Özgeçmiş hazırlamak özenli, planlı, nitelikli bir ön hazırlık sürecini gerektirir. Özgeçmiş hazırlarken olabildiğince tutarlı, ilişkili ve gerçeğe uygun bilgiler paylaşmak gerekir. Özgeçmiş işverenle aday arasında kurulacak ilişkinin kalitesinin belirleyecek önemli bir araçtır. Özgeçmiş (CV) hazırlarken adayın donanımı kadar işverenin beklentileri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Özgeçmiş hazırlama sürecinde özensiz davranmak, yetersiz veya tutarsız bilgi paylaşmak, dizayna ve içeriğe önem vermemek iş verence kolayca fark edilir. Özensiz bir cv adayın başvurusunda yeterince gönüllü ve istekli olmadığını hissettirecektir. İş verenler çoğunlukla ilanlara başvuru yapan adayları tanımamaktadır. Dolayısıyla özgeçmişte yer alan bilgiler ve özgeçmişin niteliği işverene adayla ilgili genel geçer bilgi verecektir.

Çoğu aday özgeçmişte yazan bilgileri yüzeysel tutmakta mülakata gittiğinde detaylı bilgi paylaşmayı tasarlamaktadır. Ancak mülakata davet edilmek için de bir ön değerlendirme sürecinden geçilmektedir. Bu süreçte yine iş verenler ve insan kaynakları personelleri özgeçmiş üzerinden adayla ilgili değerlendirme yapmaktadır. Derli toplu, göze hitap eden, içeriği anlaşılır, düzenli ve tutarlı olan bir özgeçmiş daha kolay dikkat çekecektir.

Peki Özgeçmiş Hazırlamak için Yeterli Özen Neden Gösterilmiyor?

Mesleki tatminsizlik, olumsuz çalışma koşulları, hatalı meslek geçimi, motivasyon eksikliği, teknolojik cihazların verimsiz kullanımı nedeniyle özensiz özgeçmişler hazırlanabilmektedir. İyi bir özgeçmiş için özgeçmişte yer alan bilgilerin güncel ve anlamlı sürelerle sürdürülmüş olması da önemlidir. Kısa süreli iş tecrübeleri, yarıda bırakılmış eğitimler, uzun süre önce bırakılmış hobi ve faaliyetler özgeçmişte yer almamalıdır.  İyi bilinmeyen bir dil, program, sistem vb. hakkında özgeçmişte yeterlilik belirtilmemelidir.

İyi bir özgeçmiş hazırlamak için mutlaka bu ön hazırlığı yapmaya psikolojik olarak hazır olmak gerekir. Psikolojik hazırlık, kendimizi daha iyi ifade etmemizi, pozitif bir dil kullanmamızı, özenli olmamızı sağlayacaktır. Özellikle mesleğini sevmeyen, mesleki tatminsizlik yaşayan bireylerde özgeçmiş hazırlama süreci özensiz kalabilmektedir.

Dijital kaynakların yeterince etkin kullanılmıyor olması da hazırlık sürecini olumsuz etkilemektedir. Akademik olarak çok başarılı, kişisel gelişimine önem veren, pozisyon için son derece uygun adaylar özgeçmişteki başarısızlıkları nedeniyle işi kaybedebilmektedir. Çünkü bu adayların önemli bir bölümü iş verenlerin aday değerlendirme süreçlerine girememektedir.

Özgüven eksikliği, hatalı meslek seçimi, mesleki doyumsuzluk, çalışma hayatına yönelik ön yargı ve korkular kişiyi olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla psikolojik hazırlık en çok bu bireyler için önemlidir. Peki cv hazırlamak için psikolojik hazırlık nasıl yapılır? İş verenlerin dikkatini çekecek bir özgeçmişte nelere yer verilmelidir? Özgeçmişi zenginleştirmek için neler yapılmalıdır? Yazımızın devamında detaylara ulaşabilirsiniz.

İyi Bir Özgeçmiş Hazırlamak için Nasıl Bir Psikolojik Hazırlık Yapılmalı?

Özgeçmişinizi yeterli ve dikkat şekilde hazırlayabilmenizin ön koşulu bu hazırlığı yapmaya istekli olmanızdır. Motivasyonunuzun yüksek olması ise özgeçmişinizi nerede ve ne için kullanacağınıza ve bunu ne kadar istediğinize göre değişir. Yapmak istemediğiniz bir staja başvuruyor veya çalışmak istemediğiniz bir pozisyona aday oluyorsanız motivasyonunuz düşecektir. Motive olabilmek için öncelikle ne istediğinize karar vermelisiniz!

Doğru alan ve meslek seçimi yapmak, meslekte de yine sizin için doğru alt dala yönelmek motivasyon için önemlidir. Bu noktada iyi bir özgeçmiş hazırlamak için öncelikle kendinize iyi bir hedef belirlemiş olmanız gerekir. Hedef belirlerken de karakteristik özelliklerinizi, beklentilerinizi, ilgi ve becerilerinizi dikkate almalısınız. Aynı zamanda hedefinizi belirlerken iyi bir ön araştırma yapmalı ve yeterince bilgi toplamalısınız.

Staj veya iş başvurusu yapacağınız kurumları araştırmanız, referans almanız bu başvuruya yönelik aidiyetinizi artıracaktır. Belirlediğiniz hedefin size katkılarını ve avantajlı yanlarını da dikkate almalısınız.

Staj yapacağınız veya çalışmaya başlayacağınız bu kurum size ne vaat ediyor? Burada kendinizi geliştirebilir veya potansiyelinizi gösterebilir misiniz? Bu tecrübenizden sonraki adımı düşünecek olursanız yapacağınız bu staj veya iş deneyimi size bir fayda sağlayacak mı? Bu soruların yanıtlarını aramak da motivasyonunuzu etkileyecektir.

Gerçekten hazır olduğunuzda iyi bir özgeçmiş hazırlamak için çalışmaya başlayabilirsiniz. Özgeçmişinizi üzerinde bir resim ve sizinle ilgili yazıların olduğu bir kağıt olarak düşünmemelisiniz. Özgeçmişiniz sizin temsilcinizdir. Ona ne kadar özenirseniz değerlendirenler karşısındaki imajınızı o kadar artırmış olursunuz. Kariyer Gelişimi için Kaçırılmaması Gereken Fırsatlar Neler? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

İşverenlerin Dikkatini Çekecek Bir Özgeçmiş Hazırlamak için Neler Yapılmalı?

İşveren için önemli olan özgeçmişte yazan kişisel gelişim, mesleki bilgi ve beceriye dönük bilgilerin ne kadar uygulanabilir olduğudur. Dolayısıyla adayın özgeçmişte yer verdiği bilgileri uygulayabilir, kullanabilir olduğunu işverene göstermesi gerekir. Yeterli bilgi ve beceriye sahip olunduğunu işverene gösterebilmekse ilişkili faaliyetlerden örnekler vermekle mümkün olabilir.

Örneğin; Satranç oynamayı seven, bununla ilgili kurslara, müsabakalara giren birisi analitik yönünün güçlü olduğunu göstermiş olur. Gönüllü olarak kitap seslendirmesi yapan birisi için diksiyonunun iyi olduğu düşünülür. Sosyal sorumluluk projelerinde görev alan biri empati yönünü vurgulayabilir. Dijital platformlara kendi fotoğraf ve videolarıyla içerik üreten biri özgüvenini, dijital kaynaklarını kullanma becerisini gösterebilir.

İşverenlerin adaylardan beklediği organizasyona katkı sağlayacak kişisel kazanımlar özetle aşağıdaki gibidir. İyi bir özgeçmiş hazırlamak için bu beklentileri destekleyecek bilgilere özgeçmişte yer verilmelidir.

  • Stresle başa çıkabilme
  • Zor insanlarla iletişim kurabilme
  • İkna becerisi
  • Zorlu çalışma koşullarına adapte olabilme
  • Analitik düşünme
  • Takım içerisinde verimli çalışabilme
  • Yaratıcılık
  • Özgüven ve öz değer geliştirme
  • Empati yapabilme
  • Krizi yönetebilme
  • Zamanı verimli kullanma
  • Dikkati sürdürebilme
  • Diksiyon
  • Etkili beden dili kullanımı

Bu örnekleri kendi ilgi ve becerilerinizden yola çıkarak olabildiğince uzatabilirsiniz. İş veren için önemli olan tek yönlü olmamanızdır. İş dışında da ilgi ve beceri alanlarınıza yatırım yapıyor olmanız iş verenler için önemlidir. Ancak bazı meslekler doğası gereği kişisel aktivitelere ayırdığınız zamanları kısıtlayabilir.

İyi bir özgeçmiş hazırlamak için çoğu zaman göz ardı edilen bu bilgiler dikkate alınmalıdır. Dikkat Çeken Bir Cv için Kişisel ve Mesleki Gelişim Önerileri yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Özellikle sabit gün ve saatlerde müsait olmanızı gerektiren etkinlikleriniz varsa bazı işler için tercih edilmeniz zorlaşabilir. Sık seyahat gerektiren, mesaisi ve nöbetleri olan, esnek çalışma saatleri içeren işler sizin için uygun olmayacaktır. Böyle bir mesleğiniz varsa mutlaka ilgi alanlarınızı da çalışma koşullarınıza adapte etmelisiniz.

İçeriği Zengin Bir Özgeçmiş Hazırlamak için Adaylar Kişisel ve Mesleki Gelişime Önem Vermeli!

Pek çok aday kişisel faaliyet alanlarına yönelik ilgi ve becerilerine özgeçmişlerinde yer vermek istemez. Kimisi bunu kişisel alanıyla ilgili gereğinden fazla bilgi vermek gibi düşünebilir. Kimisi ise mesleğiyle ilişkili olmadığını düşünerek alakasız bulabilir. Ancak kişinin iş dışı zamanlarını geçirdiği bu bireysel faaliyetler iş verene adayla ilgili önemli bilgiler verir.

Çok yönlü olmak, yaratıcılık, üretkenlik, çalışkanlık, verimli zaman yönetimi, iletişim becerileri, uyum bunlardan sadece bazılarıdır. Yine aynı şekilde mesleki bilgi olarak da özgeçmişte verilen bilgi işe giriş-çıkış tarihi, kurum adı ve pozisyon bilgisiyle sınırlı olmamalıdır. Adayın pozisyonuna ait görevlerini, sorumluluklarını, kuruma kattığı değeri, varsa fark yaratan çalışmalarını da paylaşması gerekir.

İş verenin önüne her gün benzer niteliklerde pek çok özgeçmiş gelir. Benzer üniversiteler, benzer bölümler ve iş tecrübeleri. İş verenin adaylara yönelik özgeçmişte yazan bilgilerden başka bilgisi ve referansı yoktur. Yani iş veren sizi özgeçmişinde yer verdiğiniz bilgiler kadar tanımaktadırlar.

İyi Bir Özgeçmiş Hazırlamak için Kişisel Gelişim Önerileri

İş verenin adaylar arasında seçimi kolaylaştıracak daha öznel bilgilere erişmeye ihtiyacı vardır. Hobileriniz, katıldığınız kurslar, kulüp üyelikleriniz, sosyal yardım çalışmalarınız, sanat, spor ilgileriniz sizin kim olduğunuzu yansıtır. İş veren bu bilgilere göz gezdirdiğinde elindeki özgeçmişin dinamik bir kişiye ait olduğunu hisseder. Böylece özgeçmişiniz diğerleri arasında öne çıkarak fark yaratır.

Kişisel gelişimin sadece iş bulma sürecinde değil hayatınızın pek çok alanında önemini fark edeceksiniz. Özellikle yurtdışı üniversite kabullerinde de okul dışı faaliyetlere katılım önemlidir. Üniversiteler de tıpkı iş verenler gibi bünyelerine katacakları öğrencilerin çok yönlü olmasını ister.

Okullarındaki öğrencilerin akademik bilginin dışında sanat, spor, sosyal sorumluluk alanlarında aktif olmasını beklerler. Stajlar ve iş bulma sürecinde işinize yarayacak olan referans edinme sürecinde de kişisel gelişim gereklidir. Dolayısıyla tüm bu bilgiler iyi bir özgeçmiş hazırlamak için yer verilmesi gereken niteliktedir.

Yurtdışı eğitim ve üniversite kabulleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek için Aba Akademy sayfasını ziyaret edebilirsiniz. . Kişisel Gelişim, Üniversite ve Meslek Seçimi Başarılı Bir Kariyer İçin Ne Kadar Önemli! Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

İyi Bir Özgeçmiş Hazırlamak için Mesleki Gelişim Önerileri

Mesleğinizi en iyi şekilde yapabilmeniz için mümkün olan en iyi üniversitelerden eğitim almaya çalışın. Eğitim hayatınızı en verimli şekilde değerlendirin. Üniversite döneminde networkünüzü geliştirin. Akademisyenlerinizle ilişkilerinizi iyi tutun ve mesleğinize olan ilginizi gösterin. Onlardan iş arama sürecinde size yardımcı olacak referans mektupları toplamaya çalışın.

Mesleğinizdeki gelişmeleri yakından takip edin. Ücretsiz eğitimler de dahil olmak üzere mesleğinize yönelik eğitimleri kaçırmayın. Mesleğinizle ilgili sempozyumları, kongreleri yakından takip edin. Konuşmacı olarak katılma olanağınız varsa katılın. İyi bir özgeçmiş hazırlamak için mesleki bilgilerinizin güncelliğini koruyabilmeniz gerektiğini unutmayın.

Her yıl için en az bir staj tecrübeniz olsun ve mesleğinizin çalışma alanlarını daha öğrenciyken tecrübe edin. Staj yaptığınız alanlarda devam etme isteği duyarsanız mutlaka iş vereninizle irtibatınızı sürdürün. Çoğu kurum ihtiyaç halinde bünyesinde staj yapan adayları işe alım sürecinde öncelikli tercih etmektedir. Aynı şekilde staj yapacağınız alanların mesleki gelişiminize katkı sağlayacak donanımda olmasını da önemseyin.

Mümkün olduğunca mesleğinizde size yeni fırsatlar açabilecek dilleri öğrenmeye çalışın. Örneğin; bu meslekte kolaylıkla iş bulabilmeniz için İngilizce bilmeniz gerekiyorsa dilinizi ileri düzeye çıkarmaya çalışın. Başka bir ülkede sürdürebileceğiniz bir işiniz varsa ilk fırsatta o ülkenin dilini öğrenmeye başlayın.

Mesleğinizi sürdürmek için ehliyet sahibi olma, spesifik bilgisayar programları kullanabilme gibi koşullar gerekebilir. Öğrencilik yıllarından itibaren bu ihtiyaçları tamamlamanız iş hayatına hızlı atılmanızı sağlayacaktır. Sosyal medyayı ve network geliştirebileceğiniz sosyal ağları meslek odaklı kullanın. Mesleki bilgilerinizi paylaşabileceğiniz platformları aktif kullanmanız bilgi birikiminizi iş verene sunabileceğiniz bir portföy etkisi oluşturacaktır.

Dikkat çeken bir özgeçmiş hazırlamak için dijital dünya ile bağınızı koparmamaya özen gösterin. Başarılı Bir Kariyer İçin Öğrencilik Yılları Nasıl Daha Verimli Geçirilebilir? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Aba psikoloji uzman kadrosu her yaştan danışanına akademik ve mesleki danışmanlık sunmaktadır. Stratejik yetenek yönetimi çalışmamız ile kariyerinizi size en uygun şekilde planlamaktayız. Kariyer planı yaparken IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle  danışanlarımızı yakından tanımaya çalışmaktayız. İyi bir özgeçmiş hazırlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Popüler meslekler de popülaritesi olan tüm diğer şeyler gibi seçim süreçlerimizi etkiliyor. Her yıl yeni meslekler ve akabinde yeni trendler açığa çıkıyor. Bazı mesleklerinse popülaritesi uzun yıllar devam ediyor. Trendler sık sık değişse de sunduğu prestij, sağladığı avantaj ve konforla kimi mesleklerin yeri hiç sarsılmıyor.

Popüler olan seçeneklere yönelmek seçim yapacak öğrencilere “garanti meslek” izlenimi yaratıyor. Oysa bir mesleğin garantili olmasından ziyade o meslekteki başarınız, beceriniz mesleki garantiyi artırıyor. Her yıl popüler olana odaklanan nice genç üniversite eğitiminden sonra kalabalık bir rekabet ortamına giriyor. Rekabet ortamında ise mesleki ilgi, bilgi, beceri ve motivasyon diğerleri arasından sıyrılmayı kolaylaştırıyor.

