Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak bireyin kariyerinde daha mutlu ve başarılı olması için oldukça önemlidir. Doğru mesleği belirlemede kişilik özellikleri etkili olduğu için meslek seçimi sürecinde bireye rehberlik yapılırken kişilik belirleme tekniklerinden faydalanılmaktadır.

Beş faktör kuramı da kişilik özelliklerini sınıflandıran bir kişilik kuramıdır. Bu kurama göre kişilik her bireyde farklı seviyelerde olan bazı faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşur. Beş faktör modelinde kişilik özellikleri özdenetim, dışadönüklük, nevrotiklik, uyumluluk, gelişime açıklık boyutlarında değerlendirilmektedir.

Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak İçin Size En Yakın Kişilik Boyutunu Değerlendirmelisiniz

Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak için Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak ve Meslek Seçimi Önerileri: Çoklu Zeka Kuramı yazılarımızı da okuyabilirsiniz. Kişiliğe göre meslek seçmenin mesleki doyum üzerindeki etkisi oldukça yüksektir. Ancak başarılı bir kariyer için ilgi alanları, beceriler, ihtisas alanı, beklentiler de titizlikle değerlendirilmelidir.

Meslek seçimi bireyin hayatının oldukça büyük bir zaman dilimine etki etmektedir. Bireyin yaşam şeklinden ilişkilerine kadar pek çok noktada etkisi olan mesleğin belirlenmesinde seçici ve irdeleyici olunmalıdır.

Özdenetim Boyutu ile Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak

Beş faktör modelinin özdenetim boyutunda olan bireyler özdenetimi yüksek, temkinli davranışlar sergileyen bireylerdir. Bir karar almadan ya da harekete geçmeden önce olumlu- olumsuz yönleri iyice değerlendirirler. Riskleri belirler, önlem alırlar ve sonrasında eylemde bulunurlar. Özdenetim boyutundaki bireyler çalışkan, sorumluluk sahibi, güvenilir ve başarmak için güçlü bir iradeye sahiptir. Hassas ve dikkatlidirler. Toplumsal kurallara önem verir, düzene uyar ve karşı çıkmazlar.

Sabırlı, dirayetli ve temkinlidirler. Disiplini severler. Kural ve kaidelerin olduğu, sistemli, planlı çalışma ortamlarında daha verimli işler üretirler. Zamanı planlamayı, günü organize etmeyi severler. Belirsizlik onları mutsuz eder ve strese sokar. Başarı odaklıdırlar. İç disiplinleri yüksektir, kendilerini ve başkalarını motive edebilirler. Görev insanıdırlar. Sorumluluklarını bilir, görevlerini tamamlamadan farklı bir işe yönelmezler. Düzeni severler yaşam alanları ve çalışma ortamları oldukça düzenlidir.

Dosyalayarak, gruplandırarak çalışmayı severler. Sistemli, programlı çalışma yaparlar. Ani çıkan işler, değişikliklerden ya da düzenlerine müdahale edilmesinden hoşlanmazlar. Belli kurallara bağlı çalışmaktan hoşlanır, emir ve kurallara harfiyen uyum gösterirler. Belirsizlik onlar için önemli bir motivasyon kaybı nedenidir. Belirsizlik içerisinde strese girer ve çalışmalarından verim elde edemezler.

Düzen oturtamayacakları, çalışma saatleri belli olmayan, kuralları olmayan işlere yönelik meslek seçmeleri mutsuzluğu getirecektir. Kütüphane görevlileri, depo sayım memurları bu tipteki kişilere örnek sayılabilir. Dosyaların, klasörlerin, bilgisayar, fotokopi makinesi gibi sarf malzemelerinin yer aldığı çalışma ortamları onlar için uygundur.

Risk almaktan, değişikliklerden ve yeniliklerden hoşlanmaz, uyum sağlamakta zorlanırlar. Kişiliğe göre meslek seçimi yapmaları halinde mutlu ve başarılı olabilirler.

Bu mesleki tipe sahip bireyler, banka veznedarı, postacı, muhasebeci ve sekreterlik gibi meslekleri tercih ederler. Bankalar, tapu ve vergi daireleri gibi kuruluşlarda büro işlerini yürüten bireyler bu mesleki tipin üyeleridir. Hayal güçleri zayıftır, kendilerine verilen işi ne artı ne eksi tam istenen şekilde yapmaya özen gösterirler.

Uyumluluk Boyutu ile Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak

Beş faktör kuramına göre kişiliğin uyum boyutu kişinin daha çok insancıl tarafını ifade etmektedir. Bu boyuttaki bireyler oldukça fedakârdır; kendilerinden çok başkalarını düşünür, onların ihtiyaç ve sorunlarını önceliklendirirler. Sempatiklik, başkalarına yardımda isteklilik, güven, affedici olma, alçak gönüllülük gibi özellikler uyum faktörünün özellikleri arasındadır. Bu bireyler güven veren, sadık, dürüst, fedakar ve alçakgönüllüdür. Aynı zamanda değişikliklere ve yeniliklere kolay adapte olabilirler.

Stresle başa çıkabilir, sorunlara yapıcı çözüm önerileri getirebilirler. Diğerleriyle iletişim kurarken kolayca empati kurabilirler. Yardımsever, ilgili, düşünceli, merhametli, alçakgönüllü bireylerdir. Toplumsal konulara karşı duyarlı ve farkındalık sahibidirler.

Bu bireyler çalışma alanı olarak sosyal ortamları, sosyal meslekleri tercih ederler. Herhangi bir problemle karşılaştıklarında bu sorunları sosyal becerilerini kullanarak çözmek isterler. Yapıcı, birleştirici, uzlaştırıcı kişilerdir. Bir ekibin, grubun aranan yüzleridirler. Çözüm odaklı bir iletişim kurar, empatik dinler ve problemleri yapıcı bir dille çözerler. Takım olmaktan, grupla hareket etmekten keyif alırlar. Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak için sosyal yönü olan işleri tercih etmelidirler.

Bu tip bireyler, dost canlısı, içgörü sahibi, sorumlu, sosyal, cömert, idealist, nazik, anlayışlı, ince düşünceli kişilerdir. Psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, psikolojik danışmanlar ve öğretmenler bu mesleki tipe sahip özellikleri taşımaktadır. Verimli çalışabilmeleri için sosyalleşebilecekleri, kendilerini sözlü olarak ifade edebilecekleri, insanlarla etkileşim kurabilecekleri ortamlara ihtiyaç duyarlar. Hastaneler, okullar, danışmanlık merkezleri, organizasyon alanları bu kişiler için keyifli ortamlardır.

Sosyalleşebilecekleri, diğerleriyle iletişim içerisinde olabilecekleri, insanlara faydalı olacakları işlerde çalışmaktan keyif alırlar.

Dışadönüklük Boyutu ile Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak

Dışadönüklük boyutundaki bireyler enerjilerini daha çok dış dünyaya yönlendirirler. Dışadönük olan bireyler, girişken ve sosyal olarak nitelendirilmektedirler. Kolayca arkadaş edinebilir, sosyalleşebilirler. Girdikleri ortamlarda aranan, dikkat çeken kişilerdir. Grubun nabzını tutan, sohbeti sevilen kişilerdir. İkna becerileri oldukça yüksektir. Diğerlerini etkileyebilir, duygularını, karar ve davranışlarını etkileyebilirler. Yeniliklere açık, macera sever, enerjik bireylerdir.

Risk almayı sever, gelişim ve başarı için risk almanın gerekli olduğunu düşünürler. Dürüst, açık sözlü bireylerdir. Düşüncelerini doğrudan ifade ederler. Liderlik, bağımsızlık yönleri güçlüdür. İyi bir yönetici, siyasi lider, patron olabilirler. Olumsuz koşullar içerisinde de verimli çalışabilirler. Başarısızlıklarında kolay kolay yılmaz, başarısızlığı gelişim için araç kabul ederler. Yenilikçi ve yaratıcı fikirleri vardır. Girişimci yönleri kuvvetlidir. Sorunlara yapıcı çözümler getirirler.

Ekibin enerjisini yükselten, verimliliği artıran, motivasyonu sağlayan kişilerdir. Başarı elde etmeyi severler ancak onlar için asıl başarı diğerlerinin de fark ettiği başarıdır. Parmakla gösterilmekten, taktir edilmekten, model alınmaktan hoşlanırlar. Dış görünüşe önem verir, imajlarıyla dikkat çekerler. Şık giyinmeyi, temiz olmayı, bakımı severler. Kaliteye önem verirler. Hedefleri hep yüksektir. Ortalama ya da sönük işler onlar için keyifsizdir.  İyi bir konuşmacıdırlar.

Kitleleri etkileyebilirler. Geniş networke sahiptirler. Sosyal ağlarını genişletmekten keyif alırlar. Sosyal faaliyetlere önem verirler. Mesleki gelişim kadar kişisel gelişimi de önemserler. Stresle başa çıkmak için işlevsel yöntemler kullanırlar. Kalabalık içerisinde olacakları, çokça insanla iletişim kurabilecekleri etkinliklerden keyif alırlar; partiler, konserler, kamplar gibi. Finansal ve ekonomik unsurların önemli olduğu ve ödüllendirilmek için risklerin alınabileceği ortamlarda çalışmaktan hoşlanır veya kendi işlerini kurabilirler.

Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak için liderlik, yöneticilik, antranörlük, koçluk, patronluk gibi meslekleri düşünebilirler. İyi bir satışçı, reklamcı, mümessil, avukat olabilirler. Kendilerine ve yeteneklerine güvenen, maceracı, risk almayı seven, hırslı ve inatçı kişilerdir. Güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilirler; güçlü yönlerine etkili kullanırken, güçsüzlüklerini de kontrol altında tutabilirler.

Uyumluluk boyutuyla benzerlik taşıdıkları düşünülse de en büyük fark uyumluluk boyutundaki kişiler için öncelik diğerleridir. Dışadönüklük boyutunda ise birey için öncelik kendisi ve başarısıdır.

Nevrotiklik Boyutu ile Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak

Nevrotiklik boyutundaki bireylerde kaygı, korku, umutsuzluk ve karamsarlık baskındır. Nevrotiklik yönü gelişmiş olan bireylerde özdenetim zayıftır. Kolay kırılan, küsen, motivasyonunu kaybeden kişilerdir. Sık iş değiştirme, bir işin sonunu getirememe davranışı sık görülür. Bu kişilerin motivasyonunu sağlamak oldukça zordur. Olumlu ve olumsuz duyguları çok iç içe yaşarlar. Bir an mutluyken bir an çok üzgün ya da kızgın olabilirler.

Bu kişilerde özgüven eksiktir, öz değer düşüktür. Kendilerini değersiz ve önemsiz hissederler. Eleştirilmekten, göz önünde olmaktan rahatsızlık duyarlar. Risk ya da sorumluluk almaları gereken konularda stres yaşarlar. Bu nedenle sınırları ve kuralları belirli olan işlerde çalışmak isterler. Ekip çalışmasına, sosyal çalışma ortamlarına dahil olmak istemezler. İnsiyatif almayı gerektirmeyen işlerde çalışmak onlar için çok daha uygun olacaktır.

Gelişime Açıklık Boyutu ile Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak

Gelişime açık olan bireyler yeni deneyimlere açıktırlar. Çeşitliliğe, yaratıcılığa ve hayal gücüne önem verirler. Sanat ve güzelliğe karşı duyarlıdırlar. Bu bireylerin yaratıcı yönleri güçlüdür, özgün çalışmalar yapabilirler. Yeni şeyler keşfetmeye istekli ve cesaretlidirler. Hoşgörülüdürler, farklılıklara saygı duyarlar. Estetiğe önem verirler. Hayal dünyaları geniştir. Bağımsız ve özgür ruhludurlar. Kısıtlanmaktan, tek düze işlerle ilgilenmekten hoşlanmazlar.

Yaratıcılığın, yeniliğin ya da estetiğin yer almadığı işlerde ve çalışma alanlarında mutlu olamazlar. Moda, müzik, sanat dallarına yönelebilirler. Yaratıcı yazarlık, drama, şiir, öykü yazarlığı yapabilirler. Tiyatro gibi sahne sanatlarına yönelebilirler. Hak ve özgürlükler için mücadele edebilir, bu yöndeki çalışmalara öncülük edebilirler.

Mutlu ve başarılı olabilecekleri çevresel koşullar yaratıcılığı destekleyen ve yaratıcı ürünler çıkarılabilecek ortamlardır.  Yaratıcı ortam, rahat, açık, kişisel ifadeyi ve yaratıcılığı teşvik eden özgür ortamdır. Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak için fotoğrafçılık, oyunculuk, yönetmenlik, grafik tasarımcılığı gibi mesleklere de yönelebilirler.

Ruh halleri değişkendir, çok mutlu bir anlarında duygulanabilir, hiç beklenmedik olay ve durumlarda ilham bulabilirler. Karşılaştıkları problemleri artistik becerilerini kullanmaya çalışarak çözmeye çalışırlar. Sezgilerine güvenirler, kurallara uymaktan, sınırlandırılmaktan hoşlanmazlar. Ressam, sanatçı, dekoratör, moda tasarımcısı ve mimarlık gibi meslekleri tercih edebilirler.  Mekanik işlerle meşgul olmalarını gerektiren ya da kurallı çalışma ortamlarında bulunmak onlar için uygun değildir.

Kişiliğe Göre Meslek Seçimi Yapmak için Kariyer Danışmanlığı Alabilirsiniz

Aba psikoloji olarak kariyer gelişiminizi önemsiyoruz. Kariyere bilinçli yön vermek sadece mesleki doyum elde etmek için gerekli değildir. Mesleğinizde elde edeceğiniz başarı ve mutluluk sayesinde hayatınızın her alanına mutluluğunuzu taşıyabilirsiniz. Biz Aba ailesi olarak bireylerin kendilerini ve yeteneklerini keşfetmesine destek oluyoruz.

Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz. Kişiliğe göre meslek seçimi yapmak için bizimle iletişime geçebilir, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı hizmetimizi alabilirsiniz.

Read More

Okul öncesi eğitim başlangıç yaşı ebeveynler tarafından sıklıkla merak edilmektedir. Bunun en önemli nedeni ebeveynlerin çocuklarının gelişimine yeterli katkıyı yapamadıklarını düşünüyor olmasıdır. Özellikle 2 yaş sonrası çocuklara ev koşullarında yeterli sosyal, fiziksel ve bilişsel aktivite olanağını sunmak kolay değildir.

Aileler çocuklarının gelişimlerine daha profesyonel katkıda bulunabilmek için okul öncesi eğitim kurumlarını araştırmaktadır. Bu sayede çocuklarının ilgi, beceri ve yetkinliklerini daha kolay keşfedebileceklerini düşünmektedirler. Ayrıca çocuklar okul aracılığı ile sosyal beceriler kazanacak, paylaşmayı, uyum sağlamayı ve özerk olmayı öğrenecekler. Bu nedenle okul öncesi eğitim aileler için önemli bir gelişim kaynağıdır.

Kimi aileler ise anne-baba çalıştığı ve çocukla verimli zaman geçirebilecek bir aile büyüğü olmadığı için eğitim fırsatlarını değerlendirebilmektedir. Ailelerin beklentileri, koşulları ve çocuğun gelişim durumu okul öncesi eğitim başlangıç yaşını belirlemektedir. Yazımızda okul öncesi eğitime ne zaman başlanmalı ve başlangıç yaşı belirlenirken nelere dikkat edilmeli paylaşacağız.

İlk İki Yıl Evde Bakım Evde Eğitim

İlk iki yılda çocuk için dünyanın merkezi evidir. Bu dönemde çocuğun eğitim ortamı da ev olmalıdır. Evde anne ve baba ya da temel bakım veren diğer bir kişi çocuk için ilk eğitmendir. Çocuk yaşamının ilk yılı yılında temel bakım vereniyle kurduğu bağa göre dış dünyayı anlamlandırır.

Koşulsuz sevgi gören, temel ihtiyaçları yerinde, zamanında ve yeterli şekilde karşılanan çocuk kendini değerli kabul eder. Bu sayede çocuk ev ortamını güvenli ve temel bakım verenini güvenilir kabul eder. Çocuk hayatının merkezine yönelik bu olumlu algıları dış dünyaya yansıtır. Artık onun için dış dünya güvenli ve diğer sosyal kaynaklarda güvenilirdir.

Kendine yüklediği değer ve dış dünyaya yönelik algısı ile çocuğun özgüveni gelişir. Ancak bazen de çocuk temel bakım vereninden yeterli sevgi ve ilgiyi görmez. Çocuğun ihtiyaçları zamanında ve yeterince karşılanmamış olabilir. Bu durumda da çocuğun kendilik değeri ve dış dünya algısı güvensizlik ve değersizlik üzerine kurulacaktır. Bu çocuklarda özgüven ve öz değer gelişmez.

Okul öncesi eğitim için ilk iki yıl uygun değildir. Çocuk 2 yaşına kadar temel becerilerini geliştirir. Önce ihtiyaçları ana kucağında karşılanan çocuk emeklemeye başlayarak hareket alanını genişletir. Ardından 1 yaş itibariyle çocuklarda adımlama, yürüme başlar. Yürümeyle beraber çocuğun hareket ve etkileşim alanı daha da genişler. Diğerleriyle ilgilenmeye ve iletişime geçmeye çalışan çocuk gelişimiyle orantılı şekilde dil becerisi edinir.

2 yaş dolaylarında çocuklar kendilerini ifade edebilecek şekilde dili kullanmaya başlarlar. Artık oyuncaklarıyla daha uzun süre vakit geçirir, anne & baba yanında olmadan da keyifli zaman geçirebilirler. Çocuk duygularını, düşüncelerini ve ihtiyaçlarını basit cümlelerle anlatabilir. Oyun kurar ve tek başına oynayabilir.

