaklanmanız başarı olasılığınızı artıracaktır.

Meslek Seçmeden Önce Kariyer Beklentilerinizi Sıraların

Kariyerinizden beklentileriniz de size özel olmalıdır. Dolayısıyla bu da kendinizi ve beklentilerinizi keşfetmenizi gerektirir. Meslek seçmeden önce kariyer beklentilerinizi belirlemeniz kendinize yönelik değerlendirmeniz gereken önemli bir süreçtir. Nasıl bir çalışma ortamı hayal ediyorsunuz? Gelir beklentiniz ne? Çalışma şartlarınız ve olmak istediğiniz konum ne? 40-50 yıl boyunca sürdüreceğiniz işe yönelik beklentilerinizi belirlemeli ve seçiminizi bu beklentilere göre yapmalısınız.

Vardiyalı çalışma düzeni size göre değilse nöbet tutmanız gereken bir iş tercih etmemelisiniz. Kurumsal çalışma düzenim olsun, giyim kuşam önemli olsun gibi beklentileriniz olabilir. Bu durumda da şantiye, maden, üretim bandı, mutfak, atölye gibi çalışma alanları tercihiniz olmamalıdır.

Meslek Seçmeden Önce Baskın Zeka Alanınızı Keşfedin

Meslek seçimi söz konusu olduğunda bireyin baskın zeka alanını biliyor olması oldukça önemlidir. Ülkemizde meslek seçimi için özellikle okullarda çoklu zeka kuramı baz alınarak mesleki yönlendirmeler yapılmaktadır. Çoklu zeka kuramı Nöro-Psikolog Howard Gardner tarafından geliştirilmiştir. Gardner bir kişinin kesinlikle bir zekâ bölümü ile etiketlenmemesi gerektiğini savunur.

Gardner, zekanın birden çok alanda ölçülebileceğini düşünmektedir. Ona göre zeka çok yönlüdür, doğuştan kalıtımla getirilmiştir ve geliştirilebilmektedir. Bu doğrultuda her insanın 8 farklı zekâ bölümü bulunmaktadır. Bu zeka bölümlerinden bir kısmı daha baskınken bir kısmı daha zayıftır. Meslek seçmeden önce bireylerin baskın ve zayıf zeka bölümlerini bilmesi faydalı olacaktır.

Gardner’a göre 8 zeka bölümü şu şekilde sıralanmaktadır;

  1. Mantıksal – Matematiksel
  2. Sözel – Dilsel
  3. Görsel – Mekansal,
  4. İçsel – Kişiye Dönük
  5. Sosyal – Kişiler Arası
  6. Müziksel – Ritmik
  7. Bedensel – Kinestetik
  8. Doğa

Bir örnek ile açıklayacak olursak içsel-kişiye dönük zekayı ele alabiliriz. Bu kişiler duygu ve düşüncelerini tanır, motivasyon kaynaklarını bilirler. Kendilerini çok iyi tanırlar, kendi kendilerine yetebilir ve kendileriyle yalnız kalmaktan da keyif duyarlar. Kendilerini motive edebilir, güçlü ve zayıf yönlerini kontrol edebilirler. Bu kişilerden çok iyi terapistler, danışmanlar, yazarlar çıkar. Meslek seçmeden önce çoklu zeka kuramını detaylı araştırabilir baskın zeka alanlarınızı keşfedebilirsiniz. Ayrıca bu konuda bizimle iletişime geçebilir zeka testlerimize de katılabilirsiniz.

Meslek Seçmeden Önce Kariyer Danışmanlığı Alarak Kendinizi Keşfedin

Meslek seçimi söz konusu olduğunda iyi bir kariyer planlaması yapabilmek gerekir. İşsizliğin artığı, rekabetin kızıştığı bu dönemde başarılı bir kariyer gelişimi için değerlendirilmesi gereken çok kriter var. Meslek grupları çok çeşitli ve henüz az bilinip gelecek yıllarda revaçta olacak meslekler de çok. Seçimlerinizde hayal kırıklığı yaşamamanız, bir ömür mesleki doyum arayışında olmamanız için kariyer danışmanlığı almanızı öneriyoruz.