Üniversite eğitiminden başlayarak her mesleğin zorlukları bulunuyor. Üniversite ve meslek seçerken popülariteye ve prestije aldansak da zorluklarla karşılaştığımızda hayal kırıklıkları baş gösteriyor. Yoğun ve yorucu mesai temposu, kimi zaman hayati risk veya çalışma ortamındaki fiziki zorluklar yıpratıcı olabiliyor. Mesleki avantajlar herkes için motivasyon sağlıyor olsa da dezavantajlar motivasyonu düşürüyor.

Mesleğini severek tercih eden, severek sürdüren bireylerin mesleki zorluklarla başa çıkması daha kolay oluyor. Mesleğini popüler meslekler arasından seçerek seçim sürecinde farklı faktörleri değerlendirmeyen bireylerse daha çabuk demoralize oluyor. Aynı şey üniversite eğitiminde de etkisini gösteriyor. Meslek seçerken çok yönlü değerlendirme yaparak kendisi için uygun olan mesleğe odaklanan bireyler akademik hayatta daha başarılı oluyor.

Mesleki eğitime ilgileri, merakları ve öğrenme azimleri bu bireylerin diğerlerine kıyasla çok daha yüksek oluyor. Seçim yaparken sadece popülariteye odaklanan öğrencilerinse eğitim sürecinde daha ilgisiz ve başarısız olduğu görülüyor. Hatta meslek değişikliğine gitme, bölüm değiştirme yeniden sınava hazırlanma ve benzeri gelişmeler de yaşanabiliyor.

Peki meslek seçiminde popüler olan seçeneklere yönelmek mi yoksa kendimiz için en iyi olana odaklanmak mı mantıklı? Her popüler meslek, tercih edenlere beraberinde başarı ve mutluluk getirir mi? Popüler meslekler neye göre belirleniyor veya mesleklerin popülaritesini hangi etkenler değiştiriyor? Meslek seçimi yaparken kararı belirleyen ne olmalı? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Popüler Meslekler Neler ve Bu Meslekler Başarılı Olmak için Yeterli mi?

Mesleklerin popülaritesine belirleyen o mesleğe ait iş gücüne duyulan ihtiyaçla ilişkilidir. Bugün ülkemizde popüler hale gelen meslekler çoğunlukla dünya genelinde de popüler ve talep gören mesleklerdir. Bu meslekler gelecek 5-10 yıl içerisinde değer kazanır ve mahsul vermeye başlar. Yani bugün ismini yeni yeni duyduğunuz ama bir yandan da popüler meslek statüsünde yer alan meslekler aslında geleceğin meslekleridir.

Gelişen teknoloji ve bilim mesleki trendleri ve ihtiyaçları da farklılaştırıyor. Geçmişte iş verenin beklentisi daha çok kas gücüne yönelikken artık iş verenler zeka gücüne önem veriyor. Eskiden mahsulü toplayacak işçiye ihtiyaç varken şimdi mahsulü toplayacak makineyi programlayacak kişilere ihtiyaç var. Bu basit örnekten de anlaşılacağı üzere artık işi yapana değil işi yapacak akıllı sistemleri üretebilenlere, yönetebilenlere ihtiyaç var.

Bu da yapay zeka uzmanlığı, veri mühendisliği, veri analistliği, 3D üretim mühendisliği, dijital pazarlama vb. mesleklerin trend haline gelmesini sağlıyor. Peki bu popüler meslekler bizde ilgi uyandırmıyorsa, sırf popüler ve çok kazandıracak meslekler diye onları seçmemiz doğru olur mu? Seçim sürecinde pek çok öğrenci ve aile bu ikilemi yaşayabilir.

Popüler olanın daha çok kazandıracağı ve daha fazla prestij sağlayacağı düşüncesi kararı etkileyebilir. Ancak kazanç ve süreklilik sağlayan mesleğimizde göstereceğimiz performans ve başarıdır. Bir meslek ne kadar popüler olursa olsun meslekte başarı elde edemezsek bize dezavantaj sağlar. Bir meslekte başarılı olabilmek ise aşağıdaki her bir maddeyi seçim sürecinde dikkate almakla mümkün oluyor;

  1. Meslek seçerken karakteristik özellikler dikkate alınmalıdır. Bireyin kişilik özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemek için kişilik testi yapılmalıdır.
  2. Mesleki ilgi ve beceri değerlendirmesi yapılmalıdır. Bireyin ilgi ve beceri alanları tespit edilmelidir.
  3. Bireyin kültürü, sosyoekonomik düzeyi ve mesleki beklentileri de dikkate alınmalıdır.

Aksi halde meslekten elde edeceğimiz verim, doyum ve başarı beklentilerimizin altında kalacaktır.

Dijital Pazarlama Bugünün ve Geleceğin Mesleklerinde Nasıl Bir Role Sahip? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Popüler Meslekler ve Kariyer Danışmanlığı

Her sağlıklı birey, yaşının ve içinde bulunduğu koşulların desteklediği biçimde kendini gerçekleştirebilmek ister. Ancak bireyin, kişiliğine, öz benliğine uymayan bir mesleğe yönelmesi, bireyin doğal gelişimini olumsuz yönde etkiler. Sevilmeyen bir işte başarılı ve mutlu olmak, potansiyelini performansa dökmek kolay değildir. Buna karşılık sevilen bir işte çalışmak kişinin daha verimli, başarılı ve mutlu olmasını destekler.

Sevdiğimiz işi yaparken çok daha üretken, keyifli ve yaratıcı olabiliriz. İşimize yönelik sevgi ve ilgimiz temas ettiğimiz diğer insanları da etkisi altına alır. Ekip arkadaşlarımızı, takımımızı, hizmet ettiğimiz markayı veya sunduğumuz hizmeti olumlu yönde etkileriz. Mesai dışı sürelerde de işimizden aldığımız tatmin duygusu mutluluk hissimizin süresini uzatır. Sosyal yaşamda, aile ilişkilerimizde ve bireysel olarak iç dünyamızda daha keyifli hale geliriz.

Tüm bu olumlu etkilerin aksine yanlış mesleğe yönelmekse tam tersi negatif etkilere yol açabilir. İşte bu noktada popüler meslekler iyi değerlendirilmelidir. Tercih sürecinde bir mesleğe yönelmemizi sağlayan sadece popülaritesi olacaksa bu seçim bize uzun vadede kaybettirebilir. Ancak popüler bir mesleğe ilginiz ve hatta bu alanda bilginiz de varsa bu seçenek mutlaka değerlendirilmelidir. Değerlendirme sürecinde daha sağlıklı kararlar verebilmek için profesyonel bir destekten de faydalanabilirsiniz.

Başarılı, mutlu ve memnun olabileceğimiz bir mesleği bulmamız sandığımız kadar kolay değil. Ancak iyi bir destek aldığımızda ve kararlarda etkin rol oynadığımızda seçim yapmak endişe duyduğumuz kadar zor da değil. Meslek seçerken çoğunlukla çevrenin, ailenin veya eğitmenlerin yönlendirmelerine kulak veririz. Risk almak istememek veya yeterli bilgiye sahip olmamak sonucunda kendi mesleğimizi seçerken pasif kalabiliriz.

Aynı şekilde popüler meslekler de garanti uyandırdığı için mantıklı bir seçenek haline gelebilir. Oysa seçeceğiniz mesleği gelecek 40-50 yıl boyunca sürdürecek olan sizsiniz. Dolayısıyla meslek seçimi yaparken ilk kulak vermemiz gereken ses kendi iç sesimiz. Aba psikoloji olarak kariyer danışmanlığı verirken tam olarak bunu hedefliyoruz. Danışanlarımızın ihtiyaçlarını, potansiyellerini, karakterlerini ön plana çıkarıyoruz. Meslek seçimine tüm bireysel detayları belirledikten sonra geçiyoruz.

Read More

Dijital pazarlama, bilgisayar, tablet cep telefonu gibi elektronik ortamlarda ürün veya hizmetlerin tanıtıldığı pazarlama aracıdır. Son yıllarda tüketici davranışlarında dijital araçların kullanımına yönelik artış dikkat çekiyordu. Özellikle pandemiyle birlikte hem üretici hem de tüketici açısından pazarlamada dijital kaynakların kullanımına talep arttı. Dijital kaynaklar aracılığıyla üreticinin ulaşabildiği kitle alanı genişlerken, tüketicinin de ürün çeşitliliğine erişimi kolaylaştı.

Dijital kaynaklar aracılığıyla tekstilden gıdaya, elektronikten, kozmetiğe tüm ihtiyaçlara kısa sürede erişebilmek mümkün hale geldi. Üstelik yine dijital kaynaklar aracılığıyla ürünleri kıyaslamak, kullanıcı değerlendirmelerine bakmak, fiyat performans değerlendirmesi yapmak mümkün. Çalışan bireyler veya ürün çeşitliliğine fiziki ortamda erişemeyen kişiler için dijital pazarlama büyük avantaj sağlıyor.

Tüketici dijital kaynaklar aracılığıyla geniş ürün yelpazesine erişebiliyor, farklı ödeme yöntemlerini kullanabiliyor ve tüm bunları bulunduğu yerden yapabiliyor. Pazarlamada dijitalleşmenin yayınlaşması tüketici kadar üreticiye de avantaj sağlıyor. Üretici dijital kaynaklar aracılığıyla reklam verebiliyor, satış yapabiliyor, ürün tanıtabiliyor. Tüm bunlar üreticinin tanınırlığını, güvenirliğini ve ulaşılabilirliğini artırıyor. Dolayısıyla günümüzde üreticilerin ve satışçıların varlıklarını sürdürebilmeleri için dijital dünyaya adapte olmaları gerekiyor.

Dijitalleşmenin avantajları sadece üretici ve tüketiciye değil tüm hizmet veren ve hizmet alanlara fayda sağlıyor. Bu noktada neredeyse tüm meslek kolları dijitalleşmeden yararlanabiliyor. Günümüzde meslek alanınız ne olursa olsun dijital pazarlama tekniklerini kullanarak mesleğinizde öne çıkabilirsiniz. Yeteneğinizi, bilginizi, tecrübenizi Google, youtube, İnstagram ve benzeri platformlar aracılığıyla daha geniş kitlelere tanıtabilirsiniz.

Mesleğinizi yaparken online görüşmeler yapabileceğiniz Zoom, Teams gibi yüz yüze iletişim platformlarından faydalanabilirsiniz. Böylece sadece bulunduğun ilçe veya ilde değil, yaşadığınız ülkede ve hatta uluslararasında hizmet verebilirsiniz. İnsanların sizi veya markanızı takip edebilmesi ve daha yakından tanıması için profesyonel web sayfaları kurabilirsiniz. Online sipariş alabilir, randevu verebilir, satış yapabilirsiniz.

Dolayısıyla yaşadığımız çağda mesleğinizde iyi olmanız başarı elde edip sürekli kalabilmeniz için yeterli değil. Aranan, tercih edilen, rakipleri arasında öne çıkan biri olmak istiyorsanız dijital dünya ile yakınlaşmalısınız. Yapay Zeka Geleceğin Mesleklerine ve Mesleklerin Geleceğine Yön Veriyor yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Dijital Pazarlama Nedir? Neleri Kapsar?

Ürün ve hizmetleri tanıtmak için bilgisayarların, cep telefonlarının, diğer dijital ortam ve platformların internet ve çevrimiçi tabanlı dijital teknolojilerle kullanılmasıdır. Dijital alanda pazarlama teknikleri oldukça geniştir. İhtiyacınıza uygun yöntemleri öğrenebilir, mesleğinizi ve markanızı öne çıkarmak için profesyonel destek alabilirsiniz. Dijital kaynaklarla yapılabilecek pazarlama yöntemlerinden aşağıda kısaca bahsedilmektedir.

İlginizi çeken ve işlevsel bulduğunuz pazarlama türleriyle ilgili detaylı bilgi edinebilirsiniz. Dijital pazarlama uzmanlarıyla iletişim kurarak adınızı, markanızı veya mesleğinizi nasıl daha tanınır kılabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

1.     Arama Motoru Optimizasyonu (SEO)

E-ticaret sitesinin arama motoru kurallarına uygun hale getirilerek ilgili aramalarda sonuçların en üst sıralarında olmasını sağlayan yöntemdir. Reklamdan ziyade daha organik bir çalışmadır. Sistemin mantığı doğru anahtar kelimelerin bulunması ve kullanılmasına dayanır. Okunurluğu ve bulunurluğu artırmak için ürün veya hizmetle alakalı içerikler belli bir mantığa göre yazılır.

2.     İçerik Pazarlaması

Bu teknikte amaç gelir elde etmekten ziyade güven ilişkisi oluşturmaya yöneliktir. Ancak bu haliyle de satışa ve gelir artışına doğrudan etkisi bulunmaktadır. Yeni müşterilerin güvenini kazanma ve mevcut müşterilerin de devamlılığını sağlamaya yönelik bir tekniktir. İçerik pazarlaması ile hedef kitlenin ilgisini çekmek, güvenini kazanmak, eğitim ve bilgi vermek gibi marka değerini artıran eylemler gerçekleştirilebilir.

3.     E-posta Pazarlaması

Dijital pazarlama türleri arasında spesifik hedef kitlelere doğrudan ulaşabilen en önemli yöntemlerden biri, e-posta pazarlamasıdır. Bu yöntemle ürün ve hizmet tanıtımının yanı sıra müşterilere teklif sunulup bilgi verilebilir. Ayrıca pek çok marka müşteri memnuniyeti ve sadakati için özel günlerde kutlama, tebrik mailleri göndermektedir.

4.     Sosyal Medya Pazarlaması

Sosyal medya pazarlaması, küçük işletmelerin dahi kolaylıkla kullandığı bir pazarlama yöntemidir. Bu yöntem aracılığıyla hizmet veya ürün alacak kişilere içerikle ilgili bilgi verilebilir, tanıtım yapılıp, satışa gidilebilir. Kampanyalar, mennuniyet yorumları ve kullanıcılar arası referanslar sosyal medyadaki pazarlama etkisini artırmaktadır. Sosyal medya pazarlaması düşük bütçe ile geniş kitlelere ulaşmayı sağladığı için sıklıkla tercih edilir.

Sosyal ağların sunduğu pazarlama araçları ile spesifik reklamlar oluşturulabildiği için maksimum verim sağlar. Ayrıca kullanıcılara yönelik İlgi alanı, yaş, cinsiyet, bölge gibi detayların ayarlanabilmesi doğru kitleye erişimi kolaylaştırmaktadır.

5.     Satış Ortaklığı

Kullanıcı tarafından yapılan reklam veya satış olarak tanımlayabileceğimiz her iki tarafa da kazanç sağlayan dijital pazarlama tekniğidir. Bu alanda pek çok aracı firma veya bireysel satış elemanı bulunmaktadır. Satış ortağı, pazarlama ya da önerme yöntemi ile ürün veya hizmetin satılmasını sağlar. Üretici üründen kazanç sağlarken satış ortağı da komisyon alır. Influencer marketing ve viral pazarlama yöntemleri de satış ortaklığı olarak değerlendirilebilir.

6.     İnfluencer Marketing

İnfluencer, son yıllarda sıkça duyduğumuz bir terim haline geldi. Bu pazarlama tekniğinden bahsetmeden önce influencer teriminin ne olduğunu açıklayalım. İnfluencerlar sosyal medya ve dijital kanallar aracılığıyla herhangi bir ürün veya servis hakkında paylaşımda bulunurlar. Bu paylaşımlarla deneyimlerini, memnuniyet veya eleştirilerini takipçilerine aktarırlar. Bu kişiler yaptıkları paylaşımlarla belli kişi veya grupların satın alma davranışlarını etkilerler.

Biz bu yöntemi uzun yıllar medya sektöründe, dergi, gazete, afiş ve bilboardlarda gördük. Toplumca beğenilen ve sevilen ünlü isimleri marka yüzü olarak izledik. Şimdi bu geleneksel pazarlama yöntemi yerini dijital pazarlama yöntemlerine bıraktı. Artık medyada gördüğümüz ünlülerin yanı sıra sosyal medya fenomenleri de sevilerek ve beğenilerek takip ediliyor. Onlar da sosyal medyanın ünlüleri oldular ve geniş kitlelere hitap ediyorlar.

Hizmet verenler, üreticiler ve büyük markalar artık marka yüzü olarak fenomenlerden destek alıyorlar. İşbirlikleri ile ürünlerinin tanıtımlarını sosyal medya kanallarında yaptırıyorlar. Hatta pek çok sosyal medya fenomenini artık televizyon reklamlarında da görebiliyoruz. Dijital dünyanın gücü artık çok büyük ve bu güce direnç göstermek gelecekte büyük maddi kayıplara yol açabilir.

7.     Yeniden Pazarlama (Remarketing)

Yeniden pazarlamanın e-ticaret siteleri için önemi büyüktür. Remarketing basit bir tanımla; ziyaret edilen bir sitenin, daha sonra ziyaret edilen başka bir sitede reklamının yayınlanmasıdır. Bu dijital pazarlama yöntemiyle e-ticaret sitelerinden alışveriş yapmadan çıkan kullanıcıların geri dönüp alışveriş yapması sağlanabilir.

