Ders çalışmak ya da akademik başarıya götüren şekilde ders çalışmak, kişiye özgü davranışlar gerektirse de başarılı öğrencilerin belli başlı ortak özelliklerini görmezden gelmek mümkün değil. Üstelik bu özellikler, bilimsel araştırmalar tarafından da doğrulanıyor. Başarılı öğrencilerin bazı ortak davranışlarına gelin, birlikte göz atalım.

Tek seferde çok fazla çalışmazlar

Sınav gününe kadar pek kitap sayfası açmamış ya da dersleri iyi dinlememiş öğrenciler, genellikle son gün bütün konuları öğrenmeye çalışırlar. Bu genellikle pek mümkün değildir. Kısa sürede çok fazla konuyu öğrenmeye çalışmak etkin bir çalışma metodu olmayacağı gibi, sonrasında yorgun düşmenize sebep olacaktır. Bunun yerine düzenli olarak ve belli aralıklarla mola vererek çalışmanız gerekir.

En verimli zamanlarının farkındadırlar

Herkesin kendine özgü bir verimli çalışma modeli vardır. Çalışma saatleri, çalışma ortamı ve materyal kullanımı gibi değişkenlerden sizin için en idealini bulmanız yararınıza olacaktır. Buna eğitim dünyasında metacognition adı verilir. Metacognition, kendinize özel düşünme süreçlerinin farkına varmanızı ve bu süreçleri kontrol etmenize yardımcı olur.

Akademik Başarı

Her bir oturum için hedef koyarlar

Hedef dediğimiz zaman yönünüzü çok uzak bir geleceğe çevirmek zorunda değilsiniz. Bazen kısa vadeli hedefler koymak motivasyonunuzu arttırır. Başarılı öğrenciler genellikle günlük küçük hedefler koyarak ilerler. Bu sayede hem o gün içinde öğrenecekleri konuların ve tamamlayacakları çalışmanın çerçevesini çizer hem de çalışma sona erdiğinde neler başardıklarını görerek bir sonraki gün için motivasyonlarını yüksek tutmuş olurlar.

Çalışma saatlerine saygı duyarlar

Çalışma saatlerini bir işkence süresi değil, yeni bilgilerin edinildiği bir zaman zaman dilimi olarak gören başarılı öğrenciler, bu saatlerin bölünmesine izin vermezler. 50 dakika çalışmaya karar verdiyseniz, kimsenin bu 50 dakikayı elinizden almasına izin vermemeniz gerekiyor. Bu sizin kendiniz için en iyi olduğunu düşündüğünüz günlük plan ve ne siz ne de başkaları bu planı görmezden gelebilir.

Zorlandıkları konularda destek isterler

Her şeyi bilmek mümkün değil. Ne kadar başarılı olsanız da öğrenmekte zorlandığınız ya da bilmediğiniz konuları açığa çıkarmaktan çekinmeyin. Çünkü ancak bu şekilde yeni bilgiler edinme ve tam anlamıyla öğrenemediğiniz konuların detaylarını öğrenme şansı bulabilirsiniz. Arkadaşlarınızla, karmaşık gelen konuları tartışın. Bir sonuca varamazsanız öğretmenlerinizden destek alın. Birlikte öğrenmek keyiflidir!

Read More

Uzamsal akıl yürütme birçok konuda önemli bir etken olmasına rağmen dikkatten kaçmaya devam ediyor. Bu nedenle uzamsal akıl yürütme hakkında bilgi vermeyi önemli buluyoruz. Bu yazıda uzamsal akıl yürütmenin ne olduğu hakkında bilgi vermenin yanı sıra çocukların uzamsal akıl yürütmenin önemine de değineceğiz.

En genel tanımıyla uzamsal akıl yürütme bir şekli zihnimizde canlandırırken yaptığımız şeydir. Örneğin mimarlar ve mühendisler bir bina tasarlamaya başlarında uzamsal akıl yürütme ile işe başlarlar. Kimyagerler bir molekülü üç boyutlu olarak düşünürken uzamsal akıl yürütür. Diğer taraftan hepimiz farklı bir görsel bakış açısı geliştirirken aynı şekilde akıl yürütürüz.

