Dereceye girmek büyük bir başarı ve gurur kaynağı olsa da başarının devamlılığı için yeterli değil. Üniversitede ve profesyonel kariyerde başarı elde edebilmenin temel koşullarından birisi doğru meslek ve üniversite seçimi yapabilmektir. Derece yapan öğrencilerinse çoğunlukla seçim sürecinde dikkati dağılır. Prestijli üniversitelerden ve albenili bölümlerden gelen teklifler odak noktalarını dağıtabilir.

Kimi zamansa derece yapan öğrencilerin sınava hazırlık sürecindeki tek hedefleri dereceye girebilmek olur. Hedeflerine ulaştıklarındaysa en önemli sorunun cevabını arayacak yeterli zamanları kalmaz. Oysa dereceye girmek mesleki yönelimi belirlemedikten sonra öğrencilere çok da avantaj sağlamaz. Çok popüler bir bölümü oldukça prestijli bir üniversitede okuma fırsatı yakalamış olabilirsiniz.

Ancak bu bölüm ve meslek size uygun değilse üstün performansınız bir ömür hayal kırıklığına dönüşebilir. Bu nedenle kariyer planı çıkarılırken öğrencinin akademik performansından bağımsız olarak profesyonel destek alması önemlidir. Kariyer danışmanlığı aracılığıyla mevcut potansiyel geliştirilebilir, şekillendirilebilir ve keşfedilebilir. Başarılı olan öğrencilerin bu başarıyı hangi alanda daha da fazla parlatabileceği danışmanlık aracılığıyla tespit edilebilir.

Başarısız olduğu düşünülen bir öğrencinin neden başarısızlık yaşadığı bulunabilir. Ve başarısız kabul edilen öğrencilerin de hangi alanlarda başarı sergileyebileceği keşfedilebilir. Kariyer planı çıkarmak son derece önemli ve özveriyle yaklaşılması gereken bir süreçtir. Bu sürecin hakkını vermekse bireysel çabayla yetersiz sonuç verebilir. Eğitim sistemi, kurslar, eğitim koçları, öğretmenler sizi dereceye girmek için motive ediyor olabilir.

Dolayısıyla dikkatinizi, enerjinizi öncelikle bu konuya yönlendiriyor olabilirsiniz. Ancak sınav sonucunu elinize aldıktan sonra yapmanız gerekenlere de zamanınız varken yatırım yapmalısınız. Derece yapmanız seçim üstünlüğü ve alternatif zenginliği sağlasa da ne istediğinizi bilmediğiniz sürece dezavantaja dönüşebilir. Bu nedenle sınav sonucunuz ne olursa olsun kariyer danışmanlığı alarak gelecekteki kariyerinize bugünden yatırım yapabilirsiniz.

Peki derece yapmak iyi bir kariyer için tek başına neden yeterli değil?  derece yapan veya yapmayı hedefleyen öğrenciler meslek ve üniversite seçiminde nelere dikkat etmeli? Kariyer danışmanlığı derece hedefi olanlara nasıl bir fayda sağlıyor? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Neden Dereceye Girmek İstiyorsunuz?

Derece yapmayı hedeflemek oldukça büyük bir hedef. Kendinize böyle bir hedef koymuş olmanız kendinize ve potansiyelinize duyduğunuz güvenin önemli bir göstergesi. Bu hedef size çevreniz tarafından verildiyse çevreniz de potansiyelinizin farkında demektir. Ancak derece yapmak büyük bir hedef olsa da yeterince belirgin değildir. Bir hedef ne kadar anlamlı, belirgin ve kişiselse ulaşılması o kadar mümkün demektir.

Peki sizin derece yapmayı hedeflemekteki motivasyonunuz nedir? En iyiler arasında olduğunuzu ispat etmek mi? Bölüm ve üniversite seçerken daha rahat olabilmek mi? Yoksa sizden beklenen başarıyı göstermek mi? Daha farklı kişisel sebepleriniz de olabilir. Ancak bu büyük hedefe erişmek için bu hedefi biraz daha belirgin hale getirebilirsiniz. Bu sayede hedefiniz hem daha öznel hem de daha çekici olacaktır.

Örneğin; Dereceye girmek ve Boğaziçi üniversitesinde Psikoloji okumak istiyorum. Tabi bu hedefi belirlerken meslek, bölüm ve üniversite seçimlerinizi neye göre yaptığınız da oldukça önemli. Seçim yaparken kişilik özelliklerinizi, ilgi, yetenek, ihtiyaç ve beklentilerinizi de dikkate almalısınız. Boğaziçi üniversitesi çok prestijli bir üniversite olabilir ve psikoloji de oldukça popüler bir bölüm olabilir. Ancak psikoloji sizin için doğru meslek değilse Boğaziçi üniversitesinde psikoloji okumanız sizi memnun etmeyebilir. Üniversiteyi başarıyla tamamlayabilir fakat mezuniyet sonrası iş hayatınızda yanlış mesleğe yöneldiğinizi fark edebilirsiniz. Dolayısıyla derece yapmak kadar, hangi mesleğe yönelmek ve hangi okulda okumak istediğinizi de belirlemelisiniz. Seçeneklerinizi belirlerken profesyonel destek almanızsa seçimlerinizden duyacağınız memnuniyeti artıracaktır.

Kariyer Planı Yaparken Sorumluluk Kimde Olmalı? Gençlerde mi Ailelerde mi? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Dereceye Girmek mi Doğru Mesleği Seçebilmek mi Avantajlı?

Meslek seçimi, bireyin hayatı boyunca verdiği en önemli kararlardan biri, belki de birincisidir. Çünkü hayatımızın en güzel yıllarını bir mesleğe hazırlanarak diğer büyük bir kısmını ise onu icra ederek geçiririz. Bir mesleğe yöneldiğimizde hayatımızın 40-50 yılını ona adamayı kabul etmiş oluruz. Yaptığımız seçim geleceğimize, yaşam standartlarımıza, sosyal çevremize ve hatta kuracağımız aileye dahi yön verir.

Böylesi önemli bir seçimi yapmaksa odak noktamızın da sık sık değiştiği bir döneme denk gelir. Ergenlik dönemine denk gelen lise yılları alan ve meslek seçimine yöneldiğimiz yıllardır. Pek çok öğrenci bu süreçte önemli kararlar almaktan kaçınabilir. Karar alma noktasında sorumluluğu aile, öğretmen, arkadaş gibi diğerleriyle paylaşmak isteyebilir. Ancak meslek seçimi tamamen birey odaklı yapılmalıdır.

Dereceye girmek bölüm ve üniversite seçiminde üstünlük sağlasa da doğru mesleği seçmek için yeterli değildir. Derece yapmamış ama kendisi için en doğru mesleği belirlemiş olan bir diğer öğrenci kariyerinde çok daha başarılı olabilir. Dolayısıyla derece yapma arzunuz varsa bu hedefinize mutlaka meslek alternatiflerinizi de eklemelisiniz.

Meslek seçimi yaparken kişilik özelliklerinizi, ilgi ve becerilerinizi dikkate almanız oldukça önemlidir. Zeka alanınız, iş hayatından beklentiniz, sosyo-ekonomik koşullarınız da seçim sürecinde rol almalıdır. Tüm bunları tespit etmekte ve bir arada değerlendirmekte zorluk yaşayabilirsiniz. Kariyer danışmanlığı alarak kendinizi, potansiyelinizi ve ihtiyaçlarınızı daha yakından tespit edebilirsiniz.

İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Ve Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz. “Hangi Mesleği Seçmeliyim Bilmiyorum!” Karar Verme Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler Neler? Yazımız da sizin için faydalı olabilir.

Dereceye Girmek Doğru Üniversiteyi Seçmek için Yeterli mi?

Üniversite yılları ise mesleğimizi seçtiğimiz ve mesleğe kabul koşullarını karşılamaya çalıştığımız yıllardır. Bu yüzden hayatımızın önemli bir noktası da üniversitedir. Üniversite seçerken çoğunlukla üniversitenin başarısına, sosyal imkanlarına ve prestijine bakılmaktadır. Oysa iyi bir üniversite, seçtiğiniz mesleğe sizi en iyi şekilde hazırlayacak olan üniversitedir.

Popüler bir üniversitede okumak eğitim hayatınız süresince size keyif verecektir. Ancak mezuniyet sonrası mesleğe atıldığınızda asıl işinize yarayacak olan mesleki donanımınız olacaktır. Seçeceğiniz mesleğin gelecek 40-50 yılınızı etkileyeceğini varsayarsak üniversite seçiminizi meslek odaklı yapmanız daha sağlıklı olacaktır. Türkiye’de ve dünyada prestij elde etmiş üniversiteler bellidir. Ancak üniversitelerin genel başarısı kadar bölüm başarıları da dikkate alınmalıdır.

Dereceye girmek size istediğiniz üniversitede eğitim alma avantajını sunabilir. Ancak bu avantaj iyi değerlendirilmediğinde hataya da dönüşebilir. Örneğin ODTÜ öğrencisi olmayı çok istediğiniz bir üniversite olabilir. Ancak sizin için doğru olan mesleğin ODTÜ’de bölümü olmayabilir. Yine sizin için doğru olan meslek ODTÜ’de olabilir ama bu bölümde ODTÜ’nün başarısı X üniversitesinden çok daha düşük olabilir.

Dolayısıyla dereceye girmek doğru ve nitelikli seçimler yapmak için yeterli olmayabilir. Seçim yaparken önceliğiniz doğru mesleği belirlemek olmalıdır. Ardından bu mesleği yapmak için okumanız gereken bölümleri belirlemelisiniz. Ve sonrasında bu bölümleri seçebileceğiniz en başarılı üniversiteleri belirlemelisiniz. Ancak üniversite seçerken üniversitenin genel başarısı kadar bölüm başarısına da dikkat etmelisiniz. Bu aşamada üniversitenin mezuniyet sonrası yarattığı istihdam olanaklarını değerlendirebilirsiniz.

Her yıl kaç öğrenci bu bölümden mezun oluyor ve kaçı ne kadar sürede iş buluyor araştırabilirsiniz. Ve tabi mezunların nerede iş başı yaptığı, bu okula ağırlıklı hangi işverenlerin öncelik verdiği de oldukça önemli.

Önce size uygun mesleği seçmeli sonrasında mesleki donanımı kazanabileceğiniz yeterlilikte üniversite tercihi yapmalısınız. Hangisi Daha Doğru: Üniversiteye Göre Meslek Seçmek mi, Mesleğe Göre Üniversite Seçmek mi? yazımız da sizin için faydalı olabilir. Üniversite Seçimi Yaparken Hayal Kırıklığına Uğramamak İçin Dikkat Etmeniz Gerekenler yazımıza da seçim sürecinde bakabilirsiniz. Ayrıca Hayalinizdeki Üniversitenin Öğrencisi Olabilirsiniz! Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Dereceye Girmek İsteyenler Kariyer Danışmanlığı ile Daha Stratejik Bir Hedefe Yönelebilirler

Hayatınızın en önemli dönemlerinden biri için hazırlık yapıyorsunuz. Tüm çabanız iyi bir üniversite eğitimi ve sonrasında başlayacak kariyer yolculuğunuz için. Bu sürece ayıracağınız enerji, zaman ve göstereceğiniz özveri oldukça fazla. Başarıyı hedefliyor ve hedefinize ulaşmayı hayal ediyorsunuz. Bu süreçte zamanı yönetmekte, organize olmakta, dikkatinizi toplamakta zorlanabilirsiniz. Sınav, performans ve gelecek kaygısı yaşayabilirsiniz.

Bunlar oldukça doğal ve sıkça karşılaşılan duygulardır. Ancak bu duygu, düşünce ve davranışlarla başa çıkmak zorlaştığında performansınız doğrudan ve olumsuz şekilde etkilenebilir. Özellikle de dereceye girmek gibi büyük hedefleri olan öğrenciler için bu duygular çok daha belirgin hale gelebilir. Sınav yaklaştıkça üzerinizdeki baskının arttığını hissedebilirsiniz. Tüm bu zorlukları kolaylaştırmak ve hedeflerinizi daha belirgin hale getirmek için kariyer danışmanlığı almanızı öneriyoruz.

Aba psikoloji olarak danışanlarımızın yaşadığı karmaşa ve belirsizliği minimuma indirmeyi hedefliyoruz. Stratejik yetenek yönetimi ile performanslarını ve motivasyonlarını artırmaya odaklanıyoruz. Danışanlarımıza verdiğimiz desteğin karşılığını her yıl sınav sonuçlarında ve yerleştirme oranlarımızda görüyoruz. ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, KOÇ gibi prestijli üniversitelere öğrencilerimizin yerleşmesiyle gururlanıyoruz. Danışanlarımızı seçim sürecinde geleceğin meslekleri ve mesleklerin geleceği özelinde bilgilendiriyoruz.

Seçim yaparken kişilik özelliklerini dikkate alıyoruz. İlgi ve beceri alanlarının meslek seçimindeki önemli rolünü ön planda tutuyoruz. Danışanlarımızın güçlü ve zayıf yönlerinin meslek seçimindeki etkisini dikkate alıyoruz. Danışanlarımızı burs olanakları, eğitim ve kariyer fırsatları noktasında da bilgilendiriyoruz.

Danışanlarımızın amacı dereceye girmek veya istediği mesleği yapabileceği iyi bir üniversiteyi kazanmak olabiliyor. Bu hedefe erişmek kariyer danışmanlığı ile çok daha mümkün hale geliyor. Her yıl danışmanlık yaptığımız öğrencilerimizin ilk 100, 500, 1000 öğrenci içerisinde yer almasından büyük gurur duyuyoruz. Siz de kariyerinizi belirlerken stratejik kararlar almak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Kariyer danışmanlığı desteği almak nitelikli ve uzun vadede verim elde edilebilecek şekilde kariyer planlaması yapmayı kolaylaştırıyor. Danışmanlık desteği alan öğrenciler hem akademik performanslarını artırıyor hem de sınava dönük çok daha verimli çalışabiliyor. Danışmanlık aracılığıyla alan, meslek, bölüm ve okul belirlemek de çok daha kolay hale geliyor. Üstelik tüm seçenekler danışanın bireysel ihtiyaçlarına, özelliklerine ve beklentilerine göre şekilleniyor.

Danışmanlık hizmeti hedef belirlemeyi ve hedefe ulaşmak için yapılması gerekenleri belirlemeyi de kolaylaştırıyor. LGS, YKS, SAT, AP gibi önemli sınavlara hazırlık sürecinde danışmanlık desteği alanlar daha başarılı sonuçlar elde edebiliyor. Bu başarının altında yatan en önemli etken öğrencinin karakterine, ilgi ve becerilerine, zeka alanına, öğrenme stiline, beklenti ve ihtiyaçlarına göre bir kariyer planı çıkarılıyor olmasıdır.

Kariyer danışmanlığı alırken dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biriside budur. Danışmanlık içerisinde verilen destek kişiye özel olmalı ve mutlaka bilimsel, güncel veriler ışığında danışan yönlendirilmelidir. Tüm bunlar sağlanabildiğinde başarı öğrencinin gösterdiği çabaya ve performansa eşlik edecektir. Kendisi için en iyi hedefi belirleyen ve bu hedefin doğruluğundan emin olan danışanın motivasyonu artacaktır.

Üstelik bu motivasyon içsel bir motivasyondur. Dolayısıyla kariyer hedefine ulaşma sürecinde karşılaşılabilecek olumsuzluklar motivasyonu kolay kolay etkilemeyecektir. Tüm bu artılar dikkate alındığında kariyer desteği almak geleceğe yapılacak en değerli yatırımlardan birisidir. Bu yatırımın getirileri ise hem kısa hem de uzun vadede büyük olacaktır.

Akademik başarıda artış, sınav sonucundan memnuniyet, istenen okula, üniversiteye yerleşmek kısa vadeli sonuçlar olarak örneklendirilebilir. Uzun vadeli sonuçlar ise meslekte başarılı, memnun ve mutlu bir çalışan olmak, kariyer basamaklarını tırmanabilmektir. İyi bir kariyer danışmanlığı ile gelecekte kariyerinizde karşılaşabileceğiniz hayal kırıklıklarını ve memnuniyetsizlikleri minimuma indirebilirsiniz.

Peki danışmanlık alarak hangi mesleği seçmem gerektiğini nasıl öğreneceğim, bu bilgi neye göre veriliyor? Benim için en ideal okul/üniversite hangisi? Bu hedefe ulaşmak için nasıl ve ne kadar çalışmalıyım? Okuduğum okul ortalamanın altında yine de danışmanlık alarak mesleğimde başarılı olabilir miyim? Ve benzeri sorularınızın cevaplarına yazının devamında ulaşabilirsiniz.

Kariyer Danışmanlığı ile Geleceğin Mesleklerini ve Mesleklerin Geleceğini Öğrenebilirsiniz

Başarılı bir kariyer inşa etmek için meslek tercihi yapmadan önce global gelişmeleri takip etmek gerekiyor. Artık başta gelişmiş ülkeler olmak üzere siber fiziksel sistemlere dayalı bir üretim türüne geçildi. Bu değişim sadece sanayiyi değil, eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim, sosyal çevre gibi yaşam alanlarımızı etkiliyor. Dolayısıyla yıldan yıla meslek alanlarında da değişmeler ve gelişmeler görülüyor.

Kimi meslekler teknolojinin gelişimi ile rafa kalkarken bazı mesleklerin ise niteliği değişiyor. Bazı mesleklerde iş gücü sıfırlanırken bazı mesleklerde iş gücüne duyulan ihtiyaç artabiliyor. Aynı şekilde kimi mesleklerde kas gücü yerini zihin gücüne bırakıyor. Eskiden 10 kişinin yaptığı bir işi teknolojinin gelişimi ile bugün 1 kişi bir tuşa basarak halledebiliyor.

Tüm bu gelişmeler ve değişmeler göz önünde bulundurulduğunda meslek seçerken mesleklerin bugününü ve yarınını bilmek önem kazanıyor. Kariyer danışmanlığı da tam olarak bu ihtiyaca hizmet ediyor.

Bugün üniversitelerde okutulan ve her yıl yeni mezunlar veren pek çok bölüm var. Ancak bunların bir kısmı daha şimdiden mezuniyet sonrası işsizlikle karşılaşıyor. Değişimin beraberinde gelişen yeni meslek dalları bilinçli seçimler yapanlar için alanının ilklerinden olma fırsatını sunuyor. Dolayısıyla geleceğin mesleklerine bugünden yatırım yapılması başarı olasılığını artırıyor.

Geleceğin Mesleklerini Biliyor musunuz?