Meslek seçmeden önce kariyer danışmanlığı almanız geleceğe yönelik kendinize yapabileceğiniz en iyi yatırımdır. Aba psikoloji ile iletişime geçerek stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı hakkında bilgi alabilirsiniz.

Read More

Hedef belirleyebilme her yaştan birey için oldukça önemlidir. Doğru belirlenmiş hedefler hem kişilerin zamanı verimli kullanmasını sağlayacak, hem motivasyonlarına olumlu destek olacaktır. Hedefi olan bireyler kendilerini daha kolay organize edebilecektir. Ayrıca hedef belirlemek olumsuzlukları öngörmeyi kolaylaştıracaktır.  Bu sayede bireyler olası aksilikler için hazırlık yapacak ve olumsuz koşullarla daha kolay başa çıkabilecektir. Öğrenciler için hedef belirleme ise çok daha yaşamsal bir öneme sahiptir.

Öğrenciler İçin Hedef Belirleme Neden Bu kadar Önemli?

Pek çok yetişkin için öğrencilik yılları sorumluluğun az, hayat koşturmacasının düşük olduğu yıllar gibi görünse de işin özü öyle değildir. Aslında gelecek yılların başarılı, verimli ve mutlu geçebilmesi için öğrencilik yıllarının iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Kişiliğini tanımak, güçlü ve zayıf yönlerini keşfetmek, ilgi alanlarını bulmak ve bir mesleğe yönelmek bu dönemin en önemli hedefleridir. Meslek seçimi yapmak ise sadece bir mesleği belirlemek değil, gelecek hayatının yaşam koşullarını belirlemektir. Bu nedenle oldukça önemlidir ve iyi planlanmalıdır.

Gençler öğrencilik yıllarında okul başarılarını sağlamak, sınavlara hazırlanmak, alan seçmek, meslek belirlemek, mesleğe hazırlanmak gibi önemli kazanımlar için mücadele ederler. Gençlerin bu yıllarını verimli geçirebilmesinin en önemli koşulu ise başarılı hedefler belirleyebilmeleridir. Öğrenciler için hedef belirleme süreci ise kolay değildir. “Büyüyünce doktor olacağım” demek başarılı bir hedef sayılmaz. Hayallerimizi hedefe dönüştürebilmek için belirli sınırları olan, net, ölçülebilir, bizim ait olan, gerçekçi ve süresi belli bir hedef olması gerekir. Aksi halde belirgin olmayan hedefler kolayca ötelenebilir ya da vazgeçilebilir. Bir de hedeflere ulaşabilmek için küçük parçalara bölerek ilerlemek gerekir. Uzun vadeli bir hedefe ulaşmak için kısa vadeli hedeflerle ilerlemek gerekir.

Smart Hedef Methodu ile Öğrenciler İçin Hedef Belirleme Çok daha Kolay

Başarması zor ya da gerçekleşmesi için zaman uzunsa hedefimize ulaşmaya yönelik motivasyonumuz kolaylıkla düşer. Özelliklede öğrencilerin ilgilerini sürdürebilmesi ve motivasyonlarını artırabilmesi için somut, ulaşılabilir hedeflere ihtiyaç vardır. SMART (Akıllı) Hedefler bu ihtiyacı karşılayacak niteliktedir. Hem öğrenciler hem yetişkinler için uygulaması kolay, keyifli ve verimlidir. Peki Smart (Akıllı) Hedef Methodu Nedir?

Smart İngilizce bir kelimedir ve Specific, Measurable, Attainable, Realistic (Relevant), Time-Limited, (Trackable) Kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır. Türkçesi açıklaması ise Özel, Ölçülebilir, Erişilebilir, Gerçekçi (Alakalı), Zaman kısıtlamalı (Takip edilebilir) şeklindedir. Şimdi ise Smart Hedef mothodunun her bir adımını Öğrenciler İçin Hedef Belirleme tekniği olarak kullanılabilecek şekilde açıklayalım.

