Çocuklarda öfke nöbeti yaşandığında çoğunlukla yanlış müdahalelerle yaklaşılır ve süreç kontrolü zorlaşır. Çocuk öfkelendiğinde ağlayabilir, kendisine, çevresine ve eşyalarına zarar verebilir. Çocuğun öfkesi karşısında ebeveynler çaresizlik hissedebilir. Kimi zaman çocuğun haline yoğun üzüntü duyan ebeveyn onu sakinleştirmek için istediği her şeyi yapmayı kabul edebilir. Kimi zamansa çocuğun öfke atakları karşısında ebeveyn de yorgun düşebilir, tahammülsüz ve öfkeli davranabilir.

Öfkeye yanıt kimi durumlarda ceza ve kısıtlamalarla da verilebilmektedir. Ancak tüm bu yöntemler çocuğun öfkesini boşaltmasını ve kendini sağlıklı biçimde ifade etmeyi öğrenmesini kolaylaştırmamaktadır. Öfke anında verilen hatalı duygusal, davranışsal ve fizyolojik yanıtlar çocuğun öfkeyi istediğini elde etme methodu olarak kullanmasına neden olabilir.

Peki çocuklarda öfke nöbeti neden gelişir? Öfkeye ebeveynin yaklaşımı nasıl olmalıdır? Öfke anında çocukla nasıl bir iletişim kurulmalıdır? Öfke nöbetlerinin önlenmesi için nasıl bir iletişim ve ebeveyn tutumu uygulanmalıdır? Yazımızın devamında cevapları bulabilirsiniz.

Çocuklarda Uyum ve Davranış Bozuklukları ve Oyun Terapisi ve Çocukluk Çağı Problemleri yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Çocuklarda Öfke Nöbeti Neden Gelişir?

Çocuklarda öfkeye dönük tepkiler sıklıkla yanlış öğrenmeler, model alma ve istediğini elde etme amacıyla kullanılır. Bir çocuğun dünyaya geldiği ilk andan itibaren çevresiyle ve temel bakım vereniyle iletişim kurma şekli ağlama davranışıdır. Yaşamın ilk döneminde bebek ihtiyaçlarını ağlayarak anlatır. Temel bakım veren anne veya bir başka kişi bebeğin ağlama şeklini zaman içerisinde anlamlı hale getirir.

Açlık ağlaması, alt değiştirme, uyku, güven ve benzeri ihtiyaçlarına yönelik ağlamaları ebeveyn ayırt etmeye başlar. Çocuk ağlamaya yüklediği mesajın bakım veren tarafından doğru anlaşılıp yanıtlandığını gördükçe sakinleşir. Bu sayede bebek ile bakım veren arasında güvenli bağ gelişir. Çocuk büyüyüp yürüme, konuşma, kendi başına beslenme gibi yeni beceriler kazandıkça bakım verenden ayrışır. Bu ayrışma 1,5-2,5 yaş aralığında başlamaktadır.

Bu döneme sıklıkla 2 yaş sendromu adı verilir. Ve çocuklarda öfke nöbeti bu dönemlerde atak yapar. Bu atakların en önemli nedeni çocuğun doğuştan itibaren inşa ettiği yaşam sınırlarını ve kuralları genişletme ihtiyacıdır. Çocuk özerkleşmek ve bu özerkliğin ebeveyni tarafından kabul edilmesini ister. Çocuk yaşıyla uygun şekilde sorumluluk almak, kendi kararlarını verebilmek, kendi seçimlerini yapabilmek ister.

Çocuğun bu özerklik girişimleri ebeveyn tarafından baskılanır ve engellenirse çocuğun bebeklikteki ağlama refleksine bu dönemde öfke eşlik eder. İnatlaşmalar, ayak direme, tutturma, kendini yerden yere atma, kendine ve çevreye zarar verme davranışları görülebilir. Çocuk anlaşılmadığını hissettikçe öfkelenir. Aynı zamanda çocuk ebeveyniyle güvenli bağ kuramamışsa öfke geliştirir. İlgisiz kalan, ihmal edilen, ihtiyaçları zamanında ve yeterince karşılanmayan çocuklarda da ihmal görülür.

Buradaki ihmal hem fiziksel hem duygusal hem de davranışsaldır. Çocuk ihtiyaç duyduğu sevgiyi, ilgiyi, bakımı aileden görmek ister. Aileyle etkin vakit geçiremeyen, aile içerisinde ikinci, üçüncü plana atılan, görmezden gelinen çocuklarda öfke görülebilir. Çocuk sorunlarla nasıl baş edeceğini bilemediği ve gereken desteği doğru zamanda ve doğru koşullarda alamadığı zaman öfkelenir. Öfkenin de işe yaramadığı durumlarda çocuk içe kapanabilir.

2 Yaş Sendromu ve Ailelerin Bilmesi Gerekenler yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Çocuklarda Öfke Nöbeti Anında Ebeveynin Yaklaşımı Nasıl Olmalı?

Çocuğun öfkeli hali şiddetli, sürekli ve tahmin edilemez olduğunda aileler yoğun çaresizlik hissetmektedir. Özellikle de ev dışı ortamlarda karşılaşılan öfke atakları ailelerin stres ve kaygı düzeyini artırmaktadır. Ebeveyn veya çocuğun bakımıyla ilgilenen kişi çevreyi rahatsız etmemek veya eleştirilmemek için çocuğu sakinleştirmeye çalışır. Çocuğun sakinleşmesi için istediğini verme, azarlama, onunla birlikte öfkelenme veya cezalandırma gibi hatalı yöntemler uygulanabilmektedir.