Gelecekte hala önü açık olan meslekler şu şekilde; Psikoloji, Sinir bilim, Eğitim, Tıp, Eczacılık, Diş hekimliği (özellikle yaşlılık için diş hekimliği oldukça önemlidir), Biyoteknoloji (içinde genetiği ve akıllı tarımı bulunduran alan).

Gelecekte özellikle insan, yaşam ve sağlık bilimlerine yönelik mesleklerin önü açık olacak. Bunun en büyük nedeni ise uzayan insan ömrü. Özellikle 1990 ve sonrası doğan bireyler için ortalama yaşam süresi 115 yıl üstü kabul ediliyor. Bu da uzayan yaşam süresiyle paralel şekilde yaşam standartlarının ve konforunun da önemini artırıyor.

Özellikle ağız, diş sağlığı, eklemler, kalp sağlığı ve kronik rahatsızlıkların tedavisi önemli hale gelecek. Uzayan yaşam süresi bireylerin psikolojik iyi halinin de önemini artıracak. Bu da ruh sağlığı alanındaki çalışmaların da hız ve önem kazanacağını gösteriyor. Kariyer danışmanlığı alan öğrenciler ve veliler bu mesleklerle ilgili güncel bilgiler ve bilimsel araştırmalarla ilgili bilgilendiriliyor.

Gelecekte ayrıca psikologların 1/3’ünün insan sağlığı (paranoya, şizofreni, kaygı bozuklukları) üzerine çalışması öngörülüyor. 2/3’ünün de ruh sağlığının ve yüksek farkındalığın artırılması üzerine çalışması bekleniyor. Ayrıca psikologların öğrenme üzerine de daha kapsamlı çalışması bekleniyor. Biyoteknik, yapay zeka, makine öğrenmesi, büyük veri, hukuk alanları da geleceğin meslekleri arasında hız ve önem kazanacak.

Gelecekte iş dünyasında varlık sağlayabilmek için iletişim ve düşünme becerilerimizi geliştirmemiz gerekiyor.  Medyayı iyi okuyabilmek ve etkili kullanabilmek de oldukça önemli hale gelecek. Bilgisayar teknolojilerine, programlama dillerine ve yazılıma hakim olmak da her anlamda meslek kollarına kazanç sağlayacak. Kısacası 21. Yüzyılda teknolojinin beraberinde getirdiği yeniliklerden haberdar olmak ve bu konuda gelişmek kazanç sağlayacak.

Kariyer Danışmanlığı Sayesinde En Prestijli Okullarda Okuyabilirsiniz

Kariyer planı çıkarırken önemli bir konu da okul seçimidir. Özellikle liseden itibaren okul seçiminin önemi artmaktadır. Üniversite eğitimi kariyere yön veren en önemli basamaklardan biridir. Doğru mesleği seçebilmek kadar bu mesleğe yönelik eğitim alınacak okulun belirlenmesi de önemlidir. Seçtiğiniz mesleği yapabilmek için okumanız gereken bölüm neredeyse tüm üniversitelerde okutulan bir bölüm olabilir.

Ancak seçtiğiniz meslekte başarılı olabilmeniz için herhangi bir üniversiteden mezun olmanız yeterli olmayabilir. Özellikle de popüler mesleklerden birini seçtiyseniz diğer meslektaşlarınız arasında öne çıkmak için okul seçimine daha çok önem vermelisiniz. Örneğin; Mühendislik okumak istiyorsanız yeni açılmış ve akademik kadrosu da oturmamış bir üniversiteyi tercih etmeniz mezuniyet sonrası işinizi zorlaştırabilir. Çünkü mühendislik popüler olduğu kadar köklü bir meslektir.

Kariyer danışmanlığı ile popüler meslekleri, bugünün ve geleceğin parlayan mesleklerini öğrenebilirsiniz. Her yıl çok sayıda mühendis mezun olmakta ve iş aramaktadır. Başvurduğunuz işlere çok sayıda meslektaşınız başvuracaktır ve sizi onlardan ayıracak önemli bir belirleyici okulunuz olabilir. Bu nedenle özellikle de popüler bölümleri seçecek olan öğrencilerin prestijli okullarda eğitim almayı hedeflemesi önerilir.

Bu mümkün olmuyorsa mutlaka üniversite eğitiminin ilk yılından itibaren kişisel ve mesleki gelişime yatırım yapılmalıdır. Böyle bir durumda stajlar, sertifika programları, seminerler, kongreler, sempozyumlar özgeçmişinizi donanımlı hale getirmenize yarayabilir. Yabancı dil seviyeniz, bilgisayar kullanımınız ve mesleğinize yönelik programları öğrenmeniz avantaj sağlar. Ancak yine de hedefinizi mesleğinizde kendinizi ön plana çıkarmanızı kolaylaştıracak okullara yönelik tutmanız birincil önerimizdir.

Kariyer danışmanlığı almanız halinde seçtiğiniz mesleğe yönelik istihdam avantajlarınızı artıracak şekilde alternatif okulları belirleyebilirsiniz. Çalışma temponuzu ve alacağınız akademik destekleri hedefinizi elde edecek şekilde düzenleyebilirsiniz. Kariyer desteği aldığınızda okuduğunuz okulda nasıl öne çıkabileceğinizi de öğrenebilirsiniz. Aynı şekilde mesleğinizde başarılı olmanızı destekleyecek bir okulda okumuyorsanız farklı neler yapabileceğinizi de öğrenebilirsiniz.

Meslek Seçiminde Kararsızlık: “Hangi Mesleği Seçmeliyim?” ve Başarılı Bir Kariyer İçin Tercih Yapmadan Önce Geleceğin Meslekleri ve Mesleklerin Geleceği İyi Bilinmeli! Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kariyer Danışmanlığı ile Eğitim Hayatınızda ve Mesleğinizde Fark Yaratabilirsiniz

Aba Psikoloji uzman kadrosu ile danışanlarımızın kariyer planlarını çıkarırken titizlikle çalışıyoruz. Her bir danışanımızın kariyerini planlamadan önce stratejik yetenek yönetiminden faydalanıyoruz. Danışanlarımıza uyguladığımız testlerden elde ettiğimiz sonuçları sayısal veriler olarak değerlendirmiyoruz. Her bir veriyi bireyi bütünüyle ele alarak değerlendiriyoruz. Bireyin karakteristik özellikleri, zeka alanını, kültürünü, sosyo-ekonomik koşullarını, beklenti ve ihtiyaçlarını da dikkate alıyoruz.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Fark Yaratın! ve  Stratejik Yetenek Testi Nasıl Uygulanıyor? Neden Önemli? Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kariyer planı yaparken danışanlarımızın ilgi ve becerilerine de odaklanıyoruz. Çünkü eğitimde ve kariyerde ilgi ve becerilere yer verilmesinin motivasyonu artırdığını biliyoruz. İlgi ve becerilere yer verildiğinde yapılan işe duyulan ilgi ve sevginin de arttığını biliyoruz. Tüm çalışmalarımızda güncel ve bilimsel verilerden faydalanmaya özen gösteriyoruz. Avrupa’da ve Amerika’da kariyer ve eğitim odaklı yapılan araştırma ve çalışmaları yakından takip ediyoruz.

Tüm bu özverimiz danışanlarımızın istek ve çabasıyla birleştiğinde harika sonuçlar elde ediyoruz. Kariyer danışmanlığı verdiğimiz danışanlarımızı her yıl Boğaziçi, ODTÜ, KOÇ, İTÜ, Sabancı gibi prestijli üniversitelere yerleştiriyoruz. Sadece yurtiçinde de değil, yurtdışı eğitim arzu eden danışanlarımıza da kariyer planlaması yapıyoruz. Burs fırsatlarından, kariyer olanaklarına kadar her konuda detaylı bilgi ve tecrübe paylaşıyoruz.

Tıp, mimarlık, psikoloji, mühendislik, hukuk gibi uzun yıllardır popülerliğini kaybetmeyen bölümlere prestijli üniversitelerde öğrenci kazandırıyoruz. Danışanlarımızın başarılı olmaları kadar uzun vadeli ve memnuniyet odaklı seçimler yapmış olmalarına katkı sağlamaktan memnun oluyoruz. İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Ve Hayalinizdeki Üniversitenin Öğrencisi Olabilirsiniz! Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer Danışmanlığı Başarı Potansiyelini Artırıyor

Her sağlıklı birey, yaşının ve içinde bulunduğu koşulların desteklediği biçimde kendini gerçekleştirebilmek ister. Ancak bireyin, kişiliğine, öz benliğine uymayan bir mesleğe yönelmesi, bireyin doğal gelişiminin olumsuz yönde etkiler. Sevilmeyen bir işte başarılı ve mutlu olmak güç olduğu gibi sevilen bir işte çalışmak kişinin daha verimli, başarılı ve mutlu olmasını destekleyecektir.

Başarılı, mutlu ve memnun olabileceğimiz bir mesleği bulmamızsa kolay değildir. Meslek seçerken çoğunlukla çevrenin, ailenin veya eğitmenlerin yönlendirmelerine kulak veririz. Risk almak istememek veya yeterli bilgiye sahip olmamak sonucunda kendi mesleğimizi seçerken pasif kalabiliriz. Oysa bu mesleği gelecek 40-50 yıl boyunca sürdürecek olan biziz. Dolayısıyla meslek seçimi yaparken ilk kulak vermemiz gereken ses kendi iç sesimiz.

Aba psikoloji olarak kariyer danışmanlığı verirken tam olarak bunu hedefliyoruz. Danışanlarımızın ihtiyaçlarını, beklentilerini, potansiyellerini ve karakterlerini ön plana çıkarıyoruz. Meslek seçimi sürecine tüm bireysel detayları belirledikten sonra geçiyoruz.

Bunu yaparken kullandığımız Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı test uyguluyoruz. Yapılan bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturuyoruz. Tüm değerlendirmelerden sonra kısa ve uzun vadeli hedefler çıkarıyoruz. Bu hedefleri 3, 6, 12, 24 aylık periyotlara bölüyoruz.

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planlamak bireylerin kendi kariyerlerini kontrol altına almaları için oldukça önemlidir. Bireylerin kişisel kariyer hedefleri belirledikten sonra talep edildiğinde kariyer gelişimleri de düzenli olarak takip edilir. Geleceğinize iyi bir yatırım yaparak Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

 

 

Read More

Stratejik yetenek yönetimi ile LGS’ye hazırlık yapan öğrencilerin sınav sonucundan duyduğu memnuniyet çok daha fazla. Elbette bu memnuniyetin altında büyük ölçüde öğrencinin verdiği emek, özveri ve geliştirdiği motivasyon var. Ancak tüm bunların oluşumunu, sürekliliğini ve gelişimini sağlayan önemli bir etken de kariyer danışmanlığı almak. Günümüzde farkındalığı yüksek, akademik gelişime meraklı ve doğru rol modeller edinen gençler büyük başarılar hedefliyor.

Başarının önemli bir göstergesi ise LGS’de yüksek puan almak ve nitelikli okullara yerleşebilmek. Pek çok öğrenci kariyer planını yapmaya üniversiteye hazırlık sürecinde başlasa da aslında kariyerimize yön veren ilk önemli adım Lisede atılıyor. Lisede alınan eğitimin niteliği, kişisel gelişime yapılan yatırım ve tabi doğru alana yönelmek başarıyı şekillendiriyor.

Stratejik yetenek yönetimi ile kariyer planı yapmak daha doğru bir okul, alan ve meslek seçimi yapabilmeyi kolaylaştırıyor. Aba ailesi olarak kariyer danışmanlığı verdiğimiz öğrencilerimizi Türkiye’nin en iyi Liselerine yerleştirmekten gurur duyuyoruz. Bu başarıda planlı, bilimsel ve güncel bilgilerin ışığında danışmanlık sunan ekibimizin de etkisinin büyük olduğunu biliyoruz.

Her yıl pek çok öğrencimiz Robert koleji, Galatasaray Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Üsküdar Amerikan Lisesi, Koç, Alman ve Fransız Liselerine yerleşiyor. Bu başarının tesadüf olmadığını biliyoruz. Hedefini belirleyen, planlı çalışan, potansiyelini bilen ve performansını artırmaya odaklanan, motivasyonu yüksek öğrenciler başarıya koşuyor. LGS’ye hazırlık yaparken profesyonel destekle kariyerinizi planlamanız başarı elde etmenize akademik destek kadar katkı sağlıyor.

Peki stratejik yetenek yönetimi nedir? LGS’ye hazırlık sürecinde sağladığı faydalar nelerdir? Stratejik yetenek yöntemi ile kariyer danışmanlığı almak neden önemli?  Bu yöntem başarıyı nasıl destekliyor? Şimdiye kadar elde edilen başarılar neler? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Stratejik Yetenek Yönetimi Nedir?

Yöntemin temelinde öğrencilerin becerilerinin, ilgi alanlarının, eğilimlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesi yer alır. Bunların belirlenmesi için başta WISC-V olmak üzere 8 ayrı psikolojik test uygulanır. Değerlendirmeler sonucunda belirlenen kriterlere göre, gençlerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevrelerini de göz önüne alarak bir stratejik plan hazırlanır. Bu stratejik plan 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsayacak şekilde hazırlanır.

Yöntem içerisinde standart envanterler uygulanarak sonuçları puan olarak ifade edilmez. İlgi alanlarının, becerilerin ve ihtiyaçların analiz edilmesi için gerçekleştirilen testler uzman psikologlar tarafından uygulanır ve değerlendirilir. Elde edilen veriler ışığında öğrencilerin stratejik hedeflerinin belirlenmesi de uzman psikologların ve eğitimcilerin işbirliğiyle gerçekleştirilir. Dolayısıyla Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı bir test paketi değildir.

LGS’ye Hazırlanırken Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer Danışmanlığı Almak Neden Önemli?

LGS’ye hazırlanırken lise kademesine devam edeceğimiz okulu seçmekten çok daha uzun vadeli bir seçime yatırım yaparız. Seçeceğimiz veya yerleşeceğimiz okul aynı zamanda bize sunacağı eğitim kalitesi ve fırsatlarla kariyerimize yön verir. Aynı zamanda Lise yıllarında mesleki yönümüzü belirleyecek önemli bir karar daha veririz. Bu önemli karar alan seçimidir.

Oldukça önemlidir çünkü; alan seçerken verdiğimiz karar hayatımıza ilişkin diğer kararları da büyük ölçüde etkiler. Alan seçimi yaptığımızda bazı meslekleri seçme şansımızı kaybederiz. Alacağımız alan dersleri ise üniversite sınavında sorumlu olacağımız konulara yöneliktir. Doğru seçim yapmamız alanda dolayısıyla sınavda başarılı olmamızı sağlar.

Yanlış bir seçim ise okul başarısızlığından, sınav başarısızlığına kadar gidebilir. Dolayısıyla alan seçimindeki performansımız meslek seçimimize de etki eder. Stratejik yetenek yönetimi uygulamasının önemi de tam bu karar noktasında açığa çıkar. Bu uygulama pek çok öğrenci ve ebeveyn için adeta can simidi rolü üstlenir. Alan seçimi süreci neredeyse her öğrenci için sancılı bir süreçtir.

Liseye başlayana kadar çoğunlukla mesleki hayallerimiz akademik becerilerimizden veya zeka alanımızdan bağımsızdır. Örneğin; sayısala yatkınlığı olmayan bir öğrenci liseye gelene kadar mühendislik, tıp gibi sayısal ağırlıklı hedeflere sahip olabilir. Ancak lise eğitiminin ilk yılında alan seçimini kolaylaştırmak için tüm derslerden genel bir eğitim alınır ve değerlendirmeye girilir.

Sayısala yatkınlığı olmayan bir öğrenci özelliklede çalıştığı ve çabaladığı halde başarılı olamıyorsa sayısal alandan vazgeçer. Ancak sayısaldan vazgeçmesi mesleki hedeflerinin de değişmesine yol açacaktır. Kimi öğrenciler başarısız sonuçlara rağmen kendilerine ikinci bir şans verip sayısal alanı zorlayabilirler. Fakat alan seçimi yaptıktan sonra alan değişikliğine gitmek sanıldığı kadar kolay olmayacaktır.

Stratejik yetenek yönetimi ise alan seçimi yapmadan önce bireye somut, bireysel ve bilimsel veriler sunar. Bu veriler eşliğinde daha net seçimler yapmak, ikilem yaşamamak ve pişmanlık duymamak kolaylaşır. Seçeceğimiz mesleği yapabilmemiz ve başarılı olabilmemiz için bu mesleğin gerektirdiği ilgi, bilgi ve beceriye ihtiyacımız vardır. Bilgi alan seçimi sonrasında kazanılacaktır. İlgi ve beceri ise alan seçmeden önce tespit edilmelidir.

Stratejik Yetenek Yönetimi Başarıyı Nasıl Destekliyor?

Kariyer planı çıkarırken farklı methodlarla çalışan pek çok danışmanlık merkeziyle irtibat kurabilirsiniz. Stratejik yetenek yöntemi de bunlardan birisidir. Henüz Türkiye’de yaygınlık kazanmamış olup Harvard ve Stanford Üniversitelerinin kullanmakta olduğu bir yöntem. Biz bu yöntemi danışanlarımızla aktif olarak kullanıyoruz. Bu yöntem sayesinde bilimsel verilerden de faydalanılarak danışanlarımıza 21. Yüzyılın en ideal kariyer planını çıkarmayı hedefliyoruz.

Plan yaparken uzun vadeli düşünüyor ve bugün yaptığımız planın gelecek 10, 20, 30, 40 yıl sonraki sonuçlarını ele alıyoruz. Yöntemin başarıya katkılarını aşağıda kısaca özetleyelim;

Hedef Belirlemeyi Kolaylaştırıyor

Hedef belirlemek sınav başarısı için ihtiyaç duyduğumuz en önemli kaynak. Bir hedefe sahip olmak, hedefe ulaşmak için ihtiyacımız olan itici gücün yani motivasyonun gelişmesini sağlıyor. Öğrenciler belirli bir hedefleri olmadığında neden çalışmaları gerektiğini, çabalarının sonucunda ne kazanacaklarını somutlaştırmakta zorlanırlar. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde belirgin, öznel ve nitelikli hedef belirlemek mümkün hale gelir.