Specific (Özel) Hedef Belirleme

Hepimizin hayalleri, istekleri vardır. Ancak pek azımızın gerçekleştirilebilir hedefleri vardır. “En iyi üniversiteyi kazanmak istiyorum” bir istektir ama başarılı bir hedef değildir. Bu isteğin hedefe dönüşebilmesi için daha somut ve ölçülebilir adımlara ihtiyaç vardır. Hedefinizin özelliklerini olabildiğince açık şekilde belirlemeniz gerekir. Bu hedeflere bakan herkes hedefin içeriğini sizinle aynı şekilde anlayabilmelidir. “X üniversitesini kazanmak ve Y bölümünü okumak istiyorum. Y bölümünü X üniversitesinde okuyabilmem için geçmiş yıllarda üniversiteye kabul kaç puanla olmuş araştırmalıyım. Denemelerdeki başarımı yükseltmeli, girmek istediğim bölüm ve üniversitenin beklediği netleri yapmalıyım.”

Measurable (Ölçülebilir) Hedef Belirleme

Öğrenciler için hedef belirleme ölçülebilir görevleri kapsayacak şekilde olmalıdır. Ölçülebilir bir hedef iseulaşılamayacak kadar iddialı olmamalıdır. Ancak kişinin kolay elde edeceği, başarmak için çaba harcamasına gerek olmayan bir hedefte olmamalıdır. Hedeflerimize erişmek kolay olduğunda potansiyelimizin altında işlerle kendimizi sınırlıyoruz demektir. Bu rehavete kapılmamıza ve kendimizi geliştiremememize neden olacaktır.

“Hedefime ulaşmak için çok çalışacağım” ölçülebilir bir hedef değildir. Bir öğrenci için 40 dakika ders çalışmak çok olabilir, bir başkası için 5 saat çalışmak çok olabilir. “Hedefime ulaşmak için düzenli çalışmalı, eksiklerimi belirlemeli, tamamlamak için destek almalı ve zamanımı iyi değerlendirmeliyim. Okul dışı günlük 4 saat çalışmalı, her hafta 3 deneme çözmeli ve hatalarımı düzeltmek için haftada 4 saat etüde katılmalıyım. Bu çalışma benim için yeterli olmazsa tekrar revize etmeli, çalışma sürelerimi düzenlemeliyim.” Ölçülebilir hedefler için adımların zorluğu kademe kademe artırılmalıdır. Bu şekilde öğrenci hem gelişiminin takibini yapabilir hem de ihtiyaç duyduğu şekilde adımlarında değişiklikler yapabilir.

Attainable (Erişilebilir) Hedef Belirleme

Hepimiz hedeflerimize kısa sürede ulaşabilmek isteriz. Hatta hayallerimize o kadar kapılırız ki gerçeklere geri döndüğümüzde üzüntü duyabiliriz. Motivasyonumuzu kaybetmemek için beklentilerimizi ve hedeflerimizi gerçekçi tutmalıyız. Örneğin; yeni iş kurmuş bir girişimcinin hemen rekabet grubu içerisinde ilk sıralara çıkması mümkün olmayacaktır. Ya da belli bir ücretle çalışan bir kişinin maaşının 20 katı bir ürünü birikimi olmadan hemen alabilmesi mümkün değildir. Aynısı öğrenciler için de geçerlidir.

Karne başarı puanı düşük olan bir öğrencinin tüm notlarını bir dönem içerisinde pekiye çevirmesi gerçekçi bir hedef olmayabilir. Ya da denemelerden çok düşük alan bir öğrencinin 1 haftalık çalışmayla denemeden full çıkarması mümkün değildir. Bunun yerine “önümüzdeki dönem tüm derslerden 1 er puan karne notumu artıracağım” ya da “bir sonraki denemede +20 net daha fazla yapacağım.” Daha erişilebilir bir hedef olacaktır. Kişinin motivasyonunu sağlamakta daha kolay olacaktır.