Uzamsal akıl yürütme testleri arasında çok bilinenler iki şeklin aynı olup olmadığını sormak ya da bloklar yardımıyla belli bir şekli yeniden yaratmak sayılabilir. Aslında uzamsal akıl yürütmenin ne olduğu sorusunu yanıtlarken, neden önemli olduğu da ortaya çıkmış oluyor. Bu konudaki becerilerimizin; bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik gibi alanlarda başarılı olma olasılığımızı öngörebildiğine dair bilimsel araştırmalar bulunuyor.

uzamsal akıl yürütme testiSayı duyusu ve uzamsal düşüncenin gelişimi birbiriyle yakın bir ilişki içinde. Uzamsal ilişkileri görselleştirmede başarılı olan çocuklar, ilk okulda daha güçlü aritmetik becerisine sahip. Sadece STEM alanlarında değil, erken uzamsal beceriler küçük çocukların okuma becerisiyle ilgili de ipuçları veriyor.

Çocukların uzamsal becerileri geliştirilebilir mi?

Uzamsal zekanın, genellikle biyolojik olarak belirlenmiş olduğu düşünülür. Ancak görünen o ki, bu düşünce yalnızca gözlemlenen cinsiyet farklarına dayanıyor. Diğer taraftan bu farkların temelde, oyunlardan okul sıralarına kadar çocuklara verilen eğitimle bağlantılı olduğu çoktan ortaya çıktı. Yapılan pek çok çalışma bunu destekliyor.

uzamsal akıl yürütme1

Örnek vermek gerekirse 2008 yılında Rebecca Wright ve arkadaşlarının yürüttüğü çalışma kapsamında Harvard’da 38 gönüllü ile bir araya gelindi. Başlangıçta yapılan testlerin sonucunda uzamsal düşünce konusunda cinsiyete dayalı farklar görüldü. Ancak bu çalışmayı farklı kılan bu sonucu nihai sonuç olarak görmektense bir adım ileri götürmek oldu.

Katılımcılar 21 günlük bir eğitimin ardından tekrar uzamsal becerilerinin ölçüldüğü bir teste tabi tutuldu. Sonuç olarak, cinsiyete dayalı fark ortadan kalkmıştı. Bu sonuçlar, iki konuda sevindirici. Birincisi, yakın zamana kadar kız çocuklarının başarılı olamayacağı önyargısıyla uzaklaştırıldığı STEM alanlarında başarılı olmanın biyolojik olarak cinsiyetle ilişkili olmadığı anlaşılmış oldu. Diğer taraftansa, cinsiyet önemli olmaksızın uzamsal becerilerin 21 gün gibi kısa süreli bir eğitimin ardından bile geliştirilebileceği ortaya çıktı.

Read More

Matematik eğitiminin ilkokulda hatta daha da ileri yaşlarda tam anlamıyla öğrenildiğine dair genel bir görüş olsa da yapılan çalışmalar bunun pek de öyle olmadığını gösteriyor. Okul öncesi eğitimde uzamsal akıl yürütme ve geometri eğitimi daha sonraki matematik eğitimi için önemli bir temel oluşturuyor. Bu yaşlarda, çocukların aktivitelerini hafife almaktansa gerçekten uzamsal yani diğer bir kullanımla mekansal ya da uzaysal akıl yürütme becerisini geliştirmeye odaklanan eğitimler, ileriki yaşlarda matematik başarısında direkt bir etkiye sahip.

Yaptıkları bir çalışmanın sonucunu somut olarak görmek, çocukları yeni bir şey keşfetme heyecanıyla daha fazla öğrenmeye motive eder. Bu nedenle ilk uzamsal akıl yürütme çalışmaları için lego blokları ve yapbozlar son derece ideal materyaller ve muhtemelen birçoğunuzun evinde bulunan oyuncaklar.

İpucu: Bir grup lego bloğunu alarak bunlardan istediği bir şey yapmasını isteyerek, süreci daha maceralı bir oyuna dönüştürebilirsiniz.