Kısa ve Uzun Vadeli Hedeflerle Amaca Ulaşmak Kolaylaşır

Yöntem, ulaşılmak istenen ana hedefe giden yolda büyük hedefi küçük hedeflere bölüştürür. Böylece hedeflerinizi takip etmek ve yönetmek daha kolay hale gelir. Performansınızı daha net şekilde görebilir, temponuzu istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Üstelik ihtiyaç duyduğunuzda yeni hedefler ekleyebilir veya değişikliklere gidebilirsiniz. Ayrıca kısa sürelerle başardığınız hedefler büyük hedefi de başarabileceğinize olan inancınızı artırır.

Çok daha Kolay Motive Olur ve Dikkat Dağıtıcılara Karşı Özdenetim Sağlayabilirsiniz

Belirlediğiniz öznel ve nitelikli hedef sayesinde sınava hazırlanmaya daha kolay motive olursunuz. Belirlenen hedef her şeyiyle size özeldir. Kişiliğiniz, ilgileriniz, beklentileriniz, yetenekleriniz, zekanız ve akademin birikiminiz gibi pek çok detay ele alınarak belirlenmiştir. Dolayısıyla bu hedefe ulaşma arzunuz da daha yüksek olacaktır. Bu da daha kolay motive olmanızı, karşılaştığınız zorluklarla daha rahat başa çıkmanızı sağlayacaktır.

Stratejik yetenek yönetimi sayesinde kolay motive olduğunuz gibi dikkat dağıtıcılarla da daha kolay başa çıkabilirsiniz. “Ulaşmak istediğim bir hedefim var; zamanı iyi yönetmeli, bana faydası olmayan şeyleri dışarıda bırakabilmeliyim.” Diyebilirsiniz.

Kolay Organize Olup, Performansınızı En İyi Şekilde Kullanabilirsiniz

Sınava hazırlık sürecinde istenilen verimi almak için sadece hedef belirlemek yeterli değil. Öğrencilerin zamanlarını etkin kullanabilmesi için verimli ders çalışma tekniklerini de öğrenmesi gerekir. Aynı zamanda her öğrenci birbirinden farklı şekilde öğrenir. Biri için en verimli öğrenme stili görsel öğrenme stili iken, diğeri için işitsel ya da kinestetik öğrenme stili olabilir.

Öyleyse bu süreçte verimli çalışabilmek için öğrenme stiline uygun bir çalışma programı geliştirmek gerekir. Sınava hazırlık sürecinde tüm bu detayları ele almak, planlamak ve uygulamak kolay olmayabilir. Nereden başlayacağınızı veya nasıl yapacağınızı bilmiyor olabilirsiniz.  Stratejik Yetenek Yönetimi ile sınava hazırlık sürecinizde bu ihtiyaçlarınıza da yanıt bulursunuz.

LGS’ye Hazırlanırken Ders Dışı Faaliyetlere de Zaman Ayırabilirsiniz

Sınava hazırlanırken verimli ders çalışmak, plan-program yapmak ve bu planlara sadık kalmak çok önemlidir. Ancak aralıksız ders çalışmak verimli ders çalışmak değildir ve bir süre sonra çalışma isteğinizin azalmasına neden olur. Hem zihniniz hem bedeniniz yorulur ve ders çalışma zamanları gözünüzde büyümeye başlar.

Stratejik yetenek yöntemi ders çalışma süreleri dışında keyif alabileceğiniz aktivitelerle kendinizi motive etmenizi önerir. Etkili zaman yönetimi tekniklerini geliştirdiğinizde de kişisel ilgileriniz için ayırabileceğiniz vaktiniz kalır. Böylece akademik hayatınız ile kişisel yaşantınız arasında bir denge kurma imkanı bulursunuz. Bu denge daha mutlu olmanızı sağlar ve motivasyonunuza da olumlu etki eder.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Daha Az Sınav Stresi ve Gelecek Kaygısı Yaşarsınız

Stresin en büyük nedeni sınava yüklenen anlam ve başarısızlığa yönelik olumsuz düşüncelerdir. Sınava stratejik yetenek yöntemiyle hazırlandığınızda potansiyelinizi görür ve başarılı olmak için yapmanız gerekenleri tespit edersiniz. Belirsizliğin ortadan kalkması ve önyargılardan uzak kendi potansiyelinize ait somut kanıtları görmek sizi rahatlatır. Gelecekte sizi nasıl bir yol haritası bekliyor kolayca öngörebilirsiniz.

Ne yaparsanız sonucunda ne olur? potansiyel çalışma koşulları neler? Mezuniyet sonrası ortalama maaş ve deneyim sonrası maaşlar nasıl? Ve benzeri mesleğinize yönelik detayları bilmek geleceğinize yönelik duyacağınız kaygıyı da azaltacaktır.

Karar Sürecinde Siz ve Ailenizi Ortak Noktada Buluşturur

Sınava hazırlık sürecinde karşılaşılan bir diğer konu da öğrencinin hedefleriyle ailelerin beklentilerinin uyuşmamasıdır. Ailelerinin çocuklarına yönelik gerçekdışı beklentileri olabilmektedir. Aileler çocuklarının performansına, ilgilerine, yeteneklerine, karakteristik özelliklerine ya da potansiyeline bakmaksızın mesleki yönlendirme yapabilmektedir. Aileler kariyerlerinde veya eğitim hayatlarında karşılaştıkları zorluklardan çocuklarını korumaya çalışırken daha büyük mutsuzluklara neden olabilirler.

Stratejik yetenek yönetimi ile öğrencinin ilgileri, becerisi, bilgi düzeyi, karakteristik özellikleri gibi meslek belirlemede önemli olan kriterler belirlenir. Testlerden edinilen sonuçlar ve klinik değerlendirmeler ailelerle detaylı şekilde paylaşılır. Ailelere neden-sonuç bağlamında yapmak istedikleri mesleki yönlendirmenin çocuk için doğru olup olmadığı detayları ile anlatılır.

Tıpkı danışmanlık alan öğrenciler gibi ailelere de mesleklerin geleceği ve geleceğin meslekleri detaylarıyla anlatılır. Bu bilgiler ışığında aileler de rahatlar ve çocuklarıyla ortak dil kullanmaya başlayabilirler.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Hayal Kırıklığı Yaşama Olasılığınız Azalır

Sınava hazırlanırken Stratejik yetenek değerlendirmesi ile kariyerinizi planladığınızda geleceğe yönelik alacağınız riskleri azaltmış olursunuz. Böylece gelecekte hayal kırıklığına uğrama olasılığınızı eleminize edersiniz.

“Başarılı olacak mıyım? bu okul benim için uygun mu? Seçtiğim alan benim için doğru mu? Bu alanda hangi mesleklere yönelebilirim? Bu mesleklerden hangisi benim için daha doğru? Seçtiğim meslekte iyi bir kazanç elde edebilir miyim?” gibi geleceğe yönelik kaygılarınızın olası cevaplarını öğrenirsiniz. Ve kaygılarınızdan arınmış, berrak bir zihin ile sınava hazırlanırsınız.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve kariyerinizi birlikte planlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Zaman yönetimi teknikleri çoğunlukla uygulaması kolay, keyifli ve akılda kalıcıdır. Ancak pratik olmasına rağmen bu tekniklerin kullanım sıklıkları oldukça düşüktür. Pek çok birey sıklıkla zamansızlıktan yakınır. Neredeyse herkesin zamansızlıktan yetişmeyen işleri, vakit ayırılamayan hobileri, arkadaşları ve biriken yapılacaklar listeleri vardır. Biriken işler, bireysel ve sosyal ihtiyaçlara yeterince vakit ayırılamaması ise motivasyonu ve işlevselliği olumsuz etkiler.

Adeta kar topu etkisiyle negatif enerji artar, stres, kaygı, agresyon olarak duygu, düşünce ve davranışlarımıza yansır. Kişisel zamana özen göstermek, ders veya mesai dışı faaliyetlere zaman ayırmak oldukça önemlidir. Kendimize, keyif aldığımız etkinliklere veya kişilere vakit ayırmamız enerjimizi, iletişimimizi ve davranımımızı doğrudan etkiler.

Başarılı olmak için yapılan en büyük yanlışlardan birisi tüm zamanı çalışmaya ayırmaktır. Bu hatayı hem öğrenciler hem de çalışan bireyler sıklıkla yapmaktadır. Mola vermeksizin çalışmak, kişisel ihtiyaçlara zaman ve enerji ayırmamak beraberinde başarısızlığı getirecektir. Hepimizin sürdürebileceği ortalama dikkat süresi bellidir. Bu sürenin üzerine çıkan çalışmalardan alınacak verim düşecektir.

Üstelik zaman yönetimi olmaksızın yapılan uzun soluklu çalışmalarda hata payı da artış gösterecektir.  Bu nedenle başarı elde etmek, verilen emeğin karşılığını alabilmek için dinlenmeye ve eğlenmeye zaman ayırılmalıdır.

Peki zamanı daha iyi organize etmek için kullanılabilecek yöntemler nelerdir? Bu tekniklerin yeterince kullanılmamasının nedeni nedir? Kişisel zaman yaratmak neden önemli? Zamanı yönetmek öğrenilebilir bir beceri mi? Zamanı verimli kullanmanın sağlayacağı avantajlar neler? Zamanı organize edememek beraberinde hangi sorunları getiriyor? Tüm soruların cevaplarına yazının devamında ulaşabilirsiniz.

Popüler Zaman Yönetimi Teknikleri ile Hem Eğlenin Hem Zaman Kazanın

Günün 24 saat olduğunu, bir haftada 7 gün ve her biri 24 saatten toplam 168 saatimiz olduğunu biliyoruz. Çalışıyor ya da öğrenciysek mesai ve ders saatlerimizi biliyoruz. Günde ortalama kaç saat uyuduğumuzu ve kaç saatimizin yolda geçtiğini biliyoruz. Yani zamanımızı harcayan, bizim yönetimimiz dışındaki tüm sorumluluk ve ihtiyaçlarımızın bilincindeyiz.

Peki arta kalan zamanı neden değerlendiremiyoruz? Veya neden işlerimizi yetiştiremiyor, kendimize zaman ayıramıyoruz? Zaman herkes için eşit olsa da zamanımızı harcadığımız kaynaklar birbirinden farklıdır. Etkili zaman yönetimi ise herkes için eşit olan zamanın kişinin sorumluluklarına, ilgilerine, fiziksel, duygusal ve kişisel ihtiyaçlarına ve sosyal yaşamına yetecek şekilde adil olarak dağıtılabilmesidir.

Pek çoğumuz sorumluluklarımızı yerine getirmeye büyük önem verip kişisel ve sosyal ihtiyaçlarımızı geri planda tutuyoruz. Ya da tam tersi ilgilerimize gereğinde fazla zaman ayırıp asıl sorumluluklarımız için yeterli zamanı bulamıyoruz. Bu da zaman baskısı yaşamamıza, fiziksel ve duygusal olarak negatif enerjimizi boşaltamamamıza ve yaptığımız işten verim alamamamıza neden oluyor.

Aşağıda kullanımı kolay, eğlenceli ve pratik teknikler önereceğiz. Kendiniz için uygun olanları inceleyebilir, birkaç deneme ile işlevselliğini test edebilirsiniz. İş, eğitim hayatınız için farklı, günlük yaşamınız için farklı teknikler de kullanabilirsiniz.

Kanban Tekniği ile Zaman Yönetimi

Kanban tekniği, ihtiyacımız olan fazla zamanı artırabilmek için mevcut iş ve sorumluluklarımızı planlama kolaylığı sağlamaktadır.  Kanban, zaman baskısını azaltırken, stres ve kaygıyı da dengelememizi kolaylaştırır. Bu teknik aracılığıyla zihnimizde dağınık halde duran tüm yapılması gereken işleri kağıda dökebiliriz. Böylece gözümüzde büyüyen işlerin hacmini, önemini ve ne kadar zamanımızı alacağını da görmüş oluyoruz.

Kanban tekniği dijital ortamda, bilgisayar programında, tahtada veya kağıt üzerinde hazırlanabilir. Bu tekniğe göre zaman baskısı yaşamamak için kişinin üzerindeki işler 3 gruba ayrılır. “Yapacaklarım, Yapmakta olduklarım ve yaptıklarım”. Bu 3 kategori başlığı yan yana yazılacak şekilde çalışma sayfasında 3 ayrı sütun oluşturulur.

1.       Yapacaklarım Sütunu

Yapacaklarım sütununa yapmaya başlamadığınız ama yapmanız gereken işleri yazmalısınız. Buraya yapmanız gerekenler kadar yapmak istediklerinizi de yazabilirsiniz. Yapılacaklar listesini yazılı olarak listelemek veya görselleştirmek kişinin üzerindeki işleri daha net görmesini sağlar. Dolayısıyla zaman yönetimi de daha kolay hale gelir.

Bu çalışma kişinin işlerini bitirmek için motive olmasını, zamanı daha verimli kullanmak için çabalamasını destekler. Aynı zamanda iş listesinin somutlaştırılması kişinin görevlerini yerine getirmesi için bir bağlayıcılık da sağlayacaktır. Üzerinizdeki işleri biliyor olmak başkalarının teklif ve ricalarına hayır diyebilmenizi kolaylaştırır. Ayrıca Kanban methodu ile üzerinizdeki işleri hafife almaz, işleri erteleyip biriktirmezsiniz.

2.       Yapmakta Olduklarım Sütunu

Yapmakta olduklarım sütununa yapacaklarım listesinden seçilen 3 iş yazılır. Bu 3 işe aciliyete göre öncelik verilmiş olabilir. Veya ilk olarak onlardan başlamak tercih edilmiş olabilir. Bu sütunda sadece 3 işe öncelik verilmesinin nedeni ise kişinin üzerindeki zaman ve performans baskısını azaltmaktır.

Daha fazla işin sırada beklediğini bilmek kişiyi işleri yarım bırakmaya veya baştan savma yapmaya itebilir. Böylece zaman yönetimi çok daha kolay hale gelir.

3.       Yaptıklarım Sütunu

Yaptıklarım sütunu ise kişinin yapıp bitirdiği işleri taşıdığı sütundur. Yapmakta olduklarım listesinde biten işler bu alandan silinip yaptıklarım alanına taşınır. Bu hem kişinin bitirdiği işleri görüp motive olmasını sağlar hem de psikolojik olarak kişiyi rahatlatır. Bu sütundaki işlerin artması bireyin üzerindeki işlerin azalmasını ifade eder. Bu nedenle bu sütunu doldurabilmek birey için ulaşılması gereken bir hedef niteliği taşır.

Yaptıklarım sütunundaki liste doldukça hissedilen tatmin de artacaktır. Kanban tekniğini uygulamak zaman baskısı yaşamamak için oldukça etkili. Üstelik işlerinizi tamamlamak ve artarak daha fazla iş üstlenmek için de motivasyon sağlar. İşlerinizi somutlaştırmanız üzerinizdeki işleri görmenizi, kendinizi buna göre organize etmenizi sağlar. Sorumluluklarınızı unutmaz, zamanlamayı kaçırmazsınız.

Neleri ne kadar sürede yapabildiğinizi görmek kendinizle de bir rekabete girmenizi sağlar. Bugün bunu yapabildiysem yarın daha iyisini yapabilirim düşüncesini tetikler. Daha iyisi olmasa dahi standardınızı korumak üzere sizi motive eder.

Eisenhower Matrisi Tekniği ile Zaman Yönetimi Becerinizi Geliştirebilirsiniz

Zamanı yönetme becerinizi geliştirmeye kullanması pratik ve keyifli bir yöntem olan Eisenhower Matris tekniğiyle başlayabiliriz. Bu teknik ABD eski başkanı Dwight D. Eisenhower tarafından geliştirilmiştir. Bu tekniğe göre yapılması gereken işlerin aciliyet ve önemini belirlemek için 4 çeyreğe bölünmüş bir koordinat çizilir.

Yapılması gereken işler kendi içerisinde acil olmayan- önemsiz işler, acil ama önemsiz işler, acil olmayan önemli işler, acil ve önemli işler olarak kategorize edilir ve öncelik sırasına konur. Böylece bireyin üzerindeki görev ve sorumluluklar önem ve aciliyet sırasına konur.

1.      Acil Olmayan- Önemsiz İşler

Sorumluluk alanlarımız dışında kalan, zaman baskısı hissetmediğimiz ve çoğunlukla keyif almak için yaptığımız işler bu gruba girmektedir. Bu gruba giren işleri somutlaştırıp listelemek zamanımızı çalan işleri de net bir şekilde görmemizi sağlar.

Sosyal medyada zaman geçirme, oyun oynama, telefonla konuşma ve benzeri acil ve önemli olmayan işlerdir. Bu işlerle meşgul olmak zamanımızı daha efektif kullanmamız gereken dönemlerde zaman yok edici etkiye sahiptir. Bizi akademik olarak ileriye taşımayan ya da maddi bir getirisi olmayan işlerdir.

2.      Acil Olan- Önemsiz İşler

Çoğunlukla hayır demeyi başaramadığımız, başkalarının istek ve ricalarının zamanımızı böldüğü işler bu gruba girebilir. Bu grupta yer alan işler zaman yönetimi becerimizi olumsuz etkilemektedir. Örneğin; öncelikli halletmeniz gereken önemli işleriniz varken arkadaşınızın araması ve 1 saat sonra kahve içmek için sizinle görüşmek istemesi. Hayır diyemediğiniz durumda 1 saat sonra olacak bir görüşme için hazırlanmanız gerekmektedir.

Hayır diyebilmek ve bu tarz durumlarda yaşamsal önemi olmayan işleri başka zamanlara erteleyebilmek gerekir. Böylece zaman baskısı yaşamamak için önceliklerinizi de belirlemiş olursunuz.

3.      Acil Olmayan-Önemli İşler

1 yıl sonra girilecek üniversite sınavı önemlidir. Ama şimdiden bu sınava hazırlık yapmak acil değildir. Ancak acil olmaması sürekli ertelenebilir öneme sahip olduğu anlamına gelmemektedir. Bugünden başlayarak planlı şekilde ders çalışmak, eksikleri tamamlamak sınavda başarılı olmak için gereken ön hazırlıklardır.

4.      Acil- Önemli İşler

Bu kategoride toplanan işler çoğunlukla zamanı iyi yönetemediğimiz için son dakikaya kalan ve önemli işlerimizdir. İş hayatında yöneticilerimizden gelen taleplerde bazen bu kategoriye girebilmektedir.  Zaman yönetimi teknikleriyle bu işlerin son dakikaya kalması önlenebilmektedir. Ancak çalışma koşullarımız bu tarz sürprizlere açık olmayı gerektirebilir. Stres yaşamamak için zaman planımızda bu tarz işler için boşluklar bırakmak faydalı olacaktır.

Zaman Yönetimi Teknikleri Neden Yeterince Kullanılmıyor?