8.     Arama Motoru Pazarlaması

Arama motoru pazarlaması, arama motorlarının sonuç sayfalarına reklam verme yöntemidir. SEO ile organik yollarla ulaşılabilen üst sıralara, arama motoru ile daha hızlı ve daha etkili bir şekilde ulaşılabilir. Fakat bu uygulama ücretlidir. Dolayısıyla başarısı bütçeye bağlıdır. E-ticaret siteleri için ayrıca bir önem taşır. Çünkü ilk sıradaki e-ticaret sitesinin ürün ve hizmet satabilme potansiyeli yükselir.

Dijital Pazarlama Mesleklerin Bugününü ve Geleceğini Nasıl Etkiliyor?

Pazarlamada dijital kaynakların önemini ve dijitalde pazarlama tekniklerini yazımızda kısaca özetledik. Peki dijital dünya mesleklerin bugününe ve geleceğine nasıl etki ediyor? Dijital dünyayla barışık olmanın avantajları ve mesafeli olmanın dezavantajları neler? Biraz da bu konulardan bahsedelim. Z kuşağını oluşturan bugünün gençleri teknolojinin ve internetin içine doğdular. Onlar için dijital kaynaklar iletişim kurmanın en temel aracı.

Onlar kendilerini, bilgilerini, yeteneklerini, duygu ve düşüncelerini dijital ortamda çok daha iyi ifade edebiliyorlar. Yenilikleri hızla takip ediyor ve kendileri de yenilik üretebiliyorlar. Z kuşağında yeniliğe, değişime ve öğrenmeye yönelik direnç oldukça az. Aksine meraklı, istekli ve çok daha girişkenler. Ancak Z kuşağı çoğunlukla bugünün öğrencilerini ve yeni mezunlarını kapsıyor.

Bu nesil zaten eğitim hayatlarında ve mesleklerinde dijital pazarlama tekniklerini verimli şekilde kullanabilir donanıma sahipler. Elbette ki karakteristik özellikler veya fırsat eşitsizlikleri gibi etkenler bu popülasyonun da dijital kaynaklardan faydalanmasını olumsuz etkileyebilir. Ancak geçmiş kuşaklara göre bu nesil çok daha şanslı. Y kuşağı ise arada kalmış bir nesil. Teknolojinin içerisine doğmadılar ancak teknolojinin gelişimiyle beraber onlar da gelişti.

Yeniliğe, öğrenmeye açık ve meraklı olanlar aradaki açığı kapatıp yeni nesil becerilerine yetiştiler. Ve onlar da mesleklerinde dijital pazarlama tekniklerini efektif şekilde kullanmaya başladı. Ancak günümüzde halen dijital kaynaklardan faydalanmayan, sosyal medya hesabı bulunmayan veya aktif olmayan bireyler, hizmet verenler ve markalar var. Oysaki hizmet veya ürün alacak herkes doğru adresi belirlemeye çalışırken ilk olarak dijital kaynaklara başvuruyor.

Dijital Kaynakları Tüm Meslek Grupları ve Markalar Verimli Şekilde Kullanabilir

Hepimiz arama motorunda araştırma yapıyoruz, sosyal medya hesaplarını kontrol ediyoruz, referanslara, öneri ve yorumlara bakıyoruz. Dolayısıyla yaptığınız iş her ne olursa olsun dijital dünyanın gücü göz ardı edilmemeli. Bugün bir otel işletmecisi, bir hekim, diyetisyen, antranör, öğretmen, psikolog, mimar, mühendis veya restaurant işletmecisi de dijital pazarlama tekniklerinden faydalanabilir. Mesleğinizi, yeteneğinizi, bilginizi veya ürününüzü dijital kaynakları kullanarak daha fazla kitleye sunabilirsiniz.

Kendinizle ilgili güvenilirlik, memnuniyet ve sadakat yaratabilirsiniz. Örneğin; bir diş hekimi diş bakımı veya diş tedavisi hakkında bilgiler paylaştığı bir video kanalı açabilir. Sosyal medya hesaplarında düzenli içerik oluşturabilir. Bunu bir diş hekimliği öğrencisi de yapabilir. Böylece erkenden ismini duyurmaya ve müşteri potansiyelini oluşturmaya başlayabilir.

Dijital Pazarlama Tekniklerine Uzak Kalan Bireyler ve Markalar İse Rekabet Ortamının Dışında Kalıyor

Dijital kaynakları mesleğinde kullanmaktan imtina eden bireylerin veya markaların ise maliyet kayıpları oldukça belirgin. Köklü firmalar dahi dijital kaynaklardan faydalanmadığında mevcut müşterilerinin dışına çıkmakta zorluk yaşayabiliyor. Gelecek yıllarda ise bu durum çok daha belirgin hale gelecek. Yine bir diş hekimi üzerinden örnek verelim. İster hastanede ister kendi kliniğinde hizmet veriyor olsun.

Hekimin ismini duyurabilmesi ve müşteri portföyünü artırabilmesi için tanınırlığa, güvenirliğe ve referansa ihtiyacı olacak. Kimse yeterince bilmediği ve hakkında referans da bulamadığı birine sağlığını emanet etmek veya para ödemek istemez. Doktor arayışında olan pek çok hasta seçim sürecinde sosyal medya hesaplarını ve arama motorunu kullanır. Çıkan sonuçlar hastanın seçimini belirgin şekilde etkiler.

Eğer hekimimiz dijital pazarlama tekniklerini kullanmıyorsa ve internet aramalarında hakkında yeterli bilgiye ulaşılamıyorsa dezavantajlı olur. Çünkü aynı bölgede hizmet veren ve dijital kaynakları daha efektif kullanan bir başka hekim ön plana çıkacaktır. İki hekim mesleğinde aynı nitelikte olabilir ve hatta dijital dünyadan faydalanmayan hekim çok daha deneyimli ve başarılı olabilir.

Ancak hizmet alacak kişinin seçimini diğer hekimden yana yapma olasılığı çok daha yüksektir. Tabi ki seçim sürecinde maliyet hesabı, ulaşım kolaylığı gibi diğer detaylarda etkilidir. Ancak dijital pazarlama tekniklerinin etkisi çok daha belirgindir.

Read More

Kariyer gelişimi neredeyse doğumla başlayan ve yaşam boyu devam eden bireysel bir süreçtir. Bu süreci bireysel özellikler, potansiyel, çaba, motivasyon ve bireyin dışında kalan dış faktörler de etkiler. Kariyer yolculuğu yaşam boyu sürse de başarılı bir kariyer oluşturabilmenin temeli erken yaşam dönemine dayanır. Eğitim hayatının verimli geçirilmesi, ilgi ve becerilerin keşfedilmesi ve geliştirilmesi kariyerin verimli şekillenmesini destekler.

İyi bir kariyere sahip profesyonellerin gelişim süreçlerine bakıldığında ne istediklerini bilen ve hedefe ulaşmak için bilinçli adımlar atan kişiler olduğu görülür. Burada da hedef belirlemenin ve hedefe erişebilmek için yapılması gerekenlerin bilinçli planlanmasının önemini görürüz. Alan, bölüm, meslek seçimleri de kariyer gelişimi sürecinde belirlenmesi gereken hedeflerdendir. Tüm bu hedefleri belirleyebilmekse kişinin kendisini tanımasına ve geleceğe yönelik beklentileri belirlemesine bağlıdır.

Meslek seçimi yaparken karakteristik özellikler, ilgi ve beceriler, beklentiler ve hatta sosyo ekonomik koşullar dahi göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak tüm bu detaylar dikkate alınarak belirlenecek bir hedef gerçekçi ve bireysel bir hedef olacaktır. Bir hedef ne kadar kişinin kendisine aitse hedefe ulaşmaya yönelik çaba ve motivasyonda o kadar yüksektir.

Kariyer geliştirme sürecinde odaklanılması gereken bir diğer konu da bireyin güçlü ve gelişime açık yönlerinin tespit edilmesidir. Yapılan tespit sonrası kişinin mesleki yöneliminde ve kariyerinde zayıf yönlerinin neden olabileceği dezavantajlar tespit edilmelidir. Güçsüz yönlerin nelerle tölere edilebileceği veya nasıl geliştirilebileceğine de odaklanılmalıdır.

Kariyer gelişimi tüm bu detaylar göz önünde bulundurulduğunda erken yaşlardan itibaren yatırım yapılması gereken bir süreçtir. Bu süreçte profesyonel destek almak veya tecrübeli kişilere danışmak da kariyer gelişim sürecini olumlu destekler. Peki kariyerimiz için neler yapmalıyız ve iyi bir kariyer için hangi fırsatları verimli değerlendirmeliyiz? Yazımızın devamında detaylarıyla bilgi edinebilirsiniz.

Kişilik Testleri ile Kariyerinize Yön Verin! Ve Kariyer Danışmanlığı Alarak Başarıyı Katlamak Mümkün yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kariyer Gelişimi için Boş Zamanlarınızı Fırsata Çevirin

Öğrencilik yılları kişisel ve mesleki gelişim için değerlendirilebilecek en güzel yıllardır. Çünkü bu dönemde çoğunlukla bireyin tek ve en temel sorumluluğu dersleridir. Dolayısıyla okul ve ders dışı zamanlar ve özelliklede tatiller gelişim için önemli zamansal kaynaklardır. Henüz kariyer planlaması yapmamış, belirgin bir hedefi olmayan çoğu öğrenci için bu zamanlar iyi değerlendirilmez.

Bu dönemi daha farkındalıklı geçiren öğrenciler ise kendilerini geliştirerek rakiplerinin önüne geçebilirler. Aynı şekilde iş hayatına atılan ve düzenli bir çalışma takvimi olan bireylerin de daha verimli değerlendirilebilecek zamanları vardır. Ancak kimi zaman motivasyon eksikliği kimi zaman hedefsizlik veya kişiselleştirilmemiş hedefler zaman yönetimini zorlaştırır. Bu da bireyin sıklıkla zamansızlık hissine kapılmasına neden olur.

Oysa kişisel ilgi ve ihtiyaçlara zaman ayırmak da dahil olmak üzere zamanın verimli kullanılması kariyer gelişimi için son derece önemlidir. Peki kariyer fırsatlarını artırmak için sahip olunan boş zamanlar nasıl verimli değerlendirilebilir? Bu soruya vereceğimiz cevap yine kişinin hedefleri göz önünde bulundurularak yanıtlanmalıdır. Eğer bu sorunun yanıtını arayan bir öğrenci ise kısa ve uzun vadeli hedefleri öğrenilmelidir.

Önceliği istediği üniversiteyi ve bölümü kazanmaksa boş zamanlar bu hedefi gerçekleştirmeye yönelik çalışmalarla değerlendirilmelidir. Ayrıca motivasyonunu artırmak için gitmek istediği okulun ve okumak istediği bölümün atmosferini yaşantılayabilir. Bunu yapabilmek içinse İstediği bölümü okuyan veya bu bölümden mezun olan bireylerle tanışıp, görüşebilir. Üniversiteyi ziyaret edip, akademik kadroyla tanışabilir.

Okumak istediği bölümün ders kitaplarını alıp erken okumalar yapabilir. Bölüm derslerine girecek hocaları dijital platformda araştırabilir, varsa eğitimlerine, söyleşilerine katılabilir, varsa kitaplarını okuyabilir. Seçilen meslek için sahip olunması gereken ilgi, beceri veya yetkinlikler varsa geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılabilir. Yabancı dil kursları, konuşma grupları, bilgisayar programları ve benzeri gibi.

İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Ve Kişisel Gelişim, Üniversite ve Meslek Seçimi Başarılı Bir Kariyer İçin Ne Kadar Önemli! Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz. Ayrıca Zaman Yönetimi Teknikleri ile Kendinize Daha Çok Zaman Ayırabilirsiniz yazımıza da bakabilirsiniz.

Kariyer Gelişimi için Dijital Pazarlama Tekniklerinden Faydalanın

Günümüz mesleklerinde artık dijital pazarlamanın rolü oldukça büyük. Hangi mesleği yapıyor veya yapacak olursanız olun dijital kaynaklar mesleki sürekliliğinizde önemli rol oynayacaktır. Artık meslek, hizmet, ürün ayrımı olmaksızın herkesin bir sosyal medya hesabı var. Ve aynı şekilde herkes bir ürün, hizmet veya bilgi edinirken arama motorlarından faydalanıyor.

Dijital kaynakların kullanımı bizi globalleştiriyor, hitap ettiğimiz kitleyi genişletiyor. Bu genişleme sayesinde aynı anda çok daha fazla kişiye ulaşabiliyor ve ihtiyaçlarına yanıt verebiliyoruz. Bu büyük bir konfor ve kolaylık. Tüketiciler de ürün ve hizmet sunanlar da bu konfora alıştı ve uyumlandı. Dolayısıyla kariyer gelişimi hedeflendiğinde dijital kaynakların rolü göz ardı edilmemelidir.

Öğrencilik yıllarınızdan itibaren dijital platformlarda içerik üretebilir, kendinizi, bilgi ve tecrübelerinizi hitap ettiğiniz kitleyle paylaşabilirsiniz. Dijital kaynakların verimli ve doğru kullanımı kariyerinizde hızla yükselmenize destek olacak, mesleğinizdeki sürekliliğinize katkı sağlayacaktır.

Bugünün Genci Z Kuşağı, Nasıl Bir Kariyer İstiyor? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kariyer Gelişimi için Mesleğinize Yönelik Gelişmeleri Yakından Takip Edin

İster öğrenci ister meslek mensubu olun kariyerinizin her aşamasında gelişim olanaklarını takip edebilirsiniz. Mesleğinizle ilgili yayınlanan güncel makale ve araştırmaları, yeni çıkan kitapları okuyabilirsiniz. Ücretli veya ücretsiz eğitimleri takip edip katılabilirsiniz. Varsa sertifika programlarına, konferanslara, konuşmalara katılabilirsiniz. Varsa saha çalışmalarında, araştırmalarda gönüllü olabilirsiniz.

Mesleğinizle ilgili varsa mesleki topluluklara, derneklere, kulüplere katılabilirsiniz. Tüm bu çalışmalar mesleğinize yönelik güncel bilgi edinmenize ve alanda aktif olmanıza destek olacaktır. Üstelik özgeçmişinizi donatmak için de oldukça argüman sağlayacaktır.

Kariyer Gelişimi için Bolca Staj Yapın

Hedefini yeterince iyi belirlememiş veya kişiselleştirmemiş bireyler için stajın önemi çoğunlukla çok geç fark edilir. Ancak stajlar mesleki bilgi, beceri, network ve deneyim elde etmek için çok önemli kaynaklardır. Mesleğinizle ilgili staj yapmaya ve stajlarınızı olabildiğince çeşitlendirmeye özen gösterin. Mesleğiniz kendi içerisinde farklı çalışma alanlarına ayrılıyor olabilir. Örneğin; psikoloji öğrencileri mezuniyet sonrası çok farklı alt alanlarda iş başı yapabilirler.

Bir psikolog anaokulunda, özel eğitim sektöründe, danışmanlık merkezinde, klinikte veya insan kaynaklarında çalışabilir. Bunlar çalışma alanlarının sadece küçük bir kısmıdır ve hepsi de birbirinden farklı bilgi, beceri ve yeterlilik gerektirir. Öğrencilik sürecinizde hangi alt alanın sizin için en doğru olduğunu karar vermeniz kolay değildir. Bölümlerin neredeyse hepsi size cazip gelebilir veya neredeyse hepsi size uzak görünebilir.

Kariyer gelişimi için hangi çalışma alanının sizin için en ideali olduğunu belirlemeniz gerekir. Stajlarsa belirleme sürecinde önemli role sahiptir. Pek çok okul staj programlarını zorunlu tutmaktadır. Ancak zorunlu stajlar dahi karar vermek için yeterli gelmeyebilmektedir. Böyle bir durumla karşılaşmamak için olabildiğince çok staj yaparak seçenekler azaltılabilir. Üstelik bu stajlar aracılığı ile yeni meslektaşlarınızla tanışabilir, networkünüzü geliştirebilirsiniz.

Kariyer Gelişimi için Zaman Kaybetmeden Network Geliştirin

Kariyer fırsatlarını değerlendirmenin bir diğer önemli yolu da mesleğinizle ilgili network ağınızı olabildiğince genişletmenizdir. Günümüzde bunu yapmak eskiye kıyasla çok daha kolay. Çünkü pek çok akademisyenin veya iş verenin artık sosyal medya hesapları var. Kariyerini ve bulunduğu konumu örnek aldığınız kişilere e-posta veya mesaj yollayabilirsiniz. Onlarla Linkedin gibi sosyal iş ağları üzerinden bağlantı kurabilirsiniz.