Matematik sayılardan ibaret değildir

Daha önceden matematiğin yalnızca sayılarla ilgili olduğuna dair yanlış bir bakış açısı yaygındı. Ancak bugün eğitmenler bu tarz oyunların ve aktivitelerin matematik olduğu konusunda hemfikir. Diğer taraftan genellikle uzamsal yerleştirmeyle ilgili kelime dağarcığına sahip olmayan çocukların, başta elleriyle çizerek gösterdiği şekilleri zaman içinde kelimelerle ifade etmesi de aktif bir öğrenme sürecinde olan çocukların artan ilgilerinin bir kanıtı.

uzamsal akıl yürütme

Okul öncesinde başlayan uzamsal akıl yürütme eğitimi, belli bir aşamadan sonra uzamsal ve geometri kavramlarına çizgisi sayısı gibi sayısallık kavramlarını ekleyerek daha kapsamlı bir hale gelebiliyor. Örneğin, öğrencilerin büyüklük kavramını anlamalarına yardımcı olmak için çizgi aralarına bloklar koydukları zaman işin içine sayılar da girmiş oluyor.

Matematik öğrenimi için hazır olmak neden önemli?

4 – 8 yaş arasındaki çocukların, adına direkt matematik denmese de matematiğin temellerine aşina olması daha sonrasında özgüvenle ve heyecanla matematik öğrenmelerine yardımcı oluyor. Daha önceki eğlenceli çalışmalarını hatırlatacak matematik eğitimi, çocukları tedirgin eden ya da korkutan bir sürece değil, daha da detaylandırılmış bir oyuna ya da aktiviteye dönüşür. Bu da öğrenmek için duydukları motivasyonu önemli ölçüde arttırır. Çocuklar matematiksel işlemleri daha kolay algılayarak soruları hızla görselleştirebilirler.

Read More

Bilimsel insanları ve eğitmenler, öğrenmeyi teşvik etmek için izlenmesi gereken yollara uzun zamandır odaklanıyor. Çocukların ders çalışma motivasyonu, onları sürekli teşvik etmedikçe kolayca kaybolur. Bu nedenle, onlara destek olmak ve motive etmek için zaman, çaba ve enerji harcamanız gerekir. Bu süreçte çocukların öncelikle ihtiyacı olan, onlara destek olan ve onların yanında olduğunu her fırsatta gösteren ebeveynlerdir. Çünkü siz, eğitimi önemsemezseniz, büyük olasılıkla onlar da önemsemeyecektir.

Şimdi, gelin çocuklarınızın ders çalışma motivasyonunu arttırmak için faydalı olacak bir kaç yönteme göz atalım.

Öğrenme süreçlerine aktif katılımlarını sağlayın

Çocuklara sadece ne yapmaları gerektiğini söylemek, onlar için öğrenmeyi sıkıcı bir hale getirir. Bu nedenle çocuklarınız için bir çalışma planı yaparken onların da sürece dahil olduğundan emin olun. Hedeflerini, beklentilerini ve kendilerine özgü etkili çalışma yöntemlerini çocuğunuzla birlikte belirleyin. Kendilerini tanımalarını sağlayın. Öğrenme süreçlerinde bir kural koyucu değil, yönlendirici ve kolaylaştırıcı olarak rol alın.

Onlara kafanızdaki soruların cevaplarını empoze etmek yerine, bu sorulara cevap bulmalarına yardımcı olun. Yani, bir yapılacaklar listesi vermek yerine listeyi hazırlamak için doğru soruları sorarak keşfetmenin motive eden etkisinden faydalanın.

Kendi başarılarının tadını çıkarma fırsatı verin

Öğrenciler için kendi başarılarının tadını çıkarmak, yeni başarılar için emek verme konusunda etkili bir motivasyon kaynağıdır. Sizin için değil, kendi arzuları ve hayallerine ulaşmak için başarılı olduklarını fark etmelerini sağlayın. “Ben başardım!” demek çocuklar için özgüven arttırıcı bir rol oynayarak istedikleri zaman neler yapabileceklerini görmelerine yardımcı olur.

ders çalışmak için motivasyon

Diğer öğrencilerle kendilerini kıyaslamalarına sebep olmadan kendileriyle yarışmaya teşvik edin. Sınıfın en iyisi olmak değil, düne göre daha iyi olmak gibi kısa hedefler koymak bu konuda çok faydalı olacak.