Zamanı verimli kullanamamanın altında yatan nedenler bireysel, durumsal veya çevresel faktörler olabilir. Motivasyon düşüklüğü, erteleme davranışı, sorumlulukları önemsememe gibi bireysel nedenler zaman kullanımını olumsuz etkileyebilir. Zaman, iş ve güç dağılımı adil olmayabilir. Yani kişiye ihtiyaç duyulandan daha az sürede yapabileceğinden daha fazla iş yükü verilmiş olabilir. Dolayısıyla bu iş bireyin potansiyelini zorlar, yetersizlik, çaresizlik hissini besler.

Motivasyonu, özgüveni düşürür. Dikkat dağıtıcılar, plan dışı talep ve beklentiler, trafik vb. faktörler de zaman kullanımını olumsuz etkiler. Tüm bunlar zaman yönetimi becerisine duyulan ihtiyacı artıran etkenlerdir. Ancak zamanın kontrolü kaybedildiğinde düzene girmek ve sağlıklı bir ritim tutturmak özen ve zaman ister. Kimi insanlar çok çalışmaktan ve kişisel zaman yaratamamaktan dert yanar.

Kimi insanlarsa zamanlarını verimli kullanabilecekleri sorumlulukları, işleri olmadığı için zamanı yönetemezler. Biri çok çalışıp, kişisel zaman yaratamamakla sonuçlanır. Diğeri ise miskinliğe, hareketsizliğe ve sık sık erteleme davranışına neden olabilir. Kendi ritminizi bulabilmeniz ve zamanınızı yönetebilmeniz ise bilinçli farkındalık gerektirir.

İlk etapta kağıt kalemle veya dijital uygulamalarla zamanınızı planlayabilirsiniz. Hatırlatıcılar, alarmlar kurabilirsiniz. Zamanla işleriniz düzene girmeye başlar, zamanı yönetmek kolaylaşır ve kişisel zamanınız da artar. Zaman Baskısı Yaşamamak İçin Etkili Zaman Yönetme Teknikleri yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Zaman Yönetimi Becerinizi Geliştirmek için Profesyonel Destek Alabilirsiniz

Zamanı verimli kullanmayı her yaşta ve her koşulda öğrenebilirsiniz. Aslında bu teknikleri öğrenebilmenin en önemli kaynağı motivasyondur. Zamanınızı verimli kullanmayı, kişisel ilgilerinize ve ihtiyaçlarınıza zaman ayırmayı istiyorsanız, teknikleri kolayca öğrenebilirsiniz. Bu tekniklerle belirli bir düzene girdikten ve alışkanlık edindikten sonra kendi bireysel tekniklerini dahi geliştirebilirsiniz.

Zamanı verimli kullanmak eğitim hayatınızdan başlayarak, profesyonel yaşamınıza, kişisel işlerinize, ilgilerinize, sosyal yaşamınıza kolaylık sağlar. Bu sayede hem başarılı, disiplinli, dakik bir çalışan/öğrenci olabilir hem de kendinize ve sosyal yaşama zaman ayırabilirsiniz. Kendinize zaman ayırmanız, eğitim ve iş dışında da alışkanlık ve rutinler edinmeniz motivasyonunuzu artırır. İşinizi daha keyifli yapar, iş dışı zamanların tadına daha çok varırsınız.

Ancak tüm önerilerimizi denemiş ve verim alamamış olabilirsiniz. Veya önerilerimizi deneyecek enerjiyi, zamanı bulamıyor olabilirsiniz. Böyle bir durum söz konusuysa zamanı yönetmek için profesyonel destek alabilirsiniz. Bu destek sayesinde zaman kullanımınızı olumsuz etkileyen faktörleri tespit edersiniz. Zamanı verimli kullanmak için hangi yöntemleri kullanabileceğinizi öğrenirsiniz. Zamansızlığın yol açtığı olumsuzluklardan çok daha kısa sürede kurtulabilirsiniz.

Zaman yönetimi tekniklerini öğrenip, uygulamaya başladığınızda beraberinde kişisel ve mesleki tatmin elde edebilirsiniz.

 

Read More

Kişilik testleri, kişilerin kendilerine ait özelliklerini daha iyi tanımalarını ve bu özelliklerle de kendilerini tanıtabilmelerini sağlamaktadır. Kimi zaman kişilik testi talebi bireyin kendisinden gelirken, kimi zamansa aile, okul veya iş verenler talep edebilmektedir. Kişilik testi sonuçları bireyin karakteri, güçlü ve zayıf yönleri hakkında kapsamlı bilgi vermektedir. Pek çok birey kişilik özelliklerini bildiğini düşünmektedir.

Oysa kişilik özelliklerimiz bulunduğumuz ortama, etkileşimde olduğumuz insanlara ve gruplara göre esneyebilir. Ancak bu esneme sağlıklı sınırlar içerisinde olduğu sürece kişinin benlik bütünlüğüne hitap edecektir. Kişi kendini rahat hissetmediği, kişiliğiyle, ilgileriyle veya becerileriyle uyuşmayan ortamlarda çokça zorlanabilir. Bu zorlanım bireyi, bulunduğu ortama uyum sağlayabilmek için daha fazla esnemeye itebilir.

Ancak kişi kişilik sınırlarını aşan, öz benliğiyle çatışan bir noktaya gelmeye zorlanırsa olumsuz getirileri olacaktır. Aynı şekilde kişi, bu tarz ortamlarda tolare edebileceğinden daha uzun süre kalmamalıdır. Aslında eğitimde, profesyonel hayatta, kariyer basamaklarının her birinde görülen motivasyon eksikliğinin bir nedeni de budur.

Bireyler hatalı alan veya meslek seçimi yapabilmekte ve bu hatanın sonuçlarına bir ömür boyu katlanmak zorunda kalabilmektedir. Bu zorlanımsa kişinin zaman içerisinde kendi benliğine ve olduğu kişiye ters düşmesine neden olacaktır. Bir bireyin eğitimine veya mesleğine yönelik motivasyon eksikliği sadece birey için değil tüm organizasyon için olumsuz sonuçlar doğurur.

Bu nedenle kişilik testleri bireyin kendini tanıması, kendini nasıl daha iyi tanıtacağını öğrenmesi için önemlidir. Özellikle kariyer belirleme sürecine girerken mutlaka kişilik testi yaptırılmalıdır. Bu sayede kişi baskın özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini daha detaylı keşfedebilir. Bu keşif sayesinde daha mutlu ve başarılı olabileceği bir alana, mesleğe yönelebilir. Kariyer seçiminde zayıf yönler, güçlü yönler kadar, belki de fazla öneme sahip.

Peki kişilik nedir? Kişilik testi sonuçları bize neyi verir? Kişilik testi ile kariyer seçiminin ilişkisi ne? Kişilik özelliklerini bilmeden kariyer belirlemenin dezavantajları neler? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Ve Kişilik Özelliklerine Göre Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan faydalanabilirsiniz.

Kişilik Nedir ve Kişilik Testleri Hangi Amaçla Yapılır?

Kişilik, bireyin doğuştan getirdiği ve sonradan kazanılan, tutarlı olarak sergilenen ve bireyi diğerlerinden ayıran özellikleridir. Kişiliğin gelişiminde genetik etkenler daha çok bireyin potansiyelinin belirlenmesinde etkilidir. Çevresel faktörler ise bu potansiyelin kullanımına yönelik etki etmektedir.

Genetik etkenler arasında anne babanın zekâ düzeyi, kişilik özellikleri, ilgileri ve becerileri yer almaktadır. Çevresel etkenler arasındaysa beslenme ve beş duyu ile elde edilen deneyimler yer almaktadır. Ayrıca bireyin içinde doğduğu aile ve özellikle de anne baba ile olan ilişkiler oldukça önemlidir. Kişilik gelişiminde çevre de kişiliğin şekillenmesinde en az aile kadar önemli rol oynamaktadır.

Çocuk büyüdükçe sosyal çevresi ve etkileşim ağı genişlemektedir. Büyümeyle birlikte çocuğun karakter gelişiminde ailenin etkisi azalırken arkadaş çevresi, okul, öğretmen, kültür ve sosyal yapı etkili hale gelmektedir. Kişilik yaşamın ilk 6 yılında belirgin şeklini almaya başlasa da çoğunlukla tamamlanması ergenliği bulmaktadır. Sağlıklı kişilik bireyin duygu, düşünce ve davranış boyutlarında dengeli ve tutarlı bir bütünlük kurmasıyla oluşmaktadır.

Kişilik testleri ise bireyin doğuştan gelen mizaç özellikleriyle, çevresel faktörlerin etkisiyle gelişen kişiliğinin somutlaştırılmasını sağlar. Bireyin kişiliğiyle ilgili bilgileri edinebilmek yani bireyi başkalarından ayıran temel nitelikleri tespit etmek amacıyla kullanılır. Objektif ve projektif testler olarak ikiye ayrılır. Yaygın olarak uygulanan testler objektif testlerdir. Bu testlerde uygulayıcının yorumundan ziyade test sonucuna odaklanılmaktadır.

Klinik gözlem sonuçlardan sonra gelmektedir. Sıklıkla uygulanan objektif testler; Minesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI) ve 16 PF Kişilik Envanteridir. Özellikle işe alım sürecinde kişilik testi uygulamaları oldukça yaygındır. Kişilik Gelişimi için İdeal Aile Ortamı Nasıl Olmalı? Ve Çocuklarda Benlik Gelişimi ve Yaşam Boyu Başarıya Etkisi yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kişilik Testleri Sonucunda Hangi Bilgileri Ediniriz?

Sosyal yaşam içerisinde ve özellikle de yeni katıldığımız ortamlarda kendimizi ifade ederken olduğumuz kişiden çok olmamız gereken kişi gibi davranabiliriz. Toplumun veya dahil olmak istediğimiz organizasyonun beklentileri davranışlarımıza etki edebilir. Ancak bulunduğumuz ortama ve kişilere alıştığımızda sahip olduğumuz kişilik özelliklerini sergilemeye başlarız. Sergilediğimiz kişilik özelliklerimiz ise dahil olacağımız sosyal grup veya organizasyon için önemlidir.

Beklentileri karşılayabilecek miyiz, uyum sağlayabilecek miyiz, fayda veya zararımız olur mu bu grup üyelerince önemlidir. Kişilik testleri de tam olarak bu bilgi ihtiyacını karşılar. Güçlü ve zayıf yönlerimizi ortaya çıkarır. Baskın kişilik özelliklerimizi, iletişim ve uyum becerilerimizi gösterir. İçedönük, dışadönük, çözüm odaklı, problem odaklı, pasif, girişken, agresif, sakin, lider veya takım üyesi. Test sonuçları bireyle ilgili pek çok bilgiyi barındırır.

Hatta bu bilgilerin bir kısmı bireyin farkında olmadığı kişilik özelliklerine yönelik olabilir. Kişi bu özelliklerini sevmiyor ve inkar ediyor veya bu özelliklerini fark edecek durum ve ortamlarla karşılaşmamış olabilirler. Test sonuçlarıyla kendini daha yakından gören bireyler özellikle farkında olmadıkları güçlü yönlerini daha verimli kullanabilirler. İş verenler içinse bu bilgiler işe alım kararını ve organizasyon içerisindeki konumlandırmayı etkiler.

Kişilik Testinden Elde Edilen Sonuçlarla Kariyer Planı Çıkarmak Çok Daha Kolay

İşe alım kadar, görev değişikliği, terfi, rotasyon süreçlerinde de kişilik testleri önem kazanmaktadır. İş veren, test sonuçlarına göre adayın sahip olduğu özelliklerin organizasyonu için faydasını veya zararını değerlendirebilir. Örneğin; stresle başa çıkmakta zorlanan bir aday stresli bir işte çalışmakta zorlanabilir. Yaratıcılığı yüksek olan bir aday, monoton bir işte sıkılabilir.

İçedönük bir aday açık ofiste, sürekli iletişim gerektiren bir işte çalışmakta zorlanabilir. Liderlik yönü güçlü olan bir aday grup üyesi olmakta zorlanabilir. Kişilik testi uygulamaları işe alımdan çok daha önce meslek seçimi aşamasında rol sahibidir. Kişilik özelliklerimiz meslek seçiminde de dikkate alınmalıdır.

Test sonuçlarından elde edilen bilgilerle bireyin hangi meslek alanında daha başarılı olabileceği veya hangi mesleklere yönelmesinin doğru olmayacağı belirlenebilir. Elbette bu kararda sadece kişilik testleri yeterli değildir. Zeka testleri, ilgi, yetenek testleri, mesleki norm ve beklentiler de bireyin meslek seçimine etki etmektedir.

Ancak seçim sürecini kişilik özelliklerinden bağımsız yapmak eksik bir değerlendirmeye neden olacaktır. Dolayısıyla da bireyin kariyer yönelimi çoğunlukla hatalı yapılmış olacak ve motivasyon kaybı beraberinde gelecektir.

Kişilik Testleri Kariyer Belirlemede Nasıl Bir Rol Oynuyor

Kariyer belirleme sürecinin en önemli aşamalarından birisi lisede yapılan alan seçimidir. Bu seçim çoğunlukla öğrencinin dönem derslerinden edindiği ortalama puanlara ve öğretmen değerlendirmelerine göre yapılır. Ancak çoğu derste başarılı veya başarısız olan öğrenciler için hangi alanın daha doğru olacağını seçmek zorlaşır.

Aslında tam da bu aşamada karar vermeden önce kişilik, zeka, ilgi ve beceri testleri yapılmalıdır. Bu sayede öğrenci çok daha sağlıklı bir alan seçimi yapabilir. Alan seçimi meslek seçimine giden aşamada en önemli karardır. Çünkü alan seçtikten sonra bazı mesleklere yönelebilme hakkı tamamen kaybedilir.

Alan dışında kalan meslekleri kazanmak da, kabul edilmek de zorlaşmaktadır. Bu nedenle alan seçerken uzun vadeli değerlendirme yapılmalı, bu aşamada meslek alternatifleri de dikkate alınmalıdır. Kişilik testleri mesleki yönelim hakkında önemli bilgiler verir. Çünkü her mesleğin başarılı olabilmek ve mesleği sürdürebilmek için sahip olunması gereken kişilik özellikleri vardır. Örneğin; bir asker, polis veya sağlık personeli soğukkanlı olabilmelidir.

Bir öğretmen sabırlı, sevecen ve adil olabilmelidir. Bir psikolog objektif, dikkatli ve iyi bir dinleyici olabilmelidir. Bir sanatçı, mimar yaratıcı olabilmelidir. Bir sporcu azimli, dakik, planlı olabilmelidir. Yine pek çok iş veren için çalışanlarının uyumlu, çözüm odaklı, yaratıcı, düzenli, planlı olması önemlidir.

Kişilik testleri sonucunda güçlü yönlerimizi daha belirgin hale getirip zayıf yönlerimizi geride tutacak mesleklere yönelebiliriz. Daha bilinçli ve bireysel seçimler yapabilir, böylece hem bireysel başarımızı hem de organizasyon başarısını destekleyebiliriz. Uygulaması ve değerlendirmesi son derece basit olan bu testler sayesinde bireysel ve organizasyonel kazanımlar artar.

İş verenler, işe aldıkları personelle ilgili daha az soru işareti taşırlar. Doğru adaya daha kısa sürede erişebilirler. Bu nedenle alan ve meslek seçimi öncesinde ve işe alım sürecinde kişilik testi yapılması önerilmektedir. Meslek Seçmeden Önce Kendinizi Keşfedin ve Kişilik Özellikleri ile Uyumlu Meslek Seçimi Yapmak yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kişilik Testleri Yaptırmadan Hedef ve Kariyer Belirlemek Başarı Oranını Düşürüyor

İş hayatında kariyer planlaması ve kariyer başarısı hem bireyler hem aileler için büyük önem taşımaktadır. Özellikle günümüzde bilinçli kariyer planlamak çok daha önemli hale geldi. Eğitimde ve istihdamda ciddi bir rekabet var. Adaylar çok donanımlı ancak istihdam sınırlı. Dolayısıyla işsizlikle başa çıkabilmek için kariyer planını olabildiğince erken ve detaylı yapmak gerekiyor.

Ancak bu süreçte kişilik özelliklerini dikkate almak çoğunlukla ihmal ediliyor. Ailelerin ve öğrencilerin yönelimi popüler, prestijli veya çok kazandıran meslekler olabiliyor. Fakat bir meslekte başarılı olmak için o mesleği tercih etmek yeterli değildir. Meslekte başarılı olmak için gereken kişilik özelliklerini de taşıyabilmeniz gerekir. Eğitim hayatınızdan başlayarak kendinizi mesleğiniz içerisinde kanıtlayacağınız sürece kadar pek çok zorlukla karşılaşabilirsiniz.

Zorluklarla baş edebilmenizde ise karakteristik özellikleriniz önemli bir role sahiptir. Kişilik özelliklerinizin mesleki beklentilerle örtüşmesi bu zorluklarla başa çıkmanızı kolaylaştıracaktır. Bu nedenle kişilik testleri son derece önemlidir. Kişilik özellikleri ile uyumlu meslek seçimi yapmak için profesyonel danışmanlık alabilirsiniz. Okul öncesi eğitim döneminden itibaren eğitim hayatınızın herhangi bir aşamasında destek alarak kariyerinize yön verebilirsiniz.

Yine kariyerinizi belirleyip, mesleğinizi seçtikten sonra da destek talebinde bulunabilirsiniz. Bu sayede mesleğinizde nasıl daha başarılı olabileceğinizi öğrenebilir veya kariyer değişikliği fırsatlarını yakalayabilirsiniz. Tüm bu süreçle ilgili bizimle iletişime geçebilir Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyer Danışmanlığı hizmetimizden faydalanabilirsiniz.

Aba psikoloji olarak kariyer gelişiminizi önemsiyoruz. Kariyere bilinçli yön vermek sadece mesleki doyum elde etmek için gerekli değildir. Mesleğinizde elde edeceğiniz başarı ve mutluluk sayesinde hayatınızın her alanına mutluluğunuzu taşıyabilirsiniz. Biz Aba ailesi olarak bireylerin kendilerini ve yeteneklerini keşfetmesine destek oluyoruz.

Uyguladığımız IQ, EQ, dikkat, algı, yetenek ve kişilik testleri ile çocuk, genç ve yetişkin danışanlarımızın potansiyellerini keşfediyoruz. Kullandığımız psikolojik yöntemlerle danışanlarımızı daha iyi akademik sonuçlar alabilecekleri şekilde yönlendiriyoruz. Danışanlarımızın akademik eksiklerini tespit ederek gideriyor, dünyanın en seçkin kurumlarında eğitim almalarını sağlıyoruz. Doğru meslek seçimi yapmak için bizimle iletişime geçebilir, stratejik yetenek yönetimi ile kariyer danışmanlığı  alabilirsiniz.