Bu dönemde çocuk keşfetmesi, deneyimlemesi ve gerçek dünyayı taklit etmesi için bol oyuncakla tanıştırılmalıdır. Bu oyuncak ve aktiviteler dışarıdan temin edilebileceği gibi ev ortamında anne baba tarafından da hazırlanabilir. Çocuk ilk iki yılını tamamladığında anne babadan daha bağımsız hale gelir, bireyselliğini fark eder ve karakterini oluşturmaya başlar.

2 Yaş Sendromu Okul Öncesi Eğitim İçin Dikkate Alınmalı

2 yaş sendromu, ismi nedeniyle olumsuzluk ifade etse de aslında her çocukta görülen ve görülmesi normal olan bir durumdur. Aksine görülmemesi çocuğun bilişsel ve duygusal olarak ebeveynleri tarafından bastırıldığını düşündürebilir. 2 yaş sendromu çocuğun anne babadan ayrı bir birey olduğunu fark ettiği döneme denk gelir. Bu dönemde çocuk kendi kararlarını almak, seçim yapabilmek, evde söz hakkı edinmek ister.

Aileyle her konuda çatışmaya ve inatlaşmaya girerek kendi özerk sınırlarını çizmeye çalışır. Çünkü mevcut sınırlar artık ona yeterli gelmemekte, kabuğunu kırmayı arzu etmektedir. Çocuğun bu dönemde en sık kullandığı kelime “hayır”, “istemiyorum” olabilir. Bu dönem ailenin hassas ve bilinçli davranması gereken bir dönemdir. Çocukla inatlaşmak, cezalandırmak, şiddet uygulamak ya da güç gösterisine girişmek yapıcı çözümler değildir.

Bu dönemde çocuğa kendini ifade edebilmesi için alan ve fırsat tanınmalıdır. Çocuk dinlenmeli, anlatmak istediklerine, tercihlerine kulak verilmelidir. Çocuk eğer yeterli dil becerisi kazanmadıysa kendini ifade edemediği ve anlaşılmadığı için daha öfkeli olabilir. Doğru gözlem yaparak çocuğa cevabı evet ya da hayır olacak şekilde kapalı uçlu sorular sorarak ona onu anladığınızı hissettirebilirsiniz.

Bu dönemde öfke nöbetleri, ağlama krizleri görülebilir ve aileler kendini çaresiz hissedebilir. Bu durumda çocuğunuzun negatif duygularını boşaltmasına fırsat vermelisiniz. Ancak kendine ya da size zarar vermemelidir. Güvenli bir mesafede göz kontağı kurabileceğiniz şekilde yakınında durabilirsiniz. İstediği an size sarılabileceğinin mesajını da ona vermeli, yargılamadan ya da utandırmadan yanında durabilmelisiniz.

Bu hassas dönemde okul öncesi eğitim başlatıldığında çocuklar evde istenmedikleri, cezalandırma odaklı okula gönderildiklerini düşünebilmektedir. Bu nedenle okul öncesi eğitime başlanırken iki yaş sendromuyla bağdaştırılmayacak bir dönemde başlangıç yapılmalıdır.

Tuvalet Eğitimi Okul Öncesi Eğitim İçin Dikkate Alınmalı

Okul öncesi eğitim için önemli olan başka bir konu çocuğun öz bakım becerisini kazanıp kazanamadığıdır. Okul öncesi eğitime başlarken çocuğun kendini daha iyi hissetmesi için tuvalet eğitimini kazanmış olması önemlidir. Akranlarının bezi bırakmış olması çocuğun kendini farklı hissetmesine neden olabilir. Üstelik bu dönemde artık çocuğa mahremiyet eğitiminin de verilmesi gerekmektedir.

Mahremiyetin öğretilmeye çalışıldığı dönemde çocuğun öz bakımı temel bakım veren dışında karşılanmamalıdır. Çocuğun tuvalet eğitimini kazandıktan sonra okul öncesi eğitime başlatılması çok daha sağlıklı olmaktadır. Tuvalet eğitimi çocuğun hazır oluş belirtileri gösterdiği gözlemlenmeye başladıktan sonra verilebilir.

Çoğu zaman tuvalet eğitimine 18. aydan sonra başlanılmaktadır. Ancak her çocuğun kas ve psikolojik gelişimi farklılık göstereceğinden bu süreç uzayabilir veya kısalabilir. Tuvalet eğitimi için önerilen yaş aralığı hazır oluş belirtileri de eşlik ediyorsa 24-36 ay arasıdır.

3 Yaş Okul Öncesi Eğitim İçin İdeal Başlangıç Yaşıdır

Çocuğunuzun ilk iki yılında anne- baba ilk rol modellerdir. Fakat çocuk yaş aldıkça farklı deneyimler ve örnekler görmeye ihtiyaç duyar. Dış dünyayı ve diğerlerini tanımak ister. Kelime hazinesini geliştirmesi, kültürel normları öğrenmesi, kendi beceri ve ilgilerini fark etmesi gerekir. Bunları deneyimleyebileceği en sağlıklı ortam ise okul öncesi eğitim ortamıdır.

Çocuk için ikincil önemli rol modelleri okul öncesi dönemde karşılaşacağı öğretmenleri olacaktır. Dış dünyaya açılan evin dışındaki yeni güvenli ortam ise okul ortamıdır. Akranlarını görür, gözlemler, taklit eder, değerlendirir. Ev ortamından daha geniş bir sosyal ağ içerisinde karakterini, duygularını ve davranışlarını fark eder. Bağımsızlaşır, problem çözme becerileri geliştirir ve iletişim kurmayı öğrenir.

Çocuk okul aracılığıyla kuralları, uyum sağlamayı, takım olmayı, paylaşmayı ve otokontrolü öğrenir. Çocuğun 3 yaşından itibaren düzenli bir okul hayatı olmalıdır. Bunun önemli bir nedeni de eğitim sisteminde 4+4+4 uygulamasına geçilmiş olmasıdır. Zorunlu eğitime geçişte çocuğun okula daha kolay adapte olabilmesi için okul olgunluğu kazanmasına erken dönemde destek verilmelidir.

Özellikle büyük şehirlerde büyüyen çocuklar zamanlarının büyük bölümünü apartman dairelerinde, kapalı alanda, doğadan ve doğal olandan uzak geçirmektedir. İhtiyaç duyduğu şekilde koşma, oynama, sosyalleşme fırsatı bulamayan bu çocuklar için okul öncesi eğitim ihtiyaçtır. Okul öncesi eğitim tecrübesi olmayan çocukların zorunlu eğitime başladığında güçlük yaşaması olağandır. Zorunlu eğitim için gerekli olan dikkat süresi, kurallara uyum, sosyal beceri okul öncesi eğitimde kazanılmaktadır.

Ayrıca yapılan etkinlikler, oynanan oyunlar ve kullanılan materyaller sayesinde çocukların ince motor becerileri de gelişmektedir. İnce motor becerinin kazanımı ve el göz koordinasyonu yazı yazma becerisi için oldukça önemlidir.

Okul Öncesi Eğitim Neden Gerekli?

Çocuğun ilk iki yıl evde temel bakım verenle beraber olması duygusal, bilişsel ve fiziksel gelişimi için oldukça önemlidir. Çünkü çocuğun koşulsuz sevgi ve koşulsuz bakım ihtiyacının doyurulması gerekmektedir. Ancak bu doyum sağlandıktan sonra çocukta hazır oluş belirtileri görüldüğünde okul öncesi eğitim mutlaka değerlendirilmelidir. Aksi halde çocuk için bir süre sonra evdeki deneyimleri tekrara girecek ve gelişimini yavaşlatacaktır.

Ev içerisinde oynanan oyunlar, uyaran yoksunluğu, yetişkinle kurulan sınırlı iletişim çocuğun gelişiminde yavaşlamaya yol açabilir. Okul öncesi eğitim ise çocuğun evdeki sınırlı yaşantısına yepyeni deneyimler ekleyecektir. Çocuk okul öncesi eğitim içerisinde önyargısız şekilde farklılıkları tecrübe eder. Akranlarındaki fiziksel, duygusal, davranışsal, gelişimsel farklılıkları görür. Farklı tutum, değer ve kültürleri deneyimler. İletişim kurmayı, sorunlarını çözmeyi öğrenir.

Girişimde bulunur, hata yapar, ders alarak yeniden daha iyisini yapmak üzere denemeyi öğrenir. Okul öncesi eğitimde sınav, puanlama yoktur. Çocuk bu sayede başarısızlıktan endişe etmez. Oyunla öğrenir, oyunla uyum gösterir. Dolayısıyla okul öncesi eğitim ev ortamından sonra çocuğun yumuşak geçiş yapabileceği değerli bir ortamdır. Buradaki deneyimler çocuğun zorunlu eğitime daha kolay geçiş yapmasını sağlar.

Okul fobisi, ayrılık anksiyetesi okul öncesi eğitim tecrübesi olan çocuklarda daha az görülür.

Evde Biricik Olan Çocuk Okul Öncesi Eğitim ile Gruptan Biri Olmayı Öğrenir

Çocuklar, özelliklede ilk veya tek çocuklar evin merkezindedir. Bu biriciklik duygusu çocuğun özgüven ve öz değer geliştirmesi için çok önemlidir. Ancak anne baba tarafından koşulsuz sevilen, övülen, desteklenen çocuklar bu ilgi ve kabulü herkesten bekler. Oysa gerçek dünya böyle değildir.

Okul öncesi eğitimde evinin biriciği olan pek çok çocuk bir araya gelir. Dolayısıyla hepsi en değerli olmak, ilk sırada olmak ister. Paylaşmak onlar için öğrenilmesi gereken zorlu bir beceridir. Çünkü evde bir kardeş yoksa daha önce bunu deneyimlememişlerdir. Öğretmenin herkese eşit mesafede durması çocuğa biricikliğini bir kenara bırakıp gruptan biri olmayı öğretir.

Okul öncesi eğitim çocuğa ikinci olmanın bir kayıp olmadığını öğretir. Bu sayede çocuk sırasını beklemeyi, paylaşmayı ve çoğunluktan biri olmayı öğrenir.

Okul Öncesi Eğitim için Karar Verirken Profesyonel Destek Alabilirsiniz

Anne babalar çocuklarını okul öncesi eğitime başlatırken kararsızlık yaşayabilmektedir. Aileler çocuğum eğitime başlamaya hazır mı? okula göndermek çocuğumu duygusal olarak olumsuz etkiler mi? Okul olgunluğu için dikkat etmen gerekenler neler? Gibi pek çok sorunun cevabını aramaktadır. Okul öncesi eğitime başlamadan önce okulları dolaşmanız, özellikle okul öncesi öğretmenleriyle ve kurum psikologlarıyla görüşmeniz önemlidir.

Çocuğun gelişiminin ve okul öncesi eğitime hazır oluşunun değerlendirilmesi başlama kararı alabilmek için önemlidir. Ancak bu süreçte daha objektif ve profesyonel bir değerlendirme yapmak da isteyebilirsiniz. Aba psikoloji olarak çocukların okul olgunluğunu değerlendiriyor ve ailelere daha bilinçli yönlendirmeler yapıyoruz.

Uzman kadromuzda yer alan psikologlarımızla çocuklara IQ, EQ, gelişim, ilgi ve yetenek testleri uyguluyoruz. Çocuk okula ne zaman başlatılmalı, okul öncesi eğitim günde kaç saat haftada kaç gün olmalı bilgi veriyoruz. Okul seçerken nelere dikkat edilmeli, aileler çocuğu okul sürecinde nasıl desteklemeli rehberlik ediyoruz.

Read More

Meslek seçimi yaparken hayatımızda verebileceğimiz en önemli kararlardan birini veriyoruz. Çünkü verdiğimiz bu karara göre eğitim hayatımızı, kariyerimiz, çevremizi ve ilişkilerimizi belirliyoruz. Yaşam standartlarımız, ortamımız, kültürümüz ve hatta tutumlarımız mesleğimize göre değişiyor ya da gelişiyor. Seçtiğimiz meslek gelecekteki 40-50 yılımıza etki ediyor. Dolayısıyla doğru seçim yapabilmek çok önemli.

Meslek seçimi yaptığımız yıllar ise bir bireyin yaşam döngüsü içerisindeki belki de en çalkantılı yıllar. Ergenlik dönemine denk gelen seçim sürecinde gencin üzerinde inanılmaz bir baskı açığa çıkıyor. Gençlerden bir yandan geleceği için doğru kararlar vermesi, bilinçli adımlar atması bekleniyor. Başka bir yandan kendini tanıması, ilgilerini, becerilerini fark etmesi isteniyor. Bunları yaparken ergenliğin getirdiği hormonal, ruhsal ve bedenler değişimlere de uyum sağlaması bekleniyor.

Hepsinden öte bu dönemde verimli ders çalışması, hedeflerine ulaşabilmek için sınava sıkı hazırlanması gerekiyor. Böylesi zorlu bir dönemden geçen genç gelecek kaygısı yaşayabiliyor. Bu zorlu dönemin üstesinden gelebilmek için gençler sosyal ve duygusal desteğe ihtiyaç duyuyor. Ailenin meslek seçimindeki rolü de tam olarak bu noktada devreye giriyor.

Gençlerin Gelecek Kaygısı Yaşamaması İçin Aileler Ne Yapmalı? Yazımızdan da meslek seçimi sürecinde faydalanabilirsiniz.

Çocuğunuz Meslek Seçimi Yaparken Kişilik Özellikleriyle Uyumlu Bir Meslek Seçmesine Fırsat Vermelisiniz

Kişilik özelliklerine göre meslek seçimi yapmak mesleki doyum, başarı ve mutluluk için oldukça önemlidir. Meslek seçimi yaparken çoğunlukla sınav başarısı, popüler meslekler ve mesleki kazanç dikkate alınır. Oysa meslekte başarıyla ilerlemek ve mutlu olabilmek için kişilik özellikleri, ilgi ve beceriler dikkate alınmalıdır.

Meslek seçimi kişiliğin bir ifadesidir. Dolayısıyla da bireyin kendisine uygun mesleği seçmeden önce kişiliği hakkında cevaplaması gereken pek çok soru vardır. Kişi bu sorulara uygun cevapları bulduğunda iş yaşamında mutlu olur. Meslek hayatındaki mutluluk kişisel yaşamda da huzur ve mutluluğu getirir.

Aile çocuğun kişilik gelişiminde oldukça etkilidir. Ailenin bu süreçteki rolü çocukluktan başlamalıdır. Aileler çocuklarının sağlıklı karakter gelişimine destek olmak için demokratik, destekleyici ve hoşgörülü ebeveyn tutumu sergilemelidir. Ayrıca aileler çocuklarını erken yaşlardan itibaren gözlemlemekte, her durum ve koşuldaki tepkilerini bilmektedir. Dolayısıyla çocuklarının karakteristik özelliklerini iyi tanımaktadırlar.

Aileler bu süreçte çocuklarına güçlü ve zayıf yönlerine yönelik geri bildirim verebilirler. Çocuğun kendi özelliklerini tanıması, zayıf yönlerini güçlendirmesi için profesyonel desteğe de başvurabilirler. Meslek seçimi sürecinde karakter analizi ile daha doğru bile tercih yapmaları desteklenebilir. Ayrıca aileler çocuklarının özgüven geliştirmesinde, özdenetim ve özdeğer kazanmalarında birincil rol modeldir.

Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazımızı meslek seçiminde kişilik özelliklerinin etkisini daha detaylı değerlendirmek için okuyabilirsiniz.

Çocuğunuz Meslek Seçimi Yaparken İlgi, Beceri ve Yetkinlikleriyle Uyumlu Mesleklere Yönelmesini Desteklemelisiniz

Doğru meslek seçimi yapabilmek için erken yaşlardan itibaren çocukların ilgi alanlarını keşfetmeleri desteklenmelidir. İlgi alanlarını keşfedebilmek büyük oranda ailenin bilinçli yönlendirme yapmasını gerektirir. Çünkü her çocuk belli yönelimlerle doğar.

Çocuk bu yönelimini oyuncaklarıyla nasıl oynadığından başlayarak gösterir. Okul hayatında ise bu ilgiler yeni öğrenmelerle birlikte daha da gelişebilir ya da tamamen körelebilir. Çocuklar ilgi alanları desteklendiğinde öğrenme sürecinden daha büyük keyif alır. Böylece daha yaratıcı ve üretken hale gelir. Hareketli çocuklar fiziksel egzersizlerle enerjilerini boşaltabilecekleri sporsal aktivitelere yönlendirilebilir.

Müzik ve danstan keyif alan çocuklar bale, dans ya da bir müzik aleti çalmayı öğrenmeye yönlendirilebilir. Taklitten hoşlanan bir çocuk tiyatroya, dramaya yönlendirilebilir. Konuşmayı seven bir çocuk sunucu, anlatıcı olarak rol alabilir. Ancak unutulmamalıdır ki ilgi alanlarını keşfetmek zaman alacaktır.

Örneğin spora yönlendirilmiş bir çocuğun hangi spor dalında ya da müziğe yönlendirilmiş bir öğrencinin hangi enstrümanda daha mutlu ve başarılı olacağını bulmak zaman alacaktır. Bu süreci maymun iştahlılık olarak değerlendirmemeli, çocuğun ilgi alanını keşfetmesine fırsat verilmelidir.

Çocukluktan itibaren ilgi alanları keşfedilen çocuklar yetişkin hayata geldiklerinde ilgileriyle uyumlu şekilde meslek seçimi yapabilmektedir. İlgi alanlarıyla örtüşen mesleklere yönelen bireyler kariyerlerinde çok daha başarılıdırlar. Daha mutlu işler üretir, üretirken keyif alır ve bu keyfi tüm yaşam alanlarına yayarlar. Gençlerin gelecek kaygısı yaşamamaları için aileler erken yaşlardan itibaren çocuklarının ilgilerini fark etmesi ve desteklemesi gerekir.