Sosyalleşmeye teşvik ederek hayata katılmalarını sağlayın

Ders çalışmanın ve akademik başarının, yüksek not almak için ya da diğerlerinden daha iyi olduklarını kanıtlamak için olduğu gibi bir fikir içinde kaybolmaları motivasyonlarını düşürür. Üstelik böyle zamanlarda öğrenciler, hem derslere daha az ilgi duyar hem de sosyalleşmekten kaçınırlar. Sınıf arkadaşlarını birer arkadaş değil, rakip olarak görebilirler.

Birlikte başarmanın ne kadar keyifli olduğunu keşfetmelerini sağlayın. Diğer taraftan fikirlerini açıkça ifade etmek ve soru sormaktan çekinmemek için onları yönlendirin. Bunu yapmanın en iyi yolu, derslerin sınavlarla değil, hayatla ilgili olduğunu ve diğerlerinin fikirleriyle beslenebileceklerini onlara fark ettirmektir.

Read More

Yeni bir okul dönemine ‘merhaba’ dediğimiz bu günlerde, öğrenciler başarılı olmak için hızla çalışmalara başladı. Okulda potansiyelinizi gerçekleştirebilmek ve hedeflediğiniz akademik başarıya ulaşmak için izleyebileceğiniz bazı stratejiler var. Güçlü yanlarınızı keşfetmek ve belirlediğiniz hedefe ulaşmak için kendinize güvenmeniz, pozitif olmanız ve dirençli olmanız gerekiyor. Gelin akademik başarıya götüren dört adımlık yolu birlikte inceleyelim.

Güçlü yönlerinizi keşfedin

Öğrenciler için güçlü ve zayıf yönleri keşfetmek ya da diğer bir deyişle kendinizi tanımak başarı için atacağınız ilk adım olmalıdır. İlköğretim öğrencilerinden doktora yapan akademisyenlere kadar herkes için kendini tanımak güncel bir ihtiyaçtır. Sürekli değişen çevresel faktörler ve kişisel beklentilerin yanı sıra çeşitlenen ve artan bilgi ve becerileriniz, kendini tanıma sürecinin önemini arttırır. Bunun için stratejik yetenek yönetimi hizmeti veren danışmanlar, becerilerinizi analiz ederek sizi en iyi şekilde yönlendirebiliyor.

Hedeflerinizi belirleyin

Önünüze belli hedefler koymak, aksiyon alma aşamasında büyük fayda sağlar. Bu hedefleri haftalık, aylık, yıllık ve hatta daha uzun vadeli olarak gruplara ayırabilirsiniz. Böylece her bir hedefin yapbozun parçaları gibi birbirini tamamlamasını sağlayabilirsiniz. Hedefleri belirlemek ayrıca, öğrencinin akademik bilgi ve becerilerinin gelecek planları için nasıl bir etki yaratacağını daha somut bir şekilde görmeye yardımcı olur. Bu hedefleri belirlerken ve hedefe ulaşmak için çaba sarf ederken kendinize bir esneklik payı ayırmanız da büyük önem taşıyor.

Akademik Başarıyı ArttırmakPozitif olun

İyi hissetmenin önemi göz ardı edilemez. Burada temelleri olmayan bir mutluluktan değil, yaptığınız işe ya da çalışmaya duyduğunuz heyecanın mümkün olduğunca var olmasından bahsediyoruz. Yaptığınız şey gerçekten ilginizi çekiyorsa, sınıf arkadaşlarınız ve öğretmenlerinizle iyi geçiniyorsanız daha iyi hissedersiniz. Bu da daha pozitif bir yaklaşıma sahip olmanıza yardımcı olarak akademik başarınızı ciddi oranda arttırır. Bu nedenle sevdiğiniz ve gerçekten ilgilendiğiniz alanları keşfetmeniz hatırı sayılır bir öneme sahip. İyi hissetmekle ilgili en sık önerilen yöntem, her gün o gün gerçekleşen ya da aklınıza gelen üç güzel şeyi bir kağıda yazmak. Denemeden bilemezsiniz!

