Matematik eğitiminin ilkokulda hatta daha da ileri yaşlarda tam anlamıyla öğrenildiğine dair genel bir görüş olsa da yapılan çalışmalar bunun pek de öyle olmadığını gösteriyor. Okul öncesi eğitimde uzamsal akıl yürütme ve geometri eğitimi daha sonraki matematik eğitimi için önemli bir temel oluşturuyor. Bu yaşlarda, çocukların aktivitelerini hafife almaktansa gerçekten uzamsal yani diğer bir kullanımla mekansal ya da uzaysal akıl yürütme becerisini geliştirmeye odaklanan eğitimler, ileriki yaşlarda matematik başarısında direkt bir etkiye sahip.

Yaptıkları bir çalışmanın sonucunu somut olarak görmek, çocukları yeni bir şey keşfetme heyecanıyla daha fazla öğrenmeye motive eder. Bu nedenle ilk uzamsal akıl yürütme çalışmaları için lego blokları ve yapbozlar son derece ideal materyaller ve muhtemelen birçoğunuzun evinde bulunan oyuncaklar.

İpucu: Bir grup lego bloğunu alarak bunlardan istediği bir şey yapmasını isteyerek, süreci daha maceralı bir oyuna dönüştürebilirsiniz.

Matematik sayılardan ibaret değildir

Daha önceden matematiğin yalnızca sayılarla ilgili olduğuna dair yanlış bir bakış açısı yaygındı. Ancak bugün eğitmenler bu tarz oyunların ve aktivitelerin matematik olduğu konusunda hemfikir. Diğer taraftan genellikle uzamsal yerleştirmeyle ilgili kelime dağarcığına sahip olmayan çocukların, başta elleriyle çizerek gösterdiği şekilleri zaman içinde kelimelerle ifade etmesi de aktif bir öğrenme sürecinde olan çocukların artan ilgilerinin bir kanıtı.

uzamsal akıl yürütme

Okul öncesinde başlayan uzamsal akıl yürütme eğitimi, belli bir aşamadan sonra uzamsal ve geometri kavramlarına çizgisi sayısı gibi sayısallık kavramlarını ekleyerek daha kapsamlı bir hale gelebiliyor. Örneğin, öğrencilerin büyüklük kavramını anlamalarına yardımcı olmak için çizgi aralarına bloklar koydukları zaman işin içine sayılar da girmiş oluyor.

Matematik öğrenimi için hazır olmak neden önemli?

4 – 8 yaş arasındaki çocukların, adına direkt matematik denmese de matematiğin temellerine aşina olması daha sonrasında özgüvenle ve heyecanla matematik öğrenmelerine yardımcı oluyor. Daha önceki eğlenceli çalışmalarını hatırlatacak matematik eğitimi, çocukları tedirgin eden ya da korkutan bir sürece değil, daha da detaylandırılmış bir oyuna ya da aktiviteye dönüşür. Bu da öğrenmek için duydukları motivasyonu önemli ölçüde arttırır. Çocuklar matematiksel işlemleri daha kolay algılayarak soruları hızla görselleştirebilirler.

Read More

Bilimsel insanları ve eğitmenler, öğrenmeyi teşvik etmek için izlenmesi gereken yollara uzun zamandır odaklanıyor. Çocukların ders çalışma motivasyonu, onları sürekli teşvik etmedikçe kolayca kaybolur. Bu nedenle, onlara destek olmak ve motive etmek için zaman, çaba ve enerji harcamanız gerekir. Bu süreçte çocukların öncelikle ihtiyacı olan, onlara destek olan ve onların yanında olduğunu her fırsatta gösteren ebeveynlerdir. Çünkü siz, eğitimi önemsemezseniz, büyük olasılıkla onlar da önemsemeyecektir.

Şimdi, gelin çocuklarınızın ders çalışma motivasyonunu arttırmak için faydalı olacak bir kaç yönteme göz atalım.

