Ebeveynler Çocuklarının hayat boyu başarı elde edebilmesi için ilk önce çocuklarına okumayı sevdirmelidir. Çocukların öğrencilik yıllarından başlayarak akademik ve mesleki hayatlarında başarılı olabilmesi için okuma alışkanlığı edinebilmesi gerekir. Bu nedenle anne ve babalara sıklıkla “Çocuklarınıza Okumayı Sevdirin” demekteyiz.

Okuma sevgisi yani kitap okuma alışkanlığı bireylerin erken yaşlardan itibaren kazanması gereken bir beceridir. Çünkü hayat boyu başarı için kazanılması gereken en önemli beceri okuma alışkanlığıdır. Hangi bölümü seçerseniz seçin, hangi mesleğe yönelirseniz yönelin hayatınız boyunca okuma alışkanlığının faydalarını görebilirsiniz.

Okuma alışkanlığı öğrencilik yıllarında derslerde daha başarılı olmaya yardım eder. Böylece öğrenciler okuduğunu daha kolay anlar, dersleriyle ilgili okuyarak daha fazla bilgi edinirler. Sınavlarda okuma alışkanlığı olan öğrenciler okuma alışkanlığı olmayanlara oranla daha hızlı okurlar ve okuduklarını daha çabuk anlarlar.

Meslek hayatında da iyi bir okur olarak mesleki gelişmeleri yakından takip edebilirler. Kelimeleri mesleğinde daha iyi kullanır kendilerini çok daha başarılı ifade edebilirler.

Kitap okuma alışkanlığı iyi bir okur olmayı da sağlar. Sadece ilgiye ve mesleğe yönelik değil gündeme dair konularda da iyi bir okuyucu olmayı sağlar. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip edebilir ve fırsatları ya da riskleri daha kolay değerlendirebilirler. Hayat boyu başarı için okuma alışkanlığı ne kadar erken kazanılırsa etkisi o kadar fazla olacaktır.

Elbette çocuklar okumayı sökmeden kitap okuyamazlar ama kitap okuma alışkanlığını çok küçük yaşlarda kazanabilirler. Her döneme uygun kitaplar bulunmaktadır.

Hayat Boyu Başarı İçin Çocuklara Okuma Sevgisi Nasıl Kazandırılabilir?

Aileler çoğunlukla eğer ilgileri varsa çocuklarının okuma sevgisini kendiliğinden kazanacağını düşünürler. Oysa erken çocukluk döneminde çocukların tüm ilgi ve beceri alanları ailenin bilinçli yönlendirmeleri ile güçlenir. Dolayısıyla okuma sevgisi ve alışkanlık kazanımı için aileye önemli bir rol düşer.

Kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için çocuklara öncelikle kitapları sevdirmek gerekir. Sevilmeyen, zoraki yapılan hiçbir etkinlik çocukta ilgi uyandırmaz. Aileler çocuklarının okuma ilgilerini geliştirebilmek için farklı içeriklerde kitaplar temin etmelidir. Kitapların çocuğun yaşıyla uyumlu olması ilgisini çekebilmesi için oldukça önemlidir. Ailelerin çocuklarına alışkanlık kazandırabilmek için kendilerinin de bu alışkanlığı edinmesi gerekir. Çocuklar en iyi rol model alarak alışkanlık geliştirirler.

Evde okuma saatleri yapmak, uyku öncesi kitap okuyarak günü sonlandırmak çocuk için keyifli olacaktır. Okunacak kitapları seçerken çocuğun karar vermesini desteklemekte kitaplara duyacağı ilgiyi artıracaktır. Kitap üzerine sohbet etmek, resimlerini değerlendirmekte kitap okuma sürelerini eğlenceli bir aktiviteye dönüştürecektir. Kitaplar çocuğun ilgisini çekmediğinde farklı içerikte kitaplar denenmelidir.

Kitap okuma saatleri çocukla ebeveyni arasındaki duygusal bağı da güçlendirecektir. Hayat boyu başarı için ebeveynle güvenli bağ kurma kitap okuma alışkanlığından çok daha önceliklidir. Bu nedenle düzenli olarak çocukla birlikte kitap okumaya zaman ayırılmalıdır.

Okuma Alışkanlığı Kazanmanın Çocuk İçin Faydası Nedir?

Okuma alışkanlığı geliştirmek çocuğun bilişsel, sosyal ve psikolojik gelişimine katkıda bulunur. Kitaplar sayesinde çocuğun yaratıcılığı gelişir. Dikkat süresi uzar, kelime hazinesi genişler. Kitap okumayı seven bir çocuk edindiği gelişmiş dil becerisi ile kendini çok daha iyi ifade eder. Çocuğun hayal gücü kitaplar aracılığı ile gelişir. Farklı dünyalara misafir olur, hiç bilmediği tecrübeleri kitaplar aracılığı ile deneyimler.

Duygularını kitaplar aracılığı ile tanır, kabullenir ve duygusal boşalım yaşar. Bazı kitaplar ise bilgi odaklıdır ve çocuğun bilgi birikimine katkı sağlar. Çocuklar doğayı, tarihi, dünyayı, meslekleri ve benzeri kitaplarla öğrenebilirler.

Çocuk kitaplar aracılığı ile tanıştığı karakterler üzerinden kendini tanır, anlamlandırır. Sadece kendini değil başkalarına yönelik farkındalığını da geliştirir, empati kazanır. Çocuk kitap aracılığı ile sorumluluk almayı, dürüstlüğü, yardımlaşmayı, çalışkanlığı ve daha fazlasını öğrenir. Çocuk doğru ve yanlışları ayırt etmeyi, neden-sonuç ilişkisini kurmayı da yine kitaplar sayesinde öğrenecektir.  Hayat boyu başarı için özellikle empati, sorumluluk becerisi ve neden sonuç bağını kurabilme önemlidir.

Kitaplar sayesinde çocuklar, farklı hayatlara misafir olur. Başka çocukların dünyasını ve yaşam koşullarını görür. Başka kültürleri, dilleri ve inançları tanır. Okuma sevgisi çocuklara kendisiyle aynı duygu, düşünce ve tutumlara sahip çocukları gösterir. Yalnız olmadığını, böyle hissetmesinin normal olduğunu anlamlandırmasına yardımcı olur. Mutlu sonlar çocuğun zorluklarla başa çıkarken çabasının sonucunda kazanımının olacağı inancını aşılar.

Ancak her zaman mutlu sonla biten kitaplar okunmamalıdır. Kıssadan hisse kendine pay çıkarabileceği, ders alabileceği kitaplara da mutlaka okuma sürelerinde zaman ayırılmalıdır. Bu sayede çocuğun problem çözme becerileri gelişir. Kitap okumak çocuğun güvenli bir ortamda gerçek dünyaya hazırlanmasını sağlar.

Okuma sevgisi edinen bir çocuk için kitaplarla geçirilen vakit boş zaman etkinliği değildir. Çocuk okumaya yeterli ve düzenli şekilde zaman ayırmak ister ve bunu başaramadığında kendini eksik hisseder. Hayat boyu başarı için kitap okuma alışkanlığı önemli bir kişisel gelişim alanıdır.

Hayat Boyu Başarı İçin Okul Öncesi Dönemde Okuma Sevgisi Nasıl Kazandırılmalı?

“Ağaç yaşken eğilir” atasözü hayat boyu etkisini sürdürmesini istediğimiz her şey için geçerlidir. Bir çocuğa okuma sevgisi henüz okumayı bilmediği yıllardan başlayarak kazandırılabilir. Okuma sevgisini kazandırmak için çocuğunuzun anne karnında olduğu dönemlerden başlayarak kitap sevgisini filizlendirebilirsiniz. Anneler, babalar gebelik sürecinde bebeğe gün içerisinde sesli okumalar yapabilirler.

Doğumdan sonra gün içerisinde özellikle uyku vakitlerinde çocuğa ninniler söylenip masallar anlatılabilir. Biraz daha büyüyüp kitapları anlayabilir hale geldiğinde çocukla birlikte kitap okunabilir. Çocuk için ilk etapta önemli olan resimler olacaktır. Dikkat çekici görsellerle hikayeyi resimlerden keşfedebileceği kitaplar ilk olarak tercih edilebilir.

Çocukların dikkat süreleri kısadır ve dikkatleri kolayca dağılır. Bu nedenle ilk aşamalarda kısa kitaplar seçilmelidir. Zamanla dikkat süreleri de gelişecek ve kitap okuma alışkanlığı bu gelişimi destekleyecektir. Hayat boyu başarı için kariyere yönelik temeller çok erken yaşlarda atılmalıdır.

Çocuğunuza kitap okurken ses tonunuzu, mimiklerinizi kullanmanız kitaba ilgisini artıracaktır. Kukla gösterileri ve oyuncak figürlerle hikayelerin canlandırılması da çocuğun ilgisini çekecektir. Çocuğun kitaba ilgisini sürdürmek için okuma sırasında sesinizin ritmini ve tonlamasını değiştirebilirsiniz. Sayfalar üzerinde sorular sorarak, kitabın devamında farklı neler olabileceğine yönelik beyin fırtınası yapabilirsiniz.

Çocuğunuz henüz konuşmuyor olabilir ancak konuşmuyor olması sizi anlamadığı anlamına gelmemelidir. Kitap okuyarak çocuğunuzun dil gelişimine de katkıda bulunursunuz. Kitaptaki renkleri, objeleri gösterebilir, isimlerini sesli olarak telaffuz edebilirsiniz. Henüz dile getiremese de neyin ne olduğunu öğrenmesinde ona büyük katkısı olacaktır.

Alışkanlık kazandırabilmek için her gün belirli saatlerde okumaya zaman ayırın. Kitap okurken çocuğunda kitabı tutmasına, sayfalarını değiştirmesine fırsat verin. Mümkünse gün içerisinde fırsat bulamıyorsanız bile uyku öncesinde mutlaka kitap okuyun.

Okul Döneminde Okuma Sevgisi Nasıl Kazandırılmalı?

Okul öncesi dönemde okuma alışkanlığı kazanmış bir çocuk için okul döneminde alışkanlığını sürdürmek kolay olacaktır. Üstelik okumayı öğreniyor olması kitaplara yönelik ilgisini de perçinleyecektir. Kitap sevgisi sayesinde çocuğun okumayı öğrenme süreci daha keyifli olacaktır. Üstelik çocuğun okuma kaygısı yaşama olasılığı da azalacaktır.

Okuma alışkanlığını örseleyen en büyük etkenlerden biri teknolojik aletlerin çocuğun kullanımına bırakılmasıdır. Okul çağına gelmesiyle beraber “artık büyüdü” düşüncesiyle aileler teknolojik cihazların kullanımına izin verebilmektedir. Ancak buradaki renkli dünya, uyaran çeşitliliği çocuğun dikkat süresini olumsuz etkileyecektir. Bilişsel gelişim, dikkat ve dil becerisi olumsuz etkilenecektir. Çünkü teknoloji aracılığı ile maruz kalınan içerikler tek yönlüdür.

Televizyon, tablet, telefon gibi cihazlarda interaktif içerikler çoğunlukla yoktur. Ayrıca çocuk bu kaynaklardan aldığı uyaranlara yanıt veremez. Çocuğun dil gelişimi, hayal dünyası, yaratıcılığı olumsuz etkilenir. Anne baba ile okuma sürelerinde geçirilen birliktelikte zamanla azalır. Teknoloji kullanımı denetlenmediğinde çocukların kitap sevgisi yaralanacak, onarılması güç hasarlar oluşacaktır. Hayat boyu başarı için dikkat dağıtıcı teknolojik uyaranlara çocukluk yıllarında olabildiğince az zaman ayırılmalıdır.

Kitapların ev içinde çocukların ulaşabileceği yerlerde olması oldukça faydalıdır. Mümkünse odalarında ya da evdeki bir kitap köşesinde çocuğun kitaplarına da alan açılmalıdır. Bu kitaplara olan heveslerini ve okuma sevgilerini artıracaktır. Kitap almak için kitapçıya birlikte gitmeli, farklı kitapları incelemesine ve kendi seçimini yapmasına izin vermelisiniz.

Kitap seçerken çocuğun seçim yapmasına fırsat tanımak önemlidir. Ancak doğru içerikler seçebilmesi için kitapları önce sizin değerlendirmeniz sonrasında birkaç seçenek belirleyip kararı çocuğa bırakmanız faydalı olacaktır. Çocuğunuzun farklı kültürleri tanımasını istiyorsanız dilimize çevrilen hikaye kitaplarına da kitaplığınızda yer vermelisiniz.

Kitap Okuma Alışkanlığı Kazandırmakta Zorlanıyorsanız Önerilerimizi Deneyebilirsiniz

Çocuğunuza kitap okuma alışkanlığı kazandırmakta zorluk yaşıyor olabilirsiniz. Daha önce ilgisi varken bu ilgiyi kaybetmiş ya da hiç ilgi göstermemiş olabilir. Bu ne kadar üzücü olsa da altında yatan nedenleri öğrenmek yeniden denemek için size ipucu verebilir. Aksi halde hayat boyu başarı için çocuğunuz önemli bir kaynağı kaybetmiş olacaktır.

Çocuğunun okuma alışkanlığı kazanamamasından üzüntü duyan ebeveynlere öncelikle kendi okuma alışkanlıklarını gözden geçirmelerini önermekteyiz. Eğer az kitap okuyor, kolaylıkla yarım bırakıyor, kitaplara ilgi duymuyorsanız çocuğunuzun sizi model alması olasıdır. Çocuğunuzla birlikte siz de kitap okuma alışkanlığı edinmek için çabalayabilirsiniz.

Birlikte kitap alışverişine çıkabilir ilginizi çekecek kitapları seçerek işe başlayabilirsiniz. Düzenli olarak okuma saatleri belirleyebilir, bu saatler içerisinde tüm aile bireyleri birlikte kitap okuyabilirsiniz. Okuduğunuz kitapları birbirinize anlatabilir, üzerine sohbet edebilirsiniz.

Okuma alışkanlığı kazandırırken zorlama, kıyaslama gibi çocuğunuzu olumsuz etkileyecek yaklaşımlarda bulunmamalısınız. Küçükte olsa çabalarını desteklemeniz kitaplara ilgi duymasını destekleyecektir.

Telefon gibi dikkati kolayca dağıtan uyaranlarla fazla vakit geçiriyorsa özellikle uyku saatlerine yakın kullanımı kısıtlayabilirsiniz. Hayat boyu başarı için dikkat dağıtıcı unsurlara karşı koyabilmek önemli bir kazanımdır. Okumayı sevebilmesi için ilgi alanları ile uyumlu kitaplar tercih etmesine fırsat tanımasınız. Örneğin karikatürleri, bilmece kitaplarını seven bir çocuk yaşıyla örtüşen içerikleri tercih edebilir. Bilimi seven bir çocuk bilim temalı kitaplar alabilir.

Okumayı öğrense de okuma seanslarınıza devam etmeniz önemlidir. Bir sayfayı onun başka bir sayfayı sizin okumanız gibi. Zamanla okuma alışkanlığı gelişecek ve okuma hızı artıkça bireysel okumalar yapmaya yönelik talebi de artacaktır.

Hayat Boyu Başarı İçin Okuma Alışkanlığını Engelleyen Riskleri Erkenden Belirleyin

Çocuğunuz tüm çabalarınıza rağmen okumaya ilgi duymuyor olabilir. Bunun altında yatan birden çok neden olabilir. Dikkat eksikliği ve hiperaktiviye, özgül öğrenme güçlüğü bu nedenlerden bir kısmıdır. Okumaya yönelik performans kaygısı ya da korkuları da çocuğun okuma alışkanlığını etkileyebilir. Bu nedenle çocuğunuzun okuma alışkanlığını engelleyen fiziksel, bilişsel, psikolojik nedenlerin tespit edilmesi oldukça önemlidir.

Aba psikoloji olarak yaptığımız test, uygulama ve değerlendirmeler ile çocuğunuzun ilgi ve ihtiyaçlarını belirleyebilmekteyiz.  Hayat boyu başarı için önlem almayı ihmal etmemelisiniz. Erken teşhis ve müdahale için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More

Her bireyin bir potansiyeli vardır ve bu potansiyel doğru kullanıldığında başarıyı getirmektedir. Ancak herkes mevcut potansiyelinin farkında değildir. Başarılı olduğumuz alanlar çoğunlukla yatkınlığımızı fark edip üzerine gittiğimiz alanlardır. Kimi zaman ise potansiyelimizi başkaları fark eder ve yönlendirir. Kariyerinde fark yaratmak isteyenler için mevcut potansiyellerini ortaya çıkarmak ve geliştirmek başarı için gereklidir. Swot analizi de tam olarak bu ihtiyaca hizmet eder.