Mola verin

Hedeflerinize ulaşmak, kendinizi tanımak ve başarıya ulaşmak için kendinizi bir kaosa sürüklemenize gerek yok. Ara vermeden uzun saatler boyunca çalışmak sizi daha başarılı yapmaz, yalnızca daha yorgun ve yaptığı işi sevmeyen birine dönüşmenize yardımcı olur. Bunun yerine belli aralıklarla mola vermek ve mola sürelerinde bulunduğunuz yerden kalkıp biraz dolaşmak. İmkanınız varsa biraz temiz hava almak geri döndüğünüzde odaklanmanızı büyük oranda olumlu yönde etkiler.

Read More

Yeterli uyku almanın her zaman hak ettiği değeri görmediğini söylemek herhalde yanlış olmaz. Özellikle önemli sınavlardan önce geç saatlere – hatta sabaha kadar uyanık kalıp ders çalışmayı tercih eden öğrencilerin bir kez daha düşünmesi gerekiyor. Çünkü, iyi bir gece uykusu uyumak yerine yapılacak her türlü işten çok daha değerli.

Bir araştırma, ders çalışmak için uykuyu feda etmenin aslında geri tepebileceğini gösterdi. Çalışma kapsamında 535 lise öğrencisi, 14 gün boyunca izlendi. Ne kadar uyudukları ve derste öğretilen konuları ne kadar iyi anladıkları ve test, kısa sınav veya ödevlerde nasıl performans gösterdikleri gözlemlendi.

Sonuç: Azalan uyku akademik problemlerin artmasına neden oluyor. Son gece çalışmaları gerekli olsa da, bunun kazancı kadar ve belki daha fazla kaybı olacağını unutmamak gerekiyor. York Üniversitesi’nde yapılan bir başka araştırma ise, araştırmacılar uykunun küçük çocuklarda dil edinim becerilerini artırmaya yardımcı olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmanın baş araştırmacısı Dr. Lisa Henderson, “Çocukların yeni sözcükleri hatırlama ve tanıma becerisi, eğitimden yaklaşık 12 saat sonra ve ancak uyku gerçekleştiğinde gelişti,” diyor. Çocuklar, bu eğitimlerden edindikleri bilgileri bir hafta sonra da hatırlıyordu. Yani, öğrendikten sonra yeterli uykunun alındığı durumlarda yeni sözcüklerin uzun süreli hafızada kaldıklarını söyleyebiliriz.

Uyku sırasında neler oluyor?

Uyku, her birinde belirli bir amaca hizmet eden çeşitli evrelerden oluşur. İnsan vücudu önce fiziksel ihtiyaçlarını karşılar. Birinci ve ikinci evreleri hızlı bir şekilde geçen vücut, birkaç saatlik üçüncü ve dördüncü aşamaya erişir. Bu aşamada beyindeki nöronlar düzenli bir ritimle senkronize olmuş ve vücut kendini yenilemeye başlamıştır. Bağışıklık sistemi düzelir, kaslar ve kardiyovasküler sistemler canlandırılır. İyi bir uyku çekmek, ertesi günün keyfini çıkarabilmemiz ve bir gün önce yaptıklarımızı pekiştirmemiz için önemlidir.

Tipik bir altı-sekiz saatlik uyku gecesinin sonuna doğru, beyin Hızlı Göz Hareketi (REM) uykusu sırasında yenilenir. Bu, öğrenciler için hayati önem taşıyan bir evredir. Çünkü beyin bir gün önce edinilenleri bütünleştirir ve yeni bilgilere yer açmak için eski, gereksiz anıları temizler.

Ve sadece uykuda geçen saat sayısı ile değil – uyku kalitesi de tüm bunları etkiler. Kaliteli bir uyku için uykudan önce karbonhidrattan ve yatmadan önce parlak ekranlardan kaçınmak büyük önem taşır. Uykuya dalmakta güçlük çeken çocuklar için, ebeveynler derin nefes alma ve yavaş tempo müzik dinleme gibi rahatlama tekniklerini öğrenebilir. Böylece da nöronların daha hızlı senkronize olmasına yardımcı olarak çocuğunuzun ertesi gün için zinde uyanmasına destek olabilirsiniz.