Realistic, Relevant (Gerçekçi ve Alakalı) Hedef Belirleme

Öğrenciler için hedef belirleme aynı zamanda gerçekçi ve kendisiyle ilgili alanlar üzerine olmalıdır. Hedef belirlerken smart hedef methodunu doğru uygulayabilmek kendine doğru sorular sorabilmeyi gerektirmektedir. “Üniversiteyi yurt dışında okuyacağım, mesleğimi de yurtdışında yapacağım.” Öğrencinin bu isteğinin bir hayalden öteye gidip akıllı bir hedef olabilmesi için öğrencilerin kendilerine sormaları gereken sorular olmalıdır.

Hangi ülkeye gitmek istiyorum? Bu ülkenin dilini biliyor muyum? Bu ülkede eğitim alacak ve yaşayacak kadar maddi gelirim var mı? İstediğim meslek vatandaşı olmadığım bir ülkede başarılı şekilde yapabilmem için uygun mu? Bu sorulara gerçekçi cevaplar verildiğinde kişinin isteğini yeniden gözden geçirmesi gerekir. Gerekli ön hazırlıklar yapılmalı, araştırılmalı, burs imkanları, aile desteği değerlendirilmelidir. Kişi bu değerlendirmeler sonrası hedefinden vazgeçebilir ya da hedefini daha gerçekçi, kendisiyle uyumlu şekilde güncelleyebilir.

Time-Limited, Trackable (Zaman kısıtlamalı ve Takip edilebilir) Hedef Belirleme

Öğrenciler için hedef belirleme takvime dökülebilir şekilde olmalıdır. Hedef belirlerken zaman kısıtlamasının olmaması, ne zaman başlayacak ya da bitecek bilmiyor olmak da kişinin motivasyonunu olumsuz etkilemektedir. Bunun yerine hedefinize ulaşmak için ne zaman çalışmaya başlayacağınızı ve ne zaman bitireceğinizi seçebilirsiniz. Bu sayede hedefinize ulaşmak için ne kadar verimli çalışıyorsunuz gözlemleyebilir, belirlediğiniz süreler içerisinde elde ettiğiniz sonuçlardan çalışma verimliliğini tespit edebilirsiniz. Verimliliği takip etmenin yolu sınav başarısı, deneme başarısı, derse verimli katılım sıklığı, proje notları üzerinden anlaşılabilir.  “Üniversite sınavına 4 ay var. Sınav tarihine 1 ay kalana kadar konularımı tamamlamalı, tekrarlarımı bitirmeliyim. Son 1 ay sadece deneme çözeceğim ve yanlış yaptığım sorulara yönelik konu tekrarları yapacağım.”

Öğrenciler İçin Hedef Belirleme Kariyerlerine Yön Verecek Şekilde Olmalıdır

Smart hedef belirleme methodu kullanımı kolay ve anlaşılır olsa da başarılı bir kariyer için hedef belirleme daha sistemli olmalıdır. Öğrenciler için hedef belirleme kısa ve uzun vadeli hedefler olarak planlanmalı, gelişim ölçümlenebilir olmalıdır. Bir hedefin kişiye özel, ölçülebilir, ulaşılabilir, gerçekçi, zamanlanmış olması hedefe ulaşmak için önemlidir. Ancak tüm bunların yanında başarılı bir hedef belirleyebilmek için öğrencinin çok yönlü değerlendirilmesi gerekmektedir. Karakteristik özelliklerine hitap eden, ilgilerinin, yeteneklerinin tespit edildiği, öğrenme stilinin belirlendiği, zeka türünü göz önünde bulunduran bir çalışma yapılmalıdır. Bu sayede kişiyle uyuşacak, onu elde etmek için motive edecek başarılı hedefler çıkarılmış olabilir.