Peki farkında olmadığımız ama başarı potansiyelimiz olan diğer alanları tespit etmemiz mümkün mü? Ya da başarılarımızı engelleyen zayıf yönlerimizin farkına varmak? Potansiyelinizin farkına varmak için önce güçlü ve zayıf yönlerinizi keşfetmeniz gerekir. Ardından karşınıza çıkabilecek fırsatların farkına varmanız ve olası tehditleri görmeniz oldukça önemlidir.

Swot analizi yapmak güçlü ve zayıf yönleriniz ile olası fırsat ve tehditleri belirlemenizde size destek olur. Üstelik henüz farkına varmadığınız gelişim ve potansiyel başarı alanlarınıza yönelikte farkındalık kazandırır. Aynı şekilde zayıf yönlerinizin de farkına varmanızı ve başarınızı engellemeyecek şekilde yeniden düzenlemenizi sağlar.

Swot analizi nedir?

SWOT kelimesi, 4 İngilizce kelimenin baş harflerinden oluşmaktadır. Bunlar; Strengths (güçlü yönler), Weaknesses (zayıf yönler), Oppurtunities (fırsatlar), Threats (tehditler) kelimeleridir. Swot analizi bireyin başarısını etkileyen iç ve dış faktörleri ele almaktadır. Bu doğrultuda bireyin güçlü ve zayıf yönleri iç faktörler; fırsatlar ve tehditler ise dış faktörlerdir. Kariyerinde fark yaratmak isteyenler iç ve dış faktörleri belirleyip buna göre strateji belirlemelidir.

SWOT Analizini kullanarak öğrenciyseniz mesleki yöneliminizi ve diğerlerinden farklı olarak neler yapabileceğinizi keşfedebilirsiniz. Çalışan bir bireyseniz sizi kariyerinizde meslektaşlarınızdan ayıracak şekilde kendinizi geliştirebilirsiniz. Özetle kendinize yönelik farkındalığınızı artırmak; kişisel hedeflerinize ulaşmanız için ihtiyaç duyduğunuz yetenekleri anlamanıza yardımcı olacaktır.

S: Strenghts (Güçlü Yanlar)
W: Weaknesses (Zayıf Yanlar)
O: Opportunities (Fırsatlar)
T: Threats (Tehditler)

SWOT analizi sayesinde güçlü ve zayıf yanlarımızı tanır, olası fırsatları ve tehditleri değerlendirebilirsiniz. Bu sayede kariyeriniz için atılması gereken en doğru adımları atabilirsiniz. Ayrıca bu method ile güçlü yönleri ortaya çıkartırken zayıf yönlerinizi de giderebilirsiniz. Aynı zamanda kariyer fırsatlarını tespit ederek ilerlemenizi desteklersiniz. Tehditleri belirleyebilmek ise olası başarısızlıklara karşı ön hazırlık yapmayı riskleri daha küçük zararlarla atlatmayı sağlar.

SWOT analizi yaparken güçlü ve zayıf yanlarınızı belirlemelisiniz. Ancak değerlendirme yaparken her bölümü kendi içerisinde fırsatlarla tehditleri de göz önünde bulundurarak değerlendirmelisiniz. Başarılı bir sonuç alabilmek için özellikle güçlü ve zayıf yönleri çıkarırken objektif değerlendirme yapmalısınız.

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler İçin Swot Analizi Nasıl Yapılır?

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler swot analizi yaparken öncelikle kendilerini objektif değerlendirebilmelidir.  Değerlendirme yaparken mutlaka yazarak çalışılmalıdır. Değerlendirmelerinizi yazıya dökmeniz analizi geniş açıdan görebilmenizi ve çok yönlü değerlendirebilmenizi kolaylaştıracaktır. Kağıt-kalem alarak ya da dijital ortamda değerlendirmelerinizi not edebilirsiniz. Değerlendirme yapmak ilk etapta kolay olmayabilir. Bu nedenle size yardımcı olabilecek örnek soruları aşağıda bulabilirsiniz. Böylece analizi yapmanız çok daha kolay olacaktır.

(S) Strenghts : Güçlü Yönlerinizi Belirlemek İçin Sorulabilecek Sorular

Öncelikle soruları cevaplarken objektif, gerçekçi olmaya odaklanın. Başkalarının size yönelik değerlendirmesini alın ya da onların sizi nasıl görüyor olabileceğini düşünerek değerlendirme yapın. Sorulara yanıt vermek sizin için zor olabilir. Böyle bir durumda sorularını bir kenara bırakıp sizin için olumlu olan 7 özelliğinizi yazın. Kariyerinde fark yaratmak isteyenler güçlü yönlerini belirlerken mütevazı olmaya çalışmamalı ama gerçekçilikten de uzaklaşmamalıdır.

  • Mesleğinizde, okuduğunuz alanda ya da öğrenciyseniz aynı bölüm ve okulda sizle eşdeğer kişileri düşünün. Sizi bu kişilerden farklı kılan yetenek ve yetkinlikleriniz neler? Becerileriniz, eğitimleriniz, tecrübeleriniz, sertifikalarınız, networkünüz açısından değerlendirebilirsiniz.
  • Herkesten çok daha iyi yaptığınızı düşündüğünüz ya da başkalarından geribildirim aldığınız şeyler var mı? Varsa neler?
  • Öğretmenleriniz, yöneticiniz gibi sizi objektif değerlendirebilecek kişilere güçlü yönleriniz sorulduğunda verecekleri olası cevaplar neler?
  • Beraber vakit geçirdiğim insanlar, en çok hangi konular hakkında bana danışırlar?
  • Kendinizle ilgili gurur duyduğunuz yönleriniz, özellikleriniz var mı? varsa neler?

(W) Weaknesses: Zayıf Yönlerinizi Belirlemek İçin Sorulabilecek Sorular

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler için başarılı bireylerin ve işletmelerin sıklıkla kullandığı swot analizi oldukça faydalıdır. Ancak bu faydanın alınabilmesi bireylerin zayıf alanlara yönelik soruları cevaplarken olabildiğince yansız olmasına bağlıdır. Özellikle zayıf yönlere yönelik değerlendirme yaparken objektif olabilmek zorlaşmaktadır. Aşağıdaki sorulara yanıt vermek sizin için zor olabilir. Böyle bir durumda soruları bırakıp sizin için olumsuz olan 7 özelliğinizi kelime kelime yazın.

  • Kendinize güvenmediğiniz ve yapmaktan, performans sergilemekten kaçındığınız sorumluluklarınız var mı?
  • Öğretmenleriniz, yöneticiniz gibi sizi objektif değerlendirebilecek kişilere zayıf yönleriniz sorulduğunda verecekleri olası cevaplar neler?
  • Becerilerinizi, eğitimlerinizi, tecrübelerinizi, sertifikalarınızı, networkünüzü değerlendirdiğinizde sizi diğerlerinden geride bırakan neler var?
  • Olumsuz çalışma alışkanlıklarınız neler? Dikkatini kolay kaybetme, odaklanamama, stresle başa çıkamama, geç kalma, zamanı yönetememe, işleri vaktinde yetiştirememe gibi.
  • Kariyerinde fark yaratmak isterken seni engelleyen kişilik özelliklerin neler? Utangaçlık, özgüven eksikliği, topluluk önüne çıkmaktan kaçınma, diksiyon, beden dili ve benzeri.

(O) Opportunities: Fırsatları Belirlemek İçin Sorulabilecek Sorular

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler özellikle dış faktörleri cevaplarken kariyer alanlarıyla ilgili ön hazırlık yapmalıdır. Bu soruları gelişiminize katkı sağlayacak şekilde cevaplamak için ciddi bir araştırmaya ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Başarılı bir swot analizi için ön hazırlığın yapılması oldukça önemlidir. Bu nedenle sektörünüzle ilgili konferanslara katılabilir, değişiklik ve gelişmelerle ilgili eğitimler alabilirsiniz.

Başarılı bulduğunuz kişilerin çalışmalarını takip ederek kendinizi daha farklı nasıl geliştirebileceğinizi de değerlendirebilirsiniz. Bir kişiyi kendinize rol model alabilirsiniz. Alanınızla ilgili yasal düzenlemeleri de takip etmelisiniz. Tüm bunlara üniversite eğitiminiz içerisinde başlamış olmanız kariyer gelişiminiz için büyük fark yaratacaktır. Aşağıdaki sorulara cevap bulmaya çalışmanız da fırsatları değerlendirmenizde yardımcı olacaktır.

  • Seçtiğiniz ya da seçeceğiniz mesleğin gelişimi ve geleceği nasıl? Bu alan kendini gösterebileceğin zemine sahip mi? Kendini çoktan tamamlamış bir alanda fark yaratmakta çok daha zordur.
  • Fırsatları fark etmen, değerlendirmen ve uygulayabilmen için sana danışmanlık verecek kişi veya kurumlar var mı? Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı fırsatlar noktasında size büyük destek verebilir.
  • Şimdiye kadar aldığın eğitimleri ve tecrübelerini düşündüğünde kendini diğerlerinden ayıracak şekilde bunlardan nasıl yararlanabilirsin?
  • Rakiplerinin yeterince iyi yapamadığını fark ettiğin bir açıkları var mı? Varsa senin bu alanda kendini gösterme ihtimalin nedir?

(T) Threats: Tehditleri Belirlemek İçin Sorulabilecek Sorular

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler için tehditleri belirlemek kendini korumak ve karşı hamle yapabilmek için gereklidir. Swot analizi yaparken tehditleri belirleyebilmek tıpkı fırsatlar gibi iyi bir ön hazırlık gerektirir.

  • Kariyerinde ve mesleğinde seni bekleyen olası engeller neler?
  • Küreselleşme, teknoloji ve bilimin gelişimi mesleğinin geleceğini tehdit ediyor mu? Mesleğin gelişim ve değişime ayak uydurabilir mi?
  • Zayıf yönlerinizden herhangi biri uzun ya da kısa vadede senin için tehdide yol açabilir mi?
  • Kariyeriniz ya da meslek grubunuz için pasta metaforu kullanalım. Bu pastadan pay alacak kişi sayısı çok mu? Rekabete girişebilecek yeterliliğiniz var mı?
  • Olası rakiplerinin özellikleri neler; eğitimlerini, tecrübelerini, projelerini ve benzeri değerlendirdiğinde onlarla rekabet edebilir misin?
  • Kişilik özelliklerin, sağlığın ya da fiziksel özelliklerin kariyerini kısa ya da uzun vadede negatif etkileyebilir mi?

Tüm bu soru örneklerinden yola çıkarak siz de zaman içerisinde kendi sorularınızı üretebilirsiniz. Bu sayede kariyerinde fark yaratmak isteyenler kendilerine daha tepeden objektif bir gözle bakabilirler.

Kariyerinde Fark Yaratmak İsteyenler İçin Swot Analizi Nasıl Bir Fayda Sağlıyor?

Swot analizi oldukça kolay, işlevsel ve iş dünyasında sıklıkla kullanılan bir methoddur. Bu methodu biliyor olmanız karşınıza çıkan fırsatları daha hızlı değerlendirmenizi ve olası tehditleri elimine etmenizi sağlayacak. Bu method sayesinde kendi potansiyelinizi fark etmenin dışında rakiplerinizi de yakından takip edebileceksiniz. Diğerlerini değerlendirirken artık nelere dikkat etmeniz gerektiğini çok daha iyi biliyor olacaksınız.

Kariyerinde fark yaratmak isteyenler için swot analizi tekniği yeterli değil ise mutlaka kariyer danışmanlığı alınmalıdır. Öğrencilik yıllarınızdan başlayarak kariyerinizin ihtiyaç duyduğunuz herhangi bir noktasında kariyer danışmanlığı alabilirsiniz. Destek için Aba psikoloji ile iletişime geçebilirsiniz. Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer planlama hizmetimizden faydalanarak kariyerinizde çok daha başarılı olabilir, fark yaratabilirsiniz.

Read More

Günümüzde iyi bir kariyer gelişimi elde etmek neredeyse her çocuğun hayali. Ailelerse bu hayalin gerçekleşmesi için ellerinden gelen her imkanı seferber eden maddi-manevi destekçiler. Ancak hayalleri hedefe hedefleri de gerçeğe çevirmek o kadar kolay değil. İyi bir planlama, öz denetim ve keyfi öteleyebilme becerisi gerektiriyor. Çocuklar eğitim hayatlarından başlayarak, akademik ve mesleki hayatları içerisinde ancak bu koşulları sağladığında başarısızlığa meydan okuyabiliyor.

İyi bir planlama becerisi; bireyin karakteriyle, ilgi ve yetenekleriyle uyumlu, potansiyeliyle örtüşen, erişilebilir hedefler planlayabilmektir. Öz denetim; hedefe ulaşmak için yapılan planlara sadık kalabilmek ve gerekli performansı sergileyebilmektir. Yani öz denetim, zamanı verimli yönetmek, duygu, davranış ve düşünsel olarak otokontrol geliştirebilmektir. Keyfi öteleyebilme ise bireyin hedeflerine ulaşmasında blokaj görevi görecek tüm dikkat dağıtıcılara karşı koyabilme becerisidir. Kısaca amaca hizmet etmeyen her şeye “hayır” diyebilme yetisidir.

Yazımızın devamında iyi bir kariyer gelişimi için keyfi öteleyebilen, özdenetim sahibi bireylerin nasıl başarısızlığa meydan okuduğunu anlatacağız. Anlatımımızda keyfi öteleme testi olarak bilinen marshmallow testinden de bahsedeceğiz.

Stanford Üniversitesi Marshmallow Testi ile Özdenetim Üzerine Bir Çalışma Yapıyor

Psikoloji tarihinin çok bilinen testlerinden biri olan Marsmallow diğer adıyla Zevki Erteleme Testi çocukların özdenetim becerilerini ölçüyor. Teste tabi tutulan çocukların ergenlik ve yetişkinlik yıllarında da benzer beceriler göstereceği öne sürülüyor. Bu teste göre bireylerin özdenetim becerisi küçük yaşlardan itibaren gelişiyor. Bu da bize iyi bir kariyer gelişimi isteyen bireylerin özdenetim gelişimi için erken yaşlardan itibaren farkındalık geliştirilmesi gerektiğini düşündürüyor. Test, Walter Mischel tarafından 1970 yılında Stanford Üniversitesi içindeki bir anaokulunda gerçekleşiyor. Test katılımcıları bu okuldaki 4-6 yaş arasındaki çocuklar oluyor. Mischel, çocukların birbirlerinden farklı özdenetime ve duygu kontrolüne nasıl sahip olabildiğini merak ediyor. Bilgi toplayabilmek ve gözlem yapabilmek için testi geliştiriyor ve uyguluyor.

Deneyde Mischel ve ekibi her çocuğu ayrı ayrı özel odalara alıyorlar. Çocuklar bu özel odalarda bir sandalyeye oturuyor. Her çocuğun önündeki masaya birer marsmallow (yumuşak şekerleme) bırakılıyor. Odadan çıkmadan önce çocuklara “bunu istersen şimdi yiyebilirsin. İstersen de benim geri gelmemi bekler ve bir tane daha kazanırsın.” Deniyor. Çocuklar bir süre odada yalnız bırakılıyor. Test sonucunda zevki öteleyebilen çocuklar bir tane daha kazanmak için bekliyor ve marshmallow yemiyor. Zevki öteleyemeyen çocuklar ise deneyi yapan kişinin gelmesini beklemeden şekeri yiyor.

Çocuklukta Yapılan Test Sonuçları ile Üniversite Sınav Sonuçları Karşılaştırılıyor

Teste katılan çocukların takibi testten sonra da devam ediyor. Ailelerle düzenli görüşmeler yapılarak çocuklarla ilgili bilgi toplanıyor. Çocuklar 18 yaşına gelip SAT (Amerika da üniversiteye kabul için gerekli olan sınav) sınavına giriyor. Çocukların sınav sonuçları ile test sonuçları karşılaştırılıyor. Çocukluğunda zevki erteleyebilen çocuklar iyi bir kariyer gelişimi için çok daha iyi ön hazırlık yapıyor. Bu çocuklar sınavdan zevki erteleyemeyenlere göre daha başarılı çıkıyor. Yıllar içerisinde test daha fazla katılımcı ile tekrar tekrar deneniyor. Sonuçta başarı üzerinde özdenetim dışında da etki eden faktörlerin olduğu bulunuyor.