Çocuğun ilgi ve beceri alanları doğru tespit edildiğinde okul öncesi dönemden başlayarak performansında yükseliş olacaktır. Doğru yönlendirme sayesinde çocuk eğitim hayatında, meslek yaşamında ve sosyal ilişkilerde de daha başarılı olacaktır. Bu sayede çocuğun meslek seçimi yaparken ilgi ve beceri alanına göre seçim yapması kolaylaşacaktır. Bu seçim çocuğun mesleğinden keyif almasını, daha kaliteli işler ortaya çıkarmasını sağlayacaktır.

Çocukların ilgi ve beceri alanları keşfedildiğinde tüm hayatına etki edecek bir farkındalık kazanılmış olur. Eğer bu keşif sürecinde ebeveynler olarak zorlanıyor ya da tespitlerinizin doğruluğundan emin olamıyorsanız destek alabilirsiniz.

Meslek Seçimi Yaparken Çocuğunuzun Zeka Alanını da Mutlaka Göz Önünde Bulundurmalısınız

Aileler çocuklarının meslek seçiminde çoğunlukla kendi tecrübelerine ve zeka alanlarına göre seçim yaparlar. Aslında bu karar süreci çok daha erken lise döneminde alan seçimi yaparken başlar. Anne babalar kendi bilgi, beceri ve yetkinliklerine göre çocuklarının alan seçimine etki ederler. Bu yanlış bir tutumdur. Çünkü zekanın kalıtsal etkisi olsa da her bireyin baskın zeka alanı farklıdır.

Dolayısıyla sayısal zekaya sahip bir bireyin sözel zekaya sahip çocuğu olabilir. Aileler yanlış yönlendirme yapmamak için mutlaka çocuklarının baskın zeka alanını dikkate almalıdır. Meslek seçimi yaparken sıklıkla çoklu zeka kuramına göre mesleki yönlendirme yapılmaktadır. Çoklu zeka kuramı bireyin baskın zeka alanlarının belirlenmesinde elverişlidir. Ancak seçim yaparken sadece zeka alanının dikkate alınması da doğru bir seçim için yeterli olmayabilir.

Bireyin doğru mesleğe yönelebilmesi için ilgisinin, becerisinin, bilgisinin ve yeteneğinin o alana elverişli olması gerekir. Örneğin bir bireyin müzikal alana ilgisi olabilir, ancak bilgi ve yeteneği olmayabilir. Başka birinin müzikal alanda bilgi ve becerisi vardır ama ilgisi yoktur. Ya da müzikal alanda onu ileriye taşıyacak sözel zekası yeterli olmayabilir. Bu nedenle Meslek seçimi yaparken değerlendirme bu nedenle çok yönlü yapılmalıdır.

Çoklu zeka kuramına göre 8 farklı zeka alanı bulunmaktadır. Meslek seçimi yaparken Uzamsal, Kinestetik, Müziksel, Sözel, İçsel, Sosyal, Matematiksel, Doğasal Zeka alanlarından baskın olan dikkate alınarak seçim yapılmalıdır. Aileler çocuklarının zeka alanını belirlerken yine profesyonel destek alabilir ya da okul rehberlik biriminden yardım talep edebilirler.

Meslek Seçimi Önerileri: Çoklu Zeka Kuramı yazımızı da seçim sürecinde zeka alanına uygun mesleklerle ilgili bilgi almak için okuyabilirsiniz.

Meslek Seçimi Yaparken Zorluk Yaşayabilirsiniz Profesyonel Kariyer Danışmanlığı ile Çocuğunuzun Geleceğine Bilinçli Yatırım Yapabilirsiniz

Meslek seçimi söz konusu olduğunda ailenin rolünün ne derece büyük olduğu alan araştırmalarında görülmektedir. Ailenin seçim sürecinde yapıcı rol oynayabilmesi, çocuğunun geleceğine bilinçli yön verebilmesi için kariyer planlamasına hakim olması gerekir. Doğru yönlendirme için mesleklerin geleceğini, geleceğin mesleklerini bilmek, bölüm ve üniversiteleri tanımak gerekir. Bunların yanı sıra eğitim ve kariyer fırsatlarını da bilmek önemlidir.

İyi bir eğitim için çocuğun yurtiçi ve yurtdışı burs imkanı var mı araştırılmalıdır. Ayrıca üniversite eğitimi oldukça masraflıdır. Şehir, ülke değişikliği gerekecek mi, konaklama, ulaşım ve eğitim masrafları ne olacak hesaplanmalıdır. Aile çocuğun eğitimini finanse edebilecek güce sahip mi belirlenmeli, seçim sürecinde bütçe de dikkate alınmalıdır.

Aile çocuğunun karakterine, ilgi ve becerisine göre bir seçim yapmasına rehberlik etmelidir. Bu konuda zorluk yaşamak olağandır. Bu durumda aile mutlaka öğretmenden, rehberlik biriminden ya da profesyonel bir kaynaktan destek almalıdır. Aile meslek seçimi sürecinde çocuk için önemli bir duygusal kaynaktır. Ancak kimi zaman özellikle ergenlik döneminin etkisiyle ailelerle çocuklar arasında iletişim problemleri olabilmektedir.

Çocuklarınızla iletişim kurmakta zorlanıyor, akademik başarılarında iletişim ve yaklaşım modellerinizle olumsuz etkide bulunduğunuzu düşünüyorsanız psikolojik destek ve aile danışmanlığı alabilirsiniz. İhtiyacınız olan profesyonel destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Stratejik Yetenek Yönetimi ile çocuğunuzun kariyerini planlayabilir, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarını birlikte belirleyebiliriz. Meslek seçimi yaparken kariyer danışmanlığı almak gençlerin kendilerine, ailelerin ise çocuklarına verebileceği en değerli armağandır.

Read More

Stratejik yetenek yönetimi ile doğru alan seçimi yapmak mümkün. Lise eğitiminin en zorlu dönemlerinden biridir seçim süreci. Bu seçim hem genç hem de ailesi için son derece önemlidir. Sadece aile ve genç için değil okul için de öğrencilerin yapacağı seçim önemlidir. Doğru seçim yapmak öğrencinin kariyer gelişimine başarılı bir yön verir.

Doğru alan seçimi yapan öğrenci okulunun akademik başarısını yükseltir ve sıralamada okul başarısının yükselişini destekler. Dolayısıyla doğru seçim yapabilmek önce gence, sonra çocuğunun geleceğine önem veren aileye kazandırır. Geniş perspektifte bakıldığında da okul, toplum ve iş veren kazançlı çıkar. Basit bir seçim gibi değerlendirilen bu karar aslında bu kadar önemlidir.

Doğru alanı seçmek eğitimde başarılı ve mutlu olmayı sağlar. Bu mutluluk beraberinde verimli çalışmayı destekler ve performans sınav sonuçlarına yansır. İyi bir puan alan öğrenci istediği mesleğe yönelik eğitim almak için dilediği üniversiteye yerleşebilir. Potansiyeli ve beklentileriyle uyan üniversitede eğitim gören çocuk başarılı ve mutlu olur. Bu başarı bireyin kişisel ve mesleki gelişimine yatırım yapmasını sağlar.

Gelişimini önemseyen birey iş verenin karşısına daha donanımlı çıkar ve beklentileri karşılar. İşine yapacağı katkı ve vereceği değer ortaya çıkacak işin kalitesini yükseltir. Kalite bir markanın değerini, tüketicinin memnuniyetini artırır. Bunlarla da kalmaz işinde verimli, üretken ve mutlu olan bir birey sosyal ve kişisel yaşamında da verimli olur. Bu sayede de çok daha mutlu bireyler, aileler ve toplumlar gelişir.

Bu sağlıklı ve verimli sürecin işletilebilmesi için bireylerin alan seçiminden başlayarak doğru yönlendirilmeye ihtiyacı vardır. Stratejik yetenek yönetimi ile bunu sağlamak mümkündür.

Doğru Alan Seçimi Neden Önemli?

Alan seçimi, bireyin gelecekte yöneleceği meslek için bir ön hazırlık sürecidir. Çünkü alan seçimi sonrası öğrencilerin belli meslekleri seçebilmesinin önü kesilmiş olmaktadır. Bir meslek seçmek ise bireyin hayatının kalanında vaktinin büyük çoğunluğunu geçireceği çalışma sahasını belirlemesidir. Meslek seçimi ile bireyler sadece gelir kaynaklarını belirlememekte sosyal çevrelerini, hayat standartlarını, potansiyel eşlerini ve ilişkilerini de belirlemektedir.

Meslek her şeyden önce bireyin yetenekleri kullanma, kendini geliştirme ve gerçekleştirme alanıdır. Bu nedenle alan seçmekle kalmaz olası mesleğinizi ve yaşam koşullarınızı da Lise döneminde belirlemiş olursunuz.

Alan Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Gençlerin doğru karar verebilmesi için hem kendini hem de alanları tanıması gerekir. Stratejik yetenek yönetimi bireyin kişilik özelliklerini, ilgi ve beceri alanlarını görmesinde etkilidir. Ayrıca kişinin güçlü ve gelişime açık yönlerini belirlemesi ve buna göre seçim yapması önemlidir. Bu farkındalıklar çoğunlukla doğru mesleği seçebilmek için gereklidir. Ancak doğru mesleği seçebilmek doğru alanı belirlemekten geçmektedir.

Ayrıca öğrencilerin doğru alana yönelebilmeleri için baskın zeka yönlerini ve öğrenme stillerini bilmesi gerekir. Stratejik yetenek yönetimi içerisinde uygulanan test ve envanterlerle IQ, EQ ve öğrenme stilleri de belirlenmektedir. Alan seçiminde doğru karar verebilmek için seçim öncesi sayısal, sözel, eşit ağırlık ve yabancı dil alanlarını detaylarıyla değerlendirmek gerekir. Hangi alanda hangi dersler veriliyor incelenmelidir.

Ayrıca o alandan mezun olan öğrencilerin hangi meslekleri seçebileceği de öğrenilmelidir. Alan seçimi yapmadan önce çok yönlü değerlendirme yapılmalı, öğrenciler mümkünse zeka, ilgi, yetenek testlerine katılmalıdır. Çünkü üniversite sınavında başarıyı belirleyecek olan seçilen alana yönelik cevaplanacak sorulardan elde edilecek performanstır.

Alan dışı öğrencilerin bu alan sınavlarında başarılı olması oldukça zordur. Ayrıca alan dışından gelen öğrenciler için katsayılarda dezavantajlı konuma düşmelerine neden olmaktadır. Alan seçimiyle ilgili doğru bilgilerin edinilmesi, avantaj ve dezavantajların belirlenmesinde de stratejik yetenek yönetimi gereklidir.

Peki Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları yapılır. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır.

Başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır ve kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo–ekonomik ve kültürel koşulları değerlendirilerek 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefler planlanır.

Aba Psikoloji’ de bireyin stratejik yetenek yönetimi hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir. Tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Uygulamanın ardından bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde yol haritası çizilir.

Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar. Ancak bu süre içerisinde kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Alan seçerken verdiğimiz karar hayatımıza ilişkin diğer kararları da büyük ölçüde etkiler. Alan seçimi yaptığımızda bazı meslekleri seçme şansımızı kaybederiz. Alacağımız alan dersleri ise üniversite sınavında sorumlu olacağımız konulara yöneliktir. Doğru seçim yapmamız alanda dolayısıyla sınavda başarılı olmamızı sağlar. Yanlış bir seçim ise okul başarısızlığından, sınav başarısızlığına kadar gidebilir. Dolayısıyla alan seçimindeki performansımız meslek seçimimize de etki eder.

Meslek kişinin değer yargılarına, dünya görüşüne, günlük yaşama tarzına, başkaları ile ilişkilerine etki eder. Seçeceğimiz mesleği yapabilmemiz ve başarılı olabilmemiz için bu mesleğin gerektirdiği ilgi, bilgi ve beceriye ihtiyacımız vardır. Bilgi alan seçimi sonrasında kazanılacaktır. İlgi ve beceri ise alan seçmeden önce tespit edilmelidir. Stratejik yetenek yönetimi de kişinin bu süreçte doğru kararlar almasını destekleyecektir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Alan Seçimi Yaparken Şu Sorulara Cevap Bulabilirsiniz

Kendinizi, beklentilerinizi ve ilgi alanlarınızı yeterince iyi tanıyor musunuz?

Pek çoğumuz kendimize yönelik yeterince bilgiye sahip değiliz. Güçlü yönlerimiz neler, zayıf yönlerimiz neler? Çevremiz bizi daha çok hangi yönlerimizle tanıyor? Aile içinde nasıl, sosyal yaşamda nasıl biriyiz? Tüm bunları yeteri kadar biliyor muyuz? Kendimizle ilgili farkındalığımız alan ve meslek seçimimizde oldukça önemli bir yere sahip.

Seçmek istediğiniz alan ya da meslekle ilgili yeterince bilgiye sahip misiniz?

Seçim yapabileceğiniz dört alan var. Sayısal, sözel, yabancı dil ve eşit ağırlık. Bu alanlardan hangisi sizin için daha uygun? Bilginiz, beceriniz, zeka alanınız, ilgileriniz ve beklentileriniz için hangisi daha doğru bir seçim olacak? Seçtiğiniz alan sonrası hangi mesleklere yönelebilirsiniz? Mesleğinizde başarılı olmak için hangi üniversitede okumak sizi avantajlı hale getirir?

Okurken yapmanız gereken farklı çalışmalar var mı (stajlar, araştırma çalışmaları vb.) mezuniyet sonrası ortalama iş bulma süreniz ne?  Başlangıç düzeyde bu mesleğin maaş getirisi nedir? İlerleyen yıllarda maaş artışı nasıl olacak? Fiziksel özellikleriniz, cinsiyetiniz, yaşım, kültürünüz bu meslek için uygun mu? Bu meslekte başarılı olmak için yabancı dil, bilgisayar bilgisi gibi farklı donanımlar gerekiyor mu?

Seçmek istediğiniz alan ve meslek için seçim özgürlüğünüz var mı? Ailenizin bu seçimdeki rolü ne? Sizi maddi, manevi destekliyorlar mı? Ailenizi seçim sürecinde yanınızda olmaya nasıl ikna edebilirsiniz? Kuşkusuz bu sorular çoğaltılabilir ve verilecek yanıtlarda kişinin profesyonel bir danışmanlığa duyacağı ihtiyacı artırabilir. Stratejik yetenek yönetimi ile tüm bu soru işaretlerine yönelik cevapları bulabilirsiniz.

Alan seçimi yaparken önyargılarınızdan etkileniyor musunuz?

Alan seçimi yaparken bazen önyargılarımız asıl istediklerimizi düşünmemize engel olabilir. Sözel alanda başarılı ve mutlu olabilecek bir öğrenci başkaları ne der düşüncesiyle yanlış alana yönelebilir. “Sözel seçersem başarısız olduğumu düşünecekler.” “Annem-babam sayısal okumuş, ben de onlar gibi sayısal okumak zorundayım, yoksa onlara layık olamam.” Bunlar önyargılı düşüncelerdir. Oysa sözel okuması gereken bir öğrenci sayısal seçerse “başarısız” olma olasılığı çok daha yüksek olacaktır.

Başarısız olması ne kendisinin ne de ailesinin istediği bir sonuç değildir. Çevremiz seçim süreçlerimizde doğruyu bulmamıza destek olmak ister. Kendi bilgi ve deneyimleriyle bizlere yönlendirmede bulunurlar. Aslında niyet her zaman masumdur. Yardım etmek amacıyla yapılan bu öneri ve yönlendirmeler kimi zaman olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.

Herkesin karakteri, ilgisi, becerisi, zeka alanı, kariyerden beklentisi farklıdır. Aynı aile içerisinde, anne-baba ve çocuklar arasında dahi çok büyük farklılıklar vardır. Bizleri özel ve biricik kılan da bu farklılıklardır. Dolayısıyla başkalarının öneri ve tecrübelerinden ziyade somut ve bilimsel kanıtlar eşliğinde tercih yapılmalıdır. Bunu sağlayan en iyi yöntem ise stratejik yetenek yönetimi ile yapılan kariyer planlamasıdır.

Alan seçimi sonrası bazı meslekleri seçme şansını kaybedeceğini biliyor musun?

Hangi mesleği seçmek istediğinizle ilgili bir fikriniz olmayabilir. Ya da zaman içerisinde fikirleriniz değişiklik gösterebilir. Ancak yapacağınız alan seçimi sonrasında bazı meslekleri seçme şansınız ortadan kalkmış olacak. Dolayısıyla alan seçimi yapmadan önce meslekler üzerine düşünmeniz ileride hayal kırıklığı yaşamamak için gereklidir.

İlginizi çeken meslekleri araştırabilir, hangi meslek için hangi alana yönelmeniz gerektiğini seçim yapmadan önce öğrenebilirsiniz.

Alan seçimi sürecinde ailenizi seçiminize ikna edebilecek misiniz?

Hayatımıza yön verirken yapacağımız seçimlerde ailenin rolü oldukça büyüktür. Bu rol bazen destekleyici güce sahipken bazen de hayal ve hedeflerimizle örtüşmeyen bir güce dönüşebilir. Önemli olan karar verirken her iki tarafın da somut performans çıktılarını dikkate alarak karar verebilmesidir.

Alan seçimi yaparken bazen aileler çocuklarının performansı, ilgi ve yetenekleriyle hiç örtüşmeyen yönlendirmeler yapabilmektedir. Bazen de öğrenciler kendi potansiyelinin dışında bir karara yönelebilmektedir. Bu noktada her iki taraf görüş ve önerilerini sunmalıdır. Eğer uzlaşı sağlanamıyorsa mutlaka kariyer danışmanlığı alınarak alan seçimi yapılmalıdır.