Read More

Okul öncesi, ilkokul, üniversite ve hatta doktora… kaç yaşında olursanız olun akademik başarı beraberinde stres getirebilir. Bu nedenle bu yazıyı aslında hangi aşamada olursa olsun tüm öğrenciler ve akademisyenler için yazıyoruz. Akademik hayat çokça stres vadetse de bu stresle baş etmek için pek çok yöntem var. Bu yöntemleri ister kendiniz için isterseniz çocuklarınız için kullanabilirsiniz.

Egzersiz yapmayı ihmal etmeyin

En klişe yöntemle başladığımızı düşünmüş olabilirsiniz. Evet, stresle baş etmek ya da motivasyon arttırmak söz konusu olduğunda egzersiz yapmak bu yazıdan önce birçok yerde önerildi. Diğer taraftan bunun ne kadar uygulandığı kocaman bir soru işareti. Harvard’da yapılan bir çalışma bile düzenli sporun stresi yendiğini söylese de, birçoğumuz bunu ihmal etmeye ve stresli olan diğer işlerimizi öncelikli tutmaya devam ediyoruz. Spor yapın, stresiniz azalsın ve başarınız artsın!

Stres

Not: Eğer bu yazıyı çocuğunuzu motive etmek için okuyorsanız, onu bir spora yönlendirmeyi düşünebilirsiniz.

Destekleyici insanlarla zaman geçirin

Stresle baş etmenin en önemli yöntemlerinden biri de destekleyici insanlarla birlikte zaman geçirmektir. Bir mola da sevdiğiniz biriyle yarım saat kahve içmek bile bütün haftanın güzel geçmesini sağlayabilir. Çocuğunuzun okulla ilgili stresi olduğunu düşünüyorsanız, bu destekleyici kişi siz olabilirsiniz. Onun rahatlamasını sağlayacak aktiviteler yapabilir veya onunla okul hakkında olumlu şeyler konuşarak yardımcı olabilirsiniz.

Mindfulness ile öncelik sıralaması yapmayı öğrenin

Farkındalık olarak Türkçeye çevirebileceğimiz mindfulness yöntemiyle, çevrenizdeki dikkat dağıtıcı ve işlevsiz unsurları dikkat dışı bırakarak içinde olunan yer ve zamana odaklanabilirsiniz. Üstelik hedeflerinizinve sorumluluklarınızın öncelik sıralamasını yapma becerisi kazanarak hedefe ulaşma süreçlerinizi yönetme konusundaki motivasyonunuzu sürekli yüksek tutmayı öğrenebilirsiniz.

Kendinizi/Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamaya son verin

Mesele akademi olduğu zaman, kendimizi başkalarıyla kolayca kıyaslayabiliyoruz. “Okumayı kim daha önce öğrendi?” sorusundan başlayıp “Tez sunumunu yaparken kim daha özgüvenli konuştu?” sorusuna varana kadar zamansız ve mekansız biz kıyaslamadan bahsediyoruz. Herkes bazı konularda çok iyi, bazı konularda daha az iyi olabilir. Kıyaslamalar değil, özgüveninizi arttıracak bir çalışmaya zaman ayırmak başarınızı ikiye katlar.

Read More

Sınav dönemleri çocuklarınız için tahmin ettiğinizden çok daha zor olabilir. Bu dönemlerde tedirgin ve endişeli bir ruh haline girebilecek olan öğrencilerin baş ettiği tek şey sınavın kendisi değildir. Çocuğunuza sınav dönemlerinde nasıl destek olacağınızı bilirseniz, onların bu süreci daha kolay atlatmalarını sağlarsınız.

Beklentilerinizin farkında olun

Anne ve babaların çocuklarının akademik başarısı üzerinde hatırı sayılır bir etkisi var. Çocuklarınız sizin beklentilerinizi karşılamayı zaman zaman stres verici bir görev olarak üstlenerek akademik başarıya daha hırsla yaklaşabilirler. Bu hırs ise onlar için son derece yorucu bir hal alabilir. Bunun yerine onlara kendi beklentilerini oluşturmaları için alan yaratmanız endişeyle değil, yüksek motivasyonla ders çalışmalarını sağlar.

Hataları öğrenme fırsatına dönüştürün

Sınav dönemlerinin yükselen ve alçalan duygusal sürecini bir rollercoastera benzetmek herhalde yanlış olmaz. Ebeveynlerin bu düşüşlere ne kadar iyi tepki verdikleri, sahip oldukları yükselişlerin sayısını da belirleyebilir.