Yapılan tüm çalışmaların değerlendirilmesi sonucunda zevki öteleyebilen çocukların bazı ortak özelliklerinin olduğu bulunuyor. Zevki öteleyebilen çocuklar diğerlerine göre daha uzun dikkat süresine sahipler. Öz yeterlilik daha yüksek ve daha özgüvenliler. Kendi kararlarını alabilen ve sorumluluk bilinci daha yüksek bireyler. Zevki öteleyemeyen çocuklara kıyasla riskli davranışlara ve zararlı alışkanlıklara daha az meyilliler. Ayrıca bu bireylerin stresle başa çıkma ve problem çözme becerileri daha iyi gelişmiş. Okul ve akademik hayat içerisinde de daha başarılı bireyler.

Marshmallow Testinde Çocuklar Neden Farklı Seçimler Yapıyor?

Çocukların test içerisinde farklı tercihlerde bulunmasına etki eden birden fazla faktör bulunmaktadır. Bu farklılıklar iyi bir kariyer gelişimi için yeterince emek vermeyen çocuklar için de benzerdir. En başta ebeveyn tutumları zevki erteleyemeyen çocukların tercihlerinde etki etmektedir. Tutarsız ebeveyn tutumu sergileyen ailelerde çocuklar fazladan bir tane daha şekerleme geleceğine inanmamaktadır. Çünkü ailelerinde verilen sözlerin tutulmadığını öğrenmişlerdir. Bu ailelerde çocukların fiziksel, duygusal, bilişsel ihtiyaçları düzenli olarak zamanında ve yeterli şekilde karşılanmamaktadır. Bu da ailelerinin güvenilmez olduğunu, ihtiyaçlara zamanında cevap vermediklerini, verilen sözlere itaat etmediklerini öğrenmelerini sağlamıştır.

Çocukların aileyi yönettiği müsamahakar ebeveyn tutumunda ise çocuk istediğini istediği zaman elde edebiliyor. Bu yüzden testte verilen fazladan bir şekerlemenin önemi yoktur. Bu çocukları sözel ya da sıradan ödüllerle tatmin etmek çokta mümkün değil. Çoğunlukla geç yaşlarda çocuk sahibi olan, zorlu süreçler sonrasında ebeveyn olabilen ailelerde bu tutum görülüyor. Çocuk adeta ilahlaştırılıyor ve “yeter ki mutlu olsun, ondan başka neyimiz var.” Düşüncesi abartılı şekilde çocuğa aktarılıyor. Bu aile içerisinde çocuk kozlarını çok iyi öğreniyor ve neyi nasıl elde edebileceğini biliyor. Dolayısıyla bu tutumla yetişen bir çocuk işin marshmallow değeri olmayan bir ödül halini alıyor.

Bunun sonucunda her istediği yapılan, neden-sonuç ilişkisi anlatılmayan, problemlerle karşılaşmasına müsaade edilmeyen çocuklar yetişiyor. Çocuklar aile içerisinde gerçek hayatı prova edemiyor. Sağlıklı rol modeller görmüyor ve kendini hayata hazırlayamıyor. Başarmak için herhangi bir gayesi yok. Çünkü o elde edemese bile ailesinin onun için elde edeceğine inanıyor. Bu çocuklar çoğunlukla iyi bir kariyer gelişimi için ailelerinin kendilerine sunacağı imkanlara güveniyor. Bir kısmı ise başarıya neden ihtiyacı olacağına anlam yükleyemiyorlar.

Çocukların doğuştan gelen mizaç özellikleri, içine doğdukları çevre ve koşullar da özdenetim üzerinde etkili. Ayrıca ailelerin erken yaşlardan itibaren çocuklara sorumluluk vermesi, seçenekler içerisinden kendi seçimini yapmasına fırsat tanınması da özdenetime etki ediyor.

Çok Yönlü Yetişen Çocuklar Baskı Altında Zihni Meşgul Ederek Başarısızlığa Meydan Okuyor

Bir diğer önemli etken ise zevki öteleyebilen çocukların beklemeleri gereken süre içerisinde kendilerini oyalayabilecek farklı şeyler bulmuş olmaları. Zevki öteleyemeyen çocuklar ise etraflarında farklı uyaranlar olmasına rağmen sadece marshmallowa yoğunlaşıyor. Bu da bize çocukların farklı ilgi ve beceri alanlarına yatırım yapılmasının dikkat dağıtıcılarla başa çıkmalarına destek olduğunu gösteriyor. İyi bir kariyer gelişimi için çocuğun çok yönlü geliştirilmesi gerekiyor. Çocuğun çok yönlü olması stres, kaygı ya da zorlanım durumlarında otokontrol kullanmasını kolaylaştırıyor. Bu çocuklar davranış, duygu ve düşüncelerini kontrol edebilmek için baskı altındayken zihinlerini meşgul ediyorlar.

Örneğin; sınav anında bir soruda takılan ve zorlandığı için “başarısız olacağım” düşüncesine kapılan bir çocuğu ele alalım. Bu çocuk başarısızlık düşüncesini fark ettiği anda o düşünceyi sürdürerek performansını etkilemesine izin vermiyor. Zihnini daha kolay yapabileceği farklı bir soruya yönelerek meşgul ediyor. “Yapabilirim, yeterince çalıştım, sadece zorlandığım bir soru. Zamanımı verimli kullanırsam bu soruyla ilgilenmek için tekrar geri dönebilirim.”

Peki İyi Bir Kariyer Gelişimi İçin Özdenetim Becerisi Başarıya Nasıl Etki Ediyor?

Marshmallow testi ile daha fazla keyif verecek şeyleri elde edebilmek için anlık keyiflerin ötelenebileceğini gördük. İyi bir kariyer gelişimi hedefleyen bireylerde de hedef daha başarılı olabilmek için anlık keyfi öteleyebilir hale gelmek olmalıdır. Özdenetim sahibi bireyler programlarına sadık kalmaya çalışırlar. Telefon, tablet, televizyon ya da sosyal medya anlık keyif verebilir. İşimizin arasında kolayca dikkatimizi dağıtabilir. Masum sandığımız bu küçük kaçamaklar ise gözden kaçan bir şekilde büyük zamanımızı alıp götürür. Zihin, verimsiz şekilde yorulur. Özellikle sosyal medya, internet ve televizyon kullanımının sıklığı maruz kalınan uyaran fazlalığı nedeniyle dikkat süremizi kısaltır.

Yazılı, renksiz, resimsiz metinleri okumak sıkıcı hale gelir. Üstelik kendimizi vermeye çalışsak da defalarca okumamıza rağmen okuduklarımızı hatırlamakta zorluk yaşarız. Sıkılmak çabuk pes etmeyi beraberinde getirir. Pes etmek ise zamanla olumlu alışkanlıklarımızın sönmesine ve keyif veren davranışlarımızın sıklığının artmasına neden olur. Özdenetimi olan bireyler ise keyfi ihtiyaçlar ile sorumluluklar arasındaki dengeyi kolayca kurabilir.

İyi bir kariyer gelişimi hedefleyen bireylerin keyfi ihtiyaçlarını nasıl ötelediğine birkaç örnek verelim. “Şu an yetiştirmen gereken bir rapor var, önce bunu tamamlamalı sonrasında sosyal medyaya göz atmalıyım.”, “Bu yıl önemli bir sınava hazırlanıyorum. Bilgisayar oyunu oynamak çok keyifli ama zamanımı verimsiz geçiriyorum.”, “Arkadaşlarımla konuşmaktan çok keyif alıyorum. Ancak şu an ödevimi yapmak önceliğim olmalı. Ödevimi bitirdikten sonra onlarla daha rahat bir şekilde konuşabilirim.”, “Kitap okumak yerine, karikatür dergilerine bakmak daha keyifli. Ancak sınavda uzun paragraf soruları olacak. Okuma hızımı artırmak ve okuduğumu anlamak için daha çok kitap okumalıyım. Sınav sonrası karikatürler için çok vaktim olacak.” Örnekleri dilediğiniz gibi uzatabilirsiniz.

Peki İyi Bir Kariyer Gelişimi İçin Nasıl Özdenetim Geliştirebilirim?

Hepimizin zaman ayırmaktan keyif aldığı etkinlikleri, ilgi alanları vardır. Kimisi için bu resim, spor, el işi yapmak, bir başkası için sevdikleriyle sosyalleşmek vb. olabilir. Yine aynı şekilde hepimizin hayalleri ve gerçekleşmesi için çabaladığı hedefleri vardır. Hedeflerini gerçekleştiren insanların arkasında büyük bir destek olduğunu, çok iyi imkanlara sahip olduğunu düşünürüz çoğunlukla. Oysa gerçek başarı hikayelerini okuduğumuzda başarılı bireylerin şansı aramadığını kendi şansını yarattığını görürüz. Başarılı insanların iyi bir kariyer gelişimi için diğerlerinden farklı olarak anlık keyifleri öteleyebildiğini görürüz. Bu demek değil ki başarılı olmak için hayatımıza keyif katan tüm ilgilerimizden vazgeçeceğiz. Hayır elbette ki vazgeçmeyeceğiz.

İlgi alanlarımız, sosyal hayatımız ve bizi mutlu eden diğer her şey hayatımıza renk katan kazanımlarımız. Ancak hayatımızda denge kurabilmemiz başarı elde edebilmek için oldukça önemli. Bugün yapacağınız doğru kariyer planı ve bu plana göstereceğiniz sadakat geleceğinize bambaşka bir yol verecek. Çalışma saatlerinizi verimli planlamanız, çalışma ve mola sürelerine sadık kalmanız ve çalışma anlarınızda dikkat dağıtıcılardan uzak durmanız başarısızlıkla mücadeleyi kolaylaştıracak. Üstelik istediğiniz an elde edebildiğiniz, zaman ayırabildiğiniz keyif ögelerinin sizdeki değeri zamanla azalıyor ve alışkanlığa dönüşüyor. Oysa sorumluluklarınızla, keyfi uğraşlarınız arasında denge kurduğunuzda onlarla geçirdiğiniz zaman çok daha değerli hale geliyor.

İyi Bir Kariyer Gelişimi İçin Stratejik Yetenek Yönetimi İle Kariyerinizi Planlayabilirsiniz

İyi bir kariyer gelişimi için keyfi ötelemekte ve özdenetim kurmakta zorlanıyor olabilirsiniz. Zamanınızı yönetemediğinizi ve sorumluluklarınızı aksattığınızı fark ediyor ya da bu konuda geribildirim alıyor olabilirsiniz. Değişim için asla geç değil. Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı alabilir, kariyeriniz için hayatınızın her döneminde planlama yapabilirsiniz. Aba Psikoloji olarak kariyer gelişimini önemsiyoruz. Uygulamalarımızla sizin için en iyi kariyer planını oluşturuyor ve başarılı bir kariyer için danışmanlık veriyoruz. Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Geliştirilmesi Gereken Beceriler ve Sınava Hazırlanırken Dikkati Toparlamak İçin Yardımcı Teknikler yazılarımız da sizin için yararlı olabilir.

Read More

Çocuklarda görülen akademik başarısızlığın nedeni çoğunlukla yetersiz çalışma, okula ve derslere karşı ilgisizlik olarak değerlendirilmektedir. Akran zorbalığı, kaygı, özgüven eksikliği, dikkat dağınıklığı gibi nedenlerle de akademik başarı olumsuz etkilenebilmektedir. Ancak sıklıkla gözden kaçırılsa da düşük akademik başarının nedeni öğrenme güçlüğü olabilmektedir.

Kişinin öğrenme güçlüğüne sahip olup olmadığı bazı durumlarda fark edilmeyebilir ve kişi bununla hayatını sürdürebilir. Yazımızın devamında öğrenme güçlüğünün belirtilerini, akademik başarıyı nasıl etkilediğini ve ailelerin neler yapabileceğini sizlerle paylaşacağız.

Öğrenme Güçlüğü Nedir?

Öğrenme güçlüğü; dinleme, konuşma, okuma, yazma, mantık yürütme, problem çözme ya da matematik alanındaki yeteneklerin kullanımında zorluk yaşanmasıdır. Aynı zamanda, kişinin bilgiyi depolaması, işlemesi ve üretmesi konusunda da zorlanmasına neden olmaktadır. Birden çok alanda zorluk yaşayabilen bu çocuklar için kendini idare etme ve sosyal beceri sergileme zorlaşmaktadır.

Okul Öncesi Dönem Öğrenme Güçlüğü Belirtileri

Öğrenme güçlüğünün okul öncesi dönemde fark edilmesi kolay değildir. İlgili bir öğretmen ya da farklılıklara yönelik bilgisi olan bir ebeveyn daha erken fark edebilir. Okul öncesi tanı için bilgi verecek bazı belirtileri bulunmaktadır. Öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin büyük çoğunluğunda konuşmaya başlangıç yaşında gecikme olmaktadır.

Kelimeleri doğru telaffuz etmede ve yeni kelimeleri öğrenmekte zorluk yaşanmaktadır. İnce motor becerilerin gelişmesinde yavaşlık görülür. Kalem tutma, boyama becerileri, ayakkabı bağlama, düğme ilikleme ve benzeri akranlarından geç olur, sakarlığa eğilimlidirler. Topu yakalama, denge gerektiren aktiviteler yapma onları oldukça zorlayabilir.

İlk Okul Yıllarında Öğrenme Güçlüğü Belirtileri

Okul öncesi dönemde çocuğun öğrenme güçlüğü olasılığı gözden kaçırıldıysa ilk öğretim döneminde daha rahat fark edilebilir. Çünkü bu dönem çocuğun bilişsel, fiziksel ve duygusal olarak daha fazla performans sergilemesi gereken dönemdir. Çocuklar en önce okuma yazmayı öğrenmede güçlük çekerler.

Okurken yanlış telaffuzlar yapabilir, birbirine benzeyen harfleri karıştırabilirler. Sağını, solunu sık sık karıştırıp, yönleri öğrenmekte güçlük çekebilirler. Sayıları öğrenmekte de çoğunlukla zorluk yaşarlar. Yine birbirine benzeyen rakamları karıştırabilir bu nedenle sıklıkla işlem hatası yapabilirler.

Sıklıkla karıştırdıkları harfler, rakamlar, kelimeler, işaretler vardır. Örneğin; b ile d, 6 ile 9, X ile +, ve yerine ev gibi. Hata yaptıkça okumaya ve yazmaya yönelik ilgilerini kaybederler. Sınıf içerisinde yüksek sesle okumayı istemezler. Yazı yazmaktan kaçınırlar. Saati öğrenmekte zorluk yaşarlar.

Tam saatleri öğrenseler bile, geçe – kala ifadelerini doğru kullanmaları güçtür. Yine benzer rakamların karıştırılması da saati yanlış söylemelerine neden olur. Unutkanlık çok sık görülür. Görevlerini, sorumluluklarını sıklıkla ihmal ederler, çünkü unuturlar. Ödevlerini yapmayı unuturlar. Okuldan yollanan yazıları ya da anne babaya iletilmesi gereken bilgileri unuturlar. Eşyalarını okulda ya da evde unutabilirler.

Arkadaşlık kurmak onlar için kolay değildir. Girişken değildirler. Çekinik davranışlar gösterir, utangaçlık yapabilirler. Sözsüz iletişim mesajlarını anlamakta zorluk çekerler. Beden dilini kullanmakta zorlanırlar. Mecazları, espirileri anlamakta güçlük yaşarlar. Öğrenme güçlüğü çeken her çocuk farklıdır ve birbiriyle aynı özellikleri taşımaz. Bu nedenle, özelliklerin belirlenmesi ve tanı alması için ayrıntılı bir değerlendirmeye ihtiyaç duyulur.

Öğrenme Güçlüğü Neden Olur ve Tanı Nasıl Koyulur?

Öğrenme güçlüğü nedeni kesin olarak bilinmemektir. Ancak yapılan araştırmalar beyin yapısındaki işlevsel farklılar ile ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Bu farklılıklar doğuştan gelir ve kalıtımsaldır.  Ebeveynlerde benzer bir öykü varsa ya da kardeşlerden bir tanesinde görüldüyse diğer çocukta da görülebilir. Doğum öncesi ya da sonrasında yaşanan sorunlarla da ortaya çıkabilir. Doğum sırasında oksijensiz kalma, prematüre doğum öğrenme güçlüğüne neden olabilir. Ayrıca annenin gebelikte ya da emzirme sürecinde uyuşturucu, alkol kullanması da görülme sıklığını artırmaktadır. Ancak ailenin ekonomik durumunun yetersiz olması, çevresel ya da kültürel etkenler öğrenme güçlüğünde etkili değildir. Bu faktörlerin sonucunda oluşan düşük akademik başarının nedeni öğrenme güçlüğü olarak değerlendirilmemelidir.