Stratejik Yetenek Yönetimi Hatalı Alan Seçimi Riskini Azaltır

Alan seçimi yapmadan önce ilgi alanlarınızı keşfetmeye, beceri ve yatkınlıklarınızı geliştirmeye odaklanın. Geleceğe yönelik hedefler belirleyin ve gelecekte nasıl bir hayat istediğinizi hayal edin. Dışarıdan gelen sesleri, korkularınızı ve önyargılarınızı bastırmaya çalıştığınızda iç sesinizin size söylemek istediklerine odaklanın. Geleceğe yönelik kaygılarınız hangi konuda yoğunlaşıyorsa o konuda ailenizden ya da profesyonelden destek alın. Yetersiz bilgi kaygının en büyük sebebidir.

Geleceğinize yön verebilmek için alanlar, meslekler ve yapmanız gerekenlerle ilgili çokça bilgi toplayın. Okulunuzdan mesleki ilgi ve yetenek envanterlerinin uygulanmasını, tercih sürecinde detaylı bilgi verilmesini, alanların tanıtılmasını isteyin. Daha kapsamlı değerlendirme almak ve kariyerinizi planlamak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyerinizi planlayabilir, ilgi, yetenek ve yatkınlıklarınızı birlikte belirleyebiliriz. Alan seçimi yaparken kariyer danışmanlığı almak gençlerin kendilerine, ailelerin çocuklarına verebileceği en değerli armağandır.

Read More

Stratejik yetenek yönetimi genç ve yetişkinlerin gelecek kaygısı ile başa çıkmalarına destek oluyor. Öğrencilikten başlayarak iş hayatındaki acemilik yıllarına kadar her aşamada gelecek kaygısı duyulabiliyor. Eğer yanlış bir meslek seçimi yapıldıysa bu kaygı ilerleyen yaşlarda da devam ediyor.

Bireysel rol ve sorumluluklarımız artıkça üzerimizdeki psikolojik baskıda artış gösteriyor. Yaşanan coğrafyanın sosyo-kültürü, ekonomisi, gelişmişlik düzeyi, mezuniyet sonrası istihdam oranları bu kaygının şiddetini belirliyor. Başarılı olabilecek miyim? iş bulabilecek miyim? kendimi gerçekleştirebilecek miyim? Bir aile kurabilecek, onların ihtiyaçlarını karşılayabilecek miyim? Bu yeni yaşam döneminde de sevilecek, değer görecek, “ben” olarak kabul edilebilecek miyim?

Tüm bu belirsizlikler ve geleceğin koşullarına yönelik beklentiler kişinin gelecek kaygısını beslemektedir. Ancak alacağınız stratejik yetenek yönetimi ile gelecek kaygınızı yenebilirsiniz.

Peki Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesidir. Bu yöntem sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim planları hazırlanır. Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde ulaşmak hedeflenir. Bir diğer hedef ise gerçekleştirilmek istenen amaca en iyi performansla ulaşabilmektir.

Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır ve bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Aba Psikoloji’ de bu uygulama yapılırken bireyin hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcıya yönelik veriler eksiksiz analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Hedeflere ulaşmak için bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde yol haritası çizilir.

Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar ancak bu süre içerisinde kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin bölünerek 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Günümüzde eğitim ve iş alanında rekabet oldukça yoğun. Pastadan doyurucu pay alabilmek için kişilerin iyi okullara girebilmesi, iyi eğitimler alabilmesi gerekiyor. Ancak bunu başarabilmek için çok yönlü değerlendirme yapabilmek gerekiyor. Önce bireyin kendisini tanıması, gelecekten beklentilerini belirlemesi gerekiyor.

Meslek yaşamında mutlu ve başarılı olabilmek için ilgi, beceri, yetenek ve yetkinliğine göre meslek seçmek gerekiyor. Bununla da kalmıyor ekonomik koşullar, kültür ve tutumlar meslek seçimine yön veriyor. Gelecek 10 yıllardaki yaşam koşullarının olası getirilerini de öngörebilmek gerekiyor. Mesleklerin geleceğini ve geleceğin mesleklerini bilerek seçim yapmak başarılı seçim yapma olasılığını artırıyor.

Dolayısıyla iyi yerlerde istihdam edilmek için en başından hedef belirleyip bu hedefe uygun hazırlanmak gerekiyor. Ancak bu kararı vermek o kadar da kolay değil. Bir ömür boyunca yapacağınız mesleği seçmek bir anlık bir karar süreci olmamalıdır.

Öğrenciler ilgi, istek ve ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp risk almamak için seçimi ailelerine bırakabilmektedir. Bu süreçte önyargıları, korkuları ya da çevrelerinden edindikleri çarpıtılmış gerçekler gençlerin cesaretlerini kırabilmektedir. Stratejik yetenek yönetimi size tüm bu etkenler sonucunda açığa çıkabilecek gelecek kaygınızı yenmenizde destek olur. İyi bir planlama yapıldığında gelecek kaygısı yaşama olasılığınız dahi ortadan kalkar.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kişiler, kendini keşfetme fırsatı yakalar. Böylece gençler doğru bölümleri ve üniversiteleri tercih ederek kendine en uygun akademik kariyer planını gerçekleştirir. Stratejik yetenek yönetiminin en önemli katkılarından biri de küresel ve bilimsel bir bakış açısıyla kişilerin eğilimlerinin değerlendirilebilmesidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Gelecek Kaygısı Yaşamayı Nasıl Önlüyor?

Öğrenciler için üniversiteyi kazandıktan sonra “kariyerimde ne yapacağım?” sorusunun cevabını bulamamak en büyük dert. Öğrencilerin büyük çoğunluğunun hayali üniversiteye gelene dek üniversiteyi kazanmak oluyor. Ama üniversiteyi kazandıklarında “biz şimdi ne yapacağız?” diyor ve adeta sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Çünkü üniversiteye kadar sadece bu sınavı kazanmaya odaklanıyor sonrası için çoğunlukla bir plan yapmıyorlar.

Oysa iyi bir kariyer için iyi bir akademik eğitim almak yeterli değil. Mesleğe yönelik daha planlı ve stratejik çalışmalar yapmak gerekiyor. Yetersiz hazırlık ise gençlerin gerçek hayat koşullarıyla yüzleştiğinde gelecek kaygısı yaşamasına neden oluyor. Üniversiteyi kazanana kadar verilen emek ve yaşanan kaygı oldukça büyük. Dolayısıyla gelecek kaygısının yüksek olması da bir o kadar normal.

Belli bir noktaya kadar bu kaygıyı hissetmek olumsuz değil aksine öğrenciler için oldukça faydalı. Çünkü kaygı bizi uyararak geleceğe yönelik önlem almamızı ve hazırlık yapmamızı sağlıyor. Kaygı hissettikçe bu duyguyu hafifletebilmek için çareler arıyoruz. Stratejik yetenek yönetimi duyulan gelecek kaygısıyla başa çıkabilmek için kişilerin geleceğe tam donanımlı hazırlanmasını destekliyor.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kısa ve Uzun Vadeli Hedeflerinizi Belirleyin

Üniversiteye hazırlanırken nasıl bir yol izlediniz? Karakterinizle, ilgi alanlarınız, kişisel beklentileriniz ve yeteneklerinizle örtüşen, sevip mutlu olabileceğiniz bir meslek seçtiniz mi? eğer bu sorunun cevabı evet ise bugüne kadar oldukça başarılı bir strateji izlediğinizi söyleyebiliriz. Ancak bu süreci ilk başta bahsettiğimiz stratejiler ile geçirmediyseniz de endişe duymayın.

Eğitim hayatınızın ya da kariyerinizin hangi döneminde olursanız olun stratejik yetenek yönetimi ile başarılı olabilirsiniz. Eğitim hayatınız, mesleğinizle ilgili kısa ve uzun vadeli hedeflerinizin olması gelişiminizi takip edebilmek için önemlidir. Hedefler motivasyonunuzu sağlar, başarı için gerekli koşulları karşılamanıza yardım eder. Hedefler beklentilerinize, bilgi birikiminize, potansiyelinize ve çalışma koşullarınıza göre düzenlenir. Bu sayede zamanı daha verimli kullanır, çalışma süreleriniz dışında kendinize de zaman ayırabilirsiniz.

Stratejik yetenek yönetimi ile rehavete kapılmadan, zamanı kaçırmadan planlı ve programlı geleceğe hazırlanabilirsiniz. Özellikle üniversitenin ilk yılı, öğrencilerin sınav stresinden kurtulmakla rehavete kapıldıkları bir yıldır. Yeni bir ortamı keşfediyor olmakta akademik çalışmaları geri planda bırakır. Meslek hayatında da kişiler belli bir yılın üzerine çıktıklarında rehavete kapılır, yükselme imkanı bulamazlarsa motivasyonlarını kaybederler. Stratejik planlama sayesinde duraklama dönemlerinizi de nasıl değerlendirebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Üniversitenin ilk yılından başlayarak başarılı çalışmalar yapabilir, networkünüzü nasıl geliştirebileceğinizi, mesleğe yönelik neler yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Mesleğinizde de duraklamaya girdiğinizde de yükselme ya da farklı kariyer fırsatlarını değerlendirmeniz için size uyan planlar çıkartılır. Bazen duraklamanın nedeni mesleki ya da kişisel yetkinliklerdeki eksiklikler olabilir. Bu noktada da size gelişim alanlarınızı öne çıkarmak için yeni hedefler planlanacaktır.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kişisel ve Mesleki Gelişim Alanlarınızı Destekleyin

Kişisel gelişim alanları, gelir elde etme amacı olmaksızın yapılan, keyif alınan uğraşlar olarak değerlendirilebilir. Kişisel gelişim faaliyetleriyle bireylerin boş zamanlarını değerlendirmesi; duygusal, bilişsel, sosyal ve davranışsal becerilerini geliştirmesi amaçlanır.

Kişisel gelişim alanları kulüplere katılmak, spor, dans, sanatla ilgilenmek, dijital içerik üretmek, fotoğrafçılık gibi örneklendirilebilir. Bu etkinlikler aracılığı ile bireyler boş zamanlarını verimli geçirmekle kalmaz farklı kazanımlar da elde ederler. En başta sosyal ilişkilerini ve iletişim becerilerini geliştirir, network elde ederler. Kişisel uğraşları sayesinde zamanı verimli kullanma, çok yönlü düşünme gibi iş hayatına etki edecek kazanımlar da elde ederler.

Üstelik günümüzde kişisel gelişim alanlarına yatırım yapan bireyler iş verenler tarafından tercih edilmektedir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kişisel gelişim alanlarınızı kolayca belirleyebilirsiniz. Gelişim alanlarınıza yatırım yapabilir yaptıklarınıza mesleğinize katkı sağlayacak şekilde özgeçmişinizde yer verebilirsiniz.

Mesleki gelişim alanlarınızı doğru tespit etmenizde de stratejik yetenek yönetimi yardımcı olmaktadır. Bu yöntem ile eğitim hayatınızı en verimli şekilde değerlendirmeniz hedeflenir. Mesleğinizi en iyi şekilde yapabilmeniz için mümkün olan en iyi üniversitelerden eğitim almanıza rehberlik edilir. Üniversite döneminde networkünüzü geliştirmeniz için önerilerde bulunulur. İyi referanslar edinebilmeniz için neler yapabileceğiniz anlatılır.

Stratejik planlama sayesinde mesleki gelişim için neler yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Staj programlarınız, cv hazırlığınız, katılacağınız mesleki eğitimler, sertifika programları konusunda neler yapabileceğiniz sizinle paylaşılır. Mesleğinizde başarılı olmanız için gerekli olan yabancı dil yetkinliği, bilgisayar, araç kullanımı konusunda da yönlendirilirsiniz.

Belirsizlikleri Netleştirmek Gelecek Kaygısı Duymanıza Engel Olacak

Stratejik yetenek yönetimi ile yeterli bilgi sahibi olmadığınız sorulara yönelik size uygun cevaplar bulabilirsiniz. Bu soruların mantıksız ya da gereksiz olduğunu düşünmeyin, eğer size kaygı veriyorsa önemlidir. Cevabını bulmanız da sizi rahatlatacaktır. İş bulma sürecini nasıl yönetebileceğinize yönelik sorularınız, iş verenleri nasıl etkileyebileceğiniz, rakiplerinizin neler yaptığı önemlidir.

Cevapları araştırırken eksiklerinizi tespit ederek gelişiminiz için hedefler belirleyebiliriz. Tüm bu soru işaretlerine stratejik yetenek yönetimi ile objektif yanıtlar bulabilirsiniz. Bilinçli şekilde yapacağınız tüm bu hazırlıklar gelecek kaygısı yaşamanızı engelleyecektir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Risk Almadan Sorumluluk Alın, Gelecek Kaygısı Yaşamayın

Sorumluluk sahibi olmak bireylerin erken yaşam dönemleri itibariyle geliştirmeleri gereken önemli bir beceridir. Sorumluluk sahibi bireyler çok daha kolay özdenetim geliştirirler. Stresle kolayca başa çıkabilir, görevlerini ve kendilerinden beklenenleri yerine getirebilmek için daha planlı hareket edebilirler. Sorumluluk sahibi bireyler işlerini başkalarına yaptırmak yerine bizzat kendileri yapan, sonuçlarıyla yüzleşen bireylerdir.

Sorumluluk sahibi bireyler daha rahat karar verebilir, kendi hayatlarının kontrolünü ellerinde tutabilirler. Gelecek kaygısı yaşasalar dahi bu kaygıyı başa çıkabilecek düzeyde tutabilirler. Sorumluluk almak kimi zaman kaygı verici olabilir. Özelliklede potansiyelinin farkında olmayan bireyler için sorumluluklar ürkütücü olabilir.

Stratejik yetenek yönetimi sonucunda bireyler sorumluluk almaya yönelik cesaretlenirler. Güçlü yönleri, bilgi birikimi, tecrübeleri göz önünde bulundurularak bireylerin sorumluluk almaları desteklenir. Sorumluluk becerisi kazanmak hem mesleki başarı hem de kişisel yaşam için önemlidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Karar Sürecinizde Ailenizin Desteğini Alabilirsiniz

Gelecek kaygısı yaşayan bireyler için çevrelerinde onları destekleyen arkadaşlarının ve sıcak aile ilişkilerinin olması değerlidir. Geleceğin belirsizliği karşısında kaygılar ile başa çıkmada aile ve sosyal destek oldukça etkilidir. Sevildiğini ve desteklendiğini bilen, yalnızlık hissetmeyen bireyler başarmaya daha kolay odaklanır. Ancak özellikle alan ve meslek seçerken isteklerimiz ailemizin beklentileriyle uyuşmayabilir.

Bizim için doğru olan onlar için riskli olabilir. Onlar için doğru olan bizim bilgimiz ve ilgilerimizle örtüşmeyebilir. Dolayısıyla da seçim sürecimiz beklediğimizden daha karmaşık ve stresli hale gelebilir. Ailenin seçimine yönelmek daha mutsuz olacağımız bir geleceğe merhaba demek anlamına gelebilir. Aileyle çatışmak ise duygusal ve maddi desteğimizi kaybetme riskini almaya neden olabilir.

Stratejik yetenek yönetimi ise birey için en doğru meslek alternatiflerini ve kariyer planlarını çıkaracaktır. Test ve envanter sonuçları ile mesleklere yönelik yapılan bilimsel çalışmalar ışında yapılacak yönlendirmeler daha güvenilirdir. Ailelere detaylı bilgilendirme yapılmakta ve tüm sonuçlar ailelerin soru işaretlerini giderecek şekilde paylaşılmaktadır.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde aile ile genç arasında uzlaşı sağlanır. Gencin sevdiklerinin desteğiyle kendini gerçekleştirmeye yönelik inancı perçinlenir ve kendini bu süreçte daha güçlü hisseder. Bu dönemde kaygılarınızı aileniz ve sosyal çevreniz ile paylaşabilmeniz sizi rahatlatır. Sosyal ve duygusal destek yaşayacağınız gelecek kaygısının yoğunluğunu azaltır.

Read More

Kişilik özelliklerine göre meslek seçimi yapmak mesleki doyum, başarı ve mutluluk için oldukça önemlidir. Meslek seçimi yaparken çoğunlukla sınav başarısı, popüler meslekler ve mesleki kazanç dikkate alınır. Oysa meslekte başarıyla ilerlemek ve mutlu olabilmek için kişilik özellikleri, ilgi ve beceriler dikkate alınmalıdır.

Kişilik, doğuştan gelen mizaç özelliklerinin çevrenin etkisiyle şekillenmesi sonucu oluşur ve kolay kolay değişmez. Bu nedenle kişilik özellikleri, belirli bir sürede oluşan ve nispeten tutarlı davranış biçimleridir. Kişiliğe ait özellikler sayesinde kişiyi diğerlerinden ayırır ve kişinin olası davranışlarına yönelik tahminlerde bulunabiliriz. Dolayısıyla zaman içerisinde gelişen, kolay kolay değişmeyen bu tutarlı özelliklerin doğru meslek seçiminde rolü büyüktür.

Meslek seçimi kişiliğin bir ifadesidir. Dolayısıyla da bireyin kendisine uygun mesleği seçmeden önce kişiliği hakkında cevaplaması gereken pek çok soru vardır. Kişi bu sorulara uygun cevapları bulduğunda iş yaşamında mutlu olur. Meslek hayatındaki mutluluk kişisel yaşamda da huzur ve mutluluğu getirir. Bu yazıda kişilik özelliklerine göre doğru meslek seçimi yapmak için Holland’ın tipoloji kuramını ele alacağız.