Öğrenme süreçlerine aktif katılımlarını sağlayın

Çocuklara sadece ne yapmaları gerektiğini söylemek, onlar için öğrenmeyi sıkıcı bir hale getirir. Bu nedenle çocuklarınız için bir çalışma planı yaparken onların da sürece dahil olduğundan emin olun. Hedeflerini, beklentilerini ve kendilerine özgü etkili çalışma yöntemlerini çocuğunuzla birlikte belirleyin. Kendilerini tanımalarını sağlayın. Öğrenme süreçlerinde bir kural koyucu değil, yönlendirici ve kolaylaştırıcı olarak rol alın.

Onlara kafanızdaki soruların cevaplarını empoze etmek yerine, bu sorulara cevap bulmalarına yardımcı olun. Yani, bir yapılacaklar listesi vermek yerine listeyi hazırlamak için doğru soruları sorarak keşfetmenin motive eden etkisinden faydalanın.

Kendi başarılarının tadını çıkarma fırsatı verin

Öğrenciler için kendi başarılarının tadını çıkarmak, yeni başarılar için emek verme konusunda etkili bir motivasyon kaynağıdır. Sizin için değil, kendi arzuları ve hayallerine ulaşmak için başarılı olduklarını fark etmelerini sağlayın. “Ben başardım!” demek çocuklar için özgüven arttırıcı bir rol oynayarak istedikleri zaman neler yapabileceklerini görmelerine yardımcı olur.

ders çalışmak için motivasyon

Diğer öğrencilerle kendilerini kıyaslamalarına sebep olmadan kendileriyle yarışmaya teşvik edin. Sınıfın en iyisi olmak değil, düne göre daha iyi olmak gibi kısa hedefler koymak bu konuda çok faydalı olacak.

Sosyalleşmeye teşvik ederek hayata katılmalarını sağlayın

Ders çalışmanın ve akademik başarının, yüksek not almak için ya da diğerlerinden daha iyi olduklarını kanıtlamak için olduğu gibi bir fikir içinde kaybolmaları motivasyonlarını düşürür. Üstelik böyle zamanlarda öğrenciler, hem derslere daha az ilgi duyar hem de sosyalleşmekten kaçınırlar. Sınıf arkadaşlarını birer arkadaş değil, rakip olarak görebilirler.

Birlikte başarmanın ne kadar keyifli olduğunu keşfetmelerini sağlayın. Diğer taraftan fikirlerini açıkça ifade etmek ve soru sormaktan çekinmemek için onları yönlendirin. Bunu yapmanın en iyi yolu, derslerin sınavlarla değil, hayatla ilgili olduğunu ve diğerlerinin fikirleriyle beslenebileceklerini onlara fark ettirmektir.

Read More

Yeni bir okul dönemine ‘merhaba’ dediğimiz bu günlerde, öğrenciler başarılı olmak için hızla çalışmalara başladı. Okulda potansiyelinizi gerçekleştirebilmek ve hedeflediğiniz akademik başarıya ulaşmak için izleyebileceğiniz bazı stratejiler var. Güçlü yanlarınızı keşfetmek ve belirlediğiniz hedefe ulaşmak için kendinize güvenmeniz, pozitif olmanız ve dirençli olmanız gerekiyor. Gelin akademik başarıya götüren dört adımlık yolu birlikte inceleyelim.

Güçlü yönlerinizi keşfedin

Öğrenciler için güçlü ve zayıf yönleri keşfetmek ya da diğer bir deyişle kendinizi tanımak başarı için atacağınız ilk adım olmalıdır. İlköğretim öğrencilerinden doktora yapan akademisyenlere kadar herkes için kendini tanımak güncel bir ihtiyaçtır. Sürekli değişen çevresel faktörler ve kişisel beklentilerin yanı sıra çeşitlenen ve artan bilgi ve becerileriniz, kendini tanıma sürecinin önemini arttırır. Bunun için stratejik yetenek yönetimi hizmeti veren danışmanlar, becerilerinizi analiz ederek sizi en iyi şekilde yönlendirebiliyor.