Öğrenme Güçlüğü; okuma bozukluğu ile giden (disleksi), matematik bozukluğu ile giden (diskalkuli) ve yazılı anlatım bozukluğu ile giden (disgrafi) olarak üç alt tipe ayrılır. Alt tipler birlikte ya da ayrı ayrı görülebilir. Tedaviye başlarken ilk adım psikoeğitim verilmesidir. Psiko-eğitim aileye, öğretmenlere ve çocuğa verilebilir.

Psikoeğitim, öğrenme güçlüğünün anlaşılması, çocuğa nasıl bir yaklaşım ve eğitim uygulanacağının öğrenilmesi için değerlidir. Psikoeğitim sonrası çocuğa evde ve okulda eş zamanlı devam edecek bir özel eğitim programı hazırlanmalıdır.

Düşük Akademik Başarının Nedeni Olarak Öğrenme Güçlüğü Karşısında Aileler Neler Yapabilir?

Koşulsuz Sevgi ve Kabul En Büyük İhtiyaçları

Aileler her şeyden önce çocuklarının biricik olduğunu ve onların bir parçası olduğunu unutmaması gerekir. Pek çok anlamda akranlarından farklılıkları olabilir ancak bu farklılıklar çocuğun değerinden hiçbir şey eksiltmemektedir. Onun bir çocuk olduğu ve diğer çocuklar gibi sevgiye, ilgiye ve koşulsuz kabule ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır. Ayırt edilmeksiniz tüm çocukların sevgi, destek ve cesaretlendirilmeye ihtiyacı vardır. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar ise tüm bunlara daha fazla gereksinim duyarlar. Ebeveynlerin rolü çocukların hayat içerisinde karşılaşacağı zorluklar karşısında sosyal ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak olmalıdır.

Yapıcı Ebeveyn Tutumları Öğrenme Güçlüğü Olan Çocuğun Özgüvenini Destekler

Çocuğun sosyal yaşamda ve özellikle eğitim hayatında özgüveni kırılabilmektedir. Çocuğun ev içindeki olumlu davranışlarına odaklanmak onun kendine güveninin gelişmesine yardımcı olur. Böylece çocuk zorlu durumlarla nasıl baş edebileceğini öğrenir, özgüveni artar, kendini daha rahat ifade edebilir. Aileler hoşgörülü-demokratik ve destekleyici ebeveyn tutumu sergilemelidir.

Çocukla iletişim sevgi ve saygı içerisinde olmalıdır. Yanlışları cezalandırılmamalı, disiplin methodu olarak sevgi kısıtlanmamalıdır. Aksine sevgi fiziksel temas ve sözlerle sıklıkla vurgulanmalıdır. Öğrenme güçlüğü olan çocuğun özellikle sosyal hayat içerisindeki zorluklarla mücadelesinde özgüven önemli bir araçtır.

Hatalarından Ders Çıkarmasını ve Önlem Almasını Öğretin

Çocuklar görerek ve model alarak öğrenir. Ebeveynlerin olumlu tutumları ve mizah anlayışı, çocuğun bakış açısını değiştirerek ona tedavi sürecinde yardımcı olacaktır. Hata yaptığında içe kapanmasına neden olacak büyük tepkiler vermek yerine ders ve önlem alması sağlanmalıdır.

Öğretirken eğlenmesini desteklemek hata yapmaktan korkmasını engelleyecektir. Aklında tutabileceği basit oyun ve egzersizlerle öğrenmesini kolaylaştırabilirsiniz. Çocuğunuzu desteklemek için olumlu yanlarına odaklanabilirsiniz. Başarılarından ziyade çabasını taktir edebilirsiniz.

İlgi Alanlarını Destekleyebilirsiniz

Başarı sağlayabileceği ve keyif alabileceği alanları keşfederek o alanlara yönelmesi için cesaretlendirebilirsiniz. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuğunuzla ilgili ebeveynleri olarak gerçekçi beklentiler edinmelisiniz. Beklentilerinizin gerçekle uyumlu olması hem sizin mutluluğunuz hem onun kendini baskı altında hissetmemesi için önemlidir. Çocukla iletişim kurarken olabildiğince yalın, anlaşılır, dolaysız ifadelerde bulunmaya özen gösterin. Uzun cümleler, anlamını bilmediği kelimeler ya da mecazlar anlamasını zorlaştıracaktır.

Öğrenme Güçlüğü Yaşadığı Alanlarda Çözüm Odaklı Öneriler Üretebilirsiniz

Hayatını kolaylaştırmak için günlük yaşamda onu zorlayan her türlü etkinliğe çözüm odaklı yaklaşın. Unutkanlığının önüne geçmek için ona bir defter verebilirsiniz. Yapması gerekenleri bu deftere not eder ve unutmamak için gün içerisinde defterine yazdıklarını kontrol eder. Defterine bakmayı unutmamak için “not defterine bak” hatırlatması ile alarm kurabilir ya da siz hatırlatabilirsiniz.

Yakalayamadığı için top oynamak istemeyen, topun kendisine çarpmasından korkan çocuklar için yumuşak toplarla pratik yapabilirsiniz. Arkadaşlarıyla oynamadan önce ya da sınıf içerisinde performans göstermeden önce birlikte çalışabilirsiniz. Sizin yanınızda alıştırma yapması ön hazırlık olacak ve başkalarının yanında kendini daha rahat ifade edebilecektir.

Taare Zameen Par (Yerdeki Yıldızlar) filmini farkındalık geliştirilmesi için önermekteyiz. Film öğrenme güçlüğü yaşayan bir çocuk ve onun hayatında fark yaratan öğretmenini anlatıyor. Düşük akademik başarının asıl nedeni öğrenilene kadar çocuğun yaşadığı zorluklar bir bir işleniyor. Ailenin, arkadaşlarının çocuğa yaklaşımı yapılan yanlış müdahaleler gerçek hayatta da yaşanan örneklere benzer şekilde gösteriliyor.

Çocuğunuzun öğrenme güçlüğü yaşıyor olabileceğini düşünüyorsanız destek almak için geç kalmayın. Psikolojik destek ve tanı için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More

Okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak çocukların kariyer gelişiminde bir sıfır öne çıkmalarını sağlıyor. Pek çok aile ve çocuk için kariyere yönelik planlar lise hatta üniversite yıllarına bırakılıyor. Oysa başarılı bir kariyer için gerekli olan ölçütlerin hepsi çocuklukta kazanılıyor. Çocukların karakteristik özelliklerinin fark edilmesi, ilgi- beceri alanlarının keşfedilip desteklenmesi için erken yaşlar oldukça önemli. İyi bir kariyer için en başta aileye sonrasında da okul öncesi eğitimcilere büyük roller düşüyor.

Okul öncesi dönemde Kariyer Planı İçin Aile Neler Yapabilir?

Karakter gelişiminin temelleri anne bebek arasında kurulan bağın güven derecesi ile atılır. Güven bağı annenin yokluğu durumunda ise temel bakım veren kişi ile kurulur. Bebeğin ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli şekilde karşılanması bağı güçlendirir. Bakım verenin bebeğin duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarına yanıt vermesi güven bağını kurmayı sağlar.

Okul öncesi dönem çocuğun kendini tanımaya başladığı değerli bir dönemdir. Bu nedenle okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak son derece önemlidir. Çocuk doğumundan itibaren ebeveynleriyle kurduğu ilişkinin sıcaklığıyla orantılı şekilde kendine ve dünyaya yönelik tutum geliştirir. Sevilen ve değer gören çocuk kendini değerli ve sevgiye layık olarak kabul eder. Sevilmeyen, ilgisiz bırakılan ihmal edilen çocuk ise kendine negatif değerler yükler. Aileyle kurulan bağın derecesi dünya ile kurulacak bağın da temsilidir. Aile güven ve sıcaklığı temsil etmiyorsa dünya ve diğerleri de güvenli ve cana yakın değildir.

Güven Bağı ve Ebeveyn Tutumları Kariyer Gelişimi İçin Çok Önemli

Ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumlarının içeriği çocuğun karakter gelişimine yön verir. Baskıcı, otoriter bir ailede cezalandırılan çocuk ile hoşgörülü, demokratik tutum içerisinde yetişen çocuk aynı değildir. Her çocuk dünyaya belirli mizaç özellikleri ile gelir. Ancak bu mizaç özelliklerinin karaktere nasıl etki edeceği ailenin ve çevrenin etkisiyle gelişir. İhmalkar- tutarsız aileler ile çocuk merkezli aşırı hoşgörülü aileler de çocuğun sağlıklı gelişimine uygun değildir.  Sevgi gören, duygu ve düşüncelerini özgürce ifade edebilen, desteklenen çocuklar özgüvenli yetişir.

Hataları, eksiklikleri cezalandırılan çocuklar özgüven geliştiremez, içine kapanık, girişkenlikten korkan çocuklar olabilir. Pasif agresif davranışlar ve dışa dönük öfke açığa çıkabilir. Bunun yerine çocuğa neden-sonuç ilişkisi anlatılmalıdır. Aile çocuğa hatalarından tecrübe edinmesini ve sorumluluğunu üstlenmesini öğretmelidir.

Sorumluluk Vermek ve Karar Vermesini Desteklemek Kariyer Gelişimine Destek Oluyor

Okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak çocukların sorumluluk ve karar verebilme becerisinin de gelişmesini destekliyor. Çocukların yaşlarıyla uyumlu şekilde erken yaşlardan itibaren sorumluluk almayı öğrenmesi gerekiyor. Sorumluluk alabilen çocuklar öğrencilikten başlayarak iş hayatlarında da sorumluluk alabilen bireyler olarak yetişiyor. Sorumluluk almayı bilmeyen çocuklar ise yetişkin hayatta görevlerini yerine getirmekte zorlanıyor ve desteğe ihtiyaç duyuyor. Çocuklara Karar verme yetisi de aileler tarafından kazandırılmalıdır. Erken yaşlardan itibaren çocuklar kendileriyle ilgili konularda seçenekler arasından tercih yapmaya sevk edilmelidir. Oynamak istediği oyuncaklara, okumak istediği kitaplara, kıyafetlerine, yemeklerine karar vermesi sağlanabilir. Yaşıyla orantılı olarak seçimleri artırılmalıdır. Başlangıçta sunulan İki seçenekli alternatifler yaşıyla birlikte artırılmalıdır.

Çocuğun ilgi ve becerilerini fark edebilmek için aileler olabildiğince çok gözlem yapmalıdır. Aynı zamanda oyuncaklarda, oyunlarda ve aktivitelerde çeşitlilik sunmak ilgi ve becerilerin keşfine yardımcı olacaktır. Aileler çocuklarının karakteristik özelliklerini, ilgi, beceri ve zeka türlerini öğrenmek için profesyonel destek alabilir. Edinilen bilgiler ideal okulların belirlenmesi, çocuğun güçlü ve gelişime açık yönlerinin desteklenmesi için aileye fikir verecektir.

Okul öncesi dönemde Kariyer Planı İçin Okul Öncesi Eğitim Kurumları Ne Yapabilir?

Okul öncesi eğitim zorunlu eğitim yaşına henüz gelmemiş çocukların dahil olduğu eğitim modelidir. Bu eğitim aracılığı ile çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimleri desteklenir. Ailede başlayan ilk eğitim okul öncesi ile devam eder ve zorunlu eğitime ön hazırlık yapılır. Okul öncesi eğitim doğru planlandığında verimli bir öğrenme ortamı oluşur. Bu ortamın oluşabilmesi için öğretmenin, kurumun ve ailenin iş birliği gerekir. Okul öncesi eğitim döneminde çocuklar hayata hazırlanmaya yönelik büyük kazanımlar elde ederler. Sahip olduğu yetenekleri erken fark eder, zeka potansiyelini etkin kullanır. Bu nedenle gelecekte başarılı olmak için okul öncesi dönemde kariyer planı yapmak gerekiyor.

Okul Öncesi Eğitim Özgüveni, Girişkenliği, Paylaşmayı ve İletişimi Destekliyor

Okul öncesi eğitimde çocuk için uygun öğretmen ve kurum tercih edildiğinde eğitimden alınacak verim yüksektir. Çocukların özgüveni yükselir. Öğretmenin yaklaşımı ve desteği ile çocuk güven duyduğu ortamda kendini kaygısızca ifade eder. Eğitimin keyifli hale getirilmesi, canlı, dinamik, interaktif olması öğrenmeyi zevkli kılar. Okul hayatına ilgi ve sevgi beslenir. Çocuk öğretmenleriyle ve akranlarıyla iletişim becerilerini geliştirir. Aileden bir adım öteye çıkarak kendini bireysel olarak ifade edebilmeyi öğrenir. Akranlarıyla bir arada oyun oynarken paylaşması, sırasını beklemeyi ve saygı duymayı öğrenir. Okul öncesi yapılacak aktiviteler el göz koordinasyonunu ve ince motor becerilerini geliştirir.

Okul Öncesi Eğitim İle Zorunlu Eğitim İçin Hazırlık Yapılıyor

Bu çalışmalar çocukların zorunlu eğitimde okuma yazmayı daha kolay öğrenmelerini destekler. Problem çözme becerileri gelişir, sorumluluk almayı öğrenirler. Okul öncesi eğitim kurumlarında çocuk toplu yaşamın kural ve gerekliliklerini öğrenmiş olur. Temel matematikle tanışır, sayı saymayı, basit hesaplamalar yapmayı öğrenir. Çocuk faaliyetler daha uzun sürelerle dikkatini verebilir. Tüm bunlar çocuğu hem zorunlu eğitime hem de iş hayatında kendisinden beklenecek temel becerilere hazırlar. Çocukların öz disiplini gelişir. Başarılı bir kariyer için Okul öncesi dönemde kariyer planı hazırlamak oldukça önemlidir.

Zeka Gelişimi ve Geleceğe Yön Verecek Eğitimde 4.0 Devrimi İçin Okul Öncesi Eğitim Önem Kazanıyor

İnsanların zihinsel gelişiminin %50’si yaşamın ilk 4 yılında oluşmaktadır. %30’luk bir kısmı ise 8-9 yaşlarına kadar tamamlanmaktadır.  Dolayısıyla çocuğun potansiyelini açığa çıkarmak ve zeka gelişimini desteklemek için okul öncesi eğitim büyük role sahiptir. Aileler ve öğretmenler yaşadığımız yüzyılın koşullarını göz önünde bulundurarak eğitime gereken yatırımı yapmalıdır. Eğitim 4.0 devrimiyle çocukları gelecekte bambaşka bir eğitim dünyası beklemektedir. Okul öncesi eğitimin önemi Eğitim 4.0 devrimiyle çok daha önemli hale gelmektedir. Gelecekte ise değeri daha da artacaktır. Okul öncesi dönemde kariyer planı yaparak çocuğunuzun geleceğine büyük yatırımlar yapabilirsiniz.

Okul Öncesi Dönemde Kariyer Planı Yapmak İsteyen Aileler İçin Önerilerimiz Var

Çocuklar, kişiliğin oluştuğu 3-6 yaşları arasında yuvaya başlamaktadır. Çocukların geleceğini etkileyecek bu adımda dikkatli seçimler yapmak, ilgi ve yeteneklerini keşfetmek doğru yönlendirme için oldukça önemli. Bu büyük adımı atmadan önce, sizlere birkaç noktayı değerlendirmenizi önermekteyiz.
Çocuklarınızın ilgi ve yeteneklerini keşfedin, bu yetenekleri geliştirebilecekleri yuvaları önceliklendirin.
İlk duyduğunuz yuvayı tercih etmek yerine, aklınızdaki tüm seçenekleri değerlendirin. Seçim öncesi alternatiflerinizden görüşme talep edin ve seçeneklerinizi yerinde değerlendirin.