Çocuk ebeveyninin beden dilinden, söz ve davranışlarından çaresizliğini hissetmektedir. İstediğini elde etmeye yaklaştığını düşünerek davranışında ısrarcı davranabilir. Peki çocuklarda öfke nöbeti anında ebeveynin yaklaşımı nasıl olmalıdır?

Çocuğa Öfkesini Kontrol Edebileceği Güvenli Bir Alan Tanınmalı

Çocuk öfkelendiğinde aile çocuğa öfkesini boşaltması için alan tanımalıdır. Ancak çocuk öfke anında yalnız bırakılmamalıdır. Bulunan alanın bir köşesinde ebeveyn mutlaka çocuğun fark edeceği bir noktada olmalıdır. Çocukla çocuğun boyuna inilip, göz kontağı kurarak konuşulmalıdır. Ses tonu çocuğun sesinden düşük, sakin ve yumuşak tonda olmalıdır. Zamanla çocuğun sesi ve davranışları da ebeveynin ses ve davranışlarıyla uyumlanacaktır.

“Şu an öfkelisin ve ben sen sakinleşene kadar burada bekleyeceğim. İstediğin zaman sana sarılmak ve seni dinlemek için ben buradayım” mesajı çocuğa verilmelidir. Çocuk ailenin koşulsuz kabulünü ve sevgisini gördüğünde çok daha kolay sakinleşmekte ve aileyi kucaklayabilmektedir.

Çocuklarda Öfke Nöbeti Anında Çocuğa Güç Gösterisinde Bulunulmamalı

Bu dönemde ailelerin olumsuz duygusal tepkilerden uzak durması ve kimin otorite olduğunu göstermeye çalışmaması gerekir. Çocuğun kendisinden her anlamda çok daha güçlü olan ebeveyniyle mücadele etmesi mümkün değildir. Çocuk bunun zaten farkındadır. Ailenin bunu somut şekilde çocuğa göstermeye çalışması çocuğun benlik değerini düşürecektir. Güç gösterisi fiziksel, duygusal veya davranışsal olarak gerçekleşebilir.

Örneğin; çocuğun üzerine yürümek, kolunu çekiştirmek, şiddet uygulamak, bağırmak, tehdit etmek veya alay etmek gibi. Bu davranışlar belki durumsal olarak çocuklarda öfke nöbeti belirtilerini azaltacaktır ancak uzun vadede çocuğa zararlıdır. Çocuk ebeveyninin karşısında yenik düştüğünü, güçsüz, çaresiz olduğunu düşünebilir.

Özgüveni, benlik algısı zedelenir. Üstelik sorunları çözme şekli olarak da güç kullanımını normalleştirebilir. Bunun yerine ebeveynler çocuklarına tutum ve davranışlarıyla problemleri nasıl yapıcı şekilde çözülebileceklerini modellemelidir.

İnatlaşmalarla Başa Çıkmak İçin Çocuğun Dikkati Farklı Yöne Çekilmelidir

Ailelerin en çok zorlandığı konulardan biri de tutturmalar ve inatlaşmalardır. Çocuğun ısrarla hayır demesi, diretmesi veya inatlaşması aileleri çoğu durumda zor durumda bırakmaktadır. Yapmayı ısrarla reddettiği konularda çocukla inatlaşmak yerine dikkatini farklı bir yöne çekilmelidir. Etraftaki bir nesneye, sevdiği bir oyuncağına dikkatini yönlendirmek, ilgisini çekecek farklı bir konudan bahsetmek işe yaramaktadır. Çocuk sakinleştikten sonra konuşmak için tekrar aynı konuya dönülebilir.

Çocuğun Güveni Kırılmamalı, Gerçekleştirilemeyecek Vaatlerde Bulunulmamalıdır

Çocuklarda öfke nöbeti anında sıklıkla yapılan yanlışlardan biri de çocuğa gerçekleştirilemeyecek vaatlerde bulunmaktır. Ebeveynler bu davranışı çocuğu oyalamak, dikkatini dağıtmak ve sakinleştirmek için kullanırlar. Ancak çocuklar için tutulmayan her bir söz ebeveynine duyduğu güveni zedelemektedir.

Çocuğa verilen sözlerin tutulmaması çocuğun birkaç başarısız denemeden sonra artık ailesinin sözlerine inanmamasıyla sonuçlanır. Dolayısıyla bu sözler tekrar eden öfke nöbetlerinde işe yaramaz. Ailenin öfke nöbetleri dışında da çocuğa verdiği sözler çocukta beklenen motivasyonu ve heyecanı yaratmaz.

Çocuklarda Öfke Nöbeti Nasıl Önlenebilir?

Çocuklar ağlama davranışlarıyla bir şeyleri elde etmeyi, yaptırmayı öğrenebilirler. Aslında bunu onlara biz öğretiriz. Çocuk yeter ki sussun diye ebeveynler veya çocuğun bakımıyla ilgilenen diğer bireyler çocuğun isteklerini yerine getirebilir. Çocuk bebeklikten itibaren ağlamaların istek, ihtiyaçlarını elde etme yöntemi olduğunu öğrenirse bunu uzun vadede kullanır. Bu ağlamalar zamanla tutturmalara, kendini yerden yere atmalara dönüşür.

Ağlamaların Karşılığı İstediğini Vermek Olmamalıdır

Bir anlamda istediklerini elde edebilmek için ağlamanın karşı tarafta bıraktığı etkiyi eşlik eden davranışlarla artırır. Çocuğun ağlama davranışına verdiğimiz yanıtların şekli ise bu davranışın bırakılmasını ya da pekiştirilmesini sağlayacaktır. Çocuklarda öfke nöbeti ile ister evde ister sosyal bir alanda karşılaşmış olun vereceğiniz tepkiler benzer olmalıdır.