Read More

Yurtdışında okumak 21. yüzyıl içerisinde ve özellikle de son yıllarda çokça talep görüyor. Artık pek çok öğrenci üniversite eğitimlerine yurt dışında devam etmek istiyor. Ön lisans, lisans ve yüksek lisans programları talep görüyor. Yanı sıra yaz okulları, dil ve sanat okulları da talep gören programlar arasında. Yurtdışı eğitimi özelliklede global sahası olan mesleklerde önem kazanıyor.

Özgeçmişinde kısa süreli de olsa yurtdışı eğitim veya yaşam deneyimi olanlar kazançlı çıkıyor. Ancak alınacak eğitim, çalışılacak sektör ve tabi yurtdışında geçirilen sürenin niteliği kariyerimizde önemli rol oynuyor. Eğitim alınan bölüm mesleğinizle ilintili değilse bu tecrübeden beklediğiniz avantajı yakalayamayabilirsiniz. Aynı şekilde çalışacağınız sektör ve organizasyon uluslararası düzeyde iş yapmıyorsa bu deneyiminiz sizi öne çıkarmayabilir.

Yurtdışında uzun süre kalmış olabilirsiniz. Ancak geçirdiğiniz süreyi iyi değerlendirememiş olabilirsiniz. Örneğin; dil okuluna gitmiş ancak döndükten sonra yeterince üzerinde durmadığınız için konuşma pratiğinizi yitirmiş olabilirsiniz. Yurtdışında sizin kadar uzun süre geçirmemiş ama kaldığı süreyi iyi değerlendirmiş olan biriyse daha avantajlı olabilir. Dolayısıyla yurtdışında okumak her durumda sizi öne çıkaramayabilir.

Aslında kariyerinizde ilerlemek için attığınız her adım gibi yurtdışı eğitiminizi de iyi planlamalısınız. Bu eğitimi neden istiyorsunuz? Mezuniyet sonrası bu eğitime yönelik beklentileriniz neler? Yurtdışında almak istediğinizle yönelmek istediğiniz meslek aynı mı? Yurtdışında yaşamayı, çalışmayı veya ülkenize döndüğünüzde global bir işi sürdürmeyi istiyor musunuz? Yurtdışı eğitiminizi planlarken nelere öncelik verdiniz?

Seçtiğiniz okul, bölüm ve meslek beklenti, istek, ilgi ve becerilerinizle ne kadar örtüşüyor? Karakteristik özellikleriniz bu mesleği yapmaya ne kadar uygun? Aslında yurtdışında okumak için karar verirken tüm bu sorulara da cevap verebilmek gerekiyor. Çünkü bu detaylar yeterince iyi düşünülmez, cevaplanmazsa eğitimden beklenen başarı ve verim elde edilemeyebiliyor.

Peki yurtdışı eğitim planlanırken nelere dikkat edilmeli? Bölüm ve meslek seçimi yaparken nelere bakılmalı? Seçilecek okul, ülke ve eğitim kadrosu kariyerimiz açısından önemli mi? Daha bilinçli ve planlı bir tercih yapmak için profesyonel destekten faydalanmak gerekir mi? Yazımızın devamında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Yurtdışında Okumak İsteyenler İyi Bir Kariyer Planı Çıkarmalı

Yurtdışında eğitim almak isteyen öğrenciler tıpkı yurt içinde olduğu gibi seçim yapmadan önce iyi bir planlama yapmalıdır. Öğrenciler çoğunlukla yurtdışı eğitimi almaya odaklanmakta ancak bu eğitimi yeterince iyi planlamamaktadır. Bu durum yurtiçinde eğitim alacak pek çok öğrenci için de geçerlidir. Neredeyse tüm öğrenciler üniversite eğitimi almayı hedefler ancak bu hedeflerini yeterinde detaylı şekilde planlamazlar.

Planlama eksiklikleri ise zaman yönetimini zorlaştırır, motivasyonu olumsuz etkiler. Dolayısıyla yurtiçi veya yurtdışı eğitim fark etmeksizin amaç diploma almaktan çok nitelikli diploma almak olmalıdır.

Yurtdışında Okumak İstiyorsanız Hedefinizi Detaylı Planlayın

Hedef belirlemek motive olmanızı, olası riskleri hesaplayabilmenizi ve organize olabilmenizi sağlar. Hedefi olan bir birey hedefine ulaşmak için ihtiyaç duyacağı kaynakları çok daha iyi tespit eder. Daha planlı, programlı ve disiplinli çalışabilir. Eğer belirlenen hedef bireyin ilgileriyle, istekleriyle, kişiliği ve beklentileriyle uyumluysa zorluklarla başa çıkmak kolaylaşır. Ancak bir hedefin erişilebilir olması için mutlaka belirgin bir hedef olması gerekir.

“Üniversiteyi yurtdışında okumak istiyorum!” bir hedeftir. Ancak yeterince belirgin değildir. Bu hedefi daha belirgin hale getirmek için detaylandırmalı, kısa ve uzun vadeli hedeflere dönüştürmek gerekir. Örneğin; Harvard Üniversitesinde Psikoloji Eğitimi almak istiyorum gibi. Hedefinizi belirginleştirdikten sonra bu hedefe ulaşmak için neler yapmanız gerektiğini tespit edip, planlayabilirsiniz.

Hangi sınavlara girmeniz gerekiyor? Bu sınavlara hazırlanmak için profesyonel desteğe ihtiyacınız olacak mı? Günde kaç saat çalışmalı, ne kadar soru çözmelisiniz? Yabancı dil bilginiz nasıl ve ilerletmeniz gerekiyorsa neler yapmalısınız? Gideceğiniz ülkenin yaşam koşullarını, kültürünü biliyor musunuz? Yaşam maliyetleri neler, konaklama, beslenme, sağlık, ulaşım gibi ihtiyaçlarınızı nereden, nasıl ve ne kadara karşılayabilirsiniz?

İşte bütün bu sorulara vereceğiniz cevaplar hedefinizi daha belirgin ve planlı hale getirmenizi sağlamış olacak. Bu bilgileri toplarken, hedefinizi değiştirebilir veya geliştirebilirsiniz de. Yeterince bilgi toplamak karar vermenizde ve seçeneklerinizi belirlemenizde seni esneklik sağlayacaktır. Erken Dönemde Kariyer Planı Yapmak Başarıyı Destekliyor ve Hangisi Daha Doğru: Sınav Sonucuna Göre Hedef Belirlemek mi Hedefe Göre Sınava Hazırlanmak mı? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yurtdışında Okumak için Seçtiğiniz Bölüm ve Meslek İlgi ve Becerilerinizle İlişkili mi?

İlgi ve yeteneklerini mesleğine ve performans alanlarına dahil eden bireylerin iş tatmini ve motivasyonları çok daha yüksek olacaktır. Bu nedenle alan, meslek, okul, iş veren, sektör seçimlerimizde ilgi ve beceri alanlarını dikkate almak oldukça önemlidir. Bu sayede birey belki de bir ömür boyu hobi olarak gördüğü bir alandan geçimini sağlayabilir. Yaptığı işi sever, sevdiği işe değer katar.

Konfüçyüs’ün deyimiyle “Sevdiğiniz işi yaparsanız bir gün bile çalışmış sayılmazsınız. Eğitiminize ister yurtiçinde ister yurtdışında devam edin, seçimlerinizi mutlaka bireysel özelliklerinizi dikkate alarak yapmalısınız. Alan, bölüm ve meslek seçimleri kariyerinize adım adım yön veren önemli dönüm noktalarıdır. Bir mesleğe yönelmek hayatınızın geri kalan 40-50 yılında nasıl bir hayat süreceğinizi büyük ölçüde belirleyecektir.

Mesleğinizi seçtiğinizde olası yaşam koşullarınızı, sosyal çevrenizi, gelir düzeyinizi de seçersiniz. Bu nedenle yurtdışında okumak için hazırlık yapıyorsanız mutlaka seçimlerinizde ilgilerinize ve becerilerinize de yer verin. Ancak şu da unutulmamalıdır; bir çocuğun/gencin bir alana ilgisi olabilir ama becerisi olmayabilir.

Becerisi olabilir ama ilgisi olmayabilir. İlgisi ve/veya becerisi olabilir ama bilgisi olmaya bilir. Hepsi olabilir ama sosyo-ekonomik, kültürel ve dönemsel koşullar bu meslek için uygun olmayabilir. Dolayısıyla doğru bir seçim yapabilmek için ilgi ve beceri alanları belirleyici olsa da tek etken değildir. Burada yine en başa dönüyoruz. Kariyerinizde başarılı olabilmek için tek bir etkeni dikkate almak yeterli değildir.

Kariyer planlamak çok yönlü değerlendirme yapabilmeyi gerektiren oldukça önemli bir süreçtir. Alan Seçimi Kariyer Yolculuğunun Rotasını Belirliyor ve İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Kişilik Özelliklerinizi Seçim Sürecine Dahil Ettiniz mi?

Kişilik özelliklerine göre meslek seçimi yapmak mesleki doyum, başarı ve mutluluk için oldukça önemlidir. Meslek seçimi yaparken çoğunlukla sınav başarısı, popüler meslekler ve mesleki kazanç dikkate alınır. Oysa meslekte başarıyla ilerlemek ve mutlu olabilmek için kişilik özellikleri, ilgi ve beceriler dikkate alınmalıdır.

Doğru bir meslek seçimi yapmak için kişinin ilk önce kendini objektif şekilde değerlendirmesi gerekir.

Bu değerlendirmeyi yapabilmek kolay değildir. Özellikle güçsüz yönlerimizi kabul etmekte çoğunlukla zorlanırız. Doğru bir mesleğe yönelebilmek için kişilik özelliklerimizi biliyor olmamız, güçlü ve zayıf yönlerimizi belirlememiz gerekir. Bununla da kalmaz doğru seçim için ilgi ve beceri alanlarımızın da göz önünde bulundurulması gerekir. Kişilik özellikleriniz meslek seçimi kadar, gideceğiniz ülkenin ve okulun belirlenmesinde de önemlidir.

Yurtdışında okumak isteyen öğrenciler için tüm bu öneriler caydırıcı gibi görünebilir. Ancak bu alt detayların düşünülmesi ve araştırılması hedefinizi güçlendirir ve özgüveninizi de artırır. Kimse bilmediği bir ülkede belirsizlikler içerisinde kalmak istemez. Aynı şekilde kimse uzun yıllar emek verip, maddi ve manevi yatırım yapıp seçtiği meslekten, aldığı eğitimden pişmanlık duymak istemez. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak karar verilmelidir.

Karar sürecinde profesyonel destek alarak üzerinizdeki iş yükünü de hafifletebilirsiniz. Yetenek Testi: Her Çocuğun Bir Yeteneği Var, Yeter ki Fark Edilip Desteklensin! Ve Kişisel Gelişim, Üniversite ve Meslek Seçimi Başarılı Bir Kariyer İçin Ne Kadar Önemli! Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yurtdışında Okumak için Bütçenizi Erkenden Planlayın

Özellikle ülkemizden gidecek öğrenciler için yurtdışı eğitim ortalamanın çok daha üzerinde bir maliyete neden olmaktadır. Kur değişiklikleri de bu maliyeti günden güne artırabilmektedir. Eğitiminize aileniz destek verecekse mutlaka birlikte gitmeden önce bütçe planlaması yapmalısınız. Aylık ve yıllık harcamalarınızı her detayı düşünerek planlamalısınız. Yurtdışında maddi zorluk yaşamanız imkanlarınızın kısıtlanması dışında sizi psikolojik olarak da oldukça zorlayacaktır.

Bu noktada özellikle ailenin finansal desteği yurtdışı eğitim için yeterli olmayacaksa yurtdışı eğitim burslarını araştırmalısınız. Eğitim bursundan faydalanmanız maddi olarak sizi oldukça rahatlatacaktır. Bazı özel burslar sayesinde gelecekteki iş alanınızı dahi belirleyebilirsiniz. Bir diğer seçenekse ders gün ve saatleriniz dışında kalan zamanlarda çalışabileceğiniz ücretli bir iş bulmanızdır.

Yurtdışında okumak isteyenler part time çalışarak hem yönetici işlev becerilerini geliştirebilir hem iş hayatını erken tecrübe edebilirler. Çalışarak elde edilecek maddi kazanç ise ayrı bir kolaylık sağlayacaktır. Ülkenin kendi para birimiyle maaş almaksa hem öğrenciye hem aileye maddi rahatlık sağlayacaktır. Yurtdışında Üniversite Eğitimi: Karar Süreci Nasıl Olmalı? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yurtdışında Okumak Profesyonel Destek ile Çok Daha Kolay

Yurtdışında eğitim almak isteyen öğrenciler avantaj ve dezavantajları öğrenmek ve daha bilinçli bir hazırlık yapmak için destek alabilirler. Alınacak yurtdışı eğitim danışmanlığı öğrencilerin ve ailelerin olası riskleri minimuma indirmesini sağlayacaktır. Ülkelerin yabancı öğrencilere yaklaşımı, üniversitelerin kabul koşulları, maliyet hesaplamaları gibi pek çok detaya bakılmalıdır.

Pek çok aile kısa sürede bu kadar fazla konuya yoğunlaşamadığı için yurtdışı eğitimden kaçınmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki öğrenci istediği ve aile destek sağladığı sürece avantajlar dezavantajlardan çok daha fazladır.

Aba psikoloji olarak yurtdışında okumak isteyen danışanlarımıza bu işin mutfağında olan uzmanlarımızla destek veriyoruz. Kaliteli bir hizmet için özellikle üniversiteyi, akademik süreci ve tüm gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Çalıştığımız alanlar itibariyle özellikle eğitim ve yüksek öğrenim eğitimi konusunda tüm aşamaların sistematiğini kurarak öğrencilerimize gereken her türlü desteği sağlıyoruz.

Eğitim, yüksek öğrenim ve özellikle de öğrencilerin kendi bireysel stratejik yetenek yönetimine bakarak değerlendirme yapıyoruz. Uyguladığımız test, envanter ve klinik değerlendirmelerle danışanlarımız için en doğru tercihleri belirliyoruz. Aba psikoloji olarak tüm bu hizmetleri sağlıyor ve danışanlarımıza tüm ihtiyaç konularıyla ilgili rehberlik ediyoruz. Dolayısıyla Aba psikoloji olarak stratejik iş ortaklarımızla beraber sahip olduğumuz deneyimli kadroyla kariyer planınızda yanınızdayız.

Yurtdışında okumak için motivasyonu ve potansiyeli olan gençlerimizin hedeflerini gerçekleştirmelerine destek olmak istiyoruz. Yurtdışı eğitiminin doğru planlandığında kariyer gelişimine son derece önemli etkisi olduğunu tecrübelerimizle biliyoruz. Potansiyeli olan pek çok öğrenci yurtdışı eğitime yönelik sahip oldukları eksik, yanlış bilgilerle önyargı geliştirebilmektedir.  Önyargılar ise uluslararası anlamda başarı elde edebilecek nice gencin potansiyelinin gerisinde kalmasına neden olmaktadır.

Siz de yurtdışında okumak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Aba Academy sayfamızdaki yazıları ve Aba Yurtdışı Eğitim Youtube kanalındaki içerikleri de takip edebilirsiniz.

 

Read More

Gelişim testi, çocuklarda var olan gelişimsel sorunları tespit etmek amacıyla geliştirilmiş bir ölçme aracıdır. Yaş grubuna, süreye ve uygulama şekline göre birbirinden farklı testler bulunmaktadır. Yine bu testleri uygulayan kişi ve kurumlarda da yetkisel farklılıklar olabilmektedir. Testin neden uygulandığı ve sonuçların kiminle paylaşılacağı da hangi testin nerede uygulanabileceğini belirlemede önemlidir.

Özellikle resmi kurumlarda talep edilen belli başlı test türleri ve geçerli kabul edilen kişi/kurum seçenekleri olabilmektedir.  Testler çoğunlukla okul öncesi yaş grubundaki çocuklara uygulanır. Uygulama aralığı sıklıkla 0-6 yaşı kapsamaktadır. Gelişime yönelik testlerin çoğunlukla gelişim geriliklerinin tespiti için kullanıldığı düşünülmektedir. Oysa hedef gelişim düzeyini tespit etmektir. Gelişim geriliği olabileceği gibi, normal gelişim veya ileri gelişim sonuçları da alınabilir.

Gelişim testi sıklıkla öğretmen veya doktor önerisiyle yapılmaktadır. Okul öğrencisi öğretmenleri çocuğun gelişimine yönelik gerilik, üstünlük ve sapmalarla ilgili aileyi bilgilendirebilmektedir. Ailelerde bu geribildirimin ardından test arayışına geçmektedir. Bazen de çocuk doktorları bu öneride bulunabilmektedir. Yine ailenin kendisi de erken dönemde çocuğun gelişim seviyesini öğrenmek için test talep edebilir.

Peki çocuklara uygulanan gelişim testleri hangileri? Hangi test hangi yaş aralığında uygulanıyor? Test nasıl uygulanıyor? Testler hangi durumlarda uygulanmalı? Gelişim testleri yaptırmak her çocuk için gerekli mi? Ve benzeri soruların cevaplarına yazının devamında erişebilirsiniz.

Gelişim Testi Kategorisinde Hangi Testler Var?

Gelişim testleri yaşa, bakılmak istenen gelişim alanına ve amaca göre farklılık gösterebilmektedir. Bilişsel, fiziksel, psikolojik ve sosyal gelişim düzeyleri dikkate alınmaktadır. Kimi uygulamalar doğrudan çocukla yapılırken kimilerinde ebeveynlerin de uygulamaya katılması beklenir. Aşağıda geçerlilik güvenirliği tamamlanmış, uygulama sıklığı yüksek olan gelişim testlerine yer verilmiştir.

Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE)

Psikologlar tarafından 0-6 yaş arasındaki çocukların gelişimsel açıdan değerlendirilebilmesi amacıyla uygulanan bir envanterdir. Envanter “Evet, Hayır, Bilmiyorum” şeklinde yanıtlanan 154 maddeden oluşmaktadır. Uygulama sırasında sorulan çocuğun ebeveynine yöneltilmektedir. 0-3 aylık dönemden başlanarak aylık periyotlar halinde çocuklar 72. Aya kadar gözlemlenir. Dil gelişimi, zihinsel beceriler, küçük-kas gelişimi, büyük-kas gelişimi, sosyal gelişim ve öz bakım becerileri incelenir.