Öğrenciler için hedef belirleme sürecinde profesyonel destek almak başarılı bir kariyer gelişimi için oldukça önemlidir. Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı bireylerin bu ihtiyaçlarına cevap vermektedir, danışmanlık hakkında bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Öğrenciler lisede önce alan sonra meslek seçimi yaparak iki önemli karar sürecinden geçerler. Aynı zamanda ergenlik dönemi sorunları da bireylerin bu dönemde mücadele ettiği bireysel konulardır. Aynı döneme denk gelen bu önemli konular gençlerin üzerindeki baskıyı artırmakta ve karar süreçlerinde dış faktörlerin etkili olmasına neden olmaktadır. Oysa alan seçimi meslek seçiminin ön hazırlık aşamasıdır. Alan seçiminin bilinçli yapılması bireylerin ileriki yaşamlarında hem başarılı hem de mutlu olmaları açısından son derece önemlidir.

Alan Seçimi Neden Önemli?

Alan seçimi öğrencinin kendisine sunulan dört alandan birini seçip eğitimine devam etmesi olsa da işin özü bu kadar basit değildir. Alan seçimi yapmak, bireyin gelecekte yöneleceği meslek için de bir ön hazırlık sürecidir. Çünkü alan seçimi sonrası öğrencilerin belli meslekleri seçebilmesinin önü kesilmiş olmaktadır. Bir meslek seçmek ise bireyin hayatının kalanında vaktinin büyük çoğunluğunu geçireceği çalışma sahasını belirlemesidir. Meslek seçimi ile bireyler sadece gelir kaynaklarını belirlememekte sosyal çevrelerini, hayat standartlarını, potansiyel eşlerini ve ilişkilerini de belirlemektedir. Meslek her şeyden önce bireyin yetenekleri kullanma, kendini geliştirme ve gerçekleştirme alanıdır. Bu nedenle alan seçmekle kalmaz olası mesleğinizi ve yaşam koşullarınızı da Lise döneminde belirlemiş olursunuz.

Alan Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Gençlerin doğru karar verebilmesi için hem kendini hem de alanları tanıması ve buna göre alan seçimini yapması gerekmektedir. Seçim sürecine gelmeden önce kişinin kendi karakteristik özelliklerini fark etmesi, güçlü ve gelişime açık yönlerini belirlemesi, ilgi alanlarını ve yeteneklerini keşfetmesi gerekir. Bunlar çoğunlukla doğru mesleği seçebilmek için önemli olsa da doğru mesleği seçebilmek doğru alanı belirlemekten geçmektedir. Ayrıca öğrencilerin doğru alana yönelebilmeleri için çoklu zeka testine girerek hangi zeka türünde olduklarını öğrenmesi, görsel, işitsel, duyusal öğrenme stillerinden de hangisi ile daha iyi öğrendiğini tespit etmesi gerekir.

Alan seçiminde doğru karar verebilmek için seçim öncesi sayısal, sözel, eşit ağırlık ve yabancı dil alanlarını detaylarıyla değerlendirmek gerekir. Hangi alanda hangi dersler veriliyor incelenmelidir. Ayrıca o alandan mezun olan öğrencilerin hangi meslekleri seçebileceği de öğrenilmelidir. Alan seçimi yapmadan önce çok yönlü değerlendirme yapılmalı, öğrenciler mümkünse zeka, ilgi, yetenek testlerine katılmalıdır. Çünkü üniversite sınavında başarıyı belirleyecek olan seçilen alana yönelik cevaplanacak sorulardan elde edilecek performanstır. Alan dışı öğrencilerin bu alan sınavlarında başarılı olması oldukça zordur. Ayrıca alan dışından gelen öğrenciler için katsayılarda dezavantajlı konuma düşmelerine neden olmaktadır.

Gençler Neden Hatalı Alan Seçimi Yapıyor?