Çocuğun öfkeli haline karşılık siz sakinliğinizi korumayı başardığınız sürece bir süre sonra onun da tansiyonu yatışacaktır. Çocukla düzenli olarak duygu, düşünce ve istekleri üzerine konuşmak, ona seçim ve karar hakkı tanımak öfke gelişimini önlemektedir. Çocuğa yaşıyla uyumlu sorumluluklar vermek, başarılarını ve çabasını taktir etmek de öfkeyle başa çıkmayı kolaylaştırır.

Çocukla Etkin Zaman Geçirilmeli, Aile İçi Sağlıklı İletişim Geliştirilmelidir

Çocukla etkin zaman geçirmek, şimdi ve burada, anda kalarak sohbet etmek, oyun oynamak iletişimi güçlendirir. Aile içerisindeki konularla ilgili çocuğun da yaşıyla uygun olacak şekilde fikrini almak benlik değerini artırır. Tüm bunlar sağlıklı aile içi iletişimi ve sağlıklı ebeveyn tutumlarını kapsamaktadır. Yine ailenin problemlerle başa çıkma yöntemleri, iletişim şekilleri de çocuğun model almasını sağlamaktadır.

Bu nedenle mümkün olabildiğince çocuğun yanında kavga etmemek, öfkeyi sağlıklı biçimde yönetebilmek gerekir. Eğer çocuğun yanında istemeden bir tartışma, kavga yaşanmışsa mutlaka ebeveynler sorunun çözümünü ve barışmayı da çocuğun yanında gerçekleştirmelidir. Çocuk bu sayede sorunlarla nasıl başa çıkılacağını ve sorunların nasıl çözüleceğini öğrenir. Böylece çocuklarda öfke nöbeti görülme sıklığı azalır.

Sağlıklı Bir Birey Yetiştirebilmek İçin Aile İçi İletişim Nasıl Olmalı?, Çalışan Ebeveyn Olmak ve Çocuklarla Kaliteli Zaman Geçirmek yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Çocuğun Duygu, Düşünce, İstek ve Seçimlerine Saygı Gösterilmelidir

Çocuğun isteklerine yönelik olmaz, hayır gibi kestirme cevaplar vermek yerine nedenler çocuğa açıklanmalıdır. Çocuk isteklerinin neden gerçekleştirilmediğini bildiğinde çok daha kolay yatışmaktadır. Yine çocuğa kendi isteği dışında hiçbir şey dayatılmamalıdır. Dayatmalar çocuğun karşı direnç geliştirmesine neden olacaktır. Bunu giyeceksin! bunu yiyeceksin! Gibi dayatma cümleleri yerine beyaz t-shirt mü yoksa sarı mı? hangisini giyinmek istersin gibi seçenekler sunulmalıdır.

Seçenek çeşitliliği çocuğun kafasını karıştırmayacak ve seçimi zorlaştırmayacak şekilde olmalıdır. Çocuğun yaşıyla uyumlu şekilde seçenek ve alternatifler artırılabilir.

Çocuklarda Öfke Nöbeti ve Psikolojik Destek

Bazen tüm olumlu tutum ve davranışlarınıza, tüm bilinçli denemelerinize rağmen öfkeyle başa çıkmakta zorlanabilirsiniz. Çocuğunuz eğer 4 yaşını geçmişse ve sık sık öfke nöbetleri yaşamaya devam ediyorsa destek alabilirsiniz. Sık sık ve uzun nöbetler yaşanıyorsa, çocuk öfke anında kendisine/çevresine zarar veriyorsa destek ihmal edilmemelidir. Tedavi yöntemi olarak oyun terapisi, psikoeğitim, aile danışmanlığı gibi yöntemler uygulanabilmektedir.

Eğer çocuğun öfkesini tetikleyen farklı bir psikolojik/psikiyatrik rahatsızlık söz konusuysa bunun için de tedavi planlanmalıdır. Gerektiğinde tedavi sürecine ilaç kullanımı da dahil edilebilmektedir. Oyun Terapisi Nedir? Çocuk ve Aileler için Faydaları Yazımızdan da faydalanabilirsiniz. Uzman seçiminde kararsızlık yaşıyorsanız  “Çocuğumu Hangi Uzmana Götürmeliyim?” Pedagog, Çocuk Psikoloğu ve Çocuk Psikiyatristi Kimdir? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Çocuklarda öfke nöbeti hem çocuğun fiziksel, bilişsel, duygusal gelişimini etkilemekte hem de aileyi yıpratmaktadır. Sürekli öfkelenen ve sakinleşmekte güçlük çeken çocuklarda karakter gelişimi ve sorunları çözme becerisi de olumsuz etkilenmektedir. Evde ebeveynin, okul yaşamında öğretmenlerin bilinçli ve yapıcı yaklaşımları çocuğun öfke sorunuyla başa çıkmasını kolaylaştırmaktadır. Öfke ile baş etmek için öfkeyi bastırmak veya yok saymak yerine, öfkeyi doğuran tetikleyiciler öğrenilmelidir.

Çocuğun değersizlik, güvensizlik, anlaşılmama ve sevilmeme hisleriyle, terkedilme korkuları görülmeli, bu duygular yapıcı yönde desteklenmelidir. Çocuğa güven verilmeli, değerli ve biricik olduğu hissettirilmelidir.