Hedeflerinizi belirleyin

Önünüze belli hedefler koymak, aksiyon alma aşamasında büyük fayda sağlar. Bu hedefleri haftalık, aylık, yıllık ve hatta daha uzun vadeli olarak gruplara ayırabilirsiniz. Böylece her bir hedefin yapbozun parçaları gibi birbirini tamamlamasını sağlayabilirsiniz. Hedefleri belirlemek ayrıca, öğrencinin akademik bilgi ve becerilerinin gelecek planları için nasıl bir etki yaratacağını daha somut bir şekilde görmeye yardımcı olur. Bu hedefleri belirlerken ve hedefe ulaşmak için çaba sarf ederken kendinize bir esneklik payı ayırmanız da büyük önem taşıyor.

Akademik Başarıyı ArttırmakPozitif olun

İyi hissetmenin önemi göz ardı edilemez. Burada temelleri olmayan bir mutluluktan değil, yaptığınız işe ya da çalışmaya duyduğunuz heyecanın mümkün olduğunca var olmasından bahsediyoruz. Yaptığınız şey gerçekten ilginizi çekiyorsa, sınıf arkadaşlarınız ve öğretmenlerinizle iyi geçiniyorsanız daha iyi hissedersiniz. Bu da daha pozitif bir yaklaşıma sahip olmanıza yardımcı olarak akademik başarınızı ciddi oranda arttırır. Bu nedenle sevdiğiniz ve gerçekten ilgilendiğiniz alanları keşfetmeniz hatırı sayılır bir öneme sahip. İyi hissetmekle ilgili en sık önerilen yöntem, her gün o gün gerçekleşen ya da aklınıza gelen üç güzel şeyi bir kağıda yazmak. Denemeden bilemezsiniz!

Mola verin

Hedeflerinize ulaşmak, kendinizi tanımak ve başarıya ulaşmak için kendinizi bir kaosa sürüklemenize gerek yok. Ara vermeden uzun saatler boyunca çalışmak sizi daha başarılı yapmaz, yalnızca daha yorgun ve yaptığı işi sevmeyen birine dönüşmenize yardımcı olur. Bunun yerine belli aralıklarla mola vermek ve mola sürelerinde bulunduğunuz yerden kalkıp biraz dolaşmak. İmkanınız varsa biraz temiz hava almak geri döndüğünüzde odaklanmanızı büyük oranda olumlu yönde etkiler.

Read More

Yeterli uyku almanın her zaman hak ettiği değeri görmediğini söylemek herhalde yanlış olmaz. Özellikle önemli sınavlardan önce geç saatlere – hatta sabaha kadar uyanık kalıp ders çalışmayı tercih eden öğrencilerin bir kez daha düşünmesi gerekiyor. Çünkü, iyi bir gece uykusu uyumak yerine yapılacak her türlü işten çok daha değerli.

Bir araştırma, ders çalışmak için uykuyu feda etmenin aslında geri tepebileceğini gösterdi. Çalışma kapsamında 535 lise öğrencisi, 14 gün boyunca izlendi. Ne kadar uyudukları ve derste öğretilen konuları ne kadar iyi anladıkları ve test, kısa sınav veya ödevlerde nasıl performans gösterdikleri gözlemlendi.

Sonuç: Azalan uyku akademik problemlerin artmasına neden oluyor. Son gece çalışmaları gerekli olsa da, bunun kazancı kadar ve belki daha fazla kaybı olacağını unutmamak gerekiyor. York Üniversitesi’nde yapılan bir başka araştırma ise, araştırmacılar uykunun küçük çocuklarda dil edinim becerilerini artırmaya yardımcı olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmanın baş araştırmacısı Dr. Lisa Henderson, “Çocukların yeni sözcükleri hatırlama ve tanıma becerisi, eğitimden yaklaşık 12 saat sonra ve ancak uyku gerçekleştiğinde gelişti,” diyor. Çocuklar, bu eğitimlerden edindikleri bilgileri bir hafta sonra da hatırlıyordu. Yani, öğrendikten sonra yeterli uykunun alındığı durumlarda yeni sözcüklerin uzun süreli hafızada kaldıklarını söyleyebiliriz.

Uyku sırasında neler oluyor?