Sorularınızı önceden hazırlayın. Kurumun bu alandaki deneyimini, fiziksel koşullarını, izinlerini, öğretmen kadrosunu, müdürlerini, psikologlarını değerlendirin. Çalışma saatleri, temizlik, yemek listesi, eğitim methodu açışından inceleyin. Kullanılan oyuncaklardan, kırtasiye malzemelerine kadar yeterlilik ve kaliteyi değerlendirin. Bütçe & performans olarak beklentinizle uyumluluğunu değerlendirin. Çocuğunuzun ilgi alanlarını ve onları geliştirebileceği, geleceğini de tamamen etkileyebilecek bir seçim yaptığınızı göz önünde bulundurun. Mümkünse bir dersi gözlemleme fırsatı talep edin. Öğretmenin sınıf içi etkileşimini, çocukların ilgisini ve verimliliği değerlendirin.

Okul öncesi dönemde kariyer planı oluşturmak iyi bir değerlendirme yapabilmeyi gerektirir. Seçim aşamasına tüm bu değerlendirmelerden sonra geçin. Uzmanların dikkat çektiği konulardan biri de geleceğe yönelik yatırımlar. Okul seçimlerinizde, çocuğunuzu ‘’dünya vatandaşlığına’’ hazırlayabilecek eğitimi verebilecek kurumları seçim sürecinize dahil ederek değerlendirin. Çocuğunuz için gerekli teknolojik ve dil eğitimlerini verebilecek okulları tercih etmeniz oldukça önemli olacaktır.

Okul öncesi dönemde Kariyer Planı İçin Aba Psikoloji Olarak Biz Neler Yapıyoruz?

Aba psikoloji olarak “Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı” ile çocukların erken dönemde kariyerlerini planlıyoruz. Uygulamalarımızın temelinde çocukların becerilerinin, ilgi alanlarının, eğilimlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesi yer alır. Bunların belirlenmesi için başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı psikolojik test uygulamaktayız. Değerlendirmeler sonucunda belirlenen kriterlere göre ekonomik ve kültürel faktörleri de dikkate alarak stratejik plan hazırlıyoruz. Bu stratejik plan 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsayacak şekilde hazırlanıyor. Çocukların yeteneklerine ve ilgi alanlarına göre kariyer planlarını kişilik özelliklerine uygun olarak yapıyoruz. Böylece kariyerlerinde başarılı ve hayatı boyunca mutlu bir birey olabilmelerini destekliyoruz.

Biz ABA Psikoloji olarak, sadece çocuklarınızın yeteneklerinin keşfedilmesinde rol almıyoruz. Aynı zamanda akademik ve sosyal eğitimlerini güçlendirmek adına ailelerle iş birliği yapıyoruz. Tüm bu süreçlerde ailelere ve çocuklara karar sürecinde merak ettikleri konularda da destek oluyoruz. Okul öncesi dönemde kariyer planı oluşturmak istiyorsanız hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

Read More

Bugün kariyer planı yaparken sorumluluk ailede mi gençte mi olmalı sorusunu tartışacağız. Kariyer planı yapmak, hayal ettiğimiz yaşam standartlarına ulaşmamızda bize rehberlik edecek yol haritasını tasarlamaktır. Kariyer planı yapmak, motivasyonumuzu artırır, hedeflerimizi belirlememize ve hedeflerimize varmak için özveriyle çalışmamıza yardım eder. Ancak kariyerimizi planladığımız dönem etkilenmeye ve yönlendirilmeye oldukça açık olduğumuz yaşlara denk gelmektedir.

Lise yılları kariyerimize bilinçli olarak yön vermemiz gereken yıllardır. Lisede öncelikle alan seçimi yapılmakta, sonrasında da seçilen alana göre üniversite sınavına hazırlanılmaktadır. Doğru üniversiteyi seçebilmek için meslek seçimi yapmak gerektiği gibi seçim esnekliği elde edebilmek için sınavdan da iyi puan almak gerekir. Alan seçimi, meslek ve üniversite seçimi ve tüm bunları yapabilmek için gerekli olan okul ve sınav başarısı öğrenciyle ilgilidir. Fakat kariyer planı yaparken aile seçim sürecinde baskın rol oynayabilmektedir.

Kariyer Planı Yaparken Nelere Dikkat Edilmeli?

Kariyer planı yaparken öncelikle öğrencilerin kendilerini tanıması, kişilik özellikleri, ilgi alanları, yetenek ve yatkınlıkları hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. Öğrenme stilinin tespit edilmesi, Mantıksal zeka, duygusal zeka testlerinin yapılması önerilir. Okul başarısının ve sayısal, sözel, eşit ağırlık, dil alanlarından hangisi için daha uygun olduğunun değerlendirilmesi de gerekir. Tüm bu değerlendirmeler için öğrencilerin ilgi, yetenek, kişilik ve zeka testlerine alınması doğru yönlendirme için önemlidir.

Bugünün Genci Z Kuşağı, Nasıl Bir Kariyer İstiyor?  Ve Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Fark Yaratın yazılarımızı da kariyer planı yaparken faydalanmak için okuyabilirsiniz.

Kariyer Planı Yaparken Gençler Geleceğine Sahip Çıkmalı Son Söz Kendisine Ait Olmalı

Kariyer planı yaparken iyi bir kariyeriniz olması için çevrenizdeki herkes size kendilerince doğru olduğunu düşündükleri yönlendirmeler yapacaktır. Oysa lisede yapacağınız alan seçiminden başlayarak mesleğinizi ve okuyacağınız üniversiteyi belirlemeye kadar tüm süreçte son söz sizde olmalıdır. Aileniz, öğretmenleriniz, arkadaşlarınız karar verirken size yönlendirme yapabilir. Hatta bir noktada bu yönlendirmeyi onlardan siz isteyebilirsiniz. Geleceğiniz için vereceğiniz bu önemli kararda sorumluluğu başkalarıyla paylaşmak istemeniz olağan. Yapacakları yönlendirmelerin ve verecekleri önerilerin sizin iyiliğiniz için olacağı da kesin.

Ancak kimi zaman kendimiz için doğru olan başkaları için tamamen yanlış olabilir. Kariyer planı yaparken rol sahibi olması gereken karakteriniz, ilgi alanlarınız, öğrenme şekliniz, yetenekleriniz ve zeka türünüz olmalıdır. Sayısal zekaya sahip bir ebeveynin çocuğu olmak sayısal alanda başarılı olabilecek bir çocuk olmak demek değildir. Zihni sayılarla, hesaplarla, olasılıklarla çalışan bir anne-babanın sözel zekaya sahip bir çocuğu olabilir. Ebeveyn, kendisi sayısal alanda daha başarılı olduğu için çocuğunun da başarılı olacağını düşünebilir. Ama gerçek böyle değildir.

Kariyer planı yaparken yanlış alan seçmeniz gelecek haritanızın hayal etmediğiniz bir noktaya varmasına neden olacaktır. Çünkü alan seçimi meslek seçiminin ön hazırlığıdır. Alan seçimi sonrası alan dışı mesleklerin seçilebilme olasılığı azalmaktadır. Bazı meslekler için ise seçim hakkı tamamen kalkmaktadır. Size uygun olmayan bir alanda okuyarak akademik başarı elde etmeniz, sınavda derece yapabilmeniz mümkün değildir. Yine size uygun olmayan bir alanda meslek seçmeniz ise gelecek 40-50 yılınızı etkileyecektir.

Kariyer Planı Yaparken Ailenin Rolü Ne Olmalı?

Kariyer planı yaparken ailelerin rolü oldukça önemlidir. Ancak bu rol, öğrenci adına alan ve meslek seçimi yapmak değildir. Aileler çocuklarının erken yaşlardan itibaren ilgi alanlarını keşfetmelerini desteklemeli, yeteneklerini geliştirmeleri için teşvik etmelidir. Ebeveynler çocuklarının, özsaygısı olan, özgüvenli, sorumluluk sahibi bireyler olabilmesi için erken yaşlardan itibaren çocuklarıyla olumlu ilişkiler geliştirmelidir. Olumlu ilişkilerin kurulabilmesi ise ebeveynle çocuk arasında doğumdan itibaren güvenli bağın kurulmasına bağlıdır.

Çocuğun yetiştirilmesinde sağlıklı ebeveyn tutumu uygulanması da gencin sağlıklı kişilik gelişimi için önemlidir. Aile çocuğun ev içerisinde küçük yaşlardan itibaren sorumluluk almasını desteklemelidir. Çocuklar yine erken yaşlardan itibaren kendi kararlarını alabilecek özdenetimde yetiştirilmelidir. Karar vermekte zorlanan çocuklara hangi seçeneğin daha doğru olacağını söylemek yerine neden-sonuç ilişkisini öğretmek gerekmektedir.

Aileler alan ve meslek seçimi yaparken destek isteyen çocuklarına kendi doğruları, ilgileri ve becerileriyle yönlendirme yapmaktan kaçınmalıdır. Destek talebi karşılıksız bırakılmamalı gençler bilinçli ve objektif yönlendirmeler için rehberlik servisine ya da profesyonel kariyer danışmanlığına yönlendirilmelidir.

Ailelerin kariyer planı yaparken rol üstlenecekleri bir diğer konu ise bütçe planlamasıdır. Öğrencinin yapacağı seçimlerin ekonomik boyutu olacaktır. Aile eğitimin kaç yıl süreceğini göz önünde bulundurarak konaklama, eğitim giderleri, ulaşım, yemek masraflarını hesaplamalıdır. Yine erken yaşlardan itibaren çocuğa harçlık vererek parasını idare etme becerisi kazandırılmalıdır.

Aileler sınava yönelik kaygı ve beklentilerini mümkün oldukça çocuğa yansıtmamalıdır. Kaygı düzeyi kontrol edilemiyorsa mutlaka destek alınmalıdır. Kariyer planı yaparken beklentiler gerçekçi olmalı, öğrencinin potansiyelinin çok üzerinde bir performans beklentisine girilmemelidir. Sonuç her ne olursa olsun çocuğa olan sevginin değişmeyeceği hissettirilmeli, sevgi ve ilgi kaybı ceza olarak sunulmamalıdır. Doğru Meslek ve Kariyer Seçimi İçin Anne ve Babalara Öneriler yazımızı kariyer planı yaparken faydalanmak için okuyabilirsiniz.

Kariyer Planlaması Yaparken Aile Gencin En Büyük Destekçisi Olmalıdır

Kariyer planlaması yaparken karar sürecini belirleyen gencin kendisi olsa da ailenin desteği çok önemlidir. Karar sürecinin ergenlik dönemine gelmesi, bu dönemin kimi gençler için duygusal ve fiziksel olarak daha zorlu yaşanmasına neden olmaktadır. Hissedilen baskı, duyulan stres ve geleceğe yönelik kaygı gençlerin seçim sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Gençlerin kendilerini yalnız ve korunmasız hissetmemesi için ailelerin desteklerini sözle, davranışsal ve duygusal olarak hissettirmesi önemlidir. Gencin maddi özgürlüğünün olmayışı, ailenin bakımı altında oluşu da ailenin karar sürecinde ekonomik kaynaklarını düzenleyebilmesi için önemlidir.

Kariyer planlaması yaparken lise alan seçimini beklemeden harekete geçmeniz ve karar sürecinde kendinizi iyi değerlendirmeniz doğru seçim yapabilmek için önemlidir. İyi bir kariyer, başarılı bir planlama ile mümkündür. Kendinizi daha iyi tanımak, meslekler, üniversiteler hakkında detaylı bilgi almak, burs ve yurtdışı eğitim imkanlarını değerlendirmek için kariyer danışmanlığı alabilirsiniz. Aba psikoloji ile iletişime geçerek kariyerinizi stratejik yetenek yönetimi ile planlayabilirsiniz. Kariyer yolculuğunuzda başarılar dileriz.

Read More

Bireylerin akademik hayatlarında ve iş yaşamlarında başarılı olması ilgileri, beklentileri, karakteristik özellikleri ve yetenekleriyle uyumlu olacak şekilde eğitimlerini ve mesleklerini belirlemeleriyle doğru orantılıdır. Ancak bunun olabilmesi için kişinin öncelikle kendisinin farkında olması gerekir. Karakterimiz, ilgilerimiz ve yeteneklerimiz çocukluğumuzdan itibaren kendini göstermeye başlar. Fakat pek çoğumuzun gelişim alanları, güçlü yönleri çocukluktan itibaren fark edilip geliştirilmez. Yetişkin yaşama geldiğimizde ise bu yönlerimizi köreltmiş hale geliriz. Kaç yaşında olursa olsun stratejik yetenek testi bireyin kendisine ve geleceğine yaptığı en değerli yatırım olacaktır.

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planı yapmak ise kişinin kaç yaşında olursa olsun potansiyelini fark edip kariyerine güçlü bir yön verebilmesi için önemlidir. Henüz eğitim hayatının başında olan biriyseniz başarılı, verimli, keyifli ve mutlu bir kariyer için stratejik yetenek testine katılmanız sürecin başından kazanan olmak için yatırım yapmanız anlamına gelir. İş hayatına atılmış ve tamamen yanlış bir meslekte olduğunu fark etmiş biriyseniz ya da “doğru yerdeyim ama kendimi nasıl göstereceğimi bilmiyorum” diyorsanız stratejik yetenek yönetimi yine sizin için en iyi kariyer planını oluşturmayı sağlar.

Stratejik Yetenek Testi Nedir, Nasıl Uygulanır?

Stratejik yetenek testi stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak isteyen danışanlara uygulanan bir testtir. Bu kapsamda uygulanan benzer bir çalışma Türkiye’de yapılmamaktadır. Stratejik Yetenek testi başta öğrenciler olmak üzere, akademik ya da kariyer planlarını kişisel özellikleri, beklentileri, ihtiyaçları ve ilgileriyle uyumlu şekilde planlamak isteyen herkes için gereklidir. Hemen her yaştan bireye uygulanabilir. Stratejik Yetenek Testi standart meslek ve ilgi envanterlerinden farklı olarak sonuçları sadece puan olarak verilen bir test değildir.

İlgi alanlarınız, becerileriz ve ihtiyaçlarınız analiz edildikten sonra test sonuçları çıkarılır. Elde edilen verilerin yorumlanması ve bu veriler ışığında öğrencilerin stratejik hedeflerinin belirlenmesi de uzman psikologların ve eğitimcilerin işbirliği ile gerçekleştirilir. Testlerin uygulanması 2-2.5 saat sürer ve sonuçlar 2-3 hafta içerisinde sizinle paylaşılır. Sonuçlar sizinle paylaşılırken tüm alt detaylar, hedefler ve öngörüleri de kapsayan bir sunum akademisyen psikoloğumuz Gamze Sart tarafından yapılır. Sunum sonrası kariyer planınızda ihtiyacınız olan yönlendirmelerin yapılması, gelişim alanlarınızın desteklenmesi ve varsa sorularınızın yanıtlanması için danışmanlık verilir.

Stratejik Yetenek Testi kapsamında bireyin güçlü yönlerinin, ilgi, ihtiyaç, beceri, öğrenme sitili, IQ, EQ, kişilik özellikleri özelinde değerlendirmelerin yapılabilmesi için bireye başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı psikolojik test uygulanır. WISC–V, güvenilirliği kanıtlanmış bilişsel yetenek ölçümlerinin en sonuncusudur. The Wechsler Intelligence Scale for Children®–Fifth Edition’ın kısaltılmış halidir. Önceki versiyonlara göre daha fazla esneklik ve daha fazla içerik imkanı sunan WISC–V, kişilerin yeteneklerine dair ayrıntılı bir harita çıkarır. Değerlendirmeler sonucunda belirlenen kriterlere göre, bireyin sosyo–ekonomik ve kültürel çevresini de göz önünde bulundurarak kişiye stratejik plan hazırlanır. Tüm değerlendirmeler sonucunda bireylere 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefler ve öngörüler çıkarılır.

Stratejik Yetenek Testi Neden Önemli?

İçinde bulunduğumuz yüzyıl koşullarında başarılı bir kariyer inşa etmek sadece bireysel değil sosyal yaşamın refah ve mutluluğu için de oldukça önemli. Kişinin kendisiyle örtüşen, beklentilerini karşılayan, keyif aldığı, verimle ürettiği, çalışırken mutlu olduğu bir mesleği seçmesi mesleki tatminini yaşamayı sağlayacaktır. Bu tatminin vereceği haz sadece iş hayatında değil sosyal hayatından, aile içi ilişkilerine kadar olumlu yönde etki edecektir. Hepimiz günümüzün büyük bölümünü gelir elde ettiğimiz işlerimizi icra etmek için harcıyoruz. Mutsuz olduğumuz keyif almadığımız bir işte başarılı olmak, yaratıcı ve verimli işler çıkarmak mümkün değil. Böyle bir ortamda hele ki başarı odaklı bir bireyseniz örselenmeniz, hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmazdır. Mesleki tatminsizliğiniz gün geçtikçe kendinize verdiğiniz değerin azalmasına, denemekten yorulmanıza ve enerjinizin düşmesine neden olacaktır.