Çocuklarda öfke nöbeti karşısında çaresizlik hissediyor, kendiniz ve/veya çocuğunuz için destek arıyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Aba Psikoloji olarak çocuk, ergen, genç ve yetişkinlerle çalışıyoruz. Ailelere de danışmanlık sunuyoruz. Kullandığımız yöntemlerle danışanlarımızın sorunlarını en etkili şekilde çözümlemeyi hedefliyoruz. Oyun terapisi, psikoterapi, psikoeğitim ve aile danışmanlığı konularında destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Kariyer danışmanlığına yönelik de bizden destek alabilirsiniz.

Read More

21.yüzyılın kariyer hayatına hazırlık yapan en genç kuşağı hiç şüphesiz Z kuşağı. Bu kuşağın en yaşlı üyesi dahi henüz 20’lerinde. Teknoloji ve bilimin içerisine gözlerini açan, teknolojik cihazlar ve tabi ki internet ile el ele büyüyen bu kuşak diğer kuşaklara göre çok daha farkındalık sahibi. Aynı zamanda hem küresel değişim ve gelişim hem de eski kuşaklara oranla çok daha bilinçli ebeveynler tarafından büyütülmeleri daha “ben” odaklı yetişmelerini sağladı. Eğitim sisteminde de bakış açısı değişti, müfredatlar iyileştirildi. Tüm bunların ışığında artık pek çok genç kariyer planlaması yapmak için daha bilinçli hale geldi. Onlar kendilerini ve tabi ki yaşayacakları geleceğin yaşam koşullarını düşünüyor, şimdiden gelecekleri için en iyi yatırımları yapmaya odaklanıyorlar. Bu da kariyer danışmanlığı, hedef belirleme, stratejik yetenek yönetimi gibi konularla çok daha erken tanışmayı gerektiriyor.

Kariyer Planlama Neden Bu Kadar Önemli Hale Geldi?

Gençler artık kariyerlerini belirlemek için mezun olmayı beklemiyor, iş fırsatlarının ayaklarına gelmeyeceğini, üniversite bitirmenin istihdam olabilmek için yeterli olmadığını biliyor. Artık iyi üniversite okumak değil iyi bir lise eğitimi almak, okul dışı aktivitelere de önem vermek, çok yönlü kendini geliştirmek önemli. Yabancı dil bilmek, 2. hatta 3. dili de mutlaka öğrenmek istiyorlar. İmkanı olanlar yurtdışı eğitimini de mutlaka tecrübe etmek istiyor. Lisede yapılacak alan seçiminden üniversitede yapılacak stajlara kadar her şeylerini irdeliyor ve en iyisi olabilmesi için efor harcıyorlar. Çünkü artık herkes her şeyi biliyor. Eğitim dünyasında ya da iş hayatında aslında içinde bulundukları ve bulunacakları her ortamda sıkı bir rekabet var.

Öğrenciler Kendilerini Göstermek Zorunda

Bu kimi zaman girecekleri önemli bir sınavken kimi zaman yapacakları bir sunum, bir proje ya da bir mülakat oluyor. Öne çıkabilmek, farkını gösterebilmek için işe olabildiğince erken koyulmak gerekiyor. Bu rekabette avantajlı olan grup ise kariyer planlamanın önemini erken fark edenler. Profesyonel bir kariyer danışmanlığı alan öğrenciler sürecin başından sonuna kadar bilinçli ilerliyor. Hayallerini hedefe çeviriyor, hedeflerine ulaşabilmek için gerçekleştirmesi gereken amaçları bir bir gerçekleştiriyor. Yolda tökezledi mi ya da kendisine bu hedefin uymadığını mı fark etti o zaman yeni stratejilerle ana yoldan sapmadan yepyeni ara yollar planlanıyor. Biz bu sürece Stratejik Yetenek yönetimi diyoruz.

Peki Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir ve bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları belirlenir. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır. Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır ve bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de değerlendirilerek oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Aba Psikoloji’ de bu uygulama yapılırken bireyin stratejik yetenek yönetim hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Stratejik yetenek yönetimi testlerinin uygulanmasının ardından belirlenen hedeflere ulaşılması için bireyin kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde bir yol haritası çizilir. Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar ancak bu süre içerisinde kişinin hedeflerinde değişiklik ihtiyacı söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin bölünerek 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması çok daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Neden Önemli?

Yazının en başında da belirttiğimiz gibi günümüzde eğitim ve iş alanında rekabet oldukça yoğun. Kişilerin iyi okullara girebilmesi, iyi eğitimler alabilmesi ya da iyi yerlerde istihdam edilebilmesi için en başından hedefini belirleyip bu hedefe uygun hazırlanması gerekmektedir. Ancak bu kararı vermek o kadar da kolay değildir. Yıllarınızı verip okuyacağınız bölümü belirlemek çok daha önemlisi bir ömür boyunca yapacağınız mesleği seçmek bir anlık bir karar süreci olmamalıdır. Çoğu öğrenci bu süreçte karar verirken kendi ilgi, istek ve ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp risk almaktan duyduğu endişe ile ailelerinin verdiği kararı seçebilmektedir. Önyargıları, korkuları ya da çevrelerinden edindikleri çarpıtılmış gerçekler cesaretlerini kırabilmektedir. Bu karmaşayla başa çıkabilmek, dış seslere değil de içinizdeki sese kulak verebilmek ve riskleri elimine etmek için stratejik yetenek yönetimi ile yola koyulmak en sağlıklı olandır.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak, ülkemiz şartlarında düşünüldüğünde daha da önem kazanmaktadır. Çünkü ülkemizde meslek seçimi genellikle üniversite öğrenimi yapmaya yönelik olarak algılanmaktadır, öğrenciler liseden sonra herhangi bir mesleğe yönelmeye çalışmaktadırlar. Liseli öğrenciler genellikle, seçecekleri meslekten, o mesleğin beklentilerinden ve kendi ilgi ve yeteneklerinden habersiz olarak seçim yapmaktadır. Bunun sonucunda üniversiteye giren gençlerin %50’sinden daha fazlası girdikleri daldan memnun değiller. İnsanın kişiliğini ve hayatını doğrudan ilgilendiren bir kararı verirken sonucu tesadüflere bırakmadan, bilimsel kanıtların ışığında vermesi gerekliliği bu yöntemin önemini vurgulamaktadır.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kişiler, kendini keşfetme fırsatı yakalar. Böylece gençler doğru bölümleri ve üniversiteleri tercih ederek kendine en uygun akademik kariyer planı gerçekleştirir. Doğru kişilerin doğru bölüm ve okullarda olması, eğitim yıllarının verimli geçmesinin yanı sıra tüm akademik ve profesyonel hayatın mutlu geçmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetiminin en önemli katkılarından biri de küresel ve bilimsel bir bakış açısıyla kişilerin eğilimlerinin değerlendirilebilmesidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Nasıl Bir Fark Yaratabilirsiniz?