Uygulamaya aile de katılır. Sorular ebeveynlere sorulur ve cevap alınırken uygulayıcı tarafından çocuk gözlenir. Envanterden alınan sonuçlar çocuğun takvim yaşı da göz önünde bulundurularak hesaplanır. Ardından değerlendirme için sonuçlar Çocuk ve Ergen psikiyatristine yönlendirilir. AGTE Gelişim testi bebek ve çocuğa yönelik çok yönlü ve derinlemesine bilgi sağlayan bir testtir.

Gelişimsel gecikme açısından risk altında olduğu düşünülen bebek ve çocukların tanınması ve gerekli önlemlerin alınabilmesi açısından önemli bir testtir.

Metropolitan Okul Olgunluğu Testi

Okula başlaması planlanan çocuğun okul olgunluğuna erişip erişmediğini tespit etmek için uygulanan bir testtir. Kelime Anlama, Cümleler, Genel Bilgi, Eşleştirme, Sayılar, Kopya Etme gibi 6 alt test ve toplam 100 maddeden oluşur. Bu testte çocuğun fiziksel ve bilişsel gelişimi kadar psikolojik hazır oluşu da dikkate alınmaktadır. Diğer tüm testlerde olduğu gibi bu testi uygulayan uzmanda da uygulamaya yönelik yetkinliğin ve tecrübenin olması gerekir.

Frostig Görsel Algılama Testi

4-8 yaş aralığındaki çocuklara uygulanan görsel algılamayı ölçen bir testir. Bu gelişim testi bireysel veya grup olarak uygulanabilir. Frostig bir kağıt kalem testidir ve görsel algılamayı 5 farklı algısal beceri üzerinden değerlendirir. Okula başlayacak çocukların okula hazır olup olmadığını ölçmeye yaradığı gibi öğrenme güçlüklerinin erken teşhisi için de önemlidir. Ön hazırlık süresiyle birlikte toplamda 50-60 dakikalık bir testtir. Test içerisinde aşağıdaki algı becerileri sırasıyla ölçülmektedir.

  1. El-göz koordinasyonu
  2. Şekil-Zemin ayırımı
  3. Şekil sabitliği/değişmezliği
  4. Mekan-boyut algısı (Uzay boyut algısı)
  5. Mekan ilişkilerinin algısı

Stanford Binet Zeka Testi

İlk zeka testi olma özelliğine sahip testtir. Günümüze kadar 4 farklı uyarlamadan geçmiştir. Üstün yetenekli ve zihinsel engelli bireylerin tespit edilmesinde kullanılan bir zeka testidir. Test her yaş dilimine göre hazırlanmış farklı standart sorular içermektedir. Uygulama çocukla birlikte bireysel görüşme içerisinde yapılır. Küçük çocuklara uygulandığından yaklaşık 30 dakika, daha büyüklerde ise bir veya bir buçuk saat sürebilir.

Standart uygulamaya, beklenen zihinsel yaşının daha altındaki sorularla başlanır. Eğer katılımcı bu sorularda başarısız olursa başarılı oluncaya kadar bir önceki seviye sorularına devam edilir. Gelişim testi içerisinde başarılı olunan seviye katılımcının temel yaşı olarak kabul edilir. Temel yaş belirlendikten sonra uygulayıcı daha yüksek düzeylere geçmeye başlar ve testin kalan kısmında katılımcı tümüyle başarısız oluncaya kadar sürer.

Başarısız olunan seviyede test sona erer. Stanford-Binet testi çeşitli yaşlardan kişilere uygulanabilmekle beraber çocuklar, ergenler ve genç yetişkinler için daha uygundur.

WISC -R Zeka Testi

6-16 yaş grubuna uygulanan bireysel bir zeka testidir. Test, sözel ve performans olmak üzere iki bölümden oluşur. Her bölümde bir yedek, 5 ana test olmak üzere 6 alt test bulunmaktadır. Herhangi bir alt testin bozulması durumunda bozulan alt testin bulunduğu bölüme ait yedek test uygulanır.

Test sonucunda bireye ait sözel, performans ve genel olmak üzere üç zeka bölümü elde edilir. Bazı alt testlerin uygulanması süreye dayalıdır. Gelişim testi kategorisinde yer alan WISC-R mutlaka eğitim sertifikasına sahip, deneyimli, yetkin uygulayıcılar tarafından uygulanmalıdır.

Burdon Dikkat Testi

Öğrencilerin dikkat düzeylerini ölçmek amacıyla kullanılan, 10-20 yaş aralığındaki kişilere uygulanan bir testtir. Bu test sayesinde öğrencilerin dikkat eksikliği ve dikkati sürdürme güçlükleri tespit edilebilmektedir. Süreli bir testtir. Testteki her bölüm için ilköğretim düzeyindeki öğrencilere 3, lise kademesindekilere 2 dakika verilir.

Uygulama şekli; öğrencilere bir sayfa üzerine gelişi güzel dizilmiş harfler verilir. Bu harfler belli ve düzenli aralıklarla dizilmiştir. Her satırda 407 harf bulunur. Her sayfada da (20) satır vardır. Bu yapraktaki her harfin sayısı bilinir. Öğrencilere şu şekilde yönerge verilir:

“Önünüzdeki sayfada bulunan bütün a, b, d ve g harflerinin altlarını kurşun kaleminizle çizeceksiniz. Bir satırı gözden geçirirken önce yalnız bir harfi işaretlemeyeceksiniz. Satırdaki tüm a, b, d, g harflerinin altını çizeceksiniz.’’ Öğrencilerin ne yapacaklarını çok iyi kavramaları gerekir ve testi uygulamaya yönelik motivasyonları da olmalıdır. Gelişim testi yorgun, ilgisiz ve isteksiz öğrencilere uygulandığında alınacak sonuçlar hatalı olabilir.

Bender – Gestalt Görsel Motor Algı Testi

Test 5 buçuk ile 11 yaş aralığındaki çocuklara uygulanabilmektedir. Testin amacı çocuklardaki görsel motor işlevini görmektir. Bir çeşit zeka testidir. Zekanın görsel devinimsel motor algılamasında gerilik, regresyon, fonksiyon kaybı ve organik beyin hasarlarını saptamakta kullanılmaktadır.

Gesell Gelişim Figürleri Testi

3-10 yaş aralığındaki çocuklara uygulanan bir performans değerlendirme testidir. Erken çocukluk döneminde uygulanması daha sağlıklı sonuçlar almayı kolaylaştırmaktadır. Çocuklarda motor beceri, görsel algı, görsel hafıza, el-göz koordinasyonu, küçük kas becerilerini ölçen bir testtir. Ayrıca çocuğun gelişiminde herhangi bir problem olup olmadığı ile ilgili bir değerlendirme yapılmasına olanak sağlar.

Denver Gelişim Testi

0-6 yaş aralığındaki çocuklara uygulanan bir testtir. Uygulamaya anne ve baba da katılmaktadır. Anne&babadan çocukla ilgili bazı bilgiler alınır ve uygulamaya geçilir. Test formunda yer alan maddelerden anneye yöneltilmesi gereken sorular anneye yöneltilir ve çocuğun yapması beklenen maddeler ise çocuğa yöneltilir. Testin verilişinde standart yönergeye uyulması gerekmektedir. Küçük çocuklarda varolan gelişimsel sorunları tespit etmek amacıyla geliştirilmiş bir ölçme aracıdır.

Moxo Dikkat Testi

Moxo testi özel olarak 6-12 yaş arası çocuklar için tasarlanmıştır. Çeşitli uyaran ve çeldiriciler içeren kısa ve online bir testtir. Çocuk ve yetişkinlerde Dikkat, Zamanlama, Dürtüsellik ve Hiperaktivite performansını ölçen, uzmanlar tarafından uygulanan objektif bir testtir.

Moxo Testinde çocuğun günlük hayattaki gibi testte bulunan görsel ve işitsel çeldiricileri görmezden gelmesi gerekmektedir. Çocuğun bunu başarabilmesi için çeldiricilerin aktif inhibisyonunu sağlayabilmesi gerekir. Gelişim testi kategorisinde dikkat dağılımının sebeplerini ortaya çıkaran güvenilir tek test Moxo Testidir. DEHB teşhisinde ve takibinde sıklıkla başvurulan bir testtir.

Buraya kadar bahsettiğimiz testlerin dışında sıklıkla uygulanan ve ayrıca bilgi alabileceğiniz aşağıdaki testler de bulunmaktadır;

  • Okul Olgunluğu Değerlendirme Testi
  • TİFALDİ Türkçe İfade Edici ve Alıcı Dil Testi
  • Bayley III Gelişimsel Tarama Ölçeği
  • Peabody Resim Kelime Testi
  • Beier Cümle Tamamlama Testi
  • Kimdir Bu?
  • Problem Tarama Listeleri
  • Kime Göre Ben Neyim
  • Başarısızlık Nedenleri Anketi
  • Snellen Scala Görme Sorunları Tarama Kartı

Gelişim Testi Her Çocuk İçin Gerekli Mi?

Gelişim testlerine verilen önem ve gösterilen ilgi yıldan yıla artış göstermektedir. Bu testler çocuğun gelişim düzeyini, takvim yaşına göre ileride, geride veya beklenen düzeyde olup olmadığını görmeyi kolaylaştırır. 0-6 yaş aralığındaki dönem çocukların gelişimi için çok önemli ve kritik bir dönemdir. Bu dönem içerisinde çocukların gelişimlerini ölçmek ileriye dönük pek çok fikir verebilmektedir.

Gelişim testleri sadece gerilik ve sorun tespiti için uygulanmamaktadır. Yaşının ilerisinde olan veya bazı alanlarda akranlarından daha başarılı olan çocukların da tespitini kolaylaştırır. Bu da öğretmenlere, aileye çocukla ilgili yönlendirici bilgiler sunmuş olur. Bu bilgiler eşliğinde çocukların eğitim hayatlarının ve kariyer rotalarının planlanması kolaylaşır. Bu anlamda yapılabilecek birçok gelişim testi bulunmaktadır.

Gelişim testleri çocukların gelişimini birçok açıdan inceler; sosyal beceri, ince motor, kaba motor, dil gelişimi ve toplam gelişim olarak. Testlerin sonucunda çocuğun yaşına uygun olan gelişimsel özellikleri taşıyıp taşımadığı incelenir. Gelişim testlerinin önemsendiği bir başka dönem de okul çağı dönemidir. Ebeveynler çocukları okula başlayacağı zaman yoğun kaygı duyabilmektedir.

Kimi ebeveynler çocuğun okula erken başlamasını isterken kimileri de olabildiğince geciktirmek isteyebilir. Burada ebeveynin isteğinden çok daha öncelikli bakılması gereken çocuğun okul olgunluğudur. Gelişim testleri içerisinde okul olgunluğunu ölçen testler de bulunmaktadır. Testler çok çeşitli olduğu gibi bu testleri yapan kurum ve kişiler de çok fazladır.

Gelişim testi yaptırmaya karar verdikten sonra mutlaka uygulama için resmi ve güvenilir kurumlar tercih edilmelidir. Uygulayıcının aldığı eğitimler, uygulama sıklığı, yetkinliği ve tecrübesi araştırılmalıdır. Kurumun teste yönelik vereceği raporun geçerliliği de uygulamadan önce öğrenilmelidir. Aynı testin tekrar tekrar uygulanması doğru değildir. Aradan mutlaka testin türüne ve içeriğine göre belli bir zaman geçmelidir.

Aba Psikoloji olarak biz de kurumumuzda uzman kadromuzla çeşitli gelişim testleri uygulamaktayız. Zeka, kişilik, dikkat, algı, ilgi ve beceri testleri uygulamaktayız. WISC V, Stanford Binet, Moxo Dikkat Testi,  CARS, Leiter, PEP 3 uyguladığımız testlerden bazılarıdır. Siz de gelişim testi yaptırmak istiyorsanız testlerle ilgili bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Zeka testi, zeka seviyesini veya zeka katsayısını ölçmek için uygulanmaktadır, geçerliliği ve güvenirliliği çalışılmıştır. Kullanılan testlerin uygulama methodu, uygulama süresi ve uygulanacağı kitlenin özellikleri farklılık gösterebilir. Bu testler aracılığıyla katılımcının zeka düzeyi, varsa üstünlük veya gerilik durumları, zeka alanı tespit edilebilir. Testler sıklıkla üstün veya gerilik öngörüsü ile yapılıyor olsa da herhangi bir şüphe gerektirmeden her birey için uygulanabilir.

Zeka testleri sanılanın aksine sadece zeka kapasitesini ölçmekle kalmaz. Öğrenme güçlükleri, hiperaktivite ve dikkat dağınıklığı gibi birçok durum hakkında bizlere bilgi verir. Edinilen bilgiler ışığında sonuçlar bizlere, aileye, öğrenciye önemli bir argüman sağlar. Bu bilgiler
bireyin akademik, sosyal ve kişisel gelişimini değerlendirmek açısından son derece önemlidir.  Gerek zeka potansiyelinin, gerek yaşanan zorluğun tespiti alınacak önlemler açısından bizlere yol gösterecektir.

Ve aynı şekilde daha iyi bir akademik plan ve kariyer rotası çıkarmak için oldukça önemlidir. Planlamaya bilinmezlikle, ihtimaller ve olasılıklarla başlamak amacın yeterince belirgin olmasını engeller. Somut, ölçülebilir ve değerlendirilebilir bir bilgi ise bu bilginin yönetilmesini ve işlenmesini kolaylaştırır. Dolayısıyla zeka testi sonuçları ile kariyer planı çıkarmak çok daha bilinçli, sağlıklı ve verimli sonuçlar elde etmeyi kolaylaştıracaktır.

Peki zeka testleri kategorisinde hangi testler yer almaktadır? Hangi test, hangi yaş grubuna ve hangi amaçla uygulanır? Uygulamalardaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir? Kimlere, neden ve ne zaman uygulanması gerekir? Sorularla ilgili cevaplara yazının devamında ulaşabilirsiniz.

Zeka Testi Kategorisinde Yer Alan Testler?

Zeka testleri birbirinden oldukça farklı uygulama methodları içeren ve farklı içeriklerde olabilmektedir. Zeka testleri içerisinde çok sayıda testin olması ise ebeveynler için karışıklığa yol açabilmektedir. Test yaptırmadan önce ön hazırlık yapmak ve mümkünse güvenilir kişi ve kurumlarla iletişime geçmek önerilir. Testlerle ilgili karar vermeden önce kurumları arayabilir, testin orada uygulanıp uygulanmadığını öğrenebilirsiniz.

Uygulayıcılarla test gününden önce tanışabilir ve kurumun vereceği test sonucunun resmi kurumlarca tanınıp tanınmayacağını öğrenebilirsiniz. Aşağıda zeka testi kategorisinde yer alan ve sıklıkla duyabileceğiniz testlerle ilgili özet bilgiye erişebilirsiniz.

Moxo Dikkat Testi

Moxo Testi, çocuk ve yetişkinlerde dikkat, zamanlama, dürtüsellik ve hiperaktivite performansını ölçen bir testtir. Testin uygulaması, değerlendirmesi ve raporlanması mutlaka uzman ve yetkili kişiler tarafından yapılmalıdır.  Moxo Testi uygulanırken katılımcı tıpkı günlük yaşamdaki gibi görsel ve işitsel çeldiricileri göz ardı etmelidir. Testin amacı dikkat dağılımının sebeplerini ortaya çıkarmaktır.

Her çocuğun algısı farklı olduğu gibi dikkatini dağıtan şeylerde farklıdır. Ancak kişinin dikkatini nelerin dağıttığını tespit etmek her zaman kolay değildir. Moxo ise çeldiricilerin kolayca tespit edilmesini sağlamaktadır. Test bilgisayar karşısında sadece 15 dakikalık bir sürede online olarak uygulanmaktadır. Test bitiminde sonuca yönelik rapor katılımcı ve ailesiyle hemen paylaşılabilmektedir. Sonuçlar, ilgili uzman eşliğinde değerlendirilerek aileye bilgi verilir.

Uygulanan zeka testi sayesinde çocuğun akademik hayatı, performans alanları ve kariyeri çok daha iyi gelişim gösterir. Özellikle akranlarına göre sınıf içerisinde daha hareketli olan çocuklar vardır. Kimi zaman çok basit soruları bilemiyorken kimi zaman çok daha zor soruları bilebilen çocuklarla da karşılaşırız. Böyle bir durumda Dikkat eksikliğinden ve hiperaktiviteden şüphe edebiliriz.

Unutulmamalı ki Türkiye’de 6-12 yaş aralığındaki çocuklarda dikkat eksikliği görülme oranı %7 ile %12 arasındadır. Moxo dikkat testi 6-12 yaş arası çocuklar için tasarlanmıştır. Sıklıkla DEHB tanısının konmasında, takip ve gözleminde kullanılır.

Stanford Binet Zeka Testi

Stanford-Binet geliştirilen ilk zeka ölçeği olma özelliğini taşımaktadır. Çocuklarda gelişimsel veya entelektüel eksiklikleri teşhis etmek için kullanılan bir bilişsel yetenek ve zeka ölçümleme testidir. Uygulama bireysel olarak yapılır ve mutlaka uygulayıcının yetkin ve yeterli olması gerekir. Testte 5 farklı bilişsel beceri alanı ölçülür. Bunlar; akışkan zeka, bilgi, niceliksel akıl yürütme, görsel-uzamsal işleme ve kısa süreli hafızadır.

Bu faktörlerden her biri kendi içinde sözlü ve sözsüz olarak iki alanda test edilir. Sonuçlar Standardizasyonu yapılmış olan hesaplama methoduna ve çocuğun takvim yaşına bakılarak yapılır. Stanford Binet uygulaması Aba psikoloji merkezinde de yapılmaktadır. Uygulamada alanında yetkin olan pedagoglarımız ve psikologlarımız tarafından yapılmaktadır. Testin tekrar yapılması talep edilirse mutlaka uygulamalar arasında en az 6 ay süre olmasını öneriyoruz.

WISC-V Zeka Testi

The Wechsler Intelligence Scale for Children®–Fifth Edition’ın kısaltılmış hali olan WISC–V, güvenilirliği kanıtlanmış bilişsel yetenek ölçümlerinin en sonuncusu. Önceki versiyonlara göre daha fazla esneklik ve daha fazla içerik imkanı sunmaktadır. WISC–V, çocukların yeteneklerine dair ayrıntılı bir harita çıkarmayı amaçlamaktadır.