Yeni yapılan bir araştırmada, çocukların ebeveynlerinin başarısızlığı nasıl gördüklerini belirlemede çok usta oldukları ortaya çıktı. Hataları, kişisel yargılar yerine öğrenme fırsatı olarak görenlerin, bir gelişim zihniyetine sahip olma ihtimalleri daha yüksektir. Bu konuda öğretmenlerden ya da profesyonellerden destek alabilirsiniz.

Çocuklar doğru uyuyorsa, doğru düşünüyor

Ulusal Uyku Vakfı, yaklaşık 16 yaşına kadar öğrencilerin gecede yaklaşık dokuz saat uyku çekmesini öneriyor. Araştırmalar, düzenli bir gece uykusu ile sınav sonuçları arasında güçlü bir ilişki olduğuna işaret ediyor.

Birçok öğrenci, son bir gözden geçirme için gece uykusundan ödün verebiliyor ama belli ki bunun sınavdan önceki gece olması doğru bir karar değil. Diğer yaygın uyku hataları arasında, farklı zamanlarda yatmak, yatmadan önce yorgun hissetmeyi beklemek ve gecenin ilerleyen saatlerinde kafein almak sayılabilir.

 

Çocukları evden dışarı çıkarın

İngiltere’deki bir araştırmaya göre çocukların dörtte üçü, hapishane mahkumlarından daha az dışarıda vakit geçiriyor. Çocuğunuz sınav öncesinde dersini tekrar etmek için kendini eve kapatsa da öğrencileri günde en az bir kere temiz hava almaya teşvik etmeliyiz.

Doğada olmak da yardımcı olur. Çalışma molalarında yapılan bir deney doğal bir çevreyi kentsel bir çevre ile karşılaştırdı. Araştırmacılar, doğal ortamında bir mola vermiş öğrencilerin daha enerjik olduğunu ve daha sonra çalışmalarına döndüklerinde %20 daha iyi performans gösterdiklerini ortaya koydu.

Read More

Zeka testlerinde yüksek puan ortalamasına sahip çocuklar, genel olarak yalnızca akademik başarı değil, hayatın her alanında daha yüksek bir başarı çıtasına sahip. Ancak bunun sebebinin, tek başına yüksek zeka olduğunu söyleyemeyiz. Çocuklar için zeka testlerinde, akademik başarının habercisi genellikle yüksek motivasyon oluyor.

Yapılan son araştırmalar, motivasyonun zeka testlerinde başarıyı direkt etkilediğini ortaya çıkardı. Örneğin, sınav sonunda başarılı olanlara ödül sözü verildiğinde, kişilerin önemli ölçüde daha yüksek bir puan aldığı gözlendi. Bir diğer araştırmada yaş ortalaması 12,5 olan 500 çocuğun zeka testi sırasındaki motivasyonlarının düştüğünü gösteren esneme, masaya başını koyma, etrafı izleme hareketleri incelendi. Bir analiz yapabilmek için bu çocuklarla ortalama 24 yaşına geldiklerinde tekrar görüşüldü. Sonuç, zekanın önemli etkisinin yanı sıra motivasyonun alınan eğitimin süresi ve iş bulma açısından %84 oranında etkili olduğunu ortaya koydu.

Başlıkta sorduğumuz soruya net bir cevap vermemiz gerekirse, çocuklar için zeka testleri akademik başarı hakkında bize bazı ipuçları verir. Akademik başarının yanı sıra hayat boyu başarıya dair önbilgi de sunabilir.

Çocuğunuzun akademik başarı için doğru yönlendirin

Yapılan araştırmalarda da ortaya çıktığı gibi, çocuğunuzun yüksek zekasının tek başına bir başarı garantörü olmadığını unutmayın. Aynı şekilde, düşük zeka testi sonucu da başarısız olacağı anlamına gelmez. Önemli olan; çocuğunuzu akademik başarı için doğru yönlendirmeniz ve süreç boyunca motivasyonunu arttırmasına destek olmanız.