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Size Uyan Hedefe Yönelirsiniz

Kariyerinizi bir kostüme benzetirsek Stratejik Yetenek Yönetimi size üzerinize göre dikilmiş, renginden, boyuna, kumaşından, dikişine her detayıyla size uyan elbiseyi sunar. Başkalarının size ödünç verdiği ya da size danışmadan giydirilmeye çalışılan giysiler gibi değildir. Stratejik yetenek yönetimi ile başından sonuna kadar sizi dinleyerek, ilgileriniz, ihtisasınız, becerilerinizle ve en önemlisi karakteristik özelliklerinizle örtüşen bir hedef planı oluşturulur. Bu sayede süreç içerisinde alacağınız riskler azalır ve hayal kırıklığı yaşama olasılığınız ortadan kalkar.

Başarı İçin Motive Olursunuz

Hedefiniz sizinle örtüştüğünde o hedefe ulaşmak için çok daha kolay motive olursunuz. Üstelik gözünüzü korkutacak uzak hedefler belirleyerek sizi bu yolculukta yalnız bırakmaz. 3 aylık döngülerle 6 yıla kadar varan bir periyotta hedef çıkarabilirsiniz. Bu da size uzak hedefe ulaşana kadar adım adım geçmeniz gereken kısa hedefleri gösterir. Her hedefi tamamladığınızda daha fazla motive olursunuz. Başarıyor olduğunuzu görmek asıl hedefe de ulaşabileceğiniz yönünde size içsel motivasyon sağlar.

Özgüveniniz Artar

Yine kostüm örneğinden gidecek olursak, size uyan ve sizin beğenilerinize göre hazırlanmış bir kıyafetin içerisinde kendinizi çok daha iyi hisseder ve kendinizi çok daha iyi gösterirsiniz. Siz elbiseyi özgüvenle taşırken elbise de sizi en iyi şekilde göstermek için tüm maharetini sergiler. İşte stratejik yetenek yönetimi ile belirlenmiş hedeflerde size uyan bir elbise ile dolaşmanın verdiği özgüveni verir. Yapabileceğinize yönelik inancınız yüksektir. Kendinizi, düşüncelerinizi ve beklentilerinizi çok daha özgüvenli ifade edersiniz. Eğitim hayatınızdan, ilişkilerinize, staj tecrübenizden, mülakatlarınıza kadar pek çok deneyimde özgüven ile kendinizi ifade edersiniz. Beden dilinizden, diksiyonunuzu, enerjinizden, söyleminize kadar her detayı olumlu etkiler.

Stratejik Yetenek Yönetimi Gelecekten Haberdar Olmanızı Sağlar

Nasıl mı? Stratejik yetenek yönetimi ile Mesleklerin geleceğini bilir, geleceğin de mesleklerini bilirsiniz. Bu sayede seçmek istediğiniz meslek gelecekte nasıl bir yön alacak, çalışma koşulları ne olacak, hala popüler olacak mı öğrenebilirsiniz. Gelecek 10 yıllar içerisinde mesleğinizde meydana gelebilecek potansiyel gelişmeleri erkenden bilerek gerekli hazırlıkları yapabilir şimdiden aldığınız eğitimleri bu yönde çeşitlendirebilirsiniz.

Stratejik Yetenek Yönetimi Kariyer Fırsatlarını Bilerek Hazırlanmanızı Sağlar

Öğrenciler pek çok mesleği gündelik hayatlarında tecrübe ettikleri kadar biliyorlar. Bu oldukça da normal. Önemi yeterince bilinmeyen ne çok meslek var oysa. Bilimden, üretime, sağlıktan, eğitime pek çok sektörde İsimlerini bilmediğimiz sadece vatandaş olarak ürün ve üreticiden haberdar olduğumuz meslek grupları. Yine aynı şekilde pek çok öğrenci ve aile mesleklerin çalışma alanları hakkında da yeterince bilgi sahibi değil. Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı almak tüm bu noktalarda bilgi ihtiyacınızı doyuruyor.

Çalışma Ortamı ve Koşullar

Masa başı çalışma mı gerektiriyor, mobil olmayı mı? ofis ortamında grup içerisinde mi çalışılacak bir odada yalnız mı? Çalışma saatleri nedir, mesai, nöbet durumları var mı? Seyahat gerektiriyor mu? İleride bir aile kurduğunuzda düzeninizi bozmayı gerektirecek koşullar var mı? Örneğin; şehir değişikliği, atamalar gibi.