Holland’ın Tipoloji Kuramı ile Meslek Seçimi Yapmak

Holland’ın tipoloji kuramının temel amacı bireylerin mesleki doyum elde etmesini sağlamaktır. Bu kuram, kişilik ile mesleklerin gerektirdiği etkinlik veya çevre arasındaki ilişkiye dayanır. Holland, bireyleri kişilik özellikleri açısından altı grupta toplar. Ayrıca bu grupların oluşturduğu çevreleri de aynı isimlerle gruplandırır.

Holland’ın altı kişilik tipi; Realistik (Realistic), Araştırıcı (Investigatory), Yaratıcı (Artist), Sosyal (Social), Girişimci (Enterprising) ve Düzenli (Conventional) kişilik tipleridir. Holland, bu kişilerin yaşadıkları çevreleri de aynı isimlerle kategorize etmiştir. Bunlar realistik çevre, araştırıcı çevre, yaratıcı çevre, sosyal çevre, girişimci çevre ve düzenli çevredir.

Bireyler bu tiplerden bir, ikisine ya da hepsine benzeyebilirler. Bireyin mutlu ve başarılı olabilmesi için kişilik tipiyle uyumlu çevre içerisinde yer alabilmesi gerekir. Dolayısıyla kişi hangi özelliğe sahipse, aynı özelliğe uygun mesleki çevrede mutlu olacak ve kendini geliştirecektir.

Realistik Kişilik Tipi ve Realistik Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Realistik kişilik tipine sahip bireyler soyuttan değil, somut olandan, teorikten değil pratik olandan hoşlanırlar. Gerek ilgi alanlarında gerek mesleklerinde alet, edevat ve araçlarla çalışmaktan hoşlanırlar. Mekanik yetenekleri diğer tiplere göre daha fazla gelişmiştir. Oldukça doğal, hoşgörülü ve sabırlı kişilerdir. Ayrıca statü, para ve maddi-manevi güçlü olmaya önem verirler.

Sosyal ilişkilerde ve aktivitelerde girişken değillerdir, iletişim kurmaktan ve sözel olarak kendilerini ifade etmekten hoşlanmazlar. Doğru meslek seçimi yapmak için çalışma alanlarını seçerken bu kişilik özelliklerini göz önünde bulundurmalıdırlar. Doğada hayvanlarla, toprakla iç içe çalışmak, fabrikada makinelerle, araçlarla çalışmak, tamir-onarım yapmak onlar için keyiflidir.

Mutlu olacakları çalışma ortamı iş makinelerinin olduğu, araziler, inşaat alanları, şantiye, maden, fabrika, tamir atölyesi, tarım arazisi, hayvancılık, sera olabilir. Otomativ tamiratı, elektronik tamiratı, tesisatçılık, teknisyenlik, bahçıvanlık, hayvancılık yapabilirler. Onlar için makinelerle, araçlarla ya da bitki ve hayvanlarla zaman geçirmek insanlarla sosyalleşmekten daha keyiflidir.

Daha kurumsal düzeyde çalışmak istenirse mühendislik yapabilirler, tamir eden değil icat eden olabilirler. Sanayi alanlarının gelişimi için proje üretebilir, ihtiyaçları tespit edebilirler.

Araştırıcı Kişilik Tipi ve Araştırıcı Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Araştırıcı kişilik tipine sahip bireyler bilimsel ve teknik konularla ilgilenmekten hoşlanırlar. Sosyal alanları bu kişilerin de oldukça zayıftır. Zekâlarını kullanabilecekleri alanlar, bilimsel ya da teknik araştırma ve okumalar yapabilecekleri ortamlar onlar için keyiflidir.

Sosyalleşmekten, başkalarının kişisel sorun ve ilgilerine vakit ayırmaktan keyif almazlar. Kendilerini gibi bilim ve tekniğe ilgisi olan kişilerle sohbet etmekten, tartışmaktan hoşlanırlar. Günlük hayattaki sohbet konuları da çoğunlukla bilim, teknik, araştırma sonuçları odaklıdır. Laboratuvarlar, akademik ortamlar onlar için oldukça keyifli yerlerdir. İnsanlarla iç içe olacakları, sosyal beceri sergilemelerini gerektirecek şekilde meslek seçimi yapmak onlara mutsuzluk getirecektir.

Göz önünde olmaktan, ilgi odağı olmaktan hoşlanmazlar. Çevrelerinde az ve öz kişi vardır. Analitik düşünen, eleştirel, meraklı, bağımsız, alçakgönüllü, pasif, çekingen, mantıklı kişilik özellikleri taşırlar. Biyolog, genetikçi, veteriner, cerrah, fizikçi, matematikçi ve antropolog gibi meslekler, araştırıcı mesleki tip grubunda yer alır. Bilim insanı olabilir, bilim odaklı çalışmalarda yer alabilirler. Araştırıcı tipe sahip bireyler araştırmacılık ile ilgili mesleklerden hoşlanırlar.

Yaratıcı Kişilik Tipi ve Yaratıcı Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Yaratıcı kişilik tipine sahip bireyler bilimsel araştırmalardan, teknik çalışmalardan ya da kurallı işlerden hoşlanmazlar. Onlar hayal güçlerini sınırsız kullanabilecekleri, özgür oldukları çalışma alanlarında daha mutludurlar. Materyalleri dönüştürmeyi, resmetmeyi, yazmayı, çizmeyi, üretmeyi severler. Kendilerini resim, müzik veya edebiyat gibi sanatsal alanlarda ifade etmeyi severler. Mesleki gelişimlerini de bu alanlarda gerçekleştirmek isterler.

Ruh halleri değişkendir, çok mutlu bir anlarında duygulanabilir, hiç beklenmedik olay ve durumlarda ilham bulabilirler. Karşılaştıkları problemleri artistik becerilerini kullanmaya çalışarak çözmeye çalışırlar. Sezgilerine güvenirler, kurallara uymaktan, sınırlandırılmaktan hoşlanmazlar. Ressam, sanatçı, dekoratör, moda tasarımcısı ve mimarlık gibi meslekleri tercih edebilirler. Mekanik işlerle meşgul olmalarını gerektirecek yönde meslek seçimi yapmak ya da kurallı çalışma ortamlarında bulunmak onlar için uygun değildir.

Mutlu ve başarılı olabilecekleri çevresel koşullar yaratıcılığı destekleyen ve yaratıcı ürünler çıkarılabilecek ortamlardır.  Yaratıcı ortam, rahat, açık, kişisel ifadeyi ve yaratıcılığı teşvik eden özgür ortamdır. Fotoğrafçılık, oyunculuk, yönetmenlik ve grafik tasarımcılığı gibi mesleklere de yönelebilirler.

Sosyal Kişilik Tipi ve Sosyal Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Sosyal kişilik tipine sahip bireyler için önemli olan diğerleridir. Bu kişiler diğer insanlara kişisel ve mesleki problemlerinde yardım etmeyi severler. Sosyal sorumluluk projeleri düzenlemekten ve projelerde yer almaktan keyif alırlar. Maddi kazançtan çok manevi tatmini önemserler. İnsanla etkileşimin olmadığı, tek düze, durağan, masa başı işler onlara uygun değildir. Bilgisayar karşısında tek başına çalışmaktan keyif almazlar.

Bu bireyler çalışma alanı olarak sosyal ortamları, sosyal meslekleri tercih ederler. Herhangi bir problemle karşılaştıklarında bu sorunları sosyal becerilerini kullanarak çözmek isterler. Yapıcı, birleştirici, uzlaştırıcı kişilerdir. Bir ekibin, grubun aranan yüzleridirler. Çözüm odaklı bir iletişim kurar, empatik dinler ve problemleri yapıcı bir dille çözerler. Takım olmaktan, grupla hareket etmekten keyif alırlar. Doğru Meslek seçimi yapmak için sosyal yönü olan işleri tercih etmelidirler.

Bu tip bireyler, dost canlısı, içgörü sahibi, sorumlu, sosyal, cömert, idealist, nazik, anlayışlı, ince düşünceli kişilerdir. Psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, psikolojik danışmanlar ve öğretmenler bu mesleki tipe sahip özellikleri taşımaktadır. Verimli çalışabilmeleri için sosyalleşebilecekleri, kendilerini sözlü olarak ifade edebilecekleri, insanlarla etkileşim kurabilecekleri ortamlara ihtiyaç duyarlar. Hastaneler, okullar, danışmanlık merkezleri, organizasyon alanları bu kişiler için keyifli ortamlardır.

Girişimci Kişilik Tipi ve Girişimci Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Girişimci kişilik tipi özelliklerini taşıyan bireyler çalışma alanlarında kendilerini gösterebilecekleri, ön planda olabilecekleri işlere yönelmekten hoşlanırlar. Özgüvenli, girişken, sosyal ve konuşkan kişilerdir. İkna kabiliyetleri gelişmiştir. Kelimeleri iyi seçer, beden dillerini etkili kullanabilirler. Görünüşlerine, diksiyonlarına oldukça önem verirler. Liderlik, yöneticilik, antranörlük, koçluk, patronluk onlar için uygun rollerdir.

İyi bir satışçı, reklamcı, mümessil, avukat olabilirler. Kendilerine ve yeteneklerine güvenen, maceracı, risk almayı seven, hırslı ve inatçı kişilerdir. Güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilirler; güçlü yönlerine etkili kullanırken, güçsüzlüklerini de kontrol altında tutabilirler. Finansal ve ekonomik unsurların önemli olduğu ve ödüllendirilmek için risklerin alınabileceği ortamlarda çalışmaktan hoşlanır ya da kendi işlerini kurabilirler.

Düzenli Kişilik Tipi ve Düzenli Çevreye Göre Meslek Seçimi Yapmak

Düzenli kişilik tipine sahip bireylerin önceliği gündelik yaşam alanlarından başlayarak yer aldıkları her ortamda düzen oluşturmaktır. Arşivlemek, kategorize etmek, sadeleştirmek onların verimli çalışabilmesi ve rahat edebilmesi için gereklidir. Ajanda tutmak, zamanı dahi dakikalara saatlere bölerek planlamak onlar için önemlidir. Sistemsiz, düzensiz çalışma koşulları onlar için uygun değildir. Kendilerine ait çalışma alanına sahip olmayı ve o alanın düzenine hakim olmayı isterler.

Kendi düzenlerine karışılmasından ve düzenlerinin bozulmasından hoşlanmazlar. Detaylı kayıt tutar, yazıları dosyalar, onları daha önce planlanmış bir düzende arşivlerler. Karşılaştıkları problemleri geleneksel yöntemlerle çözmeyi tercih ederler. Belli kurallara bağlı çalışmaktan hoşlanır, emir ve kurallara harfiyen uyum gösterirler. Belirsizlik onlar için önemli bir motivasyon kaybı kaynağıdır. Belirsizlik içerisinde strese girer ve çalışmalarından verim elde edemezler.

Düzen oturtamayacakları, çalışma saatleri belli olmayan, kuralları olmayan işlere yönelik meslek seçimi yapmak mutsuzluğu getirecektir. Kütüphane görevlileri, depo sayım memurları bu tipteki kişilere örnek sayılabilir. Dosyaların, klasörlerin, bilgisayar, fotokopi makinesi gibi sarf malzemelerinin yer aldığı çalışma ortamları onlar için uygundur.

Risk almaktan, değişikliklerden ve yeniliklerden hoşlanmaz, uyum sağlamakta zorlanırlar. Bu mesleki tipe sahip bireyler, banka veznedarı, postacı, muhasebeci ve sekreterlik gibi meslekleri tercih ederler. Bankalar, tapu ve vergi daireleri gibi kuruluşlarda büro işlerini yürüten bireyler bu mesleki tipin üyeleridir. Hayal güçleri zayıftır, kendilerine verilen işi ne artı ne eksi tam istenen şekilde yapmaya özen gösterirler.

Meslek Seçimi Yapmak Çok Yönlü Değerlendirme Yapabilmeyi Gerektirir

Doğru bir meslek seçimi yapmak için kişinin ilk önce kendini objektif şekilde değerlendirmesi gerekir. Bu değerlendirmeyi yapabilmek kolay değildir. Özellikle güçsüz yönlerimizi kabul etmekte çoğunlukla zorlanırız. Doğru bir mesleğe yönelebilmek için kişilik özelliklerimizi biliyor olmamız, güçlü ve zayıf yönlerimizi belirlememiz gerekir. Bununla da kalmaz doğru seçim için ilgi ve beceri alanlarımızın da göz önünde bulundurulması gerekir.

Sosyo- ekonomik düzeyimiz, bilgi birikimimiz, eğitimimiz, yaşadığımız kültür, tutumlarımız ve beklentilerimizde seçimimizi desteklemelidir. Bazen yeterli bilgiye sahip olmamak geleceğimiz için büyük fırsatları kaçırmamıza neden olabilir. Hayalini kurduğumuz meslek için yeterli ekonomik gücümüz olmadığını düşünerek hedefimizi değiştirebiliriz. Oysa burs imkanlarını bilmek hedefimizde ilerlememize destek olabilir.

Bizim için biçilmiş kaftan bir meslek şu an adı duyulmamış bir meslek olabilir ve biz ondan bir haber olabiliriz. Oysa şu an değerlendirmediğimiz bu meslek mezun olduğumuzda çok popüler olacak bir meslek olabilir. Geleceğin mesleklerini ya da mesleklerin geleceğini bilmek seçimlerimizi etkileyebilir. Yaşadığınız ya da yaşamak istediğiniz ülke, şehir dahi seçimlerinizden alacağınız verimi etkileyecektir.

Tüm bu süreci yürütmek ve yönetmek kolay değildir. Özelliklede meslek seçimine yönlendirildiğimiz ergenlik yaşlarında objektif değerlendirme yapabilmek oldukça zordur. Gençlerin üzerindeki sınav baskısı ve yaşadıkları gelecek kaygısı seçimlerine etki edebilmektedir.

Aba psikoloji olarak kariyer gelişiminizi önemsiyoruz. Kariyere bilinçli yön vermek sadece mesleki doyum elde etmek için gerekli değildir. Mesleğinizde elde edeceğiniz başarı ve mutluluk sayesinde hayatınızın her alanına mutluluğunuzu taşıyabilirsiniz. Biz Aba ailesi olarak bireylerin kendilerini ve yeteneklerini keşfetmesine destek oluyoruz.

Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz. Doğru meslek seçimi yapmak için bizimle iletişime geçebilir, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı hizmetimizi alabilirsiniz.

 

Read More

Başarılı bir kariyer için çocuk, ergen ve yetişkinlerde duygu düzenleme (regülasyon) becerilerinin gelişmesi gerekiyor. Bu beceri ilk önce anne karnında gelişmeye başlıyor. Doğum sonrası temel bakım veren ile kurulan ilişkiye göre duygu düzenleme becerisi şekilleniyor. Çocuklukta ise aileyle olan ilişkinin derecesi ve ebeveyn tutumları çocuğun duygu hakimiyetini etkiliyor. Sosyal çevrenin etkisi de çocuğun duygu gelişimine yön veriyor.

Ergenlikte bu beceri çocuklukta atılan temellere göre şekilleniyor. Yetişkinlikte edinilen duygusal deneyimler sonucu duygu düzenleme becerisi gelişiyor ya da tamamen köreliyor. Dolayısıyla kişinin duyguları üzerinde kontrol geliştirebilmesi, duygularını yönetebilmesi ve düzenleyebilmesi kariyerini doğrudan etkiliyor. Başarılı bir kariyer için bireyin duygu düzenleme becerilerini iç ve dış kaynaklardan yararlanarak geliştirmesi gerekiyor.

Duygu Düzenleme Becerisi Nedir?

Duygu düzenleme becerisi bireyin sahip olduğu bir duyguyu yönetmek üzere kullandığı tüm stratejilerdir. Bu duygu olumlu ya da olumsuz olabilir. Duygunun stratejik şekilde yönetilebilmesi için kişinin duygusu karşısında açığa çıkan ilk tepkiyi durdurması gerekiyor. Kişinin sağlıklı tepki verebilmesi için doğru tepki üzerine düşünmesi ve sonrasında daha olumlu bir tepkide bulunması gerekiyor.

Duygular üzerindeki bu otokontrol bireyin kişisel gelişimini, sosyal ilişkilerini ve kariyerini büyük ölçüde etkiliyor.

Yeterli duygu düzenleme becerisi edinilemezse kişinin çocukluktan başlayarak yetişkinliğe kadar duygu odaklı sorunlar yaşaması muhtemeldir. Oysa yeterli duygu düzenleme becerisine sahip olan biri duygularının farkındadır. Bu kişiler duygularını kolayca tanır, kabul eder ve dürtüsel davranışlarını kontrol edebilir.

Elbette ki negatif duygular da açığa çıkabilir, duyguları düzenleyebilme becerisi negatif duyguların açığa çıkmasını engellemez. Ancak bu beceri negatif duygularda dahi olumlu bir amaca uygun davranış sergileyebilmeyi sağlar. Başarılı bir kariyer için olumsuz duygular üzerinde özdenetim sağlanabilmelidir.

Duygu kontrolü sadece olumsuz duygular için değil yeri geldiğinde olumlu duygular için de kullanılmalıdır. Özellikle yetişkinlikte duyguların yeri, zamanı ve miktarı dengeli olmalıdır. Keyfinizin çok yerinde olduğu bir gün geçiyor olabilirsiniz ancak ekip arkadaşınızın morali bozuk olabilir. Sizin için iyi ama bir yakınınız için felaket bir gün olabilir. Bir cenazede olabilir ya da bir kazaya denk gelebilirsiniz.

Dolayısıyla sizin olumlu duygularınız diğerlerinin duygularına göre dengelenebilmelidir. Çocukken karnenizde tüm notları pekiyi gördüğünüzde sınıfta havalara uçabilir, dans edebilirsiniz. Ancak yetişkinlikte terfi ya da pirim aldığınızda aynı duygulara kapılsanız da aynı davranışları sergileyemezsiniz.