Biz bireyin açığa çıkarılmayı bekleyen güçlü yönleri olduğuna ve bu alanları stratejik yetenek testi ile keşfedeceğimize inanıyoruz. Bilimsel kanıtlar ve klinik çalışmalarımızda bu inancı destekliyor. Hayat içerisinde başarılı olabilmek için aslında ne çok yatırım yapıyoruz. Eğitim için ayrılan bütçeler, özel dersler, test kitapları bunlarla da bitmiyor çok daha önemlisi çok büyük bir zaman harcıyoruz. Zaman en değerli servetimiz. Bunca emek ve zamanın ardından yürüdüğünüz bu uzun yolun tamamen yanlış bir yol olduğunu öğrenmek ne büyük hayal kırıklığı. Sizin içerisinde mutlu olmadığınız, kalıbınıza uyduramadığınız bir mesleği başkalarının taktir etmesi, parmakla göstermesi sizin için bir süre sonra hiçbir değer taşımayacak. Öyleyse zamanınızı, enerjinizi ve bütçenizi boşa harcamamak, yolun sonuna ulaştığınızda keşke dememek için stratejik yetenek testi ile kariyerinizi planlama ayrıcalığını kendinize tanımalısınız.

Stratejik Yetenek Testi çocuğunuzun sayısal ya da sözel hangi alana daha yatkın olduğunu, öğrenme stilini, genel yeteneklerini, ilgi alanlarını tespit etmeyi sağlar. Bu test aracılığıyla kişilerin, bilgiyi analiz etme ve işleme becerisi, niceliksel akıl yürütme becerisi, görsel hafıza gücü gibi konulardaki mevcut durumu tespit edilir. Aynı zamanda stratejik yetenek testi ile varsa dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü gibi öğrencinin erkenden desteklenmesi ve ihtiyacına uygun eğitim almasını gerektiren yönleri de belirlenir.

Aileler Çocuklarının İyi Bir Kariyere Sahip Olmasını İstiyorsa Stratejik Yetenek Testi ile Tanışmalılar

Ebeveynler için çocuklarına iyi bir gelecek inşa etmek oldukça önemli. Çocuklarının mesleklerinde iyi yerlere gelmeleri, kendi ayakları üzerinde durmaları, iyi bir gelir düzeylerinin olması ve mutlu olmaları en büyük hayalleri. Aileler kendi geçtikleri zorlu yollardan çocuklarının geçmesini istemiyorlar. Küresel gerçeklik, teknoloji ve bilimin hızlı ilerleyişi insan yaşamını pek çok alanda olumlu etkilese de geleceğin en büyük dertlerinden biri artan işsizlik olacak. İyi eğitim almış, çok yönlü gelişmiş nice gencin iş hayatına atılamıyor oluşu, günden güne artan işsizlik oranları gençler kadar aileleri de tedirgin ediyor. Aileler çocuklarının iyi eğitim alması, yabancı dilden, okul dışı aktivitelere kadar her konuda kendileri geliştirmeleri için maddi manevi büyük çaba harcıyorlar. Ailelerin özverisini, endişelerini görüyor ve onlara destek olmak istiyoruz.

Aileler bazen artan kaygıları ve çocuklarına iyi bir gelecek bırakabilme telaşı ile çocuklarını yanlış alanlara ve mesleklere yönlendirebiliyorlar. Şu an ki sistem ailelerin eğitim aldığı dönemden çok farklı. Geçmiş yılların popüler meslekleri ile bugünün meslekleri örtüşmüyor. 10,20,30 yıl sonrasının popüler meslekleri de bugünle aynı olmayacak. Ailelerin ise bu işin içerisinde olmadığı sürece mesleklerdeki değişimi ve gelişimi takip etmesi kolay değil. Stratejik Yetenek testi size çocuğunuzun ilgi alanlarını, güçlü yönlerini, yeteneğini, bilgi düzeyini, gelişim noktalarını, karakteristik özelliklerini vermekle kalmayacak. Aynı zamanda yönelmek istenilen mesleğin geleceğini ve geleceğin mesleklerini de size anlatıyor olacağız.

Stratejik yetenek yönetimi ile yönlendirme yaparken aynı zamanda ailelerin ekonomik koşulları, ihtiyaçları, kültürleri de göz önünde bulundurulacak. Çocuğunuzun kendisine en uygun eğitimi almasını amaçladığımız gibi alternatif burs imkanları, yurtdışı eğitim olanakları konusunda da danışmanlık veriyor olacağız. Cinsiyet, sosyo-kültür, inanç bağlamında da seçimlerinize rehberlik edilecek.

Yetenek Testi ile Öne Çıkın

Stratejik yetenek testi gelişim alanınızı, mesleki yatkınlığınızı, hangi ülkede üniversite okumak istediğinizi, üstleneceğiniz rolleri ve finansal yeterliliklerinizi değerlendirerek size ayakları yere basan, gerçekleştirmesi mümkün olan hedefler belirleyerek kaliteli bir kariyer planı çıkarmaktadır. Stratejik yetenek testi hakkında daha detaylı bilgi edinmek, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planlaması yapmak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Her yönüyle kendinizi keşfettiğinizde başarmak için önünüzde bir engel kalmayacak. Sizce de bu ayrıcalığı hak etmiyor musunuz?

Read More

21.yüzyılın kariyer hayatına hazırlık yapan en genç kuşağı hiç şüphesiz Z kuşağı. Bu kuşağın en yaşlı üyesi dahi henüz 20’lerinde. Teknoloji ve bilimin içerisine gözlerini açan, teknolojik cihazlar ve tabi ki internet ile el ele büyüyen bu kuşak diğer kuşaklara göre çok daha farkındalık sahibi. Aynı zamanda hem küresel değişim ve gelişim hem de eski kuşaklara oranla çok daha bilinçli ebeveynler tarafından büyütülmeleri daha “ben” odaklı yetişmelerini sağladı. Eğitim sisteminde de bakış açısı değişti, müfredatlar iyileştirildi. Tüm bunların ışığında artık pek çok genç kariyer planlaması yapmak için daha bilinçli hale geldi. Onlar kendilerini ve tabi ki yaşayacakları geleceğin yaşam koşullarını düşünüyor, şimdiden gelecekleri için en iyi yatırımları yapmaya odaklanıyorlar. Bu da kariyer danışmanlığı, hedef belirleme, stratejik yetenek yönetimi gibi konularla çok daha erken tanışmayı gerektiriyor.

Kariyer Planlama Neden Bu Kadar Önemli Hale Geldi?

Gençler artık kariyerlerini belirlemek için mezun olmayı beklemiyor, iş fırsatlarının ayaklarına gelmeyeceğini, üniversite bitirmenin istihdam olabilmek için yeterli olmadığını biliyor. Artık iyi üniversite okumak değil iyi bir lise eğitimi almak, okul dışı aktivitelere de önem vermek, çok yönlü kendini geliştirmek önemli. Yabancı dil bilmek, 2. hatta 3. dili de mutlaka öğrenmek istiyorlar. İmkanı olanlar yurtdışı eğitimini de mutlaka tecrübe etmek istiyor. Lisede yapılacak alan seçiminden üniversitede yapılacak stajlara kadar her şeylerini irdeliyor ve en iyisi olabilmesi için efor harcıyorlar. Çünkü artık herkes her şeyi biliyor. Eğitim dünyasında ya da iş hayatında aslında içinde bulundukları ve bulunacakları her ortamda sıkı bir rekabet var.

Öğrenciler Kendilerini Göstermek Zorunda

Bu kimi zaman girecekleri önemli bir sınavken kimi zaman yapacakları bir sunum, bir proje ya da bir mülakat oluyor. Öne çıkabilmek, farkını gösterebilmek için işe olabildiğince erken koyulmak gerekiyor. Bu rekabette avantajlı olan grup ise kariyer planlamanın önemini erken fark edenler. Profesyonel bir kariyer danışmanlığı alan öğrenciler sürecin başından sonuna kadar bilinçli ilerliyor. Hayallerini hedefe çeviriyor, hedeflerine ulaşabilmek için gerçekleştirmesi gereken amaçları bir bir gerçekleştiriyor. Yolda tökezledi mi ya da kendisine bu hedefin uymadığını mı fark etti o zaman yeni stratejilerle ana yoldan sapmadan yepyeni ara yollar planlanıyor. Biz bu sürece Stratejik Yetenek yönetimi diyoruz.

Peki Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları belirlenir. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır. Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır ve bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Aba Psikoloji’ de bu uygulama yapılırken bireyin stratejik yetenek yönetim hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Stratejik yetenek yönetimi testlerinin uygulanmasının ardından belirlenen hedeflere ulaşılması için bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde bir yol haritası çizilir. Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar ancak bu süre içerisinde kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin bölünerek 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Yazının en başında da belirttiğimiz gibi günümüzde eğitim ve iş alanında rekabet oldukça yoğun. Kişilerin iyi okullara girebilmesi, iyi eğitimler alabilmesi ya da iyi yerlerde istihdam edilebilmesi için en başından hedefini belirleyip bu hedefe uygun hazırlanması gerekmektedir. Ancak bu kararı vermek o kadar da kolay değildir. Yıllarınızı verip okuyacağınız bölümü belirlemek çok daha önemlisi bir ömür boyunca yapacağınız mesleği seçmek bir anlık bir karar süreci olmamalıdır. Çoğu öğrenci bu süreçte karar verirken kendi ilgi, istek ve ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp risk almaktan duyduğu endişe ile ailelerinin verdiği kararı seçebilmektedir. Önyargıları, korkuları ya da çevrelerinden edindikleri çarpıtılmış gerçekler cesaretlerini kırabilmektedir. Bu karmaşayla başa çıkabilmek, dış seslere değil de içinizdeki sese kulak verebilmek ve riskleri elimine etmek için stratejik yetenek yönetimi ile yola koyulmak en sağlıklı olandır.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak, ülkemiz şartlarında düşünüldüğünde daha da önem kazanmaktadır. Çünkü ülkemizde meslek seçimi genellikle üniversite öğrenimi yapmaya yönelik olarak algılanmaktadır, öğrenciler liseden sonra herhangi bir mesleğe yönelmeye çalışmaktadırlar. Liseli öğrenciler genellikle, seçecekleri meslekten, o mesleğin beklentilerinden ve kendi ilgi ve yeteneklerinden habersiz olarak seçim yapmaktadır. Bunun sonucunda üniversiteye giren gençlerin %50’sinden daha fazlası girdikleri daldan memnun değiller. İnsanın kişiliğini ve hayatını doğrudan ilgilendiren bir kararı verirken sonucu tesadüflere bırakmadan, bilimsel kanıtların ışığında vermesi gerekliliği bu yöntemin önemini vurgulamaktadır.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kişiler, kendini keşfetme fırsatı yakalar. Böylece gençler doğru bölümleri ve üniversiteleri tercih ederek kendine en uygun akademik kariyer planı gerçekleştirir. Doğru kişilerin doğru bölüm ve okullarda olması, eğitim yıllarının verimli geçmesinin yanı sıra tüm akademik ve profesyonel hayatın mutlu geçmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetiminin en önemli katkılarından biri de küresel ve bilimsel bir bakış açısıyla kişilerin eğilimlerinin değerlendirilebilmesidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Nasıl Bir Fark Yaratabilirsiniz?

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Size Uyan Hedefe Yönelirsiniz

Kariyerinizi bir kostüme benzetirsek Stratejik Yetenek Yönetimi size üzerinize göre dikilmiş, renginden, boyuna, kumaşından, dikişine her detayıyla size uyan elbiseyi sunar. Başkalarının size ödünç verdiği ya da size danışmadan giydirilmeye çalışılan giysiler gibi değildir. Stratejik yetenek yönetimi ile başından sonuna kadar sizi dinleyerek, ilgileriniz, ihtisasınız, becerilerinizle ve en önemlisi karakteristik özelliklerinizle örtüşen bir hedef planı oluşturulur. Bu sayede süreç içerisinde alacağınız riskler azalır ve hayal kırıklığı yaşama olasılığınız ortadan kalkar.

Başarı İçin Motive Olursunuz

Hedefiniz sizinle örtüştüğünde o hedefe ulaşmak için çok daha kolay motive olursunuz. Üstelik gözünüzü korkutacak uzak hedefler belirleyerek sizi bu yolculukta yalnız bırakmaz. 3 aylık döngülerle 6 yıla kadar varan bir periyotta hedef çıkarabilirsiniz. Bu da size uzak hedefe ulaşana kadar adım adım geçmeniz gereken kısa hedefleri gösterir. Her hedefi tamamladığınızda daha fazla motive olursunuz. Başarıyor olduğunuzu görmek asıl hedefe de ulaşabileceğiniz yönünde size içsel motivasyon sağlar.

Özgüveniniz Artar

Yine kostüm örneğinden gidecek olursak, size uyan ve sizin beğenilerinize göre hazırlanmış bir kıyafetin içerisinde kendinizi çok daha iyi hisseder ve kendinizi çok daha iyi gösterirsiniz. Siz elbiseyi özgüvenle taşırken elbise de sizi en iyi şekilde göstermek için tüm maharetini sergiler. İşte stratejik yetenek yönetimi ile belirlenmiş hedeflerde size uyan bir elbise ile dolaşmanın verdiği özgüveni verir. Yapabileceğinize yönelik inancınız yüksektir. Kendinizi, düşüncelerinizi ve beklentilerinizi çok daha özgüvenli ifade edersiniz. Eğitim hayatınızdan, ilişkilerinize, staj tecrübenizden, mülakatlarınıza kadar pek çok deneyimde özgüven ile kendinizi ifade edersiniz. Beden dilinizden, diksiyonunuzu, enerjinizden, söyleminize kadar her detayı olumlu etkiler.

Stratejik Yetenek Yönetimi Gelecekten Haberdar Olmanızı Sağlar

Nasıl mı? Stratejik yetenek yönetimi ile Mesleklerin geleceğini bilir, geleceğin de mesleklerini bilirsiniz. Bu sayede seçmek istediğiniz meslek gelecekte nasıl bir yön alacak, çalışma koşulları ne olacak, hala popüler olacak mı öğrenebilirsiniz. Gelecek 10 yıllar içerisinde mesleğinizde meydana gelebilecek potansiyel gelişmeleri erkenden bilerek gerekli hazırlıkları yapabilir şimdiden aldığınız eğitimleri bu yönde çeşitlendirebilirsiniz.

Stratejik Yetenek Yönetimi Kariyer Fırsatlarını Bilerek Hazırlanmanızı Sağlar

Öğrenciler pek çok mesleği gündelik hayatlarında tecrübe ettikleri kadar biliyorlar. Bu oldukça da normal. Önemi yeterince bilinmeyen ne çok meslek var oysa. Bilimden, üretime, sağlıktan, eğitime pek çok sektörde İsimlerini bilmediğimiz sadece vatandaş olarak ürün ve üreticiden haberdar olduğumuz meslek grupları. Yine aynı şekilde pek çok öğrenci ve aile mesleklerin çalışma alanları hakkında da yeterince bilgi sahibi değil. Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı almak tüm bu noktalarda bilgi ihtiyacınızı doyuruyor.

Çalışma Ortamı ve Koşullar

Masa başı çalışma mı gerektiriyor, mobil olmayı mı? ofis ortamında grup içerisinde mi çalışılacak bir odada yalnız mı? Çalışma saatleri nedir, mesai, nöbet durumları var mı? Seyahat gerektiriyor mu? İleride bir aile kurduğunuzda düzeninizi bozmayı gerektirecek koşullar var mı? Örneğin; şehir değişikliği, atamalar gibi.

Mesleğe Kabul İçin Aranan Nitelikler

Seçmek istediğiniz ya da size uygun olduğunu tespit edilen meslekler için nasıl bir eğitim almak gerekiyor, eğitim kaç yıl sürecek? Hangi üniversitelerde bu eğitim veriliyor? mezuniyet sonrası istihdam olabilmek için almanız gereken bir üst eğitim var mı? (Sertifika programı, master gibi). İşbaşı yapabilmek için girmeniz gereken farklı sınavlar var mı? (Mesleki yeterlilik, dil yeterlilik, devlet atama sınavı, yetenek sınavı vb.)