Mesleğe Kabul İçin Aranan Nitelikler

Seçmek istediğiniz ya da size uygun olduğunu tespit edilen meslekler için nasıl bir eğitim almak gerekiyor, eğitim kaç yıl sürecek? Hangi üniversitelerde bu eğitim veriliyor? mezuniyet sonrası istihdam olabilmek için almanız gereken bir üst eğitim var mı? (Sertifika programı, master gibi). İşbaşı yapabilmek için girmeniz gereken farklı sınavlar var mı? (Mesleki yeterlilik, dil yeterlilik, devlet atama sınavı, yetenek sınavı vb.)

Bu mesleğe kabul edilmek için yaş, cinsiyet, boy, ağırlık, duyu organlarının hassaslığı gibi nitelikler yönünden bir sınırlama ya da tercih durumu var mı? İş ne gibi yetenekler gerektiriyor (genel ve özel yetenekler açısından). Bunun yanında yabancı dil bilme, bilgisayar kullanma vb. yeterlilikler gerektiriyor mu? Tüm bu detayları erkenden öğrenmek mesleki seçeneklerinizi belirlemenize ve tercihlerinizi değiştirmenize neden olabilir. Bilmemek ise bu koşullarla sonradan karşı karşıya kaldığınızda hayal kırıklığı yaratabilir.

Meslekte İlerleme ve Kazanç Durumu

Her meslekte, mesleğe başlangıçta, gelişim döneminde ve uzmanlıkta aynı oranlarla gelir artışı olmaz. Kimi mesleklere çok iyi ücretlerle başlayabilirsiniz, kimisi için uzun süre az kazanmak ve hatta mesleki gelişim için kazandığından çoğunu eğitimlere ayırarak harcamak gerekir. Kimi mesleklerde iyi bir kazanç elde edebilmek için kendi işinizi kurmak gerekebilir. Bir meslekte yönetici statüsünde alabileceğiniz maaşı, başka bir meslekte uzmanken de rahatlıkla alabilirsiniz. Tüm bu alt detayları öğrenebilmek için stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak son derece önemlidir.

Her sağlıklı birey, yaşının ve içinde bulunduğu koşulların desteklediği biçimde kendini gerçekleştirebilmek ister. Ancak bireyin, kişiliğine, öz benliğine uymayan bir mesleğe yönelmesi, bireyin doğal gelişiminin olumsuz yönde etkiler. Sevilmeyen bir işte başarılı ve mutlu olmak güç olduğu gibi sevilen bir işte çalışmak kişinin daha verimli, başarılı ve mutlu olmasını destekleyecektir. Bu nedenle geleceğinize yapacağınız en güvenli ve değerli yatırım Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer danışmanlığı alarak gelecek hedeflerinizi belirlemek olacaktır. Stratejik Yetenek Yönetimi hakkında daha detaylı bilgi edinmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Geleceğine yön vermek üzere olan bir gencin meslek ve kariyer seçimi konusunda vereceği karar hem kendisi hem ailesi için oldukça önemli. Kimi ailelerde bu seçimin önemi o kadar büyüktür ki yoğun strese ve hatta aile içi çatışmalara neden olabilir.

Aileler bu önemli kararda kendi tecrübelerinden yola çıkarak çocuklarının hata yapmasının önüne geçmek isterler. Mesleklerin getireceği potansiyel yaşam koşullarını düşünerek çocuklarını kendi uygun gördükleri mesleğe yönlendirmeye çalışabilirler. Ya da çocuğun potansiyeliyle uyuşmayan, gerçek dışı beklentiler içerisine girebilirler. Peki meslek ve kariyer seçimi neden bu kadar önemli ve ailelerin bu seçim sürecinde rolü ne olmalı?

Meslek ve Kariyer Seçimi İçin Karakter, İlgi ve Yetenekler Belirleyici Role Sahip

İlk çocukluk yıllarından itibaren bireylerin karakteristik özellikleri, ilgi alanları, yetenek ve becerileri kendini göstermeye başlıyor. Okul eğitiminin başlaması ile beraber çocukların öğrenme stilleri ve kapasiteleri daha net şekilde görülebilir hale geliyor. Karakter, ilgi, bilgi, yetenek ve beklentiler meslek ve kariyer seçiminde belirleyici role sahip olsa da ülkemiz eğitim sistemi içerisinde bir mesleğe yönelmek lise yıllarına kadar erteleniyor.

Çocuklar lise eğitiminin 2. yılında alan seçimine yönlendiriliyor ve bu noktada mesleki yönelimlerini belirleyecek bir seçim yapıyorlar. Sonrasında seçtikleri alanın ağırlıkta olduğu dersleri alıyor ve bu dersler üzerinden üniversite sınavına hazırlanıyorlar. Aslında ailelerin meslek ve kariyer seçimi noktasındaki zorlayıcı yönlendirmeleri de burada hissedilir hale geliyor. Çocukların doğru seçim yapabilmesi için ailelerin burada objektif olabilmesi ve kendi beklentilerini bir kenara koyup gerçeğe odaklanmaları gerekiyor. Seçim yaparken çocuğun potansiyeli, ilgi alanları, öğrenmeye yatkınlığı, bilgisi ve meslek yaşamından beklentileri ön planda olmalı.

Meslek ve Kariyer Seçimi Yaparken “Çocuğum Ne İstiyor?” Sorusu Mutlaka Sorulmalı!

Meslek seçimi yaparken ailenin önem vermesi ve değerlendirmesi gereken “çocuğum ne istiyor?” sorusunun cevabı olmalıdır. Çocuklarına aileler bu soruyu mutlaka sormalı, çocuğun bir hedefi varsa bu hedefin ne kadar doğru ve çocuğa uygun bir hedef olduğu değerlendirilmelidir. Aileler bu süreçte zorlanabilirler, meslek seçimiyle ilgili güncel ve yeterli bilgiye sahip olmayabilirler. Endişeye kapılmamalı ve seçim sürecinde alınabilecek profesyonel destekler araştırılmalıdır. Meslek ve kariyer seçiminde iyi bir rehberlik hizmeti almayan ve kariyer danışmanlığından faydalandırılmayan çocuklar potansiyelleriyle örtüşmeyen, mutsuz ve büyük olasılıkla başarısız olacakları alanlara yönlendirilebilmektedir.