Gençlerin neden hatalı alan seçimi yaptığını anlamak için öncelikle seçim sürecini etkileyen içsel ve dışsal faktörleri değerlendirmek gerekmektedir. Bireylerin seçim süreçlerinde aşağıda sıralanan faktörler etkili olmaktadır;

  • Biyolojik, fizyolojik, davranışsal özellikler,
  • Genel ve özel yetenekler,
  • İlgi alanları, tutum ve değerler,
  • Geleceğe yönelik tercih ve beklentiler,
  • Özgüven ve benlik algısı,
  • Mantıksal ve duygusal zeka düzeyi,
  • Sosyal ilişkiler,
  • Aile yapısı, sosyo-kültürel ve ekonomik özellikler,
  • Çevredeki öğrenim olanakları ve çalışma alanları tercih sürecini etkilemektedir.

Seçim sürecini etkileyen faktörler biliniyor olsa da gençler çocukluktan itibaren kendilerini, ilgi ve yeteneklerini bilerek yetiştirilmemektedir. Pek çok çocuğun yatkınlıkları, ilgi ve becerileri vaktinde fark edilmediği için yetişkin yaşama yaklaştıklarında bu yatkınlıklar kaybolmaktadır. Fark edilmeyen, gelişimi için yeterince destek verilmeyen ilgi, beceri ve yatkınlıklar için lisede farkındalık geliştirmek oldukça geçtir. “Hadi şimdi kendini değerlendir ve kendin için en doğru kararı ver” denildiğinde öğrenci için karşılanması güç bir talep haline gelmektedir.

Ergenlik Sorunları Alan Tercihi Sürecinde Olumsuz Etki Edebilir

Ergenlik çağı, gençlerin çocukluktan getirdikleri özgüven eksikliği, düşük benlik algısı, kaygı, koşulsuz sevginin eksikliği etkisiyle daha şiddetli geçebilmektedir. Ergenlik döneminin getirdiği yoğun duygu, düşünce ve eksiklikler gençlerin bir hayatı etkileyecek alan ve meslek seçimine pozitif enerji ayırmalarını zorlaştırmaktadır. Üstelik bu dönemde gençler yoğun gelecek kaygısı yaşayabilmekte, geleceğin belirsizliği ve kendilerine yönelik yetersizlik atıfları ile gençlerin korkuları perçinlenebilmektedir.

Tüm bunların ışığında gençler karar vermekten çekinmekte, kararının getireceği sorun ve sorumluluklarla tek başına kalmak istememektedir. Bu nedenle karar sürecini riski ve sorumluluğu paylaşabileceği diğerlerine bırakmaktadırlar. Ailenin ya da okulun karar sürecinde etkin rol edinme isteği gençlerin kaygılarıyla örtüştüğünde karar aile ya da okul tarafından verilebilmektedir.

Gençler Alan Seçimi Yaparken Sorumluluk Almaktan Çekiniyor

Çocukluktan itibaren yeterince sorumluluk verilmemiş, kendi kararlarını alma noktasında desteklenmemiş öğrenciler Lisede de karar verememekte, sorumluluk almaktan çekinmektedir. Gencin kendini, ailenin çocuğunu yeterince tanımadan alan seçimi yapılması bir süre sonra yanlış bir seçim yapıldığının belirtilerini vermeye başlamaktadır. Alan seçiminde yeterince irdelenmeden verilen karar gençlerin akademik başarısında düşüşe neden olmaktadır. Öğrencilerde okula ve derslere ilgi kaybı, dikkat dağınıklığı, öğrenmede güçlük, sınav kaygısı, artan gelecek kaygısı, motivasyon düşüklüğü görülmektedir. Öğrencilerin giderek artan özgüven eksikliği seçimin yanlış olduğunun bir başka göstergesidir.