Bu mesleğe kabul edilmek için yaş, cinsiyet, boy, ağırlık, duyu organlarının hassaslığı gibi nitelikler yönünden bir sınırlama ya da tercih durumu var mı? İş ne gibi yetenekler gerektiriyor (genel ve özel yetenekler açısından). Bunun yanında yabancı dil bilme, bilgisayar kullanma vb. yeterlilikler gerektiriyor mu? Tüm bu detayları erkenden öğrenmek mesleki seçeneklerinizi belirlemenize ve tercihlerinizi değiştirmenize neden olabilir. Bilmemek ise bu koşullarla sonradan karşı karşıya kaldığınızda hayal kırıklığı yaratabilir.

Meslekte İlerleme ve Kazanç Durumu

Her meslekte, mesleğe başlangıçta, gelişim döneminde ve uzmanlıkta aynı oranlarla gelir artışı olmaz. Kimi mesleklere çok iyi ücretlerle başlayabilirsiniz, kimisi için uzun süre az kazanmak ve hatta mesleki gelişim için kazandığından çoğunu eğitimlere ayırarak harcamak gerekir. Kimi mesleklerde iyi bir kazanç elde edebilmek için kendi işinizi kurmak gerekebilir. Bir meslekte yönetici statüsünde alabileceğiniz maaşı, başka bir meslekte uzmanken de rahatlıkla alabilirsiniz. Tüm bu alt detayları öğrenebilmek için stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak son derece önemlidir.

Her sağlıklı birey, yaşının ve içinde bulunduğu koşulların desteklediği biçimde kendini gerçekleştirebilmek ister. Ancak bireyin, kişiliğine, öz benliğine uymayan bir mesleğe yönelmesi, bireyin doğal gelişiminin olumsuz yönde etkiler. Sevilmeyen bir işte başarılı ve mutlu olmak güç olduğu gibi sevilen bir işte çalışmak kişinin daha verimli, başarılı ve mutlu olmasını destekleyecektir. Bu nedenle geleceğinize yapacağınız en güvenli ve değerli yatırım Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı alarak gelecek hedeflerinizi belirlemek olacaktır. Stratejik Yetenek Yönetimi hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Küresel dünyada teknolojinin hızla ilerlemesi ve bilimin günlük yaşama adapte edilebilir hale gelmesi, insan yaşamını etkileyen önemli sonuçlara neden oldu. İşgücü de işsizlikte küresel hale geldi. Bu gelişme ülkelerin ve bireylerin varlığını sürdürebilmesi için ekonomik, politik ve organizasyonel hedeflere ulaşma ihtiyacını beraberinde getirdi. Bu ihtiyaca en verimli şekilde cevap verebilmek için ise Kariyer danışmanlığı ve Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin önemi ön plana çıktı.

Ülkemizde eğitim sistemi içindeki mesleki rehberlik ve kariyer danışmanlığı hizmetleri, daha çok liseden yüksek öğretime geçişe odaklanmaktadır. Her yıl üniversite sınavına girecek öğrenci sayısı artmakta, öğrenciler açıkta kalmamak için ilgi ve beklentileriyle uyumlu olmayan mesleklere yönelmektedirler. Bu yönelim beraberinde üniversite başarısızlığını, mutsuzluğu, iş bulamamayı ve ekonomik sıkıntıları getirmektedir. 21. yüzyıl yaşam koşulları doğru meslek ve kariyer seçiminin öneminin altını çizerken endüstri 4.0 gibi geleceğin yaşam standartlarını belirleyecek gelişmeler de kariyer danışmanlığının önemini artırıyor.

Bu yazıda Kariyer danışmanlığı hizmeti ile okul rehberlik servislerinde sunulan psikolojik danışmanlık hizmetinin farkını anlatacağız. Kariyer danışmanlığı nedir, Psikolojik danışmanlık nedir, hangi konularda ortak çalışırlar ve kariyer seçiminde hangisi daha önemli role sahip sizlerle paylaşacağız.

21. Yüzyılda Kariyer Seçimi Neden Bu kadar Önemli Hale Geldi?

21.yy.da bilimsel ve teknolojik gelişmelerde çok daha hızlı sonuçlar elde edilebilir hale geldi. Artık internetin ve teknolojinin hakim olmadığı yaşam alanımız neredeyse kalmadı. Günümüzde bu gelişmelerin dünyada geldiği son nokta; sanayileşmenin dördüncü evresini ifade eden Endüstri 4.0’dır. Bu gelişim insan gücünün yerini teknolojinin alacağına yönelik kaygıları da beraberinde getirmektedir. Bu olasılığı belirgin şekilde gerek eğitimde gerek sağlık ve sanayide görebiliyoruz.

Artık insanlar işi yapan olmaktan uzaklaşıp, işi robotlara, makinelere yaptıran konumuna geliyor. Bu da iş gücüne duyulan ihtiyacın azalmasına, eskiden çok daha fazla insanın istihdam edilmesini gerektiren alanlarda küçük grupların çalışmasının yeterli hale gelmesine neden oluyor. Ve hatta pek çok iş kolu bilim ve teknolojideki bu hızlı ilerleyiş sonucunda tamamen yok oluyor. Artık pek çok işimizi bilgisayar üzerinden halledebiliyoruz. ATM’ler, otomatlar, gişe görevlilerinin yerini alan elektronik kartlar… Evrilen dünya düzeni bize değişime adapte olabilme zorunluluğunu getiriyor. Teknolojinin ve bilimin getirdiklerine direnmek yerine uyum sağlamayı ve bu sistemlerin içerisinde mesleki kollar bulabilmeyi, sisteme dahil olmayı gerektiriyor. Bunu yapabilmenin en iyi yolu ise kariyer danışmanlığı almak.

21.yy.da gerekli olan temel yaşam ve kariyer becerileri; işbirliği ve takım çalışmasına yatkınlık, liderlik ve sorumluluk alabilme, girişimcilik ve kendini yönetme becerilerine sahip olmak. Aynı zamanda sosyal ve kültürlerarası iletişim kurabilme, kendine güven, esneklik ve uyum becerilerine sahip olma da gereken beceriler arasında kabul ediliyor. Bu alanda kendini sürekli yenileyen ve güncel gelişmeleri takip eden profesyonellerden destek almak değişen dünya koşullarına adapte olabilmeyi ve beklentileri karşılayabilmeyi daha kolay hale getiriyor.

Okullardaki Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmeti Nasıl İşliyor?

Bireyin yaşam içindeki konumunu, kendini ve yaşamını anlamlandırması, büyük ölçüde yaptığı iş ve meslek ile biçimlenir. Bu nedenle eğitim kademesinde Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmetlerinin yer alması oldukça önemlidir. Ülkemizde zorunlu temel eğitim 4+4+4 (ilk-orta-lise) olmak üzere 12 yıldır. 12 yıllık eğitim süresinin özellikle son 4’ün de kariyer seçimi önemli hale gelmektedir. Öğrenciler lise eğitimlerinde mesleki ilgilerine yönelik alanlara dağılmakta ve bu alanlardan sorumlu olarak üniversite sınavına hazırlanmaktadırlar. Kariyer hizmetini verimli bir şekilde alamayan lise öğrencileri, üniversiteye devam edecekleri programları seçerken zorluk yaşamaktadırlar.

Bilinçsiz meslek kararı veren öğrenciler, üniversite eğitimlerinde başarısız ve mutsuz olmakta, değişiklik ihtimalleri yeniden zaman ve emek gerektirdiği için kolay olmamaktadır. Bu durum bireylerin mutlu olmadıkları ve başarı gösteremedikleri mesleklerde hayat boyu performans sergilemek zorunda bırakabilmektedir. Bu nedenle hem okul başarısını artırmak hem de doğru alan ve meslek seçimine yönlendirebilmek için okullarda Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans programlarından mezun olan okul psikolojik danışmanları/rehber öğretmenler bulunmaktadır.

Okullarda Psikolojik Danışmanlık Birimi Ergenlik Dönemi Sorunlarına da Eğiliyor

Ergenlik çağındaki lise öğrencileri içinde bulundukları gelişim döneminin getirdiği zorluklar ve kariyer seçimi baskısı ile psikolojik desteğe ve rehberliğe daha çok ihtiyaç duyuyor. Ergenlere bu süreçte en iyi desteği verebilecek olan kişiler okuldaki psikolojik danışmanlar. Psikolojik danışmanlar öğrencilere alan ve meslek seçiminde rehberlik etmekle kalmamakta öğrencilerin özgüvenli, girişken ve aktif olmasına da yardımcı oluyor. Psikolojik danışmanlar meslek seçiminin yanında sınav kaygısı ile baş etme, zaman yönetimi, verimli ders çalışma, dikkat çalışmaları gibi okul başarısına yönelik çalışmaları da yürütüyorlar. Akran zorbalığı, ergenlik sorunları, özgüven eksikliği, olumsuz beden algısı, okul fobisi gibi ergenlerin zorlandığı konularda da çalışıyorlar. Aile ile öğrenci arasındaki meslek seçimine yönelik anlaşmazlıklarda köprü kuruyor ve uzlaşı ortamının sağlanmasına gayret ediyorlar.

Ancak okullardaki öğrenci sayısına oranlandığında kadroda yer alan psikolojik danışmanların sayısı yetersiz kalmaktadır. Bu eksiklik beraberinde ihtiyaç duyan öğrencilere yeterinde destek verilememesine neden olmaktadır. Psikolojik danışmanlar meslek seçimine yoğunlaşırken diğer gelişim sorunlarına ağırlık verememekte ya da ikisini bir arada götürmeye çalışarak her iki alanda da yeterli verimi sağlayamamaktadırlar. İlgi ve yetenek envanterlerinin uygulanması, değerlendirilmesi, öğrenci ve ailelerle sonuçlar üzerinden görüşmelerin yapılması zaman almaktadır. Ancak bu zamanı planlayabilecek uygun program yaratılamamaktadır. Öğrencilere yapılacak mesleki kariyer danışmanlığı sadece envanterlerin uygulanması değil aynı zamanda alternatiflerin sunulması, avantaj ve dezavantajların değerlendirilmesini de gerektirmektedir. Tüm bu koşullar sağlandığında sağlıklı bir yönlendirme yapabilmek mümkün olmaktadır. Bu hizmetin yeterli şekilde aile ve öğrencilere sunulabilmesi için okullardaki psikolojik danışman sayılarının artırılması gerekmektedir.

Peki Kariyer Danışmanlığı Psikolojik Danışmanlıktan Nerede Ayrılıyor?

Kariyer danışmanı, bireyin tecrübelerini de baz alarak, ilgi, yetenek ve niteliklerinin gelecekteki kariyerini verimli şekilde nasıl şekillendirebileceğini belirlemesinde bireye destek oluyor. Ayrıca kariyer danışmanı, bireyin kariyer geçiş fırsatlarını değerlendirmesini sağlıyor ve iş kaybı gibi travmaları yönetmesinde bireye başa çıkma stratejileri kazandırıyor. Kariyer danışmanlığında temel amaç, kısa dönemli olmaktan çok orta ve uzun vadeli kariyer sonuçları elde etmek oluyor.

Kariyer danışmanlığı yapacak bir uzmanın başarılı olabilmesi için koçluk, arkadaşlık, danışmanlık, psiko-sosyal destek, sponsorluk, iş başında eğitim gibi kişilere çok yönlü destek verebilmesi gerekiyor.

Kariyer danışmanı, bireyin ilgi, yetenek, bilgi, beceri ve sosyo-ekonomik koşullarıyla uyumlu bir kariyer seçmesine destek olurken aynı zamanda geleceğin yükselen meslekleri hakkında da kişilere bilgi veriyor. Bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği günümüz koşullarında ayakta kalabilmek ve uzun vadeli işler yapabilmek için çağın gerisinde değil çağın beklentilerini karşılayabilir donanımda olmak gerekiyor. Kariyer seçimi sürecinde destek almayan kişiler değişen ve gelişen dünya fırsatlarından yeterli bilgi sahibi olamayabiliyor. Bu da kişinin seçim yelpazesini daraltıyor; kendisi ve iş dünyası hakkında yeterli olmayan bilgilere sahip olmasına neden olabiliyor.

Kariyer Danışmanı Bireyin Farkında Olmadığı Yönlerini Keşfetmesini Sağlıyor

Kariyer danışmanı, bireylerin farkında olmadığı ya da kullanma fırsatı bulamadığı güçlü yönlerini keşfetmesi ve kullanması için gereken yönlendirmeyi yapıyor. Kişilerin güçlü yönlerini sergileyebilecekleri fırsat alanlarını onlara gösteriyor. Güçlü yönleriyle ön plana çıkan bireylerde özgüven artar, ifade gücü gelişir, girişkenliğe yönelik çekinceler azalır. Böylece kişi kendisi, bilgi ve yetenekleri ile kariyer olanakları arasında ilişki kurmayı öğrenir ve çok boyutlu değerlendirme becerisini geliştirir. Edindiği stratejik düşünme ve etkili problem çözme becerileri ile kişi çağın getirdiği hızlı ve sürekli değişimler karşısında kendini güncelleyebilir hale gelir. Bu doğrultuda kişi kapasitesine güvenir, yenilik ve değişimlere ayak uydurabileceğine inanır ve zorluklarla da çok daha etkili başa çıkabilir.

Kariyer Danışmanı Karşılaşılan Duraksamalarda Yeni Fırsatlar Yaratma Becerisi Kazandırır

Kariyer danışmanlığına gereksinim duyulan bir başka konu ise kariyer gelişiminde yaşanan duraksamalardır. Örneğin; belli bir konumda uzun yıllar çalışmış ve mesleki tatmine ulaşmış bir birey pozisyonunda yükselmek isteyebilir. Ancak çalıştığı kurum yükselme fırsatı sunmuyor ya da çıkabileceği üst pozisyonlar boşalmıyor olabilir. Bu durum kişinin performansını düşürecek ve mesleki tatmininin azalmasına neden olacaktır. Bu hem birey hem de iş veren için olumsuz sonuçları beraberinde getirecektir. Kariyer danışmanı bu noktada kişinin beklenti ve mevcut koşullarını değerlendirerek alternatif kariyer fırsatlarının belirlenmesine destek olmaktadır.

Kariyer danışmanları aynı zamanda iş ve kişisel yaşam arasındaki dengeyi kurmakta zorlanan bireylere de danışmanlık yapmaktadır. Staj, mülakat becerisi, beden dili kullanımı, etkili cv hazırlama, referans oluşturma gibi kişinin meslek hayatında ihtiyaç duyacağı daha pek çok konuda da kariyer danışmanı kişilere destek vermektedir. İyi bir kariyer danışmanı yurt içi istihdam olanaklarının yanı sıra yurt dışı fırsatları da değerlendirmenizi sağlayacaktır. İyi bir kariyer danışmanı mesleğinizin hangi şehirlerde ya da ülkelerde daha iyi kazanımlar sağlayacağına yönelikte bilgi verebilecek yeterlilikte olacaktır.

Kariyer Danışmanlığı Hizmeti ve Okul Rehberlik Bölümü Değerlendirildiğinde

Türkiye’de eğitim kurumlarında görevli olan psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerden beklenen en önemli görev öğrencilerin gelecek meslek ve kariyerlerine yönelik seçimler, kararlar ve hazırlıklarında yardımcı olmalarıdır. Ancak okullarda rehberlik kadrolarına yeterli istihdamın yapılmaması bu kademelerde çalışan uzmanların iş başarısını olumsuz etkilemektedir. Üstelik 21. Yüzyıl yaşam koşullarında danışmanlık hizmeti sadece okul ortamında değil her yaş grubundan yetişkinler için de önemli bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu nedenle kariyer seçimi noktasında eğitim hayatında verilen rehberlik desteği oldukça önemli role sahip olsa da yeterli değildir. Bireylerin eğitim hayatlarında yapacakları okul, bölüm, alan gibi seçimlerden başlayarak, meslek seçimi ve iş hayatındaki kariyer fırsatlarının değerlendirilmesine kadar pek çok noktada danışmanlık verebilecek kapsamda bir hizmetin edinilmesi çok daha sağlıklı olacaktır.