Varsa araştırmalarınızı, makalelerinizi veya mesleki çalışmalarınızı onlarla paylaşabilir, değerlendirmelerini alabilirsiniz. Konferanslara, seminerlere, eğitimlere gidebilir, kulüplere, topluluklara katılabilirsiniz. Böylece mesleki networkünüzü geliştirebilirsiniz. Kariyer gelişimi açısından örnek aldığınız kişilerin özgeçmişlerini inceleyebilirsiniz. Doğrudan onlarla iletişime geçerek kişisel ve mesleki gelişiminize yönelik tecrübelerini, önerilerini sizinle paylaşmalarını talep edebilirsiniz. Böylece yeni fikirler üretebilir, geniş networkünüz sayesinde iş birlikleri kurabilirsiniz.

Kariyer Gelişimi için Mentor veya Kariyer Danışmanı ile Çalışın

Günümüzde önemi ve popüleritesi gittikçe artan mentor ve kariyer danışmanlıklarının kariyer gelişim sürecindeki etkisi büyüktür. Mentor veya danışmanla çalışmak kişinin kendisine, güçlü ve zayıf yönlerine ve hedeflerine objektif bakabilmesini kolaylaştırır. Kişinin bütünüyle uyumlu yani ilgi, beceri, yetenek ve yetkinliklerini kapsayan, karakteriyle örtüşen hedeflere yönelmesi kolaylaşır. Mentor veya danışan bireyin içsel motivasyon geliştirmesini sağlar.

Ayrıca güçlü ve zayıf yönlerini kariyerinde nasıl daha efektif kullanabileceğini öğretir. İyi bir mentor veya kariyer danışmanı çalışmalarında güncel ve bilimsel bilgilerden faydalanır. Kullandığı test, envanter gibi araçlarda sayısal sonuçlardan çok süreçsel analizlere bakar. Kişisel gözlemini de değerlendirmelere ekler. Kişiyi sadece meslekler, bölümler veya derslerle ilgili değil mesleklerin geleceği, geleceğin meslekleri konusunda da bilgilendirir.

Tüm bu bilgilerin toparlanması, değerlendirilmesi ve kişiselleştirilmesi tecrübe ve disiplin gerektirir. Bu nedenle kariyer gelişimi için mümkün olabildiğince erken süreçte profesyonel destek almak önerilmektedir. Mesleki ilgi, kişilik, zeka, yetenek testleri hedef belirleme ve kariyere yön verme sürecinde önceliklendirilmelidir. Tüm bu bilgilere bir arada erişebilmekse profesyonel destek alarak mümkün olabilmektedir.

Üniversiteden Önce Kariyer Danışmanlığı Almanın Faydaları ve Mentorle Kariyer Planlamak Gençlere ve Ailelere Kolaylık Sağlıyor yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz. Ayrıca Başarılı Bir Kariyer İçin Tercih Yapmadan Önce Geleceğin Meslekleri ve Mesleklerin Geleceği İyi Bilinmeli! yazımıza da bakabilirsiniz.

Kariyer Gelişimi için Kendinize Zaman Ayırmayı İhmal Etmeyin

İyi bir kariyere sahip olabilmek için yaptığımız en büyük yanlışlardan birisi de kendimizi ve bireysel ihtiyaçlarımı ihmal etmektir.  Yazımızın en başında da değindiğimiz gibi kariyer gelişim süreci yaşam boyu devam etmektedir. Yaşam boyu ilgi isteyecek bir süreç için kendinizi ikinci planda tutmanız iyi bir kariyer elde etmenizi sağlayabilir. Ancak kişisel mutluluğunuzu zedeleyecektir.

Kariyer gelişimi ile sağlıklı ve dengeli yaşam arasında güçlü bir bağ vardır. Bu denge korunduğunda, sağlık ve kişisel ihtiyaçlara özen gösterildiğinde başarı ve mutluluk beraberinde gelecektir. Yeterince iyi beslenmeyen, daha çok çalışmak için öğünlerini geçiştiren birinin kısa sürede sağlığı bozulacaktır. Daha çok çalışmak için daha az uyuyan veya düzensiz uyuyan birinin de kısa sürede bağışıklığı düşecektir.

Üstelik yetersiz beslenme, uykusuzluk enerji kayıplarına, dikkat ve konsantrasyon güçlüklerine neden olacaktır. Bir gün geç saatlere kadar uyumadan çalışmak, bir sonraki gün fazla uyumanıza veya gününüzün dikkatinizi toplayamadan verimsiz geçmesine sebep olabilir. Bu nedenle motivasyonu sağlayan sosyal yaşamı da ihmal etmeden işlere gereken önemi vermek gerekir.

Dengeyi koruyarak kişisel bakımınıza, hobilerinize, ilgilerinize, sosyal çevrenize, aktivitelerinize zaman ayırmalısınız. Bu sayede iç huzurunuzu yakalayabilir ve beraberinde gelen içsel motivasyonla çok daha verimli çalışmalar yapabilirsiniz.

Aba Psikoloji’de kariyer gelişimi planlamaya yönelik yaptığımız çalışmalar hakkında bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Stratejik yetenek yönetimi ile LGS’ye hazırlık yapan öğrencilerin sınav sonucundan duyduğu memnuniyet çok daha fazla. Elbette bu memnuniyetin altında büyük ölçüde öğrencinin verdiği emek, özveri ve geliştirdiği motivasyon var. Ancak tüm bunların oluşumunu, sürekliliğini ve gelişimini sağlayan önemli bir etken de kariyer danışmanlığı almak. Günümüzde farkındalığı yüksek, akademik gelişime meraklı ve doğru rol modeller edinen gençler büyük başarılar hedefliyor.

Başarının önemli bir göstergesi ise LGS’de yüksek puan almak ve nitelikli okullara yerleşebilmek. Pek çok öğrenci kariyer planını yapmaya üniversiteye hazırlık sürecinde başlasa da aslında kariyerimize yön veren ilk önemli adım Lisede atılıyor. Lisede alınan eğitimin niteliği, kişisel gelişime yapılan yatırım ve tabi doğru alana yönelmek başarıyı şekillendiriyor.

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planı yapmak daha doğru bir okul, alan ve meslek seçimi yapabilmeyi kolaylaştırıyor. Aba ailesi olarak kariyer danışmanlığı verdiğimiz öğrencilerimizi Türkiye’nin en iyi Liselerine yerleştirmekten gurur duyuyoruz. Bu başarıda planlı, bilimsel ve güncel bilgilerin ışığında danışmanlık sunan ekibimizin de etkisinin büyük olduğunu biliyoruz.

Her yıl pek çok öğrencimiz Robert koleji, Galatasaray Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Üsküdar Amerikan Lisesi, Koç, Alman ve Fransız Liselerine yerleşiyor. Bu başarının tesadüf olmadığını biliyoruz. Hedefini belirleyen, planlı çalışan, potansiyelini bilen ve performansını artırmaya odaklanan, motivasyonu yüksek öğrenciler başarıya koşuyor. LGS’ye hazırlık yaparken profesyonel destekle kariyerinizi planlamanız başarı elde etmenize akademik destek kadar katkı sağlıyor.

Peki stratejik yetenek yönetimi nedir? LGS’ye hazırlık sürecinde sağladığı faydalar nelerdir? Stratejik yetenek yöntemi ile kariyer danışmanlığı almak neden önemli?  Bu yöntem başarıyı nasıl destekliyor? Şimdiye kadar elde edilen başarılar neler? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Yöntemin temelinde öğrencilerin becerilerinin, ilgi alanlarının, eğilimlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesi yer alır. Bunların belirlenmesi için başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı psikolojik test uygulanır. Değerlendirmeler sonucunda belirlenen kriterlere göre, gençlerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de göz önüne alarak bir stratejik plan hazırlanır. Bu stratejik plan 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsayacak şekilde hazırlanır.

Yöntem içerisinde standart envanterler uygulanarak sonuçları puan olarak ifade edilmez. İlgi alanlarının, becerilerin ve ihtiyaçların analiz edilmesi için gerçekleştirilen testler uzman psikologlar tarafından uygulanır ve değerlendirilir. Elde edilen veriler ışığında öğrencilerin stratejik hedeflerinin belirlenmesi de uzman psikologların ve eğitimcilerin işbirliğiyle gerçekleştirilir. Dolayısıyla Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı bir test paketi değildir.

LGS’ye Hazırlanırken Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer Danışmanlığı Almak Neden Önemli?

LGS’ye hazırlanırken lise kademesine devam edeceğimiz okulu seçmekten çok daha uzun vadeli bir seçime yatırım yaparız. Seçeceğimiz veya yerleşeceğimiz okul aynı zamanda bize sunacağı eğitim kalitesi ve fırsatlarla kariyerimize yön verir. Aynı zamanda Lise yıllarında mesleki yönümüzü belirleyecek önemli bir karar daha veririz. Bu önemli karar alan seçimidir.

Oldukça önemlidir çünkü; alan seçerken verdiğimiz karar hayatımıza ilişkin diğer kararları da büyük ölçüde etkiler. Alan seçimi yaptığımızda bazı meslekleri seçme şansımızı kaybederiz. Alacağımız alan dersleri ise üniversite sınavında sorumlu olacağımız konulara yöneliktir. Doğru seçim yapmamız alanda dolayısıyla sınavda başarılı olmamızı sağlar.

Yanlış bir seçim ise okul başarısızlığından, sınav başarısızlığına kadar gidebilir. Dolayısıyla alan seçimindeki performansımız meslek seçimimize de etki eder. Stratejik yetenek yönetimi uygulamasının önemi de tam bu karar noktasında açığa çıkar. Bu uygulama pek çok öğrenci ve ebeveyn için adeta can simidi rolü üstlenir. Alan seçimi süreci neredeyse her öğrenci için sancılı bir süreçtir.

Liseye başlayana kadar çoğunlukla mesleki hayallerimiz akademik becerilerimizden veya zeka alanımızdan bağımsızdır. Örneğin; sayısala yatkınlığı olmayan bir öğrenci liseye gelene kadar mühendislik, tıp gibi sayısal ağırlıklı hedeflere sahip olabilir. Ancak lise eğitiminin ilk yılında alan seçimini kolaylaştırmak için tüm derslerden genel bir eğitim alınır ve değerlendirmeye girilir.

Sayısala yatkınlığı olmayan bir öğrenci özelliklede çalıştığı ve çabaladığı halde başarılı olamıyorsa sayısal alandan vazgeçer. Ancak sayısaldan vazgeçmesi mesleki hedeflerinin de değişmesine yol açacaktır. Kimi öğrenciler başarısız sonuçlara rağmen kendilerine ikinci bir şans verip sayısal alanı zorlayabilirler. Fakat alan seçimi yaptıktan sonra alan değişikliğine gitmek sanıldığı kadar kolay olmayacaktır.

Stratejik yetenek yönetimi ise alan seçimi yapmadan önce bireye somut, bireysel ve bilimsel veriler sunar. Bu veriler eşliğinde daha net seçimler yapmak, ikilem yaşamamak ve pişmanlık duymamak kolaylaşır. Seçeceğimiz mesleği yapabilmemiz ve başarılı olabilmemiz için bu mesleğin gerektirdiği ilgi, bilgi ve beceriye ihtiyacımız vardır. Bilgi alan seçimi sonrasında kazanılacaktır. İlgi ve beceri ise alan seçmeden önce tespit edilmelidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Başarıyı Nasıl Destekliyor?

Kariyer planı çıkarırken farklı methodlarla çalışan pek çok danışmanlık merkeziyle irtibat kurabilirsiniz. Stratejik yetenek yöntemi de bunlardan birisidir. Henüz Türkiye’de yaygınlık kazanmamış olup Harvard ve Stanford Üniversitelerinin kullanmakta olduğu bir yöntem. Biz bu yöntemi danışanlarımızla aktif olarak kullanıyoruz. Bu yöntem sayesinde bilimsel verilerden de faydalanılarak danışanlarımıza 21. Yüzyılın en ideal kariyer planını çıkarmayı hedefliyoruz.

Plan yaparken uzun vadeli düşünüyor ve bugün yaptığımız planın gelecek 10, 20, 30, 40 yıl sonraki sonuçlarını ele alıyoruz. Yöntemin başarıya katkılarını aşağıda kısaca özetleyelim;

Hedef Belirlemeyi Kolaylaştırıyor

Hedef belirlemek sınav başarısı için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bir hedefe sahip olmak, hedefe ulaşmak için ihtiyacımız olan itici gücün yani motivasyonun gelişmesini sağlıyor. Öğrenciler belirli bir hedefleri olmadığında neden çalışmaları gerektiğini, çabalarının sonucunda ne kazanacaklarını somutlaştırmakta zorlanırlar. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde belirgin, öznel ve nitelikli hedef belirlemek mümkün hale gelir.

Kısa ve Uzun Vadeli Hedeflerle Amaca Ulaşmak Kolaylaşır

Yöntem, ulaşılmak istenen ana hedefe giden yolda büyük hedefi küçük hedeflere bölüştürür. Böylece hedeflerinizi takip etmek ve yönetmek daha kolay hale gelir. Performansınızı daha net şekilde görebilir, temponuzu istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Üstelik ihtiyaç duyduğunuzda yeni hedefler ekleyebilir veya değişikliklere gidebilirsiniz. Ayrıca kısa sürelerle başardığınız hedefler büyük hedefi de başarabileceğinize olan inancınızı artırır.

Çok daha Kolay Motive Olur ve Dikkat Dağıtıcılara Karşı Özdenetim Sağlayabilirsiniz

Belirlediğiniz öznel ve nitelikli hedef sayesinde sınava hazırlanmaya daha kolay motive olursunuz. Belirlenen hedef her şeyiyle size özeldir. Kişiliğiniz, ilgileriniz, beklentileriniz, yetenekleriniz, zekanız ve akademin birikiminiz gibi pek çok detay ele alınarak belirlenmiştir. Dolayısıyla bu hedefe ulaşma arzunuz da daha yüksek olacaktır. Bu da daha kolay motive olmanızı, karşılaştığınız zorluklarla daha rahat başa çıkmanızı sağlayacaktır.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kolay motive olduğunuz gibi dikkat dağıtıcılarla da daha kolay başa çıkabilirsiniz. “Ulaşmak istediğim bir hedefim var; zamanı iyi yönetmeli, bana faydası olmayan şeyleri dışarıda bırakabilmeliyim.” Diyebilirsiniz.

Kolay Organize Olup, Performansınızı En İyi Şekilde Kullanabilirsiniz

Sınava hazırlık sürecinde istenilen verimi almak için sadece hedef belirlemek yeterli değil. Öğrencilerin zamanlarını etkin kullanabilmesi için verimli ders çalışma tekniklerini de öğrenmesi gerekir. Aynı zamanda her öğrenci birbirinden farklı şekilde öğrenir. Biri için en verimli öğrenme stili görsel öğrenme stili iken, diğeri için işitsel ya da kinestetik öğrenme stili olabilir.

Öyleyse bu süreçte verimli çalışabilmek için öğrenme stiline uygun bir çalışma programı geliştirmek gerekir. Sınava hazırlık sürecinde tüm bu detayları ele almak, planlamak ve uygulamak kolay olmayabilir. Nereden başlayacağınızı veya nasıl yapacağınızı bilmiyor olabilirsiniz.  Stratejik Yetenek Yönetimi ile sınava hazırlık sürecinizde bu ihtiyaçlarınıza da yanıt bulursunuz.

LGS’ye Hazırlanırken Ders Dışı Faaliyetlere de Zaman Ayırabilirsiniz

Sınava hazırlanırken verimli ders çalışmak, plan-program yapmak ve bu planlara sadık kalmak çok önemlidir. Ancak aralıksız ders çalışmak verimli ders çalışmak değildir ve bir süre sonra çalışma isteğinizin azalmasına neden olur. Hem zihniniz hem bedeniniz yorulur ve ders çalışma zamanları gözünüzde büyümeye başlar.

Stratejik yetenek yöntemi ders çalışma süreleri dışında keyif alabileceğiniz aktivitelerle kendinizi motive etmenizi önerir. Etkili zaman yönetimi tekniklerini geliştirdiğinizde de kişisel ilgileriniz için ayırabileceğiniz vaktiniz kalır. Böylece akademik hayatınız ile kişisel yaşantınız arasında bir denge kurma imkanı bulursunuz. Bu denge daha mutlu olmanızı sağlar ve motivasyonunuza da olumlu etki eder.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Daha Az Sınav Stresi ve Gelecek Kaygısı Yaşarsınız

Stresin en büyük nedeni sınava yüklenen anlam ve başarısızlığa yönelik olumsuz düşüncelerdir. Sınava stratejik yetenek yöntemiyle hazırlandığınızda potansiyelinizi görür ve başarılı olmak için yapmanız gerekenleri tespit edersiniz. Belirsizliğin ortadan kalkması ve önyargılardan uzak kendi potansiyelinize ait somut kanıtları görmek sizi rahatlatır. Gelecekte sizi nasıl bir yol haritası bekliyor kolayca öngörebilirsiniz.