Bu öğrenciler için ders başarısını sağlamak çok zordur. Hem derse ilgilerinin hem de kendileriyle örtüşen, onları motive edecek bir meslek seçimlerinin olmayışı verimli çalışmalarına engel olmaktadır. Yeterince iyi öğrenemeyen ve ilgi de duymayan bir öğrencinin sınavda başarı sağlaması güçtür. Süre sınırı olan ve 4 yıllık bir eğitim içeriğinden sorumlu tutulan öğrencinin sınavdan başarılı olmasını beklemek polyanacılık olacaktır.

Hatalı Alan Seçimi Yapıldığında Değişiklik Yapmak Mümkün Olmayabilir

Alan seçimi 10. Sınıfta yapılmakta ve 11-12. Sınıflar ağırlıklı alan dersleri ile okutulmaktadır. Öğrencilerin alan seçiminde hata yaptıklarını fark etmeleri ise çoğunlukla seçim sonrası geçen 1 dönemin sonlarına yaklaşıldığında fark edilmektedir. Aslında öğrenciler hatayı çok daha erken fark etmektedirler. Ancak öğrencilerin değişiklik taleplerini dile getirecek kadar zorlandıklarını görmeleri bir dönem sonuna denk gelmektedir.

Pek çok okul kısa bir sürenin ardından alan değişikliğine sıcak bakmamaktadır. Bunun nedeni alan seçimi sonrası müfredatın alanlara göre farklılaşması ve öğrencilerin dahil olmadıkları alan derslerine yönelik eksiklerini tamamlamasının zor olmasıdır. Öğrenciler alan değişikliğine kabul edilse dahi açıklarını kapamak, diğer öğrencileri yakalamak ve çok kısa sürelerle temelini oturtmak zorundadır. Bu normalin 2-3 misli özveri ile çalışmayı gerektirmektedir. Aynı zamanda öğrencinin değişim sonrası sınıf ve öğretmen değişiklikleri olacak bu da yeni bir adaptasyon sürecini doğuracaktır.

Alan değişikliği sonrası eksik kapatma sürecinde zorlanan öğrencilerde yeni bir kaygı da baş göstermektedir. Yaşadıkları stres “ikinci kez yanlış yapmış olabilir miyim”, “ya bu alanda benim için uygun değilse” düşüncelerinin açığa çıkmasına neden olabilmektedir. Öğrencilerin bu süreçte yıpranmaması, en başından kendisi için en doğru kararı vermesi için iyi bir kariyer danışmanlığı alması gerekmektedir.

Hatalı Alan Tercihi Yapmamak için Yapabilecekleriniz

İlgi alanlarınızı keşfetmeye, beceri ve yatkınlıklarınızı geliştirmeye odaklanın. Geleceğe yönelik kısa ve uzun süreli hedefler belirleyin ve gelecekte nasıl bir hayat istediğinizi hayal edin. Dışarıdan gelen sesleri, korkularınızı ve önyargılarınızı bastırmaya çalıştığınızda iç sesinizin size söylemek istediklerine odaklanın. Geleceğe yönelik kaygılarınız en çok hangi konuda yoğunlaşıyorsa o konuda ailenizden, öğretmenlerinizden ya da bir profesyonelden destek alın. Yetersiz bilgi kaygının en büyük sebebidir. Geleceğinize yön verebilmek için alanlar, meslekler ve yapmanız gerekenlerle ilgili çokça bilgi toplayın. Eğer yapılmıyorsa okulunuzdan mesleki ilgi ve yetenek envanterlerinin uygulanmasını, tercih sürecinde size detaylı bilgi verilmesini ve alanların tanıtılmasını talep edin.

Edindiğiniz bilgiler sizin için yeterli değilse daha kapsamlı değerlendirme almak ve kariyerinizi planlamak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyerinizi planlayabilir, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarınızı birlikte belirleyebiliriz. Hatalı alan seçimi yapmamak başarılı bir kariyer planlamak için kariyer danışmanlığı almak gençlerin kendilerine, ailelerin çocuklarına verebileceği en değerli armağandır.

 

Read More