Uyku, her birinde belirli bir amaca hizmet eden çeşitli evrelerden oluşur. İnsan vücudu önce fiziksel ihtiyaçlarını karşılar. Birinci ve ikinci evreleri hızlı bir şekilde geçen vücut, birkaç saatlik üçüncü ve dördüncü aşamaya erişir. Bu aşamada beyindeki nöronlar düzenli bir ritimle senkronize olmuş ve vücut kendini yenilemeye başlamıştır. Bağışıklık sistemi düzelir, kaslar ve kardiyovasküler sistemler canlandırılır. İyi bir uyku çekmek, ertesi günün keyfini çıkarabilmemiz ve bir gün önce yaptıklarımızı pekiştirmemiz için önemlidir.

Tipik bir altı-sekiz saatlik uyku gecesinin sonuna doğru, beyin Hızlı Göz Hareketi (REM) uykusu sırasında yenilenir. Bu, öğrenciler için hayati önem taşıyan bir evredir. Çünkü beyin bir gün önce edinilenleri bütünleştirir ve yeni bilgilere yer açmak için eski, gereksiz anıları temizler.

Ve sadece uykuda geçen saat sayısı ile değil – uyku kalitesi de tüm bunları etkiler. Kaliteli bir uyku için uykudan önce karbonhidrattan ve yatmadan önce parlak ekranlardan kaçınmak büyük önem taşır. Uykuya dalmakta güçlük çeken çocuklar için, ebeveynler derin nefes alma ve yavaş tempo müzik dinleme gibi rahatlama tekniklerini öğrenebilir. Böylece da nöronların daha hızlı senkronize olmasına yardımcı olarak çocuğunuzun ertesi gün için zinde uyanmasına destek olabilirsiniz.

Read More

Okul öncesi, ilkokul, üniversite ve hatta doktora… kaç yaşında olursanız olun akademik başarı beraberinde stres getirebilir. Bu nedenle bu yazıyı aslında hangi aşamada olursa olsun tüm öğrenciler ve akademisyenler için yazıyoruz. Akademik hayat çokça stres vadetse de bu stresle baş etmek için pek çok yöntem var. Bu yöntemleri ister kendiniz için isterseniz çocuklarınız için kullanabilirsiniz.

Egzersiz yapmayı ihmal etmeyin

En klişe yöntemle başladığımızı düşünmüş olabilirsiniz. Evet, stresle baş etmek ya da motivasyon arttırmak söz konusu olduğunda egzersiz yapmak bu yazıdan önce birçok yerde önerildi. Diğer taraftan bunun ne kadar uygulandığı kocaman bir soru işareti. Harvard’da yapılan bir çalışma bile düzenli sporun stresi yendiğini söylese de, birçoğumuz bunu ihmal etmeye ve stresli olan diğer işlerimizi öncelikli tutmaya devam ediyoruz. Spor yapın, stresiniz azalsın ve başarınız artsın!

Stres

Not: Eğer bu yazıyı çocuğunuzu motive etmek için okuyorsanız, onu bir spora yönlendirmeyi düşünebilirsiniz.

Destekleyici insanlarla zaman geçirin

Stresle baş etmenin en önemli yöntemlerinden biri de destekleyici insanlarla birlikte zaman geçirmektir. Bir mola da sevdiğiniz biriyle yarım saat kahve içmek bile bütün haftanın güzel geçmesini sağlayabilir. Çocuğunuzun okulla ilgili stresi olduğunu düşünüyorsanız, bu destekleyici kişi siz olabilirsiniz. Onun rahatlamasını sağlayacak aktiviteler yapabilir veya onunla okul hakkında olumlu şeyler konuşarak yardımcı olabilirsiniz.

Mindfulness ile öncelik sıralaması yapmayı öğrenin

Farkındalık olarak Türkçeye çevirebileceğimiz mindfulness yöntemiyle, çevrenizdeki dikkat dağıtıcı ve işlevsiz unsurları dikkat dışı bırakarak içinde olunan yer ve zamana odaklanabilirsiniz. Üstelik hedeflerinizinve sorumluluklarınızın öncelik sıralamasını yapma becerisi kazanarak hedefe ulaşma süreçlerinizi yönetme konusundaki motivasyonunuzu sürekli yüksek tutmayı öğrenebilirsiniz.