Ne yaparsanız sonucunda ne olur? potansiyel çalışma koşulları neler? Mezuniyet sonrası ortalama maaş ve deneyim sonrası maaşlar nasıl? Ve benzeri mesleğinize yönelik detayları bilmek geleceğinize yönelik duyacağınız kaygıyı da azaltacaktır.

Karar Sürecinde Siz ve Ailenizi Ortak Noktada Buluşturur

Sınava hazırlık sürecinde karşılaşılan bir diğer konu da öğrencinin hedefleriyle ailelerin beklentilerinin uyuşmamasıdır. Ailelerinin çocuklarına yönelik gerçekdışı beklentileri olabilmektedir. Aileler çocuklarının performansına, ilgilerine, yeteneklerine, karakteristik özelliklerine ya da potansiyeline bakmaksızın mesleki yönlendirme yapabilmektedir. Aileler kariyerlerinde veya eğitim hayatlarında karşılaştıkları zorluklardan çocuklarını korumaya çalışırken daha büyük mutsuzluklara neden olabilirler.

Stratejik yetenek yönetimi ile öğrencinin ilgileri, becerisi, bilgi düzeyi, karakteristik özellikleri gibi meslek belirlemede önemli olan kriterler belirlenir. Testlerden edinilen sonuçlar ve klinik değerlendirmeler ailelerle detaylı şekilde paylaşılır. Ailelere neden-sonuç bağlamında yapmak istedikleri mesleki yönlendirmenin çocuk için doğru olup olmadığı detayları ile anlatılır.

Tıpkı danışmanlık alan öğrenciler gibi ailelere de mesleklerin geleceği ve geleceğin meslekleri detaylarıyla anlatılır. Bu bilgiler ışığında aileler de rahatlar ve çocuklarıyla ortak dil kullanmaya başlayabilirler.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Hayal Kırıklığı Yaşama Olasılığınız Azalır

Sınava hazırlanırken Stratejik yetenek değerlendirmesi ile kariyerinizi planladığınızda geleceğe yönelik alacağınız riskleri azaltmış olursunuz. Böylece gelecekte hayal kırıklığına uğrama olasılığınızı eleminize edersiniz.

“Başarılı olacak mıyım? bu okul benim için uygun mu? Seçtiğim alan benim için doğru mu? Bu alanda hangi mesleklere yönelebilirim? Bu mesleklerden hangisi benim için daha doğru? Seçtiğim meslekte iyi bir kazanç elde edebilir miyim?” gibi geleceğe yönelik kaygılarınızın olası cevaplarını öğrenirsiniz. Ve kaygılarınızdan arınmış, berrak bir zihin ile sınava hazırlanırsınız.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve kariyerinizi birlikte planlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

İlgi ve beceri alanları çoğunlukla boş zaman aktiviteleri gibi düşünülmektedir. Oysa her bireyin kendine özel ilgileri ve becerileri bulunmaktadır. Yaşamın erken dönemlerinde bu alanların doğru şekilde tespit edilmesi meslek seçimini ve kariyer gelişimini etkilemektedir. Eğitim hayatıyla beraber edinilen bilgiler de ilgi ve becerileri şekillendirmektedir. Ancak bu alanların tespit edilmesi profesyonel bir destek alınmadığında çok da kolay değildir.

Erken dönemde yeterince önemsenmeyen bu alanlar fark edilip geliştirilmediğinde körelebilmektedir. Tespit etme ve geliştirme noktasında ailelere büyük sorumluluklar düşmektedir. Çocuğun erken yaşlarda nelere ilgilisinin olduğunu bulmak ve becerilerini fark etmek çoğunlukla ailenin gözlemiyle olmaktadır. Daha ileri yaşlarda okul öncesi grubu öğretmenleri ve sonrasında okul ilgi ve beceri alanlarının keşfedilmesini ve geliştirilmesini sağlamaktadır.

Erken dönemlerde fark edilmeyip bu alanların tespiti ileri yaşlara bırakıldığında ise profesyonel danışmanlıkla tespit edilebilmektedir. Uygulanan test ve envanterlerle, klinik değerlendirme tespit için yardımcı olmaktadır. Ancak en sağlıklı yönlendirme erken yaşlarda yapılmaktadır. Uyaran çeşitliliği, bol deneyim imkanı çocuğun ilgi ve becerilerini en doğru şekilde bulmasını kolaylaştırmaktadır.

Çeşitlilik ve deneyim çocuk ve gencin ilgi ve becerilerini bulmasını kolaylaştıracaktır. Fark edilip, gerekli özen ve önem gösterildiği sürece her bireyin ilgi ve beceri alanı vardır. Bu alanlara yönelik yapılan meslek seçimi ve kariyer planı ise bireyin yaşam doyumunu, mesleki tatminini ve başarısını artırmaktadır.

Alan, meslek, okul, iş veren, sektör seçimlerimizde ilgi ve beceri alanlarını dikkate almak oldukça önemlidir. Bu sayede birey belki de bir ömür boyu hobi olarak gördüğü bir alandan geçimini sağlayabilir. Yaptığı işi sever, sevdiği işe değer katar. Konfüçyüs’ün deyimiyle “Sevdiğiniz işi yaparsanız bir gün bile çalışmış sayılmazsınız.

”Peki ilgi ve beceri alanları nasıl tespit edilir? Bu alanlar seçimlerimizi ve kariyerimizi nasıl etkiler?” yazımızın devamında detaylarıyla bahsedeceğiz. Çocukların ilgi ve Beceri Alanları Nasıl Keşfedilir?, Meslek Seçiminde Kararsızlık: “Hangi Mesleği Seçmeliyim?”  ve Erken Dönemde Kariyer Planı Yapmak Başarıyı Destekliyor yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

İlgi ve Beceri Alanları Nasıl Tespit Edilir?

Öncelikle aileler her çocuğun kendine özel ilgi ve becerileri olduğunu ve fırsat verildiğinde geliştirilebileceğini unutmamalıdır. Hiçbir şeye ilgisi ya da becerisi olmayan çocuk yoktur. İlgi ve becerileri desteklenmeyen çocuk vardır. Çoklu Zeka modeline göre çocukların ilgi ve becerileri de baskın zeka alanlarına göre farklılaşmaktadır. Aileler çocuğun baskın zeka alanını tespit ederek ilgi ve beceri alanları açısından çocuklarını destekleyebilirler.

Çocukların baskın zeka alanı ilgi ve becerilerini keşfetmek için bize somut ipuçları verir. Bu nedenle çocuğunuzu oyun oynarken iyi gözlemlemeniz zeka alanını belirlemenizi kolaylaştırır. Çocuğun hangi oyuncakları seçtiği, oyuncakları oyun içerisinde nasıl kullandığı zeka alanı açısından belirleyicidir. Oyun çocuğun kelimeleridir, oyun çocuğun duygu ve düşüncelerinin ifadesidir. Dolayısıyla oyuncakları kullanış şekli çocuğun zekasının yansımasıdır.

Her çocuk bir arabayla ya da bebekle oyun oynar. Ancak farkı ortaya çıkaran oynayış şekilleridir. Bir çocuk araba ile oynarken onu parçalara ayırıp yeniden birleştirmeye çalışabilir. Tamirci olduğunu ve onu tamir ettiğini söyleyebilir. Başka bir çocuk arabaları ambulans, itfaiye aracı olarak düşünüp başkalarına yardım etmek için kullanabilir.

Çocukların ilgi ve beceri alanları farklılaştıkça oynadıkları oyuncaklar aynı olsa bile oyun oynama şekilleri farklılaşacaktır.

Baskın Zeka Alanı İlgi ve Beceri Alanları Üzerinde Etkili

Gardner’ın çoklu zeka kuramına göre ilgi ve beceriler üzerinde etki eden 8 zeka bölümü vardır; Gardner’a göre çocuklar baskın olan zeka bölümlerine göre farklı ilgi ve beceriler sergileyebilirler. Bu alanlar; Mantıksal – Matematiksel zeka, görsel – mekansal zeka, içsel – kişiye dönük zeka, sosyal – kişiler arası zeka, müziksel – ritmik zeka, bedensel – kinestetik zeka ve Doğasal zekadır.

Çocuklarla oyun oynarken ya da oyunlarını izlerken iç dünyaları, ilgi ve beceri alanları hakkında çokça bilgi edinebilirsiniz. Aslında zeka alanını belirlerken dikkat etmeniz gereken noktalar beraber oyun oynarken de geçerlidir. Birlikte oynarken müdahale etmeden oyununa dahil olun.

Hangi oyuncakları seçiyor, oyuncaklarla ne tarz oyunlar kuruyor dikkat edin. Sizi oyuna nasıl dahil ediyor, size nasıl rol ve sorumluluklar veriyor gözlemleyin. Bu noktada filial oyun terapisi oldukça işlevseldir. Ayrıca çocuğunuzu izlerken şu soruların cevaplarını bulmaya çalışın;

  • Oyun oynarken sıklıkla hangi oyuncakları tercih ediyor ve onlarla ne tarz aktiviteler yapıyor?
  • Uzun süre sıkılmadan vakit geçirdiği oyuncaklar, aktiviteler neler?
  • Oyun oynamadığı zamanlarda neler yapıyor, nelerle ilgileniyor?

Çocukların ilgi ve beceri alanları onlara yeterince çeşitlilik sunarak belirlenebilir. Çocuğunuzun sanata, spora, bilime, sosyal alanlara ilgi ve becerisi olabilir. Ancak bu alanların her biri kendi içinde ayrı ayrı dallara bölünür. Bir çocuğun spora ilgili olmasını bulmak yeterli değildir. Hangi spor dalına ilgi ve becerisi var önemli olan bunu bulabilmektir.

Atletizm ile spor alanına giriş yapan bir çocuğun keyif almaması spora ilgisi olmadığı anlamını taşımamalıdır. Çocuğun yine spor içerisinde yüzme, voleybol, basketbol, tırmanma, cimlastik gibi farklı alanlara da ilgisi olabilir. Bunu tespit edebilmek için çocuğu olabildiğince çok farklı dallarda tecrübe edinmeye yönlendirmek gerekir.

İlgi ve Becerileri Tespit Etmek İçin Profesyonel Destek Almak Hem Çocuk/Genç için Hem Aile İçin Kolaylık Sağlıyor

İlgi ve becerileri bulmak aileler için maliyetli ve zahmetli olabilmektedir. Pek çok aile çocuğunun ilgilerinin sıklıkla değiştiğinden ve çocuklarının maymun iştahlı olduğundan yakınmaktadır. Bu dönemde kurstan kursa, etkinlikten etkinliğe koşmak aileler için olduğu kadar çocuklar için de zordur. Ancak çocuğun zeka alanı tespit edildiğinde, becerileri, ilgi alanları takip edildiğinde yönlendirme daha kolay olacaktır.

Örneğin bir çocuğun dilsel zekası olabilir, çocuğun dil alanına yatkınlığı vardır ama aynı oranda ilgisi olmayabilir. Aile çocuğun yatkınlığını göz önünde bulundurarak dil alanına yönelik bir mesleğe yönlendirme yapmak isteyebilir. Ancak bir profesyonel çocuğun/gencin dil alanına yatkınlığını dikkate alarak ilgi alanıyla da örtüşecek bir mesleği önerebilir.

Aile veya çocuk bir profesyonelin yapacağı detayda değerlendirme yapmakta zorlanabilir. Bu noktada özellikle alan ve meslek seçimi yaparken kariyer danışmanlığı almak son derece önemlidir.

İlgi ve Beceri Alanları Dikkate Alınarak Yapılan Meslek Seçimi Başarıyı ve Psikolojik Doyumu Artırıyor

İlgi ve beceri alanlarının zamanında ve doğru şekilde keşfedilmesi oldukça önemlidir. Bu alanlardaki kazanımlar okul öncesi dönemden başlayarak çocuğun öğrencilik ve meslek hayatına kadar etki eder. Sadece eğitim ve mesleği de etkilemez; sosyal hayat becerilerini, iletişim şeklini, yaşam standartlarını da belirler. Ancak bir meslek seçerken ve kariyer planı yaparken ilgi ve beceri alanları doğru seçim için yeterli değildir.

Bir çocuğun/gencin bir alana ilgisi olabilir ama becerisi olmayabilir. Becerisi olabilir ama ilgisi olmayabilir. İlgisi ve/veya becerisi olabilir ama bilgisi olmaya bilir. Hepsi olabilir ama sosyo-ekonomik, kültürel ve dönemsel koşullar bu meslek için uygun olmayabilir. Dolayısıyla doğru bir seçim yapabilmek için ilgi ve beceri alanları belirleyici olsa da tek etken değildir.

Meslek seçimi ve kariyer planı için mutlaka okul rehberlik biriminden ve/veya profesyonel bir kariyer danışmanından destek alınmalıdır. Bireyin bir ömrüne etki edecek mesleğini seçmesi oldukça önemli bir karar sürecidir. Bu sürecin en sağlıklı ve faydacı şekilde tamamlanabilmesi için çok boyutlu değerlendirme yapılmalıdır. Bireyin ilgi ve beceri alanları dışında, karakteri, zeka alanı, öğrenme stili, bilgisi, beklentileri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceğine yönelik bilimsel bilgiler de dikkate alınmalıdır.

Aba Psikoloji olarak, uzman kadromuzla danışanlarımıza daha iyi bir akademik yol izleyebilmeleri için yardımcı oluyoruz. Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleriyle çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz.

Aba psikoloji olarak stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı veriyoruz. Bu yöntemle çocukların ilgi ve beceri alanları belirleniyor, kariyerlerine çocukluk yıllarından itibaren başarıyla yön vermeleri destekleniyor. Detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Yazılarımızı paylaştığımız Blog sayfamızdan ve Youtube kanalımızdan da içeriklerimizi takip edebilirsiniz.

Read More

Mentorle kariyer planlamak son zamanlarda oldukça önemli hale geldi. Mentorle çalışma ihtiyacı duyulmasının birden fazla nedeni var. En önemli nedeni geleceğin mesleklerini ve mesleklerin geleceğini yeterince iyi bilmiyor olmak. Ailelerin mesleklere yönelik bilgisi sınırlı, gençlerin ise merak duyduğu meslekler oldukça yeni. Dolayısıyla risk almak istemeyen aileler ve fark yaratmak isteyen gençler meslek seçimi noktasında çatışabiliyorlar.

Değişen sınav sistemleri, farklılaşan müfredatlar, her yıl açılan üniversiteler ve programlar da bir mentorle çalışmanın önemini artırıyor. Mentorlük desteği almak hem gençlere hem de ailelere büyük kolaylıklar sağlıyor. Bu noktada mentorlük nedir? mentor kime denir? bu hizmeti almak gençlere ve ailelere nasıl avantajlar sağlar? detaylarıyla paylaşacağız.

Erken Dönemde Kariyer Planı Yapmak Başarıyı Destekliyor ve Kariyer Planı Yaparken Sorumluluk Kimde Olmalı? Gençlerde mi Ailelerde mi? yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Mentörlük Nedir? Mentor kimdir?

Mentorluk, bir kişinin kendi uzmanlığı, bilgi birikimi ve tecrübelerine yönelik başkalarına kişisel ve mesleki anlamda rehberlik etmesi sürecidir. Mentorlük eden kişi bu süreçte kendisinden beslenen kişiye rehberlik ederken tarafsız ve objektif yaklaşır. Bu sistemde bilgi ve tecrübesiyle yol göstericilik, rehberlik, akıl hocalığı yapan kişi mentordür. Mentorlük hizmetini alan kişi ise menti (mentee) olarak tanımlanır.

Mentorün, mentinin gelişimine katkıda bulunabilmesi için mentinin ihtiyaç duyduğu konularda tecrübe, bilgi sahibi olması gerekir. Mentor, mentinin karşısına çıkabilecek olumsuzlukları, olası risk ve zararları ön görüp mentiyi uyarmalı ve hazırlamalıdır. Mentorluk her yaşta, okullar ve işyerleri de dâhil olmak üzere farklı ortamlarda gerçekleştirilebilir. Mentör mentinin akranı olabilir, bu daha çok okul ortamında olmaktadır.

Mentör aynı anda birden fazla mentiyle grup olarak çalışabilir. Bu da çoğunlukla aynı hedef ve amaçlarla bir araya gelmiş mentilerde olabilmektedir. Bir mentinin de birden fazla alanda birden fazla mentorü olabilir. Menti aynı anda birden fazla başarıyı ve gelişimi hedefliyorsa birden fazla mentor ile çalışabilir.