Bunun için zeka testlerine giren çocuklarınızın sonuçlarını bir puan olarak değerlendirmekle kalmayıp, profesyonel bir analizinin çıkarılmasını sağlayın. Böylece çocuğunuzun güçlü ve güçsüz yönlerini keşfetmekle kalmayıp, yola nasıl devam etmesi gerektiğini öğrenebilirsiniz.

Çocuğunuzun motivasyonunu arttıran yolu keşfedin

Motivasyonun artmasını sağlayan en önemli etkenlerden biri, onu cesaretlendirecek doğru akademik planın hazırlanmasıdır. Her bir çocuk farklı becerilere ve özelliklere sahiptir. Bu nedenle çocuğunuzu, genel bilgiler çerçevesinde çalışmaya zorlayarak onu yormayın. Bu yorgunluk beraberinde motivasyonu düşürür ve akademik başarısının önünde büyük bir engel oluşturur. Bunun yerine, zeka testlerinin sonucuna göre öğrenmekten zevk almasını sağladığınız zaman, motivasyonunu büyük oranda arttırmasına yardımcı olursunuz.

Read More

Kariyer planlaması için üniversiteden mezun olmayı beklemek son derece yaygın olsa da, başarılı kariyer planı için çok daha erken harekete geçmek gerekiyor. Yeni mezunlar, özellikle daha önce staj yapmamış ve iş hayatıyla ilgili kafa yormamışsa zorlu bir süreç geçirebiliyor. Diğer taraftan 6 yaşından itibaren uygulanan testler sayesinde yeteneklerini keşfetmiş ve eğitiminden başlamak üzere geleceğini bu yeteneklere uygun olarak planlamış kişiler hızla başarıya ulaşıyor.

Kariyer danışmanlığı genel olarak, bir kişinin hayattaki amaçlarını, neyi neden yapmak istediğini saptamasına destek oluyor. Böylece hedef ve beklentiler belirlenerek, buna uygun bir rota çiziliyor. Bu aşamada kişinin yaşadığı yer veya yaşamak istediği yer, iş hayatına atılacağı döneme dair beklentiler göz önünde bulundurularak profesyonel hizmet veriliyor.

Küreselleşme ve teknolojinin gelişimi belirleyici olabiliyor

Kişilerin kariyer planını yaparken, küreselleşen dünyada meslek seçimi çok daha zor hale geldi. Üstelik teknolojinin büyük bir hızla gelişmesi de alternatifleri büyük ölçüde arttırırken karar sürecini zorlaştırabiliyor. Önceden doktor, mühendis, öğretmen gibi daha geniş kapsamlı olarak ele alınan meslekler bugün 3B yazıcının devreye girmesiyle farklılaşan tıp dünyası, yaratıcılık ile birlikte zenginleşen mühendislik çalışmaları ve envaı çeşit bilginin aktarılmasını içeren eğitim sektörü ile karşı karşıyayız.

Özelleşen ve belli alanlar çevresinde çeşitlenen mesleklerin ortaya çıkmasıyla kişilerin kendine en uygun kariyeri keşfetmesi için profesyonel desteğe duyulan ihtiyaç da arttı.

 

Kariyer danışmanlığı neden önemlidir?

En doğru işi, en doğru şirketi – ya da girişimi – belirlemek için kişisel gelişimi destekleyen kariyer danışmanlığı için başvuru yaptığınızda ilgi alanlarınız, becerileriniz, eğilimleriniz ve ihtiyaçlarınız analiz edilir. Danışmanlık dahilinde girdiğiniz test verileri, puan olarak değil sosyo-ekonomik ve kültürel çevreniz de göz önünde bulundurularak uzmanların yorumlaması ile rapor edilir. Buna stratejik yetenek yönetimi denir.

Yetenekleriniz belirlendikten sonra bu yeteneklerle en iyi geleceği kurgulamanız için çalışmalar başlar. Başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı testin sunduğu bilgiler tamamen size özeldir ve sonucunda da sadece size özel bir kariyer planı hazırlanır. Tüme varım yöntemi uygulanarak belirlenen kariyer planı, kişisel beklentilerinizi karşılayarak mutlu ve başarılı bir mesleki ya da akademik kariyeriniz olmasını destekler.

Read More