Doğru bir meslek ve kariyer seçimi yaptırabilmek için önce bireye mesleki ilgi ve yetenek testi uygulanmalıdır. Klinik değerlendirme, öğretmen görüşü ve çocuğun hedefiyle ilgili motivasyonu da seçim sürecinde göz önünde bulundurulmalıdır. Ailelerin kendi beklentileri, istekleri ve keşkeleri ile yaptığı yönlendirmeler; çocuklar için mutsuz, başarısız ve başka keşkeler ile dolu bir hayatın kapısı olabilir.

Meslek ve Kariyer Seçimi Yaparken Önyargılarınızın Belirleyici Olmasına İzin Vermeyin

Aileler çocuklarının meslek ve kariyer seçimi sürecinde günümüz eğitim sistemini ve hayat koşullarını göz ardı ederek geçmiş tecrübe ve önyargıları ile hareket edebilmektedir. Oysa ailelerin eğitim aldıkları dönemde revaçta olan bölümler ve meslekler şu an aynı popülerlikte olmayabilir. Hatta o dönem herkesin hayali olan bir meslek günümüzde tamamen yok olmuş bile olabilir.

Bir diğer önyargılı düşünce ise lisede yapılan alan seçimlerinde alanları iyi ya da kötü olarak ayrıştırmaktır. Aileler çoğunlukla bu hataya düşer, çocuklarını popüler ve zorluk derecesi yüksek olan bölümlere göndermek ister. Geri kalan bölümlerin başarısız olduğunu düşünürler. “Sayısal okusun, sayısalda seçilebilecek çok meslek var”, “Sayısal okusun, sayısalı yapan zaten hepsini yapar” gibi yanlış bilgi ve kanılarla çocuklara hatalı yönlendirme yapabilirler.

Bu hem çocuğun doğru karar verebilmesini engeller hem de kötü olarak nitelenen bölümleri seçen öğrenciler için motivasyon kırıcı etkisi olabilir. İyi ya da kötü alan gibi bir ayrım olmamalıdır. Her alan çok değerli, her alanın yetiştirdiği meslekler var ve bu mesleklerin varlığı sayesinde hayatlarımızı kaliteli şekilde sürdürüyoruz. Aksi halde herkesin en popüler alan hangisi ise onu seçmesi ve en iyi meslekler hangisi ise onu yapması gerekir.

Aileler, Çocukları Meslek ve Kariyer Seçimi Yaparken Çok Yönlü Değerlendirme Yapabilmelidir

Unutulmamalıdır ki çoğunluğa hitap eden bizim ilgi ve becerilerimizle uyumlu olmayabilir. Doğru kariyeri seçmek herkesin seçtiğini değil kişinin kendisine en uygun olanı seçmesidir. Günümüz koşullarında meslek ve kariyer seçimi yaparken ailelerin göz önünde bulundurması gereken kriterler şu şekilde olmalıdır;

  • Öğrencinin okul başarısı,
  • İlgi alanları ve yetenekleri,
  • Karakteristik özellikleri, güçlü ve zayıf yanları,
  • Öğrenme stili ve potansiyeli,
  • Çalışma koşullarından beklentileri,
  • Gelişim alanları,
  • Ailenin ekonomik koşulları (konaklama, ulaşım, yemek ve eğitim giderleri için),
  • Seçilebilecek mesleklerin geleceği,
  • Mezuniyet sonrası istihdam olanakları.

Doğru Yönlendirme Yapabilmek İçin Bilgi Toplamak Oldukça Faydalı

Ülkemizde son yıllarda üst üste eğitim ve sınav sistemlerinde değişiklikler yaşandı. Üstelik 2020 yılında hayatımıza giren pandemi koşullarıyla eğitim sistemimiz farklı bir boyuta da geçmek durumunda kaldı. Aileler çocuklarından yüksek beklenti içerisindeler ama talep ederken günümüz koşullarını da göz önünde bulundurmalılar. Ayrıca ailelerin doğru yönlendirme yapabilmesi için değişen eğitim ve sınav sistemini öğrenmesi, avantaj ve dezavantajlarını tespit edebilmesi gerekir.

Aileler doğru lise seçimi yapabilmek için tercih öncesi lise türlerini araştırmalı, liseleri yerinde görmeli ve fiziki koşulları, eğitim sistemi ve müfredatı hakkında bilgi edinmelidir. Yine Lisede yapılacak alan seçimi öncesinde aileler mutlaka sayısal, eşit ağırlık, sözel ve yabancı dil alanları ile ilgili araştırma yapmalı, profesyonel danışmanlık almayı ihmal etmemelidir. Alan seçiminde çocuğun ilgileri, karakteristik özellikleri, yetenekleri ve bilgi düzeyi belirleyici rolde olmalıdır. Aileler meslek ve kariyer seçimi sürecinde çocuklarına yeterli desteği veremiyorsa mutlaka okul rehberlik biriminden ya da kariyer danışmanlık firmalarından destek almalıdır.