Her ne şekilde olursa olsun bir mentor, mentinin yeni insanlarla tanışmasına, network ağını genişletmesine yardımcı olur. Mentorle kariyer planlamak bireyin kariyerini planlarken kendisi için en doğru ve faydacı kararları vermesine destek olur. İhtiyaç duyduğu konularda performansını ve kararlarını olumlu etkileyecek yönde teknik bilgi edinmesine destek olur.

Akademik, mesleki ve kişisel gelişim konularında mentor mentisine destek olur. Dolayısıyla iyi bir kariyer planı çıkarmak, bu plana sadık kalmak ve başarıya ulaşmak isteyenler için mentorle çalışmak doğru seçimdir.

Mentorle Kariyer Planlamak İstiyorsanız Başarılı Olmak İçin Doğru Mentorü Seçmelisiniz

Kariyerinizde, mesleğinizde, eğitiminizde veya kişisel yaşamınızda başarılı olmak istiyorsanız bir mentorle kariyer planlamak yeterli değil. Bir mentorle çalışmanın yanı sıra sizin için doğru olan mentorle çalışıyor olmanız önemlidir.  Ancak her tecrübeli ve uzman kişi mentor olamaz. Bu yüzden hem öğrencilerin hem de mentor olmak isteyen kişilerin mentorün sahip olması gereken nitelik ve özellikleri bilmesi gerekir.

İyi bir mentor sizin için doğru olan mentordür ve şu özelliklere sahip olmalıdır;

  • Destek vereceği alan ve konuda uzman olmalıdır,
  • Gençlerle sağlıklı iletişim kurmada başarılı ve istekli olmalıdır,
  • Değişen teknolojiyi, bilimi ve yenilikleri takip edebilmelidir,
  • Mentorlük edeceği alan ve konularda tüm değişimlere ve yeniliklere ayak uydurabilmelidir,
  • İyi bir dinleyici olmalıdır,
  • İyi bir rol model olabilmelidir,
  • Empatik iletişim kurabilmelidir,
  • Problem çözme becerisine hakim olmalıdır,
  • Zamanı yönetebilmeli, planlı ve programlı olmalıdır,
  • Genç için önemli olan olası fırsatları görebilmelidir,
  • Genç için önemli olan olası riskleri görebilmelidir,
  • Mentor mentiye güven vermelidir,
  • İşinin ehli, kendinden emin ve tutarlı olmalıdır,
  • İhtiyaç duyduğunuzda ve düzenli aralıklarla sizinle irtibat kurabilecek biri olmalıdır,
  • Stresle başa çıkabilmeli, etkili problem çözebilme becerileri gelişmiş olmalıdır,
  • Psikolojik açıdan sağlam olmalı, kendine yönelik sorunlarını, kaygılarını size yansıtmamalıdır,
  • Geleceğin mesleklerini ve mesleklerin geleceğini bilmelidir.

Mentorle kariyer planlamak ancak bu kriterleri karşılayan bir mentor olabildiği sürece başarıyı beraberinde getirecektir.

Mentorlük ve Koçluk Aynı Şey mi?

Koçluk ve mentorlük bazı açılardan birbirine benzese de hizmeti alacak kişi için önemli olan pek çok açıdan farklıdır. Koçluk sürecini yürüten kişiye koç denir. Koç bireyin hedeflenen performansa ulaşmasında kişiyi planlı şekilde destekleyen kişidir. Koçluk sürecinde hedef bireyin potansiyelini ortaya çıkarmak, öğrenme ve gelişimini planlamaktır.

Koçluk sürecinde tecrübe paylaşmak, tavsiyede bulunmak yoktur. Koç sorular sorarak, yansıtmalar yaparak danışanının kendi doğrusunu bulmasını ve seçimler yapmasını sağlar. Bu nedenle öğrencilik yıllarında özellikle de seçim yapma sürecinde zorluk yaşayan bireyler için koçla çalışmak daha zorlayıcı olabilmektedir.

Çok yüksek puan almış, yurtiçi ve yurtdışı pek çok üniversiteye kabul edilmiş veya edilebilecek öğrenciler düşünelim. Bu öğrenci için hangi bölüme, hangi üniversiteye yöneleceğini seçmek, hangi seçimin uzun vadede avantajlı olacağını bulmak zor olabilir. Bir mentor bu süreçte kişiye geçmiş tecrübelerinden yola çıkarak yol gösterir. Ancak geçmişe takılı kalmaz, bugünün şartlarını ve geleceğin olası koşullarını da hesaba katarak farkındalık kazandırır.

Avantajları ve dezavantajları sunar. Bunu yaparken mentinin karakteristik özelliklerini, hedef ve isteklerini, kültürünü, ilgi ve becerilerini göz önünde bulundurur. Bu nedenle bir mentorle kariyer planlamak öğrencilik yıllarında çok daha avantajlı olabilmektedir. Mentor ve koç iletişim becerileri, psikolojik sağlamlık, empatik dil, interaktif ve benzeri açısından benzerdir. Ancak çalışma yöntemleri ve hedefleri birbirinden farklıdır.

Mentorle Kariyer Planlamak Nasıl Bir Avantaj Sağlıyor?

Mentorle kariyer planlamak hem gençler için hem de aileler için büyük kolaylıklar ve fayda sağlıyor. Sadece aile ve genç için de değil dolaylı yoldan okul, üniversite ve iş veren için de pek çok avantajı bulunuyor.

Mentorle Kariyer Planlamak Gençlere Pek Çok Avantajlar Sağlıyor

Özellikle günümüz koşullarında iyi bir kariyer planı hazırlamak, bu planı gerçekleştirmeye yönelik sistemli çalışmak önemli. Başarılı olmak için sadece hedeflere ulaşmak yetmiyor, doğru hedefleri belirleyebilmek de gerekiyor. Hedef belirlemek ise hiç kolay değil. Gençler popüler olanla kendileri için doğru olanı ayırt etmekte zorlanabiliyor.

Geleceğin koşullarını ön görerek, bugünden on yıllar sonrasını planlayarak seçim yapmak zor. Burada mentor kişiye geçmiş tecrübelerinden ve geleceğe yönelik bilimsel verilerden yola çıkarak rehberlik ediyor. İyi bir mentor sadece kariyer planlama noktasında değil kişisel, mesleki gelişim konularında da destek veriyor. Özgüven eksikliği, sosyal kaygı, çekingenlik, beden dilini kullanamama gibi başarıyı engelleyen konularda da destek veriyor.

Kullandığı empatik dil, yargısız ve objektif yaklaşımla kişinin kendini daha iyi ifade etmesine destek oluyor.  Mentor, menti ve gerektiğinde mentinin ailesi ile iş birliği yapıyor. Montor menti için en doğru ve en avantajlı fırsatları değerlendiriyor. Üniversiteye hazırlık sürecinde mentinin performansını ve motivasyonunu artırmaya yönelik çalışıyor. Zaman yönetimi, dikkat dağıtıcılarla baş etme, hedef belirleme ve planlama noktasında destek veriyor.

Üniversite Eğitimi, İş Bulma Süreci ve Kariyer Fırsatlarıyla İlgili de Mentorlük Alınabiliyor

Üniversiteye kabul sonrası ilk yıl itibariyle rehavete kapılmadan avantajlı konuma geçmek için yapılması gerekenleri gösteriyor. Stajlarda doğru seçimlerin yapılması, referans mektuplarının hazırlanması, network ağının genişletilmesinde yol gösteriyor. Mentor, mentinin uzmanlık alanıyla ilgili deneyime ve networke sahip olduğu için kendi bağlantılarıyla mentiyi tanıştırabiliyor. Mentor yine alanda uzman bir kişi olduğu için mentorun referansı da mentiye pek çok kapıyı aralatabiliyor.

İş arama süreci nasıl olmalı, hangi iş verenler tercih edilmeli, başvurularda nelere dikkat edilmeli önemli. Mentor bu konularda da mentiye destek oluyor. Mentorle kariyer planlamak işe kabul sonrasında da pek çok avantajı sağlıyor. Doğru mesleği ve çalışma alanını seçen kişi seçiminden daha fazla memnuniyet duyuyor.

Çalışma koşullarına ön hazırlık yapmak avantaj ve dezavantajları öğrenmek uyumu kolaylaştırıyor. Böylece çalışan olumsuzluklar karşısında daha pozitif kalabiliyor. Motivasyonu kolay kolay düşmüyor. Menti işe başlangıç sonrası geliştirilmesi gereken yönler, kariyer fırsatları ve yükselme olanaklarıyla ilgili bilgi edinebiliyor. Yurtdışı eğitim, yurtdışı iş olanakları da mentorün yol gösterdiği önemli çalışma alanları oluyor.

Aileye Yönelik Avantajlar

Mentorle kariyer planlamak genç için ne kadar avantajlıysa aile için de bir o kadar süreci kolaylaştırıyor. Çocukların sınava hazırlık sürecinden başlayarak üniversite kabulü ve iş bulma süreci de aileleri zorluyor. Aile çocuğu doğru yönlendirebilmek istiyor ancak kendi eğitim tecrübeleri ile bugünün eğitim sistemi farlılık gösteriyor. Bu farkları öğrenmek ciddi zaman ve emek istiyor.

Aynı şekilde eğitim ve sınav sistemini öğrenmenin yanı sıra geleceğin olası koşullarını da bilmek gerekiyor. Bu ise apayrı bir araştırma ve çalışma alanı. Dolayısıyla kariyer planlama sürecinde çocuğa bilgi ve deneyim sunmak aile için büyük bir sorumluluğa dönüşüyor. Bu sorumluluğu üstlenemeyen veya altından kalkamayan ebeveynler strese giriyor. Bu stres ise öğrenciye doğrudan yansıyor.

Ailenin bilgi ve tecrübesini yeterince alamayan çocuk ihtiyacı olan duygusal desteği de yeterince alamıyor. Aileyle genç çatışmalar yaşayabiliyor ve zaten zorlu olan bu süreç daha da zorlayıcı hale geliyor. Bu noktada mentorle kariyer planlamak ailelerin yükünü azaltıyor. Aile kariyer planlama rolünü bırakıyor ve sadece manevi ve maddi destek noktasında çocuğun yanında oluyor.

Kaygısı azalan aile çocuğa daha fazla duygusal destek sunabiliyor. Bu da gencin akademik başarısına, kariyer gelişimine ve kişisel gelişimine olumlu yönde katkı sağlıyor. Mentorle çalışmak aile ile genç arasındaki meslek seçimine yönelik çatışmaları da azaltıyor.

Mentorle Kariyer Planlamak için Mentorloops ile Tanışın

Mentörlük ne demek, mentör kimdir ve mentor ne iş yapar gibi sorular ülkemizde de yaygınlaşıyor. Gençler mentor eşliğinde sınava hazırlanmaya, kariyerini şekillendirmeye ve mesleki gelişime yönelik çalışmaya başladı. Özelliklede yurtdışı eğitime hazırlık, üniversiteye kabul ve sonrası için mentorlük hizmeti oldukça önemli. Fakat ülkemizde mentorluk hizmetleri veren pek fazla kurum bulunmuyor.

Mentorloops firması da mentorluk hizmetleri ile ülkemizde hizmet veren nadir kurumlardan bir tanesidir.  Mentorloops, yurt dışında okuyan öğrencilerin üniversite süreci ve sonrasında onlara mentorluk hizmeti sunuyor. Staj, akademik araştırma süreçlerinde yanlarında olarak doğru kişiler ile buluşmalarını ve kendileri için network oluşturmalarını sağlıyor. Bireylerin Mentorloops ile ilk tanışmaları henüz üniversiteye girmeden başlıyor. Hangi üniversiteye girmeleri gerektiğini, hangi bölgede okumaları gerektiğini söylüyor.

Üniversite eğitimi süresince de bireye ihtiyaçları dahilinde mentorlük etmeye devam ediyor. İş hayatına hazırlık ve iş dünyasında başarılı olmak için de mentor mentee ile çalışmalarını sürdürüyor.

Mentorle kariyer planlamak kariyerinde fark yaratmak ve doğru seçimler yapmak isteyen gençler için büyük kolaylık sağlıyor. Ailelerin üzerindeki baskı azalıyor, dolayısıyla da çocuğa yansıtılan kaygı ve endişeler de azalmış oluyor. Hem genç hem de aile için sınava hazırlık, sınav dönemi ve sonrası daha keyifli hale geliyor.

Read More

Erken dönemde kariyer planı yapmak geleceğe güçlü adımlar atmak isteyen gençlere büyük avantaj sağlıyor. Kariyer planlaması son yıllarda önemi artan ve bireyin başarısını olumlu yönde destekleyen bir yöntem. Bu planlama bir profesyonel eşliğinde yapılabileceği gibi, genç ve ailesi tarafından ya da varsa okulda rehberlik birimi tarafından yapılabiliyor.

Kariyer planlaması bireye ilgi, beceri, yetenek alanlarına hitap eden, kişinin potansiyeliyle uyumlu bir yol haritası çıkarıyor. Bu çalışmayla bireye karakteriyle örtüşen, maddi ve manevi kariyer beklentilerini karşılayan kariyer alternatifleri çıkarılıyor. Aynı zamanda bu plan yapılırken bireyin kültürel, ekonomik koşulları da dikkate alınıyor. Kişinin kariyerini destekleyecek gelişim alanlarına yatırım yapılırken, güçsüz yanları da kariyerini olumsuz etkilemeyecek şekilde düzenleniyor.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda kariyer planlaması detaylı, kapsamlı ve özenli bir çalışma gerektiriyor. Bu nedenle hızlı yol alabilmek için erken dönemde kariyer planı yapmak gerekiyor.

Erken Dönemde Kariyer Planı Nasıl Yapılıyor?

Aba Psikoloji olarak biz uzman kadromuzla kariyer danışmanlığı talep eden danışanlarımıza Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planı hazırlıyoruz. Bu yöntem sayesinde danışanlarımızın gelişim alanlarını çıkarıyor ve gelişim süreçlerini planlıyoruz.  Bireyin kısa ve uzun vadeli hedeflerini belirliyor ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planlarını yapıyoruz. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmalarını amaçlıyoruz.

Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulamaktayız. Erken dönemde kariyer planı yaparken bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturuyoruz. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirerek oluşturduğumuz plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsıyor.

Aba Psikoloji’ de bu uygulama yapılırken bireyin stratejik yetenek yönetimi hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Stratejik yetenek yönetimi testlerinin uygulanmasının ardından belirlenen hedeflere ulaşılması için bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde bir yol haritası çizilir.

Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar. Bu sürede kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Erken Dönemde Kariyer Planı Yapmak Mesleki Doyumu ve Bireysel Mutluluğu Artırıyor

İçinde bulunduğumuz yaşam koşullarını değerlendirdiğimizde rekabetin ön planda olduğunu yaşayarak görüyoruz. Eğitimden başlayarak içinde bulunduğumuz her ortam ve kademede rekabet mevcut. İyi bir okulda okumak için rekabet etmek gerekiyor, iyi bir şirkette çalışmak için rekabet etmek gerekiyor, daha iyi koşullar için rekabet etmek gerekiyor.

Gençler artık kariyerlerini belirlemek için mezun olmayı beklemiyor, iş fırsatlarının ayaklarına gelmeyeceğini, üniversite bitirmenin istihdam olabilmek için yeterli olmadığını biliyorlar. Artık iyi üniversite okumak yeterli değil. İyi bir lise eğitimi almak, okul dışı aktivitelere de önem vermek, çok yönlü gelişmek gerekiyor. İş verenler artık yabancı dil bilen, 2. hatta 3. dili konuşabilen çalışanlar arıyor.

Gençlerde bu beklentiyi bilerek kendini mutlaka geliştirmek istiyor. İmkanı olanlar yurtdışı eğitimini de tecrübe etmek istiyor. Gençler lisede yapılacak alan seçiminden üniversitede yapılacak stajlara kadar her şeyi özenle irdeliyor ve seçiyor. Çünkü artık herkes her şeyi biliyor. Eğitim dünyasında veya iş hayatında içinde bulundukları ve bulunacakları her ortamda sıkı bir rekabet var.

Fırsat eşitliğinin olmayışı ve rekabetin yoğun oluşu erken dönemde kariyer planı yapmanın önemini artırıyor. Öne çıkabilmek için çok çalışmanın, yenilikçi olmanın ve fark yaratmanın gerekli olduğu bir sistemde yaşıyoruz. İşsizlik oranları çok yüksek. İş bulmak zor, hele ki sevdiğin işi yapabilmek daha da zor. İş hayatına adım atmış olup da “işimi aşkla yapıyorum” diyebilen çalışana rastlamak da kolay değil.