Kendinizi/Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamaya son verin

Mesele akademi olduğu zaman, kendimizi başkalarıyla kolayca kıyaslayabiliyoruz. “Okumayı kim daha önce öğrendi?” sorusundan başlayıp “Tez sunumunu yaparken kim daha özgüvenli konuştu?” sorusuna varana kadar zamansız ve mekansız biz kıyaslamadan bahsediyoruz. Herkes bazı konularda çok iyi, bazı konularda daha az iyi olabilir. Kıyaslamalar değil, özgüveninizi arttıracak bir çalışmaya zaman ayırmak başarınızı ikiye katlar.

Read More

Sınav dönemleri çocuklarınız için tahmin ettiğinizden çok daha zor olabilir. Bu dönemlerde tedirgin ve endişeli bir ruh haline girebilecek olan öğrencilerin baş ettiği tek şey sınavın kendisi değildir. Çocuğunuza sınav dönemlerinde nasıl destek olacağınızı bilirseniz, onların bu süreci daha kolay atlatmalarını sağlarsınız.

Beklentilerinizin farkında olun

Anne ve babaların çocuklarının akademik başarısı üzerinde hatırı sayılır bir etkisi var. Çocuklarınız sizin beklentilerinizi karşılamayı zaman zaman stres verici bir görev olarak üstlenerek akademik başarıya daha hırsla yaklaşabilirler. Bu hırs ise onlar için son derece yorucu bir hal alabilir. Bunun yerine onlara kendi beklentilerini oluşturmaları için alan yaratmanız endişeyle değil, yüksek motivasyonla ders çalışmalarını sağlar.

Hataları öğrenme fırsatına dönüştürün

Sınav dönemlerinin yükselen ve alçalan duygusal sürecini bir rollercoastera benzetmek herhalde yanlış olmaz. Ebeveynlerin bu düşüşlere ne kadar iyi tepki verdikleri, sahip oldukları yükselişlerin sayısını da belirleyebilir.

Yeni yapılan bir araştırmada, çocukların ebeveynlerinin başarısızlığı nasıl gördüklerini belirlemede çok usta oldukları ortaya çıktı. Hataları, kişisel yargılar yerine öğrenme fırsatı olarak görenlerin, bir gelişim zihniyetine sahip olma ihtimalleri daha yüksektir. Bu konuda öğretmenlerden ya da profesyonellerden destek alabilirsiniz.

Çocuklar doğru uyuyorsa, doğru düşünüyor

Ulusal Uyku Vakfı, yaklaşık 16 yaşına kadar öğrencilerin gecede yaklaşık dokuz saat uyku çekmesini öneriyor. Araştırmalar, düzenli bir gece uykusu ile sınav sonuçları arasında güçlü bir ilişki olduğuna işaret ediyor.

Birçok öğrenci, son bir gözden geçirme için gece uykusundan ödün verebiliyor ama belli ki bunun sınavdan önceki gece olması doğru bir karar değil. Diğer yaygın uyku hataları arasında, farklı zamanlarda yatmak, yatmadan önce yorgun hissetmeyi beklemek ve gecenin ilerleyen saatlerinde kafein almak sayılabilir.

 

Çocukları evden dışarı çıkarın

İngiltere’deki bir araştırmaya göre çocukların dörtte üçü, hapishane mahkumlarından daha az dışarıda vakit geçiriyor. Çocuğunuz sınav öncesinde dersini tekrar etmek için kendini eve kapatsa da öğrencileri günde en az bir kere temiz hava almaya teşvik etmeliyiz.

Doğada olmak da yardımcı olur. Çalışma molalarında yapılan bir deney doğal bir çevreyi kentsel bir çevre ile karşılaştırdı. Araştırmacılar, doğal ortamında bir mola vermiş öğrencilerin daha enerjik olduğunu ve daha sonra çalışmalarına döndüklerinde %20 daha iyi performans gösterdiklerini ortaya koydu.