WISC – V günümüzde öğrenme güçlüğünün belirlenmesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu test her yaşa uygun şekilde uygulanabilmektedir. Ancak öğrenme güçlüğünün yanı sıra katılımcıyı tanımayı da sağlayan pek çok bilgi sunmaktadır. Aba Psikoloji’de çocukları tanımak ve onlara kişisel çözümler sunmak amacıyla uygulanmaktadır.  Test; sözlü anlama, görsel uzam, akışkan zeka, kısa süreli hafıza ve işleme hızı gibi değerlendirmeleri içermektedir.

Bu test aracılığıyla kişilerin, bilgiyi analiz etme ve işleme becerisi, niceliksel akıl yürütme becerisi ölçülür. Görsel hafıza becerisi de değerlendirilir. Aba psikoloji WISC-V’i sıklıkla kullanmaktadır. Ayrıca KTEA™-3 ve WIAT®-III testleri de kullanılarak çocuğa ilişkin birbirinden beslenen raporlar oluşturulur.

Test sayesinde, çocukların sıklıkla deneyimlediği sorunları tespit etme ve onları zamanında yönlendirme imkanı bulunabilmektedir. Böylece öğrenme sürecinin sonunda en iyi sonuca ulaşmak için olası öğrenme güçlükleri daha net tespit edilebilir. Tespit sonrasında ise çözüme yönelik bir plan çıkartılır.

WISC-V Zeka testi çocukların zekası hakkında önemli öngörülere ulaşmayı sağlayan en güvenilir ve güçlü testtir. Testin geliştirilmiş olan bu son versiyonu ayrıca edinilen bilgilerin kişiselleştirilmesini de sağlamaktadır. Herhangi bir öğrenme güçlüğü tespit edilmesi durumunda erken yaşta yönlendirilen çocuklar, bu güçlüğü en iyi şekilde atlatma şansı buluyor.

Aba Psikoloji olarak WISC-V testini Stratejik Yetenek Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı ‘nın bir parçası olarak ve Amerikan normlarında uygulamaktayız. Detaylı bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

WISC-R Zeka Testi

6-16 yaş grubuna uygulanan bireysel bir zeka ölçümleme testidir. Test, sözel ve performans olmak üzere iki bölümden oluşur. Her bölümde bir yedek, 5 ana test olmak üzere 6 alt test bulunmaktadır. Herhangi bir alt testin bozulması durumunda bozulan alt testin bulunduğu bölüme ait yedek test uygulanır.

Test sonucunda bireye ait sözel, performans ve genel olmak üzere üç zeka bölümü elde edilir. Bazı alt testlerin uygulanması süreye dayalıdır. Sözel zeka ve performans bölümü testlerinde aşağıdaki sorular sorulmaktadır (İlk 6 sözel bölüm soruları, kalanlar performans sorularıdır);

  1. Genel Bilgi: Bu bölümde çocuğun doğal ve kültürel yaşamından aldığı genel kültür bilgileri sorulur.
  2. Benzerlikler: Çocuğa iki adet resim gösterilir ve soyutlama yeteneği test edilir.
  3. Aritmetik: Süre sınırı olmakla birlikte, aritmetik işlemler ve problemler yöneltilir.
  4. Sözcük Dağarcığı: Çocuğa kendi dilinde öğrendiği kelimeleri kullandıracak sorular sorulur.
  5. Yargılama: Çocuğun önüne mantık ve muhakeme becerisini ölçecek problemler konur ve çözmesi istenir.
  6. Sayı Dizisi: Sözel zeka testi için olan son bölümde ise çocuğun işitsel hafızasını ölçme amaçlı sorular yöneltilir.
  7. Resim tamamlama: Çocuğun önüne bir resim konur ve resimdeki eksiği tamamlaması istenir.
  8. Resim düzenleme: Resimlerdeki sebep-sonuç ilişkisini oluşturabilme üzerine sorular sorulur.
  9. Küplerle desen oluşturma: 3 boyutta ne kadar yaratıcı olduğunu öğrenmek için küplerden cisimler yaratması istenir.
  10. Şifre: Karışık görselleri düzenleyerek şifre çözmeyi ne kadar hızlı yaptığı test edilir.
  11. Labirentler: El-göz uyumunu ölçmek için labirentin sonuna ulaşma soruları sorulur.

Gelişim testi kategorisinde yer alan WISC-R mutlaka eğitim sertifikasına sahip, deneyimli, yetkin uygulayıcılar tarafından uygulanmalıdır.

CAS Bilişsel Değerlendirme Testi

CAS (Cognitive Assessment System) 5-17 yaş arası bireylerin bilişsel değerlendirmelerini 4 ölçek ve 12 alt testte ölçen testtir. Zekânın zihinsel fonksiyonlara dayandığı görüşünü benimsemektedir. Bu zeka testi içerisinde planlama, dikkat, eşzamanlı ve ardıl bilişsel beceriler değerlendirilmektedir. Böylece bireylerin zihinsel düzeyleri ve zekâ bölümleri saptanmış olur. Ayrıca CAS dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, öğrenme güçlüğü, travmatik beyin hasarı için de kullanılır.

Yanı sıra test, ağır duygusal bozukluklar ile planlama bozuklukları hakkında ipuçları sağlamaktadır. Değerlendirme süresi 60 ila120 dakika arasında değişmektedir. Testte, dikkat-dürtü kontrolü, uzamsal bilgiyi işlemleme, kavram ve sözel ifadeler arasındaki anlamı saptama, sınıflandırma, konuşma hızı gibi zihinsel süreçler değerlendirilir.

Leither Testi

Leiter Uluslararası Performans Ölçeği ya da kısaca Leiter Ölçeği, performans ölçeği formunda bir testtir. Bu test her yaş için bir IQ bölümü ve bir mantıksal yetenek ölçüsü verir. Ancak buna rağmen, 2 ila 18 yaş arası çocuklar ve gençler için tasarlanmıştır. Leiter Ölçeği’nin en önemli özelliği sözlü dil kullanılmadan uygulanabilmesidir.

Zeka testi içerisinde talimatlar dahil olmak üzere katılımcılardan sözlü bir cevap beklenmez. Testte, herhangi bir sözel alt test yoktur. Bu nedenle sadece sözsüz zekayı ölçen bir testtir. Test, ana dilde konuşamama, otizm, travmatik beyin hasarı, konuşma bozukluğu ve işitme sorunları olan katılımcılarda belirleyici bir niteliğe sahiptir.

Leiter Ölçeği, sözel bir yapıya sahip Binet Ölçeği yerine sözel olmayan bir alternatif olarak kullanılmaktadır.

Zeka Testi Neden, Ne Zaman ve Kimlere Yaptırılmalı?

Zeka testlerinin yaptırılması çoğu zaman maliyetli olabilmektedir. Maliyet kadar nerede ve kime uygulatılacağının bilinmiyor olması da çekimser durulmasına neden olabilmektedir. Zeka testlerinin uygulanması için bir gerekliliğe ve yönlendirmeye gerek duyulmamalıdır. Her çocuk ve bireye yaşına ve ölçülmek isteyen fonksiyonlara göre test uygulanabilir. Uygulamadan elde edilen sonuçlar çocuk, ergen veya yetişkin bireyin performans alanları için önemli bilgiler verecektir.

Bir çocuğa özellikle okul çağına başlamadan test uygulanması önerilir. Bu sayede çocuğun okula başlamaya hazır olup olmadığına da bakılabilir. Yine çocuğun zeka düzeyine göre akademik destek ihtiyacı varsa karşılanabilir. Bu sadece gerilik için gerekli olan bir durum değildir. Üstün zekalı ve yetenekli çocukların da körelmemeleri için profesyonel desteğe ihtiyacı olacaktır. Bu desteği ise ancak uygun öğretmenler ve eğitim kurumları sağlayabilecektir.

Unutulmamalı ki zeka testi başarı veya başarısızlık ölçütü değildir. Üstün zekalı bir öğrenci doğru eğitim ortamında değilse, yeterli ilgisi ve motivasyonu yoksa potansiyelinin altında kalabilir. Aynı durum tam tersi durumlar için de geçerlidir.

Öğrencinin zeka düzeyi ortalama ve altı olabilir ancak öğrenmeye yönelik ilgisi, merakı ve motivasyonu yüksek olabilir. Bu durumda öğrencinin potansiyelini zorlayarak beklenin üstünde başarı elde edebilmesi muhtemeldir. Bu nedenle başarılı olmanın sadece zeka düzeyiyle ilgili olmadığı göz ardı edilmemelidir. Zeka testi uygulamalarımız ve kariyer odaklı çalışmalarımızla ilgili bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Read More

Yetenek testi, ilgi ve becerilerin tespit edilmesi akademik ve profesyonel kariyer hayatı için oldukça önemli. Günümüzde yetişkinlerin önemli bir bölümü sahip oldukları yetenekleri bilmeden ve belki hiç deneyimlemeden yetişti. Oysa yapılan araştırmalar ve paylaşılan sonuçlar her bireyin doğuştan getirdiği yeteneklerinin olduğunu gösteriyor. Ancak ne kadar yetenekli olursak olalım bu yeteneklerin keşfedilmesi için erken dönemde farkındalık gerekiyor.

Erken dönemde üzerine gidilmeyen ve gelişimi desteklenmeyen yetenekler zaman içerisinde köreliyor. Körelme aşamasında dikkat verilen yeteneklerin ise fark edilmesi veya geliştirilmesi zorlaşıyor. Dolayısıyla gerek ebeveynlerin gerekse öğretmenlerin ve okulların bu konuda daha farkındalıklı olması gerekiyor. Her şeyden önce bir yeteneğin veya parlak bir zekanın varlığı bireysel kazanım olarak değerlendirilmemeli.

Önemsenen her bir yeteneğin veya zekanın toplumumuz, dünyamız için önemi olabiliyor. Yetenekler aracılığıyla nice yenilikler, dönüşümler gerçekleşebiliyor. Zeka aracılığıyla teknolojide, bilimde, teknikte olağanüstü atılımlar gerçekleşebiliyor. Sanat, spor ve benzeri pek çok alanda birçok güzel gelişme yaşanabiliyor. Öyleyse yetenek testi sadece birey ve çevresi için değil hepimiz için büyük önem taşıyor.

Ancak bir bireyin gelişiminde ve başarısında sadece yeteneklerin öneminden bahsetmek de doğru olmaz. Yeteneklerle beraber mutlaka ilgilere de bakılması gerekiyor. Çünkü başarının gelebilmesi için yetenek kadar bu alana ilginin de olması gerekiyor. Eğer bir bireyin sadece yeteneği var ama ilgisi, motivasyonu yoksa performans potansiyele yaklaşamayacaktır. Aynı şekilde ilgi var ama yetenek yoksa da aynı durum söz konusu olacaktır. Başarının gelmesi için yetenek kadar, ilgiye, motivasyona ve çabaya da ihtiyaç duyulacaktır.

Yeteneklerin tespit edilmesi sadece akademik veya profesyonel çaba için değil kişisel tatmin ve keyif için de önemlidir. Peki yetenekler nasıl tespit edilebilir? Yeteneklerin öğrenilmesi hangi açılardan avantaj sağlar? Yazımızın devamında detaylı bilgiye erişebilirsiniz.

Çocukların ilgi ve Beceri Alanları Nasıl Keşfedilir? Ve İlgi ve Beceri Alanları Meslek seçimini ve Kariyeri Nasıl Etkiliyor? Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yetenek Testi Neden Yapılmalı?

Yetenek ve ilgi testleri, çocukların kişisel yeteneklerini, becerilerini ve ilgi alanlarını tespit etmeye yarayan testlerdir. Bu testler baskın zeka alanını, mesleki yatkınlığı ve genel yetenekleri belirlemeyi hedefler. Test ne kadar erken dönemde uygulanırsa geleceğe yönelik o kadar erken ve farkındalıklı planlamalar yapmak mümkün olur.

Elbette ki okul öncesi dönemden çocuğun kariyerini çizmek kolay değildir ve zaman içerisinde değişiklikler gerektirebilir. Ancak test sonucu gerek uygulayıcıya gerek aileye ve çocuğa önemli bilgiler sunacaktır. Testlerin erken dönemde yaptırılması, mevcut yeteneklerin geliştirilmesi için gereken desteklerin alınmasını da sağlayacaktır. Böylece gelişime yönelik çok daha kısa sürede ve hızlıca sonuçlar alınabilir.

Tespit süreci yaşamın hangi sürecine gelmiş olursa olsun bireyin yetenekleri yaşam alanlarına entegre edilebilir. Yetenek testi sonuçları baz alınarak okul hayatı, sanat, spor gibi ilgi alanları, sosyal yaşamı ve kariyeri desteklenebilir.

Örneğin; spora yatkınlığı olan bir çocuk İlgi duyduğu ve yetenekli olduğu bir spor dalında ilerleyebilir. Bu ilerlemeden keyif alırsa ileride bu yeteneğini eğitim hayatına ve/veya mesleğine dahil edebilir.

Mesela okulun spor takımına girip sporcu destek burslarına başvurabilir. Profesyonel kariyerini sporla birleştirip antranörlüğe, koçluğa, spor spikerliğine yönelebilir. Sözel alanda da başarılı ve ilgili olan bir öğrenci dilerse sözel becerisini ve sporu birleştirip spor köşe yazarı, eleştirmeni olabilir.

Kendini yeterince ifade edemeyen, daha içe dönük bir mizaca sahip olan bir öğrencinin sosyalleşebilmesi için yeteneklerinden faydalanılabilir. Örneğin yine spordan ilerleyecek olursak bir takıma dahil olması sosyalleşebilmesini destekleyebilir. Dolayısıyla yetenek testi ile elde edilen bilgiler akademik, profesyonel, öznel ve sosyal açıdan pek çok alanda fayda elde edilmesini sağlar.

ABA Psikoloji ailesi olarak yetenek testlerinin önemini biliyor ve kurumumuzda sıklıkla uyguluyoruz. Yetenek testlerinden elde ettiğimiz sonuçları danışanlarımızın kariyer planlarını belirlerken en verimli şekilde kullanıyoruz. Değerlendirmelerimizde, en etkili ve geçerli ölçümleri veren yetenek ve ilgi testleriyle ayrıntılı analiz oluşturmaya çalışıyoruz.

Erken Dönemde Kariyer Planı Yapmak Başarıyı Destekliyor ve Meslek Seçmeden Önce Kendinizi Keşfedin! yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Peki Aba Psikoloji Yetenek Testi Uygulamalarımız Neler?

Kurumumuzda danışanlarımızın yeteneklerini ve meslek eğilimlerini stratejik yetenek yönetimi testi ile ölçüp değerlendiriyoruz. Test sonucunda alınan verilerle güçlü yönlerinizi tecrübe ve deneyime çevirmenizi destekliyoruz. Güçsüz yönlerinizin ise performansınıza ve kariyer planınıza zarar vermeyecek şekilde nasıl yönetilebileceğini gösteriyoruz. Uyguladığımız testler ve klinik gözlemle danışanlarımızın gelecekte daha parlak ve başarılı bireyler olabilmelerini hedefliyoruz.

Çünkü ilgi ve yeteneklerini mesleğine ve performans alanlarına dahil eden bireylerin iş tatmininin ve motivasyonlarının çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Kariyer Hayatında Fark Yaratmak İçin Geliştirilmesi Gereken Beceriler! ve Okul Öncesi Dönemde Kariyer Planı Yapmak: Küçük Ayaklar Geleceğe Büyük Adımlar Atsın yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Stratejik Yetenek Testi Nedir?

Stratejik yetenek yönetimi, en akılda kalıcı haliyle bireylerin yeteneklerinin ve yetkinliklerinin yönetilmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetimi sayesinde bireylerin gelişim alanları çıkarılır ve gelişim süreçleri planlanır.  Kısa ve uzun vadeli hedefler belirlenir, bu hedeflere en verimli şekilde nasıl ulaşılabileceğinin planları yapılır. Tüm bu planlar çıkartılırken de kişilerin ulaşabilecekleri en iyi performansa ulaşmaları amaçlanır.

Stratejik yetenek yönetimi testinde başta WISC-V olmak üzere 8 farklı psikolojik test uygulanır. Bu testlerin sonucunda kişiye özel bir stratejik plan oluşturulur. Öğrencilerin sosyo – ekonomik ve kültürel çevreleri de değerlendirmeye dahil edilir. Böylece oluşturulan plan, 3, 6, 12 ve 24 aylık hedefleri ve öngörüleri kapsar.

Bu uygulama yapılırken bireyin stratejik yetenek testi hedeflerini belirlemek için psikologlar ve eğitimciler birlikte çalışır. Bu sayede katılımcı hakkındaki veriler hiçbir şeyi gözden kaçırmadan analiz edilir. Ve tüme varım yöntemiyle hedefler belirlenir. Stratejik yetenek yönetimi testlerinin uygulanmasının ardından belirlenen hedeflere ulaşılması için bireyin kişilik özelliklerine bakılır.

Yanı sıra bireyin ilgi alanlarına, bilgi düzeyine, yeteneklerine uyacak şekilde bireye bir yol haritası çizilir. Hedefler belirlenirken 3,6,12 ve 24 hedefleri ve öngörüleri kapsar. Ancak bu sürede kişinin hedeflerinde değişiklik söz konusu olursa planlar yeniden düzenlenir ve değişikliğe gidilebilir. Bu nedenle hedeflerin bölünerek 3, 6, 12, 24 aylık sürelerle planlanması daha sağlıklı sonuçlar vermektedir.

Stratejik Yetenek Yönetimi ile Gelecek Kaygınızı Yenebilirsiniz ve Stratejik Yetenek Yönetimi ile Kariyerinizde Fark Yaratın yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Stratejik Yetenek Testi ile Geleceğinizi En İyi Şekilde Tasarlayabilirsiniz!

Günümüzde eğitim ve iş alanında rekabet oldukça yoğun. Kişilerin iyi okullara girebilmesi, iyi eğitimler alabilmesi ya da iyi yerlerde istihdam edilebilmesi için başından hedef belirlemesi gerekiyor. Ancak bu kararı vermek yani stratejik bir hedef belirlemekte o kadar kolay değil. Mesleğinizi seçtiğinizde sadece bir meslek seçmiş olmuyorsunuz. Yıllarınızı verip okuyacağınız bölümü, sosyal ve akademik çevrenizi seçmiş oluyorsunuz.