Oysa günümüzün hatta ömrümüzün büyük bölümü çalışarak geçiyor. Peki neden sevdiğimiz işleri yapmıyor ya da yaptığımız işleri sevemiyoruz? Bu noktada önemi hala yeterince fark edilemeyen erken dönemde kariyer planı yapmak önemli hale geliyor.

Mutlu çalışanlara baktığımızda eğitim hayatının ilk yıllarından itibaren ilgilerine, yeteneklerine göre ilerlemiş, seçimlerini bu doğrultuda yapmış kişileri görüyoruz. Doğru kariyer seçimi yaparak başarılı olmakla kalmamış, çalışırken mutlu da olmuş insanlar çıkıyor karşımıza.

Erken Dönemde Kariyer Planı Yapmak Avantaj Sağlıyor

Bu rekabette avantajlı olan grup ise kariyer planlamanın önemini erken fark edenler. Profesyonel bir kariyer danışmanlığı alan öğrenciler sürecin başından sonuna kadar bilinçli ilerliyor. Hayallerini hedefe çeviriyor, hedeflerine ulaşabilmek için gerçekleştirmesi gereken amaçları bir bir gerçekleştiriyorlar. Belirlediği hedefin zaman içerisinde kendisine uymadığını deneyimleyen birey geç olmadan hedefinde stratejik değişiklikler yapabiliyor.

Kariyer gelişimi yaşamın ilk yıllarından itibaren şekillenmeye başlıyor. Bu nedenle erken dönemde kariyer planı yapmak önem taşıyor. Okul öncesi dönemde dahi çocuğun kariyer gelişimine yön verilebiliyor. Bu konuda Okul Öncesi Dönemde Kariyer Planı Yapmak: Küçük Ayaklar Geleceğe Büyük Adımlar Atsın yazımızdan faydalanabilirsiniz. Ancak profesyonel anlamda bir kariyer seçimi yapabilmek için LGS Hazırlık sürecinde kariyer danışmanlığı alınması gerekir.

Çoğunlukla LGS hazırlık sürecinde kariyer seçimi yapılmadan okul ve alan seçimi yapılıyor. Ancak bireyin kariyerinde hayal kırıklığı yaşamaması için üniversite sınavına hazırlık sürecinde mutlaka planlama yapılması gerekiyor. Öğrencilerin, ailelerin ve okulların Lise eğitiminin ilk yılı itibariyle kariyer seçimi konusunda çalışmalara başlaması gerekiyor. Bu seçimi Lise, üniversite hatta iş yaşamına başlarken alınacak danışmanlık desteğiyle de beslemek avantaj sağlıyor.

Erken dönemde kariyer planı yapmanın önemini detaylarıyla paylaştığımız diğer yazılarımıza da bakabilirsiniz. Üniversiteden Önce Kariyer Danışmanlığı Almanın Faydaları, Kariyer Seçimi Yapmak İçin Doğru Zaman Ne Zaman?. Bugünün Genci Z Kuşağı, Nasıl Bir Kariyer İstiyor?, Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Fark Yaratın. Daha fazla kariyer odaklı yazı için Aba Psikoloji Blog sayfamızı ziyaret edebilir, videolarımıza Aba Psikoloji YouTube kanalından ulaşabilirsiniz.

 

 

 

 

Read More

Güvenli bağlanma doğumdan itibaren temel bakım veren ile bebek arasında kurulan duygusal, güvene dayalı bağdır. 0-3 yaş aralığında kurulan bu bağ bireyin bütün yaşamına etki etmektedir. İkili ilişkilerden, akademik başarıya, kariyere ve sosyal hayata da etkisi büyüktür. Güvenli bağ aynı zamanda bireyin öz algısını, değerlendirmelerini de etkilemektedir. Güvenli bağlanma yaşayan bir bireyde özgüven, özsaygı ve öz şefkat daha yüksektir.

Kendisiyle barışık olan, kendini seven ve potansiyeline güvenen birey tüm yaşamında daha başarılı olabilir. Ancak güvenli bağlanma sayesinde daha başarılı olmak başarısızlığın hiç yaşanmayacağı anlamına gelmemelidir. Başarısızlıklar hayatın gerçeğidir ve güvenli bağ başarısız olmanın önüne geçemez. Ancak sağlıklı bağ kurmak bireyin başarısızlıklara karşı daha yapıcı tutum sergilemesini destekler.

Güvenli bağlanma sayesinde öfke kontrolü, stresle başa çıkma, psikolojik sağlamlık daha yüksek olacaktır. Tüm bunlar değerlendirildiğinde güvenli bağlanma bireyin kariyer gelişimi üzerinde oldukça etkilidir.

Güvenli Bağlanma Nedir?

Yaşamın ilk anlarında bebek temek bakım vereniyle (çoğunlukla anne) bağımlı bir halde yaşar. Winnicot’ın da dediği gibi bir bebeğin varlığını sürdürebilmesi için ona bakan birinin olması gerekir. Temel ihtiyaçlar başkası tarafından karşılanmadığı sürece bir bebeğin kendine yetebilmesi mümkün değildir. Temel ihtiyaçlar yeme, içme, barınma, güvenlik, sevgi ve benzeridir.

Güvenli bağlanma için bu ihtiyaçların karşılanmasının dışında karşılanma süresi, sıklığı ve miktarı da önemlidir. Bir bebeğin temel bakım verenine güven duyabilmesi için ihtiyaçlarının karşılanacağını öğrenmiş olması gerekir. Annesi tarafından temel ihtiyaçlarının yerinde ve zamanında karşılanacağını bilen bebek stres yaşamayacak, ihtiyaçlarında doyuma ulaşacaktır. Bebeğin fiziksel ihtiyaçları kadar önemli olan duygusal ihtiyaçlar da bakım veren tarafından göz ardı edilmemelidir.

Duygusal ihtiyaçlar temel bakım verenin dokunuşu, şefkati, göz teması, mimikleri ve ses tonuyla bebeğe geçmektedir. Bebek ve anne için doğumdan sonraki ilk aylar deneme yanılma dönemidir. Bebek ihtiyaçlarını huzursuzluk ve ağlamalarla belli edecek, anne deneyerek çocuğun ihtiyaç düzenini tespit edecektir. Bebeğin ağlaması günün hangi zamanında neyi ifade ediyor anne zamanla ayırt edecektir.

Altını mı değiştirmeliyim, karnını mı doyurmalıyım, sevmeli miyim, uyutmalı mıyım, ağrıyan bir yeri mi var? Tüm bu sorulara anne ilk önceleri karışık cevaplar verirken zamanla bebeğinin düzenini oturtacaktır. Güvenli bağlanma da anne bebek arasında bu ortak dillin kurulmasıyla güçlenecektir.

Güvenli Bağlanma Nasıl Gelişir?

6 aydan sonra ek gıda alımı, 1 yaştan itibaren yürüme, 2 yaştan itibaren konuşma başlayacaktır. Süreler çocuktan çocuğa değişiklik gösterse de bu yaş dönemlerini ortalama kabul edebiliriz. Bebeğin edindiği her yeni beceri temel bakım verenden bir adım daha uzaklaşmasını sağlayacaktır. Zamanla çocuğun anneye bağımlılığı azalacaktır. Konuşma ve yürümeyle çocuğun sosyal çevresi genişler.

Yemek yiyebilen, kendi başına uyuyabilen, kendi başına oyun oynayabilen çocuk daha bağımsız hale gelir. Ancak çocuğun bağımsızlaşması anneden kopması değildir. Anne ile çocuk arasında görünmeyen güçlü bir bağ vardır. Bu bağ çocuğun özgürleşmesiyle birlikte genişler. Anne çocuk için güvenli bir üst gibidir. Fiziksel ihtiyaçlar azalsa da çocuğun duygusal ihtiyaçlarının karşılanması hala çok önemlidir.

Güvenli bağlanma için koşulsuz sevgi verilmesi, başarıların desteklenmesi, başarısızlıklarla baş etmenin öğretilmesi gerekir. Başarıları kadar başarısızlıklarında da yanında şefkatle durabilen bir ebeveyni olduğunda çocuk kendini güvende ve değerli hissedecektir.

Güvenli Bağlanma Belirtileri Nelerdir?

Güvenli bağlanma belirtileri bebeklikten itibaren her yaş döneminde kendini gösterir. Ebeveyni ile güvenli bağlanma gerçekleştiren bebekler, çocuklukta ve yetişkinlikte çok daha özgüvenlidir. İletişim becerileri güçlü, empati kurabilen bireylerdir. Güvenli bağlanan bireylerin çocukluktan itibaren güvensiz bağlananlara göre olumsuzluklarla başa çıkma stilleri daha yapıcıdır. Daha az stres, kaygı, öfke ve yıkıcı davranış sergilerler. Olumsuz duygu ve dürtüleriyle çok daha kolay baş edebilirler.

Olumsuz duygu ve düşüncelerini daha yapıcı şekilde ifade edebilirler. Güvenli bağlanma geliştiren bireyler bebeklikten itibaren ebeveynlerinden daha kolay ayrılabilir, ayrılık anksiyetesi geliştirmezler. Korktuklarında ya da üzüldüklerinde ebeveynleri tarafından rahatlatılmayı beklerler. Ebeveynlerinden ayrı kaldıklarında ebeveynle yeniden bir araya gelindiğinde reddetme, itme veya yok sayma davranışı göstermezler. Ebeveynle sevgi dolu ilişki kurmaya devam ederler.

Güvenli bağ kuran çocuklar; olumlu benlik algısı geliştirirler. Kendilerine güvenirler. Stres yaratan durumlarda benlik algıları değişmez. Olumsuz durumlarla baş edebileceklerini bilirler. Sosyal olarak daha esnektirler, duygularını rahat bir şekilde ifade edebilir ve kontrol edebilirler. Duygularını kontrol edebildiğinde çocuklar, dikkatlerini öğrendiklerine daha rahat verebilmektedirler.

Güvenli bağlanma tarzı geliştirmiş çocuklar dikkatlerini daha fazla yoğunlaştırabilmekte ve dikkat kaliteleri de yüksek olmaktadır. Aynı zamanda daha meraklı olup öğrenmeye daha açık olurlar.

Güvenli Bağlanma Kariyeri Olumlu Etkilerken Güvensiz Bağlanma da Başarısızlığa Neden Oluyor

Güvenli bağlanma kurulamayıp çocuğun temel bakımının ve sevgi ihtiyacının ihmal edildiği durumlarda güvensiz bağlanma gelişiyor. Güvensiz bağlanma da bebeğin ya ihtiyaçları yeterince karşılanmıyor ya da düzensiz olarak karşılanıyor. Temel bakım vereninin güvensiz yaklaşımı bebeğin dış dünyayı da benzer şekilde algılamasına neden oluyor. Aynı şekilde dış dünya kadar bebek kendisini de güvenilmez, sevilmez ve değersiz olarak anlamlandırıyor.

Özgüven, özsaygı, öz şefkat gelişmiyor. Bu bireyler bebeklikten itibaren daha öfkeli, yıkıcı davranışları olan, iletişim eksikliği yaşayan bireyler oluyor. Ailenin olumsuz ebeveyn tutumları çocuğun olumsuz duygu ve düşüncelerini bastırmasına neden oluyor. Duygu ve düşüncelerini doğrudan ifade edemeyen bireylerde ise çocukluktan itibaren pasif agresif davranışlar görülüyor. Pasif Agresif Davranışlar Başarıyı Engelliyor ve Bilinçli Farkındalık ile Öfke Kontrolü yazılarımızdan faydalanabilirsiniz.

Güvensiz Bağlanma Stilleri ve Güvensiz Bağlanma Belirtileri Nelerdir?

Güvensiz bağlanma, güvenli bağlanmanın aksine ilişkilerimizi, başarıya yönelik potansiyelimizi ve kendilik algımızı yaralıyor. Güvensiz bağlanan bireyler akademi ve iş hayatında çatışmayı yönetemeyen, stresle başa çıkamayan, pasif agresif, özgüvensiz olarak karşımıza çıkıyor. Güvensiz bağlanma ebeveynle kurulan ilişkinin şekline göre farklı alt tiplere ayrılıyor.

Kaçıngan Bağlanma Sitili

Temel bakım veren bebeğin ihtiyaçlarını doğru anlamaz ve zamanında karşılamazsa bebek strese girer. Bu stres uzun sürdüğünde ve ihtiyaçların karşılanması bir düzene sokulamadığında kaçıngan bağlanma gerçekleşir. Bebek daha geç sakinleşir, daha fazla ağlar ve tehdit altında olduğunu hissederek strese girer. Bir süre sonra bu bebeklerde ihtiyaçlarının zamanında doyurulmayacağına yönelik inanç gelişir.

Anneleriyle ilişkileri zayıflar. Annenin varlığında da yokluğunda da bebek benzer tepkiler gösterir. Annenin gitmesi üzüntü ya da gelmesi heyecan yaratmaz. Bu bağlanma stiline sahip bireylerde çocukluktan itibaren antisosyal ve pasif agresif davranışlar görülür. Ergenlik ve yetişkinlikte güvene dayılı yoğun ilişki ve arkadaşlıklardan kaçınırlar. Çünkü çevrelerine güven duymaz, ilişkilerinde mesafeye ihtiyaç duyarlar. Kontrolleri dışında yakınlık girişimleriyle karşılaştıklarında stres yaşarlar.

Kaygılı Bağlanma Sitili

Bir başka bağlanma sitili ise kaygılı bağlanmadır. Burada da temel bakım verenle güvenli bağlanma söz konusu değildir. Temel bakım veren kişinin bebeğin yaşamında yeterince rol almadığı, etkileşimin yetersiz olduğu ilişkilerde gelişir. Bu ilişkide temel bakım veren bebeğin ihtiyaçlarını ihmal edebilir ya da erteleyebilir. Bu tarz bebekler annelerinin varlığında da yokluğunda da huzursuzluk belirtileri gösterir ve kolayca sakinleşemezler.

Bakımın düzensiz oluşu bebeğin de duygusal dengesini bozmaktadır. Kaygılı bağlanan bireylerin özgüvenleri oldukça düşüktür. İlgi eksikliği nedeni olarak çoğunlukla kendilerini görürler. Değersiz olmaları ya da yetersiz olmaları nedeniyle ihtiyaçlarının karşılanmadığı hissine kapılırlar. Ergenlik döneminde kaygı bozuklukları ortaya çıkabilir. Kendini ifade etmekte, duygu ve düşüncelerini paylaşmakta güçlük yaşarlar.

Karışık Bağlanma Sitili

Başka bir güvensiz bağlanma türü ise karışık bağlanma sitilidir. Bu bağlanma türünde anne kendi iç dünyasındaki stres, kaygı ve sorunlarla çok meşguldür. Anne bebeğe ruh halini farklı davranışlarla yansıtır. Kimi zaman sevgi doluyken kimi zaman ilgisiz veya kötü davranabilir. Böyle bir ilişki içerisinde bebek için anne hem bir ihtiyaçtır hem de korku duyulan bir nesnedir.

Dolayısıyla bu tarz bir ilişki geliştiren bebeğin de vereceği tepkiler düzensiz ve tutarsız olacaktır. Bu bireylerde düzensiz olarak manipülatif, sevgi dolu veya aşırı çekingen davranışlar görülebilir. Ayrıca agresif, yıkıcı davranışlarda da bulunabilirler.

Güvenli Bağlanma ve Psikolojik Destek

Yaşamın ilk yılları itibariyle temel bakım veren ile kurulan güvenli bağlanma bireyin bütün bir yaşamına etki ediyor. Kurulan bağın türü bireyin ilişkilere, arkadaşlıklara, başarıya, sevgiye ve daha pek çok şeye bakışını etkiliyor. Güvenli bağ bireyin akademik hayatını ve kariyerini olumlu etkilerken güvensiz bağ başarısızlıklara yol açıyor.

Özgüven sahibi, sorumluluk alabilen, karar verebilen, olumsuzluklarla başa çıkabilen bir birey başarılı olmak için tüm kaynaklarını kullanıyor. Bunun aksine kendine güvenmeyen, değersiz ve yetersiz olduğunu, diğerlerinin güvenilmez olduğunu düşünen birey başarısız oluyor. Yaşamımızın hatırlamadığımız ilk üç yılının tüm hayatımız üzerinde bu kadar belirgin etkisinin olması inanılmaz. Ancak ilk üç yılın olumsuz etkilerini ilerleyen yıllarda tölere etmekte mümkün.