Read More

Zeka testlerinde yüksek puan ortalamasına sahip çocuklar, genel olarak yalnızca akademik başarı değil, hayatın her alanında daha yüksek bir başarı çıtasına sahip. Ancak bunun sebebinin, tek başına yüksek zeka olduğunu söyleyemeyiz. Çocuklar için zeka testlerinde, akademik başarının habercisi genellikle yüksek motivasyon oluyor.

Yapılan son araştırmalar, motivasyonun zeka testlerinde başarıyı direkt etkilediğini ortaya çıkardı. Örneğin, sınav sonunda başarılı olanlara ödül sözü verildiğinde, kişilerin önemli ölçüde daha yüksek bir puan aldığı gözlendi. Bir diğer araştırmada yaş ortalaması 12,5 olan 500 çocuğun zeka testi sırasındaki motivasyonlarının düştüğünü gösteren esneme, masaya başını koyma, etrafı izleme hareketleri incelendi. Bir analiz yapabilmek için bu çocuklarla ortalama 24 yaşına geldiklerinde tekrar görüşüldü. Sonuç, zekanın önemli etkisinin yanı sıra motivasyonun alınan eğitimin süresi ve iş bulma açısından %84 oranında etkili olduğunu ortaya koydu.

Başlıkta sorduğumuz soruya net bir cevap vermemiz gerekirse, çocuklar için zeka testleri akademik başarı hakkında bize bazı ipuçları verir. Akademik başarının yanı sıra hayat boyu başarıya dair önbilgi de sunabilir.

Çocuğunuzun akademik başarı için doğru yönlendirin

Yapılan araştırmalarda da ortaya çıktığı gibi, çocuğunuzun yüksek zekasının tek başına bir başarı garantörü olmadığını unutmayın. Aynı şekilde, düşük zeka testi sonucu da başarısız olacağı anlamına gelmez. Önemli olan; çocuğunuzu akademik başarı için doğru yönlendirmeniz ve süreç boyunca motivasyonunu arttırmasına destek olmanız.

Bunun için zeka testlerine giren çocuklarınızın sonuçlarını bir puan olarak değerlendirmekle kalmayıp, profesyonel bir analizinin çıkarılmasını sağlayın. Böylece çocuğunuzun güçlü ve güçsüz yönlerini keşfetmekle kalmayıp, yola nasıl devam etmesi gerektiğini öğrenebilirsiniz.

Çocuğunuzun motivasyonunu arttıran yolu keşfedin

Motivasyonun artmasını sağlayan en önemli etkenlerden biri, onu cesaretlendirecek doğru akademik planın hazırlanmasıdır. Her bir çocuk farklı becerilere ve özelliklere sahiptir. Bu nedenle çocuğunuzu, genel bilgiler çerçevesinde çalışmaya zorlayarak onu yormayın. Bu yorgunluk beraberinde motivasyonu düşürür ve akademik başarısının önünde büyük bir engel oluşturur. Bunun yerine, zeka testlerinin sonucuna göre öğrenmekten zevk almasını sağladığınız zaman, motivasyonunu büyük oranda arttırmasına yardımcı olursunuz.

Read More

Kariyer planlaması için üniversiteden mezun olmayı beklemek son derece yaygın olsa da, başarılı kariyer planı için çok daha erken harekete geçmek gerekiyor. Yeni mezunlar, özellikle daha önce staj yapmamış ve iş hayatıyla ilgili kafa yormamışsa zorlu bir süreç geçirebiliyor. Diğer taraftan 6 yaşından itibaren uygulanan testler sayesinde yeteneklerini keşfetmiş ve eğitiminden başlamak üzere geleceğini bu yeteneklere uygun olarak planlamış kişiler hızla başarıya ulaşıyor.

Kariyer danışmanlığı genel olarak, bir kişinin hayattaki amaçlarını, neyi neden yapmak istediğini saptamasına destek oluyor. Böylece hedef ve beklentiler belirlenerek, buna uygun bir rota çiziliyor. Bu aşamada kişinin yaşadığı yer veya yaşamak istediği yer, iş hayatına atılacağı döneme dair beklentiler göz önünde bulundurularak profesyonel hizmet veriliyor.