Başarılı Bir Kariyer İçin Çocuklarda Duygu Düzenleme Nasıl Olmalı

Duygu düzenleme bireyin anne karnındaki yolculuğu ile başlar. Dolayısıyla başarılı bir kariyer için daha anne karnındayken çocuğa olumlu duygular öğretilmelidir.  Mutlu, huzurlu, pozitif duygularla geçen bir hamilelikte bebeğin de tanıştığı ilk duygular pozitif olmaktadır. Bebek dünyaya geldikten sonra temel ihtiyaçları açığa çıkmakta ve bu ihtiyaçları karşılama yeterliliği bulunmamaktadır. Yani bebeğin temel ihtiyaçlarını karşılamak için bakım verene ihtiyacı vardır. Temel ihtiyaçlar ise beslenme, barınma, korunma ve sevgi ihtiyacıdır.

Temel bakım veren bu ihtiyaçları zamanında, yerinde ve yeterince karşıladığında bebekte güven duygusu gelişmektedir. İhtiyaçlarının karşılanacağını bilen bebeğin duyguları olumludur. Mutlu, güvende, sevgi dolu olan bebek stresten uzaktır. Ancak bebeğin ihtiyaçları yeterince ve zamanında karşılanmazsa yaşamsal riskler açığa çıkacak ve bebekte stres açığa çıkacaktır. Stres olumsuz bir duygudur ve bebeğin bu duyguyla başa çıkması mümkün değildir.

Bebek biraz büyüdüğünde yürümeye ve konuşmaya başladığında temel bakım verenden de kademe kademe ayrışır. Sosyal kaynaklarla iletişime geçer ve onlarla kurduğu iletişim de beraberinde yeni duygular getirir. Başkaları tarafından sevilme, kabul edilme çocuğun olumlu duygularının pekişmesini sağlar. Sosyal hayatta ötekileştirilen, varlığı kabul edilmeyen, değer verilmeyen çocuklar ise yine olumsuz duygular geliştirir.

Bu duygular sonucunda yıkıcı tepkilerin açığa çıkmaması için olumsuz duygularla nasıl başa çıkılabileceği çocuğa öğretilmelidir. Ayrıca başarılı bir kariyer için çocuğun sosyal yaşamında maruz kaldığı uyaranlar da aile tarafından değerlendirilmelidir. Çocuğun özgüvenini, girişkenliğini ve öz değerini etkileyecek sosyal koşullar gerektiğinde yeniden düzenlenmelidir.

Çocukların Duygu Düzenleme Becerilerini Geliştirmek İçin Öneriler

Sarılın, Sallayın ve Eğlenin

0-2 yaş dönemde duygular sözel olarak ifade edilemediği için duygu düzenlemede fiziksel temas önceliklidir. Çocuğunuz açığa çıkan yıkıcı duygularıyla başa çıkamadığında sakinleştirmek için önce ona sarılın. Hafifçe sallanmak çocuğa anne karnındaki huzurlu ortamı hatırlatacaktır. Bu nedenle sarıldıktan sonra çocuğunuzu hafifçe sallayın. Sallarken ona bir yandan da ninni söyleyebilir ya da beyaz gürültü sesleri dinletebilirsiniz.

Sakinleştikten sonra olumsuz duygularını olumlu ile değiştirmek için hoşuna gidecek basit aktiviteler yapabilirsiniz. Gıdıklamak, ce-e oyunu oynamak gibi.

Duygularını İfade Etmesine Fırsat Verin

Burada çocuk duygularını dile getirmekte, nasıl bir duygu hissettiğini anlatmakta zorluk yaşayabilir. Siz gözlemlediğiniz duyguları çocuğa sözel olarak yansıtabilirsiniz. Örneğin; kafasını bir yere çarptı ve canı acıdı, ağlıyor. “Oyun oynarken kafanı çarptın ve canın çok acıdı. Beklemediğin bir anda bunun olması seni korkutmuş olabilir. Şu an canın acıdığı için üzülüyor olman oldukça normal.”

Çocuğun bir yetişkin tarafından anlaşılmış olması onu rahatlatır. Üstelik bu duyguya karşı yetişkinin sakin tavrı çocuğunda sakinleşmesini sağlar. Çocuk bir daha böyle bir tecrübe yaşadığında daha sakin kalmayı dener.

Başarılı bir kariyer için duygu düzenleme becerisi duyguların bastırılması değildir. Duygunun fark edilmesi, açığa çıkan tepkinin bastırılması ve uygun tepkinin değerlendirilmesi sürecidir. Dolayısıyla ağlayan çocuğa “Bunda ağlayacak ne var.” ,“Tamam üzülme, ağlama” demek yerine “Canın acıyor olmalı.” “Çok canın yandı.” “Çok üzgünsün.” gibi duygu yansıtmaları yapılmalıdır.

Duygularını Uzuvlarını Tanıtır Gibi Tanıtın

Çocuklarda yetişkinler gibi mutlu, üzgün, korkmuş, öfkelenmiş, şaşırmış olabilir. Bir yetişkinin temel duygularına çocukta sahiptir. Ancak duygularını isimlendirmeyi, tanıtmayı çocuk öğretilmediği sürece bilemez. Bunun için çocuğunuza uzuvlarını, duyu organlarını, renkleri, nesneleri tanıtır gibi duygularını tanıtmalısınız. Bunu yaparken duygu kartları hazırlayabilir, stickerlar, resimler kullanabilirsiniz. Duygu canlandırmaları yapabilir, tüm bunları bir oyuna çevirip eğlenirken öğrenmesini sağlayabilirsiniz.

Başarılı Bir Kariyer İçin Nefes Egzersizi Öğretin ve Fiziksel Egzersiz Yaptırın

Fiziksel egzersiz yapmasını sağlayın Çocuğunuzun yürümesini, koşmasını ya da zıplamasını sağlayabilirsiniz. Hareket etmek duygularını düzenlemesine yardımcı olacaktır. Bu egzersizleri birlikte yapabilir, siz de ona eşlik edebilirsiniz. Beraberlik duygusu çocuğun olumlu duygular geliştirmesini de destekleyecektir.

Çocuğunuza diyafram nefesini öğretebilirsiniz. Bunu öğretmen zor oluyorsa içinden 1’den 10’a kadar saymasını ve bunu sakinleşene kadar sürdürmesini öğretebilirsiniz.

Model Olun, Çabasını Taktir Edin

Çocuk duygu düzenleme becerisini ailesini gözlemleyerek de öğrenebilir. Ebeveynlerin duygu düzenleme becerisi çocuk için model oluşturur. Duygularınız üzerinde hakimiyet kurabiliyor ve duygularınıza istediğiniz gibi yön verebiliyorsanız çocuğunuzda davranışlarınızı örnek alacaktır. Çocuğun duygu düzenleme becerisinin pekiştirilmesi, çabasının taktir edilmesi de çocuğun duygu kontrolünü öğrenmesini destekleyecektir.

Başarılı Bir Kariyer İçin Ergenlerde ve Yetişkinlerde Duygu Düzenleme Nasıl Olmalı

Ergenlik donemi, yaşamın en zorlu dönemlerinden biridir. Birey bu dönemde fiziksel, zihinsel ve hormonal olarak değişir. Üstelik bu dönem ergenin birden fazla sorumluluğu üstlendiği önemli bir dönemdir. Gencin bu dönemde kendini tanıması, ilgi alanlarını keşfetmesi, bağımsızlaşması ve kendine bir kariyer çizmesi gerekir.

Bu zorlu dönemde sık sık istenmeyen duygu ve davranışlar açığa çıkabilir. Gencin başarılı bir kariyer için duygu düzenleme becerilerini geliştirmesi gerekir.

Yetişkinlik dönemi ergenlik kadar karmaşalar içermese de daha fazla sorumluluk üstlenilen önemli bir dönemdir. Bu dönemde kariyerde başarı elde etmek, aile kurmak, yaşam standartlarını iyileştirmek gibi sorumluluklar üstlenilir. Bu sorumluluklardan birinde bile olumsuzluk yaşansa diğer yaşam alanlarına olumsuz duygular etki edebilir. Bu nedenle bireyin başarılı bir kariyer için duygu düzenleme becerilerini geliştirmesi gerekir.

Sadece kariyer için değil hayatının her alanında mutlu olabilmesi için yetişkinlerin duygu kontrolü kazanabilmesi gerekir.

Ergen ve Yetişkinlere Duygu Düzenleme Becerilerini Geliştirmek İçin Öneriler

Olumsuz Düşünceleri Daha Olumlu ya da Nötr Duygularla Değiştirin

Duygu ve davranışlarımızı açığa çıkaran düşüncelerimizdir. Olumsuz duygu ve davranışlarımızı besleyen de olumsuz düşüncelerimizdir. Bu nedenle duygu düzenleme becerisi geliştirebilmek için ilk önce olumsuz düşüncelerinizi fark etmelisiniz. Düşüncelerin farkına varmak kolay değildir. Durup, değerlendirmeyi gerektirir.

Kimi zaman herhangi bir düşüncemiz olmadığını zannederiz. Başarılı bir kariyer için bu düşünceleri yakalamak ve değiştirmek için egzersiz yapmak gerekir. Temel düşüncenizi bulmak için kendinize sorular sormalısınız.

Bu duygumun altında yatan düşüncem ne? Bu düşüncem neden bu duyguya neden oluyor? Bu düşüncem ne kadar gerçeği yansıtıyor? Bu duygumu daha yapıcı bir duygu ile değiştirmek için farklı ne düşünebilirim? Bu yeni düşünce daha olumlu duygular hissetmemi destekliyor mu?

Nefes Egzersizi Yapın Fiziksel Aktivitelere Zaman Ayırın

Nefes egzersizi ve fiziksel aktivite olumsuz düşüncelerle başa çıkmaya yardımcı olmaktadır. Nefes egzersizleri sakinleşmeyi ve çok daha olumlu duygulara kapılmayı sağlıyor. Nefes çalışmaları sayesinde olumsuz duyguları pekiştiren yüksek nabız, fiziksel gerginlik, kan akış hızı normale dönüyor. Bu da kişinin kendini daha dingin ve huzurlu hissetmesini sağlıyor.

Fiziksel egzersizler de aynı şekilde kişinin olumsuz düşüncelerle başa çıkmasını sağlıyor. Egzersiz yapan bireyler negatif enerjiyi egzersizle beraber boşaltıyor.

Olumsuz Duygunuzun Açığa Çıkardığı İlk Tepkinin Tam Tersini Yapın

Duygular davranışlarımıza etki eder. Olumsuz duygular ise olumsuz davranışları tetikler. Başarılı bir kariyer için olumsuz davranışları kontrol altında tutabilmek gerekir. Bunu yapabilmenin en kolay yolu olumsuz duygu karşısında vücudunuzun vereceği ilk tepkiyi fark edip durdurmaktır. Tepkinizi baskılamaya çalışırken nefes egzersizi yapabilir ve daha yapıcı bir tepki için alternatif üretebilirsiniz.

Örneğin; çok iyi hazırlandığınız bir sunum beğenilmediğinde üzülüp kırıklığa uğramak ya da öfkelenip kızmak yerine konuşabilirsiniz.  Yöneticinize daha detaylı geri bildirim almak ve nerede eksik olduğunuzu öğrenmek için toplantı talep edebilirsiniz. Böylece zaman kazanmış olur ve toplantı süresine kadar biraz daha sakinleşebilirsiniz. Toplantıda konuşmak üzere sorularınızı çıkarabilir ve duygularınızı yöneticinize daha iyi ifade edebilirsiniz. Bu sayede çok daha yapıcı ve profesyonel bir tepki göstermiş olabilirsiniz.

Başarılı Bir Kariyer İçin Açığa Çıkan Duygunuzun Tam Tersini Hissettirecek Aktiviteler Yapın ya da Hayal Edin

Öfkelendiğinizde ya da üzüldüğünüzde duygularınızı olumlu yönde değiştirecek aktivitelere yönelebilirsiniz. Eğlenceli bir film izlemek, fıkra ya da capsler okumak, güldüren videolar izlemek gibi. Ayna karşısına geçip öyle hissetmeseniz de gülümseyebilir hatta birkaç kez kahkaha atabilirsiniz. Bu davranışlar içinizden gelmiyor olsa dahi zihninizi kandırmak için “miş” gibi yapmanız duygunuzu değiştirmeye yarayacak.

Meditasyon, yoga gibi zihni arındıran, vücudu dinginleştiren ve esneten çalışmalar da olumsuz düşüncelerle başa çıkmayı kolaylaştırıyor. Tüm bunları yapabilecek ortamınız ya da fırsatınız yoksa kendinizi yapıyormuş gibi hayal edebilirsiniz. Hayal etmekte en az yapmak kadar duygularınızın değişimine etki edecektir. Sizi mutlu edecek ya da gülümsetecek bir anınızı düşünebilir ya da zihninizde yeni bir imaj canlandırabilirsiniz.

Başarılı bir kariyer için çocuklukta duygu düzenleme becerisi kazanılmalıdır. Ergenlikte ve yetişkinlikte ise bu beceri yaşın getirdiği yeni dönem ve tecrübelere uygun şekilde geliştirilmelidir.

Read More

Her bireyin bir potansiyeli vardır ve bu potansiyel doğru kullanıldığında başarıyı getirmektedir. Ancak herkes mevcut potansiyelinin farkında değildir. Başarılı olduğumuz alanlar çoğunlukla yatkınlığımızı fark edip üzerine gittiğimiz alanlardır. Kimi zaman ise potansiyelimizi başkaları fark eder ve yönlendirir. Kariyerinde fark yaratmak isteyenler için mevcut potansiyellerini ortaya çıkarmak ve geliştirmek başarı için gereklidir. Swot analizi de tam olarak bu ihtiyaca hizmet eder.

Peki farkında olmadığımız ama başarı potansiyelimiz olan diğer alanları tespit etmemiz mümkün mü? Ya da başarılarımızı engelleyen zayıf yönlerimizin farkına varmak? Potansiyelinizin farkına varmak için önce güçlü ve zayıf yönlerinizi keşfetmeniz gerekir. Ardından karşınıza çıkabilecek fırsatların farkına varmanız ve olası tehditleri görmeniz oldukça önemlidir.

Swot analizi yapmak güçlü ve zayıf yönleriniz ile olası fırsat ve tehditleri belirlemenizde size destek olur. Üstelik henüz farkına varmadığınız gelişim ve potansiyel başarı alanlarınıza yönelikte farkındalık kazandırır. Aynı şekilde zayıf yönlerinizin de farkına varmanızı ve başarınızı engellemeyecek şekilde yeniden düzenlemenizi sağlar.

Swot analizi nedir?

SWOT kelimesi, 4 İngilizce kelimenin baş harflerinden oluşmaktadır. Bunlar; Strengths (güçlü yönler), Weaknesses (zayıf yönler), Oppurtunities (fırsatlar), Threats (tehditler) kelimeleridir. Swot analizi bireyin başarısını etkileyen iç ve dış faktörleri ele almaktadır. Bu doğrultuda bireyin güçlü ve zayıf yönleri iç faktörler; fırsatlar ve tehditler ise dış faktörlerdir. Kariyerinde fark yaratmak isteyenler iç ve dış faktörleri belirleyip buna göre strateji belirlemelidir.

SWOT Analizini kullanarak öğrenciyseniz mesleki yöneliminizi ve diğerlerinden farklı olarak neler yapabileceğinizi keşfedebilirsiniz. Çalışan bir bireyseniz sizi kariyerinizde meslektaşlarınızdan ayıracak şekilde kendinizi geliştirebilirsiniz. Özetle kendinize yönelik farkındalığınızı artırmak; kişisel hedeflerinize ulaşmanız için ihtiyaç duyduğunuz yetenekleri anlamanıza yardımcı olacaktır.

S: Strenghts (Güçlü Yanlar)
W: Weaknesses (Zayıf Yanlar)
O: Opportunities (Fırsatlar)
T: Threats (Tehditler)

SWOT analizi sayesinde güçlü ve zayıf yanlarımızı tanır, olası fırsatları ve tehditleri değerlendirebilirsiniz. Bu sayede kariyeriniz için atılması gereken en doğru adımları atabilirsiniz. Ayrıca bu method ile güçlü yönleri ortaya çıkartırken zayıf yönlerinizi de giderebilirsiniz. Aynı zamanda kariyer fırsatlarını tespit ederek ilerlemenizi desteklersiniz. Tehditleri belirleyebilmek ise olası başarısızlıklara karşı ön hazırlık yapmayı riskleri daha küçük zararlarla atlatmayı sağlar.

SWOT analizi yaparken güçlü ve zayıf yanlarınızı belirlemelisiniz. Ancak değerlendirme yaparken her bölümü kendi içerisinde fırsatlarla tehditleri de göz önünde bulundurarak değerlendirmelisiniz. Başarılı bir sonuç alabilmek için özellikle güçlü ve zayıf yönleri çıkarırken objektif değerlendirme yapmalısınız.

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler İçin Swot Analizi Nasıl Yapılır?

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler swot analizi yaparken öncelikle kendilerini objektif değerlendirebilmelidir.  Değerlendirme yaparken mutlaka yazarak çalışılmalıdır. Değerlendirmelerinizi yazıya dökmeniz analizi geniş açıdan görebilmenizi ve çok yönlü değerlendirebilmenizi kolaylaştıracaktır. Kağıt-kalem alarak ya da dijital ortamda değerlendirmelerinizi not edebilirsiniz. Değerlendirme yapmak ilk etapta kolay olmayabilir. Bu nedenle size yardımcı olabilecek örnek soruları aşağıda bulabilirsiniz. Böylece analizi yapmanız çok daha kolay olacaktır.