Temelde bu problemlerin yaşanmaması için asıl yapılması gereken ebeveynlerin ebeveynlik rollerine çocuk sahibi olmadan hazırlanmaları. Ancak bunun mümkün olmadığı durumlarda güvensiz bağlanma sitilleriyle yaşamın ilerleyen yıllarında da çalışabiliyoruz. Güvensiz bağlanmanın etki ettiği duygu, düşünce ve davranışlara odaklanıyoruz. Akademik hayatta ve kariyer gelişiminde yaşanan başarısızlıkları tolere etmek üzerine çalışıyoruz. Güvenli bağlanma kuramadığınızı düşünüyor ve profesyonel destek almak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Yurtdışı üniversite eğitimi almak istiyorsanız Türkiye’deki üniversiteye giriş sınavından farklı sınavlara girmeniz gerekir. Bu sınavlar sayesinde uluslararası geçerliliğe sahip bir değerlendirmeyle, akademik bilginizi diğer ülkelerdeki okullara kanıtlayabilirsiniz. Dolayısıyla Yurtdışı üniversite eğitimi isteyen öğrencilerin sınav yükü artmaktadır.  Yurtdışında Lisans Eğitimi Almak için Hangi Sınavlara Girmelisiniz? Yazısını sınavlarla ilgili bilgi almak için okuyabilirsiniz.

Hem yurtiçi hem yurtdışı sınav hazırlığı ve yurtdışı kriterler için uygunluk oluşturmak kolay değildir. Kimi yurtdışı eğitim veren üniversiteler sınav başarısı dışında kişisel gelişime de önem vermektedir. Öğrencinin çok yönlü olması, derece aldığı, ödüllendirildiği spor, sanat faaliyetlerinin veya projelerinin olması önemli olabilmektedir. Dolayısıyla yurtdışı üniversite eğitimi için sadece sınava hazırlanmak yeterli değildir.

Sınava hazırlığın yanı sıra kişisel gelişimi, ilgi ve beceri alanlarına yönelik faaliyetleri sürdürmek gereklidir. Tüm bu koşulları sağlamak kolay değildir. Yurtdışı eğitimin akademik boyutu kadar manevi, duygusal zorlukları da bulunmaktadır. Yurtdışı eğitimi tercih etmek gencin ailesinden fiziki olarak uzaklaşmasına, alıştığı kültüre, arkadaşlıklara ve rutinlere eğitim süresince ara vermesine neden olacaktır.

Psikolojik Hazırlık için Yurtdışı Üniversite Eğitimi Hayalinizi Belirgin Bir Hedefe Dönüştürün

Yurtdışı üniversite eğitimi almaya karar verdiyseniz, öncelikle kendiniz için en uygun mesleği seçmeniz gerekiyor. Mesleğinizi belirlediğinizde akademik eğitiminizi de bu mesleğe yönelik planlayabilirsiniz. Doğru mesleğin ilgileriniz, karakteriniz, beklentileriniz ve becerilerinizle uyumlu olması gerekiyor. Doğru meslek ve bölüm seçimi akademik hayatınızın ve kariyerinizin daha başarılı geçmesini sağlayacaktır.

Yurtdışı üniversite eğitimi isteyen öğrencilerin en büyük önceliği yurtdışında eğitim alabilmek olabiliyor. Ancak bilinçli ve başarılı bir hedef için stratejik planlama yapabilmek gerekiyor. Spesifik bir hedef belirlemekte zorlanıyor bu nedenle hedefinizi yurtdışında eğitim alma odaklı planlıyor olabilirsiniz. Karar verirken karakteristik özelliklerinizi, ilgi ve beceri alanlarınızı göz önünde bulundurmalısınız.

Ayrıca öğrenme stilinizi, bilgi birikiminizi, çalışma konularınızı ve çalışma hayatından beklentilerinizi de dikkate almalısınız. Mesleklerin geleceğini, geleceğin mesleklerini belirlemeniz de doğru seçim yapmanıza katkıda bulunacaktır. Seçim yaparken okulunuzdaki rehberlik biriminden mesleki yöneliminizle ilgili destek alabilirsiniz. Profesyonel kariyer danışmanlığı almanız da sağlıklı karar vermenizi destekleyecektir.

Mesleki alternatiflerinizi belirledikten sonra yurtdışında hangi üniversitelerde bu mesleklere yönelik eğitim alabileceğini araştırın. Mesleğin yurtiçi ve yurtdışı istihdam olanaklarına bakın. Hedef belirlemek motivasyonunuzu artıracak ve karşınıza çıkacak zorluklarda psikolojik sağlamlığınızı artıracaktır.

Aba psikoloji olarak konusunda uzmanlaşmış profesyonel kadromuzla yurtdışı kariyer danışmanlığınızı yapıyoruz.

Becerilerinize, ihtisas alanınıza uygun alternatifleri belirliyor ve en iyi üniversitelere yerleşmenize destek oluyoruz. İstekleriniz ve becerilerinizle uyumlu bu üniversitelerin kazanılmasında uzman kadromuz akademik anlamda da size destek oluyor.

Aba psikoloji ile yurtdışı kariyer danışmanlığı aldığınızda stratejik yetenek testi uygulamasıyla sizin için uygun meslek ve üniversiteleri belirliyoruz. Stratejik yetenek testi ile yapılan bu değerlendirmeler sonucunda gençler ilgi duydukları, beceri geliştirdikleri alana yönlendiriliyor. Detaylı bilgi için Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Nedir? Yazımızı da okuyabilirsiniz.

Yurtdışında Üniversite eğitimi için Hangi Ülkelere ve Okullara Başvuracağınızı Belirleyin

Mesleğinizi belirledikten sonra sıra ülke ve okul seçimine geliyor. Burada tercih için farklı ülkeler ve okullardan alternatifler çıkarmalısınız. Böylece kabul alma olasılığınız artacaktır. İyi bir psikolojik hazırlık akademik, sosyal, yaşamsal, ekonomik pek çok detayı planlayarak hazırlık yapmayı gerektirir.

Yurtdışı üniversite eğitimi için hazırlık yaparken ülke ve okul seçiminde farklı değişkenleri göz önünde bulundurmalısınız. İlk olarak, okuyacağınız bölümle ilgili öne çıkan okulları ve seçeceğiniz sektörün geliştiği ülkeleri belirlemelisiniz. Bunun yanı sıra ilginizi çeken okulların başvuru- kabul aşamasında dikkat ettiği kriterleri karşılıyor musunuz bakmalısınız. Kriterleri karşılamanızın dışında tercih edeceğiniz bölümün müfredatını öğrenmeniz ve eğitim kadrosunu araştırmanız önemli.

Okula yönelik araştırmaların dışında ülke ve yaşayacağınız şehre yönelik araştırma da yapmalısınız. Farklı coğrafyaların ikliminden, farklı ülke ve şehirlerdeki sektörel duruma kadar pek çok detay eğitiminizi etkileyecektir. Diğer taraftan Türkiye ile gideceğiniz ülke arasındaki mesafe de sizin için önemli olabilir. Her ülkenin ve okulun kendine has ücreti ve masrafı vardır. Bu maliyetleri ve burs koşullarını da değerlendirmeniz gerekiyor.

Yurtdışı Üniversite Eğitimi İyi Bir Bütçe Planı Gerektiriyor

Yurtdışı üniversite eğitimi için ayrılması gereken bütçeler ne yazık ki Türk öğrenciler için oldukça yüksektir. Dövizdeki artış ve para birimimizin mevcut değeri eğitim, ulaşım, konaklama, sağlık gibi giderlerin değerini yükseltmektedir. Bu nedenle yurtdışı eğitim öncesinde her öğrencinin ve ailenin iyi bir planlama yapması gerekmektedir. Bu planlama sürecinde hiç aklınızda olmayan ihtiyaçlar ve masraf kalemleri ile karşılaşabilirsiniz.

Yerleşeceğiniz üniversite ve bölüme göre de fiyat farklılıkları oluşabilir. Özellikle üniversitenin bulunduğu ülke veya şehir fiyat farklılığına neden olabilmektedir. Dolayısıyla yurtdışı eğitim fiyatları pek çok değişkene bağlı olarak belirlenmektedir. Profesyonel bir destek almak veya yurtdışı eğitim tecrübesi olan birinden rehberlik almak gerekir. Bu sayede yurtdışı tecrübenizde hayal kırıklığına uğrama olasılığınızı düşürecek psikolojik olarak da daha rahat hissedeceksiniz.

Ekonomik kaygılar yurtdışında yurtiçinde duyacağınızdan daha yoğun stres yaşamanıza neden olacaktır. Üstelik bütçe açığınızı hızlı kapatamazsanız eğitim hayatınız da riske girebilir. Önlem almak için gitmeden önce yurtdışında harcama yapmanızı gerektirecek tüm detayları çıkarıp olası aksilikleri de hesaba katarak bütçe çıkarmalısınız. Eğitimin maddi yükünü hafifletmek için yurtdışı eğitim, konaklama ve benzeri burs alternatiflerini araştırabilirsiniz.

Yurtdışında Üniversite Eğitim Bursları yazımızı da bilgi almak için okuyabilirsiniz.

Aynı şekilde eğitim alırken yurtdışında para kazanabileceğiniz iş imkanları varsa bunları da gitmeden araştırabilirsiniz. Ülkenizi sık ziyaret etmek istiyorsanız uçak biletlerini erken rezervasyonla indirimli alabilirsiniz. Konaklayacağınız yeri önceden araştırabilir, bütçenize uygun, beklentilerinizi karşılayacak, güvenli alternatifler belirleyebilirsiniz.

Yurtdışı Üniversite Eğitimi Almanın Avantajları

Yurtdışı üniversite eğitimi hem kariyer hem de kişisel gelişim açısından pek çok avantajı beraberinde getiriyor. Türkiye’den de mesleki hayata iyi şekilde hazırlamak isteyen çok sayıda öğrenci yurtdışında eğitim imkanlarından faydalanıyor. Dünyanın en prestijli üniversitelerinde eğitim almak için ciddi bir hazırlık süreci gerekiyor. Ancak yurtdışında eğitim almanın avantajları bu sürece zaman ve enerji harcamaya değer gözüküyor.

Yurtdışı Üniversite Eğitimi Yurtiçinde ve Yurtdışında İş Bulma Olasılığını Artırıyor

Globalleşmenin sonucu artık hepimiz dünya insanı haline geldik. Türkiye’de de artık her şeyi anlık takip edebiliyor, gelişmelere yönelik bilgileri herkesle birlikte öğrenebiliyoruz. Ülkemizde yurtdışı sermaye gün geçtikçe artıyor ve ülkemizdeki çok uluslu şirketlerde azımsanacak gibi değil. Dolayısıyla üniversite mezuniyetinin ardından çok uluslu bir şirkette iş bulabilmek için yurtdışı üniversite eğitimi avantaj sağlıyor.

Bu sayede sadece ülkemizdeki istihdam olanakları değil yurtdışında da iş bulma olasılığı artıyor. Bugün yurtdışı yaşam hayali olan bir bireyin yabancı dil bilgisi olsa dahi mesleğine yönelik yurtdışında iş fırsatı yakalaması kolay değil. Çalıştığı şirketin çok uluslu olması transfer olasılığını yükseltiyor. Ancak bu tabloda en şanslı grup eğitimini yurtdışında sürdürmüş bireyler oluyor.

Öğrenci değişim programı ile bir iki yıl yurtdışı tecrübesi edinmek dahi istihdam olasılığını artırıyor. Elbette bu kendi mesleğinizle alakalı iş bulmanız için sizi avantajlı duruma getiriyor. Yurtdışı yaşam hayali olan ama meslek grubunu önemsemeyen bir birey uzmanlık alanının dışında bir mesleğe geçiş yaparak da yurtdışına yerleşebiliyor.

Yurtdışında yaşamak, mesleğimi orada sürdürmek, kariyerimde başarılı olmak istiyorum diyenler için iyi bir hazırlık gerekiyor.

Yurtdışı Üniversite Eğitimi Anadil Düzeyinde Yeni Diller Öğrenmenizi Destekliyor

Yurtdışı üniversite eğitimi almak istihdam olasılığını artırdığı gibi anadil düzeyinde yabancı dil becerisi kazanmanızı sağlıyor. Anadilinizin kullanılmadığı bir ülkede hayatınızı sürdürebilmek, sosyalleşebilmek ve daha önemlisi üniversite eğitiminizi tamamlamak kolay değil. Dolayısıyla gün boyu o ülkenin diline ya da evrensel dil olan İngilizceye maruz kalacaksınız. Hem maruz kalmanız hem de konuşmanız bu yeni dili anadil seviyesine çıkarmanızı destekleyecek.

İngilizce eğitim alıyor ama İngilizce konuşulmayan bir ülkede yaşıyorsanız iki dil öğrenmeniz dahi mümkün olacaktır. Dünyanın İngilizce konuştuğu bir zamanda yaşadığımızı düşünürsek artık herkesin İngilizce bilmesi bekleniyor. Neredeyse tüm iş ilanları İngilizce yeterliliğini ön koşul koyuyor.

Dolayısıyla kariyerinizde fark yaratmanız için artık İngilizce dışında üçüncü, dördüncü dili de bilmeniz gerekiyor. Seçeceğiniz meslek farklı ülkelerle irtibat halinde olmayı gerektiriyorsa çok dilli olmak büyük avantaj sağlıyor.

Yurtdışı Üniversite Eğitimi Uluslararası Mesleki Deneyim Kazanmanızı Sağlıyor

Yurtdışı üniversite eğitimi almanız aynı zamanda yurtdışı staj ve iş deneyimi elde etmenizin de önünü açıyor. Eğitim sürecinde tecrübe kazanmak için staj yapabilir ve hatta geçiminize katkıda bulunmak için çalışabilirsiniz. Yurtdışında edineceğiniz iş tecrübesi ülke içerisinde referans edinmenizi sağlayacaktır. Referans dışında yurtiçinde ya da dışında iş bulma imkanınızda artacaktır.

Nerede olursa olsun iş verenler için akademik donanımın yanı sıra mesleki tecrübenin niteliği önem kazanmaktadır.

Yurtdışı Üniversite Eğitimi Yeni Kültürlerle Tanışmanızı Sağlayacak ve Uyum Becerinizi Geliştirecektir

Farklı bir ülkede eğitim fırsatı yakalamanız aynı zamanda çok kültürlü olmanızı da sağlayacaktır. Eğitim hayatınız süresince üniversitede farklı ülkelerden ve kültürlerden gelen öğrencilerle bir arada olacaksınız. Onların kültürlerini, iletişim şekillerini, sorunlara yaklaşım yöntemlerini, problemlerle nasıl başa çıktıklarını göreceksiniz.

Hoşgörü, farklılıklara saygılı olma, uyum sağlama becerilerinizi geliştireceksiniz. Yaşadığınız ülkenin kültürüne, yaşam tarzına ve farklılıklarına adapta olmanız ve uyum sağlamanız yönetici becerilerinizi geliştirecek. Farklılıklara uyum sağlamanız grup içerisinde çalışabilmenizi kolaylaştıracak, bir takımın parçası olabilmenizi sağlayacaktır.

Yurtdışı Üniversite Eğitimi için Aba Psikoloji ile Kariyerinizi Planlayarak Psikolojik Hazırlık Yapabilirsiniz

Aba psikoloji olarak yurtdışı üniversite eğitimi için danışanlarımıza bu işin mutfağında olan uzmanlarımızla destek veriyoruz. Kaliteli bir hizmet için özellikle üniversiteyi, akademik süreci ve tüm gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Çalıştığımız alanlar itibariyle özellikle eğitim ve yüksek öğrenim eğitimi konusunda tüm aşamaların sistematiğini kurarak öğrencilerimize gereken her türlü desteği sağlıyoruz.

Eğitim, yüksek öğrenim ve özellikle de öğrencilerin kendi bireysel stratejik yetenek yönetimine bakarak değerlendirme yapıyoruz. Uyguladığımız test, envanter ve klinik değerlendirmelerle danışanlarımız için en doğru tercihleri belirliyoruz. Aba psikoloji olarak tüm bu hizmetleri sağlıyor ve danışanlarımıza tüm ihtiyaç konularıyla ilgili rehberlik ediyoruz.

Yurtdışı üniversite eğitimi için motivasyonu ve potansiyeli olan gençlerimizin hedeflerini gerçekleştirmelerine destek olmak istiyoruz. Yurtdışı eğitiminin doğru planlandığında kariyer gelişimine son derece önemli etkisi olduğunu tecrübelerimizle biliyoruz. Potansiyeli olan pek çok öğrenci yurtdışı eğitime yönelik sahip oldukları eksik, yanlış bilgilerle önyargı geliştirebilmektedir.  Önyargılar ise uluslararası anlamda başarı elde edebilecek nice gencin potansiyelinin gerisinde kalmasına neden olmaktadır.

Dolayısıyla Aba psikoloji olarak stratejik iş ortaklarımızla beraber sahip olduğumuz deneyimli kadroyla kariyer planınızda yanınızdayız.

Read More