Küreselleşme ve teknolojinin gelişimi belirleyici olabiliyor

Kişilerin kariyer planını yaparken, küreselleşen dünyada meslek seçimi çok daha zor hale geldi. Üstelik teknolojinin büyük bir hızla gelişmesi de alternatifleri büyük ölçüde arttırırken karar sürecini zorlaştırabiliyor. Önceden doktor, mühendis, öğretmen gibi daha geniş kapsamlı olarak ele alınan meslekler bugün 3B yazıcının devreye girmesiyle farklılaşan tıp dünyası, yaratıcılık ile birlikte zenginleşen mühendislik çalışmaları ve envaı çeşit bilginin aktarılmasını içeren eğitim sektörü ile karşı karşıyayız.

Özelleşen ve belli alanlar çevresinde çeşitlenen mesleklerin ortaya çıkmasıyla kişilerin kendine en uygun kariyeri keşfetmesi için profesyonel desteğe duyulan ihtiyaç da arttı.

 

Kariyer danışmanlığı neden önemlidir?

En doğru işi, en doğru şirketi – ya da girişimi – belirlemek için kişisel gelişimi destekleyen kariyer danışmanlığı için başvuru yaptığınızda ilgi alanlarınız, becerileriniz, eğilimleriniz ve ihtiyaçlarınız analiz edilir. Danışmanlık dahilinde girdiğiniz test verileri, puan olarak değil sosyo-ekonomik ve kültürel çevreniz de göz önünde bulundurularak uzmanların yorumlaması ile rapor edilir. Buna stratejik yetenek yönetimi denir.

Yetenekleriniz belirlendikten sonra bu yeteneklerle en iyi geleceği kurgulamanız için çalışmalar başlar. Başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı testin sunduğu bilgiler tamamen size özeldir ve sonucunda da sadece size özel bir kariyer planı hazırlanır. Tüme varım yöntemi uygulanarak belirlenen kariyer planı, kişisel beklentilerinizi karşılayarak mutlu ve başarılı bir mesleki ya da akademik kariyeriniz olmasını destekler.

Read More

Psikolojide öz olumlama dediğimiz pratik, zihninizin kendini tanımasını sağlayarak performans gelişimini destekliyor. Peki ama, öz olumlama ya da ‘self-affirmation’ nedir ve ne işe yarar? Önce bundan bahsedelim.

Öz olumlama sıklıkla öz saygı ile karıştırılsa da aslında aralarında önemli farklar var. Öz olumlama, kişinin merkeze koyduğu gerçekleri oluşturan değerleri ve konuları kendine hatırlatma süreci olarak tanımlanabilir. ‘Mindfulness’ ile pek çok ortak noktası olan bu pratik, kim olduğunuzun ve neleri önemsediğinizin sürekli farkında olmanıza yardımcı olur.

Bulgulara göre öz olumlamanın yararları kaygıyı azaltmanın yanı sıra benzer koşullar altında gerçekleşen gelişimi de olumlu yönde etkiliyor.

Bu olumlu etkinin sebebi ne olabilir?

Öz olumlama yoluyla, savunma mekanizmalarının ve kaygının ardına gizlenmektense eğitim sürecine daha aktif bir katılım sağlanabiliyor. Aktif katılımın yanı sıra kendi becerilerinin farkında olan öğrenciler, negatif geri bildirimlere açık oluyor. Bu nedenle yeni şeyler denemekten çekinmiyor.

Böyle koşullar altında ve kendine güvenle öğrenme sürecine katılan bir öğrenci, hatalara ve eleştirilere değer veriyor. Deneyimle öğrenerek sürekli kendini sürekli olarak geliştiriyor. Diğer bir deyişle, öz olumlama akademik başarıda özellikle öğrenmeye açık olma ve özgüvenli olma yoluyla olumlu bir etkiye sahip.

Öz olumlamanın bir diğer etkisi de hata yapıldığı zaman kişinin kendi kendine net bir şekilde geri bildirim göndermeyi başarabilmesi. İstediklerinin ve kendisi için önemli olan şeylerin farkında olan bir kişi, yaptığı hatalar arasında kaybolmaktansa yeni yollar denemeyi seçer. Çünkü asıl önemli olanın hedefleri olduğunu bilir. Bu da hataların motivasyonu düşürmektense öğretici bir deneyim olarak algılanmasına yol açar. Sonuç olarak öz olumlama ve yüksek farkındalık akademik performans artışını direkt olarak olumlu yönde etkiler.