Bununla da kalmıyor çok daha önemlisi bir ömür boyunca yapacağınız mesleği seçiyorsunuz. Çoğu öğrenci bu süreçte karar verirken kendi ilgi, istek ve ihtiyaçlarını bir kenara bırakıyor. Daha da kötüsü risk almaktan korkup endişe ile ailelerinin verdiği mesleki kararı seçebiliyorlar. Çünkü önyargıları, korkuları ya da çevrelerinden edindikleri çarpıtılmış gerçekler cesaretlerini kırabilmektedir.

Bu karmaşayla başa çıkabilmek, dış seslere değil de içinizdeki sese kulak verebilmek ve riskleri elimine etmek gerekiyor. Tüm bunları başarabilmek ise stratejik yetenek testi ile mümkün. Stratejik Yetenek Yönetimi ile kariyer danışmanlığı almak, ülkemiz şartlarında düşünüldüğünde daha da önem kazanıyor. Çünkü ülkemizde meslek seçimi genellikle üniversite yıllarına bırakılıyor.

Liseli öğrenciler seçecekleri meslekten, o mesleğin beklentilerinden ve kendi ilgi ve yeteneklerinden habersiz seçim yapıyor. Bunun sonucunda üniversiteye giren gençlerin %50’sinden daha fazlası girdikleri daldan memnun kalmıyor. İnsanın kişiliğini ve hayatını doğrudan ilgilendiren bir kararı verirken sonucu tesadüflere bırakmaması gerekiyor.

Kurumumuzda uyguladığımız Stratejik yetenek yönetimi sayesinde danışanlarımız, kendini keşfetme fırsatı yakalar. Böylece gençler doğru bölümleri ve üniversiteleri tercih ederek kendilerine en uygun akademik kariyer planını gerçekleştirir. Doğru kişilerin doğru bölüm ve okullarda olması, eğitim yıllarının verimli geçmesini sağlar. Yanı sıra bu tüm akademik ve profesyonel hayatın mutlu geçmesi anlamına gelir. Stratejik yetenek yönetiminin en önemli katkılarından biri de küresel ve bilimsel bir bakış açısıyla kişilerin eğilimlerinin değerlendirilebilmesidir.

Yetenek testi ile ulaşılmak istenen asıl hedef, çocukların meslek ve program seçimini sorunsuz bir şekilde yapabilmelerini sağlamaktır. Ardından başarı elde etmek için gerekli olan kariyer planlamalarındaki ihtiyaçlar tespit edilip karşılanır.

Stratejik Yetenek Testi için Bizimle İletişime Geçebilirsiniz

Aba Psikoloji’de çocuğunuzun gelişimine katkı sağlayabilen yetenek ve ilgi testleriyle en uygun sonuç size sunulmaktadır. Kadromuzda yer alan ve uygulamaları yapan uzmanlar Boğaziçi Üniversitesi mezunlarından oluşan psikologlardır. Ayrıca danışanlara ve ailelere uygulama sonrası Gamze Sart tarafından test sonuç sunumu yapılır.

Takip eden süreçte gereken yönlendirmeler ve geliştirmeler için danışmanlık yapılır. Siz de stratejik yetenek testi uygulamamızdan faydalanmak ve kariyer danışmanlığı almak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz. Hakkımızda daha detaylı bilgi edinmek ve içeriklerimizi takip etmek için Youtube sayfamızı da takip edebilirsiniz.

Read More

Yüz yüze eğitim 6 Eylül Pazartesi günü tüm kademelerde ve tam zamanlı olmak üzere başlıyor. Pek çok kademede eğitim ve öğretim son iki yıldır online ve uzaktan sürdürülüyordu. Yüz yüze devam ettirilen eğitim kademelerinde ise kısıtlamalar getirilmiş ve seyreltilmiş eğitim modeli uygulanmıştı.

Sınıflardaki öğrenci sayıları azaltılmış, kapalı alan ve temas gerektiren etkinliklere de ara verilmişti. Bu yılsa alınan yeni önlemler, artan aşılamalarla yeni eğitim dönemine yüz yüze başlama kararı alındı. Öğrenciler okul ortamını, akranlarıyla bir arada olmayı ve sosyal yaşamı çok özlediler. Dolayısıyla eğitimde sınıflara dönülecek olması öğrenciler için coşkulu ve heyecan verici bir haber oldu.

Ancak iki yıldır uzaktan devam eden eğitimde yüz yüzeye dönmek endişeleri de beraberinde getiriyor. Özellikle ebeveynler okulların açılıyor olmasıyla ilgili kaygı ve endişelerini çocuklara yansıtabiliyor. Nasıl korunacağız? Almamız gereken önlemler neler? Çocukların kaygı ve korkuları nasıl giderilebilir? Ve benzeri konularda merak edilen cevaplara yazının devamında ulaşabilirsiniz.

Pandemide Öğrenci Olmak: Daha İyi Hissetmek için Beslenme ve Aktivite Önerileri yazımızdan faydalanabilirsiniz. Ayrıca Pandemi Sürecinde LGS’ye Psikolojik Hazırlık Nasıl Yapılmalı? Ve  Pandemide Üniversite Sınavına Hazırlanmak yazılarımıza da bakabilirsiniz.

Yüz Yüze Eğitim Duygusal, Bilişsel ve Sosyal Gelişim İçin Oldukça Önemli

Akranlarla iletişimde olabilmek, aynı sosyal ortamı paylaşmak, bir arada olabilmek çocuk ve gençler için ihtiyaç. İki yıldır bu ihtiyacın karşılanabilmesi için fiziksel alanlar sanal ortamlara taşındı. Yüz yüze sohbet ve etkileşimlerin yerini online görüşmeler veya mesajlaşmalar aldı. Bu çağın çocukları ve gençleri teknolojiyle kardeş gibi büyüyor. Dolayısıyla dijital platformlar onlara hiç de yabancı değil.

Ancak onlar için bile fiziksel mesafeler rahatsızlık verici boyutlara ulaştı. Öğrenciler okul ortamını, okul düzenini, öğrencilik rutinlerini, sınıflarını özledi. Bu özlemin altında yatan pek çok ihtiyaç faktörü var. Pandemiden önce pek çok öğrenci okulun bu denli önemli ve değerli olduğunun farkında değildi. Sınavlara hazırlanmak, zaman baskısı, müfredat ve benzeri nedenlerle okulun olumlu yönleri geri planda kalıyordu.

Oysa okul bilginin edinildiği bir ortamdan ibaret değildi. Okulda yüz yüze eğitim aracılığıyla öğrenciler sosyalleşirler. Farklılıklar içinde uyum yakalamayı, empati kurmayı, hoşgörüyü, paylaşmayı, saygı duymayı öğrenirler. Okul sayesinde öğrenciler kendilerini değerlendirebilirler, adeta okul bir ayna görevi görür. Bu sayede çocuk kendini akademik, sosyal, karakteristik açılardan değerlendirir, sınıflandırır ve derecelendirir.

Okul ortamında kurallar vardır, disiplin vardır. Ve öğrenciler kural ve disiplinden hoşlanmıyor gibi görünseler de sınırları belli bir organizasyon içerisinde kendilerini daha güvende hissederler. Tıpkı evimiz gibi okulumuzda da konuşulan ve konuşulmayan kurallar olsun isteriz. Bu kurallar bizim sınırlarımızı belirler. Bu sınırlara sadık kalmak bizi güvende tutar. Yüz yüze eğitim ile öğrenmek daha kolay hale gelir.

Online eğitime kıyasla dikkat süresi sınıf ortamında daha uzundur. Öğrenmeye yönelik motivasyon çoğu öğrenci için sınıf ortamında daha yüksektir. Doğrudan iletişim kurabilmek, göz kontağı kurmak, iletişimde beden dilini kullanabilmek etkileşimin kalitesini artırır. Okulun sağladığı tüm bu kazanımlar öğrencilerin duygusal, bilişsel ve sosyal açıdan gelişmesini destekler.

Yüz Yüze Eğitim Ailedeki Rollerin Karışmaması ve Günün Sağlıklı Şekilde Planlanabilmesi İçin Önemli

Pandemi sürecinde sağlığımızı riske atmaksızın eğitime devam edebilmenin en verimli yolu online eğitime geçişti. Ancak ilk geçiş sürecinde pek çok zorluk ve aksama yaşandı. Eğitimlere katılabilmek için evdeki çocuk sayısı kadar bilgisayara ihtiyaç duyulması, internet ihtiyacı bunların bir kısmıydı. Önemli bir diğer konu ise çalışan ebeveynlerin durumuydu.

İşe gitmek zorunda olduğu için evden eğitim alan çocuğunu emanet edecek kimsesi olmayan ebeveynler çok zorlandı. Evden çalışan ebeveynler içinse çocuklarla bir arada çalışmak kolay değildi. Küçük ama kalabalık hanelerde herkesin çalışmak için ayrı bir alana sahip olması mümkün değildi. Bunlar da beraberinde aksaklıklara neden oldu.

Dikkatler kolayca dağıldı ya ebeveynler işlerini aksattı ya öğrenciler derslerini, evdeki küçük çocukları oyalamakta çoğu zaman abilere, ablalara kaldı. Dolayısıyla ev içerisindeki roller bozuldu. Günlük rutinler ve planlamalar da aksadı. Uyku, uyanıklık saatleri, yemek saatleri, öğünlerin niteliği değişti. Fiziksel olarak yorgunluk yaşamayan bedenler için uykuya dalmak zorlaştı. Öz bakım ve kişisel hijyen azaldı.

Okula gidip yüz yüze eğitim alınan dönemlerde öğrencilerin belli bir uyanma ve uyku saatleri vardır. Sabah erken kalkmak, okula gitmek, okulda tüm gün sıralarda oturmak, teneffüslerde koşturmak ve akşam eve dönmek yorucudur. Bu yorgunluğun bir diğer anlamı ise düzen içeren bir rutine sahip olmaktır. Okula gitmeyen öğrenciler ise çoğunlukla derslere dakikalar kala uyanıyorlar.

Kahvaltıyı geciktiriyor, evde okuldakinden daha az hareket ediyorlar. Dolayısıyla bu durum uyku saatlerini ve beslenme alışkanlıklarını da bozuyor. Okul ise tüm aile bireylerinin eski rutinlerine dönmesini kolaylaştırıyor.

Pandeminin Olumsuz Etkileri ve Verimli Zaman Geçirme Önerileri ve Pandemiden Etkilenen Yakınlarınıza Siz de Psikolojik İlk Yardım Uygulayabilirsiniz! Yazılarımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yüz Yüze Eğitim Tüm Avantajlarına Rağmen Aileleri Endişelendiriyor Olabilir

Okulları özledik, eski rutinlerimizi özledik, sosyal hayata karışmayı özledik. Ancak tüm özlemlere rağmen sağlıklı kalabilmek en büyük temennimiz. Ebeveynlerin en büyük endişesi virüsün okul ortamından öğrenciler aracılığıyla eve taşınması. Aşı yaygınlaşmış, pek çok birey aşılarını olmuş olsa da aşı hastalık kapmayı engellemiyor. Öğrencilerin önemli bir kısmı ise henüz aşılanmadı.

Bu da ebeveynlere “ya çocuğum hasta olursa?” veya “ya çocuğum hastalığı eve taşır ve risk grubundaki aile üyelerimizden biri için tehlike oluşturursa!” endişesi duyuyor. Hastalığa yakalanmak durumunda karantina sürecinde kaçırılacak derslerin nasıl telafi edileceği de başka bir soru işareti. Ancak herkesin en temel kaygısı yüz yüze eğitim sonrası hastalığı alma ve yayma ihtimali üzerinde yoğunlaşıyor. Tüm bu endişeler çocukların okulla buluşma sevincini gölgeliyor.

Özellikle çocuğu okula yeni başlayacak olan okul öncesi grubu velileri ve ilk öğretim velileri endişeli. Normalde de okula ilk kez gidecek olan çocuklar ve aileleri başlangıç öncesi yoğun kaygı duyabilirler. Ebeveynin farkında olmadan yansıttığı kaygılı haller çocuğun da kaygılarını pekiştirir ve zamanla çocukta okul korkusu, fobisi gelişebilir. Şimdi bu sürece birde pandemi faktörü eklendi.

Ailelerin okul, öğretmen seçerken gösterdiği hassasiyet şu an çok daha yüksek. Tabi hassasiyet ve beklentiler artıkça eğitime ayrılan bütçelerde de farklılaşmalar oluşabiliyor. Bu da ebeveynlerin karar sürecinde daha büyük zorluklar yaşamasına neden olabiliyor. Kimi veliler ise yüz yüze yerine eğitimin evden devam ettirilmesini tercih ediyor.

Anaokulu Seçimi Nasıl Yapılmalı? Yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yüz Yüze Eğitim Beraberinde Okul Fobisini Tetikleyebilir Aileler Yapıcı ve Heveslendirici Olmalı

Hatalı ebeveyn tutumları, mizaç, gelişimsel özellikler, çevresel koşullar, rekabet ve kıyaslamalar okul fobisine neden olabilir. Çocuğun mizacı içe dönük, çekingen nitelikteyse okul korkusu gelişebilir. Ebeveynlerin mizaç özellikleri de okul sendromu gelişimini etkileyebilir. Ayrılık anksiyetesi; ebeveynlerin çocuktan ayrı kalmaya yönelik kaygıları çocuğun okula gitmek istememesine neden olabilir.

Çocuklar okula gittiklerinde ebeveynlerine üzüntü verdikleri için kendilerini üzgün ve suçlu hissedebilirler. Aynı durum pandemide okula başlayacak çocuklar için de geçerlidir. Ebeveynler çocuklarının okula gidecek olmasından duydukları üzüntü ve kaygıyı söz, davranış ve ifadeleriyle yansıtabilirler.

Sürekli hijyen kurallarını hatırlatmak, vücut kırgınlığı, hastalık belirtilerini hemen covid-19’a yormak çocukların doğal davranmasını engelleyecektir. Bu da öğrencinin kendi otokontrolüyle ev dışında, özellikle de yüz yüze eğitim ortamında davranabilmesini engeller. “Hasta olabilir veya hastalığı taşıyabilirim!” endişesiyle çocuk sınıf ve okul ortamında etkin hareket edemeyebilir. Ebeveynin kaygıları yoğunsa bu kaygıyı çocuğun veya gencin fark etmemesi mümkün değildir.

Kaygıyla başa çıkmak ebeveyn için mümkün olmuyorsa profesyonel destek alınabilir. Ancak kaygı kontrol edilebilir düzeylerdeyse kaygının varlığından verim elde edilebilir. Ebeveyn çocuk veya gençle temel kaygılarını paylaşabilir. Ancak kaygılar paylaşıldıktan sonra mutlaka bu kaygılarla nasıl başa çıkabileceği de paylaşılmalıdır. Aynı şekilde çocuk veya gence okulda olmanın sağlık açısından riskleri olsa da pozitif kazanımlarının da olduğu anlatılmalıdır.

Tedbirli davranılıp, alınan önlemlere dikkat edildiği sürece okulda olmanın son derece faydalı olacağı aktarılmalıdır. Okul Fobisi ve Ailelere Öneriler ve Okul Korkusu Nedenleri ve Okula Yeni Başlayacak Çocuklar İçin Ailelere Öneriler yazılarımızdan faydalanabilirsiniz.  Ebeveyn Tutumları ve Karakter Gelişimine Etkisi yazımızdan da faydalanabilirsiniz.

Yüz Yüze Eğitim Başlamadan Önce Çocuklar Detaylı Bilgilendirilmeli

Kaygıyla başa çıkmanın en güzel yolu kayıta dayalı, bilimsel bilgiler eşliğinde hatalı ve eksik bilgilerin kapatılmasıdır. Kaygının en büyük tetikleyici yanlış veya eksik bilgilerdir. Bu nedenle ebeveynler önce kendileri covid-19 sürecinde alınması gereken önlemleri öğrenmeli ve olası riskleri gerçek kaynaklardan tespit etmelidir. Ardından ebeveynler edindikleri bu bilgileri çocuklarının yaşlarına göre uyarlayıp, onlarla da paylaşmalıdır.

Bilgi paylaşımı yapılmadan önce okula yönelik heves uyandırmakta son derece önemlidir. Çocuk okula yeni başlayacaksa okul temalı hikaye kitapları alınıp okunabilir. Çocuğun okul tecrübesi varsa eski okul deneyimleri, okul arkadaşları, öğretmenleri ile ilgili sohbetler edilebilir. Amaç çocuğun okula gitmek için heveslenmesini sağlamak olmalıdır. Ancak çocuğun okula gitmeye istekli olmasında en büyük destek ebeveynin de gönüllü ve istekli olmasıdır.

Yüz yüze eğitim başlamadan kaygıyla başa çıkmak için mutlaka çocuğa covid-19 kapsamında alınması gereken önlemler anlatılmalıdır. Hatta evdeki tüm aile bireylerine ebeveynlerden biri tarafından eğitim dahi verilebilir. Videolar, görseller ve hazırlanabiliyorsa slaytlar, afişler eşliğinde eğitim planlanabilir. Bu eğitim ortamı bir etkinliğe çevrilip, aktivite gibi de dizayn edilebilir. Eğitim sonrası soru cevaplar, bilgi yarışmaları yapılabilir.

Sosyal mesafe, temizlik ve maske kullanımı konusunda bilgi paylaşılmalı. Yine küçük çocuklarda bu bilgilerin yerleşmesi ve kaygı uyandırmaması için oyun ve kitaplardan faydalanılabilir.

Yüz Yüze Eğitim Gelişen Ekran Bağımlılıklarıyla Mücadele Etmeyi de Kolaylaştıracak

Salgın döneminde eve kapanmamız, eğitiminde online olarak sürdürülmesi her yaş grubundan bireyin ekran kullanımını artırdı. Derslerin online olması, akranlarla sosyalleşmek için online platformların kullanılması, boş zaman etkinliklerinin de dijital kaynaklarla yapılması bağımlılık geliştirdi. Türkiye zaten ekran kullanım oranının oldukça yüksek olduğu bir ülkeyken ekran kullanım oranlarımız pandemiyle daha da arttı.

Yüz yüze eğitim başladığında önemli kazanımlardan birisi de ekran kullanımının okul saatlerinde minimuma inecek olması. Ancak yine de öğrenciler ekran kullanımını sınırlandırmakta zorluk yaşayabilirler. Oyun, ekran bağımlılığı gibi faktörlerle mücadele eden bireyler için aşağıdaki yazılarımız faydalı olabilir. Dijital Çağda Öğrenci Olmak ve Oyun Bağımlılığı Çocukların Gelişimini Nasıl Etkiliyor? Yazılarımızdan faydalanabilirsiniz.

 

Read More