Yurt Dışı Eğitim Fırsatları ve Geleceğin Meslekleri Öğrenilmeli

Başarılı bir kariyer inşa edebilmek için yurtiçi eğitimin yanı sıra yurtdışı eğitim de günümüzde son derece önemli bir aşamaya gelmiştir. Yine öğrencilerin ikinci hatta üçüncü dili biliyor olması kariyer gelişiminde hızla ilerlemeleri için önemli bir etkendir. Ailelerin yurtdışı eğitim koşulları, çocuklarının kariyerine yapacağı katkı ve maddi boyutu noktasında da araştırma yapmalıdır.

Bugün ailelerin adını dahi bilmediği meslekler gelecek on yıllar içerisinde popüler hale gelecek ve çok kazandıran meslekler olacaktır. Ailelerin meslek ve kariyer seçimi yaparken geleceğin yükselen meslekleri hakkında da bilgi edinmesi gerekir. Çocuklarının seçmek istediği mesleklerle ilgili ailenin yeterli bilgisi yoksa çocuğun talebi reddedilmeden önce ailenin bu mesleğin geleceğini araştırması önerilmektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı İle Çocuklarınızın Geleceğine Yatırım Yapın

Çocuklarınızın kariyerlerinde başarılı ve mutlu olmaları, kendi ayakları üzerinde durabilir hale gelmeleri biliyoruz ki sizin için paha biçilemez öneme sahip. Bu süreçte hem sağlıklı ve doğru rehberlik yapabilmek hem de ilişkilerinizi yıpratmadan ilerleyebilmek istiyorsunuz. Kimi aileler bunu başarabilse de pek çok aile için bu koşulların hepsini birden elde edebilmek kolay değil. Oldukça fazla bilgi edinmek, riskleri hesaplayabilmek, çocuğun akademik başarısına ve sistemin kendisine yönelik detaylara hakim olabilmek gerekiyor. Bu da fazlaca zaman, sabır ve emek gerektiriyor. Çocuklarımız bu özveriye fazlasıyla değecek olsa da bazen bizim koşullarımız bu beklentiyi karşılamaya yetmiyor.

Böyle bir durumda hem gönül rahatlığı ile hareket edebilmeniz hem de çocuğunuzun doğru meslek ve kariyer seçimi yapabilmesi için stratejik yetenek yönetimi ve kariyer danışmanlığı almayı değerlendirebilirsiniz. Aba psikoloji ailesi olarak uzman kadromuz ile sizlere bu önemli süreçte eşlik etmemizi isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Karaktere uygun alan seçimi yapmak hem eğitim hayatı hem de kariyer planlaması konusunda kritik bir noktada yer alıyor. İlgi alanlarının doğru belirlenmesi ve kariyer hedeflerinin bu doğrultuda yapılması oldukça önemli bir konu… Lise öğrencileri için alan seçiminin doğru yapılması bu anlamda önem taşıyor. Lise döneminde yapılan seçimler hayatın geri kalanında büyük bir role sahip. Hatta lise öğrencileri gelecek yıllarının temelini lise döneminde atıyor demek doğru bir yaklaşım olacaktır. Çünkü, lise hayatının verimli ve başarılı şekilde ilerlemesi, üniversiteye yönelik bir yol haritasının çizilmesi, meslek seçimi ve dolayısıyla öğrencinin kariyer adımlarını daha sağlam atabilmesinin anahtarı burada duruyor. Bu nedenle lise döneminde doğru adımları atmak gerekiyor. Peki; karaktere uygun alan seçimi nasıl yapılır? Alan seçimi yaparken nelere dikkat etmek gerekiyor?

Karaktere Uygun Alan Seçimi Yapmak Neden Önemli?

https://www.youtube.com/watch?v=QQqvsSddwD8&t=2s

Bildiğiniz gibi öğrenciler lise yıllarında ilgi alanlarına ve seçmek istedikleri mesleklere göre sayısal, sözel, eşit ağırlık ve dil olmak üzere farklı alan seçimleri yapıyorlar. Lise hayatının son iki yılı seçilen alana yönelik derslerin ağırlıkta olduğu bir müfredat doğrultusunda devam ediyor. Üniversite sınavında ağırlıklı puanlarını seçtikleri alan çerçevesinde yöneltilen sorular ile alıyor ve bölüm seçimlerini de bu doğrultuda yapıyorlar. Yurt dışı eğitim söz konusu olduğunda da durum değişmiyor. Kısacası lise hayatının büyük bir bölümü, üniversite ve bölüm seçimi lisede yapılan alan seçimine göre şekilleniyor. Dolayısıyla kariyer sürecini de alan seçimi belirliyor.

Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı

https://www.youtube.com/watch?v=DEENvO6go2Y

Lise öğrencilerinin hangi alanlara yatkın olduğunu, hangi alanlarda daha yetenekli olduğu doğru tespit edebilme noktasında stratejik yetenek yönetimi ve kariyer danışmanlığı devreye giriyor. İlgi alanları ve eğilimlerin belirlenebilmesi adına psikolojik testler uygulanıyor. Bu testler yetenek tespiti noktasında doğru sonuçlara ulaşılmasına olanak sağlıyor ve böylelikle doğru bir yönlendirme yapmak mümkün hale geliyor. Böylelikle hem gençlerin ilgi alanları, ihtiyaçları ve yetenekleri, hem de dünyanın yakın gelecekteki ihtiyaçlarına yönelik bir seçim yapılabiliyor.

Karaktere uygun alan seçimi, stratejik yetenek yönetimi ve kariyer danışmanlığı konularında daha detaylı bilgi için aba Psikoloji web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sorularınız varsa ve alan seçimi konusunda desteğe ihtiyaç duyuyorsanız aba Psikoloji ya da Doç. Dr. Gamze Sart ile iletişime geçebilirsiniz. Eğitim ve psikolojiye dair daha fazla içeriğe ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.

Read More