Beyninizi öğrenmeye hazır hale getirin

Öz olumlamanın etkili olması için beyin aracılık eder. Nasıl mı? Bir hata yapıldığında hissedilen endişenin seviyesi artar. Belli bir seviyedeki endişe öğrenme için ihtiyacınız olan güdülenmeyi sağlar. İlk bakışta endişeliyken öğrenmenin gerçekleşmesi daha zor gibi gözükse de araştırmalar endişenin ve belli bir oranda stresin faydalı olduğunu ortaya koyuyor.

Read More

Türkçeye ‘farkındalık’ olarak çevirebileceğimiz ‘Mindfulness’ her yaştan öğrenci için akademik başarının kapılarını aralıyor. Kişilere performans artışı, motivasyon artışı, stresle baş etme, özgüvenli yaklaşım gibi katkılarda bulunan Mindfulness, bu sayede öğrenme sürecine direkt etki ediyor. Odaklanma sorunu ve sınav stresine karşı öğrenciyi güçlendirmeyi amaçlayan bu yöntem, temelde dikkat dağıtan etkenlerdense hedefinize ve görevlerinize odaklanmanızı sağlıyor.

“Mindfulness Akademik Gelişime Olumlu Etki Ediyor”

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, farkındalık – ya da mindfulness öğrencilerin performansına ciddi oranda yardımcı oluyor. Sosyal ve duygusal öğrenmeyi destekleyen bir programın test edildiği bir araştırma, mindfulness ile zenginleştirildi. Bu araştırmanın sonunda öğrencilerin matematik soruları, sosyal davranış, agresif davranışlar gibi konularda olumlu yönde bir değişim gösterdiği ortaya çıktı. Bilişsel (metakognitif) kontrol, stres seviyesi, duygusal kontrol, empati, dikkatlilik açısından analiz edilen çocuklar akranlarına göre çok daha iyi performans elde etti.

Bu performans artışının en büyük sebeplerinden biri, mindfulness yönteminin istediğimiz yere istediğimiz zaman odaklanabilmemiz için zihnimizi güçlendirmesi. Mindfulness, duygularımızı gözlemlememizi, onların farkında olmamızı ve bilinçli olarak kontrol etmemizi sağlıyor. Böylece öğrenciler dış koşullardan bağımsız olarak zihinlerini rahatlatırken dengeli bir duygu durumuna kavuşuyor.

Mindfulness, çocuğunuza stres yönetimini öğretiyor

Mindfulness, insanları olumlu duyguların arttırılması ve bazı yeteneklerin geliştirilmesi gibi hayata çok önemli dokunuşlarda bulunabilen bir yöntem. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu alanda yapılan ilk araştırmalar, hızla yaygınlaşan yöntemin akademik başarıyı çeşitli şekillerde desteklediğini gösteriyor.

Özellikle sınavlardan önce duygusal gelişimi artıracak ve akademik performansı geliştirebilecek bir destek, stresle baş etmelerine yardımcı oluyor. Gençlerin stres yönetimini öğrenmesi her zaman ilk hedef değilse de hedeflere ulaşmak için büyük önem taşıyor. Bu nedenle, mindfulness’ın stres yönetimi konusundaki becerileri geliştirerek akademik hedeflere ulaşmakta direkt bir etkiye sahip olduğu çok açık.

2013 yılında UC Santa Barbara’dan araştırmacıların elde ettiği sonuçlar da mindfulness’ın zihnin dağılmasını önlediğini ve bunun da GRE gibi sınavların okuma-anlama bölümünde puanların arttırdığını gösteriyor.

Kaygı ve negatif düşüncelerden arınmış öğrencilerin daha iyi odaklandığı ve bilişsel kaynaklarını daha aktif kullanabildiği de bir başka araştırmanın sonucu olarak eğitim dünyasında mindfulness’ın önemini bir kez daha kanıtlıyor.

Read More