Meslek Seçiminin Önemine Yeterince Önem Verilmiyor

Kariyer danışmanlığı ve psikolojik danışmanlık hizmetlerine yönelik yanlış algılar ve gerçekçi olmayan beklentiler günümüzde hala çok fazladır. Bu durum danışmanlık hizmetlerinden gereken desteğin zamanında alınmamasına neden olmaktadır. Zamanında ve gerektiği şekilde alınmayan destek bireylerin başarısız ve mutsuz olma ihtimallerinin yüksek olduğu mesleklere yönelmesine neden olmaktadır. Meslek hayatındaki mutsuzluk bireyin günlük yaşamına, sosyal ilişkilerine, evliliğine, aile huzuruna etki etmekte ve kişinin yaşamı çok boyutlu etkilenmektedir. Bu durumla başa çıkabilmek için kariyer danışmanlığı almaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bazen bu ihtiyaç seçilen mesleği tamamen değiştirmeği gerektirebilir. Kimi zamansa seçilmiş meslek üzerinden gidilebilecek alternatif çalışma alanlarını değerlendirmek gerekebilir.

Hayatınızın Her Döneminde Kariyer Danışmanlığı Alabilirsiniz

Kariyer danışmanlığı hizmetinin psikolojik danışmanlıktan en büyük farkı bu hizmetin sadece okulda değil, kişinin tüm mesleki yaşamı boyunca devam ettirilebilir bir hizmet olmasıdır. Kariyer danışmanı bu nedenle sadece eğitim ortamında değil, eğitim sonrasında da hizmet verebilecek bağımsız bir konumda bulunmaktadır.

 

Read More

Her bireyin hayata geldiği dönem itibariyle karşılaştığı yaşam koşulları birbirinden farklıdır. Yaşanılan zaman aralığında gerçekleşen teknolojik, ekonomik ve çevresel koşullardaki değişiklikler bireylerin kişiliklerinde ve kariyer hedeflerinde değişikliklere neden olur. Kuşaklar ise yaşanılan bu dönemsel farkları sınıflandırabilmek için tanımlanmıştır. Çağımızın kariyer hayatına atılma evresindeki en genç kuşağı ise Z kuşağıdır.

Z kuşağı bireyleri yaşları itibariyle iş hayatında henüz aktif rol almasa da kariyer hayatlarını şekillendirmek üzere hazırlık aşamasındadırlar. Bir kısmı ise staj ya da erken dönem iş tecrübeleri ile iş yaşamında yeni yeni varlık göstermeye başlamıştır. Teknolojinin içerisine doğan ve teknoloji ile beraber gelişip büyüyen bu kuşak diğer kuşaklardan teknolojinin hatırı sayılır etkisi ile oldukça farklılaşmaktadır. Bu nedenle bu kuşağın kariyer beklentilerini ele alırken diğer kuşaklardan bağımsız düşünmek gerekmektedir.

Yetiştirilme Şekilleri Kariyer Beklentilerini Etkiliyor: Hiyerarşi İstemiyorlar!

Günümüz gençleri daha bilinçli ebeveyn tutumlarıyla yetişmektedir. Eğitim düzeyi yüksek aileler ve planlı gebeliklerle bu çocuklar eski kuşaklara göre ebeveyn sevgilisini daha çok almaktadır. Z kuşağını yetiştiren ailelerin bilinçli doğum kontrol yöntemleri kullanması, kadınların iş hayatındaki artan rolü ve ekonomik faktörlerin etkisi ile çok çocuklu ailelerin sayısı azalmıştır. Z kuşağı çoğunlukla tek çocuk ya da bir, iki kardeşli çocuklardan oluşmaktadır. Ailenin koşulsuz sevgisini almaları ve benmerkezli yetişmeleri nedeniyle Z kuşağının bireyleri iş hayatında hiyerarşiden ve ast üst ilişkisinden hoşlanmamaktadır.

Onlar için fikirleri son derece önemlidir ve fikirlerini sunduklarında bu önemin kendisine hissettirilmesini isterler.  Grup çalışmalarına uyum sağlarlar, ekip olarak hareket etmekten hoşlanırlar ancak grup içerisindeki rollerinin önemini hissetmeleri ve geri planda bırakılmamaları gerekir. Kendi işinin karar ve onay mekanizması olmak isterler. Taktir edilme ihtiyaçları yüksektir, olumsuz geribildirim onlar için itekleyici güç olsa da sürekli hale gelen olumsuz geribildirim karşısında performans göstermeyi bırakır ve çalışan bağlılığını kaybederler.

Z Kuşağı Kariyer Hayatında Otoritelerle Değil Mentor İle Çalışmak İstiyor

Z kuşağı bireylerinin kariyer beklentilerini etkileyen bir diğer faktör ise otorite kavramıdır. Bu bireyler otorite karşısından kendi otoritelerinin de kabul edilmesini isterler. Otorite yerine geçen patron, müdür, işveren rolündeki kişinin kendisini birey olarak tanımasını ve o şekilde yaklaşım sağlamasını beklemektedir. Z kuşağının bu beklentisi Y kuşağında da görülmektedir. Ancak Z kuşağının kariyer hayatından otorite figürüne yönelik bu beklentisi Y kuşağı bireylerine oranla çok daha nettir.

Yöneticilerin Z kuşağı çalışanlarından verim alabilmesi için iş süreçleriyle ilgili fikirlerinin duyulduğunu ve önemsendiğini hissedebilecekleri ortamlar yaratılması gerekmektedir. Z kuşağı geribildirim almayı sever, geribildirimleri gelişimleri için gerekli görürler. Ancak almayı sevdikleri kadar geribildirim vermekten de memnun olurlar. Yöneticiler ve Z kuşağı ile ekip arkadaşı olacak diğer kuşaklardan bireyler Z kuşağının vereceği geribildirimlere de hazır olmalıdırlar. Z kuşağı için ifade özgürlüğünü hissedebilecekleri çalışma alanları işlerine olan bağlılık ve sadakatlerini artırmaktadır.

Z kuşağı için kendisine sürekli direktifler veren bir yönetici ya da neyi yapıp yapmaması gerektiğini söyleyen iş arkadaşları birlikte çalışmaya uygun roller değildir. Bunun yerine, kendisiyle sohbet eden ve aynı zamanda da tecrübelerini paylaşarak onu geliştiren yönetici ve arkadaşlar tercih sebebidir. Bu gençlere yöneticilik yapacak kişiler otoriter olmak yerine mentorluk becerileri gelişmiş kişiler olmalıdır. Ayrıca işveren ve yöneticilerin tüm şirket politikalarında şeffaf ve açık olması Z kuşağı tarafından beklenmektedir. Çalışan bağlılığı ve sadakatinin devamlılığı için işverenin prim, terfi, zam gibi hassas konularda çalışanlarına karşı açık olması bu kişilerce beklenmektedir.

Maddi Kazanç, Ödül ve Rahatlık Kariyer Hayatlarında Öncelikli Role Sahip

Günümüz Z kuşağı bireyleri, tüketimin fazla olduğu bir topluluğun içerisinde büyümektedir. Eski kuşaklardaki aza kanaat etme, elindekinin değerini bilme, bozulanı onarıp kullanmaya devam etme bu dönem için geçerli değildir. Onlar için bir ürünün işlevselliği kadar, tasarımı, kalitesi ve popülerliği de önemlidir. Bu nedenle de bu kuşak tüketim ihtiyaçlarına hitap edecek gelirlerle çalışmak istemektedir. Maddi kazanç onlar için oldukça önemlidir.

İş hayatında Z kuşağının uzun soluklu kalabilmesi için iş birliği içerisinde olduğu kurumun maddi ve manevi beklentileriyle uyumlu olması gerekmektedir. Zam oranlarının düşük olması, terfi imkanının uzun vadeli ya da mümkün olmaması iş arayışına başlamaları için oldukça yeterli sebeplerdir. Yıllık performanslarının düzenli olarak ödüllendirilmesini ve ortalamanın üzerinde bir maaş artışını isterler. İşveren özel sağlık güvencesi, yemek, servis haklarının yanı sıra kişinin çalışma hayatından keyif almasını sağlayacak başka hakları da çalışana sunuyor olmalıdır.

Rahat izin alabilme, önemli günlerde hediye ve tebrikler, şirket içi motivasyon etkinlikleri ve kutlamalar yine çalışan bağlılığı için şirketlerinden bekledikleri koşullardır. Şık giyinmeye, bakımlı ve özenli olmaya önem verseler de kılık kıyafetlerinde takım elbise ile sınırlandırılmak istemezler. Rahat ve şık giyimin kabul edildiği bir şirkette kariyer yapmak isteyebilirler.

Esnek Çalışma Saatleri Kariyer Beklentileri Arasında

Bu kuşak çalışmak için yaşayanların değil yaşamak için çalışanların oluşturduğu bir kuşaktır. Dolayısıyla onlar için önemli olan hayatı yaşamak, anın tadını çıkarmak ve keyif almaktır. Sabit mesai saatlerinde uzun saatler boyunca çalışmak onlara göre değildir. Eğlenmek için haftalık tatillerin gelmesini beklemek ya da yılda sadece iki haftalık izne tabi olmak onlar için hayal ettikleri kariyer koşulları değil. Bu nedenle esnek çalışma saatlerine geçen şirketleri tercih etmeleri olasıdır. Şirket dışında da sürdürebilecekleri, mobil olacakları işler bu gençler için daha uygun olacaktır. Z kuşağı için hakim düşünce “işimi onlar versin ama çalışma saatimi ben belirleyeyim.”, “işimi zamanında yetiştirdikten sonra onların kurallarına bağlı kalmak zorunda değilim.” olacaktır.

Fiziki Koşullar ve Gelişim Fırsatları

İşlerinin tek düze olması Z kuşağı bireylerinin iş yaşamında çabuk sıkılabileceklerini ve işten kolay vazgeçebileceklerini düşündürmektedir. Bunun önüne geçebilmek için iş yerinin fiziki koşullarının değiştirilmesi ve çalışanın da gelişim fırsatlarının desteklenmesi gerekmektedir. Fiziki koşullar düşünüldüğünde molaların verimli değerlendirilebileceği ferah alanlar olması gerekir. Mola alanlarının çalışanların hem eğleneceği hem de sosyalleşebileceği alanlar olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Pek çok işverenin en büyük hatası, teknoloji çağında hala eski bilgisayar ve ofis malzemelerini kullanıyor olmasıdır. Bu da mevcut işlerin aksamasına ve zamanın verimsiz kullanılmasına neden olmaktadır. Bir Z kuşağı üyesinden verimlilik almak istiyorsanız yapmanız gereken son teknoloji ürünleri iş yerinizde tercih etmenizdir.

Z kuşağının özgüveni yüksek ve kariyer odaklı bir nesil olduğunu eğitim hayatlarından görebilmekteyiz. Yenilikçi, yaratıcı, çok yönlü ve girişken olan bu kuşağın bireylerinin iş hayatlarında beklentilerini bulmaları şartıyla çok başarılı olabilecekleri öngörülmektedir. Yenilenmeyi ve gelişmeyi seven bu bireylerin iş hayatında da bu ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. İş alanlarıyla ilgili eğitimler almalarına fırsat verilmesi, mesleki gelişim, kişisel gelişim eğitimleri ile desteklenmeleri çalışan bağlılığını artıracaktır. Çalışana gün içerisinde bir kafede çay & kahve eşliğinde çalışma imkanının sunulması da Z kuşağının talep ettiği esnekliklerdendir.

Genç Yöneticiler Olmak Ya da İş Kurmak

Z kuşağının kariyer hedefleri dinlendiğinde pek çoğunun kariyer hayatından beklentisi hızla yükselmek, enerjilerinin yüksek olduğu gençlik yıllarında yönetici mertebelerine erişebilmek. Eğer maddi imkanları varsa pek çoğunun hayali kendi işini kurmak ve işinin patronu olabilmek. Onların yenilikçi yapısı, yüksek enerjisi, risk alabilme kabiliyeti ve her ne iş yaparlarsa yapsınlar sosyal medyayı kullanarak reklam yapabilme becerileri var. Her olasılığı fırsata çevirebiliyor ve her fırsatı para getirecek bir iş olarak dönüştürebiliyorlar. Özgüvenleri yüksek, iletişimleri başarılı ve kendilerinden oldukça eminler. Uygun fırsatları yakaladıkları sürece çalıştıkları alanda yukarılara tırmanacak ya da kendi işlerini kurmaktan geri durmayacaklardır.

Sosyal Medyada Olumlu İzlenimi Olan Şirketlerde Kariyer Yapmak İstiyorlar

Z kuşağı gençleri bir işe başvuracakları zaman, o işe kabul edilmişçesine detaylı araştırmaya girerler. Şirketi ilk önce sosyal medya hesaplarında aratırlar. Çalışan değerlendirmelerine, yorumlara bakarlar. Şirketin alanıyla ilgili ne tarz çalışmalar yaptığına, öncülük ettiği projelere bakarlar. Şirketin fiziki konumu, dış görünüşü ve fiziki özellikleri de onlar için belirleyici değere sahiptir. Şirketi Instagram, Youtube, Facebook, Twitter, LinkedIn gibi sosyal medya platformlarından araştırır, yakından takip eder ve işletmenin faaliyetlerini öğrenmeye çalışırlar. Sosyal medyadan bilgi edinemedikleri bir şirket onlar için çağın gerisinde kalmış ve popülerliği olmayan bir şirkettir. Böyle bir şirket ilgilerini çekmez ve bu yapıya dahil olmak istemezler.

Şirket sahiplerinin Z kuşağı tarafından tercih edilebilir olması için mutlaka sosyal medyaya giriş yapmaları ve kendilerini bu alanda da göstermeleri gerekir. Ayrıca şirketlerin internet sayfalarının da aktif ve ulaşılabilir olması gerekmektedir.

Z Kuşağı İle Çalışacak Olmanın Faydaları

Z kuşağının en belirgin özelliği iyi eğitimli olmaları ve rekabet ortamında varlık sürdürebilmek için kendilerini sürekli geliştirmeye çalışmalarıdır. Ekibinize Z kuşağından bireyler kattığınızda güncel gelişmeleri yakından takip edebilir, eski bilgilerinizi yenileriyle tazeleyebilirsiniz. Ayrıca Z kuşağı bireylerinin iş yaşamındaki varlığının artmasıyla teknolojinin iş yerlerinde kullanım oranı çok daha fazla olacaktır. Teknoloji ile el ele büyüyen bu kuşak için tüm ekipmanların dijitalleştirilmesi ihtiyacını doğuracaktır. Bu sayede manuel yapılan işler azalacak zaman tasarrufu sağlanacaktır. Pek çok iş otomatize edilecek, robotik sistemlerin kullanımı çok daha yaygın hale gelecektir. Daha çok dijital ekran kullanılacak ve yazılı basımın olduğu içerikler azalacaktır.  Bu da beraberinde kâğıt israfının azalmasını sağlayacaktır.

Z kuşağının sabit mesai ile çalışmaktan hoşnut olmaması İnsan kaynakları birimlerinin esnek çalışma saatlerini çalışma yönetmeliklerine ekletmelerini bir süre sonra zorunlu hale getirecektir. Zaman ve mekana bağlı olmaksızın esnek çalışabilmek çoğu şirketin gündeminde olacak. Bu sayede hem çalışanlar memnun olacak hem de şirketlerin her saat aralığında performans alabilecekleri çalışma düzenleri olabilecektir.

Z kuşağının şirketlere getireceği yeni fikirler, yaratıcılıkları ve diğer kuşaklara göre gözle görünür enerjileri şirketlerin başarısını artıracaktır. Ayrıca risk alma cesaretleri, sonuç odaklı olmaları, enerjileri ve yükselme hedefleri ile bu çağın gençlerinden oldukça başarılı liderler çıkacak. Z kuşağını kadrosuna alan şirketler dijital platformda daha ön planda yer alacak, sosyal medya kullanımları ve internet ortamındaki tanıtım çalışmaları ile kendilerini daha iyi ifade edebilecektir.

Z Kuşağı İle Çalışmak İstiyorsanız Kurum Kültürünüzü Gözden Geçirmelisiniz

Bu kuşak yenilikçi olmayan, kendini geliştirmeyen, fikirlere açık olmayan, katı kuralların olduğu ve eski sistemlerin işletildiği bir iş ortamından kolayca kopabilir. Yan hakları olmayan, kişisel alana ve özel yaşama saygı duymayan çalışma koşullarına tahammül edemez. Gelişimini desteklemeyen ve yükselme fırsatı sunmayan şirketlerde performans sergilemek istemez. Günümüz gençlerinin kariyer belirleme sürecinde sizlerle ilerlemesini istiyor, onları kurumunuzu ileriye taşıyacak beyinler olarak düşünüyorsanız kurum kültürünüzü ve çalışma koşullarınızı gözden geçirmelisiniz.

Read More