(S) Strenghts : Güçlü Yönlerinizi Belirlemek İçin Sorulabilecek Sorular

Öncelikle soruları cevaplarken objektif, gerçekçi olmaya odaklanın. Başkalarının size yönelik değerlendirmesini alın ya da onların sizi nasıl görüyor olabileceğini düşünerek değerlendirme yapın. Sorulara yanıt vermek sizin için zor olabilir. Böyle bir durumda sorularını bir kenara bırakıp sizin için olumlu olan 7 özelliğinizi yazın. Kariyerinde fark yaratmak isteyenler güçlü yönlerini belirlerken mütevazı olmaya çalışmamalı ama gerçekçilikten de uzaklaşmamalıdır.

  • Mesleğinizde, okuduğunuz alanda ya da öğrenciyseniz aynı bölüm ve okulda sizle eşdeğer kişileri düşünün. Sizi bu kişilerden farklı kılan yetenek ve yetkinlikleriniz neler? Becerileriniz, eğitimleriniz, tecrübeleriniz, sertifikalarınız, networkünüz açısından değerlendirebilirsiniz.
  • Herkesten çok daha iyi yaptığınızı düşündüğünüz ya da başkalarından geribildirim aldığınız şeyler var mı? Varsa neler?
  • Öğretmenleriniz, yöneticiniz gibi sizi objektif değerlendirebilecek kişilere güçlü yönleriniz sorulduğunda verecekleri olası cevaplar neler?
  • Beraber vakit geçirdiğim insanlar, en çok hangi konular hakkında bana danışırlar?
  • Kendinizle ilgili gurur duyduğunuz yönleriniz, özellikleriniz var mı? varsa neler?

(W) Weaknesses: Zayıf Yönlerinizi Belirlemek İçin Sorulabilecek Sorular

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler için başarılı bireylerin ve işletmelerin sıklıkla kullandığı swot analizi oldukça faydalıdır. Ancak bu faydanın alınabilmesi bireylerin zayıf alanlara yönelik soruları cevaplarken olabildiğince yansız olmasına bağlıdır. Özellikle zayıf yönlere yönelik değerlendirme yaparken objektif olabilmek zorlaşmaktadır. Aşağıdaki sorulara yanıt vermek sizin için zor olabilir. Böyle bir durumda soruları bırakıp sizin için olumsuz olan 7 özelliğinizi kelime kelime yazın.

  • Kendinize güvenmediğiniz ve yapmaktan, performans sergilemekten kaçındığınız sorumluluklarınız var mı?
  • Öğretmenleriniz, yöneticiniz gibi sizi objektif değerlendirebilecek kişilere zayıf yönleriniz sorulduğunda verecekleri olası cevaplar neler?
  • Becerilerinizi, eğitimlerinizi, tecrübelerinizi, sertifikalarınızı, networkünüzü değerlendirdiğinizde sizi diğerlerinden geride bırakan neler var?
  • Olumsuz çalışma alışkanlıklarınız neler? Dikkatini kolay kaybetme, odaklanamama, stresle başa çıkamama, geç kalma, zamanı yönetememe, işleri vaktinde yetiştirememe gibi.
  • Kariyerinde fark yaratmak isterken seni engelleyen kişilik özelliklerin neler? Utangaçlık, özgüven eksikliği, topluluk önüne çıkmaktan kaçınma, diksiyon, beden dili ve benzeri.

(O) Opportunities: Fırsatları Belirlemek İçin Sorulabilecek Sorular

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler özellikle dış faktörleri cevaplarken kariyer alanlarıyla ilgili ön hazırlık yapmalıdır. Bu soruları gelişiminize katkı sağlayacak şekilde cevaplamak için ciddi bir araştırmaya ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Başarılı bir swot analizi için ön hazırlığın yapılması oldukça önemlidir. Bu nedenle sektörünüzle ilgili konferanslara katılabilir, değişiklik ve gelişmelerle ilgili eğitimler alabilirsiniz.

Başarılı bulduğunuz kişilerin çalışmalarını takip ederek kendinizi daha farklı nasıl geliştirebileceğinizi de değerlendirebilirsiniz. Bir kişiyi kendinize rol model alabilirsiniz. Alanınızla ilgili yasal düzenlemeleri de takip etmelisiniz. Tüm bunlara üniversite eğitiminiz içerisinde başlamış olmanız kariyer gelişiminiz için büyük fark yaratacaktır. Aşağıdaki sorulara cevap bulmaya çalışmanız da fırsatları değerlendirmenizde yardımcı olacaktır.

  • Seçtiğiniz ya da seçeceğiniz mesleğin gelişimi ve geleceği nasıl? Bu alan kendini gösterebileceğin zemine sahip mi? Kendini çoktan tamamlamış bir alanda fark yaratmakta çok daha zordur.
  • Fırsatları fark etmen, değerlendirmen ve uygulayabilmen için sana danışmanlık verecek kişi veya kurumlar var mı? Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı fırsatlar noktasında size büyük destek verebilir.
  • Şimdiye kadar aldığın eğitimleri ve tecrübelerini düşündüğünde kendini diğerlerinden ayıracak şekilde bunlardan nasıl yararlanabilirsin?
  • Rakiplerinin yeterince iyi yapamadığını fark ettiğin bir açıkları var mı? Varsa senin bu alanda kendini gösterme ihtimalin nedir?

(T) Threats: Tehditleri Belirlemek İçin Sorulabilecek Sorular

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler için tehditleri belirlemek kendini korumak ve karşı hamle yapabilmek için gereklidir. Swot analizi yaparken tehditleri belirleyebilmek tıpkı fırsatlar gibi iyi bir ön hazırlık gerektirir.

  • Kariyerinde ve mesleğinde seni bekleyen olası engeller neler?
  • Küreselleşme, teknoloji ve bilimin gelişimi mesleğinin geleceğini tehdit ediyor mu? Mesleğin gelişim ve değişime ayak uydurabilir mi?
  • Zayıf yönlerinizden herhangi biri uzun ya da kısa vadede senin için tehdide yol açabilir mi?
  • Kariyeriniz ya da meslek grubunuz için pasta metaforu kullanalım. Bu pastadan pay alacak kişi sayısı çok mu? Rekabete girişebilecek yeterliliğiniz var mı?
  • Olası rakiplerinin özellikleri neler; eğitimlerini, tecrübelerini, projelerini ve benzeri değerlendirdiğinde onlarla rekabet edebilir misin?
  • Kişilik özelliklerin, sağlığın ya da fiziksel özelliklerin kariyerini kısa ya da uzun vadede negatif etkileyebilir mi?

Tüm bu soru örneklerinden yola çıkarak siz de zaman içerisinde kendi sorularınızı üretebilirsiniz. Bu sayede kariyerinde fark yaratmak isteyenler kendilerine daha tepeden objektif bir gözle bakabilirler.

Kariyerinde Fark Yaratmak İsteyenler İçin Swot Analizi Nasıl Bir Fayda Sağlıyor?

Swot analizi oldukça kolay, işlevsel ve iş dünyasında sıklıkla kullanılan bir methoddur. Bu methodu biliyor olmanız karşınıza çıkan fırsatları daha hızlı değerlendirmenizi ve olası tehditleri elimine etmenizi sağlayacak. Bu method sayesinde kendi potansiyelinizi fark etmenin dışında rakiplerinizi de yakından takip edebileceksiniz. Diğerlerini değerlendirirken artık nelere dikkat etmeniz gerektiğini çok daha iyi biliyor olacaksınız.

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler için swot analizi tekniği yeterli değil ise mutlaka kariyer danışmanlığı alınmalıdır. Öğrencilik yıllarınızdan başlayarak kariyerinizin ihtiyaç duyduğunuz herhangi bir noktasında kariyer danışmanlığı alabilirsiniz. Destek için Aba psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer planlama hizmetimizden faydalanarak kariyerinizde çok daha başarılı olabilir, fark yaratabilirsiniz.

Read More

Günümüzde iyi bir kariyer gelişimi elde etmek neredeyse her çocuğun hayali. Ailelerse bu hayalin gerçekleşmesi için ellerinden gelen her imkanı seferber eden maddi-manevi destekçiler. Ancak hayalleri hedefe hedefleri de gerçeğe çevirmek o kadar kolay değil. İyi bir planlama, öz denetim ve keyfi öteleyebilme becerisi gerektiriyor. Çocuklar eğitim hayatlarından başlayarak, akademik ve mesleki hayatları içerisinde ancak bu koşulları sağladığında başarısızlığa meydan okuyabiliyor.

İyi bir planlama becerisi; bireyin karakteriyle, ilgi ve yetenekleriyle uyumlu, potansiyeliyle örtüşen, erişilebilir hedefler planlayabilmektir. Öz denetim; hedefe ulaşmak için yapılan planlara sadık kalabilmek ve gerekli performansı sergileyebilmektir. Yani öz denetim, zamanı verimli yönetmek, duygu, davranış ve düşünsel olarak otokontrol geliştirebilmektir. Keyfi öteleyebilme ise bireyin hedeflerine ulaşmasında blokaj görevi görecek tüm dikkat dağıtıcılara karşı koyabilme becerisidir. Kısaca amaca hizmet etmeyen her şeye “hayır” diyebilme yetisidir.

Yazımızın devamında iyi bir kariyer gelişimi için keyfi öteleyebilen, özdenetim sahibi bireylerin nasıl başarısızlığa meydan okuduğunu anlatacağız. Anlatımımızda keyfi öteleme testi olarak bilinen marshmallow testinden de bahsedeceğiz.

Stanford Üniversitesi Marshmallow Testi ile Özdenetim Üzerine Bir Çalışma Yapıyor

Psikoloji tarihinin çok bilinen testlerinden biri olan Marsmallow diğer adıyla Zevki Erteleme Testi çocukların özdenetim becerilerini ölçüyor. Teste tabi tutulan çocukların ergenlik ve yetişkinlik yıllarında da benzer beceriler göstereceği öne sürülüyor. Bu teste göre bireylerin özdenetim becerisi küçük yaşlardan itibaren gelişiyor. Bu da bize iyi bir kariyer gelişimi isteyen bireylerin özdenetim gelişimi için erken yaşlardan itibaren farkındalık geliştirilmesi gerektiğini düşündürüyor. Test, Walter Mischel tarafından 1970 yılında Stanford Üniversitesi içindeki bir anaokulunda gerçekleşiyor. Test katılımcıları bu okuldaki 4-6 yaş arasındaki çocuklar oluyor. Mischel, çocukların birbirlerinden farklı özdenetime ve duygu kontrolüne nasıl sahip olabildiğini merak ediyor. Bilgi toplayabilmek ve gözlem yapabilmek için testi geliştiriyor ve uyguluyor.

Deneyde Mischel ve ekibi her çocuğu ayrı ayrı özel odalara alıyorlar. Çocuklar bu özel odalarda bir sandalyeye oturuyor. Her çocuğun önündeki masaya birer marsmallow (yumuşak şekerleme) bırakılıyor. Odadan çıkmadan önce çocuklara “bunu istersen şimdi yiyebilirsin. İstersen de benim geri gelmemi bekler ve bir tane daha kazanırsın.” Deniyor. Çocuklar bir süre odada yalnız bırakılıyor. Test sonucunda zevki öteleyebilen çocuklar bir tane daha kazanmak için bekliyor ve marshmallow yemiyor. Zevki öteleyemeyen çocuklar ise deneyi yapan kişinin gelmesini beklemeden şekeri yiyor.

Çocuklukta Yapılan Test Sonuçları ile Üniversite Sınav Sonuçları Karşılaştırılıyor

Teste katılan çocukların takibi testten sonra da devam ediyor. Ailelerle düzenli görüşmeler yapılarak çocuklarla ilgili bilgi toplanıyor. Çocuklar 18 yaşına gelip SAT (Amerika da üniversiteye kabul için gerekli olan sınav) sınavına giriyor. Çocukların sınav sonuçları ile test sonuçları karşılaştırılıyor. Çocukluğunda zevki erteleyebilen çocuklar iyi bir kariyer gelişimi için çok daha iyi ön hazırlık yapıyor. Bu çocuklar sınavdan zevki erteleyemeyenlere göre daha başarılı çıkıyor. Yıllar içerisinde test daha fazla katılımcı ile tekrar tekrar deneniyor. Sonuçta başarı üzerinde özdenetim dışında da etki eden faktörlerin olduğu bulunuyor.

Yapılan tüm çalışmaların değerlendirilmesi sonucunda zevki öteleyebilen çocukların bazı ortak özelliklerinin olduğu bulunuyor. Zevki öteleyebilen çocuklar diğerlerine göre daha uzun dikkat süresine sahipler. Öz yeterlilik daha yüksek ve daha özgüvenliler. Kendi kararlarını alabilen ve sorumluluk bilinci daha yüksek bireyler. Zevki öteleyemeyen çocuklara kıyasla riskli davranışlara ve zararlı alışkanlıklara daha az meyilliler. Ayrıca bu bireylerin stresle başa çıkma ve problem çözme becerileri daha iyi gelişmiş. Okul ve akademik hayat içerisinde de daha başarılı bireyler.

Marshmallow Testinde Çocuklar Neden Farklı Seçimler Yapıyor?

Çocukların test içerisinde farklı tercihlerde bulunmasına etki eden birden fazla faktör bulunmaktadır. Bu farklılıklar iyi bir kariyer gelişimi için yeterince emek vermeyen çocuklar için de benzerdir. En başta ebeveyn tutumları zevki erteleyemeyen çocukların tercihlerinde etki etmektedir. Tutarsız ebeveyn tutumu sergileyen ailelerde çocuklar fazladan bir tane daha şekerleme geleceğine inanmamaktadır. Çünkü ailelerinde verilen sözlerin tutulmadığını öğrenmişlerdir. Bu ailelerde çocukların fiziksel, duygusal, bilişsel ihtiyaçları düzenli olarak zamanında ve yeterli şekilde karşılanmamaktadır. Bu da ailelerinin güvenilmez olduğunu, ihtiyaçlara zamanında cevap vermediklerini, verilen sözlere itaat etmediklerini öğrenmelerini sağlamıştır.

Çocukların aileyi yönettiği müsamahakar ebeveyn tutumunda ise çocuk istediğini istediği zaman elde edebiliyor. Bu yüzden testte verilen fazladan bir şekerlemenin önemi yoktur. Bu çocukları sözel ya da sıradan ödüllerle tatmin etmek çokta mümkün değil. Çoğunlukla geç yaşlarda çocuk sahibi olan, zorlu süreçler sonrasında ebeveyn olabilen ailelerde bu tutum görülüyor. Çocuk adeta ilahlaştırılıyor ve “yeter ki mutlu olsun, ondan başka neyimiz var.” Düşüncesi abartılı şekilde çocuğa aktarılıyor. Bu aile içerisinde çocuk kozlarını çok iyi öğreniyor ve neyi nasıl elde edebileceğini biliyor. Dolayısıyla bu tutumla yetişen bir çocuk işin marshmallow değeri olmayan bir ödül halini alıyor.

Bunun sonucunda her istediği yapılan, neden-sonuç ilişkisi anlatılmayan, problemlerle karşılaşmasına müsaade edilmeyen çocuklar yetişiyor. Çocuklar aile içerisinde gerçek hayatı prova edemiyor. Sağlıklı rol modeller görmüyor ve kendini hayata hazırlayamıyor. Başarmak için herhangi bir gayesi yok. Çünkü o elde edemese bile ailesinin onun için elde edeceğine inanıyor. Bu çocuklar çoğunlukla iyi bir kariyer gelişimi için ailelerinin kendilerine sunacağı imkanlara güveniyor. Bir kısmı ise başarıya neden ihtiyacı olacağına anlam yükleyemiyorlar.

Çocukların doğuştan gelen mizaç özellikleri, içine doğdukları çevre ve koşullar da özdenetim üzerinde etkili. Ayrıca ailelerin erken yaşlardan itibaren çocuklara sorumluluk vermesi, seçenekler içerisinden kendi seçimini yapmasına fırsat tanınması da özdenetime etki ediyor.

Çok Yönlü Yetişen Çocuklar Baskı Altında Zihni Meşgul Ederek Başarısızlığa Meydan Okuyor

Bir diğer önemli etken ise zevki öteleyebilen çocukların beklemeleri gereken süre içerisinde kendilerini oyalayabilecek farklı şeyler bulmuş olmaları. Zevki öteleyemeyen çocuklar ise etraflarında farklı uyaranlar olmasına rağmen sadece marshmallowa yoğunlaşıyor. Bu da bize çocukların farklı ilgi ve beceri alanlarına yatırım yapılmasının dikkat dağıtıcılarla başa çıkmalarına destek olduğunu gösteriyor. İyi bir kariyer gelişimi için çocuğun çok yönlü geliştirilmesi gerekiyor. Çocuğun çok yönlü olması stres, kaygı ya da zorlanım durumlarında otokontrol kullanmasını kolaylaştırıyor. Bu çocuklar davranış, duygu ve düşüncelerini kontrol edebilmek için baskı altındayken zihinlerini meşgul ediyorlar.

Örneğin; sınav anında bir soruda takılan ve zorlandığı için “başarısız olacağım” düşüncesine kapılan bir çocuğu ele alalım. Bu çocuk başarısızlık düşüncesini fark ettiği anda o düşünceyi sürdürerek performansını etkilemesine izin vermiyor. Zihnini daha kolay yapabileceği farklı bir soruya yönelerek meşgul ediyor. “Yapabilirim, yeterince çalıştım, sadece zorlandığım bir soru. Zamanımı verimli kullanırsam bu soruyla ilgilenmek için tekrar geri dönebilirim.”

Peki İyi Bir Kariyer Gelişimi İçin Özdenetim Becerisi Başarıya Nasıl Etki Ediyor?

Marshmallow testi ile daha fazla keyif verecek şeyleri elde edebilmek için anlık keyiflerin ötelenebileceğini gördük. İyi bir kariyer gelişimi hedefleyen bireylerde de hedef daha başarılı olabilmek için anlık keyfi öteleyebilir hale gelmek olmalıdır. Özdenetim sahibi bireyler programlarına sadık kalmaya çalışırlar. Telefon, tablet, televizyon ya da sosyal medya anlık keyif verebilir. İşimizin arasında kolayca dikkatimizi dağıtabilir. Masum sandığımız bu küçük kaçamaklar ise gözden kaçan bir şekilde büyük zamanımızı alıp götürür. Zihin, verimsiz şekilde yorulur. Özellikle sosyal medya, internet ve televizyon kullanımının sıklığı maruz kalınan uyaran fazlalığı nedeniyle dikkat süremizi kısaltır.

Yazılı, renksiz, resimsiz metinleri okumak sıkıcı hale gelir. Üstelik kendimizi vermeye çalışsak da defalarca okumamıza rağmen okuduklarımızı hatırlamakta zorluk yaşarız. Sıkılmak çabuk pes etmeyi beraberinde getirir. Pes etmek ise zamanla olumlu alışkanlıklarımızın sönmesine ve keyif veren davranışlarımızın sıklığının artmasına neden olur. Özdenetimi olan bireyler ise keyfi ihtiyaçlar ile sorumluluklar arasındaki dengeyi kolayca kurabilir.

İyi bir kariyer gelişimi hedefleyen bireylerin keyfi ihtiyaçlarını nasıl ötelediğine birkaç örnek verelim. “Şu an yetiştirmen gereken bir rapor var, önce bunu tamamlamalı sonrasında sosyal medyaya göz atmalıyım.”, “Bu yıl önemli bir sınava hazırlanıyorum. Bilgisayar oyunu oynamak çok keyifli ama zamanımı verimsiz geçiriyorum.”, “Arkadaşlarımla konuşmaktan çok keyif alıyorum. Ancak şu an ödevimi yapmak önceliğim olmalı. Ödevimi bitirdikten sonra onlarla daha rahat bir şekilde konuşabilirim.”, “Kitap okumak yerine, karikatür dergilerine bakmak daha keyifli. Ancak sınavda uzun paragraf soruları olacak. Okuma hızımı artırmak ve okuduğumu anlamak için daha çok kitap okumalıyım. Sınav sonrası karikatürler için çok vaktim olacak.” Örnekleri dilediğiniz gibi uzatabilirsiniz.

Peki İyi Bir Kariyer Gelişimi İçin Nasıl Özdenetim Geliştirebilirim?

Hepimizin zaman ayırmaktan keyif aldığı etkinlikleri, ilgi alanları vardır. Kimisi için bu resim, spor, el işi yapmak, bir başkası için sevdikleriyle sosyalleşmek vb. olabilir. Yine aynı şekilde hepimizin hayalleri ve gerçekleşmesi için çabaladığı hedefleri vardır. Hedeflerini gerçekleştiren insanların arkasında büyük bir destek olduğunu, çok iyi imkanlara sahip olduğunu düşünürüz çoğunlukla. Oysa gerçek başarı hikayelerini okuduğumuzda başarılı bireylerin şansı aramadığını kendi şansını yarattığını görürüz. Başarılı insanların iyi bir kariyer gelişimi için diğerlerinden farklı olarak anlık keyifleri öteleyebildiğini görürüz. Bu demek değil ki başarılı olmak için hayatımıza keyif katan tüm ilgilerimizden vazgeçeceğiz. Hayır elbette ki vazgeçmeyeceğiz.

İlgi alanlarımız, sosyal hayatımız ve bizi mutlu eden diğer her şey hayatımıza renk katan kazanımlarımız. Ancak hayatımızda denge kurabilmemiz başarı elde edebilmek için oldukça önemli. Bugün yapacağınız doğru kariyer planı ve bu plana göstereceğiniz sadakat geleceğinize bambaşka bir yol verecek. Çalışma saatlerinizi verimli planlamanız, çalışma ve mola sürelerine sadık kalmanız ve çalışma anlarınızda dikkat dağıtıcılardan uzak durmanız başarısızlıkla mücadeleyi kolaylaştıracak. Üstelik istediğiniz an elde edebildiğiniz, zaman ayırabildiğiniz keyif ögelerinin sizdeki değeri zamanla azalıyor ve alışkanlığa dönüşüyor. Oysa sorumluluklarınızla, keyfi uğraşlarınız arasında denge kurduğunuzda onlarla geçirdiğiniz zaman çok daha değerli hale geliyor.

İyi Bir Kariyer Gelişimi İçin Stratejik Yetenek Yönetimi İle Kariyerinizi Planlayabilirsiniz

İyi bir kariyer gelişimi için keyfi ötelemekte ve özdenetim kurmakta zorlanıyor olabilirsiniz. Zamanınızı yönetemediğinizi ve sorumluluklarınızı aksattığınızı fark ediyor ya da bu konuda geribildirim alıyor olabilirsiniz. Değişim için asla geç değil. Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı alabilir, kariyeriniz için hayatınızın her döneminde planlama yapabilirsiniz. Aba Psikoloji olarak kariyer gelişimini önemsiyoruz. Uygulamalarımızla sizin için en iyi kariyer planını oluşturuyor ve başarılı bir kariyer için danışmanlık veriyoruz. Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Geliştirilmesi Gereken Beceriler ve Sınava Hazırlanırken Dikkati Toparlamak İçin Yardımcı Teknikler yazılarımız da sizin için yararlı olabilir.

Read More

Okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak çocukların kariyer gelişiminde bir sıfır öne çıkmalarını sağlıyor. Pek çok aile ve çocuk için kariyere yönelik planlar lise hatta üniversite yıllarına bırakılıyor. Oysa başarılı bir kariyer için gerekli olan ölçütlerin hepsi çocuklukta kazanılıyor. Çocukların karakteristik özelliklerinin fark edilmesi, ilgi- beceri alanlarının keşfedilip desteklenmesi için erken yaşlar oldukça önemli. İyi bir kariyer için en başta aileye sonrasında da okul öncesi eğitimcilere büyük roller düşüyor.

Okul öncesi dönemde Kariyer Planı İçin Aile Neler Yapabilir?

Karakter gelişiminin temelleri anne bebek arasında kurulan bağın güven derecesi ile atılır. Güven bağı annenin yokluğu durumunda ise temel bakım veren kişi ile kurulur. Bebeğin ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli şekilde karşılanması bağı güçlendirir. Bakım verenin bebeğin duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarına yanıt vermesi güven bağını kurmayı sağlar.

Okul öncesi dönem çocuğun kendini tanımaya başladığı değerli bir dönemdir. Bu nedenle okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak son derece önemlidir. Çocuk doğumundan itibaren ebeveynleriyle kurduğu ilişkinin sıcaklığıyla orantılı şekilde kendine ve dünyaya yönelik tutum geliştirir. Sevilen ve değer gören çocuk kendini değerli ve sevgiye layık olarak kabul eder. Sevilmeyen, ilgisiz bırakılan ihmal edilen çocuk ise kendine negatif değerler yükler. Aileyle kurulan bağın derecesi dünya ile kurulacak bağın da temsilidir. Aile güven ve sıcaklığı temsil etmiyorsa dünya ve diğerleri de güvenli ve cana yakın değildir.

Güven Bağı ve Ebeveyn Tutumları Kariyer Gelişimi İçin Çok Önemli

Ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumlarının içeriği çocuğun karakter gelişimine yön verir. Baskıcı, otoriter bir ailede cezalandırılan çocuk ile hoşgörülü, demokratik tutum içerisinde yetişen çocuk aynı değildir. Her çocuk dünyaya belirli mizaç özellikleri ile gelir. Ancak bu mizaç özelliklerinin karaktere nasıl etki edeceği ailenin ve çevrenin etkisiyle gelişir. İhmalkar- tutarsız aileler ile çocuk merkezli aşırı hoşgörülü aileler de çocuğun sağlıklı gelişimine uygun değildir.  Sevgi gören, duygu ve düşüncelerini özgürce ifade edebilen, desteklenen çocuklar özgüvenli yetişir.

Hataları, eksiklikleri cezalandırılan çocuklar özgüven geliştiremez, içine kapanık, girişkenlikten korkan çocuklar olabilir. Pasif agresif davranışlar ve dışa dönük öfke açığa çıkabilir. Bunun yerine çocuğa neden-sonuç ilişkisi anlatılmalıdır. Aile çocuğa hatalarından tecrübe edinmesini ve sorumluluğunu üstlenmesini öğretmelidir.

Sorumluluk Vermek ve Karar Vermesini Desteklemek Kariyer Gelişimine Destek Oluyor

Okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak çocukların sorumluluk ve karar verebilme becerisinin de gelişmesini destekliyor. Çocukların yaşlarıyla uyumlu şekilde erken yaşlardan itibaren sorumluluk almayı öğrenmesi gerekiyor. Sorumluluk alabilen çocuklar öğrencilikten başlayarak iş hayatlarında da sorumluluk alabilen bireyler olarak yetişiyor. Sorumluluk almayı bilmeyen çocuklar ise yetişkin hayatta görevlerini yerine getirmekte zorlanıyor ve desteğe ihtiyaç duyuyor. Çocuklara Karar verme yetisi de aileler tarafından kazandırılmalıdır. Erken yaşlardan itibaren çocuklar kendileriyle ilgili konularda seçenekler arasından tercih yapmaya sevk edilmelidir. Oynamak istediği oyuncaklara, okumak istediği kitaplara, kıyafetlerine, yemeklerine karar vermesi sağlanabilir. Yaşıyla orantılı olarak seçimleri artırılmalıdır. Başlangıçta sunulan İki seçenekli alternatifler yaşıyla birlikte artırılmalıdır.

Çocuğun ilgi ve becerilerini fark edebilmek için aileler olabildiğince çok gözlem yapmalıdır. Aynı zamanda oyuncaklarda, oyunlarda ve aktivitelerde çeşitlilik sunmak ilgi ve becerilerin keşfine yardımcı olacaktır. Aileler çocuklarının karakteristik özelliklerini, ilgi, beceri ve zeka türlerini öğrenmek için profesyonel destek alabilir. Edinilen bilgiler ideal okulların belirlenmesi, çocuğun güçlü ve gelişime açık yönlerinin desteklenmesi için aileye fikir verecektir.

Okul öncesi dönemde Kariyer Planı İçin Okul Öncesi Eğitim Kurumları Ne Yapabilir?

Okul öncesi eğitim zorunlu eğitim yaşına henüz gelmemiş çocukların dahil olduğu eğitim modelidir. Bu eğitim aracılığı ile çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimleri desteklenir. Ailede başlayan ilk eğitim okul öncesi ile devam eder ve zorunlu eğitime ön hazırlık yapılır. Okul öncesi eğitim doğru planlandığında verimli bir öğrenme ortamı oluşur. Bu ortamın oluşabilmesi için öğretmenin, kurumun ve ailenin iş birliği gerekir. Okul öncesi eğitim döneminde çocuklar hayata hazırlanmaya yönelik büyük kazanımlar elde ederler. Sahip olduğu yetenekleri erken fark eder, zeka potansiyelini etkin kullanır. Bu nedenle gelecekte başarılı olmak için okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak gerekiyor.

Okul Öncesi Eğitim Özgüveni, Girişkenliği, Paylaşmayı ve İletişimi Destekliyor

Okul öncesi eğitimde çocuk için uygun öğretmen ve kurum tercih edildiğinde eğitimden alınacak verim yüksektir. Çocukların özgüveni yükselir. Öğretmenin yaklaşımı ve desteği ile çocuk güven duyduğu ortamda kendini kaygısızca ifade eder. Eğitimin keyifli hale getirilmesi, canlı, dinamik, interaktif olması öğrenmeyi zevkli kılar. Okul hayatına ilgi ve sevgi beslenir. Çocuk öğretmenleriyle ve akranlarıyla iletişim becerilerini geliştirir. Aileden bir adım öteye çıkarak kendini bireysel olarak ifade edebilmeyi öğrenir. Akranlarıyla bir arada oyun oynarken paylaşması, sırasını beklemeyi ve saygı duymayı öğrenir. Okul öncesi yapılacak aktiviteler el göz koordinasyonunu ve ince motor becerilerini geliştirir.

Okul Öncesi Eğitim İle Zorunlu Eğitim İçin Hazırlık Yapılıyor

Bu çalışmalar çocukların zorunlu eğitimde okuma yazmayı daha kolay öğrenmelerini destekler. Problem çözme becerileri gelişir, sorumluluk almayı öğrenirler. Okul öncesi eğitim kurumlarında çocuk toplu yaşamın kural ve gerekliliklerini öğrenmiş olur. Temel matematikle tanışır, sayı saymayı, basit hesaplamalar yapmayı öğrenir. Çocuk faaliyetler daha uzun sürelerle dikkatini verebilir. Tüm bunlar çocuğu hem zorunlu eğitime hem de iş hayatında kendisinden beklenecek temel becerilere hazırlar. Çocukların öz disiplini gelişir. Başarılı bir kariyer için Okul öncesi dönemde kariyer planı hazırlamak oldukça önemlidir.

Zeka Gelişimi ve Geleceğe Yön Verecek Eğitimde 4.0 Devrimi İçin Okul Öncesi Eğitim Önem Kazanıyor

İnsanların zihinsel gelişiminin %50’si yaşamın ilk 4 yılında oluşmaktadır. %30’luk bir kısmı ise 8-9 yaşlarına kadar tamamlanmaktadır.  Dolayısıyla çocuğun potansiyelini açığa çıkarmak ve zeka gelişimini desteklemek için okul öncesi eğitim büyük role sahiptir. Aileler ve öğretmenler yaşadığımız yüzyılın koşullarını göz önünde bulundurarak eğitime gereken yatırımı yapmalıdır. Eğitim 4.0 devrimiyle çocukları gelecekte bambaşka bir eğitim dünyası beklemektedir. Okul öncesi eğitimin önemi Eğitim 4.0 devrimiyle çok daha önemli hale gelmektedir. Gelecekte ise değeri daha da artacaktır. Okul öncesi dönemde kariyer planı yaparak çocuğunuzun geleceğine büyük yatırımlar yapabilirsiniz.

Okul Öncesi Dönemde Kariyer Planı Yapmak İsteyen Aileler İçin Önerilerimiz Var

Çocuklar, kişiliğin oluştuğu 3-6 yaşları arasında yuvaya başlamaktadır. Çocukların geleceğini etkileyecek bu adımda dikkatli seçimler yapmak, ilgi ve yeteneklerini keşfetmek doğru yönlendirme için oldukça önemli. Bu büyük adımı atmadan önce, sizlere birkaç noktayı değerlendirmenizi önermekteyiz.
Çocuklarınızın ilgi ve yeteneklerini keşfedin, bu yetenekleri geliştirebilecekleri yuvaları önceliklendirin.
İlk duyduğunuz yuvayı tercih etmek yerine, aklınızdaki tüm seçenekleri değerlendirin. Seçim öncesi alternatiflerinizden görüşme talep edin ve seçeneklerinizi yerinde değerlendirin.

Sorularınızı önceden hazırlayın. Kurumun bu alandaki deneyimini, fiziksel koşullarını, izinlerini, öğretmen kadrosunu, müdürlerini, psikologlarını değerlendirin. Çalışma saatleri, temizlik, yemek listesi, eğitim methodu açışından inceleyin. Kullanılan oyuncaklardan, kırtasiye malzemelerine kadar yeterlilik ve kaliteyi değerlendirin. Bütçe & performans olarak beklentinizle uyumluluğunu değerlendirin. Çocuğunuzun ilgi alanlarını ve onları geliştirebileceği, geleceğini de tamamen etkileyebilecek bir seçim yaptığınızı göz önünde bulundurun. Mümkünse bir dersi gözlemleme fırsatı talep edin. Öğretmenin sınıf içi etkileşimini, çocukların ilgisini ve verimliliği değerlendirin.

Okul öncesi dönemde kariyer planı oluşturmak iyi bir değerlendirme yapabilmeyi gerektirir. Seçim aşamasına tüm bu değerlendirmelerden sonra geçin. Uzmanların dikkat çektiği konulardan biri de geleceğe yönelik yatırımlar. Okul seçimlerinizde, çocuğunuzu ‘’dünya vatandaşlığına’’ hazırlayabilecek eğitimi verebilecek kurumları seçim sürecinize dahil ederek değerlendirin. Çocuğunuz için gerekli teknolojik ve dil eğitimlerini verebilecek okulları tercih etmeniz oldukça önemli olacaktır.

Okul öncesi dönemde Kariyer Planı İçin Aba Psikoloji Olarak Biz Neler Yapıyoruz?

Aba psikoloji olarak “Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı” ile çocukların erken dönemde kariyerlerini planlıyoruz. Uygulamalarımızın temelinde çocukların becerilerinin, ilgi alanlarının, eğilimlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesi yer alır. Bunların belirlenmesi için başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı psikolojik test uygulamaktayız. Değerlendirmeler sonucunda belirlenen kriterlere göre ekonomik ve kültürel faktörleri de dikkate alarak stratejik plan hazırlıyoruz. Bu stratejik plan 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsayacak şekilde hazırlanıyor. Çocukların yeteneklerine ve ilgi alanlarına göre kariyer planlarını kişilik özelliklerine uygun olarak yapıyoruz. Böylece kariyerlerinde başarılı ve hayatı boyunca mutlu bir birey olabilmelerini destekliyoruz.

Biz ABA Psikoloji olarak, sadece çocuklarınızın yeteneklerinin keşfedilmesinde rol almıyoruz. Aynı zamanda akademik ve sosyal eğitimlerini güçlendirmek adına ailelerle iş birliği yapıyoruz. Tüm bu süreçlerde ailelere ve çocuklara karar sürecinde merak ettikleri konularda da destek oluyoruz. Okul öncesi dönemde kariyer planı oluşturmak istiyorsanız hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More